Doğunun mistik atmosferiyle buluştuğu, tarihin izlerini taşıyan Muş, Anadolu'nun gizemli şehirlerinden biri. Tarihi geçmişiyle zenginleşmiş, kültürel mirasını büyük bir özenle koruyan bu şehir, ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunuyor. Türklere Anadolu’nun kapılarını açan Malazgirt’in de yrr aldığı bu ilin hemen her köşesinde tarihten bir değer bulabilirsin.

Muş’ta gezilecek yerler yazımıza geçmeden önce kent ile ilgili merak edilen bazı soruları senin için yanıtladık.

Muş’ta ne yenir?

Muş seyahatin sırasında Muş köftesi veya yerel ismiyle (hafta direği), domatesli lahana dolması, keşkek, çorti, cavbelek gibi lezzetlerin tadına bakmadan dönmemeni öneriyoruz.

Muş hangi şehirlere yakın?

Şehrin doğu kısmında Ağrı ve Bitlis, batıda Bingöl, kuzeyde Erzurum, güney ve güneybatı bölümünde ise Bitlis bulunuyor.

Muş’tan hediye olarak ne alınır?

Muş seyahatin sırasında sevdiklerin ve kendin için el dokuma kilim, halı, keçe, el yapımı olan dantel ve boncuklardan alabilirsin.

1. Tarihi Murat Köprüsü

Muş'ta bulunan Tarihi Murat Köprüsü, 13. yüzyılda Selçuklular döneminde inşa edilmiştir.

Tarihi Murat Köprüsü, Muş’un Murat Nehri üzerinde bulunan tarihi bir köprüsü olarak biliniyor. Bu köprü Selçuklu yapısı olsa da kesin olarak tarihlenemiyor. Net tarih konusunda bilgi sahibi olamasak da hangi yüzyılda yapıldığı bilgisi verilebiliyor. Dolayısıyla köprünün 13. yüzyılda inşa edildiği yapılan araştırmalar sonucunda tespit edildi. Yapının zaman içinde çeşitli restorasyon çalışmaları geçirdiği biliniyor. Günümüzdeki hali ise 1871 tarihli bir restorasyon sonucunda ortaya çıktı. Tarihi Murat Köprüsü, 143 metre uzunluğunda, 4.77 metre genişliğinde ve 16–18 metre yüksekliğinde olup 12 gözlü olacak şekilde planlanmış.

Köprü günümüzde halen daha kullanımda ve Muş’un önemli turistik cazibe merkezlerinden birisi olmaya devam ediyor. Tarihi Murat Köprüsü, her yıl yerli ve yabancı birçok turisti ağırlıyor. Köprüyü ziyaret edenler, tarihi ve doğal güzelliklerin bir arada bulunduğu bu eşsiz mekanın keyfini çıkarıyorlar. Köprünün etrafında dolaşırken, tarihi dokusunu ve doğal güzelliklerini keşfedebilirsin.

Konum Linki

Yazar Notu: Köprü üzerinde yaya olarak yürüyebilirsin. Köprünün etrafında piknik yapabileceğin ve yiyecek-içecek alabileceğin yerler bulunuyor.

2. Muş Müzesi

Muş Müzesi dış görünümü

Muş Müzesi, Türkiye’nin en değerli kültürel miraslarından biri. 1937 yılında yapımına başlanılan ve 1938 yılında tamamlanan Atatürk İlkokulu Binası, 2021 yılında Muş Müzesi olarak hizmete açıldı. Müze, Tunç Çağı, Demir Çağı, Roma, Helenistik, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserlerle dolu. Bu eserler, kazı, satın alma, müsadere ve bağış yoluyla müzeye kazandırıldı. Muş Müzesi, kültürel ve tarihi bir keşif yolculuğu sunan, zengin koleksiyonlarıyla dikkat çeken bir mekan. Müze içinde, arkeolojik eserlerin sergilendiği alanlar, bir etnografik sergi alanı, Sultan Alparslan ve Malazgirt Zaferine adanmış bir bölüm ve çocuklar için tasarlanmış bir eğitim bölgesi yer alıyor. Arkeoloji bölümünde, Kalkolitik Çağ'dan başlayıp, Erken ve Orta Tunç Çağı, Geç Tunç/Erken Demir Çağı, Urartu (Orta Demir Çağı), Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine uzanan geniş bir zaman diliminden eserler sergileniyor.

Etnografik Sergi Alanı, Osmanlı zamanına ait çeşitli takılar, kemer ve tokalar, bilezikler, baş süsleri, şifa niyetine kullanılan taşlar, vazolar, şamdanlar, semaverler, sigara ağızlıkları, kahve değirmenleri, kılıçlar, hançerler, barutluklar ve tabancalar gibi nesneleri ziyaretçilere sunuyor. Sultan Alparslan ve Malazgirt Zaferine özel bölümde ise, Sultan Alparslan hakkında bilgilendirici metinler, Malazgirt Savaşını detaylandıran görseller ve bilgi panoları bulunuyor. Arkeoloji bölümünde sergilenen pişmiş toprak heykeller, adak levhaları, mezar taşları ve taş vakfiyeler gibi eserler, dönemin kültürel, sanatsal, yaşamsal ve inançsal yönlerine dair bilgiler sağlıyor. Bu nadide parçalar, Muş'un Anadolu'nun tarih sahnesindeki benzersiz yerini ve çevre illerden farkını ortaya koyuyor.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Ücretsiz

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi günleri kapalı, diğer günler 08.00-17.00 saatleri arasında açık

3. Malazgirt Kalesi

malazgirt kalesi görünüm

Malazgirt Kalesi, Muş’un en önemli mekanları arasında bulunan tarihi bir kale. Malazgirt merkezinde konumlanan bu kale, yüzyıllar içerisinde çeşitli onarımlar geçirerek ayakta kalmayı başardı. Malazgirt’in eski merkezini çevreleyen bir yapıya sahip olan bu kale zaman içerisinde ilçenin yapının dışına çıkması ile birlikte yerleşim biriminin ortasında kaldı. Bizanslılar tarafından 10. yüzyılda inşa edilmiş olan kale, eski dönem İslamiyet kaynaklarında ‘Berber Kalesi’ olarak anılıyor. Hem İslamiyet’in ilk dönemlerinde hem de Bizans döneminde birçok kez savaş gören yapı, siyah sert taşlardan ve Horasan harcı kullanılarak inşa edildiği yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkarıldı. Kalenin haşmetli bir görünümü var. İki paralel suru ile eski ilçeyi çevreliyor. Dış kale her ne kadar yapılan onarımlarla sağlam görünse de iç kale olarak isimlendirilen nokta ne yazık ki günümüze pek taşınamamış vaziyette. Ancak yine de gidip görülmeye değer bir yer.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Ücretsiz

Açık olduğu saatler

  • Her gün 09.00-17.00 saatleri arasında açık

Yazar Notu: Kalenin sağlam kalan bayrak direğinin bulunduğu burcu görmek istersen burcun kapısının anahtarını kafeden isteyebilirsin.

