İğneada, doğanın tüm renklerini cömertçe sunduğu, Trakya'nın saklı cennetlerinden biri. Bu büyüleyici yer, Marmara Bölgesi'nin kuzeyinde, sınıra yakın bir konumda yer alıyor ve ziyaretçilerine eşsiz doğal güzellikler sunuyor. İğneada, son dönemlerde özellikle doğa tutkunları ve sessizliği arayanlar için ideal bir kaçış noktası haline geldi.
İğneada’da keşfedilecek noktalara geçmeden önce, İğneada’ya gidecek olanların merak ettiği birkaç soruya senin için yanıtladık.
İğneada Longoz ormanlarına ne zaman gidilir?
İğneada Longoz ormanlarına nisan ve temmuz arasında gitmeni öneriyoruz. Kış aylarında yağışın çok oluşu ve havanın soğuk olması nedeniyle ormanın tadını çıkaramayabilirsin.
İğneada’nın denizi temiz mi?
Yapılan araştırmalar sonucu İğneada’nın suyu oldukça temiz. İğneada’nın Türkiye’nin temiz sahilleri arasında yer aldığını söyleyebiliriz.
İğneada’dan ne alınır?
İğneada seyahatin sırasında sevdiklerin ve kendin için el yapımı takılar, el yapımı seramik malzemeler ve mum almanı öneriyoruz.
İğneada Longoz Ormanları Millî Parkı, İğneada sınırlarında bulunan bir doğa harikası. 2007 yılında kurulan millî park, 3.155 hektarlık bir alana sahip olması ile öne çıkıyor. Bu özel doğal yaşam alanı, Bulgaristan sınırına yakın bir konumda yer aldığı için bu ülkeden de ilgi görüyor. İğneada Longoz ormanları içerisinde bataklıklar, orman, tatlı ve tuzlu su gölleri ile kıyı kumullarını bir arada barındıran bir ekosistem bulunuyor. Ormanın Karadeniz’e kıyısının olması da burayı değerli kılabiliyor.
Bitki örtüsü açısından, İğneada Longoz Ormanları, meşe-kızılağaç-dişbudak ormanları ile öne çıkıyor. Bu ormanlar, sulak alanlarda dişbudak ve kızılağaç, kuru alanlarda ise meşe türleriyle zenginleşiyor. Ayrıca, sarılıcı bitkiler de bu alanda oldukça yaygın. Hayvan yaşamı da çeşitli olması ile öne çıkıyor. Hayvan türleri arasında kır tavşanı, ağaç sansarı, porsuk, büyükkulaklı yarasa gibi memeli türleri bu doğal yaşam alanında bulunuyor. Kuşlar arasında ise ak kuyruklu kartal, yeşil ağaçkakan, küçük orman kartalı, baykuş, ibibik ve kara leylek gibi türler bulunuyor. İğneada Longoz Ormanları Millî Parkı, doğa severler için keşfedilmeyi bekleyen bir cennet. Bu özgün doğal yaşam alanı, sana unutulmaz anılar sunabilir.
Araçla giriş 65 TL
Kişi başı 21 TL
Demirköy Fatih Dökümhanesi, Osmanlı döneminden günümüze ulaşmış en geniş arkeolojik buluntular arasında yer alıyor. Dökümhane, etrafı surlarla çevrili 9400 metrekarelik bir yerleşme alanından oluşuyor. Kale şeklinde inşa edilmiş olan bu dökümhane, yamaç üzerinde iki farklı düzleme oturan yapılar topluluğu şeklinde sınıflandırılıyor. Fatih Dökümhanesi, Osmanlı belgelerindeki adıyla Samakocuk Dökümhane-i Amiresi, Demirköy ilçesinin güneydoğusunda, ilçeye yaklaşık 4 kilometrelik mesafede bulunuyor. Kısmen korunarak günümüze ulaşan demir dökümhanesinde, 2001 yılından bu yana kazı çalışmaları sürdürülüyor. On bin metrekarelik bir alanı kaplayan bu dökümhane, iki teras halinde yerleştirilmiş birimlerden oluşuyor.
