İngiltere’de gezilecek yerler

Tarih, kültür ve muhteşem manzaralarla dolu bir ülkeyle karşındayız. İster tarih tutkunu, ister doğa aşığı ol, İngiltere'de her türden gezgine sunacak rotalar bulunuyor. Londra'nın kozmopolit havasından Stonehenge'in mistik cazibesine kadar, İngiltere'de kalbini fethedecek ve seyahat tutkuna ilham verecek, mutlaka ziyaret edilmesi gereken en önemli yerleri keşfetmeye hazırlan.

İngiltere kırsalının inişli çıkışlı tepelerinde, antik kentlerinin Arnavut kaldırımlı sokaklarında ve denizcilik mirasının hikayelerini anlatan engebeli kıyı şeridinde bir yolculuğa çıkacağız. Yolculuğa başlamadan önce merak edilen birkaç soruyu senin için yanıtlıyoruz.

İngiltere’de ne yenir?

İngiltere seyahatin sırasında beef wellington, fish and chips, eton trifle ve Manchester turtasının tadına bakmalısın.

İngiltere’den hediye olarak ne alınır?

Seyahatin sırasında kendin ve sevdiklerin için şemsiye, İngiliz çayı ve seti, atkı, eşarp, Harry Potter eşyaları ve İngiliz şapkası alabilirsin.

İngiltere’ye ne zaman gidilir?

Bize göre İngiltere’nin en güzel zamanları nisan-ekim arasında olan aylar. Yağışın az, havanın sıcak olduğu ve İngiltere’de bulunan parkların çiçek açtığı zamanlar.

1. Big Ben Saat Kulesi - Londra

Big Ben, Londra'nın simgesel yapılarından biri olarak kabul ediliyor ve aslında Elizabeth Kulesi olarak biliniyor. Bu ikonik saat kulesi, 96 metre yüksekliği ile dikkat çekiyor. Çan kulesine ise 334 basamak tırmanılarak ulaşılabilir. Big Ben adını taşıyan asıl çan ise yaklaşık 13,7 ton ağırlığında ve adının kökeni konusunda çeşitli teoriler mevcut.

Çanın üzerinde kazılı olan Sir Benjamin Hall ismi en fazla benimsenen teori. Ancak buna karşın bazı kişilerce devrinin önemli boksörlerinden olan Benjamin Caunt’un da bu kuleye ismini verdiği söyleniyor. Kule, neo-Gotik mimari tarzında tasarlanmış ve İngiltere'nin dört ulusunu temsil eden kalkanlarla süslendiği görülüyor. Dış cephesinde Yorkshire Anston taşı ve Cornish granit kullanılan kule, ziyaretçiler için açık olmasa da Parlamento oturumları sırasında özel olarak aydınlatılıyor. Saat kulesinin saatleri oldukça büyük; her bir rakam 60 cm uzunluğunda ve dakika ibreleri 4,2 metre boyunda. Saatlerin doğru çalışması için kullanılan mekanizma, kuruş boyutundaki jetonlarla ayarlanabilir. Bu jetonlar, saat hızını günde 0,4 saniye kadar değiştirebilir. Big Ben, II. Dünya Savaşı sırasında bile çalışmaya devam etmiş ve bu süreçte zarar görmemesine rağmen, 2017'den itibaren büyük bir restorasyon sürecine girdi.

Konum Linki

2. Westminster Sarayı - Londra

Westminster Sarayı, Londra'nın en dikkat çekici yapılarından biri olarak seni tarih ve mimariyle dolu bir yolculuğa çıkarabilir. Bu görkemli yapı, hem Birleşik Krallık Parlamentosu'na ev sahipliği yapıyor hem de dünyaca ünlü Big Ben saat kulesine bağlanıyor. Saray, Thames Nehri'nin kıyısında yer alıyor ve Gotik mimari stilinin en iyi örneklerinden birini sunuyor. Bir zamanlar kraliyet ailesinin resmi ikametgahı olan bu yapı, 1016 yılında ilk olarak inşa edildi. İlk zamanlarda bugünkü kadar büyük olmayan saray zamanla yapılan eklemeler sayesinde genişledi. Öyle ki bazı koridorlarının 4 kilometre uzunluğunda olduğu dahi söylenebilir. 1512 yılında çıkan büyük yangından sonra yeniden tasarlanan yapı, 19. yüzyılın ortalarından itibaren de tamamen Parlamento Binası olarak hizmet vermeye başladı. Charles Barry ve Augustus Pugin'in önderliğinde tasarlanan saray, ziyaretçilere adeta bir zaman tüneli sunuyor.

Her bir detayında, İngiltere tarihine tanıklık eden olayların izlerini görmek mümkün. Parlamento oturumlarını ziyaret ederek, İngiltere'nin nasıl yönetildiğine dair canlı bir deneyim yaşayabilirsin. Özellikle Kraliçe'nin Konuşması gibi önemli olaylar, bu tarihi mekanda gerçekleşiyor. Ayrıca, Westminster Sarayı'nın etkileyici sanat koleksiyonu, tarihi freskler, heykeller ve dönemin sanatına dair eserlerle dolu. Yapının dış cephesi, binlerce detayla süslenmiş ve sarayın iç mekanları, ziyaretçilere muhteşem bir görsel şölen sunuyor. Westminster Hall gibi bazı bölümleri, İngiltere'nin en eski parlamento salonlarından biri olarak hâlâ ayakta duruyor ve tarihe tanıklık ediyor. Burası, birçok kraliyet taç giyme törenine ve önemli devlet olaylarına şahitlik yapmış bir salon. Westminster Sarayı'nı ziyaret etmek, Londra'da geçmişle geleceğin kesiştiği nadir yerlerden biri olarak anılarında özel bir yer edinecek.

Konum Linki

3. London Eye - Londra

Londra'da senin için unutulmaz bir deneyim sunacak olan London Eye, Thames Nehri'nin güzel manzarası eşliğinde, şehrin silüetini 360 derece panoramik bir bakış açısıyla keşfetme fırsatı veriyor. 135 metre yüksekliğe sahip bu dev dönme dolap, 2000 yılında halka açıldığından beri milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamayı başardı. Yavaş hareket eden kapsülleriyle, sen de Londra'nın tarihi ve modern yapılarını rahatça gözlemleyebilirsin.

London Eye, özellikle gün batımı sırasında büyüleyici manzaralar sunuyor. Bu saatlerde gökyüzünün renkleri değişirken şehrin ışıklarının yavaş yavaş yanmasıyla birlikte, sen de bu eşsiz anın tadını çıkarabilirsin. Bir kapsül içindeki yolculuk yaklaşık 30 dakika sürüyor ve bu süre zarfında, Big Ben, Buckingham Sarayı ve Westminster Sarayı gibi yapıları görebilirsin.

Konum Linki

4. Buckingham Sarayı - Londra

Buckingham Sarayı, Londra'nın göz alıcı yapılardan biri olarak ziyaretçilere kapılarını aralar. Bu görkemli saray, İngiltere Kraliyet Ailesi'nin resmi ikametgahı olmasıyla ünlü ve pek çok kraliyet etkinliği, devlet ziyareti, düğün ve tören burada gerçekleşiyor. Saray, 1703 yılında bir Dük için özel bir ev olarak inşa edilmiş, zamanla genişletilerek bugünkü muazzam boyutlarına kavuşmuş. Özellikle yaz aylarında, sarayın iç mekanlarının bir kısmı halka açılıyor ve bu da ziyaretçilere Kraliyet Koleksiyonu'ndan bazı nadide eserleri görme fırsatı sunuyor. Buckingham Sarayı'nın dış cephesi ve bahçeleri de başlı başına birer cazibe merkezi.

Önünde yer alan ünlü Victoria Anıtı, sarayın ihtişamını daha da pekiştiriyor. Sarayın değişim töreni, yani muhafız değişimi, çoğu zaman büyük bir izleyici kitlesi tarafından takip ediliyor ve Londra'da görmüş olman gereken ritüellerden birisi. Bu tören, disiplin ve törensel gösterişin muhteşem bir örneği olarak kabul ediliyor. İç mekanlar, zarif mobilyaları, sanat eserleri ve tarihi nesneleri ile adeta bir müze niteliğinded. Saray turu, ziyaretçilere bu eşsiz koleksiyonları yakından inceleme ve Kraliyet ailesinin yaşam tarzını keşfetme şansı veriyor. Özellikle Bal Salonu ve taht odası, göz kamaştırıcı dekorasyonları ile dikkat çekiyor. Buckingham Sarayı'na yapılan bir ziyaret, İngiltere'nin zengin tarihini ve kültürel mirasını anlama konusunda eşsiz bir deneyim sunuyor.

Konum Linki

5. Trafalgar Meydanı - Londra

Trafalgar Meydanı, Londra'nın gözde mekanlarından biri olarak biliniyor ve şehrin kültürel kalbinde yer alıyor. Meydanın 1805 yılında İspanya'nın güneybatısında gerçekleşen Trafalgar Savaşı'nı anmak amacıyla tasarlandığı biliniyor. Bu tarihi meydan, Britanya Donanması'nın zaferini simgeleyen ve meydana adını veren Amiral Horatio Nelson'ın yüksek bir sütun üzerindeki heykeli ile ünlü. Meydanın çevresi, hem turistler hem de yerel halk için popüler buluşma noktalarından biri oldu ve sanat-performans etkinliklerine ev sahipliği yaptı. Nelson Sütunu'nun etrafında dört adet aslan heykeli bulunuyor ve bu aslanlar meydanın en çok fotoğraflanan unsurlarından biri.

Ayrıca, meydanın köşelerinde çeşitli tarihi figürlerin heykelleri yer alıyor. Bu da buranın sadece bir anma mekanı olmadığını, aynı zamanda bir sanat sergisi havası taşıdığını gösteriyor. Trafalgar Meydanı, özellikle Noel ve Yılbaşı kutlamalarında büyüleyici bir atmosfere bürünüyor. Büyük bir Noel ağacı her yıl Norveç'ten hediye olarak gelir ve meydanın bu özel zamanlarda ışıl ışıl bir görünüme kavuşmasını sağlıyor.

Konum Linki

 

6. Hyde Park - Londra

Hyde Park, Londra'nın en ünlü yeşil alanlarından birisi ve şehrin merkezinde yer alıyor. Yüzlerce yıllık tarihiyle, ziyaretçilere hem doğal güzellikler sunuyor hem de kent yaşamının yoğunluğundan bir nefes alma fırsatı veriyor. Kraliyet parklarından biri olan bu park, 350 hektarlık bir alanı kaplıyor ve büyük göletleri, geniş çayırları ve çeşitli heykelleri ile dikkat çekiyor. Her mevsim farklı bir yüzü olan parkta ilkbaharda çiçeklerin açtığını, yazın geniş çayırların piknik yapmak için birebir olduğunu görebilirsin. Sonbaharda ise ağaçların renk değiştirdiği o muhteşem tabloyu izleme şansı yakalarsın. Kışın kar altında kalan Hyde Park ise tamamen başka bir güzelliğe bürünüyor. 

Hyde Park’ta düzenlenen etkinlikler sayesinde yıl boyunca çeşitli konserler, sergiler ve festivalleri burada takip edebilirsin. Özellikle yaz aylarında düzenlenen büyük konserler, yerli ve yabancı birçok sanatçıyı ağırlıyor.  Park içinde serbestçe dolaşan sincapları görebileceğin gibi, Serpentine Gölü'nde kürek çekebilir ya da yalnızca göl kenarında oturup etrafı izleyebilirsin. Hyde Park aynı zamanda at biniciliği için de uygundur ve burada birçok yolu at üzerinde keşfedebilirsin. Kısacası Hyde Park içerisinde yapılacak birçok etkinlik bulunuyor. Buraya geldiğinde bunlardan birkaçını yapmak seni daha enerjik hale getirebilir.

Konum Linki

7. Kensington Sarayı - Londra

Kensington Sarayı, Londra'nın göz alıcı yapılarından biri olup, uzun yıllar boyunca İngiltere'nin kraliyet ailesinin konutlarından birisi oldu. İlk olarak 17. yüzyılda Nottingham House olarak bilinen bu yapı, 1689 yılında Kral William III ve Kraliçe Mary II tarafından satın alınarak kraliyet konutuna dönüştürüldü. O günden bu yana, saray birçok yenileme gördü ve kraliyet ailesinin önemli üyelerinin konaklama alanı oldu. Saray, özellikle Kraliçe Victoria'nın doğduğu ve çocukluğunu geçirdiği yer olarak biliniyor. Victoria'nın yaşamının erken dönemlerine dair pek çok kişisel eşya, sarayın Victoria: Kraliyet Çocukluğu sergisinde sergileniyor. Kraliçe, gençliğinde zorlayıcı ve izole edici "Kensington Sistemi" altında büyümüş, bu da onun kraliçe olarak tahta çıkışında önemli bir rol oynamış. Sarayın iç mekanları, Kraliyet Ailesi'nin yaşam tarzını yansıtan şatafatlı dekorasyonlar ve tarihi sanat eserleri ile dolu. 

Ziyaretçiler, Kraliyet Daireleri'ni ve mücevher odasını keşfederken, dönemin zenginliğini ve ihtişamını hissedebilirler. Kensington Sarayı'nın bahçeleri de özellikle dikkat çekici. Barok tarzda inşa edilmiş olan Orangerie ve Diana, Galler Prensesi'ne adanan bronz bir heykelin bulunduğu Sunk Garden, sarayın bahçelerinin en çok ilgi çeken kısımları arasında yer alıyor. Günümüzde saray, çeşitli sergiler ve etkinliklerle ziyaretçilerine tarih ve kültür dolu bir deneyim sunuyor. Aynı zamanda Cambridge Dükü ve Düşesi ile çocuklarının Londra'daki resmi konutu olarak hizmet veriyor.

Konum Linki

8. Windsor Sarayı - Londra

Windsor Sarayı, İngiltere'nin en eski ve en büyük kraliyet ikametgahlarından biri olarak biliniyor. Bu gösterişli yapı, tarih boyunca birçok İngiliz hükümdarını ağırlamış ve günümüzde Kraliçe II. Elizabeth'in hafta sonları geçirdiği yer olarak tanınıyor. Saray, Londra'nın batısında, Thames Nehri'nin güzel manzaralarına hakim, geniş bir alan üzerine kuruldu. Sarayın tarihi 1070 yıllarına kadar uzanıyor. Norman Kralı I. William tarafından yapılan ilk kale, hem savunma hem de kraliyet ailesinin oturması için bir mekan olarak düşünüldü. Yüzyıllar boyunca birçok yenileme ve eklemelerle bugünkü görkemli halini aldı. Özellikle Kraliçe Victoria döneminde, Windsor Sarayı İngiliz monarşisinin kalbi haline gelmiş ve birçok resmi tören burada gerçekleştirildi. 

Sarayın iç mekânı, göz alıcı odaları ve sanat eserleriyle dolu. St. George Şapeli, hem mimari açıdan etkileyici bir yapı hem de İngiliz Şövalyeleri'nin anıt mezarı olarak hizmet veriyor. Sarayın dışında yer alan geniş parklar ve bahçeler, ziyaretçilere açık olup, yılın belirli zamanlarında özel turistik turlar düzenleniyor. Bahar aylarında bu bahçeler, renkli çiçeklerle ve canlı yeşilliklerle kaplanır, ziyaretçiler için büyüleyici bir manzara sunuyor.

Konum Linki

9. Stonehenge - Wiltshire

Stonehenge, İngiltere'nin en gizemli yapılarından biri olarak bilinir ve tarih öncesi bir anıt olarak dikkat çekiyor. Avrupa'nın en önemli megalit yapılarından biri olan bu anıt, Salisbury Ovası'nda yer alıyor. Dev taş bloklardan oluşan Stonehenge, yaklaşık olarak MÖ 3000 ile 2000 yılları arasında inşa edildiği düşünülüyor. Bu taşların nasıl ve neden yerleştirildiği ise hâlâ tam olarak çözülememiş bir sır olarak kaldı. Yapının astronomik bir takvim olarak kullanıldığı teorileri mevcut; özellikle kış ve yaz dönencelerinde güneşin taşlarla olan hizalanması bu düşünceleri güçlendiriyor. 

Anıtın çevresinde dolaşarak bu tarihi yapıyı ve muazzam taş blokları yakından görebilme şansına sahipsin. Burası, özellikle yaz ve kış dönencelerinde, güneşin doğuşunu ve batışını izlemek isteyenler için popüler bir mekân. Anıtın etrafı, geniş yeşil alanlarla çevrili olup, doğayla iç içe bir gün geçirmek isteyenler için de ideal bir yer sunuyor. Bu esrarengiz yapı, tarihi ve kültürel önemiyle, İngiltere'nin en önemli turistik cazibe merkezlerinden biri olmayı sürdürüyor.

Konum Linki

10. Londra Kalesi

Londra Kalesi, İngiltere'nin tarihi yapıları arasında öne çıkan, sadece bir kale değil, aynı zamanda geniş bir kraliyet kompleksi olarak dikkat çekiyor. Kale, özellikle Kraliçe'nin Mücevherlerini korumasıyla tanınıyor. Bu mücevherler, İngiliz monarşisinin gücünü ve zenginliğini simgeleyen taçlar, asalar ve diğer kıymetli objeleri içeriyor. Mücevherlerin sergilendiği bölüm, yıllar boyunca birçok ziyaretçiyi büyülemeye devam ediyor. Kalenin duvarları içerisinde, tarihi yapılar, zindanlar, kuleler ve Kraliyet Sarayı gibi birçok bölüm yer alıyor. Her bir köşesi, İngiliz tarihinde önemli olaylara tanıklık etti. 

Örneğin Kule Kuzgunları hakkında anlatılan efsanelere göre, bu kuzgunlar kalenin duvarları arasından ayrılırsa, hem kale hem de krallık yıkılacak. Bu yüzden, kuzgunların her daim kalenin sınırları içinde tutulması adet haline geldi. Ayrıca, kalenin ziyaretçilere sunduğu farklı temalarda turlar bulunuyor. Bu turlar, hem yetişkinlerin hem de çocukların ilgisini çekecek şekilde tasarlanmış. Tarih meraklıları için düzenlenen bu turlar, Londra Kalesi'nin karanlık geçmişinden kraliyet yaşantısına kadar pek çok detayı gözler önüne seriyor.

Konum Linki

11. Londra Köprüsü

Londra Köprüsü, şehrin tarihine tanıklık eden ikonik yapılarından biri. Yüzlerce yıl boyunca Thames Nehri üzerindeki bu köprü, Londra'nın gelişimine eşlik etmiş. Köprünün tarihi, Roma dönemine kadar uzanıyor. Günümüzdeki köprü ise 1973 yılında hizmete açıldı ve modern tasarımıyla dikkat çekiyor. Bu köprü sadece bir geçiş noktası değil, aynı zamanda pek çok kültürel ve tarihi olaya tanıklık etmiş bir simge. 

Özellikle 17. yüzyılda yapılan eski köprünün üzerindeki binalar ve mağazalar, köprünün sadece pratik bir amaçla değil, sosyal bir buluşma yer olarak da kullanıldığını gösteriyor. Yapı, zaman içinde birçok kez yeniden inşa edilmiş ve her seferinde Londra'nın değişen yüzünü yansıtıyor.

Konum Linki

12. Churchill War Rooms - Londra

Churchill War Rooms, İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere'nin savaş çabalarının yönetildiği gizli bir komuta merkeziydi. Bugün, ziyaretçilere açık olan bu yer, savaşın kritik kararlarının alındığı, stratejilerin şekillendiği ve Winston Churchill’in liderlik ettiği odaları kapsıyor. Londra'nın Westminster bölgesinde bulunan bu tarihi site, savaşın ve liderlerin yaşamının derinlemesine bir bakış sunuyor. Müze olarak işlev gören bu odalar, savaş zamanında kullanılan orjinal mobilyalar, haritalar ve diğer eşyalarla donatılmış durumda. Buraya geldiğinde zamanında Churchill ve savaş kabinesinin kullandığı strateji odalarını, dinlenme odalarını ve iletişim merkezini görebilirsin. 

Bu odalar, savaşın seyrini belirleyen kararların alındığı yer olarak tarihi bir öneme sahip. Churchill War Rooms'un en çarpıcı özelliklerinden biri de, Churchill'in kişisel yaşamına dair detayları ve savaş sırasındaki liderlik tarzını yansıtan Churchill Müzesi. Müze, Churchill'in hayatı ve başarıları hakkında bilgiler vermekle kalmaz, aynı zamanda onun kişisel eşyalarını ve döneme ait pek çok belgeyi sergiler.

Konum Linki

13. Abbey Road - Londra

Abbey Road, dünya çapında müzik tarihine damgasını vurmuş meşhur bir caddesin. İngiltere'nin başkenti Londra'da bulunan bu cadde, özellikle The Beatles'ın 1969 yılında çıkardığı ve üzerinde yürüdükleri zebra geçidinin fotoğraflandığı aynı isimli albümle tanınıyor. Bu fotoğraf, Abbey Road'u dünyanın dört bir yanından ziyaretçilerin uğrak noktası haline getirdi. Ziyaretçiler genellikle Beatles'ın ikonik kapak fotoğrafındaki gibi yaya geçidinden geçerken poz veriyorlar. Abbey Road Stüdyoları ise, Beatles başta olmak üzere birçok ünlü sanatçının albümlerinin kaydedildiği yer olması ile ünlü. Stüdyo duvarları, geçmişten günümüze sanatçıların bıraktığı imzalar ve mesajlarla süslü, adeta canlı bir tarih şeridi gibi. 

Abbey Road, müzikseverler için kutsal bir ziyaret noktasının ötesinde, bir kültür simgesi olarak öne çıkıyor. Her yıl binlerce turist, bu eşsiz deneyimi yaşamak ve fotoğraflarını sosyal medyada paylaşmak için buraya akın ediyor. Abbey Road, müzik ve kültür meraklılarının Londra'daki mutlaka görülmesi gereken yerlerinden biri olarak anılıyor. Burası, ziyaretçilere tarihe tanıklık etme ve özel anılar biriktirme fırsatı sunuyor.

Konum Linki

14. Jewel Tower - Londra

Jewel Tower, Londra'da Westminster'de bulunan tarihî bir yapı olarak seni zamanda yolculuğa çıkaracak bir yer. 14. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiş olan bu kule, başlangıçta İngiltere Kralı II. Edward'ın kişisel hazinelerini saklamak için kullanıldı. Zaman içinde pek çok farklı amaç için hizmet etmiş olsa da, günümüzde Jewel Tower, özellikle tarih meraklıları için kaçırılmaması gereken bir müze olarak hizmet veriyor. Bina, üç katlı olup, özellikle alt katındaki kalın taş duvarları ve kemerli tavanı ile dikkat çekiyor. Bu kat tarih boyunca çeşitli amaçlar için kullanıldı. 

Üst katlara çıktığında ise, dönemin yaşam tarzını yansıtan sergilerle karşılaşabilirsin. Jewel Tower'ın mimarisi, Orta Çağ İngiltere'sinin karakteristik özelliklerini taşır ve oldukça etkileyici bir yapıya sahip. Burada geçmiş dönemlerde yaşamış insanların günlük yaşamlarına dair pek çok detayı öğrenme fırsatı bulabilirsin.

Konum Linki

15. Royal Albert Hall - Londra

Royal Albert Hall, Londra'nın en ikonik performans sanatları mekanlarından biri olarak biliniyor. 1871 yılında Kraliçe Victoria tarafından eşi Prens Albert anısına açıldı. Bu büyüleyici yapı, Victoria dönemi mimarisinin en güzel örneklerinden birini sergiler ve kubbe şeklindeki tasarımıyla ziyaretçileri etkiliyor. Her yıl burada, klasik konserlerden rock performanslarına, bale gösterilerinden opera sahnelerine kadar yüzlerce etkinlik düzenleniyor. Ayrıca, her yaz düzenlenen BBC Proms konserleriyle de ünlüdür; bu etkinlikler müzik severler tarafından büyük bir heyecanla bekleniyor. 

İç mekanın akustiği özellikle övgüye değer, bu da her notanın mükemmel bir şekilde duyulmasını sağlıyor. Gerek turistler gerekse yerel halk için Londra'nın vazgeçilmez duraklarından biri olan Royal Albert Hall, herkesi büyüleyen ve ilham veren bir yer olarak biliniyor.

Konum Linki

16. Kraliyet Gözlemevi - Greenwich

Greenwich Kraliyet Gözlemevi, astronomi ve zaman ölçümü alanlarında dünya çapında bir üne sahip. Londra'da yer alan bu ikonik yapı, aslında zamanın ve uzayın sırlarına ışık tutan bir müze kompleksi olarak görev yapıyor. 1675 yılında kurulmuş olan bu gözlemevi, dünya üzerindeki boylamın sıfır noktasını belirliyor. Yani burası, dünya üzerindeki herhangi bir yerin doğu veya batı yönündeki konumunu ölçmekte kullanılan başlangıç noktası olarak kabul ediliyor. 

Bir zamanlar İngiltere'nin astronomi alanındaki en önemli merkezlerinden biri olan gözlemevi, günümüzde ziyaretçilere açık hava etkinlikleri, gezici sergiler ve bilimsel çalışmalar sunuyor. Ayrıca, teleskopla yapılan gözlemler ve astronomi üzerine eğitici programlar da burada düzenleniyor. Gözlemevinin içinde, zamanın ölçülmesine adanmış Flamsteed House ve meşhur geçit çizgisinin üzerinde yer alan bir sergi bulunuyor. İşte bu sergi, ziyaretçilere zaman kavramı üzerine derinlemesine bilgiler sunuyor.

