Çanakkale’nin en anlamlı yerlerinden biri olan Gelibolu, milli mücadelenin nice hikayeler yarattığı yakın tarihimizde çok değerli bir yere sahip. Burada Çanakkale ruhunu kalbinin derinliklerinde hissedebilir ve Gelibolu Yarımadası’nın her bir köşesinde ortaya konulan büyük mücadelenin izlerini sürebilirsin. Anzak Koyu’ndan Gelibolu Tarihi Milli Parkı’na, Savaş Müzesi’nden Gelibolu Şehirler Abidesi’ne tarih dolu bir gezi listesi seni bekliyor.
Gelibolu ayrıca deniz ve kamp tatili için de favori destinasyonlardan. Hazırsan hem en güzel durakları keşfetmeye hem de Gelibolu hakkında sorulan sorulara yanıt vermeye başlayalım.
Gelibolu’nun önemi nedir?
Çanakkale Savaşlarının en kritik anlarının yaşandığı Gelibolu, Avrupa'ya geçiş için bir köprü vazifesi görür. Bu sebeple Osmanlı Devletinin deniz üssü haline gelerek Osmanlı'nın Akdeniz'e açılan kapısı olur.
Gelibolu’nun nesi meşhur?
Gelibolu tarihi ve doğası ile olduğu kadar peynir helvası, sardalya kebabı, lakerda, tuzlu balık, lakerda ve lokumu ile meşhur.
Gelibolu’da deniz var mı?
Evet, Gelibolu’da denize girilecek birçok yer var. Fatma Kadın plajı, Hamzabey, Feneraltı, Morto Koyu, Kömür Limanı gibi yerlerde denize girebilirsin.
Gelibolu denildiği zaman akla gelen ilk yerlerden biri hiç şüphesiz ki Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı. Çanakkale Savaşı’na ev sahipliği yapmasından dolayı manevi açıdan özel bir konuma sahip olan park, sadece anıtlarıyla değil aynı zamanda tabiat güzellikleriyle de biliniyor.
Çanakkale ruhunu önemli ölçüde yansıtan Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı, 1973 senesinde resmi olarak açıldı. BM Milli Parklar ve Koruma Alanları listesinde de kendine yer bulmayı başaran bu önemli bölge, toplamda 33 bin hektarlık bir alana yayılıyor. Deniz ve kara muharebe alanlarını da içine alan parkta 60 bin Türk askerinin mezarı yer alıyor.
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 08.30 ile 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Gelibolu’ya geldiğinde bölgenin hemen hemen her bölgesinde Çanakkale Savaşı’ndan bir ize rastlaman olası. Yakın tarihimizde kritik bir öneme sahip olan savaştan bugüne miras kalan pek çok materyal, Gelibolu Savaş Müzesi’nde ziyaretçilerle buluşuyor.
Feribot iskelesine son derece yakın bir konumda olan müze zırhlar, şarapnel parçaları ve top mermileri başta olmak üzere o dönemden kalan orijinal parçaları bir araya getiriyor. Savaş koşullarını çok daha iyi anlamak adına iyi bir fırsat sunan Gelibolu Savaş Müzesi, sadece yabancı ziyaretçilerden de ilgi görüyor. Geçtiğimiz yüzyılın başlarındaki savaş teknolojisini önemli oranda yansıtan müzede askerlere ait orijinal mektuplar ve giysiler de yer alıyor.
Tam 3 TL
Öğrenci 1 TL
Açık olduğu saatler
Pazartesi hariç 09.30 ile 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Çanakkale Şehitler Abidesi, Türkiye’de yaşayan her bireyin yakın tarihle yüzleşmek adına mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yer. Boğazın ucundaki Morto Koyu adı verilen alanda konumlanan Gelibolu Şehitler Abidesi, Çanakkale Savaşı’nda yaşamını yitiren şehitlerin anısına yapılmış. Tam olarak Hisarlık Tepesi’ne yapılan bu kutsal yapı, 4 ayağa ve 1 kubbeye sahip. Abidenin toplam uzunluğu ise yaklaşık olarak 41 metre civarında. Feridun Kip ve İsmail Utkular imzasıyla vücuda getirilen bu etkileyici yapının temeli 1954 senesinde atılmış.
