İyonlar tarafından yaklaşık 3 bin yıl kadar önce kurulan Sakız Adası farklı medeniyetlerden devraldığı kültürel mirası bugüne taşıyor. Homeros’un doğduğu yer olan Sakız (Chios) Adası’nda seni labirenti andıran sokaklar, dokusunu yitirmeyen köyler ve mavi bayraklı plajlar bekliyor.
Yunan kültürüne adalar üzerinden tanıklık etmek isteyenler için Sakız Adası’nda gezilecek yerlere doğru gidelim. Gitmeden önce de çok sorulan sorulara yanıt verelim.
Sakız Adası'na nasıl gidilir?
Sakız Adası'na gitme için İzmir'in Çeşme ilçesinden kalkan feribotları kullanabilirsin. Yolculuk yaklaşık 30 dakika sürüyor.
Sakız Adası'nda kapı vizesi geçerli mi?
Evet. Sakız Adası'na Yunanistan'da yer alan adaları görmeni sağlayan kapı vizesi ile gitmen mümkün.
Sakız Adası'nda kaç gün kalınmalı?
Keyifli bir ada tatili için 2 günün yeterli olacağını söyleyebiliriz.
Adanın tam olarak merkezinde bulunmasından dolayı Sakız Adası Kalesi, en çok ziyaret edilen yerlerin başında geliyor. Feribotla adaya geldiğinde tarihi yapı, tüm ihtişamıyla seni karşılıyor. “Chios Kalesi” olarak da bilinen bu tarihi kalenin orijinal hali, 9’uncu yüzyılda Bizanslılarca inşa edilmiş. 1694 yılında Cenevizliler, büyük ölçüde kalenin bugünkü halini oluşturmuş. Merkezin hemen güney tarafında konumlanan kalenin ana giriş kapısı “Porta Maggiore” olarak biliniyor. Kalenin duvarları kara ve deniz duvarları şeklinde ikiye ayrılmış durumda. Kapılar dışında savunma burçlarının önemli bir kısmı bugüne dek sağlam bir şekilde gelmeyi başarmış. 1912’ye dek Osmanlı egemenliğinde kalan Sakız Adası Kalesi, aktif olarak kullanıldığı dönemlerde adanın siyasi/askeri merkezi olmuş.
Sakız Adası’nda gezmeye değer bir diğer destinasyon olan Pyrgi, merkeze 24 km uzaklıkta bulunuyor. Orta Çağ’da kurulan bu özel bölge, aynı zamanda adanın en büyük yerleşim alanı durumunda. O dönemlerde korsan saldırılarına karşı çok daha güvenli olan iç bölümlere yerleşme düşüncesi, Pyrgi’nin kurulmasında etkili oluyor. 11’inci yüzyıldan günümüze uzanan Pyrgi, “Boyalı Köy” ismiyle de tanınıyor. Hemen hemen tüm köy evlerinde kazıma stili sanatsal süslemeler dikkat çekiyor. Özellikle yaz aylarında çok sayıda ziyaretçi çeken bu şirin köyün her bir noktasında Giritli ressam Antonios Domestichos’un duvar resimlerine ve süslemelerine tanıklık edebilirsin. Bu arada Taxiarchis Kilisesi, Koimisis Theotokou Kilisesi ve Agios Georgios Manastırı, köy içinde ziyaret edebileceğin diğer tarihi mekânlar arasında bulunuyor.
Mavra Volia plajının hemen yanında olan Vroulidia plajı, adanın en sakin kumsalları arasında yer alıyor. Altın rengi kumları ve berrak denizi ile dikkat çeken Vroulidia plajına aracınızla doğrudan ulaşım sağlayamazsın. Bu nedenle tepe bölgesinde uygun bir yere aracını bırakıp merdivenlerle aşağıya inmen gerekiyor. Adadaki diğer plajlara kıyasla daha soğuk ve taşlık olması, pek çok kişinin burayı tercih etmemesine neden olabiliyor. Fakat eğer soğuk ve berrak denizlerden hoşlanıyorsan rotanı hiç düşünmeden Vroulidia’ya doğru çevirebilirsin. Adanın güney ucunda yer alan Vroulidia plajının sahili yaklaşık olarak 100 metre civarında. Etrafında beyaz renkli ve iri kayalıkların bulunması, buraya özel bir atmosfer katıyor.
