Milyonlarca farklı insanın yuvası olan İstanbul iki yakasında bambaşka deneyimler ve keşifler sunuyor. Avrupa Yakası’nda gezilecek yerler ile birlikte Anadolu Yakası’nda gezilecek yerleri de listene dahil ederek İstanbul’u baştan aşağı gezip görebilir, bu kadim kentin en güzel duraklarında bir yolculuğa çıkabilirsin.
Hadi gel, Anadolu Yakası’nda gezilecek yerlere doğru birlikte yolculuğa çıkalım.
İstanbul’un simgeleri arasında en zarif ve en güzel olanı şüphesiz ki Kız Kulesi. Anadolu Yakası’nda gezilecek yerler listemizin ilk sıralarında yer alan Kız Kulesi, 2023 yılında tamamlanan restorasyon ile misafirlerini ağırlamaya devam ediyor. Hikâyesinde hazin bir aşk öyküsünü ve dilden dile dolaşan efsaneleri de barındıran Kız Kulesi'nin geçmişi neredeyse 2.500 yıl öncesine kadar uzanıyor. Ziyarete açık yerlerden biri olan Kız Kulesi'ne gitmek için özel tekneler bulunuyor.
Müze Kart ile ücretsiz
Kız Kulesi ulaşım ücreti 75 TL
Kız kulesine Müze Kartsız giriş 27 Euro
Açık Olduğu Saatler
Her gün 09.00 - 18.00
Ulaşım
Sultan Abdülaziz’in isteği üzerine Dolmabahçe Sarayı’nın mimarı Sarkis Balyan tarafından inşa edilen Beylerbeyi Sarayı, doğu ve batının mimarî özelliklerinin bir sentezi. Sultan Abdülaziz Han’ın donanma sevdası nedeniyle sarayın iç dekorasyonunda gemi halatları ve askeri gemi çizimleri görülüyor. Dış mimarisinde barok anlayışının ön plana çıktığı sarayda altın işçiliğinin en güzel örnekleri de sunuluyor. Günümüzde Beylerbeyi Sarayı’nın Mabeyn ve Harem bölümleri gezilebiliyor.
Müze Kart ile ücretsiz
Yerli ziyaretçi bilet fiyatı: 150 TL
Yabancı ziyaretçi bilet fiyatı: 600 TL
İndirimli bilet fiyatı: 75 TL
Bahçe bilet fiyatı: 50 TL
Açık Olduğu Saatler
Pazartesi günleri kapalı
Diğer günler 09.00-17.00
Ulaşım
2005 yılında Sunay Akın tarafından kurulan İstanbul Oyuncak Müzesi, şehirdeki en güzel müzelerden biri. Bu yüzden de İstanbul'da gezilecek yerler arasında en çok önerilen noktalardan oluyor. Tarihî bir binada geçmişi neredeyse 300 yıl önceye dayanan oyuncakların sergilendiği müze, yaklaşık 4.000 adet oyuncağa ev sahipliği yapıyor.
İstanbul Oyuncak Müzesi, ülkemiz için de önemli bir yer taşıyor. 2012 yılında Avrupa Oyuncak ve Çocuk Müzelerinin buluşması dünyada ilk kez olarak İstanbul Oyuncak Müzesi’nde düzenlendiği için İstanbul “Oyuncak Müzeleri Başkenti” unvanına sahip. Ayrıca Antalya ve Gaziantep gibi ülkemizin başka şehirlerinde de oyuncak müzeleri açılmasına öncü oldu. Müzede göreceğiniz oyuncakların birçoğunun sizi de çocukluğunuzda bir yolculuğa çıkaracağına emin olabilirsin.
Müze Kart geçerli değil
Tam bilet 240 TL
İndirimli bilet 140 TL
Açık Olduğu Saatler
Pazartesi günleri kapalı
Hafta içi: 10.00-18.00
Hafta sonu: 10:00-18:30
Yıldırım Bayezid tarafından inşa ettirilen Anadolu Hisarı, Rumeli Hisarı’nın tam karşısında boğazın en dar olduğu yerde konumlanıyor. Yaklaşık olarak 7.000 metrekarelik bir alanı kaplayan Anadolu Hisarı, yapıldığı dönemde yabancı ülkelerin boğaza girişlerini kontrol etmek amacıyla kullanılıyordu ama İstanbul’un Fethi gerçekleştikten sonra stratejik önemini kaybetti.
Hisar, Göksu Deresi'nin boğaza döküldüğü yerde olduğu için de güzel bir gezi planına olanak sağlıyor. Anadolu Hisarı aynı zamanda bir müzeye de ev sahipliği yapıyor. Geziniz sırasında Anadolu Hisarı Müzesi Atatürk Kitaplığı olarak bilinen müzeyi de ziyaret edebilirsin. Anadolu Hisarı’nı gezip deniz manzarasına hayran kaldıktan sonra Göksu Deresi’nin kenarına kurulmuş olan kafelerde bir şeyler içip yemek yiyebilirsin. Hatta derede tekne turlarına çıkabilirsin.
Müze Kart geçerli değil
Tam bilet 85 TL
İndirimli 25 TL
Yabancı ziyaretçi bileti 300 TL
Açık Olduğu Saatler:
Pazartesi günleri kapalı
Diğer günler 10.00-18.00
Hem deniz manzarası hem yemyeşil bahçesi bulunan Küçüksu Kasrı, İstanbul'un Beykoz semtinde yer alıyor. Sultan I. Mahmut, Göksu Deresinin kıyısını çok sevdiği için burada ahşap bir konak yaptırmış. Ondan sonra gelen padişahlar da uzun yıllar bu konağı kullanmışlar. Sultan Abdülmecit zamanında bu ahşap konak o kadar yıpranmış ki Abdülmecit konağın yerine Küçüksu Kasrı’nı inşa ettirmiş. İşte böylece günümüzdeki halini almış bu harika yapı.
Batı mimarisinin esintileriyle tasarlanan Küçüksu Kasrı’nın iç dizaynı da Batılı tarzda mobilyalarla, sanat eserleriyle ve İtalyan mermeriyle göz alıcı. Küçüksu Kasrı’nı gezdikten sonra kafede mutlaka zaman geçirmelisin. İstanbul Boğazı’nın harika manzarası eşliğinde kahvaltı yapabilir ya da kahveni yudumlayabilirsin.
