Arnavutluk, binlerce yıl boyunca farklı imparatorluk ve devletlerin, çeşitli yönetim şekillerinin etkisi altında bulunmuş bir bölgede var olmuş. Bilindiği kadarıyla antik çağlarda yaşamış olan İliryalıların Adriyatik Denizi’nin kıyısına bir ticaret kolonisi kurmasıyla temelleri atılmış olan bu macera, daha sonra Romalıların ve ardından Bizanslıların bölgeye hisarlar ve yaşam alanları inşa etmesiyle canlanmış. Yüzlerce yıl sürmüş olan Roma ve akabinde Bizans hükmünden sonra Osmanlı hakimiyeti altına girmiş olan Arnavutluk toprakları, imparatorlukların dağılmasıyla birlikte kendi kaderini çizmiş ve çeşitli kültürel ve siyasi devrimlere tanıklık etmiş. En sonunda yine demokrasiyle yönünü bulmuş olan Arnavutluk’a, tüm bu tarihsel sürecin bir sonucu olarak günümüze mimari bir miras kalmış.

Kültürel ve tarihi zenginlik bakımından birçok farklı akımın mirasçısı olarak var olan Arnavutluk’ta Helen, Roma, Bizans ve Osmanlı kültürlerinin mimari izleri yer alıyor. Arnavutluk otelleri ile keşfinizi tamamlamak ve Arnavutluk’ta gezilecek yerleri keşfetmek için hazırsanız başlıyoruz.

Yazar Notu: Yazımızın yazıldığı tarihte 1 Arnavutluk Lekinin 0,28 TL’ye denk geldiğini, ülkeye girişte otel rezervasyonu ve dönüş bileti çıktılarını yanınızda bulundurmanız gerektiğini belirtelim.

1. Tiran

tiran

Arnavutluk’un başkenti Tiran, 1614 yılında dönemin İşkodra Valisi Süleyman Paşa tarafından kurulmuş. Osmanlı hakimiyeti altındayken cami ve külliyelerin inşa edilmiş fakat zamana yenik düşen bu mimari yapılardan sadece birkaçı günümüze kadar ulaşabilmiş. 18. yüzyılın başından itibaren hızla gelişip ticari bir merkez haline gelen Tiran şehri, 1912’de Balkan Savaşları’nda Osmanlı Devleti’nin hakimiyetinden çıkıp 1919 yılında bağımsızlığına kavuşan Arnavutluk’un başkenti olmuş. Listemizin yıldızlarından biri olarak kabul edebileceğimiz Tiran şehri, bu özelliğini aynı zamanda listemizde bahsettiğimiz birçok önemli noktayı da içinde barındırmasından da alıyor.

Konum Linki

Yazar Notu: Tiran’dayken elbasan tava yemeden dönmemenizi. Tiran’da bu yemeği yiyebileceğiniz en güzel yerlerden biri Era Restoran.

2. İskender Bey Meydanı

iskender-bey-meydani

Arnavutluk’un gözbebeği destinasyonlarından biri olarak karşımıza çıkan İskender Bey (Skanderbeg) Meydanı, ülkenin başkenti olan Tiran’da bulunuyor. Tiran şehrinin merkezi olarak kabul edilen meydanın hem gündüz hem de gece görüntüsü gerçekten göz kamaştırıcı. Arnavutluk’un krallıkla yönetildiği dönemde farklı binaların bulunduğu bu meydanda, sosyalist dönem içerisinde bazı yapısal değişiklikler olmuş. Meydan, son olarak 2012 yılında imar edilmiş ve bugünkü halinin temelleri atılmış.

İskender Bey Anıtı ve Ulusal Tarih Müzesi gibi önemli yapıları içerisinde bulunduran İskender Bey Meydanı, Tiran’ı ziyaret eden turistlerin tercih ettiği noktaların başında geliyor. Meydanın geniş bir yürüyüş alanı olarak da değerlendirilebilmesi, eğer yürümeyi seviyorsanız mutlaka hoşunuza gidecektir.

Konum Linki

Yazar Notu: Meydan özellikle kış aylarında ve noel zamanlarında renkli görüntülere ev sahipliği yapıyor.

3. Mavi Göz

mavi-goz

Arnavutluk’un Avlonya şehrine bağlı olan Mesopotam kasabasında bulunan Mavi Göz, görenleri büyüleyen hoş bir kaynak olarak karşımıza çıkıyor. Etrafındaki ağaçlar ve bitkilerle beraber ortaya çıkardığı yeşil ve mavinin olağanüstü tonlarıyla beraber adını nereden aldığını da anlayabildiğimiz bu su kaynağı, gerçekten de bir insana ait mavi bir gözmüş gibi duruyor.

Konum Linki

Yazar Notu: Berrak bir suya sahip olan Mavi Göz’ün suyunda yüzmek yasak. Ancak Mavi Göz’ün bulunduğu ormana kendi malzemelerinizi getirip doğayla iç içe harika bir piknik planlayabilirsiniz.

