Uzun seneler boyunca Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetinde kalan Bosna Hersek, kendine özgü bir atmosferle donatılmış tarih, kültür, ve doğal güzelliklerinin mükemmel bir birleşimini sunuyor.
Çok sayıda Osmanlı eserine tanıklık edebileceğiniz Bosna Hersek’te aynı zamanda Balkan kültürünün incelikleriyle de tanışabilirsiniz. Bosna Hersek hakkında detaylı bilgilere sahip olmanız adına Mostar Köprüsü’nden Başçarşı’ya, Umut Tüneli’nden Sebil’e dek uzanan dopdolu bir gezi listesi ile karşınızdayız! Yazımıza geçmeden önce Bosna Hersek’e gideceklerin en çok merak ettiği soruları sizler için yanıtlıyoruz.
Bosna Hersek’in tam anlamıyla tadını çıkarmak ve tarihini, kültürünü, doğal güzelliklerini keşfetmek için en az 4 gününüzü ayırmanızı öneriyoruz.
Bosna Hersek vize istemeyen ülkeler arasında yer alıyor. Ülkeye giriş için ise pasaport gerekiyor. Ülkemizden vizesiz gidilebilecek ülkeler keşfine devam etmek isterseniz linke tıklayabilirsiniz.
Temmuz ve ağustos aylarında ortalama 39°C ile gören Bosna-Hersek’e gitmek için en iyi sezon bahar ayları. Kayak tatili sevenlerdenseniz kışın da gitmenizi öneririz.
Not: Yazımızın yazıldığı tarihte 1 Bosna Hersek Markı 16.28 Türk Lirası'na denk gelmekte. Bosna Hersek’te Türk Lirası geçmeyebilir bu yüzden yanınızda Euro bulundurmanızı öneririz.
Bosna Hersek gezi listemizin odak noktasında genel olarak başkent Saraybosna yer alıyor. Saraybosna’ya geldiğinizde uğramanız gereken öncelikli yerlerden biri de Sebil Saraybosna adı verilen bölge. Bu sebilin kökenleri 1700’lü yılların ortasına dek uzanıyor. Tarihi yapı, günümüzdeki haline ulaşana dek pek çok restorasyon görmüş. Hatta sebilin son restorasyonunu Bursa Belediyesi’nin üstlendiğini anımsatalım.
Şehrin en turistik yerlerinden biri olan Sebil Saraybosna’nın hemen çevresinde çok sayıda Osmanlı camisi yer alıyor. Ayrıca sebilin sokağındaki dükkânların çoğunun ahşap yapıda olması, buranın ruhuna da oldukça uygun bir zemin yaratıyor. Saraybosna çarşısının sembollerinden olan sebilin su şebekesi, İshakoğlu İsa Bey’in girişimleri ile gerçekleştirilmiş. Sonraki dönemde Bosna Beylerbeyi Gazi Hüsrev Bey’in katkılarıyla sebil daha da büyümüş. Her köşesi tarih kokan bu şehri keşfe çıkmak için Bosna Hersek uçak bileti linkine tıklayarak biletinizi alabilirsiniz.
Bosna Hersek’in en büyük turistik çarşılarından biri olan Başçarşı, ülkenin kültürel motiflerini bünyesinde barındırıyor. Osmanlı zamanında inşa edilen bu devasa çarşı, yukarıda söz ettiğimiz sebile de ev sahipliği yapıyor. Çarşı içerisinde ahşap yapılı dükkânlar, camiler, bedestenler ön plana çıkıyor. Hem tarihin izlerini sürmek hem de keyifli bir şekilde alışveriş yapmak adına buraya öncelik verebilirsiniz.
1800’lü yıllarda büyük bir yangın felaketi ile karşılaşan ve ciddi düzeyde hasar gören çarşı, daha sonradan kapsamlı bir restorasyon görmüş ve yenilenmiş. 15’inci yüzyıldan beri aktif şekilde kullanılan tarihi çarşı 80’den fazla zanaata ev sahipliği yapıyor. Osmanlı dokusunu adım adım hissedebileceğiniz çarşıdan sevdiklerinizi mutlu edecek orijinal hediyeler bulabilirsiniz.
Bosna Hersek’in Mostar adlı kentini tam anlamıyla ortadan ikiye bölen Mostar Köprüsü, hem ihtişamlı görünümü hem de tarihi kimliğiyle bölge halkı tarafından oldukça önemsenen bir yapı. Neretva Nehrinin üstünde konumlanan yapı, ışıldayan görünümüyle hayranlık duygusu uyandırıyor. Mostar şehrinin güney tarafından bulunan bu özel köprü, 1566 senesinde inşa edilmiş.
Savaş sonrası ciddi hasar alan köprü daha sonra yeniden inşa edildi. Bu süreçte orijinal yapıya büyük ölçüde sadık kalındı ve UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesine dahil edildi. 24 metre yüksekliğe sahip köprüden atlamak, geçmiş dönemlerde erkeklerin nişanlılarına cesaretlerini kanıtlama amacıyla gerçekleştirdikleri meşhur bir gelenekmiş. Köprü hakkında daha detaylı bilgiye sahip olmak için Mostar Köprüsü hakkında merak edilen her şey yazısına göz atmanızı öneriyoruz.
Mostar içerisinde yer alan Blagay Tekkesi, tam olarak Buna Nehrine komşu durumunda. Nehir kaynağının hemen sağ kayasında bulunan Blagay Tekkesi, 1446 senesinde inşa edilmiş. Yıllar boyunca farklı nedenlerden dolayı hasarlar alan yapı, restorasyon hamleleri ile son görünümüne kavuşturulmuş. Burası geçmişte olduğu gibi günümüzde de Sofi dervişleri için bir ibadethane mekanı.
Uçuruma yakın bulunmasından dolayı etkileyici bir manzara sunan tekke, pitoresk tarzda binalardan meydana geliyor. Tekkenin üzerinde yer alan kayanın toplam uzunluğu yaklaşık 250 metre civarında. İkinci Dünya Savaşı sonrasında kapalı kalan yapı, Türk Barok mimari formuna sahip. Özellikle semahane alanındaki renkli tavan, ziyaretçilerden tam not almayı başarıyor.
Miljacka Nehrinin üstünde konumlanan Latin Köprüsü, Bosna Hersek’e gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerin uğrak yerlerinden. “Princip Köprüsü” olarak da bilinen tarihi köprü, ciddi ölçüde Osmanlı kalıntısına sahip. Hatta bu nedenle bölgede zaman zaman “Osmanlı Köprüsü” şeklinde de anılmakta. 1914 senesinde inşa edilen Latin Köprüsü, 4 ayağa sahip.
