Türkiye'nin en Avrupai şehri neresidir diye sorsak hemen hepimizin aklına İstanbul'dan çok İzmir gelir. Gezip görmüş olanlar bilirler, "Selanik'in kardeşi" olarak nitelendirilen bu kadim kent yalnızca doğası ve sayfiye yerleriyle değil insanıyla da çok güzeldir. Bugün, "güzel İzmir" denmesinin en büyük nedeni budur belki de. İzmir insanı yardımsever ve güleryüzlü, en önemlisi farklılıklara karşı açık fikirli ve hoşgörülüdür. Şehrin kalbi; Alsancak, Konak, Karşıyaka ve Kordon'da atar. İzmirliler eğlenmek ve dinlenmek için; butik mağazalar, sanat atölyeleri, kitapçılar, kültür merkezleri, kafeler, lüks restoranlar ve otellerin toplandığı bu merkezde geçirirler zamanlarını. Palmiye ve hurma ağaçlarıyla bezeli Kordon Boyu, özellikle akşamları ve haftasonları her kesimden insanın bir araya geldiği, yürüyüş yapıp dinlendiği bir modern zaman agorasıdır.
Agora demişken Türkiye'nin en kalabalık ve sosyoekonomik açıdan gelişmiş 3. şehri olan İzmir'i diğer şehirlerimizden farklı kılan en önemli şeylerden biri de antik Yunan gibi köklü bir uygarlığın izlerini taşıması. Özellikle şehre bir saat uzaklıkta olan ve ister Basmane'den trenle, ister şehir merkezinden minibüsle gidebileceğiniz Selçuk ilçesine bağlı Efes Antik Kenti, sizi bugünden alıp tarihin sokaklarında dolaştıracak. Deniz-kum-güneş üçlüsü içinse şehir merkezine yakın pek çok alternatif var; Çeşme, Kuşadası, Foça, Urla... Doğa, kültür, deniz; her çeşit tatil için bol seçenek sunan bir şehir, İzmir.
Her sahil şehri gibi İzmir'e de yaz-kış, ılıman bir hava hakim. Her ne kadar Ege Bölgesi'nde olsa da Akdeniz iklimi yaşanıyor kentte. Ocak-şubat en soğuk aylar. Ancak bu dönemde bile sıcaklık 6-7 derecenin altına pek düşmüyor. Elbette tatilcilerin ve turistlerin en çok tercih ettiği dönem mayıs-eylül arası. Sıcaklık bu aylarda 40 derecenin üzerine çıktığı bile oluyor. Neyse ki bölgeye özgü imbatlar İzmirlileri biraz olsun ferahlatıyor. Kışları bir yana İzmirliler, özellikle yaz aylarında cuma öğleden sonra şehrin hengamesinden kaçıp sayfiye yerlerinde alıyorlar soluğu. Bu nedenle yazın haftasonları merkez, kışa nazaran daha sakin oluyor. Mevsimsiz bir şehir İzmir; yılın her ayında cazip destinasyonlarıyla tatilcilere pek çok seçenek sunuyor.
İzmir'e demir veya karayoluyla da gitmek mümkün. Ancak en hızlı ve en pratik yol elbette havayolu. İstanbul'dan İzmir Adnan Menderes Havalimanı'na; Atatürk Havalimanı'ndan günde 40, Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan ise 35 karşılıklı sefer yapılıyor. THY, Atlasglobal, Pegasus, AnadoluJet, SunExpress, Onur Air; ülkemizdeki tüm havayolu şirketlerinin İzmir'e direkt uçuşu var. Yolculuk ise yaklaşık bir saat sürüyor. Yaz aylarında, özellikle son ana bırakırsanız uygun fiyatlı bilet bulmak pek mümkün değil. Bu nedenle yaz tatili için planlamayı önceden yapıp bileti cebinize koymanızda fayda var. Kışın ise fiyatlar oldukça makul. Tek bilet fiyatına gidiş-dönüş biletinizi alabilirsiniz.
İzmir deyince Ege, Ege denilince de ot yemekleri, zeytinyağı ve balık gelir akla. Denizle kucak kucağa olan bu tarihi şehrin lezzetlerinde; Yunan, Rum, Boşnak, Arnavut ve Yahudi mutfağının izlerini bulursunuz. Kahvaltıdan, akşam yemeğine; zeytinyağı hemen her öğünün olmazsa olmazı. Hindiba, ısırgan, radika ve sarmaşık gibi zengin bir ot yemekleri kültürüne sahip olan İzmir'de, yeşilliksiz sofra görmek neredeyse mümkün değil. Börülce, patlıcan ve pırasa ise İzmirlilerin öğünlerinde sıklıkla görebileceğiniz tatlar. Tüm bu saydıklarım bir yana İzmir'in en çok nesi meşhur derseniz hiç tereddütsüz boyoz diyebilirim.