4. Hacı Şeref Cami

Muş’un merkezinde, tarih ve kültürün birleştiği bir yer olan Hacı Şeref Camii

Muş’un merkezinde, tarih ve kültürün birleştiği bir yer olan Hacı Şeref Camii, ziyaretçilerini bekliyor. Bu cami, Selçuklu yapısı olan Aslanlı Han’ın içinde yer alıyor. Mimari özelliklerine bakıldığında, caminin 17. yüzyılda inşa edildiği anlaşılıyor. Ana mekanı kare planlı olan cami, ortada büyük ve yanlarda basık kubbelerle örtülü. Sade mihrabı yuvarlak kemerli ve niş biçiminde. Camiye sonradan eklenen minare 1902 yılında inşa edildiği biliniyor. Son cemaat yeri ise 1997 yılında eklendi. Hacı Şeref Camii, tarihi ve mimari değeriyle Muş’un önemli bir simgesi.

Caminin sade mihrabı, yuvarlak kemerli ve niş biçiminde olması, onun mimari özelliklerini öne çıkarıyor. Ayrıca, camiye sonradan eklenen minare ve son cemaat yeri, onun tarihindeki yerini değiştirmiyor. Caminin tarihi ve mimari değeri, onu Muş’taki en önemli turistik yerlerden biri yapıyor. Ziyaretçiler, caminin tarihi ve mimari özelliklerini keşfederken, aynı zamanda Muş’un tarihini ve kültürünü de deneyimliyorlar. Hacı Şeref Camii, hem yerel halkın hem de turistlerin uğrak noktası olmuş durumda.

Konum Linki

5. Kutsal Havariler Manastırı

Kutsal Havariler Manastırı

Kutsal Havariler Manastırı, Muş’un merkezine oldukça yakın noktada yer alan ve tarihin derinliklerine uzanan bir hikayeye sahip olan bir ibadet yeri. Bu manastır, 4. yüzyılda Aziz Aydınlatıcı Grigor tarafından kuruldu. Muş merkeze bağlı, Kepenek köyünde konumlanıyor. Ermeni kültürünün önemli bir parçası olan bu manastır, tarih boyunca birçok değişikliğe uğradı. Manastır, 11. yüzyılda kilise haline getirildi ve 1125’te restore edildi. Doğu tarafında dokuz özel haçkar (Ermeni kültüründeki anıtsal taşlar) bulunuyor. 14. yüzyılda Timur tarafından yıkılan kilise 1791’de duvar eklenerek yeniden inşa edildi. 1915 Ermeni techiri sırasında manastır tahrip edildi ve o günden bu yana da bakımsız bir şekilde bekliyor.

Günümüzde manastırın sadece iki kilisesinin harabeleri kaldı. Bunlar Aziz Stefanos ve Aziz Datevos şapeli. Bu harabeler, manastırın bir zamanlar ne kadar büyük ve etkileyici olduğunu gösteriyor. Manastırın bugünkü hali, geçmişin izlerini taşıyor ve ziyaretçilere tarihin bir parçasını hissettiriyor. Kutsal Havariler Manastırı, tarih ve kültürle dolu bir yer. Her taşı, her duvarı, her köşesi tarih kokuyor. Bu manastır, sadece bir yapı değil, aynı zamanda bir tarih kitabı.

Konum Linki

Yazar Notu: Kutsal Havariler Kilisesi’ne giden yol özellikle kış aylarında sorunlu olabiliyor. Bu nedenle gitmek için yaz aylarını tercih edebilirsin.

6. Ulu Camii

ulu camii muş

Muş Ulu Camii, kentin merkezinde bulunan tarihi bir yapı. Caminin yapımının öncelikle Şeyh Muhammed-i Mağribi tarafından 979 yılı civarında yaptırıldığı düşünülse de bu durum yapılan araştırmalar sonucunda yapının 14. yüzyılda eski bir Ermeni kilisesinin üzerine inşa edildiği anlaşıldı. Bu yapı da daha önce Anadolu’da çokça bulunan kiliseden çevrilen camilerden birisi olarak biliniyor. Caminin konumu, Alaeddin Bey ve Hacı Şeref camilerinin batısında. Moloz taştan yapılmış olan yapının üzerinde kitabesi bulunmuyor.

Kitabesinin olmaması cami hakkında daha fazla bilgi edinme Cami, dikdörtgen planlı ve ana mekanı, ortada kubbe, yanlarda ise besik tonoz örtülü. Kuzeyinde kesme taştan üç kubbeli son cemaat yeri bulunuyor. Batı duvarı dışında diğer duvarlarda ikişer pencere var. Caminin minaresi, 1966 depreminde yıkılsa da 1968 yılında yeniden inşa edildi. Cami, tarihi ve mimari özellikleriyle Muş’un önemli turistik noktalarından biri. Hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.

Konum Linki

İpucu: ENUYGUN’da erken alınan biletler için özel fiyatlar bulunuyor. Bir sonraki sene için tatilini ocak ayı sonuna kadar planlarsan uçak biletini çok daha uygun alabileceğini unutma! Seyahatinin ilk adımı olan Muş uçak bileti almak için tıkla.

7. Haspet Kalesi

Haspet Kalesi

Muş’taki Haspet Kalesi, il merkezinde, kent tarihi için önemli bir yere sahip olan alanlar arasında bulunuyor. Bu kale, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Şimdiki haliyle, Haspet Kalesi, ziyaretçilerine tarihin derinliklerine bir yolculuk sunuyor. Kaleden günümüze çok fazla bir alan kalmasa da bazı duvarları halen daha ihtişamlı bir şekilde duruyor. Buraya çıktığında eşsiz Muş manzarası ile karşılaşabilirsin. Burası eski bir Ermeni kalesi olarak da biliniyor. Oldukça eski bir tarihe sahip olan yapının restorasyon çalışmaları listesine alındığı da biliniyor.

Konum Linki

8. Güzeldağ Kayak Merkezi

güzeldağ kayak merkezi

Güzeldağ Kayak Merkezi, kış turizminin kalbinin attığı bir yer. Uzun kış mevsimi ve yoğun kar yağışı, bu merkezi eğlence turizminin bir parçası haline getiriyor. Şehir merkezine sadece 10 km mesafede bulunan bu merkez, kış eğlencesinin canlı bir örneği. Her geçen gün yapılan yatırımlarla gelişiyor ve büyüyor. 1100 metre yükseklikte ve 2,5 kilometre uzunluğunda bir pisti bulunuyor. Bu pist, ziyaretçilerin keyifli vakit geçirmesini sağlıyor. Ayrıca 1400 ve 1600 metre uzunluğunda iki pist daha hizmet veriyor. Bu pistler, telesiyej ve sosyal tesislerle birlikte eğlenceli anlar sunuyor. Her sezon çok sayıda kişi bu merkezi ziyaret ediyor ve bölgede kayak sporuna olan ilgiyi artıyor. Güzeldağ Kayak Merkezi, aynı zamanda şampiyonalara hazırlanan kayak takımı sporcularına da ev sahipliği yapıyor. Bu sporcular, merkezin sunduğu olanaklardan yararlanarak yeteneklerini geliştiriyorlar. Muş, uzun kış mevsimi ve kar kalitesi ile kayak için gerekli tüm doğal şartlara sahip bir kent.