Önemli bir kısmı alçı taşı malzemesiyle inşa edilen köprü, oldukça önemli biri olayla anılıyor. Burası, 1. Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde Avusturya Dükü olarak bilinen Ferdinand’ın suikaste uğradığı yer. Bu olayın 1. Dünya Savaşı’nı başlatan olay olduğu kabul ediliyor. Bu arada köprü ile alakalı son onarım çalışmaları 2014 senesinde tamamlanarak yeniden ziyarete açılmış.
Orijinal adı “Museum Of War Genocide Victims” olan Savaş ve Soykırım Kurbanları Müzesi, Bosna Hersek’in Mostar kentinde yer alıyor. Müzenin inşa süreci 1992 senesinde başlasa da tamamlanması 3 senenin sonunda gerçekleşmiş. Müzede hem Bosna’da hem de Balkan coğrafyasında gerçekleşen soykırımları yansıtan çok sayıda eserle karşılaşabilirsiniz.
Yakın tarihin en büyük trajedilerinden birini yaşayan Bosna, savaş sırasında 100 binden fazla insanını kaybetti. Ayrıca 2 milyonun üzerindeki insan da yerlerinden göç etmek zorunda kaldı. Srebrenitsa'da yaşananların ardından, hayatlarını kaybedenlerin yakınları tarafından pek çok eşya müzeye bağışlanmış. Toplama kamplarındaki büyük işkenceler ve işlenen insanlık suçları, müzenin her bir bölümünde kendini hissettiriyor.
Kişi başı 6.50 USD
12 yaş altı ücretsiz
Açık olduğu saatler
Pazar günü dışında 08.00 ile 20.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Saraybosna sınırları içerisinde bulunan Morica Han, 1551 senesinden bugüne ulaşmayı başarmış. Osmanlı izlerine tanık olabileceğiniz tarihi han, günümüzde Gazi Hüsrev Bey Vakfı kapsamında sergileniyor. Aktif olarak kullanıldığı dönemlerde hanın toplamda 70 at ve 300 yolcu barındırabildiği biliniyor. Büyüklüğüyle tarihte hakiki bir kervansaray olarak önemli bir işleve sahip olan mekân, tarihi boyunca birkaç yangın felaketi ile karşı karşıya kalmasına rağmen aslına uygun biçimde restore edilmiş.
Son ciddi onarım çalışmaları 1974 senesinde gerçekleşmiş. Hanın pek çok noktasında İranlı Ömer Hayyam’ın enfes şiirleri, bir süsleme aracı olarak kullanılmış. Bu arada Evliya Çelebi de eserlerinde Morica Han’a sıklıkla yer vermiş. Bu eserlerde handan genellikle “Hadzi Besir Han” şeklinde bahsetmiş.
Osmanlı’nın zengin mirasını gururla taşıyan Taşlıhan, şehrin merkezinde yer alıyor. 16. yüzyılda inşa edilen Taşlıhan’ın yapımında Gazi Hüsrev Bey’in imzası söz konusu. O dönemlerde hem kervansaray hem de han olarak kullanılan yapı, içerisinde pek çok dükkan, çeşme ve camiyi barındırdığı biliniyor. Fakat ortaya çıkan devasa yangınlar, Taşlıhan’ı kullanılamaz hale getirdi. Taşlıhan’ın yer aldığı bölge, arkeolojik açıdan oldukça zengin olduğu için pek çok kazı çalışması bu alanda gerçekleşiyor. Taşlıhan, Bosna Hersek’in en eski hanı olarak kabul görüyor.
Trg Slobode adıyla da bilinen Trebinje Özgürlük Meydanı, adından da anlaşılacağı üzere Bosna Hersek’in Trebinje şehrinde bulunuyor. Kentin aynı zamanda en büyük meydanı olarak bilinen Trebinje Özgürlük Meydanı, pek çok tarihsel olaya da tanıklık etmiş. Şehir merkezindeki meydan, aynı zamanda bölgedeki turistik destinasyonlara da yürüme mesafesinde.
Avusturya – Macaristan döneminden bugüne miras kalan bu büyük meydanda Barok mimari izlerine rastlamak mümkün. Meydanın en dikkat çekici yapılarından biri de ortada yer alan büyük çeşmesi. Çeşme ile beraber meydandaki tarihi binanın dış duvarlarındaki süslemeler, turistler tarafından büyük ilgi görüyor.
Başkentte yer alan Umut Tüneli, Bosna Hersek’in yakın tarihteki savaşı için çok önemli bir anlama sahip. Zira o dönem gıda ya da ilaç gibi temel yardımlara ulaşmak adına kazılmış. 800 metrelik tünel sayesinde halkın şehirden ayrılabilmesi de amaçlanmış.
Aliya İzzetbegovic, bu tünel ile beraber BM kontrolünde bulunan havalimanına ulaşımı kolaylaştırmış. Saraybosna’nın dışarı ile bağlantısının koptuğu 1993 senesinde tünelin inşasına başlanmış. O dönemlerde; yaklaşık 1 metrelik genişliğe ve 160 cm uzunluğa sahip olan tünelden günde 1000 civarında insanın geçtiği biliniyor. Bugün tünelin 20 metrelik kısmı müze olarak kullanılıyor.
Kişi başı 10 KM (Bosna Hersek Markı)
Öğrenciler için 5 KM
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 09.00 ile 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Saraybosna şehrini keşfetmeye çıktığınızda çeşitli dönemlere ait Osmanlı camileri ile karşılaşmanız olağan. Bu camilerden biri olan Gazi Hüsrev Bey Camii, 1530 senesinde inşa edilmiş. Gazi Hüsrev Bey’in yaptırdığı caminin kitabesi yerinde duruyor. Kitabeden, caminin Kanuni döneminde inşa edildiği rahatlıkla anlaşılıyor.
Gazi Hüsrev Bey Camii, günümüzde büyük bir külliyenin içerisinde yer alıyor. Bir diğer adı “Bey Camii” olan tarihi caminin aynısından o dönemde hem Türkiye’de hem de Suriye’de yaptırılmış. Diğer camilerin de inşasında aynı şekilde Gazi Hüsrev Bey’in imzasını görmek mümkün. Bu arada Gazi Hüsrev Bey Camii’nin bir Mimar Sinan eseri olduğunu belirtelim.
Trebinje adı verilen bölgede yer alan Tvrdos Manastırı, 1400’lü yıllarda inşa edilmiş. Sırp Ortodoks manastırı olan yapı, aynı zamanda şehirdeki ilk Roma kilisesi olarak da öne çıkıyor. Dünyanın her bölgesinden ziyaretçileri ağırlayan Tvrdos Manastırı, ilginç duvar resimlerine sahip. İlk dönemlerdeki duvar resimlerinin Vicko Lavrov’un eliyle yapıldığı düşünülüyor.