Konum Linki

17. Piccadilly Circus Meydanı - Londra

Piccadilly Circus, Londra'nın can damarı ve hareketli merkezlerinden biri, turistler ve yerel halk için popüler bir buluşma noktası haline geldi. Bu meşhur meydan, her yıl milyonlarca ziyaretçi tarafından ziyaret ediliyor ve Londra'nın en ikonik reklam panoları burada gösteriliyor. Burada, 1893 yılında hayırseverlik çalışmalarını anmak için dikilen Shaftesbury Anıt Çeşmesi bulunuyor. Çeşmenin tepesinde Anteros'un (Aşk tanrısı Eros’un karşıtı olan tanrı) bir heykeli yer alıyor. Piccadilly Circus, çeşitli eğlence ve alışveriş seçenekleriyle dolu. 

Avrupa'nın en büyük kitabevlerinden biri burada yer alıyor. Yeme-içme konusunda da Piccadilly, çeşitlilik sunuyor. Michelin yıldızlı restoranlardan sokak yemeklerine kadar birçok seçenek mevcut. Her gün ve her saatte canlılığını koruyan Piccadilly Circus, Londra'nın dinamizmini ve kültürel çeşitliliğini yansıtan bir yer. Burası, şehrin diğer popüler noktalarına yürüme mesafesinde, özellikle Leicester Square, Covent Garden gibi turistik yerlere çok yakın. Bu nedenle, Londra'nın kalbinde zaman geçirmek isteyenler için ideal bir başlangıç noktası.

Konum Linki

18. Tate Modern - Londra

Tate Modern, Londra'nın en çarpıcı sanat mekanlarından biri olarak kabul edilir ve modern sanatın kalbinde yer alıyor. Eski bir enerji santrali olan bu yapı, 2000 yılında sanat galerisi olarak kapılarını açtı. İçerisinde, uluslararası modern ve çağdaş sanat eserlerine ev sahipliği yapıyor. Bu galeri, özellikle geniş koleksiyonu ve dönemsel sergileriyle biliniyor. Picasso, Dali ve Warhol gibi sanat dünyasının dev isimlerinin eserleri burada sergileniyor. Tate Moderni ziyaret etmek, sanatı ve kültürü derinlemesine deneyimlemek isteyenler için benzersiz bir fırsat. 

Galeri, ziyaretçilerine sanatın farklı yönlerini keşfetme şansı sunar ve düşündürücü sergiler düzenler. Özellikle Turbine Hall, yerleşik sanat eserleri ile ünlü ve galerinin en ikonik alanlarından biri. Bu alan, sanatın sınırlarını zorlayan büyük ölçekli enstalasyonlar için oldukça ideal. Galeri aynı zamanda çeşitli eğitim programları ve atölye çalışmaları sunarak sanatseverlere eserler hakkında daha derin bilgiler edinme imkanı sağlıyor. Bu etkinlikler, sanatın daha iyi anlaşılmasına ve ziyaretçilerin kendi yaratıcılıklarını keşfetmelerine olanak tanıyor.

Konum Linki

19. Ulusal Galeri - Londra

Ulusal Galeri, Londra'da sanat severler için kaçırılmaması gereken bir destinasyon. 1824 yılında kurulan bu muhteşem galeri, Trafalgar Meydanı'nda yer alıyor ve Avrupa'nın en ünlü resim koleksiyonlarına sahip. Burada, Van Gogh, Da Vinci, Botticelli, Constable, Renoir, Titian ve daha pek çok ünlü sanatçının eserlerini bulabilirsin. Galeri sadece eserleriyle değil, aynı zamanda ziyaretçilerine sunduğu benzersiz deneyimlerle de öne çıkıyor. 

Her yıl düzenlenen özel sergiler ve sürekli koleksiyonlar, sanatın farklı dönemlerine ve akımlarına ışık tutuyor. Eğer sanata ilgin varsa, Ulusal Galeri'nin düzenlediği rehberli turlara veya sanatçı ve küratör konuşmalarına katılabilirsin. Bu etkinlikler, eserlerin ardındaki hikayeleri ve teknik detayları öğrenmek için harika fırsatlar sunar. Ayrıca, galeri ziyaretini daha da özel kılmak istiyorsan, galerinin kafe ve restoranında bir mola verebilirsin. Burada, sanat eserlerini incelerken, lezzetli yemeklerin ve muhteşem manzaranın tadını çıkarabilirsin.

Konum Linki

20. Tower Bridge - Londra

Tower Bridge, Londra'nın en ikonik yapılarından birisi ve 1894 yılında tamamlandı. Bu muhteşem köprü, Thames Nehri üzerinde yer alır ve gotik mimari özellikleriyle dikkat çekiyor. Köprü, hem yaya hem de araç trafiğine açık ve merkezi bir kısmı büyük gemilerin geçişi için yükseltiliyor. Bu özelliği, onu sadece bir geçiş noktası olmanın ötesine taşıyıp, gerçek bir mühendislik harikası yapıyor. Köprünün yüksek yürüyüş yollarını kullanarak bu tarihi yapının tadını çıkarabilme şansın var. Bu yollar, köprünün üzerinden geçerken şehrin panoramik manzaralarını sunar ve özellikle fotoğrafçılar için harika kareler yakalamak için ideal. 

Köprünün içindeki Tower Bridge Sergisi, köprünün tarihini ve nasıl çalıştığını anlatan sergiler sunuyor. Bu sergi, köprünün yapım aşamalarını, kullanılan teknikleri ve köprünün Londra tarihindeki yerini detaylı bir şekilde gösteriyor. Tower Bridge aynı zamanda çeşitli etkinliklere olanak sağlıyor. Özel günlerde düzenlenen etkinlikler ve sergiler, hem yerel halkın hem de turistlerin ilgisini çekiyor.

Konum Linki

21. Camden Town - Londra

Camden Town, genellikle Londra'nın en renkli ve çeşitli bölgelerinden biri olarak kabul edilir. Burası, hem alışveriş hem de eğlence için sayısız seçenek sunar. Özellikle, Camden Market, yerel ve uluslararası lezzetleri tatmak isteyenler için ideal. Camden'in canlı müzik sahnesi de oldukça ünlüdür. Burada hizmet veren mekanlar, çeşitli müzik türlerinde konserler sunar. Ayrıca, Camden High Caddesi boyunca yürürken, sokak sanatçılarının performanslarını izleyebilir ve bölgenin alternatif atmosferini hissedebilirsin. 

Sanatseverler için Camden Art Centre ve Cob Gallery gibi yerlerde modern sanat eserlerini keşfetmek mümkündür. Ayrıca, Regent Kanalı boyunca yapılan yürüyüşler, Londra'nın bu tarihi su yolunun keyfini çıkarmanın yanı sıra çevresindeki doğal güzellikleri de gözlemleme şansı verir. Camden'ın yeşil alanları ve parkları, şehir yaşamının hızından bir mola vermek isteyenler için mükemmel kaçış noktası olabilir. 

Konum Linki

22. Westminster Abbey - Londra

Westminster Abbey, Londra'nın tarihi dokusunu en iyi yansıtan yapılarından biri olarak seni adeta zamanda bir yolculuğa çıkarıyor. Bu muazzam yapı, 1066 yılından bu yana İngiltere'nin krallarının taç giyme törenlerine ev sahipliği yapmış ve birçok kral ve kraliçenin son dinlenme yerini barındırıyor. Gotik mimarisinin olağanüstü örneklerinden biri olan bu yapı, detaylarıyla seni büyülemeye hazır. Sen bu tarihi mekanı ziyaret ettiğinde, Poets’ Corner'ı kesinlikle görmelisin. Burada, Chaucer, Dickens, Thomas Hardy gibi İngiliz edebiyatının dev isimlerinin anıt ve mezarları yer alıyor. Ayrıca, bilim adamları Isaac Newton ve Charles Darwin gibi isimlerin de ebedi istirahatgahlarının burada olduğunu göreceksin. Westminster Abbey, sadece tarihi ve mimarisiyle değil, aynı zamanda kraliyet düğünleri gibi önemli olaylara tanıklık yapmasıyla da dikkat çekiyor. 

En son Prens William ve Kate Middleton'ın 2011 yılındaki düğünü bu tarihi mekanın duvarları arasında gerçekleşti. Ziyaretin sırasında, muhteşem vitray pencereler ve yüksek kubbeler arasında dolaşırken, bu eşsiz yapının sana anlattığı hikayelere kulak ver. Her bir taşında yüzyılların hikayesi saklı Westminster Abbey, seni bekliyor.

Konum Linki

 23. Westminster Köprüsü - Londra

Westminster Köprüsü, Londra'nın simgesel yapılarından biri olarak Thames Nehri üzerinde yer alıyor. Parlamento Binası'nın yanında konumlanmış bu köprü, özellikle fotoğraf tutkunları için mükemmel manzaralar sunuyor. İlk köprü 1750'de açılmış ve zamanla yetersiz kalmış, bu nedenle 1862 yılında şu anki yapıya yerini bırakmış. Yedi adet gotik tarzı kemerden oluşan bu yapı, gri Portland taşı ile inşa edilmiş ve şehrin gotik mimarisine uyum sağlamış. Köprü üzerinde yürüyüş yaparak Londra'nın iki yakasını birleştiren bu tarihi geçiş noktasının keyfini çıkarabilme şansına sahipsin. Aynı zamanda köprüden, Londra Gözü gibi şehrin diğer ünlü simgelerine de kolayca ulaşılabilirsin. 

Özellikle gün batımında köprünün estetik yapısı, ışıklar altında daha da büyüleyici bir hâl alıyor. Westminster Köprüsü, ayrıca birçok film ve televizyon dizisine ev sahipliği yapmış bir mekan. Harry Potter serisinden Görevimiz Tehlike filmlerine kadar pek çok yapımda karşımıza çıkan köprü, popüler kültürde de kendine sağlam bir yer bulmuş durumda. İster tarih meraklısı ol, ister popüler kültür tutkunu, bu köprüyü ziyaret etmek Londra'da unutulmaz anlar yaşatacak.

Konum Linki

24. The Shard - Londra

The Shard, Londra'nın siluetine meydan okuyan etkileyici bir gökdelen. 309,6 metre yüksekliğiyle Birleşik Krallık'ın en yüksek binası olarak biliniyor. Göz alıcı cam cephesi, günün farklı saatlerinde şehri farklı açılardan yansıtarak, ziyaretçilere her seferinde farklı bir deneyim sunuyor. Ziyaretçilere açık olan katlardan biri olan 72. kat, açık hava gözlem terası olarak hizmet veriyor. Buradan Londra'nın 360 derece panoramik manzarasını izleyebilirsin. Şehrin tarihini ve modern yüzünü bir arada görebileceğin bu teras, özellikle gün batımı saatlerinde büyüleyici bir atmosfer sunuyor. The Shard'da, aynı zamanda çeşitli dünya mutfaklarından lezzetler sunan restoranlar bulunuyor. 

Michelin yıldızlı şeflerin elinden çıkan yemekleri tadarken, camdan Londra manzarasına karşı yemeğini yiyebilirsin. Bu restoranlar, hem lezzet hem de manzara bakımından unutulmaz anlar yaşatmayı vaat ediyor. The Shard'a gelip bu deneyimleri yaşamadan dönmemelisin. Londra'nın bu ikonik yapıtını ziyaret etmek, şehrin kültürel ve mimari zenginliklerini daha yakından tanımanı sağlayacak. Her bir köşesi ayrı bir hikaye anlatan The Shard, seni bekliyor.

Konum Linki

25. Britanya Müzesi - Londra

Britanya Müzesi'ni ziyaret ediyorsan, dünyanın dört bir yanından gelen tarih ve kültür hazinelerine şahit olmaya hazırlan. Londra'nın en ikonik müzelerinden biri olan bu yer, 1753 yılında kurulmuş ve bugüne dek sanat ve tarih meraklılarını büyülemeye devam ediyor. Antik çağlardan modern zamanlara uzanan geniş koleksiyonuyla, her köşesinde ayrı bir hikaye yatıyor. Müze, dünyanın her köşesinden eserler barındırıyor. Mısır'dan devasa firavun heykelleri, Yunanistan'dan Parthenon heykelleri ve Paskalya Adası'ndan devasa Moai kafaları bu eserlerden sadece birkaçı. Ayrıca, Rosetta Taşı gibi tarihi keşiflerin kilidini açan eserler de sergileniyor. 

Rosetta Taşı sayesinde hiyerogliflerin sırrı çözüldü ve antik Mısır medeniyeti hakkındaki bilgiler ileri seviyeye ulaşmayı başardı. Sanat ve tarihseverler için bir cennet olan Britanya Müzesi, aynı zamanda düzenlediği geçici sergilerle de dikkat çekiyor. Bu sergiler, dünya tarihine ışık tutan farklı temaları ve dönemleri ele alıyor. Müze aynı zamanda eğitim programları ve atölye çalışmaları ile ziyaretçilerine tarihi daha yakından tanıma fırsatı sunuyor.

Konum Linki

26. Eltham Palace - Londra

Eltham Palace, Londra'nın güneydoğusunda yer alan tarihi ve mimari bir harika. Orta Çağ'dan kalma bu yapı, Art Deco döneminin şıklığı ile modern ve klasik unsurları harmanlayarak ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunuyor. Bir zamanlar kraliyet sarayı olarak kullanılan bu mekan, şimdi tarih meraklılarına ve mimari tutkunlarına açık. Saray, özellikle 1930'larda Stephen ve Virginia Courtauld tarafından yaptırılan yeniliklerle dikkat çekiyor. Bu yenilikler, Eltham Palace'ı dönemin en modern evlerinden biri haline getirmiş.

Sarayın iç mekanları, zengin süslemeleri ve lüks mobilyaları ile göz kamaştırıyor. Özellikle büyük salon, tavanı ve zarif ahşap işçiliği ile öne çıkıyor. Bu salon, sosyal etkinlikler ve toplantılar için ideal bir mekan sunuyor. Bahçeleri ise yemyeşil ve bakımlı. Birbirinden renkli çiçekler ve geniş çimen alanları, ziyaretçilere huzurlu bir yürüyüş fırsatı sunuyor. Ayrıca, bahçelerdeki çeşitli heykeller ve su ögeleri, sarayın tarihine estetik bir dokunuş katıyor. Eltham Palace, tarihi ve estetiği ile Londra'daki görülmesi gereken yerlerden biri. Burası, geçmişin izlerini sürmek ve günümüzün konforunu hissetmek istersen kaçırılmaması gereken bir durak.

Konum Linki

27. Finsbury Parkı - Londra

Finsbury Parkı, Londra'nın kuzeyindeki 46 hektarlık büyük bir yeşil alan, kentin yoğun bir bölgesinde nefes alabileceğin bir kaçamak sunuyor. Park, çeşitli topluluklar tarafından sevilerek kullanılıyor; burada her yaştan insanı görebilirsin. Çocuklar için yapılmış olan geniş oyun alanları, zorlu tırmanma aletleri ve kum havuzlarıyla dolu kaydıraklar gibi çeşitli aktiviteler mevcut. Ayrıca yetişkinler için de tenis kortları, koşu parkurları ve bir kaykay pisti bulunuyor. Park içinde yer alan büyük bir gölet ve yanında keyifli bir kafe de park ziyaretçilerine hizmet veriyor. 

Park, kültürel etkinlikler açısından da oldukça zengin. Burada çeşitli müzikaller ve dramaları izleyebilir, sinema salonunda ana akım dışında yer alan filmleri de görebilirsin. Ayrıca park, yaz aylarında düzenlenen büyük müzik festivallerine alan açıyor. Finsbury Park ayrıca, yerel sanatçıların eserlerine de yer vererek kültürel bir buluşma noktası olma özelliğini koruyor.

Konum Linki

28. Kraliyet Opera Binası - Londra

Royal Opera House, Londra'nın Covent Garden bölgesinde bulunan görkemli bir sanat yapıdır. Opera, bale ve diğer müzikal performanslar için dünya çapında bir üne sahip olan bu bina, 1732 yılında açılmış olsa da çıkan yangın sonrasında 1858 yılında yeniden inşa edilmek durumunda kaldı. İç mekanı, zarif ve büyüleyici tasarımıyla misafirlerini adeta büyülemekte. Özellikle kırmızı kadife koltukları, altın yaldızlı süslemeleri ve muazzam kristal avizeleri ile göz kamaştırıyor. Royal Opera House, her yıl dünyanın dört bir yanından sanatseverleri ağırlıyor. Burada sahnelenen eserler, klasikten çağdaşa uzanan geniş bir repertuarı kapsıyor. 

Özellikle Kraliyet Balesi ve Kraliyet Operası’nın performansları, izleyiciler tarafından büyük beğeni topluyor. Ayrıca, yapı içerisinde bulunan birçok restoran ve kafe, ziyaretçilere sanat dolu bir günün ardından lezzetli yemekler sunuyor. Sanat galerileri ve sergi alanları da bu kültürel kompleksin ayrılmaz parçaları. Burada düzenlenen özel etkinlikler, sanatı ve kültürü daha geniş kitlelere ulaştırma misyonunu destekliyor. Royal Opera House, sadece performanslarıyla değil, aynı zamanda bu etkinlikleriyle de ziyaretçilerine unutulmaz deneyimler sunmaya devam ediyor.

Konum Linki

29. St. James’s Parkı - Londra

St. James's Park, Londra'nın en eski kraliyet parklarından biri olarak biliniyor ve şehrin yoğun temposundan kaçmak isteyenler için harika bir sığınak sunuyor. Kuş cıvıltılarının arasında yürürken etrafındaki doğal güzellikleri ve tarihî yapıları keşfetmeye hazır ol. Park, Buckingham Sarayı, Clarence House ve Westminster gibi önemli yapıların yanında yer alıyor. Bu yüzden her adımda tarihî bir atmosferi hissedebilirsin. Gölü ve çeşitli hayvan türlerini barındıran bu yeşil cennet, seni şehir hayatının stresinden uzaklaştırıyor ve doğanın kucağına davet ediyor.

Konum Linki

30. Brick Lane - Londra

Brick Lane, Londra'nın en renkli ve dinamik caddelerinden biri olarak biliniyor. Özellikle doğu Londra'da, Shoreditch'in kalbinde bulunan bu sokak, kültürlerarası bir mozaik sunuyor. Çeşitli etkinlikler, sanat eserleri ve sokak pazarlarıyla dolu olan Brick Lane, özellikle Pazar günleri canlanıyor. Burası, dünya mutfaklarını tatmak isteyenler için bir cennet kabul ediliyor. Burada özellikle Hint restoranlarının sayısı oldukça fazla. Bu nedenle Hint yemeklerini tadabilme şansına sahipsin. 

Grafiti sanatıyla ünlü duvarları, birçok ünlü sokak sanatçısının eserlerini barındırıyor. Yürürken, renkli sanat eserleri arasında adeta bir açık hava galerisinde dolaşıyormuş gibi hissediyorsun. Sanat galerileri, vintage dükkanları ve bağımsız butiklerle dolu olan bu cadde, modayı ve sanatı sevenler için vazgeçilmez bir durak haline geliyor.

Konum Linki

31. HMS Belfast - Londra

HMS Belfast, İngiltere’nin ikonik savaş gemilerinden biri olarak Thames Nehri'nde demirlemiş durumda ve II. Dünya Savaşı'nın en önemli deniz araçlarından biri olma özelliğini taşıyor. 1938 yılında hizmete giren bu gemi, özellikle Normandiya Çıkarması'nda ve Kuzey Kutbu konvoylarında üstlendiği rollerle tanınıyor. Şimdi ise bir müze gemi olarak ziyaretçilere açık ve denizcilik tarihine dair zengin bilgiler sunuyor. Gemi içerisinde dokuz güverte bulunuyor ve ziyaretçiler geminin tıpkı savaş zamanında kullanıldığı gibi korunduğu alanları keşfedebiliyor. 

Özellikle mutfak, hastane bölümü ve mühimmat depoları oldukça ilgi çekici. Denizcilik ve askeri tarih meraklıları için büyüleyici bir deneyim sunan HMS Belfast, II. Dünya Savaşı'nın yaşanmışlıklarını ve gemi yaşamını hissetmek isteyenler için ideal bir durak. Ayrıca, interaktif sergiler ve canlandırmalar sayesinde gemideki yaşamın nasıl olduğuna dair gerçekçi bir izlenim edinebilme şansına da sahipsin.

Konum Linki

32. Victoria ve Albert Müzesi - Londra

Victoria ve Albert Müzesi, Londra'da sanat ve tasarım alanında dünyanın önde gelen müzelerinden biri olarak kabul edilir. 1852 yılında kurulan bu müze, adını Kraliçe Victoria ve Prens Albert’ten alıyor. Çeşitli dönemlere ait sanat eserleri ve kültürel objelerle dolu olan bu müze, geniş bir koleksiyona sahip. Gezginlere, sanatseverlere ve tarih meraklılarına yönelik benzersiz bir deneyim sunuyor. Müze içerisinde, moda, fotoğrafçılık, heykel, seramik, metaller ve daha fazlası gibi birçok farklı alanı keşfedebilirsin. Müzenin moda koleksiyonu, tarihi kıyafetlerden modern haute couture’a kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. 

Ayrıca, Avrupa, Asya, Kuzey Amerika ve İslam sanatına dair eserler de sergileniyor. Bu da kültürel bir çeşitlilik anlamına geliyor. Victoria ve Albert Müzesi aynı zamanda düzenli olarak geçici sergiler ve atölye çalışmaları düzenleniyor. Burada sanat ve tasarım dünyasının en yeni trendleriyle tanışabilir, çeşitli etkinlikler ve özel sergiler aracılığıyla yaratıcılığını görebilirsin. Şehir hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak için Londra nasıl bir şehirdir? yazısına göz atmalısın.

Konum Linki

33. Doğa Tarihi Müzesi - Londra

Londra Doğa Tarihi Müzesi, şehrin en büyüleyici ve ilham verici mekanlarından biri olarak biliniyor. Bu müze, ziyaretçilere doğal dünyanın harikalarını keşfetme fırsatı sunuyor. Mimarisi bile başlı başına bir sanat eseri olan bina, Güney Kensington'da yer alıyor ve kapılarını açtığı andan itibaren seni tarih öncesine, dinozorların dünyasına götürüyor. Müzenin içinde, birbirinden etkileyici sergiler bulunuyor. Özellikle dinozor iskeletleri, ziyaretçiler arasında oldukça popüler. Burada, gerçek boyutlardaki bir T-Rex iskeletini görebilirsin. Ayrıca, mavi balina Hope'un devasa iskeleti ana salonun tavanını süslüyor ve bu, gerçekten görülmeye değer bir manzara. 

Doğa Tarihi Müzesi, aynı zamanda çeşitli bilimsel araştırmaların ve eğitim programlarının merkezi. Müze, ziyaretçilere doğa bilimleriyle ilgili bilgi edinme şansı veriyor ve aynı zamanda çevre bilinci ve koruma konularında da farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Müze, yıl boyunca birçok farklı etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Bunlar arasında geçici sergiler, atölye çalışmaları ve konferanslar bulunuyor. Bu etkinlikler, hem çocuklar hem de yetişkinler için eğitici ve eğlenceli deneyimler sunuyor.

Konum Linki

34. Bilim Müzesi - Londra

Londra Bilim Müzesi, keşif ve ilham kaynağı olarak kendini öne çıkarıyor. 1857 yılında açılan bu müze 167 yıldır kapılarını meraklılara açıyor. Burayı ziyaret ettiğinde, icatların ve yeniliklerin tarihine tanık olabilirsin. Çünkü bu müze, özellikle teknoloji, tıp ve mühendislik alanlarında birçok kalıcı burada meraklıların ilgisi ile karşılaşıyor. En çarpıcı sergilerden biri, teknolojinin gelişimini gözler önüne seren Bilgi Çağı alanı. Burada, ilk telegraftan modern internet ağına kadar teknolojik ilerlemeleri görebilme şansına sahipsin. Ayrıca, çocuklar ve yetişkinler için interaktif deneyimler sunan birçok etkinlik alanı bulunuyor. 

Özellikle Wonderlab sergisi, bilimin temel kavramlarını deneyimlemek için harika bir fırsat. Burada, bilimsel deneylerle doğrudan etkileşime geçerek öğrenme şansı yakalayabilirsin. Bilim Müzesi, her yaştan insan için uygun içeriklerle dolu. Uzay keşfi ilgini çekiyorsa, Uzay Sergisi'ni ziyaret edebilirsin. Gerçek boyutta bir Ay modülü ve çeşitli uzay araçları sergileniyor. Ayrıca, tıp tarihine dair kalıcı sergiler, tıbbi cihazları ve teknikleri keşfetmene olanak sağlıyor.

Konum Linki

35. St. Paul Katedrali - Londra

St. Paul Katedrali, Londra'nın simgelerinden biri olarak dikkat çekiyor. Barok mimarisinin etkileyici örneklerinden biri olan bu yapı, Sir Christopher Wren tarafından tasarlanmış. 1675 yılında inşaatına başlanan katedral, büyük Londra yangınından sonra şehrin yeniden inşa sürecinde ortaya çıktı. Muazzam kubbesi ile şehrin siluetinde önemli bir yer tutuyor ve bu kubbe, içeriden görüldüğünde daha da büyüleyici bir manzara sunuyor. İç mekânın zenginliği ve detaylara verilen önem, ziyaretçileri adeta bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. 

