Paris, dünyanın en romantik şehri olarak biliniyor. Büyülü atmosferi, birçok filme ev sahipliği yapmış kartpostal gibi caddeleri ile ünlü bu kent ayrıca aşkın, romantizmin, sanatın, modanın ve tarihin buluştuğu yer olarak da ilgi görüyor.
Eyfel Kulesi'nin gökyüzüne yükselen zarafetini, Louvre Müzesi'nin sanatsal hazinelerini, Notre-Dame Katedrali’nin gotik ihtişamını ve Seine Nehri’nin romantik sakinliğini sadece bu büyülü şehirde görebilirsiniz. Şanzelize Caddesi’nin lüks mağazaları, Montmartre'nin bohem havası ve Le Marais'in gizemli sokakları ise her zevke hitap ediyor. Paris aynı zamanda kafeleri, pastaneleri ve restoranlarıyla dünya mutfağının en lezzetli örneklerini sunuyor.
Önemli not: Bu yazının hazırlandığı tarihte 1 Euro 30,45 TL.
Paris neyi ile meşhur?
Paris Eyfel Kulesi, Şanzelize Caddesi ve Sen Nehri ile meşhur olduğu kadar moda ve sanatta da birçok mekana ve galeriye ev sahipliği yapıyor.
Paris’te ne yemek yenir?
Soğan çorbası, istiridye, salyangoz, et tartar, kaz ciğeri, creme brule, makaron gibi lezzetler Paris’in en meşhur yemekleri arasında yer alıyor.
Paris’i gezmek için kaç gün gerekli?
Eğer Paris sokaklarında dolaşmak, kafe ve restoranlarda keyif yapmak isterseniz hafta sonu size yetecektir. Sergiler, müzeler ve etkinliklerle dolu geçecek bir Paris tatili için en az 5 gün öneririz.
Paris denilince akla ilk gelen ve şehrin sembolü olan Eyfel Kulesi tüm ihtişamı ile şehrin hemen her yerinde kendini gösteriyor. 1889 yılında Fransız mühendis Gustave Eiffel tarafından Paris'teki dünya fuarı için geçici olarak inşa edilen yapı daha sonra kalıcı hale geliyor. Eyfel Kulesi, anten ile birlikte 330 metre yüksekliğinde. Yapıldığı dönemde tamamlanmış en yüksek yapılardan biri olarak biliniyor. Kule, 26 ay boyunca 3.000 işçinin çalışması ile demir çelikten yapılmış 18.038 adet parçanın birleştirilmesiyle inşa ediliyor.
Eyfel Kulesi, ziyaretçilere farklı seviyelerde muhteşem Paris manzaraları sunuyor. Kuleye çıkabilmek için merdivenleri veya asansörü kullanabilirsiniz. 1. Katı 57 metre, 2. Katı 115 metre ve zirvesi 276 metrede ziyaretçilerini ağırlıyor. Zirve bölümünden ise Paris 360 derece olarak ayaklarınızın altında oluyor. Her katta ve zirve bölümünde restoranlar ve hediyelik eşya dükkanları bulunuyor. Kule, her akşam güzel bir ışık gösterisiyle aydınlatılıyor. Özellikle gece ziyaret edildiğinde, bu ışık gösterisinin oldukça etkileyici olduğunu söyleyebiliriz. Eyfel Kulesi, her yıl dünyanın birçok yerinden gelen milyonlarca turist tarafından ziyaret ediliyor.
Giriş ücreti
Asansörle 2. kat bileti: Yetişkin 18,10 Euro - 12-24 yaş 9,00 Euro - 4-11 yaş & engelli 4,5 Euro - 4’ten küçükler ücretsiz.
Asansörle 2. kat + Asansörle Zirve: Yetişkin 28,30 Euro - 12-24 yaş 14,10 Euro - 4-11 yaş & engelli 7,10 Euro - 4’ten küçükler ücretsiz.
Merdivenle 2. kat bileti: Yetişkin 11,30 Euro - 12-24 yaş 5,6 Euro - 4-11 yaş & engelli 2,80 Euro - 4’ten küçükler ücretsiz.
Merdivenle 2. kat + Asansörle Zirve: Yetişkin 21,50 Euro - 12-24 yaş 10,70 Euro - 4-11 yaş & engelli 5,40 Euro - 4’ten küçükler ücretsiz.
Açık olduğu saatler
Haziran-Eylül 09.00-00.45
Ekim-Mayıs 09.30-23.45
Eskiden saray olan bu muhteşem müzede keşfedilmeyi bekleyen birbirinden özel birçok sanat eseri bulunuyor. Dünyanın en büyük sanat müzelerinden biri olan Louvre, Mona Lisa, Cupid’in Öpücüğü ile Canlanan Psyche, Semadirek Kanatlı Zaferi, Kana’da Düğün, Halka Yol Gösteren Özgürlük ve diğer birçok önemli eseri barındırıyor. Louvre Müzesi, 12. yüzyılda bir kraliyet sarayı olarak inşa ediliyor ve daha sonra müzeye dönüştürülüyor. Müze, 1793 yılında halka açıldığında Fransa'nın ulusal sanat ve tarih hazinelerini barındırmaya başlıyor. Louvre Müzesinde, yaklaşık 38,000'den fazla sanat eserini sergileniyor. Koleksiyonun içinde resimler, heykeller, antik eserler, mücevherler, mobilyalar ve daha birçok sanat dalından eser bulunuyor. Müze binası, barok ve neoklasik tarzlarda inşa edilmiş olup üç kanatlı bir yapı olarak karşımıza çıkıyor. Müzede tüm eserleri görebilmek için 5-6 saatlik rehberli turları tercih etmenizi öneriyoruz.
Giriş ücreti
Müze giriş bileti 18 yaş üstü 17 Euro.
Müze bileti + sıra beklemeden müzeye giriş hakkı + audioguide (sesli rehber) 32 Euro.
0-18 yaş ücretsiz.
18-26 yaş arası AB vatandaşları ve uzun süreli ikametgâh hakkı olanlar için ücretsiz.
Açık olduğu saatler
09.00-18.00
Cuma günleri 09.00-21.45
Salı günleri kapalı.
1 Ocak (Yılın İlk Günü), 1 Mayıs (İşçi Bayramı), 25 Kasım (Noel) ve 11 Kasım (1. Dünya Savaşı’nın sonu) tarihlerinde müze tamamen kapalı.
Eyfel Kulesi’nin altında uzanan Eyfel Bahçeleri ile birleşen Champ De Mars parkı Eyfel Kulesi’ni tam olarak gören yemyeşil ve kocaman bir alana yayılmış durumda. Burada kendi aralarında müzik yapıp eğlenen arkadaş grupları, çocuklarıyla veya aileleriyle piknik yapan Paris sakinlerini, romantik bir şekilde içeceklerini yudumlayan çiftleri göreceksiniz. Siz de bu parkta keyifli vakit geçirmek için akşam saatlerini tercih edebilirsiniz. Bu muhteşem şehrin keyfini çıkarmak için Paris uçak bileti linkine tıklayarak bilet araştırmalarına başlayabilirsiniz.
Monet, Picasso, Van Gogh gibi nice büyük sanatçıların muhteşem eserlerinin sergilendiği Orsay Müzesi, dünyanın en önemli koleksiyonlardan birisine ev sahipliği yapıyor. Paris'in sol kıyısındaki Seine Nehrinin kenarında yer alan, özellikle 19. yüzyıl Fransız sanatı ve daha fazlasını içeren önemli bir sanat müzesi olarak yıllardır hak ettiği değeri buluyor. Orsay Müzesi’nin koleksiyonunda çoğunlukla Fransız sanatına ait, 1848 – 1915 yılları arasında yapılmış, yaklaşık 3.000 heykel, resim, mobilya ve fotoğraf yer alıyor. Orsay Müzesinin olduğu yapı eski bir tren garı olup yeniden değerlendirilmek için müze binasına dönüştürülmüş durumda.
19. yüzyılın Fransız sanatının zenginliği ve çeşitliliğini keşfedebileceğiniz bu müze, sanat tarihini yakından tanımaya fırsat sunuyor. Çatıda yer alan saati müze binasının ikonik sembolü. Son katta yer alan saatin arkasında şehri izleyebileceğiniz harika bir alan mevcut.
Giriş ücreti
Müze giriş bileti 18 yaş üstü 16 Euro.
0-18 yaş ücretsiz.
18-25 yaş arası AB vatandaşları ve uzun süreli ikametgah hakkı olanlar için ücretsiz.
Engelli kişiler ve herhangi bir refakatçisi ile beraber ücretsiz.
ICOM kart sahiplerine ücretsiz.
Açık olduğu saatler
09.30-18.00
Perşembe günleri 09.30- 21.45
Pazartesi günleri kapalı.
Notre-Dame Katedrali, Paris'in merkezinde Seine Nehri'nin üzerinde yer alan Gotik tarzda inşa edilmiş ünlü bir katedral. Hem dini anlamı hem de mimari ve kültürel bir değeri bulunan bu katedral, Paris'e gelen ziyaretçiler için mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Notre-Dame Katedrali, 12. yüzyılda inşa edilmeye başlanmış ve 14. yüzyılda tamamlanmış. Binanın inşasına başlamadan önce bu alanda Roma dönemine ait bir tapınak ve ardından bir erken Hristiyan kilisesi bulunuyordu. İnce sivri kemerler, yüksek tonozlar, vitray pencereler ve büyük gül pencereleri bu tarzın karakteristik özellikleridir. Katedralin çift kulesi, şehrin panoramik manzaralarını sunar.
Katedralin en ünlü çanı olan "Emmanuel" ise 13. yüzyılda yapılmış ve hala çalınabilen en büyük çan olarak bilinir. Notre-Dame, Victor Hugo'nun "Notre-Dame'ın Kamburu" adlı romanında da önemli bir rol oynamış ve bu romanın etkisiyle dünya çapında ün kazanmıştır. 1345 yılında kapılarını açan katedral, Napolyon Bonapart’ın Fransız İmparatoru olarak taç giyme törenine de sahne olmuş ve bu sahne resmedilmiş. Bu tablo Louvre Müzesi’nde sergilenen eserler arasında yer alıyor.
