Amsterdam’da gezilecek yerler
Hollanda’nın başkenti Amsterdam tam anlamıyla bir kanallar ve köprüler şehri. “Kuzeyin Venedik’i” olarak adlandırılan Amsterdam kanalları dışında renkli laleleri, ilginç şehir mimarisi ve tematik müzeleri ile turistik gezilerin vazgeçilmezi.
Avrupa’nın en kendine has şehirlerinden biri olarak öne çıkan Amsterdam’ı baştan sona keşfetmeye hazırsanız işte Amsterdam’da gezilecek yerler.
1. Dam Meydanı
İstanbul için Taksim Meydanı ya da İzmir için Konak Meydanı ne ise Amsterdam için de Dam Meydanı benzer bir anlama sahip. Şehrin en popüler yerlerinden biri olan Dam Meydanı (Dam Square), çoğunlukla insanlar için pratik bir buluşma alanı olarak görülüyor. Öte yandan Amsterdam’da organize edilen pek çok etkinliğin merkezi de bizzat burası.
Madame Tussauds Müzesi haricinde Ulusal Anıt, Kraliyet Sarayı, Yeni Kilise (Niuewe Kerk) meydanda konumlanıyor. Bu alanda turladığınızda günün her saatinde bir akrobat, bir sokak müzisyeni ya da herhangi bir performans sanatçısı görebilirsiniz. Romantik çiftlerin de sıklıkla zaman geçirdiği büyük meydan, merkez tren istasyonuna sadece 2 dakikalık yürüme mesafesinde yer alıyor. Amsterdam otelleri için araştırmaya bu meydandan başlayarak seyahatinizi planlayabilirsiniz.
2. Kanal ve köprüler
Amsterdam denildiği zaman çoğumuzun aklına gelen ilk figür, kanallar ve köprüler oluyor. Şehrin bu sembol yapıları büyük ölçüde 17’nci yüzyıldan bugüne taşınmış. Şehrin tasarımında çok önemli bir yere sahip olan köprü ve kanallar, aynı zamanda müthiş biri mühendislik becerisini de ortaya koyuyor. Kelimenin tam manasıyla bir kanallar şehri olan Amsterdam’da toplamda 200’ün üzerinden kanal yer alıyor. Şehir bu yönüyle sıklıkla Venedik’e de benzetiliyor. Bu şaşırtıcı güzellikteki kanallar, UNESCO tarafından da onurlandırılmış. Bu arada Amsterdam’daki köprü sayısı da 1200 civarında.
3. Red Light District
“Kızıl Fener Bölgesi” olarak çevirebileceğimiz Red Light District, her açıdan sınırları zorlayan bir durak. Şehir merkezinin doğu kısmında kalan Red Light District, turistlerin zaman geçirmekten epey keyif aldığı bir yer. Red Light District; en çılgın festivallere, büyük gece mekânlarına ve tematik müzelere ev sahipliği yapıyor. Ağırlıklı olarak yetişkinlere yönelik aktivitelerin yer aldığı bu ilginç bölge, özellikle cuma ve cumartesi günleri oldukça kalabalık oluyor. Bölgede yer alan konaklama seçenekleri ise Museumplein adı verilen alanda yoğunlaşıyor. Hollanda’ya kadar gelmişken şehrin eğlence merkezi olarak kabul edilen Red Light District bölgesine göz atmadan dönmemelisiniz.
4. Begijnhof
Amsterdam’da özellikle fotoğraf turu için uygun bir yer arıyorsanız, size hemen Begijnhof’u önerebiliriz. Burası şehrin en köklü avlusu olarak biliniyor. İçeride 700 senedir ayakta olan evleri ziyaret edebilirsiniz. 34 numaralı ev, Amsterdam’ın resmi olarak en eski evi olarak tescil edilmiş durumda. Amsterdam’ın o hareketli ve baş döndürücü ritminden bir nebze uzaklaşmak isterseniz bu sakin bölgeye yönelebilirsiniz. Begijnhof Şapeli ve Engelse Kerk, turistlerin en çok odaklandığı yapılar arasında öne çıkıyor.
5. Geleneksel Hollanda evleri
Amsterdam’da gezilecek yerlere odaklanırken elbette geleneksel yapıdaki Hollanda evlerine özel bir vurgu yapmamız gerekiyor. Hollanda’nın geleneksel evleri, “Low Countries” şeklinde tanımlanıyor. Aslında bu mimari tarza sadece burada değil Lüksemburg ve Belçika gibi ülkelerde de rastlamak mümkün. Felemenk barok geleneğinden esintiler barındıran bu evler, çoğunlukla 1600’lü yıllarda inşa edilmeye başlanmış. O dönemlerde çoğunlukla zengin tüccarlar için bu yapıdaki evler bir nevi statü göstergesi olarak değerlendiriliyormuş.
Evlerin dış cephelerinde de çok sayıda süsleme söz konusu. Özgün görünümleriyle hayranlık uyandıran bu evleri yakından görmek adına Jordaan bölgesine gitmelisiniz. Jordaan zaten genel olarak şehrin sanatsal ve kültürel anlamda merkezi olarak biliniyor. Türk ziyaretçiler, Jordaan’ı bu yönüyle genellikle Cihangir’e benzetiyor.
6. Vondel Park
Şehrin en meşhur parkı olan Vondel Park, Leids Meydanı’na son derece yakın bir konumda. Senede yaklaşık 10 milyon kişinin tanıklık ettiği bu göz alıcı parkın içerisinde özel çocuk alanları, yeme içme stantları ve özel bir açık hava tiyatrosu mevcut. Sene boyunca özellikle de hafta sonlarında burada dans ya da müzik odaklı performanslar sergileniyor. Toplamda 47 hektarlık bir alanı kaplayan Vondel Park’ın yapımı 1864 senesine uzanıyor.