Adada UNESCO Dünya Mirası listesinde kendine yer bulmayı başarmış bir yere tanıklık etmek istersen, Nea Moni Manastırı’nı mutlaka gezi listenize dahil etmelisin. 1055 yılından bugüne taşınan tarihi manastır, şehir merkezine yaklaşık 15 km uzaklıkta. Provateio Oros Dağı’nda konumlanmasından dolayı özel bir ilgi uyandıran Nea Moni Manastırı, 1800’lü yılların ilk çeyreğine dek çok sayıda kesişe ev sahipliği yapmayı başarmış. Aktif olarak hizmet verdiği dönemlerde oldukça güçlü bir yapıda olan manastırda bugün itibarıyla sadece 3 kesiş yer alıyor. Manastır toplamda 17 bin metrekarelik bir alanı kaplıyor. Fresklerin süslenmiş olan kilise kısmı, ziyaretçilerin en çok ilgisini çeken alanların başında geliyor.
Mart-Ekim arası 4 Euro
Aralık-Şubat arası 2 Euro
Ziyaret saatleri
Adanın en güzel köylerinden biri olarak önce çıkan Mesta, esasen tipik bir Orta Çağ köyü. Tıpkı Pyrgi bölgesinde olduğu gibi Mesta’nın kuruluşunda da korsan saldırılarından kaçma isteğinin etkisi büyük. Cenevizliler tarafından oluşturulan köy, genel olarak bir kale formunda. Köye girişte toplamda 4 ayrı kapı bulunuyor. Tüm evlerin birbirine bitişik olarak tasarlandığı beşgen yapı, köyü ziyaret edenlerin çoğunlukla ilgisini çeken ilk detay oluyor. Bu arada Mesta’da sokakların oldukça dar ve labirent formunda olduğunu da anımsatalım. Aslında köy içinde mimari açıdan tanık olacağın tüm detaylar, tümüyle korunmaya odaklı. Kale-köy biçiminde olan Mesta’da çok sayıda kilise ve gözetleme kulesi bulunuyor. Bu kiliseler içinde özellikle Taksiyarhis Kilisesi’ni ziyaret etmeni önerebiliriz.
Adanın sembol plajlarından biri olan Karfas plajı, geniş sahil yapısıyla dikkat çekiyor. Adanın doğu kesiminde konumlanan mavi bayraklı plaj, turkuaz rengi denizi ve ince beyaz kumlarıyla tatilcilerin gözdesi olmayı sürdürüyor. Adadaki diğer plajlara kıyasla suyun burada daha sıcak olması, çocuklu ailelerin de Karfas plajına yönelmesine neden oluyor. Bu arada bölge, çeşitli su aktiviteleri için de referans olarak gösteriliyor. Özellikle tüplü dalış, kano ve plaj voleybolu, tatilciler için rutin aktiviteler arasında. Ada merkezine 7 km uzaklıkta bulunan Karfas plajı, özellikle günübirlik ziyaretler için sıklıkla tercih edilen bir plaj olduğu için yaz döneminde oldukça kalabalık olabiliyor.
Adanın yaklaşık olarak 40 km civarında kuzeyinde yer alan Volissos Köyü, 500 kişilik bir nüfusa sahip. Kuzey bölümünün en büyük köyü olarak bilinen Volissos, aynı zamanda büyük şair Homeros’un da doğduğu köy. Köyün tepe alanında Belisarios’un Bizans döneminde inşa ettiği kalenin izlerine rastlamak mümkün. Tarihi kalenin ışıklı bir tünelle sahile bağlanması, burayı daha da ayrıcalıklı kılıyor. Öte yandan kalenin bulunduğu alanda bir sarnıç ve küçük bir kiliseye rastlaman da mümkün. Köy sokaklarını gezmeye başladığında ise taş evlerin tavernaların ve yel değirmenlerinin güzelliği karşısında büyülenebilirsin. Köyün ziyaret edilmesinde, Gonia, Limnia, Managros gibi sevilen plajlara sahip olması önemli bir etken. Bu arada sakız şarabı geleneğinin burada hala devam ettiğini söylemek gerekiyor.
