Ülke: | İngiltere |
Bilinen İsimleri: | London |
Dil: | İngilizce |
Nüfus: | 8.278.251 (2007) |
Din: | Hristiyan |
Tel Kodu: | +44 |
Para Birimi: | Pound sterling (GBP) |
Zaman Dilimi: | CET (UTC0) |
Vize: | İngiltere Konsolosluğu |
Konsolosluk: | Rutland Lodge Rutland Gardens, Knightsbridge London SW7 1BW, United Kingdom |
Büyük Britanya Adası’nın güneydoğusunda, meşhur Thames Nehri üzerinde yer alan Londra, her daim ilgi çekici bir keşif rotası olmayı başarıyor. İngiltere ve Birleşik Krallığın başkenti aynı zamanda da en kalabalık şehri olan Londra, yıl içerisinde iş ya da turistik amaçlı milyonlarca ziyaretçi ağırlamasının da etkisiyle bünyesinde toplamda 6 adet havalimanı bulunuyor. Thames Nehri şehri ortadan ikiye ayırıyor ve Londra ismi de M.Ö.43’te Roma İmparatorluğu döneminde koyulan “Akan Nehir” anlamına gelen “Londonium”dan geliyor.
Londra kültür, sanat, ticaret, moda, finans, eğlence, eğitim, sağlık, turizm gibi pek çok alanda dünyanın önde gelen şehirlerinden biri olma özelliğine sahip. Özellikle de şehrin dünyanın en büyük finans merkezlerinden biri olduğu biliniyor. Gayri safi yurt içi hasıla sıralamasında ise dünya genelinde 5. sırada yer alıyor. Dünya genelinde en fazla hava trafiğine sahip şehir olan Londra, dünyanın en büyük şehir havaalanı sistemine sahip. Ayrıca şehirde yer alan üniversiteler Avrupa’nın en büyük yükseköğretim enstitülerinden oluşuyor. 2021 yılı itibarıyla Londra, Avrupa genelinde İstanbul, Moskova ve Paris’in hemen ardından Avrupa’nın en kalabalık şehirleri sıralamasında 4. sırada yer almaya başladı.
Kuleler, saraylar, köprüler, kilise ve katedrallerin yanı sıra şehrin neredeyse yüzde 40’ını oluşturan yeşil alan ve parkları ile ziyaretçilerine gezmek için birçok alternatif sunuyor. Dünyanın en yeşil şehri olarak da biliniyor. Çok sayıdaki galeri ve müzeleri, müzikalleri, tiyatro gösterimleri ile sanatsal etkinliklerde de oldukça zengin bir çeşitliliğe sahip. Dünyanın en iyi üç müze ve galerisi (British Museum, National Gallery, Tate Modern) Londra’da buluyor. Şehirde toplamda 857 tane sanat galerisi yer alıyor ve her yıl milyonlarca ziyaretçi ağırlıyor.
Yüzyıllar boyunca İngiliz Kraliyet ailesine başkentlik yapan bu şehir kraliyet ailesine ait önemli hazineleri de bünyesinde barındırıyor. Kraliçenin evi olarak da adlandırılan, kraliyet ailesinin ikamet adresi olan Buckingham Sarayı başta olmak üzere Tower of London, Hampton Court, Kensington Sarayı gibi kraliyet ailesine ait yapılara ev sahipliği yapıyor.
Yağmuruyla ünlü şehirlerden biri olan Londra’nın iklimi “Okyanus İklimi” özelliklerine sahip. Şehide ılıman ve nemli bir iklim görülüyor. Yaz aylarında Londra merkezinin sıcaklık ortalaması 22 derece iken, kış aylarında 2 ile 5 derece arasında değişkenlik gösteriyor. Şehir merkezinde sıcaklıkların şehir dışında kalan alanlara göre daha yüksek olduğu biliniyor. Yılın her mevsimi yağış alan Londra’da en soğuk aylar ocak ve şubat; en sıcak aylar ise temmuz ve ağustos ayları. Mayıs, haziran, eylül ve ekim aylarının ise ılıman özelliklere sahip olduğu söylenebilir.