Güzeldağ Kayak Merkezi, bu doğal şartları en iyi şekilde değerlendirerek, kış turizmine katkıda bulunuyor. Bu merkez, kış turizminin nabzını tutmaya devam ediyor ve kentin turizm potansiyelini artırıyor. Güzeldağ Kayak Merkezi, kış turizminin önemli bir parçası ve Muş’un turizm potansiyelini artıran bir merkez. Bu merkez, hem yerli hem de yabancı turistler için ideal bir kış destinasyonu. Kendine özgü doğası, kaliteli hizmeti ve sunduğu olanaklarla, Güzeldağ Kayak Merkezi, kış turizminin vazgeçilmez bir parçası olmaya devam ediyor.

Konum Linki

Yazar Notu: Kayak merkezi hafta sonları yoğun ilgi görebiliyor. Bu nedenle hafta içi ziyaret etmeni öneriyoruz.

9. Alaeddin Bey Camii

Alaeddin Bey Camii iç görünümü

Muş’un merkezinde, tarihi dokusu ve mistik havasıyla Alaeddin Bey (Paşa) Camii bulunuyor. Bu cami, 18. yüzyılın başlarında, Muş mütesellimi Alaeddin Bey tarafından yaptırıldı. Ulu Cami ve Hacı Şeref Camii ile birlikte kent merkezindeki üç tarihi camiden biri olarak dikkat çekiyor. Alaeddin Bey Camii, mimari açıdan da oldukça etkileyici. Ana mekanı kare planlı ve dokuz nefli. Orta büyük ve yanlarda küçük kubbelerle örtülü. Orta nefte yer alan mihrabı sütun ve bitki motifleriyle bezeli. Taç kapının yanlarında kabartma kandil motifleri bulunuyor.

Minaresi iki renkli kesme taştan yapılmış. Kare kaideli ve silindir gövdeli. Gövdenin ortasında iç içe geçmiş çınar ağacını andıran bitkisel motiflerden bir kuşak oluşturulmuş. Camini, 2010’ların ortasında yaklaşık iki yıl süren bir restorasyon dönemi geçirdi. Bu çalışmalar sonrası Kasım 2016’da yeniden kullanıma açıldı.

Konum Linki

Yazar Notu: Caminin yakınlarında park sorunu olabiliyor. Bu nedenle buraya araçla gelmemeni öneriyoruz.

10. Kaz Gölü

Kaz Gölü, doğal güzelliği ve etkileyici manzarası

Muş’taki Kaz Gölü, doğanın en güzel hediyelerinden birisi olarak görülüyor. Kaz Gölü, doğal güzelliği ve etkileyici manzarasıyla ziyaretçilerini büyülüyor. Gölün çevresi, yeşilin her tonunu barındıran bitki örtüsüyle kaplı. Bu bitki örtüsü, gölün mavi sularıyla mükemmel bir kontrast oluşturuyor. Malazgirt ilçe sınırları içerisinde yer alan bu gölün suları tuzlu ve acı bir tada sahip.

Kaz Gölü, adını gölde yaşayan kazlardan alıyor. Bu kazlar, gölün canlı yaşamının önemli bir parçası. Göl, aynı zamanda birçok farklı kuş türüne de ev sahipliği yapıyor. Bu kuşlar, gölün etrafında uçuşurken gökyüzünde renkli bir tablo oluşturabiliyor. Gölün tarihi hakkında bilgi vermek gerekirse, Kaz Gölü’nün oluşumu, binlerce yıl öncesine dayanıyor. Göl, zaman içinde doğal süreçler sonucunda oluştuğu biliniyor. Göl tarih kaynaklarında ilk kez 1665 yılında geçiyor. Kaz Gölü’nü ziyaret ettiğinde etrafında yürüyüş yapabilir, kuşları izleyebilir ve doğanın seslerini dinleyebilirsin. Göl, aynı zamanda piknik yapmak için de ideal bir yer. Gölün etrafında, bu anlamda kullanabileceğin alanlar bulunuyor.

Konum Linki

11. Esenlik Camii

 Esenlik Camii dış görünümü

Muş’un Bulanık ilçesinin, Esenlik Köyü’nde bulunan Esenlik Camisi, Selçuklular döneminden kalma bir eser. Selçuklular zamanında yaşamış olan Şeyh Abdülmelik tarafından 1194 yılında yaptırılan cami Ahlat taşından yapıldı. Cami, tek kubbeli, dört pencereli ve iki kapılı bir yapı olması ile dikkat çekiyor. Kubbesinde ayrıca dört küçük pencere yer alıyor. Taç kapı üzerindeki kitabeden caminin 725/1325 yılında Artuklular tarafından yapıldığı anlaşılmakta.

Caminin dıştan dikdörtgen planlı olduğunu görebilirsin. Mihraba paralel iki sahanlı ve üzeri dört kubbeyle örtülü. Kıble duvarının ortasındaki mihrap yarım daire planlı ve yuvarlak kemerli. Cami, tarih boyunca birçok kez restore edilmiş. En son 1985 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edildi. Bu restorasyon çalışmaları sonucunda cami bugünkü halini aldı ve kullanıma sunuldu. Esenlik Camisi, tarihi ve mimari özellikleriyle dikkat çeken bir yapı. Selçuklu dönemine ait bu eser, Muş’un tarihi ve kültürel mirasının önemli bir parçası. Bu cami, tarih severler ve kültür turizmi ile ilgilenenler için kaçırılmaması gereken bir durak.

Konum Linki

12. Migre Hamamı

Migre Hamamı

Migre Hamamı, Muş’un doğal afetlerde yıkılan diğer hamamlarından birisi. Hamamın en büyük özelliği, Türk üçgeni olarak isimlendirilen ve kubbelere taşıyıcı görevi sağlayan üçgenin kullanılmış olması. Bu özellik, hamamın mimari yapısını benzersiz kılıyor. Hamamın kerpiç yapısı, Horasan harcı ile moloz taşlardan örülen duvarlar ile destekleniyor. Bu yapı, hamamın dayanıklılığını ve uzun ömürlü olmasını sağlıyor. Ayrıca, bu yapı tarzı, hamamın tarihi ve kültürel önemini de artırıyor. Migre Hamamı, kültür turizmi için ideal bir yer. Burası, tarih ve mimariye ilgi duyan turistler için mükemmel bir durak. Hamamın tarihi ve mimari özellikleri, ziyaretçilere benzersiz bir deneyim sunuyor. Migre Hamamı, Muş’un en dikkat çekici noktaları arasında yer alıyor.

Konum Linki

13. Akdoğan Gölü

Akdoğan Gölü

Muş’un doğal güzelliklerinden biri olan Akdoğan (Hamurpet) Gölü, ziyaretçilerine huzurlu ve sakin bir ortam sunuyor. Göl, etrafındaki yeşil alanlar ve dağ manzaralarıyla birlikte doğa severler için ideal bir yer. Gölün çevresinde yürüyüş yapabilir, piknik yapabilir veya kuşların çıkardığı o harika sesleri dinleyebilirsin. Burası deniz seviyesinden yaklaşık olarak 2 bin metre yükseklikte konumlanıyor. Akdoğan Gölü, aynı zamanda birçok farklı kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Bu kuşları gözlemlemek ve fotoğraflamak isteyen doğa fotoğrafçıları için mükemmel bir yer.