Müze Kart geçerli değil
Yerli Ziyaretçi 75 TL
Yabancı Ziyaretçi 200 TL
İndirimli 40 TL
Küçüksu Kasrı Mesire Alanı Giriş Ücreti
Müze Kart geçerli değil
Yerli Ziyaretçi 75 TL
Yabancı Ziyaretçi 200 TL
İndirimli 30 TL
Açık Olduğu Saatler
Pazartesi günleri kapalı
Diğer günler 09.00-17.00
Kadıköy denince ilk akla gelen yerlerden biri Boğa Heykeli. Kadıköy’de bir buluşma organize edildiğinde genelde “Boğanın orada buluşalım” diye anlaşılır ya da Kadıköy’de bir yer tarif edilirse genelde Boğaya göre anlatılır. Günümüzde Kadıköy’ün simgesi haline gelen heykelin geçmişi Almanya ve Fransa’nın Alsace bölgesi hakkında yaşadıkları soruna kadar uzanıyor. Bu bölgenin hakimiyeti bir dönem Fransa’da, bir dönem Almanya’da oluyormuş.
1860 yılında burası için bir savaş yapılmış ve Fransız heykeltraş Isidore Bonheure, Almanya’yı temsil eden kızgın boğa heykeli yapmış. Ancak 1870’teki savaşı Almanlar kazanmış ve heykel Almanların olmuş. O yıllarda Osmanlı ile Almanya arasındaki ilişkiler iyiymiş ve Alman Kral II. Wilhelm bu dostluğun simgesi olarak heykeli Osmanlı İmparatoru’na hediye etmiş. Heykel, İstanbul’da ilk olarak Yıldız Sarayı’na, daha sonra Taksim’deki Hilton Otel’in bahçesine konulmuş. Sonra Gezi Parkı, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi ve Kadıköy Belediyesi bahçesi olmak üzere birçok kez yer değiştirmiş. Şu anki yerine ise 1990’da yerleştirilmiş.
Anadolu Yakası’nda gezilecek yerler arasında en meşhur yerlerden biri de Bağdat Caddesi. Alışveriş yapmak ama alışveriş merkezlerinde kapalı kalmak istemiyorsan Bağdat Caddesi tam size göre. Açık havada alışverişin tadını çıkarabileceğin Bağdat Caddesi’nde her bütçeye uygun mağaza var. Mağazaların yanında üçüncü dalga kahveciler, tanıdık kahve zincirlerinin şubeleri ve birçok farklı restoranı bir arada bulabilirsin.
Üsküdar’daki Murat Reis Mahallesi’nde bulunan Çinili Camii, I. Ahmet’in eşi Mahpeyker Kösem Sultan’ın emriyle inşa edilmiş. 1640’ta tamamlanan caminin içi, ön cephesi, İznik çinileriyle kaplı. Bu nedenle de Çinili Camii adını almış ama Orta Valide Camii ya da Mahpeyker Kösem Valide Sultan Camii adlarıyla da biliniyor.
Dünyaya mal olmuş bir değer olan İznik çiniciliğinin en güzel halini görmek için bu camiyi mutlaka ziyaret etmelisin. Özellikle minber başlığında kullanılan çini ve oymalara hayran kalabilirsin. Ayrıca camide şadırvan, mektep ve hamam da bulunuyor. Çinili Hamam Sokağında bulunan Tarihî Çinili Hamam, bu caminin inşaatı sırasında işçilerin yıkanması için yaptırılmış. Ne yazık ki bu hamamın çinileri inşaat sırasında çalınmış.
06.00 - 20.00
Ulaşım
Haydarpaşa Garı, bundan yaklaşık 10 yıl kadar önce İstanbul’a trenle gelenlerin İstanbul’a kavuştuğu ilk nokta. Haydarpaşa Garı’nın binası, Sultan II. Abdülhamit’in emriyle inşa edilmiş. II. Abdülhamit, İstanbul ve Bağdat arasında bulunan demir yolunun başlangıç noktası olması için bir gar yapılmasını istemiş. Bu amaçla inşa edilen Haydarpaşa Tren Garı, 1908 yılında tamamlanmış.
İnşasından beri birçok kez zarar gören bina, 2010 yılında çıkan yangından sonra tren seferleri durduruldu. Banliyö seferleri 2013 yılına kadar sürdü ancak restorasyon çalışmaları ve Marmaray’ın hizmet vermeye başlamasıyla Haydarpaşa kullanıma kapatıldı. Haydarpaşa Garı’nı gidip gezmek mümkün değil çünkü müze olarak ziyarete açılmadı. Fakat ziyarete açılması bekleniyor. Haydarpaşa Garı’nın açılması ile birlikte eski günlerindeki gibi hizmet vermesi ve Yüksek Hızlı Tren’in buradan kalkması planlanıyor.
Kadıköy’ün en güzel sahil şeridinden bahsetmeden olmaz. Moda Sahili, özellikle yaz aylarında herkesin akın ettiği bir alan. İstersen sabah yürüyüşüne çık, istersen çayını ve yiyeceklerinizi yanına alarak piknik yap.
Sahilde deniz havası aldıktan sonra Moda Parkı ve Yoğurtçu Parkını da gezebilirsin. Sahile doğru inerken önünde uzun kuyruklar olan bir dondurmacı göreceksin. “Bu kadar sıra beklenir mi ya?” diye düşünme, o sıraya gir ve Dondurmacı Ali Usta’nın dondurmasının tadına bak. Moda’ya kadar gelmişken Barış Manço Müze Evi’ni de gezebilirsin.
İstanbul Anadolu Yakası'nın nezih yerlerinden biri. Ailecek bir hafta sonu ne yapmalıyız diye düşünüyorsan rotanı Caddebostan Sahili'ne çevirebilirsin. Çocuklar parklarda eğlenirken sen de yemyeşil çimenlerde yanında getirdiğin yiyeceklerle kahvaltı veya piknik yapabilirsin. Yanına portatif sandalyeler alman tavsiyelerimiz arasında. Güne sporla adapte olanlardansan sabahın erken saatlerinde kendini buraya atıp uzun bir yürüyüşün ardından spor aletleriyle motive bir başlangıç yapabilirsin.
