Danimarka’nın başkenti ve en yüksek nüfusa sahip şehri olan Kopenhag, ülkenin Sjaelland Adası’nın doğusunda konumlanıyor. Adı Danca’da “ticaret limanı” anlamına gelen şehrin İsveç’teki Malmö kentiyle sınırlarını Oresund Boğazı ayırıyor. Kopenhag ile Malmö birbirlerine Oresund Köprüsü sayesinde demiryolu ve karayolu ile bağlanıyor. Geçmişi 10. yüzyıla kadar uzanan şehrin Vikingler tarafından bir balıkçı köyü olarak kurulduğu düşünülüyor. 15. yüzyılda başkent haline gelen Kopenhag, 17. yüzyıldan beri İskandinavya’nın kültürel ve ekonomik merkezi olarak öne plana çıkıyor. Kopenhag’da halk ulaşım için en çok bisikleti tercih ediyor. Bu nedenle de dünyanın en bisiklet dostu şehirlerinden biri olarak biliniyor. Kentsel ve kültürel gelişmelerle sürekli olarak modernleşmesi ve ev sahipliği yaptığı Kopenhag Borsası ile Kuzey Avrupa’nın finans merkezi olması sayesinde şehirde refah seviyesi oldukça yüksek. Bu nedenle de dünya çapında yapılan araştırmalarda Danimarkalıların dünyanın en mutlu nüfuslarından biri olduğu sonucu çıkıyor. Şehri gezmeye gittiğinizde de insanların mutlu olduklarını sokakları gezerken fark edebilirsiniz.
Danimarka genelinde kıtasal iklim etkileri görülüyor. Ülkede kışlar soğuk, yazlar ise ılıman geçiyor. Kopenhag ise yılın çoğunluğunda soğuk olan bir şehir. Aralık, Ocak şubat gibi kış aylarının en çetin geçtiği dönemde hava sıcakları 2 dereceden yükseğe çıkmıyor. Ayrıca havanın çok erken saatte kararıyor olması da soğukların etkisini artırıyor. Bu nedenle şehri gezmek için en ideal zaman Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları. Yazın hava sıcaklıkları yaklaşık 20 derecelerde seyrediyor. Yaz aylarında güneş çok geç saatte battığı için günler oldukça uzun oluyor ve gezmek için çok zamanınız var. Ancak şehri gitmek için en ideal zaman yaz mevsimi olduğu için çok sayıda turist bu dönemde geliyor ve şehir oldukça kalabalık oluyor. Eğer kalabalıklardan bunalmadan sakin ama sıcak bir havada Kopenhag’ı gezmek isterseniz Eylül ayını tercih etmelisiniz. Turist kalabalığı olmadan hava sıcaklıkları da çok düşmeden önce Kopenhag’ın tadını çıkarabilirsiniz.
Türkiye’nin herhangi bir şehrinden Kopenhag’a ulaşmak için hava yolunu kullanmanız gerekiyor. İstanbul’dan Kopenhag’a sık sık direkt uçuşlar düzenleniyor. Türkiye’nin diğer şehirlerinden Kopenhag’a yolculuk yapmak için İstanbul aktarması yapabilirsiniz. İstanbul’dan Kopenhag’a uçuş yaklaşık 3 saat 30 dakika sürüyor.
Kopenhag, İskandinav mutfağına özgü en güzel lezzetleri deneyebileceğiniz şehirlerden biri. Birbirinden lezzetli yemeklere sahip olan Kopenhag’da deniz ürünleri ve ekmek oldukça ön planda. Danimarka genelinde en meşhur yemek olan Smorrebrod, Kopenhag’da denemeniz gereken ilk lezzetlerden. Ekşi mayalı çavdar ekmeğiyle yapılan açık bir sandviç olarak tanımlayabileceğimiz bu lezzet, genelde soğuk etler, balık, peynir, karides ve farklı sürülebilir malzemeler kullanılarak hazırlanıyor. Bu lezzeti tatmak için gidebileceğiniz en ünlü mekan ise Domhusets Smorrebrod. Şehrin sevilen lezzetlerinden bir diğeri ise Rod Polse yani kırmızı sosis. Aslında klasik sosisli sandviçten bir farkı olmayan bu lezzeti denerken domuz etine karşı hassasiyeti olanların dikkatli olması öneriliyor. Danimarka’nın bir diğer meşhur yemeği olan Frikadeller de Kopenhag’da tadına bakmanız gereken lezzetler arasında. Ülkeye özgü bir köfte olan Frikadeller genelde domuz ya da sığır etkinden yapılıyor. Bu nedenle domuz eti yemek istemeyenler Fiskefrikadeller olarak adlandırılan balık köftesini tadabilirler. Fishmarket adlı restoranda bu lezzeti deneyebilirsiniz. Deniz kıyısında bir ülke olmasıyla Danimarka, birçok farklı balık çeşidinin bulunabileceği bir ülke. Şehirde en çok tüketilen deniz mahsulü ise somon. Genelde kızartılarak yenilen somonu Oysters & Grills’de yiyebilirsiniz. Ancak Kopenhag’da gideceğiniz birçok restoranda somonla hazırlanan lezzetleri bulabilirsiniz. Kopenhag’da sıklıkla karşılaşacağınız bir diğer balıksa Herring yani ringa balığı. Birçok farklı şekilde hazırlanan Herring, yanında soğan ve haşlanmış yumurta ile birlikte servis edilir.