UNESCO Kültür Mirası listesinde olan saray ve bahçeleriyle Versay Sarayı, dünyanın en ünlü saraylarından biri. Fransız İhtilali'nin sona erdiği yer olan Aynalı Salon, Versay Sarayı’nın en ilgi çeken alanlarından biri. Versay Antlaşmasının imzalandığı yer olan Aynalı Salon olarak adlandırılan salon bahçelere bakan ve 17 ayaklı pencereyi yansıtan 17 aynalı kemer serisiyle dikkat çekiyor.
Sarayın bugün olduğu yerde 1624 yılında Barok bir ev köşkü varken 1661 yılında 14.Louis buraya sarayın ilk binasını inşa ettirmiş. 1668 yılında kraliyetin resmi sarayı olmuş ve Fransız Devrimine kadar eklenen ek yapılarla saray genişletilerek bugünkü halini almış. Versay Sarayı, zengin süslemeleri, freskleri ve mobilyaları ile ünlüdür. Saray içindeki birçok oda, zarif bir şekilde dekore edilmiş ve dönemin zenginliğini yansıtıyor.
Giriş ücreti
18 yaş üstü için müze ve bahçe giriş bileti sesli rehber dahil 19,50 Euro.
0-18 yaş ücretsiz.
18-26 yaş arası AB vatandaşları ve uzun süreli ikametgah hakkı olanlar için ücretsiz.
Engelli kişiler ve herhangi bir refakatçisi ile beraber ücretsiz.
Fransa’da çalışan öğretmenler için ücretsiz.
Açık olduğu saatler
09.00- 17.30
Pazartesi günleri kapalı.
Ulaşım
Versay Sarayı Paris’in merkezinden 16 kilometre dışarda kalıyor. Buraya varmak için RER C hattını kullanarak Versailles Château Rive Gauche durağında inip 10 dakikalık bir yürüyüşle saraya ulaşabilirsiniz.
14. Louis’in, 1687 yılında pembe mermerli ve bahçeli bir saray olarak özel hayatı için yaptırmış olduğu saray Gransd Trianon Sarayı olarak adlandırılıyor. Sarayın huzurlu bahçesinde keyifli vakit geçirebilirsiniz.
Günümüzde ise burası Fransa Başbakanlığı tarafından misafirlerini ağırlamak için kullanılıyor. Trianon Saraylarından küçük olanı da yine 14. Louise tarafından sevgilisi Madame de Pompadour’un isteği üzerine yapılmış ancak birkaç yıl sonra karısı Marie Antoinette’e hediye etmiş. Marie Antoinette Fransız Devrimi’nden sonra trajik bir şekilde hayatını kaybetmişti. Bu sarayı gezerken Kraliçe Marie Antoinette’nin zarif ve zevkli tarzına hayran kalacaksınız.
Giriş ücreti
18 yaş üstü için Versay Sarayı+Trianon Sarayları ve bahçe giriş bileti sesli rehber dahil 28,50 Euro.
0-18 yaş ücretsiz.
18-26 yaş arası AB vatandaşları ve uzun süreli ikametgah hakkı olanlar için ücretsiz.
Engelli kişiler ve herhangi bir refakatçisi ile beraber ücretsiz.
Fransa’da çalışan öğretmenler için ücretsiz.
Açık olduğu saatler
12.00- 17.30
Pazartesi günleri kapalı.
Paris’in Notre Dame Katedrali’nden sonra en büyük kilisesi olan Saint Sulpice Kilisesi, gerek mimarisi gerek içinde barındırdığı eşsiz eserlerle büyüleyici bir kilise. Saint-Sulpice, Paris'in en büyük ikinci kilisesi olarak bilinir. Saint-Sulpice Kilisesinin yapımı 17. yüzyılın ortalarına dayanır. İnşaatı 1646'da başlamış ve yaklaşık 150 yıl süren bir sürecin ardından tamamlanmıştır. Saint-Sulpice Kilisesi, Fransız Neoklasik tarzında inşa edilmiş olup cephesindeki devasa sütunlar, heykeller ve süslemelerle dikkat çekiyor.
İç mekanı ise oldukça etkileyicidir. Daha girişindeki sütunlar ve kafanızı kaldırıp baktığınızda göreceğiniz tavan baş döndürücü bir mimariye sahip. Kilisenin içinde, dünyanın en büyük ikinci orglarından biri olarak kabul edilen bir org konumlanıyor. Orgun yapımı Jean-Baptiste Cavaillé-Coll tarafından gerçekleştirilmiş. Ayrıca Saint-Sulpice Kilisesi, özellikle Murano camından yapılan muhteşem renkli pencereleri ile de ünlüdür. Kilisenin içinde, ünlü ressam Eugène Delacroix tarafından yapılan freskler bulunuyor. "Jacob'un Melekleriyle Dövüşü" adlı fresk en dikkat çekici olanlardan biri. Kilisenin çevresinde yer alan Saint-Sulpice Meydanı, dinlenmek ve etrafı izlemek için ferah bir alan. Saint-Sulpice Kilisesi, Dan Brown'ın "Da Vinci Şifresi" adlı romanından uyarlanan aynı adlı filmde önemli bir rol oynamış. Filmde “Gül Çizgisi”nin izlerini bulmak için Saint Sulpice Kilisesi önemli bir yer olarak çekilmiş.
Açık olduğu saatler
Her gün 08.00-20.00
Versay Sarayı, büyük bahçeleri, heykelleri ve süslemeleriyle dikkat çeker. Versay Sarayı'nın büyük ve görkemli bahçeleri, Barok tarzda düzenlenmiş. Bu bahçelerde şelaleler, havuzlar, heykeller ve düzenli yollar bulunuyor. Size de Versay Bahçelerini gezmek, çimenleri, çiçekleri ve çeşmeleri arasında keyifli vakit geçirmek kalıyor.
Açık olduğu saatler
Her gün 08.00 – 18.00
Pantheon, 18. yüzyılda inşa edilmeye başlandı ancak 1790 yılında tamamlanabildi. Başlangıçta bir kilise olarak inşa edilen yapı, devrim sonrası bir anıt ve mezarlık olarak kullanılmaya başlandı. O zamandan beri Panthéon iki kez daha kiliseye dönüştürülmüş, ama sonrasında yeniden anıt mezar versiyonuna geri dönmüş. Paris'in Sainte-Geneviève tepesi (Montagne Sainte-Genèvieve) üzerinde bulunduğundan, tüm şehre hakim bir manzaraya sahip. Panthéon, Fransız Neoklasik tarzında inşa edilmiş ve Yunan-Roma etkileri taşır. Muhteşem bir kubbesi, devasa sütunları ve heykelleriyle dikkat çekici mimariye sahip. Fizikçi Léon Foucault, 1851'de bu yapının kubbesinden aşağıya sarkıttığı 67 metrelik bir Foucault sarkacı ile Dünyanın kendi çevresinde döndüğünü ispatlamış ve bu deneyiyle Fransa ve tüm dünyada büyük ilgi uyandırmıştır. Panthéon, birçok ünlü Fransızın mezarına ev sahipliği yapıyor. Burada Voltaire, Jean-Jacques Rousseau, Victor Hugo, Alexandre Dumas, Émile Zola, Marie Curie ve Louis Braille gibi önemli isimlerin mezarları bulunuyor. Ayrıca Fransız Devrimi'ni ve Fransız Cumhuriyeti'ni simgeleyen önemli bir anıt.
Panthéon'un alt katında, büyük bir kütüphane bulunuyor. Bu kütüphane, araştırmacılar ve öğrenciler için önemli bir kaynak merkezi işleve sahip. Panthéon, Fransız tarihinde ve kültüründe büyük bir öneme sahip. Hem tarihi hem de mimari açıdan zengin bir anıt olarak Paris ziyaretçileri için ilgi çekici bir yer. Panthéon'un tepesine çıkarak Paris manzarasını izlemek mümkün. Şehrin farklı bölgelerini ve önemli yapılarını Panthéon'un tepesinden izlemek ayrı bir keyif yaşatacaktır.
Giriş ücreti
Panthéon 18 yaş üstü için 11,50 Euro.
Panthéon Kubbesine çıkmak için +3,50 Euro.
Panthéon ve Anıt Mezar (The Basilica of Saint-Denis) 18 yaş üstü için 16,00 Euro.
0-18 yaş ücretsiz.
18-26 yaş arası AB vatandaşları ve uzun süreli ikametgâh hakkı olanlar için ücretsiz.
Engelli kişiler ve herhangi bir refakatçisi ile beraber ücretsiz.
Fransa’da çalışan öğretmenler için ücretsiz.
6 aydan kısa süreden beridir işsiz olanlar için ücretsiz.
Ocak, Şubat, Mart, Kasım ve Aralık aylarının ilk pazar günü herkese ücretsiz.
Açık olduğu saatler
1 Nisan-1 Eylül tarihleri arasında 10.00-18.30
1 Ekim-1 Mart tarihleri arasında 10.00-18.00
1 Ocak (Yılın İlk Günü), 1 Mayıs (İşçi Bayramı), 25 Aralık kapalı.
5 Haziran, 18 Haziran günlerinde 12.00-18.00
Champs-Elyees ve Invalides bölgelerini birbirine bağlayan altın kaplama melekleri, perileri ve kanatlı atları ile ihtişamına hayran bırakıyor. Özellikle Eyfel Kulesi’ne bakan manzarası harika bir görsel şölen sunuyor. Köprü 1986-1900 yılları arasında inşa edilmiş. 1892 yılında Fransız-Rus İttifakını imzalayan Çar III. Alexander’a ithaf edilmiş ve 1900 yılındaki Dünya Fuarı için açılmış.
Adını şarkılarda duyduğumuz, filmlerde romantik sahnelerin çekildiği Paris'in en ünlü ve prestijli caddelerinden biri Şanzelize Caddesi. Paris'in şıklığını, lüksünü ve canlı atmosferini yansıtan bir yer. Şanzelize Caddesi, Paris'in merkezinde bulunur ve Place de la Concorde'dan başlayarak Arc de Triomphe'a kadar uzanır. Cadde, Seine Nehri'ne yakın bir konumda ve buradan birçok önemli turistik yere kolay erişim sağlanabiliyor. Şanzelize, dünya markalarının lüks mağazaları, butikleri ve restoranlarıyla ünlüdür. Moda, giyim, mücevher ve elektronik gibi birçok ürünün bulunduğu bu cadde, alışveriş tutkunları için popüler bir uğrak noktası. Cadde boyunca birçok restoran, kafe ve pastane bulunuyor. Birçok mekan, Paris'in ünlü kafe kültürünü deneyimlemek için birebir. Gece kulüpleri, barlar ve tiyatrolar da bu caddenin etrafında bulunuyor.