Gölet alanların renk kattığı parkta bisiklet kiralayabilir ya da yeşil alanın içerisinde uzun yürüyüşler yapabilirsiniz. Parka adını veren Joost van den Vonde ise Hollanda’nın en büyük şairlerinden biri. Bu arada Vondel Park’ta yer alan tavus kuşlarına özel bir ilgi olduğunu anımsatalım.
7. Van Gogh Müzesi
Van Gogh, hiç şüphesiz ki Hollanda’nın yetiştirdiği en büyük sanatçılar arasında bulunuyor. Sanatsal kimliği kadar yaşamıyla da adından her dönem söz ettiren Van Gogh hakkında daha fazla bilgiye ulaşmak için, kendisi adına açılan bu müzeyi mutlaka ziyaret etmelisiniz. Dünya standartlarında bir sanat müzesi olan Van Gogh Müzesi, usta ressamın en değerli eserlerine ev sahipliği yapıyor.
Müze bir senede ortalama 1.5 milyon insan tarafından ziyaret ediliyor. Dünya genelinde Van Gogh’un eserlerinin sergilendiği başka sanat müzeleri de var ancak burası büyüklük ve eser sayısı açısından diğerlerinin çok üzerinde. Müzede 500’ün üzerinde eser sergileniyor. Usta ressamın “Badem Çiçeği” ve “Ayçiçekleri” adlı eserlerine çok özel bir ilgi söz konusu.
Van Gogh Müzesi giriş ücreti
-
19 Euro
Ziyaret saatleri
-
09.30-21.00 arası ziyarete açık.
8. Rijks Müzesi
Rijks Müzesi, Amsterdam’da 1885 senesinden bu yana hizmet veriyor. Ülkenin en meşhur sanat eserlerine ev sahipliği yapan bu büyük müzenin yıldızı hiç kuşkusuz ki Rembrandt. Müzede ünlü sanatçının pek çok eserini yakından gözlemleme şans bulabilirsiniz. Bu eserler arasında özellikle de “Gece Bekçisi” adlı eserinin biraz daha ilgi uyandırdığını belirtelim. Rembrandt haricinde Van der Helst, Vermeer, Paulus Potter ve Frans Hals gibi evrensel sanatçıların eserleri de müzede sergileniyor. Rijks Müzesi’ni yılda 2 milyona yakın kişi ziyaret ediyor.
Rijks Müzesi giriş ücreti
-
20 Euro
Ziyaret saatleri
-
09.00-17.00 arası ziyarete açık.
9. Stedelijk Müzesi
Stedelijk Müzesi, konum olarak Van Gogh Müzesi’ne oldukça yakın. Bu özelliğinden dolayı kısa aralıklarla iki müzeyi gezmek mümkün. Modern sanat müzelerinden biri olan Stedelijk Müzesi, 1895 senesinden bu yana ziyaretçilerini ağırlıyor. Genel olarak çağdaş bir koleksiyona sahip olan müzede Karal Appel ve Piet Mondriaan gibi büyük sanatçıların eserleri sergileniyor. 2012 senesinde müzede gerçekleştirilen restorasyon çalışmasından sonra buraya ek bir bina daha dahil edilmiş. Yenilenen haliyle büyük beğeni toplayan müze, her ne kadar Van Gogh Müzesi’nin gölgesinde kalıyor gibi görünse de kendine has konseptiyle ziyaretçilerini ağırlıyor.
Stedelijk Müzesi giriş ücreti
-
Tam 20 Euro
-
Öğrenci 10 Euro
Ziyaret saatleri
-
10.00-18.00 arası ziyarete açık.
10. Anne Frank’in Evi
Edebiyatla ya da yakın tarihle ilgili olanlar Anne Frank ismiyle muhakkak karşılaşmıştır. Acılarla dolu İkinci Dünya Savaşı’nın sembol isimlerinden biri olan 14 yaşındaki Anne Frank, o dönemlerde yazdığı günlükle ölümünden yıllar sonra edebiyat dünyasında kendine yer buldu. Musevi kökenli olan Anne Frank, İkinci Dünya Savaşı sırasında 2 sene boyunca ailesiyle beraber bir çatı katında saklanır. Tüm bu süreçte yaşanan büyük trajediyi ve korkuyu içeriden bir gözle gün gün günlüğüne yazan Frank, toplama kampında yaşamını yitirir.
Ölümünden sonra günlüğünü bulan babasının girişimleriyle Frank’ın duyguları bir kitap aracılığıyla tüm dünyaya ulaşır. Anne Frank’ın hikayesi, resimlere, sinema filmlerine, belgesellere, kitaplara konu olmayı başarır. 2 sene boyunca Amsterdam’da saklandıkları o ev, bugün bir müzeye dönüştürülmüş durumda. Müzeyi ziyaret etmeden önce Anne Frank’ın tüm dünyada 60 dile çevrilen günlüğünü okumanızı öneririz.
Anne Frank House giriş ücreti
-
Tam 12 Euro
-
10-17 yaş arası 6 Euro
-
0-9 yaş arası 1 Euro
Ziyaret saatleri
-
09.00-19.00 arası ziyarete açık.
Kampanyalar
11. Amsterdam NEMO Bilim Müzesi
Amsterdam NEMO Bilim Müzesi, şehrin bilim merkezlerinden biri olarak görülüyor. Aynı zamanda ülkenin en büyük bilim merkezi olan müzeye ev sahipliği yapan bina, 1997 senesinde inşa edilmiş. Toplamda 5 ayrı kattan meydana gelen Amsterdam NEMO Müzesi, merkez istasyonuna yaklaşık 10 dakikalık yürüme mesafesinde.
Çocukların ilgisini çekecek pek çok detayı da bünyesinde barındırmasından dolayı, müzenin çocuklu aileler için oldukça uygun bir yer olduğunu ifade edebiliriz. Müzede çocuklara yönelik olarak bilim temalı uygulamalı aktiviteler gerçekleştiriliyor. Amsterdam NEMO Bilim Müzesi’nin en özel tarafı, binanın yeşil biri gemi formunda inşa edilmiş olması. Bu özelliğinden dolayı müze çevresinden geçen pek çok kişi burayı fotoğraflıyor.