Göl, özellikle ilkbahar ve yaz aylarında, kuşların göç mevsiminde, ziyaret etmek için en iyi zaman. Gölün kendisi, berrak ve temiz suyuyla biliniyor. Su, çevredeki dağlardan gelen kar sularıyla besleniyor. Bu, gölün suyunun her zaman taze ve soğuk olmasını sağlıyor.

Konum Linki

14. Bulanık Mollakent Camii

Bulanık Mollakent Camii

Bulanık Mollakent Camii, Muş’un Bulanık ilçesinde yer alıyor. Bu cami, Anadolu’nun en eski dini yapıları arasında yer alıyor. Cami, Selçuklu dönemi yapısı olup, 1290 yılında Şeyh İbrahim tarafından yaptırıldı.  Mollakent Camisi’nin yanı sıra, Mollakent Medresesi de burada bulunuyor. Bu medrese de Selçuklu dönemi yapısı ve Ahlat taşından yapıldı. Yapının güzelliği, bu taşın verdiği özgün görüntüden kaynaklanıyor. Medrese yapısında iki büyük oda ve bir salon bulunuyor. Odalarda üç kitaplık pencere görülüyor. 

Mollakent, Eski Çağ ve orta çağa ait kalıntıları ile önemli bir yerleşim merkezi olarak biliniyor. Burada eski ve orta çağa ait bazı kalıntıların bulunduğu tespit edildi ve bu konu hakkında çalışmalar da uzun yıllardır sürüyor. Bulanık ilçesi, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dikkat çekiyor. İlçenin eski ismi “Kop” olup, daha sonradan “Bulanık” ismini almış. Yörede, ilk yerleşimcilerin, MÖ.3000 yıllara kadar gittiği görülüyor. Daha sonra ise, Urartu hakimiyeti görülür. 1071 yılına gelindiğinde ise, bu kez Selçuklular Malazgirt Savaşı sonrasında buraya yerleşmeye başladılar. 1555 yılına gelindiğinde ise, Kanuni Sultan Süleyman tarafından bölge Osmanlı hakimiyeti altına alındı.

Konum Linki

15. Zafer Anıtı

26 Ağustos 1071 Malazğirt Zafer Anıtı

Muş’taki Zafer Anıtı, Türkiye’nin tarihine ışık tutan önemli bir simge. Bu anıt, 1071 yılında Selçuklular ile Bizans arasında yapılan Malazgirt Savaşı’nın anısına dikildi. Zafer Anıtı, iki adet dikili taştan oluşuyor. Her sütun 52 metre yüksekliğinde olacak şekilde inşa edildi. Bu yapıların ortasındaki boşluk Anadolu’nun kapılarını ve Türklerin Malazgirt’te kazandığı savaş sonrasında bu yerden geçmesini temsil ediyor. 1992 yılında tamamlanan Zafer Anıtı o günden bu yana binlerce kişi tarafından ziyaret edildi. Özellikle milli bayramlarda birçok kişi Türk bayrağı ile buraya akın ediyor.  

Muş’taki Zafer Anıtı, Türkiye’nin tarihine ışık tutan önemli bir yer. Bu anıtı ziyaret etmek, Anadolu’nun tarihini ve kültürünü daha yakından tanıma fırsatı sunuyor. Anıt, aynı zamanda Türklerin Anadolu’ya girme mücadelesinin bir sembolü olarak kabul ediliyor. 

Konum Linki

16. Künav Mağarası

Künav Mağarası

Künav Mağarası, Muş’un Varto ilçesine bağlı Kayadelen köyünde bulunuyor. Bu mağara, doğa turizmi için mükemmel bir destinasyon. Mağara, 3 kilometre uzunluğunda ve tavan yüksekliği yer yer 35 metreye kadar çıkıyor. İki katlı bir yapıya sahip olan mağaranın alt katından nehir büyüklüğünde su geçiyor. Künav Mağarası’nın tarihi de oldukça ilginç. İlk çağlarda yerleşim yeri olarak kullanıldığına dair izler bulunuyor. Bu, mağaranın sadece bir doğa harikası olmadığını, aynı zamanda tarih öncesi dönemlere de ışık tutan bir yer olduğunu gösteriyor. 

Mağaranın içinde, zamanla Görgü deresinin etkisiyle oluşmuş fluvyo-karstik bir yapı bulunuyor. Bu, mağaranın nasıl oluştuğuna dair ipuçları veriyor. Ayrıca, mağaranın ana sakinleri yarasalar. Bu canlılar, mağaranın ekosisteminin önemli bir parçası.

Konum Linki

17. Yağcılar Höyüğü

Yağcılar Höyüğü

Muş’un merkezine yakın noktada yer alan ve tarih kokan bir yer Yağcılar Höyüğü, adeta geçmişin izlerini taşıyan bir hazine. Yoğun yerleşim nedeniyle tam olarak görülemese de, onun gizemi ve büyüsü ziyaretçilerini kendine çekiyor. Yağcılar Höyüğü, Urartu öncesi ve sonrası dönemlere ev sahipliği yapmış. Bu, onun tarihinin ne kadar derin olduğunu gösteriyor. Üstünde ve etrafında bulunan ve o dönemlerden kalma seramik parçaları, buranın tarihine dair ipuçlarını sana verebilir. Her bir parça, geçmişin sessiz tanıkları gibi. Bu antik nokta, kültür turizminin önemli duraklarından biri. 

Tarih meraklıları, arkeoloji tutkunları ve macera arayanlar için ideal bir yer. Burada, tarihin tozlu sayfalarını aralayabilir, geçmişin izlerini sürebilirsin. Yağcılar Höyüğü, tarih severler ve kültür turizmi tutkunları için kaçırılmaması gereken bir yer. Burası, tarihin ve kültürün eşsiz bir karışımını sunuyor. Yağcılar Höyüğü’nde geçireceğin her an, unutulmaz bir deneyim olacak. Höyük, geçmişte Yağcılar olarak isimlendirilen Yeşilova Beldesi’nin içerisinde bulunuyor

Konum Linki

18. Mercimekkale Höyüğü

Mercimekkale Höyüğü

Mercimekkale Höyüğü, Muş’un tarihi hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlayan önemli mekanlar arasında yer alıyor. Muş il merkezinin 22 km kuzeyinde, Murat Nehri’nin doğu kıyısında yer alır. Mercimekkale Köyü içerisinde toplamda 28 höyükten birisi olan bu eşsiz yerde bir de kale bulunuyor. Bu köy Roma İmparatorluğu’ndan Bizans ve Osmanlılara kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yaptı. Höyük içerisinde bulunan kale genel olarak haberleşme ve çevreyi gözetlemek amacıyla kullanıldı. Dolayısıyla içerisinde yerleşim söz konusu değil. Bu özelliği dolayısıyla geçmişte birçok önemli duruma da tanıklık ettiğini söyleyebiliriz. Ancak bugün, sit alanı tamamen toprakla örtülmüş durumda ve bu durum, Mercimekkale Höyüğü’nün gizemini ve cazibesini artırıyor.