1694 senesinde yıkılan yapı, o döneme kadar Venedik İmparatorluğunca değerlendirilmiş. Tvrdos Manastırı günümüzde daha çok şarap üretimi ile biliniyor. Bu özel şarap mahzenlerine tanıklık etmek için manastırı ziyaret edebilirsiniz. Bu arada Tvrdos Manastırı, resmi olarak “Bosna Hersek Ulusal Anı Statüsü” listesinde kendine yer bulmuş durumda.
Ülkedeki tarihi köprülerden biri olan Klepçi Köprüsü, 1600’lü yılların ortasında oluşturulmuş. Pocitelj şehrinde konumlanan etkileyici köprünün yenilenme sürecinde Şişman İbrahim Paşa’nın rolü bir hayli fazla. Kendisi o dönemlerde yine Pocitelj şehrinde pek çok hamam ve han inşa etmiş. Köprünün bulunduğu alan, Pocitelj’in en fazla turist çeken bölgelerinden biri durumunda.
Ova nehrinde yer almasından dolayı Klepçi Köprüsü’nün açıklığı dikkat çekici düzeyde. Bu arada savaş yıllarında köprü, tahmin edileceği üzere belli ölçüde hasar almış. Savaş sona erdikten sonra da ciddi bir restorasyon görmemiş. Dolayısıyla köprüyü ziyaret ettiğinizde savaşın yıkıcı sonuçları ile yüzleşmeniz olası.
Bosna’nın turistik şehirlerinden biri olan Pocitelj’te yer alan Mogorjelo’nun Roma döneminden miras kaldığı tahmin ediliyor. Bölge içerisinde Villa Rustica’nın kalıntılarına tanıklık etmek mümkün. 4’üncü yüzyılda inşa edildiği düşünülen tarihi yapı, sadece 1 yüzyıl sonra çıkan bir yangın neticesinde ciddi bir hasar alıyor. Bir arkeolojik kazı alanı olarak işlev gören Mogorjelo, mozaik zeminlerle süslenen villa banliyösü ile dikkat çekiyor. Bölge içerisinde yüzlerce yıl öncesinden kalan çok sayıda tarım arazisi de ilgi uyandırıyor.
Kişi başı 3 Euro
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 10.00 ile 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Saraybosna’da bulunan Vrelo Bosne, İgman Dağı’nın eteklerinde konumlanıyor. Oldukça büyük bir alana yayılmış olan Vrelo Bosne, yeşil alanları ve dereleri ile dikkat çekiyor. Bu turistik tabiat parkı yılın her döneminde apayrı bir güzelliğe sahip. Şehrin akciğeri olarak gösterilen bölgenin toplam büyüklüğü 600 hektar civarında.
Yapımı 1954 senesinde tamamlanan ve o günden bu yana kesintisiz şekilde hizmet veren Vrelo Bosne içerisinde kuğuların renk kattığı muhteşem göller yer alıyor. Bu göller aynı zamanda Bosna Nehri ile birleşiyor. Vrelo Bosne, öte taraftan birçok hayvan türüne ya da endemik bitkiye de ev sahipliği yapıyor. Ahşap köprüler, restoranlar ve çocuklar için özel oyun alanları, aileler için burayı vazgeçilmez kılıyor. Vrelo Bosne, şehir merkezine yaklaşık olarak 10 km uzaklıkta yer alıyor.
Trebinje içerisinde yer alan Herzegovina Müzesi, bazı kaynaklarda “Ulusal Tarihi Müzesi” olarak da geçebiliyor. Müzeye ev sahipliği yapan bina 1888 senesinde inşa edilmiş olsa da müzeye dair ilk fikirleri 1800’lerin ortalarına dek uzanıyor. Müzenin açılabilmesinde ülkede yer alan bilim insanlarının çabaları oldukça etkili olmuş.
Ülkede batı tipi kurumların en eskisi olan Herzegovina Müzesi’nde toplamda 4 ayrı bölüm yer alıyor. Bu bölümler; etnoloji, arkeoloji, doğa tarihi ve kütüphane biçiminde sıralanıyor. Saraybosna Agadası adı verilen el yazması eser, müzenin en çok ilgi gören eseri durumunda. Bu arada müzedeki bloklar arasında büyük botanik bahçelerinin bulunduğunu söyleyelim. Müzeyi ücretsiz şekilde ziyaret edebilirsiniz.
Pazartesi dışında 10.00 ile 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Türkçeye “Svrzo’nun Evi” olarak çevirebileceğimiz “Svrzina Kuca”, köklü bir Osmanlı evi olarak Saraybosna’da ziyaret edilebiliyor. Özellikle 18’inci yüzyılda Müslüman ailelerin ev yaşantısına dair detayları incelemek isterseniz Svrzo’nun Evi beklentilerinizi tam anlamıyla karşılıyor. Ahşap malzemelerden inşa edilen yapıda haremlik selamlık düzenine sahip.
Giriş alanında ise sizi geniş bir avlu karşılıyor. Sedirleri, oymalı tavanları ve Osmanlı motifleri ile özel bir atmosfer sunan tarihi evin bazı gizli bölümleri ziyaret edilemiyor. Ev, esasen Osmanlı’ya itaat etmediği için sürgün edilen Glodo ailesine ait. Sürgün sonrasında eve Svrzo ailesi yerleştiği için günümüzde bu yapı “Svrzo’nun Evi” adıyla anılıyor. Yaz aylarında burası aynı zamanda çeşitli performans gösterileri ya da konserler için de kullanılıyor.
Kişi başı 3 KM
Çocuklar için 1 KM
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 10.00 ile 16.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Ülkenin en meşhur dini yapılarından biri olan Mostar Meryem Katedrali, Mostar-Duvno piskoposluğu için merkez durumunda. 6’ncı yüzyılda inşa edilen Mostar Meryem Katedrali’nde yer alan 6 devasa çan oldukça dikkat çekici. Özgün bir mimariye sahip olan katedral, Meryem Ana’ya adanmış.
Yıllar içerisinde ciddi bir hasar aldığı için kullanılamaz hale gelen Mostar Meryem Katedrali, 1980 senesindeki yenileme çalışmaları ile beraber yeniden hizmet vermeye başlamış. Büyük çan kulesi de bu yenileme çalışmalarında yapıya dahil edilmiş. Bu arada katedral içerisinde iki önemli piskoposun mezarlarının da yer aldığı ufak bir mahzen söz konusu.
Büyük bir mezarlık olan Srebrenitsa Soykırım Anıtı, savaşın sonlandığı 1995 senesinde oluşturulmuş. Anıt, soykırımın odak noktasındaki Srebrenitsa bölgesinde yer alıyor. Günümüzde bu alanda toplamda 7000 civarında Müslüman Boşnak mezarının bulunduğu biliniyor. Her sene 11 Temmuz günü, bu alanda özel bir anma töreni gerçekleştiriliyor.
