İstanbul, tarih boyunca birçok farklı kültüre ev sahipliği yapmış, Doğu ve Batı’nın kesişim noktası olan bir şehir. Fatih'e bağlı ve tarihle dolu bir mahalle olan Sultanahmet, dünyaya bir kültürel miras niteliği aynı zamanda. Sultanahmet Meydanı ve ev sahipliği yaptığı birçok tarihi yapı ile İstanbul'u İstanbul yapan zenginliklerle kadim kentin kalbi konumunda.
Hadi gel tarihle dolu Sultanahmet'i keşfetmeye başlayalım. Başlamadan önce ise çok merak edilen sorulara yanıt verelim.
Sultanahmet'te neler var?
Sultanahmet İstanbul'u tanıyacağın, anlayacağın ve keşfedeceğin en önemli yerlerin başında geliyor. Kültürel miraslar arasında yer alan birçok tarihi yapı Sultanahmet'te yer alıyor. Bunlar arasında Ayasofya Camii ile Sultanahmet Camii, Topkapı Sarayı gibi yerler bulunuyor.
Sultanahmet Camii'ne nasıl gidilir?
Sultanahmet Camii'ne Marmaray, tramvay ya da vapur ile Sultanahmet Meydanı'na gelerek kolayca ulaşabilirsin.
Sultanahmet'te ne yenir?
Sultanahmet köftesi burada yemen gereken lezzetler arasında yer alıyor. Ayrıca hemen yürüme mesafesinde olan Süleymaniye'ye geçersen kuru fasulyecilere de uğrayabilirsin.
Sultanahmet Meydanı İstanbul’un en büyük meydanı. Tarihsel sürecinde Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait izler taşıyor. Bu özelliği sayesinde 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine girmiş. Bizans döneminde Hipodrom olarak adlandırılmaktaydı. Osmanlı döneminde At Meydanı olan adı daha sonra Sultanahmet Meydanı adını Osmanlı padişahlarından olan Sultan Ahmet’in yaptırdığı Sultanahmet meydanında bulunan hatta yapımında kendisinin de çalıştığı söylenen Sultanahmet Camii’den alıyor.
Sultan Ahmet, 27 yaşında yakalandığı tifüs hastalığı nedeniyle vefat etmiş ve bugün Sultanahmet yakınlarında bulunan türbesine defnedilmiş. Sultanahmet Meydanı yerli ve yabancı turistlerin yoğun olarak ilgi gösterdiği turistik bir meydan.
Tarihi Sultanahmet Meydanı'nda bulunan bu sütunlar İstanbul’un en eski anıtlarından. Obelisk diğer adıyla Dikilitaş, Roma İmparatoru tarafından şehri süslemek amacıyla 4. yüzyılda Mısır’dan getirtilmiş, İmparator II. Theodosius tarafından Hipodrom Meydanına dikilen antik bir dikittir. Dikilitaş’ın yanına daha sonra Yılanlı Sütun ve Örme Sütun eklenmiş.
Yılanlı Sütun, Yunanlıların Perslere karşı zaferini anmak için yapılmış. Örme Sütunun ne zaman ve kim tarafından dikildiği bilinmiyor. Hipodromun ortasına dikilen bu taşların etrafında at arabaları yedi tur dönerek yarışlar yaparlarmış.
Sultanahmet Camii 14. Osmanlı padişahı Ahmet tarafından 1609-1617 yılları arasında dönemin baş mimarı Sedefkar Mehmet Ağa’ya yaptırılmış. Sultan I. Ahmet caminin temelinin atıldığı ilk gün bizzat kendisi de kazma kürek çalışıp taş taşımış. Sultanahmet Camii, Türkiye’nin ilk 6 minareli camisi ve en büyük kompleksli camilerinden. Yapımında kullanılan 20.000’den fazla mavi, yeşil ve beyaz İznik çinisi göz kamaştırıcı. Çinilerde hakim olan mavi tonlar nedeniyle Mavi Camii ( Blue Mosque) olarak da anılır.
Açık olduğu saatler
Dünyanın sekizinci harikası olarak gösterilen Ayasofya, Sultanahmet Camii’nin hemen karşısında konumlanıyor. İlk olarak Bizans İmparatoru Justinianus tarafından 537 yılında kilise olarak inşa edildi. Osmanlı döneminde Fatih Sultan Mehmetîn İstanbul’u fethinden sonra camiye dönüştürüldü.