Mercimekkale Höyüğü, ilk defa 1990 yılında birinci dereceden sit alanı ilan edildi. Bu, Mercimekkale Höyüğü’nün tarihi ve kültürel önemini vurgulaması açısından oldukça önemli. Ancak ne yazık ki, planlanan veya gerçekleştirilen bir kazı çalışması bulunmuyor.  .

Konum Linki

19. Muş Kalesi

Muş Kalesi, kentin merkezinde yer alıyor. Bu kale, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu nedenle de büyük bir tarihi öneme sahip. Kale, her yıl binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor Muş Kalesi, şehrin en eski yerlerinden biri olarak kabul ediliyor. Urartular döneminde, bölge Urartu Krallığı’nın bir parçası haline geldi ve kalenin de tarihinin bu dönemde başladığı düşünülüyor. 7. yüzyıl ortalarında Moğol istilasının ardından Hz. Osman zamanında bu çevre ile birlikte kale, savaşlarda birçok kez el değiştirdi. İlerleyen yıllarda ise, Danişmentliler, Saltuklular gibi Türk beyliklerinin ve Selçuklu İmparatorluğu’nun hakimiyeti altına girdi.  Yüzyıllar boyunca, Muş Kalesi birçok kez değişikliklere uğradı ve pek çok medeniyetin izlerini taşımayı başardı.  

Muş Kalesi, etrafında dolaşırken, tarihin derinliklerine doğru bir yolculuk yapıyormuş gibi hissedebilirsin. Bu, her köşesi, geçmişin izler taşıyan kaleyi daha da etkileyici bir yer haline getiriyor. 

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 60 TL

Yazar Notu:  Kalenin en yüksek noktasına çıktığında Muş şehrinin panoramik manzarasını görebilirsin. Bu manzara özellikle gün batımında inanılmaz bir güzelliğe bürünüyor. Ayrıca Muş Kalesi’nin etrafında birçok restoran ve kafe bulunuyor. Burada yöresel lezzetleri deneyebilirsin.

20. Malazgirt Müzesi

Malazgirt Müzesi, Muş’un Malazgirt ilçesinde yer alıyor. Müze, Türk-İslam tarihini 1071 Malazgirt Zaferi’nden günümüze kadar görseller ve çeşitli temalarla ifade ediyor. Bu eşsiz yer, 2021 yılında hizmete açıldı. Burası, ziyaretçilerin tarih ve kültür bilincini geliştirmek amacıyla kuruldu ve birkaç senedir bu amaçla kapılarını ziyaretçilerine açıyor. Müzede, aynı zamanda bölge halkının günlük hayatta kullandığı yöresel araç-gereçler, el sanatları ve kültürel dokuyu yansıtan çeşitli materyaller de sergileniyor.

Müzede, 1071 Malazgirt Savaşı’nın minyatürü ile Selçuklu Ordusu ve Bizans İmparatorluğu arasındaki savaş canlandırılıyor. Ayrıca, Osmanlı Devleti padişahları ve savaş kahramanları ile ilgili görseller sergileniyor. Türkiye’nin farklı bölgelerini temsil eden kültür varlıkları ve Osmanlı Dönemi’ne ait tarihi dokuyu sergileyen eserler de yer alıyor. Müze sadece Malazgirt zaferine odaklanmıyor. Bununla birlikte Anadolu’nun önemli tarihsel olaylarına da ışık tutuyor. Önemli bölümler arasında Türkiye Cumhuriyeti Dönemi ve Savaş Kahramanları kısmı heyecan verici. Bu bölümde, Bandırma Vapuru ve Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün Heykeli ile Cumhuriyet Döneminin kadın kahramanları ile ilgili fotoğraflar bulunuyor. 

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Ücretsiz

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi günleri kapalı, diğer günler 08.00-17.00 saatleri arasında açık

21. Muşet Kalesi

Muşet Kalesi, Türkiye’nin en önemli tarihi yapılarından biri. Kalenin etrafında huzur verici bir sessizlik var. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan bu kale, ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunuyor. Muşet Kalesi’nin tarihi hakkında kesin bilgiler olmasa da, bazı kaynaklara göre kale, Urartular tarafından yapıldığı öne sürülüyor. Bu kale, yüzyıllar boyunca hep bu adla anıldığı için kent ile de özdeşledi. Muşet Kalesi’nin yapımında kullanılan malzemeler genel olarak merkezdeki Haspet Kalesi ve Ahlat eski şehirdeki yıkılmış kale ile birbirinin benzerlik içerisinde. 

Muşet Kalesi manzarası ile de öne çıkan bir yapıya sahip. Kale, çevresindeki doğal güzelliklerle mükemmel bir uyum içinde olduğu görülebiliyor. Muşet Kalesi’ni ziyaret etmek, tarihi bir keşif yolculuğuna çıkmak demek.

Konum Linki

İpucu: Otobüs biletini ENUYGUN'dan kolayca alabileceğini unutma! Otobüs biletinde değişiklik ve iptal işlemlerini tek tıkla yapabilir, farklı firma ve seferleri karşılaştırabilirsin. Yola çıkmaya hazırsan Muş otobüs bileti almak için tıkla!

22. Muş Ovası

Muş Ovası, Doğu Anadolu Bölgesi’nin en önemli doğal alanlarından birisi. Bu ova, Yukarı Murat-Van Bölümü içerisinde bulunuyor ve tektonik bir oluşum olarak biliniyor. Ovanın uzunluğu 80 km, genişliği ise 30 km olarak hesaplanıyor. Yüzölçümü 1650 kilometre kare olan bu ova, Türkiye’nin büyük ovalarından biri olması ile öne çıkıyor. Muş Ovası’nı çevreleyen dağlar güneyden Haçreş dağları, kuzeyden ise Şerafettin Dağları ve uzantıları şeklinde sıralanabilir. Ovanın yüksekliği 2000 m’yi aşan dağlarla kuşatıldığı için özellikle kış ayları sert geçebiliyor. Bu dağlar, ovanın doğal güzelliklerine güzellik katarken, görsel olarak da harika enstantaneler sunuyor. Ova, Türkiye’deki iki büyük fay sisteminin birleşme yerinde bulunuyor. Bu da ovanın coğrafi yapısını ve oluşumunu etkiliyor. 

Ovanın tabanı alüvyonlarla kaplı ve kenarlarında akarsu birikim şekillerinden olan birikinti konileri yer alıyor. Alüvyonların kalınlığı yer yer 200 m’yi buluyor. Muş Ovası’nın jeolojik olarak üçüncü zaman sonlarında ovanın çevresindeki dağlık alanların yükselirken, ovanın bulunduğu yerin faylar boyunca çöktüğü biliniyor. Dördüncü zaman başlarında ise ovanın içinde bulunduğu çukurluk, Murat Irmağı tarafından batı kenarlarından yarılarak içindeki göl sularını boşaltmaya başlamış. Ovanın doğusunda bulunan Nemrut Dağı ile ondan çıkan lavların oluşturduğu Rahva düzlüğü, ovayı Van Gölü havzasından ayırıyor. Bu da ovanın coğrafi konumunu ve özelliklerini etkileyen bir faktör. Muş Ovası, doğal güzellikleri, coğrafi konumu ve tarihi ile Türkiye’nin önemli turistik bölgelerinden biri. 