Amsterdam NEMO Müzesi giriş ücreti
-
19 Euro
Ziyaret saatleri
-
Pazartesi hariç 10.00-17.30 arası ziyarete açık.
12. Bloemenmarkt
“Amsterdam Çiçek Pazarı” olarak çevirebileceğimiz Bloemenmarkt, 1862 senesinden bu yana işleyen bir yer. Günümüzde su üstünde aktif şekilde faaliyet gösteren tek çiçek pazarı durumunda. Hediyelik eşya konusunda bir arayışınız varsa, Amsterdam’da mutlaka uğramanız gereken yerlerden biri de burası olmalı. Özellikle de Hollanda’nın meşhur lalelerine burada sıklıkla denk gelebilirsiniz. Çiçek tezgahlarının ciddi bir kısmı doğrudan küçük teknelerin üstünde bulunuyor. Bu durum da oldukça otantik bir görüntü yaratmayı başarıyor. Çiçek kokularının arasında huzur dolu bir yer olan Bloemenmarkt’ta fiyatlar diğer pazarlara kıyasla gayet ucuz. Amsterdam’ı keşfetmek için linke tıklayarak Amsterdam uçak bileti bakmaya başlayabilirsiniz.
Açık olduğu saatler
-
Haftanın her günü akşam 17.30’a dek gezilebiliyor
13. Zeedijk
Amsterdam’ın en eski caddelerinden biri olan Zeedijk, rengarenk bir görünüme sahip. Cadde üzerinde yer alan duvarların 700 yıldan eski olduğunu vurgulayalım. Bölgenin en ilginç özelliklerinden biri de sokak lambalarının ilk olarak inşa edildiği cadde olması. Bundan 40 sene öncesinde dek Amsterdam’ın en az gelişmiş yeri olan ve ilgi görmeyen Zeedijk, bugün ise müthiş bir popülerliğe sahip. Şehrin adeta cazibe merkezi haline gelen Zeedijk’te birçok butik dükkan, anıt ve orijinal restoranlar kendine yer buluyor. Bir başka popüler yer olan Çin Mahallesi de bu alanda. Uzakdoğu kültürüne ilgi duyanlar, Amsterdam’ın bu orijinal mahallesini de gezi listelerine dahil edebilir.
14. The Waag
The Waag, Amsterdam tarihinde ağırlığı olan yapılardan biri durumunda. 15’inci yüzyıldan günümüze kadar taşınan The Waag, bir dönem şehir kapısı işlevini görüyormuş. Şehrin en eski yapılarından biri olan The Waag, farklı zamanlarda müze, belediye binası ya da itfaiye merkezi olarak değerlendirilmiş. Bir zamanlar halka açık infazların da burada yapıldığı biliniyor. Ortaçağ’da loncalara da ev sahipliği yapan The Waag, 1990 senesinde ise özel bir vakfa devredilmiş. Günümüzde tarihi yapı, turistik bir restorana ev sahipliği yapıyor.
15. Leidseplein Meydanı
Gece hayatına meraklı olanların sıklıkla vakit geçirdiği Leidseplein, beklentilere yanıt verecek yoğunlukta bir bölge. Yoğun bir restoran, otel ve gece kulübü havuzu sunan Leidseplein’da fiyat skalasının bir nebze yüksek olduğunu hemen söyleyelim. Hollandalılardan ziyade turistlerin bulunduğu Leidseplein Meydanı’nda Stadsschouwburg Tiyatrosu oldukça ilgi çekici. Meydan içerisinde günün her saati dans gösterileri, konserler, tiyatrolar ya da klasik müzik performansları gerçekleştiriliyor. Bu anlamda Leidseplein, her an için canlı ve yaşayan bir bölge. Bugün şehrin en kaliteli barlarına ev sahipliği yapan meydan, aynı zamanda ilk atlı tramvay hattının da başlangıç yeri olarak biliniyor. 1, 2, 5 ve 10 numaralı tramvay hatlarından yararlanarak meydana ulaşabilirsiniz.
16. De Pijp
Amsterdam’ın turistik bölgesi olan Joordan’ın hemen güneyinde konumlanan De Pijp, bir tür açık hava marketi olarak tanımlanıyor. Bölge içerisinde çok sayıda sinagog ve kilise yer alıyor. Bunlar arasında Oranjekerk, Barış Kilisesi ve Sint-Willibrordus Kilisesi’ni öncelikli olarak sıralamak mümkün. Şehrin en kalabalık pazarlarından birine de ev sahipliği yapan De Pijp’te açılan sokak pazarı, Albert Cuyp adıyla tanınıyor. Eski bir bira fabrikasını da içine alan bu ilginç bölge, pazarı ve yerel barlarıyla öne çıkıyor.
17. Rembrandt’ın Evi
Şehri dolaştığınızda mutlaka Rembrandt’a dair bir ize rastlamanız mümkün. Sanat severlerin sıklıkla yöneldiği mekânlardan biri olan Rembrandt House Museum, ünlü sanatçının kişisel çalışmalarına, özel yaşamına ve eserlerine ayna tutuyor. Müzede, gün içerisinde 3 ayrı zamanda özel gravür gösterileri gerçekleştiriliyor. 1909 senesinden bu yana ziyaret edilen müzeye, sanatçının uzunca bir süre oturduğu yer ev sahipliği yapıyor. Burada yalnızca Rembrandt’ın eserlerine ve özel yaşamına dair detayları değil, aynı zamanda 16’ncı yüzyıl Hollanda’sına da odaklanabilirsiniz.
Rembrandt House Museum giriş ücreti
-
15 Euro
Ziyaret saatleri
-
10.00-18.00 arası ziyarete açık.
