Köklü tarihiyle dikkat çeken Tiflis, pek çok kültür ve medeniyete de ev sahipliği yapmasıyla çok kültürlü, dönüştürülmüş, alternatifleri bol bir şehir. Adımını attığın ilk anda hafızanda yer edinecek Tiflis, Avrupa’nın birçok şehrini aratmayacak mimarisi ve Doğu’ya özgü mistik havasıyla da bugüne değin izole olmuş bir cevher.
Sanat ve tarihin iç içe geçtiği bu şehirde gelenekselle moderni birarada keşfedebilir, kendine has leziz mutfağını deneyimleyebilirsin. Üstelik, bu eşsiz şehir Avrupa ülkelerine göre oldukça uygun fiyatları, Türk vatandaşlarından vize talep etmemesi, çipli kimlik kartla ülkeye girilebilmesi ile oldukça cazip.
Gerçek Tiflis’i tam anlamıyla yaşayabilmen için bu şehri arşınlaman gerek, bu yüzden yürümek şart. Sen de bu şehri adım adım keşfetmek, gezilecek en önemli yerleri öğrenmek istersen bu yazımız tam sana göre. Tarih kokan Kafkas şehrini keşfe çıkmadan önce Tiflis seyahatine çıkacakların merak ettiği birkaç soruyu yanıtlayalım.
Tiflis’e ne zaman gidilir?
Tolstoy bir kitabında Tiflis’in yaz sıcağının oldukça meşhur olduğundan bahsediyor. Temmuz-ağustos aylarında şehre gidersen 37-38 dereceleri görebilirsin. Bu yüzden sana önerimiz şehri keşfetmek için eylül-kasım ve nisan-mayıs ayları arasında plan yapman olacak.
Tiflis’e ne kadar zaman ayırmalı?
Bir hafta sonu kaçamağı yapmak istersen 2 tam gün şehri keşfetmek için yeterli fakat şehri tam manasıyla keşfetmek istersen 4 gün ayırmalısın.
Tiflis ucuz bir şehir mi?
Para birimi Euro olmadığı için birçok Avrupa şehrine kıyasla oldukça uygun bir şehir. Tiflis ulaşım, konaklama ve yeme-içme konusunda ekonomik bir tatil vadediyor. Yazımızın yazıldığı tarihte 1 Lari 11 Türk Lirası ediyor.
Şehir merkezinde görülecek yerlerin neredeyse tamamı “Eski Tiflis” denilen Narikala’nın da bulunduğu bölgeyi ifade etmek için kullanılıyor. Kala için Tiflis’in Sultanahmet’i diyebiliriz. Şehrin en turistik bölgesi. Meşhur Abanotubani adı verilen Hamamlar Bölgesi, Leghvatakhevi, Tarihi Betlemi Mahallesi ve Sioni bu bölgede yer alıyor. Kala’nın Arnavut kaldırımlı taşlı dolambaçlı sokaklarını keşfedebilir, tarihi cumbalı evleri keşfedebilirsin. Gezinin devamında zamanında İpek Yolu üzerinde bulunan kervansarayların bulunduğu bölgeye giderek bir çay içip soluklanabilir, ardından kiliselerin, camilerin ve sinagogların bir arada bulunduğu bölgeyi keşfedebilirsin.
Tiflis’in en ikonik yapılarından Narikala Kalesine çıkarak manzara eşliğinde gün batırmak yapılabilecek en turistik aktivitelerden bir tanesi. 4. yüzyıldan günümüze değin ulaşan kaleyi ziyaret edenlerin bir çoğunun amacı kaleyi görmekten ziyade şehri panoramik olarak izleyebilmek. Narikala’ya geldiğinde yalnızca kaleyi görmeyecek aynı zamanda bir diğer ikonik heykel Kartlis Deda’yı ve Gürcistan Ulusal Botanik Bahçesini de görebileceksin. Küçük kale anlamına gelen Narikala 4. yüzyılda bir Pers kalesi olarak inşa ediliyor. Daha sonra Araplar, Emeviler, Moğollar, Osmanlılar ve son olarak da Gürcüler kaleye eklentiler yapıyor ve günümüze ulaşıyor. Daha önce büyük bir deprem yaşamış olan kale, 20. yüzyılda yapılan restore çalışmalarıyla neredeyse ilk günkü halini koruyor.
