Karadeniz’in doğu kıyısında yer alan, Eski Sovyet cumhuriyetlerinden biri olan Gürcistan tarihi ve doğal güzellikleriyle turistler için oldukça elverişli lokasyonlardan biri. Sovyetler Birliği döneminden günümüze ulaşmayı başaran mimari yapılar, kültürel ögeler, sahiller ve eşsiz doğal güzellikleriyle Gürcistan görülmeye değer ülkelerden biri. 180 gün içinde 90 gün vizesiz konaklama yapabileceğiniz ülkenin pek çok farklı medeniyetin etkisinde kaldığını görmek mümkün. Ancak burada şunu da belirtelim, Türk vatandaşları için vize muafiyeti olsa da pasaportunuz ülkeye giriş tarihinden itibaren en az 6 ay geçerli olmak zorunda.
Kura nehrinin iki kenarına kurulan başkent Tiflis, Sovyet döneminden kalma mimarisi ve eğlence yaşamının kalbinin attığı Batum, mağaraların içerisine inşa edilen antik kaya şehri Uplistsikhe ve daha pek çok farklı turistik yerle Gürcistan ziyaretlerinizi bekliyor. Hadi birlikte Gürcistan’da gezilecek yerleri keşfetmeye başlayalım.
İlk kez 1937 yılında yayımlanan Kurban Said’e ait aşk romanından esinlenerek inşa edilen Ali & Nino heykeli, savaş halindeki iki ülkenin iki vatandaşının birbirine duyduğu aşkı simgeliyor. Heykeltıraş Tamara Kvesitadze tarafından tasarlanan bu muhteşem yapıt, bir mekanik sistem sayesinde hareket ediyor. İki heykel birbirine yaklaşıyor, bir bütün oluyor ve ardından tekrar ayrılıyorlar. 2010 yılında sergilenmeye başlayan ve 24 saat ziyareti mümkün olan bu heykellerin yüksekliği ise tam 8 metre.
Karadeniz yapılarına bir örnek olarak Batum’un ikonik yapılarından Ters Ev, gerçekten de ters duruyor. Bu evi dışarıdan gözlemleyebilir, ya da evin içindeki restaurantta İzmir boyozu ve Türk simidi gibi tanıdık lezzetlerin tadına bakabilirsiniz.
1912’de ünlü botanikçi ve coğrafyacı Andrey Krasnov tarafından tasarlanan Batum Botanik Bahçesi, dünyanın en geniş flora çeşitlerinden birine sahip. Bir tam gününüzü ayırabileceğiniz büyüklüğe sahip bu bahçe, şehir merkezine 9 km uzaklıkta ve Chakvistskali Nehri ile Yeşil Burun arasında yer alıyor.
Giriş ücreti
20 GEL
Ziyaret saatleri
09.00-18.00 (Hafta içi her gün)
Başkent Tiflis’te bulunan sülfür hamamları kükürtle zengin sıcak suları ile ziyaretçilere rahatlatıcı bir keyif sunuyor. Bu hamamları ziyaret ettikten sonra pamuk gibi olacağınızı söyleyebiliriz. 37°C ile 47°C arasında sıcaklığa sahip olan suyun osteoporoz, nörolojik bozukluklar, ürolojik hastalıklar, sedef ve egzama gibi cilt hastalıkları ile bazı kemik problemlerine iyi geldiği söyleniyor.
Kura nehri vadisi içinde bulunan aynı addaki bir adada yer alan Lisi Gölü, farklı egzotik kuş türleri için bir yaşam alanı sağlıyor. Gölün etrafındaki alanda pek çok kaplumbağa, tilki ve yabani hayvanlar bulunuyor. Göle ulaşmak için yürünen alanda yemek yenilebilecek ve kahve içilebilecek alanlar mevcut. Ayrıca çocuklar için göl kenarında ahşap oyun alanları var.
Ülkenin en büyük katedrali olmasının yanında, Sameba Katedrali dünyanın üçüncü en yüksek Doğu Ortodoks Katedrali unvanının sahibi. En yüksek noktası 87 metreyi bulan katedralin mimarı ise Archil Mindiashvili. Duvarlarında ikona ressamı Amiran Goglidze gözetiminde resmedilmiş birbirinden güzel freskler bulunan katedralin girişindeki büyük boyutlardaki Meryem Ana tasviri ihtişamıyla dikkat çekiyor.
