Tarihe başkentlik etmiş, medeniyetleri kucaklamış ve dünyaya bir miras niteliğinde adını yazdırmış İstanbul, bugün her köşesinde benzersiz değerlerini bizlere sunuyor. Topraklarında ev sahipliği yaptığı tüm medeniyetlerin izlerini taşıyan şehirde bulunan onlarca tarihi eser, İstanbul’u başlı başına bir müzeye çeviriyor. Bu da İstanbul’u diğer kentlerden farklı kılan en önemli özellik oluyor.
Her semtinde ayrı bir güzellikle karşılaşabileceğin İstanbul’da gezilecek yerler ise saymakla bitmiyor. Saraylar, camiler, müzeler, parklar ve kasırlar başta olmak üzere doğal ve tarihi birçok yer görülmesi gereken yerler arasında yer alıyor. Bu yazıda İstanbul’da gezilecek birçok yeri keşfedeceksin. Keşfetmeye başlamadan önce merak edilen sorulara da yanıt bulacaksın. Hazırsan hemen başlayalım.
Not: İstanbul’da gezilecek yerler listemizi ziyaretçi sayısına ve genel bilinirliğe göre sıraladık.
İstanbul’da gezilecek yerler listesinin ilk sırasına koyabileceğimiz çok sayıda yer var. Seçim yapmak zor olsa da, birinci her zaman dünyanın en eski katedrallerinden biri olan Ayasofya ilk sırada geliyor. Ayasofya, günümüzdeki görünümüne en yakın halini İmparator I. Justinianus’un görevlendirdiği Trallesli Anthemios ve Miletoslu İsidoros’un çalışmaları sonunda kazanmış.
İki mimarın çalışmalarıyla yaklaşık 5 yılda yapımı tamamlanan Ayasofya, döneminin en kısa sürede inşa edilen katedrallerinden biri olmuş. 1935 yılında müze olan Ayasofya, 2020 yılında cami statüsünü aldı. Daha detaylı bilgi için Ayasofya Camii gezi rehberi yazımızı okuyabilirsin.
Camii kısmı ücretsiz.
Yabancı ziyaretçiler için üst kat 25 Euro, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için 850 TL
Ayasofya Deneyim Müzesi 425 TL
İstanbul’un en turistik bölgesi Tarihi Yarımada’da bulunan Topkapı Sarayı, İstanbul’da gezilecek yerler listesinin ilk sıralarında olmalı elbette. Fatih semtine bağlı Sarayburnu’nda bulunan Topkapı Sarayı, İstanbul fethedildikten sonra inşa edilmiş ve 400 yıl süreyle Osmanlı İmparatorluğu’nun idare merkezi olarak hizmet vermiş. 3 Nisan 1924’te müze haline getirilmiş. 700.000 metrekarelik bir alanı kapladığı ve yaklaşık 300 binin üzerinde arşiv belgesine ev sahipliği yaptığı için dünyada bulunan saray müzelerinin en büyüklerinden.
Müzeyi gezmeye gittiğinde Harem bölümü, Hırka-ı Saadet Dairesi, Has Oda ve Köşkler Bahçesi’ni görebilirsin. Ayrıca padişahların portrelerine, kıyafetlerine ve silahlarına ev sahipliği yapan Hazine-i Evrak’ı da mutlaka ziyaret etmelisin.
Yerli tam 270 TL
Yerli indirimli 95 TL
Yabancı 1700 TL
Harem yerli tam 150 TL
Haram yerli indirimli 70 TL
Harem yabancı 600 TL
Gece turu yerli 1.000 TL
Gece turu yabancı 5.000 TL
Açık olduğu saatler
Salı günleri kapalı.
Her gün 10.00 - 18.00
Harem Dairesi ve Aya İrini 09.00-17.30
Ne kadar sürede gezilir?
Topkapı Sarayı için en az 4 saat ayırman gerekir.
İstanbul’un en meşhur camisi olan Sultanahmet Camii, sadece yerli turistler arasında değil yabancı turistler arasında da oldukça ünlü. Yabancı turistler camiyi Mavi Camii anlamına gelen Blue Mosque adıyla tanıyorlar. Bunun en önemli nedeni ise caminin içinin 20 binin üzerinde İznik çinisiyle döşenmesi ve masmavi bir görüntüye sahip olması. Sultan I. Ahmet’in emri üzerine 17. yüzyılda Mimar Sinan’ın öğrencisi Sedefkar Mehmet Ağa tarafından inşa edilen cami, Ayasofya’nın tam karşısında konumlanıyor.
İstanbul’da gezilecek yerler arasında Türkiye’nin tüm dokularını bir arada bulabileceğin yer Kapalıçarşı. Beyazıt’ta bulunan çarşı, yabancı turistler tarafından Grand Bazaar (Büyük Çarşı) olarak tanınıyor. Kapalıçarşı'nın inşasına 1451-148 yıllarında Fatih Sultan Mehmet döneminde başlandı. Açılışı ise 1461 yılında gerçekleşti. İlk açıldığında Osmanlı İmparatorluğu’nun gelirini artırmak amacını taşıyan çarşı, zaman içinde büyümüş ve bölgedeki en önemli ticaret merkezi haline gelmiş. Dünyadaki en eski alışveriş merkezlerinden biri olan Kapalıçarşı, 30.700 metrekarelik bir alana kurulu olmasıyla aynı zamanda dünyanın en büyük alışveriş merkezlerinden.
Kapalıçarşı’nın adı Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde de geçiyor. Bunun dışında başka seyahat kitaplarında da büyüklüğünden ve içindeki dükkanlardan bahsedilmiş. 4.000 dükkana ev sahipliği yapan Kapalı Çarşı, kuyumcularıyla ünlü. Kuyumcularının yanında baharatlar, halılar, kilimler ve kumaşlar da bulunuyor. Kapalıçarşı’dan hiçbir şey almayacak olsan bile dükkanlar arasında mutlaka gezmelisin çünkü eski İstanbul’un o nostaljik atmosferini hissetmeden geri dönmek olmaz.
Mustafa Kemal Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu bu sarayın hepimizin kalbindeki yeri büyük. Bu nedenle de Dolmabahçe Sarayı, İstanbul’da gezilecek yerler listesinin belki de en duygusal yerlerinden biri. Dolmabahçe Sarayı’nın inşasına 1856 yılında Sultan Abdülmecit’in isteği üzerine başlandı. Abdülmecit, bu sarayın estetik ve Avrupai bir tarza sahip olmasını istemiş. 285 tane oda, 46 adet salon, 6 hamam ve 68 tuvaletin bulunduğu sarayın yapımı padişaha oldukça pahalıya olmuş. Özenerek yaptırdığı İstanbul’un en büyük saraylarından olan Dolmabahçe’de sadece 5 yıl oturabilmiş. Abdülmecit’ten sonra gelen padişahlar tarafından da farklı şekillerde kullanılan saray, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu zaman da yeni devletin modern yüzü olarak hizmet etmiş. 10 Kasım 1938’de ise Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk 71 numaralı odada vefat etti. Günümüzde Dolmabahçe Sarayı’na gittiğinde bu odayı ve Atatürk’e ait kişisel eşyaları görebilirsin.
Yerli tam 170 TL
Yerli indirimli 1.200 TL
Yabancı 90 TL
Okul grupları 50 TL
Açık olduğu saatler
Pazartesi hariç 09:00-16:00
Ne kadar sürede gezilir?
Sarayın tamamını gezmek için en az 1 saat ayırmalısın.
İstanbul denilince ilk akla gelen yerlerden biri İstanbul Boğazı. İstanbul’a tüm o güzelliğini katan yer bile diyebiliriz hatta. Marmara Denizi ve Karadeniz’in birleştiği nokta olan İstanbul Boğazı’nı düz bir çizgi haline getirirsek 32 kilometre uzunluğa sahip oluyor. Anadolu Hisarı ve Rumeli Hisarı arasında uzanan İstanbul Boğazı’nda turlamak istersen Şehir Hatları tarafından düzenlenen boğaz turlarına katılabilirsin. Uzun ve kısa olmak üzere iki çeşit tur düzenlendiğini de belirtelim. Ayrıca tek yön olarak da boğaz turu seferleri yapılıyor. Hatta boğazın akşam saatlerinde güzelliğini de görebilmemiz için mehtap turları da düzenliyorlar. Boğazı uzaktan izlemek istersen Büyükada, Heybeliada ya da Kınalıada’ya gidip seyir keyfi yaşayabilirsin. Ayrıca boğaz manzaralı restoranlarda manzaranın güzelliğini seyrederek yemek yiyebilirsin.
İstanbul’un siluetini oluşturan yapılardan biri olan Galata Kulesi, o kadar çok turist ağırlıyor ki her daim önünde uzun kuyruklar oluşuyor. Dünyadaki en eski kuleler arasında yer alan Galata Kulesi, Bizans İmparatoru Justinianus döneminde, 1348 yılında, Cenevizliler tarafından inşa edildi. Yangın ve depremler yüzünden harap olan kulenin son onarımları 1967 ve 2001 yıllarında gerçekleşti. Daha detaylı bilgi için Galata Kulesi gezi rehberi yazımızı okuyabilirsin.