Paris'in Champs-Élysées Caddesi'nin başlangıcında yer alan ve Fransız İmparatorluk Orduları'nın zaferlerini onurlandırmak amacıyla inşa edilen büyük bir zafer anıtıdır. Zafer Takı'nın temelleri altında, I. Dünya Savaşı sırasında ölen ve gömülen Fransız askerlerini anmak amacıyla "Büyük Bilinmeyen Asker" adını taşıyan bir mezar bulunuyor.
Zafer Takı, Fransız İmparatoru I. Napolyon tarafından 1806 yılında inşa ettirilmeye başlandı, ancak tamamlanması 1836 yılında gerçekleşti. Tak, Fransız Ordusu'nun zaferlerini ve Napolyon'un askeri başarılarını onurlandırmak amacıyla inşa edildi. Zafer Takı, neoklasik tarzda inşa edilmiş ve dört büyük yola açılan dört büyük kemerden oluşuyor. 12 caddenin birleştiği yerde bulunan zafer anıtı, her yüzeyi, Napolyon'un zaferlerini anlatan kabartmalar ve heykellerle süslenmiş. Zafer Takı'nın yüksekliği yaklaşık 50 metre, genişliği ise yaklaşık 45 metredir. Anıtın tepesine çıkmak için asansörle bir kısmına kadar çıkmak mümkün. Asansöre binseniz bile 40 basamak merdiven daha çıkmak gerekiyor. Toplamda 284 basamaklı merdivenle tepesine ulaşılabiliyor. Bu büyük boyutlarıyla Paris'in simgelerinden biri haline gelmiş ve en iyi Paris manzarasına sahip en güzel yapılardan biri. Özellikle gün batımı ve akşam saatlerinde çıkarsanız Paris’i bambaşka bir silüette görebilirsiniz.
Giriş ücreti
18 yaş üstü için 13 Euro.
0-18 yaş ücretsiz.
18-26 yaş arası AB vatandaşları ve uzun süreli ikametgâh hakkı olanlar için ücretsiz.
Engelli kişiler ve herhangi bir refakatçisi ile beraber ücretsiz.
Geçerli bir Fransızca Eğitim Kartı’na sahip öğretmenler için ücretsiz.
Ocak, Şubat, Mart, Kasım ve Aralık aylarının ilk pazar günü herkese ücretsiz.
Profesyonel kartlı ve "Nöbetçi" görev emrine sahip askeri personel, jandarmalar ve CRS, ICOM ve ICOMOS üyelerine ücretsiz.
Açık olduğu saatler
01 Nisan – 30 Eylül tarihleri arasında Her gün 10.00 – 23.30
01 Ekim – 31 Mart arası Her gün 10.00 – 22.30
1 Ocak (Yılın İlk Günü), 1 Mayıs (İşçi Bayramı), 25 Aralık kapalı.
8 Mayıs, 14 Haziran, 11 Kasım günlerinde 12.00-18.00
Paris'in merkezinde yer alan büyüleyici bir park olan Lüksemburg Bahçesi hem yerel halkın hem de turistlerin uğrak noktası. Lüksemburg Bahçesi’nde, Fransız ve İtalyan bahçe tarzlarının etkileyici bir karışımıyla karşı karşıya kalacaksınız. Bu büyüleyici bahçe, düzenli yolları, havuzları, çeşmeleri, heykelleri ve rengarenk çiçekleri ile adeta cennetten bir köşe. Lüksemburg Bahçesi, yürüyüş yapmak, piknik yapmak, güneşlenmek veya çocuklar için oyun alanlarında oynamak için oldukça uygun bir sosyal alan. Lüksemburg Bahçesi, 1612 yılında Kraliçe Marie de' Medici tarafından yaptırılmış. Bahçe, Kraliçe'nin Lüksemburg Sarayı'nın çevresine inşa ettirilen bir saray bahçesi olarak tasarlanmış. Lüksemburg Bahçesi, günümüzde Fransız Senatosu tarafından işletilen bir bina olan Lüksemburg Sarayı'na da ev sahipliği yapıyor ve bu nedenle, bahçe ve sarayın çevresi sık sık politik ve kültürel etkinliklere de ev sahipliği yapar.
Lüksemburg Sarayı, Paris'in 6. bölgesinde, Lüksemburg Bahçesinin içinde bulunan etkileyici bir saray. Lüksemburg Sarayı, 1615 yılında Kraliçe Marie de' Medici tarafından inşa ettirildi. Kraliçe, bu sarayı İtalyan tarzında bir saray ve bahçe olarak tasarlayarak, kendi kökenlerini yansıtmak istedi. Saray, Rönesans ve Barok tarzlarının etkileyici bir karışım sunar. İki ana kanat ve bir orta bina içeren bu saray, zarif cepheleri, dikkat çekici heykelleri ve özenle tasarlanmış Lüksemburg Bahçesi ile ünlüdür. 1631‘de inşaat devam ederken Kraliçe Marie de' Medici sarayına yerleşerek burada yaşamaya başlamış. Ondan sonra buraya yerleşen başka aristokratlar da olmuş.
Fransız İhtilalinden sonra burada bir oturma salonu da oluşturularak uzun bir zaman Devlet Konseyi binası olarak kullanılmış.1958’den sonra Lüksemburg Sarayı, Fransız Senatosunun merkezi ve toplantı yeri olarak kullanılmaya başlanmış. Sarayın içindeki Medici Galerisi, Fransız Senatosu tarafından toplantı salonu olarak kullanılıyor. Salon, tavan freskleri, büyük pencereleri ve değerli sanat eserleri ile dikkat çekiyor.
Disneyland Paris, yediden yetmişe eğlenceyi seven Disney’in hayal alemini görmek isteyen herkese hitap eden tematik ve büyüleyici bir park. Paris’in Marne-la-Vallée banliyösünde bulunan Disneyland Paris büyüleyici tema parkı ve eğlence kompleksi şehrin biraz dışında konumlanıyor. Disneyland Paris, 1992 yılında Euro Disney Resort olarak açıldı. Daha sonra ismi Disneyland Paris olarak değiştirildi. Bu, Amerikan Disney tema parklarından sonra gelen ilk Disney parkı oldu.
Disneyland Paris, iki büyük tema parkını içeriyor. Bunlar, Disneyland Park (eski adıyla Euro Disneyland) ve Walt Disney Studios Park. Her iki park da farklı temalara ve atraksiyonlara sahip. Disneyland Park, Külkedisi Kalesi ve Sleeping Beauty Castle gibi tanıdık simgeleri içerir. Main Street, Adventureland, Frontierland, Fantasyland ve Discoveryland gibi farklı bölgeleri var. Walt Disney Studios Park, animasyon stüdyoları ve film yapımcılığına odaklanıyor. Burada Disney karakterlerinin nasıl canlandırıldığına şahit olacaksınız. Walt Disney Studios altı farklı bölümden oluşuyor. Toy Story, Disney Studio, Front Lot, Toon Studio, Production Courtyard ve Backlot’ta eğlence dolu oyun alanlarında eğlenecek, adrenalin dolu dakikalar yaşayacak, setlerde heyecan dolu gezintilere çıkacak, macera dolu keşifler yapacaksınız.
Giriş ücreti
Tarihli bilet 1-2-3-4 günlük bilet seçeneği bulunuyor ve gitmek istediğiniz tarihe göre fiyatı değişiyor. Kasım 2023 fiyatı 59 Euro’dan başlıyor.
1 günlük tarihsiz bilet 3-11 yaş Disneyland veya Walt Disney Stüdyo 115,45 Euro
1 günlük tarihsiz bilet 3-11 yaş Disneyland Parkı ve Walt Disney Stüdyo Parkı 145,19 Euro
1 günlük tarihsiz bilet Yetişkin (12 yaş ve üzeri) Disneyland veya Walt Disney Stüdyo 124,96 Euro
11 günlük tarihsiz bilet Yetişkin (12 yaş ve üzeri) Disneyland ve Walt Disney Stüdyo 154,71 Euro
0-3 yaş ücretsiz.
Açık olduğu saatler
Hafta içi 09.00-22.00
Hafta sonu 09.30-22.00
Tocadéro Meydanı, Paris'te Seine Nehri'nin diğer tarafında Eyfel Kulesi’nin karşısında yer alan büyük ve ünlü bir meydan. Eyfel Kulesi'nin hemen karşısında, Seine Nehri'nin doğu yakasında yer alan bu meydan Eyfel Kulesi’nin en net görülebildiği ve fotoğraflanabildiği yerlerden biri. Trocadéro Meydanı sağlı sollu çevreleyen yapı Chaillot Sarayı. Meydanın en dikkat çekici yapıların biri olan Chaillot Sarayı’nın terası Eyfel Kulesi'nin muhteşem görünümünü sunuyor. Burada bulunan restoranda şansınız varsa yer bulup Eyfel ile burun buruna bir kahve içebilirsiniz ya da haftalar öncesinden rezervasyon yaparak gün batımında romantik bir yemek yiyebilirsiniz.
Trocadéro Meydanın çevresinde iki büyük havuz bulunuyor. Havuzlar meydana tam olarak mükemmel bir görsel şölen katmış. Trocadéro Meydanı’ndan Eyfel Kulesi’ne doğru yürürken Trocadéro Bahçeleri’nde yürümüş olacaksınız. Bu bahçenin yapısı eğimli olduğu için buradan harika insansız Eyfel Kulesi fotoğraf kareleri yakalayabilirsiniz. Ayrıca Seine Nehri’nden geçerken de yine keyifli manzaralara şahit olacaksınız.