Konum Linki

23. Surp Garabet Manastırı

Surp Garabet Manastırı, Türkiye’nin Muş merkezde bulunan tarihi bir Ermeni manastırı. İlgi çekici bir tarihe sahip olan bu manastır, 4. yüzyılda inşa edildi. Surp Garabet, “Kutsal Müjdeci” anlamına geliyor ve Vaftizci Yahya’ya işaret ediyor. İnanışa göre, Yahya’nın kalıntıları 4. yüzyılın başında Aydınlatıcı Grigor tarafından bölgeye saklandığı için bu isimle anılmaya başladı. Manastır, kendilerini Vaftizci Yahya’nın kutsal savaşçıları ilan eden Mamikonyanların sığınağına dönüştü. İleriki yüzyıllarda manastır birçok kez genişletildi ve yenilendi. Tarihsel olarak kilise, Taron bölgesinin (Bizans’ın ele geçirdiği ilk Ermeni bölgesi) dini merkezi ve önemli bir hac mekanı oldu. Batı Ermenistan’ın en önemli ve Eçmiadzin’den sonra dünyadaki en çok bilinen Ermeni manastırı kabul ediliyor. Manastır, 12. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar Taron’un episkoposluk makamı oldu.

Konum Linki

24. Tıkızlı Kalesi

Muş’taki Tıkızlı Kalesi, tarihi ve kültürel bir zenginlik olarak karşına çıkıyor. Bu kale, geçmişten günümüze kadar gelen birçok hikayeye ev sahipliği yaptığı için oldukça ünlü bir yer. Tıkızlı Kalesi, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapıyor. Kalenin çevresinin 25 ila 30 metre arasında olduğu yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkarıldı. İç kalesinin de 4 metre çevre genişliğine sahip. Urartular döneminde yapıldığı konusunda ciddi bulguların olduğu kale, bu nedenle oldukça eski bir yapı olduğu görülebiliyor. Milattan önce 830 ile 810 yılları arasında inşa edildiği de kalede bulunan yazıtlardan çıkartılıyor. Urartu hükümdarı İşpuini döneminde kalenin yaptırıldığı yine bu yazıtlardan çıkarılan bilgiler arasında yer alıyor.

Konum Linki

25. Liz Ovası

Liz Ovası, Türkiye’nin en büyük ovalarından birisi. Alanı yaklaşık 1650 kilometrekareye ulaşıyor. Uzunluğu 80 km, genişliği ise 30 kilometreyi buluyor. Ova, Bilican Dağı’nın güneyinden başlıyor ve güneyini Haçreş Dağları çeviriyor. Kuzeyde ise Şerafettin Dağları ve bu sıranın uzantıları var. Liz Ovası, genellikle 1500-1700 metre yükseklikte yer alıyor ve Murat Nehri’ne kadar uzanıyor. Liz Ovası’nın kuzeyinde yer alan Bilican Dağları, yılın 10 ayı karla kaplı ve muazzam bir doğal güzellik sunuyor. Dağın en yüksek zirvesi 2 bin 950 metre yüksekliğindeki Bilican Tepesi. Dağ etrafında yer alan yeşil alanda sık meşe ağaçlarını gözlemleyebilirsin. Liz Ovası, Bulanık Ovası’nın güneybatısında yer alıyor. Liz Ovası, genç ve verimli alüvyonlarla örtülü ve geniş bir tarım alanı sunuyor.

Ova, doğal güzellikleri, geniş tarım alanları ve etkileyici dağ manzaraları ile ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Bu harika yerin güzelliği ve büyüklüğü, onu Türkiye’nin en önemli doğal miraslarından biri yapıyor. Liz Ovası’nı ziyaret etmek, doğanın muhteşem güzelliğini ve Türkiye’nin zengin coğrafyasını keşfetmek için harika bir fırsat. Burada yürüyüş yapabilir, doğa ile bütünleşebilme şansı elde edebilirsin.

Konum Linki

26. Alaaddin Bey Hamamı

Muş’un merkezi noktalarının birisinde tarihin ve kültürün birleştiği bir yer olan Alaaddin Bey Hamamı, aynı isimli cami ile birlikte yaptırıldı. Alaaddin Bey tarafından yaptırılan bu hamam, Osmanlı’nın son dönem eserlerinden biri olarak günümüzde de kullanılıyor. Hamamın mimari özellikleri ve yapı malzemeleri, Alaaddin Bey Camii ile benzer nitelikte olması da dikkat çekiyor. İç süslemelerinde bitki motifleri kullanılan bu hamam, ziyaretçilerine hem tarihi bir deneyim hem de rahatlatıcı bir atmosfer sunuyor. Alaaddin Bey Hamamı denilince akla ilk gelen özelliklerden birisi de kapının hemen üzerinde yer alan kaplumbağa kabartması. Bu kabartma özellikle buraya ilk kez gelen misafirlerin ilgisini çekiyor. Bu kabartma, hamamın tarihi dokusuna ve özgün mimarisine ekstra bir hava katıyor. Alaaddin Bey Hamamı, sadece bir hamam olmanın ötesinde, Muş’un tarihini ve kültürünü yansıtan bir simge niteliğinde. Alaaddin Bey Hamamı’nın tarihi, Alaaddin Bey Camii ile aynı tarihe dayanıyor. Bu iki yapı, Alaaddin Bey tarafından aynı dönemde inşa edildi.

Konum Linki

27. Yıldızlı Han

Muş’taki Yıldızlı Han, Türkiye’nin en önemli tarihi bir yapıları arasında bulunuyor. Bu han, Osmanlı döneminden kalma bir yapı olup, tarihi dokusu ve mimarisi ile dikkat çekiyor. Yıldızlı Han, adını üzerinde bulunan yıldız motiflerinden alıyor. Bu motifler, hanın duvarlarında ve kapılarında görülebiliyor. Yıldızlı Han’ın içerisinde dolaşırken, Osmanlı döneminin mimari özelliklerini ve estetiğini gözlemleyebilirsin. Yapının taş duvarları, ahşap detayları ve geniş avlusu, bu dönemin karakteristik özelliklerini yansıtması açısından oldukça önemli. Han, aynı zamanda bir kültür ve sanat merkezi olarak da hizmet veriyor. Burada düzenlenen etkinlikler ve sergiler, hem yerel hem de uluslararası sanatçılara ev sahipliği yapıyor. Yıldızlı Han, bu sayede hem tarihi bir yapı olmanın yanı sıra, aynı zamanda canlı ve dinamik bir kültür merkezi olmayı da başarıyor. Yıldızlı Han, Osmanlı döneminde özellikle ticarette önemli roller oynadı. 

Konum Linki

Yazar Notu: Yıldızlı Hana geldiğinde burada mutlaka kahve içmeni öneriyoruz.