Londra’yı ziyaret etmek için esasında tam bir tarih aralığı söylemek mümkün değil. Çünkü şehir o kadar hareketli ve aktivite dolu ki yıl boyunca ziyaretçisi hiç eksik olmuyor. Hatta kış ayları diğer mevsimlere kıyasla çok daha soğuk geçmesine rağmen Noel ve Christmas döneminde milyonlarca ziyaretçi ağırlıyor. Şehrin parklarında vakit geçirmek, hava koşullarını düşünmeden rahat bir Londra seyahati yapmak isteyenlerin tercihi ise kesinlikle yaz ayları olmalı.
Londra dünyanın en fazla hava trafiğine sahip şehirlerinin başında geliyor. Bu sebeple de şehirde Gatwick Havalimanı, Heathrow Havalimanı, Londra Luton Havalimanı, Londra Southend Havalimanı, Londra Stansted Havalimanı ve Londra Şehir Havalimanı olmak üzere toplamda 6 adet havalimanı bulunuyor. Ülkemizin İstanbul başta olmak üzere Ankara, İzmir, Gaziantep, Adana, Trabzon, Bodrum, Antalya gibi pek çok şehrinden Londra’ya direkt uçuş bulunuyor. Londra şehir merkezine ulaşım sağlamak için en fazla tercih edilen havalimanı ise 32 km uzaklıkta yer alan Heathrow Havalimanı. İstanbul’dan Heathrow Havalimanı’na ortalama 4 saatte ulaşılabiliyor. Türkiye’nin Ankara ve İzmir gibi diğer büyük şehirlerinden ise yolculuk 4 buçuk saat kadar sürüyor.
Heathrow Havalimanı’na ulaştıktan sonra şehir merkezine ulaşım için en hızlı seçenekler “Heathrow Express” ve “Heathrow Connect” trenleri! Londra ulaşımında önemli yere sahip metro (tube olarak anılıyor) da daha ucuza şehre ulaşmak isteyenler için bir başka alternatif olabilir. Ancak tren yolculuğundan daha uzun bir yolculuğun sizi beklediğini hatırlatalım.
Şehir merkezine 45 km uzaklıkta konumlanan Gatwick Havalimanı da Londra’da en sık kullanılan ikinci havalimanı. Dolayısıyla dilerseniz uçuşunuzu buraya da gerçekleştirebilirsiniz. Eğer uçuşunuz buraya ise şehre en hızlı gitmenin yolu “Gatwick Ekspres” trenleri. Her 15 dakikada kalkan bu trenlerle 30 dakikada şehre ulaşabiliyorsunuz. Üçüncü bir seçenek olan şehir merkezinin 56 km kuzeybatısında yer alan Luton Havaalanı’ndan Londra merkeze ulaşmanın en ucuz yolu ise “Easybus” otobüsleri. Üstelik çok sık aralıklarla kalkış yapıyor. Tren seçeneği de mevcut ama tren istasyonuna gitmek için önce shuttle otobüslere binmek gerekiyor.
Londra çok sayıda farklı kültürden insanı ağırlayan bir metropol olduğu için yemek kültürü de buna bağlı olarak çeşitlilik gösteriyor. Ülkenin en sevilen İngiliz lezzetlerinin yanı sıra şehirde çok sayıda Hint, Çin, Fransız, Türk, Alman restoranına rastlamak mümkün. Londra’da en fazla tüketilen ve seyahat esnasında mutlaka denenmesi gereken yerel İngiliz lezzetlerinin başında ise Fish&Chips, meşhur İngiliz kahvaltısı, Beef Wellington, Yorkshire pudding, Bangers and mash, Elmalı crumble ve scone geliyor.