Montmartre, dar taş sokakları, eski çeşmeleri ve tarihi binaları ile ünlü. Sıradışı bir manzara sunan Sacre-Cœur Bazilikası da buradaki tepede tüm ihtişamıyla ziyaretçileri selamlıyor. Montmartre, 19. ve 20. yüzyıllarda birçok ünlü sanatçının ve yazarın buluşma noktasıydı. Bu dönemde Pablo Picasso, Vincent van Gogh ve Salvador Dalí gibi sanatçılar Montmartre'de yaşadı ve çalıştı. Montmartre, "Montmartre Ressamları" olarak bilinen sanatçılar topluluğuna ev sahipliği yapmış. Bu sanatçılar, semtin sokaklarında manzara resimleri yaparak geçimlerini sağladılar. Montmartre, müze ve galeriler açısından da zengindir.
Özellikle Montmartre Müzesi ve Salvador Dalí Espace müzesi bu semtteler. Montmartre, gece hayatı, müzik, dans ve eğlence için popüler bir bölge. Moulin Rouge gibi ünlü eğlence mekanları da bu semtte bulunur. Montmartre, Paris'in büyüleyici bir semti olarak sanat, kültür ve tarih ile doludur. Hem tarihi hem de modern bir dokuya sahip olan bu semti ziyaret ederek Paris'in eşsiz atmosferini deneyimleyebilirsiniz.
Paris'in ünlü Montmartre semtinde bulunan ve turistlerin en çok ilgi gösterdiği meydanlardan biri. Montmartre tepesinin zirvesine yakın bir konumda bulunan bu meydan, sanatçılar, ressamlar ve turistler arasında popüler bir buluşma noktası. Place du Tertre, tarihi bir meydan olup, 19. yüzyılda sanatçılar ve ressamlar için önemli bir sanatçı mahallesiydi. Place du Tertre, Montmartre semtinin sanat dolu ruhunu yansıtır. Bu semt, Pablo Picasso, Vincent van Gogh, ve Salvador Dalí gibi ünlü sanatçıların da bir zamanlar yaşadığı ve çalıştığı bir yerdi. Meydanın çevresindeki sokaklar, ressamların atölyeleri ve sanat galerileriyle dolu. Place du Tertre, Paris'te resim yapan sanatçılar ve ressamların bir araya geldiği bir yer. Bu ressamlar, canlı portreler ve manzara resimleri gibi çeşitli eserler üretiyorlar. Bu sanatçılardan kişiselleştirilmiş resimler yaptırabilir veya hazır tablolar satın alabilirsiniz.
Place du Tertre, Montmartre'nin yüksek tepesine yakın bir konumda olduğu için Paris'in muhteşem manzarasına sahip. Eyfel Kulesi ve Paris'in diğer simgelerini görebileceğiniz bu tepe ziyaret etmenize fazlasıyla değecek.
Türkçe’de “Kutsal Kalp Bazilikası” anlamına gelen Sacre’ Coeur Bazilikası, 23 Temmuz 1874 tarihinde, Fransa-Prusya Savaşı sırasında hayatlarını kaybeden Fransızlar anısına yapılmış. 1875 yılında başlayan inşaatı 1914'te bitmiş. Bazilika, beyaz traverten taşından inşa edilmiş olup tüm Paris'ten görülebilecek kadar yüksek bir tepe olan Paris’in en yüksek tepesi Montmartre Tepesi üzerinde bulunur. Klasik Roma ve Bizans tarzlarından etkilenen Romanesk ve Neo-Byzantine tarzda inşa edilmiş, Paris’in en güzel kiliselerinden biri.
Kilisenin mimari tarzı İstanbul’daki Ayasofya ve Venedik’teki San Marco Katedrali’nden esinlenilerek oluşturulmuş olduğu söyleniyor. Kendisinden sonra yapılan kiliselere de örnek bir mimariye sahip. Çok yüksek bir tepede inşa edilmiş olması ziyaretçilerine bazilikanın kubbesinden muhteşem bir Paris manzarası sunmasını sağlamış. Eyfel Kulesi, Şanzelize Caddesi ve diğer önemli yapıları buradan görebilirsiniz.
Giriş ücreti
Sacré Coeur Bazilikasına giriş ücretsiz.
Sacré Coeur Bazilikası Dome çıkış ücretli. Biletler kubbe girişindeki bilet satış ofisinden veya bilet otomatlarından alınabilir.
Açık olduğu saatler
Sacré Coeur Bazilikası için her gün 06.00-22.30
Sacré Coeur Bazilikası Dome için yaz dönemi 10.30-20.30; kış dönemi 10.00-19.00
Türkçe’de “Kırmızı Değirmen” anlamına gelen, Paris ile özdeşleşen aslında özel bir mekan olan Moulin Rouge dünyaca ünlü bir kabaredir. 1889 yılında Joseph Oller ve Charles Zidler tarafından yapıldı. Yapı, üzerindeki kırmızı yel değirmeni ile ünlü. Kırmızı değirmeni, yetişkinlere yönelik orijinal eğlenceli şovları dünyanın birçok yerinden gelen ziyaretçiler için merak uyandırıyor. Şovları izlemek için gitmezseniz bile Paris’in sembolleri arasında yer alan bu kırmızı değirmenli yapıyı dışardan görmek için ziyaret edebilirsiniz.
Espace Dalí, İspanyol sanatçı Salvador Dalí'nin eserlerini sergilemek ve anlamak için kurulmuştur. Salvador Dalí, 20. yüzyılın en tanınmış sürrealist sanatçılarından biri. Paris'in Montmartre semtindeki müze, Salvador Dalí'nin eserlerinden bir koleksiyonu sürekli olarak sergiliyor. Bu koleksiyonda, resimler, heykeller, grafikler ve diğer sanat eserleri yer alıyor. Espace Dalí müzesinde Salvador Dalí'nin eserlerine ve sanatına odaklanan bir de hediyelik eşya mağazası var. Bu mağazada, sürrealist sanata ilgi duyanlar için farklı ürünler bulabilirsiniz. Espace Dalí, sürrealist sanatın büyüleyici dünyasını keşfetmek isteyenler, Salvador Dalí'nin yaratıcı ve şaşırtıcı eserleri ile tanışabilir ve onun sanat anlayışını daha yakından inceleyebilir.
Giriş ücreti
Yetişkin bileti 14 Euro
Öğrenci bilet 10 Euro
Sesli rehber 3 Euro
Açık olduğu saatler
Her gün 10.00-18.30
Paris, sanat, kültür şehri. Haliyle hem Fransız hem de dünyaca ünlü başka milletlerden birçok sanatçı, hayatlarını burada geçirmiş ve burada vefat etmiş. Jim Morrison, Oscar Wilde, Édith Piaf gibi ünlü kişilerin mezarlarının bulunduğu Pere Lachaise Mezarlığı bu dünyaca ünlü sanatçıların mezarına ev sahipliği yapıyor. Dünyaca ünlü bu kişilerin mezarlarını ziyaret edebileceğiniz bu mezarlığı da listenize alabilirsiniz.
Açık olduğu saatler
Hafta içi 08.00-17.30
Hafta sonu 09.00-17.30
Pere Lachaise Mezarlığı’nda bulunan önemli bir tarihi anıt olarak biliniyor. Bu duvar, Paris komünü sırasında gerçekleşen olayların bir anısına ve Komünarlar olarak bilinen isyancıların onuruna inşa edilmiştir. Paris Komünü, 18 Mart 1871 ile 28 Mayıs 1871 tarihleri arasında gerçekleşen tarihi bir olaydır. Bu süreçte, Paris'teki işçi sınıfı ve radikal unsurlar, kent yönetimini ele geçirip kısa bir süre boyunca Paris komününü kurdular. Duvar, aslında bir infaz duvarı olarak kullanılmış ve bu dönemde Paris Komünü üyelerinin ölüm cezaları burada icra edilmiş. Bugün bu duvar, Paris Komünü sırasında ölen komünarların anısına bir anıt olarak kabul edilir. Duvar üzerinde birçok isyancının ismi bulunur ve her yıl 28 Mayıs'ta Paris komününün hatırlanması ve anılması için burada törenler düzenlenir.
Paris'ten geçen ve ülkenin en ünlü nehri olan büyüleyici bir su yolu ve doğal güzellik olan Seine Nehri, Paris'te romantik yürüyüşler, nehir üzerindeki tekneler ve nehri çevreleyen mimari güzelliklerle Paris’in en ünlü ziyaret noktalarından biri. Paris, Seine Nehri'nin üzerinde birçok köprüye sahip ve bu nedenle nehrin her iki yakasına kolayca ulaşım sağlanabiliyor. Paris'in merkezinde Seine Nehri'nde dolaşan tekneler ve gemiler, nehrin cazibesini artırıyor. Nehir boyunca birçok ünlü bina, köprü, katedral ve müze bulunuyor. Paris'te birçok ünlü simge, Seine Nehri kıyısında yer alıyor.
Paris'teki Seine Nehri üzerinde bulunan ünlü bir köprü. Aynı zamanda "Aşk Köprüsü" olarak da bilinir ve romantik çiftler arasında popüler. Döneminin mimari tarzını yansıtan bu zarif köprünün yapısı ve tasarımı, tarihi ve estetik açıdan büyüleyici. 1802 yılında inşa edilmeye başlandı ve 1804 yılında tamamlandı. Yayalar için dokuz kemerli metalik köprü Paris'te yapılan ilk metal köprü. Pont des Arts, romantik çiftler arasında popüler bir yer haline gelmiş. Ziyaretçiler, köprüye kilitler asarak isimlerini veya mesajlarını yazıp kilidi köprüye asıp anahtarını Seine Nehri'ne atarlardı. Bu gelenek nedeniyle köprü "Aşk Köprüsü" olarak da anılıyor. Köprü ve etrafı zaman zaman sanatsal etkinliklere sergilere ve canlı performanslara ev sahipliği yapıyor. Bu etkinlikler, yerel sanatçılara ve kültürel projelere destek sağlıyor. Köprünün etrafında bulunan tezgahlardan kitap, kartpostal, hediyelik eşyalar, Paris’e dair çizilmiş resimler alabilir, ressamlara portrenizi çizdirebilirsiniz. Pont des Arts, Paris'in güzel manzaralarından birini sunar. Seine Nehrinin etkileyici manzarası, köprünün üzerinden izleyebilir, romantik bir yürüyüş yapabilirsiniz.