Katedralin altındaki kriptoda, ünlü Britanyalı Lord Nelson’ın mezarı bulunuyor. Ayrıca, katedral birçok tarihi olaya tanıklık yaptı. Aralarında Kraliçe Victoria'nın da bulunduğu birçok prensesin taç giyme töreni ve Prenses Diana'nın cenaze töreni gibi önemli ritüeller burada yapıldı. St. Paul Katedrali'nin müzik programları da oldukça zengin. Özellikle org konserleri, katedralin akustiğini en iyi şekilde yansıtan etkinlikler arasında yer alıyor. Yapının mimarisi, sesin mükemmel bir şekilde yayılmasını sağlıyor, bu da dinletileri ayrıcalıklı kılıyor.

Konum Linki

36. Highbury - Londra

Highbury, bu huzurlu Kuzey Londra köşesi, sakin ve hafif haliyle dikkat çekiyor. Arsenal Futbol Kulübü'nün stadyumu ile bilinen bu alan, aynı zamanda zengin yiyecek içecek seçenekleriyle de göze çarpıyor. Kaliteli peynircileri, nitelikli kasapları keşfetmek için ideal bir yer. Yemek için seçenekler arasında modern Avrupa mutfağı sunan restoranlar yer alıyor. Burada sezonluk ürünlerle hazırlanan basit ama etkileyici İtalyan yemekleri servis ediliyor. 

Highbury, aynı zamanda popüler bir konser ve gece kulüplerine de ev sahipliği yapıyor. Çocuklar için de ideal olan Highbury Fields, çeşitli oyun alanları ve geniş yeşil alanları ile dikkat çeker. Burada çocuklar için çeşitli eğlenceli aktiviteler mevcut, uzun kaydıraklar ve dev ağ gibi tırmanma iskeleleri bulunuyor. Highbury’nin bar ve pub kültürü de oldukça zengin.

Konum Linki

37. Arsenal Stadyumu - Londra

Arsenal Stadyumu, futbolun kalbi olan Londra'nın kuzeyinde, Islington bölgesinde yer alıyor. 2006 yılında açılan bu modern stadyum, İngiltere'nin en etkileyici futbol mekanlarından biri olarak kabul ediliyor. Arsenal FC'nin evi olan bu stadyum, 60 bin seyirci kapasitesiyle maç günlerinde inanılmaz bir atmosfer sunuyor. Ziyaretçiler için stadyumda düzenlenen turlar, Arsenal'in tarihini ve futbol kültürünü daha yakından tanıma fırsatı veriyor. 

Emirates Stadyumu'nun içindeki müze, kulübün zengin tarihini sergileyen eserlerle dolu. Burada, geçmişten günümüze Arsenal'e ait önemli anılar ve kupalar gözler önüne seriliyor. Stadyumun mimarisi de kendine özgü güzellikte. Dış cephesi ve iç mekan tasarımı, modern mimarinin en iyi örneklerinden birini oluşturuyor. Ziyaretçiler, özellikle VIP alanları ve basın tribünü gibi özel bölümleri de görebilirler. Ayrıca, stadyum çevresindeki restoran ve kafeler, maç öncesi ve sonrası için ideal buluşma noktaları sunuyor.

Konum Linki

38. Londra Akvaryumu

Londra Akvaryumu, SEA LIFE olarak da bilinen bu büyüleyici yer, su altı dünyasının eşsiz güzelliklerini keşfetmek isteyenler için kusursuz bir durak. Şehrin göbeğinde yer alan bu büyük akvaryum, renkli balıklardan, vahşi köpekbalıklarına kadar birçok deniz canlısını ağırlıyor. Burada, cam tüneller aracılığıyla yüzerek geçen devasa köpekbalıklarını ve zarif vatozları gözlemleme şansını yakalayacaksın. Denizanası sergisi ise adeta bir sanat eseri gibi bu hipnotize edici canlıların dansını izlerken kendini başka bir dünyada hissedebilirsin.

Akvaryum, interaktif ögelerle ziyaretçilere bilgi edinme fırsatı da sunuyor. Dokunma havuzları, çocukların ve yetişkinlerin deniz yıldızları gibi canlılara dokunarak daha interaktif bir deneyim yaşamasını sağlıyor. Her yaştan ziyaretçi için eğitici konuşmalar ve besleme gösterileri düzenleniyor. Böylece deniz canlılarının beslenme alışkanlıkları ve davranışları daha yakından görülebiliyor.

Konum Linki

39. Whitechapel - Londra

Whitechapel, Londra'nın doğusunda yer alıyor ve zengin tarihi ve kültürel çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. Bu bölge, Viktorya döneminin karanlık hikayelerine ve Karındeşen Jack gibi tarihi figürlere ev sahipliği yapmasıyla ünlü. Ancak modern zamanlarda Whitechapel, sanat galerileri, pazarları ve etnik restoranları ile canlı bir topluluk merkezi haline geldi. Özellikle Whitechapel Galerisi ise sanatseverler için kaçırılmayacak bir yer. 1901'den beri hizmet veren bu galeri, çağdaş sanat sergileri ve sosyal etkinliklerle ziyaretçilerini ağırlıyor. Bölge, aynı zamanda çeşitli kültürlerin etkisi altında gelişen zengin bir müzik ve tiyatro sahnesine sahip. 

Whitechapel'de geçirilen her an, Londra'nın bu tarihle harmanlanmış modern yüzünü keşfetme fırsatı sunuyor. Burası, geçmişiyle bağlarını koruyan fakat aynı zamanda sürekli yenilenen ve canlı bir topluluğa dönüşen bir Londra klasiği.

Konum Linki

40. Baker Sokağı - Westminster

Baker Sokağı, tarih ve kurgusal esintilerle Londra'nın en ikonik adreslerinden biri olarak öne çıkıyor. Sherlock Holmes ve Dr. John Watson'ın evi olan 221B Baker Sokağı, ziyaretçileri Viktorya dönemi İngiltere'sine bir yolculuğa çıkarıyor. Sherlock Holmes Müzesi, bu ünlü dedektifin maceralarını canlandıran objeler, mektuplar ve karakterlerle dolu. Müze, Baker Sokağı'e ek olarak Madame Tussauds müzesine de oldukça yakın; burada ziyaretçiler birçok ünlü balmumu heykeliyle fotoğraf çektirebiliyor. Baker Sokağı, aynı zamanda alışveriş seçenekleri, restoranlar ve özgün mimariye sahip binalarla çevrili canlı bir bölge. 

Ziyaretçiler, Sherlock Holmes'un hikayelerinden ilham alan eşyaların satıldığı mağazalarda alışveriş yapabiliyor veya yakındaki kafelerde ve restoranlarda dinlenebiliyor. Her yaştan ve ilgi alanından insanlar için etkileyici bir durak olan Baker Sokağı, Londra'nın kültürel manzarasında özel bir yere sahip. Baker Sokağı, hem edebi hem de tarihi bir keşif için mükemmel bir başlangıç noktası. Sherlock Holmes'un dünyasına adım atmak, Londra'daki bu özel sokağın sadece bir parçası. Londra ziyaretinde, bu tarihi sokağın tüm detaylarını keşfetmeye mutlaka zaman ayırmalısın.

Konum Linki

41. Kuzey İmparatorluk Savaş Müzesi - Manchester

IWM North olarak da bilinen Kuzey İmparatorluk Savaş Müzesi, Manchester'da yer alan ve modern çatışmaların insanlar ve toplumlar üzerindeki etkilerini keşfeden bir yer. Daniel Libeskind tarafından tasarlanan bu dikkat çekici yapı, savaşın yıkıcı etkilerini simgeleyen birçok öğe barındırıyor. Müze, iç mekânın eğimli zeminleri ve alışılmadık açıları ile ziyaretçilerin savaşın kafa karıştırıcı hissetmelerini amaçlıyor. Müze, Birinci Dünya Savaşı'ndan günümüze kadar olan dönemde İngiltere ve Milletler Topluluğu'nun içinde bulunduğu çatışmaları kronolojik bir zaman çizelgesi üzerinden sergileyerek ziyaretçilere tarih boyunca bir yolculuk sunuyor. Çeşitli nesneler aracılığıyla, tarihî olaylara tanıklık etmiş bir dizi obje sergilenir, bunlar arasında Sovyetler Birliği'nden bir T-34 tankı veya Berlin Duvarı'ndan bir arama ışığı gibi parçalar bulunuyor. 

Müze ayrıca, savaş zamanı Britanya'sını belgeleyen resmi savaş sanatçıları tarafından yapılan eserleri de sergiliyor. IWM North, ziyaretçilere savaşın bireyler ve topluluklar üzerindeki etkisini anlamaları için interaktif sergiler ve saat başı gösterilen sesli ve görsel sunumlar sunuyor. Bu sunumlar, ziyaretçilere savaşın etkilerini daha derinlemesine hissettirmek için tasarlandı. Müzenin kendine özgü mimarisi ve sergilediği koleksiyonlar ile IWM North, savaşın insanlık üzerindeki kalıcı izlerini anlamak isteyenler için etkileyici bir deneyimi bir araya getiriyor.

Konum Linki

42. Londra Müzesi

Londra Müzesi, kentin tarihini prehistorik dönemlerden günümüze kadar olan detaylı koleksiyonlarıyla tanınır. Bu müze, ziyaretçilere Londra'nın Roma ve Sakson dönemlerindeki değişimini, orta çağını ve özellikle Veba ve Büyük Yangın gibi olaylarla dolu türbülanslı yıllarını keşfetme fırsatı sunuyor. Müze aynı zamanda Viktorya dönemi Londra'sının sokaklarını ve dönemin zevk bahçelerini yeniden yaratılmış halleriyle sergileyerek ziyaretçilere adeta zaman yolculuğu yapma deneyimi yaşatıyor. Lord Mayor'ın altın arabası gibi etkileyici eserler de bu döneme ışık tutuyor. Müze, çeşitli dönemlerden kalan eserlerle donatılmış ve özellikle kadınların oy hakkı mücadelesine dair sergiler ziyaretçiler tarafından ilgiyle karşılanıyor. 

Müzenin çocuklar için interaktif sergileri de bulunuyor. Bu sayede tüm yaş gruplarından insanlar için eğitici ve eğlenceli bir ortam sağlanıyor. Ayrıca, müze zengin bir etkinlik takvimine sahip, bu etkinlikler arasında tarihi yürüyüşler, atölye çalışmaları ve özel tur rehberliğini içeren programlar bulunuyor.

Konum Linki

43. The Mall Caddesi - Londra

The Mall, Londra'nın kalbinde, Buckingham Sarayı'na uzanan kıpkırmızı asfaltlı şık bir cadde olarak biliniyor. Devlet törenleri ve milli bayramlar için sahne olan bu cadde, her iki yanında sıralanan yemyeşil ağaçları ve geniş parklarıyla dikkat çeker, bu da onu yürüyüş yapmak veya piknik yapmak için mükemmel bir mekan haline getiriyor. 

Yaz mevsimi geldiğinde, The Mall adeta bir renk cümbüşüne bürünüyor. Hem yerel halkın hem de turistlerin uğrak noktası olan bu cadde, Kraliçe'nin doğum günü kutlamaları ve diğer kraliyet geçit törenleriyle canlanıyor. Bu özel günlerde, bando takımlarının coşkulu müzikleri ve geçit törenlerindeki atların görkemi, izleyicilere adeta bir görsel şölen sunuyor. Londra'ya yapılan her ziyarette, The Mall'ın benzersiz atmosferini ve tarihini keşfetmek, şehrin kültürel derinliğini ve estetiğini deneyimlemek için kaçırılmaz bir fırsat.

Konum Linki

44. Westminster Katedrali

Westminster Katedrali, İngiltere ve Galler’deki Roma Katolik Kilisesi’nin ana kilisesi olarak biliniyor. İngiltere’deki en büyük Katolik kilisesi olma özelliğini taşıyor ve Westminster Başpiskoposunun makamı olarak öne çıkıyor. Katedralin bulunduğu alan, Westminster Şehri’nde yer alıyor ve 1885’te Westminster Piskoposluğu tarafından satın alındı. İnşaat süreci 1903’te tamamlandı. Yeni Bizans anlayışı ile tasarlanan ve inşa edilen katedral, John Francis Bentley tarafından planladı. Bu tasarım çerçevesinde, çelik takviye olmadan neredeyse tamamen tuğladan yapıldı. 

Sir John Betjeman, katedrali “çizgili tuğla ve taştan bir başyapıt” olarak nitelendirdi. Westminster Katedrali, sanatın en üst düzeydeki başarılarından biri olarak kabul ediliyor. Katedral, yüzlerce güzel mozaik ve ünlü İngiliz heykeltıraş Eric Gill tarafından üretilen İstasyonlar arasında birçok seçkin sanatsal eserini barındırıyor. Katedralin içi, vaftizhane ve Güney batı cephesi gibi alanlarla birlikte, Yeni Bizans mozaiklerini ve Aziz John Southworth’ın kutsal emanetlerinin saklandığı kutuyu da içeriyor. Westminster Katedrali, ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunuyor. İçerisindeki sanatsal eserler ve mimari detaylar, ziyaretçilerin hayranlıkla izleyeceği bir atmosfer yaratıyor.

Konum Linki

45. Borough Market - Londra

Borough Market, Londra'nın en ünlü ve tarihi pazarlarından birisi. 1851 yılında açılan bu benzersiz mekan, gastronomi tutkunlarının ve yeme-içme meraklılarının uğrak noktası haline geldi. Burası, çeşitli lezzetlerin, taze ürünlerin ve el yapımı atıştırmalıkların bulunduğu bir cennet olarak nitelendiriliyor. Pazar, tarih boyunca birçok dönüşüm geçirmiş ve günümüzde modern bir yeme-içme ve alışveriş mekanına dönüştü. 

Her köşesinde tarih kokan eski tuğla binaları ve sokaklarıyla ziyaretçilere nostaljik bir atmosfer sunuyor. Borough Market, dünya mutfağının en çeşitli örneklerini barındırıyor. İngiliz peynirlerinden Akdeniz'in taze deniz ürünlerine, Asya'nın baharatlarından Orta Doğu'nun mezelerine kadar her damak zevkine hitap eden birçok seçenek sunuyor.

Konum Linki

46. Leicester Meydanı

Leicester Meydanı, Londra’nın batı kısmında yer alıyor. Yalnızca yayaların girebildiği bu meydan, içerisinde küçük bir park da bulunduruyor. Parkta, William Shakespeare adına yapılmış bir çeşme bulunuyor ve çeşmenin üzerinde Shakespeare’in bir heykeli var. Parkın dört kapısının her birinde bir büst bulunuyor. John Hunter, Charlie Chaplin Isaac Newton ve William Hogarth gibi isimler büstleri yapılan ünlüler arasında yer alıyor. Meydan, Londra’nın sinemalar merkezi olarak da biliniyor. Bunun dışında meydanda gece kulüpleri bulunuyor ve cuma ve cumartesi akşamları oldukça kalabalık oluyor. Meydanın çevresinde pek çok tiyatro, sinema, tarihi mekan ve alışveriş merkezi bulunuyor. Hareketli gece yaşamıyla bilinen meydan, gösterişli otelleri ile günümüzde de İngiltere’deki ününü koruyor. 

Leicester Meydanı, 1960’lı yıllarda Sex Pistols, Rolling Stones, The Who gibi İngiliz rock gruplarına ev sahipliği yaptı. Meydan, dünya mutfağının en güzel lezzetlerini ziyaretçilerle buluşturuyor. Dünyanın en büyük lego dükkanının da bulunduğu meydan, sadece yetişkinlerin değil çocukların da oldukça ilgisini çekiyor. Leicester Meydanı özellikle cumartesi ve pazar günleri ziyaretçi akınına uğruyor ve gece gündüz devam eden bir eğlencenin merkezi oluyor.

Konum Linki

47. Portobello Road - Londra

Portobello Road, Londra’nın en sevilen simgelerinden biri ve dünyanın en büyük antika pazarı burada kuruluyor. Bu eşsiz sokak, Notting Hill bölgesinin hemen hemen tamamını güneyden kuzeye doğru geçiyor ve Ladbroke Grove ile paralel olarak uzanıyor. Portobello Road, ikinci el kıyafetler, hamur işleri ve antikalarıyla bilinen dikkat çekici bir sokak pazarı bulunuyor. 

Pazar, her cumartesi günü açılıyor ve ziyaretçiler dünyanın dört bir yanından geliyor. Bu özel yol, 1863 yılında açılan ve Kensington ve Chelsea Londra Borough Konseyi tarafından yönetilen Portobello Road Market’a uzanıyor. Pazar, sokak yemekleri, ürünler, moda ve antikalar satan binden fazla satıcıyı barındırıyor. Portobello Road, aynı zamanda 1996 yılından bu yana her Ağustos ayında Portobello Film Festivali’nin düzenlendiği yer olarak biliniyor.

Konum Linki

48. Royal Academy of Art - Londra

Kraliyet Sanat Akademisi, Londra’nın göz alıcı bir noktasında yer alıyor. Bu yer, sanatın yaratıldığı, sergilendiği ve tartışıldığı bir alan. 1768 yılında kurulan Akademi, önde gelen sanatçılar ve mimarlar tarafından yönetilen bağımsız, özel olarak finanse edilen bir kurum olma özelliğine sahip. Akademi, görsel sanatların yaratılmasını, keyfini çıkarılmasını ve değerlendirilmesini teşvik etmek amacıyla Kral III. George’un kişisel girişimleri ile kuruldu. 

Akademinin ilk başkanı ünlü ressam Joshua Reynolds oldu. Akademi tarihinde, sanatın teşvik edilmesi, üretim ve ticaretin teşvik edilmesi için bir topluluk olan Sanat, Üretim ve Ticaret Teşvik Derneği’nin üyeleri tarafından 1755 yılında bir sanat akademisi kurma girişimi yer alıyor. Akademi, sanatseverler tarafından finanse edilen ve sanatçılar tarafından yönetilen bir kurum. Her bağış, geleceğini güvence altına almak için yardımcı oluyor. Akademi, sanatın yaratılmasını, sergilenmesini ve tartışılmasını teşvik ediyor. Bu nedenle, burası sanatı seven herkes için bir ziyaret noktası olmalı.

Konum Linki

49. Berkeley Meydanı - Londra

Berkeley Meydanı, Londra’nın Mayfair bölgesinde yer alıyor. Meydan, yeşil bir meydan olarak biliniyor ve adeta canlı bir park gibi düzenlendi. Meydan, ilk olarak 1660’lı yıllarda inşa edildi ve Lord Berkeley anısına yapıldı. Meydan, konumlandığı alan ve tasarlandığı zaman dilimi itibariyle pek çok tarihi olaya tanıklık etti. 17. yüzyılın başından beri var olan meydan, özellikle Berkeley Evi’nin yıkılmasıyla birlikte daha açık bir alan haline geldi. 

Meydanın çevresinde yer alan evlerin birçoğu tarihi ve önemli isimlere ait. Bu da meydanı daha etkileyici bir hale getiriyor. Pek çok önemli isim söz konusu olsa da özellikle Winston Churchill ve Harry Gordon Selfridge dikkat çekiyor. Aynı zamanda pek çok filmin ve kitabın kurgusal karakterinin de burada yaşadığı biliniyor. Meydan, 18. yüzyılda mimar William Kent’in tasarımıyla güneye doğru uzatıldı. Ağaçlar, Londra’nın merkezindeki en eski ağaçlar olarak öne çıkıyor.

Konum Linki

50. Anfield Stadyumu - Liverpool

Anfield Stadyumu, Liverpool'un ünlü futbol takımı Liverpool FC'nin evi olarak dünya çapında tanınıyor. Kırmızı ve beyaz renklerle süslü tribünleri, futbol severler için adeta bir tapınak mahiyetinde. 1884 yılından bu yana futbolun kalbi burada atıyor ve tarihi başarılarla dolu. "You'll Never Walk Alone" marşının tribünlerde yankılanıyor, ziyaretçilere unutulmaz bir atmosfer sunuyor. Stadyum, aynı zamanda Liverpool tarihine tanıklık eden müzeleri ve turlarıyla da dikkat çekiyor. Futbol maçlarının yanı sıra, çeşitli konser ve etkinliklere de öncülük ediyor. Stadyumda yer alan Anfield Experience, taraftarlara takımın soyunma odalarını, basın alanını ve kenar çizgisini yakından görme fırsatı veriyor. Bir maç gününde stadyumu ziyaret edip, gerçek bir Liverpool taraftarı gibi hissedebilirsin. 

Maç öncesi, efsanevi The Kop tribününde yerini alıp, taraftarların coşkusuna ortak olabilme şansın da var. Anfield'ın sadece bir futbol stadyumu olmadığını, aynı zamanda bir topluluk merkezi olduğunu hissetmek zor değil. Burada, her yaştan insan, futbolun birleştirici gücünü yaşıyor. Anfield, Liverpool şehrinin ve futbolun ruhunu yansıtan bir simge olarak kalıyor.

Konum Linki

51. Globe Tiyatrosu - Londra

Globe Tiyatrosu, William Shakespeare'in oyunlarının sahnelendiği tarihi bir yapı olarak ziyaretçilerini zamanda yolculuğa çıkarıyor. Londra'da Thames Nehri'nin güney kıyısında bulunan bu ikonik tiyatro, 1599 yılında ilk kez kapılarını açtı. Ancak 1613'te bir yangın sonucu tamamen yanıyor, daha sonra 1614'te yeniden inşa edildi. Tiyatro binası 1997 yılında ise Shakespeare'in eserlerini yaşatma amacıyla orijinaline sadık kalarak yeniden yapılandırıldı. 

Globe Tiyatrosu, açık hava düzeni ve yuvarlak mimarisi ile dikkat çekiyor. Tiyatro, seyircilere hem ayakta hem de oturarak toplam 1500 kişi kapasiteli bir alan sunuyor. Burada Shakespeare oyunlarını, dönemin atmosferini hissederek izlemek mümkün. Ayrıca tiyatro, Shakespeare'in hayatını ve dönemin tiyatro kültürünü anlatan bir müzeyi de içerisinde barındırıyor. Yıl boyunca düzenlenen çeşitli etkinlikler, atölye çalışmaları ve eğitim programları ile ziyaretçilere kültürel bir deneyim sunuluyor. Globe Tiyatrosunu ziyaret etmek, Shakespeare'in metinlerini orijinal haliyle deneyimlemek ve onun eserlerinin evrenselliğini daha yakından anlamak için harika bir fırsat.

Konum Linki

52. Richmond Parkı - Londra

Richmond Parkı, Londra'nın büyük yeşil alanlarından biri olarak öne çıkıyor ve doğa ile iç içe vakit geçirmek isteyenler için adeta bir cennet. Geniş alanıyla Avrupa'nın en büyük şehir parklarından biri olan bu park, hem tarihi güzellikleri hem de biyolojik çeşitliliği ile dikkat çekiyor. 1637 yılında Kral Charles I tarafından av alanı olarak kullanılmaya başlanmış ve zaman içinde halka açılan park, şimdi Londra'nın en değerli açık alanlarından biri. 

Parka adımını attığında, kırlangıçlar, ağaçkakanlar ve özellikle sonbaharda göçmen kuşlar olmak üzere çeşitli kuş türleriyle karşılaşabilirsin. Ayrıca park, 600'den fazla yabani geyik ile ünlü. Bu geyikler parkta serbestçe dolaşır ve ziyaretçilere doğal ortamlarında vahşi yaşamı gözlemleme fırsatı sunar. Yürüyüş yolları, bisiklet parkurları ve piknik alanları ile dolu olan Richmond Park, şehrin gürültüsünden kaçıp doğayla baş başa kalmak isteyenler için ideal bir kaçış noktası. Her mevsim ayrı bir güzellik sunan bu park, özellikle ilkbahar ve sonbaharda renk cümbüşüne bürünüyor.

Konum Linki

53. Alexandra Sarayı - Londra

Alexandra Sarayı, bilinen adıyla "Ally Pally," Londra'nın Haringey bölgesinde yer alıyor ve kapsamlı bir tarih ile kültürel mirasa sahip. İlk olarak 1873'te açılan bu yapı, açılışından kısa bir süre sonra büyük bir yangın yaşıyor ve hemen ardından yeniden inşa ediliyor. Alexandra Sarayı, çeşitli etkinliklere ev sahipliği yaparak eğlence ve spor alanında önemli bir mekân haline geliyor. 19. yüzyılda "Halkın Sarayı" olarak tasarlanan bu yapı, başta eğlence ve rekreasyon olmak üzere toplumun değişen ihtiyaçlarına cevap vermek için sürekli olarak kendini yeniliyor. Saray, aynı zamanda BBC'nin televizyon yayıncılığına başladığı yer olarak da biliniyor; 1936 yılında dünyanın ilk düzenli televizyon yayınları Alexandra Sarayı'ndan yapılmış. 

Yenilikçi mimarisi ve etkinlikleriyle ünlü olan saray, geniş park alanıyla ziyaretçilere açık olup, içerisinde bir buz pateni pisti, macera parkuru gibi çeşitli rekreasyon alanları bulunuyor. Alexandra Saray, sadece bir eğlence ve spor merkezi olmanın ötesinde, bir topluluk merkezi olarak da hizmet veriyor. Bu alanda düzenlenen konserler, festivaller ve tiyatro gösterileriyle Londra'nın kültürel yaşamına büyük katkılar sağlıyor.