4. Ethem Bey Camii

ethem-bey-camii

1822-1823 yılları arasında inşası tamamlanmış olan Ethem Bey Camii Tiran’da yer alıyor. Arnavutluk’taki siyasi iklimin yıllar içerisindeki değişimi karşısında hiçbir tahribat görmeden günümüze kadar ulaşmış. İnşası ilk olarak Molla Bey tarafından başlatılmış olsa da tamamlanmasına Molla Bey’in ömrü yetmemiş ve oğlu olan, aynı zamanda camiye de adını veren Hacı Ethem Bey inşaatı tamamlatmış.

Giriş kısmında hoş revaklar bulunan caminin ve revakların iç kısımlarındaki kalem işi üslupla yapılmış nakışlar, el işi sanat eserleri arasında yıldız gibi parlayacak nitelikte. Ek olarak caminin kubbesinin de iç kısmında muazzam süslemelerle karşılaşılıyor. Hacı Ethem Bey’in yaptırdığı bir başka eser olan Tiran Saat Kulesi’nin hemen yanı başında bulunan Ethem Bey Camii, Tiran’a yolunuz düşerse Arnavutluk’un tarihi hazinesini idrak etmenizi sağlayacak muhteşem bir yapı.

Konum Linki

5. Akçahisar (Kruja) Kalesi

akcahisar-kruja-kalesi

İskender Bey’in 1444 yılında Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanmasında üs olarak kullandığı Akçahisar (Kruja) Kalesi, Arnavutluk’un Kruja şehrinde bulunuyor. Estetik bir yapıya ve stratejik, yamaçlı bir noktaya inşa edilmiş olan kalenin Türkçe adı, inşasında kullanılmış olan taşların renklerinin beyaz olmasından kaynaklanıyor. Aynı zamanda içinde Bektaşi tekkesi, İskender Bey Müzesi, Fatih Sultan Mehmed Camii kalıntıları, etnografya müzesi ve bir de hamam bulunduruyor.

Konum Linki

6. Tiran Saat Kulesi

tiran-saat-kulesi

Şimdi de Hacı Ethem Bey tarafından Tiran’da yaptırılmış ikinci eser olan Tiran Saat Kulesi’ndeyiz. 35 metre yüksekliğe sahip olan kule, Ethem Bey Camii İle yan yana duruyor. Ayrıca şehrin ikonik noktalarından biri olarak da değerlendirebileceğimiz Tiran Saat Kulesi, Arnavutluk’taki Osmanlı Devleti hakimiyetinin mirasları arasında da köşeli mimarisiyle öne çıkan bir yapı. Günümüzde Tiran Belediyesi’nin resmi logosunda yer almasıyla da sembolik önemini kanıtlayan Saat Kulesi, şehri ziyaret eden yabancı turistlerin en çok rağbet gösterdikleri noktalardan biri.

Konum Linki

7. Ksamil

ksamil

Arnavutluk’un köylerinden biri olan Ksamil, alışılagelmiş köylerden biraz daha farklı. Bu köy plajlarıyla ünlü. Berrak turkuaz suları, olağanüstü doğası ve tertemiz plajlarıyla hem Arnavutluk vatandaşlarının hem de yabancı turistlerin ilgisini son derece çeken Ksamil’deki plajlar enfes bir görsel güzellik ortaya koyuyorlar. Ayrıca küçük adacıkların da bulunduğu Adriyatik’in incisi olarak nitelendirebileceğimiz bu destinasyon, Arnavutluk’ta tecrübe edilmesi gereken bir nokta.

“Denize girmezsek ayıp olur” seviyesinde bir doğa harikası olarak karşımıza çıkan Ksamil’deki plajlar, mavinin, turkuazın ve bitki örtüsüyle birlikte yeşilin her tonuna ev sahipliği yapıyor.

Konum Linki

Yazar Notu: Tiran’dan Ksamil’e gitmek yaklaşık 6 saat sürüyor. Otobüs ile önce Sarandë’ye, oradan da Ksamil’e ulaşılıyor.

8. Rozafa Kalesi

rozafa-kalesi

Arnavutluk’un İşkodra şehrinde bulunan Rozafa Kalesi, arkeolojik çalışmalara göre binlerce yıldır aynı noktada bulunmuş. Milattan önce 4 ila 3. yüzyıllara kadar geriye giden tarihi, İliryalılar, Romalılar, Bizans, Sırp Krallığı ve Osmanlı gibi birçok devletin arasında el değiştirmiş olan ve stratejik noktası sebebiyle de devletlerin gözünde önemli bir yere sahip olmuş olan Rozafa Kalesi, Drin ve Bojana nehirleri ile çevrili halde duruyor. Bu özellikleri sebebiyle ziyaret edenlerin hem tarihi mirası hem de olağanüstü manzarasıyla keyifli bir vakit geçirebileceği Rozafa Kalesi, Arnavutluk’taki kültür turizmi destinasyonlarının en önemlilerinden biri desek doğru olur.