{çalışmasaatleri}Giriş Ücreti
Ücretsiz.
Açık olduğu saatler
Her gün 11.00-18.00{/çalışmasaatleri}
Şehrin hemen yakınında bulunan, şehrin en turistik noktalarından bir diğeri ise sülfürlü kaynak sularının çıktığı Abanotubani. Tiflis’in kurucusu Vahtang’ın atmacasının av sırasında sıcak suya düşmesiyle kaplıca suları keşfediliyor. Tiflis ismi de sıcak su manasına gelen Tblisi’den geliyor. Şehrin kuruluşuna atfen hamamların tam karşısında yapılan atmaca heykeli, bu sahneyi canlandırmak için gelen ziyaretçilere ideal bir ortam sunuyor. Aslına bakılırsa Tiflis bir bakıma sülfür hamamlarının tarihi demek. Bu sebeple sülfür hamamları şehrin simgesi durumunda.
Tiflis’te Osmanlılardan günümüze dek kalan tek cami “Çift Mihraplı Camii” olarak da bilinen Cuma Camii. İran-Osmanlı savaşında ciddi hasar gören cami 1864 yılında tekrar inşa ediliyor. Caminin en önemli özelliği İslamın farklı mezheplerine açık olması.
Cami yolunu takip ederek indiğinizde önce dönen bir merdivenden geçiyorsunuz ardından karşına Leghvtakhevi Kanyonu ve Aşk Köprüsü çıkıyor. Boydan boya köprüyü yürümesi 5 dakika sürüyor. Adından da anlaşılacağı üzere Aşk Köprüsü asma kilitlerle donatılmış durumda.
Kanyon boyunca ahşap bir platformu takip etmen gerek, ardından yolun sonunda Leghvtaki Şelalesi tüm güzelliğiyle seni karşılıyor. Dökülen suyun kaynağı ise şehrin Botanik Bahçesinden gelmekte.
Sololaki Tepesi’nden 20 metrelik boyuyla halkı selamlayan Kartlis Deda’ya 1958 yılında Tiflis’in 1500. yılı anısına yapılıyor. “Şarap mı ölüm mü?” sözüyle tanınan heykelin bir elinde bir kase şarap diğer elinde ise bir kılıç bulunuyor. Aslı ahşap olan heykel daha sonra alüminyumla kaplanıyor.
Şehrin simgelerinden biri olan Kartlis Deda’ya SSCB’nin birçok şehrinde mevcut. Her yerinde keşfedilmeye değer güzellik bulunan Tiflis’i keşfetmeye başlamak için Tiflis uçak bileti linkine tıklayarak bavulunu hazırlamaya başlayabilirsin.
İçinde 4.500’den fazla endemik ve egzotik çiçeğin bir arada bulunduğu botanik bahçenin yapımı 1862 yılına dayanıyor. İçerisinde Japon bahçesi, limonluk, süs bahçeleri ve şifalı bitkilerin bulunduğu birçok alan bulunuyor. Botanik bahçeyi gezmek için en güzel zaman bahar ayları, rengarenk çiçeklerin açtığı yemyeşil bahçe sizlere görsel bir şölen sunuyor. Sonbaharda ise yeşil rengin sarı ve turuncuya büründüğü doğanın tadını keyifli bir yürüyüşle çıkarabilirsin.