Sultan II. Abdülhamit’in egemenlik yıllarında Berlin Büyükelçisi olarak görev yapan Sadullah Paşa, Mısırlı Abbas Halim Paşa’nın kızı Rukiye Hanım’a bir hediye vermek istemiş. Bu isteğin üzerine 200 bin metrekarelik bir alana inşa edilen Mihrabat Korusu yıllar boyunca padişahlara ve sultanlara ev sahipliği yapan bir yer olmuş. İçinde bir de Nevşehirli İbrahim Paşa’nın inşa ettirdiği düşünülen Mihrabat Kasrı bulunuyormuş ama yeniçeri isyanı sırasında çıkan bir yangın nedeniyle yok olduğu düşünülüyor.
Mihrabat Korusu için Anadolu Yakası'ndaki en güzel koru desek abartmış olmayız. Yapının kendisi ayrı, manzarası da ayrı güzel. Ortaköy, Rumeli Hisarı ve İstinye Koyunun tam karşısında konumlanıyor, sana sadece bu harika manzaraya dalıp gitmek kalıyor. Düğün, konser ve toplantı organizasyonları için de sıklıkla tercih edilen koruda bulunan kafe ve restoranlarda keyifli bir yemek yiyebilirsin.
İstanbul’da sahil kasabası gezmek istersen hemen seni Anadolu Kavağı’na alalım. Beykoz’da bir mahalle olan Anadolu Kavağı, İstanbul Boğazı’na nazır bir sahil kasabası. Şehrin kalabalığından kaçmak isteyen İstanbullular’ın aklına gelen ilk adreslerden olduğu için yaz mevsiminde kalabalık olabiliyor.
Anadolu Kavağı’nda Doğu Roma döneminde inşa edilmiş Yoros Kalesi bulunuyor. Anadolu Yakası’nda konumlanan en geniş tepede yer alan kale, boğazı kontrol etmek amacıyla yapılmış ve Ceneviz Kalesi adıyla da biliniyor. Kaleden panoramik bir manzara izleyebilirsin, üstelik kahvaltı eşliğinde. Kalenin içinde bulunan kafede oturup keyifli bir pazar kahvaltısı yapabilirsin. Anadolu Kavağı’na piknik yapmak için gelmek istersen Karadeniz yönüne doğru gidip Poyrazköy’e ulaşabilirsin. Mesire alanları ve restoranlar bulunan Poyrazköy’de Poyrazköy Kalesini de görebilirsin.
Anadolu Yakası’nın en yüksek noktalarından biri Beykoz. Çünkü Beykoz’da birçok yüksek tepe ve park bulunuyor. Bunlardan biri de Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un fethini planladığı yer olduğu düşünülen Otağtepe Parkı. Buranın asıl adı aslında Fatih Korusu TEMA Vehbi Koç Doğal Kültür Merkezi. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsünü aynı anda görebileceğin parkta sosyal tesisler bulunuyor. Buradaki sosyal tesislerde manzaraya karşı yemek yiyip çay içebilirsin.
İstanbul’un en yüksek noktasından şehre bakmaya ne dersin? Çamlıca Tepesi küçük ve büyük olmak üzere ikiye ayrılıyor. Küçük Çamlıca Tepesi denizden 230 metre yüksekteyken Büyük Çamlıca Tepesi ise deniz seviyesinden 268 metre yükseklikte. En yüksek noktada durduğunda Marmara Denizi, Haliç, Prens Adaları ve Karadeniz’i panoramik olarak görebilirsin.
Tertemiz havayı içinize çekebileceğin tepede çok güzel fotoğraflar çekeceksin. Akşam saatlerinde de manzara fazlasıyla güzelleşiyor. Bize sorarsan akşam saatlerinde orada olup bu manzarayı mutlaka fotoğraflamalısın. Büyük Çamlıca Tepesi'nde kahve içip yemek yiyebileceğin tesisler de var. Manzara eşliğinde keyifli bir akşam yemeği yiyebilirsin. Çamlıca Tepesi'ne uğramışken Üsküdar'ın tüm tarihi ve doğal güzelliklerini keşfetmek istersen Üsküdar'da gezilecek yerler yazımıza göz atabilirsin.
Ekmek Teknesi ve Perihan Abla dizilerini hatırlıyor musun? Eğer hatırlıyorsan ve bu dizileri seviyorsan hemen Kuzguncuk’a bir gezi ayarlamalısın. Bu iki dizinin de çekildiği yerleri, Kuzguncuk’ta görebilirsin. Kuzguncuk’ta göreceğin yerler sadece bu dizilerin çekildiği yerler değil tabii ki. Cemil Molla Köşkü, Marko Paşa Köşkü ve Fethi Ahmet Paşa Yalısı da semtte görebileceğin yerlerden. Tüm bu gezilecek yerleri, güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra gezmek istersen Kuzguncuk’ta birbirinden güzel birçok kafe bulunuyor. Arnavut kaldırımlı Kuzguncuk sokaklarında kendine uygun bir yer bulacağına eminiz.
Hababam Sınıfı’nı izlerken hepimiz onların okuduğu okulun binasına hayran kalıp böyle bir okulda okumaya özenmişizdir. Belki o binada artık okuyamayız ama filmlerin çekildiği Adile Sultan Sarayını gezebiliriz.
Adile Sultan Sarayı, adını Osmanlı hanedan üyeleri arasında divan yazarı olan tek kadın şair olan Adile Sultan’dan alıyor. Sultan Abdülmecit’in burayı kız kardeşine hediye etmek için inşa ettirmiş. Adile Sultan, ölümünden kısa bir süre önce de bu yapıyı kız okulu olmasını şart koşarak devlete bağışlamış. Saray o dönemin ilk yatılı okulu olarak kullanılmış. Daha sonralarda yangın sebebiyle harap olmuş ve restore edilmiş. Günümüzde düğün ve davet gibi etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Sarayın içinde bir de Hababam Sınıfı Müzesi bulunuyor. Yani sarayı gezmeye gittiğinde yapıya ve manzaraya hayran kalıp bir de kendini Hababam Sınıfı’nın çekildiği sıralara bakarken geçmişe dalmış olarak bulabilirsin.