Konum Linki

54. Platform 9 ¾ - Londra

Platform 9 ¾, Harry Potter serisinin büyülü dünyasına açılan kapı olarak tanınıyor. Londra'daki King's Cross istasyonunda bulunan bu efsanevi platform, büyü dünyasının genç büyücülerini Hogwarts Ekspresi'ne taşıyor. İstasyon, Harry Potter hayranları için adeta bir hac yeri haline gelmiş durumda. Ziyaretçiler, "Platform 9 ¾" tabelasının altında, alışılmışın dışında bir deneyim yaşayarak, gerçeküstü bir fotoğraf çekimi fırsatı buluyorlar. Etrafa dağılmış bagajlar ve duvara yarı gömülü bir alışveriş arabası, büyücülerin bu gizli geçiş noktasından nasıl geçtiklerini canlandırıyor. Tüm bu sahne, serinin filmlerinden bir sahneyi canlandırırcasına detaylı bir şekilde düzenlenmiş. 

Bu özel köşe, kitaplardaki ve filmlerdeki o büyülü anları hatırlatıyor ve hayranlarına o büyülü dünyanın bir parçası olma hissini yaşatıyor. Platform 9 ¾'un çevresindeki Harry Potter mağazası da ziyaretçilere, çeşitli hatıra eşyaları ve özel ürünler sunuyor. Burada, serinin unutulmaz nesnelerini ve giysilerini satın alarak, büyülü dünyayı evine taşıma şansı bulabilirsin.

Konum Linki

55. West End - Londra

West End, Londra'nın kalbinde yer alıyor. Burası alışveriş cenneti ve tiyatro aşıkları için vazgeçilmez bir durak haline geldi. Oxford Caddesi, Regent Sokağı ve Bond Sokağı gibi ünlü alışveriş caddelerinde dolaşırken bir yandan da dünya standartlarında restoranları keşfetme şansını yakalayabilirsin. Tiyatro deneyimi için, her zevke uygun müzikaller ve oyunlar sunan sayısız tiyatroyu ziyaret etmek kesinlikle yapılacaklar listesinde olmalı. 

Burada Ulusal Galeri ve Kraliyet Sanat Akademisi gibi mekânlarda dünya çapında ünlü sanat eserlerini görebilirsin. Ayrıca, Leicester Meydanı’ndaki sinemalarda düzenlenen film prömiyerlerine katılabilir ya da Covent Garden gibi canlı sokak performanslarıyla ünlü yerlerde zaman geçirebilirsin. Geceleri, Soho'nun dar sokaklarında bulunan bar ve kulüplerde Londra'nın gece hayatını deneyimleme şansın da var. Restoranlar açısından da Michelin yıldızlı lüks seçeneklerden, daha uygun fiyatlı Chinatown restoranlarına kadar geniş bir yelpazede seçenek sunar.

Konum Linki

56. Harrods - Londra

Harrods, Londra'nın lüks sembollerinden biri olarak kabul ediliyor ve ziyaretçilere eşsiz bir alışveriş deneyimi sunuyor. Dünyanın dört bir yanından gelen turistler, bu tarihi mağazanın sunduğu zengin ürün yelpazesi ve göz alıcı vitrinleriyle büyülenmeye devam ediyor. Ancak Harrods yalnızca bir alışveriş merkezi olarak görülmüyor. 1849 yılında Charles Henry Harrod tarafından kurulan bu yer, o zamandan beri dünya çapında bir üne kavuştu. Knightsbridge'de yer alan Harrods, yedi kat üzerine kurulu ve 90 bin metrekarelik bir alanı kaplayarak ziyaretçilerine moda, güzellik, gıda ve daha birçok kategoride binlerce markayı sunuyor. 

Alışveriş merkezinin iç dekorasyonu, zarif tasarımları ve sürekli yenilenen temalarıyla her dönemde ilgi çekici. Özellikle Noel döneminde, Harrods'un düzenlediği ışık gösterileri ve süslemeler görenleri hayran bırakıyor. Lüks restoranları ve kafeleri, alışveriş molalarında lezzetli yemeklerin tadını çıkarmanı sağlıyor. Ünlü Harrods Food Hall, dünyanın dört bir yanından getirilen lezzetleri bir araya getiren bir gurme cenneti olarak biliniyor. Harrods, yalnızca bir alışveriş merkezi değil, aynı zamanda bir İngiliz kültür ikonu olarak işlev görüyor. Burayı ziyaret etmek, Londra'nın tarihini ve lüksünü deneyimlemek anlamına geliyor.

Konum Linki

57. Londra Hayvanat Bahçesi

Londra Hayvanat Bahçesi, şehrin en sevilen ve ziyaretçi çeken mekanlarından biri. Çeşitli hayvan türleri ve doğal yaşam alanlarıyla büyüleyici bir deneyim sunuyor. Burada dünyanın dört bir yanından gelen egzotik hayvanları görebilirsin. Özellikle gorillerin, aslanların ve penguenlerin yaşadığı alanlar, hayvanseverler için vazgeçilmez duraklar arasında. Hayvanat bahçesi, aynı zamanda birçok eğitici program ve etkinlik sunuyor. 

Özellikle çocuklar için düzenlenen atölye çalışmaları ve yürüyüş turları, onların doğa bilincini artırıyor ve hayvanlar hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlıyor. Penguenlerle yapılan yüzme etkinlikleri ise oldukça popüler. Ayrıca, Londra Hayvanat Bahçesi, modern koruma çalışmalarıyla da öne çıkıyor. Nadir bulunan türlerin korunması ve çoğalması için özel programlar yürütülüyor. Bu çabalar, hayvanat bahçesinin dünya çapında bir koruma merkezi olarak tanınmasına yardımcı oluyor.

Konum Linki

58. Oxford Caddesi - Londra

Oxford Caddesi Londra'nın en gözde noktalarından birisi. Avrupa'nın en işlek ticari caddesi olarak, birçok ünlü markanın amiral gemisi mağazalarına ev sahipliği yapıyor. Popüler markaları ve İngiltere’nin ilgi çekici büyük mağazalarını burada bulabilirsin. Alışveriş deneyiminin yanı sıra, Oxford Caddesi, tiyatrolar ve müzikaller gibi çeşitli eğlence seçenekleriyle dolu. Eğer bir yemek molası vermek istersen, Oxford Caddesi'ndeki 500'den fazla restoran arasından seçim yapabilirsin. 

Ayrıca, Oxford Caddesi sadece alışverişle sınırlı değil. Marble Arch gibi tarihi bir anıtın yanı sıra, yakınlardaki Hyde Park gibi doğal güzellikleri de keşfetme şansın var. Burası, alışverişin yanı sıra kültür ve tarihi de deneyimlemek isteyenler için ideal bir durak. Oxford Caddesi ziyaretinde, daha küçük yan sokaklarda bulunan mimari güzellikleri de keşfedebilirsin. Alışveriş caddesinin canlı atmosferini ve sürekli değişen vitrinleri keşfederken kendini Londra'nın kalbinde hissedeceksin.

Konum Linki

59. Camden Pazarı - Londra

Camden Pazarı, Londra'nın en eski pazar yerlerinden biri, renkli atmosferi ve çeşitliliğiyle her ziyaretçiye benzersiz bir deneyim sunuyor. 1970'lerde küçük bir sanat ve el işi fuarı olarak başlayan bu pazar, şimdi dünyanın dört bir yanından ziyaretçi çeken büyük bir cazibe merkezine dönüştü. Yılda 28 milyondan fazla ziyaretçi ağırlayan Camden Pazarı, 25 bin metrekareden fazla bir alanı kaplayarak alışveriş meraklılarına alan açıyor. Pazarda binden fazla dükkan ve tezgah bulunuyor. Vintage giyim butiklerinden plak dükkanlarına, antika mağazalarından sokak yemeklerine kadar geniş bir yelpazede ürün sunuluyor. 

Camden Pazarı, alternatif modası ve benzersiz tarzı ile tanınıyor. Gotik kıyafetler, retro mobilyalar ve el yapımı ürünlerin yanı sıra, birçok kültürel etkinlik ve canlı müzik performansı da burada yapılıyor​. Kültür ve sanatın kalbi olan Camden, Amy Winehouse gibi sanatçılara ilham kaynağı olmuş ve hala canlı müzik mekanlarıyla ünlü.

Konum Linki

60. Ulusal Denizcilik Müzesi - Greenwich

Greenwich Ulusal Denizcilik Müzesi'ni ziyaret ederek Londra'daki en önemli denizcilik tarihine adım atabilirsin. Müze, Greenwich Parkı'nın içinde yer alıyor ve barındırdığı zengin koleksiyonlarıyla her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Burası, denizcilik mirasını keşfetmek ve İngiltere'nin denizcilik üzerine kurulu tarihini daha yakından anlamak isteyenler için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Müzede, dünyanın dört bir yanından gelen eserler ve sergiler bulunuyor. Özellikle "Turner and the Sea" gibi sergiler, ünlü deniz manzaralarını ve denizcilikle ilgili sanat eserlerini gözler önüne seriyor. Müze ayrıca çocuklar ve yetişkinler için interaktif sergilerle denizcilik tarihini daha anlaşılır ve eğlenceli bir hale getiriyor. Greenwich Ulusal Denizcilik Müzesi'nde geçireceğin zaman, hem bilgi dolu hem de keyifli olacak. Burası, denizcilik tarihine ilgi duyan herkes için kaçırılmaması gereken bir yer.

Konum Linki

61. Court Tiyatrosu - Londra

Court Tiyatrosu, İngiltere'nin ünlü tiyatro merkezlerinden biri. Burası, özellikle Shakespeare oyunlarının sahnelenmesiyle tanınıyor. 1870 yılında kapılarını açan ve o zamandan bu yana da sanat severleri ağırlayan tiyatro, İngiliz kültürünün en önemli simgelerinden biri olarak kabul ediliyor ve yıl boyunca birçok yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor. Tarihi bir yapıya sahip olan bina, eski dönemlerin mimari özelliklerini yansıtıyor ve bu özellik, tiyatroya özgün bir atmosfer kazandırıyor. İçerisinde birkaç farklı sahne barındıran Court Tiyatrosu'nda, klasik oyunların yanı sıra modern tiyatro çalışmalarına da yer veriliyor. 

Tiyatroda ayrıca düzenli olarak çeşitli atölye çalışmaları ve eğitim programları düzenleniyor, bu da sanatseverler için cazip bir etkinlik sunuyor. Tiyatro severler için adeta bir buluşma noktası olan bu mekan, aynı zamanda çeşitli festivaller burada düzenleniyor. Burada izleyeceğin her oyun, seni geçmişten günümüze bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Oyunlar, deneyimli oyuncular tarafından büyük bir ustalıkla sahneleniyor ve izleyicilere unutulmaz anlar yaşatıyor.

Konum Linki

62. Hampstead Heath - Londra

Hampstead Heath, Londra'nın kuzeyinde, şehrin gürültüsünden uzak, doğal güzelliklerle dolu büyüleyici bir alan. Burası, yeşil tepeleri, büyük ağaçları ve geniş çayırlarıyla ziyaretçilerine şehir hayatının stresinden kaçıp doğa ile iç içe vakit geçirme fırsatı sunuyor. 320 hektarlık bu devasa park alanı, çeşitli yaban hayatı türlerine ev sahipliği yapıyor ve özellikle kuş gözlemcileri için mükemmel bir ortam sağlıyor. Buradan Londra’ya panoramik şekilde bakabilirsin. 

Kenwood House gibi tarihi yapılarıyla da dikkat çekiyor. Bu zarif malikane, sanat koleksiyonları ve düzenlenen sergilerle kültürel bir zenginlik alanı açıyor. Yaz aylarında, açık hava konserleri ve tiyatro gösterileri, ziyaretçilere sanatın farklı dallarını yaşama imkanı veriyor. Hampstead Heath ayrıca sağlık ve spor aktiviteleri için de ideal bir mekân. Yürüyüş yapmak, koşmak ya da yüzme için gelirsen, doğal yüzme havuzlarından birinde serinleyebilirsin. Heath, her mevsim farklı bir yüzünü sergileyerek, doğanın bu eşsiz köşesini keşfetmek için pek çok nedeni bir araya getiriyor.

Konum Linki

63. Sloane Meydanı - Londra

Sloane Meydanı, Londra'nın Chelsea ile Westminster bölgeleri arasında yer alıyor. Meydan şehrin en etkileyici ve tarihi mekanlarından biri olarak öne çıkıyor. İlk olarak Sir Hans Sloane adına ithafen bu ismi aldı ve zamanla Londra'nın en prestijli bölgelerinden biri haline geldi. Sloane, İngiltere'nin önemli doktorlarından biri olarak tanınmış ve aynı zamanda botaniğe olan ilgisiyle bilinir. Meydanın tarihine bakıldığında, Sir Hans Sloane'ın arazisi üzerinde kurulduğu ve bu bölgenin 'Hans Kasabası' olarak da anıldığı biliniyor.

Meydanın çevresi, Henry Holland ve oğlu tarafından tasarlandı ve bölge, yavaş yavaş günümüzdeki modern ve şık karakterini kazandı. Meydanın tasarımı, bir konut merkezi olarak düşünülerek yapıldığı için etrafı mağazalar, restoranlar ve kültürel mekanlarla çevrili. Ayrıca, merkezinde yer alan ve insanların etrafında oturup dinlenebileceği poligonal bir alan da bulunuyor.

Konum Linki

64. Earls Court Police Box - Londra

Earls Court Polis Kulübesi, Londra'nın en sevilen ve merak uyandıran turistik yerlerinden biri. Bu, sıradan bir polis kulübesi değil; mavi renkli, efsanevi bir yapı. Genellikle "TARDIS" olarak bilinen bu kulübe, "Doctor Who" dizisindeki zaman makinesine benzemesiyle ünlü. Küçük görünse de, popüler kültürde büyük bir yere sahip. Earls Court bölgesinde yer alan bu kulübe, dizi hayranları için adeta bir hac yeri. Özellikle "Doctor Who" serisini izleyenler, kulübenin önünde fotoğraf çektirmeyi ihmal etmiyor. 

Mavi kulübe, polis kutularının tarihi ve işlevi hakkında bilgi veriyor. Geçmişte Londra sokaklarında yaygın olarak bulunan bu kutular, polislerin kullandığı bir tür mini karakol görevi gördü. Kulübenin çekiciliği, sadece diziye olan bağlantısından ibaret değil. Aynı zamanda, şehrin değişen yüzü içinde sabit kalmış, zamana meydan okuyan bir simge olarak da ön plana çıkıyor. Geçmişle gelecek arasında bir köprü kuran bu yapı, ziyaretçilere Londra'nın zengin tarihini ve popüler kültürle olan iç içe geçmişliğini hissettiriyor.

Konum Linki

65. Regent Park - Londra

Regent Park, Londra'nın en büyüleyici yeşil alanlarından biri. Her yıl yerli ve yabancı binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Park, Kraliyet Botanik Bahçeleri, dört çocuk oyun alanı ve geniş çimenlik alanları gibi özellikleriyle öne çıkıyor. Yaz aylarında parkta serbest hava tiyatrosu gösterileri yapılmakta ve bu, sanatseverler için kaçırılmaz bir fırsat sunuyor. Kuş gözlemcileri için ise park, birçok farklı kuş türüne ev sahipliği yapmasıyla biliniyor. Parkın içinde yer alan Queen Mary's Gardens, ziyaretçilerine renkli çiçek yatakları ve gül bahçeleriyle görsel bir şölen sunuyor. Bu bölge, özellikle bahar aylarında ziyaret edilmeye değer. Ayrıca, Regent Park, spor yapmayı sevenler için de birçok olanak sağlıyor. 

Tenis kortları, futbol sahaları ve birçok yürüyüş yolu ile aktif bir gün geçirmek isteyenler için ideal. Parkın tarihçesi de oldukça ilginç. 1811 yılında Prens Regent (daha sonraları IV. George) tarafından yaptırılmış. O zamandan bu yana, Londra'nın en gözde sosyal buluşma noktalarından biri olmayı başarmış. Park aynı zamanda, yaz aylarında düzenlenen birçok festival ve etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Her köşesi ayrı bir hikaye anlatan Regent Park, Londra'yı ziyaret eden herkesin listesinde olmalı.

Konum Linki

66. Old Trafford Stadyumu - Manchester

Old Trafford Stadyumu, İngiltere'nin Manchester şehrinde bulunuyor ve futbol denildiğinde akla gelen ilk mekanlardan birisi. Manchester United Futbol Kulübü'nün evi olarak da bilinen bu stadyum, 1910 yılında kapılarını spor severlere açtı. İngiliz futbolunun kalbinde yer alan Old Trafford, "Kırmızı Şeytanların Yuvası" olarak da anılıyor ve bu ismi takımın ambleminde yer alan figürden alıyor. Stadyum, yaklaşık 74 bin seyirci kapasitesiyle İngiltere'nin en büyük ikinci futbol stadyumu olması ile de öne çıkıyor. Old Trafford'da bir maç günü, dünya çapında futbol tutkunları için eşsiz bir deneyim sunuyor. 

Stadyum, özellikle derbi günlerinde inanılmaz bir atmosfere bürünüyor. Burada geçirdiğin zaman boyunca, Manchester United'ın zengin tarihini ve futbol kültürünü yakından hissedebilirsin. Stadyum turuna katılarak soyunma odaları, oyuncuların tüneli ve zeminin kenarından geçme şansını elde edebilirsin. Ayrıca, Manchester United Müzesi'ni ziyaret etmek, kulübün tarihi başarılarını ve futbol efsanelerini daha yakından tanıma fırsatı veriyor.

Konum Linki

67. Eventim Apollo - Londra

Eventim Apollo, eskiden Hammersmith Apollo olarak biliniyor, Londra'nın en büyük ve en iyi korunmuş orijinal tiyatrolarından birisi. Robert Cromie'nin tasarladığı bu muazzam yapı, 1932 yılında Gaumont Palace sineması olarak kapılarını açtı. Art Deco tarzında inşa edilen bu mekân, olağanüstü bir yelpazeye sahip salonu, derin bir sahnesi ve çok sayıda sanatçıyı ağırlamış büyük bir geçmişe sahip. Mekân, 1962'de Hammersmith Odeon olarak adını değiştirmiş ve The Beatles, Rolling Stones gibi efsaneleri ağırlamayı başardı.

2000'lerin başında önemli tadilatlar geçiren Apollo, hem ayakta hem de oturarak etkinliklere ev sahipliği yapacak şekilde yeniden tasarlandı. Bu dönemde, mekânın orijinal Compton orgu, yıllar sonra tekrar yerine kondu ve Apollo'nun akustik mirası yeniden canlandırıldı. Bugün Eventim Apollo, çeşitli müzik konserleri, komedi gösterileri ve canlı performansları ile Londra'nın canlı eğlence sahnesinde önemli bir yere sahip bu mekanda gösteri izleme şansını asla kaçırmamalısın.

Konum Linki

68. Kraliyet Hava Kuvvetleri Müzesi - Londra

Kraliyet Hava Kuvvetleri Müzesi, İngiltere'nin başkenti Londra'da hava kuvvetleri tarihine ışık tutan muazzam bir müze. Ziyaretçilere, Birinci Dünya Savaşı'ndan günümüze kadar uzanan bir zaman diliminde kullanılan uçakları ve hava araçlarını yakından görme şansını sana getiriyor. Müze, özellikle havacılık meraklıları için kaçırılmaması gereken bir deneyim sunuyor. Sergilenen eserler arasında dünyaca ünlü Spitfire ve Hurricane savaş uçakları da bulunuyor. 

Müzenin en çekici yanlarından biri, ziyaretçilere interaktif deneyimler sunması. Bu anlamda bir pilotun kokpitindeymiş gibi hissettiren simülasyonlar, hava savaşlarını ve uçuş tekniklerini deneyimleme şansın oluyor. Ayrıca, çeşitli zamanlarda düzenlenen özel etkinlikler ve gösteriler, hava kuvvetleri tarihini kavramanı sağlıyor. Müzede aynı zamanda çocuklar ve aileler için de eğitici programlar düzenleniyor. Kraliyet Hava Kuvvetleri Müzesi, tarih ve teknolojiyi bir arada sunarak her yaştan insan için unutulmaz anlar yaşatıyor.

Konum Linki

69. Stamford Bridge - Fulham

Stamford Bridge, Londra'nın batısında, Fulham bölgesinde yer alan tarihi bir futbol stadyumu. 1877 yılında açılmış olan stat, 1905'ten bu yana Chelsea Futbol Kulübü'nün maçları burada oynanıyor. Stadyum, yaklaşık 40 bin seyirci kapasitesine sahip ve hem milli maçlara hem de çeşitli büyük etkinliklere kapılarını açıyor. Stamford Bridge, özellikle İngiltere'nin en ünlü futbol stadyumlarından biri olarak biliniyor. Chelsea'nin renkleri olan mavi ve beyaz, stadyumun her köşesinde kendini gösteriyor. Stadyumu ziyaret ettiğinde atmosferini, tarihi ve modern yönlerini keşfedebilme şansına sahipsin. Burada gerçekleşen tura katılarak, soyunma odaları, basın odası gibi özel alanları görebilir ve 

Chelsea Müzesi'nde kulübün zengin tarihine dair bilgiler edinebilirsin. Stadyum, hem futbolseverler için hem de turistler için popüler bir destinasyonlardan birisi. Chelsea maç günlerinde burası, dünyanın dört bir yanından gelen taraftarlarla dolup taşıyor. Maç atmosferi, enerji ve heyecanıyla biliniyor. Maç olmayan günlerde de stadyum, Chelsea'nin başarılarını kutlayan sergiler ve aktivitelerle ziyaretçilere açık olabiliyor

Konum Linki

70. Highgate Mezarlığı - Londra

Highgate Mezarlığı, Londra'nın en etkileyici ve mistik yerlerinden biri. Viktorya döneminden kalma bu mezarlık, hem tarihi mimarisi hem de ünlü isimlere ev sahipliği yapmasıyla öne çıkıyor. Karl Marx, Douglas Adams ve George Eliot gibi isimlerin mezarları burada yer alıyor. Kuzey Londra'daki bu mezarlık aynı zamanda yemyeşil doğası ve gotik tarzdaki anıtlarıyla dikkat çekiyor.  Yürüyüş yolları boyunca ilerledikçe, zaman zaman rastlayacağın meşhur melek heykelleri ve eski ağaçlar seni tarih öncesi bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. 

Mezarlık, huzurlu bir atmosfer sunar ve her köşesinde ayrı bir hikaye yatıyor. Gotik kemerler, yosun tutmuş taşlar ve esrarengiz simgelerle süslü mezar taşları, Highgate'in sadece bir mezarlık olmadığını, aynı zamanda bir sanat eseri olduğunu kanıtlıyor. Her mevsim farklı bir güzellik sunan Highgate Mezarlığı, özellikle sonbaharda renk cümbüşüyle büyülüyor. Mistik bir hava yaratmayı başaran bu yer, Londra'nın kaçırılmaması gereken tarihi miraslarından biri.

Konum Linki

71. Chiswick Evi - Londra

Chiswick Evi, Londra şehrinde, görkemli mimarisi ve büyüleyici bahçeleri ile dikkat çeken tarihi bir malikane. Neo-Palladyen tarzda inşa edilmiş bu yapı, 18. yüzyılın başlarında Lord Burlington tarafından tasarlanmış ve o dönemin sanat ve mimari anlayışını yansıtan önemli bir simge haline geldi. Bu etkileyici yapı, aynı zamanda İngiltere'deki bahçe tasarımının da dönüşümünde önemli bir rol oynadı. Bahçeler, geniş ve açık alanları, sıra dışı heykelleri ve çeşitli bitki türleriyle ziyaretçilerine huzur dolu bir kaçamak sunuyor. 

Chiswick Evi, sanat ve mimari tutkunlarının yanı sıra doğa severler için de ideal bir destinasyon olmaya başladı. Yapının içerisinde, dönemin mobilya ve sanat eserleriyle süslü odalar, zengin süslemeler ve detaylı tasarımlar göze çarpıyor. Burası, aynı zamanda çeşitli sanatsal ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yapmakta, böylece ziyaretçilerine tarihi atmosferin yanı sıra dinamik bir kültürel deneyim de sunuyor. Chiswick House, tarih öncesine yolculuk yapma fırsatı sunuyor ve Londra'nın kaotik temposundan uzaklaşarak dingin bir sığınak oluşturuyor.

Konum Linki

72. Holland Park - Kensington

Holland Park, Londra'nın Kensington bölgesinde, yoğun şehir yaşamının ortasında saklı kalmış bir doğa harikası. Çeşitli bahçeleri, geniş yeşil alanları ve sanatsal etkinlikleriyle bilinen bu park, hem yerel halkın hem de turistlerin uğrak yeri haline geldi. Parkın en çok dikkat çeken noktalarından birisi olan Japon Bahçesi, suyun kenarında huzur içinde oturabilme ve nadir bitkilerin keyfini çıkarabilme imkanı sunuyor. Kyoto'dan esinlenilerek yapılmış bu bahçe, mevsimine göre değişen renkleriyle her daim büyülemeye devam ediyor. Holland Park ayrıca sanat ve kültür etkinlikleri için de bir merkez. Yaz aylarında düzenlenen opera gösterileri, parkı bir müzik ve sanat festivali havasına sokuyor. 