MüzeKart geçerli
Yabancı 30 euro
Açık olduğu saatler
Her gün 08.30-22.00
Bizans İmparatorluğu döneminden İstanbul’da kalan en değerli yapılardan biri de Yerebatan Sarnıcı. 532 yılında İmparator Justinianus’un emri üzerine inşa edilen sarnıç, o yıllarda sarayın ve halkın su ihtiyacı için kullanılıyordu. Hatta İstanbul’un fethinden sonra da bir süre boyunca su kaynağı olarak kullanımı devam etmiş. Geçmişte sarnıç üzerinde Stoa Bazilikası bulunduğu için Bazilika Sarnıcı olarak da bilinir. 140 metre uzunlukta ve 70 metre genişlikte olan Yerebatan Sarnıcı’ndaki en gizemli eser ise Medusa Başı. Sarnıcın kuzeybatısındaki konumlanan iki sütunun altında bulunan heykel, Roma Dönemi’nin en önemli eserlerinden biri ama buraya nasıl geldiği bilinmiyor. Yerebatan Sarnıcı restore edilerek yeni yüzüyle kapılarını açtı. Eklenen modern heykeller, sarnıcın orjinalliğini koruyarak yerleştirildi ve atmosferini bambaşka bir boyuta taşıdı. Farklı sanat etkinliklerinin düzenlendiği Yerebatan Sarnıcı'ndaki ışıklandırma ise atmosferi etkileyici bir konuma getiriyor.
Yerli 200 TL
Yabancı 900 TL
Öğrenci 50 TL
19.30-23.50 saatleri arası giriş ücreti
Yerli 350 TL
Yabancı 1.400 TL
Öğrenci 150 TL
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 09.00-22.00
Özel etkinlikler olduğunda saat değişimi sosyal medya hesabından duyuruluyor.
Ne kadar sürede gezilir?
Yerebatan Sarnıcı içindeki ışık gösterisi her yarım saatte bir tekrar eder. Bu nedenle en az 30 dakika ayırmalısın.
Sultanahmet Meydanı, İstanbul’da yapılan turistik gezilerin başlangıç noktası. Roma İmparatorluğu’nun bölgede hüküm sürdüğü yıllarda hipodrom olarak kullanılan meydan, Bizans İmparatorluğu’nun hakimiyetindeyken de hipodrommuş. Bu yüzden At Meydanı olarak bilinir. O dönemlerde yerli halk, hep bu meydanda toplanıp eğlenirmiş. Günümüzde kalıntıları hala görülebilen Obelisk, Yılanlı Sütun ve Örme Dikilitaş gibi dikilitaşlar hipodromu ikiye bölmek için kullanılırmış. Sultanahmet Meydanı, İstanbul’un Tarihi Yarımadası’nı oluşturan ve görülecek tarihi yerlere ev sahipliği yapan özel bir yer.
Buradayken Topkapı Sarayı, Ayasofya Camii, Aya İrini Müzesi, Yerebatan Sarnıcı, Binbirdirek Sarnıcı gibi önemli yerleri görebilir; Kumkapı, Sirkeci, Karaköy, Eminönü, Çemberlitaş gibi yerlere yürüme mesafesiyle ulaşabilirsin. Aynı adı taşıyan ünlü Sultanahmet köftesini de burada tadabilirsin.
İstanbul demek Beyoğlu demek, Beyoğlu demek İstiklal Caddesi demek. İstanbul’da gezilecek yerler arasında en popüler ve en ikonik olan yer kuşkusuz İstiklal Caddesi. İstanbul’un en eski semtlerinden biri olan Beyoğlu’nda konumlanan cadde, Taksim Meydanı’nda başlıyor ve Tünel’de son buluyor.
İstiklal Caddesi, modern görünümünü 19. yüzyılda kazanmış. Cumhuriyet’in ilanından sonra, 1935 yılında "İstiklal Caddesi" adını alan cadde "Grand Rue de Péra", "Büyük Cadde" ve "Cadde-i Kebir" gibi isimlerle de bilinir. Üzerinde konumlanan sinemalar, kültürel etkinlik alanları, sanat galerileri ve otellerle en görkemli yıllarını 20. yüzyılda yaşamış. Günümüzde her gün ve her saat canlı olan İstiklal Caddesi’nde gezerken Casa Botter, Grand Pera ve Madame Tussauds, Atlas Pasajı, Meşher, Narmanlı Han gibi birçok yapıyı görebilir, sanat içerikli keşiflerini gerçekleştirebilirsin.
Sultanahmet Meydanı’ndan sonra İstanbul denilince akla Taksim Meydanı geliyor. Şehrin en hareketli noktalarından biri olan Taksim Meydanı dairesel bir yapıda ve hemen ortasında Cumhuriyet Anıtı yer almakta. 1928 yılında yapılan bu anıtın bir tarafı Kurtuluş Savaşı, diğer tarafı ise Cumhuriyet’in ilan edilmesinden sonra Türkiye'nin gelişimini simgeliyor. Savaşın anlatıldığı tarafta Atatürk, askerlerinin yanındayken diğer tarafta İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak’ın yanında sivil kıyafetleriyle duruyor.
İstanbul’un en romantik adreslerinden biri olan kule, Üsküdar açıklarında konumlanıyor. Kız Kulesi’nin tam olarak ne zaman inşa edildiğine dair net bir kaynak bulunmuyor. Kız Kulesi birçok efsaneye sahip. Efsaneye göre Hero, Sounion'daki bir tapınağın rahibesi olan Hero için Leander her gece yüzerek kuleye giderdi. Bizans İmparatorluğu yıllarında ise "Leandros Kulesi" ismiyle de bilinir. 1764 yılında III. Sultan Mustafa tarafından inşa edilen Kız Kulesi tarih boyunca gemilerden vergi toplama, savunma, karantina hastanesi, radyo istasyonu gibi amaçlarla kullanıldı. Günümüzde müze olarak kullanılan kule aynı zamanda evlilik teklifleri için ilk akla gelen yerlerden.
MüzeKart ile ücretsiz
Yol ücreti 75 TL
Yabancı 27 euro
Açık olduğu saatler
Her gün 09.00-18.00
Kapalıçarşı’dan sonra o eski İstanbul atmosferini en iyi yansıtan yer, Mısır Çarşısı. 17. yüzyılda inşa edildiği zaman Osmanlı Devleti’nde ticaretin kalbinin attığı noktalardan biriymiş. Yeni Camii’nin bir parçası gibi inşa edildiği için ilk yıllarda ismine Yeni Çarşı da denilmiş. Sonraları Mısır’dan gelen baharatlar ve çayların satışıyla birlikte bugünkü adı verilmiş.
Eminönü, şehrin en meşhur semtlerinden biri. Rüstem Paşa Camii ve Süleymaniye Camii tarafından çevreleniyor. Eminönü’ne geldiğinde Galata Köprüsü’nde yer alan restoranlarda balık ekmek yiyebilir, güvercin ve martıları besleyebilir, aradığın birçok şeyi bulabileceğin dükkanlarda alışverişe çıkabilirsin. Özellikle düğün, nişan gibi özel gün ya da gecelerde lazım olabilecek aklına gelen her şey Eminönü’nde satılıyor. Tahtakale, Kapalıçarşı, Mısır Çarşısı gibi duraklarında burada yer aldığını unutma!
Bir Mimar Sinan eseri olan Süleymaniye Camii, İstanbul’da gezilecek yerler arasında en hayranlık uyandıran yapılardan biri. İstanbul’un Fatih ilçesine bağlı Süleymaniye semtinde bulunan camii, adından da anlaşılabileceği üzeri Osmanlı’nın ünü dünyalara ulaşan padişahı Muhteşem Süleyman’ın emriyle inşa edilmiş. 1550-1557 yılları arasında inşaatı tamamlanan caminin her bir detayı ince düşünülmüş ve çok iyi hesaplanmış. Süleymaniye Camii’nin konumlandığı Süleymaniye Külliyesi de oldukça geniş bir alana sahip. 15 bölümü olan külliyede medreseler, hastane, kütüphane, hamam, sıbyan mektebi gibi alanlar yer alıyor. Külliyede ayrıca Mimar Sinan, Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan türbeleri de bulunuyor.
2004 yılında Karaköy’de kurulan çağdaş sanat müzesi, Türkiye'nin çağdaş sanat eserlerini sergileyen önemli bir müze olarak biliniyor. 2018 yılında Galataport projesi kapsamında geçici olarak taşınsa da 2023 yılında yeni binasına dönen müzede geçici sergilerin yanı sıra kalıcı koleksiyonlar yer alıyor. Atölye çalışmaları, konferanslar ve etkinliklerin düzenlendiği müze sanatseverlerin fazlasıyla beğeneceği tarzda.
Yerli tam 330 TL
Yerli indirimli 190 TL
Yabancı tam 650 TL
Yabancı indirimli 400 TL
İstanbul Modern sinema 190 TL
Her perşembe 10.00-14.00 saatleri arasında tüm yerli ziyaretçilere ücretsiz.
Açık olduğu saatler
Pazartesi hariç 10.00-18.00
Ne kadar sürede gezilir?
Tüm sergileri gezmek ve eserleri dikkatli bir şekilde incelemek için 3 saat ayırmalısın.
Dünyanın en önemli arkeoloji koleksiyonlarını barındıran ve üç ayrı müzeden oluşan İstanbul Arkeoloji Müzeleri, İstanbul’u gerçek manada anlamak ve tanımak için olmazsa olmaz. İstanbul’un bugünkü kültürel varlığının temellerini atan isimlerden Osman Hamdi Bey’in öncülüğünde yapılan Arkeoloji Müzelerini gezerken göreceğin 3 müze ise aşağıdaki gibi.
Arkeoloji Müzesi: Müze 1891 yılında kurulmuş olup çeşitli dönemlere ait eserler içeriyor. Mısır, Mezopotamya, Anadolu ve Ege bölgelerine ait heykeller, seramikler, mozaikler ve yazılı belgeler gibi birçok farklı türde eseri barındırır. Arkeoloji Müzesi’nde görmen gereken en önemli eserler ise İskender Lahdi ve Ağlayan Kadınlar Lahdi.