1934 yılında ise müze olarak ziyaretçilerini ağırladı. 86 yıl müze olarak hizmet veren Ayasofya, 24 Temmuz 2020’de yeniden cami olarak ibadete açıldı. Ayasofya, hem mimari yapısı hem de tarihsel önemiyle ibadet amacı dışında da her gün birçok ziyaretçisini ağırlamaya devam ediyor. 2024 yılı ile birlikte Ayasofya Camii restorasyona girse de ziyaretçilere kapısı açık.
Camii kısmı ücretsiz.
Yabancı ziyaretçiler için üst kat 25 Euro, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için 850 TL
Osmanlı İmparatorluğu’nun 400 yıllık yönetim merkezi olan Topkapı Sarayı, eşsiz koleksiyonu ve muhteşem manzarasıyla hem İstanbul’un hem de dünyanın görülmesi gereken saraylarından. Fatih Sultan Mehmet tarafından 1460 yılında temelleri attırılan sarayın yapımı 18 yıl sürmüş. 1924 yılında Atatürk, sarayın müzeye dönüştürülmesi istemiş. Topkapı Sarayı, sergilenen mücevherler, silahlar, kıyafetler, Osmanlı hanedanına ait diğer eşyalarla bir dizi müzeye ev sahipliği yapıyor. Ayasofya Camii ve Sultanahmet Camii tarihi yarımadada bir bütünlük oluşturur ve bölgenin en değerli yapılarının başında gelmekte.
Bir tarafı Sultanahmet Meydanı diğer tarafı Sarayburnu manzarasına sahip olan Topkapı Sarayı uzun yıllar hem devlet yönetim merkezi hem de eğitim merkezi olarak kullanıldı. Saray Gülhane Parkı’nı da içine alan ayrıca müze, cami ve kilise yapılarını da kapsayan çok büyük bir alana kurulmuştur. Osmanlı döneminde sarayın kapısında bulunan toplar nedeniyle ismine halk tarafından Topkapı Sarayı denmiş ve adı öyle de kalmış.
150 TL
Harem Dairesi 80 TL
Aya İrini Müzesi 90 TL
MüzeKart ile ücretsiz. (Harem Dairesi ve Aya İrini Müzesi hariç)
Açık olduğu saatler
Salı günleri kapalı.
Her gün 10.00 - 18.00
Harem Dairesi ve Aya İrini 09.00-17.30
Aya İrini Kilisesi, Hıristiyanlık öncesi bir tapınağın bulunduğu yerde inşa edilmiş. Tarihin ihtişamını yansıtan bir mimarlık harikası. İlk olarak Roma İmparatoru I. Justinianus döneminde 537 yılında inşa edilmiş. Kilise, Bizans İmparatorluğu'nun en önemli dini merkezlerinden biri olmuş. İstanbul'un fethinden önceki son büyük kilise inşası olma özelliğine sahip.
90 TL
Açık olduğu saatler
Salı günleri kapalı.
Her gün 09.00-17.30
İstanbul Arkeoloji Müzeleri 3 ayrı müzenin bir arada olduğu kompleksten oluşur. İstanbul Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi, Çinili Köşk Müzesi olmak üzere üç farklı bölümden oluşan komplekste Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli tarihi kalıntılarından bazılarını, antik sanat eserleri ve arkeolojik bulguları görebilirsin. Müzelerin her biri baş döndürücü bir tarih ve kültür koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri ülkemizdeki ilk müzecilik çalışmalarının en iyi örneği. Osmanlı döneminde tarihi eserlerin Osmanlı topraklarından ve dünyanın birçok yerinden toplanmaya başlanması Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar uzanmakta ancak sistemli müzeciliğin ortaya çıkması 1869 yılında ‘Müze-i Hümayun’ adı ile kurulan İstanbul Arkeoloji Müzesi’yle başlamış.
340 TL
MüzeKart ile ücretsiz.