Haftanın her günü 09.00-18.00
İstanbul’un en büyük parklarından biri olan Polonezköy Tabiat Parkı yemyeşil manzarası ve tertemiz havasıyla doğanın kollarında kahvaltı yapmak sana huzur verecek. Kahvaltı sonrasında da bisiklete binebilir ya da trekking yapabilirsin. Eğer mangal sever arkadaşlarınla piknik keyfi yapmak istersen de Polonezköy'de piknik alanları bulabilirsin. Polonezköy Tabiat Parkı İstanbul mesire alanları içinde oldukça popüler yerlerden biri. AyrıcaPolonezköy otelleri de doğayla iç içe bir hafta sonu geçirmek istersen tercih edebileceğin alternatifler arasında.
Prens Adaları ya da İstanbul Adaları adlarıyla da bilinen Anadolu Yakası’nın açıklarında yer alan Adalar; Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Sedef Adası, Kaşık Adası, Tavşan Adası, Sivriada ve Yassıada’yı kapsıyor. Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada’da yerleşim mevcut ve İstanbulluların gitmeyi en çok tercih ettikleri adalar.
Hem gezilecek tarihi yerler hem de plajlarıyla Büyükada ve Heybeliada yaz mevsiminde çok kalabalık olabiliyor. Bostancı, Kabataş ve Eminönü’nden kalkan vapurlarla adalara ulaşım çok kolay.
İstanbul’a en yakın Prens Adası Kınalıada. Kınalıada ufak bir yer olduğu için bisiklet kiralamak ile uğraşmadan yürüyerek de gezebilirsin. Kınalıada genelde Ayazma Plajı adıyla bilinen beach club nedeniyle tercih ediliyor. Diğer adalara göre daha sakin.
Kınalıada’nın doğal, huzur veren sokaklarının yanı sıra tarihi yapıları da ilgini çekecek. Kınalıada’da bulunan mimarisi bakımından Türkiye’de görebileceğimiz en özgün mimareye sahip Kınalıada Camii'yi, adanın tarihi ve kültürel yapısını zenginleştiren yapılardan biri olan Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi’ni, Tanrı’nın Kutsal Anası’nın doğumuna ithaf edilmiş Kınalıada Panayia Rum Ortodoks Kilisesini, adanın en yüksek noktalarından biri olan muhteşem panaromik bir manzara sunan Hristos Tepesi ve burada bulunan Hristos Manastırını da keşfetmeyi unutma.
Prens Adaları'nın en büyüğü olan Büyükada, Anadolu Yakası gezilecek yerler listelerinin olmazsa olmazları arasında. Bisikletle gezebileceğin adada huzurlu bir tatil geçirebilirsin. Hem dinlenmek hem de gezip görmek için ideal olan Büyükada’da Aya Nikola Plajı, Eskibağ Plajı, Halik Koyu Plajı ve Prenses Koyu Plajı gibi birbirinden güzel plajlar da bulunuyor.
Adada ilk olarak 1751 yılında inşa edilen Aya Yorgi Kilisesi'ni gezebilirsin. Bu kilise, Türkiye’de bulunan ikinci hac noktası olarak kabul ediliyor. Kiliseyi gezdikten sonra Adalar Müzesi’nin koleksiyonunu inceleyebilirsin. Meryem Ana Kilisesi, Reşat Nuri Güntekin’in Evi, Rum Yetimhanesi ve Adakule’yi gezebilirsin. Bize sorarsan Büyükada’da hem görülecek her yeri görmek hem de denize girmek için 1 gün yeterli değil. Bu noktada devreye Büyükada otelleri giriyor. Bir gece konaklamalı bir Büyükada tatili planlayabilirsin. Büyükada’da gezilecek yerler için yazımıza göz atabilirsin.
Genelde Büyükada yaz aylarında çok kalabalık olduğunda Heybeliada tercih ediliyor. Daha sakin ve daha yeşil olan Heybeliada’yı da bisikletle turlayabilirsin. Heybeliada hem gezebileceğin hem denize girebileceğin bir ada. Denize girmek için Akvaryum Plajı, Alman Koyu Plajı, Değirmenburnu Plajı ve Ada Beach Club’ı tercih edebilirsin.
Heybeliada Deniz Lisesi, 1773 yılında inşa edilmiş ama 2016 yılında eğitim amacıyla kullanımı durdurulmuş. Ziyaretçilerin gezmesi için hala açık olan liseyi gördükten sonra Aya Yorgi Uçurum Manastırı, Ayios Nikolaos Kilisesi, Kangelaris Ailesi Anıt Mezarı, İsmet İnönü Evi, Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi ve Beet Yaakov Sinagoguna gidebilirsin. Adanın en yüksek noktasında konumlanan Rum Ortodoks Ruhban Okulundan da manzarayı izlemeye gidebilirsin. Heybeliada’da gezilecek yerler için yazımıza göz atabilirsin.
Büyükada ve Heybeliada çok kalabalık olduğunda Burgazada tüm sakinliğiyle seni bekliyor olacak. Çam ormanları ve sahilleriyle seni tüm haftanın yorgunluğundan arındıracak huzura sahip. Gün batımı manzarasıyla meşhur adada günü Kalpazankaya’da batırmanızı öneririz. Bu manzarayı unutmak pek mümkün değil. Burada bulunan restoranda manzaraya karşı güzel bir yemek yiyebilirsin.
Adanın tek tepesi olan Bayrak Tepe’de bulunan Hristos Manastırı, Sait Faik’in ruhumuza işleyen hikayelerini yazdığı evi, Burgazada vapur iskelesine yaklaşırken seni karşılayacak ihtişamlı kilise Aya Yani Kilisesi, tek minareli küçük bir cami olan Burgazada Camisi ve penceresindeki manzarası, Türkiye’nin en eski sanatoryumu olan Burgazada Sanatoryumunu görmen gereken yerler arasında. Ayrıca Burgazada’nın sahip olduğu güzel plajlarında yaz aylarında denizin ve güneşin keyfini çıkarabilirsin. Burgazada Halk Plajı Süt Koyu, Madam Marta Koyu, Çamakya Plajı, Mimi Koyu ve Düşler Sahili Plajı Burgazada’nın keyifli plajlarından bazıları. Burgazada’da gezilecek yerler için yazımıza göz atabilirsin.
