Pamukkale, Türkiye'nin göz alıcı doğal harikalarından biri olarak, eşsiz güzellikleriyle ziyaretçilerini büyülüyor. Bu büyüleyici bölge, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olup, doğal ve tarihi zenginliklerin harmanlandığı benzersiz bir atmosfere sahip. Burada, sadece görsel bir şölen sunmakla kalmayan, aynı zamanda kültürel ve tarihi anlamda da derin bir geçmişe sahip olan alanları keşfedebilirsin.

Doğanın ve tarihin iç içe geçtiği bu eşsiz coğrafyada her adımınızda yeni bir keşif seni bekliyor. Pamukkale'yi ziyaret etmeden önce Pamukkale’yi ziyaret edenlerin merak ettiği birkaç soruyu senin için yanıtladık.

Pamukkale’de ne yenir?

Pamukkale ziyaretin sırasında kuzu kapama, sirkeli et, kol dolması, sıyırma ve yoğurtlu patlıcan gömmesinin tadına bakmadan dönmemelisin.

Pamukkale’den hediye olarak ne alınır?

Pamukkale’den sevdiklerine hediye olarak e el yapımı bakır eşyalar, cam ürünleri, el dokuma ürünleri alabilirsin.

Pamukkale’nin özelliği nedir?

Bembeyaz tortullu kayaç traverten terasıyla 33-35 derece sıcaklık aralıklarında 17 adet sıcak su alanı ile havuzların bulunduğu Pamukkale travertenleri, karbonat minerallerine sahip şifalı bir doğal oluşum.

1. Pamukkale travertenleri

pamukkale-travertenleri

Pamukkale denilince akla ilk gelen yerlerden birisi hiç kuşkusuz Travertenler oluyor. Pamukkale Travertenleri, Türkiye’nin en güzel ve en özel doğal güzelliklerinden biri. Travertenler, yer altındaki sıcak su kaynaklarının yüzeye çıkmasıyla oluşuyor. Suyun içindeki kalsiyum karbonat, havayla temas edince kristalleşiyor ve sertleşiyor. Böylece, basamaklı ve havuzlu bir yapı meydana geliyor. Travertenlerin rengi, suyun sıcaklığına, akış hızına ve mevsime göre değişiyor. Bazı yerlerde beyaz, bazı yerlerde pembe, mavi ya da turkuaz renkler görülebiliyor. Pamukkale Travertenleri, sadece doğal bir harika değil, aynı zamanda tarihi bir miras da. Burada, antik çağlardan kalma birçok eser bulunuyor. Bunların en önemlisi, Hierapolis Antik Kenti. Hierapolis, M.Ö. 2. yüzyılda Bergama Krallığı tarafından kurulmuş ve daha sonra Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı egemenliğine girmiş bir kent. Kentin en ünlü yapıları, tiyatro, nekropol, agora, hamam, tapınak ve kiliseler. Ayrıca, Hierapolis’in sıcak su kaynakları, antik çağlardan beri şifa dağıtıyor. Romalılar, buraya bir sağlık merkezi kurmuşlar ve hastalıklara iyi geldiğine inandıkları sulara banyo yapmışlar.

Günümüzde de Pamukkale Travertenleri’ni ziyaret ettiğinde, sıcak su havuzlarında yüzebilir, rahatlayabilir ve tarihi atmosferi yaşayabilirsin. Pamukkale Travertenleri, Türkiye’nin en çok ziyaret edilen yerlerinden biri. Her yıl, milyonlarca yerli ve yabancı turist, bu eşsiz güzelliği görmek için buraya geliyor. Pamukkale Travertenleri, aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de yer alıyor. Bu, buranın hem doğal hem de kültürel açıdan korunması gereken bir değer olduğunu gösteriyor. Pamukkale Travertenleri’ni görmek, hayatında yapabileceğin en güzel ve en unutulmaz deneyimlerden biri olabilir.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Müze Kart ücretsiz.

  • Tek bilet 700 TL

Açık olduğu saatler

  • Her gün 08.00-18.00 saatleri arasında açık.

Yazar Notu: Travertenleri ziyaret etmek için Hierapolis Antik Kenti’ne giriş yapmalısın. Antik kente Müze Kart veya tek ücret ödemesi ile giriş yapabilirsin.