Resmi açılışı ise tam 6 sene sonra gerçekleşmiş. Çanakkale Şehitler Abidesi’ne giderken uzaktan büyük bir “M” harfi dikkatini çekecektir. Bu harf, Mehmetçik’in M’sini temsil ediyor. Tavan bölümünde mozaik şeklinde işlenen büyük bir Türk bayrağı yer alıyor. Ayrıca Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale şehitleri için yazdığı şiirin bulunduğu özel bir lahit taşı da ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Çanakkale Şehitler Abidesi’nin ayaklarında yer alan rölyeflerde ise hem kara hem de deniz savaşları betimleniyor.
Gelibolu’da gezmeye değer yerlerden biri olan Gelibolu Mevlevihanesi, tarihi ve kültürel kimliğiyle ön plana çıkıyor. 17’nci yüzyılda inşa edilen bu önemli yapı, o dönemlerde çile çıkarma ya da dervişleri eğitme amacıyla oluşturulmuş. Ülkemizde yer alan diğer mevlevihanelere kıyasla buranın en geniş arazide kurulmuş mevlevihane olduğunu söylemek mümkün. Burası her sene geleneksel olarak Şeb-i Arus dönemlerinde sema törenlerine ev sahipliği yapıyor.
Gelibolu Mevlevihanesi, Azade Mehmet Dede ve dervişlerinin girişimleri ile inşa edilmiş. Özellikle semahane kısmı oldukça büyük olan yapı, bir dönem askeri bölge içerisinde kalmasına rağmen yapılan restorasyon sayesinde yeniden turizme açılmış. 1994 yılında restore edilen Gelibolu Mevlevihane’sinin bir kısmı semahane ve türbe, diğer bir bölümü dedeler mezarlığı olarak kullanılıyor.
Gelibolu’nun en önemli yerlerinden biri olan Anzak Koyu, savaş yılları için sembolik bir öneme sahip. Hatırlanacağı üzere o zorlu yıllarda Anzaklar bölgeyi bütünüyle işgal etmişti. Dolayısıyla koyun yer aldığı bölgede çok ciddi çatışmalar yaşanmıştı. Günümüzde bile Anzak Koyu içerisinde dolaştığında o yıllardan belli izlere rastlamak olası. Bu durum, Anzak Koyu’nun tarihsel boyutunu yansıtıyor.
Avustralyalılar için de bu koy son derece farklı bir anlama sahip. Bu nedenle sene boyunca Yeni Zelanda veya Avustralya’dan gelen turistlerle karşılaşabilirsin. Bölge aynı zamanda yaz aylarında denize girmek ve güneşlenmek için de kullanılıyor. Çevrede yer alan koylara kıyasla buranın oldukça sakin bir plajı var. Arıburnu adı verilen tepelerle çevrili olan plajın toplam uzunluğu 600 metre.
Gelibolu merkezine 12 km sürüş mesafesinde olan Çimpe Kalesi, Orhan Bey döneminden kalmış. Aktarılan bilgilere göre o dönem kale, Bizanslılarca Osmanlılara hediye olarak sunulmuş. Bizans’ın başında yer alan Kantakuzen, o senelerde Orhan Bey’den destek ister. Yardım talebine karşılık verilir. Bunun üzerine de jest olarak Kantakuzen, kaleyi Osmanlılara verir.
Kalenin en tepesine çıkarsan hem Çanakkale Boğazı’nı hem de Marmara Denizi’ni geniş bir açıdan görebilirsin. Tam olarak Kara Yokuş adı verilen alanda konumlanan Çimpe Kalesi, özellikle Balkan fetihlerinde aktif olarak kullanılmış. Osmanlıların Rumeli’ye yerleşmesinde bu kalenin önemli bir rolü bulunuyor. Zira bu kaleden sonra Osmanlı, aynı bölgede yer alan Gelibolu Kalesi’ni de almayı başarıyor.