Bu bölgenin özelliği, dönemlerinde ünlü ressam ve siyaset yapan kişilerin bir araya gelip kahve içtikleri kafelerin toplandığı bölge olması. Buradaki kafeler ve ortam Paris denince akla gelen şık, ışıl ışıl kafelerden ziyade 19. yüzyıl dekorasyonuna ve nostaljisine sahip. Dönemin ünlü ressamları paraları olmadığı için bir kahve karşılığında hemen oracıkta bir resim yaparlarmış. Ünlü düşünürlerse bir köşede oturup siyasi konuları tartışırmış. Napolyon Bonaparte, Voltaire, Molière ve Balzac, Hemingway, Sartre, Beauvoir bunlardan birkaçı. Siz de Paris’in eski kültürel atmosferini tatmak için bu bölgede bulunan kafelerden birinde oturup bir kahve içebilirsiniz. Kahvenizi yudumlarken Paris hakkında bilmeniz gerekenler yazısına bir göz atmanızı öneriyoruz.
Opéra Garnier diğer adıyla Palais Garnier, Paris'te sanat ve kültürün merkezi olan önemli bir yapı. Hem tarih hem de zarafet açısından büyüleyici olan bu mekan, Paris'i ziyaret edenler için mutlaka görülmesi gereken bir yer. Opéra Garnier, 1861 ile 1875 yılları arasında inşa edilmiş ve inşası Fransız İmparatoru III. Napoleon tarafından başlatılmış. İnşaatı tamamladığında, Paris'in ana opera binası olarak hizmet vermeye başladı. Mimarı 36 yaşındaki Charles Garnier ismindeki genç ve bu mimarın inşa ettiği ilk yer. Opéra Garnier, Beaux-Arts tarzında inşa edilmiş ve mimari açıdan oldukça etkileyici. Yapı, mermer heykeller, sütunlar, merdivenler, freskler ve altın süslemelerle süslü. Opéra Garnier'nin en ünlü özelliği, ünlü ressam Marc Chagall tarafından tasarlanan tavan freski. Bu büyüleyici fresk, opera ve bale ile ilgili sahneleri içeriyor.
Opéra Garnier'nin iç mekanı, gösterişli merdivenleri, lüks salonları ve büyük avlusu ile dikkat çekiyor. Binanın içindeki zarif ayrıntılar, ziyaretçileri adeta büyülüyor. Opéra Garnier, opera ve bale performansları için uluslararası bir üne sahip. Paris Opera'nın ana sahnesi olarak hizmet verir. Binanın içinde ayrıca Opera Müzesi bulunuyor. Bu müzede, Paris Opera'nın tarihi, kostümleri, sahne dekorasyonları ve diğer ilginç koleksiyonları sergileniyor. Opéra Garnier, özel etkinlikler, konserler, galalar ve balolar için bir mekan olarak da kullanılıyor. Fransız kültürü ve sanatının önemli bir sembolü olan ünlü opera binası aynı zamanda Gaston Leroux'un "Phantom of the Opera" (Operadaki Hayalet) adlı ünlü romanına da ilham kaynağı olmuş.
Giriş ücreti
25 yaş üstü ziyaretçiler için 15 Euro
12-25 yaş arası gençler için 10 Euro
Geçerli bir Opéra Abone kartına sahip olanlar için 10 Euro
Bastille Operası'na rehberli tur bileti sahipleri için 10 Euro
Musée d'Orsay veya Musée Gustave Moreau'dan 8 günden az süreli bilet sahipleri için 10 Euro
Navigo Pass (yıllık veya aylık), Senior Pass veya geçerli Imagine’R kartı (Navigo Culture ortaklığı kapsamında 2 kişi için geçerlidir) sahipleri için 10 Euro
Aile fiyatı (12-25 yaş arası genç, minimum 4 kişi giriş ücreti ödeyerek - Yalnızca Palais Garnier bilet gişelerinde geçerlidir) için 10 Euro
0-12 yaşın altındaki çocuklar için ücretsiz
Engelli kişiler ve herhangi bir refakatçisi ile beraber ücretsiz
Bireysel AROP Üye Kartı sahipleri için ücretsiz
Fransa’da çalışan öğretmenler için ücretsiz
Fransa Milli Kütüphanesi okuyucu kartı sahipleri (Opera Kütüphanesi-Müzesi okuma odasına erişim) için ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 10.00-17.00
1 Ocak (Yılın İlk Günü), 1 Mayıs (İşçi Bayramı), 25 Aralık kapalı
Kraliçe Marie Antoinette, Kral 16. Louis ve onlarla beraber olan 2.000 kişinin giyotinle idam edildiği meydan Concorde Meydanı, Paris'in en ünlü meydanlarından biri.
Meydanda dikkat çeken yapılardan biri Mısır hidivi Kavalalı Mehmed Ali Paşa tarafından 1829’da diplomatik bir hediye olarak Fransız hükümetine hediye edilen bir Obelisk'tir. Meydanın iki ucunda devasa iki çeşme konumlanıyor. Concorde Meydanı, güzel manzaralar sunuyor. Özellikle meydanın batı tarafından baktığınızda, meydanın ortasında Obelisk ve arkasında Champs-Élysées Caddesi ve Eyfel Kulesi'ni görebilirsiniz.
Concorde Meydanı’ndan gösterişli bir kapıdan Tuileries Bahçesine adımınızı attığınızda kendinizi şehrin ortasında cennet gibi bir yerde buluyorsunuz. Tuileries Bahçesi, Paris’in görülesi en güzel yerlerinden biri. Tuileries Bahçesi, düzgün bir şekilde düzenlenmiş yollar, havuzlar, heykeller ve yeşil alanlara sahip. Bahçenin tasarımı Fransız formal bahçe tarzını yansıtıyor. Bahçede birçok ünlü heykel bulunuyor. Bunlardan biri, Louvre Müzesi'nin girişini koruyan "Venüs de Milo" heykelidir. Ayrıca bahçede modern heykeller ve çağdaş sanat eserleri de sergileniyor. Tuileries Bahçesinde Orangerie Müzesi adlı bir müze bulunuyor. Tuileries Bahçesinde yürüyüş, piknik, bisiklet sürme ve kuş izleme gibi açık hava etkinlikleri yapabilirsiniz.
Tuileries Bahçesi’nde bulunan bu Orangerie Müzesi, Claude Monet‘nin meşhur eserleri dev “Nilüferler” isimli tablolarına ev sahipliği yapıyor. En büyüğü 2 metreye 17 metre, en küçüğü 2 metreye 6 metre olmak üzere toplam 8 adet devasa tablodan oluşan bu tablolar iki büyük oval salonda sergileniyor. Bu müzeyi gerek Claude Monet’in bu meşhur tablolarını görmek gerek Renoir, Gauguin, Cézanne, Picasso ve daha pek çok önemli ressamın birbirinden değerli tablolarını görmek için ziyaret listenize ekleyebilirsiniz.
Giriş ücreti
18 yaş üstü 12,50 Euro
18 yaş altı birine eşlik eden, Avrupa’da ikamet eden bir yetişkin için 10 Euro
Cuma günü 18.00’dan sonraki biletler 10 Euro
0-18 yaş ücretsiz
18-26 yaş arası AB vatandaşları ve uzun süreli ikametgâh hakkı olanlar için ücretsiz.
Her ayın ilk Pazar günü önden online rezervasyon yapan herkese ücretsiz.
Açık olduğu saatler
09.00-18.00
Cuma günleri 09.00-21.00
Salı günleri kapalı.
Le Marais, Paris'in tarihi ve kültürel zenginliğini en iyi yansıtan bölgelerden biri. Bu semtte dolaşırken hem tarihi binaların güzelliğini hem de modern yaşamın hareketliliğini deneyimleyebilirsiniz. Le Marais, sanatçılar, yazarlar ve entelektüeller için bir buluşma noktası. Yaratıcı ve bohem bir atmosfere sahip. Le Marais, gece hayatı için de popüler bir semt olup barlar, kulüpler ve gece eğlence mekanları gece geç saatlere kadar açık. Butik mağazalar, antika dükkanları ve tasarım mağazaları, kahvecilerin bolca olduğu yaşayan bir semt. Paris'i keşfederken mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir bölge.
Île de la Cité, Paris'in merkezinde Seine Nehri'nin ortasında bulunan üzerinde Notre Dame de Paris Katedrali, Sainte-Chapelle’nin de yer aldığı bir ada. Île de la Cité, Seine Nehrinin ortasında yer alır ve Paris'in merkezinde bulunur. Île de la Cité'yi Seine Nehri'ne bağlayan birkaç köprü bulunuyor. Bu köprülerden en ünlüleri Pont Neuf ve Pont de l'Archevêché'dir. Adada yeşil alanlar ve parklar da bulunuyor. Parc des Rives de Seine bunlardan biri.
Île Saint-Louis, Paris'in Seine Nehri'nde yer alan ikinci büyük adası ve Île de la Cité'nin hemen doğusunda konumlanıyor. Paris'in en eski bölgelerinden biri ve tarihi bir geçmişe sahip. 17. yüzyılda inşa edilen ada, o dönemdeki zengin aristokratlar ve burjuvalar için yerleşim yeriydi. Île Saint-Louis, Seine Nehri boyunca yürüyüş yapabilir, nehrin kıyısında oturup Paris manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Paris sakinleri gibi siz de burada küçük bir piknik de yapabilirsiniz.
Sainte-Chapelle (Azize Şapeli), Paris'in merkezinde bulunan etkileyici bir Gotik kilisedir. Île de la Cité adası üzerinden Notre Dame de Paris Katedrali’ne 10 dakika yürüme mesafesinde yer alıyor. 13. yüzyılın ortalarında, Fransız Kralı IX. Louis tarafından inşa ettirildi. Kilise, 1248 yılında tamamlanarak hizmete açıldı. Yüksek tonozlu gotik pencereleri, zarif sivri kemerleri ve şaşırtıcı derecede ince bir yapıya sahip. İç mekan, 15 renkli vitray pencere ile aydınlatılmış. Sainte-Chapelle'nin en büyük çekiciliği, bu vitray pencereleridir. Bu pencereler, Kutsal Kitap hikayelerini anlatan ve binlerce figür içeren çarpıcı renkli cam panelleri içerir. Bu vitraylar, Orta Çağ'ın en büyük sanat eserlerinden biri olarak kabul edilir. Kilise olmasına rağmen müze gibi ücretli girişe sahip.