Anadolu Yakası’nda gezilecek yer arayıp çok uzağa da gitmek istemiyorsan sana Kadıköy’ün göbeğindeki Fenerbahçe Parkı’nı öneriyoruz. Kadıköy’ün en güzel noktalarından birinde bulunan park, genelde yakın çevrede yaşayan Kadıköylüler tarafından biliniyor. Bu sayede de oldukça sakin bir yer. Fenerbahçe Spor Kulübü Faruk Ilgaz Tesisleri ve Kalamış Marinaya komşu olan park, geçmişte feneri bulunan bir ada üzerinde bulunuyormuş. Yat limanının inşasından sonra yaya ve araç köprüsü yapılmış ve Fenerbahçe Burnuna bağlanmış. Adanın üstündeki fener nedeniyle Osmanlı döneminde Bağçe-i Fener adıyla biliniyormuş.
Bağdat Caddesi’nde uzun ve yorucu geçen bir alışveriş maratonundan sonra dinlenebileceğin bir parka ne dersiniz? Cadde üzerinde bulunan Göztepe 60. Yıl Parkı, 80 dönümlük bir alan üzerine kurulu. Bu alanın yaşlı bir kadına ait olduğu söylentileri var. Kadının parkı belediyeye hibe ettiği düşünülüyor. Park uzunca bir süre boş kalmış olsa günümüzde tematik bir park haline getirilmiş. Ülkemizdeki ilk tematik park olan 60. Yıl Parkındaki rengarenk çiçekler gününü güzelleştirecek.
Şile, İstanbul’a bağlı olan ama gittiğinde İstanbul’da gibi hissetmeyeceğin bir ilçe. Yaklaşık 1,5 saatlik bir yolculuk sonrasında ulaşacağın Şile’de denize girebilir, piknik yapabilir veya doğa yürüyüşüne çıkabilirsin. Karadeniz kıyısında olduğu için denizi tertemiz. Şile Halk Plajı hafta sonları fazla kalabalık olabiliyor. Sakinlik istersen, kamp severlere uygun Sahilköy Plajı, şemsiye ve şezlongunu kendin götürmen gereken Doğancılı Plajı ve denizinin sığlığıyla güven veren Sofular Plajını tercih edebilirsin.
Şile’ye gitmişken Ağva’yı da mutlaka görmeni öneririz. Göksu ve Yeşilçay derelerinin geçtiği Ağva’da dere kenarına kurulu mekanlarda kahvaltı yaptıktan sonra derede tekne turlarına katılmak çok keyifli oluyor. Hem Ağva’ya gittiğinde sadece 2 kilometre uzaklıktaki Kilimli Plajı'nın sakin suyu ve bembeyaz kumlarının tadını da çıkarabilirsin. Bu kadar yol gelmişken konaklama için bir yer ararsan Ağva otelleri arasından sana en uygun olanı seçebilirsin.
Anadolu Yakası denilince akla gelen ilk ilçe Kadıköy. Bu ilçe için Anadolu Yakası’nın kalbinin attığı yer desek abartmış olmayız. Tüm İstanbullulara hitap edecek bir mekâna sahip olan Kadıköy’de eğlence mekanlarının çoğunlukla toplandığı sokak, Kadıköy Barlar Sokağı olarak biliniyor. Anadolu Yakası’nın en hareketli gece hayatını deneyimleyebileceğin sokakta her türlü müziği dinleyebileceğin kafe, bar ve restoran bulabilirsin.
Anadolu Yakası’nda doğayla baş başa olabileceğin bir yer arıyorsan Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi sizin için en ideal destinasyon. Ataşehir’de konumlanan bahçe, Türkiye’de en zengin bitki çeşitliliğinin bulunduğu yer. Bu bahçeye ücretsiz olarak Ataşehir kapısından ya da Ümraniye kapısından girebiliyorsun. Eğer bahçeye ya da bitkilere meraklıysan burada yetişkinlere özel bahçıvanlık, bitki ressamlığı ve bitkisel tasarım gibi eğitim ve atölyeler düzenleniyor. Bunlara katılarak ilgi alanınız hakkında bilgi sahibi olabilirsin.
Yalova ve Adalar manzarasını panoramik olarak seyretmek istersen rotanıza Gözdağı Korusu’nu eklemelisin. Pendik’te bulunan Gözdağı Korusu, deniz seviyesinden 206 metre yüksekte olduğu için harika bir manzaraya sahip. Ahşap bir mimariye sahip olduğu ve bir sürü farklı bitki türünü barındırdığı için doğayla iç içe olabileceğiniz bir yer. Girişi ücretsiz olan koruda İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilen sosyal tesisler bulunuyor. Belediye tarafından işletildiği için fiyatlar gayet uygun. Manzaraya karşı keyifli bir yemek yiyebilir, çayını ya da kahveni yudumlayabilirsin. Ayrıca çocuk parkı ve piknik alanları da bulunuyor. Evde hazırladığın yiyeceklerle güzel havalarda piknik de yapabilirsin.
İstanbul’da lale mevsimi geldiğinde akla hep ilk olarak Emirgan Korusu geliyor ama kimse bilmiyor ki Anadolu Yakası’nda da lale mevsiminde Çubuklu Korusu muhteşem görüntüler sunuyor. Beykoz’da bulunan korunun rakımı çok yüksek ve dik bir eğimi var. Bu nedenle günlük geziler için pek de uygun olduğunu söyleyemeyiz. Trekking severler ve doğa gezginleri tarafından daha sık tercih ediliyor.
Yürüyüş için pek de uygun bir rota olmayınca koru, içindeki Hidiv Kasrı ile ünleniyor. Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa’nın emriyle 1907 yılında inşa edilmiş olan kasrın en önemli özelliği buharla çalışan ilk asansöre sahip olması.
Haftanın her günü 09.00 ile 22.30
Ulaşım:
Anadolu Yakası’nda İstanbul’un hayran bırakan manzarasını seyredebileceğiniz birçok yer bulunuyor. Bunlardan en güzellerinden biri de Dragos Tepesi. Prens Adalarını en net şekilde görebileceğiniz Dragos Tepesi’nde gün batımı manzarası eşsiz oluyor. Ayrıca belediye tarafından işletilen sosyal tesislerde manzaraya karşı yemek yiyip çay ya da kahve içebilirsin.
Her gün 08.30-23.00
Ulaşım
III. Selim, Nizam-ı Cedid askerleri için Selimiye Kışlası yaptırmış ama bu kışla ahşap malzemeden olduğu için yeniçeri isyanında kışla yakılmış. II. Mahmut, kışlayı Krikor Balyan adlı ünlü mimara taş ve tuğlalarla tekrar inşa ettirmiş. Yeniden inşa edilen yapı, 1854 yılında Kırım Savaşı sırasında yaralanan İngiliz askerlerini tedavi etmek için kullanılmış. İngiliz askerlerin tedavisi için gelen hemşireler arasında Florence Nightingale de varmış. İngiltere, bu hemşirenin özverili çalışmalarını ödüllendirmek için Liyakat Nişanı vermiş. Selimiye Kışlası’na da onurlandırmak için Florence Nightingale Müzesi kurulmuş.