18. Oosterpark
Şehrin gürültüsünden uzaklaşmak adına tercih edilen yerlerden biri olan Oosterpark, özellikle bölge halkının uğrak yeri durumunda. Hollanda mimarisinde park süslemelerine de özel bir vurgu yapmak gerekiyor. Bunu yerinde gözlemlemek adına Oosterpark’ı ziyaret edebilirsiniz. Bol oksijenli ve huzurlu bir ortam sunan Oosterpark, Rembrandt Evi’ne de oldukça yakın. Parkta son derece ilginç yabani muhabbetler kuşlarıyla sık sık karşılaşabilirsiniz. Bu kuşlar, parkın en güzel renklerinden biri diyebiliriz. Şehrin ortasında, tropikal bir atmosfere sahip olan Oosterpark, 1891 senesinde elmas tüccarlarına yönelik bir eğlence parkı olarak kurulmuş.
19. Oude Kerk
Dam Meydanı’nda yer alan Eski Kilise (Oude Kerk) Kraliyet Sarayı’na da oldukça yakın. Bu etkileyici yer genel olarak sanatsal etkinliklere, çeşitli sergilere ya da konserlere, film gösterimlerine ev sahipliği yapıyor. 1200’lü yıllarda gotik mimari tarzda inşa edilen Eski Kilise, zaman zaman kraliyet ailesine mensup kişilerin düğünleri için de kullanılıyor. Yapı, aynı zamanda Amsterdam’da görebileceğiniz en eski dini mekân. Kilisenin dar merdivenlerini kullanarak yukarı çıktığınızda sizi harika bir Amsterdam manzarası karşılıyor. Bu arada Hollanda tarihinde kendine yer bulan bazı büyük şahsiyetlerin de buraya gömüldüğünü belirtelim.
20. Aziz Nicholas Bazilikası
Aziz Nicholas Bazilikası, şehrin tek Katolik ibadethanesi olarak öne çıkıyor. Merkez istasyonunun hemen karşısında bulunması, buraya yapılacak ziyaretleri epey kolaylaştırıyor. Roma Katolik kilisesi, 1884 senesinde inşa ediliş. Genel olarak Neo Barok ve Neo Rönesans etkilerinin hissedildiği bir mimari tarzdan söz etmek mümkün. Bazilikanın içerisinde girdiğinizde çok sayıda sanat eseri, süsleme ve vitray çalışması görebilirsiniz. Aynı zamanda binanın dış bölümünde yer alan kuleler ve kubbe kısmı da oldukça etkileyici. Aziz Nicholas Bazilikası’nı ücretsiz bir şekilde ziyaret edebilirsiniz.
21. Yel Değirmenleri
Hollanda denildiği zaman yel değirmenlerine de apayrı bir vurgu yapmak gerekiyor. Özellikle de Amsterdam özelinde sembol mekanlar arasında bulunan yel değirmenleri, Hollanda halkı için de oldukça kutsal. Hatta sadece yel değirmenlerine özel bir gün dahi bulunuyor. Turistlerin büyük ilgi gösterdiği büyük yel değirmenleri özel süslemelerle ve Hollanda bayrakları ile renklendiriliyor. Şu anda şehirde buğday öğütmek ya da fazlalık suyu çekmek maksadıyla kullanılan 8 adet yel değirmeni söz konusu. Hollanda’nın bir bölümünün deniz seviyesinin altında bulunması, bu yel değirmenlerini daha da önemli hale getiriyor. The Zaanse Schans, De Gooyer ve Riekermolen, şehirde yer alan aktif yel değirmenleri arasında bir nebze öne çıkıyor.
22. Waterlooplein Bit Pazarı
Amsterdam’da fantastik bir Pazar keşfetmek istiyorsanız yönünüzü mutlaka Waterlooplein Bit Pazarı’na doğru çevirin. Waterlooplein Amsterdam’ın önemli meydanlarından birinin adı. Bu meydanda yer alan ikinci el pazarı, çok eski bir geleneği sürdürüyor. Zira, meydandaki pazarı 1882 senesinden bu yana aralıksız şekilde kuruluyor. Kendine has atmosferiyle keyifli zaman geçirmenize olanak tanıyacak olan Waterlooplein Bit Pazarı’nın stantlarında çok sayıda antika eşya, bisiklet ve aksesuar bulabilirsiniz. Bütçe dostu bit pazarı, pazar günü haricinde her gün kuruluyor.
23. Artis Kraliyet Hayvanat Bahçesi
Çocuklu ailelerin uğrak mekanı olan Artis Kraliyet Hayvanat Bahçesi, her sene yaklaşık 15 milyon kişinin ziyaret ettiği bir yer. Hayvanlar için burada genel olarak iyi koşullar oluşturulmuş. Bu nedenle yapı itibarıyla pek çok hayvanat bahçesinden net şekilde ayrılıyor. 1838 senesinde kurulan ve ülkenin ilk hayvanat bahçesi olma özelliğine de sahip olan Artis Hayvanat Bahçesi, son derece geniş bir alana yayılmış durumda. Bu da hayvanların doğal ortamlarına yakın bir atmosferde olmalarına yardımcı oluyor. 900 civarında hayvan türüne ev sahipliği yapan bölgede aynı zamanda çeşitli botanik bahçeleri de söz konusu.
24. Kraliyet Sarayı
Kraliyet Sarayı, sadece Amsterdam’ın değil aynı zamanda tüm Hollanda’nın en etkileyici mimari güzelliklerinden biri. İnşası 1648 senesinde gerçekleşen yapı, ilk dönemlerinde belediye sarayı olarak kullanıldı. Jacob Van Campen öncülüğünde yapımı tamamlanan Amsterdam Kraliyet Sarayı, 1808’den itibaren saraya dönüştürülmüş. Bu değişim, dönemin kralı Louis Bonaparte’ın talebi ile gerçekleşmiş. Hollanda’da burası dışında 2 saray daha bulunuyor. Dam Meydanı’na damga vuran bir ihtişama sahip olan Kraliyet Sarayı’nın içerisinde aynı zamanda bir de müze bulunuyor. Sarayı dolaştığınızda oldukça etkileyici mobilyalar, avizeler, saatler ve halılarla karşılaşabilirsiniz.