28. Murat Vadisi

Muş’taki Murat Vadisi, Ulukaya Köyü’nün yakınlarında yer alan doğa harikası bir alan. Bu vadi, doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleri ile biliniyor. Vadide yürüyüş yaparken, etrafını saran yeşilin ve Murat Nehri’nin mavi sularına hayran kalabilirsin. Murat Nehri, vadiden geçerken oluşturduğu manzaralarla görenleri büyüleyebiliyor. Murat Vadisi’nde, tarih boyunca birçok medeniyet yaşadı. Bu medeniyetler, vadide izlerini bırakmışlar ve bu izler bugün bile görülebilir. Özellikle Roma ve Bizans dönemlerine ait kalıntılar, vadideki tarihi zenginliği gösteriyor. Ayrıca, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalma eserler de görülebiliyor. Vadinin doğal güzellikleri, ziyaretçilerine huzurlu bir ortam sunması ile ünlü. Burada, kuşların cıvıltısını dinleyebilir, nehrin hışırtısını hissedebilirsin. Ayrıca, vadideki çeşitli bitki ve hayvan türlerini gözlemleme fırsatı bulabilirsin. 

Bu doğal çeşitlilik, vadideki ekosistemin zenginliğini gösteriyor. Vadi, aynı zamanda birçok aktivite için de ideal bir yerdir. Burada trekking, kamp, piknik gibi aktiviteler yapabilme imkanı bulunuyor. Bu sayede buraya ait birçok anı biriktirebilirsin. Muş’un doğal güzelliklerinden olan Murat Vadisi, doğal güzellikleri ile ziyaretçilerine harika anlar yaşatıyor. Burası, huzur dolu bir ortamda, tarihin ve doğanın iç içe geçtiği bir yer. 

Konum Linki

29. Kale Parkı

Muş’un kalbinde, tarihin ve doğanın iç içe geçtiği bir yer olan Kale Parkı, şehrin tarihine tanıklık eden bir noktaya ev sahipliği yapıyor. Kale, şehrin tarihini ve kültürünü yansıtan bir simge. Kale Parkı’na adım attığında, kendini tarihle iç içe hissedebilirsin. Park, ziyaretçilerine huzurlu bir ortam sunuyor. Yeşil alanlar, çeşitli bitki türleri ve temiz hava, ziyaretçilere doğa ile baş başa kalma fırsatı sunuyor. Parkta yürüyüş yaparken, kuşların cıvıltısını dinleyebilir, çiçeklerin kokusunu içine çekebilirsin. Kale Parkı, aynı zamanda sosyal aktiviteler için de ideal bir yer. 

Parkta piknik yapabilir, arkadaşlarınla sohbet edebilir veya kitap okuyabilirsin. Ayrıca park, çocuklar için de eğlenceli bir oyun alanına sahip. Burada bulunan ve parka adını veren kale, parkın en önemli özelliği. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan kale, Muş’un tarihini anlatıyor. Kaleye çıktığında, şehrin panoramik manzarasını görebilirsin.

Konum Linki

30. Kayalıdere Antik Kenti

Kayalıdere Antik Kenti, Muş’un Varto ilçesinde yer alıyor. Bu antik kent, daha çok Urartu Kaya Mezarı olarak biliniyor. Urartu Kralı II. Sarduri döneminde yapıldığı tahmin ediliyor ve o dönemde askeri yerleşim yeri olarak kullanıldığı yönünde bulgular bulunuyor. Kent, Muş’un Varto ilçesine 20 km, il merkezine ise 40 km uzaklıkta konumlanıyor. Burası, tarih meraklıları için cennet niteliğinde. Yerli ve yabancı pek çok turist, bu antik kenti ziyaret ediyor. 1965 yılında yapılan kazılar sonucunda burada çok sayıda tapınak, kale ve şarap küpleri bulundu. Ayrıca, tunç aslan heykeli, aslan tasvirli kemerler ve ok başları gibi dikkat çeken buluntular da var. Bu buluntuların bir kısmı, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergileniyor. 

Kayalıdere Antik Kenti, Muş’taki en sağlam kalmış yapıları barındırıyor. Bu yapılar, Anadolu’nun en kadim uygarlıklarından birisi olan Urartu dönemine ait önemli izler taşıyor. Kentin tarihi dokusu, ziyaretçilerine adeta bir zaman yolculuğu yaşatıyor.

Konum Linki

31. Haçlı Gölü

Haçlı Gölü, Muş’un Bulanık ilçesinin güneyinde yer alıyor. Bu göl, güneyindeki eski adı Haçlı olan Gölyanı Köyü’nden adını alıyor. Ayrıca, suyunun bulanık olması nedeniyle Bulanık Gölü olarak da biliniyor. Göl, volkanik bir set gölü ve kuzeyindeki Kızkopan volkanının yükselmesi sonucunda oluştu. Haçlı Gölü’nün yüzölçümü 27 kilometrekare kadar ve göldeki derinlik 7 metreyi biraz geçiyor. Göl, birkaç kaynaktan besleniyor. Bunlar güneyde Beruş Deresi ve Molla Deresi, kuzeyde Güllüce Deresi olacak şekilde sıralanabilir. Gölün su düzeyi bütün yıl boyunca hemen hemen aynı kalır. Kışın donan göl üzerinde yürünebilmesi burayı ilgi çekici yapabiliyor. Gölde alabalık ve aynalı sazan bulunması balık avcılığı için burayı uygun hale getiriyor. 

Göl, doğa turizmi için ideal bir yer. Gölün çevresi, mera ve tarım arazisi olarak kullanılıyor. Göl yüksekte yer aldığından doğusundaki alçak ovaların yer altı sularını beslemesi ile ünlü. Bu nedenle, gölün çevresindeki doğal yaşam oldukça zengin. Haçlı Gölü, doğa severler ve fotoğrafçılar için harika bir destinasyon. Gölün çevresindeki manzaralar, özellikle gün batımında, nefes kesici olabiliyor. Ayrıca, gölün çevresindeki yürüyüş yolları, doğa yürüyüşleri ve piknikler için mükemmel bir seçenek sunuyor.

Konum Linki

32. Kalecik Kalesi

Muş’un Kalecik Köyü’nde bulunan Kalecik Kalesi, tarihinin derinliklerine uzanan bir yapı. Kalenin etrafını kullanıldığı dönemde saran surlar burayı iyi korunan bir yer haline getiriyor. Bunu etrafını dolaştığında net bir şekilde görebilirsin. Her ne kadar üst kısımları kalmasa da temelleri bugün halen daha görülebilecek şekilde duruyor. Kalenin üst kısımlarında, sur duvarlarında kullanılan malzemenin aynısının kalenin iç mekanlarında da kullanıldığı ortaya çıkan yapı kalıntısından çok bariz bir şekilde görülebiliyor. Kalenin eteklerinde ve üst kısımlarında o dönemde kullanılan birçok çanak, çömlek parçaları bulunabilir. Ancak kalenin kültürel zenginliği onu birçok talihsiz durumla karşı karşıya getirmiş. Yerel halk tarafından bugün birçok yerde kaçak kazılar yapılmış ve bu kaçak kazılar kalenin kültürel dokusunu ciddi manada tehdit etmiş. 

Kalenin doğu tarafından yapılan kaçak kazılar sonucunda kaleye ait bir adet burç veya destekleme kulesi ortaya çıkarılmış. Üst kısımdan baktığında yine kalenin aktif bir şekilde kullanıldığı dönemlerde inşa edilen ev kalıntılarını net bir şekilde görebilme şansına sahipsin. Bu kalıntılar, kalenin tarihine dair ipuçları veriyor.