Yapıda üst terasın savunma ve koruma amacıyla tahkim edildiği görülebiliyor. Etrafı surlarla çevrili bir yerleşke olması da buraya verilen önemi anlatıyor. Demirköy Fatih Dökümhanesi, Osmanlı’nın ilk endüstri-savaş endüstrisi merkezi olarak da değerlendirilebilir. İşte bu tarihi dökümhane, İstanbul’un fethindeki önemi pek bilinmeyen ancak Osmanlı’nın silah üretiminde kritik bir rol oynayan bir yapıya sahip. Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’un fethi için Edirne’de döktürdüğü “Şahi” isimli top gibi önemli figürlerin üretildiği bu yer, endüstri arkeolojisi açısından oldukça önemli bir alan. İğneada’ya yapacağın yolculuk esnasında tarihsel olarak önemli olan bu mekanı kesinlikle ziyaret etmelisin.
İğneada Feneri, Karadeniz’in batısında, İğneada merkezine 4 km uzaklıkta bulunan tarihi bir deniz feneri. Sultan Abdülmecit döneminde, 1866 yılında Fransızlara yaptırılan bu fener, halk arasında “Fransız Feneri” olarak da biliniyor. İğneada Feneri, Limanköy adı verilen bölgede, denizin 50-60 metre yamacında konumlanıyor. Fener, dikdörtgen planlı bir idari binadan ve silindirik fener kulesinden oluşuyor. Elektrik tesisatının olmadığı dönemlerde gaz yağı ile denizi aydınlatan bu tarihi yapı, günümüzde teknolojik bir aydınlatıcı ve plastik yansıtıcılar sayesinde 20 mil uzaktan bile görülebiliyor. Oldukça rüzgârlı bir burunda yer alan İğneada Feneri, denizden 44 metre yükseklikte, 8 metrelik uzunluğu ile dikkat çekiyor.
Fenerin çevresi, tarlalar, yabani incir ağaçları ve Karadeniz panoramasını seyreden manzara ile çevrili. İğneada Feneri ve yanındaki fenerci koğuşu, ulusal miras olarak Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından koruma altına alındı. İğneada Feneri, denizcilere yol gösteren bir simge olup, tarihi ve doğal güzellikleri seven ziyaretçiler için de büyüleyici bir nokta olmaya devam ediyor.
İğneada, Karadeniz’in sakin kıyılarından biri olarak biliniyor. Burası, doğal güzellikleri ve huzur veren atmosferiyle ziyaretçilerini büyülüyor. Bu şirin yerleşim yerinin en çarpıcı noktalarından biri, Hamam Gölü ve Longozu. Hamam Gölü, adını sıcak su kaynaklarından alıyor. Bu doğal termal sular, gölün etrafındaki ağaçlar arasında hafif buğulanmış bir hava yaratıyor. Göle adım attığında, sıcak suyun yumuşaklığı seni sarıp, rahatlatabilir. Hamam Gölü’nün sakin sularında yüzmek, doğanın kucaklayıcı kollarında bir anı yaşamak ile eşdeğer. Longoz Ormanı ise, Hamam Gölü’nün etrafını saran, gizemli ve büyülü bir dünya olarak tanımlanabilir. Burada ağaçlar, suyun içinde kök salıyor ve gölün yüzeyini kaplıyor.
Longoz ormanlarının içinde sessizce yürümek, kuşların cıvıltısını dinlemek ve doğanın kalbinde olmak, zihni ve ruhu yenileyebiliyor. İğneada’da ki Hamam Gölü ve Longozu, sessizliği sevenler, doğayla iç içe olmak isteyenler ve kuşların kanat çırpışını duymak isteyenler için mükemmel bir kaçış noktası.
Sislioba Kalesi, İğneada yakınlarında gizemli bir köşesinde, ormanın içinde kendini saklayan bir tarih harikası. Bu kale, Roma Döneminde inşa edilmiş ve Bizans Dönemi’nde de kullanılmış bir tarihi alan. Kale, Sislioba Köyü’nden 4 km uzaklıkta yer alıyor. Kuzeydoğu surlarının bir kısmı hala ayakta dursa da kalenin büyük çoğunluğu ne yazık ki yıkılmış vaziyette. Moloz dolgu duvarlar, yerel taş ve beyaz kireç harcı kullanılarak inşa edildiği yapılan incelemeler sonucunda tespit edildi. Kalenin iç kısımlarında da bazı duvar izleri gözlemleniyor. Bugün, Sislioba Kalesi ormanın içinde yer alıyor. Ancak mevcut şekliyle belirli mimari formunu koruyabilen nadir kalelerden birisi olması burayı ilgi çekici bir yer haline getiriyor. Sislioba Kalesi, tarih ve doğanın iç içe geçtiği bu büyülü köşede ziyaretçilerini bekliyor. Onu keşfetmek için bu esrarengiz ormanın içinde yolculuğa çık.