25. Madame Tussauds Müzesi
Balmumu heykellerine ilginiz varsa Madame Tussauds Müzesi tam olarak size göre. Tarihe damga vurmuş birçok önemli şahsiyete dair balmumu heykeli, burada ziyaretçilerini karşılıyor. Gerçeğe tıpatıp yakınlıklarıyla hayranlık uyandıran heykeller, her yaştan ziyaretçinin ilgisini çekiyor. Müzede Zayn Malik’ten The Hulk’a, Beyonce’tan Barack Obama’ya kadar birçok popüler balmumu figüründen söz etmek mümkün. Madame Tussauds Müzesi, şehir merkezindeki Kraliyet Sarayı’nın hemen yanında konumlanıyor.
Madame Tussauds Müzesi giriş ücreti
-
Giriş bileti 23 Euro
Ziyaret saatleri
-
11.00-20.00 arası ziyarete açık.
26. A’DAM Lookout
Amsterdam’da adrenalin yüklü bir mekan arıyorsanız, A’DAM Lookout tam olarak ize göre. Şehri en geniş açıdan görme şansı bulacağınız yapı, baş döndürücü bir manzaraya sahip. Burası, özel bir yükseklik korkusu bulunmayan herkesin mutlaka deneyimlemesi gereken bir yer. A’DAM Lookout sayesinde panoramik açıdan şehre göz attığınızda Amsterdam’ın kanalları ufacık görünecektir. Burada adrenalinin sınırlarını zorlamak isterseniz yerin 100 metre üstünde tasarlanan salıncağa binebilirsiniz.
27. Kalverstraat
Amsterdam’da alışveriş konusunda tercih edebileceğiniz yerlerden biri olan Kalverstraat, yılın her dönemi kalabalık ve oldukça canlı bir bölge. 800 metreye yakın bir uzunluğu olan bu cadde, Dam Meydanı’na da yürüme mesafesinde. Bu alan geçmişte büyük bir hayvan pazarı olarak değerlendirilmiş. Şimdilerde ise dünyanın en prestijli markalarının mağazalarını bulmak mümkün. Cadde içerisinde kahve dükkanları, alışveriş merkezleri, restoranlar, hediyelik eşya dükkanları ve Tarih Müzesi adında bir müze bulunuyor.
28. Amsterdam Arena
Hollanda’nın dünyaca ünlü futbol takımı Ajax, maçlarını şehir merkezindeki Amsterdam Arena’da yapıyor. Bu sahada oynanan bir futbol müsabakasına denk gelirseniz fırsatı kaçırmayın deriz. Atmosferi ve yüksek kapasitesiyle Amsterdam Arena’da çok keyifli bir 90 dakika geçireceğinizi söyleyebiliriz. Johan Cruijff Arena olarak da bilinen stadyum, dünyanın en eski futbol kulüplerinden biri olan Ajax’a ev sahipliği yapıyor. Eğer maç günlerine denk gelmezseniz, stadyumun müze bölümünü ziyaret edebilirsiniz. Müze bölümünde birçok kulübün hayali olan Şampiyonlar Ligi kupaları da bulunuyor. Bu arada zaman zaman stadyum dev konserler ve etkinlikler için de kullanılabiliyor.
29. Hortus Botanicus
Eğer bitkilerin büyüleyici dünyasına özel bir ilginiz varsa Amsterdam’da sizi harika bir mekan bekliyor. Bu devasa botanik bahçesinin tarihi 1600’lü yılların ortalarına tekabül ediyor. Hortus Botanicus'un içerisinde toplamda 4 bin civarında egzotik bitki türünü yakından inceleyebilirsiniz. Ayrıca burada her bitki türüne dair teorik bilgiler de söz konusu. Botanik bahçesinin içerisinde ziyaretçilerin dinlenebilecekleri büyük bir kafe yer alıyor. Yeşilin içerisinde, bol oksijenli bir atmosferde sevdiklerinizle verimli bir gezi turu yapmak adına Hortus Botanicus’u es geçmemelisiniz.
30. Ulusal Denizcilik Müzesi
“The National Maritime Museum” olarak da bilinen Amsterdam Ulusal Denizcilik Müzesi, şehrin en çok ziyaret edilen müzeleri arasında kendine yer buluyor. Özellikle de gemilere ya da denizlere karşı zaafı olanlar için bu müze tam anlamıyla bir cennet. NEMO Müzesi’nin tam karşısında konumlanan Ulusal Denizcilik Müzesi, dikdörtgen yapısıyla dikkat çekiyor. 1653 senesinde inşa edilen ve tarihsel süreç içerisinde farklı amaçlarla kullanılan bina, 1973 senesinden bu yana müze olarak değerlendiriliyor. Müzenin hemen yanında 3 direkli büyük bir gemi de müze ziyaretinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Müze içerisinde toplamda 1800 gemi sergileniyor. Burada, 16’ncı yüzyılda kullanılan en ilkel gemi modellerine de rastlamanız mümkün. Ayrıca gemicilikle alakalı özel teknik çizimlerden motorlara, yarış botlarından savaş gemilerinde tercih edilen materyallere kadar pek çok figür ziyaretçilerini bekliyor.
Ulusal Denizcilik Müzesi giriş ücreti
-
15 Euro
Ziyaret saatleri
-
10.00-17.00 arası ziyarete açık.
31. Concertgebouw
Concertgebouw, şu anda dünya genelinde en nitelikli 3 konser salonundan biri olarak gösteriliyor. Diğer 2 salon ise Viyana ve Boston’da yer alıyor. Concertgebouw’u bu kadar ayrıcalıklı kılan temel özelliği, dünya standartlarında bir akustiğe sahip olması diyebiliriz. Böylesine bir salonda organize edilen konserlerin de ne denli yüksek bir standarda sahip olduğunu elbette tahmin edebilirsiniz. Bu arada salonda herhangi bir müzik etkinliğine denk gelemeseniz bile en azından ziyaretçilere özel olarak düzenlenen turlara dahil olabilirsiniz.
