İsveç’teki Blekinge County bölgesinin başkenti olan Karlskrona’nın bir diğer ilgi çekici özelliğiyse ülkenin tek “barok kenti” olmakla birlikte deniz üssü ve İsveç Sahil Güvenlik Komutanlığı’na ev sahipliği yapması. Blekinge takımadalarının doğu kesiminde yer alan Karlskrona kenti neredeyse 30’u geçkin adaya yayılmış. Bölgede nüfusu diğerlerine göre daha fazla olan adalardan bazıları ise şöyle: Saltö, Sturkö, Hästö, Långö ve Aspö.
1680 senesinde Karlskrona Kral XI Carl hükümdarlığında “kasaba” olarak kurulan ve tarihteki ilk adı “Karl’s Crown” olan Karlskrona, günümüzde yüzölçümü bakımından Blekinge County’nin en büyük şehri olma özelliğini taşıyor. Şehrin en göz alıcı yapısı nedir diye her kime soracak olursanız olun, muhtemelen alacağınız ilk cevap Karlskrona Deniz Feneri olur. Buna ek olarak eski tersanesi, deniz üssünün yıllar yıllar öncesine ait kalıntıları ve adını UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne yazdırmış olan Trösse’deki üç tarihi kilise de kesinlikle görülmeye değer.
Karlskrona’da belki de en kalabalık olan, hatta yerlilerin en önemli gün olarak nitelendirdiği, yaz aylarında gerçekleşen Lövmarknaden (The Leaf Fair) fuarının şu ana kadar gördüklerinizin çok dışında bambaşka bir konsepte sahip olduğuna emin olabilirsiniz. Şehrin kalbi olarak nitelendirilen Karlskrona ana meydanını özel kılan en önemli etken yüzölçümü açısından İskandinavya’daki en büyük meydan olması. Her yıl temmuz ve ağustos aylarında ziyaretçileriyle buluşan The Sail Festival’in gerçekleştiği yerse Karlskrona Limanı. Yelkenlilerin gün boyu süzülüşüne şahit olabileceğiniz The Sail Festival’de her yıl çeşitli etkinlik, aktivite ve yarışmalar da düzenleniyor.
Kurulduğu günden bugüne kadar hiçbir bina ve mimarinin bozulmadan, ilk günkü gibi kalabildiği Karlskrona, haliyle 1-2 günde tamamı gezilebilecek bir yer olmadığı için tatil planınızı en az 4-5 günlük veya 1 haftalık olarak yapmanızda fayda var. Kentin en çok ziyaret edilen müzesi olma unvanını gururla taşıyan ve aylda ortalama 250 bin kişiyi ağırlayan Marinmuseum ya da diğer bir adıyla Ulusal Denizcilik Müzesi denizcilik ve denizcilikle alakalı her ne varsa, hakkında fikir sahibi olabileceğiniz bir müze. İsveç donanmasının tarihine ışık tutan ve halk arasında “milli müze” olarak kabul gören Marinmuseum’u gezdikten sonra rotanızı 1997 yılında açılan Stumholmen Müzesi’ne (Varvsmuseet) çevirebilirsiniz.