İğneada'daki Limanköy, Karadeniz kıyısında huzurlu ve sakin bir yerleşim alanı olarak biliniyor. Burası, doğal güzellikleri ve temiz plajlarıyla öne çıkıyor. Burada sahilde yürüyüş yapabilir, denizde yüzebilir ve temiz havanın keyfini çıkarabilirsin. Limanköy'ün etrafındaki doğa yürüyüş parkurları da keşfedilmeyi bekliyor. Burada kuş cıvıltıları eşliğinde huzur dolu bir tatil geçirebilirsin. Dilersen Limanköy'de bulunan konaklama yapabilir, rahat ve konforlu bir zaman geçirebilirsin. Ayrıca yöresel lezzetleri tadabileceğin restoranların da bulunması burayı ilgi çekici hale getirebiliyor.
Eğer doğa sporlarına ilgi duyuyorsan, Limanköy senin için harika bir tercih olabilir. Burada kano ile gezinti yapabilir, dağ bisikletiyle doğayı keşfedebilir veya yürüyüş yapma imkanı bulabilirsin. Ayrıca yakın çevrede bulunan doğal göletlerde balık tutma fırsatını da kaçırma. Limanköy'ü ziyaret ettiğinde, tarihi ve kültürel mirasını da keşfetme şansın da var. Burada yerel halkın geleneksel el sanatlarıyla yapılmış ürünlerini bulabileceğin küçük dükkanlardan hediyelik eşyalar satın alabilme imkanına da sahipsin. Tatilin boyunca stresten uzaklaşmak ve doğanın tadını çıkarmak istiyorsan, Limanköy senin için mükemmel bir destinasyon olabilir.
Saka Gölü Longozu, İğneada’nın sınırları içerisinde bulunan doğa harikası bir alan. Bu benzersiz sulak alan ekosistemi, göl, nehirler ve yoğun ormanlar içeriyor. Saka Gölü Longozu, kumullar arasında 5 hektarlık bir alanı kaplıyor. Daha çok lagün olarak bilinen Saka Gölü, yılın belirli dönemlerinde çeşitli doğa olayları sonucunda Karadeniz ile birleşmesi ile ünlü. Bu da dünya üzerinde çok az yerde görülen bir doğal güzellik oluşturuyor ve gölün ekosistemine farklı bir etki sunuyor. Bu göl, İğneada Longoz Ormanlarının en önemli 7 gölünden birisi olması da buranın önemini artırıyor. Diğer göllere göre Saka Gölü Longozu içeride değil, kumsalın kenarında yer alıyor.
İçinde pek çok balık türü yaşadığı için koruma altına bir habitat. Saka Gölü Longozu, adeta doğal bir hayvanat bahçesi ve büyük bir kısmı sazlıklarla kaplı. Kış ayları dışında, Saka Gölü Longozu ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Özellikle günübirlik doğa yürüyüşleri için ideal bir yer ve pek çok grup bu tür aktiviteler için burayı tercih ediyor. Eğer İğneada’ya yolculuk yaparsan, Saka Gölü Longozu’nu görmeden yerleşim biriminden ayrılma.
İğneada’dan balıkçı barınakları tarafına giderken karşına Beğendik köyü, sana harika anlar vadediyor. Orman içinden geçen bir yol ile ulaşılan köy, Bulgar sınırı yakınlarında yer alıyor. Hemen karşısındaki Bulgar köyü ile komşu olan bu eşsiz yer oldukça şirin bir yerleşim birimi. Beğendik Köyü, İğneada yakınlarında, temiz ve tenha sahiliyle dikkat çeken, doğal bir köy. Burası özellikle hafta sonu kaçamağı için oldukça ideal bir alan. Beğendik köyü, hiç alışık olmadığınız bir tatil yaşatabilir. Beğendik Köyü, tertemiz denizi ile ziyaret edenleri adeta kendisine aşık ediyor. Aşırı kalabalığın olmadığı ve herhangi bir bozulmanın söz konusu olmadığı bu yerde geçireceğin her an sana güzel anılar bırakacak. Herhangi bir konaklama alanı olmaması da buranın temiz ve sakin kalmasını sağlayan nedenler arasında. Bu nedenle köye yapacağın ziyaretler genel olarak günübirlik şeklinde olabilir.
