New York'ta gezilecek yerler
New York, Amerika Birleşik Devletleri’nin hem ticari hem de kültürel merkezi olarak kabul ediliyor. Oldukça canlı ve heyecan verici bir metropol olan New York Times Meydanı’ndan Central Park’a, Empire State Building’den Özgürlük heykeline, Broadway’den Beşinci Caddeye kadar çok sayıda ikonik durağa ev sahipliği yapıyor.
Bu ışıltılı ve büyüleyici şehirde görmen gereken yerlere geçmeden önce çok sorulan soruları cevaplıyor ve New York gezisine başlıyoruz.
New York seyahatini hangi ayda yapmalısın?
New York kışın oldukça karlı ve rüzgarlı. Yaz aylarında ise sıcak ve nemli. Güzel bir tatil için nisan-mayıs veya eylül-ekim aylarını tercih edebilirsin.
New York City pass nedir?
Turistler için hazırlanmış ve yaklaşık 70 gezi noktasında ücretsiz bir şekilde gezmeni sağlayan kart.
New York ile Türkiye arası kaç saat?
Türkiye ile New York arası 8052 kilometre. Uçuş yaklaşık olarak 10 saatin üstünde sürüyor.
1. Central Park
Tam olarak Manhattan içerisinde konumlanan park, toplamda 843 dönümlük bir alanı kaplıyor. Bu yönüyle dünyanın en büyük şehir parkları arasında gösterilen Central Park aynı zamanda şelalelere, köprülere, müzik ve sanat performanslarına ev sahipliği yapıyor.
Gecenin geç saatlerine dek açık kalan şehir parkı, ülkenin ilk peyzaj mimarlarından Frederick Law Olmsted tarafından tasarlanmış. Central Park içerisinde özellikle görülmesi gereken yerler arasında ise Çilek Tarlaları, Belvedere Kalesi, Kaplumbağa Göleti ve Büyük Çim geliyor. Bir yıl içerisinde ortalama 40 milyon insanın ziyaret ettiği Central Park’ta piknik, koşu ve fitness alanları dışında pedikap turlarından da yararlanabilirsin. Meşhur parkı yakından keşfetmek için Central Park yazısına göz atmalısın.
2. Beşinci Cadde
Aynı şekilde New York’un sembol yerlerinden biri olan Beşinci Cadde, aslında Hollywood filmlerinden de aşina olduğumuz bir yer. Manhattan’ın kuzey kısmında konumlanan Beşinci Cadde, dünyanın en lüks ve pahalı alışveriş mağazalarına ev sahipliği yapıyor. Şehrin tam anlamıyla kalbi sayılan bu işlek caddede başını nereye çevirirsen dev yapılarla karşılaşman mümkün. 10 km’lik bir uzunluğa sahip olan Beşinci Cadde 1811 senesinden bugüne kadar kullanılıyor.
O dönem bir köy yolu olarak tasarlanan cadde, özellikle 1950 sonrasında evrensel düzeyde bir üne sahip oldu. Ekonomik açıdan güçlü bir konuma sahip olan cadde, pek çok pazarlama stratejisinin de odağında bulunuyor. Apple Store başta olmak üzere pek çok markanın temsil edildiği caddenin üstünde Empire State Binası dışında Rockefeller Center ve New York Halk Kütüphanesi gibi tarihi yapılar da mevcut.
3. Times Meydanı
Broadway alanında konumlanan Times Meydanı, New York’a gelen her turistin uğraması gereken bir yer. Şehrin en yüksek binası olan Empire State’e ev sahipliği yapan bu büyük meydan, ikonik reklam panolarıyla dikkat çekiyor. Parlayan şehrin ışıkları ve devasa gökdelenler, Times Meydanı’na adeta damga vuruyor.
Her sene ana yılbaşı kutlamalar burada gerçekleşiyor. Akrobasi, müzik ve dans gösterileriyle, sürekli hazır bekleyen taksileriyle, ışıklı tabelalarıyla, Broadway şovlarıyla Time Meydanı rüyaları andıran bir atmosfer sunuyor. Ayrıca ilginç hediyelik eşyalar konusunda bir arayışın varsa, 42 ve 47. caddeler arasında yer alan meydandan faydalanabilirsin.
4. SoHo
New York’un Manhattan bölgesinde yer alan SoHo, Amerika Birleşik Devletleri’nin en meşhur mahallelerinden biri olarak öne çıkıyor. Dünyanın en büyük dökme demir yapı koleksiyonunu bünyesinde barındıran SoHo’da bu şekilde 500 bina ile karşılaşman mümkün. Kısaltması “South of Houston Street” olan bölge, geçmişten bugüne önemli bir mimari değişime sahip.
Burası sömürge zamanlarında özgür bırakılan kölelere sunulan tarım arazilerinin bir bölümünü oluşturuyormuş. 1960’lı yılların başında Augustine Herman’ın burayı satın almasıyla bölgenin kaderi de tamamen değişmiş. Manhattan’ın ilk özgür siyahi bölgesi olması, tarihsel açıdan SoHo’yu son derece değerli kılıyor. Bugün gelinen noktada SoHo tiyatroları, AVM’leri, butik dükkânları ve lüks mağazalarıyla tam anlamıyla bir eğlence merkezi olarak görülüyor. Broadway dışında Çizim Merkezi ve Yangın Müzesi de bu alanda yer alıyor.
5. Chinatown
Kentin en orijinal yerlerinden biri olan Chinatown, New York’ta Çin kültürünün etkilerini görmene olanak tanıyor. Turistlerin her daim ilgi gösterdiği bölge, yemeklerden hediyelik eşyalara akla gelebilecek her konuda Güneydoğu Asya kültüründen yansımalar sunuyor. Chinatown içerisinde Çin atmosferini deneyimlemek adına her türlü detay düşünülmüş.
Mahallenin oluşumunda 18’inci yüzyılda ABD’ye gelen göçmenlerin etkisi büyük. 1900’lerden sonra daha da yoğunlaşan bu göç, Chinatown gibi popüler mahallelerin oluşmasını sağlamış. Özellikle de enfes Çin yemekleri ile öne çıkan Chinatown’da açık balık pazarlarını, baharatçılar pazarını ve son derece ilginç hediyelik eşyaların satıldığı dükkânları ziyaret edebilirsin.
