İstanbul Boğazı’nın üzerinde inşa edilen Boğaziçi Köprüsü, şehrin Avrupa ve Asya yakalarını bir araya getiren üç köprüden biri. Beylerbeyi ve Ortaköy arasında boylu boyunca uzanan köprünün özellikle akşam saatlerinde yanan renkli ışıklarla görüntüsü hayli cezbedici. Günün neredeyse her saatinde yoğun olan köprüde özellikle akşamları iş çıkışı saatlerinde trafik kilitlenebiliyor. Ancak Boğaziçi Köprüsü’nün üzerinden geçen metrobüs hattı sayesinde trafiğe hiç takılmadan, rahatça iki yaka arasında yolculuk yapma şansınız var. İstanbul Boğazı üzerinde inşa edilen ilk köprü olması nedeniyle ‘’Birinci Köprü’’ olarak da bilinen devasa yapı, 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe girişiminin ardından ‘’15 Temmuz Şehitler Köprüsü’’ adını aldı. 1973 yılında araç trafiğine açılan köprü, o dönemde dünya üzerindeki en büyük 4 asma köprüden biriydi. Şimdilerde sıralamada hayli gerilerde kalsa da Boğaziçi Köprüsü halen tüm ihtişamıyla İstanbul’un siluetini şekillendirmeye devam ediyor.
Geçmişte pek çok ünlü mimar tarafından İstanbul Boğazı üzerine köprü projesi hazırlandı. Üstelik bunlardan biri Leonardo Da Vinci’ye aitti. Ancak Boğaziçi Köprüsü’nün yapımına 1970’li yıllarda başlanabildi. O dönemden itibaren İstanbul’un siluetini şekillendiren köprüden her gün binlerce araç geçiyor. İstanbul Boğazı’nın ortasında adeta bir gerdanlık gibi uzanan köprüyü gören oteller şehri ziyaret eden turistler arasında uzun süredir popülerliğini koruyor. Boğaziçi Köprüsü’nün çevresindeki tesisler özellikle lüks odaları ve şık atmosferleri ile göz dolduruyor. Eğer siz de İstanbul’un hiç kuşkusuz en güzel manzaralarından birini seyrederek konaklamak isterseniz, tercihinizi bu bölgedeki otellerden yana kullanabilirsiniz.