İğneada’nın en popüler alanlarından birisi olan İğneada Plajı bulunan ücretsiz bir plaj. Geniş bir kumsala sahip olan İğneada Halk Plajı, Karadeniz kıyısında yaklaşık 10 kilometrelik bir uzunluğu ile dikkat çekiyor. Plaj, ince kum zemini ve serin sularıyla ziyaretçilere huzurlu bir deneyim sunuyor. İğneada Halk Plajı, doğal güzellikleri ve sakin atmosferiyle deniz keyfini yaşamak isteyenler için ideal bir seçenek oluşturuyor. Plajda güneşlenebilir, gün batımını izleyebilir ve yürüyüş yapabilirsin. Plajda bulunan tesisten şemsiye ve şezlong kiralayarak güneşin yakıcı etkilerinden uzak durabilir ve dinlenme keyfini yakalayabilirsin. Buraya geldiğinde bu plajda eşsiz bir gün geçirerek harika anılar biriktirme şansını kaçırmamalısın.
Dupnisa Mağarası, İğneada’nın yakınlarında yer alan Sarpdere Köyü sınırları içerisinde konumlanıyor. Bu mağara, Trakya’nın turizme açılan ilk ve tek mağarası olması ile öne çıkıyor. Dupnisa Mağarası, yaklaşık dört milyon yıldan beri oluşum ve gelişimini sürdüren büyük bir yeraltı sistemi olarak biliniyor. İçinde sürekli akan bir yer altı nehri ve bu nehrin oluşturduğu, derinliği yer yer 2 metreyi aşan göller bulunuyor. Mağara, içeriye adım attığında, büyülü bir dünya sunabiliyor ve en etkileyici tarafı da burası. Dupnisa Mağarası, Karadeniz’in serin ikliminin etkisi altında kalan bir bölgede bulunuyor. Türkiye-Bulgaristan sınırını oluşturan Rezve Deresi, Istranca Dağları’nı derin vadilerle yarıp geçiyor. Mağara, bu vahşi ve doğal güzelliklerle çevrili bölgede gizemli bir şekilde yükseldiği için de büyük ilgi görüyor. İki kata ve üç girişe sahip olan mağara, toplam uzunluğu 3150 metre. Üst bölümde Kız Mağarası ve Kuru Mağara yer alıyor. Kuru Mağara’nın içinde dev sarkıt, dikit ve sütunlarla kaplı bir dünya misafirleri karşılıyor. Sulu Mağara ise 200 metrelik bölümüyle gezginlere açıldı. İçinde yeraltı nehri ve derin göller bulunan bu bölümler, macera ve doğa sporu tutkunları için eşsiz fırsatlar sunuyor.
Mağara, süt beyazdan kırmızı ve kahverenginin her tonundaki renklere sahip damla taşlarıyla birçok insanı adeta büyülüyor. Buranın içerisinde bulunan havanın da insan sağlığına olumlu etki ettiği düşünülüyor. Bu anlamda değerlendirilecek olursa üst katlar sıcak ve kuru, ana galeri ise daha serin ve nemli. Bunun temel nedeni ise, üst kat ile ana galeri arasında oluşan belirgin bir rüzgar farkı. Dupnisa Mağarası, 2003 yılında turizme açıldı ve o tarihten bu yana her yıl on binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor.
30 TL
Açık olduğu saatler
Her gün 08.30-17.30 saatleri arasında açık.
İğneada sınırları içerisinde yer alan Mert Gölü, doğa severler için büyülü bir kaçış noktası haline geldi. Gölün yüzeyi, hafif esen rüzgarın dokunuşuyla oluşan küçük dalgalar, birçok kişiyi kendisine hayran bırakıyor. İğneada’nın gizemli ormanları arasında, Mert Gölü sessizce uzanıyor. Göle yaklaştıkça, sazlıkların arasında kaybolan suyun yüzeyini gözlemleyebilirsin. Ancak göle giden herhangi bir yol olmadığı için gidebilmek için yürümen gerekiyor. Sazlıkların içindeki bu sessiz dünya, kuşların cıvıltılarıyla dolu. Burası aynı zamanda kuş gözlemi için de oldukça ideal bir alan. Kuşların göç rotası içerisinde yer alan ve dinlendikleri bir alan olan Mert Gölü, birçok kuş gözlemcisini de kendisine çekmeyi başarıyor.