Saros Körfezi’nde konumlanan Kömür Limanı, bilhassa dalgıçların uğrak yerlerinden biri. Suyun oldukça berrak olması dışında görüş mesafesinin fazla olması da bu tercihin en önemli gerekçeleri. Limandan hemen birkaç metre sonra su ciddi düzeyde derinleşiyor. Despot Limanı’na da yakın konumda bulunan Kömür Limanı’na giden yol büyük ölçüde topraklı. Uzun yıllar boyunca kömürlerin taşınmasına ev sahipliği yapmasından dolayı böyle bir isimle anılıyor.
Gelibolu merkezine yaklaşık 21 km uzaklıkta olan limanın çevresi yeşillik alanlarla dolu. Liman çevresindeki tabiat güzellikleri ve eşsiz manzara, buraya yapılan ziyaretler için öncelikli motivasyonlar arasında. Bu arada dalış ya da sualtı sporlarına ilgin olduğu halde henüz acemiysen, limanın bulunduğu alanda eğitim alabileceğin profesyonel okullar yoğunlukta. Limanın bulunduğu bölgeye geldiğinde sevdiklerinle piknik yapabilir, manzaranın tadını çıkarabilir ya da dalış yapanları izleyebilirsin. Çanakkale’de denize girilecek yerler için çok daha fazlasına linkten ulaşabilirsin.
İlçenin merkez bölgesinde yer alan Gelibolu Deniz Feneri, pek çok yerden görülebildiği için sembolik noktalardan biri olarak kabul görüyor. Deniz Feneri çevresinde yerli ve yabancı ziyaretçilerin vakit geçirebilecekleri çok sayıda kafe bulunuyor. Tarihi kaynaklar, Gelibolu Deniz Feneri’nin yapım tarihinin 1856 olduğuna işaret ediyor.
Fener denizden yaklaşık 35 metre yükseklikte yer alıyor. Kule kısmının ise 9 metre olduğu biliniyor. Gelibolu Deniz Feneri’nin yaydığı ılık 15 millik mesafeden görülebiliyor. Fener aynı zamanda Hallacı Mansur Türbesi’ne de yürüme mesafesinde bulunuyor. Emniyet Genel Müdürlüğü, Gelibolu Deniz Feneri’ni koruma altına almış durumda.
İlçenin en eski dini mekânlarından biri olan Azaplar Camii, 1407 senesinde inşa edilmiş. Yapımında Hacı Paşaoğlu İskender Bey’in imzası bulunan tarihi cami, “Gelibolu Azaplar Namazgâhı” adıyla da biliniyor. En aktif olduğu dönemlerde camide askerlerin sefere çıkmadan önce toplu halde namaz kıldıkları biliniyor. Aynı zamanda hacca gidenleri uğurlamak ve yağmur duası yapmak için de burası sıklıkla tercih edilen bir yermiş.
Anadolu coğrafyasının en eski namazgâhlarından olan Azaplar Camii’nin orijinal kitabesi bugüne dek ulaşabilmiş durumda. Minber ve mihraplı şekilde inşa edilen namazgah, aynı zamanda bir açık hava camisi. Diğer namazgâhlar gibi burası da oldukça yalın bir yapıya sahip.
Sinan Paşa Türbesi, Gelibolu’da Hamzaköy bölgesinde yer alıyor. Burada, 2. Beyazıt’ın damadı Sinan Paşa’nın naaşı bulunuyor. Kendisi “Rumeli Beylerbeyi” olarak anılıyor. Türbe hem 2. Mehmet hem de 3. Selim dönemlerinde tadilattan geçirilmiş.