Eski Şark Eserleri Müzesi: 1883 yılında kurulan bu müze, Osmanlı İmparatorluğu'nun doğu bölgelerinden getirilen eserleri sergiler. Orta Asya'dan Anadolu'ya kadar geniş bir coğrafyadan gelen eserler arasında el yazmaları, minyatürler, metal işçilikleri ve taş oymaları bulunur.
Çinili Köşk: 1472 yılında inşa edilen ve daha sonra Sultan III. Ahmed tarafından satın alınan bir köşkün restore edilerek Çinili Köşk adını aldığı bölümdür. İçinde Selçuklu, Osmanlı ve İslam dönemi eserlerinin yanı sıra seramik koleksiyonları da bulunur.
MüzeKart geçerli
Yabancı 13 euro
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 09.00-18.30
Ne kadar sürede gezilir?
Çok sayıda değerli esere ev sahipliği yapan İstanbul Arkeoloji Müzesi'ne en az 2 saat ayırmalısın.
Türkiye’nin ilk minyatür parkı olan Miniatürk, İstanbul’un turistik duraklarından biri. İstanbul’da bulunan 57, Anadolu’nun çeşitli yerlerinden 12 ve Türkiye sınırlarına günümüzde dahil olmasa da Osmanlı coğrafyasından 12 yapının 1/25 ölçekli maketlerinin bulunduğu Miniatürk, 60.000 metrekarelik bir alanı kaplıyor. Miniatürk’te sergilenen yapılar, 9 farklı dilde rehberlerle turistlere tanıtılıyor. Bu yapıların yanında amfi tiyatro, alışveriş merkezi ve çocuklar için oyun alanları da bulunuyor.
Yerli tam 190 TL
Yerli indirimli 70 TL
Yabancı 620 TL
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 09.00-18.00
Ne kadar sürede gezilir?
Tüm alanı rahatça gezmek için 2 saat ayırmalısın.
1893 yılında inşa edilen Bristol Oteli’nin binasında bulunan Pera Müzesi, İstanbul’da gezilecek müzeler arasında en çok tercih edilenlerden. Suna ve İnan Kıraç Vakfı, müzenin restore edilip müze haline getirilmesi için Mimar Sinan Genim’i görevlendirmiş ve 2005 yılında otel Pera Müzesi olarak ziyaretçilere açılmış. Pera Müzesi’nin kendi koleksiyonları arasında “Oryantalist Resim”, “Anadolu Ağırlık Ölçüleri” ve “Kütahya Çini ve Seramikleri” bulunuyor. Bunun dışında müzede farklı sergiler de düzenleniyor.
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
Salı-cumartesi: 10.00-19.00
Pazar: 12.00-18.00
Pazartesi kapalı
Ne kadar sürede gezilir?
Müzenin tamamı için en az 1 saat ayırmalısın.
Hacı Ömer Sabancı, Hidiv ailesinden arazisinde bulunan at heykeline ithafen Atlı Köşk adıyla bilinen bir köşk satın almış. Sabancı ailesinin köşkte yaşadığı uzun yıllar boyunca köşk hep geniş bir koleksiyona ev sahipliği yaparmış. Özellikle Sakıp Sabancı’nın kendi hat ve resimleri ile Osmanlı ve İslam sanatından oluşan özel koleksiyon çok ilgi çekermiş. 1998 yılında aile, köşkü Sabancı Üniversitesi’ne bağışlamış ve müze haline getirilmesini istemiş. Sakıp Sabancı’nın özel koleksiyonun yanında kitaplar, mobilyalar ve dekoratif objeleri de görebileceğin müzede bazı dönemlerde Abidin Dino’nun eserleri de bulunuyor. Bunun dışında farklı sanatçıların eserleri de belirli dönemlerde bu müzede sergileniyor.
Yerli tam 300 TL
Yerli indirimli 210 TL
Öğrenci 150 TL
Salı ücretsiz
Açık olduğu saatler
Pazartesi hariç 10.00-18.00
Ankara ve Cunda’ya gittiysen oralardaki Rahmi Koç müzelerini gezmişsindir ama en meşhur Rahmi Koç Müzesi İstanbul’da Hasköy semtinde konumlanıyor. Üstelik burası Türkiye’nin ilk sanayi müzesi. 1994 yılında Rahmi Koç’un destekleriyle 27 bin metrekarelik bir alana açılan müzenin 3 bölümü var. Açık Hava Sergileme Alanı, Tarihi Hasköy Tersanesi ve Mustafa V. Koç Binası olarak adlandırılan bu 3 bölümde klasik otomobiller, makineler, bilimsel aletler, ulaşım araçları gibi geniş bir koleksiyon bulunuyor.
Yerli tam 220 TL
Yerli indirimli 110 TL
Açık olduğu saatler
Pazartesi günü kapalı.
Haftaiçi: 10.00- 17.00
Haftasonu: 10.00 – 18.00
Ne kadar sürede gezilir?
İstanbul denilince akla ilk gelen şeylerden biri de lale. Lale denildiğinde ise Emirgan Korusu. Her yıl bahar aylarında Emirgan Korusu rengarenk lalelerle süsleniyor. Ve yine her yıl Nisan ayında düzenlenen Lale Festivali dolup taşıyor. Korudayken Sarı Köşk, Pembe Köşk ve Beyaz Köşk’ü de gezebilirsin. Hatta bu köşklerde kahvaltı da yapabilirsin.
III. Selim döneminden önce, I. Abdülhamit’in eşi Rabia Sultan tarafından yaptırılan bir köşk üzerine inşa edilmeye başlanan Yıldız Sarayı’nın II. Mahmut, Abdülmecit ve Abdülaziz dönemlerinde eklemelerle yapımına devam edilmiş. II. Abdülhamit döneminde ise Osmanlı’nın idare merkezi haline gelmiş. II. Abdülhamit bu sarayda yaşarken sarayın genişletilmesi ve dekorasyonuyla bizzat ilgilenmiş. II. Abdülhamit’in isteğiyle Küçük Mabeyn Köşkü, Çit Kasrı, Güvercinlik Binası gibi bölümler eklenen saray, beş yüz bin metrekarelik bir alana yayılmış. Saraya sadece bu bölümler değil, kültürel aktivitelere uygun alanlar da eklenmiş. Basımevi, fotoğraf atölyesi, tiyatro, müzik stüdyosu gibi eklemelerle saray bir kültür merkezi olmuş.
Mimarı Atik Sinan (Sinaüddin Yusuf bin Abdullah) olan, 7 tepeli İstanbul’un 4. tepesine inşa edilen Fatih Camii de görülmesi gereken yerlerden. Böylece bu cami, İstanbul’da sultanın yaptırdığı ilk cami olmuş ve şehirdeki Osmanlı hakimiyetini simgeleyen bir yapı haline gelmiş. Fatih Camii Külliyesi’nde medrese, darüşşifa, kervansaray ve hamam da bulunuyor. Ancak cami depremler ve yangınlardan zarar görünce yeniden inşa edildiği için ilk görünümünden uzaklaşmış.
Yeni Camii de Eminönü’nde konumlanıyor ve İstanbul’un simgelerinden biri. III. Murat’ın eşi Safiye Sultan’ın emriyle 1597’de inşaatı başlayan cami, ancak 1665 yılında IV. Mehmet’in annesi Turhan Sultan’ın isteği üzerine tamamlanabilmiş. İnşaatı bu kadar gecikip de Sultanahmet ve Süleymaniye’den sonra tamamlanınca da adına Yeni Camii denmiş.
İstanbul’da en çok turist çeken camilerden biri olan Eyüp Sultan Camii, Haliç’te bulunuyor. Caminin yer aldığı konumunun, Hz. Muhammed’in bayraktarları arasındaki en önemli kişi olan Ebu Eyyub el-Ensari’nin İstanbul’un 7. yüzyıldaki kuşatması esnasında şehit düştüğü nokta olduğuna inanılıyor. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettikten 5 yıl sonra bu değerli kişiliğin anısına bir cami inşa edilmesini ister. Caminin inşasından sonra Osmanlı padişahları da kılıç kuşanma merasimleri için burayı tercih eder.
İstanbul’da gezilecek yerler arasında şüphesiz en güzel manzaraya sahip noktalardan biri Pierre Loti Tepesi. Haliç manzarasını panoramik olarak izleyeceğin tepenin adı, Julien Viaud adlı Fransız yazardan geliyor. Julien Viaud, Osmanlı İmparatorluğu'nu bilen, sık sık ziyarette bulunan bir Fransız deniz subayı ve yazar. Kullandığı takma ismi ise Pierre Loti. Günümüzdeki ismi de işte bu lakaptan geliyor. Eyüp Sultan Camii’ye gitmek için birçok ulaşım bulunuyor. Ama içlerinde en keyiflisi teleferiğe binmek oluyor. Pierre Loti de kahvaltı keyfi de bir başka oluyor. Birçok farklı restoranın bulunduğu tepede manzaraya karşı bir kahvaltı yapıp İstanbul turuna başlayabilirsin.
Nazım Hikmet’in “Ceviz Ağacı” şiirinden tanıdığımız Gülhane Parkı’na girdiğin andan itibaren, Cem Karaca’nın şiirden bestelediği şarkıyı mırıldanmaya başlayacaksın. Geçmişte Topkapı Sarayı’nın arka bahçesi olarak kullanılan park, padişahları ağırlamış bir alan. Türkiye’deki en temiz parklardan biri olarak bilinen Gülhane Parkı’nın bu özelliğini korumaya devam etmesi için temizliğine ve park düzenlemelerine ekstra özen gösteriliyor. Parkın içindeki çay bahçeleri, Tarihi Yarımada’yı karış karış gezdikten sonra bir ağacın altında serinlemek isteyenlerin uğrak noktası.