Konum Linki

9. Büyük Tiran Parkı

buyuk-tiran-parki

Tiran şehrinde 1956 yılında açılmış olan Büyük Tiran Parkı, içerisinde yapay bir gölü, önemli Arnavut kişiliklerin anıtlarını, Aziz Prokopius Kilisesi’ni ve Cumhurbaşkanlığı sarayını barındırıyor. Parkın doğal ve kültürel özellikleri gerçekten de başkent Tiran’ın kalbi olduğunu kanıtlıyor. İçerisinde gezinip, keşfetmek isteyeceğiniz birçok doğal ve mimari güzellik barındıran Büyük Tiran Parkı, başkentte gezilecek en önemli yerlerden biri arasında.

Konum Linki

10.Ulusal Tarih Müzesi

ulusal-tarih-muzesi

Tiran’da bulunan Ulusal Tarih Müzesi, 1981 yılında kurulmuş. 27 bin metrekare büyüklüğe sahip olan müzenin 18 bin metrekarelik bölümü, müzedeki fuarlar için değerlendiriliyor. Dış tasarımıyla da dikkat çekiyor. Arnavutlar adlı büyük çaplı bir duvar mozaiği bulunuyor. Bu mozaik, Arnavutluk’un tarihine de dikkat çekmek için eski ve yeni çağlardan figürleri betimleyen bir şekilde müzenin ön girişinin üstünde yer alıyor. İçerisinde Antik ve Orta Çağ, Rönesans, İkonografi, Bağımsızlık, Antifaşist Savaşı ve Komünist Terör gibi seksiyonların yer aldığı müzenin kronolojik yapısı dikkat çekiyor.

Konum Linki

11. Dıraç Amfitiyatrosu

dirac-amfitiyatrosu

Arnavutluk’un Dıraç şehrinde, milattan sonra 2. yüzyılda Roma İmparatoru Trajan döneminde inşa edilmiş olan Dıraç Amfitiyatrosu, ülkede Roma döneminden kalmış önemli miraslardan birisi. Yerli ve yabancı turistlerin de gezmek için tercih ettiği amfitiyatro, olağanüstü heybetli bir yapı. Bazı iddialara göre 20000 kişilik bir kapasitesinin geçmişte mevcut olduğu söyleniyor. Kalıntıları bile şahane duran bu büyük yapının Arnavutluk’ta bir benzeri daha yok.

Konum Linki

12. Berat Eski Şehir

berat-eski-sehir

Arnavutluk’ta bir şehir olan Berat’ın, bir de birkaç mahallesinden oluşan bir Eski Şehir kısmı bulunuyor. Bunlar Mangalem, Gorica ve Kale mahallelerinden oluşuyor. İçerisinde birçok farklı Osmanlı döneminden kalma tarihi yapının da bulunduğu bu değerli bölge, 2008 yılında UNESCO’nun Dünya Mirasları Listesi’ne de girmeyi başarmış. Tüm bu uluslararası ve turistik ilgiyi hak eden Berat Eski Şehri, Osmanlı döneminin Arnavutluk’un eski halinin günümüze bire bir yansımış ve asla bozulmamış bir mirası olarak görülebilir. Tiran’ın yaklaşık olarak 100 kilometre güneyinde kalan Berat şehri, Arnavutluk’a gelmişken gezip keyifli anlar yaşayabileceğiniz bir destinasyon.

Konum Linki

13. Butrint Milli Parkı

butrint-milli-parki

Arnavutluk’un Aysaranda ilinde bulunan ve ülkenin tarihi değerlerinden bir tanesi olarak kabul edebileceğimiz Butrint Milli Parkı, ziyaret edenleri göze görkem görüntülerle baş başa bırakıyor. İçerisindeki Butrint Gölü, antik bir amfitiyatronun da bulunduğu bir sit alanı ve fauna ile florasındaki çeşitlilikle beraber 1992 yılında UNESCO tarafından fark edilip Dünya Miras Listesi’ne eklenmiş. Resmi olarak 2000 yılında faaliyete geçirilen Butrint Milli Parkı, Doğa yürüyüşü, trekking ve kuş gözlemi için de çok uygun bir alan. Tabii bunun yanında antik çağlardan kalma eserlerin kalıntılarını da gidip görmek mümkün. Ayrıca, kalenin kapsadığı alandaki Bizans kiliseleri ve camiler, karşılaştırmalı mimari üslup çalışmalarında faydalanmak için bulunmaz nimetler olarak değerlendirilebilir.

Konum Linki

14. Berat Kalesi

berat-kalesİ

Berat şehrinin eski şehrini oluşturan mahallelerin arasında bir de Kale Mahallesi’nden bahsetmiştik. İşte bu mahalle, adını 13. yüzyılda Bizans İmparatorluğu tarafından bölgede bulunan eski kale temellerinin üzerine inşa ettirilmiş olan kaleden alıyor. Günümüzde hala ziyaret edilebilir halde bulunan ve hem Bizans kiliselerine hem de camilere ev sahipliği yapan Berat Kalesi, Arnavutluk’un çok kültürlü mozaik yapısının da tarihsel süreçten günümüze kadar gelmiş mirasın bir nişanesi.