6. Little Italy
Konum açısından Chinatown bölgesine epey yakın olan Little Italy ağırlıklı olarak İtalyan mağazalar ve restoranlarla meşhur. Doğal olarak burada çok sayıda İtalyan turistle karşılaşman mümkün. Little Italy içerisinde en meşhur yer, 1892’den bu yana aynı yerde olan Ferrara adlı pastane. İtalyan kültürünü baştan aşağı hissedebileceğin Little Italy, aynı zamanda şehrin en iyi pizzacılarına da ev sahipliği yapıyor.
Geçmiş yıllarda 50 blokluk bir alanda kendine yer bulan İtalyan Mahallesi, geline noktada toplamda 3 ayrı bloktan meydana geliyor. Center for Italian Modern Art ve Italian American Museum gibi turistik destinasyonlar da bu mahallenin içerisinde bulunuyor.
7. Guggenheim Müzesi
ABD’nin en popüler çağdaş sanat müzeleri arasında gösterilen Solomon R. Guggenheim Müzesi, 1900’lü yılların başlarından bu yana hizmet veriyor. Kökenleri “Nesnel Olmayan” adını verdikleri bir resim koleksiyonuna uzanan modern müzede Post-Empresyonist etkileri oldukça bariz. Sabit koleksiyonlarının yanında Solomon R. Guggenheim Müzesi sene boyunca özel sergiler için de kullanılıyor.
Tasarımını Frank Lloyd Wright’ın gerçekleştirdiği müzenin yapımı tam 16 sene sürmüş. 90’lı yılların başında müzeye toplamda 10 katlı yeni bir kule dahil edilmiş. Solomon R. Guggenheim Müzesi’nin ilk 4 katı resim galerileri için ayrılmış. Sonraki katlarda ise heykel sergi alanı, özel ofisler ve atölyeler mevcut.
Kişi başı 25 dolar
Öğrenci 18 dolar
Açık olduğu saatler
Salı hariç 11.00 ile 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
8. Özgürlük Heykeli
Dünyanın en ikonik heykelleri arasında kabul gören Özgürlük Heykeli, New York Körfezi’nde konumlanıyor. Buradaki Özgürlük Adası içerisinde görebileceğin devasa heykel, tam olarak 93 metrelik bir yüksekliğe sahip. Adından da anlaşılacağı üzere özgürlüğün güçlü bir temsili olarak tasarlanan bu heykel, dünyaca bir üne sahip. Özgürlük Heykeli’nde kullanılan kadın figürünün bir elinde tablet, diğer elinde ise meşale yer alıyor.
Sanılanın aksine Özgürlük Heykeli ABD’de değil Fransa’da yapılmış. Yapımı 1884 senesinde tamamlanan heykel, ABD İç Savaşı’nın sona ermesiyle ortaya çıkan demokratik başarıyı onurlandırmak adına tasarlanmış. Dünyanın en popüler heykelleri arasında kabul gören Özgürlük Heykeli’nde Fransız heykeltıraş Frederic-Auguste Bartholdi’nin imzası yer alıyor. Heykelin hemen yanında ise heykelin tamamlanma sürecini yansıtan Özgürlük Heykeli Müzesi yer alıyor.
9. Empire State Building
Popüler bir bina olan Empire State Building, şehrin en yüksek 4. binası konumunda. Gökdelen içerisinde yaklaşık 20 binin üzerinde insan çalışıyor. Manhattan içerisindeki 5. Cadde’de yer alan Empire State Building, ülkenin de en yüksek 6’ncı binası. İnşa süreci 1 senede tamamlanan Empire State Building’in oluşumunda 3500 kişi emek vermiş.
Toplamda 102 ayrı kattan meydana gelen Empire State Building’in yerden yüksekliği 380 metre. Anten kulelerini de hesaba kattığımızda bu yükseklik 400 metrenin de üzerine çıkıyor. Tamamlanması 1931 senesinde gerçekleşen Empire State Building, 1972’ye dek dünyanın en yüksek binası olarak anılmış. Bu unvan, Dünya Ticaret Merkezi’nin inşasıyla son bulmuş. Art Deco stiliyle inşa edilen devasa gökdelen, ülkenin bir anlamda kültürel simgesi olarak tanımlanıyor.
10. American Museum of Natural History
Central Park’ın üst tarafında konumlanan American Museum of Natural History, dünyanın en önemli eğitim, kültür ve bilim merkezlerinden biri olarak görülüyor. Bu devasa müze kompleksi, toplamda 40’ın üzerinde kalıcı sergi salonuna ev sahipliği yapıyor. 26 bina ile hizmet sunan American Museum of Natural History’nin kuruluş dönemleri 1800’lü yılların ikinci yarısına uzanıyor.
Albert S. Bickmore’un girişimleri ile tamamlanan müzenin koleksiyonlarında 34 milyon civarında kalıntı, fosil, göktaşı ya da kültür eseri örneği mevcut. Günümüzde müzede toplamda 225 bilim insanı faaliyet gösteriyor. 190 bin metrekarelik bir alanı kaplayan American Museum of Natural History, her sene 5 milyonun üzerinde insan tarafından ziyaret ediliyor. “Amerikan Doğa Tarihi Müzesi” olarak çevirebileceğimiz bu önemli mekân, binlerce nadir eseri bünyesinde barındırıyor.
Kişi başı 13 dolar
Açık olduğu saatler
Pazartesi ve Salı hariç 10.00 ile 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Kampanyalar
11. Rockefeller Center
Midtown Manhattan içerisinde yer alan Rockefeller Center, toplamda 19 ayrı ticari yapıdan meydana geliyor. Konum olarak 48 ila 51’inci caddeler arasında konumlanan Rockefeller Center, 90 bin metrekarelik bir bölgeye yayılıyor. Bilindiği üzere Rockefeller ailesi, ülkenin en zengin ve önde gelen ailelerinden biri olarak tanınıyor. Doğrudan bu aile tarafından inşa edilen Rockefeller Center, global finansta ciddi bir role sahip.
