Son dönemlerde özellikle de şifalı sularından dolayı sağlık turizmiyle ön plana çıkmaya başlayan Midilli Adası, tarih boyunca Teselyalılar, Bizanslılar, Cenevizliler ve Osmanlıların himayesinde kalmış. Bu kültürel zenginliği gündelik yaşamına ve tarihi mekânlarına yansıtmayı başaran Midilli, konumu itibarıyla Türkiye’den misafirlerini sıkça ağırlayan Yunan adalarından biri.
Yoğun çam ve zeytin ağaçlarıyla ün yapan Midilli Adası’na Ayvalık’tan kalkan feribotlarla ulaşım sağlamak mümkün. Odiseas Elitis ve Sappho gibi büyük isimlere ev sahipliği yapan Midilli’de muhteşem plajlar, termal suları, müzeler, kasabalar, köy pazarları ve zeytinyağlı yemekler ziyaretçilerini bekliyor. Hazırsak Midilli Adası’nda gezilecek yerleri keşfetmeye başlayalım.
Önemli Not: Ayvalık’tan Midilli’ye gitmek için feribot biletlerinizi yolculuk öncesi satın aldığınız firmadan çıktı olarak almayı unutmayın!
Adanın merkezinde olmamasına rağmen Molivos gezi açısından Midilli’nin en yoğun bölgelerinden biri olarak öne çıkıyor. Kalesiyle önemli bir üne sahip olan Molivos, plaj alanlarına yakın olmak isteyenlerin öncelikli tercihi. Bölgenin adeta sembolü olarak görülen Molivos Kalesi, çam ağaçlarının arasında konumlanıyor. Bu durum, tabiat güzelliklerinin tarihi mekânlarla buluşmasını sağlıyor. Kasabanın merkezine yürüme mesafesinde olan kale, fotoğraf çekmek adına da harika bir tercih. Molivos Kalesi’nin haftanın 7 günü ücretsiz bir şekilde ziyaret etmek mümkün. 13. yüzyıldan kalan kalenin bir dönem Cenevizliler tarafından restore edildiği biliniyor. Tarihi yapı, 1462 senesinde aldığı büyük hasarlardan sonra yeni üsluplarla tekrar tekrar restore edilmiş. Molivos kasabasında ayrıca aynı adı taşıyan halk plajını da değerlendirebilirsiniz. Mavi bayraklı plaj, pek çok su sporuna ev sahipliği yapıyor. Eğer adada hareketli bir tatil planlıyorsanız otel tercihinizi Molivos’tan yana kullanabilir, Yunanistan otelleri arasından tercih yapabilirsiniz.
Deniz keyfi yapmaya düşkün olanların sıklıkla yöneldiği Petra sakin atmosferi ve berrak deniziyle farkını ortaya koyuyor. Aynı zamanda Midilli Adası’nın en uzun kıyılarının yer aldığı Petra, adanın en sakin noktalarından biri. Molivos’a kıyasla daha az tercih edilen Petra, kasaba hayatı sevenlerin seveceği türden. Midilli Adası’nın güneybatı bölümünde yer alan Petra, birçok taş evi içerisinde barındırıyor. Taş evlerin varlığı, manzara açısından kartpostallık bir görüntü bahşediyor. Bu arada sanat alanında önemli bir isim olan Neoklis Kazazis’in Petra’da doğduğu biliniyor. Kasaba içerisinde yer alan plaj dışında Glykfylousa Panagia Kilisesi de en çok ziyaret edilen destinasyonlar arasında. Yaz aylarında geç saatlere kadar açık olan tavernalara giderek ada kültürüne farklı açılardan bakabilirsiniz. Petra’da denize girmek isterseniz burada plajların ücretsiz olduğunu, şezlong ve şemsiye hizmetlerinin de yeme-içme bedeliyle ödendiğini söyleyelim.
Midilli Adası’nın batı kısmında konumlanan Eressos Köyü, geçmişte özellikle büyük düşünürlere, şairlere ve filozoflara ev sahipliği yapmayı başarmış. Sappho’nun doğduğu yer olan Eressos Köyü, aynı zamanda mavi bayrak ödüllü geniş bir plaja sahip. Köyün birçok noktasını bisiklet kiralayarak ya da eşeğe binerek gezebilirsiniz. Sirgi ve Yalos, Eressos ‘un en popüler beldeleri durumunda. Köy içerisinde dolaşırken yol boyunca çok sayıda zeytin ağacı sizi selamlıyor. Plaj ise şnorkelli yüzme adına ideal bir nokta. Burada aynı zamanda sıklıkla rüzgâr sörfü de yapılıyor. Kano ya da tekne kiralamak isteyenler için kıyıda pek çok seçenek söz konusu.
