Girit Adası’nda gezilecek yerler
Akdeniz kıyılarından büyük bir Yunan adasına geçiş yapmak isteyenler için Girit Adası, her açıdan benzersiz biri tercih. Yunanistan’ın bu devasa adasında Minos, Venedik, Osmanlı ya da Bizans gibi uygarlıkların izlerine rastlamanız mümkün. Ülkemizin hemen güneyinde konumlanan Girit’te büyük palmiyeleri, müzeleri, dağların çevrelediği plajları, tarihi limanları ve köyleri ziyaret edebilirsiniz. Girit ziyaretinizden önce, sizler için hazırladığımız gezi listesine göz atabilirsiniz.
1. Heraklion
Girit Adası’na gelenlerin ilk durağı genellikle başkent Heraklion oluyor. Burası sadece adanın değil aynı zamanda tüm Yunanistan’ın en büyük şehirlerinden biri olarak kabul görüyor. İkinci Dünya Savaşı sonrasında bölge çok ciddi şekilde tahrip olsa da şu an oldukça modern bir şehir görüntüsü veriyor. Heraklion özellikle her noktaya yayılan müzeleriyle dikkat çekiyor. Bu nedenle bölge, adanın tarih ve kültür merkezi olarak da gösteriliyor. Kandiye adıyla da bilinen Heraklion’un sokaklarında da birçok binanın mimari aslına uygun şekilde korunduğuna tanıklık edebilirsiniz. Aynı zamanda burası, restoran ve bar yoğunluğundan dolayı turistlerin öncelik verdiği yerlerden biri olarak gösteriliyor. Aynı zamanda tarihi bir liman beldesi olan Heraklion’da kaleler, meydanlar, katedraller ve müzeler konusunda çok fazla alternatif bulabilirsiniz.
2. Hanya
Chania ve Kydonya adlarıyla da bilinen Hanya, Grek tarihinde çok özel bir yere sahip. Girit Adası’ndaki bu orijinal şehre adım attığınız ilk anda mimari dokuyu net şekilde hissetmeniz mümkün. Bu konuda özellikle Venezian Port’u ziyaret etmenizi önerebiliriz. Uzun yıllar boyunca Venedikliler ve Osmanlıların hakimiyetinde kalan Hanya’da kale surları hala ayakta. Eski şehir bölgesi olan Kastelo, turistik geziler için daha ideal bir alan. Bu tarafta Santa Maria Katedrali, görmeye değer yapılar arasında ön plana çıkıyor. Şapellerin ve iki katlı konakların damga vurduğu sokaklarda fotoğraf makinenizi bir an olsun elinizden bırakamayacaksınız. Liman çevresinde bulunan Grand Arsenal Teranesi, Splantzia Mahallesi, Theotokopolou Caddesi, Hanya Arkeoloji Müzesi ve Kioutsouk Hasan Camii, gezi listenizde mutlaka kendine yer bulması gereken diğer destinasyonlar.
3. Resmo
Bölgede “Rethimno” ismiyle bilinen Resmo, özellikle Orta Çağ mimarisiyle ön plana çıkıyor. Minos Sit Alanı üstünde konumlanan şehirde 1920’lere dek yoğun bir Türk nüfusu hakimken mübadele ile bu durum değişiyor. Venedik Rimondi Çeşmesi, Resmo’nun sembol yapılarından biri. Ayrıca Küçük Hacı İbrahim Ağa Camii de bu bölge içerisinde yer alıyor. Hanya’ya 40 km uzaklıkta bulunan Resmo’nun ilgi uyandırmasında bir diğer etken, Psiloritis Dağı’nın varlığı. Öte yandan Resmo içerisinde mütevazi bir üniversitenin yer alması, bölgenin sosyal ve kültürel açıdan hareketli olmasını sağlıyor.
4. Balos Laggon Plajı
Girit Adası’nda iyi bir plajda serinlemek isteyenler için çok fazla seçenek bulunuyor. Bunlardan biri olan Balos Laggon plajı, oldukça vahşi bir doğaya sahip. Plaj çevresinde Agnio’dan çeşitli kalıntılara rastlamanız da mümkün. Bu bölgede aynı zamanda Venediklilerce inşa edilmiş olan bir kale söz konusu. Bu kalenin, 1400’lü yıllarda Osmanlı işgaline karşı yapıldığı biliniyor. Adanın kuzey kısmında yer alan Balos Laggon plajı, Hanya’ya yaklaşık 50 km uzaklıkta. Plaja geldiğiniz zaman, hemen yakın mesafede yer alan şirin kiliseyi ziyaret edebilirsiniz. Balos Laggon plajının sıcaklığı genel olarak adadaki diğer yerlere göre çok daha sıcak. Ayrıca kumların yumuşak yapıda ve ince olması da buranın tercih edilmesinde önemli bir etken.
5. Elafonissi Plajı
Girit Adası’nda gezginlerin değerlendirilebileceği bir diğer plaj olan Elafonissi plajı, Hanya’nın 70 km uzağında. İnce ve pembe renkli kumlara sahip olan plaj, berrak sularıyla adanın en doğal güzellikleri arasında kendine yer buluyor. Buranın diğer plajlara göre sığ olduğunu anımsatalım. Adanın güneybatı ucunda yer alan Elafonissi plajı, doğal atmosferi kadar tarihi mekânlara yakınlığıyla da büyük bir ilgi görüyor. Yüzme konusunda çok da iddialı değilseniz, derinlik düzeyi oldukça düşük olan bu plajı daha çok seveceksiniz. Bu durum, çocuklu ailelerin Elafonissi plajına öncelik vermesinde de önemli bir etken.