Anıt alanında ölen insanlara dair pek çok hikâye, ziyaretçilerle paylaşılıyor. Srebrenitsa bölgesinde savaşın sonlandığı 1995 senesinden günümüze dek kazı çalışmaları düzenli olarak devam ediyor. Bu çalışmalarda yıllar sonrasında bile insan kemiklerine ulaşılabiliyor.
Aliya Izzetbegoviç’in kabrinin yer aldığı Kovaçi Şehitliği, 2 ayrı kısımdan meydana geliyor. Şehitliğin daha eski olan tarafında 1400’lü yıllardan bugüne ulaşan Osmanlı mezarlıkları söz konusu. Burası aynı zamanda Bosna Hersek’in en eski mezarlığı olarak kabul görüyor. Aliya İzzetbegoviç'in buraya gömülmesinin nedeni ise ölmeden önce şehitlerin yanına gömülmeyi vasiyet etmesi. Şu anda toprak altında kalan Osmanlı mezar taşları için Saraybosna Müzesi özel bir çalışma yürütüyor.
İkinci Dünya Savaşı sırasında hayatını kaybedenlerin adları, özel eşyaları ve fotoğrafları, Yahudi Müzesi’nde sergileniyor. Tüm isimler tavandan aşağı sarkıtılan devasa bir kitabın üzerinde bulunuyor. Müzeye, 1581 senesinden kalan bir sinagog ev sahipliği yapıyor. Hatta günümüzde müze katından bağımsız şekilde ibadet alanı da aktif şekilde kullanılıyor.
Normal giriş bileti 3 KM
İndirimli giriş bileti 1 KM
Açık olduğu saatler
Cumartesi dışında 10.00 ile 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Eğer Bosna Hersek gibi bir ülkeye gelmişseniz, savaşın o derin yaralarını henüz yeni yeni sarmaya çalışan bir ülkede olduğunuzu unutmamalısınız. Bu nedenle gerek Saraybosna’da gerekse de diğer şehirlerde 1992-1995 yılları arasında gerçekleşen savaşa dair pek çok ize rastlayabilirsiniz. Savaşın sonuçlarını unutturmak istemeyen Gallery 11/07/95, bunu yaratıcı sunum teknikleri ile gerçekleştiriyor.
2012 senesinde açılışı yapılan Gallery 11/07/95, bugüne dek yüzbinlerce kişi tarafından ziyaret edildi. Genel olarak multimedya ağırlıklı bir sunum içeren müzede, çok sayıda fotoğraf, kısa belgesel, savaşa dair gerçek görüntü, belge, röportaj, ses vs. bulunuyor. Müzeye girişte herhangi bir ücret alınmıyor.
Haftanın her günü 09.00 ile 21.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Saraybosna’da Müslümanların yanında Ortodoks Hristiyanların da yaşadığını belirtelim. Bu nedenle şehirde çok sayıda katedral ve kilise ile karşılaşabilirsiniz. Katolik topluluklara ait olan Saraybosna Katedrali bunlardan biri durumunda.
Hem dış hem de iç cephesi ile büyüleyen mekân, “İsa’nın Kutsal Kalbi Katedrali” ismiyle de tanınıyor. 19’uncu yüzyılda inşa edilen dini yapı, Neo-Gotik üslupla oluşturulmuş. Macar mimar Josip Vancas tarafından tasarlanan meşhur katedral, ziyaretçiler tarafından sıklıkla Notre Dame Kilisesi’ne benzetiliyor.
Sırada, adı gibi hikâyesiyle de ilgi uyandıran bir mekan var. İnat Evi’nin öyküsü yıllar öncesine dayanıyor. Avusturya-Macaristan’ın Bosna’da iktidara gelmesi ile beraber merkezdeki pek çok yapının yıkımına karar veriliyor. O dönem, Miljacka Nehri’nin hemen kıyısında yer alan evlerin tamamı yıkılıyor ancak sadece tek bir ev hariç. Belediye binasının yapılacağı yerdeki evin sahibi, bu duruma bir türlü ikna edilemiyor.
En sonunda, nehrin diğer tarafına evinin bire bir aynısını yapmaları durumunda yıkıma izin verebileceğini söylüyor. Nitekim bahsettikleri yere oturduğu evin adeta kopyasını inşa ediyorlar ve adam yıkım başladığında yeni evine taşınıyor. Bu çok özel ev, 1997 senesinden bu yana bir restoran olarak kullanılıyor. İnat Evi’ni yakından görmek ve harika Boşnak yemeklerini yemek için buraya uğrayabilirsiniz.
Başkent Saraybosna’nın kendine has tarihi ve kültürel dokusunu net şekilde yansıtan Ferhadiye Caddesi, çok sayıda mağazayı bünyesinde barındırıyor. Şehrin en turistik caddelerinden biri olan Ferhadiye Caddesi, oldukça ferah bir alana sahip.
Atmosfer olarak İstiklal Caddesi’ni anımsatan bu modern caddede günün her saati bir turist kafilesi ile karşılaşmanız olağan. Başçarşı’nın sonunda yer alan cadde, oldukça şirin barlara da ev sahipliği yapıyor. Bu nedenle Ferhadiye Caddesi’nin gece geç saatlere dek aktif olduğunu söyleyebiliriz. Saraybosna Katedrali, Sonsuz Ateş ve Kutsal Kalp Kilisesi de cadde üzerinde konumlanıyor.
Sonsuz Ateş adı verilen anıt, Saraybosna’nın merkezindeki Ferhadiye Caddesi’nde yer alıyor. Caddenin hemen başında konumlanan anıt, şehrin 2.Dünya Savaşı’ndan kurtulmasına yönelik önemli bir sembol niteliğinde. 1946 senesinde yaptırılan anıtta hiç sönmeyen bir ateş söz konusu.
Sönmeyen ateş sayesinde ölenlerin anılarını taze tutmak amaçlanıyor. Anıtın ön tarafında fotoğraf çektirmek isteyen turistlerle karşılaşmanız çok olağan bir görüntü. Anıt 2011 senesinde ciddi bir saldırı ile karşı karşıya gelmesine rağmen önemli bir zarar görmedi.
Bölgede Yellow Bastion olarak tanınan Sarı Kale, Saraybosna şehrini 360 derecelik bir açıyla görmenize olanak tanıyor. Bu etkileyici seyir terası, geniş bir yeşil alanla bütünleşmiş bir halde. Şehirde güneşin batışını izlemek adına Sarı Kale’nin yer aldığı nokta oldukça ideal olarak görülüyor.
Bugün seyir terasına ev sahipliği yapan kale duvarı, 18’inci yüzyıldan miras. 1878 senesinde kale, Avusturya-Macaristan ordularına karşı savunma amacıyla kullanılmış. Bu arada Yellow Bastion içerisinde aynı zamanda savaşta yaşamını yitiren bazı askerlerin mezarları da yer alıyor.