Holland Park, açık hava tiyatrosunda unutulmaz performanslar burada yapılıyor. Sanatseverler için parkın bir diğer cazibe merkezi ise sergi salonlarıdır; değişen sergilerle hem modern hem de klasik sanat eserlerine yer veriliyor. Çocuklar için özel olarak tasarlanmış oyun alanları, ailelerin çocuklarıyla keyifli vakit geçirebilecekleri ortamlar sunuyor. Ayrıca, parkın içindeki kafe ve restoranlar, ziyaretçilere lezzetli atıştırmalıklar ve dinlenme imkanı sağlıyor. Eğer doğayla iç içe, huzurlu bir gün geçirmek istiyorsan, Holland Park ideal bir seçenek olabilir.

Konum Linki

73. ArcelorMittal Orbit - Stratford

ArcelorMittal Orbit, Londra'nın Stratford bölgesinde, 2012 Olimpiyatları'nın mirası olarak kalan ve şehrin siluetine modern bir dokunuş ekleyen etkileyici bir yapı. Bu ilginç yapı, dünyaca ünlü sanatçı Anish Kapoor ve mühendis Cecil Balmond'un ortak çalışması sonucu meydana geldi. Genellikle Birleşik Krallık'ın en uzun sanat eseri olarak da tanınıyor. Yapının yüksekliği 114 metre ve ziyaretçilere Londra'nın panoramik manzaralarını sunan bir gözlem platformu sunuyor. Bu platforma ulaşmak için, merdiven ya da asansörle çıkabilirsin. 

ArcelorMittal Orbit, aynı zamanda dünyanın en uzun ve en hızlı tünel kaydırağına sahip. Bu kaydırağın toplam uzunluğu 178 metre ve yaklaşık 40 saniyede tamamlanabilir. Kaydırak, ziyaretçilere adrenalin dolu bir deneyim ve eşsiz bir şehir manzarası eşliğinde hızlı bir iniş imkanı sunuyor.

Konum Linki

74. Hampton Court Sarayı

Hampton Court Sarayı, İngiltere'nin tarih sahnesinde özel bir yere sahip. Kral VIII. Henry tarafından 1529 yılında büyüklüğü ve ihtişamıyla döneminin en görkemli yapılarından biri olarak inşa ettirildi. Saray, Tudor ve Barok mimari stilinin etkileyici bir birleşimini sunuyor. Ziyaret ettiğinde, bu büyük sarayın karmaşık tarihini ve sanatsal zenginliklerini keşfedebilirsin. Sarayın bahçeleri, dönemin peyzaj sanatının en güzel örneklerini sergiliyor. Labirenti ve Büyük Vine bağı gibi özelliklerle dolu. Ayrıca, meşhur Hampton Court çiçek gösterisi de burada düzenlenir, bahar ve yaz aylarında bir renk cümbüşüne tanık olabilirsin. 

İçeride ise Henry'nin mutfakları, Tudor dönemine ait yaşam tarzını gözler önüne sererken, Christopher Wren tarafından tasarlanan büyük odalar, sarayın Barok dönemdeki değişimini yansıtıyor. Ayrıca, her odası ayrı hikayeler anlatan sayısız eser ve mobilya koleksiyonu ile de dikkat çekiyor. Sarayda aynı zamanda çeşitli etkinlikler de düzenleniyor. Konserler, sergiler ve tarihi canlandırmalar, Hampton Court'un duvarları arasında geçmişle modern zamanları harmanlayan etkinlikler arasında yer alıyor.

Konum Linki

75. Golden Hind - Londra

Golden Hind, özellikle Sir Francis Drake'in cesur dünya turu ile tanınıyor. Bu tarihi gemi, 1577 ve 1580 yılları arasında dünyayı dolaşarak İngiliz denizcilik tarihinde önemli bir yer edindi. Gemi, aslen Pelican olarak adlandırılsa da, Drake'in seyahati sırasında Golden Hind olarak yeniden isimlendirildi. Drake'in bu yolculuğu, hem zengin bir hazine toplamasına olanak tanımış hem de İngiltere'nin denizlerdeki gücünü pekiştirdi. Golden Hind, günümüzde Londra ve Devon'da tam boyutlu replikaları ile ziyaretçilere açık. Londra'daki replika, 1973 yılında geleneksel yöntemlerle yapılmış ve dünya çapında birçok seyahat gerçekleştirildi. 

Bu replika, eğitim amaçlı müze olarak hizmet veriyor ve ziyaretçilere Elizabeth dönemi gemi yaşamını deneyimleme fırsatı sunuyor. Devon'daki Brixham limanında bulunan replika ise, özellikle televizyon programları ve filmlere ev sahipliği yapmasıyla biliniyor. Her iki replika da, tarih meraklılarına ve denizcilik tarihine ilgi duyanlara yönelik çekici duraklar olarak kabul ediliyor. Golden Hind, aynı zamanda etkileyici bir eğitim platformu olarak kullanılmakta, okullar ve gruplar için çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Gemi tarihini ve Drake'in maceralarını keşfetmek isteyen ziyaretçiler için canlandırma turları ve atölye çalışmaları sunuyor.

Konum Linki

76. Crucible Tiyatrosu - Sheffield

Crucible Theatre, yerel ve uluslararası tiyatro yapımlarının sergilendiği, Sheffield'in kültür sanat hayatının kalbinde yer alan bir mekan. 1971 yılında açılan bu ikonik tiyatro, üç tarafı seyirci tarafından çevrili benzersiz bir sahne düzenine sahip olması ile öne çıkıyor. Bu düzen, izleyicileri oyunun merkezine taşıyor ve onlara sahnede gelişen olayları neredeyse oyuncularla aynı düzeyde deneyimleme fırsatı sunuyor. 

Crucible, özellikle her yıl düzenlenen Dünya Snooker Şampiyonası ile tanınıyor. Ancak tiyatro, dramadan müzikale, dans gösterilerinden klasik oyunlara kadar geniş bir yelpazede canlı performansları sahneleniyor. Tiyatroda Arthur Miller'ın "Bir Cadı Kazanı" gibi klasiklerden, "Küçük Korku Dükkanı" gibi modern müzikallere kadar birçok ünlü eser sahnelendi. Buraya geldiğinde Crucible Tiyatrosu’nda mutlaka bir oyun izlemelisin.

Konum Linki

77. Freud Müzesi - Londra

Freud Müzesi, Londra'nın Hampstead semtinde yer alan ve Sigmund Freud ile kızı Anna Freud'un yaşadığı son ev olarak biliniyor. Freud ailesi, 1938 yılında Nazi işgalinden kaçarak bu eve taşınmış ve Sigmund Freud'un hayatının son yılını burada geçirdi. Evin kendisi, Freud'un çalışmalarını ve kişisel eşyalarını barındıran bir müze haline getirildi. Bu müze, Freud'un ünlü psikanalitik kanepesi burada olup, bu kanepe Freud'un danışmanlık yaptığı ve birçok teorisini geliştirdiği yer olarak da biliniyor. Müze ayrıca Freud'un kitap koleksiyonu ve antik eserlerinden oluşan geniş bir koleksiyona sahip. Burada Freud'un bireysel hikayelerini ve psikanalizin geniş tarihini daha iyi anlamak için bu koleksiyonları inceleyebilme şansına sahipsin. 

Anna Freud da kendi başına çocuk psikanalizi alanında öncü bir isim olarak tanınıyor. Anna'nın kendi profesyonel çalışmaları ve başarıları, müze içinde özel bir yere sahip ve onun etkileri müze turu boyunca hissediliyor. Müze, aynı zamanda çeşitli sergiler, atölye çalışmaları ve konferanslar düzenleyerek Freud'un düşüncelerini ve psikanalizi günümüz dünyasında hala nasıl bir etki yarattığını ziyaretçilere aktarmayı amaçlıyor.

Konum Linki

78. Bond Caddesi - Londra

Bond Caddesi seni lüksün kalbine davet ediyor. Londra'nın en prestijli alışveriş caddelerinden biri olarak, hem tarihi hem de modern lüksün mükemmel bir karışımını sunuyor. 1700 yılında kurulan bu cadde, zaman içinde alışverişin ve toplumsal yaşamın merkezi haline gelmiş. Özellikle Old Bond Caddesi ve Yeni Bond Caddesi olmak üzere iki kısımdan oluşan Bond Street, dünyaca ünlü markaların bayrak gemisi mağazalarına ev sahipliği yapıyor. Chanel, Louis Vuitton ve Cartier gibi lüks markalar, bu caddede alışveriş tutkunlarını bekliyor. Sanatseverler için Sotheby's gibi önemli müzayede evleri ve Royal Academy of Arts gibi sanat kurumları da Bond Street çevresinde bulunuyor. 

Alışverişin yanı sıra, bu kurumlar sayesinde sanat sergileri ve etkinlikler de sanat dünyasına kapılarını aralıyor. Yürüyüş yapmak ve göz alıcı vitrinleri incelemek isteyenler için Bond Street, her zaman dinamik ve ilham verici bir atmosfere sahip. Yılın her zamanı ziyaret için uygun olsa da, Bond Caddesi’nin Noel süslemeleriyle bambaşka bir havaya büründüğü kış ayları özellikle yoğun bir ziyaretçi akınına uğruyor.

Konum Linki

79. Demir Köprü - Londra

Demir Köprü, 1777 yılında inşa edilmiş ve dünyanın tamamı demirden yapılmış ilk büyük köprüsü olarak biliniyor. Shropshire'da, Severn Nehri üzerinde yer alan bu köprü, sanayi devriminin simgelerinden biri haline geldi. Ziyaretçiler, köprünün muhteşem mimarisini ve çevresindeki doğal güzellikleri keşfederken, aynı zamanda bu yapıtın tarihine de tanık olabilir. Köprü ve çevresindekiler UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınmış olup, bölgedeki müzeler ve tarihi yerler zengin bir kültürel deneyim sunuyor. 

Köprü, demir döküm tekniklerinin öncüsü olarak kabul edilen Abraham Darby tarafından tasarlandı. Yapının kendisi sadece sanayi tarihinde değil, mühendislik ve tasarım alanında da bir dönüm noktası olarak gösteriliyor. Darby ailesi, bölgedeki demirhaneleriyle tanınıyor. Dolayısıyla burayı inşa ederken kendi iş kollarından ilham aldıkları söylenebilir. Bu köprü, demirin yapı malzemesi olarak kullanılabilirliğini ve dayanıklılığını tüm dünyaya kanıtlaması açısından önemli bir yerde duruyor.

Konum Linki

80. Leeds Kalesi - Broomfield

Leeds Kalesi, yerleşik bir tarih ve göz alıcı mimariyle dikkat çekiyor. Kent, İngiltere'de bulunan bu yapı, adını taşıyan köyün yakınlarında, iki adanın üzerine kurulu büyüleyici bir gölün ortasında yer alıyor. Orta çağdan kalma bu yapı, birçok kez el değiştirmiş ve her sahibi tarafından çeşitli eklemelerle zenginleştirildi. Kalenin hikayesi, 1086 yılında Domesday Kitabı'na "Esledes" olarak geçmesiyle başlıyor ve burası Norman istilasına kadar birçok aristokrat ailenin eline geçti. 1119'da, Robert de Crevecoeur tarafından taştan bir kale olarak inşa edilen yapı, özellikle İngiltere kraliyet ailesi ile yakın ilişkiler içinde oldu. 

Kastilyalı Eleanor ve I. Edward dönemlerinde, kale daha da genişletildi ve kraliyet sarayı haline geldi. 20. yüzyılın en önemli figürlerinden biri ise Lady Baillie oldu. 1926 yılında kaleyi satın alan Lady Baillie, geniş çaplı restorasyonlar yaparak iç mekanları tamamen yeniden tasarladı ve modern bir görünüm kazandırdı. O dönemde eklenen özellikler arasında bir sinema salonu, yüzme havuzu ve sanat eserleriyle dolu zarif odalar bulunuyor.

Konum Linki

81. Manchester Sanat Galerisi

Manchester Sanat Galerisi, şehrin sanat ve kültür hayatına öncülük eden önemli mekanlardan biri. Bu galeri, 19. yüzyılın başlarında 1823 yılında sanatseverlere kapılarını açmış ve zamanla modern ve çağdaş sanat eserlerine ev sahipliği yapmaya başladı. Burada, dünyaca ünlü sanatçıların eserlerinin yanı sıra yerel sanatçıların çalışmalarını da keşfedebilirsin. Galeri, özellikle İngiliz sanatına dair kapsamlı koleksiyonları ile tanınıyor. Viktorya dönemine ait eserler, Ön-Rafaelloculuk akımının romantik ve detaycı tabloları bu koleksiyonun en çarpıcı parçaları arasında yer alıyor. Ayrıca, galeride düzenli olarak çağdaş sanat sergileri ve etkinlikler de gerçekleştirilir, bu da ziyaretçilere sanatın daha yenilikçi yönlerini keşfetme fırsatı sunuyor. 

Manchester Sanat Galerisi, aynı zamanda eğitici programlarıyla da dikkat çekiyor. Çocuklar ve yetişkinler için düzenlenen atölye çalışmaları, sanatı daha yakından tanıma ve anlama şansı veriyor. Sanatı herkes için erişilebilir kılmayı amaçlayan bu etkinlikler, katılımcılara kendi yaratıcılıklarını keşfetme olanağı sağlıyor.

Konum Linki

82. Exmoor Ulusal Parkı - Somerset

Exmoor Ulusal Parkı, İngiltere'nin güneybatısında, Somerset ve Devon arasında yer alıyor ve büyüleyici doğal güzellikleriyle seni bekliyor. Burası, yemyeşil ormanları, derin vadileri ve uçsuz bucaksız bozkırları ile biliniyor. Exmoor'un vahşi doğası, atları, yaban domuzları ve nadir görülen kuş türlerini içeren zengin bir yaban hayatının merkezinde yer alıyor. Park, doğa yürüyüşleri, kuş gözlemciliği ve yıldız izleme gibi aktiviteler için mükemmel bir ortam sunuyor. Çünkü burası, karanlık gökyüzü rezervlerinden biri olarak önem kazanıyor. 

Parkın içindeki Dunkery Beacon, Exmoor'un en yüksek noktasıdır ve buradan Devon ve Somerset kıyılarına kadar uzanan, nefes kesici manzaralar sunuyor. Ayrıca, tarihi Tarr Steps veya güzel Lynmouth köyü gibi ziyaret edilesi yerlerle dolu. Exmoor, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda zengin tarihi ve kültürü ile de dikkat çekiyor. Orta çağdan kalma kalıntılar ve geleneksel İngiliz köyleri, bu parkın tarihini daha da ilginç kılıyor. Eğer doğayla iç içe bir kaçış arıyorsan, Exmoor Ulusal Parkı senin için harika bir seçenek olabilir.

Konum Linki

83. Shakespeare'in Doğduğu Ev - Stratford-upon-Avon

Shakespeare'in doğduğu ev, 16. yüzyıl İngiltere'sinin günlük yaşamını ve büyük yazarın ilk yıllarını deneyimleyebileceğin bir mekân. Stratford-upon-Avon'da bulunan bu tarihi ev, Shakespeare'in doğduğu ve çocukluğunu geçirdiği yer olarak bilinir. Şimdi bir müze olarak hizmet veriyor ve Shakespeare'in yaşamı, eserleri ve döneminin kültürüne dair pek çok detayı ziyaretçilere sunuyor. Evi ziyaret etmek, Elizabeth dönemi İngiltere'sinin atmosferini solumak ve Shakespeare'in metinlerine ilham kaynağı olan unsurları daha yakından görmek demek. 

Evin her köşesi, döneme özgü mobilyalar ve dönemin sanat eserleriyle donatılmış, böylece ziyaretçiler için zaman yolculuğu gibi bir deneyim sunuyor. Ayrıca, Shakespeare'in ailesinin yaşam tarzını ve dönemin sosyal yapısını gözler önüne seren çeşitli sergiler de mevcut. Yıl boyunca çeşitli etkinliklerle zenginleştirilen ev, Shakespeare'in doğum günü gibi özel günlerde özel kutlamalar ve performanslar burada düzenleniyor. Bu tür etkinlikler, Shakespeare'in eserlerini orijinal bağlamında, yani yazarın kendi evinde deneyimlemek için benzersiz fırsatlar sunuyor. Shakespeare'in evi, onun yazdığı oyunları ve şiirleri daha iyi anlamak isteyenler için kesinlikle ziyaret edilmesi gereken bir yer.

Konum Linki

84. Warwick Kalesi - Birmingham

Warwick Kalesi, İngiltere'nin en etkileyici tarihi yapılarından biri olarak biliniyor ve ziyaretçilere Orta çağ İngiltere'sinin büyüleyici bir deneyimini sunuyor. İlk olarak ahşap olarak 1068 yılında inşa edilen bu yapı, daha sonra taş bir kaleye dönüştürüldü ve günümüze kadar pek çok kez restore edildi. Kale, zengin tarihiyle ve gösterişli mimarisiyle ziyaretçilerini adeta zaman yolculuğuna çıkarıyor. Kalenin içinde ve çevresinde dolaşırken, İngiltere'nin tarihini ve kültürünü yansıtan pek çok sergi ve etkinlik bulabilirsin. Madame Tussauds tarafından yapılan balmumu heykellerle donatılmış Kingmaker sergisi, Earl of Warwick'in İngiltere tahtı için verdiği mücadeleyi canlandırıyor. 

Ayrıca, State House bölümünde döneme ait silahlar ve ev dekorasyonları sergilenmekte, kraliyet dedikodularına dair özel bir bölüm de mevcut. Çocuklar ve yetişkinler için interaktif konseptler de geliştirilmiş. Özellikle Merlin ve The Castle Dungeon gibi etkinlikler ek bilet ile ziyaret edilebilen, farklı yaş gruplarına hitap eden deneyimler sunuyor. Ayrıca kalede düzenlenen özel gösteriler, ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatıyor. Baykuş ve kartal gösterileri oldukça popülerdir ve etkileyici bir atmosfer yaratıyor.

Konum Linki

85. Dartmoor Ulusal Parkı - Devon

Dartmoor National Park, İngiltere'nin Devon bölgesinde yer alıyor ve geniş, bozulmamış doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini büyülüyor. Burası, birçok yazar ve sanatçıya ilham kaynağı olmuş mistik torlar, derin vadiler ve akarsularıyla biliniyor. Park, aynı zamanda, tarih severler için de bir cennet. Bronz Çağı'ndan kalma taş daireler, antik yerleşimler ve tarihi köprüler gibi pek çok arkeolojik sit alanını barındırıyor. Doğa yürüyüşü yapmayı seviyorsan, Dartmoor'un çeşitli yürüyüş patikaları seni bekliyor. Her biri farklı zorluk seviyelerine ve manzaralara sahip. 

Yaban hayatını keşfetmek isteyenler için park, nadir bulunan kuş türlerinden yaban atlarına kadar geniş bir fauna yelpazesi sunuyor. Park ayrıca, piknik yapmak, bisiklete binmek veya sadece sessiz bir kaçamak yapmak isteyenler için ideal. Dartmoor, her mevsim farklı bir yüzünü sergiliyor: ilkbaharda çiçeklerle kaplı, yazın yeşilin binbir tonuna bürünmüş, sonbaharda altın sarısı yapraklarla ve kışın beyaz bir örtüyle kaplanmış. Her gelişinde, Dartmoor'un bu eşsiz atmosferi ve değişen doğası seni yeniden keşfe davet ediyor. Her ziyaretinde, bu özel yerin ruhunu hissetmen kaçınılmaz.

Konum Linki

86. Nottingham Kalesi

Nottingham Kalesi, İngiltere'nin kalbi Nottingham'da yer alıyor ve ziyaretçilerine tarihle dolu bir deneyim sunuyor. Bu görkemli yapı, özellikle Robin Hood efsanesiyle bağlantılı olmasıyla ünlü. Kalesi, şehrin stratejik bir noktasında konumlanıyor ve zaman içinde birçok kez yeniden inşa edildi. 17. yüzyılda Düklerin ikametgahı olarak kullanılan bu yer, şimdilerde bir sanat galerisi ve müze olarak hizmet veriyor. Kale, macera dolu oyun alanları, Robin Hood ve isyanlarla ilgili sergiler gibi birçok çekici özelliğe sahip. Kalede yer alan mağaralarda rehberli turlara katılabilir, orta çağ kale temelleri etrafında gezinebilir ve Nottingham'ın panoramik manzaralarını kale tepesinden seyredebilirsin. Kale içerisinde ayrıca, dönemin sanat eserlerini ve el sanatlarını sergileyen galeriler bulunuyor. Bu galeriler, özellikle dantel yapımı ve alabaster heykelcilik gibi Nottingham'ın zanaat tarihini yansıtan eserlerle öne çıkıyor. 

Nottingham Kalesi, aynı zamanda bir dizi etkinlik ve sergiye ev sahipliği yaparak ziyaretçilere tarihi ve kültürel bir bakış açısı sunuyor. Kale, çeşitli sanat koleksiyonları ve sergilerle zenginleştirilmiş olup, ziyaretçilerine yıl boyunca keşfetmeleri için ilham veren bir ortam sağlıyor. Ayrıca, ziyaretçiler için kafe ve hediyelik eşya dükkanı gibi olanaklar da sunulmaktadır, burada yerel ürünler ve el işi eserler bulabilme şansına da sahipsin.

Konum Linki

87. Bamburgh Kalesi

Bamburgh Kalesi, İngiltere'nin kuzeydoğusunda, Northumberland kıyısında yer alır ve tarihi güzellikleriyle dikkat çekiyor. Yaklaşık 3000 yıllık bir geçmişe sahip olan bu muazzam yapı, birçok kralın evi oldu ve zaman içinde birçok önemli olaya tanıklık etti. Kalesi, ziyaretçilerine büyüleyici deniz manzaraları ve çevredeki kırsal alanın panoramik görüntüleri sunuyor. Bamburgh Kalesi, özellikle kuşatmalara dayanıklılığı ile biliniyor. Güller Savaşı sırasında İngiltere'deki ilk top ateşiyle yıkılan kale olarak tarihe geçti. 

Viktorya döneminde, William Armstrong tarafından büyük bir restorasyon projesi gerçekleştirildi ve kale bugünkü ihtişamlı haline kavuşturuldu. Armstrong, kalesini bir aile evi olarak korudu ve günümüzde hala ailesi tarafından burada ikamet ediliyor. Kalenin içerisinde dolaşırken, bir zamanlar kraliyet ailesi, aktörler ve siyasetçilerin ziyaret ettiği devlet odalarını, muhteşem King’s Hall'u ve zengin bir tarih sergileyen silah odasını keşfedebilirsin. Ayrıca, kalede düzenlenen çeşitli etkinliklere de katılma şansı elde edebilirsin.

Konum Linki

88. Alnwick Kalesi

Alnwick Kalesi, İngiltere'nin Northumberland bölgesinde sadece bir tarih harikası değil, aynı zamanda masalsı bir atmosfer sunuyor. Bu gösterişli yapı, 1096 yılında inşa edilmiş ve yüzyıllar boyunca birçok kez yeniden şekillendirildi. Kalesi, hem Norman mimarisinin muazzam örneklerinden biri olarak biliniyor hem de İngiliz aristokrasisinin ev sahipliği yapmış lüks bir rezidans olarak kullanılıyor. Ziyaretçiler, Alnwick Kalesi'nin sınırları içerisinde adeta bir zaman yolculuğuna çıkıyor. Muhteşem bahçeleri, açık hava tiyatrosu ve orta çağ temalı etkinlikleriyle ünlü. Bu etkinlikler, tarihi duvarların arasında gerçekleşen canlı savaş gösterilerini ve farklı dönemlerden kıyafetlerle süslenmiş karakterlerle dolu turları içeriyor. 

Film ve televizyon için popüler bir çekim yeri olan bu kale, Harry Potter filmlerinde "Hogwarts" olarak da yer alması ile de ünlü bir yer. Bu da onu dünya çapında birçok hayranın ziyaret etmek için uğrak bir yer haline getirdi. Kale aynı zamanda 'Downton Abbey' ve diğer birçok yapımda da görüldü. Etkileyici surları, geniş avluları ve yemyeşil bahçeleriyle Alnwick Kalesi, tarih meraklılarına, doğa severlere ve kültür tutkunlarına hitap ediyor. Her köşesinde ayrı bir hikaye yatıyor ve ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatıyor.

Konum Linki

89. Port Isaac - Cornwall

Port Isaac, Cornwall'un kuzey kıyısında yer alır ve tipik bir İngiliz köyünün tüm özelliklerini taşıyor. Daracık sokakları, tarihi taş binaları ve çevresindeki doğal güzelliklerle, burası hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin gözdesi. Özellikle, "Doc Martin" adlı popüler televizyon dizisinin çekildiği yer olarak bilinir. Bu küçük balıkçı köyü, sahil boyunca uzanan manzaraları ve pitoresk limanı ile ünlü. Yürüyüş yapmayı seviyorsan, Southwest Coast Path gibi doğa yolları seni bekliyor. 