20 Gürcistan Larisi
Açık olduğu saatler
Her gün 09.00-17.30
Şehrin silüetini en iyi görebileceğin noktalardan birisi şüphesiz Tabor Manastırına çıkan yol. Manastır, konumu itibariyle şehrin birçok ikonik yapısını görebilmeni sağlıyor. Eğer manastırı gezmek istemiyor sadece burada güzel bir fotoğraf çekilelim şehri tepeden bir izleyelim derseniz tepeye çıkan yolun ortasında bulunan düzlükte gün batımında harika fotoğraflar yakalayabilirsin. Manastıra çıkmak istersen Firdousi Sokağını takip ederek, manastıra çıkan tabelaları takip edebilirsin. 15 dakikalık bir tırmanışın sonunda Tabor Manastırı’na ulaşabilirsin.
Tiflis’in en güzel sokaklarından biri olan Betlemi, bir Yahudi yerleşim bölgesi. Kültürel ve mimari açıdan birçok zenginliği barındıran Tiflis’te Karadeniz coğrafyasına has mimari özellikleri de görmek mümkün. Ahşap oymaları dantel gibi işlenmiş cumbalı evleri ile geleneksel Gürcü mimarisi ve Art Nouveau akımının izlerini bu sokakta adım adım keşfedebilirsin. Restorasyonu devam eden evlerin bakımı, Tiflis hükümeti tarafından incelikle sürdürülüyor. Sovyet döneminden kalma komün kültürünün gelenekleri bina ve avlu paylaşımıyla devam ettiriliyor.
Gün ışığının tam dik açıyla düştüğü vakit, renkli vitraylardan merdivenlere ve ahşap korkuluklara doğru müthiş desenler oluşuyor. 19. yüzyıldan günümüze ulaşan kaleydoskop ev gökkuşağı renkli vitraylarıyla Tiflis’in en parlak döneminden geriye kalanlardan.
Wakhtang Gorgasali Meydanı’nın hemen altında yer alan çarşıda, el yapımı aksesuarlardan bal mumundan yapılmış doğal mumlara, seramiklerden şarap sürahilerine kadar birçok hediyelik eşya bulabilirsin. 18. yüzyıldan kalma tarihi çarşı 2012 yılında tekrar restore edilip açılıyor.
Birbirine paralel olan iki barlar sokağı bizdeki Asmalı Mescid ve Ortaköy’ü anımsatıyor. Oldukça turistik bu noktalardan Jan Shardani sıra sıra dizili barları ve nargile kafeleri ile oldukça rağbet görüyor. Cotton Row ise Jan Shardani’ye göre daha sakin ve ferah. Fakat Tiflis’in geneline göre bir tık daha pahalı, bu bölge için Tiflis’in Akaretler’i de diyebiliriz.
Oldukça görkemli bir yapıya sahip olan Ortodoks Katedralin temelleri 6. yüzyıla, bugünkü hali ise 13. yüzyıla dayanıyor. Orta Çağ Dönemi’nden kalma katedral, Gürcüler için en kutsal mekanlardan biri. Katedralin içerisindeki en önemli eser Kapadokya’lı Azize Nino’ya ait olan haç. Azize Nino Gürcüler için Hristiyanlığı yayan bir azize olarak kabul görüyor, hatta kendisi Havariler’e eş kabul ediliyor.
Ivane Machabeli Caddesi üzerinde 13 numarada The Writers House of Georgia adıyla bir konak göreceksiniz. Kafe ve müze olarak hizmet veren malikane bir edebiyat merkezi. 1905 yılında inşa edilen Art Nouveau tarzındaki bu konak, bilim insanı David Sarajashivili hayattayken sık sık edebiyat ve sanat akşamlarına ev sahipliği yapıyor ve vasiyetinde de konağın bir sanat merkezine dönüştürülmesini istiyor. Fakat, eşi bu dileğini yerine getirmeyip konakta kalmaya devam ediyor, bir süre sonra da evi satmak zorunda kalıyor. Evi satın alan Akaki Khoshtaria, Sovyet Devrimi’nde ülkeyi terk etmek durumunda kalıyor.