Konum Linki

15. Osum Kanyonu

osum-kanyonu

Arnavutluk’taki en güzel doğa harikalarından biri de Osum Kanyonu. Ülkenin güney kısmında yer alan kanyonun içinden Berat’tan geçen Osum Nehri akıyor. Özellikle de bahar vakti karlar eridiği zaman ziyaret etmek, nehrin sularının gürül gürül aktığı zamanlara denk gelmenizi, kanyonun derinliğini ve güzelliğini daha güzel bir şekilde tecrübe etmenizi sağlayacak. Her iki tarafı da yeşilliklerle dolup taşan Osum Kanyonu’nun doğal güzelliği dillere destan bir seviyede. Eğer trekkinge, doğa yürüyüşlerine ve rafting yapmaya, özellikle de nehir sularının gür aktığı dönemde, meraklıysanız, Osum Kanyonu’nu ziyaret etmek için çok nedeniniz olacak.

Konum Linki

16. Gjirokastra Kalesi ve Müzesi

gjirokastra-kalesi-ve-muzesi

Arnavutluk’un Gjirokaster şehrinde bulunan Gjirokastra Kalesi, bir başka Osmanlı mirası olarak listemizde yer alıyor. Kalenin ülkede bulunan diğer kale yapılarına göre daha görkemli ve büyük durması, onu turistlerin daha büyük bir ilgi odağı olarak ziyaret etmelerini sağlıyor. Kaleyle birlikte yerel tarihin sergilendiği bir de müzesi bulunuyor. Konumu itibariyle bulunduğu bölgeye hakim bir görüş alanı da sunan Gjirokastar Kalesi’nde seyir alanlarından çevreyi izleyebiliyorsunuz.

Giriş Ücreti

  • Kaleye giriş için kişi başı 200 Lek ücret bulunuyor.

  • Ek olarak müzeyi de görmek isterseniz 200 Lek ücret ödemeniz gerekiyor.

Ziyaret Saatleri

Nisan-Eylül ayları arasında her gün 09.00-19.00 arasında, Ekim-Mart ayları arasında da her gün 09.00-17.00 arasında ziyarete açık.

Konum Linki

Yazar Notu:Kaleye çıkış yolu biraz yorucu olabiliyor. Bu sebepten yanınıza su almanızı tavsiye ederiz. Ayrıca öğle saatlerinden önce ziyaret etmeniz de kaleye vuran güneş ışığının daha güzel olduğu vakitlere denk gelmenizi sağlayacaktır.

17. Dajti Dağı ve Milli Parkı

dajti-dagi-ve-milli-parki

Tiran şehrinin içinde barındırdığı tarihi yapılardan bahsetmiştik. Şimdi de Tiran yakınlarında, doğu yönünde bulunan Dajti Dağı hakkında bilgi verelim. 1613 metrelik Ramno zirvesine sahip olan Dajti Dağı, 1996 yılında milli park ilan edilmiş. Bahsettiğimiz Ramno zirvesine çıkmak için teleferik hizmeti de sunuluyor. Yaklaşık olarak 29384 hektarlık bir alana sahip olan bu milli park, hem Arnavutluk’taki yerli halkın hem de turistlerin gözde noktalarından biri. Doğa yürüyüşleri, trekking, dağcılık, yamaç paraşütü ve benzeri keyifli aktiviteleri gerçekleştirebileceğiniz Dajti Dağı ve Milli Parkı ziyaretçilerini bekliyor.

Giriş Ücreti

  • Kişi başı 800 Leke giriş ücreti bulunuyor.

Ziyaret Saatleri

Her gün 24 saat ziyaret edebilirsiniz.

Konum Linki

18. İskender Bey Müzesi

iskender-bey-muzesi

Yazımızda da bahsetmiş olduğumuz Akçakale’nin içerisinde bulunan İskender Bey Müzesi, ziyarete 1982 yılında açılmış. Müzenin mimari tasarımını Pirro Vaso ve Arnavutluk’un sosyalist rejiminin önderi Enver Hoca’nın kızı Pranvera Hoca yapmış. İskender Bey’in yaşamış olduğu döneme kadar giden çeşitli kategorilerdeki eserlerin sergilendiği müzenin kendisi de Akçakale gibi, hisarlara benzeyen bir yapıda ziyaretçilerini karşılıyor. 1468 yılına kadar Osmanlı Devleti’nin askeri gücüne direnmiş olan İskender Bey’in adının verildiği müzenin duvarlarında Bizans tarzı freskleri de görmeyi unutmamak gerek. Ayrıca müzedeki bir kolaylık da hem Arnavutça hem de İngilizce rehberlik hizmetlerinin veriliyor oluşu.

Giriş Ücreti

  • Kişi başı 300 Leke giriş ücreti bulunuyor.

Ziyaret Saatleri

Mayıs-Ekim ayları arasında her gün 09.00-19.00, Ekim-Nisan ayları arasında pazar günü hariç her gün 09.00-14.00 & 16.00-19.00 arasında, Pazar günleri de 09.00-19.00 arasında ziyaret edebilirsiniz.