Giriş ücreti
Sainte-Chapelle giriş bileti ve Seine Nehri tekne turu 26,91 Euro.
Açık olduğu saatler
Her gün 09.00-17.00
14. yüzyılda, Kraliyet Sarayı'nın bir parçası olarak inşa edilen bu yapı, asıl olarak bir saray ve mahkeme binası olarak kullanıldı. Sainte-Chapelle’nin hemen yanında yer alıyor. Gotik dönem Paris’inden kalma en önemli yapılardan biri. Zarif kemerler, vitray pencereler ve tarihi detaylar bu binanın mimari özelliklerindendir. Fransız Devrimi döneminde, Conciergerie, bir hapishane olarak kullanılmaya başlandı. Marie Antoinette de bu binada hapishanede tutulmuş, yargılanmış beraberinde 2.780 mahkûm giyotinle infaza mahkûm edilmiş.
Giriş ücreti
Sainte-Chapelle ile beraber Conciergerie giriş bileti Seine Nehri tekne turu ve 36,90 Euro.
Her gün 09.30-18.00
Pont Neuf, 1578 ve 1607 yılları arasında inşa edildi. Köprünün ismi “Yeni Köprü” anlamına gelse de bu Fransız başkentindeki en eski köprü. Köprü, dönemin Fransız Kralı III. Henri döneminde inşa edilmeye başlandı ve IV. Henri tarafından tamamlandı. Pont Neuf, Seine Nehri'nde Île de la Cité adasını ve Île Saint-Louis adasını birbirine bağlar.
Küçük büyük herkesin hayalini süsleyen dev altı karınca Champs de Mars parkı yakınlarında bulunuyor. Eyfel Kulesi’nin Seine nehrine bakan tarafındaki bu vintage atlıkarıncada siz ve çocuklarınız çok keyifli vakit geçirebilirsiniz. Burada bulunan yeme-içme, hediyelik eşya standlarından alışveriş yaparak keyifli bir lunapark deneyimi yaşayabilirsiniz. Eyfel Kulesi atlıkarıncası, çocuklar için eğlenceli bir aktivite sunarken aileler için de Eyfel Kulesi'nin büyüleyici manzarasını keyifli bir şekilde izlemek kalıyor. Çocuklu ya da çocuksuz herkes için Paris'i ziyaret edenler için harika bir mola noktası olabilir.
Giriş ücreti
Eyfel Kulesi atlıkarıncası giriş ve Seine Nehri tekne turu bileti 16,73 Euro.
Açık olduğu saatler
Her gün 10.00-20.00
Les Invalides, XVII. Louis (Kral Louis XIV) döneminde 1670 lerde inşa edilmeye başlanmış ve 17. yüzyılın sonlarına kadar tamamlanmıştır. Les Invalides, tam adıyla Hôtel national des Invalides, Paris'in 7. bölgesinde yer alan büyük bir kompleks olup ve Fransız ordusuna hizmet etmiş olan eski savaş gazilerinin ve askerlerin bakımı için inşa edilmiş. Bu tarihi kompleks, bir dizi önemli bina, müze ve anıta ev sahipliği yapıyor. Kral, savaş gazilerine yardım etmek ve onları bakmak amacıyla bu kompleksi yaptırmış. Les Invalides'in en belirgin özelliği, altın kaplama büyük bir kubbe ile süslü olan Eglise du Dôme adlı kilisesidir. Bu kubbede, Fransız askeri liderlerinden biri olan Napolyon Bonaparte'ın mezarı bulunuyor. Napolyon Bonaparte, 1821'de St. Helena Adası'ndan Fransa'ya getirildi ve Les Invalides'e gömüldü.
Les Invalides kompleksi içinde, ordu tarihini ve Fransız silahlarını sergileyen müzeler de bulunuyor. Bu müzelerde askeri tarih meraklıları için zengin bir deneyim sunuluyor. Bu bina, savaş gazilerinin bakımı ve barındırılması için inşa edilmiş. Les Invalides, çeşitli konserler, sergiler ve kültürel etkinliklere de ev sahipliği yapıyor. Özellikle konserler ve askeri geçit törenleri burada düzenleniyor.
Giriş ücreti
18 yaş üstü için 15 Euro.
18-26 yaş arası AB vatandaşları ve uzun süreli ikametgâh hakkı olanlar için 5 Euro.
Gaziler, askeri personeller, eğitmen kartı olanlar, minimum 10 kişilik gruplar için indirimli giriş 12 Euro. (Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bunu sorması gerekebilir)
0-18 yaş ücretsiz.
Engelli kişiler ve herhangi bir refakatçisi ile beraber ücretsiz.
6 aydan kısa süreden beridir işsiz olanlar için ücretsiz.
Açık olduğu saatler
Her gün 10.00-18.00
Her ayın ilk Cuma günü 18.00-22.00
1 Ocak (Yılın İlk Günü), 1 Mayıs (İşçi Bayramı), 25 Aralık kapalı.
Pont d'Iéna, 1808 ve 1814 yılları arasında inşa edildi. Napolyon Bonaparte'un emriyle inşa edilen köprü, Avusturya'ya karşı kazanılan zaferi kutlamak için yapılmış. Köprü, Seine Nehri üzerinde yer aldığı için Paris'in muhteşem nehir manzaralarını sunar. Ayrıca köprüden Eyfel Kulesi'nin güzel manzaralarını da görebilirsiniz. Paris’te birçok tekne turu firması Seine Nehri üzerinde turlar düzenler ve çoğunun ana kalkış noktası Eyfel Kulesi’ne çıkan Pont d'Iéna köprüsüdür.
La Défense, Paris'in modern iş bölgesi ve ticaret merkezi olarak bilinir ve bu semtte bulunan La Grande Arche, bu bölgenin sembollerinden biri. La Grande Arche, Paris'in tarihi eksenini tamamlar ve Fransız Devrimi'nin 200. yıl dönümü anısına inşa edilmiş. Yapı, modern ve minimalist bir tarza sahip olup 110 metre yüksekliğe ve 110 metre genişliğe sahip. Büyük bir beyaz blok gibi görünen La Grande Arche, 12 kubbe şeklinde cam panelden oluşur. Yapının içinde sergi mekanları, restoranlar, iş ofisleri ve konferans alanları bulunur. Modern sanat ve iş dünyasının birleştiği bir yerde olan La Grande Arche’nin merdivenlerinden çıkıp meydanın devamındaki Paris’e baktığınızda Zafer Takı’nı, Şanzelize Caddesi’ni ve Louvre Müzesi’ni görebilirsiniz.
Giriş ücreti
Tam bilet ücreti 15 Euro.
İndirimli bilet ücreti 7 Euro.
0-3 yaş ücretsiz.
Açık olduğu saatler
Her gün 10.00-19.00
Rue de l’Université Sokağı, Eyfel Kulesi ile en fotojenik fotoğrafların çekilebileceği, Paris’in en çok ziyaret edilen ünlü sokaklarından biri. Sokak, Eyfel Kulesi'ne ve Champ de Mars Parkı'na yürüme mesafesinde. Aynı zamanda buradan Louvre Müzesi, Les Invalides ve Orsay Müzesi gibi önemli turistik lokasyonlara da kolay erişim sağlayabilirsiniz.
Musée National de la Céramique, Fransa'nın seramik geleneği ve tarihine odaklanan önemli bir kültürel müze. Ayrıca bu müze Sevr Antlaşması’nın imzalandığı yer olması ile de önemli bir konumda.
Giriş ücreti
18 yaş üstü için 7 Euro.
18-26 yaş arası AB vatandaşları ve uzun süreli ikametgâh hakkı olanlar için ücretsiz.
0-18 yaş ücretsiz.
Engelli kişiler ve herhangi bir refakatçisi ile beraber ücretsiz.
Her ayın ilk Pazar günü herkese ücretsiz.
Atölyelere katılmak ekstra ücretli.
Açık olduğu saatler
10.00-13.00 ve 14.00-18.00
Salı günleri kapalı.
1 Ocak (Yılın İlk Günü), 1 Mayıs (İşçi Bayramı), 25 Aralık kapalı.
Madeleine Kilisesi yapı itibari ile Atina’daki ünlü Akropolis’e çok benziyor. Madeleine Kilisesi, İsa'nın göğe yükselişini temsil eden çeşitli ikonlarla ünlü. Kilisenin tavanı, İsa ve meleklerini tasvir eden büyük bir freskle süslenmiş. Gösterişli ve ilgi çekici yapısı nedeniyle Paris’te görülmeyi kesinlikle hak ediyor. Concorde Meydanı ve Louvre Müzesi'ne yakın bir konumda bulunuyor. Bu nedenle, Paris'in ünlü simgelerini görmek için ideal bir başlangıç noktası.
Açık olduğu saatler
Her gün 09.30-19.00
Montparnasse Kulesi, 1973 yılında tamamlanmış. Yapımı sırasında, Paris'in eski ve tarihi dokusuna uygun bir görünümle inşa edilmemiş, bu nedenle farklı bir mimari tarza sahip. Montparnasse Kulesi, 210 metreye ulaşan yüksekliği ile Paris'in en yüksek binalarından biri. Hatta kule, Fransa'daki en yüksek binalardan biri olarak kabul ediliyor. Kule, terasında 360 derece panoramik manzaralar sunuyor. Eyfel Kulesi, Notre-Dame Katedrali, Sacré-Cœur Bazilikası, Louvre Müzesi ve diğer Paris simgelerini buradan görmek mümkün. Montparnasse Kulesi'nin içinde restoranlar ve kafeler bulunuyor. Bu restoranlarda yemek yiyerek ve şehrin manzarasını izleyerek keyifli bir deneyim yaşayabilirsiniz.