Gürcü evleriyle dolu olan Gudiashvili Meydanı, çok tatlı ve görülmeye değer bir meydan. Tarihi binaların olduğu bu bölgede bir restorasyon furyası hakim. Gürcü evlerinin en güzel örneklerini görebileceğin bu bölge kültür mirası olarak koruma altına alınıyor ve restore ediliyor. Meydandaki tüm evler yeniden boyanıp, vitraylı pencereler onarılıyor. Daha sonra kafe, restoran, bar veya dükkan olarak kullanılıyor.
Özgürlük Meydanı, Tiflis’in ana meydanı aynı zamanda. Rustavelli Caddesinden önce karşına çıkan Kote Afkhazi Caddesi’ni takip ederek Özgürlük Meydanına ulaşabilirsin. Meydanın tam ortasında yer alan Aziz George heykeli granit bir sütun üzerine altın yaldızla işlenmiş. Bu meydan aynı zamanda, ülkenin Sovyet boyunduruğundan çıkıp bağımsızlığı kazandığı bölge, adıda bundan dolayı Özgürlük Meydanı olarak anılıyor. Bugün hale Gürcüler protestolarını bu bölgede yapıyor.
Yakın tarihe ve arkeolojiye ilgin varsa ülkenin en önemli arkeolojik müzesi olan adını ünlü tarihçi Simon Janashia’dan alan arkeolojik müzeyi mutlaka ziyaret etmelisin. En üst kat Kızıl Devrim’den 1991’e kadar olan dönemi ele alıyorken, müzenin diğer kısmı ise Tunç Çağı’ndan 20. yüzyılın başına değin olan olayları kronolojik olarak ele alıyor.
5 Gürcistan Larisi.
Açık olduğu saatler
Pazartesi hariç her gün 10.00-18.00
Şehrin en güzel anıtsal yapılarından bir olan Parlamento Binası yeni yılda devasa çam ağacının, Noel stantlarının ve ışık gösterilerinin olduğu muazzam bir görsel şölene dönüşüyor. Christmas rotanda Tiflis, bulunuyorsa mutlaka burayı görmen gerek.
2018 yılında kurulan sanat müzesi son 70 yılda, 80’den fazla Gürcü sanatçının 3.500’den fazla sanat eserinin sergilendiği bir koleksiyona sahip. Müzede oldukça fazla eser var, hatta sığsın diye birbirine yakın asmışlar hissine kapılıyorsunuz, öyle bir kalabalık. Ancak her şeye rağmen müzeyi ziyaret ettiğinizde birçok Gürcü sanatçı ile karşılaşmanız mümkün, sırf bu yüzden müzeyi ziyaret edebilirsiniz.
15 Gürcistan Larisi.
Açık olduğu saatler
Pazartesi hariç her gün 10.00-17.00
Tarihi 11. yüzyıla uzanan katedral, Rustavelli Caddesi’nde yürürken tam karşınıza çıkacak bir Ortodoks kilisesi. Bu tarihi kilise, Samtavisi Katedrali’nin de bir replikası.
Gürcü ve uluslararası sanatçıların eserlerinin sergilendiği Gürcü primitivizm akım ressamı Niko Pirosmani’nin eserlerinin olduğu bu müze 1888 tarihinde yapılmış bir binada sergileniyor. “Soviet Occupation Exhibition Hall”, Sovyet Dönemine ilişkin bilgi edinebileceğiniz bir nokta. Gittiğin şehri biraz daha yakından tanımak adına buraya vakit ayırmakta fayda var. Müzeye geldiysen ve çokta ilgini çekmediyse giriş katta bulunan evrime ilişkin bölümün dikkatini çektiğini düşünüyoruz.
15 Gürcistan Larisi.
Açık olduğu saatler
Pazartesi hariç her gün 10.00-17.00
19. yüzyıldan kalma Neo-Mağribi üslubunda yapılan opera ve bale binası, Rustavelli Caddesi üzerinde yürüdüğünde sarı ve kırmızı cephesi dikkatinizi hemen çekecek. 1874’te inşa edilen bu bina bir fuaye alanı olarak da kullanılıyor. Bir performansa denk gelirseniz muhakkak gitmen gereken opera binasını, rehberli tur eşliğinde de gezilebiliyor.