Meşhur Ortaköy fotoğraflarının ana karakterine geldi sıra. Boğazın kenarında köprünün ayağına yakın olduğu için Ortaköy’e giden herkes mutlaka bu camiyi de içine alan bir manzara fotoğrafı çektiriyor. Eminim mutlaka böyle bir fotoğraf görmüşsündür, ancak caminin asıl adının Büyük Mecidiye Camii olduğunu biliyor muydun? Ortaköy’de olduğu için halk arasında Ortaköy Camii diye geçse de gerçek adı farklı. Caminin yapımına Sultan Abdülmecit’in isteği üzerine 1854 yılında başlanmış. 1856 yılında ise tamamlanmış. Mimar olarak da Nigoğos Balyan ve Garabet Amira çalışmış. Neo Barok tarzda tasarlanan caminin dış görünüşü güzel olduğu kadar içi de gayet etkileyici. Büyük pencereleri sayesinde oldukça ışık alan cami, restorasyon çalışmaları sonrası tekrar ibadete açıldı.
Belgrad Ormanı’nın hemen yanında bulunan Atatürk Arboretumu, İstanbul’un her mevsim en güzel yerlerinden. İlkbaharda ve yazın yemyeşil doğasıyla ayrı, sonbahar renkleriyle ayrı güzel olan arboretum, kış mevsiminde de bir başka atmosfere bürünüyor. Ağaç parkı olarak bilinen bu alanın çalışmaları 1940’lı yıllarda başlamış ve dünyanın farklı yerlerden ağaçlar getirilip dikilmiş. Şimdilerde ise 1500’den fazla ağaç türünün bulunduğu bir alan konumunda.
Yerli tam 30 TL
Yerli indirimli 10 TL
Açık olduğu saatler
Pazartesi günü kapalı.
Diğer günler 09.00-17.00
İstanbul’un diğer bir önemli ve güzel sarnıcı da Binbirdirek Sarnıcı. İstanbul’un büyük sarnıçlarından biri olan Binbirdirek Sarnıcı günümüzde 212 orijinal sütuna sahip. 3584 metrekarelik alana sahip Binbirdirek Sarnıcı bugün ışık ve lazer gösterileriyle ziyaretçilerine bambaşka bir atmosfer yaşatıyor.
Yerli tam 55 TL
Yerli indirimli 27.50 TL
Yabancı 385 TL
Açık olduğu saatler
Pazartesi-cumartesi: 10.00-17.00
Pazar günleri kapalı.
1600 yıllık geçmişiyle İstanbul’un en eski su haznelerinden biri olan Şerefiye Sarnıcı yaklaşık 24 metreye 40 metrelik bir alan üzerine inşa edilmiş. Şerefiye adını ise Osmanlı döneminde bulunduğu mahalleden alıyor. Sarnıç şimdilerde 360 derece projeksiyon haritalama sisteminin entegre edildiği atmosferiyle ziyaretçilerini büyülüyor. İstanbul’un Fethi ve Mustafa Kemal Atatürk’ün izlerini taşıyan bu gösteriyi mutlaka izlemelisin.
Yerli tam 150 TL
Yerli indirimli 50 TL
Yabancı 650 TL
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 09.00-19.00.
İstanbul’da gezilecek yerler arasında Bizans İmparatorluğu’ndan kalan birçok yer bulunuyor. Aya İrini Kilisesi de onlardan biri. 19. yüzyılda müze statüsü alan Aya İrini, Müze-i Hümayun olarak da biliniyor. Burası aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu’nda açılan ilk müze olma özelliğine sahip. Daha sonraları Askerî Müze olarak kullanılan kilise, 1973 yılından bu yana İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın bünyesinde bulunuyor.
Aya İrini yerli tam 120 TL
Aya İrini yerli indirimli 60 TL
Aya İrini yabancı 600 TL
Açık olduğu saatler
Salı günleri kapalı.
Her gün 09.00-17.30
İstanbul’daki en popüler noktalardan biri olan Belgrad Ormanı, İstanbul sınırları içinde olsa da sanki bambaşka bir yerdeymişsin gibi hissedebileceğin bir atmosfere sahip. Bu yüzden de İstanbullar, sabah yürüyüşü ya da koşusu yapmak istediklerinde kendilerini Belgrad Ormanı’nda buluyorlar. Kahvaltılık malzemelerini al, çayını termosa koy ve doğruca ormana. Doğanın içine kurulmuş piknik masalarında kuş sesleriyle kahvaltı yapmak İstanbul’un tadını çıkarmanın en güzel yollarından biri. Ayrıca Bizans ve Osmanlı devletlerinden kalma bentler ve çeşmelere de kahvaltıdan sonra çıkacağın yürüyüş esnasında mutlaka uğra.
Doğa ile iç içe olmak, metropol hayatının karmaşasından az da olsa kurtulmak için İstanbulluların kaçış noktalarından biri de Polonezköy oluyor. Burada yemyeşil ormanlarda yürüyüş yapabilir, at binebilir, dağ evlerinde konaklayabilir ya da doğada kahvaltı yapabilirsin.
İstanbul’un en popüler noktaları olan Dolmabahçe, Maçka, Nişantaşı ve Harbiye arasında doğanın içinden bir parça oluyor Maçka Demokrasi Parkı. Ayrıca Harbiye-Maçka arası teleferiğe binerek İstanbul manzarası da seyretmen mümkün.
Fenerbahçe Parkı, Kalamış Marina’nın hemen yanında konumlanıyor. Genelde yakın çevrede yaşayan insanlar tercih ettiği için büyük kalabalıklar oluşmuyor. Fenerbahçe Parkı’nda oturabileceğin mekanlar olduğu gibi piknik masaları da bulunuyor. Ayrıca Kalamış Marina çevresinde bulunan restoranlarda da yemek yiyebilirsin.
Ataşehir’de, Anadolu Yakası’nın ortasında konumlanan Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, botanik zenginliği ile öne çıkıyor. Özellikle bahar ve yaz aylarında renkli çiçeklerle ve yeşilliğiyle insanın içini açan bahçede bahçıvanlık ve bitki ressamlığı gibi konular üzerine eğitimler ve atölyeler gerçekleşiyor. Bahçeye, çiçeklere ve doğaya ilgin varsa mutlaka bu eğitimlere katılmanı öneririm.
İstanbul’un entelektüel yapısına katkılar sunan ve birçok esere imza atan Alexandre Vallaury tarafından yapılan Pera Palace Orient Express yolcularını ağırlayan bir otel olmasının yanı sıra Mustafa Kemal Atatürk, Agatha Christie gibi isimleri misafir eden bir değer. Bugün otel olarak faaliyetlerine devam eden ve 1892’de inşa edilen Pera Palace Hotel’i ayrıca müze olarak da gezmek mümkün. 101 numaralı Atatürk Müze Odası’nı ziyaret ederek bu tarihi yerinde yaşayabilirsin.
Atatürk Müze Odası 113,50 TL
Açık olduğu saatler
Her gün 10.00-11.00 ve 15.00-16.00
Sultan Abdülaziz, padişahlar için boğazın kenarında bir sayfiye sarayı inşa edilmesini istemiş ve Sarkis Balyan’a Beylerbeyi Sarayı’nı yapmasını emretmiş. 1861-1865 yılları arasında inşa edilen saray yapıldıktan sonra Alman İmparatoru II. Wilhelm ve Fransa İmparatoriçesi Eugénie de Montijo gibi önemli isimler burada konuk edilmiş. Dış görünümü Barok anlayışına uygun olarak tasarlanırken iç mekan tasarımında Sultan Abdülaziz’in denizciliğe olan ilgisinin etkileri görülüyor.
Yerli tam 100TL
Yerli indirimli 50 TL
Bahçe fiyatı 20 TL
Yabancı 400 TL
Açık olduğu saatler
Pazartesi günü kapalı
Diğer günler 09.00-17.00
İstanbul’da bulunan tüm semtler arasında en popüler olan semt Nişantaşı. Sadece popülerliğiyle değil, alışveriş için sunduğu imkanlarla da öne çıkan bir semt burası. İstanbul’a sadece alışveriş amacıyla gelen turistler soluğu ilk olarak Nişantaşı’nda alıyorlar. Abdi İpekçi Caddesi dünyaca ünlü markaların mağazalarına ev sahipliği yapıyor. Atiye Sokak da lüks markaların dükkanlarını bulabileceğin bir başka Nişantaşı durağı. Ayrıca bu sokakta yemek yiyip bir şeyler içebileceğin kafe ve restoranlar da var. Nişantaşı’na gelmişken Teşvikiye Camii’ni de görebilirsin.
Bebek, göz alıcı sahiliyle yerli ve yabancı turistleri ağırlayan semt. Arnavutköy ve Rumeli Hisarı arasında uzanıyor. Bebek’te birçok lüks restoran ve kafeyi bir arada bulabilirsin. Bebek’e hafta sonu erken gidip güzel bir kahvaltı yapabilirsin. Sonrasında kahveni alarak yürüyüşe çıkabilirsin. Sahil boyunca temiz hava alarak yürüdükten sonra da Bebek Parkı’nda oturup manzarayı izleyerek dinlenebilirsin.
Fatih ilçesine bağlı Balat, geçmişten bugüne farklı kültürlerden birçok insana ev sahipliği yaptı. Bu da Balat’ın çok kültürlü bir yapıya sahip olmasının en büyük nedeni. Semt, görülmesi gereken farklı inançlara özgü dini yapılarla, rengarenk evlerle ve eşsiz sokaklarla dolu. Balat’tayken Ortodoks Patrikhanesi’ni, Fener Rum Erkek Lisesi’ni ve Merdivenli Yokuş’u görebilirsin.
