İstanbul’un kültürel ve turistik semtlerinden Fener ve Balat, eski ile yeniyi tarihi dokuya, kültürel mirasa zarar vermeden uyum içinde harmanlayabilen, kültürel zenginlikleri, renkli sokakları, tarihi yapılarıyla yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken nadide semtlerimizden. Bunda UNESCO / Avrupa Birliği ile başlatılan proje kapsamında eski evlerin bazılarının restorasyonlarının yapılmasının katkısı büyük.
Özellikle hafta sonu nereyi gezsem diye düşünüyorsan işte sana harika bir öneri. Balat ve hemen yanındaki Fener ile iki şahane rotayı tek güne sığdırabilirsin. Fotoğraf da çekmeyi seviyorsan bu gezi tam senlik olacak.
Fener semtinde bulunan Fener Rum Patrikhanesi Ortodoks Hristiyan ruhani liderinin ikametgahı olan bir dini merkez. Bu patrikhane dünya üzerindeki 250 milyon Rum Ortodoks Hristiyan için ibadet merkezi ve en önemli dini kurumlardan. Patrikhanenin resmi adı, Konstantinopolis Ekümenik Patrikhane.
Bilindiği gibi Katolik aleminin dini merkezi Vatikan’dır ve Papa ise dini liderleridir. Ortodoks camiası için de İstanbul Fener’deki Konstantinopolis Ekümenik Patrikhanesi dini merkez, buradaki Patrik de tüm Ortodoks aleminin dini lideri oluyor. Bu da bu patrikhaneyi Türkiye’deki en önemli kilise yapıyor.
Açık olduğu saatler
Halk arasında ‘Kırmızı Mektep’ olarak da bilinen Fener Rum Erkek Lisesi 1454 yılında inşa edilmiş. İhtişamlı yapısından olsa gerek genelde Fener Rum Patrikhanesi ile karıştırılır ancak ikisi de ayrı binalar. İstanbul’un tarihi ve kültürel dokusuna katkıda bulunan bu göz alıcı yapı Rum Ortodoks topluluğu için önemli bir sembol. Bu okul, Türk Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir devlet okulu olarak faaliyet gösteriyor ancak öğrencileri genel olarak Rum kökenli öğrencilerden oluşuyor.
Binanın yapımında kullanılan kırmızı tuğlalar Marsilya’dan getirilmiş. Hem Haliç denizinden hem de kıyıdan bakıldığında göz alabildiğince yüksek ve ihtişamlı bu kırmızı yapıya hayran kalmamak elde değil.
Açık olduğu saatler
Balat'ın en fotojenik noktalarından biri de renkli merdivenler oluyor. Burası Fener-Balat rotasının en çok fotoğraf çekilen yerlerinden biri. Renkli evlerle bütünleşen renkli merdivenler yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. İncir Ağacı kahvesinin bulunduğu bu renkli merdivenlerde bir kahve molası vermeyi de ihmal etme.
Dimitri Kantemir, Osmanlı Sultanı III.Ahmed tarafından esir alınmış 15 yaşındaki Romen Prensi. Esaret döneminde Fener Rum Erkek Lisesi’nde okumuş, 11 dil öğrenmiş ve saray musikisine merak salmış. Kendisinin geliştirdiği nota sistemiyle Osmanlı tarihi ve müzik alanında çok fazla eser kazandırmış.
1711 yılında esaretten serbest bırakıldıktan sonra Dimitri Kantemir Rusya'ya yerleşmiş ve Rusya Çarı I. Petro'nun hizmetine girmiş. Rus hükümetinde çeşitli önemli görevlerde bulunmuş, Osmanlı İmparatorluğu'na elçi olarak atanmış ve Moldova'nın valisi olarak görev yapmış. İstanbul Fener’de ardında kalan kendisi için yaptırdığı evi 2007 yılında Romanya Cumhurbaşkanı’nın katıldığı törenle müze olarak açılmış.
Bu kilisenin en önemli özelliği İstanbul’un fethinden bugüne kadar hala kilise görevi gören tek kilise olması. Fatih Sultan Mehmet, Fatih Cami’nin yapımındaki emeğinin karşılığında caminin mimari Rum Hristodulos’a (Atik Sinan Paşa) ödül olarak ne istediğini sorduğunda mimar, annesiyle beraber ibadet ettiği bu kilisenin her zaman kilise olarak kalmasını istediğini söyler.
Fatih Sultan Mehmet de bunun hakkında çıkarttığı fermanıyla, kilisenin günümüze kadar ibadet eden cemaati azalmış olsa da varlığını ve işlevini hala sürdürmesini sağlamış. Ferman hala kilise içinde asılı.
Instagram’lık fotoğrafların çekildiği popüler renkli evlerin olduğu cadde. Bunlar restore edilmiş evlerden birkaçı. Fener-Balat’ın bu renkli evlerini, Fener Rum Erkek Lisesi’nden aşağı inen sokakla Kiremit caddesinin kesişiminde görebilirsin.
Haliç Sanat Fener Evleri uzun zamandır kullanışsız ve bakımsız bırakılmış olan 18. yüzyıldan kalan Haliç kıyısındaki 3 yapı İBB Miras’ın restorasyon çalışmaları tarafından restore edilerek sanatsal etkinliklere ev sahipliği yapılması amacıyla sanatseverlerle buluşturuldu. Sanat galerileri, sergi salonları, atölyeler ve tiyatro gibi sanatsal etkinliklere ev sahipliği yapmaları amaçlanmış. Haliç 1, Haliç 2 ve Haliç 3 olarak adlandırılan bu yapıları Fener sahil boyunca yürüyerek ziyaret edebilirsiniz.