Bu patika boyunca yürürken, Cornwall'ın çarpıcı kıyı şeridinin panoramik görüntülerini keşfedeceksin. Port Isaac'te geçireceğin zaman, geleneksel İngiliz kültürünü yaşamak ve deniz ürünlerinin en tazesini tatmak için harika bir fırsat sunuyor. Köydeki restoranlar, taze avlanmış balıklar ve kabukluları menülerinde sunar. Ayrıca, yerel halkın sıcaklığı ve misafirperverliği de seni memnun edecek.

Konum Linki

90. Brontë Müzesi

Brontë Müzesi, ev olarak da bilinen, Brontë kardeşlerin en üretken oldukları dönemde yaşadıkları yer. Bu müze, onların edebi mirasını ve yaşamlarını kutlamak amacıyla düzenlenmiş çeşitli sergiler sunar. Müzede, Charlotte, Emily ve Anne Brontë'nin çocukken yarattıkları minyatür kitaplar gibi kişisel eşyalar sergileniyor. Charlotte'ın yatak odası, evlendiği dönemden dokuz ay sonra hayatını kaybettiği yer olarak ziyaretçiler için özel bir anlam taşıyor ve onun giysileri de burada meraklısına gösteriliyor. Müze, Brontë ailesinin yaşam alanlarını zamanın ruhuna uygun bir şekilde korunuyor ve ziyaretçilere 19. yüzyılın bu etkileyici edebi figürlerinin hayatlarına dair derinlemesine bir bakış sunuyor. 

Müzenin bahçesinde, Brontë kardeşlerin zamanında nasıl olduğuna dair bir fikir edinebilme şansın da var. Müze ayrıca, yazarların eserlerini ve dönemlerini daha iyi anlamak için çeşitli etkinlikler ve atölye çalışmaları düzenlemekte. Emily Brontë'nin hayatını konu alan 'Emily Brontë'ye Dair' veya Charlotte Brontë'nin 'Villette' adlı eserinin etkilerini inceleyen etkinlikler bu tür programlara örnek teşkil edebilir.

Konum Linki

91. Glastonbury Tor - Glastonbury

Glastonbury Tor, Birleşik Krallık'ın güneybatısında, Somerset'teki Glastonbury kasabasında yer alan mistik ve tarihi bir tepe. Bu tepe, manzarası ve üzerinde yükselen Aziz Michael Kilisesi'nin kalıntıları ile biliniyor. Yemyeşil İngiliz kırsalının ortasında, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda uzun tarihi ve efsaneleriyle de dikkat çekiyor. Efsanelere göre, Glastonbury Tor, Kral Arthur ve Avalon'un efsaneleriyle bağlantılı. 

Bazı inanışlara göre, bu tepe Avalon'un gizemli adası olabilir ve Arthur'un son dinlenme yerine giden kapı olarak görülüyor. Ayrıca, tepe İsa'nın amcası Aziz Joseph of Arimathea ile de ilişkilendiriliyor. Joseph, İngiltere'ye ilk Hristiyan misyonunu getirmiş ve burada bir haç dikip, Kutsal Kase'yi saklamış olabilir. Ziyaretçiler, tepenin tepesinden panoramik manzaraların tadını çıkarabilirler. Özellikle gün batımında, tepe ve çevresindeki manzara, adeta büyüleyici bir atmosfer yaratıyor. Glastonbury Tor aynı zamanda birçok yürüyüş rotası için başlangıç noktasıdır ve doğa tutkunları için ideal.

Konum Linki

92. Durham Katedrali

Durham Katedrali, Birleşik Krallık'ın en etkileyici yapılarından biri olarak kabul edilir. Norman mimarisinin başyapıtlarından biri olan bu yapı, 1093 yılında inşa edilmeye başlandıve yaklaşık 40 yıl süren bir çalışmanın ardından tamamlandı. Katedral, eski dünya şehri Durham’ın göz alıcı manzaralarına hakim bir tepe üzerinde yer alıyor. Bu sayede çevresiyle bütünleşen katedral, ziyaretçilerine sadece tarihi bir yapı değil, aynı zamanda unutulmaz bir manzara sunuyor. İçerisine adım attığında, devasa sütunları ve yüksek tavanları ile seni adeta başka bir zaman dilimine götürüyor. 

Durham Katedrali, aynı zamanda Harry Potter filmlerinin çekildiği yerlerden biri olarak da ünlü. Bu da onu özellikle film severler için cazip bir hale getiriyor. Katedralin içindeki dini sanat eserleri, vitray pencereleri ve zarif taş işçiliği göz kamaştırıcı. Her bir köşesi, Orta Çağ İngiltere’sinin ruhunu yansıtan bu kutsal mekan, ziyaretçilerine huzur veren bir atmosfer sağlıyor. Sen de bu tarihi katedralin muazzam atmosferini hissetmek istiyorsan, gotik mimarinin bu muhteşem örneğini mutlaka görmelisin.

Konum Linki

93. Tintagel Kalesi - Cornwall

Tintagel Kalesi, Birleşik Krallık'ın Kuzey Cornwall sahilinde, sarp kayalıkların üstünde yer alıyor. Bu kale, Arthur efsanesiyle derin bağlarıyla ünlü olduğu için ilgi çekiyor. Bazı rivayetlere göre Kral Arthur burada doğdu. Ziyaretçiler, denizin ve rüzgarın sesi eşliğinde, tarih öncesi dönemlerden kalma bu kalenin harabeleri arasında dolaşırken adeta zamanda bir yolculuğa çıkabilir. Kale, çevresindeki doğal güzelliklerle de büyülüyor. 

Burası, özellikle yaz aylarında, eşsiz manzarası ve mistik atmosferi ile çok sayıda turisti kendine çekiyor. Tintagel'e gelenler, kalenin taş duvarları ve kırık dökük yapıları arasında yürüyüş yapabilir, Arthur'un efsanelerini keşfederken kendilerini orta çağ döneminde hissedebilir. Ayrıca, burada yer alan eski kilise kalıntıları ve çevredeki doğal mağaralar da keşfedilmeyi bekliyor. Kaleye ulaşıldığında, Cornwall'ın nefes kesen kıyı şeridinin panoramik manzaraları ziyaretçilere eşlik ediyor.

Konum Linki

94. The Beatles Story - Liverpool

The Beatles Story, yer alan bir müze olarak, Liverpool'daki Royal Albert Dock'ta Beatles'ın inanılmaz hikayesini ziyaretçilerin merakı ile buluşturuyor. Bu sergi, Beatles'ın müzik dünyasındaki yükselişini, Liverpool'daki ilk günlerinden dünya çapındaki ünlerine kadar olan serüvenlerini interaktif ve çekici bir şekilde anlatıyor. Ziyaretçilere, The Cavern Club, Abbey Road Stüdyoları ve Casbah Club gibi mekanların yeniden yaratıldığı sahneler sunuluyor. Müzenin içinde, John Lennon'ın gözlükleri, Ringo Starr'ın davul seti gibi orijinal eşyaların yanı sıra nadir albüm kapakları ve el yazısı şarkı sözleri gibi dikkat çekici anılar bulunuyor. Müze aynı zamanda, çeşitli dillerde sunulan çoklu medya rehberleriyle zenginleştirilmiş bir deneyim sunuyor. 

Bu rehberler, ziyaretçilere John Lennon'ın kız kardeşi Julia Baird tarafından anlatılan video röportajlar ve görsellerle dolu bilgiler sağlıyor. Ayrıca, burada interaktif Discovery Zone'da Beatles şarkılarını karaoke yapabilir, dev bir zemin piyanosu çalabilir ve mini bir Cavern Club sahnesinde şarkı söyleyebilirsin. The Beatles Story, müzikseverler için kaçırılmayacak bir deneyim.

Konum Linki

95. Fountains Manastırı - Yorkshire

Fountains Manastırı, İngiltere'nin Yorkshire bölgesinde yer alan ve tarihle doğanın iç içe geçtiği büyüleyici bir yer. 1132 yılında kurulan bu Sisteryen manastırı, zaman içinde önemli bir dini merkez olmanın yanı sıra sanat ve mimarinin de gelişimine tanıklık etti. Manastır, özellikle geniş ve etkileyici harabeleriyle biliniyor. Bu harabeler arasında gezinirken, manastırın bir zamanlar nasıl bir ruhani huzur merkezi olduğunu hayal etmek zor olmuyor. 

Manastırın muazzam avlusunda yürürken veya devasa sütunların arasında dolaşırken, tarihin derinliklerine bir yolculuk yapmış gibi hissedebilirsin. Fountains Manastırı'nın mimarisi, gotik stilin öğelerini taşıyor ve bu da yapıya mistik bir hava katıyor. Yapının taş işçiliği, dönemin zanaatkarlarının ustalığını ve sanatına olan bağlılığını gözler önüne seriyor. Doğaseverler için manastırın çevresindeki geniş araziler ve bahçeler, yılın her dönemi farklı bir güzellik sunuyor. İlkbahar ve yaz aylarında çiçek açan bitkiler, ziyaretçilere renk cümbüşü sunarken, sonbaharda yaprakların sararması manzaraya ayrı bir hüzün katıyor.

Konum Linki

96. Merlin’in Mağarası - Cornwall

Merlin'in Mağarası, İngiltere'nin Cornwall bölgesinde, Tintagel Kalesi'nin yakınlarında yer alıyor. Bu büyüleyici mağara, Kral Arthur efsanesiyle sıkı sıkıya bağlantılı ve mistik hikayelerle dolu. Efsaneye göre, büyücü Merlin burada yaşamış ve genç Kral Arthur'u yetiştirmiş. Deniz kıyısındaki bu mağara, gelgitlerle şekillenen doğal bir oluşum. Mağarayı ziyaret ettiğinde içindeki sıra dışı kaya formasyonlarını ve mağaradan açılan büyüleyici deniz manzarasını görebilirsin. Mağaraya ulaşmak, gelgit zamanlarına bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Çünkü mağara bazen tamamen su altında kalabiliyor. 

İçeri girdiğinde, yankılanan dalga sesleri ve kaya oyuklarından süzülen ışık huzmeleri, mistik bir atmosfer yaratıyor. Bu atmosfer, Merlin'in sihirli dünyasına adım atmış gibi hissettiriyor. Mağarayı ziyaret ederken, efsanelerin izini sürmek ve tarihi hissetmek mümkün. Merlin'in Mağarası, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda kültürel ve tarihi önemiyle de dikkat çekiyor. Bu mağara, hem doğa tutkunlarına hem de mitoloji ve tarih meraklılarına hitap ediyor.

Konum Linki

97. Dunstanburgh Kalesi - Northumberland

Dunstanburgh Kalesi, Kuzey İngiltere'nin büyüleyici doğa manzaraları arasında, Northumberland kıyılarında yer alıyor. 14. yüzyılda inşa edilmiş olan bu görkemli kalenin duvarları, İngiliz tarihindeki pek çok dramatik olaya tanıklık etti. Bu harabeler arasında dolaşırken, zamanında nasıl bir ihtişama sahip olduğunu hayal etmek zor değil. Kalenin yapımına, Earl Thomas of Lancaster tarafından başlanmış ve daha sonra John of Gaunt tarafından genişletildiği biliniyor. Bu genişleme sırasında, kale daha da sağlam bir hale getirilmiş. Dunstanburgh, özellikle İngiltere'nin en büyük kapı kulelerinden birine sahip olması ile öne çıkıyor. Bu kuleler, tarihi savunma yapılarına ilgi duyanlar için kaçırılmaz bir detay sunuyor. 

Kale, sadece tarihi önemiyle değil, aynı zamanda çevresindeki doğal güzelliklerle de dikkat çekiyor. Çevresi, yürüyüş yapmak ve doğal yaşamı gözlemlemek için mükemmel bir alan. Özellikle kuş gözlemcileri bu alanı sıklıkla kullanarak, buraya göç eden kuş türlerini izliyor. Eğer tarih ve doğa iç içe bir deneyim arıyorsan, Dunstanburgh Castle seni bekliyor. Burada geçireceğin zaman, hem tarihe dokunmanı sağlayacak hem de doğanın tüm güzelliklerini keşfetme fırsatı sunacak.

Konum Linki

98. Blenheim Sarayı - Woodstuck

Blenheim Sarayı, Oxfordshire, İngiltere'de bulunan muazzam bir saray ve bahçe kompleksi. 18. yüzyılın başlarında inşa edilen bu yapı, İngiliz Barok mimarisinin en önemli örneklerinden biri. Saray, Marlborough Dükü John Churchill'e, İspanya Veraset Savaşı'nda Blenheim Muharebesi'nde elde ettiği zaferin anısına İngiltere Kraliçesi Anne ve halkı tarafından hediye edilmiş. Blenheim, aynı zamanda ünlü İngiliz devlet adamı ve yazar Winston Churchill'in doğum yeri. Sarayın içerisinde Churchill'e adanmış bir sergi bulunuyor. Burada onun kişisel eşyalarını ve yaşamına dair pek çok detayı keşfedebilirsin. Sarayın mimarisi ve ihtişamlı dekorasyonları her ziyaretçiyi etkilemeye yetiyor. 

Sarayın dışında, geniş bahçeler, su yolları ve göletler yer alıyor. Bahçeler mevsimlere göre değişen renk paletleriyle her dönem ziyaretçilere farklı bir güzellik sunuyor. Özellikle bahar aylarında çiçek açan laleler ve diğer bahar çiçekleri, Blenheim'ı adeta bir tabloya dönüştürüyor. Her yıl pek çok etkinliğe ev sahipliği yapan Blenheim Sarayı, ayrıca çeşitli sanat ve müzik festivallerine de kapılarını açıyor.

Konum Linki

99. Lulworth Koyu - Dorset

Lulworth Koyu, inci bir kumsala sahip ve etrafı ilginç jeolojik yapılarla çevrili, İngiltere'nin Dorset bölgesinde yer alan benzersiz bir doğa harikası. Bu eşsiz koyun yaklaşık 10 bin yıl önce Portland taşının deniz tarafından aşındırılmasıyla oluştuğu yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıktı. Bu özelliği sayesinde de UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak tescillendi. Yılda yaklaşık yarım milyon ziyaretçi bu koyu keşfetmek için geliyor. Bu ziyaretçilerden pek çoğu, temmuz ve ağustos aylarında bu doğal güzelliği görmek için burayı tercih ediyor. Çevresi fosil ormanı kalıntıları ile dolu olan bu koyda yürüyüş yapabilir, benzersiz kaya oluşumlarını inceleyebilir ve çeşitli su sporlarına katılabilirsin. 

Lulworth Koyu, ayrıca deniz canlıları ile dolu kaya havuzlarının düşük gelgit zamanlarında ortaya çıkmasıyla ünlü. Koy, özellikle jeoloji ve doğal tarih meraklıları için büyüleyici bir yer. Koyun yanı sıra, Lulworth Koyu’nu ziyaret edenler için bir ziyaretçi merkezi bulunuyor. Burada koyun ve çevresinin jeolojik geçmişi hakkında bilgiler sunuluyor. Ziyaretçi merkezi ayrıca yürüyüş haritaları ve yerel rehber kitapları ile donatıldı ve Lulworth Koyu’nun yanı sıra yakındaki Durdle Door gibi diğer popüler yerlere ulaşım için iyi bir başlangıç noktası olarak görülüyor.

Konum Linki

100. Sherlock Holmes Müzesi - Londra

Sherlock Holmes Müzesi, Londra'nın en ünlü adreslerinden biri olan 221B Baker Street'te bulunuyor. Sir Arthur Conan Doyle'un hikayelerine göre, dünyanın ilk danışman dedektifi Sherlock Holmes 1881'den 1904'e kadar burada yaşamış. Müze, bu tarihi mekanı ve döneminin Viktorya Londra'sını ziyaretçilere yaşatmak için orijinal haliyle koruyor. Müze, bir zamanlar konaklama evi olarak kullanılan dört katlı bir Gürcü konağından oluşuyor ve şimdi hem mimari hem de kültürel mirasını korumak için listelenmiş durumda. Müze, Sherlock Holmes ve onun ünlü vakalarından esinlenen objeler, mektuplar ve karakterler içeren zengin bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Ziyaretçiler, Holmes ve doktoru Dr. Watson'ın en ünlü vakalarının başladığı yerde, dönemin atmosferini hissedebilirler. Müzede ayrıca Sherlock Holmes'ün en büyük hediyelik eşya ve hatıra koleksiyonuna sahip bir hediye dükkanı bulunuyor. 

Burada, İngiltere'de el yapımı ünlü şapkaları gibi benzersiz ve özel Sherlock temalı ürünler sunuluyor. Sherlock Holmes'un hikayelerine hayran olanlar için bu müze, onun ve Dr. Watson'ın hayatına dair bir pencere açıyor ve ziyaretçilere, Viktorya dönemi Londra'sına adım atmış gibi hissettiriyor.

Konum Linki

101. Jorvik Viking Merkezi - York

Jorvik Viking Centre, York şehrinde, eski Viking mirasını yeniden canlandıran etkileyici ve interaktif bir müzedir. Ziyaretçilere, bir zamanlar İskandinav savaşçıları tarafından işgal edilmiş bu tarihi şehrin günlük yaşamına dair benzersiz bir bakış sunar. Müze, 1970'lerde başlatılan kazı çalışmaları sırasında keşfedilen ve sonradan Jorvik olarak adlandırılan Viking şehri üzerine kurulu. Sen de burayı ziyaret ederek, o döneme ait evler, atölyeler ve pazar yerleri gibi yapıları görerek Viking kültürünü deneyimleyebilirsin.

Müzenin en çarpıcı özelliklerinden biri, ziyaretçileri Viking dönemine götüren ve gerçekçi manzaralar, kokular hatta seslerle donatılmış bir zaman tüneli olarak görülüyor. Burada, gerçek boyutta yeniden yapılandırılmış Viking sokaklarında bir kapsül içinde yolculuk edebilirsin. Bu interaktif sergi, dönemin insanlarının nasıl giyindiklerini, ne yediklerini ve günlük yaşamlarında nelerle uğraştıklarını gösteriyor. Ayrıca, müzede sergilenen orijinal Viking eserleri arasında, döneme ait takılar, silahlar ve ev eşyaları bulunuyor. Bu eserler, Vikinglerin sanat ve zanaatkarlık becerilerine dair fikir veriyor. Eğitimciler ve tarihçiler tarafından düzenlenen canlandırmalar ve gösteriler, bu tarihi daha da canlı hale getiriyor.

Konum Linki

102. Clifton Asma Köprüsü - Bristol

Clifton Suspension Bridge, tasarlanmış olduğu muazzam mimari ile Bristol’un silüetinde kendine has bir yer edindi. Makine Mühendisi Isambard Kingdom Brunel tarafından tasarlanan bu köprü, Avon Gorge üzerinde yükselerek Clifton ile Leigh Woods arasında zarif bir bağ kuruyor. 1864 yılında tamamlanan bu yapı, Brunel'in mühendislik dehasının ve dönemin sanayi devriminin bir simgesi olarak kabul ediliyor. Brunel'in ilk tasarımlarından biri olan bu köprü, yapıldığı dönemde mühendislik ve estetik anlamda birçok yeniliği bünyesinde barındırmış.

Köprünün yapımı, başlangıçta finansal zorluklar ve 1831 Bristol isyanları gibi çeşitli engellerle yavaşladı. Fakat Brunel'in vefatından sonra William Henry Barlow ve Sir John Hawkshaw tarafından projeye yeniden hayat verilerek tamamlandı. Köprünün inşasında kullanılan yenilikçi demir zincirler ve zarif tasarımı, onu döneminin en dikkat çekici yapılarından biri yapıldı. Bugün Clifton Suspension Bridge hem fonksiyonel bir köprü hem de turistik bir cazibe merkezi olarak hizmet veriyor ve birçok kişiyi kendisine çekmeyi başarıyor.

Konum Linki

103. Bodiam Kalesi - Sussex

Bodiam Kalesi, İngiltere'nin doğu Sussex bölgesinde yer alan orta çağ dönemine ait etkileyici bir yapı. Yemyeşil çevresiyle ünlü bu kale, 14. yüzyılda Sir Edward Dalyngrigge tarafından inşa edildi. Dalyngrigge, Fransızlara karşı savaşlarda kazandığı başarıların ardından bu kaleyi bir savunma kalesi olarak kurdu. Kalenin en çarpıcı özellikleri arasında su hendekleri ve dört köşesinde yükselen dört burç bulunuyor. Bu özellikler, kaleye sadece görsel bir etki katmakla kalmaz, aynı zamanda savunmasını da güçlendiriyor. Bu kaleye adım attığında kendini adeta bir zaman yolculuğuna çıkmış gibi hissedebilirsin. 

Kalenin iç kısmı, tarih öncesi bir atmosferi yansıtırken, kalın duvarları ve yüksek kuleleri ile ziyaretçilere orta çağ döneminin mimari zenginliğini sergiliyor. Bodiam Kalesi, aynı zamanda çeşitli kültürel etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Yaz aylarında düzenlenen turnuvalar ve canlandırmalar, ziyaretçilere o dönemde yaşamış insanların günlük yaşamlarına dair canlı bir tablo sunuyor. Doğa severler için de ideal bir durak olan kale, çevresindeki geniş yeşil alanlarla doğa yürüyüşleri için mükemmel fırsatları karşına çıkarıyor. Bodiam Kalesi, hem tarih meraklılarına hem de doğa tutkunlarına unutulmaz bir deneyim vaat ediyor.

Konum Linki

104. Ulusal Demiryolu Müzesi - York

York Ulusal Demiryolu Müzesi, demiryolu tarihini ve teknolojisini keşfetmek isteyenler için kaçırılmaz bir durak. Bu müze, İngiltere'deki en büyük demiryolu müzelerinden biri olarak, ziyaretçilere demiryolu taşımacılığının evrimini gözler önüne seriyor. Sergilediği çok sayıda lokomotif ve vagon ile gerçek boyutta bir demiryolu deneyimi sunuyor. Birbirinden ilginç tren modelleri, tarihi demiryolu eşyaları ve interaktif sergilerle donatılmış olan müze, demiryolu mirasını tüm detaylarıyla anlatıyor. Özellikle, döneminin en hızlı trenlerinden olan Mallard lokomotifini yakından görmek, teknoloji ve mühendislik meraklıları için oldukça etkileyici olabilir. 

Müze, ayrıca çeşitli eğitim programları ve atölye çalışmaları ile ziyaretçilere demiryolu teknolojileri hakkında bilgi edinme fırsatı tanıyor. Çocuklar için düzenlenen etkinlikler ve simülasyonlar, onların da bu teknolojiyi eğlenceli bir şekilde öğrenmelerini sağlıyor. Zengin koleksiyonu ve geniş çapta sunulan bilgilerle, York Ulusal Demiryolu Müzesi hem yetişkinleri hem de çocukları demiryolu tarihine dair bir yolculuğa çıkarıyor. Bu müze, demiryolu mirasını korumak ve gelecek nesillere aktarmak adına önemli bir role sahip.

Konum Linki

105. Liverpool Müzesi

Liverpool Müzesi, kesinlikle ziyaret etmen gereken bir yer. Bu müze, Liverpool'un zengin tarihi ve kültürel mirasını modern bir anlatımla sunuyor. İçeride dolaşırken Liverpool'un liman kentinin nasıl geliştiğini, müzik, spor ve sanat üzerindeki etkisini gözler önüne seren sergileri göreceksin. Özellikle, Beatles ve diğer müzikal simgeler üzerine olan sergiler oldukça etkileyici. Müze ayrıca çarpıcı bir mimariye sahip. Dışarıdan bakıldığında modern ve şık tasarımıyla dikkat çekiyor. İçerisi ise geniş ve ferah mekanlarıyla seni tarih yolculuğuna çıkarıyor. 

Müze içerisinde çocuklar için interaktif alanlar da bulunuyor. Bu sayede her yaştan ziyaretçi için eğlenceli ve öğretici bir deneyim sunuluyor. Eğer Liverpool'a gelirsen, bu müzeyi gezme fırsatını sakın kaçırma. Hem görsel hem de işitsel malzemelerle desteklenen sergileri sayesinde, Liverpool'un tarihini ve kültürünü keşfetmek için mükemmel bir başlangıç noktası olacak.

Konum Linki

106. Ely Katedrali - Cambridgeshire

Ely Katedrali, Cambridgeshire, İngiltere'de bulunan ve Anglikan mezhebine ait olan bu muazzam yapı, 1083 yılında inşa edilmeye başlansa da ancak 1351 yılında tamamlanabildi. Katedral, gösterişli Norman mimarisinin ve İngiltere'nin Gotik dönemine ait özelliklerini barındırıyor. Özellikle, katedralin merkezinde yer alan ve 14. yüzyılda inşa edilen sekizgen şeklindeki fener kulesi, dünya çapında ün kazanmış bir yapı ve Ely Katedrali'nin en çok dikkat çeken bölümlerinden biri. Bu kule, çapı 23 metre ve yüksekliği 52 metre olan bir yapı ve içeriden bakıldığında 43 metre yüksekliğinde bir tavanla son buluyor. Katedral, aynı zamanda uzun süren restorasyon çalışmaları ve zengin müzikal geleneği ile de biliniyor. Her gün düzenlenen üç farklı ayinle, ziyaretçilere ve yerel halka manevi bir sığınak sunuyor. 

Katedral, Bataklıkların Gemisi (Ship of the Fens) olarak da biliniyor. Bu ismi almasının temel nedeni ise, kilometrelerce uzaklıktan dahi görülebilmesi. Ely Katedrali, İngiltere gezinde görebileceğin eşsiz yerler arasında yer alıyor ve bu nedenle mutlaka listende bu yapıya alan açmalısın.