Savaş Çocukları Müzesi, savaşın yıpratıcı sonuçlarını çocukların zihninden görmek adına oluşturulmuş çok özel bir müze. 2017 senesinde hizmete açılan ve orijinal adı “War Childhood Museum” olan bu mekân, çok sayıda koleksiyona ve sergiye ev sahipliği yapıyor. Çocukların zihin dünyasından savaş yıllarında hissedilen trajediye tanıklık etmek mümkün. Bunun için oyuncaklardan kıyafetlere, mektuplardan resimlere kadar o yıllara ait çok sayıda özel materyal burada kendine yer bulabilmiş. Aynı zamanda müzenin tüm bölümlerinde video sunumlar ve sözlü anlatımlar söz konusu. Jasminko Halilovic’in girişimleri ile kurulan önemli müzede 3 bin kadar nesne söz konusu. Ücretsiz ziyaret edilebilen müzenin kuruluşundan sadece 1 sene sonra, “Avrupa Konseyi Müze Ödülü” ile onurlandırıldığını belirtelim.
Haftanın her günü 11.00 ile 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Saraybosna’da sakin ve huzurlu bir tabiat ortamı arıyorsanız size Trebevic bölgesini öneriyoruz. Dağlık bir alan olan Trebevic, yemyeşil doğası ve tertemiz havasıyla harika bir atmosfer sunuyor. Burası aynı zamanda Sırbistan sınırına da oldukça yakın bir yer. Trebevic Dağı’nın en önemli alanı ise hiç şüphesiz ki teleferiği ve çeşmesi. Sebil Çeşmesi’ne yürüme mesafesinde olan teleferiğe bindiğiniz zaman şehri oldukça geniş bir açıdan görme şansı edinebilirsiniz.
Teleferiğin tepe noktasında aynı zamanda çok sayıda kafe ve restoran bulunuyor. Dolayısıyla yarım gününüzü bu alanda keyifle geçirebilirsiniz. Trebevic aynı zamanda dağcılık başta olmak üzere pek çok doğa sporuna da ev sahipliği yapan bir destinasyon. Nitekim 1984 senesinde organize edilen Kış Olimpiyatları’nın bazı oyunları da bu alanda gerçekleştirilmiş. O dönemden kalan yarış pisti savaş yıllarında hasar aldığı için aktif şekilde kullanılamıyor.
Bosna Hersek’te ziyaret edebileceğiniz bir diğer dağlık alan olan Bjelasnica, tıpkı Trebevic Dağı gibi huzurlu bir gün geçirmenize olanak tanıyor. Saraybosna şehrinin güney tarafında yer alan bu ihtişamlı dağ, toplamda 2065 metrelik yüksekliğe sahip. Dinar Alplerinin de bir parçası olan Trebevic, kış aylarında ziyaretçi akınına uğruyor. Kayak merkezinin ve özel yürüyüş parklarının olması, burayı turistik anlamda cazip bir yer haline getiriyor.
Trebevic Dağı içerisinde farklı rotalara sahip olan 7 ayrı teleferik söz konusu. Kayak yapmak isteseniz, kiralık ekipmanları rahatlıkla temin edebileceğiniz bir tesis, gün boyunca hizmet veriyor. Kayak yapmak konusunda acemiyseniz, başlangıç seviyesi için eğitim veren hocalarla özel olarak çalışmanız mümkün. Bu arada Bjelasnica, 2019 senesinde “Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivali” adı verilen organizasyona ev sahipliği yapmıştı.
Ülkenin bir diğer tabiat harikası olan Milijacka Nehri, Saraybosna içerisinde yer alıyor. Kartpostallara konu olabilecek kadar etkileyici bir güzelliğe sahip olan Milijacka Nehri, manzaralarıyla özellikle fotoğraf tutkunlarına ilham veriyor. Milijacka Nehri sadece görsel nitelikleriyle değil aynı zamanda tarihsel kimliğiyle de ilgi görüyor.
Bosna tarihinde önemli yere sahip olan Keçi Köprüsü ve Latin Köprüsü de doğrudan Milijacka Nehri’nde bulunuyor. Bu arada yukarıda söz ettiğimiz meşhur İnat Evi de doğrudan bu nehrin kıyısında yer alıyor. Sevdiklerinizle beraber nehir kenarında keyifli bir yürüyüş yaptığınızda İnat Evi’ni de ziyaret edebilirsiniz. Yapı itibariyla şehri ortadan ikiye ayıran Milijacka Nehri, “Sakin Nehir” adıyla da biliniyor. Bu arada nehir kenarında 10 km’lik özel bir koşu parkuru yer alıyor.
Avusturya-Macaristan döneminden kalan tarihi yapılar, mimari özellikleriyle fark yaratıyor. Bu yapılardan biri olan Milli Kütüphane, bölgede “Vijecnica” olarak adlandırılıyor. Saraybosna’nın en köklü binalarından biri olan Vijecnica, ne yazık ki savaş yıllarında epeyce darbe almış.
Milli Kütüphane ile alakalı en trajik hikâye ise 90’lı yılların başında gerçekleşen savaş sırasında 2 milyon civarında yakılması. Binanın savaş sonrasında onarılması, bir anlamda Bosna halkının müthiş direniş hikâyesini sembolize ediyor. Yapılan geniş çaplı onarım çalışmaları ancak 2014 senesinde bitirebilmiş.
Miljacka Nehri’ne komşu olan Hünkar Camii, bölgede “Careva Dzamija” adıyla biliniyor. Kendine özgü bir mimari estetiğe sahip olan Hünkar Camii, Saraybosna’nın en özel dini mekanları arasında gösteriliyor. 15’inci yüzyıl içerisinde İshak Bey tarafından inşa edilen yapının orijinali ahşap olduğu için çıkan yangında ciddi ölçüde hasar almış. Yangın sonrasında aslına sadık kalınarak onarılan tarihi cami, genel olarak gösterişli olmaktan öte sade ve zarif çizgileriyle dikkat çekiyor.
Pocitelj şehrinde konumlanan Krizevac, ülkenin en önemli dağlık alanlarından biri durumda. Haç Dağı ya da Çapraz Dağı isimleriyle de anılan Krizevac, 500 metrelik bir yüksekliğe sahip. Dağın hemen üstünde haç biçiminde özel bir anıt yer alıyor. Alçıdan yapılan bu haç, 15 Mart 1934 tarihinde bu alana yerleştirilmiş. Özellikle Hristiyan turistler, bu alanı sene boyunca kafileler halinde ziyaret ediyor. Halka açık olan Krizevac Dağı’na giriş için herhangi bir saat sınırlaması bulunmuyor.
Başçarşı içerisinde yer alan Saat Kulesi, Saraybosna’nın sembolik yapıları arasında bulunuyor. İnşa süreci 17’nci yüzyıla uzanan Saat Kulesi, şehirdeki pek çok yapı gibi yangından dolayı ciddi bir zarar görmüş. Yangın sonrasında kulenin şehre tekrar kazandırılması için geniş bir onarım çalışması yapılmış. Hatta bu çalışmalarda Gazi Hüsrev Bey Vakfı’nın da önemli bir katkısından söz etmek mümkün.