Bu noktada yer alan kuş gözlem kulesine tırmanıp dürbününle gözlem yapabilme şansına da sahipsin. Mert Gölü’nde zamanın akışını unutup, gökyüzünün maviliğine dalabilirsin. İğneada ziyaretinde yürüyüş ekipleri ile buraya gelebilir ve doğanın sakinliği içerisinde harika anlar yaşayabilirsin.
İğneada Aşıklar Plajı, doğa ve deniz severler için mükemmel bir kaçamak yeri olarak tanımlanabilir. Mavi ve yeşilin birleştiği muhteşem manzarası ile tatilcilerin ilgisini çekiyor. Çadır kampı, yürüyüş parkuru ve yüzmeye uygun alanları gibi birçok aktivite imkanı sunması ile ünlü bir alan. Plajda şemsiye ve şezlong gibi olanaklar hizmete sunuluyor. İğneada Aşıklar Plajı‘nda yüzmek, güneşlenmek ve doğa yürüyüşleri yapmak gibi birçok aktivite yapabilirsin. Plajın çevresi sessiz ve sakin olduğundan, burada rahat bir şekilde dinlenebilir ve stresten uzaklaşabilirsin. Ayrıca, plajın çevresinde yer alan restoranlar ve kafeler, tatilcilerin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hizmet verdiği için tüm gün güneşin ve denizin tadını çıkartma şansına da sahipsin. İğneada Aşıklar Plajı, doğal güzellikleri ve aktivite seçenekleri ile tatilcilerin ilgisini çeken harika bir kaçamak yeri olarak tanımlanabilir. İğneada gezilerinden arta kalan zamanlarda buraya gelerek Karadeniz’in eşsiz sularının keyfini sürebilir ve harika zaman geçirebilirsin.
Bulanık Dere Longozu, İğneada sınırları içerisinde yer alıyor. Bu doğal güzellik, büyük bir ekosistemi barındırıyor ve bölgedeki en büyük göller arasında yer alıyor. İğneada’nın eşsiz ormanları, tertemiz akarsuları ve çeşit çeşit kuşları, Karadeniz’in tüm güzelliklerini bünyesinde barındırıyor. İğneada’nın mavisi ile yeşilin buluştuğu bu doğa harikası, ziyaretçilerini büyüleyebiliyor. Bulanık Dere Longozu, Hamdibey Köyü tarafından gelip, Demirköy’ün batısındaki dağlardan doğan Dolapdere ve Üç Dereler mevkiinde Bıçkıdere ile birleşiyor. Aşağılarda Kavakdere’yi de sularına katarak Karadeniz’e doğru yol almaya devam ediyor.
Fidanlık mevkinden longozların içine giren Bulanık Dere Longozu, birkaç dereyi daha sularına kattıktan sonra Karadeniz’e dökülüyor. Bu doğal güzellik, sadece manzarasıyla değil, içinde barındırdığı canlı yaşamıyla da büyüleyici olabiliyor. Eğer yolun İğneada’ya düşerse, Bulanık Dere Longozunu görmeyi lütfen ihmal etme. Burada doğanın huzurunu ve güzelliğini doyasıya yaşayabilirsin.
İğneada'da bulunan Bulanık Meşe Ormanı, bölgenin en büyüleyici doğal güzelliklerinden birisi. Orman, yemyeşil ağaçları ve çeşitli bitki örtüsüyle adeta bir doğa harikası olarak tanımlanabilir. Bulanık Meşe Ormanı, doğa yürüyüşü yapmak isteyenler için ideal bir nokta. Buraya adım attığında kendini doğanın kucağında huzurlu bir atmosferde bulursun. Ormanın içinde yürürken kuş sesleri ve rüzgarın hışırtısı eşliğinde dinginliğin tadını çıkarabilirsin. Burada yürüyüş yaparken etrafını saran ağaçların büyüleyici güzelliği size eşlik eder. Bulanık Meşe Ormanı, kuş türleri açısından oldukça zengin bir alan. Yürüyüşlerde yorulduğunda bir ağacın gölgesinde dinlenirken kuşların cıvıltısıyla huzur bulabilirsin.