Konum Linki

107. Kraliyet Cephanelikleri Müzesi

Kraliyet Cephanelikleri Müzesi, Birleşik Krallık'ın en eski ve en kapsamlı silah koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. Leeds şehrinin hareketli dokusuna entegre olmuş bu müze, hem tarih meraklılarına hem de sanatseverlere hitap ediyor. Burayı ziyaret ettiğinde Orta Çağ'dan modern döneme kadar uzanan geniş bir zaman dilimindeki zırhlar, silahlar ve savaş aletlerini keşfedebilme şansına sahip olabilirsin. 

Müzenin sergileri arasında, turnuvalar için kullanılan zırhlar, çeşitli dönemlere ait kılıçlar ve atlı savaşlarının canlandırıldığı interaktif alanlar bulunuyor. Ayrıca, dünyanın dört bir yanından getirilmiş özel koleksiyonlar da sergileniyor. Her bir eser, ziyaretçilere tarihin belirli bir dönemine ışık tutuyor ve savaş sanatının nasıl evrildiğini gösteriyor.

Konum Linki

108. Royal Cornwall Müzesi - Leeds

Kraliyet Cornwall Müzesi, merkezlenmiş olduğu Truro'da, Cornwall'ın zengin kültürel mirasını ziyaretçilerle buluşturan önemli bir destinasyon. 1818 yılında Kraliyet Cornwall Enstitüsü tarafından kurulan müze, sanat ve bilim alanlarında mükemmeliyeti teşvik etmek amacıyla faaliyet gösteriyor. Çeşitli sergiler ve etkinliklerle dolu dinamik bir program sunarak, yerel tarih ve Cornwall kültürüne dair keşifler sunuyor. Müze, yıl boyunca ziyaretçilere açık olup, çocuklar ve üyeler için ücretsiz giriş imkanları da bulunuyor. 

Müze içerisinde, Cornwall ve dünya tarihinden kesitler sunan 300 binden fazla tarihi obje sergileniyor. Ayrıca, antik Yunan, Roma ve Mısır eserlerinin yanı sıra, Cornwall sanatının geniş bir koleksiyonunu içeren sürekli sergiler mevcut. Müze aynı zamanda, Courtney Kütüphanesi'nde Cornwall ile ilgili nadir kitap ve el yazmaları koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Bu eserler arasında, M.Ö. 600 civarında yaşamış bir tapınak rahibi olan Iset-tayef-nakht'a ait bir mumya da bulunuyor.

Konum Linki

109. Ulusal Denizcilik Müzesi - Cornwall

Ülkedeki iki denizcilik müzesinden birisi olan Cornwall’daki Ulusal Denizcilik Müzesi, Falmouth kentinde, denizcilikle ilgili zengin bir mirası sergileyen interaktif ve eğitici bir müze olması ile öne çıkıyor. Denizcilik tarihi, teknolojisi ve sanatının çeşitli yönlerini keşfetmenin yanı sıra, ziyaretçilere Cornwall'un denizcilik tarihindeki rolünü anlama fırsatı sunuyor. Müzede, İngiliz denizcilik tarihinden esintiler taşıyan klasik tekneler, deniz canlılarına dair sergiler ve çeşitli dönemlere ait denizcilik ekipmanları yer alıyor. 

Müzenin sergileri arasında, ziyaretçilere denizcilik becerilerini deneme şansı veren etkinlikler de bulunuyor. Özellikle çocuklar ve aileler için tasarlanmış etkinlikler, denizcilik kültürünü eğlenceli bir şekilde öğrenmeyi amaçlıyor. Ayrıca, denizcilik sanatı ve el sanatlarına dair atölye çalışmaları, ziyaretçilerin kendi yaratıcılıklarını kullanmalarını ve öğrendiklerini uygulamalı bir şekilde pekiştirmelerini sağlıyor.

Konum Linki

110. Roald Dahl Müzesi ve Öykü Merkezi - Buckinghamshire

Roald Dahl Müzesi ve Öykü Merkezi, Buckinghamshire bölgesinde, yazarın çocukluğunu ve gençlik yıllarını geçirdiği Great Missenden köyünde yer alıyor. Bu müze, Roald Dahl’ın büyüleyici hikaye dünyasını keşfetmek isteyenler için eşsiz bir durak sunuyor. Müze, Dahl'ın orijinal yazı odasını ve kişisel eşyalarını sergileyerek ziyaretçilere onun yaratıcı süreçlerine dair nadir bir bakış açısı sağlıyor.

Müzenin içinde, Dahl’ın yazdığı ünlü çocuk kitaplarından esinlenilmiş interaktif sergiler bulunuyor. Matilda, Charlie ve Çikolata Fabrikası gibi sevilen karakterlerin dünyalarına adım atabilir, yazarın hayal gücünün kapılarını aralayabilirsin. Ayrıca, müze bünyesinde düzenlenen atölye çalışmaları ve etkinlikler, Dahl’ın edebi mirasını daha iyi bir şekilde deneyimlemeni sağlıyor.

Konum Linki

111. Ashmolean Müzesi

Ashmolean Müzesi, 1683 yılında kurulmuş olup Oxford Üniversitesi'nin sanat ve arkeoloji müzesi. Müze, dünyanın dört bir yanından gelen insan hikayelerini anlatan, Mısır mumyalarından çağdaş sanata kadar uzanan dünya çapında ünlü koleksiyonlara ev sahipliği yapması ile ünlü. Bu koleksiyonlar, M.Ö. 8 binden günümüze kadar uzanan nesneleri içeriyor ve Rönesans dönemi çizimlerinden Çin resimlerine, Anglo-Sakson hazinelerinden modern Çin resimlerine kadar geniş bir yelpazede eserler sunuyor. 

Müze, zaman içinde birçok kez yenilendi, son büyük yenilenme 2009 yılında tamamlandı. Bu yenileme ile müzenin sergileme alanı iki katına çıkarılmış, yeni konservasyon stüdyoları ve bir eğitim merkezi eklendi. 2011'de, Mısır ve Nubya'ya dair yeni galeriler halka açıldı. Bu sayede onlarca yıldır depolanan eserler sergilenebilir hale geldi.

Konum Linki

112. Sissinghurst Kale Bahçesi

Sissinghurst Kale Bahçesi, yerleşik bir tarihi ve estetik bir mirasa sahip, İngiltere'nin Kent bölgesinde bulunuyor. Bahçe, 1930'larda yazar ve şair Vita Sackville-West ile diplomat eşi Harold Nicolson tarafından satın alınarak oluşturuldu. Çift, harabe durumundaki mülkü, bir dizi bağımsız bahçe odasına dönüştürerek restore etti. Bu bahçe odaları, farklı renk ve tema düzenlemeleriyle ziyaretçilere çeşitli görsel deneyimler sunuyor. Özellikle, tek renkli bitkilerle bezenmiş olan Beyaz Bahçe, ziyaretçiler tarafından büyük beğeni topluyor.

Konum Linki

113. Yorkshire Heykel Parkı

Yorkshire Sculpture Park, açılışı 1977 yılında yapılan ve Avrupa'nın en büyük heykel parkı olan bu eşsiz sanat mekanı, modern ve çağdaş heykel sanatına adanmış uluslararası bir merkez. Batı Yorkshire'da, 18. yüzyıldan kalma Bretton Hall malikanesinin 500 dönümlük arazisi üzerine kurulu olan park, ziyaretçilere Henry Moore ve Barbara Hepworth gibi sanatçıların eserlerini açık havada keşfetme fırsatı sunuyor. Ayrıca Andy Goldsworthy, David Nash ve James Turrell gibi sanatçıların yerleşimine özgü yapıtlarını da barındırıyor. Park, çeşitli dönemlerdeki sanatçıların solo sergilerine ev sahipliği yapmasıyla biliniyor ve bu sergiler genellikle sanatçının kariyeri boyunca ürettiği eserlerin geniş bir yelpazesini kapsıyor.

Konum Linki

114. Oxford Kalesi ve Hapishanesi

Oxford Kalesi ve Hapishanesi, Oxford'un zengin tarihini ve göz alıcı mimarisini keşfetmek isteyenler için kaçırılmaz bir durak. Bir zamanlar kraliyet kalesi olarak inşa edilmiş bu yapı, yüzyıllar boyunca zindan, hapishane ve hatta mahkeme salonu gibi farklı amaçlar için kullanıldı. Bugün ise tarihi dokusuyla ziyaretçilerini adeta zaman yolculuğuna çıkarıyor.

Burası, özellikle Norman Mound'a çıktığında Oxford'un büyüleyici manzaralarını sunan, bir gözlem noktası olarak da işlev görüyor. Rehber eşliğinde kaleyi ve eski hapishane hücrelerini dolaşarak, bu eski yapının sakladığı hikayeleri ve sırları öğrenebilirsin. Kalede düzenlenen tematik turlar ve etkinlikler, tarihe ilgi duyan her yaştan insan için eğlenceli ve bilgilendirici bir deneyim sunuyor. Ayrıca, Oxford Kalesi içerisinde yer alan çeşitli kafeler ve dükkanlar, ziyaretini daha keyifli hale getirecek.

Konum Linki

115. Howard Kalesi - Yorkshire

Howard Kalesi, İngiltere'nin Yorkshire bölgesinde yer alan ve barok mimarisinin en ihtişamlı örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. 300 yılı aşkın bir geçmişe sahip bu muhteşem yapı, bir aile tarafından nesiller boyu korunmuş ve hala daha aynı aile tarafından yönetiliyor. Yeşilin her tonunu barındıran geniş bahçeleri, göz alıcı heykelleri ve su özellikleriyle dikkat çekiyor. Bahar aylarında bahçeler rengarenk çiçeklerle bezenirken, yazın sakin göletleri ve uzun yürüyüş parkurları ziyaretçilere huzurlu bir kaçış sunuyor. 

İç mekanlarda ise dönemin sanat eserleri, el yapımı mobilyalar ve zengin dekoratif detaylar göze çarpıyor. Özellikle Büyük Salon, tavanındaki detaylı işçilik ve mimari güzellikleriyle ziyaretçilerini adeta büyülüyor. Howard Kalesi, aynı zamanda birçok film ve televizyon dizisine ev sahipliği yapmış olup, bu da onun popülerliğini daha da artırdı.

Konum Linki

116. Birmingham Müzesi ve Sanat Galerisi

Birmingham Museum & Art Gallery, İngiltere’nin sanat ve tarih açısından en zengin koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. Bu müze, Victoria döneminden kalma etkileyici bir binada yer alıyor ve Birmingham’ın kültürel hayatında önemli bir yere sahip. 

Ziyaretçilere, Ön-Rafaelloculuk akımına ait eserlerinden önemli bir seçki sunuluyor ki bu koleksiyon dünya çapında biliniyor. Ayrıca, 18. yüzyıldan kalma İngiliz sanatının yanı sıra modern sanat eserleri de sergileniyor. Müze aynı zamanda, Birmingham ve çevresine ait arkeolojik bulguları ve tarihi eserleri görebileceğiniz geniş bir yelpazede sergiye sahip.

Konum Linki

117. Lindisfarne Kalesi - Holy Island

Lindisfarne Kalesi, İngiltere'nin kuzeydoğusunda, tarih ve doğa ile iç içe mistik bir ada üzerinde yükseliyor. Kuzey Denizi'nin hırçın dalgalarıyla çevrili bu küçük adaya ulaştığında, adımını attığın her taşın fısıldadığı hikayelerle karşılaşabiliyorsun. Orta çağdan kalma bu kale, zamanında savunma amacıyla kullanılmış ve günümüzde ziyaretçilerine eşsiz bir geçmiş zaman yolculuğu sunuyor. 

Bu eski yapı, bir zamanlar sadece bir savunma kalesi olmakla kalmayıp, aynı zamanda bir dini merkez olarak da önemli bir rol oynadığı için de önemli bir yere sahip. Ziyaretin sırasında, kaleyi çevreleyen yemyeşil doğanın ve denizin büyüleyici manzarasına hayran kalabilirsin. Özellikle fotoğraf tutkunuysan ve doğa yürüyüşü yapmayı seviyorsan senin için kaçırılmaz fırsatlar sunabilir.

Konum Linki

118. Mary Rose Müzesi - Portsmouth

Mary Rose Müzesi, Portsmouth'taki Tarihi Tersane'de yer alıyor ve İngiltere'nin en özel denizcilik müzelerinden biri olarak kabul ediliyor. 1982 yılında bulunan ve su yüzüne çıkarılan Mary Rose gemisi, müzenin en büyük sergisi. Bu tarihi gemi, 1510 yılında inşa edilmiş ve tam 34 yıl hizmet verdikten sonra 1545 yılında sulara gömülmüş. 

Günümüzde müze, geminin orijinal kalıntılarını ve onunla birlikte çıkarılan 19 binden fazla Tudor dönemi yapay nesnelerini sergiliyor. Burada gemide yaşamış olan 500 denizci ve bir köpeğin hayatlarına dair hikayeleri keşfedebilme şansına sahipsin. Müze, interaktif ekranlar ve bilgili rehberler eşliğinde, Tudor dönemi deniz yaşamını aktarıyor.

Konum Linki

119. Heligan'ın Kayıp Bahçeleri - Cornwall

Cornwall'daki Mevagissey yakınlarında bulunan Kayıp Heligan Bahçeleri, 200 dönümlük bir alana yayılan, tarih ve doğal güzelliğin nefes kesen bir karışımını sunuyor. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra bir zamanlar terk edilmiş olan bu yer, 1990 yılında güzel bir şekilde restore edilerek Birleşik Krallık'ın en ünlü botanik bahçelerinden biri haline geldi. Bahçe, yemyeşil bir subtropikal Orman, meyve ve sebzelerle dolup taşan bahçeler ve ziyaretçileri klasik tasarım öğeleriyle etkilemeyi başarıyor.

Konum Linki

120. Bodleian Kütüphanesi - Oxford

Bodleian Kütüphanesi, Oxford Üniversitesi'nin göz bebeği olarak, zengin tarihini ve kapsamlı koleksiyonunu keşfetmek isteyenler için adeta bir cennet. Mimarisiyle bile başlı başına bir sanat eseri olan bu kütüphane, 1602 yılında kurulmuş olup, dünyanın en eski ve en büyük kütüphanelerinden biri. Sadece bir kütüphane olmanın ötesinde, bir bilgi hazinesi olarak da önem taşıyor. İçerisinde, nadir el yazmalarından, antik haritalara kadar pek çok değerli eser barındırıyor. Her yıl binlerce araştırmacı ve turist, bu tarihi atmosferin içinde bilgi arayışında bulunuyor. İngiltere ziyaretin sırasında Bodleian Kütüphanesi’ni ve ilgi çekici mimarisini görmeden ülkeden ayrılma.

Konum Linki

121. Cotswold Vahşi Yaşam Parkı ve Bahçeleri - Oxford

Cotswold Vahşi Yaşam Parkı ve Bahçeleri, yerleşik olarak doğayı ve vahşi yaşamı keşfetmek için harika bir yer. Oxfordshire'da geniş bir alan üzerine kurulu olan park, ziyaretçilere 260'dan fazla hayvan türünü gözlemleme şansı sunuyor. Çeşitli hayvanlar arasında zürafalar, aslanlar, kırmızı pandalar ve lemur gibi egzotik canlılar bulunuyor. Parkın içerisinde, çocuklar için oyun alanları, piknik yapmak için geniş çimenlik alanlar ve birçok kafe bulunuyor. Burada yürüyüş yolları ve çeşitli bitki türleriyle dolu büyüleyici bahçeler arasında dolaşabilirsin. Parkın sürdürülebilirlik ve eğitim programlarıyla eğitici bir yanının da olduğu söylenebilir.

Konum Linki

122. Blackpool Kulesi - Promenade

Blackpool Kulesi seni tarihi ve kültürel bir yolculuğa çıkaracak İngiltere'nin en ünlü simgelerinden birisi. 1894 yılında açılan bu yapı, Paris'teki Eyfel Kulesi'nden esinlenilerek inşa edildi ve bugün bile ziyaretçilerini etkilemeye devam ediyor. Göz alıcı Blackpool Kule Gözü, denizin üzerinde 120 metre yükseklikte muhteşem manzaralar sunuyor. Ayrıca, cesaretin varsa, camdan yapılmış bir zemin olan SkyWalk'ta yürüyüş yapabilirsin. 

Tarihseverler için, Blackpool Kulesi Dungeon tarihi canlandıran gösterilerle dolu bir deneyim sunmaya devam ediyor. Eğlence ve dans tutkunları için Kule Balo Salonu, muazzam bir dans zeminine ve olağanüstü süslemelere sahip. Burada canlı orkestra eşliğinde dans edebilirsin. Aileler için ise Blackpool Kule Sirki, bu sanatın en güzel örneklerini sunarak her yaştan ziyaretçiye keyifli anlar yaşatıyor.

Konum Linki

123. Aysgarth Şelaleleri - Leyburn

Aysgarth Şelaleleri, yer alan güzellikleriyle nefes kesen bir doğa harikası. İngiltere'nin Yorkshire Dales Ulusal Parkı'nda bulunan bu şelaleler, Üst, Orta ve Alt olmak üzere üç aşamadan oluşuyor. Özellikle yoğun yağmur sonrası, bu üç kademeli şelalelerin sunduğu manzara, görenleri büyüleyen bir tabloya dönüşüyor. Burası, J.M.W. Turner gibi sanatçıların eserlerine ilham kaynağı olmuş ve William Wordsworth gibi şairlerin de ziyaret ettiği bir yer. 

Ayrıca, Robin Hood: Hırsızlar Prensi filmine de ev sahipliği yaptı. Yılın farklı zamanlarında ziyaret edildiğinde farklı bir güzellik sunan Aysgarth Şelaleleri, karlı kış manzaralarından ilkbaharda açan çiçeklere kadar değişen doğal güzellikleriyle dört mevsim ziyaretçilerini ağırlıyor.

Konum Linki

124. Monkey Hayvanat Bahçesi - Dorset

Monkey Hayvanat Bahçesi, yerleşik olduğu Wool, Dorset'te, primatları koruma ve rehabilite etme misyonuyla önemli bir rol oynuyor. 1987'de kurulan bu merkez, dünya genelinde yasa dışı ticaretten kurtarılan veya ihmal edilmiş primatları doğal yaşam gruplarına entegre ederek onlara yeni bir başlangıç sunuyor. Merkez, yalnızca bir hayvanat bahçesi olmanın ötesinde, aynı zamanda çeşitli tehdit altındaki türler için uluslararası üreme programlarına ev sahipliği yapıyor. Korunan alanı keşfederken, primatların benzersiz hikayelerini ve koruma çabalarını daha yakından öğrenme fırsatı bulabilirsin.

Konum Linki

125. Birmingham Botanik Bahçesi

Birmingham Botanik Bahçesi, alışveriş merkezlerinden ve işlek caddelerden uzak, doğayla iç içe bir kaçış sunuyor. Dört farklı cam ev içinde tropik yağmur ormanlarından çöle, Akdeniz ikliminden subtropik bitki örtüsüne kadar değişen bir bitki zenginliği bulabilirsin. Japon bahçesi ve ulusal bonsai koleksiyonu, ziyaretçilere Asya'nın huzurlu atmosferini sunarken, çocuklar için macera oyun alanı ve pek çok kuş türünün barındığı büyük bir kuş evi de mevcut. 

Seni tarihi ve botanik bir yolculuğa çıkaran bu bahçeler, sanat ve müzik etkinlikleriyle de kültürel bir deneyim sağlıyor. Bitki koruma ve çevre bilinci konusunda yerel topluluklarla iş birliği içinde olan bu yeşil alan, hem eğitici hem de eğlendirici aktiviteleri bir araya getiriyor.

Konum Linki

126. Minack Tiyatrosu - Cornwall

Minack Tiyatrosu, Birleşik Krallık'ın Cornwall bölgesinde, açık hava tiyatroları arasında özel bir yere sahip. Dramatik bir uçurum kenarında, Celtic Denizi kıyısında yer alıyor. Tiyatro, 1932 yılında Rowena Cade tarafından inşa edildi ve bugün hâlâ etkileyici performanslara ev sahipliği yapıyor. Doğal granit kayalıklar üzerine kurulu olan bu yapı, izleyicilere hem görsel hem de işitsel bir şölen sunuyor. Yıl boyunca çeşitli tiyatro oyunları, müzikaller ve opera gösterileri burada sergileniyor. Minack Tiyatrosu'nu ziyaret etmek, sadece bir tiyatro deneyimi değil, aynı zamanda çevresel güzelliklerle iç içe geçmiş bir kültür gezisi anlamına geliyor. Minnack Tiyatrosu’na gelerek denizin ve gökyüzünün mükemmel manzarası eşliğinde sanatla buluşmanın tadını çıkarabilirsin.

Konum Linki

127. Carisbrooke Castle - Wight Adası

Carisbrooke Castle, İngiltere'nin Isle of Wight adasında yer alıyor ve aslında bir Orta Çağ kalıntısı. Dolayısıyla buraya gelip bu tarihi yapının derin tarihini ve doğal güzelliğini keşfedebilirsin. Kale, bin yıldan fazla bir süredir çeşitli roller üstlenmiş, özellikle İngiliz İç Savaşı sırasında önemli bir savunma noktası olarak hizmet vermesi ile öne çıkıyor. Bugün ise müze olarak işlev görüyor ve İngiltere'nin en ilgi çekici tarihî mekânlarından biri olma özelliğini koruyor. Kalenin etkileyici surları, geniş avlusu ve idaresindeki müze, geçmişe ışık tutan sergilerle dolu. Ayrıca, ziyaretçilere Carisbrooke'un ünlü eşekleriyle tanışma fırsatı da sunuluyor. Bu eşekler, yüzyıllar boyunca kalede su kuyularını çalıştırmak için kullanılmış ve bu geleneğin bir parçası olarak günümüzde de ziyaretçilere gösteriliyor. Her yıl birçok turist, bu tarihi ve kültürel mirası keşfetmek için kaleyi ziyaret ediyor ve Carisbrooke'un zengin mirasıyla etkileşimde bulunuyorlar.

Konum Linki

128. Britanya Motor Müzesi - Gaydon

Britanya Motor Müzesi, otomobil tutkunlarının mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yer. Bu müze, Birleşik Krallık'taki en büyük ve en kapsamlı İngiliz otomobil koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Müzede, Jaguar, Land Rover ve Mini gibi ikonik İngiliz markalarının tarihini gözler önüne seren birçok klasik araç bulunuyor. Koleksiyonda ayrıca nadir prototipler ve dünya rekorları kıran araçlar da var. Burada sergilenen her bir aracın hikayesini öğrenme şansı buluyor, böylece bu otomobillerin nasıl bir mühendislik harikası olduğunu ve İngiliz kültüründeki yerlerini daha iyi anlayabiliyorsun. 

Müze ayrıca, otomobil tasarımı ve teknolojisi üzerine sergiler de sunuyor, bu da özellikle genç ziyaretçiler için eğitici ve eğlenceli bir deneyim sağlıyor. Müze, aynı zamanda düzenlediği etkinliklerle de otomobil severlerin buluşma noktası oluyor. Her yaştan ve ilgi düzeyinden ziyaretçiye hitap eden Britanya Motor Müzesi, otomobil kültürünü keşfetmek için ideal bir yer.

Konum Linki

129. Dreamland Margate - Margate

Dreamland Margate, İngiltere'nin güneydoğusunda, sahil kasabası Margate'de yer alıyor. Bu eğlence parkı, nostaljik bir dokunuşla modern atraksiyonları bir araya getiriyor ve ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatıyor. İlk olarak 1920'lerde açılan park, zaman içinde pek çok yenilik geçirdi ama her zaman popülerliğini korudu. Özellikle yenilenmiş ahşap Amerikan dağı, parkın simgelerinden biri olarak kabul ediliyor. Aileler için ideal bir gün geçirme yeri olan Dreamland, çocuklar ve yetişkinler için çeşitli eğlenceler sunuyor. 

Canlı müzik etkinlikleri, yemek festivali gibi etkinliklerle de kültürel bir buluşma noktası haline gelmiş durumda. Yaz aylarında gerçekleşen renkli etkinliklerle park, ziyaretçilerine enerji dolu anlar sunarken, tarihi roller coaster'ı ile adrenalin arayanları ağırlıyor. Dreamland, her yaştan insan için eğlencenin adresi olarak Margate'de seni bekliyor.

Konum Linki

130. South Downs Ulusal Parkı - Winchester

South Downs Ulusal Parkı seni İngiltere'nin doğal güzellikleriyle baş başa bırakacak. Eşsiz manzaraları ve tarihi dokusuyla ziyaretçilerini büyüleyen bu park, Winchester'dan Eastbourne'a kadar uzanıyor. Yemyeşil tepeler, derin vadiler ve şirin köylerle dolu olan bu park, doğa yürüyüşleri ve bisiklet turları için biçilmiş kaftan. Arundel Kalesi gibi tarihi yerleri keşfetmek, Seven Sisters'ın muhteşem kireç taşı uçurumlarında yürüyüş yapmak unutulmaz deneyimler sunuyor. 

