Yazın gelişiyle birlikte yaylaya çıkma mevsimi de başladı. Yerli halk şimdiden yayla evlerine taşındı. Yayla turizminden keyif alan turistlerse planlarını yapıyorlar. Bunaltıcı yaz sıcaklarından bol oksijenle arınmak ve şehrin kaosundan uzaklaşmak için en güzel adresler yaylalar. Gelin hep beraber ülkemizin en güzel yaylarını inceleyelim.
Karadeniz ve yayla kelimeleri bir araya gelince akla ilk olarak Ayder Yaylası geliyor. Doğasıyla, şifalı kaplıca sularıyla ziyaretçilerine aradıkları her şeyi sunan Ayder Yaylası’nda konaklama imkânı da diğer yaylalara göre daha fazla. Yolunuz Ayder Yaylası’na düşerse Fırtına Deresi’ne de mutlaka uğrayın. İnanılmaz bir rafting deneyimi yaşayacaksınız.
Perşembe Yaylası, Karadeniz’in tüm yaylalarından farklı bir manzaraya sahip. Yaylanın üzerinde bulunan mendereslerle ve girişindeki gölle adeta bir tabloya benzeyen yayla özellikle yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Ayrıca yaz ayları boyunca düzenlenen birbirinden eğlenceli festivaller de yaylanın manzarasına unutulmaz bir eğlence katıyor.
Not: Pandemi sebebiyle festival tarihleri değiştirilebilir veya iptal olabilir.
Kümbet Yaylası, Doğu Karadeniz’in en sevilen yaylarından biri. Bu durumun belki de en önemli sebebi yaylaya ulaşımın asfalt bir yolla sağlanması. Özellikle zor yollardan ulaşılan diğer yaylalarla karşılaştırıldığında ulaşım kolaylığı Kümbet’i popüler yapıyor. Ayrıca yayla üzerinde konaklayacak birçok otel ve pansiyon bulunuyor.
Ayder’den sonra en popüler yaylalardan biri de Pokut Yaylası. Bu yaylanın rakımı çok yüksek olsa da ılıman rüzgarları sayesinde harika manzaralar oluşturan çam ağaçları var. Pokut genelde sis dolayısıyla bulut deniziyle kaplı oluyor. Bu görüntü ayrı bir şölen oluştururken sis ortadan kalktığında oluşan görüntüyse paha biçilemez.
Meşhur Anzer balının kaynağı olan Anzer Yaylası’na geldi sıra. Sadece bu yayla ve çevresinde yetişen çiçekler sayesinde hem bal elde ediliyor hem de yayla turizmine büyük katkılar sağlanıyor. Birçok yerli ve yabancı turist sırf bu bitkiler için buraya akın ediyor.
Sinop’un köknarları arasında gizli kalmış huzur kokan bir yer Akgöl Yaylası. İki çayın birleşerek oluşturduğu göl el değmemiş doğasıyla kendinizi bambaşka bir yerde hissedeceğiniz bir tatil vadediyor. Gölde keyifli bir sandal gezisi yapıp bölgenin meşhur kırmızı benekli alabalıklarını da görebilirsiniz.
Gito Yaylası’nın yolları biraz kötü olduğu için ulaşım zor olsa da yaylaya çıkmanın verdiği keyif için değer. Yaylaya çıktığınızda göreceğiniz Karadeniz manzarasını asla unutmak istemeyeceksiniz ve daha önce hiç nefes almadığınızı hissedeceksiniz. Oksijen bolluğundan erkenden uyumanız muhtemel, bizden söylemesi.
Adı üzerinde bu yayla tamamen sisle kaplı. Yaylayı sarmalayan bulut denizi yeşilin tüm tonlarıyla birleşince de ortaya başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz görüntüler çıkıyor. Eğer bu yaylaya gitmeye karar verirseniz mevsime daldırmayın. Yaz ayları diye düşünüp yanınıza kalın bir şeyler almazsanız üşüyebilirsiniz.
Karadeniz’in en sessiz ve sakin yaylası Şolma Yaylası’na gitmenin en güzel yolu yürümek. Yaylaya ulaşmak için yürüyeceğiniz yol o kadar keyifli ki yorulmayacaksınız. Bu yaylanın eşsiz manzarası ve doğasının yanında kaymağı da ayrı bir lezzetli. Hem böyle bir manzaranın karşısında şöyle ballı kaymaklı bir kahvaltı çok güzel olmaz mıydı?
Kayak deyince çoğunlukla aklımıza kış ve kar gelir. Hatta kimimiz çim kayağını daha önce hiç duymamış olabilir. Evet Kiraz Yaylası’nda çim kayağı yapılıyor. Hem şehirden uzaklaşıp yeşile kavuşmak hem de belki de daha önce hiç denemediğiniz bir aktiviteyi denemek istiyorsanız Kiraz Yaylası’nı planlarınızın arasına eklemelisiniz.