Toplam uzunluğu 30 metre olan tarihi kule, Gazi Hüsrev Bey Camisi’nin hemen yanında bulunuyor. Kulede mevcut saat dışında gün doğum ve batış zamanlarını da öğrenebilirsiniz. Akşam saatlerinde Saat Kulesi özel bir ışıklandırma çalışması sayesinde şehre önemli bir canlılık kazandırıyor. Doğası, tarihi ve atmosferi ile unutulmaz deneyimler yaşayabileceğiniz Bosna Hersek’te bütçenize en uygun oteli Bosna Hersek otelleri linkine tıklayarak seçebilirsiniz.
Sırp Ortodoks Katedrali, sadece Bosna Hersek’in değil aynı zamanda tüm Balkan coğrafyasının en büyük dini yapılarından. Yapımına 1863 senesinde başlanan katedral, 5 yıllık inşa sürecinin sonunda hizmete açılmış. Barok mimari izlerine sahip olan Sırp Ortodoks Katedrali’nin girişinde Papa 2. Jean Paul’un etkileyici bir heykeli ile karşılaşabilirsiniz.
Katedralin iç tarafında, çok sayıda süsleme detayı ve vitray çalışması söz konusu. Bu arada Sırp Ortodoks Katedrali’nde toplamda 5 ayrı kubbe yer alıyor. İç ve dış mekan özelliklerini incelerken katedralin bahçe kısmını gezmeyi de ihmal etmemelisiniz.
Bosna Hersek’in köylerine de bu listemizde özel bir yer ayırmak istedik. Ülkenin en turistik köylerinden biri olan Poçiteli, konum olarak Blagay ve Kravice Şelalesi arasında yer alıyor. Türk köyü olmasından dolayı özel bir ilgi gören Poçiteli, özellikle Visoko Kalesi ile meşhur. Bu kale, aynı zamanda UNESCO’nun resmi listesine dahil edilmiş durumda.
Mostar’a yaklaşık 30 dakikalık sürüş mesafesinde olan köy, merdivenleri, taş sokakları ve huzurlu atmosferi ile beğeni topluyor. Neretva Nehri’ne komşu olan Poçiteli’nin savaştan sonra eski dokusuna kavuşturulması adına Dünya Bankası ciddi bir katkı sunmuş.
Otantik bir ambiyans içerisinde alışveriş yapmak isterseniz, Bakırcılar Çarşısı’nı mutlaka gezi listenize dahil etmelisiniz. Saraybosna’daki Başçarşı’nın hemen giriş kısmında bulunan bu özel çarşı, yöre halkı tarafından “Kazandziluk” ismiyle biliniyor.
Dokusunu yıllardır korumayı başaran çarşıda, onlarca bakır atölyesi bulunuyor. 15’inci yüzyıldan bu yana aktif olan çarşıda cezvelerden süs eşyalarına kadar görebileceğiniz pek çok şey bakırdan üretiliyor. El sanatlarına ve nostaljik tasarımlara özel bir merakınız varsa Bakırcılar Çarşısı’na uğramalısınız.
Mostar şehrinde 39 km uzaklıkta bulunan Kravice Şelaleleri, tam manasıyla bir tabiat harikası. Pocitelj sınırları içinde yer alan şelaleler, 25 metre yükseklikten akıyor. Şelalenin döküldüğü göl olan Kravice, yüzmek adına ideal bir yer. Ama buranın yine de derin olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Şelalenin suyunun turkuaz yeşili olması, buraya görsel anlamda özel bir estetik kazandırıyor. Bu arada şelalelerin hemen çevresinde, yeşilliklerin ortasında 120 metrekarelik bir amfi tiyatro bulunuyor. Şelalelerin olduğu alana ücretsiz bir şekilde giriş yapabilirsiniz.
Alperenler Tekkesi adı verilen bölge, Blagaj’da yer alan köklü bir derviş evi. Tekkenin yer aldığı özel konum, buraya olan ilgiyi daha da artırıyor. Buraya gelerek Antik Ortaçağ’dan ve Osmanlı Dönemi’nden kalan yapıları ziyaret edebilirsiniz. 1522 senesinde inşa edilen Alperenler Tekkesi, Eski Köprü’ye son derece yakın. Aynı şekilde Roma döneminden kalan küçük bir kale ve karakol da bu bölgede kendine yer buluyor.
Blagaj Tekkesi olarak da bilinen bu mekân, günümüzde de aktif bir şekilde kullanılıyor. Bektaşi Tekkesi’nin kuruluş döneminde, bölge halkına İslamiyet’in anlatılması amaçlanmış. Büyük bir kaya ile bitişik durumdaki bu etkileyici yapı, müthiş bir nehir manzarasına sahip.
Saraybosna’nın en çok ziyaret edilen kasabalarından biri olan Konjic, merkez bölgesine yaklaşık olarak 50 km uzaklıkta. Kasabanın en popüler destinasyonu ise Konjic Köprüsü. 2. Dünya Savaşı esnasında Almanlarca yıkılan köprünün daha sonradan aslına uygun şekilde inşa edildiği biliniyor.
Köprü dışında, yine savaş döneminde zarar gören Vardacka Camiini de ziyaret edebilirsiniz. Fakat Vardacka Camii, tarihi köprü gibi restorasyon sürecinden geçirilmemiş. Savaş dönemindeki zulmü hafızalardan silmemek, bu durumun amacı olarak açıklanıyor. Konjic, yöresel dilde atların dinledikleri yer anlamında kullanılıyor.
Osmanlılar, bölgeyi ele geçirdikten sonra çok sayıda köprü medrese ve cami inşa etmiş. Bu yapılardan günümüze ulaşmayı başaran Ali Paşa Camii, bölgede “Alipasina Dzamija“ ismiyle tanınıyor. Diğer tarihi camilere kıyasla gösterişli bir mimariye sahip olmasa bile düzgün ve keskin oranlarıyla hayranlık uyandırıyor.
Klasik Osmanlı stilinin benimsendiği dini mekân, Avusturya-Macaristan işgali esnasında savunma maksadıyla değerlendirilmiş. 1500’lü yılların ortasında inşa edilen tarihi cami, Hadım Ali Paşa’nın imzasıyla oluşturulmuş. Zaten Ali Paşa’nın türbesi de günümüzde bu caminin içerisinde yer alıyor.
Pocitelj kentindeki Şişman İbrahim Paşa Camii, 1500’lü yılların ortalarında inşa edilmiş. Kubbeli yapıdaki cami, ne yazık ki şehirdeki diğer pek çok yapı gibi Bosna Savaşı esnasında önemli bir hasar almış.