Konum Linki

19. Llogara Milli Parkı ve Geçidi

llogara-milli-parki-ve-gecidi

Avlonya şehrinin sınırları içerisinde bulunan Llogara Milli Parkı ve Geçidi, Arnavutluk’ta Adriyatik Denizi’ne karşı uzanan eşsiz manzaralardan birine sahip bir doğa harikası. Gerek yemyeşil doğası, gerek yükseklere doğru çıktıkça nefes kesen büyüklüğüyle her ziyaret edeni memnun bırakan güzellikteki bu alan, zikzaklı yollarıyla birlikte özellikle özel aracınızla yolculuk ediyorsanız keyifli vakitler geçirebileceğiniz bir alan sunuyor. Ağaç olarak da Bulgar çamı, siyah çam gibi türlerin bulunduğu alan, doğasıyla da etkileyici bir deneyim ortaya çıkarıyor.

Llogara Mili Parkı’ndaki patika yollardan yürüyerek ilerlemeyi düşünürseniz, zamanında Jül Sezar’ın geçtiği rivayet edilen ve Llogara Geçidi’yle birlikte milli parktaki ikinci geçit olarak bulunan Sezar Geçidi’nden de geçmeyi unutmayın. Trekking, doğa yürüyüşü ve piknik yapmak için Avlonya’daki bir numaralı destinasyon olarak kabul edebileceğimiz Llogara Milli Parkı, şehirdeki görmeye değer doğal güzelliklerin de başında geliyor.

Konum Linki

20. Baştova Kalesi

bastova-kalesi

Baştova Kalesi’nin kimi kaynaklara göre 6. yüzyılda Bizans İmparatorluğu döneminde, kimi kaynaklara göre de bölge Venediklilerin kontrolü altındayken 15. yüzyılda ilk kez inşa edildiği düşünülüyor. Denize ve nehire yakın bir konumda inşa edilmiş olması stratejik önemini gösteriyor. Dörtgen yapılı kalenin kuleleri ve duvarları, eski halinden pek uzak bir durumda olsa da orta çağda ciddi bir öneme sahip olduğunu belli ediyor. 1478 yılında Osmanlı Devleti’nin fethettiği kale, Osmanlıların elindeyken de bazı mimari değişikliklere uğramış.

Konum Linki

21. Apollonia Arkeoloji Müzesi

apollonia-arkeoloji-muzesi

Arnavutluk’ta Fier’de bulunan Apollonia Arkeoloji Müzesi’nin günümüze kadar ulaşmış olan antik mirası, milattan önce 6. yüzyıla, İlirya Kabilesi’ne dayanıyor. Bu kabile tarafından kurulmuş olan Apollonia, adından da anlaşılabileceği üzere eski dilde Apollon’un toprakları şeklinde bir anlam taşıyor. Önceleri bir ticaret kolonisi olarak görevini yerine getirmiş olan bölgenin ömrü yaklaşık bin yıl sürmüş. Milattan sonra 4. yüzyılda terk edilmiş olan Apollonia’nın kalıntıları artık günümüzde park ve müze olarak karşımıza çıkıyor.

I. Dünya Savaşı’nın hemen ardından bölgede başlayan kazı çalışmaları otuz yıl kadar sürmüş ve müze 1958’de ziyaretçilerine kapılarını açmış. Başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiş olan kazılarda ortaya çıkarılan kalıntılar, müzede sergilenirken 1991 yılında kapanmış olan müze, 2011’e kadar bir daha açılmamış. Tabii belirttiğimiz yıldan sonra tekrar hizmete açılmış. İçerisinde antik çağlardan bu yana Arnavutluk topraklarında kalmış olan Helenistik kalıntılardan oluşan büyük bir koleksiyonla beraber dünyadaki en değerli müzeler arasında yerini almış.

Giriş Ücreti

  • Yetişkinler için kişi başı 600 Leke, çocuklar için de 300 Leke giriş ücreti bulunuyor.

Ziyaret Saatleri

Her gün 09.00-20.00 arasında ziyaret edebilirsiniz.

Konum Linki

22. Elbasan Etnografya Müzesi

elbasan-etnografya-muzesi

Arnavutluk’un Elbasan şehrinde bulunan Elbasan Etnografya Müzesi, Orta Çağ’dan beridir var olan bu şehrin kültürel ve folkloristik yaşamını 18. yüzyıldan kalma iki katlı bir konakta ziyaretçilere görsel olarak sunuyor. Zamanının yerel kılık kıyafetini, demircilik, çan imalatçılığı, semercilik gibi zanaat gruplarının temsillerini içerisinde bulunduran müzenin iç ve dış ortamı da insanı alıp o yıllara götürüyor.

Konum Linki

23. Venedik Kulesi

venedik-kulesi

Dıraç şehrinde tarihi açıdan büyük bir kıymete sahip olan Venedik Kulesi’nin bu değerini ona sağlayan belli başlı sebepler var. Adriyatik Denizi’nin batı kıyısında bulunan en güçlü kalenin bir parçası olarak kabul edilmiş olan Bizanslılar’dan kalma kalenin bir parçası olması da bunun ilk nedeni. 2019 yılında bölgede gerçekleşmiş olan bir depremle beraber hasar görmüş olan kule üzerinde renovasyon çalışmaları da gerçekleştirilmiş. Günümüzde etrafındaki modern binaların ve yolların yapılarıyla tamamen uyum içerisinde konumlanmış olan Venedik Kulesi, Dıraç şehrinin tarihi süreçte devletler için neden bu kadar kıymetli olduğunu da açıklar nitelikte diyebiliriz. İçerisinde antik zamanlardaki atmosferi gözlemleyebileceğiniz yapay gerçeklik gözlüğüyle de güçlendirilmiş bir alan da mevcut.