Art Deco tarzında inşa edilen Rockefeller Center’ın arazisi, o dönem 400 milyon dolar karşılığında Columbia Üniversitesi’nden satın alınmış. TV stüdyolarından restoranlara, alışveriş merkezlerinden sanat sergi alanlarına çok farklı bölümleri bulunan Rockefeller Center, devasa bir ağa sahip. Yürüme yolunda sanat eserlerini, heykel ve çiçek sergilerini görmen mümkün. Plazanın olduğu alanda 70 katlı bir gökdelen bulunuyor. Öte yandan boyları 30 metreye yaklaşan, LED ışıklarının damga vurduğu dev Noel ağaçları da ilgi görüyor.
12. St. Patrick’s Katedrali
Şehrin en popüler dini mekânlarından biri olan St. Patrick’s Cathedral, özellikle de yüksek tavanlı yapısı, süsleme detayları ve mermer kaplamaları ile beğeni topluyor. Ayrıca vitray pencereler ve gotik mimari da ziyaretçilerin ilgisini çeken diğer detaylar arasında bulunuyor.
Midtown Manhattan alanında yer alan katedral, Rockefeller Center’a oldukça yakın. Dolayısıyla bir gün içerisinde hem Rockefeller Center’ı hem de St. Patrick’s Cathedral’i dolaşabilirsin. 19 çana sahip olan St. Patrick’s Cathedral’in yapım tarihi 1878. Görünüm itibarıyla bir şatoyu anımsatan katedral, Katolik kilisesine bağlı. Yapı öte yandan Katolik Başpiskoposluğu’nun idari binası olarak da değerlendiriliyor.
13. Broadway
New York hem kültürel ve tarihi hem de eğlence anlamında oldukça heyecan veren destinasyonlarla dolu. Şehrin en eğlenceli caddelerinden biri olan Broadway Caddesi’ne bu listede yer vermemek olmazdı. Broadway Caddesi, New York’ta en çok turiste tanık olabileceğin bölge diyebiliriz.
1900’lü yılların başından itibaren popülerlik kazanan cadde, bu popülerliğini hala koruyor. Cazibe merkezleri dışında gösteri salonlarıyla da öne çıkan Broadway, müzikal dalının dünyadaki merkezi olarak tanımlanıyor. Sefiller ve Chicago, Operadaki Hayalet gibi efsane müzikallere ev sahipliği yapan Broadway, rüya gibi bir atmosfer sunuyor. Bir sezonda Broadway’deki tiyatro ve müzikalleri ortalama 15 milyon kişi izliyor.
14. New York Halk Kütüphanesi
Midtown Manhattan’da konumlanan New York Kütüphanesi, sadece ABD’nin değil aynı zamanda tüm dünyanın en büyük kütüphaneleri arasında. Arşiv bölümünde kritik tarihi belgelere ev sahipliği yapan kütüphanenin 92 ayrı şubesi bulunuyor. Fakat merkez bina, tam olarak Manhattan Bryant Park’ın içerisinde.
Temelleri 1900’lerin hemen başında atılmış olan New York Kütüphanesi, toplamda 1 milyonu aşan koleksiyonu ile açılışını gerçekleştirmiş.1911’den bu yana New York’ta hizmet veren kütüphane, 16 metreyi bulan yüksek tavanları ve duvar resimleri ile büyülüyor. Ana bina, 1920 senesi içerisinde 4 milyon kişi tarafından ziyaret edilmiş. 1966 senesi ile beraber “Ulusal Tarihi Yerler Kaydı” adı verilen özel listeye dahil edilen kütüphane, günümüzde 50 milyonun üstünde içeriğe sahip.
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
Hafta içi 10.00 ile 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
15. Madison Sqaure Garden
Eğer sıkı bir NBA takipçisiysen Manhattan’da konumlanan Madison Square Garden’ı duymama olasılığın yok. Şehrin en büyük basketbol takımı New York Knicks, NBA sezonu içerisindeki maçlarını bizzat burada oynuyor. Fakat salon sadece basketbol maçları için değil aynı zamanda pek çok kültürel etkinlik ve şov için de kullanılıyor. Özellikle Michael Jackson ve John Lennon gibi isimlerin burada çok önemli konserlere imza attığını anımsatalım.
20 binin üzerinde bir kapasitesi bulunan Madison Square Garden, bir zamanlar boks sporu için de merkez olarak kullanılmış. Zaten 1891 senesinde ilk olarak boks için inşa edilmiş. Bir zamanlar ulusal çaptaki büyük kongrelere de ev sahipliği yapan Madison Square Garden, günümüzde ağırlıklı olarak basketbol ve hokey müsabakaları için tercih ediliyor. Takımların maç programlarını takip ederek burada bir NBA ya da hokey maçı izleyebilirsin.
16. Flatiron Binası
Şehrin ilk gökdelen binalarından biri olan Flatiron Binası, toplamda 22 kattan oluşuyor. Çelik çerçeveli bir tasarıma sahip olan binanın önünde yılın her döneminde fotoğraf çeken bir turistle karşılaşabilirsin. Ünlü fotoğrafçı Edward Steichen’in de burada çok sayıda fotoğraf çektiği biliniyor.
Şehrin en keskin yapıları arasında gösterilen Flatiron Binası, tam bir mimarlık dehası. Üçgen tasarıma sahip olan bina; Fifth Avenue, Broadway ve 23rd Street’in tam olarak ortasında bulunuyor. Mimarı Daniel Burn olan tarihi yapı, 1902 senesinden bu yana aynı noktada yer alıyor. Genel olarak Fransız ve İtalyan Rönesans etkilerine tanıklık edebileceğin bina, toplamda 89 metrelik bir yüksekliğe sahip.
17. Union Meydanı
Union Meydanı ya da Türkçeye çevrilmiş haliyle Union Square, Broadway ve 14th Street’in birleştiği noktada bulunuyor. Tarih boyunca bir buluşma yeri olarak kullanılan bu meydan, oldukça katmanlı bir yapıya sahip. Modadan gastronomiye sanattan kültür unsurlarına pek çok detayı bir araya getiren meydan, eşsiz New York fotoğraflarına da alan yaratıyor.