Aydos Ormanı şehrin ortasında bir cennet gibi karşımıza çıkıyor. Aydos Ormanı, Anadolu Yakası’nın Kartal, Pendik ve Sultanbeyli ilçeleriyle çevrili. Aydos Ormanı’nda doğayla iç içe sevdiklerinle vakit geçirebilirsin. Burada bulunan gölde deniz bisikletiyle gezebilir, mesire alanında piknik yapabilir, parkurda yürüyüş yapabilir veya koşabilir, kamp yapabilir hatta Aydos Gölü’nde balık bile tutabilirsin.
Orman 24 saat açık
Yeme-içme yerleri 07.00 - 02.00 saatleri arasında hizmet veriyor
Adından da anlayabileceğin üzere İdealtepe’de konumlanan 50. Yıl Korusu, doğayla iç içe olmak isteyen İstanbulluların en sevdiği yerlerden. Sabahları ve özellikle de hafta sonları yürüyüş ve koşuya çıkan insanlarla dolan koru, 72 dönüm alan üzerine kurulu. Koruda piknik alanlarının yanında 2 çocuk parkı, 2 spor alanı, 1 basketbol ve voleybol sahası bulunuyor. Girişi ücretsiz olan koruya giriş ve çıkış için belirli saatler yok.
Anadolu Yakası'nda ne yenir sorusuna verilecek cevaplardan biri de Kanlıca yoğurdu. Üzerinde pudra şekeri ile sunulan yoğurt için yerli ve yabancı birçok turist Kanlıca’ya akın ediyor. Tabii yoğurdun tek özelliği pudra şekeri değil. Manda, inek ve koyun sütlerinin karışımından yapıldığı için yediğiniz diğer yoğurtlardan oldukça farklı.
Kanlıca'ya ulaşım için en keyifli ve kolay yol deniz seferleri. Hem harika bir Boğaz havası alırken hem de hızlı bir ulaşım yolunu tercih etmiş olacaksın. Bu hatlar ise şöyle: Çengelköy-İstinye Hattı, Anadolu Kavağı-Üsküdar Hattı, Boğaz Hattı. Kanlıca İskelesi'nde çok güzel bir fotoğraf çekileceğinden eminiz, çünkü bu bir klasik. Yapacağın ikinci aktivite Kanlıca Teras'ta sıkı bir kahvaltı etmek olsun. Özellikle gençlerin uğradığı, hizmet kalitesi yüksek ve manzarası epey hoş bu yerden memnun kalacaksın.
İstanbul’un huzurlu, sessiz ve sakin semtlerinden biri olan Çengelköy, Anadolu Yakası’ndaki diğer bir huzurlu kaçış rotası olabilir. Sakinliğinin yanı sıra tarihi ve doğal güzellikleriyle de seni mest edeceğine eminiz. Tazecik ve lezzetli tadı ve eşsiz kokusuna bayıldığımız Çengelköy salatalığı da burada yetişiyor. Asırlık çınar ağaçlarına ev sahipliği yapan Çengelköy’de, 90’lı yılların popüler dizisi Süper Baba Fiko’nun mekanı Tarihi Çınaraltı Cafesi’nde denize karşı lezzetli bir kahvaltı yapıp, Çengelköy sokaklarında adım adım gezip, çarşısına, pazarına karışarak harika hissedeceğin bir güne başlayabilirsin.
Çengelköy’ün tarihi yapılarını da gezmeden dönme deriz. 3 asırdan daha yaşlı olan 3 Asırlık Çınar Ağacını, Asırlık çınarın hemen arkasında bulunan Hamdullah Paşa Camisini, 1720 yılında Sultan III.Ahmet döneminde Kaptan’ı- Deryalık yapmış Nişancı Kaymak Mustafa Paşa tarafından yaptırılmış olan Kuleli Kaymak Mustafa Paşa Camii’yi, Çengelköy semtinde boğazın eşsiz ahşap yapılı yalılarından biri olan Sadullah Paşa Yalısı’nı, Türkiye’nin en eski askeri okullarından biri olan Kuleli Askeri Lisesi’ni, semtin ve çevre bölgenin kültürel ve dini yaşamında önemli rolü olan Aya Yorgi Rum Ortodoks Kilisesi’ni, II. Mahmut tarafından yaptırılan Barok Dönem mimarisinin zarif detaylarına sahip Bekir Efendi Çeşmesi olarak da bilinen Tarihi Bekardede Çeşmesi’ni Çengelköy’de gezilecek tarihi yerler listene mutlaka ekle.
İstanbul Anadolu Yakası'nda, Boğaz manzarası, yürüyüş alanları, cıvıl cıvıl kuş sesleri, piknik alanları, açık hava etkinliklerini bir arada bulabileceğin bir yer arıyorsan Kuzguncuk’ta konumlanan Nakkaştepe Millet Bahçesi’ne mutlaka gitmelisin. Dinlenme, açık hava etkinlikleri yapma ve doğanın tadını çıkarma fırsatı sunan Nakkaştepe Millet Bahçesi oyun alanlarına, yürüyüş yollarına, piknik alanlarına ve dinlenme noktalarına sahip. Ayrıca, doğal güzelliklerin tadını çıkarmak isteyenler için yeşil alanlar, çiçek bahçeleri, şelale ve ağaçlarla çevrili. Burada yanında getireceğin yiyeceklerle keyifli bir piknik yapabilir ya da burada bulunan tesis olanaklarından yararlanabilirsin. Burada bulunan macera parkuru ve Boğaz’da zipline aktiviteleriyle adrenalin dolu saatler geçirebilirsin. İstanbul Boğazı’nı gören eşsiz manzarasında harika fotoğraflar çekerek mutlu hatıralar biriktirebilirsin.