Şehrin hemen her yerinde bulabileceğiniz “Fish and chips” Londra mutfağının adeta sembolü! Sea Shell, Applebee’s, Mr. Fish ve tabii ki Poppies en meşhurlarından bazıları. Kek, çörek, bisküvi, scone, elmalı crumble ve parmak sandviçlerle meşhur İngiliz ikindi çayı içmeden Londra’dan dönmek olmaz. Fortnum&Mason’ın yanı sıra, Claridge’s ve The Berkeley gibi otellerin kafesi biraz pahalı olmakla en bilinenler arasında yer alıyor. Şehirde en iyi Beef Wellington’ı yiyebileceğiniz restoranlar arasında ise Savoy Grill, Simpson’s in the Strand ve Bob Bob Ricard yer alıyor. Patates püresi ile servis edilen sosisten oluşan Bangers and mash için ise rotanızı Polo Bar ve MotherMash’e çevirmelisiniz.
Ayaküstü sandviç, fish and chips ya da sosis gibi bir şeyler yemek ya da peynir, marmelat, çay saati tatlıları gibi yöresel yiyeceklerden almak isterseniz de mutlaka “Borough Market”e uğramalısınız. Bu pazarda daha çok fazla çeşitle karşılaşabilirsiniz.
Buckingham Sarayı
1837 yılında Kraliçe Victoria’nın tahta çıkmasıyla birlikte kraliyet sarayı olan Buckingham Sarayı, esasında 1703 yılında Buckingham Dükü için inşa edildi. Londra merkezinde yer alan saray, köklü geçmişi ve ihtişamlı görünümü ile dikkat çekiyor. Sarayın 775 odası bulunuyor ancak Kraliçe Elizabeth’in ikamet adresi olduğu için yalnızca bazı odaları ziyarete açılıyor ve sadece yaz aylarında ziyaretçi ağırlıyor. Şehirdeki resmi törenler Buckingham Sarayı’nda düzenleniyor. “Kraliçe’nin Galerisi” isimli bölümde kraliyet ailesine ait eşyaları ve odaları görmek mümkün. Ziyarete açık olmadığı dönemlerde ise meşhur asker değişimlerini izlemek ya da bu ihtişamlı binanın bir fotoğrafını çekmek için de olsa mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Tower Bridge
Londra’nın ilk köprüsü olarak Thames Nehri üzerinde 1894 yılında inşa edilen Tower Bridge, şehrin simgesel yapılarından biri. Londra turizminde önemli bir yere sahip olan bu köprünün uzunluğu 283 metre ve şehrin iki yanını birbirine bağlıyor. Tower Bridge açılır-kapanır bir köprü. Önceleri buhar enerjisiyle çalışsa da günümüzde elektrikle çalışıyor. Köprü üzerindeki makine dairesi gezilebiliyor. Hatta köprünün açılma saatinde orada olursanız manzarayı seyredebileceğiniz cam yürüyüş yolu bile bulunuyor.
Westminster Sarayı (Parlamento Binası)
Önceleri İngiltere krallarının ikamet ettiği bir saray olan Westminster Sarayı’nın temelleri 1016’da atılmış. Ancak 1512’de çıkan büyük yangın ile sarayın neredeyse tamamı yanınca tamir edilip, parlamento binası olarak kullanılmaya başlandı. Ardından 1834’te ikinci ve daha büyük bir yangın çıkınca bugün içerisinde meşhur saat kulesi Big Ben’in de bulunduğu sarayın son hali inşa edildi. Bugün UNESCO tarafından korunan Gotik üsluplu 1000’den fazla odaya sahip bu dev saray, ziyaret edilebiliyor. Binada ziyaretçileri Avam Kamarası, Lordlar Kamarası, Kraliçe’nin soyunma odası, 900 yaşındaki Westminster Hall gibi bölümler bekliyor.
Big Ben
Londra’nın meşhur saat kulesi Big Ben, şehrin bir diğer simgesel yapılarından biri. Westminster Sarayı’nın içerisinde yer alan saat kulesi, 98 metre uzunluğa sahip. Tarihi 1834 yılına uzanan Big Ben, ne yazık ki ziyaretçilere açık olmasa da şehir turu esnasında mutlaka görülmesi ve hatta fotoğraflanması gereken yerlerden biri olarak listenizde yer almalı.