32. Westerkerk Kilisesi
Anne Frank Evi’ne oldukça yakın bir konumda yer alan Westerkerk Kilisesi, 83 metrelik yüksekliğiyle dikkat çekiyor. Amsterdam’da daha yüksek bir kilise kulesi bulunmuyor. Kulenin tepesine kadar çıkıp etkileyici şehir manzarasına tanıklık etme şansına erişebilirsiniz. İnşası 1619 yılında gerçekleşen Westerkerk Kilisesi’nde Hendrick de Keyser imzası bulunuyor. Yapıda daha çok Rönesans tarzı mimarinin somut etkileri hissediliyor. Turistler kule dışında çatı bölümündeki özgün süslemelere de özel bir ilgi gösteriyor. Bu arada Westerkerk Kilisesi, şu an itibarıyla şehrin aktif olan en büyük Protestan kilisesi durumunda.
33. Museum Ons Lieve Heer op Solder
Museum Ons Lieve Heer op Solder, Amsterdam’ın en eski ikinci müzesi olarak biliniyor. Şehrin en köklü müzesi ise yukarıda da söz ettiğimiz üzere Rijskmuseum. Müzeye de sahipliği yapan görkemli yapı, 1630 senesinde inşa edilmiş. Başlangıçta bir kanal evi olarak tasarlanan yapı, daha sonra ise kiliseye dönüştürülmüş. 1888 senesinde kilise yerine müze olarak işlev görmesine karar verilmiş. Müze içerisinde günah çıkarma bölümleri, kilise, büyük salon ve şapel gibi ziyaret etmeye değer bölümler mevcut. Aynı zamanda 1600’lü yılların mutfak yapılarından bir kesit de müze içinde kendine yer buluyor. Museum Ons Lieve Heer op Solder’da; tavanda bulunan ince işçilikli motiflerden zemine kadar her şey belli bir ahenk içinde.
Museum Ons Lieve Heer op Solder giriş ücreti
-
17 Euro
Ziyaret saatleri
-
11.00-20.00 arası ziyarete açık.
34. Amsterdam Tren İstasyonu
Amsterdam Tren İstasyonu, şehirde gezilecek pek destinasyonda karşınıza çıkabilecek bir yer. Şehirdeki birçok turistik yer, tren istasyonuna olan uzaklığına göre ölçülüyor. Burayı bu denli önemli kılansa Amsterdam’ın ana istasyonu olması. “Ulusal miras alanı” olarak tanımlanan bölge, “Amsterdam Centraal” ismiyle biliniyor. Amsterdam Tren İstasyonu’nun yapımı 1800’lü yılların son dönemine rastlıyor. Rönesans ve Gotik mimari tarzlarının bir arada olduğu tarihi istasyon, birçok ulaşım opsiyonu için önemli bir bağlantı yeri. Dam Meydanı ve Kraliyet Sarayı’na yakın konumda olan Amsterdam Tren İstasyonu’nun özellikle büyüleyici saatinin üzerinde yer alan detayları ile ilgi topluyor.
35. Amsterdam Peynir Müzesi
Amsterdam’ın süt ürünleri konusunda ne denli zengin ve üretken bir ülke olduğunu mutlaka duymuşsunuzdur. Hal böyle olunca burada bir peynir müzesi olmasına da şaşırmamak gerekiyor. Amsterdam Peynir Müzesi, iki genç girişimcinin çabaları sonucunda kurulmuş. Müze içerisinde ücretsiz şekilde tadım yapabilir ya da genel manada peynirin tarihçesine dair kapsamlı şekilde bilgi edinebilirsiniz. Hollanda’da üretilen geleneksel ve modern peynir çeşitlerinin hemen hemen tamamını burada bulabilirsiniz. Amsterdam şehri için peynir yapımının 600 yıllık bir geçmişi bulunuyor. Müzenin pek çok noktasında özel olarak hazırlanmış video kolajları izleyebilirsiniz.
Amsterdam Peynir Müzesi giriş ücreti
-
Ücretsiz
Ziyaret saatleri
-
Haftanın her günü 09.00-19.00
36. Diamond Museum
Amsterdam’ın sevilen müzelerinden biri olan Diamond Museum, adından da anlaşılacağı üzere elmas temasına odaklanıyor. Şehrin en eski müzeleri arasında gösterilen Diamond Museum, global bir elmas firmasının kurucusu olan Coster Diamonds tarafından oluşturulmuş. Bina; hem nadide koleksiyonların sergilendiği bir yer olarak değerlendiriliyor hem de aktif bir atölye olarak işlev görüyor. Van Gogh Müzesi’ne de son derece yakın konumda yer alan Diamond Museum’da özellikle efsane ressamın Starry Night adlı eserinin elmaslarla süslenmiş replikasını ve kraliyet mücevherlerini yakından incelemenizi öneriyoruz. Müze içerisinde ayrıca elmasın tarihi, birbirinden farklı materyaller aracılığıyla aktarılıyor.
Diamond Museum giriş ücreti
-
13 Euro
Ziyaret saatleri
-
09.00-17.00 arası ziyarete açık.
37. Moco Müzesi
2016 senesinden bu yana ziyaretçilerini ağırlayan Moco Müzesi, çağdaş sanat tutkunlarını bünyesinde toplamayı başarıyor. Müzenin yer aldığı bina, 1939 senesinden bugüne ayakta. Müzede özellikle sokak sanatının en incelikli örneklerini inceleyebilirsiniz. Ünlü bir sokak sanatçısı olan Banksy’nin eserleri, Moco Müzesi’ne tam anlamıyla damga vuruyor. Müzenin giriş bölümünde sizi etkileyici bir 3D galeri karşılıyor. Müzenin genellikle genç bir ziyaretçi kitlesi olduğunu ifade edebiliriz.
Moco Müzesi giriş ücreti
-
22 Euro
Ziyaret saatleri
-
10.00-18.00 arası ziyarete açık.
