Anadolu’nun eski uygarlıklarına ve medeniyetlerine ev sahipliği yapmış tarih kokan Kırşehir. İç Anadolu’da yer alan bu şehir tarih tutkunları için bölgede vazgeçilmez yerlerden biri. Eskiden Macissus adı ile bilinen şehir Bizanslı I. Justinianus döneminde tekrar kurularak Justinianopolis adı ile anılmaya başlamış. Türklerin bu alana yerleşmesi ile coğrafik yapısından dolayı bozkır olduğu için ‘’Kır Şehri’’ adını vermişlerdir. Zamanla halk tarafından da Kırşehir adına dönüşmüş.
Kırşehir’i gezerken ENUYGUN’dan araç kiralama seçeneğini de değerlendirebileceğini hatırlatarak doğal ve tarihi güzellikleri ile Kırşehir’de gezilecek yerleri keşfetmeye başlayalım.
Hem Türkiye hem de dünya için önemli sulak alanlardan biri olan Seyfe Gölü şehrin doğal güzellikleri arasında ilk sırada yerini alıyor. 1994 yılında Ramsar Sözleşmesine eklenmiş bu göl dünyadaki en büyük flamingo topluluklarından birine ev sahipliği yapmakta. Sadece flamingo değil birçok kuş türünü de barındırmakta olup bölgede yaklaşık 480 bin kuşun yaşadığı bilinmekte. Gölün çevresindeki günübirlik kullanım alanları sayesinde piknik yapabilir ve kuş gözlem kulesinden kuşları inceleme fırsatına yakından erişebilirsiniz.
Volkanik oluşumlu tüf kayaların oyulması ile yapılan bu şehrin, yapılma amacına dair iki farklı rivayet bulunmakta. İlki, İlk Hristiyanlık Döneminde putperest kayzerlerden korunma amacı ile yapıldığı, ikincisi ise Orta Bizans döneminde Arap akınlarından korunma amacı ile yapıldığı düşünülmekte. İki katlı olan bu şehirde odalar, salonlar ve bunları birbirine bağlayan koridor-tüneller var. Yaklaşık 42 odası ziyarete açık olan bu şehir yerden 7-8 metre derinlikte bulunmaktadır. Tarihi bir yolculuk yapmak isteyenler için görülmeye değer. Türkiye’de keşfetmen gereken yeraltı şehirleri için linkteki yazıya da göz atabilirsiniz.
Giriş ücreti
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
08.00-17.00 (Pazartesi hariç)
Şehrin merkezinde bulunan Cacabey Medresesi, dünyanın ilk astronomi okulu olup gözlemevi amacıyla yaptırılmış bir medresesi. Medresenin minare yapımındaki 3 farklı örgü sistemi, Anadolu’nun tek örneği. Şehir için önemli faaliyetlerde bulunan ve saygı gören Cacabey tarafından yaptırılmıştır. Şu an cami olarak hizmet veren bu medrese hem ilim hem de maneviyatın birleştiği en güzel örneklerden birisi.
Kırşehir’in Kaman ilçesinin Çağırkan köyünde bulunan asıl adı Mikasanomiya Anı Bahçesi olan bu bahçe, 1993 yılında Japonya Ortadoğu Kültür Merkezi tarafından Altes Prensi Takahito Mikasa’nın Kalehöyük kazılarını başlatmasının anısına ve halka rekreasyon alanı oluşturulması amacıyla yapılmış. Aynı zamanda bu bahçe Japonya sınırları dışındaki en büyük botanik bahçe ünvanına sahip. Birçok bitki türünü, çeşit çeşit ağaç türlerini ve göletleri yakından inceleyip doğa ile iç içe harika zaman geçirebilirsiniz.
Giriş ücreti
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
10.00-17.00 (Kış aylarında kapalı.)
Japonya’nın "Kültürel Mirası Koruma Projesi" kapsamında hibe edilen, höyük içine yapılmış bir müzedir. Japon Bahçesinin içinde yer alan bu müze yeşil alanı ve çevre duyarlılığı sebebiyle 2011 yılında Amerika’da “En İyi Yeşil Müze” ödülünü almıştır. Müzede genel hatlarıyla Kalehöyük, Büklükale ve Yassıhöyük kazılarında ortaya çıkarılan eserler sergilenmektedir. Selçuklu ve Osmanlı döneminden Anadolu’daki Kalkolitik Çağ’a uzanan geniş bir zaman aralığını kapsıyor. Diğer müzelerden farklı olarak eserler ters kronolojik sistemle sergilenmiş yakın dönemden eski döneme doğru sıralanmıştır. Ayrıca müze içerisinde kütüphane, resim sergisi, kafe, sinevizyon ve araştırma bölümü bulunmaktadır. Tarih yolculuğu yapmak isteyenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken yerlerde ilk sırada yer alıyor.
Giriş ücreti
70 TL
Müze Kart ile ücretsiz.