Projesi 1807 senesine uzanan Union Square; hem siyasi hem de kültürel etkinlikler için kullanılıyor. Resmi açılışı 1839 yılında gerçekleşen meydanda bugün oteller, bankalar, lüks restoranlar, ttiyatrolar ya da konferans salonları bulunuyor. 1997 senesinde Ulusal Tarihi Dönüm Noktası olarak seçilen tarihi meydan, aynı zamanda büyük bir çiftçi pazarına da ev sahipliği yapıyor.
18. Niagara Şelalesi
Dünyanın en ünlü şelalelerinden biri olan Niagara Şelalesi, tam olarak Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri sınırları arasında konumlanıyor. Temel olarak bir şelaleler grubu olan Niagara, görsel açıdan ziyaretçilere çok şey vadediyor. Burada toplamda 3 ayrı devasa şelale ile karşılaşman mümkün.
Şelaleler; Kanada Şelalesi, Amerikan Şelalesi ve Bridal Veil Şelalesi gibi isimlerle anılıyor. Aynı adı taşıyan nehirde yer alan Niagara Şelalesi’nin çevresinde günlük olarak tekne gezileri yapılıyor. Bu tekne turları bölgede “Sisin Hizmetçisi” ismiyle biliniyor. Bu arada şelalenin olduğu alanda çok sayıda yürüme parkuru ve restoran yer alıyor.
19. Brooklyn Köprüsü
Şehrin en köklü yapılarından olan Brooklyn Köprüsü, Brooklyn Heights ve Lower Manhattan’ı bir araya getiriyor. Özellikle taş görünümünden ötürü otantik bir yapıya sahip olan köprü, şeritli araç geçitleri, yaya yürüme alanları ve bisiklet yolları ile biliniyor.
East River noktasında yükselen Brooklyn Köprüsü, 1883 senesinde Amerikalı bir mühendis olan John A. Roebling’in imzasıyla oluşturulmuş. Hatta köprünün yapımı devam ederken oluşan kazadan dolayı ne yazık ki mühendis John A. Roebling yaşamını yitirmiş. Kalan kısmı ise oğlu Washington Roebling ile oğlunun eşi olan Emily görev almış. Köprü, yapımı tamamlandığında çok uzun seneler boyunca dünyanın en uzun asma köprüsü olarak öne çıkmış.
20. Harlem
Harlem için Amerika Birleşik Devletleri’nin en popüler yerleşim alanlarından biri diyebiliriz. Şehir merkezinin önemli bir kısmını kaplayan Harlem, Manhattan’ın kuzeyinde konumlanıyor ve günün her saati eğlence vadediyor. Central Park’ın kuzeyine tekabül eden Harlem’de dansçılar, grafiti sanatçıları ya da müzisyenler kendine yer buluyor.
1500’lü yıllarda burada yaşayan Hollandalı çiftçiler tarafından kurulan Harlem, tarıma elverişsiz olması nedeniyle dönüşmek zorunda kalmış. 19’uncu yüzyıldan itibaren Yahudilerin ve Almanların bölgeye göç etmesi, Harlem’in kaderini tamamen değiştirmiş. Caz kulüpleri haricinde Studio Museum ve Graffiti Hall of Fame, bölgenin en çok ziyaret edilen noktaları arasında bulunuyor.
21. Chrsyler Binası
Manhattan’ın doğu bölümünde yer alan Chrysler Building, genel olarak Art Deco adı verilen mimari stilin benimsendiği bir yapı. Toplamda 77 kattan oluşan Chrysler Binası, parlayan bir zirveye sahip. Şehrin pek çok noktasından görülebilen Chrysler Building, Celestial isimli bir gözlem alanına sahip. Gözlem güvertesinin kendisi 3900 metrekarelik bir alanı kaplıyor.
Walter Chrysler’in imzası ile inşa edilen bu ikonik bina, bugün itibarıyla dünyada sadece tuğla ile örülmüş en yüksek bina unvanına sahip. Yerden yüksekliği 319 metre olan gökdelenin dışını ziyaret edebilir ve çeşitli fotoğraflar çekebilirsin. Eğer amacıyla binaya gelmyorsani turist olarak sadece lobi kısmını ziyaret edebilirsin.
22. Morgan Kütüphanesi ve Müzesi
Morgan Kütüphanesi ve Müzesi, J.Pierpont Morgan tarafından finanse edilmiş. Morgan’ın tam anlamıyla şehre bir armağanı olan kütüphane ve müzede çok özel sanatsal çalışmalara yer veriliyor. Bunlar arasında Picasso’nun orijinal çizimlerini, Dickens Poe, Twain ya da Steinbeck’e ait el yazmalarını ve Mozart’ın bizzat eliyle yazdığı notaları sıralamak mümkün.
Kütüphane ve müze alanında her yılbaşı zamanında Charles Dickens’in Noel Şarkısı kitabının orijinal hali özel olarak sergileniyor. Bu arada müze kısmındaki Gilder Lehrman Hall isimli tiyatro salonu, sene boyunca özel etkinliklere ve gösterilere ev sahipliği yapıyor.
Kişi başı 25 dolar
Açık olduğu saatler
Pazartesi hariç her gün 10.30 ile 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
23. The Vessel
New York içerisinde fütüristik bir merdivene tanıklık etmek istersen The Vessel’i notlarına arasına almalısın. Manhattan’ın batı kısmındaki Hudson Yards’ta konumlanan The Vessel’in tasarımı Thomas Heatherwick’e ait. The Vessel yapı itibarıyla genel olarak büyük bir gemiye benzetiliyor.
The Vessel’in toplamda 154 ayrı merdiveni ve 2500 adet basamağı bulunuyor. Ayrıca 80 bağlantı noktası bulunan bu popüler bölge, Hudson Yards Yeniden Geliştirme Projesi kapsamında inşa edilmiş. The Vessel’e geldiğinde hem Manhattan hem de Hudson Nehri’nin manzarasını görebilirsin. 5 dönümlük alanda yer alan The Vessel’in içerisinde 30 bine yakın bitki ve 255 ağaç türü bulunuyor.