38. Cuypers Kütüphanesi
Hollanda'nın en eski ve en büyük sanat tarihi kütüphanesine ev sahipliği yapan Cuypers Kütüphanesi, Amsterdam'ın ünlü Rijksmuseum'unda yer alıyor. Estetik ambiyansı, mimarisi ve ev sahipliği yaptığı kitap arşivi ile özellikle sanat tarihçileri ve sanat severler için eşsiz bir yer.
39. Sarphatipark
Yukarıda yer verdiğimiz Albert Cuyp Market’in komşusu sayılan Sarphatipark, Amsterdam’ın adeta oksijen deposu durumunda. 150 sene önce inşa edilen bu devasa park, hem Hollanda’nın yerel halkı hem de turistler tarafından sıklıkla ziyaret ediliyor. Toplamda 10 dönümlük bir alanı kaplayan Sarphatipark’ın yapımında Yahudi bir doktor olan Samuel Sarphati’nin imzası bulunuyor. En sevilen semtlerden biri olan De Pijp içerisinde olması, burayı daha da popüler kılıyor. Basketbol, tenis, masa tenisi, futbol ve voleybol alanlarından dolayı çocuklu aileler burada vakit geçirmeyi epey seviyor. Şehir merkezinden kalkan tramvay ve metro gibi opsiyonları değerlendirerek parka kolayca gelebilirsiniz.
40. Flevopark
Amsterdam’ın hemen her noktasında geniş yeşil alanlara ve parklara tanıklık etmeniz mümkün. Bu parklardan biri olan Flevopark’ta özel barbekü alanları, spor meraklılar için özel parkurlar, restoranlar, koşu yolları ve açık yüzme havuzu yer alıyor. Amsterdam Üniversitesi Bilim Parkı’na komşu olan Flevopark, şehrin doğu kısmında konumlanıyor. Yeşil alanların yoğunluğu açısından bakıldığı zaman Flevopark, Oosterpark’ın önünde yer alıyor diyebiliriz. Çocukların motor kabiliyetlerini geliştirmeye yönelik özel oyun parkurları, bu parkı farklı kılan unsurlardan diğeri. Parkta çocuklara ihtiyaç duyabilecekleri özel oyun materyalleri ücretsiz bir şekilde temin edilebiliyor. Bu arada Flevopark, birçok farklı kuş türünün de yuvası durumunda. Kuş seslerinin ve yemyeşil ağaçlık alanların damga vurduğu bu harika parkta huzur dolu bir gün geçireceğinizden emin olabilirsiniz.
41. İşkence Müzesi
Bu müzenin kulağa biraz ürkütücü geldiğinin farkındayız. Fakat yakın tarihin gerçekleri ile yüzleşmek adına oluşturulan İşkence Müzesi, Amsterdam’ın en değerli müzeleri arasında kabul görüyor. Avrupa’nın en karanlık yıllarında benimsenen adalet anlayışı, bu müzede somut bir karşılık buluyor. Adaleti sağlama noktasında çivilerden sopalara kadar pek çok işkence materyali, İşkence Müzesi’nde tüm çıplaklığı ile kendine yer buluyor. Çok farklı işkence türleri hakkında görsel düzeyde bilgi aktarımı yapan müze, tahmin edileceği üzere çocuklar için uygun değil. Engizisyon sandalyesi, asılı kafes gibi büyük suçlarda kullanılan malzemeler, yaratılan yarı karanlık atmosferle beraber sunuluyor.
İşkence Müzesigiriş ücreti
-
13 Euro
Ziyaret saatleri
-
11.00-20.00 arası ziyarete açık.
42. Damrak
Amsterdam’ı simgeleyen resimlerde sıklıkla gördüğümüz Damrak, şehrin en popüler caddelerinden biri sayılıyor. Beurs Van Berlage dışında Tarihi Borsa Binası’nın da yer aldığı Damrak, her saat kalabalık ve aynı ölçüde renkli olabiliyor. Dam Meydanı yakınlarındaki caddede, şehrin en sevilen mağazaları, kafeleri, hediyelik eşya dükkânları ve restoranları sıralanıyor. Ayrıca burası, şehirde turistleri en çok görebileceğiniz yerlerden biri durumunda.
43. Vücut Dünyaları Müzesi
Vücut Dünyaları Müzesi’nin örneklerine Avrupa’nın farklı şehirlerinde de rastlamanız olası. Amsterdam’daki versiyonu, bunlar arasında en popüler olanlarından biri durumunda. İnsan vücudundaki şaşırtıcı detayları çok yakından görmek adına bu ilginç müzeyi değerlendirebilirsiniz. Eşsiz bir deneyim vadeden Vücut Dünyaları Müzesi’nde 200’den fazla insan maketi yer alıyor. Body Worlds olarak da tanınan müzede vücudumuzun orijinal formunu en ufak detayları ile inceleyebilirsiniz.
Vücut Dünyaları Müzesi giriş ücreti
-
Giriş bileti 22 Euro
Ziyaret saatleri
-
09.00-20.00 arası ziyarete açık
44. Keukenhof Gardens
Dilimize “Lale Bahçeleri” olarak çevirebileceğimiz Kuekenhof Gardens, Hollanda’nın sembolü olan lalelerinin her çeşidini bir arada görmenize olanak tanıyor. Etkileyici fotoğraf kareleri oluşturmanıza da yardımcı olan bu çok özel bölgede, sadece bir bahar döneminde bile 7 milyona yakın çiçek açıyor. Oluşan bu renk cümbüşüne tanık olmak adına Kuekenhof Gardens’i ilkbahar döneminde ziyaret etmeniz gerekiyor. Nitekim Kuekenhof Gardens sadece bu dönemde açık oluyor. Toplamda 32 hektarlık bir alana yayılan Lale Bahçeleri’nin çevresinde özel teras alanları, göletler ve şık restoranlar da yer alıyor.