Olympos’un tepe noktalarına kurulmuş köylerden biri olan Agiasos, yıl boyunca yoğun biçimde ziyaretçi çekiyor. Köy, Olympos’un yamaçlarına yaklaşık 450 metre kadar yüksekte konumlanıyor. Bu nedenle köye ulaşmak, diğer köylere kıyasla biraz daha zahmetli. Köyün çevresinde yer alan tabiat güzelliklerinin çoğu, özel olarak koruma altına alınmış. Agiasos Köyü’nün ziyaret edilmesinde Meryem Ana Tapınağı’nın rolü oldukça fazla. Köy içerisinde eski ustaların ve zanaatkârların üretimlerinin sergilendiği pek çok dükkânla karşılaşabilirsiniz. Arnavut kaldırımlı sokaklara sahip olan Agiasos’ta pitoresk şeritli özel süslemelere tanıklık edebilirsiniz. Evlerin “sachnisia” ismiyle bilinen balkonlarında bulunan özel süs bitkileri, sokakların rengârenk görünmesini sağlıyor.
Midlli Adası’nın en ikonik yerlerinden biri olan Plomari Uzo Müzesi ile biliniyor. Müze, 1860 senesinden bugüne kalan büyük bir içki fabrikasının hemen yanında konumlanıyor. Müze içerisinde Yunanistan’ın milli içkisi olan uzoya dair pek çok detaya hakim olabilirsiniz. Megalohori, Neohori, Ampeliko, Akrasi ve Trigonas gibi köyleri olan bu büyük kasabada uzo üretimi, halkın temel geçim kaynaklarının başında geliyor. Plomari gezinize taş evlerin renklendirdiği dar sokaklarla devam edebilirsiniz. Aynı şekilde Plomari’nin en hareketli yerlerinden bir olan liman bölgesinde keyifli şekilde zaman geçirebilirsiniz. Ada merkezine 41 km uzaklıkta olan Plomari, Mytilene’den sonra en büyük kasaba durumunda.
Midilli içerisinde sevdiklerinizle beraber ziyaret edebileceğiniz kasabalardan biri de Kalloni. Adanın aynı zamanda 2 ayrı iç körfezinden biri olan Kalloni Arisvi, Anemotia, Kerami ve Parakoila gibi turistik duraklardan meydana geliyor. Konum olarak adanın ortasında yer alan Kalloni, kaynak suları ve oldukça geniş yapıdaki ovalarıyla dikkat çekiyor. Kasabada bulunan Tuz Gölü, aynı zamanda bir kuş cenneti. Kasabaya geldiğinizde doğa içerisinde uzun yürüyüş rotalarını değerlendirebilirsiniz. Kasabada aynı zamanda turistlerin yoğun ilgi gösterdiği küçük bir manastır da yer alıyor.
Sigri’yi ve Taşlaşmış Ormanı Doğal Tarih Müzesi’ni görmeyi de ihmal etmemelisiniz. En az adı kadar enteresan bir müze olan Taşlaşmış Ormanı Doğal Tarih Müzesi, UNESCO Dünya Jeoparklar Ağı’nın bir parçasını oluşturuyor. Müzeyi haftanın her günü 09.00-17.00 saatleri arasında ziyaret etmek mümkün. Çok sayıda yetenekli ustayı bünyesinde barındıran Sigri bölgesinin en uç kısmında sağlam şekilde korunmuş Türk Kalesi’yle karşılaşabilirsiniz. 1757 senesinde olası korsan saldırılarına karşı koruma sağlamak amacıyla inşa edilen kale, aynı zamanda adanın en büyük kalelerinden biri.
Adanın uzak tarihine ayna tutan Midilli Arkeoloji Müzesi, iki ayrı binadan oluşuyor. Müze içerisinde çok sayıda mezar taşı, Antik tapınak parçası, mermer heykel, taş heykel ya da kabartma heykel söz konusu. Farklı bölümlerde ise madeni paralar, mücevherler veya gündelik yaşamda kullanılan objeler sergileniyor. 1999 senesinden bu yana hizmet veren müze, ziyaretçilerini Helenistik Dönem’e dek götürüyor. Roma villalarına özel olarak yapılan fresklere, göz alıcı mozaiklere ve vazolara yakından tanıklık etmek adına müzeyi mutlaka gezi listenize dahil etmelisiniz.
Giriş ücreti
3 Euro
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 09.00-16.00 arası ziyarete açık.
Agios Ignatios Manastırı, Midilli Adası’nın en büyük manastırı durumunda. Kalloni kasabasına oldukça yakın konumda olan manastır, “Limonos Manastırı” olarak da biliniyor. Başmelek Mikail’e adanmış olan Agios Ignatios Manastırı, Bizans döneminden günümüze ulaşıyor. Osmanlıların bölgeyi ele geçirdiği döneme dek kesintisiz olarak hizmet verdiği biliniyor. Manastır içerisinde 5 bin kadar kitap dışında kilise eşyaları ve saltanat fermanları da bulunuyor. Dini yapı genel olarak kemerli özgün mimari yapısıyla ve duvar figürleriyle hayranlık uyandırıyor. Manastıra ulaşım genel olarak zor olduğu için özel araçla gitmenizi önerebiliriz.