1823 yılında mimar Francois Jean Delemoy'nın tasarımıyla inşa edilen Galerie Vivienne Pasajı Paris’in en görkemli, en etkileyici kapalı pasajı. Pasaj, Neoklasik tarzda inşa edilmiş ve büyük cam kubbeli bir tavanı, zarif sütunları var. Pasajın zemini mermer döşelidir ve döneminin lüks ve gösterişli dekorasyonunu yansıtıyor. Vivienne Pasajı, döneminde lüks butikler, kitapçılar, kafeler ve dükkanlar için popüler bir alışveriş ve buluşma yeri haline gelmişti. Bir dönem, burada bulunan lüks mağazaların Şanzelize Caddesi ve Madeleine’ye taşınması nedeniyle popülaritesini kaybetmiş ancak yeniden canlanmış, Parislilerin ve turistlerin her daim uğradığı bir yer olmuş. Günümüzde de hala çeşitli mağazalar, antikacılar, sanat galerileri ve restoranlar bulunuyor.
Pasajın içinde yürürken, ışıklı vitrinlerde sergilenen dükkanlardan geçerken, tarihi ve görsel olarak büyüleyici bir deneyim yaşarsınız. Paris'te kapalı pasajları keşfetmek isteyenler için Vivienne Pasajı, zarafeti ve tarihi açıdan zenginliğiyle bu deneyimi fazlasıyla yaşatacaktır.
Açık olduğu saatler
Her gün 08.30-20.00
Palais-Royal, 1639 yılında inşa edilmeye başlanmış ve uzun bir inşaat sürecinin ardından yapımı tamamlanmış. Sarayın yapımı, Kardinal Richelieu tarafından başlatılmış ancak daha sonra kraliyet ailesine devredilmiş. Palais-Royal'de bulunan Comédie-Française Tiyatrosu, Fransız kültürünün önemli bir simgesi. Bu tiyatro, Fransız klasik tiyatrosunun en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Palais-Royal'in iç avlusunda, sanatçı Daniel Buren tarafından yaratılan "Les Deux Plateaux" adlı ünlü bir sanat enstalasyonu bulunuyor. Bu siyah-beyaz sütunlar ve renkli cam panellerden oluşan enstalasyon, ziyaretçilerin oldukça ilgisini çekiyor. Palais-Royal'in etrafındaki bahçeler ve parklar, halka açık ve dinlenme için kullanılabiliyor. Bu yeşil alanlar, Parislilerin ve turistlerin rahatlamak ve piknik yapmak için sıkça ziyaret ettiği yerler.
Açık olduğu saatler
Her gün 08.30-22.30
1720’den itibaren kraliyet kütüphanesi olan yapı Fransız Devrimi ile birlikte halk kütüphanesine dönüştürülmüş. Geniş koleksiyonları, nadir el yazmaları, kitaplar, haritalar, çizimler, gravürler ve diğer materyalleri ile Fransız kültürünün zenginliğini yansıtır. Ayrıca, modern bir kütüphane olarak dijital koleksiyonları ve araştırmacılara hizmet veren olanaklarıyla da tanınır. Yapının iç dizaynı o kadar büyüleyici ki burada bir köşede sessizce oturup sadece duvarları, tavanları, merdivenleri izlemek bile tam olarak görsel bir şölen sunuyor. Meşhur yüksek tavanlı Oval Salonu, merdivenleri ve diğer okuma salonlarıyla kendine hayran bıraktırıyor. Kütüphane olarak hizmet verirken buraya özel araştırmalar yapmak için, mülakatlardan geçip üye olduktan sonra girilebiliyordu ve sadece yılda bir kez Journées du Patrimoine – Kültürel Miras Günleri kapsamında gezmek mümkündü.
Bir bölümü müze olarak hizmet vermeye başlayan bu kütüphane çeşitli sergiler, atölyelere de ev sahipliği yapıyor. Musée de la Bibliothèque Nationale de France, Fransız kültürünün ve tarihinin önemli bir parçasını keşfetmek isteyenler için harika bir mekan. Burada, Fransız Ulusal Kütüphane'nin zengin mirasına bir pencere açabilir ve birçok ilginç eseri inceleyebilir ve büyüleyici iç dizaynını hayranlıkla izleyebilirsiniz.
Giriş ücreti
Tam giriş ücreti 10 Euro.
İndirimli giriş ücreti 8 Euro.
Öğrenciler ve sanat öğretmenleri için ücretsiz giriş
26 yaş altı gençler ve 35 yaş altı öğrenciler için ücretsiz.
Engelli kişiler ve herhangi bir refakatçisi ile beraber ücretsiz.
İş arayanlar veya asgari sosyal güvenlikten yararlananlar için ücretsiz giriş.
Açık olduğu saatler
10.00-18.00
Salı günler 10.00-20.00
Pazartesi günleri, 1 Ocak, Paskalya, 23 Haziran, 15 Ağustos ve 25 Aralık tarihlerinde kapalı.
Bu müze, doğa tarihi, biyoloji, mineraloji, paleontoloji ve etnoloji gibi bir dizi farklı disiplini kapsıyor. 1793 yılında kurulan Museum National D’histoire Naturelle başkentin en sembolik kurumlarından biridir. Burası Sorbonne Üniversite Birliği'nin bir parçası. Müzenin şu anda Fransa genelinde 14 şubesi bulunuyor. Dört galerili ana müze, Sen Nehri'nin sol kıyısında Jardin des Plantes içinde konumlanıyor. Müzenin ana binaları arasında Grande Galerie de l'Évolution (Evrim Büyük Galerisi), Mineraloji ve Jeoloji Galerisi, Botanik Galeri ve Anthropologie (Antropoloji) Galerisi bulunuyor. Paris Ulusal Doğa Tarihi Müzesi, milyonlarca örneği içeren geniş bir koleksiyona sahip. Bu koleksiyonlar, bitki örneklerinden dinozor fosillerine, minerallerden etnografik eserlere kadar birçok farklı alanda nadir ve değerli öğeler. Grande Galerie de l'Évolution, müzenin en ünlü bölümlerinden biri. Bu galeri, evrim teorisini anlatan etkileyici bir sergiye ev sahipliği yapar. Gerçek boyutlu hayvan modelleri ve interaktif sergiler içeriyor.
Doğa tarihi alanında en saygın kurumlardan biri olan bu müze sadece bir müze değil, aynı zamanda araştırma, koruma, öğretim ve bilginin yayılması için çalışan bir kurum. Paris Ulusal Doğa Tarihi Müzesi, doğa bilimleri ile ilgilenenler ve meraklılar için büyüleyici bir yer. Hem koleksiyonları hem de sergileri, doğanın zenginliğini ve evrimin harikalarını anlamak için hem çocuklar hem de yetişkinlerin ilgisini fazlasıyla çekiyor. Paris'i ziyaret ettiğinizde bilim ve doğa tarihi ile ilgili bu önemli müzeye de gitmek size keşiflerle dolu bir deneyim sunacak. Aynı zamanda Jardin des Plantes, botanik bahçesinde farklı iklim bölgelerine ait birçok bitki türünü içeren zengin bir koleksiyonu görme şansınız olacak.
Giriş ücreti
Jardin des Plantes Botanik Bahçesi girişi ücretsiz.
Diğer bölümler için giriş biletinizi ayrı ayrı olarak almanız gerekiyor. Her bir bölüm için giriş ücreti kişi başı 10 Euro’dan başlıyor.
Açık olduğu saatler
Jardin des Plantes her gün 08.00-18.30
Grande Galerie de l'Évolution, Mineraloji ve Jeoloji Galerisi, Grandes Serres (Botanik Galeri), Anthropologie (Antropoloji) Galerisi Salı günleri hariç 10.00-18.00
Hayvanat Bahçesi Pazartesi-Cumartesi 10.00-18.00, Pazar ve resmî tatiller 10.00-18.30
Seine Nehri’ne alternatif olarak uzun bir doğa yürüyüşü ve tekne gezisi yapmak isterseniz 4,5 kilometrelik Saint- Martin Kanalı çok iyi bir seçenek olacaktır. Burası yapay bir kanal olup su taşımacılığı için yapılmış ama zamanla sosyo kültürel bir ortama dönüşmüş. Siz de burada uzun bir tekne turu yaparak Paris’in farklı bölgelerini görme şansı yakalayabilirsiniz.
Canal Saint-Martin bölgesi, birçok kafe, restoran, dükkan ve sanatsal etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda hipster kültürünün merkezi olarak kabul ediliyor ve sokak sanatıyla süslenmiş duvarları ve renkli atmosferi ile dikkat çekiyor. Kanal boyunca yürüyüş yapabilir, piknik yapabilir, tekne turlarına katılabilir ve rıhtımlardaki kafelerde vakit geçirebilirsiniz. Ayrıca, yaz aylarında kanalın üstündeki köprüler açılıyor ve bu sıradışı manzara, Paris'in farklı bir yönünü keşfetmek isteyenler için ilginç bir deneyim sunuyor.
Canal Saint-Martin, Paris'teki gizli hazinelerden biri olarak kabul ediliyor ve şehrin alternatif ve bohem atmosferini keşfetmek isteyen ziyaretçiler için popüler bir yer olarak listemize giriyor.
Paris’te gezebileceğiniz en ilginç yerlerden biri olan Catacombes of Paris. Burası adeta bir sanat galerisi.Paris yeraltı mezarları, 18. yüzyılda oluştu. Aslında bu mezarların birçoğu, şehirdeki birçok mezarlığın aşırı kalabalık olması ve hijyen sorunları nedeniyle yer altına taşınması sonucunda oluştu. Catacombes, mezarlıklardan çıkarılan milyonlarca insan iskeletini barındırıyor. Bu mezarlığı özel yapan şey bu iskeletlerin dikkatlice düzenlenmiş ve sanatsal bir şekilde sergilenmiş olması.
Catacombes, yeraltı tünelleri, odalar ve koridorlar arasında geniş bir alanı kaplıyor. Bu mezarların ziyaretçilere açık olan bölümü, turistik bir cazibe merkezine dönüştürülmüş. Önünde uzayan uzun kuyruklardan 200’er kişilik gruplar halinde giriş sağlanıyor.
Giriş ücreti
18 yaş üstü 10 Euro.
0-18 yaş ücretsiz.
Açık olduğu günler
09.45-20.20
Pazartesi günleri kapalı.
1 Ocak (Yılın İlk Günü), 1 Mayıs (İşçi Bayramı), 25 Aralık kapalı.
68 Gençlik Baharı’nın başladığı yer olarak da biline dünyanın en prestijli üniversitelerinden biri olan Sorbonne Üniversitesi’nin, görkemli yapısının temelleri 1257’de atılmış. Marie Curie, Roland Barthes, Christian Lacroix, Jean-Paul Sartre, Kutluğ Ataman gibi birçok büyük isim buradan mezun olmuş. Bu görkemli yapıyı dışardan görmek için mutlaka uğrayın deriz. Pantheon’nun hemen karşında konumlanıyor.