Kopenhag’da şehre özgü lezzetlerin yanında Michelin yıldızına sahip dünyaca ünlü restoranlar da bulunuyor. 2019 yılında şehirde bulunan 17 restoran toplamda 22 Michelin yıldızına layık görüldü. Eğer Kopenhag gezinizde Michelin yıldızlı restoranları denemek isterseniz Geranium, Kadeau, AOC ve Noma’yı tercih edebilirsiniz. Bu restoranlar sadece Kopenhag’ın değil, dünyanın da en ünlü ve en iyi restoranları arasında.
Nyhavn Kanalı
Kopenhag’da görmeniz gereken yerler listesinde ilk sırayı Nyhavn Kanalı alıyor. Burası geçmiş yıllarda farklı ülkelerden gemilerin yanaşabileceği bir ticari liman olarak kullanılıyormuş. Günümüzde renkli evlerle ve şık restoranlarla restore edilmiş olan bölgede yazın gün batımı saatleri keyifli olurken Noel zamanı da rengarenk bir atmosfer mevcut. Geçmişten kalan binaların da korunduğu bölgede görmeniz gereken yapı ise 9 numaralı ev. 1680’li yıllarda inşa edilen bu ev, kanal çevresindeki en eski yapı. Bir diğer ev ise 20 numaralı olan dünyanın en ünlü masal yazarlarından Hans Christian Andersen’in yaşadığı ev. Kanal çevresindeki yapıları gördükten sonra tekne turu da yapabilirsiniz.
Tivoli Bahçeleri
Kopenhag’ın en meşhur yerlerinden bir diğeri ise 1843 yılında kurulmuş olan Tivoli Bahçeleri. Hans Christian Andersen ve Walt Disney’in gezip ilham aldığı bu bahçeler, egzotik bir mimariye ve eğlenceli bir lunaparka ev sahipliği yapıyor. Nisan ve Eylül ayları arasında ziyaretçilere açık olan Tivoli Bahçeleri, akşam saatlerinde ışıklandırılıyor. Bu nedenle mutlaka akşam saatlerinde de burayı mutlaka görmelisiniz. Bahçelerin lunapark kısmında 1914’ten beri kullanılan ahşap bir hız treni de bulunuyor. Farklı özelliklerdeki hız trenleriyle de Tivoli Bahçeleri’nin lunaparkı ziyaretçilerine adrenalin dolu anlar yaşatıyor.
Küçük Denizkızı Heykeli
Şehrin Langelinje Pier bölgesinde bulunan taşlardan birinin üstünde bulunan deniz kızı heykeli, Kopenhag’ın simgelerinden birisi. 1913 yılında bronz ve granit malzemelerle Hans Christian Andersen’in masalından yola çıkılarak yapılan bale gösterimi sonucunda inşa edilmiş. Edvard Eriksen tarafından yapılan heykel, çok popüler olduğu için önünde fotoğraf sıraları oluşuyor. Şehir merkezinden biraz uzak bir konumda bulunduğunu ve küçük bir heykel olduğunu da hatırlatmak da fayda var. Bu nedenle eğer şehirde çok vaktiniz varsa bu heykeli görmeye gitmeniz daha iyi olacaktır.