Boyoz: Kahvaltı denince İzmirlilerin aklına boyoz-yumurta-çay üçlüsü geliyor. Sabahları İzmirlilerin önünde kuyruğa girdiği boyozcuların başında ise şehrin en işlek caddesi olan Kıbrıs Şehitleri'ndeki Dostlar Fırını geliyor. Müdavimlerinin "İzmir'deki ve hatta dünyadaki en iyi boyozcu" olarak tanımladıkları bu fırında patlıcanlısından tahinlisine pek çok çeşidi bir arada bulmak mümkün.
Kumru: İzmir'in lezzetlerinden bahsedip de kumrudan ve artık şehirde adı kumruyla özdeşleşmiş olan Kumrucu Şevki'den söz etmemek olmaz. Kömürde kumruyu turşuyla birlikte sunan bu ünü metrakaresini aşmış mekan, sabahtan gecenin geç vakitlerine kadar bir şeyler atıştırmak isteyen İzmirlilerle dolup taşıyor. Bu nedenle 5-10 dakika sıra beklemeye hazırlıklı olun.
Midye dolma: Denizden babanız çıksa yer misiniz bilmiyorum ama İzmirlilerin özellikle de akşamcıların gözdesi olan Midyeli, deniz ürünlerine bakış açınızı değiştirecek bir mekan. Yalnızca çok ama çok lezzetli midye dolma değil, midyeyle yapılmış pilav ve tencere yemeklerini bulabileceğiz Midyeli'nin sahanda soslu ve güveçte midyesi mükemmel. Salma denilen noodle usulü midye ise mekanın spesiyalitelerinden. Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde yer alan Midyeli'ye gitmeden önce rezervasyon yaptırmayı unutmayın çünkü her daim dolu.
Balık ve kalamar: Şehirde balık ve kalamarın en tazesini yiyebileceğiniz pek çok mekan var. Ancak en iyisi, kendine özgü gizli tarifleriyle ser verip sır vermeyen Balık Pişiricisi Veli Usta. Demet Akbağ, Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz gibi isimlerin müdavimi olduğu mekanın spesiyalitesi ise bir yiyenin bir daha unutamadığı dil şiş. Astronomik olmayan fiyatlara, taze balık/kaliteli servis kombinasyonunu bulabileceğiniz bir işletme burası.
İzmir köfte: Adı üzerinde İzmir köfte; oralara kadar gidip de yemeden dönmek olmaz. Doğru adres ise Kemeraltı Çarşısı'ndaki Köfteci Mehmet. Mekan yalnızca köftesi değil, piyazı ve salatalarıyla da meşhur. Ününe karşın, salaş ve sunduğu kaliteye nazaran oldukça ekonomik bir mekan burası.
Çöp şiş: Ege'deyim ama ille de et yemek istiyorum diyenleri, Topçu Çöp Şiş'e alalım. 60 yıllık geçmişiyle şehrin köklü mekanlarından olan Topçu'nun zengin et menüsünde her damak zevkine uygun bir tat mevcut. Ama ilk kez gidecekler çöp şişi mutlaka denemeli.
Mekanlar bir yana İzmir'in sokak tezgahlarında da farklı ve zengin tatlar yakalayabilirsiniz. Özellikle geceleri Kordon ve Kıbrıs Şehitleri Caddesi tam bir açıkhava restoranına dönüşüyor. Kebap, döner, kokoreç, boyoz, tavuk-pilav, midye dolma; ne ararsanız mevcut. Gündüzlerin favori lezzeti ise sıcak gevrek ve tulum peyniri.
Tarihi Saat Kulesi
Fotoğraflarda, kartpostallarda görmeye aşina olduğumuz, İzmir'in simgesi haline gelmiş Saat Kulesi, İzmirlilerin buluşma, turistlerin ise fotoğraf çektirme noktası. Konak Meydanı'ndan bulunan 25 metre yüksekliğindeki bu kule, Osmanlı mimarisinden izler taşıyor. Yılbaşı, Cumhuriyet Bayramı gibi özel günlerde İzmirlilerin toplandığı ve bir arada kutlama yaptığı meydanı, günün 24 saati gezebilirsiniz.