Gürcistan Patriği II. Ilia’nın önderliğinde 1995-2004 yılları arasında Hz. İsa’nın doğumunun 2000. ve Gürcü Kilisesi’nin 1500. yıldönümleri onuruna inşa edilen katedralin içerisinde ana katedral, çan kulesi, Patrik konutu, manastır, ilahiyat okulu ve akademisi bulunuyor. Katedralde cumartesi günleri 16.00 ve pazar günleri 09.00’da ayin yapılıyor.
Giriş ücreti
Ücretsiz.
Ziyaret saatleri
Haftanın her günü 08.00-22.00
Gürcistan’ın annesi anlamına gelen Kartlis Deda Heykeli, Avrupa’nın Asya ile buluştuğu konumda yer alıyor. 20 metre yüksekliğe sahip bu heykelin bir elinde bulunan şarap Gürcü kadınının misafirperverliğini; diğer elindeki kılıç ise savaşçılığını simgeliyor. 1958 yılında Elguja Amasukeli tarafından yapılan heykel, sanatçısının Şota Rustavelli Devlet Ödülü’nü almasını sağlamış. 1963 yılında zarar görmemesi için tamamen alüminyumla kaplanan heykel ziyarete 24 saat açık.
Giriş ücreti
Ücretsiz.
Aragvi ve Mtkvari nehirlerinin birleştiği yerdeki Mtsheta’nın karşısındaki tepeye 6. yüzyılda inşa edilen manastır eşsiz bir manzaranın sahibi. 1994 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınan Jvari Manastırı’nda, halk arasındaki bir efsaneye göre Gürcistan’a Hristiyanlığı yayan St. Nino’nun haçı yer alıyor. Bu da bize Gürcistan’da Hıristiyanlığın yayılmasında etkili olması açısından ikonik bir yapı olduğunu gösteriyor.
Giriş ücreti
Ücretsiz.
Ziyaret saatleri
09.30-17.30
İsmini konumlandığı Mtatsminda Dağı’ndan alan Mtatsminda Parkı 770 metre yüksekliğe sahip tepede kurulu. 1930’lu yıllarda kurulmasına rağmen 2001 yılında yenilenmiş ve Tiflis’in en popüler tema parklarından biri haline gelmiş. Extreme, aile ve çocuk alanları şeklinde üç ayrı alana ayrılan parkta hız treni, atlı karıncalar, su kaydırakları, go kart, korku evi bulunmakta ve video oyunları bulunuyor. Ayrıca parkın içinde restoran, kafe, mağaza, dinlenme alanları ve hatta düğün evi de mevcut.
Giriş ücreti
Giriş kartı: 20 GEL
Giriş: 2 GEL
*2023 yılı itibariyle 1 GEL 10,21 TL
Ziyaret saatleri
Hafta içi: 12.00-23.00
Hafta sonu: 11.00-23.00
Kura nehrinin üzerinde bulunup, şehrin iki yakasını birleştiren Barış Köprüsü, Tiflis’in en ünlü turistik yapılarından biri. 150 metre uzunluğundaki bu köprü Eski Şehir bölgesini Rike Park’a bağlıyor. Yapımı 2010 yılında tamamlanan Barış Köprüsü, İtalyan mimar Michele De Lucchi tarafından İtalya’da yapılmış ve köprü yaklaşık 200 tırla Tiflis’e taşınmış. Bir deniz hayvanını andıran görüntüsüyle dikkat çeken köprü, akşamları 30.000 led ve 240 sensörle aydınlatılarak harika bir görüntü ortaya çıkarıyor.
Orijinali 1863 yılında inşa edilse de, günümüzdeki kopyası 1882’de yapılan Batum Deniz Feneri özgünlüğüyle dikkat çekiyor. Kulenin 14 deniz miline kadar uzanan ışığı 150’den fazla yıldır denizcilere yol gösterirken; fenerde meteorolojik koşulların gözlemlenmesi amacıyla uzmanlar tarafından 24 saat görev yapılıyor. İnşa edildiği dönemin muhteşem bir mühendislik örneği kabul edilen bu fenere deniz manzarasının keyfini dönme dolapla çıkarmanız mümkün.