2. Hierapolis Antik Kenti

hierapolis-antik-kenti

Hierapolis Antik Kenti, Pamukkale'nin hemen yanında bulunan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan bir tarihi yer. Bu kent, MÖ 2. yüzyılda Bergama Krallığı tarafından kuruldu ve daha sonra Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı egemenliği altına girdi. Kentin adı, Amazonların kraliçesi olan Hiera’dan geliyor. Antik kentte pek çok tapınak, tiyatro, hamam, nekropol ve diğer yapılar bulunuyor ve bu da turistlerin ilgisini çekiyor. Hierapolis Antik Kenti'ni ziyaret ettiğinde, öncelikle kentin giriş kapısı olan Domitian Kapısı'na uğrayabilirsin. Bu kapı, MS 1. yüzyılda Roma İmparatoru Domitian'ın onuruna yapıldı. Kapıdan geçtikten sonra, kentin ana caddesi olan Frontinus Caddesi'ne ulaşırsın. Bu cadde, kentin sosyal ve ticari hayatının merkeziydi ve iki yanında sütunlar, heykeller, çeşmeler ve dükkanlar vardı.

Tiyatronun önünde, kentin en büyük tapınağı olan Apollo Tapınağı bulunuyor. Bu tapınak, kentin koruyucu tanrısı olan Apollo'ya adandığı için inşa edildi. Tapınağın altında, kentin sıcak su kaynaklarının çıktığı ve kutsal sayılan Plutonium adlı bir mağara yer alıyor. Tiyatro ve Apollo Tapınağı'nın yanında, kentin en önemli hamamı olan Roma Hamamı yer alır. Bu hamam, MS 2. yüzyılda yapıldı. Kentten ayrılmadan önce, kentin nekropolüne de uğramalısın. Nekropol, kentin mezarlık alanıdır ve burada farklı dönemlere ve kültürlere ait pek çok mezar tipi görebilirsin. Örneğin, lahitler, sarkofajlar, kaya mezarları, kule mezarları ve ev mezarları burada bulunur. Nekropolün en ilginç mezarı, MS 3. yüzyılda yaşamış olan ve kentte doktorluk yapan Flavius Zeuxis'in mezarı. Bu mezar, üzerinde doktorlukla ilgili semboller ve yazıtlar bulunan bir lahit şeklinde yapıldı. Hierapolis Antik Kenti, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle görülmeye değer bir alan. Burada, geçmişin izlerini takip edebilir, sıcak su kaynaklarının keyfini çıkarabilir ve Pamukkale'nin beyaz travertenlerine hayran kalabilirsin. Bölgeyi daha rahat gezmek için Pamukkale araç kiralama linkine tıklayarak rotanı oluşturabilirsin.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • MüzeKart ile giriş yapılabilir

  • Tek bilet 700 TL

Açık olduğu saatler

  • Her gün 08.00-18.00 saatleri arasında açık

Yazar Notu: Hierapolis Antik Kenti geniş alana yayıldığı için bir günde gezilemeyebilir. Buraya en az iki gün ayırmanı öneriyoruz.

3. Kleopatra Havuzu

kleopatra-havuzu

Pamukkale, Türkiye’nin en ünlü turistik yerlerinden biri. Bu beyaz cennet, sıcak su kaynakları ve traverten terasları ile ünlü. Ancak Pamukkale’nin en büyülü noktası hiç şüphesiz Kleopatra Havuzu. Kleopatra Havuzu, antik Hierapolis kentinin kalbinde yer alıyor. Efsaneye göre, bu termal havuzun güzellik veren sularında Kleopatra yıkanırmış. Bu yüzden havuza Kleopatra Havuzu deniyor. Havuz, yer altından çıkan sıcak su kaynakları ile besleniyor. Su sıcaklığı genellikle 36-57 derece arasında değişiyor. Bu sıcak su, ziyaretçilere hem rahatlama hem de sağlık getiriyor. Kleopatra Havuzu’nda yüzmenin en ilginç yanı, suyun altında antik Roma dönemine ait sütunların ve kalıntıların bulunması.