Kaptan-ı Derya olarak bilindiği dönemlerde Sinan Paşa, Gelibolu tersanelerinin gelişimine büyük katkılar sunmuş. Bu nedenle Gelibolu halkı için oldukça değerli bir isim. Eşi Münire Sultan da aynı şekilde bu bölgede yatıyor. Bu türbe, İstanbul Üsküdar’da yer alan Mimar Sinan Türbesi ile zaman zaman karıştırılabiliyor.
Fransız Mezarlığı ve Anıtı, Morto Koyu’nu karşısına alan yamacın üstünde bulunuyor. Anıtın resmi açılışı 9 Haziran 1930 tarihinde gerçekleşmiş. Mimar A. George tarafından inşa edilen Fransız Mezarlığı ve Anıtı’nda Senegal, Fas ve Cezayir gibi bölgelerden gelen Fransız askerleri yatıyor.
Gelibolu içerisindeki tek Fransız mezarlık anıtı olan bu bölge, 4 ayrı bölümden meydana geliyor. Mezarlık aynı zamanda toplamda 140 metrelik bir uzunluğa sahip. Fransız Mezarlığı ve Anıtı’nda, Kırım Savaşı’nda hayatını kaybeden 5000 civarında Fransız askerin yer aldığı söyleniyor.
Morto Koyu, pek çok kişi tarafından İngilizlerin Çanakkale Savaşı esnasında çıkartma yaptıkları bölge olarak tanınıyor. Yarımadanın en önemli sahillerinden biri olan Morto Koyu, aynı zamanda Şehitler Abidesi’ne de oldukça yakın mesafede. İngilizlerin o dönemde burayı “S Plajı” şeklinde kodladıkları biliniyor.
Koy, Fransızlara devrildikten kısa bir süre sonra Fransız gemisi olan Goliath’a atılan 3 torpido, 570 denizcinin ölümüne neden oldu. Bu nedenle de Fransızlar koya, ölüm anlamında kullanılan “Morto” ismini vermeye başladı. Günümüzde ise Morto Koyu, sakin ve huzurlu bir atmosferde dinlenip tatil yapmak isteyenleri ağırlayan bir koy durumunda.
Çanakkale’nin İstanbul’dan en çok misafir ağırlayan yerlerinden biri olan Fatma Kadın plajı yaz tatillerinin popüler duraklarından. Sığ denizi, ağaçlık alanları, ekonomik tatil imkanı ve kamp yapmaya elverişli olması sebebiyle Fatma Kadın plajı her yaştan tatilciyi yaz döneminde ağırlıyor. Çanakkale’nin kamp alanları içinde birçok doğa severe kucak açan plajda yeme-içme alanları yer alıyor.
Türkiye’nin en ilginç türbelerinden biri Gelibolu sınırları içerisinde yer alıyor. Bayraklı Baba, şehir için manevi açıdan büyük bir değere sahip. Bu durumun temel nedeni, asıl adı Karacabey olan bir Türk askerine dair anlatılan efsaneden kaynaklı. Bayraklı Baba efsanesine göre, Karacabey Osmanlı ordusu içerisinde bayraktar olarak görev yapar. Savaş esnasında elindeki tuttuğu sancakla beraber düşman askerleri tarafından köşeye sıkıştırılır. Bayraklı Baba bayrağı düşman askerine teslim etmek yerine parçalayıp yutmayı tercih eder. O esnada düşman askerleri, Osmanlı ordusu tarafından püskürtülür.
Birliğin komutanı ve diğer askerler, Karacabey’in anlattığı hikayeye inanmaz. Bunun üzerine Karacabey midesini yarıp sancak parçalarını gösterir. Ölmeden önce son sözleri de “Mezarımdan bayrak eksilmesin” olur. Askerin bu vasiyeti hemen yerine getirilir. O günden bugüne mezarı Türk bayrakları ile donatılan Karacabey, “Bayrakçı Baba” adıyla anılıyor.