Her ne kadar ismi bir kitap müzesi olarak anılsa da müze mimarisi ile dikkat çekiyor. Rustavelli Caddesinin hemen altında yer alan müzenin tavan freskleri, oymalı merdivenleri ve avizeleriyle görülmeye değer.
Ücretsiz.
Açık olduğu saatler
Pazartesi-Cuma 10.30-18.30
Tiflis’in ünlü bit pazarı Dry Bridge Market, Atoneli Sokağını bitirdiğinde Saarbrucken Köprüsü’nde seni karşılıyor. Pazarın en önemli özelliği, Sovyet Döneminden kalan eserlerin satılıyor oluşu. Savaştan kalma rozetlerden tutunda gaz maskelerine, gümüş çatallardan porselenlere birçok vintage eşyayı bulabilirsin. Hiçbir şey almayacak olsan bile sırf pazarı gezmek bile oldukça keyifli.
Ücretsiz.
Açık olduğu saatler
Pazartesi hariç her gün 11.00-17.00
Adını Gürcü tiyatro yönetmeninden alan Gabirazade Kukla Tiyatrosu hemen önünde yer alan saat kulesinden alıyor. 2010 tarihli Saat Kulesi, ilginç mimarisi ile oldukça ilgi görüyor. Kulenin içerisinde bir de 80 kişinin izleyebileceği bir kukla tiyatrosu da bulunuyor. Dünyanın en prestijli sahnelerinden birinde gösteri izlemek istersen yerini önceden ayırmalısın. Gösteriler günde iki kez öğlen 12.00 ve akşam 19.00 da yapılıyor. Saatin ortasından bir perde açılıyor ve kuklalar dönerek geçit yapıyor.
15 Gürcistan Larisi.
Açık olduğu saatler
Sabah 12.00 akşam 19.00
İplik fabrikasından çok amaçlı bir kreatif hub’a dönüştürülmüş bir kompleks. Aynı zamanda bir hostel olarak da hizmet veren Fabrika Tbilisi, bizdeki Bomontiada’ya benzer nitelikte. Yaz aylarında en keyifli halini görebileceğin Fabrika oldukça havalı bir hostel aynı zamanda. Yeme-içmenin yanı sıra sosyalleşmek ve çalışmalarını yapmak için oldukça hip ve dinamizmi yüksek bir mekan. Tiflis’e geldiğinde eğer yer bulabilirsen bir geceni bu hostelde kalmaya ayırmalısın. Fabrikanın iç kısmı bir şeyler yiyebilir, bar kısmında içecek bir şeyler alabilir veya alışveriş yapabilirsin. Fabrikaya açılan dış sokak ise bir sanat tuvali gibi.
Gürcistan’ın en büyük dini yapısı olan Sameba Katedrali, aynı zamanda şehrin sembollerinden. Gece aydınlandığında şehrin her yerinden görülen katedral aslında tarihi bir yapı değil fakat şehrin dokusuyla uyumlu, görkemli bir yapı. SSCB’nin Gürcistan’ı 70 yıllık hakimiyetinden sonra, halkın bağışlarıyla ancak 2004 yılında tamamlanabiliyor.
1770’li yıllarda Kral II. Erekle’nin eşi Kraliçe Darejan sarayı şehrin en güzel noktalarından birinden Barış Köprüsü’nden hemen geçip Metekhi önündeki yokuştan devam ettiğinde Avlabari tepelerinde seni karşılıyor. Darejan Sarayı, yapıldığı yüzyılın sonunda şehirde çıkan yangından kurtulan birkaç yapıdan biri. Sarayın balkonundan muhteşem Tiflis manzarasını izleyebilir, sarayın bahçesinde küçük bir gezintiye çıktığında ise rahibelerin yaşadığı küçük manastırı görebilirsin. Tiflis için yola çıkmadan önce Tiflis otelleri linkine tıklayarak bütçene en uygun oteli seçebilirsin.