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethetmeden önce Bizans İmparatorluğu’nun olası yardım kanallarını kapatmak istemiş. 1452 yılında Karadeniz üzerinden Bizans’a gelebilecek yardım gemileri olabileceğini düşünmüş ve 4 ayda Rumeli Hisarı’nı yaptırmış. Mart ayında başlayan inşaatta 300 usta ve 800 işçi bir arada çalışmış. 3 adet kulesi olan hisar, tam olarak Boğaz’ın iki yakasının birbirine en yakın olduğu noktada, Anadolu Hisarı’nın tam karşısında bulunuyor. Fetih zamanlarında ise bu sebepten Boğazkesen olarak anılmış. Günümüzde müze olarak gezilebilen Rumeli Hisarı’nda fetih esnasında kullanılmış toplar ve gülleler sergileniyor.
Anadolu Yakası’nda İstanbul manzarası izleyebileceğin bir yer ararsan Çamlıca Tepesi’ne gideceksin. Marmara Denizi, Haliç, Prens Adaları ve Karadeniz’i panoramik görebileceğin Çamlıca Tepesi, aslında Büyük Çamlıca Tepesi ve Küçük Çamlıca Tepesi olarak ikiye ayrılıyor. Büyük tepenin adı denizden 268 metre yükseklikte olmasından gelirken küçük tepe deniz seviyesinden 230 metre yükseklikte. Küçük Çamlıca Tepesi’nde Küçük Çamlıca Korusu, Cihannüma ve Topkapı Köşkleri’ni görebilirsin. Ayrıca Cumhuriyet tarihinde inşa edilmiş en büyük cami olan Çamlıca Camii de Çamlıca Tepesi’nde konumlanıyor. Beltur’un Çamlıca Tepesi’nde işlettiği restoranda yemek yiyerek günü sonlandırabilirsin.
Anadolu Yakası’nın en sakin noktalarından biri olan Anadolu Kavağı, Beykoz’un bir mahallesi. Bir balıkçı kasabası olan Anadolu Kavağı, özellikle yaz aylarında rağbet görüyor. İstanbullular da huzurlu bir hafta sonu için Anadolu Kavağı ve buraya çok yakın noktada konumlanan Poyrazköy’e gidiyorlar. Anadolu Kavağı’nın en yüksek noktasında Yoros Kalesi bulunuyor. Bu kale, Doğu Roma İmparatorluğu’nun hüküm sürdüğü yıllarda boğazın kontrolünü sağlamak için inşa edilmiş. Manzaraya karşı bir kahvaltı fikri kulağına hoş geliyorsa kalede kahvaltı servisi yapan bir kafe de var.
Beykoz, İstanbul Anadolu Yakası’nda gezilecek yerler arasından birçok noktaya ev sahipliği yapıyor. Mihrabat Korusu da bunlardan biri. Sultan II. Abdülhamit’in padişahlık yıllarında Berlin Büyükelçisi olan Sadullah Paşa, Mısırlı Abbas Halim Paşa’nın kızına bir koru hediye etmek istemiş. Bu nedenle inşa edilen Mihrabat Korusu yıllarca padişahların ve sultanların konuk olarak geldiği bir yer olarak görev yapmış. Ortaköy, Rumeli Hisarı ve İstinye Koyu’nun manzarasına nazır olan muhteşem bir konumda 200 bin metrekarelik bir alana yapılan koruda Nevşehirli İbrahim Paşa’nın emriyle inşa edilen Mihrabat Kasrı olduğu rivayet edilir.
İstanbul’da gezilecek yerler denince akla elbette Prens Adaları da geliyor. Büyükada ise Prens Adaları’nın en büyüğü. Yaz aylarında denize girmek için gidilen Büyükada’nın en çok tercih edilen plajları Prenses Koyu Plajı, Aya Nikola Halk Plajı ve Nizam Plajı. Eğer adaya denize giremeyeceğin bir mevsimde gidiyorsan gezebileceğin yerler de oldukça fazla. Adanın en yüksek noktasındaki Aya Yorgi Kilisesi’ne gitmek çok keyifli mesela. 1751 yılında inşa edilen kilise, aynı zamanda Türkiye’nin iki hac destinasyonundan biri. 23 Nisan ve 24 Eylül’de gitmeni öneririm.
Meryem Ana Kilisesi ve Reşat Nuri Güntekin’in Evi de bisikletle adayı turlarken uğrayabileceğin yerlerden. Adaya gitmek oldukça kolay. Kadıköy, Bostancı, Kartal, Beşiktaş ve Eminönü gibi popüler ilçelerden vapurlar kalkıyor. Ancak Büyükada, havaların ısındığı hafta sonlarında çok fazla kalabalık olabiliyor. Kalabalıklardan uzakta olmak istersen hafta içi günlerde gitmeyi tercih edebilirsin.
Prens Adaları arasında en yeşil olan ada olan Heybeliada, Büyükada’ya kıyasla çok daha sakin oluyor. Adanın en yüksek noktasında konumlanan Heybeliada Ruhban Okulu’ndan dışarıdan görebilir, panoramik bir İstanbul manzarası izleyebilirsin. Okulu görüp manzarayı izledikten sonra Heybeliada Deniz Lisesi, Aya Yorgi Uçurum Manastırı, Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi ve Beet Yaakov Sinagogu’nu gezebilirsin.
İstanbul’a en yakın olan ada Kınalıada. Kumluk Plajı, Teos Beach, Ayazma Kamo’s Beach Club ve Ülker Halk Plajı, denize girebileceğin plajlardan. Denize giremeyeceğin bir tarihte gidersen ya da denize girmek istemiyorsan da Hristos Manastırı’nı görebilirsin. Manastırın bulunduğu tepeden İstanbul’a uzaktan bakmak da keyifli oluyor.
Burgaz Adası olarak da anılan ada, Sait Faik Abasıyanık’ın eserlerinde sıkça karşılaştığımız bir yer. O yüzden de adada ilk olarak Sait Faik Müzesi’ne gidiliyor. Müzeyi gezdikten sonra adadaki en yüksek yer olan Bayraktepe’den İstanbul’a ve diğer adalara uzaktan bakabilirsin. Burgazada’da da güzel plajlar bulunuyor. Özellikle Madam Martha Koyu en çok tercih edilen plaj diyebiliriz. Onun dışında da Burgazada Halk Plajı, Düşler Sahili ve Kalpazankaya Sahili’nde denize girebilirsin.
Sultan I. Mahmut, 1752 yılında Göksu Deresi’nin kıyısına bir ahşap konak yaptırmış. Bu konak yıllar boyunca padişahların mesire yerindeki ikamet adresi olmuş. Ancak konak ahşap olunca geçen yıllar sebebiyle yıpranmış. Sultan Abdülmecit de konağı restore ettirip Küçüksu Kasrı’nı inşa ettirmiş.
Hababam Sınıfı’nın çekildiği yer olan Adile Sultan Sarayı, Sultan Abdülmecit’in kız kardeşi Adile Sultan’a hediyesi. Osmanlı hanedanındaki ilk ve tek kadın divan şairi olan Adile Sultan, bu sarayda yaşamış ve ölmeden önce de kız okulu olarak restore edilip kullanılması için devlete bağışlamış. Yatılı bir okul olarak kullanıldıktan sonra yangın nedeniyle zarar gören sarayda restorasyon çalışmaları yapılmış. Hababam Sınıfı filmleri çekildikten sonra sarayın içine bir de Hababam Sınıfı Müzesi eklenmiş.
Bağdat Caddesi’ne yakın olan Caddebostan Sahili, İstanbullular arasında popüler bir yer. Deniz kenarında sandalyenle ya da çimlerin üzerine sereceğin bir örtüyle keyifli zaman geçirebileceğin Caddebostan’da sabah erken saatlerde yürüyüş ve koşu da yapabilirsin. Ayrıca bisiklet ve scooter ile bu araçlar için yapılmış yolları kullanarak gezebilirsin.
İstanbulluların bahar ve yaz aylarında sıklıkla gittiği bir sahil şeridi olan Moda, Kadıköy’de bulunuyor. Moda Parkı ve Yoğurtçu Parkı’nı gezdikten sonra Moda Sahili’ne gidip çimlere oturup deniz havası alabilirsin. Ali Usta’dan dondurma alabilir, kafelerde keyif yapabilir ve Moda’da yaşamış olan Barış Manço’nun evini, Barış Manço Müzesi’ni gezebilirsin.
Kadıköy denilince akla ilk olarak Boğa Heykeli geliyor. Birçok buluşmaya şahit olan ve yol tariflerinin ana kahramanı olan Boğa Heykeli, Kadıköy’ün simgesi. Heykel Isidore Jules Bonheur tarafından yapılıyor ve Osmanlı’ya getiriliyor. Önce Yıldız Sarayı’na, sonra Taksim Hilton Otel’in bahçesine yerleştiriliyor. Gezi Parkı, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi gibi yerlerde de bir süre kaldıktan sonra Kadıköy’deki şu anki yerine gelmiş. Kadıköy ayrıca cafeleri, Bahariye Caddesi, Moda sahili, Süreyya Operası ve hareketli atmosferi ile görülmeye değer.
Popüler noktalardan biri olan Bağdat Caddesi, birbirinden ünlü markaların mağazalarına, restoran ve kafelere ev sahipliği yapıyor. Her iki yanında geniş kaldırımlar olduğu için yürüyüş yaparken rahat edebileceğin caddenin trafiği tek yön. Bu yüzden bazen trafik sıkışık olabiliyor.
İstanbul’da ne yenir ne içilir diye sorulduğunda ilk akla gelen yiyeceklerden biri Kanlıca yoğurdu. Kanlıca’yla özdeşleşmiş olan yoğurt, üzerine pudra şekeri dökülerek yeniyor. Özellikle yaz mevsiminde uzun ve yorucu bir İstanbul gezisinin ardından insanı rahatlatıyor. Kanlıca’da bu yoğurdu nerede yemeyelim diye merak ediyorsan istikamet semtin en eski çay bahçesi olan Tarihi İsmailağa Çay Bahçesi.