24. Bethesda Terrace
Doğrudan Central Park’ta bulunan Bethesda Terrace, bölgenin en çok ziyaret edilen destinasyonları arasında sıralanabilir. Nitekim Central Park’ın tasarlanan ilk yapılarından olan Bethesda Terrace’ın geçmişi 1859’a dek uzanıyor.
İç savaş nedeniyle yapımı 4 sene süren yapının inşasında kumtaşı ve Rum tuğlalarından yararlanılmış. Aynı zamanda merdiven kısımlarında granit basamaklara yer verilmiş. Frederick Law Olmsted ve Calvet Vaux tarafından tasarlanan Bethesda Terrace’ın en popüler köşesi ise Bethesda Çeşmesi. Bu çeşme aynı zamanda Suların Meleği olarak da biliniyor.
25. Hudson River
507 km uzunluğundaki Hudson River adlı nehir, 1609 senesinde keşfedilmiş. Doğrudan Hudson River isimli kişi tarafından keşfedilen bu nehir, New Jersey ile New York’un arasında konumlanıyor. Özellikle de gün batımı sırasında izlemenin daha keyifli olduğu nehrin çevresinde oyun ve eğlence mekânları yer alıyor.
Bisiklet kiralama alanlarının da yer aldığı Hudson River, okyanus alanına dökülüyor. Nehrin suyunun hem tuzlu hem de tatlı olduğunu aktaralım. Bugün endüstri atıklarından dolayı oluşan kirlilik geride kalmış ve kıyı bölümlerinde park alanları oluşturulmuş. Spor, paten ve yürüyüş alanlarının dışında park ve müzeleriyle de dikkat çeken Hudson River, her sene yıllar boyunca on binlerce turisti ağırlıyor.
26. Birleşmiş Milletler Genel Merkezi
1952 senesinden bu yana New York’ta hizmet veren Birleşmiş Milletler Genel Merkezi, toplamda 69 bin metrekarelik bir alana sahip. Kompleks bir forma sahip olan BM Genel Merkezi, siyasi ve tarihi öneminden dolayı turistlerin ilgisini çekebiliyor. Merkezin tam önünde toplamda 194 ülkenin bayrağı yer alıyor.
Bayraklar her sabah kaldırılıp akşam saatlerinde tek tek indiriliyor. Bu bayrakların konumu alfabetik sıraya göre yerleştirilmiş. BM’nin Uluslararası Adalet Divanı, Genel Kurul, Sekreterlik ve Vesayet Konseyi gibi organları burada yer alıyor. Toplamda 4 ayrı binadan meydana gelen BM Genel Merkezi’nde aynı zamanda Dag Hammarskjold Kütüphanesi adlı bölümü de ziyaret edebilirsin. Fakat bu ziyaretler için toplantıların olmadığı günleri takip etmelisin.
Rehberli turlar 22 dolar
Öğrenciler 18 dolar
Açık olduğu saatler
Hafta içi 09.00 ile 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
27. Grand Central Terminali
1800’lü yılların sonlarına doğru tasarlanan Grand Central Terminali, şu anda dünyanın en büyük tren garı olarak geçiyor. Beaux-Arts mimari formuna sahip olan Grand Central Terminali, Amerikan Mimarlar Enstitüsü tarafından onurlandırılmıştı. Enstitü, yaptıkları değerlendirme neticesinde terminali en iyi mimari yapılar arasında 13’üncü basamağa yerleştirmişti. Tarihi gar binası şu anda 35’in üzerinde lüks mağaza ve restorana ev sahipliği yapıyor.
Midtown Manhattan’da konumlanan tarihi gar, Park Avenue’ye oldukça yakın. Grand Central Terminali içerisinde günümüzde 67 tane tren ray hattı bulunuyor. Bu arada terminalde 60 mağaza ile 30 civarında restoran bulunuyor. Öte yandan sene boyunca istasyonun oldukça renkli bir etkinlik takvimine de ev sahipliği yaptığını vurgulayalım.
28. Manhattan Köprüsü
1909 senesinde açılışı yapılan asma köprü, DUMBO ile Aşağı Manhattan’ı birbirine bağlıyor. Özellikle de Doğu Nehri’ni yukarıdan görmek adına önemli bir fırsat yaratan Manhattan Köprüsü, 7 bin feet yukarı çıkıyor. Yaya yolunu kullanarak ya da bisiklet kiralayarak köprüye doğru ulaşabilirsin. Köprüden bir gün içerisinde ortalama 80 bin araç ve 6200 kadar da bisikletçi geçiyor. Köprü için temel olarak “modern asma köprülerin öncüsü” tanımlamasını yapmak mümkün.
29. Staten Island Feribotu
Staten Island Feribotu, seni Staten Island ile Manhattan arasında keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. Bu yolculuk için herhangi bir ücret ödemene gerek yok. Feribot içerisinde canlı müzik ve DJ gösterileri haricinde çok sayıda aktivite organize edilebiliyor.
Özgürlük Anıtı’nın manzarasını da çok net şekilde görebileceğin feribot yolculuğu toplamda 25 dakika sürüyor. Sene boyunca 24 saat aktif olan Staten Island Feribotu’na bir günde 25 bin civarında insan biniyor.
30. Cloisters
Orta Çağ sanatına özel bir ilgin varsa The Cloisters adlı bu özel müze tam olarak sana göre. Gotik ile beraber Romanest adı verilen mimari stilin izlerini görebileceğin müze binası de en az koleksiyonlar kadar ilgi görüyor. Metropolitan Müzesine bağlı olan The Cloisters, ağırlıklı olarak 12-15’inci yüzyıllar arasındaki dönemin eserlerini yansıtıyor.
Charles Collens tarafından tasarlanmış olan The Cloisters’in eserleri kadar bahçe bölümü de görülmeye değer. Orta Çağ Avrupa’sının manastır atmosferini yansıtan müzede yaklaşık olarak 5 bin eser sergileniyor. The Cloisters’te duvar halılarından el yazmalarına, ahşap heykellerden panel resimlerine çok farklı nesne yer alıyor. Flaman Tek Boynuzlu Halı Avı, müzenin en sevilen parçaları arasında bulunuyor.