Sakız Adası’nın yaklaşık 19 km güney bölümünde konumlanan Armolia, genel olarak çömlek ve seramik üretimiyle ön planda. Bu nedenle köy içinde yer alan hediyelik eşya dükkanlarında da bu üretime yönelik ürünlerle karşılaşman olası. Köye geldiğin zaman Vretos Manastırı ve Apolihnon Kalesi gibi iki tarihi mekânı ziyaret edebilirsin. 1140 yılından bugüne gelen kalenin arkasında Venedikli Nikolao Banka Justinani’nin imzası bulunuyor. Armolia Köyü, ışıklandırmasından ve manzarasından kaynaklı olarak akşam saatlerinde özel bir atmosfer sunuyor.
Merkezin 15 km batısında bulunan Anavatos Köyü, oldukça yüksek bir vadinin tepe noktasına inşa edilmiş durumda. Köyde gezeceğini sırada çok keskin uçurumlarla karşılaşma ihtimalin oldukça yüksek. Köy, deniz seviyesinin 500 metre kadar yukarısından yer alıyor. Yolun engebeli yapısından dolayı ulaşım diğer yerlere göre daha zor diyebiliriz. Merkez üzerinden köye ulaşmak, yaklaşık 45 dakikalık bir zaman alıyor. Anavatos Köyü’nün en güzel özelliklerinden biri, burada yer alan evlerin tamamının taş evlerden meydana gelmesi.
Mavra Volia plajı, görünüm itibarıyla adanın en orijinal plajı olarak kabul görüyor. Siyah kumlarından dolayı burayı “Volkan plajı” olarak da biliniyor. Sahilinin taşlık yapıda olması ise plajın tek olumsuz yanı. Yukarıdan merdivenlerle inmen gereken plaj, özellikle ağustos ayında en kalabalık dönemini geçiriyor. Eğer genel olarak ince kumlu plajlardan hoşlanıyorsan, buraya sevmeme ihtimalin güçlü. Fakat yine de volkanik taş kalıntılarının üzerine uzanmak, sizin için ilginç bir deneyim olabilir. Bu arada plajın arka kısmında geniş gölgelik alanlar mevcut. Dolayısıyla burada olduğun sürede şemsiyeye pek de ihtiyaç duymayabilirsin. Bu ilginç plaj, Emporios Limanı’na oldukça yakın bir mesafede bulunuyor.
Komi plajı, çevresinde yer alan tesislerin ve tavernaların çokluğundan dolayı önemli bir popülerliğe sahip. Şemsiye, duş ya da şezlong konusunda da hizmet veren Komi plajı, adanın en kalabalık plajları arasında. Bu arada plaj içerisinde özel bir beach club da mevcut. Deniz tercihinizi eğlenceli ve hareketli bir noktadan yana kullanmak istiyorsan Komi plajı sizin için oldukça ideal. Yoğun bir bitki örtüsünün çevrelediği plajda çocuklar için özel oyun alanları bulunuyor. Derin yerleri sevenler, bir nebze hayal kırıklığı yaşayabilirler ancak sığ yapısından dolayı çocuklu aileler için ideal.
Adanın merkez bölgesinde yer almasından dolayı çok sayıda ziyaretçi çeken Bizans Müzesi, 1980 senesinden bugüne kadar aktif şekilde hizmet veriyor. Müzeye ev sahipliği yapan tarihi binanın 19’uncu yüzyıldan kalma olduğu biliniyor. Bizans Müzesi’nde avlu bölümü ziyarete açılmış olan bir Osmanlı camisi de mevcut. Caminin avlu bölümünde çok sayıda Musevi ve Müslüman mezarı yer alıyor. Ayrıca Rönesans ve Bizans dönemlerinden kalan çok sayıda tablo, müze içinde sergileniyor.
2 Euro
Salı günleri dışında 08.30-16.00 arası ziyarete açık.
Sakız Adası Yunanistan kapı vizesi ile geçebileceğin adalardan. Yunanistan kapı vizesi için bilmen gereken tüm detaylar ise linkte!