Konum Linki

24. Skenduli Evi

skenduli-evi

Gjirokastra şehrinin eski mahalleleri arasında 1823’te inşa edilmiş ve 200 yıllık tarihiyle günümüze kadar en sağlam şekilde ulaşmış olan olan Skenduli Evi, bölgenin 19. yüzyıl mimarisini en güzel şekilde yansıtan lokasyon diyebiliriz. Günümüzde, Skenduli ailesinin varisi Nasip Skenduli’nin ziyaretçilere rehberlik ettiği evde 9 şömine, 4 hamam, 12 oda, 44 kapı ve 64 pencere bulunuyor. Evdeki bu sayıları vermemizin sebebi, o dönemde özellikle evdeki şömine sayısına göre ailenin varlığının büyüklüğünün ölçülebilmesi.

Anlaşıldığı üzere zamanının varlıklı ailelerinden olan Skenduli ailesinin günümüz Arnavutluk’una kadar gelmiş olan evi, Arnavutluk’ta 19. yüzyıldaki günlük yaşamın zaman makinesi gibi görsel anlamda tecrübe edilebilmesini sağlıyor. Eğer yolunuz düşerse, uğramanızı tavsiye ederiz.

Giriş Ücreti

  • Kişi başı 200 Leke giriş ücreti bulunuyor.

Ziyaret Saatleri

Her gün 09.00-17.00 arasında ziyaret edebilirsiniz.

Konum Linki

25. Marubi Ulusal Fotoğraf Müzesi

marubi-ulusal-fotograf-muzesi

İşkodra şehrinde bulunan bu müzenin hikayesi, İtalyan bir heykeltıraş, ressam, mimar ve fotoğrafçı olan Pietro Marubi’nin Marubi Fotoğraf Stüdyosu’nu kurmasıyla başlıyor. İtalyan topraklarından sürüldükten sonra Osmanlı Devleti içerisinde kurmuş olduğu stüdyosunda 19. Yüzyıla göre fotoğraf alanında önemli çalışmalarda bulunan Marubi, 1903 yılında İşkodra Sancağı’nda hayata gözlerini yumuyor. Çocuğu veya eşi olmayan Marubi’nin stüdyosu, öğrencisine kalıyor.

Stüdyo, nihayetinde Arnavutluk’un fotoğraf kamerası lensine yansıyan sanatını ziyaretçilerine sunan önemli bir müze haline geliyor. Çeşitli vakıf fonlarıyla değerlendirilmiş olan ve ulusal bir müzeye çevrilmiş olan Marubi Ulusal Fotoğraf Müzesi, günümüzde aktif olarak fotoğraf ve fotoğrafçılık hakkında sergiler, konuşmalar ve konferansların da bulunduğu, binlerce negatiften oluşan interaktif bir müze deneyimi sunuyor.

Giriş Ücreti

  • 0-12 yaş ücretsiz.

  • 12-18 yaş arası kişi başı 210 Leke.

  • Tam bilet 700 Leke.

  • 12’den fazla kişiyle grup halinde geldiğinizde kişi başı 600 Leke.

  • Bazı özel günlerde ücretsiz giriş.

Ziyaret Saatleri

Pazartesi hariç haftanın her günü 09.00-16.00 arası, pazar günleri de 10.00-15.00 arasında ziyaret edebilirsiniz.

Konum Linki

26. Rinia Parkı

rinia-parki

Tiran’daki İskender Bey Meydanı’ndan bahsetmiştik; şimdi de 500 metre uzaklıktaki komşusu Rinia Parkı’nda sıra. 1950’de II. Dünya Savaşı’nın ardından gerçekleştirilmiş olan büyük çaplı bir üst yapı çalışmasıyla beraber kurulmuş olan Rinia Parkı, şehrin kalabalığı arasında nefes alıp dinlenebilmeyi sağlayan merkezi bir yapı. İçerisindeki büfelerle ve merkezi olması sebebiyle etrafındaki restoran ve kafelerle de sosyal anlamda ziyaretçilerine büyük imkanlar sağlayan Rinia Parkı, 1991 yılında ülkede komünist rejimin sonlanmasından sonra çevresinde yapısal olarak birçok değişiklikle karşı karşıya kalmış.

Konum Linki

Yazar Notu: Günümüzde Tiranlıların sık sık ziyaret ettiği noktalardan biri olan Rinia Parkı, her yıl 14 Mart gününde gerçekleştirilen ve birçok gösterinin sunulduğu Yaz Festivali’ne de ev sahipliği yapıyor. Eğer bahar aylarında Arnavutluk’u ziyaret etmeyi düşünüyorsanız, mart ayının ikinci haftası güzel bir seçenek olabilir.