Ücretsiz
Açık Olduğu Saatler
İstanbul’un en kendine has müzelerinden biri olan Beykoz Cami ve Billur Müzesi, Mısır Hidivi İsmail Paşa’nın kapı kethüdası olan ve Sultan Abdülaziz tarafından vezirliğe yükseltilen Abraham Paşa tarafından yapılmış tarihi bir binada yer alıyor. Yemyeşil bir arazide yer alan müzede Türk cam sanatı ve örnekleri ile Avrupa’da Osmanlı sarayları için üretilmiş eşsiz eserler yer alıyor.
Yerli ziyaretçi bilet fiyatı 100 TL
Yabancı ziyaretçi bilet fiyatı 300 TL
İndirimli bilet fiyatı 50 TL
Müze Kart geçmiyor.
Çocuklu aileler ve arkadaş grupları için harika bir mesire alanı önerimiz Pendik’te bulunan Yenişehir Mesire Alanı olacak. Burada piknik yapmak istersen rahat piknik masaları bulunuyor. Ayrıca çocuk oyun alanları, paintball sahası, bisiklet ve yürüyüş parkuru, voleybol ve futbol sahaları da bulunan Yenişehir Mesire Alanı’nda aktivite ve dinlenmeli dolu dolu bir gün yaşayabilirsin.
Pazartesi günleri kapalı
Diğer günler 08.30 - 20.30
Fethi Paşa Korusu, Üsküdar’ın Paşalimanı ve Sultantepe semtlerinin boğaza bakan kıyısında konumlanıyor. İçinde İBB tarafından işletilen bir sosyal tesis de olan Fethi Paşa Korusu tarihi dokusu ve harika manzarasıyla görenleri büyülüyor. Fethi Paşa Korusu’nda doğanın içinde yürüyüş imkanı sunan yürüyüş parkuru bulunuyor. Burada piknik yapabileceğin gibi Fethi Paşa Sosyal Tesisinde bulunan kafe ve restoranlarda boğazın eşsiz manzarasına karşı kahvaltı edebilir, lezzetli yemekler yiyebilir veya kahvenizi yudumlayabilirsin. Burada her daim yemyeşil olan çam ağaçlarının kokusunda Sarayburnu’ndan Ortaköy’e kadar uzanan sahil şeridinin manzarasını izleyebilirsin.
Her gün 08.30-23.00
Ulaşım
Yuşa Tepesi, Anadolu Kavağı’nda konumlanan İstanbul’un en yüksek tepelerinden biri. Çamlıca Tepesi'nden sonraki en yüksek tepe olmasıyla bilinir. Burada Hz. Yuşa’ya ait olduğu düşünülen 17 metre uzunluğundaki türbesi de bulunuyor. 17 metre uzunluğunda üstü açık olan türbenin bu kadar uzun olmasının nedeni ise Yuşa Peygamber’e ait olduğu düşünülen mezarın tam olarak yerinin neresi olduğunun bilinmemesinden kaynaklanıyor. Burada bir de Osmanlı döneminde yapılmış olan Hz. Yuşa Camii bulunuyor. İstanbul’un nefes kesen manzarasında kahveni yudumlayabilir, Hz. Yuşa’nın türbesini ziyaret edebilir, hemen girişinde bulunan hediyelik eşya satan dükkanlardan sevdiklerine küçük hediyeler alabilir ve gözlemecilerden lezzetli bir gözleme yiyebilirsin.
Her gün 09.00-18.00
Mimar Vedat Tek tarafından 1916-1917 yılları arasında neoklasik tarzda yapılan Moda İskelesi, İstanbul’un en eski iskelelerinden biri. Restore edilerek kitap&kafe olarak hizmete açılan kütüphane denize sıfır açık hava oturma alanı, terası, zengin kütüphanesi ve kapalı ortam çalışma alanıyla misafirlerini ağırlıyor.
Her Gün 09.00-22.00
İstanbul’un en yüksek tepelerinden biri olan Dudullu Tepesi Ümraniye’de konumlanıyor. Dudullu Tepesi’ni İstanbul manzarasını izlemek, piknik yapmak, içerisinde bulunan sosyal tesislerde bir şeyler içmek için ziyaret edebilirsin. Halk arasında ‘Aşıklar Tepesi’ olarak da bilinen Dudullu Tepesi’nde bulunan göletin etrafında yürüyüş yapabilir, harika doğa ve manzara fotoğrafları çekebilirsin.
Boğaz’ın eşsiz manzarasına, yemyeşil alanlara, orman havasına ihtiyacın varsa rotanı Beykoz Korusu’na çevir. Beykoz ile Paşabahçe arasından başlayıp Riva’ya kadar uzanan Beykoz Korusu, boğazda bulunan en büyük korulardan biri. Koru içinde beş havuz, bir saray kalıntısı ve 5 mağara bulunuyor. Koru içerisinde gösterişli köşkler, kuş evleri ve yürüyüş parkurları, piknik alanları, çocuk oyun alanları da bulunuyor. Burada bulunan köşklerden biri olan Beykoz Koru Sosyal Tesisi geniş yeşil bir alanda restoran hizmeti veriyor. Ayrıca düğün, nişan gibi organizasyonları da ev sahipliği yapıyor.
Haftanın her günü 08.00-23.00
Açıldığı günden beridir İstanbul’un simge yapılarından biri olmaya aday olan Üsküdar’daki Küçük Çamlıca Tepesinde bulunan Çamlıca Kulesi, deniz seviyesinden 587 metre yüksekliğe ve 49 kata sahip. Dünyada ilk ve tek olarak 100 radyo yayının birbirine karışmadan sorunsuz bir şekilde yayın yapmasını sağlıyor. Aynı zamanda kablosuz telekomünikasyon operatörlerine de altyapı hizmeti veriyor. Çamlıca Kulesi, eşsiz bir İstanbul manzarası sunuyor. Radyo&Tv kulesi yayıncılık işlevlerinin yanı sıra içerisinde bulunan kafesi, restoranı ve eşsiz manzarasıyla hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Tam 320 TL
İndirimli 140 TL
Yabancı ziyaretçi 900 TL
0-6 yaş arası ücretsiz
Açık olduğu saatler:
Her gün 10.00-22.00
Beykoz Mecidiye Kasrı, Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa tarafından 1845 yılında yaptırılmaya başlanmış. Paşa’nın ölümü üzerine, 1854’te oğlu Said Paşa tarafından tamamlanarak Sultan Abdülmecid’e hediye edilmiş. İlk zamanlar Sultan, bu kasrı biniş kasrı ve günlük konaklamaları için kullanırken, sonraki dönemlerde yabancı devlet adamları ve elçileri ağırlamak için kullanmış. Daha sonraları ise temiz havasından dolayı kamu hizmetine veriliyor. Kasır önce yetimler yurdu yapılırken, 1920’li yıllarda göz hastaları, 1953 yılında ise prevantoryum olarak kullanılıyor ve 1963 yılında kapatılıyor. Kasır daha sonra Beykoz Çocuk Göğüs Hastalıkları Hastanesi olarak hizmet vermeye başlıyor ve 1997 yılında Milli Saraylara bağlanmış ve yapılan restorasyonla 11 Nisan 2017 yılında müze olarak ziyarete açılıyor.