Tarihi 300 yıl öncesine dayanan Gürcistan Milli Botanik Bahçesi’nin 128 hektarlık alanında 4500’den fazla bitki türü var. Gürcistan Botanik Bahçesi’nin bulunduğu alanda Narikala Kalesi, antik su boru hatları, Kraliçe Tamar Köprüsü gibi önemli yapıtlar yer alıyor. Kafkasya, Akdeniz, Avrupa ve daha birçok bölgenin florasına sahip bu doğa harikası yer, Güney Kafkasya’nın en büyük ve en eski botanik bahçesi olması özelliğine sahip.
Giriş ücreti
0-6 yaş: Ücretsiz
Öğrenci: 1 GEL
Yetişkin: 4 GEL
Ziyaret Saatleri
09.00-19.00
Tiflis’teki sembolik yapılardan biri olan Eğik Saat Kulesi, sıra dışı bir yapı olmasıyla dikkat çekiyor. Yanında bulunan Kukla Tiyatrosu’na ek olarak yapılan bu yapı, sürekli düşme tehlikesi bulunduğu için bir çelik kirişle destekleniyor. Saatte zile vuran bir melek bulunmasının yanı sıra, şehirdeki en büyük ve en küçük saat de burada bulunuyor.
Şehir merkeziyle tarihi mekanları birbirine bağlamasıyla bilinen köprü, Nikoloz Baratashvili Caddesi’nin devamında bulunuyor. 1965 yılında Shota Kavlashvili ve Vladimer Kurtishvili tarafından tasarlanıp inşa edilen 150 metre uzunluğundaki köprü üzerinde ilgi çekici heykeller yer alıyor. Köprünün çevresinde sosyalleşebileceğiniz pek çok restoran, kafe ve otel bulunuyor.
Geçmişte Tiflis’in en büyük ağaç dikim projesinin uygulandığı Vake Parkı 1946’dan bu yana halka açık olarak hizmet veriyor. İçinde çocuklar için oyun alanı, açık hava sineması, restoran ve kafeler bulunan park 200 hektarlık bir alanı kaplıyor. Parkın tepesinde II. Dünya Savaşı Anıtı yer alıyor ve park alanı içinde konumlanan Tiflis Açık Hava Etnografya Müzesi ziyaretçiler tarafından ziyaret ediliyor. Haftanın 7 günü 24 saat açık olan Vake Parkı’na girişlerin ücretsiz olduğunu da belirtelim.
1776 yılında II. Heraciuls eşi Kraliçe Darejan için yaptırdığı bu sarayın adında yer alan “sachino” kelimesi “önemli” anlamına geliyor. 18. yüzyılın sonlarında inşası tamamlansa da, 19. yüzyılda yapılan yenileme çalışmalarıyla bugünkü halini alan saray, Gürcü geç feodal laik dönemin mimariye etkisinin izlerini taşıyor. Sarayın balkonu şehrin enfes manzarasını gözler önüne seriyor.
Kutsal Mtatsminda Dağı üzerine inşa edilen Narikala Kalesi, Tiflis’in en eski sembolleri arasında yer alıyor. 4. yüzyılda Pers sığınağı olarak yapılan kalenin başta “rakip kale” anlamına gelen Shuris-tsikhe adını alsa da, Moğol istilası sonrası adı “Narin Qala” yani “küçük kale” olarak değişmiş. Tarihi boyunca savunma amaçlı, gözlemevi, mühimmat deposu gibi amaçlarla kullanıldığı bilinen kale, 16. yüzyılda Türkler tarafından İstanbul Kalesi adıyla hapishane olarak da kullanılmış. Kale, Europa Nostra organizasyonu tarafından “Avrupa’nın tehlike altındaki 7 kültürel mirası” listesine alınmış.
Narikala kalesine ulaşmak için iki yol bulunuyor. Birinci yol, Tiflis Meidan’dan yürümek, ikincisi ise Rike Park’tan teleferiğe binmek. Parkı haftanın her günü 7/24 ziyaret edebilirsiniz.
Giriş ücreti
Ücretsiz
Tek yön teleferik ücreti 2,5 GEL
Tiflis’in en merkezi noktalarından biri olan Özgürlük Meydanı, bu sebeple şehrin en kalabalık noktalarından biri olma özelliğini taşıyor. Önceleri Garetubani adıyla bilinen bu meydan 1917 yılında bugünkü adını almış. 19. ve 20. yüzyıla ait mimari unsurlar taşıyan Özgürlük Meydanı’nda, Zurab Tsereteli tarafından tasarlanan Aziz George Anıtı yer alıyor. Bahsi geçen anıtın yüksekliği 9 metre iken; ağırlığı ise tam 27 ton.