Centre Pompidou binası, dikkat çekici tasarımıyla tanınıyor. Yapının içindeki tesisat, elektrik hatları, borular ve merdivenler dışarıda görünür durumda. Binanın tasarımı Renzo Piano ve Richard Rogers’a ait. Paris'in merkezinde bulunan önemli bir kültürel ve sanatsal kompleks olan müze, Fransız Devlet Başkanı Georges Pompidou'nun görevde olduğu dönemde inşa edilmiş ve 1977'de halka açılmış. Centre Pompidou, modern ve çağdaş sanat eserlerini sergileyen bir sanat müzesi, bir kütüphane, bir sinema, bir tiyatro, bir sergi alanı ve bir kültürel merkeze sahip. Picasso, Kandinsky, Duchamp, Pollock ve birçok diğer ünlü sanatçının eserlerini bu müzede görebilirsiniz. Ayrıca, geçici sergiler ve etkinlikler de düzenleniyor, bu nedenle müzenin içeriği sürekli olarak değişebiliyor.
Giriş ücreti
25 yaş üstü 15 Euro.
18-25 yaş arası 12 Euro.
0-18 yaş ücretsiz.
18-26 yaş arası AB vatandaşları ve uzun süreli ikametgâh hakkı olanlar için ücretsiz.
Engelli kişiler ve herhangi bir refakatçisi ile beraber ücretsiz.
Her ayın ilk Pazar günü herkese ücretsiz.
6 aydan kısa süreden beridir işsiz olanlar için ücretsiz.
Atölyelere katılmak ekstra ücretli.
Açık olduğu saatler
11.00-21.00
Salı günleri kapalı.
Vendôme Meydanı, Paris'in lüks ve tarih dolu bölgelerinden biri ve hem yerel halk hem de turistlerin uğrak noktası. Bu meydan, Paris'in zengin kültürel mirasının ve lüks yaşam tarzının bir yansıması olarak düşünülebilir. Vendôme Meydanı'nın merkezinde, Napolyon Bonaparte'un zaferlerini kutlamak amacıyla inşa edilen Vendôme Sütunu (Column Vendôme) bulunuyor. Bu sütun, bronz bir Napolyon heykeli ile süslenmiş ve savaşlarda elde edilen zaferleri temsil ediyor. Vendôme Sütunu, Paris'in sembollerinden biri haline gelmiş. Meydanın etrafında birçok tarihi ve önemli yapı var. Bunlar arasında lüks oteller, mücevher dükkanları, lüks markaların mağazaları ve kafe-restoranlar yer alıyor. Meydanın güneyinde tarih boyunca birçok ünlü kişiyi ağırlamış olan Ritz Paris adlı ünlü otel bulunuyor. Paris’te bulunan muhteşem otellerden kendinize en uygun olanı seçmek için Paris otelleri linkine tıklayarak bütçenize göre olan oteli seçebilirsiniz.
Paris Belediye Sarayı, Gotik ve Rönesans tarzlarından etkilenen bir tasarıma sahip ve 1873-1882 yılları arasında inşa edilmiş. Üçgen alınlıklar ve çeşitli heykellerle süslenmiş olan yüksek kuleleri içeren simetrik cephesi adeta dantelle örülmüş gibi duruyor. Binanın iç mekanları da zarif bir şekilde dekore edilmiş ve tarihi öneme sahip resimler ve heykellere ev sahipliği yapıyor. Fransa'nın belediye başkanlığı merkezi olarak hizmet veren ve şehrin sembolik bir binası olan görkemli bu yapıyı, Paris'in merkezinde, Seine Nehri'nin sağ kıyısında, Notre-Dame Katedralinin yakınında konumlanıyor. İçini gezemezseniz bile dış mimarisine hayran hayran bakmaya mutlaka gitmelisiniz.
Woody Allen’ın Midnight in Paris filminden de hatırlayacağınız bir müze. Bu müze, ünlü Fransız heykeltıraş Auguste Rodin'in eserlerini sergilemek için kurulmuş ve Rodin'in eserlerinin yanı sıra diğer sanatçıların çalışmalarını da ev sahipliği yapıyor. Empresyonist heykeltraş, sanatçı olan Rodin’in ölümünden sonra 1919 yılında müzeye dönüştürülmüş. Müze, Rodin'in çalışmalarının yanı sıra onun kişisel koleksiyonunu, sanat objelerini barındırıyor. Müzenin koleksiyonunda Rodin'in ünlü eserleri arasında "Düşünen Adam" (The Thinker), "Öpücük" (The Kiss), "Özgürlük İçin" (To the Victor) gibi heykeller bulunuyor. Müzenin ana binası, Rodin'in yaşadığı ve atölye olarak kullandığı Hotel Biron adlı tarihi bir binadır. Müzenin kocaman ve çok güzel de bir bahçesi var. Rodin’in "Düşünen Adam" gibi eserlerinin büyük kopyaları da bahçede sergileniyor.
Rodin Müzesi, sanatseverler, heykel meraklıları ve turistler için ilgi çekici bir ziyaret noktası. Müzenin çevresi ve bahçesi huzurlu bir atmosfer sunuyor, böylece ziyaretçilerine sanatı ve doğayı bir arada deneyimleme fırsatı veriyor.
Giriş ücreti
18 yaş üstü 24 Euro (+sesli rehber 6 Euro).
0-18 yaş ücretsiz.
18-26 yaş arası AB vatandaşları ve uzun süreli ikametgâh hakkı olanlar için ücretsiz.
Engelli kişiler ve herhangi bir refakatçisi ile beraber ücretsiz.
Misafir veya yardımcısı bulunan sivil ve askeri engelliler ücretsiz.
1 Ekim-31 Mart arasında her ayın ilk Pazar günü herkese ücretsiz.
6 aydan kısa süreden beridir işsiz olanlar için ücretsiz.
Açık olduğu saatler
10.00-18.30
Pazartesi günleri kapalı.
Shakespeare and Company, Paris'teki ünlü bağımsız İngilizce dilinde geniş bir koleksiyonu olan bir kitapçıdır. Bu kitapçı, Seine Nehrinin sol kıyısında, Notre-Dame Katedraline yakın ve Latin Mahallesinde bulunuyor. Shakespeare and Company, zengin edebi geçmişi, yazarları desteklemesi ve Paris'teki yabancı yazarlar topluluğuna katkısıyla ünlü.
Paris'in zengin edebi geçmişinin bir sembolü olan Shakespeare and Company’de, İngilizce dilinde kitapların geniş koleksiyonunu inceleyebilir, yazar etkinliklerine katılabilir ve neredeyse bir yüzyıldır benzersiz cazibesini ve kültürel önemini koruyan dükkanın atmosferini deneyimleyebilirsiniz.
Açık olduğu saatler
10.00-22.00
Paris’in en ünlü ve tarihi semtlerinden biri olan Latin Mahallesi, Paris'in 5. ve 6. bölgeleri arasında yer alıyor ve şehir merkezine yakın. Bu semt, zengin tarihi, kültürel zenginlikler, üniversiteler, kafeler, restoranlar ve kitapçılarla ünlü. Orta Çağ'da burada bulunan üniversitelerde öğrencilerin Latin dilini kullanmasından dolayı ismi Latin Mahallesi olarak kalmış. Paris'teki Sorbonne Üniversitesi, Collège de France ve diğer üniversiteler burada konumlanıyor. Bu nedenle, Latin Mahallesi, eğitim ve öğrenci yaşamıyla oldukça iç içe bir yer.
Latin Mahallesi, Paris'te gezginler için popüler bir nokta olmuş ve özellikle gençler, öğrenciler ve sanatseverler için ilginç bir yer. Bu semt, Paris'in zengin tarihini ve kültürünü daha yakından keşfetmek isteyenler için iyi bir rota.
Moda tarihine odaklanan önemli bir müze olan Palais Galliera Moda Müzesi, Paris'in 16. bölgesindeki Palais Galliera binasında yer alıyor ve burada zengin bir moda koleksiyonu sergileniyor. Modaya merakınız varsa bu müzeyi mutlaka görmelisiniz. Özellikle Fransız haute couture (yüksek terzilik) moda tarihini yansıtan binlerce kostüm, giysi ve aksesuar içeren büyük bir koleksiyona sahip. Koleksiyon, 18. yüzyıldan günümüze kadar uzanan dönemleri kapsıyor ve ünlü moda tasarımcılarının eserlerini içeriyor. Vintage kıyafetler, aksesuarlar, dönemin güzellik standartlarını yansıtan objeler ve daha fazlası, moda tarihini ve evrimini incelemek için çeşitli dönemlere ait giysileri ve stilleri burada gözlemleyebilirsiniz.
Giriş ücreti
18 yaş üstü 15 Euro.
İndirimli 13 Euro.
18 yaş altı ücretsiz.
Açık olduğu saatler
10.00-18.00
Perşembe günleri 10.00-21.00
Pazartesi günleri kapalı.
1 Ocak (Yılın İlk Günü), 1 Mayıs (İşçi Bayramı), 25 Aralık kapalı.
Burası Paris’te ibadete açık olan en eski cami. Bu caminin özellikle iç mimarisi, nefes kesici bir güzelliğe sahip. Latin Mahallesi’nde konumlanan bu cami 1922-1926 yılları arasında inşa edilmiş. Mimari yapısı ve iç dizaynında Granada’daki Elhambra Sarayı’ndan ilham alınmış. Çini işlemeleri ile göz dolduran caminin içinde alışık olmadığımız bir şekilde hamam, restoran, çay salonu ve Fas “Souk”ları olarak bilinen çarşılara benzeyen dükkanlar da bulunuyor. Paris’te İslam kültürüne ait bir yapı görmek istiyorsanız bu camiyi listenize eklemenizi tavsiye ederiz.
Sizlere bir sonraki rota önerimiz ise Berlin. Berlin’de gezilecek yerler yazısına tıklayarak keşfetmeniz gereken yerleri okumaya başlayabilirsiniz.