Klasik Osmanlı mimarisinin başlıca görkemli ve göz kamaştırıcı yapıları arasında gösterilen Süleymaniye Camii, İstanbul'a Mimar Sinan tarafından kazandırılan muhteşem eserlerin belki de en bilineni. Padişah Kanuni Sultan Süleyman adına inşa edilen cami, aynı zamanda Mimar Sinan'ın kalfalık dönemi başyapıtlarından. Kütüphane, hamam, medrese ve hastane gibi bölümleri barındıran Süleymaniye Külliyesi'nin bir parçası olan Süleymaniye Camii, geçmişte olduğu gibi günümüzde her gün ibadet etmek veya bu muazzam eseri görmek isteyen pek çok kişi tarafından ziyaret ediliyor. 1500’lü yıllarda yaptırılan caminin o dönemden bu yana pek çok deprem görmüş olmasına karşın herhangi bir hasar almadan ve sağlam şekilde günümüze dek ulaşabilmesi ise yapının hayli ilginç özellikleri arasında gösteriliyor.
Süleymaniye Camii’nin 4 minaresi, Kanuni Sultan Süleyman’ın İstanbul’un fethinden sonra devletin dördüncü padişahı olmasını sembolize ediyor. Cami ayrıca bunun dışında da dönemin padişahına dair pek çok ilginç detayı barındırıyor. İstanbul Boğazı ve Topkapı Sarayı’na hakim bir tepenin üzerinde inşa edilen Süleymaniye Camii’nin bahçesine çıktığınızda kubbelerin ardından görülen panoramik İstanbul manzarasını seyredebilirsiniz. Caminin hemen çevresinde bulunan restoranlarda ise Süleymaniye’nin meşhur kuru fasulyesi ile pilavını tadabilirsiniz.
Eminönü ve Mısır Çarşısı gibi şehrin turistik noktalarına hayli yakın olan Süleymaniye Camii’ne ulaşmak son derece kolay. Yenikapı-Hacıosman metrosunun Haliç istasyonunda indikten sonra camiye yürüyebilir veya vapurdan Eminönü’nde indikten sonra yine dakikalar içinde bu ihtişamlı ibadethaneye gelebilirsiniz. Bölgenin ayrıca manzaralı şehir otelleri konusunda da hayli şanslı olduğunu anımsatalım.