Ekmek Teknesi ya da Perihan Abla dizilerinin çekildiği Kuzguncuk’ta renkli evleri fotoğraflayabilir; Abraham Salomon Camondo Köşkü, Cemil Molla Köşkü ve Fethi Paşa Yalısı gibi yerleri görebilirsin. Arnavut kaldırımlı sokaklarında yer alan kafe ve restoranlarda kahvaltı yapabilir, Türk kahveni yudumlayabilirsin. Semtte 3 kuşaktan beri bulunan İsmet Baba’nın lezzetli deniz ürünleriyle keyifli bir yemek de yiyebilirsin.
Deniz seviyesinden 206 metre yükseklikteki Gözdağı Korusu, İstanbul’da manzara izlemek için sıklıkla tercih edilen noktalardan. Pendik ilçesinde bulunan korudan Yalova ve Adalar’ı panoramik olarak izleyebilirsin. Piknik alanlarında piknik yapabilir ya da tesiste bir şeyler yiyip içebilirsin.
Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa, 1907 yılında Hidiv Kasrı’nı inşa ettirmiş. Yıllar sonra İstanbul Belediyesi’nin satın aldığı Hidiv Kasrı’nın bulunduğu koru da Hidiv Korusu ya da Çubuklu Korusu olarak biliniyor. Koruda belediyenin bir sosyal tesisi bulunuyor. Burada yemek yiyebilirsin ya da korunun içinde dolaşıp piknik alanlarından birini seçerek piknik de yapabilirsin. Çubuklu Korusu’nda rakımın oldukça yüksek olduğunu de belirteyim.
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmek için hazırlık yaparken Otağtepe Parkı’nın bulunduğu noktada olduğu rivayet ediliyor. Beykoz’un yüksek noktalarından birinde bulunan park, Rumeli Hisarı’nı ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü birlikte görebileceğin bir manzaraya sahip. Resmî adı "Fatih Korusu TEMA Vehbi Koç Doğal Kültür Merkezi” olan parkta oturup vakit geçirebileceğin tesisler var.
Sultan II. Abdülhamit, İstanbul ile Bağdat arasındaki demiryolunun başlangıç noktasının İstanbul’da olmasını istemiş. Bu amaçla 1908 yılında inşa edilen Haydarpaşa Tren Garı, yıllar içinde birçok kez zarar görmüş. 2010 yılına kadar restore edilerek gelen Haydarpaşa Garı, 2010’da çıkan yangında çatısını kaybetti ve 4. katı kullanılamaz hale geldi. Yangından sonra tüm seferler durdu, sadece banliyö seferleri yapıldı. 2012’de Marmaray çalışmaları nedeniyle tamamen kapatıldı. 2013 yılında ise restorasyon çalışmaları başladı. Çalışmalar henüz tamamlanmadı için ziyaret edilemiyor.
I. Ahmet’in eşi Mahpeyker Kösem Sultan, 1640 yılında Çinili Camii’nin inşa edilmesini emretmiş. Caminin adı bu nedenle Orta Valide Camii ya da Mahpeyker Kösem Valide Sultan Camii olarak da anılıyor. Çinili Camii ismi ise camiyi inşa ederken caminin içi, ön cephesi ve minberinde kullanılan İznik çinilerinden geliyor.
Çemberlitaş Hamamı’nın III. Murat’ın annesi Nurbanu Valide Sultan’ın emri üzerine Mimar Sinan tarafından yapıldığı düşünülüyor. Özellikle Türk hamamı deneyimi yaşamak isteyen yabancı turistleri ağırlayan Çemberlitaş Hamamı’nda kese ve köpük gibi geleneksel hamam hizmetlerinin yanında kil maskesi ve aromaterapi masajı gibi hizmetlerden de faydalanabilirsin. Hamamda kese, sabun, şampuan, havlu, terlik ve peştemal veriliyor.
Hamam 1.700 TL
Kese - Köpük (giriş dahil) 2.250 TL
Kese - Köpük - Yağ Masajı (giriş dahil) 3.000 TL
Masaj (giriş dahil) 2.650 TL
Bakım ve güzellik 350 - 600 TL
Açık olduğu saatler
Her gün 06.00 - 00.00
1741 yılında inşa edilen Cağaloğlu Hamamı da İstanbul’un sıkça ziyaret edilen hamamları arasında bulunuyor. Ünü Türkiye sınırlarını aşan hamam, New York Times’ın 2011 yılında hazırladığı “Ölmeden Önce Görülmesi Gereken 1000 Yer” listesinde bile yer alıyor. Ayrıca Osmanlı döneminde yapılan son büyük hamam olma özelliğine sahip. İstanbul’un en büyük çifte hamamı olarak bilinen yapının kadınlar ve erkekler için iki ayrı giriş kapısı bulunuyor. Kadınlar için ayrılan giriş kapısına Hamam Sokağı’ndan, erkekler için tahsis edilen giriş kapısına ise ana yoldan ulaşabilirsin. Cağaloğlu Hamamı’nda İstanbul Rüyası, Tepeden Tırnağa, Lüks Osmanlı Servisi ve I. Sultan Mahmut gibi özel hizmet paketleri mevcut. Bunlardan birini seçerek kendini şımartabilirsin.
2.500 TL
Açık olduğu saatler
Pazartesi - perşembe günleri arası 09.00 - 22.00
Cuma - pazar günleri arası 09.00 - 23.00
İsmini aslen İtalyalı, gerçek ismi Giovanni Dionigi Galeni olan Osmanlı donanmasının önemli komutanlarından biri olan Kılıç Ali Paşa’dan alan hamam, şehrin denizcilikle ünlü bölgelerinden Tophane’de bulunuyor. Gün ışığını geçirir özellikteki geniş kubbesiyle dikkatleri üzerine çeken yapı, Mimar Sinan tarafından yapıldı. 7 senelik bir restorasyonun ardından 2012 yılında misafirlerini yeniden ağırlamaya başlayan hamam, kadın erkek ayrı konseptte hizmet veriyor.
Yetişkin 2.900 TL
4 - 12 yaş 1.700 TL
Masaj 2.300 - 5.200 TL
0-3 yaş ücretsiz
Açık olduğu saatler
Kadınlar saati her gün 08.00 - 16.00
Erkekler saati her gün 16.30 - 23.30
Aynı anda hem Türkiye’nin en eski açık hava müzelerinden biri olma özelliğine sahip hem de işkenceleriyle ünlenmiş bir yer var İstanbul’da. Evet, doğru bildin. Şu an Yedikule Zindanları’ndan bahsediyorum. Daha kapısından adım attığın anda anlatılan efsanelerin hakkını veren bir ortamla karşılaşacağın Yedikule Zindanları gözlem kulesine benzeyen görünümü nedeniyle Yedikule Hisarı adıyla da anılıyor. Bizanslıların yaptığı 4 kuleye İstanbul’un fethinden sonra 3 kule daha eklenerek yapı bugünkü ismini almış. Aslında bu zindanlar Altın Kapı (Porta Aurea) adıyla bilinen zafer alayı giriş kapısını korumak maksatlı yapılmış. Osmanlı döneminde ise zindan olarak kullanılmış.
Yerli tam 50 TL
Yerli indirimli Öğrenci 20 TL
Yabancılar için 250 TL
İstanbul denince akıllara ilk gelen olay şüphesiz bir çağı kapatıp yenisini açan İstanbul’un fethi olur. 2009 yılında kurulan müze Fetih Müzesi ismiyle de anılıyor. Top sesleri, Mehter Takımı’nın marşları ve at kişnemeleriyle fetih zamanlarının canlandırıldığı Panorama 1453, Türkiye’nin ilk panoramik müzesi. Burada 38 metre yarıçaplı bir yarımkürede çizilmiş resim de bulunuyor.
Yerli tam 150 TL
Yerli indirimli 50 TL
Yabancı 650 TL
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 08.00-18.30
Rumeli Hisarı’nın karşısında tüm heybetiyle duran Anadolu Hisarı, 1395 yılında yaptırılmış. O yıllarda Cenevizliler ve Bizanslılar’ın bir araya gelip Karadeniz’in bazı şehirlerinde kurdukları koloniler boğazdan geçerek yol alıyorlarmış. Bunun üzerine Yıldırım Beyazıt boğazdan geçen yabancı gemileri kontrole tabi tutmak istemiş ve hisarın yapımını emretmiş. Yaklaşık 7000 metrekarelik alana kurulu olan Anadolu Hisarı, Osmanlı Devleti için kritik önemini Rumeli Hisarı inşa edildikten sonra kaybetmiş. Çevresinde de zamanla yerleşim başlamış. Günümüzde de Anadoluhisarı semtinde yaşam devam ediyor. Özellikle Göksu Deresi’nin manzarasına karşı bolca kafe bulunuyor.
Türkiye’nin denizcilik geçmişini anlatan Deniz Müzesi, çok sayıda esere ev sahipliği yapıyor. Koleksiyon Mustafa Kemal Atatürk’e ait eşyalar, kayıklar ve farklı çeşitte askeri eserden oluşuyor. Geniş bir koleksiyona sahip oluşu ve eserlerinin farklılığı da dünyada az görülür bir özelliğe sahip olmasını sağlıyor.
Tam 60 TL
İndirimli 30 TL
Açık olduğu saatler
Pazartesi günleri ziyarete kapalı.
Hafta içi 09.00-17.00
Hafta sonu 10.00-18.00
Daha çok avlanmak için gidilen Florya, Mustafa Kemal Atatürk’ün yazları sık sık burayı ziyaret etmesiyle yazlık bir yer halini alıyor. Atatürk 1936 yılında tamamlanan Florya Atatürk Köşkü’ne ziyareti sırasında önemli konuklarını da davet etmiş. Köşk, halk arasında Florya Atatürk Ormanı olarak da tanınıyor ve çevresinde manzaraya nazır birçok restoran bulunuyor.