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 09.00-18.30
Kapalıçarşı 15.yüzyıldan kalma dünyanın en eski ve en büyük çarşılarından biri. Kapalıçarşı İstanbul'un merkezinde Beyazıt, Nuruosmaniye ve Mercan semtleri ortasında yer alıp Sultanahmet Meydanı’ndan birkaç dakikalık yürüme mesafesinde. İlk olarak Fatih Sultan Mehmet döneminde 1461 yılında inşasına başlandı ancak asıl büyük çarşı Kanuni Sultan Süleyman tarafından ahşap olarak inşa ettirilmiş. Kapalıçarşı mimarisinde Osmanlı’dan izler bulunur. Yüksek kubbeli tavanı, iç avlusu, revaklı yapıları, kubbeli çeşmeleri ve taş işçiliğiyle göz kamaştırır. Çarşıda dolaşırken tarihi hamamlar, çeşmeler, hanlar ve camiler gibi önemli yapıları da keşfedebilirsin.
Kapalıçarşı 61 sokak üzerinde 3600 dükkan ve 14 handan oluşmuş. Zamanla eklenen bölümler, dönüştürülen mağazalarla dükkan sayıları artmış. Bu dükkanlarda her türlü hediyelik eşya, takı, halı, antika, deri ürünler, çeşitli baharatlar, kuyumcular, giyim ürünleri bulabilirsin. Günümüzde yaygınlaşan lüks alışveriş merkezlerine rağmen hem yerel hem yabancı turistlerin ilgisini asla kaybetmediği Kapalıçarşı, eskiden beri ticaretin merkezi olmaya devam ediyor.
Dini tatiller, Cumhuriyet Bayramı ve pazar günleri kapalıdır. Diğer günler 08:30-19:00 saatleri arasında açık.
Burası hayranlık duyacağınız 6.yüzyılda inşa edilen Yerebatan Sarnıcı. Görkemli İstanbul tarihinin izlerini süreceğin en önemli tarihi değerlerden. Bizans İmparatoru Justinianus tarafından yer altı su deposu olarak inşa ettirilmiş. Yerebatan Sarnıcı on bin metrekarelik alan üzerinde her biri 9 metre yüksekliğinde 336 sütun ve suyun üzerinden yükselen yarı karanlık aydınlatmasıyla mistik bir hava yaratıyor. Sarnıcın içindeki Medusa başlı sütunlar özellikle dikkat çekici.
Şubat 2016- Temmuz 2022 aralığında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İBB Miras ekiplerince kapsamlı bir restorasyona alındı. Bu restorasyonda olası İstanbul depremine karşı sarnıç güçlendirilirken aynı zamanda yeni nesil müzecilik anlayışıyla eşsiz bir müzeye çevrilerek kapıları ziyaretçilere açıldı. Sarnıç suları temizlendi, sulara sanat eseri heykeller yerleştirildi ve karanlıkta yapılan birbirinden etkileyici ışık gösterileriyle sarnıç adeta bir sahneye çevrildi.
Yerli ziyaretçi: 80 TL
Yabancı ziyaretçi: 600 TL
Öğrenci: 30
09.00-18.30 giriş ücreti
19.30-22.00 saatleri arasında ücretlendirme
Yerli ziyaretçi: 250 TL
Yabancı ziyaretçi: 1.000 TL
Öğrenci: 100 TL
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 09.00-22.00
Özel etkinlikler olduğunda saat değişimi sosyal medya hesabından duyuruluyor.
Şimdi de yönümüzü Osmanlı İmparatorluğu döneminde Topkapı Sarayının dış bahçesi olarak kullanılan, baharda çiçeklerle dolu, asırlık ağaçların olduğu, özellikle lale mevsiminde bir renk cümbüşüne sahne olan, her köşesinde ayrı bir hikaye bulacağın Gülhane Parkı’na doğru çeviriyoruz. Gülhane Parkı, adını bahçedeki gül ağaçlarından alıyor.
Gülhane Parkı’nda bulunan Gülhane Parkı Sarnıcı M.S. 5-7 yüzyılları arasında yapıldığı düşünülüyor ancak kim tarafından yapıldığı bilinmiyor. Sarnıç 1913 yılında İstanbul Şehremini Dr. Cemil Topuzlu tarafından tespit ediliyor. İBB Miras ekipleri tarafından yeni nesil müzecilik anlayışı ile restore edilen sarnıç, 1 Nisan 2023 tarihinde açıldı ve büyülü atmosferinde Gülhane Parkı içerisinde ziyaretçilerini bekliyor.