İpucu: En iyi otel fiyatlarını tek bir yerde görmek, seçeceğin otel hakkında bilgi almak ve saniyeler içinde rezervasyon yapmak için ENUYGUN'da Muş otelleri araştırmasına başlayabilirsin.

Konum Linki

33. Yünören Camii

Muş-Bitlis sınırına yakın konumda bulunan Yünören Camii'nin güzelliği ve tarihi zenginliği beni büyülüyor. Korkut ilçe sınırları içerisinde bulunan Yünören Camii, tarihi dokusu ve mimari özellikleriyle ziyaretçilerini etkileyen bir yer.  Yapının her köşesi, geçmişin izlerini taşıyor. Caminin duvarları, yıllar boyunca birçok hikayeye tanıklık etmiş gibi duruyor. Selçuklular döneminde yapılan cami dikdörtgen planlı olacak şekilde inşa edildi. Tipik bir Selçuklu mimarisi olan bu ibadethanenin giriş kısmında silmeler ve kapının etrafını çevreleyen tırtırlar görülebilir. 

Camiye ait olan kitabe ne yazık ki yüzyıllar içerisinde gerçekleşen depremlere dayanamamış ve ciddi anlamda tahrip olmuş gözüküyor. Kitabenin taş üzerine kazınarak yazıldığı ve bölüm bölüm okunabildiği biliniyor. Bu nedenle tam manası ile okuma henüz gerçekleştirilemedi. Bu nedenle kim tarafından yaptırıldığı ve hangi tarihte inşa edildiği okunamadığı için bilgi sahibi olunamıyor.

Konum Linki

34. Dolabaş Höyüğü

Dolabaş Höyüğü, Türkiye’nin güzel ilçesi Malazgirt’te yer alıyor. Bu yerleşim yeri, tarih öncesi dönemlere ışık tutan bir Urartu yerleşkesi. Dolabaş Köyü’nde bulunan bu höyük, tarih severler için büyük bir ilgi odağı olabilir. Ancak henüz kazı çalışmalarına başlanmamış olması, bu yerin gizemini ve merakını artırıyor. Urartular, MÖ 9. yüzyıldan MÖ 6. yüzyıla kadar hüküm süren bir medeniyet. Bu dönem, demir çağının bir parçası ve bu nedenle Dolabaş Höyüğü, demir çağına dair önemli bilgiler sunabilir. Urartular, mimari, sanat ve zanaat konusunda oldukça yetenekli bir halktı. Dolayısıyla Dolabaş Höyüğü, bu yeteneklerin izlerini taşıyor olabilir. Dolabaş Höyüğü’nün koruma altına alınmış olması, bu yerin tarihi ve kültürel önemini gösteriyor. Bu, aynı zamanda bu yerin gelecek nesillere aktarılmasını sağlıyor. 

Dolabaş Höyüğü, tarih ve arkeoloji meraklıları için büyük bir ilgi odağı olabilir. Höyük, tarih ve doğa severler için kaçırılmaması gereken bir yer. Bu yer, ziyaretçilerine tarih öncesi bir medeniyetin izlerini ve doğanın güzelliklerini sunuyor.

Konum Linki

35. Bostankale Höyüğü

Bostankale Höyüğü, Malazgirt ilçesinin Bostankaya köyünde bulunan ve Urartular döneminden kalma önemli bir alan. Bu yerleşim yeri, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu medeniyetlerin izlerini günümüze taşımış. Urartu döneminden kalma olduğu düşünülen bu höyük, tarih severler için büyük bir ilgi odağı. Bostankale Höyüğü, birinci derece korunan bir alan olarak belirlense de burada herhangi bir çalışma bulunmuyor. 

Bostankale Höyüğü, Urartu dönemine ait bir yerleşim yeri olmasının yanı sıra, doğal güzellikleriyle de dikkat çekiyor. Höyüğün çevresi, doğa severler için ideal bir ortam sunuyor. Burada geçirilen zaman, hem tarihi bir keşif hem de doğa ile iç içe olma deneyimi sunuyor. Bostankale Höyüğü, tarihi seven ve doğa ile kucaklaşmak isteyenlerin gidebileceği bir yer. Burası, ziyaretçilerine tarihin izlerini sürme ve doğanın güzelliklerini keşfetme fırsatı sunuyor.

Konum Linki

36. Tarihi Hatun Köprüsü

Muş’taki Tarihi Hatun Köprüsü, ilin en önemli tarihi yapılarından biri. Kitabesi günümüze kadar gelemediği için kim tarafından yapıldığı bilinmiyor. Ancak genel olarak incelendiğinde Selçuklular dönemine ait olduğu yönünde bir görüş birliği bulunuyor. Köprü şimdiki haliyle hala aktif olarak kullanılıyor ve yerel halkın günlük yaşamının bir parçası olmuş durumda. 

Hatun Köprüsü’nün en dikkat çeken özelliği, taş yapısı ve zarif tasarımı. Köprünün üzerinde yürürken, tarih boyunca buradan geçen binlerce insanı düşünmek heyecan verici. Köprünün her taşı, geçmişin hikayelerini anlatıyor gibi. Tarihi Hatun Köprüsü, Muş’un tarihine ve kültürüne ışık tutan bir yapı. 

Konum Linki

37. Müştak Baba Türbesi

Müştak Baba Türbesi, Türkiye’nin Muş’un merkezinde konumlanan tarihi bir mekan. Bu yer, sufi şair Müştak Baba’nın son yıllarını geçirdiği ve sonunda yattığı yer olarak biliniyor. Müştak Baba, asıl adıyla Muhammed Mustafa Müştak, 1758’de Bitlis’te doğmuş ve 1831’de Muş’ta hayatını kaybetti. Babası Seyyid Süleyman Efendi olup, annesi tarafından soyu Seyyid Abdülkadir Geylani’ye dayandığı için önemli bir şahsiyet olarak biliniyor. Müştak Baba, ömrünü insanların hizmetinde geçirmiş bir zat olması ile öne çıkıyor. Kendisi, Hakkâri beylerinden olmasına rağmen dünya malına karşı olan ilgisizliği ile biliniyor. Manevi saltanat ona dünyanın yanında üstün ve kıymetli olmuş. Böylece Kadiriyye yolu önde gelenleri arasına girmiş. 

Konum Linki

Sana bir sonraki rotamız güzelliği ile adını duyuran Van. Van’da gezilecek yerler için yazıya tıkla!


ipekincir
İpek İncir
371 Yazı
Marmara Üniversitesi Reklam bölümünde yüksek lisans yaptı. Eğitimini tamamlamak için bir süre Londra’ya gitti. Otomotiv, sağlık, turizm sektörü gibi birçok farklı alanda içerik üretti. Şimdi ise Enuygun ekibinin bir parçası olarak seyahat yazıları yazıyor.
Yorum Yap
Yorumlar
Bu yazı için henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorumu yapan sen ol.
Uzman Yazarlar

10 milyondan fazla kullanıcı, seyahatini Enuygun’la planlıyor!

Hemen İndir

App Store'dan

indirin

Google Play

'DEN ALIN

AppGallery

ile KEŞFEDİN