Tam bilet 15 TL
Öğrenci 10 TL
Açık olduğu saatler
Pazartesi hariç 09.00-17.00
İstanbul’a tepeden bakmak ve aynı anda şehrin birbirinden güzel manzaralarını izlemek istersen Çamlıca Kulesi’ni ziyaret edebilirsin. Türkiye’nin en yüksek yapısı olan Çamlıca Kulesi, deniz seviyesinden 587 metre yükseklikte. Kule yüksekliği ise 369 metre. Kulenin iki tarafında da birer panoramik asansör bulunuyor ve bu asansörler seyir terasına çıkıyor. Kuleyi turistik olarak ziyaret edebilir, yeme-içme alanlarında mola verebilirsin.
Yerli tam 320 TL
Yerli indirimli 140 TL
Hızlı geçiş 800 TL
Yabancı 900 TL
Yabancı hızlı geçiş 1.600 TL
Açık olduğu saatler
Hafta içi: 10.00-22.00
Hafta sonu: 10.00-22.00
İstanbul’un en önemli tarihî yapılarından biri olan Kariye Camii, 6.yüzyılda Bizans İmparatorluğu tarafından inşa edildi. Chora Kilisesi olarak bilinen yapı 1511 yılında camiye dönüştürüldü. 1948 yılından 2020 yılına kadar müze olarak hizmet veren Kariye Camii, 2020 yılında tekrar cami statüsüne alındı. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Kariye Camii’yi ziyaret ederek Bizans Dönemi’nin fresk ve mozaiklerini görebilirsin. Cami içinde yer alan mozaik ve resimler namaz vakitlerinde otomatik perdeleme sistemi ile kapatılıyor ve ardından tekrar açılıyor.
Yerli ücretsiz
Yabancı 20 euro
Açık olduğu saatler
09.00-18.00 saatlerinde ziyarete açık
Ne kadar sürede gezilir?
Kariye Camii’yi gezmek için 15 dakika yeterli.
Kendine has huzurlu bir atmosferi bulunan Ağva’da deniz kenarında çay ya da kahve içebileceğin kafeler, taze deniz ürünleri tadabileceğin restoranlar ve konaklayabileceğin yetişkin otelleri var. Özellikle İstanbul’un karmaşasından sıkıldıysan Ağva’ya gidebilir ve nehir kenarında kiralayacağın motor ile gezintiye çıkabilirsin.
Şile, her mevsim ayrı güzel ve birçok farklı seçenek sunuyor. Piknik yapabilir, kahvaltı yapabilir, denize girebilir, Şile Feneri’ni ziyaret edebilirsin. Şile Halk Plajı, Sahilköy Plajı, Doğancılı Plajı ve Sofular Plajı, denize girmek için tercih edebileceğin plajlardan..
Anadolu Yakası’nda İstanbul manzarası izleyebileceğin noktalardan biri de Dragos Tepesi. Adaları bir arada ve en net görebildiğin tepede gün batımı manzarası izlemek de oldukça keyifli oluyor. Belediyenin işlettiği sosyal tesiste manzaraya karşı yemek keyfi yapabilirsin.
III. Selim, Nizam-ı Cedid askerleri için Selimiye Kışlası’nı inşa ettirmiş. Ancak kışla ahşap malzemeden yapıldığı için yeniçeri isyanlarına dayanamamış ve yıkılmış. II. Mahmut, yıkılan kışlayı Krikor Balyan’a taş ve tuğla kullanarak yeniden yapmasını istemiş. Yeniden inşa edilen bina, 1854 yılında gerçekleşen Kırım Savaşı’nda bir asker hastanesi olarak görev yapmış. Askerleri tedavi eden hemşireler arasında Florence Nightingale de bulunuyormuş. Nightingale, tüm itirazlara rağmen hasta bakıcı olduğu ve birçok askerin hayatını kurtarmak için çabaladığı için İngiltere tarafından Liyakat Nişanı ile ödüllendirilmiş. Bu hemşirenin özverisine ithafen Selimiye Kışlası’nda da Florence Nightingale Müzesi kurulmuş.
Belirli dönemlerde ve izinle ziyaretçilere açık.
Bağdat Caddesi’nde alışveriş maratonu yaptıktan sonra dinlenmek istersen Göztepe 60. Yıl Parkı seni bekliyor. İstanbul’un tematik parklardan biri olan Göztepe 60. Yıl Parkı’nda rengarenk çiçekler görebilirsin. Ağaçları şekillendirerek yapılan çim heykeller, lale mevsiminde rengarenk olan laleler, güller ve kendini temizleyen biyolojik göletle görülmeye değer duraklardan.
Dünyada ve Türkiye'de bir tema parkı, AVM ve gösteri merkezi ile birleştiren ilk alışveriş, eğlence ve yaşam kompleksi olma özelliğine sahip Vialand her yaştan eğlence severi ağırlıyor. Nefeskesen, Adalet Kulesi, Fatih’in Rüyası, Viking, 360 Plus, Saray Salıncağı, Yaban Arısı, King Kong gibi birçok eğlence ünitesinin yer aldığı Vialand Tema Parkı’nda eğlenceli bir gün geçirebilirsin.
Yetişkin 1.149 TL
Çocuk 1.099 TL
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 10.00-18.00
Mimar Sinan tarafından yapılan ve 1547 yılında tamamlanan cami Üsküdar’da bulunuyor. Cami, Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan için yapılan cami Mimar Sinan’ın klasik Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyor. Kubbe altında geniş bir ana mekân ve yanlarda revaklar içeren cami zarif süslemelere ve detaylarla sahip.
II. Bayezid döneminde inşa edilen Galatasaray Hamamı, klasik Osmanlı hamam mimarisini yansıtıyor. Galatasaray Hamamı geleneksel üç bölümden oluşuyor. Bunlar soğukluk (soyunma odası), sıcaklık (ısınma odası) ve hararet (kese ve yıkama odası). Günümüzde de hizmet veren hamam yerli ve yabancı ziyaretçilere geleneksel Türk hamamı deneyimini yaşatmak için kullanılmakta.
Hamam 900 TL
Kese + köpük masajı 2.000 TL (giriş dahil)
Galataport kültür, sanat, gastronomi ve alışverişi bir arada barındıran, İstanbul'un Karaköy semtinde bulunan ve deniz kenarında yer alan büyük bir yaşam merkezi. Boğaz’ın kıyısında bulunması nedeniyle özel bir konuma sahip olduğu gibi son dönemlerin gözdesi durumunda olduğunu da söyleyebiliriz. Yerel ve uluslararası markaların mağazalarını içermesi, alışveriş olanakları sunması, restoranlar, kafeler ve eğlence mekanları ile Galataport gezilecek ve görülecek duraklardan.
Dünyanın en kapsamlı tematik akvaryumlarından biri de İstanbul’da yer alıyor. Binlerce farklı türde deniz ve kara canlısına ev sahipliği yapan İstanbul Akvaryum çocuktan yetişkine kadar herkesin görmesi gereken bir yer. Florya’da yer alan ve balık türleri kadar yağmur ormanlarının da ilgi gördüğü İstanbul Akvaryum’u görmediysen mutlaka gitmelisin.
Tam 550 TL
İndirimli 450 TL
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 10.00-19.00
Geleneksel müzelerin ardından dijital bir müze deneyimi yapmaya hazır mısın? O zaman seni İBB Kültür AŞ Dijital Deneyim Müzesi ile tanıştıralım. 3D ve 4D deneyimler sunan Dijital Müze ziyaretçilerini sıra dışı bir yolculuğa çıkarıyor. Sanatın ve teknolojinin birleştiği müzede dijital teknolojiler ve multi-disipliner bakış açısıyla hazırlanan sergiler bulunuyor. Sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik, yapay zekâ destekli uygulamalar eşliğinde ziyaretçiler müzeyi sadece gezmiyor aynı zamanda etkileşim de kuruyor. Her yaştan ziyaretçinin ilgisini çeken müzede Dijital Oda, Sanal Gerçeklik Odası, Sürükleyici Deneyim Odası, Dijital Koridor ve Artırılmış Gerçeklik odası gibi alanlar hizmet veriyor.
Yerli 200 TL
Yabancı 700 TL
Öğrenci, öğretmen, emniyet ve askeri personel 50 TL
VR Odası deneyimi 100 TL
65 yaş üstü ücretsiz
Açık olduğu saatler
Pazartesi hariç 09.00 - 19.00 saatleri arası
Ne kadar sürede gezilir?
Müze deneyimleri dahil ortalama 2 saat zaman ayırmalısın.
Dünyanın en popüler kentlerinde yer alan Madame Tussauds Müzesi’nin bir şubesi de İstiklal Caddesi’nde bulunuyor. Beyoğlu’nun kalbinde Grand Pera’da yer alan müzede yer alan heykeller arasında Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Sabiha Gökçen, Albert Einstein, Madonna, Muhammed Ali, Rafael Nadal, Marilyn Monroe, Johnny Depp, Beren Saat, Lionel Messi, Murat Boz ve Müslüm Gürses gibi isimler yer alıyor.
Gişe 510 TL
Online 408 TL
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 11.00-19.00
1732-1733 yılları arasında inşa ettirilen ve su deposu olarak kullanılan Taksim Mâksemi, Cumhuriyet’in 100. yılında Taksim Cumhuriyet Müzesi olarak ziyaret açıldı. Bölgenin simge yapılarından biri olan Taksim Müzesi’nde göz alıcı eserler ve ilgi çekici sergiler yer alıyor. Toplumsal tarih müzesi olarak ziyaretçilerini bekleyen müzede Cumhuriyet’in değerleri ve kazanımlarına yönelik içerikler, süreli ve süresiz sergiler, Atatürk’e ait eşyalar ve kıymetli belgeler yer alıyor.