Bu kalıntılar, havuzun tarihini ve önemini hatırlatıyor. Pamukkale’ye gelen her turistin Kleopatra Havuzu’nda yüzmesi tavsiye ediliyor. Havuzun sularının cilt üzerinde olumlu etkileri olduğuna inanılıyor. Ayrıca, suyun içindeki minerallerin çeşitli sağlık sorunlarına iyi geldiği düşünülüyor. Kleopatra Havuzu, Pamukkale’nin en önemli simgelerinden biri. Bu tarihi ve doğal güzellik, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 200 TL

Açık olduğu saatler

  • Her gün 09.00-19.00 saatleri arasında açık.

Yazar Notu: Kleopatra Havuzu’na ödenen ücret MüzeKart sahiplerine yüzde 50 indirimli olacak şekilde yeniden düzenleniyor. Eğer kartın varsa bunu girişte göstermeni öneriyoruz.

4. Hierapolis Arkeoloji Müzesi

hierapolis-arkeoloji-muzesi

Hierapolis Arkeoloji Müzesi, Pamukkale’nin yanında yer alan antik kent Hierapolis’in kalıntılarının sergilendiği bir müze. Burası, 1984 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren Hierapolis-Pamukkale alanının bir parçası. Müze, antik kentin Roma hamamlarının restore edilmiş bölümünde kuruldu. Müzede, Hierapolis ve çevresindeki antik yerleşimlerden çıkarılan heykeller, lahitler, sikkeler, takılar, seramikler ve diğer eserler görülebilir. Müzenin en önemli eserlerinden biri, ünlü Frigya kraliçesi Laodikeia’nın heykeli. Müzede ayrıca, antik kentin tarihi, kültürü, sanatı ve mimarisi hakkında bilgi veren panolar ve maketler de bulunuyor. Hierapolis Arkeoloji Müzesi, tarih ve kültür meraklıları için harika bir ziyaret noktası olarak görülüyor. Müzeyi gezerken, antik kentin görkemli geçmişini ve yaşamını keşfedebilirsin.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Hierapolis Antik Kenti içerisinde yer aldığı için ücretsiz şekilde gezilebilir.

Açık olduğu saatler

  • Her gün 08.00-17.30 saatleri arasında açık.

5. Hierapolis Antik Tiyatrosu

hierapolis-antik-tiyatro

Hierapolis Antik Tiyatrosu, Grek Tiyatrosu tipinde yamaca yaslanmış ve 91 metre genişliğinde bir yapı şeklinde inşa edilen antik kentteki en önemli alanlar arasında yer alıyor. Tiyatronun yapımına 62 yılında başlandı ve ancak 206 yılında tamamlandı. Tiyatro, Roma döneminin en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Tiyatroda 50 oturma sırası bulunuyor ve 12 bin kişi kapasitesi var. Oturma sıraları 9 bölüme ayrılmış vaziyette. Tiyatronun sahne binası, sütunlar ve heykellerle süslendi. Sahne arkasındaki duvarlarda ise mermer kabartmalar yer alıyor. Bu kabartmalar, Antalya Perge Tiyatrosu haricinde sadece burada görülüyor. Kabartmalarda, Yunan mitolojisinden tanrılar, tanrıçalar, kahramanlar ve efsaneler tasvir edildiği görülebilir. Tiyatro, 2010-2013 yılları arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı, İl Kültür ve Müze Müdürlüğü ve İtalyan Kazı Heyeti tarafından restore edildi ve turizme kazandırıldı. Restorasyonda, orijinal mimari malzeme kullanıldı. Restorasyon çalışmaları sonrası, tiyatro kültürel ve sanatsal etkinlikler için faal duruma gelmeyi başardı.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Hierapolis Antik Kenti içerisinde yer aldığı için ücretsiz gezilebilir.

Açık olduğu saatler

  • Her gün 09.00-19.00 saatleri arasında açık.

Yazar Notu: Tiyatroyu yaz aylarında ziyaret edeceksen yanına mutlaka su almalısın.