Kişi başı 30 dolar
Öğrenci 17 dolar
Açık olduğu saatler
Çarşamba hariç 10.00 ile 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
31. One World Observatory
New York şehrinde gezilecek yerlere dair bir liste hazırlayanların es geçemediği One World Observatory, Özgürlük Kulesi’nin gözlem evi olarak kullanılıyor. Bilindiği üzere Özgürlük Kulesi, 540 metre ile ABD’nin en yüksek gökdeleni.
Gözlemevi için gökdelenin 102’nci katına ulaşman gerekiyor. Buraya ulaştığında tüm şehri panoramik bir açı ile görme şansı edinebilirsin. Sky Pod asansörler sayesinde bu kata sadece 47 saniye içinde çıkabilirsin. Bu katta şehrin fotoğraflarını çekebilir ya da orada yer alan sergileri, sunumları, restoranları değerlendirebilirsin.
32. Bronx Sanat Müzesi
Bronx Müzesi ya da Bronx Sanat Müzesi gibi isimlerle anılan bu değerli mekan, dünyanın farklı noktalarını temsil eden çok sayıda sanat eserini ziyaretçilerle buluşturuyor. Eski bir sinagogun ev sahipliği yaptığı Bronx Sanat Müzesi, sene boyunca farklı sergilere ve programlara ev sahipliği yapıyor.
Bu arada Bronx Müzesi’nin ufak da olsa bir hediyelik eşya dükkanı bulunuyor. Güney Bronx bölgesine son zamanlarda artan ilginin bir sonucu olarak bu müzenin doğduğunu ifade edebiliriz. Bir mimarlık firması olan Arquitectonica tarafından tasarlanan müze, 2003 senesinde “Tasarımda Mükemmellik” ödülünün sahibi olmuştu.
-
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
-
Pazartesi ve Salı hariç 10.00 ile 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
33. Greenwich Village
New York’un Manhattan semtinde konumlanan Greenwich Village, bölgenin en ünlü mahalleleri arasında gösteriliyor. Uzun yıllar boyunca köy statüsünde kalan Greenwich Village, kendine has dokusuyla ve mimarisiyle fark yaratıyor. Çeşitli kültür kurumlarının haricinde tiyatrolar, orijinal dükkânlar ve gece kulüpleri bölgeye önemli bir dinamizm kazandırıyor. Sömürge dönemlerinden kalan Greenwich Village’in ismi Groen Wijck’ten geliyor.
Her tarafının yeşillik alanlarla donatılmasından dolayı bu isim uygun görülmüş. Geçtiğimiz yüzyılın ikinci yarısında çeşitli sanatçılar için bir tür toplanma merkezi olan Greenwich Village, kültür hareketlerine de ev sahipliği yapmış. New York’un modernleşme rüzgarına kapılmayarak kendi dokusunu koruyan ender mahallelerinden biri olan Greenwich Village, bohem atmosferiyle görenleri büyülüyor.
34. New York Harbor
Şehrin en büyük limanı olan New York Harbor; Brooklyn, Manhattan ve Staten Island gibi alanları çevreliyor. Aynı zamanda dünya çapında bir üne sahip olan liman, Hudson Nehri’nin doğu bölümünde konumlanıyor. Ticaret ve turizm faaliyetleri açısından değerli bir konuma sahip olan New York Limanı, ABD ekonomisine ciddi bir katkı sağlıyor.
Ülkenin en büyük üç konteyner limanından biri olan New York Harbor, petrol ithalatında da aktif şekilde kullanılıyor. Linanın kökeni 1500’lü yıllara dek uzanıyor. Kaşif Henry Hudson’un 1609 senesindeki ziyareti, limanın büyümesinde oldukça etkili olmuş. 27 bin dönümlük liman içerisinde çok sayıda sosyal alan olduğu için yerli ve yabancı turistler için buranın bir cazibe alanı olduğunu ifade edebiliriz.
35. Dumbo
Down Under the Manhattan Bridge Overpass sözcüklerinin kısaltması olan “Dumbo” Brooklyn içerisinde meşhur bir semt. Özellikle Brooklyn Köprüsü ve Aşağı Manhattan’a yönelik olarak eşsiz bir manzara sunan Dumbo, Brooklyn Heights’in de kuzeyinde konumlanıyor. 1890 öncesinde Fulton Landing olarak tanınan semtin kaderi Brooklyn Köprüsü ile beraber tamamen değişmiş.
Sanat mekânları dışında oyun alanlara, özgün mağazalara ve restoranlara da ev sahipliği yapan turistik semt, Brooklyn Tarih Derneği tarafından yönetilen ufak bir müzeye de ev sahipliği yapıyor. Semt içerisinde yaz aylarında açık hava film gösterimleri organize ediliyor. Sahile yürüme mesafesinde olması burayı cazip kılan bir diğer unsur olarak öne çıkıyor.
36. High Line
Uzun seneler boyunca yüksek hatlı bir tren yolu olarak kaderine terk edilen High Line, bugün son derece popüler bir destinasyon olarak karşımıza çıkıyor. High Line Dostları adı verilen gönüllü topluluk sayesinde tren hattına dair yasal düzenlemeler gerçekleştirilmiş. Bahçesi 1.4 km olan High Line, Whitney Sanat Müzesi’ne de ev sahipliği yapıyor.
İşlek bir caddede huzuru ve sakinliği bulabileceğin bu alanda çok sayıda bitki ve çiçek türü ile karşılaşabilirsin. Park alanı içerisinde bulunan ahşap şezlongların ya da şirin yürüyüş yolunun keyfini çıkarabilirsin. 2009’da açılışını gerçekleştiren High Line; sanat, mimari ve doğayı birleştiren nadir yerlerden biri olarak büyük beğeni topluyor.