Ormanın içinde sessizce kuşları izleyerek ve fotoğraflayarak unutulmaz anılar biriktirebilme şansına da sahipsin. Ormanın içinde bulunan yürüyüş yolları, ziyaretçilere kolaylıkla ulaşım imkanı sunması da burayı ciddi anlamda öne çıkarıyor. Doğa yürüyüşü yapmak isteyen herkes için bu yollar oldukça uygun ve keyifli bir seçenektir. Bulanık Meşe Ormanı, İğneada'nın doğal güzellikleri arasında öne çıkan bir destinasyon.
Pedina Gölü, İğneada Longoz Ormanları Milli Parkının göz kamaştırıcı bir parçası olması ile biliniyor. Bu doğal güzellik, tamamen ormanın içinde yer alıyor ve İğneada’nın güneyinde Hamam Gölü’nün batısında bulunuyor. Pedina Gölü, meşe ağaçları ile çevrili bir yer. Bu göl, 10 hektarlık bir alanı kaplıyor ve en derin noktası 2 metre olarak ölçüldü. Ormanın içinden gelen küçük dereler ve Pedina Deresi ile beslenirken fazla su Bulanık Deresi’ne boşalıyor. Zengin bir orman altı florasına sahip olan göl çevresi, ulaşımın zor olması nedeniyle genellikle insan faaliyetlerinden kaynaklanan sorunlarla karşı karşıya değil. Bu özelliği sayesinde günümüzde doğal ortamını korumayı başardığı söylenebilir. Gölün kenarı, longoz özelliği gösteren ve yoğun olarak sarılıcı bitkilerle kaplı bir şerit şeklinde kızılağaç ile çevrili.
Bu dar alan, longoz yapısı göstermesi açısından son derece önemli. Pedina Gölünün en önemli özelliği, yer yer göl alanının tamamen kaplayan saf su kestanesi topluluklarına ev sahipliği yapması. Bu tür, korunması gereken türler arasında yer aldığı için özel önem veriliyor. Ayrıca göl kıyılarında nadir bitki türleri de yaşamını sürdürmeye devam ediyor. Bu nedenle Pedina Gölü ve çevresi sürekli olarak koruma altında tutuluyor. Pedina Gölü, doğal güzellikleri ve biyolojik çeşitliliği ile ziyaretçilerini büyülüyor. Kuş göç yolu üzerinde yer alması, leylekler ve su kuşları için önemli bir dinlenme, üreme, beslenme ve barınma alanı olması da burayı ilgi çekici kılıyor. Bu nedenle buraya uğraman ve doğayı hissetmen sana farklı bir dünyanın kapısını aralayabilir.
Liman Baba Türbesi, İğneada'nın simgelerinden biri olarak göze çarpıyor. Denize nazır bir konumda bulunan bu türbe, ziyaretçilerine mistik bir atmosfer sunuyor. Zamanın durduğu hissini veren bu mekan, ziyaretçilerini içsel bir yolculuğa çıkartabiliyor. Türbenin etrafındaki doğal güzellikler ise ziyaretçilerin ruhunu hitap ediyor. Namazgah ise türbenin hemen yanında yer alıyor. Burası, ziyaretçilerin manevi ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir alan olarak hizmet veriyor. Doğaya karşı yapılan ibadetlerin, ziyaretçilere huzur ve dinginlik verdiği bu mekan, ziyaretçilerin dualarını etrafa yaydığı bir atmosfere sahip. Liman Baba Türbesi ve Namazgahı, İğneada'nın tarihi ve kültürel zenginliğinin bir parçasını oluşturuyor. Ziyaretçilere hem manevi bir deneyim sunar hem de bölgenin doğal güzellikleriyle buluşmalarını sağlıyor. Bu mekanı ziyaret ettiğinde, kendini farklı bir dünyada hisseder ve unutulmaz bir deneyim yaşayabilirsin.
İğneada’nın bağlı olduğu Kırklareli’yi de keşfetme istersen Kırklareli’nde gezilecek yerler için tıkla!