6. Laodikeia Antik Kenti

laodikeia

Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu medeniyetlerin izlerini günümüze taşımış. Laodikeia, MÖ 3. yüzyılda Selevkos İmparatoru II. Antiokhos tarafından kurulmuş. Kentin adı, Antiokhos'un karısı Laodike'den geliyor. Roma İmparatorluğu döneminde, kent önemli bir ticaret merkezi haline gelmiş ve bu dönemde en parlak dönemini yaşadı. Laodikeia'yı ziyaret ettiğinde, antik tiyatro, stadyum, tapınaklar, hamamlar ve kiliseler gibi birçok yapıyı görebilirsin. Bu yapılar, kentin tarihini ve geçmişteki yaşam tarzını anlamak için mükemmel bir fırsat sunuyor. Laodikeia, aynı zamanda Hristiyanlık tarihi için de önemli bir yer. Yeni Ahit'teki Yedi Kilise'den biri burada bulunuyor. Bu nedenle, hem tarih meraklıları hem de dini turizm için ideal bir destinasyon.

Laodikeia'yı ziyaret etmek, tarihle iç içe bir deneyim sunuyor. Antik kentin sokaklarında yürürken, geçmişin izlerini takip edebilir ve tarihin tozlu sayfalarında bir yolculuğa çıkabilirsin. Pamukkale'ye geldiğinde, Laodikeia'yı ziyaret etmeyi unutma. Hem doğal güzellikleri hem de tarihi zenginlikleriyle, bu antik kent kesinlikle görülmesi gereken bir yer.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • MüzeKart geçerli

  • Tek bilet 280 TL

Açık olduğu saatler

  • Her gün 08.00-17.00 saatleri arasında açık.

7. Kaklık Mağarası

kaklik-magarasi

Kaklık Mağarası’nın tarihi, milyonlarca yıl öncesine dayanıyor. Mağara, zamanla yer altı sularının kireçtaşı tabakalarını aşındırması sonucu oluşmuş. Bu süreç, mağaranın içinde büyüleyici sarkıt ve dikit oluşumlarına yol açmış. Mağaraya girer girmez, ziyaretçileri büyülü bir dünya karşılıyor. Mağaranın içi, kristalize kalsiyum karbonatın oluşturduğu beyaz sarkıt ve dikitlerle dolu. Bu oluşumlar, mağaranın içindeki suyun yüzeyini kaplayarak doğal bir ayna etkisi yaratıyor. Bu görüntü, ziyaretçilerin unutulmaz bir deneyim yaşamasını sağlıyor. Kaklık Mağarası, aynı zamanda sağlık turizmi için de popüler bir destinasyon. Mağaranın içindeki su, cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılıyor. Bu nedenle, mağarayı ziyaret eden birçok kişi, hem doğal güzellikleri keşfetmek hem de sağlık turizminden faydalanmak için buraya geliyor. Kaklık Mağarası’nın çevresi de ziyaretçilere çok şey sunuyor. Mağaranın çevresindeki restoranlarda lezzetli yerel yemeklerin tadını çıkarabilir, çevredeki doğal güzellikleri keşfedebilirsin.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 30 TL

Açık olduğu saatler

  • Her gün 09.00-19.00 saatleri arasında açık.

8. St. Philippe Martyrion Kilisesi

aziz-philippus-martyrion-kilisesi

St. Philippe Martyrion Kilisesi, antik Hierapolis kentinin bir parçası olarak görülebilir. Kilise, bu antik kentin en dikkat çeken yapıları arasında yer alıyor. İbadet merkezinin adı, Hristiyanlık tarihinde önemli bir yere sahip olan Aziz Philip’ten geliyor. Aziz Philip, İsa’nın 12 havarisinden biri ve bu bölgede misyonerlik yaptığına inanılıyor. Kilise, onun anısına inşa edildi ve onun mezarı olduğuna inanılıyor. Kilise, ziyaretçilerine nefes kesici bir manzara sunuyor. Yapının mimarisi, Roma dönemine ait özellikler taşıyor. Mermer sütunlar, kabartmalar ve mozaikler, kilisenin içinde ve dışında görülebilir. Ayrıca, kilisenin etrafındaki alan, antik Hierapolis kentinin kalıntılarıyla dolu. St. Philippe Martyrion Kilisesi’ni ziyaret etmek, tarih ve kültürle dolu bir deneyim sunuyor.