130 metre yüksekliğe sahip bu kule, Gürcü alfabesi ve Gürcü halkının özgünlüğünü ifade etmek amacıyla inşa edilmiş. DNA tasarımı çift sarmal modeliyle yapılan bu yapıdaki sarmalların her ikisinde de Gürcü alfabesindeki 33 harf yer alıyor. Kule, 24 saat ziyarete açık.
Gürcü Orta Çağ mimarisinin dikkat çeken yapılarından biri olan Sioni Katedrali’nin, 6.-7. yüzyılda inşa edilse de, günümüzdeki modern görüntüsünü alması 13. yüzyılı bulmuş. Sioni Katedrali’nde Gürcistan’ın koruyucu azizi olan Aziz Nino’nun haçı yer aldığı için katedral, Gürcüler için ayrı bir önem taşıyor. Kilisenin dış kısmındaki mütevazı görünümün yanı sıra, iç kısmında altın ve koyu turkuaz renklerinde freskler ve ikonlarla süslenmiş gösterişli bir tasarımla karşılaşacaksınız. 2004 yılına kadar Gürcü Hıristiyan Kilisesi Patriği Katolikos’un ikametgahı olan katedral günümüzde ziyaretçilerini bekliyor.
Giriş ücreti
Ücretsiz
Ziyaret saatleri
08.00-21.00
1985 yılında Zurab Tsereteli tarafından yaratılan 30 metre yüksekliğindeki bu yapının en büyük özelliklerinden bir tanesi, hiçbir zaman tamamlanmaması. Anıt üzerinde Gürcü kral, kraliçe ve kahramanları resmedilirken; alt kısmında ise İncil’den sahneler yer alıyor. Tiflis’in merkezinden arabayla yaklaşık 20 dakikada ulaşacağınız bu yapıya toplu taşıma ile de gidebilirsiniz.
Giriş ücreti
Ücretsiz
İçinde 50.000’den fazla eser sergilenen müze, 1910 yılında kurulmuş ve 1984’te restore edilmiş. Müzede M.Ö. 4. yüzyıldan günümüze kadar gelen arkeolojik, etnografik, sanatsal ve bölge kültürüne ait eserler bulunuyor. Seramik ve çini eserler, silahlar, müzik aletler, yöresel kıyafetler ve ev eşyalarının yanında; çağdaş resim ve heykel sergileri de ziyaretçilerle buluşturuluyor.
Giriş ücreti
0-6 yaş: Ücretsiz
Öğrenci: 0,5 GEL
Yetişkin: 3 GEL
Ziyaret saatleri
10.00-18.00 (Pazartesi kapalı)
2013 yılında Nino Kvavilashvili tarafından kurulan Gallery 27’de Geleneksel Gürcü el sanatları sergileniyor. Nino’nun eserleri daha çok batik, shibori, patchwork ve kapitone gibi farklı tekniklerle yapılan tekstil tasarımlarından oluşuyor. Hem müzeyi ziyaret ederek sanat turu atabilir hem de buradaki tasarımlardan satın alabilirsiniz.
Giriş ücreti
Ücretsiz
Ziyaret saatleri
12.00-19.00
Araba meraklıları için oldukça ilgi çekici olan Tiflis Otomobil Müzesi, dünyanın en büyük Sovyet otomobil koleksiyonlarından birini sergiliyor. Müzede yalnızca Sovyet liderlerinin kullandığı lüks araçlar yer almıyor. Bunun yanı sıra, ilk Sovyet kamyoneti ve küçük köylerde terk edilmiş olarak bulunan pek çok farklı arabayı da müzede görmek mümkün.