Midilli Kalesi, sadece adanın değil, aynı zamanda Akdeniz’in en büyük kalelerinden biri durumunda. Kale, Midilli’nin başkenti Mytilene bölgesinde konumlanıyor. Görkemli kale, 25 hektarlık bir bölgeye yayılmış durumda. Bu nedenle kalenin tamamını gezmeniz için en az 3-4 saatinizi ayırmanız gerekiyor. Kökenleri 6’ncı yüzyıla uzanan Midilli Kalesi’nin İmparator Justinianus döneminde inşa edildiği düşünülüyor. Kalenin belli bölümleri ciddi zarar görmüş olsa da İslam Manastırı, Osmanlı Hamamı, Kraliçe Kulesi gibi alanlar hala sağlam.
Geldik Midilli Adası’nın en özel kasabalarından birine. Lesvos ya da bir başka ifadeyle Midilli Adası’nı ziyaret ediyorsanız, “Skala Sykamineas” adlı bu şirin balıkçı kasabasını es geçmemelisiniz. Görünüm itibarıyla Şirince’yi anımsatan dağ yerleşimi, Nobel ödüllü yazar Stratis Myrivilis’in de bir zamanlar yaşadığı yer olarak biliniyor. Nitekim kasabanın hemen girişinde dünyaca ünlü yazarın bir büstüyle karşılaşabilirsiniz. Skala Sykamineas kasabasındaki evlerin hemen hemen tamamı, taş yapılardan meydana geliyor. Yerleşim yerine adını veren “sikamina” sözcüğü, yerel dilde “dut ağacı” anlamına geliyor. Denizde, kayalıkların üzerinde konumlanan tarihi kilise, bugün itibarıyla aktif durumda değil ancak fotoğraf çekimleri için sıklıkla kullanılan bir mekân.
Midilli Adası’nın en meşhur plajlarından biri olan Agios Isidoros Beach, başkent Mytilene’nin 38 km güneybatısında konumlanıyor. Genel olarak çakıllı bir plaja sahip olmasına rağmen denizinin berraklığı sayesinde bölgeye ilgi epey fazla. Denizin dibinde bulunan kaya oluşumlarını net şekilde gözlemlemek mümkün. Girişin ücretsiz olduğu Agios Isidoros plajının en ciddi handikapı, epey kalabalık olması. Özellikle temmuz ve ağustos aylarında yabancı ziyaretçilerin plajda ciddi bir kalabalık yarattığını söylemeliyiz. Ayrıca gece hayatına renk katan tavernalara bu alanda rastlamak zor. Sahilin arka bölümündeki caddede ise birkaç restoran söz konusu.
Midilli’nin kuzeydoğu tarafında yer alan Mantamados, Arnavut kaldırımların damga vurduğu otantik ve dar sokaklarıyla daha ilk görüşte hayranlık duygusu uyandırıyor. Burası hem yeme-içme hem de hediyelik eşya açısından da alternatiflerin bol olduğu bir köy. Özellikle geleneksel seramik ve çömlek atölyelerine uğramak, orijinal hediyeler bulmak adına iyi bir fırsat. Bu tip dükkânların önemli bir kısmı özel olarak restore edilmiş durumda. Köy ziyaretinizde, turistlerin uğrak yerlerinden biri olan Taksiyarhis Kilisesi’nde yer alan eserleri yakından görme şansı bulabilirsiniz. Mantamados’u asıl öne çıkaran asıl nokta ise burada yer alan mandıraları. Mandıraların varlığı sayesinde köyde çeşit çeşit peynirin tadına bakabilir veya satın alabilirsiniz.
Tarihi mekânlara meraklı olanlar için bir diğer alternatif Moria Roma Su Kemeri. Midilli kasabasının sadece 6 km uzağında konumlanan bu heybetli kemerler, günümüze dek başarıyla korunmuş. Su kemerinin Geç Roma Dönemi’nden miras kaldığı düşünülüyor. İnşa sürecindeki temel amacı Olympus Dağı’nda yer alan gölden adaya su temin etmek olan Moria Roma Su Kemeri, 12 ayrı sütundan meydana geliyor. Tarihi yapıyı ziyaret etmek tamamen ücretsiz. Ayrıca ziyaret saatleri konusunda da herhangi bir sınırlama söz konusu değil.
Midilli Adası içerisinde pek çok dağ köyü ile karşılaşabilirsiniz. Bu köylerden biri olan Stipsi, Lepetimnos bölgesinin hemen batısında konumlanıyor. Köy içinde Ortaçağ’dan kalma ufak bir kalenin kalıntılarına tanıklık edebilirsiniz. Deniz kenarına uzak kalması, ulaşımının genel itibarıyla zahmetli olması, köyün turistik açıdan cazibesini düşüren faktörler. Fakat yine de görece kapalı kalmış ve belli geleneklerin korunduğu bir dağ köyünü incelemek isterseniz Stipsi’ye yönelebilirsiniz. Yazın köy meydanında kurulan özel sahnede canlı müzik yapılabiliyor. Bu arada Stipsi, kooperatif zeytinyağı ile meşhur bir yer. Dolayısıyla oldukça uygun fiyatlara zeytinyağı almak isterseniz burayı değerlendirebilirsiniz.
Yunan adaları rotanıza Girit’i dahil etmek isterseniz Girit Adası’nda gezilecek yerler yazımıza da göz atın deriz.