Açık olduğu saatler
Haliç kıyısını süsleyen kilisenin yapımında 500 ton demir kullanıldığı için Demir Kilise olarak da bilinir. Mimari özelliğiyle dünyada tek.19. yüzyıldaki milliyetçi hareketlerden etkilenen Bulgarlar dönemin padişahı Abdülaziz’den, Rumlardan bağımsız olarak kendilerine ait ibadet edebilecekleri bir yer talep etmişler.
Padişah da hem milliyetçilik revaçta olduğundan hem de Rum Ortodoks dünyasını karşısına almamak için inşa için Bulgarlara sadece 3 aylık zaman vermiş. Bulgarlar da 1896’da kilisenin tüm iskeletini Viyana’da demirden döktürüp Tuna ve Karadeniz üzerinden gemiyle getirtip Haliç kıyısında birleştirmişler. 1898 yılında ibadete açılan kilise bugün de ziyaretçilerini ağırlıyor.
‘Çıfıt’ Osmanlı döneminde Yahudilere verilen isim. Çıfıt Çarşısı da Yahudilerin ticaret yaptığı bir çarşı. Şu anda Türk esnafının işlettiği bu çarşıda tarihi izleri yoğun olarak hala görebiliyoruz. Balat’ın en belirgin yüzlerinden biri buradaki antikacılar. Hem yeni hem eskiden beri olan antika dükkanlarında son zamanlarda açık artırma ile mezatlar düzenleniyor. Bir şey satın almak zorunda olmadan bu mezatlara sadece seyirci olarak da katılabilirsin. Mezatların saatleri ve günleri antika dükkanlarına göre değişiyor. Bu çarşıda gezerken her an bir mezata denk gelebilirsin.
Caddeyi ikiye ayıran konumuyla da dikkat çeken bu cami 1458 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmış. İstanbul’un en eski camilerinden. İlk yapıldığında minaresi tahtadan yapılmış. Bu nedenle adı Tahtalı Camii olarak kalmış. Birkaç restorasyon geçirmiş. Şu andaki minaresi tuğladan yapılmış.
Yine Instagram’da en sık gördüğümüz iki sokak arasındaki pembe yapılı Balat fotoğrafı tam olarak bu yokuşun başından çekiliyor. Yukardan bakıldığında yolu ikiye ayıran ve denize açılan sokaklarıyla seni heyecanlandıracak bir kare olacağına emin olabilirsin.
Sinagog 1400’lü yıllarda inşa edildi. Balat’taki sinagogların en önemlisi ve en büyüğü olarak öne çıkıyor. İbadetin devam ettiği Ahrida Sinagogu ziyarete kapalı olsa da özel izinle ziyaret edebilir ya da dışarıdan görebilirsin.
Aya Yorgi kilisesi Fener Rum Patrikhanesi ile aynı avluyu paylaşıyor. Kilisede tarihe ışık tutan çok değerli objeler muhafaza ediliyor. En dikkat çekici olanı 5. yüzyıldan kalma fil dişi ve sedeften bitkisel motiflerle süslü Patrik Tahtı. Kilise’nin girişinde mum yakılan bölüm var.
Fener Rum Patrikhanesi’nden yola devam ettiğinde Yıldırım Caddesi üzerinde birbirinden renkli hepsinde de ayrı oturup vakit geçirmek isteyeceğin kafeleri göreceksin. Bu yol üzerinde ayrıca renkli kapılar önünde fotoğraf çekilen insanlara denk geleceksin. Sen de çekinmeden ister kapıları tek başına çek, ister önünde poz ver.
Adeta eski Yunan tapınaklarını andıran 4 sütunlu girişi ile ünlü bu okul Odessa Şehri Belediye Başkanı Grigoris Maraslis tarafından yaptırılmış. Bu okulu yaptırırken görkemi ve gösterişiyle Fener Rum Lisesi’nden geri kalmasın istemiş. Buna karşılık okulun tüm eğitim ve öğretim giderlerini de karşılayacakmış ancak umduğu gibi olmamış ve harcadığı paraya karşılık beklediği gibi görkemli bir yapı yapılamamış.
Bu sebeple söz verdiği gibi okulun masraflarını karşılamamış. 1901 yılında Patrikhane kendisine bağlı bir kilisenin bağışlarını bu okulun giderlerini karşılamaya çalışarak eğitime başlamış ve günümüze kadar gelmesini sağlamış.
Fener Rum Patriği 2. Yoakim kızların eğitim görmesinin desteklemek amacıyla bu okulun arsasını bağışlamış. Vasiyetiyle de 1882 yılında bu kız okulu yapılmış. İlk olarak ortaokul düzeyinden eğitim veren okul daha sonra lise düzeyinde eğitim veren kaliteli bir okul olmuş. Buradan mezun olan kızlar Türkiye’de ve yurt dışında üniversitelerde devam etme fırsatı yakaladılar. 1988 yılına gelindiğinde okulda okuyacak yeterli sayıda Rum kız kalmayınca okul eğitime kapanmış.
Yine Instagram’da en çok karşılaştığımız fotojenik lokasyonlardan biri. Balat’ın ünlü merdivenli yokuşu ve UNESCO Kültür Mirası kapsamında restore edilmiş renkli tarihi evleri harika fotoğraflar çekmek için listene alın.
800’lü yıllarda kilise olan yapı 2. Beyazıt döneminde 1490 yılında camiye çevrilmiş. Dikkat çeken özelliklerinden biri Kuzey duvarında güneş saati olması. Bu caminin içinde sahabeden Hazret-i Cabir’in kabrinin bulunduğuna inanıldığından Hz.Cabir Camii olarak da biliniyor.
İstanbul'u keşfetmeye devam etmek için tam ve detaylı bir listeye ihtiyacın varsa İstanbul'da gezilecek yerler rehberine linkten ulaşabilirsin.