37. Brooklyn Heights Sokakları
New York’un en fazla turist ağırlayan sokaklarından olan Brooklyn Heights, genel olarak 1800’lü yıllardan kalmış kahverengi, taş evleriyle meşhur. Huzurlu bir ambiyansa sahip olan Brooklyn Heights sokakları, aynı zamanda ülkenin ilk banliyösü konumunda.
Sanayi Devrimi ile beraber gelişen mahallenin kaderi, buharlı feribotların kullanılması sonucunda değimiş. 1830 ve sonrasında kullanılan feribotlar sayesinde binlerce insan buraya akın etmeye başlamış. Bölgenin kozmopolit ve yoğun yapısında, o dönemin etkisi büyük. Köprüye ait panoramik bir açı arıyorsan bu sokakları keşfetmen gerekiyor. Sinematografik yapısından dolayı buranın pek çok sinema filmine ev sahipliği yaptığını anımsatalım.
38. Aziz John Kilisesi
Gökdelenlerin gölgesinde kalan Aziz John Kilisesi, 1892 senesinden bu yana hizmet vermeyi sürdüren bir yapı. Kilisenin inşa süreci, şaşırtıcı bir şekilde hala devam ediyor. Bu durum, kilisenin anormal büyüklüğü ile açıklanıyor. Burayı ziyaret ettiğinde en azından tamamlanmış olan kısımları yakından inceleme şansı bulabilirsin.
Son derece etkileyici görünen vitraylar, Aziz John Kilisesi’ne adeta damga vuruyor. Şu ana dek pek çok büyük etkinliğe ya da performansa ev sahipliği yapmış olan Aziz John Kilisesi, New York Piskoposluğu’nun aynı zamanda ana kilisesi. Bir yıl içerisinde toplamda 25 bin öğün yemeğin servis edildiği kiliseyi, sadece açık hava müziği için bile ziyaret edebilirsin.
39. International Center of Photography Museum
Orijinal adı “International Center of Photography Museum” olan Uluslararası Fotoğrafçılık Okulu Müzesi, Manhattan’ın aşağı doğu noktasında yer alıyor. Cornell Capa önderliğinde kurulmuş olan müze, görsel meraklılarını bir araya getiriyor.
Müzede okuma odası, kütüphane ve mağaza gibi özel bölümler de mevcut. Geçici sergilerin haricinde tüm seviyelere uygun eğitim programları ve sertifika programları da büyük ilgi görüyor. International Center of Photography Museum’da toplamda 20 binden fazla kitap ve süreli yayın yer alıyor.
Kişi başı 18 dolar
Öğrenciler 12 dolar
Açık olduğu saatler
Salı hariç 11.00 ile 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
40. Chelsea Market
Chelsea Market’te toplamda 35 civarında satıcı bulunuyor. Farklı damak lezzetlerine hitap eden popüler marketin binası, geçmişte Ulusal Bisküvi Şirketi’nin merkezi olarak değerlendirilmiş. 1997 senesi ile beraber burası satın alınmış ve o dönemden günümüze kadar büyük bir pazar olarak hizmet vermeye devam etmiş. Bu meşhur kapalı pazarında aynı zamanda çok sayıda bar ve lokanta mevcut. Çorba, istakoz, şarap, humus gibi ürünler daha çok ilgi görüyor.
41. Museum of Moving Image
New York şehri için müzeler oldukça kıymetli. Bu müzelerden biri olan Hareketli Görüntü Müzesi, özel bir temaya eğiliyor. Kendine has bir tarzı olan müze, Kaufman Astoria Stüdyoları ile önemli bir ortaklığa imza atıyor.
Sineması ve büyütülmüş galeri alanları ile dikkat çeken müzenin geçmişi 1920’li yıllara dayanıyor. O dönemlerde Doğu Yakası prodüksiyon tesisi olarak tasarlanan bina, çok sayıda sessiz sinema filmine ev sahipliği yapmış. Müze içerisinde bulunan “Ekranın Arkası” isimli kısımda 1000 kadar farklı eser yer alıyor.
Kişi başı 20 dolar
Öğrenciler 12 dolar
Açık olduğu saatler
Hafta sonu 12.00 ile 18.00, perşembe ve cuma günleri ise 14.00 ile 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
42. Frick Koleksiyonu
Şehrin gizli cevherleri arasında gösterilen Frick Collection’da dünyaca ünlü ressamların en özel eserlerine tanıklık edebilirsin. Bu ressamlar arasında Rembrandt, Vermeer ya da Renoir gibi isimleri sıralamak mümkün. Bu koleksiyon günümüzde “New York’un Mücevheri” lakabıyla tanınıyor. Geçmişte sanayici olan Henry Clay Frick’in ikamet ettiği ev, bugün koleksiyona ev sahipliği yapıyor.
Aile tarafından yıllar içerisinde ortaya çıkan koleksiyonda Hollandalı ressamların ve İspanyol barok ressamların ağırlığı dikkat çekici. Her 30 dakikada bir aileye dair bilgilerin sunulduğu bir video ziyaretçilerle paylaşılıyor. Burada sene boyunca aynı zamanda minik konserler de düzenleniyor. Açılışı 1935 senesinde yapılan müzede toplamda 16 ayrı galeri bulunuyor.
43. AKC Köpek Müzesi
Eğer köpeklere özel bir ilgin varsa, New York’taki AKC Köpek Müzesi’ni değerlendirebilirsin. 8 Şubat 2019’da açılışı yapılan müze, nadir görülen bir temaya sahip. Müze içerisinde toplamda 200’e yakın köpek heykeli ya da tablosu mevcut.
2 ayrı kattan meydana gelen AKC Köpek Müzesi, daha önce New York Life Building’de bulunuyormuş. Müzenin bugünkü yerine taşınmasında American Cennel Club önemli bir rol oynamış.
Kişi başı 15 dolar
Öğrenci 10 dolar
Açık olduğu saatler
Pazartesi salı hariç 11.00 ile 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
44. Upper East Side
Şehrin en zengin yerleşim bölgelerinden biri olarak kabul gören Upper East Side; oldukça popüler. Gece hayatının ve eğlencenin kalbinin attığı yerlerden olan Upper East Side, “Yukarı Doğu Yakası” anlamına geliyor.