Stroget Caddesi
Kopenhag’ın en meşhur alışveriş caddesi olan Stroget, Belediye Sarayı ile Charlottenburg Akademisi’nin bulunduğu noktayı birbirine bağlayan konumuyla dikkat çekiyor. Yaklaşık 1 kilometre uzunlukta olan cadde boyunca dünyaca ünlü markaların mağazaları sıralanıyor. Caddede ekonomik seçenekler bulabileceğiniz mağazalar da mevcut. Gün içinde caddede akrobatlar, ilizyonistler ve müzisyenler performanslarını sergiliyor. Ancak Türkiye’de alışkın olduğumuzdan farklı olarak akşam saatlerinde mağazaların hepsi kapanıyor. Hava kararınca sadece belirli sayıda mekan açık oluyor. Ayrıca cadde üzerinde konumlanan Church of Our Lady, Stork Çeşmesi, Danimarka Kraliyet Tiyatrosu gibi yapıları da mutlaka görmelisiniz.
Amelienborg Sarayı
Mimar Nicolai Eigtved tarafından 1750’li yıllarda tasarlanıp inşa edilen Amelienborg Sarayı, rokoko tarzı mimarinin en görkemli örneklerinden biri. Aynı meydanı gören 4 adet yapıdan oluşan saray, ilk yapıldığında kraliyet ailesinin ikametgahı değilmiş. Ancak Christiansborg Sarayı yanınca kraliyet ailesi Amelienborg Sarayı’na taşınmış. Günümüzde bu saray, muhafız değişimi töreniyle ünlü. Saat 12.00’da sarayın önünde olduğunuzda muhafızların değişim törenini izleyebilirsiniz. Ayrıca sarayın VIII. Christian’ın Sarayı olarak adlandırılan binasında bulunan müzeyi de gezebilirsiniz.
Christiansborg Sarayı
Kopenhag’daki Slotsholmen Adası üzerinde konumlanan Christiansborg Sarayı, 3 kez inşa edilmiş bir saray. İlk olarak 1794 yılında çıkan yangın sonucu yıkılan saray ikinci kez inşa edilmiş. İkinci saray 1806 ile 1828 yılları arasında kullanılsa da yine yangın çıkmış ve saray yıkılmış. 1907 – 1928 yıllarında Neo-Barok tarza uygun olarak yeniden inşa edilmiş. Günümüzde bu üçüncü kez inşa edilen saray, kraliyet ailesinin çeşitli etkinlikleri için kullanılıyor. Kraliçe misafirlerini ağırlamak için bu sarayı kullanıyor. Bugün hala kullanılan kabul odaları Pazartesi günleri hariç her gün gezilebiliyor. Danimarka Parlamentosu, Yüksek Mahkeme ve Devlet Bakanlığı halen bu sarayda görevlerini yerine getirmeye devam ediyor. Parlamento Binası ise sadece Pazar günleri gezilebiliyor.
Ulusal Müze
Frederiksholms Kanalı’nın kıyısında konumlanan ve 1743-1744 yılları arasında Prens Sarayı olarak inşa edilen yapı, Danimarka Ulusal Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor. 1849 yılında kurulan müze koleksiyonu oldukça zengin. Taş Devri’nden itibaren eserler bulunduran müzede Danimarka tarihini yakından tanıyabilirsiniz. Müzede 1890’dan beri değişikliğe uğramadan korunan Klunkehjemmet de görülmesi gereken noktalar arasında. Ayrıca müze çocuklar içi oyuncak müzesi ve acıkanlar için yemek yiyebilecekleri bir restoran da sunuyor.
Rosenborg Kalesi
Danimarka’daki en eski kraliyet bahçesi olan King’s Garden, Rosenborg Kalesi’ne ev sahipliği yapıyor. Kale IV. Christian’ın emriyle 17. yüzyılda inşa edilmiş. Felemenk Rönesans stilindeki kale, kraliyete ait sanat eserlerinin sergilendiği yapı olarak öne çıkıyor. Rosenborg Kalesi’nin en etkileyici bölümü ise Şövalyeler Salonu. Bu salonun duvarlarında Danimarka ile İsveç arasında yapılan savaş anısına yapılmış halılar bulunuyor. Kaleyi gezerken kralın özel çalışma odası, banyosu ve geçmiş kraliyet üyelerinin balmumu heykellerini görebilirsiniz.