Eski şehrin tam karşısında yer alan kilise, Tuna Nehri’nin hemen kıyısında gözünüze çarpıyor. M.S. 455 yılında yapılan kilise, 1235 Moğol istilalari ile tamamen yıkılıyor, 1239 yılında II. Demetre tarafından yeniden yaptırılıyor. Şehrin bu bölgesinden eski şehri izlemek oldukça keyifli.
Tiflis’i en tepeden görebileceğin yerlerden bir tanesi Mtatsminda Parkı’na füniküler ile çıkabilirsin. Yükseklik korkun yoksa yavaşça yukarı doğru çıkarken manzaranın keyfini doyasıya çıkarabilirsin.
2005 yılında kurulan modern sanat müzesi Tiflis’in MoMa’sında Zuran Tsereteli’nin büyük ölçekli heykelleri ve tabloları sergileniyor. Bunun dışında yıl boyunca geçici sergilere de ev sahipliği yapıyor. Bahçenin avlusunda yer alan devasa büyüklükteki heykellerden birinin ismi Aşk Elması, içeride ise Gürcü kamasutrasını anımsatan insan figürleri ve altın yıldızlar bulunuyor.
15 Gürcistan Larisi
Açık olduğu saatler
Salı hariç her gün 10.00-17.00
Rustavelli Caddesinin üst paralelinde bulunan Tiflis Güzel Sanatlar Akademisi aynalı salonuyla Tiflis gezisinde mutlaka görmen gereken bir nokta. Salonun içerisinde kendini ışıl ışıl bir mücevherin bir parçası gibi hissedebilirsin. 1800’lü yılların ortasında yapılan konak, Ermeni tüccar Vardan Astvatsatryan Arshakuni’ye ait. Günümüzde ise Güzel Sanatlar Akademisi olarak kullanılıyor. Konak, dışarıdan Gürcü mimarisini andırsada iç mimarisindeki aynalı duvar, minyatür ve mukarnas detaylarıyla Pers etkisinin izlerini taşıyor. Arshakuni, İran saraylarında görülen geometrik ayna stilini konağında yansıtmak için İran’lı ustaları Tiflis’e getiriyor. Geometrik desenli küçük aynaların en önemli özelliği ise soğuk kış günlerinde ışığın içeriye yansıtılmasını sağlamak. 1862 yılında vefat eden zengin tüccar, maalesef evin bitimini göremiyor. Vasiyet olarak ise evini halkın kullanması için miras bırakıyor ve 1922 yılında sanat akademisine dönüştürülüyor. Bina, eğitim dönemi içerisinde hafta içi 10.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.
Ücretsiz.
Açık olduğu saatler
Hafta içi her gün 10.00-18.00
Avrupa’da birçok benzer örneğinin bulunduğu kapalı pazar Orbeliani, şık tasarımlı bir yeme içme mekanı, ayrıca alışveriş yapabileceğiniz birçok seçenek de bir arada. Kitap Müzesi’nden aşağıya doğru devam ettiğinizde Orbeliani Meydanı’nı, çiçek pazarını ve yanında Bazar Orbeliani’yi bir arada göreceksiniz.
Şehrin ilk restore edilmiş sokağında, kültürel miras olarak kabul edilen 13 bina komple restore ediliyor. Cumhurbaşkanlığına ait Orbeliani Sarayı da Atoneli Sokağı’nda yer alıyor. Tarihi sokağı yakından görmek ve güzel fotoğraflar çekmek için ideal bir nokta.
Tiflis’in en yaratıcı bölgesi olan Chugureti sokakları, sanatın kalbinin attığı bir mabet. Her köşe başında yerli ve yabancı sanatçılara ait bir muralle karşılaşabilirsin. Bunlardan en ünlüleri ise aşağıdaki gibi.