2 ufak kubbesiyle beraber minare kısmı yıkılan cami, halkın desteğiyle onarılmış. Onarım sonrasında camini yeniden hizmete girişi, 2001 senesine rastlıyor. Şişman İbrahim Paşa Camii, günümüzde ibadet için aktif şekilde kullanılıyor. İbadet saatleri haricinde tarihi camiyi ziyaret edebilirsiniz.
Bosna Hersek’i Pocitelj şehrindeki Skrka Gölü, Durmitor Milli Parkı’na oldukça yakın. Bu nedenle milli parkı ziyaret eden kişiler, genellikle yürüme mesafesindeki göle de uğramayı tercih ediyor. Ücretsiz şekilde giriş yapılabilen Skrka Gölü, özellikle çocuklu aileler için ideal bir tabiat güzelliği. Göl, Saraybosna şehir merkezine yaklaşık olarak 70 m uzaklıkta. Göl çevresinde yer alan ahşap yapıdaki şirin evlerde konaklamanız mümkün.
Bosna Hersek’te yer alan en yüksek binanın tepesine çıkmaya hazır mısınız? Cevabınız “evet” ise Avaz Twist Tower’ı mutlaka not almalısınız. Yerden yüksekliği 172 metre olan devasa bina, tüm Saraybosna’yı rahatça görmenize olanak tanıyor. 39 katlı olan yapı, panoramik manzaraları seven ve özellikle yükseklik korkusu olmayan ziyaretçiler tarafından ilgi görüyor.
Kuledeki turistik seyir terası 36’ncı katta yer alıyor. Yapımına 2006 senesinde başlanan kule, 3 senenin sonunda tamamlandı. Mimar Faruk Kapidzic tarafından tasarlanan gökdelen, Balkan coğrafyasının en yüksek 2’nci yapısı durumunda.
Bir tuz gölü olan Panonsko Jezero, sanılanın aksine doğal değil, yapay bir göl. Görüntüsü ve çevre düzenlemesi itibarıyla turistlerden ilgi gören Panonsko Jezero, mineral ve tuz bakımından son derece zengin bir yapıya sahip.
Şehrin göbeğinde adeta büyük bir yüzme havuzu gibi duran bu temiz göl, 3 ayrı bölümden meydana geliyor. Yaz aylarında tıpkı bir plaj gibi kullanılan Panonsko Jezero’da çocuklar için özel su parkları bulunuyor. Tuzla şehrinde bulunan gölün çevresinde çok sayıda bar ve restoran bulunuyor.
Adında da anlaşılacağı gibi Trebinje şehrinde yer alan Trebişniça Nehri’nin uzunluğu yaklaşık olarak 185 km. Nehrin yarısından çoğunun yer altında yer aldığını belirtelim. Bu yönüyle dünyadaki ender örneklerden biri olarak kabul edilen Trebişniça Nehri, Bosna Hersek dışında farklı ülkelerin topraklarından da geçiyor. Hidro gücü ile hem şehre verilen elektrikte hem de sulamada aktif şekilde kullanılan nehir, şu anda dünyanın en uzun yeraltı nehirleri arasında bulunuyor.
Mostar’da görebileceğiniz en eski camilerden biri olan Koski Mehmed Paşa Camii, Osmanlı’nın bölgede hakim olduğu dönemden bugüne miras kalmış. 1600’lü yıllarda inşa edildiği düşünülen Turistlerin Koski Mehmed Paşa Camii’nin minaresine çıkılmasına izin veriliyor. Bu alan, şehir manzarasını en iyi görebileceğiniz yerlerden biri. Bu nedenle cami, sadece Müslümanlar tarafından ilgi görmüyor. Tarihi cami içerisinde medrese odaları, hazire ve şadırvan gibi ilgi uyandıran bölümler söz konusu. Bu arada Koski Mehmed Paşa Camii, bir diğer turistik destinasyon olan Mostar Köprüsü’ne yürüme mesafesinde.
Biscevic House ya da bir başka deyişle Bisceviç Evi, geleneksel Türk mimarisini yansıtan önemli yapılardan biri. Osmanlılardan kalan orijinal pek çok tarihi eser ve çini, Biscevic Evi’nde ziyaretçilerle buluşuyor. Bugün burası aynı zamanda bir otel olarak da kullanılıyor. Fakat dilerseniz doğrudan müze alanından yararlanabilirsiniz. Bu arada Biscevic Evi’nin en ilginç özelliklerinden biri de buradaki çalışanların konsepte uygun şekilde geleneksel Türk kıyafetlerini giymesi.
Kişi başı 2 Euro
65 yaş üstü 1 Euro
12 yaş altı ücretsiz
Açık olduğu saatler
Pazar günleri dışında 08.00 ile 20.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Spanish Square Mostar ya da bir başka deyişle Mostar İspanyol Meydanı, şehrin en merkezi alanı olarak kabul edilir. 1945 senesinde Mostar kenti için hayatını feda eden 21 İspanyol asker, meydanın bu isimle anılmasının temel nedeni. Mostar Köprüsü’ne de yürüme mesafesinde olan meydan, Lenin’s Promenade ile kesişiyor. Ayrıca Mostar’ın en geniş parkı olan Park Zrinjevac da burada bulunuyor. 1945’ten önce bölge, “Stephanie’nin Gezinti Yeri” ismiyle anılıyormuş.
Başkente 70 km uzaklıkta olan Ahmici, özellikle yakın tarihte gerçekleşen Srebrenica Katliamı’ndan dolayı özel bir anlama sahip. Köy, uzun yıllar boyunca Hırvatların Boşnaklar ile birlikte yaşadığı bir köy olarak biliniyormuş. 1993 yılının Nisan ayında ne yazık ki köyde Hırvat güçleri, toplamda 116 Boşnak sivili öldürmüş. İşin asıl acı tarafı ise köy içerisinde yaşayan Hırvatların, Hırvat güçlerle birlik olup aynı köyde yıllar boyunca beraber yaşadıkları insanların katledilmesine yardımcı olmaları.
Bu katliamda Boşnakların yaşadıkları evler ateşe verilmiş. Bugünkü barış ortamında ise Boşnaklar ve Hırvatlar, geçmişte yaşanan hüznü arkalarında bırakarak yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Köye geldikten sonra, buraya yakın mesafede olan Travnik şehrini de ziyaret edebilirsiniz. Travnik, tarihte”Vezirler Şehri” olarak anılıyor.
Bosna Hersek Savaşı’nın kötü izlerine tanıklık edebileceğiniz bir diğer dini mekan da Ferhad Paşa Camii. Saraybosna’daki caminin bir diğer adı ise Ferhadiye Camii. Osmanlı mimarisinden yansımalar sunan cami, külliye niteliğinde. Yapımında, Sancak Beyi olan Ferhad-beg Vuković’in ön ayak olduğu cami, ana minaresi dışında 3 ufak kubbeye sahip.