Kemeraltı Çarşısı
1600'lü yıllara tarihlenen ve şehrin en önemli ticaret merkezlerinden olan çarşıda; baharatçı, demirci, çivici ve kömürcü dükkanlarının yerini bugün hediyelik eşya satan mağazalar, sinema salonları, kafeteryalar almış. Yolunuz çarşıya düşerse İstanbul'daki Mısır Çarşısı'na benzeyen Kızlarağası Hanı'nda Türk kahvesi içmeyi unutmayın. Turistlerin favorisi özellikle damla sakızlı olanı.
Konak Pier
Konak Meydanı'ndan yürüyerek ulaşabileceğiniz Konak Pier, bu bölgenin en popüler mekanlarından. içerisinde çok sayıda kafe, restoran ve mağaza bulunun yapı, 18. yy'da Fransız mimar Gustav Eiffel tarafından tasarlanmış. Adeta bir kültür merkezi havası taşıyan mekan, bir sinema salonuna da evsahipliği yapıyor.
Tarihi Asansör
İzmir'in en çok turist çeken noktası burası. Mithatpaşa Caddesi'yle Halil Rıfat Paşa Caddesi arasında işleyen iki asansör, misafirlerine 58 metrede muhteşem bir İzmir manzarası sunuyor. Tarihi Asansör, İzmirlilerin "asansör çıkmaz sokağı" dedikleri, asıl adı, ünlü sanatçı burada yaşadığı için "Dario Moreno" olan sokakta bulunuyor. Tarihi yapının terasında, dinlenmek ve manzaranın keyfini çıkarmak isteyenler için bir kafe ve restoran bulunuyor.
İzmir Arkeoloji Müzesi
Tarihi Asansör'e çok yakın olan, Konak'taki Bahri Baba Parkı'nın içinde yer alan müzede, İzmir ve çevresinde bulunan binlerce yıllık tarihi eserleri görmeniz mümkün. Giriş ücreti makul; Müzekart'ı olanlara ise bedava. Buraya kadar gelmişken arkeoloji müzesinin hemen yanı başındaki İzmir Etnoğrafya Müzesi'ne de uğrayın.
Balçova Teleferik Tesisleri
İzmirlilerin doğayla iç içe olmak ve piknik yapmak için tercih ettikleri bir tesis burası. Alsancak'tan kalkan otobüslerle 10 dakikada ulaşabileceğiniz tesislerde, teleferikle yolculuk yaklaşık 2,5 dakika sürüyor. İndiğiniz noktada ise sizi manzaranın tadını çıkarabileceğiniz bir seyir terası karşılıyor. Terasta, ayrıntılara düşkün olanlar için dürbünler de var.
Ege Üniversitesi Botanik ve Herbaryum Merkezi
Doğaya ve botaniğe düşkünseniz burası tam size göre. Merkezde, bugüne dek görmediğiniz, hatta adını dahi duymadığınız canlı-cansız pek çok bitkiyi bir arada bulabilir, yeni dünyalar keşfetmenin tadına varabilirsiniz.
Kültürpark
Şehrin dünyaya açılan kapısı ve vitrini diyebileceğimiz Kültürpark, İzmir Fuarı'nın olmadığı dönemlerde çeşitli kültür-sanat etkinliklerine evsahipliği yapıyor. İçerisinde, sergi ve konferans salonlarının dışında yürüyüş parkurları, spor alanları, lunapark, açıkhava tiyatrosu ve hayvanat bahçesi de bulunan Kültürpark, etkinliğin olmadığı zamanlarda da İzmirlilerin uğrak yeri.
Kültür-sanata düşkünseniz, gençseniz veya yaşa takılmayacak kadar genç bir ruha sahipseniz Alsancak ve Konak'tan çıkmayacaksınız demektir. Kıbrıs Şehitleri Caddesi ve ara sokaklar; kitapçılar, kafeler, kültür-sanat merkezleri ve atölyeleriyle dolu. Ara sokaklara girin ve şehri keşfedin. Lise ve üniversite öğrencilerinin mesken tuttuğu kafelerin dinamizmi sizi de saracak.
Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nden denize doğru yürüdüğünüzde uzun ve yemyeşil bir sahil şeridi karşılayacak sizi. Püfür püfür deniz havası almak isteyenlerin, spor yapanların, köpeğini gezdirenlerin, sokak müzisyenlerinin ve elbette öğrencilerin müdavimi olduğu Kordon Boyu, İzmir'in ruhunu yakalamak için mutlaka görmeniz gereken bir yer. Yürümek istemiyorum diyorsanız bisiklet kiralayabilir, tüm sahili pedallayabilirsiniz. Daha az atraksiyonlu olmakla birlikte bir diğer seçenek de İzmirlilerin "çiğdem" dediği çekirdeğinizi alıp, sahildeki çimlere yayılmak. İzmirlilerin pek çoğunun yapmaya bayıldığı bu etkinlik, küçük bir piknik hissi yaşamanızı sağlayacak.
Lüks arayanlar ve şehrin diğer semtlerine nazaran daha nezih bir ortam isteyenler için Konak iyi bir seçenek. Şehrin en lüks bölgesi diyebileceğimiz ilçede, Zara ve Mango'nun yanı sıra Diesel, Beymen, Armani ve Guess gibi dünyaca ünlü pek çok markanın mağazasını bulabilirsiniz.
İzmir'de gecenin kalbi Alsancak ve Karşıyaka'da atıyor. Alsancak daha makul eğlence seçenekleri sunuyor; Karşıyaka'daki mekanların biraz tuzlu olduğunu söyleyebilirim. İzmirliler özellikle kış aylarında haftasonları, kafe-restoranlarda başlattıkları eğlenceyi, ilerleyen saatlerde bar ve kulüplerde sürdürüyor. Bar ve kulüpler genelde saat 22.00 gibi açılıyor. Eğlencenin sabah saatlerine kadar devam ettiği bu mekanların giriş ücretleri 20-30 lira arasında değişiyor.
Alsancak'ın en popüler mekanları Kafe Pi Kordon, Tektekçi, Plaza, Cafe Biyer, Sirena Pub ve Nar Bar. Karşıyaka'nın gözdeleri ise Black Jack, Reci's Bar, Lime ve Tabula Rasa. Kabare ve şov izlemek isteyenlerin tercihi genelde Mache Cabaret ve 150 bin kişilik kapasitesiyle Avrupa'nın en büyük kapalı gece kulübü unvanına sahip Lou Jain oluyor.
Kemeraltı, alışveriş yapmak, özellikle de hediyelik eşya almak isteyenlerin uğrak noktası. Günün hemen her saati canlı ve hareketli olan çarşıda, hem hesaplı hem de birbirinden güzel hediyelikler bulabilirsiniz. Özellikle hediyelikte, pazarlık yapmayı ihmal etmeyin derim. Antika, el dokuması halı ve elişi seramikler için doğru adres, Kızlarağası Hanı. Lüks mağazalardan alışveriş yapmak istiyorsanız Alsancak'ın ana caddeleri yani Konak ideal.
Ayrıca bu bölgede Avrupa ve Amerika'dan ithal özel ürünler satan butikler de var. Ben her şeyin bir arada olduğu bir AVM istiyorum, diyenlerdenseniz Agora AVM tam sizlik. İzmir'in en büyük AVM'si olma özelliği taşıyan Agora'da; giyimden aksesuara, beyaz eşyadan kozmetiğe pek çok şeyi bir arada bulabilirsiniz.
İzmir'de pazar alışverişini sevenler için haftanın çeşitli günlerinde, AVM'leri aratmayan semt pazarları kuruluyor. Tam bir sosyete pazarı olan Bostanlı Pazarı, halk arasındaki adıyla Bospa da işte böyle bir pazar. Çarşamba günleri Bostanlı sahilinde kurulan Bospa'nın yanı sıra yakınlığına göre perşembeleri Hatay semtindekini ya da cumartesi günleri Bornova'da kurulan Özkanlar'ı tercih edebilirsiniz.
İzmir'de yıl boyunca eğlenceli mi eğlenceli, kimi yöresel/geleneksel kimi sanatsal pek çok festival düzenleniyor. En çok ilgi görenler ise şöyle:
Uluslararası Kukla Festivali: Dünyanın dört bir yanından kukla tiyatrolarının tüm hünerlerini sunduğu festival her yıl mart ayında düzenleniyor.
Avrupa Caz Festivali: Avrupa'nın ve Türkiye'nin önde gelen caz sanatçılarını bir araya getirmeyi amaçlayan festival, sanatseverlerle her yıl mart ayında buluşuyor.
Mart Dokuzu Ot Festivali: Her sene mart ayında düzenlenen ve geleneksel beslenmeyi, iyi, temiz ve adil gıdayı öne çıkarmayı hedefleyen etkinlikte pek çok yöresel lezzeti tadabilirsiniz.