6. Spinalonga Adası
Ada içerisinde farklı bir adayı ziyaret etme düşüncesi kulağa harika gelmiyor mu? Eğer yanıtınız evetse mutlaka Spinalonga Adası’na uğrayın deriz. Spinalonga Adası, uzun süre Venedik yönetiminde kaldıktan sonra 1700’lerin başında Osmanlılara geçiyor. Yapımında korsan saldırılarına karşı güvenli bir alan oluşturma düşüncesinin baskın olduğu biliniyor. Adada 1903 senesine dek çok sayıda Müslüman yaşamasına rağmen bu tarihte gerçekleşen Yunan işgali, bölge halkının kaderini tümüyle değiştirmiş. Aynı dönemlerde bulaşıcı olan lepra hastalığına yakalanan kişiler, uzun bir süre adaya kapatılmış. 85.000 metrekarelik alanda geçmiş döneme dair yaşanmışlıklar, birçok tarihi mekanda kendini var ediyor.
7. Knossos Sarayı
Knossos Sarayı, adanın arkeolojik anlamda en zengin bölgelerinden biri olarak kabul ediliyor. Kandiye bölgesine oldukça yakın bir konumda olan saraya, halk otobüsleri ile kolayca ulaşılabiliyor. Saraya ulaştığınızda sizi dev sütun yapıları ve freskler karşılıyor. Sarayın varlığı, esasen Minos uygarlığına dair en güçlü kanıtlardan biri. Knossos Sarayı, aynı zamanda kıtanın en eski vilayetleri arasında. Saray, uzun yıllar boyunca Minos’un politik ve kültürel anlamda merkezi olmayı başarmış. Sarayın içinde, o döneme ait kullanılan günlük eşyalara tanıklık edebilirsiniz. Özellikle “Kutsama Boynuzları” sarayı ziyaret eden turistlerin en çok ilgisini çeken alan durumunda.
8. Venedik Fortezza Kalesi
Girit Adası’nın bir diğer sembol yapısı olan Fortezza Kalesi, Venedik Kalesi olarak da tanınıyor. Güçlü burçlarla inşa edilen kale, zamanında olası Türk işgaline karşı yapılmış. Kalede en yüksek noktaya çıktığınız zaman Resmo şehrini panoramik bir şekilde görme şansınız bulunuyor. Aynı noktadan deniz manzarasının da net şekilde görüldüğünü belirtelim. Kalenin yapım tarihi, 1580 olarak tahmin ediliyor. Yapımı yaklaşık 7 senede tamamlanan Fortezza Kalesi, adada satılan birçok hediyelik eşyanın üzerinde sembolik olarak kendine yer buluyor.
9. Heraklion Arkeoloji Müzesi
Girit Adası’nda müze sevenleri çok sayıda opsiyonun beklediğini söylemiştik. Heraklion Arkeoloji Müzesi, genel olarak beklentilere yanıt verecek düzeyde. Adada sadece 1 müze gezecek kadar vaktiniz varsa, tercihinizi hiç düşünmeden Heraklion Arkeoloji Müzesi’nden yana yapabilirsiniz. Müzeyi dolu dolu gezmek adına en az 2-3 saatlik bir zaman ayırmanız gerekiyor. Ada içerisindeki kazılarda ortaya çıkarılan önemli eserler, burada ziyaretçilerini bekliyor. Dünya sanat tarihi için referans olabilecek müzede özellikle Helenistik döneme dair çok önemli eserlerle karşılaşabilirsiniz.
Heraklion Arkeoloji Müzesi giriş ücreti
-
Kasım- Mart arası 5 Euro
-
Nisan-Ekim arası 10 Euro
Ziyaret saatleri: Haftanın her günü 08.00-20.00 arası ziyarete açık.
10. Eski Venedik Limanı
Eski Venedik Limanı, etkileyici manzarası ve kendine has atmosferiyle adanın en sinematografik yerlerinden biri olarak kabul görüyor. Akdeniz lezzetlerinin ön planda olduğu restoranların sıra sıra dizilmesi, liman çevresine çok özel bir görsellik kazandırıyor. Limanın ucunda yer alan dalgakıran, 1200’lü yıllardan bugüne kalmayı başarmış. Hanya’nın merkezi olarak bilinen liman bölgesinde çok sayıda turist görmeniz olası. Liman özellikle 2. Dünya Savaşı sırasında ciddi bir şekilde zarar görse de sonradan kullanılmaya devam etmiş. Limanın etrafında çok sayıda hediyelik eşya dükkânı bulabilirsiniz.
Kampanyalar
11. Vamos
Girit Adası ziyaretinizde eğer ilginç bir köye gitmek isterseniz Vamos’u keşfedebilirsiniz. Vamos, aynı zamanda Girit’in fiziksel anlamda da en büyük köyleri arasında bulunuyor. Köy meydanında yer alan tavernalar ve dükkanlar turistler tarafından her daim ilgi görüyor. Vamos’ta genel olarak şaraphane ile birlikte peynir fabrikası, dikkat çeken diğer yerler olarak biliniyor. Bu arada tarihi dini mekânlara ilginiz varsa, köy içerisinde yer alan Meryem Ana Kilisesi ve Karidi Manastırı’nı da ziyaret edebilirsiniz. Hanya içerisinde yer alan Vamos’un kuruluş dönemi 8’inci yüzyıla tekabül ediyor.