Giriş ücreti
Ücretsiz
Ziyaret saatleri
11.00-18.00
Kura nehrinin kıyısında yer alan Rike Parkı, şehrin merkezinde bulunması ve huzur dolu görüntüsüyle özellikle yerel halkın buluşma mekanlarından biri haline gelmiş. Parktaki yemyeşil bahçeler, patika yollar kadar park içinde yer alan devasa piyano, heykeller, su fıskiyeleri, çocuk labirentleri, tırmanma duvarları, devasa satranç alanları da dikkat çekiyor. Ayrıca her yıl gerçekleştirilen Tbilisoba Festivali de Rike Parkı’nda yapılıyor. Haftanın her günü 7/24 açık olan parkı istediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
25 metre yüksekliğe sahip bu saat kulesi, adını Gürcistan’ın ulusal içeceği olan chachadan alıyor. 20. yüzyılın başlarında Batum’daki bir binanın kopyası olarak deniz kenarında inşa edilen kulenin 2012 yılında Gürcistan hükümeti tarafından yeniden inşası sağlanmış. Aslında kulenin tabanındaki dört çeşmeden her hafta belirli saatlerde chacha dağıtılması düşünülmüş fakat bu durum gerçekleşmemiş.
UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak korunan ve 2100 metre yüksekliğe kurulu Ushguli, Gürcistan’ın en yüksek köyü. Svaneti bölgesindeki Enguri geçidinin başında bulunan ve dört köyden oluşan bir topluluk olarak nitelendirilebilecek Ushguli buzullar, mağaralar, kale yıkıntıları, muhteşem Kafkas Dağları manzarası görsel bir şölen yaşatacak güzelliğe sahip. Bölgede yaklaşık 70 aile yaşıyor ve bir de küçük okul bulunuyor. Yılın 6 ayı boyunca karla kaplı bu alanda 200’den fazla Svan kulesi ve bir de şapel yer alıyor.
Eski manastırlardan oluşan bir site olan Davit Gareja Manastırı; Azerbaycan sınırında yer alıyor. 6. yüzyılda Suriye’den Gürcistan’a Hıristiyanlığı yaymaya gelen 13 münzevi Suriyeli’den biri olan David Gareja tarafından kurulan Lavra, günümüzde bölgede yerleşim yeri olan tek manastır olma özelliğini taşıyor. Manastırın etkileyici bir çöl macerasına sahip olduğunu da hemen belirtelim.
Giriş ücreti
Ücretsiz
Narikala Kalesi’nin yer aldığı tepenin eteklerine kurulu Eski Şehir, ahşap balkonlarıyla dikkat çeken eski tuğla evlerin yer aldığı dar sokaklardan oluşuyor. Otantik bir ortamda şehrin tadını çıkarmak isterseniz Eski Şehir’e mutlaka uğrayın.
50 hektarlık büyük bir alana yayılan Açıkhava Etnografya Müzesi’nde 70 tane geleneksel Gürcü evi, bir muhafız kulesi, bir Kachetian şaraphanesi, 8000’den fazla da eşya ve alet bulunuyor. Müze Gürcü kültür, coğrafya ve tarihine göre 10 farklı bölgeye ayrılmış. Gürcü etnolojisini yakından tanımak için harika bir gezinti vadeden Açıkhava Etnografya Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz.
Giriş Ücreti
0-6 yaş: Ücretsiz
6-18 yaş: 0,5 GEL
Yetişkin: 1, 5 GEL
Ziyaret Saatleri
10.00-18.00 (Pazartesi kapalı)
2010 yılında Batum Belediyesi’nin isteğiyle Almanya’da yaptırılan bu saatin özellikleri Prag’daki astronomik saat ile neredeyse aynı. Saatte yalnızca gerçek zaman gösterilmiyor; bunun yanında güneş, ay, burç takımyıldızı ve gezegenlerin konumlarını da saatte görmek mümkün. Astronomik saati 24 saat boyunca ücretsiz ziyaret edebilirsiniz.
Aziz George Kilisesi olarak da bilinen Kaşveti Kilisesi, 6. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen eski bir kilise üzerine 1910 yılında inşa edilmiş. Alman mimar Leopold Bilfeldt tarafından yapılan kilisenin süsleme ve dekorasyon işlemeleri Gürcistan’ın en iyi taş oymacıları olarak kabul edilen Agladze kardeşler tarafından yapılmış. Gürcü, İtalyan ve Alman işbirliği ile yapılan kilise turistler tarafından büyük bir ilgi görüyor.