Gece kulüplerinin dışında bölgede çok sayıda restoran ve kiliseye rastlamak da olası. Central Park’a yakın olan Upper East Side, aynı zamanda Carl Schurz Park’a da ev sahipliği yapıyor. Elbette büyüklük olarak Central Park ile kıyaslamak yanlış ancak şehrin gürültüsünden kaçmak isteyenler için burası oldukça cazip. Bu arada Musevi kültürüne odaklanan The Jewish Museum de tam olarak bu alanda.
45. New Museum
1997 senesinde Marcia Tucker tarafından oluşturulan New Museum ya da bir başka ifade ile Yeni Müze, Manhattan’ın aşağı kısmında bulunuyor. Tam ismi New Museum of Contemporary Art olan müzede çağdaş sanatçıların eserlerine yer veriliyor. Müze için bugün kullanılan bina 2007 yılında inşa edilmiş ancak müzenin kökenleri daha eski yıllara uzanıyor.
İlk dönemde buradaki koleksiyonlar New School Gallery ve SoHo içerisinde temsil ediliyormuş. Toplamda 7 kattan oluşan müzenini ayrıca şehir manzarasını görebileceğin hoş bir terası bulunuyor. İlk üç kat ie tamamen sergiler için değerlendiriliyor. New Museum günümüzde 1000’in üzerinde koleksiyona ev sahipliği yapıyor.
Kişi başı 12 dolar
Açık olduğu saatler
Pazartesi hariç 11.00 ile 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
46. Liberty Adası
Yukarı New York Körfezi’nde bulunan Liberty Adası, federal bir ada olarak tanınıyor. Toplamda 12 dönümlük bir alanı kaplayan adanın ismi çok uzun seneler boyunca Bedloe Adası ismiyle bilinmiş. Bugünkü adına resmi olarak 1956 senesinde Amerika Birleşik Devletleri Kongresi’nin onayı ile kavuşmuş.
Adanın ikonik heykeli olan Dünyayı Aydınlatan Özgürlük Heykeli, buranın sembolü konumunda. Neo klasik tarzda inşa edilen heykel, yabancı turistlerin ilgisini çekmeyi başarıyor. Adaya geldiğinde Dünyayı Aydınlatan Özgürlük Heykeli Müzesi ve Amerikan Göçmenlik Müzesi gibi müzeleri de ziyaret edebilirsin.
47. Howe Caverns
Dünyaca ünlü bir yeraltı mağarası olan Howe Caverns, Schoharie adı verilen ilçede konumlanıyor. 1842 senesinde keşfedilen Howe Caverns’in önemli bir kısmı kireç taşlarından meydana geliyor. Yerin ortalama 60 metre altında yer alan mağaralar, grotesk kaya oluşumları ile beğeni topluyor.
Bölgede aynı zamanda çeşitli yeraltı kanalları ve ufak da bir göl bulunuyor. Göl içerisinde gondol tipi mini geziler yapılabiliyor. 1927’de ziyarete açılan mağara, çok özel düğünlere de ev sahipliği yapıyor. Howe Caverns’in temel kısımları arasında mağara, müze, loca ve şapel yer alıyor.
48. Wall Street ve Charging Bull
New York borsası denildiği zaman akla gelen ilk yerlerden olan Wall Street, tam anlamıyla ekonominin kalbinin attığı yer. Borsa tutkunlarını bir araya getiren Wall Street, New York’un bu konuda dünya çapında bir üne sahip olmasını sağlıyor.
Broadway’den South Street’e dek uzanan alan Burası New York Menkul Kıymetler Borsası gibi çok kritik bir yere de ev sahipliği yapıyor. Toplamda 800 metre boyunca uzanan sokakta aynı zamanda Charging Bull’un heykeli de yer alıyor. Heykel aynı zamanda günümüzde ABD borsasının ya da iş dünyasının adeta sembolü konumunda. Boğa şeklindeki ikonik heykel saf bronzdan yapılmış.
49. Bushwick Kolektifi
Brooklyn’de her sene düzenlenen Bushwick Kolektifi grafiti, sokak sanatı ve müzik gibi dalları kapsayan özel bir sanat etkinliği. Her bir branşın en başarılı isimlerini bir araya getiren kolektif, Troutman Caddesi’nde konumlanıyor. Ruben Ubiera’nın “Deconstructed Biggie” isimli eseri başta olmak üzere dünyaca ünlü pek çok eserin orjinalini keşfedebilirsin.
Eğer otantik olarak tanımlanan sokak sanatının tüm inceliklerini görmek istiyorsan Bushwick Kolektifi’nden yararlanmalısın. Bushwick Kolektifi’nin doğuşu 2013 senesinde bir mahallelinin duvarı bağışlaması ile başlamış. Bu duvarlarda günümüzde Reka, Olek ve ND’A gibi isimlerin imzası bulunuyor.
50. MoMA PS1
MoMA PS1, hem etkileyici binası hem de çağdaş sanat alanındaki çalışmalarıyla öne çıkan merkezler arasında bulunuyor. Hiçbir kar amacı bulunmayan merkez, çeşitli sanatçıların sergilerini dönüşümlü şekilde sunuyor. Bu sanatçılar arasında James Turrel gibi isimler de yer alıyor. Yaz aylarında MOMA PS1’de Sunday Sessions performansları geleneksel olarak düzenleniyor. Aynı zamanda her yaz döneminde özel elektronik müzik konserleri de burada düzenleniyor.
Bir senede 200 binin üzerinde ziyaretçiyi ağırlayan MOMA PS1, MoMA Modern Sanat Müzesi’nin önemli bir kolunu oluşturuyor. Açılışı 2001 senesinde gerçekleşen MoMA PS1 farklı sanat disiplinleri arasındaki kesişim kümelerine odaklanıyor.
Kişi başı 10 dolar
Açık olduğu saatler
Salı çarşamba hariç 12.00 ile 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Amerika seyahatine bir de güneyi eklemek ister misin? O halde Latin Amerika’da görmen gereken yerleri bu yazıda keşfetmeye başla!