Rundetaarn
Kopenhag manzarasını yukarıdan izlemek isterseniz Avrupa’daki en eski gözlemevi olarak bilinen Rundetaarn’a mutlaka gitmelisiniz. Danimarka kralı IV. Christian’ın emriyle 17. yüzyılda inşa edilen kule, 36 metre yükseklikte. Bu kulenin tepesine çıkmak da oldukça kolay çünkü merdiven yerine en yükseğe kadar çıkan sarmal geniş bir yol var. Bu da çıkışı oldukça kolaylaştırıyor. Kulenin yapım amacı Danimarka’yı diğer Avrupa ülkelerinden ileri taşıyan Tycho Brahe’nin astronomi alanında çalışmalarını ve araştırmalarını rahatça yapabilmesinden kaynaklanıyor. Ancak günümüzde kule gökbilimcilerin profesyonel çalışmaları için kullanılmıyor.
Ny Carlsberg Glyptotek
Carl Jacobsen tarafından 1888 yılında kurulan Ny Carslberg Glyptotek, antik ve modern dönem eserlerine ev sahipliği yapıyor. Müzenin Modern Bölüm ve Antika Bölümü olarak iki ayrı bölümü bulunuyor. Mısır, Yunan, Etrüsk ve Roma sanatını ansıtan antik eserler Antika Bölümü’nde sergilenirken Modern Bölüm’de Danimarka’ya ait 19. ve 20. yüzyıl eserleri mevcut. Ayrıca Modern Bölüm’de Rodin’e ait heykeller de görülebiliyor.
Christiania
Kopenhag’da görebileceğiniz en farklı yer Christiana bölgesi. Bu bölgeye geldiğinizde Avrupa Birliği toprakları dışına çıkmış oluyorsunuz. Bunun sebebi ise 1971 yılında bir grup hippinin bu bölgeye yerleşmesi ve toplumsal kurallara uymadan yaşaması. Toplum kurallarına uyulmaması nedeniyle hükümetle yaşanan sıkıntılara bir çözüm getirmek adına bu bölge özgür şehir statüsüne alınıyor. Bu nedenle burada güvenlik seviyesi diğer bölgelere göre biraz düşük. Tek başınıza gitmek yerine turlarla gitmeyi tercih edebilirsiniz. Bu bölgede fotoğraf ve video çekmek de yasak. Bu nedenle gittiğinizde bu noktaya mutlaka dikkat etmelisiniz.
Kopenhag, bisiklet kullanımının yaygınlığıyla ünlü bir şehir. Danimarka hükümeti de bisiklet kullanımını artırmak için gerekli tüm imkanları sağlıyor. Bu nedenle çok geniş bisiklet yolları bulunuyor. Siz de Kopenhag’a gittiğinizde şehri keşfetmek için bisiklet kiralayabilirsiniz. Şehrin birçok noktasında bisiklet kiralama hizmetinin sağlanıyor. Bisiklet turunuzu yaptıktan sonra Tivoli Bahçeleri’ne gidip eğlencenin tadını çıkarmalısınız. Birçok turistin Kopenhag ziyaretlerinin temel nedeni olan Tivoli Bahçeleri, her yaştan ziyaretçinin eğlenebileceği bir tema parka sahip. Aynı zamanda burada farklı mutfaklardan lezzetler sunan restoranlar da bulunuyor. Tema parkta eğlendikten sonra bu restoranlarda lezzetli bir yemek yiyebilirsiniz. Kopenhag ziyaretinizi Tivoli Bahçeleri’nde müzik etkinliklerinin denk geldiği dönemlere denk getirirseniz burada müziğin de tadını çıkarabilirsiniz. Şehri ziyarete gelen turistlerin en çok tercih ettiği bir diğer aktivite ise kanal turuna çıkmak. Kopenhag kanallar çevresine kurulu bir şehir olduğu için tekne turları da çok sık düzenleniyor. Seyir tekneleriyle turistik kanal turu yapabileceğiniz gibi gondollarla romantik bir gezi yapmayı da tercih edebilirsiniz.