Giriş ücreti
Ücretsiz
Ziyaret Saatleri
09.00-16.00
Kral Dachi Ujarmeli tarafından 6. yüzyılda sıcak mum boyalar kullanılarak yaptırılan kilise, Tiflis’in Eski Şehir bölgesinde yer alıyor. Kapılarında geleneksel Gürcü haçı yer alan kilisenin üst kısımları ve kemerleri 17-19. yüzyıllar arası yeniden inşa edilmiş. Her yıl 29 ağustos tarihinde kilisede Anchiskhatoba adında özel bir kutlama yapılıyor.
Giriş ücreti
Ücretsiz
Ziyaret saatleri
10.00-16.00
5. yüzyılda Kral Vakhtang Gorgasali tarafından kraliyet ailesinin ikametgahı olması amacıyla Tiflis Kalesi ve kilise inşa ettirilmiş ancak bu ilk kilise 15. yüzyılda Moğol istilasında yıkılmış. Bu zamandan sonra da pek çok kez restore edilip yeniden yıkılan kilise, 1988 yılından bu yana yeniden ibadet yeri olarak kullanılmaya başlanmış. Metekhi Köprüsü’nü geçerek ulaşım sağlayabileceğiniz bu kilise, Gürcistan’ın en dikkat çekici kiliselerinden biri.
Giriş ücreti
Ücretsiz
Ziyaret saatleri
10.00-19.00
150 yıllık tarihiyle şehrin en eski yapılarından biri olan St. Nicholas Kilisesi, 1865-1871 yılları arasında bölgede yaşayan Rumlar tarafından yaptırılmış. Dış kısmı ve iç yapısındaki mimarisi Bizans etkisinde kalsa da; iç duvar resimleri 2002 yılına ait ve Gürcü Ortodoks kültürünü yansıtıyor. Şehrin en dikkat çeken mimari ve tarihi eserlerinden sayılan St. Nicholas Kilisesi, Gürcistan’da turistlerin en çok ilgisini çeken yerlerinden biri.
2010 yılında Vazha Orbeladze tarafından inşa edilen meydan, mozaik ve vitray sanatı ile süslenmiş ve adeta bir görsel şölen sunuyor. 5 bin 700 metrekarelik alanda oteller, kafe ve restoranlar, çocuk eğlence merkezi ve konser alanı yer alıyor. Hareketli yaşamıyla bölgeyi keşfetmek için Gürcistan otelleri ile seyahatinizi planlayabilirsiniz.
1897 yılında Zubalaşvili kardeşler tarafından Neo-Gotik mimari tarzında yaptırılan Meryem Ana Katedrali, hem mimari hem de sanatsal bir değere sahip. 3 büyük kubbeye sahip bu katedral, Sovyetler Birliği döneminde arşiv ve laboratuvar olarak kullanılmaya devam etmiş. Günümüzde ise Batum’un en büyük katedrali olma özelliğini koruyor.
Bünyesinde 25 bin 508 tarihi eseri barındıran Batum Arkeoloji Müzesi, 1994 yılından bu yana ziyaretçilerini ağırlıyor. Tunç Çağı’ndan Orta Çağ’a pek çok eseri görebileceğiniz müzenin en dikkat çeken eserlerinden biri, 2. Dünya Savaşı sırasında balıkçılar tarafından tutulan 15 metrelik yunus balığına ait iskelet. Bu balık, o dönemde Gürcü halkının et kıtlığını 2 sene boyunca tek başına karşılamış olma özelliğine sahip. Ziyarete değer görülüyor.
Giriş ücreti
Yetişkin 3 Lari
Öğrenci 1 Lari
Ziyaret saatleri
10.00-18.00 (Pazartesi kapalı)
1100’lü yıllarda bir yeraltı tapınağı olarak inşa edilen odalardan, yaklaşık 300 tanesi günümüzde ziyaret edilebilir durumda. Fantastik bir filmden fırlamış gibi görünen bu eşsiz yerdeki bazı tünellerde eski sulama borularındaki sular içilebiliyor. Yakın zamanda UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmesi konuşulan Vardzia kesinlikle görülmeye değer yerler arasında yer alıyor.
Ziyaret saatleri
10.00-19.00
1921 yılından bu yana müze olarak kullanılan Dadiani Sarayı, Kafkasya’nın en seçkin saraylarından biri olarak kabul ediliyor. 14. yüzyıldan el yazmaları, minyatürler, Dadiani ailesine ait anıt eserler ve eşyalar ile Fransa İmparatorluğu’na ait nesnelerin sergilendiği bu saray, ihtişamıyla dikkat çekiyor.