İndirimli 15 TL
Tam 50 TL
Yabancı 100 TL
Açık olduğu saatler
Pazartesi hariç her gün 10.00-19.00 saatleri arası
Ne kadar sürede gezilir?
Çok büyük bir alana sahip olmayan müzeyi gezmek için 30 dakika yeterli.
İstanbul Boğazı'nın eşsiz manzarasına sahip olan Yıldız Parkı, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Sultan Abdülhamit tarafından 19. yüzyılın ortalarında yapılmış. Park içinde karşımıza tarihi yapılar, bahçeler, göletler, yürüyüş yolları ve dinlenme alanları bulunuyor. Yıldız Sarayı, Hamidiye Camii ve Malta Köşkü de onlardan biri. Parktaki yürüyüş yolları, yeşil alanlar ve çiçek bahçeleri ziyaretçilerin doğa ile iç içe zaman geçirmesini sağlıyor.
Kumkapı, tarih boyunca bir liman ve balıkçı kasabası olarak bilinir. Günümüzde ise balık ve deniz mahsulleri restoranları ile ünlü. Semtte Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi ve Meryem Ana Rum Ortodoks Kilisesi gibi dini yapıları görebileceğin Kumkapı’da kahvaltısı ve ekmek kadayıfı ile ünlü Boris’in Yeri’ne de gidebilirsin.
Rumelihisarı ile Bebek arasında arasına gizlenmiş ahşap konakları, restoranları dar sokakları ve deniz kenarındaki güzellikleri ile bilinen Arnavutköy, tarih boyunca farklı kültürlerin etkisi altında kalmış ve bu durum mimari yapısına da yansımış. Osmanlı dönemine ait tarihi konaklar, ahşap evler ve deniz kenarındaki balıkçı tekneleri, Arnavutköy'ün karakteristik özelliklerini geçmişten günümüze getiriyor. Boğaz manzarası eşliğinde lezzetli yemekler yiyebileceğiniz özellikle deniz ürünleri restoranları ve kafeleri ile ünlü olan Arnavutköy’ün sokaklarında yürüyüş yapmanı öneriyoruz.
İstanbul’da ziyaret edeceğin cami, koru, çeşme gibi tarihi ve doğal yerlerin birçoğu Üsküdar’da yer alıyor. Üsküdar’ın sembolü Kız Kulesi’nin dışında Mihrimah Sultan Camii, Şemsi Paşa Camii, Abdülmecid Efendi Köşkü, Fethi Paşa Korusu gibi birçok yeri Üsküdar’dayken görme şansın var. Üsküdar ayrıca Beşiktaş, Karaköy, Beykoz gibi yerlere vapur yolculuğu yaparak gidebileceğin bir konuma sahip.
İstanbul’un eski semtlerinden Yeşilköy sahili balıkçıları, kiliseleri ve güzel plajları ile ünlü. Yeşilköy’de sahil havası almak, İstanbul’da ama değilmiş gibi hissetmek, balıkçılarda mola vermek sana kendini iyi hissettirecek. Yeşilköy'de olan ve İstanbul'un en eski kiliselerinden biri olarak kabul edilen St. Stefanos ve St. Etienne Kilisesi de görmen gereken yerlerden.
İstanbul’da sevdiklerinle birlikte doğa içinde güzel bir gün geçirebileceğin, kahvaltı yaparak güne merhaba diyebileceğin Turkcell Platinum Park yılın her günü misafirlerine kapılarını açıyor. Parkta at binebilir, sezonda açık hava sineması keyfi yaşayabilir, yürüyüş yapabilir veya restoran bölümünde yemeklerin tadına bakabilirsin. Parkta çocuklu aileler için çocuk oyun alanları da mevcut.
Park girişi ücretsiz
Offroad Deneyimi 1.600 TL
Okçuluk deneyimi 450 TL
Balta atış deneyimi 450 TL
Açık olduğu saatler
Her gün 09.30 - 23.00
İstanbul’un restorasyon çalışmaları son sürat devam ederken yeni kazanımlar arasında gazhaneler yer alıyor. İstanbul’un farklı lokasyonlarındaki gazhaneler restore edilerek kullanıma açıldı. Kadıköy Müze Gazhane, Hasanpaşa Gazhanesi, Yedikule Gazhanesi öne çıkanlardan. İçinde kütüphane, cafe, konferans salonlarının yer aldığı gazhanelerde kültür-sanat etkinlikleri düzenleniyor.
Beykoz'da bulunan Elmasburnu Tabiat Parkı, İstanbul’un en büyük parklarından. Elmasburnu Tabiat Parkı'nda 3 adet plaj ve harika bir orman ekosistemi mevcut. Doğa ile baş başa kalmak istersen Elmasburnu’nu tercih edebilirsin.
Yeşilçam filmlerinin seti diyebileceğimiz İnceğiz Mağaraları özellikle kamp yapanların uğrak noktası. Türk sinemasının çekim için kullandığı İnceğiz Mağaraları antik bir geçmişe sahip. İnsan eliyle yapılması ise en önemli özelliği. İnceğiz Mağaraları’na dair arkeolojik buluntular ise İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.
Fişekhane son dönemlerin popüler yeme-içme, eğlence ve alışveriş noktalarından biri. Denizin hemen yanında yer alması, tarih ile şimdiyi harmanlamış olması, sunduğu hizmetlerin çeşitliliği ile İstanbul gezinde listeye eklemeni önerdiğimiz yeni yerlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Burada ayrıca konser, tiyatro ve açık hava sinema gibi etkinlikler de yapılıyor.
İstanbul’da görmen gereken birçok koru var. Onlardan biri de Anadolu Yakası’ndaki Beykoz Korusu. Anadolu Yakası’na nefes aldıran, spor alanları, çocuk parkı, restoran ve kır kahveleri ile özellikle hafta sonu yoğun olan Beykoz Korusu’nu İstanbul’da gezilecek yerler listene eklemelisin.
Cemal Süreya’nın da dediği gibi kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olduğuna inananlardansan İstanbul’da kahvaltı etmek Garipçe’ye gidebilirsin. Sarıyer’e bağlı bir balıkçı köyü olan Garipçe, Sarıyer’e 10 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Kahvaltı ile birlikte güzel bir balık keyfi yapabileceğin Garipçe özellikle hafta sonları talep görüyor.
Silivri sahili, denizi, yoğurdu, piknik ve mangal alanları ile popüler İstanbul duraklarından. Silivri’de özellikle hafta sonu yapılacak birçok doğa aktivitesi bulabilirsin. İstanbul’da denize girilecek yerler arasında yer alan Silivri doğa gezileri için ideal rotalardan. Silivri’de ayrıca Mimar Sinan eseri köprü de göreceklerin arasında.
İstanbul’da denize girilecek yerlerden olan ve Sarıyer’de yer alan Kilyos aynı zamanda hafta sonu gezilerinin de vazgeçilmezi. Yazın oldukça popüler olan Kilyos, kışın da manzaralı restoranları ile ilgi görüyor. Kilyos’ta denize girebilir, yürüyüş yapabilir ya da balık keyfi yapmak için kendine güzel bir gün planlayabilirsin.
Çocuklarla birlikte İstanbul’da gezilecek yerler arayanların ilk adreslerinden biri olan İstanbul Oyuncak Müzesi, 2005 yılında Sunay Akın tarafından kurulmuş. Bulunduğu binanın tarihi oluşu, 17. yüzyıldan bugüne uzanan koleksiyon parçaları ve farklı dönemlerden 4000 adet oyuncağın sergilenmesi bu müzeyi eşsiz kılan özelliklerden. İstanbul Oyuncak Müzesi, aynı zamanda 2012 yılında ilk kez düzenlenen Avrupa Oyuncak ve Çocuk Müzeleri’nin buluşmasına da ev sahipliği yaptı. Ülkemizin kültürel açısından gelişmesine tek katkısı bununla kalmadı ve Antalya, Gaziantep gibi şehirlerimize de oyuncak müzesi açılmasına da öncü oldu.
Yerli indirimli 120 TL
Yerli tam 210 TL
Yabancı tam 420 TL
30 kişi ve üzeri okul grupları 95 TL
Açık olduğu saatler
Hafta içi 10.00 - 18.00,
Hafta sonu 10.00 - 18.30
Pazartesi kapalı
Ne kadar sürede gezilir?
3 katlı müzeyi gezmek için 2 saat ayırmalısın.
İstanbul’da gezilecek yerlerin çoğu, Sultanahmet Meydanı ve çevresinde toplanmış. Ülkemizde bulunan Türk İslam sanatının tüm önemli eserlerini bir arada görebileceğin ilk müze olan Türk ve İslam Eserleri Müzesi de Sultanahmet Meydanı’nda bulunuyor. Bu müze, Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı Pargalı Damat İbrahim Paşa’nın inşa ettirdiği bir saraya kurulmuş. İbrahim Paşa yaşarken sarayın adı At Meydanı Sarayı imiş ama vefatı sonrası İbrahim Paşa Sarayı adını almış. 1983 yılında saray müze olarak kullanılmaya başlanmış.
MüzeKart geçerli
Yabancı ziyaretçi 17 euro
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 09.00-18.30
Ne kadar sürede gezilir?
Tüm eserleri dikkatli bir şekilde incelemek için en az 1 saate ihtiyacın olacak.
İstanbul gezmekle bitmeyecek kadar büyük ve keşif dolu bir şehir. İstanbul'un hakkında öğrenebileceğin yeni ve heyecan verici bilgileri İstanbul'un ilçeleri yazımızda bulabilirsin.