London Eye
Londra seyahatinize biraz eğlence katmak isterseniz ilk durağınız kesinlikle London Eye olmalı. Devasa bir dönme dolap olan London Eye, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim yaşatıyor. Dünyanın en büyük üçüncü gözlem tekerleği olan London Eye sayesinde Thames Nehri ile bütünleşmiş muhteşem bir manzara seyredebiliyorsunuz. Tekerleğin bir tam tur atması tam 20 dk sürüyor. Bu deneyim özellikle yükseklik korkusu olmayanlar için unutulmaz olabilir.
Tate Modern
Dünyanın en prestijli modern sanat müzelerinden biri olan Tate Modern, Picasso, Rothko, Dalí, Pollock, Warhol gibi modern dönem sanatçılarının eserlerini görme şansı sunuyor. Dünya genelinde modern sanata dair en iyi eserlerin sergilendiği bu sanat müzesi, mutlaka görülmesi gereken ulusal ve uluslararası çok sayıda esere ev sahipliği yapıyor.
British Museum
Müze gezmeyi seven ya sevmeyen herkes kendisine hayran bırakacak yerlerden biri olan British Museum, Londra seyahatlerinin vazgeçilmez bir parçası. Londra Bloomsbury bölgesinde yer alan bu müze, dünya çapında büyük bir öneme sahip. İçerisinde 13 milyonun üzerinden eser sergileniyor. Müzede Roma dönemi kalıntıları, Mısır dönemine ait mumyalar, Athena’nın tapınağı Parthenon’dan heykeller, Amerika yerlileri kültürlerinin objeleri gibi dünyanın dört bir yanından eserlere yer veriliyor. 10 ayrı departmanda sergilenen eserleri görebilmek için müzeye en az bir gününüz ayırmanızı tavsiye ederiz.
Hyde Park
Müzeleri ve tarihi değerleri kadar parklarıyla da ünlü bir şehir olan Londra’nın en büyük parkı Hyde Park. Dünya çapında büyük bir üne sahip olan bu park, 150 hektarlık bir alanı kaplıyor. Aynı zamanda çok sayıda etkinliğin gerçekleştirildiği bir etkinlik alanı da olabiliyor. Hem şehir sakinleri hem de ziyaretçiler günlük spor aktiviteleri, dinlenme, arkadaş buluşmaları, yürüyüşler, öğle molaları için çoğunlukla Hyde Park’ı tercih ediyor. Özellikle sonbahar aylarında parkta ziyaretçileri romantik bir manzara bekliyor. Hyde Park Londra gezisi esnasında kaçırılmayacak bir mola adresi.
Trafalgar Meydanı
Şehirde yapılan kutlamaların en sık tercih edilen adresi olan Trafalgar Meydanı, aynı zamanda Londra’nın en büyük meydanı olma özelliğine sahip. Oldukça merkezi bir konumda olan meydan şehirdeki otobüs hatlarının ilk, gece otobüslerinin ise kalkış durağı. Noel döneminde şehirdeki en büyük çam ağacı burada kuruluyor. Ayrıca yıl içerisinde çok sayıda kültürel etkinlik ve politik gösterilerin de ilk adresi konumunda. Ambiyansı ile Londra seyahatinde mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri.
Aziz Paul Katedrali
Londra’nın en büyük dini yapısı ve Psikoposluk merkezi olan Aziz Paul Katedrali, tarihi 17. yüzyıla kadar uzanıyor. Londra ziyaretlerinde mutlaka yer verilen bu katedral, yıllar içerisinde kraliyet ailesi için önemli olaylara ev sahipliği yaptı. Özellikle Prens Charles ve Prenses Diana’nın düğününün gerçekleşmesi sebebiyle ünü dünyaya yayıldı. Katedralde bunun yanı sıra Winston Churchill ve Margaret Thatcher’ın cenaze törenleri, Kraliçe Elizabeth’in 80. ve 90. doğum günü, Kraliçe Victoria’nın yıldönümü kutlaması düzenlendi. Kilisenin en ilgi çeken yönlerinden biri de 500 yıldır kilise müziklerinin geleneksel hale gelmiş olması.