Ziyaret saatleri
10.00-18.00 (Pazartesi kapalı)
Gürcistan’ın en eski kiliselerinden biri olan Svetitshoveli Katedrali, UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiş. İlk temellerinin Gürcistan halkının Hıristiyanlığı benimsediği 4. yüzyılda atıldığı söylenen katedral, günümüzdeki şekline 11.yüzyılda ise Gürcü mimar Arsukisdze’nin yeniden inşasıyla kavuşmuş.
Ziyaret saatleri
08.00-22.00 (Pazartesi-Cumartesi)
13.00-22.00 (Pazar)
Gürcistan’ın en büyük milli parkı olma özelliğini taşıyan Batumi Boulevard, yaklaşık 7 kilometrelik uzunluğa sahip. Tarihi 1881 yılına uzanan Batumi Boulevard’ın tasarlanması bir Alman bahçıvan aracılığıyla olmuş. 150 yıldır varlığını sürdüren park, içerisinde yer alan seyir terası, havuz ve gölet gibi alanlarla turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor.
Kutaisi’de yer alan Bagrati Katedrali, Gürcü mimarisinin en önemli eserleri arasında görülüyor. Kral Üçüncü Bagrat tarafından 11. yüzyılda inşa ettirilen katedral, 1994’te UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiş. Fakat, 2009 ve 2012 yıllarında yapılan restorasyonlarla orijinalliğinin bozulduğu düşünülen katedralin listedeki yeri tehlikeye girmiş.
1700’lü yıllarda Osmanlılar tarafından yaptırılan cami, Tiflis’teki mevcut tek cami olma özelliğine sahip. Dış cephesi tuğla, iç kısmı ise fresklerle bezeli bu cami üç asırda üç kez yıkılıp yeniden yapılmış.
1106 yılında Gürcistan Kralı David tarafından kurulan Gelati Manastırı, UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde yer alıyor. 12 ve 17. yüzyıllar arası eğitim merkezi olarak kullanılan manastırda duvarlardaki resimler ve yazılar günümüze kadar korunmuş.
Burası 6 kilometreye yakın yürüme mesafesi olan güzel bol yeşili olan bir kanyon. Yılda yaklaşık 150 bin turistin ziyaret ettiği kanyona ulaşmak için Gordi adlı bir köydeki Dadian bahçesinin yolunu izlemek gerekiyor.
Giriş ücreti
15 Lari
Yeraltı kaplıcalarıyla ünlü Tskaltubo, dünyanın en eski tatil beldelerinden biri olma özelliğini de üzerinde bulunduruyor. Kaplıcaların tedavi amacıyla kullanılması sebebiyle, bölgeye ziyaretinizde 14-21 gün kalmanız isteniyor.
Parlamento binasının alışılmadık mimarisi kadar, başkent olmamasına rağmen Kutaisi’de yer alması da dikkat çekiyor. 2012’de açılan binada, saatlik ücretsiz turlarla ziyaretçilerin gezmesine imkan tanınıyor.
Yunan Mitolojisi’nde oldukça önemli bir yere sahip Medea’nın heykeli, 2007 yılında Gürcistan’ın üçüncü Cumhurbaşkanı Mikheil Saakashvili tarafından yaptırılmış. Heykelin elinde bulunan altın postun bugünkü haline gelebilmesi için bir parça gerçek koyun postu kullanılmış. Batum’un en yüksek yapılardan biri olan Medea Heykeli, şehrin hemen hemen her yerinden görülmesiyle de büyük önem taşıyor.
Yeryüzünden çekirdeğe doğru uzaklığı yaklaşık 2197 metre olan bu mağara, isminikâşifi olan Rus jeolog Alexander Kruber’dan almış. Turistlerin ilgisini çeken mağaraya girdiğinizde gerekli malzemeleri yanınızda bulundurduğunuzdan emin olmanız gerekiyor. Çünkü mağaranın sonuna ulaşmak için yaklaşık bir aylık bir zamana ihtiyacınız var. Dünyanın bilinen en derin ikinci mağarası olan Krubera Mağarası 13.432 metre uzunluğa sahip.
Bir sonraki vizesiz gezilecek yerler listenizde sırada Makedonya olabilir. Makedonya gezilecek yerler yazımızı okumadan yola çıkmayın!