27. İşkodra Gölü

iskodra-golu

Balkanlar’ın en büyük gölü unvanını taşıyan İşkodra Gölü’ndeyiz. Göl, yıl içerisinde beslendiği su kaynaklarının kuruluk oranına göre 370-530 km2 arasında yüzölçümüne sahip. Hem Arnavutluk hem de Karadağ ile sınırı olan gölün en önemli özelliklerinden biri de içerisinde 270’ten fazla kuş türünü barındırması ve bunların arasında Avrupa içerisinde yaşayan son pelikanların da burada bulunması. Bu özelliği de İşkodra Gölü’nü kuş gözlemcileri için güzide alanlardan biri haline getiriyor. Gölün çevresindeki yeşil alanlar da en az kuş türlerinin fazlalığı kadar dikkat çekiyor. Gezip görmek isteyenleri karşılayan yeşil ağaçlık alanlarının arasında doğa yürüyüşleri ve trekking yapmak mümkün.

Konum Linki

28. Koman Gölü

koman-golu

Koman Gölü, ülkenin kuzey tarafında yer alıyor. Etrafı yoğun ağaçlıklı tepelere, dik yamaçlara, derin geçitlere ve dar vadilerle çevrili bir alanda bulunan Koman Gölü, Şala, Valbona ve Drin Nehirleriyle besleniyor. 34 km2’lik yüz ölçümüne sahip olan göl, 115 metrelik bir rakıma sahip. Bulunduğu çevredeki doğal yapıların ve su kaynaklarının mevcudiyeti, dolaylı bir şekilde gölün etrafında yaşayan canlı türlerinin çeşitliliğini de etkiliyor. Avrupa porsuğu, altın tilki ve ağaç sansarı gibi memeli türlerin yanında bıldırcın ve yalıçapkını gibi kuş türlerini de etrafında barındırıyor.

Su sporları, trekking ve kuş gözlemi gibi aktiviteleri gerçekleştirmenin yanında, piknik yaparak da güzel vakit geçirmenizi sağlayabilecek olan Koman Gölü ve çevresi, ormanların yeşiliyle, nehir sularının maviliğini mükemmel bir uyumla bir araya getiriyor.

Konum Linki

29. Lukova Plajı

lukova-plaji

Lukova bölgesinde, gözden uzakta duran Lukova Plajı, ince ve beyaz kumlu plajı ile dikkat çekiyor. Arnavutluk’un Adriyatik Denizi kıyısındaki diğer plajlarında olduğu gibi, Lukova’da da berrak mavi bir su bulunuyor. Bu sayede şnorkel dalışı için de uygun şartları da sağlayan Lukova’daki sahil, Arnavutluk’ta denize girilebilecek en güzide noktalardan biri.

Konum Linki

Yazar Notu:Plajın çok da uzağında olmayan yakındaki köyde bulunan restoran ve kafelerde yiyecek ve içecek ihtiyacınızı geleneksel Arnavutluk lezzetleriyle giderebilmeniz mümkün.

30. Dıraç Plajı

dirac-plaji

Dıraj Plajı, Arnavutluk’taki en büyük ve en çok tercih edilen plaj olma özelliğine sahip. Yaklaşık olarak 10 kilometre uzunluğa sahip olan plajın neden bu kadar çok tercih edildiği de barındırdığı manzaraları ve temizliği dikkate alındığında gayet anlaşılabiliyor. Arnavutluk’un haricinde komşu ülkelerden de Adriyatik’in sularında yüzmek için gelenler oluyor.

Kum plaja ve berrak bir suya sahip olan Dıraç Plajı’nda hem halk plajları hem de turistler tarafından daha çok tercih edilen özel plajlar bulunuyor. Özel plajların sunduğu imkanlar potansiyel olarak daha çok olsa da ekonomik açıdan halk plajlarının bulunduğu kısım tercih edilebilir.

Konum Linki

Yazar Notu: Dıraç Plajı’nın çevresinde restoranlar ve plajın hemen karşısında barlar bulunuyor. Plajdayken bir şeyler yemek ya da içmek isterseniz bu durum size kolaylık sağlayacaktır.

31. Lekuresi Kalesi

lekuresi-kalesi-

Şimdi bir Osmanlı yapısı olan, hatta bizzat Kanuni Sultan Süleyman tarafından bölgenin Venediklilere karşı savunulması için inşası emredilmiş Lekuresi Kalesi’ndeyiz. 1537’de inşası tamamlanmış olan Lekuresi Kalesi, bulunduğu Aysaranda şehrinin stratejik bir tepe noktasında bulunuyor. Kare şeklindeki kalenin iki tane de kulesi var. Etrafına benzer mimari tarzda inşa edilmiş olan kafe ve restoranların bulunduğu kaleye çıktığınızda hem eşsiz Aysaranda manzarasını tepeden izleyebilir hem de keyifli bir şekilde tesislerde yiyip içebilirsiniz.

Konum Linki

32. Dıraç Büyük Camii

dirac-buyuk-camii

Dıraç Büyük Camii’in inşası, 1931 yılında dönemin Arnavutluk kralı I. Zog tarafından Dıraç şehrinde emredilmiş. Temeli, daha önceleri ayakta olan ve Osmanlı döneminde inşa edilmiş bir caminin üzerine yerleştirilmiş. İnşasından sonra o dönemde Arnavutluk’un en büyük camisi olma özelliğini elinde tutmuş olan camii, 1967 yılında Enver Hoca’nın komünist rejimiyle birlikte kapatılmış ve minaresi de yıkılmış. 1993 yılında çeşitli vakıfların yardımlarıyla beraber tekrar aktif ibadete açılmış.