Ziyaretçiler, antik çağın izlerini takip edebilir ve Hristiyanlık tarihinin önemli bir parçasını keşfedebilirler. Ayrıca, Pamukkale’nin eşsiz doğal güzelliklerini de deneyimleyebilirler. St. Philippe Martyrion Kilisesi, Pamukkale ziyaretinin olmazsa olmazlarından biri. Hem tarih severler hem de doğa severler için mükemmel bir durak.

Konum Linki

9. Karahayıt Kaplıcaları

karahayit-kaplicalari

Karahayıt Kaplıcaları Pamukkale'nin yanı başında bulunan ve doğal güzellikleri, şifalı suları ve tarihi zenginliği ile ünlü bir yer. Karahayıt, adını kırmızı renkli termal suyundan alıyor. Bu su, içindeki demir oksit nedeniyle kırmızımsı bir renk veriyor. Karahayıt Kaplıcaları’ndaki suların birçok hastalığa iyi geldiği düşünülüyor. Romatizma, cilt, sindirim, solunum, kalp ve damar hastalıkları gibi rahatsızlıklara şifa olduğu birçok kişi tarafından söyleniyor. Buradaki kaplıcalarda hem kapalı hem de açık havuzlar bulunur. Ayrıca, çamur banyosu yaparak cildini yenileyebilirsin. Kaplıcaların tarihi çok eskiye dayandığı için burada Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait birçok tarihi eser bulunuyor. Karahayıt kaplıcaları hangi hastalıklara iyi gelir yazımızı da okumanı öneririz.

Yakınlarında yer alan Hierapolis Antik Kenti’nde de sıcak su banyolarından izler görebilmek mümkün. Karahayıt Kaplıcaları, hem sağlık hem de kültür turizmi için ideal bir yer. Burada, doğanın ve tarihin tadını çıkarabilir, rahatlayabilir ve eğlenebilirsin. Burada konaklama seçenekleri oldukça geniş. Pansiyon ve otel gibi seçenekler bulunuyor. Dolayısıyla Pamukkale’de gezilecek yerler listene Karahayıt Kaplıcaları’nı mutlaka eklemelisin. Karahayıt termal otelleri ile şifalı bir tatil yapmaya başlayabilirsin.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 35 TL.

Otel

10. Akhan Kervansarayı

akhan-kervansarayi

Denizli-Afyon karayolu üzerinde bulunuyor. Burası, ticaret yapan kervanların konakladığı, dinlendiği ve güvenliğini sağladığı bir yer olan Akhan Kervansarayı, dikdörtgen planlı ve iki katlı bir yapı. Giriş kapısı üzerinde Selçuklu sanatının özelliklerini taşıyan süslemeler bulunan kervansarayın kapısının yanında, yapım tarihini ve yaptıran kişiyi belirten bir kitabe bulunuyor. Kitabede, kervansarayın 1253-1254 yıllarında Sultan II. İzzettin Keykavus’un adı yazıyor. Kervansarayın içine girdiğinde, avlulu bir planla karşılaşılıyor. Avlunun etrafında, hayvanların barındığı ahırlar, kervancıların kaldığı odalar, mescit, hamam, kuyu ve diğer bölümler var.

Akhan Kervansarayı, günümüzde hem bir müze hem de bir kültür merkezi olarak hizmet veriyor. Burada, Selçuklu dönemine ait yaşamı, sanatı ve kültürü tanıyabilirsin. Burası, Pamukkale'ye gelenlerin mutlaka görmesi gereken bir yer. Kervansaray günümüzde otel olarak da hizmet veriyor.