Piccadilly Circus
Londra’nın en hareketli meydanlarından biri olan Piccadilly Circus, Shaftesburry Bulvarı, Regent Caddesi ve de Piccadilly Caddesi olmak üzere üç caddenin birleşiminden meydana geliyor. Oldukça işlek bir meydan olan Piccadilly’de hem tarihi yapılar hem de çok sayıda mağaza bulunuyor. Siz de alışveriş yapmak, Londra’nın o eğlenceli ve hareketli havasını solumak, yemek yemek, mağaza gezmek, sevdiklerinize Londra’yı hatırlatan hediyelik eşyalar satın almak istiyorsanız Piccadilly Circus’ı görmeden ziyaretinizi sonlandırmayın.
Westminster Abbey
Westminster Klisesi, kraliyet ailesi üyelerinin mezarlarının bulunduğu ve taç giyme törenleri gibi önemli tarihi olayların gerçekleştirildiği bir kilise. Binanın güneyine bakan bölümde ise “Şairler Köşesi” olarak adlandırılan; Dickens ve Shakespre’in de aralarında bulunduğu dünyaca ünlü yazarların anıtları bulunuyor. Ayrıca kilisede çok sayıda önemli ismin mezarı, kraliyet ailesine ait değerli eşyalar ve koleksiyonlar görülebiliyor. Londra’nın en görkemli yapılarından biri olan Westminster Abbey, şehrin sevilen seyahat destinasyonlarından biri.
- Londra’da yapılacak çok sayıda şey var. London Eye’a binip şehri ve Thames Nehri’ni kuş bakışı izlemek bunlardan biri. Hemen nehir kenarında yer alan London Eye’dan Bing Ben ve Tower of London gibi şehrin simgesel yapılarını da görebiliyorsunuz. Üstelik bu devasa dönme dolap gündüz ve akşam saatlerinde şehir ışıkları eşliğinde iki faklı deneyim sunuyor.
- 150 hektarlık alanı ile şehrin en büyük parkı olan Hyde Park’ın havasını mutlaka solumalısınız. Özellikle de hava güzelse parkta keyifli bir piknik, ardından da uzun bir yürüyüş yapabilirsiniz. Parkın sevimli sincaplarını beslemek için yanınıza biraz kuruyemiş almayı unutmayın.
- Baker Street’te ünlü dedektif Sherlock Holmes müzesini ziyaret edebilirsiniz. 3 katlı müzede sizi Sherlock Holmes’ün çalışma odası, çay takımları, büyüteçler, meşhur geyik avcısı şapkasına kadar Sherlock hikayelerinde betimlenen çok sayıda eşya bekliyor. Dilerseniz müzeden sonra giriş katındaki Sherlock Holmes hakkında sayısız hediyelik eşyanın satıldığı hediyelik eşya dükkanından alışveriş yaparak kendiniz ve sevdiklerinizi mutlu edebilirsiniz.
- Londra Thames Nehri üzerinde şehri farklı bir açıdan görmenizi sağlayacak keyifli bir tekne turuna katılabilirsiniz. Thames Nehri boyunca çok sayıda simgesel yapıyı görebileceğiniz bu tekne turu ile 1 saatin sonra Greenwich’e ulaşarak, minik bir Greenwich gezisi gerçekleştirebilirsiniz.
- Londra’nın en büyük meydanı olan Trafalgar Meydanı’na uğrayıp, şehrin kalabalığını, insanları hatta çoğunlukla meydanda düzenlenen etkinlikleri izleyebilirsiniz.
- Buckingham Sarayı’nın önündeki askerlerin nöbet değişimleri minik bir törenle yapılıyor. Bu törenler de günümüzde artık turistik bir hale geldi. Nöbet değişimleri gün ve saat olarak farklılık gösteriyor. Dilerseniz tören gün ve saatlerine şu linkten bakabilirsiniz.