Yapımının çok uzun sürdüğü düşünülen camide yapılan araştırmalar, buranın tarih boyunca farklı kültürlerin etkisinde kaldığı gerçeğini ortaya koyuyor. Özellikle 1965 senesindeki araştırmalarda cami içindeki boyaların 5 ayrı döneme işaret ettiği ortaya konulmuş. 16’ncı yüzyıldan kalan caminin bahçesinde bugün itibarıyla ufak bir anma bölümü de yer alıyor.
Bosna Hersek’e gelen çocuklu aileler, genellikle Saraybosna’da yer alan bu eğlence parkını listelerine dahil ediyor. Trebevic Dağı’nın eteklerinde konumlanan bu eğlenceli tema parkı, sadece çocuklara değil yetişkinlere de hitap ediyor.
Dağ kızağı mantığında işleyen hız treni, buranın en çok ilgi gören eğlencesi. Hız treninin toplam uzunluğu 600 metre. Bu çılgın tren, saatte 40 kilometre civarında hız yapıyor. Hız treni haricinde çok sayıda etap, aktivite ve gösteri burada ziyaretçileri bekliyor.
Pionirska Dolina Zoo ismiyle de anılan Saraybosna Hayvanat Bahçesi, şehrin aynı zamanda ilk hayvanat bahçesi durumunda. Tıpkı Sunnyland Tema Parkı gibi burası da çocuklar kadar yetişkinlere de hitap etmekte. Pionirska Dolina Zoo, toplamda 9 hektarlık devasa bir alana yayılmış durumda. İçerisinde dünyanın farklı noktalarından getirilen 59 çeşit hayvan söz konusu. Ayrıca içerisinde yürüyüş alanları, elektrikli araçlar, trenler ve özel çocuk parkları yer alıyor.
Hercegovacka Gracanica Manastırı, Bosna Hersek’in Trebinje şehrinde bulunuyor. Turistik bir kompleks olarak inşa edilen bu manastırın yapımında Sırpların ünlü şairi Jovan Ducic’in rolü büyük. Bu büyük manastır, esasen Sırp şairin son arzusunu yerine getirmek amacıyla inşa edilmiş.
Ducic’in öldükten sonra Graçinaça’da bulunan kiliseyi andıran bir yerde gömülmeyi vasiyet eder. Bu vasiyet, şairin ölümünün üzerinden yaklaşık 60 sene geçtikten sonra hayat geçirilir. Bizans mimarisi ile dikkat çeken Hercegovacka Gracanica Manastırı, Secco tekniğinden yararlanılarak boyanmış. Kilise içerisinde birbirinden ilginç 16 sütün söz konusu.
Trebinje şehrinde yer alan Grad Sunca Aqua Park, toplamda 8 hektarlık bir alanı kaplıyor. Şehrin en büyük parkları arasında yer alan Grad Sunca Aqua Park, 2 temel bölümden oluşuyor. Siz de eğilimlerinize göre Aqua ya da Dino adı verilen bölümlerde daha fazla zaman geçirebilirsiniz. Güneşli Oyun Odası, parkın en sevilen ve ilgi gören kısmı olarak öne çıkıyor. Gün içerisinde bölgeyi 3 bin civarında kişi ziyaret ediyor. Grad Sunca Aqua Park’ta özel bir SPA merkezi de yer alıyor.
Mostar’da ziyaret edebileceğiniz Karagözbey Camii,1558 senesinde oluşturulmuş. Buradaki diğer camiler gibi sadece klasik Osmanlı çizgilerinden oluşmuyor. Caminin iç dekorasyonu incelediğinizde Osmanlı haricinde Boşnak ve Arap kültüründen izlere rastlamanız da mümkün.
Mimar Sinan eserlerinden biri olan Karagözbey Camii, bu anlamda kültürler arası etkileşimin güzel bir örneği olarak öne çıkıyor. Bu arada caminin Aziz Stephen Katolik Kilisesi’nin yıkılması ile beraber aynı zemine inşa edildiğini belirtelim. Tarihi cami büyük kubbesi ile beraber diğer camilere kıyasla oldukça yüksek olan minaresi ile dikkat çekiyor.
Trebinje’de görebileceğiniz bir diğer turistik destinasyon da Duzi Manastırı. Merkeze 10 km uzaklıkta olan manastır, 1600’lü yıllarda inşa edilmiş. Theotokos Şefaat’e adanan dini mekan, bir tür Sırp Ortodoks manastırı. Adriyatik Denizi’ne bakması ve Popovo Ovasında konumlanması, Duzi Manastırı’nı daha da cazip biçime getiriyor. Bu arada tarihi kaynaklardan elde edilen bilgilere göre Duzi Manastırı 1694 senesinde Venediklilerce yıkılmış. O dönem keşişlerin sığınabildikleri güvenli bir yer olan manastır, özellikle Ortodoks Hristiyanlardan büyük bir ilgi görüyor.
Blagaj’da bulunan Buna Nehri, hem doğal güzellikleri hem de tarihi alanları ile biliniyor. Yeraltı karstik suları konusunda en etkileyici örneklerden biri olan Buna Nehri’ne gitmek için nehirle aynı adı taşıyan köye ulaşmanız gerekiyor. 9 km’lik bir hat boyunca aktıktan sonra Neretva Nehri ile birleşmeye başlayan Buna Nehri’nin suyu oldukça soğuk.
Uçurumdaki bir mağaradan akması, görsel olarak burayı ayrıcalıklı kılan unsurlardan bir tanesi. Nehrin aktığı alanların hemen hemen tamamı, zengin bir bitki örtüsüyle dolu. Osmanlı’nın Bosna Hersek’i fethetmesinden sonra nehir çevresinde çok sayıda medrese, köprü ve tekke inşa edilmiş.
Geldik Bosna Hersek’te gezilecek yerler listemizin son maddesine. Listemizin son maddesinde, Travnik şehrinin sembollerinden olan tarihi kaleye yer vermek istedik. Travnik Kalesi’nin tarihsel hikayesi, Osmanlı öncesindeki döneme dek uzanıyor. 15’inci yüzyılda Osmanlı güçlerine karşı inşa edilen kale, günümüze başarılı bir şekilde ulaşabilmiş durumda.
Şehrin Osmanlıların kontrol etmeye başlaması ile beraber bu kale, daha da sağlamlaştırılmış. Bugün ise Travnik Kalesi bir tür ulusal anıt niteliğinde işlev görüyor. Bu arada kalenin içerisinde ücretsiz şekilde ziyaret edilebilen minik de bir müze bulunuyor.
Size bir sonraki önerimiz ise Üsküp. Üsküp’te gezilecek yerler yazısına tıklayarak rotanızı Üsküp’ çevirebilirsiniz.