Açık olduğu saatler
08.00-19.00
Türk halk müziğinin önemli isimlerinden biri olan Neşet Ertaş adına yapılmış bu müze şehir merkezinde bulunmakta. Müze içerisinde sanatçının balmumundan yapılmış heykeli ve enstrümanları sergilenmekte. Neşet Ertaş haricinde Kırşehir ve bölgesindeki önemli halk ozanlarının fotoğrafları, onları anlatan bilgileri ve seçilen bazı eserleri sergilenmekte. Halk müziği severler için gezilip görülmesi gereken yerler arasında.
Giriş ücreti
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
09.00-17.00
Doğu Roma İmparatorluğundan kalan ve 10. Yüzyılda yapıldığı düşünülen bu kilise çift kubbeli ve tamamen tuğladan inşa edilmiş. Diğer kiliselere kıyasla çevresinde hiçbir antik yerleşim yeri veya tarihi yapı barındırmaz. Ancak günümüze kadar bu kilisenin sadece kolonları gelebilmiş. Üç adet önde üç adet arkada olmak üzere altı kolondan oluşan ve bakıldığı zaman üçer ayak şeklinde gözüktüğü için halk dilinde ‘’Üçayak’’ adını almış.
Anadolu için büyük öneme sahip olan ve Moğolların istilalarına karşı direnişte bulunup yurdu terk etmeyen Ahi Evran adına yapılmış. Ahilik yani esnaflar birliği olarak da bilinen teşkilatın kurucusu olan Ahi Evran şehir halkı için saygı duyulan kişilerden biri. Osmanlı mimarisinin güzel örneklerinden birini yansıtan bu yapı medrese, cami, imarethane ve hamamdan oluşmakta. İlk olarak zaviye olarak inşa edilmiş olan yapı günümüzde ise cami olarak kullanılmaya başlanmış.
1248 yılında Kızılırmak üzerine kurulmuş olan köprü Anadolu Selçuklu devleti tarafından yaptırılmış. Zamanın İpekyolu güzergahı üzerinde bulunan köprü Konya ile Kırşehir’i birbirine bağlamakta. 400 metre uzunluğunda olan Kesikköprü, Türk mimarisinin önemli eserlerinden birisi. Köprünün bitişiğinde bulunan kervansaray ise yine ticaret amacıyla yapılmış olan dönemin mimarisini taşımakta, taç kapısı, aslan figürleri, revakları ve kemerleriyle dikkat çekmekte.
Yapılan kazı çalışmaları sonucunda ortaya çıkarılan yeraltı şehri merkezden 50 kilometre uzakta bulunmakta. Girişi tünel ile başlamakta sonrasında üzeri açık bir avluya açılmakta. Oyma tipinde oluşan bu yerde 5 salon ve 8 oda bulunmakta. Ayrıca odaların içerisinde de iki adet taş kuyu ve değirmen taşı bulunmakta. İçerisi incelendiğinde Hristiyanlar tarafından kazıldığı düşünen nişlerle çevrili ibadethane mevcut. Roma dönemi zamanında savaşlardan korunma, sığınma ve aynı zamanda ibadet etme amacıyla tasarlandığı düşünülen bu yeraltı şehri mimari yapı olarak da Selçuklu zamanındaki kervansarayları anımsatmakta.
Bizans döneminden Jüstinyen yaptırıldığı düşünülen ve Osmanlılara karşı Kadı Burhanettin tarafından restore edildiği biliniyor. Her ne kadar günümüze kadar tam hali gelemese de yapılan restorasyon çalışmaları ile kale ayakta tutulmaya çalışılmış. Şehrin manzarasını izleyip kuşbakışı bakmak isteyenler için ziyaret edilmesi gereken yerlerden.
Tarihi yerlerinin yanı sıra doğal güzelliklere de sahip olan Kırşehir, Termal Turizm Kentleri Projesi kapsamında birçok kaplıcaya sahip. Bunların başında Terme Kaplıcası olmak üzere Karakurt, Bulamaçlı ve Mahmutlu kaplıcalarına bulunuyor. Bilinen rivayete göre Terme kaplıcasının olduğu yerde bir avuç dahi su bulamayan Ahi Evran asasını yere üç defa vurduğunda metrelerce yükseğe kadar su fışkırmış ve sonrasında kaplıcaya dönüşmüş. Kalp hastalıkları, romatizma ve deri hastalıkları gibi pek çok hastalığa şifa olduğu düşünülen bu kaplıcalar her yıl turistlerin uğrak noktası haline gelmiş.
Kırşehir’in Kalendar köyünde bulunan bu kümbet bütünüyle kesme taşlardan yapılmış. Anadolu Selçuklu döneminde Kılıçarslan tarafından 1135 yılında inşa edildiği için büyük öneme sahip olup dönemin mimarisinin güzel örneklerinden biri.
Kırşehir’e çok yakın bir konumda yer alan ve Kapadokya’yı da görebileceğiniz Nevşehir, bir sonraki rotanız olabilir. Nevşehir’de gezilecek yerler için linke tıklayabilirsiniz.