Gelibolu’nun pek çok bölgesinde dalış için uygun destinasyonlar var. Eğer ilgin varsa, Kömür Limanı gibi Bebek Kayalıkları adı verilen bölgeyi de not alabilirsin. Ülkemizin en önemli dalış noktalarından biri olarak kabul edilen Bebek Kayalıkları, dalış deneyimini bambaşka bir seviyeye çıkarıyor. Saros Körfezi’nde dalış için en çok tercih edilen yerlerden biri olan bu kayalıklar, aynı zamanda berrak sularında çok sayıda bitki ve canlı türüne de ev sahipliği yapıyor. Özellikle de mercan resifleri ile denizanası kolonilerine rastlaman oldukça mümkün.
Kayalıklara sadece dalış meraklıları değil sualtı fotoğrafçılığına ilgi duyanlar da bölgeye akın ediyor. Bu arada Bebek Kayalıkları’nın yer aldığı bölgede bir zamanlar “Agospatami Antik Kenti” adı verilen bir şehrin yer aldığı rivayet ediliyor. Bebek Kayalıkları, ismini de o döneme ilişkin mitolojik bir hikâyeden alıyor.
Feribot iskelesine yürüme mesafesinde olan Piri Reis Müzesi, sadece barındırdığı koleksiyonla değil aynı zamanda mimari özgünlüğüyle de ön plana çıkıyor. Kale görünümünde olan müzede çok sayıda değerli doküman ve eser ziyaretçilerle buluşuyor. İki ayrı kattan meydana gelen Piri Reis Müzesi, özellikle ikinci katındaki balmumu eserlerle dikkat çekiyor.
Müzede Piri Reis’in yaşamına ve kişisel çalışmalarına dair belgeler ağırlıkta. Özellikle Piri Reis’in denizcilik alanında gerçekleştirdiği büyüleyici çalışmalar ve haritalar, mutlaka dikkatli bir şekilde incelenmeli. İlgili dönemin denizcilik becerilerini ve koşullarını anlamak adına Piri Reis Müzesi önemli bir fırsat sunuyor.
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 08.00 ile 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Ülkemizin ilk ve tek antika traktör müzesine Gelibolu ev sahipliği yapıyor. Sadece Gelibolu’nun değil aynı zamanda Çanakkale’nin en özgün ve renkli müzelerinden biri olarak kabul edilen Antika Traktör Müzesi 1800’lü yıllardan günümüze traktörlerin gelişimini gözler önüne seriyor. Dünyanın farklı ülkelerinde üretilen çok sayıda traktör, kendi özel hikâyeleri ile beraber bu müzede ziyaretçilerle buluşuyor.
Oldukça heyecan verici bir koleksiyona sahip olan müzeye aslında Tarihi Sardalye Fabrikası ev sahipliği yapıyor. Bu fabrikanın onarılması ve düzenlemesi sonucunda Antika Traktör Müzesi ortaya çıkmış. Antika Traktör Müzesi’nde yer alan en eski traktör, 1886 senesine ait. Bu arada müzenin, 2021 yılında “En İyi Düzenlenmiş Özel Müze” ödülünün de sahibi olduğunu belirtelim.
Kişi başı 50 TL
İndirimli 25 TL
Açık olduğu saatler
Pazartesi haricinde 10.00 ile 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Gelibolu’nun en büyük hamamı olan Saruca Paşa Hamamı, ismini doğrudan banisinden alıyor. Saruca Paşa aynı zamanda Gelibolu Tersanesi’ni de inşa ettiren isim olarak biliniyor. 1391 senesinde inşa edilen tarihi hamamda yer alan mermer çizme, hamamın bir askerce inşa edildiğine dair işaret olarak kabul ediliyor. Fakat günümüzde bu çizmenin Gelibolu Tanıtım Merkezi adı verilen bölgede sergilendiğini söyleyelim. Kesme taş ve tuğlaların kullanıldığı Saruca Paşa Hamamı, halvet, sıcak ve soğuk olmak üzere 3 ayrı bölüme sahip.
Çanakkale’yi baştan başa keşfetmek için Çanakkale’de gezilecek yerler rehberin linkte!