Ayrıca, Kingley Vale'deki antik ağaçları ve Cissbury Ring'deki tarihi kalıntıları ziyaret etmek de parkın sunduğu aktiviteler arasında. Gece gökyüzü gözlemciliği için de mükemmel bir yer olan South Downs, karanlık gökyüzü rezervi olarak belirlenmiş ve yıldızların parıltısını izlemek için ideal noktalardan biri. Her adımında tarih ve doğanın iç içe geçtiği bu parkta, her köşe başı ayrı bir keşif ve her manzara ayrı bir hikaye anlatıyor.

Konum Linki

131. Stockport Hava Saldırı Barınakları

Stockport Hava Saldırı Barınakları, İkinci Dünya Savaşı sırasında inşa edilmiş, İngiltere’nin en büyük sivil sığınak komplekslerinden biri. Stockport’un yeraltında, 1.6 km uzunluğunda bir labirent olarak yer alıyor. O dönemde, hava saldırılarından korunmak için 6 bin 500 kişi bu sığınaklarda güvenli bir şekilde barındığı biliniyor. Bugün ise tarih severler ve turistler için benzersiz bir deneyim sunuyor. Ziyaretçiler, savaşın günlük yaşam üzerindeki etkilerini ve sivil halkın cesaretini anlamak için, döneme ait eşyaların sergilendiği odaları gezebilir. 

Konum Linki

132. Tank Müzesi - Bovington

Tank Müzesi, İngiltere'nin Dorset bölgesinde yer alan Bovington'da, askeri tarih ve teknoloji meraklıları için adeta bir cennet sunuyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan günümüze kadar uzanan geniş bir zaman dilimini kapsayan sergilerle donatılmış olan bu müze, dünyanın dört bir yanından ziyaretçileri çekiyor. Müze, özellikle Tiger 131 gibi nadir tanklarıyla ünlü. Bu tank, çalışır durumda olan dünyadaki tek Tiger I tankı olarak biliniyor ve bu özelliği ile çok sayıda ziyaretçiyi kendine hayran bırakıyor. Ayrıca, ziyaretçiler Birinci Dünya Savaşı tanklarının da dahil olduğu, 300'den fazla askeri aracı yakından inceleme fırsatı buluyorlar. 

Etkileyici simülasyon deneyimleri ve interaktif sergiler ise ziyaretçilere tankların nasıl çalıştığını ve askeri taktiklerin evrimini deneyimleme imkanı tanıyor. Her yaş grubundan insan için eğitici ve ilgi çekici bir deneyim vaat eden Tank Müzesi, tarih severler için kaçırılmaması gereken bir durak.

Konum Linki

133. Charles Dickens Müzesi - Bloomsbury

Charles Dickens Müzesi, Londra'nın Bloomsbury bölgesinde yer alan, ünlü yazarın 1837 ile 1839 yılları arasında yaşadığı tek ev olarak biliniyor. Müze olarak düzenlenen bu ev, Dickens'ın hayatına ve eserlerine dair en kapsamlı koleksiyonu barındırıyor. Burayı ziyaret ettiğindeyazarın yazı masasında oturduğu çalışma odasını, yemek yediği yemek odasını ve misafirlerini ağırladığı salonları görebilirsin. Dickens, bu evde, edebi ün kazanmasını sağlayan Oliver Twist ve Nicholas Nickleby gibi eserlerini yazdı. Müzede, Dickens'ın kişisel eşyaları, nadir kitaplar, el yazmaları, mektuplar ve ailesine ait fotoğraflar sergileniyor. 

Ayrıca, Victoria dönemi yaşamına dair çeşitli etkinlikler ve eğitim programları sunuluyor. Böylece ziyaretçiler bu tarihi dönemi daha yakından deneyimleme fırsatı bulabilirler. Müze, Dickens'ın çalışmalarını ve Victoria dönemi Londra'sını yaşatma amacı güden bir atmosfere sahip bir alan. Dickens ve onun eserlerinin hayranları için adeta bir hac yeri olan bu ev, aynı zamanda dünya çapında bilim insanları, araştırmacılar ve öğrenciler için önemli bir kaynak merkezi işlevi görüyor.

Konum Linki

134. Tarihi Tersane - Portsmouth

Portsmouth Historic Dockyard, İngiltere'nin güney sahilindeki Portsmouth şehrinde bulunuyor ve denizcilik tarihine dair büyüleyici bir keşif sunuyor. Burası, İngiltere Kraliyet Donanması'nın kalbi olarak kabul edilir ve ziyaretçilere HMS Victory, HMS Warrior ve Mary Rose gibi tarihi gemileri görebilme fırsatı veriyor. Bu gemiler, denizcilik tarihinin canlı tanıkları olarak, geçmiş deniz savaşlarının ve denizcilik becerilerinin hikayelerini anlatıyor. 

Ayrıca, Ulusal Denizcilik Müzesi gibi çeşitli sergilerle donatılmış olan tersane, denizcilik tarihinin ve teknolojisinin evrimine ışık tutuyor. Burada sergiler ve canlandırmalar aracılığıyla denizcilerin günlük yaşamlarına dair derinlemesine bilgiler edinebilir ve İngiltere'nin denizcilik mirasının ne kadar zengin olduğunu keşfedebilirsin. Bir gününü bu tarihi tersanede geçirmek, geçmişle bağlantı kurmanın ve İngiltere'nin denizcilik üstünlüğünün köklerini anlamanın eşsiz bir yolu olabilir.

Konum Linki

135. Portchester Kalesi

Portchester Castle, yerleşik tarihi ile ziyaretçilere geçmişin kapılarını aralıyor. Roma dönemine dayanan bu etkileyici yapı, Kuzey Avrupa'daki en iyi korunmuş Roma kalesi olarak biliniyor. Kale, başlangıçta Saxon korsanlarına karşı bir savunma hattı olarak kurulmuş ve zamanla bir Norman kalesine dönüştürüldü. Zengin tarihi boyunca Portchester, özellikle Napolyon Savaşları sırasında 7 bine yakın Fransız savaş tutsağını bir süre misafir etti. Bu dönüşüm, kaleyi savunma stratejilerinde önemli bir değişiklik olarak işaretliyor. Kale bugün turistler için açık bir müze gibi hizmet veriyor. Ziyaretçiler, kalede sergilenen eserleri ve kalenin çevresindeki doğal güzellikleri keşfederken, aynı zamanda özel etkinlikler ve sergilerle tarihi daha yakından tanıma fırsatı buluyorlar.

Konum Linki

136. Liverpool Katedrali

Liverpool Katedrali, İngiltere'nin Liverpool şehrinde yer alan eşsiz bir yapı. Gotik tarzının modern yorumlarıyla dikkat çeker ve İngiltere'nin en büyük katedrali olma özelliğini taşıyor. 1904 yılında temeli atılan bu muazzam yapı, yaklaşık 74 yıl süren bir inşaat sürecinin ardından tamamlandı. Ziyaretçiler, katedralin muhteşem mimarisine ve içerisindeki detaylara hayran kalıyor. İç mekan, katedralin en etkileyici bölümlerinden biridir. Devasa boyutlarda olan ana nef, katedrali ziyaret eden herkesi etkisi altına alıyor. 

Cam işçiliği ve taş oymaları, sanatsal detayların zarif örneklerini sunuyor. Ayrıca, katedralde düzenlenen müzik etkinlikleri ve konserler, akustiğin olağanüstü güzellikte olduğu bu mekanda unutulmaz deneyimler yaşatıyor. Katedralin ayrıca bir ziyaretçi merkezi bulunuyor. Burada ziyaretçiler, katedralin tarihçesi ve mimari özellikleri hakkında bilgi edinebiliyorlar.

Konum Linki

137. Ulusal Futbol Müzesi - Manchester

Ulusal Futbol Müzesini ziyaret ederek futbolun büyülü dünyasına adım atabilirsin. Manchester'da futbol tutkunlarını bekleyen bu müze, futbolun tarihini, kültürünü ve etkisini derinlemesine keşfetmek için benzersiz bir fırsat sunar. İngiltere'nin bu popüler sporunun köklerini ve futbol üzerindeki toplumsal etkilerini anlamak isteyenler için biçilmiş kaftan. Müzenin koleksiyonları arasında, İngiliz futbolunun unutulmaz anlarını ölümsüzleştiren eşyalar, kupa ve madalyalar yer alıyor. 

Ayrıca, dünyaca ünlü futbolculara ait formalar ve eşsiz hatıra eşyaları da görebilirsin. Sergiler ise ziyaretçilere, oyunun içine girme ve futbolun heyecanını daha yakından deneyimleme imkanı tanıyor. Özellikle çocuklar için düzenlenen atölye çalışmaları ve etkinlikler, onların futbolu oynayarak ve öğrenerek keşfetmelerine olanak tanıyor. Aileler için ideal olan bu müze, tüm yaş gruplarına hitap eden bir deneyim sunuyor. Müzede geçireceğin zaman, futbol hakkındaki bilgini artırmanın yanı sıra, bu sporun küresel çapta nasıl bir tutku kaynağı olduğunu da gösteriyor.

Konum Linki

138. Manchester Museum

Manchester Museum, serüvenine 1890 yılında başladı ve Birleşik Krallık'ın en büyük üniversite müzelerinden biri olarak biliniyor. Müze, Oxford Road üzerinde, Manchester Üniversitesi'nin neogotik binaları arasında yer alıyor ve ziyaretçilerine arkeoloji, antropoloji, doğa tarihi ve bilimler gibi birçok alanda dört buçuk milyon nesneyi barındırıyor. Müze, sadece bir sergi alanı olmanın ötesinde, kültürler ve kuşaklar arası anlayışı artırma misyonuna sahip bir araştırma ve öğrenme merkezi. 

Yenilikçi 'hello future' projesi ile müze, daha kapsayıcı, hayal gücü yüksek ve çeşitli topluluklara daha alakalı hale gelmeyi amaçlayarak, genişletilmiş sergi salonları, Güney Asya Galerisi ve Lee Kai Hung Çin Kültür Galerisi gibi yeni alanları ziyaretçilere açtı. Ayrıca, canlı amfibiler ve sürüngenler koleksiyonuna ev sahipliği yapan Vivarium ile doğa bilimlerine olan bağlantısını pekiştiren müze, ziyaretçilere nadir türleri gözlemleme şansı sunuyor. Müzenin koleksiyonları, dünya çapında çeşitli kültürlere ait eserleri içerirken, özellikle Mısır ve Sudan koleksiyonları, ziyaretçilere antik dünyalar hakkında derinlemesine bilgiler sunuyor. Müze ayrıca, yerel sanatçıların eserlerini sergileyerek sanatsal ifadeye olan desteğini göstermekte ve kültürel mirasın korunması konusunda önemli bir rol oynuyor.

Konum Linki

139. Clarence Evi - Londra

Clarence House, Londra'nın gözde semtlerinden biri olan Westminster'da bulunuyor ve Kraliyet ailesinin önemli üyelerine ev sahipliği yapıyor. Bina, John Nash tarafından tasarlanmış ve onun döneminin mimari stilini yansıtan detaylarla bezeli. Başlangıçta Kraliçe Anne için 1825-1827 yılları arasında inşa edilmiş olan bu zarif yapı, birçok kraliyet üyesine geçici yuva olmuş. Şu anda Galler Prensi ve eşi tarafından kullanılıyor ve Kral III. Charles’ın Londra'daki resmi ikametgahı olarak biliniyor. Clarence House’u ziyaret edersen, Kraliçe Elizabeth, Kraliçe Anne ve Kral George VI gibi tarihi figürlerin yaşam alanlarına tanıklık etme fırsatı bulabilirsin. Ayrıca, çeşitli kraliyet koleksiyonlarının sergilendiği odaları ve geniş bahçeleriyle de dikkat çekiyor.

Konum Linki

140 Liberty - Londra

Liberty, kuruluşu 1875'e dayanan ve tarihi Tudor tarzı mimarisiyle dikkat çeken lüks bir alışveriş mağazası olarak biliniyor. Great Marlborough Sokağı üzerinde konumlanan bu mağaza, çeşitli katlarında moda, ev eşyaları, güzellik ürünleri gibi birçok lüks ürün sunuyor. Liberty, özellikle kendi markasına özgü kumaşlar ve desenler ile tanınıyor. Mağaza, hem geleneksel İngiliz tarzını hem de modern tasarımları bünyesinde barındırarak ziyaretçilerine benzersiz bir alışveriş deneyimini bir araya getiriyor.

Liberty, aynı zamanda çeşitli dünya çapında ünlü tasarımcılarla iş birlikleri yaparak, moda ve tasarım dünyasında sürekli olarak yenilikçi ürünler sunuyor. Mağazanın kumaş bölümü, renk ve doku bakımından zengin bir koleksiyona sahiptir ve hem profesyonel tasarımcılar hem de tekstil meraklıları için ilgi çekici bir durak haline geldi. Liberty'nin mimarisi, iç mekanın ferah ve aydınlık olmasını sağlayacak şekilde tasarlandığı için rahat bir şekilde dolaşmana imkan tanıyor. Mağaza, aynı zamanda tekerlekli sandalye ve bebek arabası dostu olmasıyla biliniyor, böylece her türlü ziyaretçinin rahatça alışveriş yapabilmesini sağlıyor.

Konum Linki

141. Victoria Parkı - Londra

Victoria Park, hem Londra'da hem de diğer şehirlerde pek çok turistin ve yerelin keyif aldığı yeşil alanlar sunuyor. Londra'daki Victoria Park, genellikle "Halkın Parkı" olarak anılıyo ve 86 hektarlık geniş bir alanı kaplıyor. Bu park, James Pennethorne tarafından 1842 yılında tasarlandı. Ayrıca iki geniş gölet, çocuk oyun alanları, tenis kortları ve daha birçok spor aktivitesi için alanlar içeriyor. Aileler ve spor tutkunları için vazgeçilmez bir nokta haline geldi.

Konum Linki

142. South Bank - Londra

South Bank, Londra'nın kültürel bir kalbi olarak öne çıkıyor ve birçok sanat ve kültür merkezine ev sahipliği yapıyor. Burası, sanat, tiyatro, sergi, müzik ve film etkinlikleriyle dolu bir program sunarak ziyaretçilerine ilham veren bir yer. Londra'nın en ünlü turistik mekanlarından biri olan London Eye, bu bölgenin hemen yakınında konumlanıyor ve muhteşem şehir manzaraları bir araya getiriyor. South Bank, Avrupa'nın en büyük gösteri sanatları merkezlerinden biri olarak, yıl boyunca süren çeşitli etkinlikler ve sergilerle sanatseverleri ağırlıyor. 

Tiyatro tutkunları için National Theatre, Old Vic ve Young Vic gibi mekanlar birbirinden değerli sahne performanslarına alan açıyor. Aynı zamanda, Hayward Gallery'de dünyaca ünlü sanatçıların çağdaş sanat eserlerini görmek mümkün. South Bank'te bulunan birçok bağımsız dükkan ve butik, özgün hediyelik eşyalar, özel moda ürünleri ve kitaplar sunuyor, bu da burayı alışveriş için de ideal bir nokta yapıyor. South Bank hem göz alıcı manzaraları hem de kültürel zenginlikleri ile Londra'da ziyaret edilesi bir nokta, burada geçireceğin zaman seni hem dinlendirir hem de ilham verir.

Konum Linki

143. Tottenham Court Road

Tottenham Court Road, bir zamanlar kırsal bir alan olarak bilinirken, 19. yüzyıldan itibaren Londra'nın önemli ticaret ve eğlence merkezlerinden biri haline geldi. Bu cadde, özellikle mobilya ve perakende mağazalarıyla tanınıyor. Dominion Tiyatrosu gibi ünlü tiyatrolar da bu cadde üzerinde bulunuyor. Eğlence ve sanat deneyimlerinin yanı sıra, Tottenham Court Road ve çevresi alışveriş ve yemek için de popüler bir bölge. Tottenham Court Road, geçmişten günümüze dek birçok değişiklik geçirmiş olup, Londra'nın en dinamik bölgelerinden biri olarak kalmaya devam ediyor.

Konum Linki

144. Birmingham Kraliyet Balesi

Birmingham Kraliyet Balesi, bir sanat ve kültür harikası olarak sahneye taşıdığı benzersiz performansları ile biliniyor. 1947 yılından bu yana Birmingham'da faaliyet gösteren bu yer, klasik bale ve çağdaş dansı harmanlayarak seyircilerine unutulmaz anlar yaşatabiliyor. Kraliyet Balesi’nin repertuarında, "Giselle", "Swan Lake" ve "The Nutcracker" gibi romantik balelerin yanı sıra, "Black Sabbath – The Ballet" gibi yenilikçi eserler de bulunuyor. Bale dünyasının en saygın koreografları tarafından yaratılan özgün dans eserleri, şirketin sanatsal çeşitliliğini ve yaratıcılığını sergiliyor. 

Kraliyet Balesi’nin müzik direktörlüğünü üstlenen Kraliyet Bale Senfonisi, canlı performanslarda orkestra şefliği yaparak eserlere derinlik katıyor. Bale tutkunları, bu performanslarda klasik müzikle dansın mükemmel uyumunu gözlemleme fırsatı buluyor. Birmingham Kraliyet Balesi aynı zamanda geniş bir eğitim ve topluluk katılım programına sahip olup, genç dansçıları ve koreografları destekleyerek gelecek nesillere ilham veriyor.

Konum Linki

145. Lyme - Cheshire

Lyme, bir National Trust (Koruma alanları yönetim birimi) mülkiyeti olarak, Cheshire'deki Peak District'in kenarında yer alıyor. Lyme, Legh ailesinin 500 yıl boyunca evi olmuş büyük bir mülk ve şimdi herkesin ziyaretine açık. Etkileyici büyüklükteki bu mülk, tarih öncesi dönemlere uzanan bir malikane evi, geniş bahçeler ve bir geyik parkı ile ziyaretçilerini ağırlıyor. Evin içerisinde, her biri bir önceki neslin katkılarıyla şekillenmiş birçok oda bulunuyor. Özellikle, 1487 yılında William Caxton tarafından basılan ve beş yüz yıldır aynı aileye ait olan Sarum Missal'ı mutlaka görmelisin. 

Bu nadir kitap, İngiltere'de dini görüşlerin nasıl değiştiğini anlamada benzersiz bir örnek. Bu ev ayrıca ünlü yazar Jane Austin tarafından kaleme alınmış Gurur ve Önyargı (Pride and Prejudice) kitabının filme çekildiği yer olarak da biliniyor. Özellikle film sonrasında burası ciddi ilgi ile karşılaşmaya başladı. Bahçelerde gezinirken, 19. ve 20. yüzyıl başlarında oluşturulan Form Bahçelerini keşfedebilirsin. Bu bahçeler, Sunken Dutch Garden ve Ravine Garden gibi yapıları içeriyor. Ayrıca, bahçede bulunan Gül Bahçesi ve 1862'de tasarlanmış olan limonluğu ziyaret etmeyi unutma.

Konum Linki

146. Sir John Soane Müzesi - Londra

Sir John Soane Müzesi, Londra'nın tarihi ve kültürel anlamda en değerli alanlardan birisi olarak görülüyor. Sir John Soane, İngiltere'nin en büyük mimarlarından biri olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla bu müze de onun eski evi üzerine kuruldu. Müze, Soane'ın 1837 yılındaki öldüğü zamanlardan itibaren korundu ve ziyaretçilere mimarın kişisel yaşamına ve sanatsal zevklerine dair benzersiz bir pencere sunmaya devam ediyor. Müzenin koleksiyonları, antik çağlardan modern sanata kadar geniş bir yelpazede eserler yer alıyor. 

Soane'ın kişisel koleksiyonunda Hogarth, Turner ve Canaletto gibi sanatçıların eserleri bulunuyor ve bu eserler, ziyaretçilere sanat ve mimarlık tarihi üzerine kapsamlı bir bakış sağlıyor. Özellikle, Hogarth'ın "A Rake’s Progress" ve "An Election" serileri gibi nadir eserler, ziyaretçilere 18. yüzyıl İngiltere'sinin sosyal ve politik yaşamına dair çarpıcı betimlemeler sunuyor. Londra’daysan Sir John Soane Müzesi’ni kaçırmamalısın.

Konum Linki

147. Eden Camp Modern Tarih Müzesi - North Yorkshire

Eden Camp Modern History Museum, yerleşik bir II. Dünya Savaşı esir kampında bulunan ve zamanın ruhunu yakalayan 33 kulübeyi barındırıyor. Müze, ziyaretçilerine savaş zamanı Britanya'sının görsel ve duyusal bir deneyimini sunuyor. Özellikle, müzenin Blitz Deneyimi, savaşın getirdiği zorlukları ve kahramanlıkları anlatan etkileşimli bir sergi olarak öne çıkıyor. Ayrıca, Eden Camp'teki "Dig for Victory" bahçesi, savaş dönemindeki zorlu gıda kısıtlamalarına karşı verilen mücadeleyi ve bu süreçte nasıl kendine yeten bir toplum oluşturulduğunu ziyaretçilere aktarıyor. 

II. Dünya Savaşı'ndaki çeşitli askeri ve sivil yaşamları gösteren sahnelerle dolu bu alanda, tarih canlanmakta ve ziyaretçilere o dönemin sosyal ve kültürel yönleri detaylı bir şekilde anlatılıyor. Eden Camp, özellikle savaşın getirdiği sosyal değişimleri ve insan hikayelerini vurgulayarak, tarihi kişisel ve etkileşimli bir şekilde ziyaretçilere aktarıyor.

Konum Linki

148. York Çikolatanın Hikayesi

York Çikolatanın Hikayesi, York şehrinin çikolata mirasını keşfetmen için harika bir fırsat sunar. Bu müze tarzı atraksiyon, York'un tarih boyunca çikolata ve tatlı üretimindeki rolünü detaylı bir şekilde anlatıyor. Ziyaretin boyunca, ünlü çikolata markalarının nasıl oluştuğunu, bu lezzetli tatların arkasındaki bilimi ve sanatı öğreniyorsun. 

İnteraktif sergiler ve canlı gösterimlerle çikolatanın fasulyeden çikolataya dönüşüm yolculuğuna tanık oluyorsun. Ayrıca, profesyonel çikolata yapıcılarının yönlendirmesiyle kendi çikolatanı yapma şansını da yakalıyorsun. Çikolata tadımı ise bu deneyimin olmazsa olmazlarından. Her bir parça, York'un zengin çikolata tarihini damaklarında hissetmeni sağlıyor. Bu benzersiz deneyim, hem eğlenceli hem de öğretici bir yolculuk vaat ediyor. York Çikolatanın Hikayesi, çikolata severler için kaçırılmaması gereken bir durak.

Konum Linki

149. Broads Ulusal Parkı

Broads National Park, tanımlanması zor olan büyüleyici bir güzellikte bir doğa harikası. İngiltere'nin doğusunda yer alan bu park, pek çok nadir türü barındırmakla kalmıyor, aynı zamanda ülkenin en çekici sulak alanlarından biri olması ile tanınıyor. Kano, yelken ve tekne turlarıyla suyun keyfini çıkarabilir, ya da rahat yürüyüş yolları ve bisiklet parkurları üzerinde doğanın tadına varabilirsin. Broads, yalnızca geniş göller ve nehirlerden ibaret değil. Bununla birlikte zengin bir tarihe ve kültürel mirasa sahip.  Buradaki yaşam çeşitliliği gerçekten etkileyici. Broads, İngiltere'nin nadir bulunan türlerinin dörtte birine ev sahipliği yapıyor. Örneğin, sadece burada görebileceğin Swallowtail kelebeği gibi endemik türler, bölgenin biyolojik çeşitliliğini gözler önüne seriyor. 

Ayrıca, dönem dönem restore edilen rüzgâr değirmenleri ve tarihi yapılar, bu parkın sadece doğal güzelliklerle değil, aynı zamanda insan eliyle şekillenen zengin bir kültürel geçmişle de övünmesini sağlıyor. Eğer doğa ile iç içe bir kaçamak yapmayı düşünüyorsan, Broads seni bekliyor olacak. Her bir köşesi ayrı bir hikaye anlatan bu büyülü topraklar, ziyaretçilere hem huzur hem de macera vaat ediyor.

Konum Linki

150. Büyücülük ve Sihir Müzesi - Cornwall

Müze Büyücülük ve Sihir Müzesi olarak biliniyor ve Cornwall’da, Boscastle köyünde yer alıyor. Cecil Williamson tarafından 1960 yılında kurulan bu müze, büyücülük ve sihir tarihini kapsamlı bir şekilde sergiliyor. Müze, ziyaretçilere eski ritüellerden modern uygulamalara kadar büyü pratiği hakkında bilgi sunuyor. Sergilenenler arasında tarot kartları, asalar, gnostik tılsımlar ve küçük bebekler gibi 4 bin 500'den fazla obje bulunuyor. Müze aynı zamanda çeşitli geçici sergilere ev sahipliği yapar ve bu sergiler, mitolojik anlatılardan ilham alıyor. 

Müze ayrıca, her yıl Cadılar Bayramı'nda düzenlenen özel etkinlikler düzenleyerek yerel geleneklerini kutluyor. Bu etkinlikler, ziyaretçilere müze koleksiyonlarının yanı sıra yerel kültürle de etkileşim fırsatı sunuyor. Müze, hem bağımsız araştırmacılar hem de büyücülük ve pagan toplulukları için bir bilgi kaynağı olarak işlev görüyor.

Konum Linki

Sana sıradaki rotamız İngiltere’nin en popüler durağı olan Londra. Londra’da gezilecek yerler için tıkla!