45. Amsterdam Satranç Müzesi
Amsterdam şehri, ilginç temalı müzeler konusunda oldukça yaratıcı. Bunlardan biri olan Amsterdam Satranç Müzesi, retro bir forma sahip. Hollandalı şampiyon satranç oyuncusu Max Euwe’ye adanmasından dolayı kimi kaynaklarda burası “Max Euwe Merkezi” adıyla da anılıyor. Müzede ağırlıklı olarak dünya satranç tarihinden önemli figürler ve belgeler ele alınıyor. Müze içerisinde kendi seviyenize uygun şekilde, bilgisayara satranç oynayabilirsiniz. Bu arada müzeye ev sahipliği yapan bina, ikinci Dünya Savaşı’nda hapishane olarak kullanılmış.
Amsterdam Satranç Müzesigiriş ücreti
-
Giriş ücretsiz
Ziyaret saatleri
-
Salı ve cuma günleri arasında12.00-16.00 arası ziyarete açık
46. Albert Cuypmarkt
Albert Cuypmarkt, sadece Amsterdam şehrinin değil aynı zamanda tüm Avrupa’nın en kapsamlı sokak pazarlarından biri olarak öne çıkıyor. Turistlerin yoğun ilgi gösterdiği bölgede toplamda 250 civarında stant yer alıyor. Üstelik stantlarda birbirine benzeyen ürünler yok, her bir stantta sizi şaşırtacak detaylarla karşılaşabilirsiniz. Bu büyük pazara adını veren Albert Cuyp ise 1600’lü yıllarda yaşamış olan önemli bir ressam. Fiyatların son derece uygun düzeyde olduğu Albert Cuypmarkt içerisinde meyvelerden bisikletlere, ilginç kıyafetlerden antika eşyalara kadar aradığınız pek çok şeye ulaşabilirsiniz. Bu arada Albert Cuypmarkt’ın pazar günleri dışında her gün açık olduğunu hatırlatalım.
47. OSCAM
Açılımı “Open Space Contemporary Art Museum” şeklinde olan OSCAM, Amsterdam’ın Bijlmer semtinde yer alıyor. Bu semt, dokusu ve çok kültürlü yapısıyla turistik bir değere sahip. Moda, tasarım ve sanat üçgeninde eserler sergileyen OSCAM, geleneksel müze kalıplarını önemli ölçüde kırmayı başarıyor. Amsterdam’ın kültürel ve sanatsal çeşitliliği, müzenin içeriğine net şekilde yansımış durumda. Müze yönetimi, bölgedeki birçok kurumla iş birliği yaparak müzeyi gençler açısından daha cazip hale getiriyor. Open Space Contemporary Art Museum ayrıca bir kafe olarak da değerlendiriliyor. Dolayısıyla sizi oldukça nezih ve konforlu bir mekanın beklediğinden emin olabilirsiniz.
OSCAM giriş ücreti
-
Ücretsiz
Ziyaret saatleri
-
10.00-18.00 arası ziyarete açık.
48. Wondr Experience
Amsterdam’da eğlence aktiviteleri sadece çocuklara özgü değil. Yalnızca yetişkinlere özgü eğlence merkezlerinden biri olan Wondr Experience, 1200 metrekarelik bir alanda hizmet veriyor. Wondr Experience aynı zamanda şehirde yetişkin bireylere yönelik olarak açılan ilk sanatsal oyun alanı olarak da biliniyor. Büyük top havuzları, ormanlık alan, karaoke alanları ve marshmallow havuzu, bu devasa eğlence merkezinin en popüler durakları. Wondr Experience içerisinde toplamda 15 ayrı parkur bulunuyor. Gezi yoğunluğuna mola verip biraz adrenalin salgılamak isterseniz Wondr Experience’ın yaratıcı oyun alanlarını mutlaka keşfetmelisiniz.
49. Piyano Müzesi
Piyano tutkunlarını bir araya getiren Amsterdam Piyano Müzesi, bilhassa geleneksel piyano türlerine meraklı olanlar için müthiş bir alan. Piyano Müzesi’nde 20 bin civarında müzik rulosu ve 50 mekanik piyano söz konusu. Müzeye ev sahipliği yapan binanın satılma olasılığından dolayı yakın bir gelecekte kapanma olasılığı bulunuyor. Bu nedenle birbirinden ihtişamlı piyanoları bünyesinde barındıran bu çok özel müzeyi kapanmadan bir an önce ziyaret etmelisiniz. Loş bir atmosfere sahip olan müze, piyano tarihi hakkında da birçok bilgiyi ziyaretçilerine aktarıyor.
Piyano Müzesi giriş ücreti
-
9 Euro
Ziyaret saatleri
-
Cuma, cumartesi ve pazar günleri 11.00-17.00 arası ziyarete açık.
50. İncil Müzesi
1975 senesinde hizmete giren İncil Müzesi, etkileyici bir kanal manzarasına sahip. Müzeye ev sahipliği yapan bina, bölgede “Cromhaut Evleri” olarak bilinen evlerden biri. Bu evlerin inşasında Philips Vingboons adlı yetenekli bir mimarın rolü büyük. Dolayısıyla müzeyi ziyaret ederken hem müzenin içeriğini hem de bu eşsiz mimarinin detaylarını inceleme şansı bulabilirsiniz. Müzede en çok ilgi çeken parça, Hollanda içerisinde basılan en eski İncil. Ayrıca Ölü Deniz Parşömeni’nin kopyası da ilgi gören eserler arasında. Çok sayıda İncil koleksiyonunun yer aldığı müzede Antik Mısır’dan bugüne ulaşan kandiller, madeni paralar ve tabletler, ziyaret etmeye fazlasıyla değer.
İncil Müzesi giriş ücreti
-
Tam 12 Euro
-
Öğrenci 10 Euro
Ziyaret saatleri
-
Pazar dışında her gün 10.00-17.00 arası ziyarete açık.
Amsterdam’dan sonra sırada Paris varsa, Paris’te gezilecek yerler yazımıza mutlaka göz atın.