Çocuk Festivali: 23 Nisan haftası düzenlenen ve müzikal, palyaço gösterisi, uçurtma şenliği ve dans gösterilerinin renklendirdiği etkinliğe özellikle çoçuğu olanlar mutlaka katılmalı.
Bornova Kiraz Festivali: Kiraz yetiştiriciliğini teşvik etmek amacıyla haziran ayında düzenlenen etkinlik; yarışmalar, konserler ve halk oyunlarıyla oldukça şenlikli geçiyor.
Uluslararası Müzik Festivali: Her sene temmuz ayında düzenlenen festivalde, klasik müzikten baleye güzel sanatların en başarılı örneklerini izlemeniz mümkün.
Uluslararası Selçuk-Efes Kültür, Sanat ve Turizm Festivali: Eylülün ilk haftasında gerçekleştirilen festival, dünyanın dört bir yanından gelen müzik gruplarının dinletileri, sergiler, dans gösterileri ve halk oyunlarıyla katılımcılarına kültür ve eğlence dolu günler vaat ediyor.
14 Ocak - Atatürk'ün Annesi Zübeyde Hanımı Anma Günü
21 Mart - Sultan Nevruz Bayramı
13 Nisan - Ulu Önder Atatürk'ün Bergama'ya Gelişi
6 Mayıs - Hıdırellez Bayramı
Mayısın son pazar günü - İlk Kurşun Töreni
1 Temmuz - Kabotaj Bayramı
14 Ağustos - Bağ Bozumu Şenlikleri
Kadifekale, Eşrefpaşa, Ballıkuyu ve Buca, İzmirlilerin dahi çekinerek dolaştığı semtler. Gündüz saatlerinde bile yankesicilik veya taciz olaylarının görüldüğü bu noktalara girerken çantanıza ve yalnız olmamaya dikkat edin. Geceleri ise Alsacak'ta kafe-barların olduğu ara sokaklar ve Kıbrıs Şehitleri Caddesi, temkinli olunması gereken noktalardan.
Gelelim iletişime. İzmir'de, özellikle merkezdeyseniz internete erişim oldukça kolay. En küçük kafelerde bile wifi mevcut. Açık alanlarda dahi internet var. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, İzmir Kalkınma Ajansı ile geçtiğimiz haziranda hayata geçirdiği proje sayesinde Gündoğdu Meydanı, Kültürpark, Konak Meydanı, Aşık Veysel Rekreasyon Alanı, Tarihi Havagazı Fabrikası, Buca Hasanağa Spor Kompleksi, Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi ve çevresinde ücretsiz olarak internete bağlanabiliyorsunuz.
Ulaşım özellikle merkezde oldukça rahat. İster minibüs, ister otobüs, isterseniz tren kullanın. Özellikle havalimanına gitmek için tren oldukça hızlı ve pratik bir seçenek. Alsancak Garı'ndan biniyor, Havalimanının içinde iniyorsunuz. Adnan Menderes istasyonunda indiğinizde kontuarlara ulaşmanız yalnızca 10 dakika sürüyor.
İstanbul'dan ve Ankara'dan, İzmir'e günün hemen her saati sefer var. Hatta İzmir, Pegasus'un Atatürk Havalimanı'ndan sefer yaptığı tek şehir. Adnan Menderes Havalimanı'na vardığınızda şehir merkezine ulaşmak için en kolay ve hızlı yol raylı sistem. Metro standartlarında hizmet veren İZBAN'la şehrin her yerine ulaşmanız mümkün. Havalimanı-Alsancak ise yaklaşık yarım saat. Karayolunu tercih edecek olanlar içinse HAVAŞ'ın neredeyse 24 saat Alsancak ve Karşıyaka'ya düzenli seferleri var. 200, 202, 204 numaralı belediye otobüsleri de 24 saat hizmet veriyor. Otobüsle yolculuk ortalama bir saat sürüyor. Havalimanı-Alsancak arası 29 km. Taksi kullanacaklar 75 TL gibi bir rakamı gözden çıkarmalı. İzmir'e ilk kez geliyorsanız, telefonunuzun GPS'ini açın ki, istemdışı bir şehir turu atmayın.
Bilkent Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu. Bir süre bir marka ajansında içerik editörlüğü yaptı. Hürriyet Kitap bünyesinde "Ün, Aşk ve Diğerleri" adlı kitabı yayınlandı. Ajans deneyiminden sonra Enuygun ekibine katıldı.