Avrupa şu an çocuklara ilköğretim kapsamında, finansal eğitim verme konusunu tartışıyor. Ben çocukken en inanılan mitlerden biri, yurtdışında çocukların günlük konularda eğitim ve öğretim aldığı idi. Sonrasında bizde de eğitim ilköğretim öncesi çağa kadar inip, ders gamındaki çeşitlilik velileri şaşırtır cinsten oldu.
Şimdi ise paranın değeri ve finansal konularda çocukların eğitilmesi ihtiyacı Avrupa'da gündemde. Bu konu ile ilgili fikri sorulan halk, bunu çok anlamlı buluyor zira, üniversite çağında ailelerinden ayrılarak eğitim hayatını sürdüren çocukların ya da küçük işler ile öğrencilik hayatını idare eden gençlerin başarısızlığı, kredi kartı ve kredi borçları bu ihtiyacı haklı çıkarıyor. Bugün Türkiye'de de mikrofon uzatılsa, farklı bir yanıt oalcağını sanmıyorum.
İlköğretim düzeyinde bir çocuğa paranın değeri ve finansal kararlar ile ilgili nasıl bir eğitim verilebilir. Bu elbette henüz açıklanmamış bir müfredat planında ve içimizdeki eğitimciler ile ebeveynlerde gizli.
Ancak çocuklarımızın zaten çok küçük yaşlardan itibaren, dışarıdaki yoğun marka ve ürün bombardımanına maruz kaldığı ve anne-babalarından "şimdi alamayız, çok pahalı, gelecek ay alabiliriz" cevaplarını bildiğini, anlamlandırabildiğini düşünsek, çok yanılmış olmayız. Uzmanlar, bu söylemlere ek olarak, sebep-sonuç ilişkisinin sadeleştirerek kurulabileceğini, aile bütçesi kavramını çocuğu endişe ettirmeden yerleştirmeyi ve sınırlarını çizmeyi doğru buluyorlar.
Bizim çocukluğumuzdaki milyoner benzeri kutu oyunlar bugün hala var. Ailecek katıldığınız ve para ile iletişime geçerek demonstrasyon yapabileceğiniz bir oyun yine çocuğunuza para ve değeri konusunda fikir verecektir.
Ekonomik kararlarında sizin gibi ya da sizden daha gerçekçi ve başarılı bir çocuk yetiştirmek için, onunla bu sonsuz sorular diyarına geçmeye hazır mısınız?