- Mutlaka şehrin en meşhur lezzetlerinden fish & chips yiyebilir ve şehrin meşhur pastanelerinden birinde İngiliz bisküvileri, çörek, scone ve marmelat eşliğinde akşam üstü çayının tadını çıkarabilirsiniz.
- Brough Market, Covent Garden, Camden Market, Portabello Road Market, Greenwich Market gibi Londra’nın ünlü pazarlarına uğrayabilir, burada çok çeşitli yiyecek, atıştırmalık, hediyelik eşya ya da giyim alışverişi yapabilirsiniz.
- İkinci el giysi ve antikaların satıldığı Portobello Road Market’in de yer aldığı Notting Hill’i ziyaret edebilirsiniz. Renkli evleri ve her yıl ağustos ayında düzenlenen festivali ile oldukça popüler bir turistik durak olan Notting Hill’i ünlü Hollywood filmi Aşk Engel Tanımaz (Notting Hill) filminden hatırlayacaksınız.
- British Museum ve Tate Modern Londra’da mutlaka uğramanızı tavsiye ettiğimiz müzeler arasında ilk sırada geliyor. Seyahatiniz esnasında her iki müzeyi de ziyaret edebilir, hatta eğer tiyatro seviyorsanız akşamında Shakespeare Globe Tiyatrosu’nda bir oyun izlemeye gidebilirsiniz.
- Londra’da oldukça popüler olan rooftop barlardan birinde panoramik şehir manzarası eşliğinde içeceğinizi yudumlayabilir, günün yorgunluğunu üzerinizden atabilirsiniz.
- Warner Bros Harry Potter stüdyo turuna katılarak filmde kullanılan pek çok mekan ve eşyayı yakından görme şansı bulabilir, belki de yaşamınız boyunca unutmayacağınız bir gün geçirebilirsiniz.
Gece hayatı oldukça hareketli şehirlerden biri olan Londra’da esas olarak yaygın bir pub (bar) kültürü var. Turistler ya da şehirde yaşayanlar fark etmeden öğle saatlerinden geceye kadar neredeyse tüm buluşmalar Londra publarında yapıyor. Publarda akşam yemeği, alkollü içecekler, atıştırmalıklar servis ediliyor. Çok farklı konseptlere sahip olan Londra publarına neredeyse her caddede, sokak başında ya da bir caddenin köşesinde rastlamanız mümkün. Bunlar içerisinde en meşhur olanlarından bazıları ise The Kings Arms, French House Soho, O’Neill, Ye Olde Cheshire Cheese ve The Mayflower gibi publar.
Şehirdeki gece hayatı yalnızca publarla sınırlı değil. Bölgede ayrıca sabaha kadar açık olan gece kulüpleri, kokteyl barlar, jazz barlar ve sınırsız sayıda restoran bulunuyor. Soho, Mayfair, Holborn-Clerkenwell, Bloomsbury ve Camden şehrin en hareketli gece hayatına sahip bölgeleri arasında yer alıyor. Mayfair daha çok lüks ve pahalı gece kulüplerine ev sahipliği yaparken, çoğunlukla bu kulüplere davetsiz misafir kabul edilmiyor. Şehrin en ünlü gece kulüpleri arasında bulunan KOKO Camden Town’da, Big Chill House ve Egg London King’s Cross bölgesinde hizmet veriyor. Buna ek olarak Londra genelinde gidebileceğiniz ünlü gece kulüpleri arasında XOYO, Ministry of Sound, Studio 338 ve Fabric geliyor.