Giriş ücreti:
Müze Kart geçerli değil
Yerli ziyaretçiler 75 TL
İndirimli 40 TL
Yabancı ziyaretçiler 200 TL
Bahçe 30 TL
Açık Olduğu Saatler
Pazartesi günleri kapalı
Diğer günler 09.00-17.00
Ulaşım
İstanbul’un son gazhanesi olarak 1892 yılında hizmet vermeye başlayan Kadıköy Hasanpaşa Gazhanesi, 101 yıl boyunca İstanbul’un aydınlatma ve yakıt ihtiyacını karşıladı. 1993 yılında diğer gazhanelerle beraber faaliyetleri durduruldu. Kısa bir süre İETT garajı olarak kullanıldı. 130 yıllık geçmişiyle tarihi bir miras niteliğinde olan yapı günümüzde ise sosyal, kültürel ve sanatsal aktivitelerin düzenlendiği bir yaşam alanına dönüştürüldü. 9 Temmuz 2021 tarihinde kapılarını açan Gazhane, konserlere, gösterilere, sergilere, yetişkin ve çocuk atölyelerine, çocuk alanlarına, çalışma alanlarına ve içerisinde Beltur Cafe’sine ev sahipliği yapıyor.
Pazartesi günleri kapalı
Hafta içi 09.00 - 18.00
Hafta sonu 10.00-18.00
Anadolu Yakası’nda gezilecek yerler arayan otomobil tutkunlarını cezbedecek bir müzeye geldi sıra. Çengelköy’de yer alan Sabri Artam Vakfı Otomobil Müzesi, Türkiye’nin en büyük klasik araba müzelerinden biri. Ancak bu otomobil müzesi 2019 yılında kapatılmış. Art Collection’ın başkanı olan Cengiz Artam, 1985 yılından beri 130 otomobil toplamış ve ülkemizdeki otomobil kültürü gelişsin diye bu müzenin kuruluşu için koleksiyonunu sunmuş. 1998’de ziyaretçilerini ağırlamaya başlayan müze Uluslararası Tarihi Taşıtlar Federasyonu tarafından da tanınmış ve bu federasyon tarafından ülkemizde tanınan ilk müze unvanını almış.
5 kattan oluşan müzenin zemin katı 1960’lar ve sonrasında üretilen araçlara, ikinci katı 1950’lerde üretilen araçlara, üçüncü katı antika araçlara ve çatı katı maket araçlara ev sahipliği yapıyor. 1959 yılı yapımı Austin Healey, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’ndaki makam aracı olan Studebaker’ın aynısı, 1925 yapımı üç tekerleğe sahip Morgan, Türkiye’deki ilk Formula arabası 1909 model Humpmobile gibi araçlar sergileniyor. Avrupa’daki müzeler arasında en büyük ikinci otomobil müzesi olarak biliniyor.
Perşembe ile pazar günleri arasında 10.00-19.00 saatleri arasında ziyarete açık
Türker İnanoğlu Vakfı bünyesinde kurulmuş olan Sinema ve Tiyatro Müzesi, Beykoz Kavacık Mahallesinde konumlanıyor. Siz de Yeşilçam hayranıysan bu müzeyi mutlaka ziyaret etmelisin. Sergilenen posterler, arka fonda çalan müzikler sizi Yeşilçam setlerine ışınlayacak. 4 katlı olan bu müzede sinema ve televizyon eserleri sergileniyor. Türk sinema tarihine dair değerli birçok şeyi sinema severlerle buluşturuyor. Müzede Türk sinema tarihinin unutulmaz oyuncularının balmumu heykelleri, film çekimlerinde kullanılan kameralar, setlerden birçok obje görebilirsin.
PGeçici olarak kapalı
Beykoz’da bulunan müze, Türk Deniz Taşımacılığının geçmişten günümüze taşıdığı misyonu aktarmak amacıyla 1995 yılında açılmış. Kuruluşu ise 10 Haziran 1988. Eski adı Denizcilik Lisesi olan şu an Beykoz Hayrettin Paşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi İle aynı bahçede olan müzede Mustafa Kemal Atatürk’ün gemi hatıra defterine yazdığı el yazmaları, maketler, gemilere dair pusula, fener gibi objeler, denizcilikle ilgili materyaller, Hint Okyanusu, Pasifik Okyanusu ve Kızıldeniz’den ve ülkemizdeki denizlerden canlılara ait fosiller, resimler sergileniyor. Deniz canlıları ve denizcilik tarihini ve gelişimini anlamak için çok değerli bir müze olduğunu düşünüyoruz.
Hafta içi 09.00-17.00
Okul tatil dönemlerinde kapalı.
Ümraniye’de bulunan Trabzon Parkı, temiz hava ve doğal piknik alanları arayanlar için oldukça uygun bir seçenek olacak. Burada hem doğa ile iç içe vakit geçirebilir hem de çeşitli etkinliklerin yapıldığı evleri ziyaret edebilirsin. Parkın içinde bulunan Trabzon evleri geleneksel Trabzon mimarisini yansıtıyor. Burada piknik yapabileceğin gibi parkın içinde bulunan restoran ve kafelerde lezzetli yemeklerin ve içecekleri de tadabilirsin.
Her gün 08.30-22.00
Türk edebiyatının önemli isimlerinden Kemal Tahir'in anısını yaşatan kütüphaneyi de gezi rotanıza dahil edebilirsin. Pendik'te yer alan Kemal Tahir Kütüphanesi 20 binden fazla esere ev sahipliği yapıyor.
İstanbul’da gezilecek yerler konusunda hala eksikleriniz varsa yeni keşif durakları için linke tıklayarak yazımıza göz atabilirsin.