Kozmik Kız, Musya Qeburia
Gergedan, Dante
Kutup Ayısı, Dante
Kız, Musya
Havacı, Dilk&Feros
Kalamar, Kuba
Iraksak Düşünceler, Monkeybird
Gürcistan, Avtandil Gurgenidze
Tiflis’in ara sokaklarında ki müzeler, seni şaşırtacak derecede güzel. Art Palace’da hem mimarisi hem de içindeki sanat eserleriyle bir kültürel miras niteliğinde. Takılar, silahlar, kostümler gibi Gürcü kültürüne ait birçok şeyi bir arada görebileceğin bu malikane, seni Gürcistan’ın zengin ve ihtişamlı günlerine götürecek. Çatı katında yer alan gizli oda ise, malikane sahibinin metresi için yaptırdığı özel bir oda.
Tiflis’in en güzel caddelerinden Davit Agmashenebeli Bulvarı, zamanında Arap ve Türk göçü aldığı için bulvar farklı bir dokuda. Cadde boyunca Türk, Arap, Paki ve Lübnan yemeklerini yiyebileceğin restoranlar bulunuyor. Bu kültür hareketliliğini yaşamak istersen mutlaka bu noktaya uğramalısın.
Yeşillikler içerisindeki tropik atmosferiyle Mushtahid Bahçesi içerisindeki bir limonluk, Satburi. Kura Nehri’nin sol kanadında kalan limonluk yeniden işlevselleştirilerek bir yeme-içme ve ortak çalışma alanına dönüştürülüyor. Binanın içerisinde beş de ipek müzesi bulunuyor ancak şu an restorasyonda. İçerisinde 2 adet restoran, 4 adet bar yer alıyor. Bunun dışında seramik atölyesi ve tasarım mağazaları da kompleksin içerisinde yer alıyor. Yaz ve bahar aylarında oldukça keyifli bir atmosferi olan bu mekanı ziyaret etmelisin.
5-7. yüzyıllar arasında Tiflis’te Perslerin etkili olduğu dönemde bir Zerdüşt Ateş Tapınağı diğer adıyla Ateşkadeh eşlik ediyor. Dünyanın en eski dinlerinden biri olan Zerdüştlük bu şehirde tıpkı cami, kilise ve sinagog gibi yer ediniyor. Çeşitli kültür ve dinlerin bir arada bulunması bizlere İstanbul’un çok kültürlü yapısını anımsatıyor.
İpek Yolu gibi önemli bir ticaret yolu üzerinde bulunan Tiflis 6. yüzyılda Bizans ile İran arasında altın dönemini yaşıyor. Çin üzerinden Konstantinopolis’e doğru yola çıkan ipek yüklü kervanlar Tiflis’te konaklayarak bu bölgeyi hem ticaret hem de kültürel ve mimari olarak geliştiriyor. Cotton Rows’un bittiği noktada karşınıza çıkacak Tbileli Karvasla 17. yüzyıldan kalma bir kervansaray. Kervansaray, günümüzde arkeolojik ve etnografik eserlerin sergilendiği bir müze ve alışveriş merkezi olarak kullanılıyor.
Şehrin en popüler bar ve restoranlarını bulabileceğin Solalaki bölgesinde yer alan Lado Asatiani Caddesi upuzun caddesiyle ve onu kesen sokaklarıyla oldukça turistik bir bölge. Zengin tüccarların yaptırdığı malikanelerin olduğu bu bölge Art Nouveau ve neo-Mağribi mimarisinin en güzel örnekleriyle sıralı. Binaların girişleri adeta bir sanat eseri gibi sizi karşılıyor.
Art Nouveau ve neo-Mağribi sanatının en güzel örneklerinden biri Ivane Machabeli Sokağı 17 numarada sizi bekliyor. 1908 yılında tütün tüccarı Michail Kalantarov bu evi opera şarkıcısı sevgilisi için yaptırıyor ve Sovyet işgaline kadar burada birlikte yaşıyorlar.
Tiflis’e gitmişken Gürcistan’ın diğer güzel şehri Batum’a da uğramak istersen Batum’da gezilecek yerler yazımıza göz atmadan yola çıkma!