Londra hiç şüphesiz alışveriş yapmayı sevenlerin bayılacağı bir şehir. Çünkü şehirde çok sayıda alışveriş caddesi, dükkan ve alışveriş merkezi bulunuyor. Londra’nın meşhur alışveriş caddeleri arasında Carnaby, King’s Road, Oxford Street ve Regent Street sayılabilir. Tüm bu caddelerden sevdiklerinize hediyelik eşyadan giyime, yiyecekten meşhur markaların tasarım ürünlerine kadar aradığınız her çeşit hediyeyi bulabilirsiniz. Yerel ve küresel markaların butikleri ile karşılaşacağınız bu caddelerde yemek için de birçok alternatifiniz olacak.
Ayrıca alışveriş tutkunlarını çok sevindirecek bir diğer durak olan Leadenhall Market de mutlaka listede yer alması gereken yerlerden biri. İstanbul’da yer alan Kapalıçarşı’ya benzeyen Londra’nın tarihi bir binasında yer alan bu durağa uğrayınca saati takip etmenizde fayda var. Aksi halde günün tamamını burada geçirebilirsiniz. Şehrin en lüks mağazalarının yer aldığı bir yer arayışında olanlar ise mutlaka Harrods AVM'ye uğramalı.
Londra’dan alınabilecek şeylerin başında İngilizlerin ulusal içeceği olan çaya dair her şey geliyor. Çay aksesuarları, fincanlar, süzgeçler, metal çay topları ve farklı desenleriyle ilgi çeken çay kutularından kendiniz ya da sevdikleriniz için alabilirsiniz. Buna ek olarak İngilizlerin çay saatinde çayın yanında tükettikleri sconelar, marmelatlar, İngiliz bisküvilerinden almayı da ihmal etmeyin. Özellikle çikolata kaplı İngiliz bisküvileri en fazla sevilenler arasında yer alıyor.
Londra’da bulunan çok sayıda açık pazardan biri olan Covent Garden da Londra seyahatinin olmazsa olmazlarından. Salı ve Pazar günleri arasında açık olan bu pazarda taze sebze ve meyvelerin yanı sıra yüzlerce hediyelik eşya seçeneğine ulaşmanız mümkün. Eğer el işi ürünler, takı, mücevher ve antika eşyalara ilginiz varsa Pazar günleri kurulan Greenwich Pazarı’nı görmeden seyahatinizi bitirmeyin.
Londra Sanat Fuarı (Ocak)
Caling Cupa Fina (Şubat)
The Boat Race (Mart- Nisan)
The Virgin London Marathon (Nisan)
Wimbledon Tenis Şampiyonası (Haziran-Temmuz)
Lonra Şehir Festivali (Haziran – Temmuz)
Notting Hill Carnival (Ağustos)
Carnaval del Pueblo (Ağustos)
The Mayor's Thames Festival (Eylül)
Lord Mayor's Show (Ekim)
BFI London Film Festivali (Ekim)
Lord Mayor’s Show (Ekim)
Londra Geçidi (Aralık)
Fuarlar
Frieze Sanat Fuarı (Şubat)
Scoop International Fashion Show (Şubat)
International Confex (Mart)
LBF The London Book Fair (Nisan)
The Museums + Heritage Show (Mayıs)
The Meetings Show UK (Haziran)
Just V Show (Temmuz)
Casual Dining (Eylül)
ad:tech London (Eylül)
The Cake & Bake Show (Ekim)
WTM World Travel Market (Kasım)
Yeni yıl (1 Ocak)
Kutsal Cuma (Her yıl değişiyor)
Paskalya Bayramı (Bahar ekinoksuna göre her yıl değişiyor)
Mayıs Günü – Early May Bank Holiday (3 Mayıs)
Mayıs Tatili – May Bank Holiday (31 Mayıs)
Ağustos Tatili– August Bank Holiday (31 Ağustos)
Cadılar Bayramı – Halloween (31 Ekim)
Bonfire Night (5 Kasım)
Noel Tatili (25 - 26 Aralık)
Hediyeleşme Günü – Boxing Day (26 Aralık)
- Tüm İngiltere’de dolayısıyla Londra’da trafik bizdekinin tam tersi şekilde soldan akıyor. Bu nedenle karşıya geçerken bunu kesinlikle unutmamalı ve dikkatli olmalısınız.
