Edirne sınırlarında yer alan tarihi ilçelerden Uzunköprü, ismini Ergene Nehri’nin üzerinde yaptırılan dünyanın en uzun taş köprüsünden alıyor. 1400’lü yılların ortalarına doğru, Osmanlı Devleti zamanında inşa edilen eski köprü, tıpkı geçmişte olduğu gibi günümüzde de ilçenin başlıca simgesi konumunda. Osmanlı’nın Balkan coğrafyasına düzenlediği seferler sırasında kullanılmak için yaptırılan köprü, aslında bu amaçla tasarlanan ilk yapı değil. Önceleri bölgede ahşap malzemeden inşa edilen köprülerin uzun süre dayanamaması nedeniyle sonradan ilçeye kazandırıldığı biliniyor.
Edirne’nin en büyük iki ilçesi arasında bulunan Uzunköprü, kentin merkezine yaklaşık 65 kilometre mesafede. Yunanistan sınırından sadece birkaç kilometre uzakta konumlanan ilçeye hem Edirne’den hem de diğer şehir ve ilçelerden yıl boyunca otobüs seferleri düzenleniyor. Tarihe şahitlik eden yerleşimlerden Uzunköprü'ye Edirne kent merkezinden yaklaşık bir saat içinde, İstanbul'dan ise 3 saatte karayolu üzerinden ulaşabilirsiniz. İstanbul Havalimanı ise ilçeye ortalama 4 saat mesafede. Doğu Anadolu veya Güneydoğu Anadolu Bölgesi gibi uzak noktalardan ve yurt dışından gelirken öncelikle buraya inebilir ve daha sonra İstanbul’dan hareket eden Uzunköprü otobüslerini kullanarak ilçeye yolculuğunuzu kolaylaştırabilirsiniz.
İlçe merkezinde yer alan Uzunköprü Tren İstasyonu, 1800’lü yıllardan beri Uzunköprü’nün sembolü haline gelen mimari eserlerden. Geçmişte yaşanan savaşlar sırasında hayli önemli rol oynayan istasyon, şimdilerde daha çok tarihi bir nokta olarak ziyaret ediliyor. 1400’lü yılların ortalarında Uzunköprü’de inşa edilen Muradiye Camii ise ilçenin Osmanlı’dan kalan görkemli yapıları arasında. Moloz taşlardan yaptırılan caminin özellikle ahşap kubbesi hayli dikkat çekici. Aradan geçen yıllar boyunca çeşitli dönemlerde restorasyon gören Muradiye Camii’ni ziyaret ettiğinizde ayrıca eski ibadethanenin külliyesi içinde bulunan Çifte Hamam gibi tarihi eserleri de görmeniz mümkün. Türkiye ile Balkan coğrafyasını buluşturan Uzunköprü’de Edirne’ye has lezzetleri muhakkak tatmalısınız. Dillere destan tava ciğeri, bu anlamda artık neredeyse klasikleşmiş seçeneklerden. Ayrıca Rumeli beğendisi ile Edirne köftesini de yörede menüleri süsleyen alternatifler arasında sayabiliriz. Doyurucu bir yemeğin ardından oluşan tatlı krizini ise yöresel bademli kurabiyeler, Osmanlı macunu veya badem ezmesiyle giderebilirsiniz.