Konum Linki

11. Halıcı Ahmet Urkay Arkeoloji ve Etnografya Müzesi

halici-ahmet-urkay-arkeoloji-ve-etnografya-muzesi

Halıcı Ahmet Urkay Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, 2008 yılında halı sektöründe olan Ahmet Urkay tarafından kuruldu. Urkay, Pamukkale'de halıcılık yapan bir iş adamıydı. Aynı zamanda arkeolojiye ve etnografiye büyük bir ilgi duyuyordu. Yıllar boyunca çeşitli yerlerden topladığı eserleri, kendi halı fabrikasının yanında bir müze olarak sergilemeye karar verdi. Müze, iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde, Anadolu'nun çeşitli bölgelerinden gelen arkeolojik eserler yer alıyor. Bu eserler, Neolitik Çağ'dan Osmanlı Dönemi'ne kadar uzanan geniş bir zaman dilimini kapsıyor. Müzede, çanak çömlek, sikke, takı, heykel, mozaik, mezar taşı, silah, mühür, cam eşya gibi birçok farklı kategoride eser görebilirsin. İkinci bölümde ise, etnografik eserler sergileniyor. Bu bölümde, Türk kültürünün geleneksel yönlerini yansıtan eşyalar bulunuyor. Halı, kilim, çuval, yastık, yorgan, çeyiz sandığı, bakır kap, el yazması kitap, el işi kıyafet, oya, oyuncak, müzik aleti, takunya, nargile, tespih gibi eşyalar, ziyaretçilere Türk kültürünün renkli ve zengin yönlerini gösteriyor.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 60 TL

  • MüzeKart ile ücretsiz.

Açık olduğu saatler

  • Pazar günleri kapalı diğer günler 08.00-17.00 arasında açık.

12. Tripolis Antik Kenti

tripolisss

Tripolis Antik Kenti, Pamukkale’ye oldukça yakın mesafede yer alıyor. Burası, Lidya, Pers, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir yer. Antik kentin adı, üç farklı bölgeden gelen insanların yaşadığı anlamına geliyor. Tripolis, tarihi ve kültürel zenginliğiyle görülmeye değer bir yer. Tripolis Antik Kenti’ni ziyaret ettiğinde, burada birçok tarihi eserle karşılaşacaksın. Antik kentin en önemli yapısı, Roma döneminden kalma büyük tiyatro. Bu tiyatro, 15 bin kişilik kapasitesiyle dikkat çekiyor. Tiyatronun yanı sıra, antik kentte hamam, agora, stadyum, nekropol, surlar ve kiliseler gibi yapılar da bulunuyor. Bu yapılar, antik kentin geçmişine ışık tutuyor. Tripolis Antik Kenti, aynı zamanda doğal güzellikleriyle de göz kamaştırıyor. Antik kentin içinden geçen Menderes Nehri, buraya ayrı bir hava katıyor. Nehrin kenarında yemyeşil ağaçlar, çiçekler ve kuşlar görebilirsin. Antik kentin etrafında ise, Pamukkale’ye benzer travertenler bulunuyor. Bu travertenler, antik kentin doğal mirası olarak kabul ediliyor.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Ücretsiz

Açık olduğu saatler

  • Her gün 08.00-17.00 saatleri arasında açık.

Bonus: Yeşildere Şelalesi

yesildere-selalesi

Yeşildere Şelalesi, Denizli’nin Çal ilçesinde bulunan ve doğal güzelliğiyle ünlü bir şelale. Şelale, 30 metre yükseklikten dökülen suyu ve etrafındaki yeşil bitki örtüsüyle görenleri büyülüyor. Şelaleye vardığında serin suyun ve taze bir havanın keyfini çıkarabilirsin. Yeşildere Şelalesi, Pamukkale’ye gelen yerli ve yabancı turistlerin mutlaka görmesi gereken bir noktalar arasında yer alıyor. Şelale, hem doğal hem de tarihi bir güzellik sunuyor. Şelaleyi gördüğünde, hem doğayla iç içe olmanın hem de tarihe tanıklık etmenin tadını çıkarabilirsin.

Konum Linki

Pamukkale’deyken kenti tamamen keşfetmek istersen Denizli’de gezilecek yerler senin için rehber olacaktır.


ipekincir
İpek İncir
365 Yazı
Marmara Üniversitesi Reklam bölümünde yüksek lisans yaptı. Eğitimini tamamlamak için bir süre Londra’ya gitti. Otomotiv, sağlık, turizm sektörü gibi birçok farklı alanda içerik üretti. Şimdi ise Enuygun ekibinin bir parçası olarak seyahat yazıları yazıyor.
Yorum Yap
Yorumlar
Bu yazı için henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorumu yapan sen ol.
Uzman Yazarlar

10 milyondan fazla kullanıcı, seyahatini Enuygun’la planlıyor!

Hemen İndir

App Store'dan

indirin

Google Play

'DEN ALIN

AppGallery

ile KEŞFEDİN