Üst üste konulmuş köşeli, dikdörtgen prizmaya benzer şekillere benzer özgün yapısıyla ve ön tarafında bulunan ağaç ve su fıskiyeleriyle beraber göze görkem bir yapıda duran Dıraç Büyük Camii, şehirdeki önemli tarihi yapılardan biri olarak karşımıza çıkıyor.

Konum Linki

33. İşkodra Aziz Stefan Katedrali

iskodra-aziz-stefan-katedrali

1867 tarihli İşkodra Aziz Stefan Katedrali, şehrin azizi olarak kabul edilen Aziz Stefan’a ithaf edilmiş. Aziz Stefan Katedrali’nin mimari tarihi biraz hareketli gelmiş. Katedralin ilk başta tahtadan inşa edilmiş olan çatısı, inşaatın tamamlanmasından 35 yıl sonra, 1897 yılında yıkılmaya çok yaklaşmışken, günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşmasını sağlayacak şekilde çatıya renovasyon yapılmış. 20. yüzyılın ilk yıllarında büyük bir deprem ve ardından da Karadağ ordusunun İşkodra’yı kuşatması sırasında saati ve çan kulesi hasar gören katedrale bu iki bölümünü hediye etmiş olan Kakarriki kardeşler, kuşatma bittikten 12 yıl sonra tekrar bir saat hediye etmişler. Ancak 1967’de komünist rejimin günlük hayata müdahale etmesiyle birlikte katedralin de faaliyeti durdurulmuş, saat ve çan da çalışmayı bırakmış.

1990 yılında tekrar aktif ibadete ve ziyarete açılmış olan İşkodra Aziz Stefan Katedrali, İşkodra şehrinde 19. yüzyıl katedral mimarisi ve aynı zamanda inişli çıkışlı bir seyirde yürümüş olan Arnavutluk tarihini tecrübe etmek isteyenlerin görmesi gereken bir yapı.

Konum Linki

34. Bunkart

bunkart

Tiran’da görebileceğiniz en farklı duraklardan biri yer altında konumlanan Bunker Müzesi olacak. Komünizm döneminde Enver Hoca tarafından yaptırılan bu devasa sığınaklar günümüzde deneyim ve müze alanına dönüştürülmüş durumda. Askeri malzemelerin yer aldığı yer altı odaları, tünel sistemi, döneme ait fotoğraflar yer alıyor. 2 farklı Bunkart yan yana yer alıyor. Birini gezdikten sonra diğerine geçebilirsiniz.

Giriş Ücreti

  • Bunkart 1 için 500 Lek

Ziyaret Saatleri

Haftanın her günü 09.30-18.00 arası ziyaret edilebilir.

Konum Linki

Yazar Notu: Kapalı alan fobiniz varsa burada yer altında uzun süre kalabileceğinizi hatırlatır ve dikkat etmenizi isteriz.

35. Durres

durres

Tiran’dayken günübirlik gidilecek güzel yerlerden biri Durres oluyor. Uzun sahil şeridi ile hem deniz tatili hem de sahil havası almak için ülkede yaşayanların da ilgi gösterdiği Durres’i de keşif listenize ekleyebilirsiniz.

Konum Linki

Yazar Notu: Eğer geçerli bir Schengen vizeniz varsa Durres’ten İtalya’nın Bari kentine giden feribotlarla kısa bir sürede kendinizi İtalya’da bulabilirsiniz.

36. Vlore

vlore

Arnavutluk’un ikinci limanı olan ve güzel sahil şeridiyle ilgi gören Vlore zeytin ağaçları ve balıkları ile ziyaretçilerini ağırlıyor. İtalya’nın Salento kıyılarına da yakın bir konumda yer alan Vlore, eğlenceli hayatıyla da turizmin cazibe noktalarından biri.

Konum Linki

Arnavutluk vizesiz gidilen ülkeler arasında yer alıyor. Arnavutluk dışında rotanızda vizesiz gidilebilecek ülkeler varsa tüm listeyi linke tıklayarak görebilirsiniz.

Uçak Bileti


ipekincir
İpek İncir
363 Yazı
Marmara Üniversitesi Reklam bölümünde yüksek lisans yaptı. Eğitimini tamamlamak için bir süre Londra’ya gitti. Otomotiv, sağlık, turizm sektörü gibi birçok farklı alanda içerik üretti. Şimdi ise Enuygun ekibinin bir parçası olarak seyahat yazıları yazıyor.
Yorum Yap
Yorumlar
Bu yazı için henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorumu yapan sen ol.
Uzman Yazarlar

10 milyondan fazla kullanıcı, seyahatini Enuygun’la planlıyor!

Hemen İndir

App Store'dan

indirin

Google Play

'DEN ALIN

AppGallery

ile KEŞFEDİN