- Londra’da prizler üç girişli olduğu için şarj aletleriniz uymayacaktır. Yanınıza mutlaka dönüştürücü almayı unutmayın. Unutursanız da sorun değil Londra’da dönüştürücü bulabileceğiniz çok sayıda teknoloji mağazası mevcut.
- Şemsiye Londra seyahatiniz boyunca mevsim ne olursa olsun, yanınızdan ayırmamanız gereken bir aksesuar olmalı.
- Şehir içi ulaşım için mutlaka Oyster kart almalısınız. Bu sayede şehirdeki tüm toplu taşımalara binebilirsiniz.
- Londra’da musluktan su içebilirsiniz.
- Yemek, müze ya da herhangi bir şey için sıraya girdiğinizde sırayı bozmamaya ve ekstra özenli davranmaya dikkat etmelisiniz. İngilizler sıralardaki düzene çok önem verirler.
- Bazen yoğun kalabalıklar olunca (özellikle mesai başlangıcı ya da bitimi sırasında) metrolarda geçişi kolaylaştırmak için turnikeler kaldırılabiliyor. Bu durumda yine Oyster kartınızı okutmayı sakın ihmal etmeyin. Aksi halde yüksek bir para cezası ödemek durumunda kalabilirsiniz.
- Londra’da çoğu pubta garsonlar yerine kişiler kendi içkilerini alır. Eğer bir pubta garson yanınıza gelmiyorsa bu bardan sizin sipariş vermeniz gerektiği anlamına gelir.
- Londra restoranlarında hesaba ek servis bedeli eklenir. Bu nedenle bahşiş bırakmak tercihe bağlı.
- Westminster Londra’nın en tehlikeli bölgelerinden biri.
Avrupa’nın en büyük şehirlerinden biri olan Londra yıl içerisinde milyonlarca ziyaretçi ağırlıyor. Hal böyle olunca şehrin ulaşım ağı da oldukça gelişmiş ve kullanışlı bir şekilde tasarlanmış. Hatta dünyanın en eski yer altı ulaşım ağının Londra’da yer aldığı biliniyor. Şehir içi ulaşımda tube ismi verilen metro, otobüs, tren, taksi ya da bisiklet kullanılıyor. Özellikle 11 hattan oluşan metro sistemi, şehirde en yaygın olan, karmaşık gibi görünse de esasında en pratik olan ulaşım ağlarından biri. Hatta Londra’da metro ile gidilemeyen bir yer neredeyse yok. Şehrin neresinde olursanız olun “Underground” tabelalarını takip ederek metroya kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Metroya binmek için Oyster Card satın almanız ve içerisine para yüklemeniz gerekiyor. Ücretler gideceğiniz mesafeye göre değişkenlik gösteriyor. Uzun süreli kalışlarda Oyster Card Travelcard’a da dönüştürülebiliyor. Bu şekilde çok daha avantajlı bir kullanım sağlıyor.
Londra’da şehir içi ulaşımlarda en sık tercih edilen bir diğer ulaşım aracı da otobüsler. Çoğunlukla çift katlı kırmızı ikonik Londra otobüsleri ile seyahat ediliyor. Otobüslere de tıpkı metro sisteminde olduğu gibi Oyster Card ve Travelcard ile binilebiliyor. Örneğin bir haftalık bir Londra seyahatine çıkmanız durumunda haftalık Travelcard alarak çok daha avantajlı seyahat edebilirsiniz. Tüm bunların yanı sıra araç kiralama, bisiklet kiralama ya da taksi seçenekleri de tercih edilebiliyor. Araç kiralama ve taksi kullanımının toplu taşımaya kıyasla daha maliyetli olabileceğiniz de hatırlatalım.
Bilkent Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu. Bir süre bir marka ajansında içerik editörlüğü yaptı. Hürriyet Kitap bünyesinde "Ün, Aşk ve Diğerleri" adlı kitabı yayınlandı. Ajans deneyiminden sonra Enuygun ekibine katıldı.