Kopenhag, eğlence hayatı açısından oldukça canlı bir şehir ve birçok seçenek sunuyor. Indre By adıyla tanınan şehir merkezi, her yaştan turistin eğlenebileceği çeşitte mekana ev sahipliği yapıyor. Eğlence anlayışınız ister canlı müzik ya da DJ performansı eşliğinde dans etmek isterseniz de sakin bir atmosferde keyifli bir yemek yemek olsun birçok seçenek bulabilirsiniz. Elektronik müzik seven biriyseniz Culture Box tam size göre. Kopenhag’da elektronik müzik denince akla gelen mekanda dünyaca ünlü birçok sanatçı da konsere geliyor. R&B müzikle ilgileniyorsanız da Rust’ı tercih edebilirsiniz. Perşembe, Cuma ve Cumartesi geceleri açık olan Rust sabahın erken saatlerine kadar dans edebileceğiniz bir mekan. Kokteyl seviyorsanız Zoo Bar ve şık bir atmosferi olan bir gece kulübü ararsanız da The Jane tercih edebileceğiniz mekanlar arasında. Kopenhag’a geldiğinizde kültürel bir etkinliğe katılmak isterseniz Danimarka Kraliyet Tiyatrosu’nda sergilenen tiyatro, opera ve balo gösterilerine katılabilirsiniz. Ancak böyle bir etkinlik için biletlerinizi önceden almanız gerektiğini de hatırlatmak isteriz.
Kopenhag’da alışveriş denince akla ilk olarak Stroget Caddesi geliyor. Dünyaca ünlü birçok markanın mağazalarının sıralandığı caddede şehrin yerel markalarının mağazalarını da gezebilirsiniz. Stroget Caddesi’ni gezdikten sonra alışveriş merkezine gitmek isterseniz Fisketorvet, Fields ve Waterfront isimli alışveriş merkezlerini tercih edebilirsiniz. Kopenhag’da ikinci el ürünlerin satıldığı pazarlar ve bit pazarları da oldukça yaygın. En çok tercih edilenleri arasında Gammel Strand Flea Market, Frederiksberg ve Israel Pads’ın bulunduğu bit pazarlarından hediyelik eşyalar alabilirsiniz.
Kopenhag gezinizden kendinize ve sevdiklerinize hatıra kalması için alabileceğiniz ürünler arasında ilk sırayı Royal Copenhagen adıyla bilinen mavi ve beyaz renkteki porselen takımları alıyor. Kraliçe Juliane Marie tarafından 1775 yılında kurulan Danimarka porselen fabrikasıyla ülke halkının günlük hayatının bir parçası haline gelen bu porselenlerden mutlaka almalısınız. Fincan takımı, çaydanlık, yemek takımı gibi aklınıza gelebilecek birçok üründen alarak Kopenhag gezinizi evinize taşıyabilirsiniz. Kopenhag gezinizde alabileceğiniz bir diğer hediye ise Viking kültürünü yansıtan aksesuarlar. Ülkede yaşayan Vikinglerin etkileriyle hazırlanan bileklik ve kolye gibi hediyelerle sevdiklerinizi mutlu edebilirsiniz. Ayrıca Danimarka’nın simgesi haline gelen ve Andersen Masalları’nın yazarı olan Hans Christian Andersen’in öyküleriyle ilgili hediyelik eşyalardan da satın alabilirsiniz. Danimarka’ya geldiğinizde mutlaka yemeniz gereken 1948’den beri ülkenin sembolü olan Toms Skildpadde çikolatasından satın alarak da hediye edebilirsiniz.
Kış Caz Festivali – Şubat
Charlottenborg Bahar Sergisi – Şubat & Mart
Kraliçe Margrethe’nin Doğum Günü Kutlaması – Nisan
Kopenhag Sakura Festivali – Nisan
Kopenhag Bira Festivali – Mayıs
Kopenhag Karnavalı – Haziran
Roskilde Festivali – Haziran & Temmuz
Kopenhag Caz Festivali – Temmuz
Strom Elektronik Müzik Festivali – Ağustos
Kopenhag Opera Festivali – Ağustos
Kopenhag Yemek Festivali – Ağustos
O/Day Festivali – Ekim
Nordic Adventure Film Festivali – Kasım
Tivoli Bahçeleri’nde Noel – Kasım & Aralık
1 Ocak – Yılbaşı
Paskalya’dan önceki Perşembe – Kutsal Perşembe
Paskalya’dan önceki Cuma – Kutsal Cuma
Paskalya’dan sonraki Pazartesi – Paskalya Pazartesisi
Paskalya’dan sonraki 4. Cuma – Store Bededag (Dini bayram)
Paskalya’dan 40 gün sonra – İsa’nın Göğe Yükselişi
Paskalya’dan sonraki 7. Pazar – Pentekost Günü
5 Haziran – Danimarka Anayasa Günü
24-25 Aralık – Noel
-Kopenhag bisiklet dostu bir şehir. Bu nedenle de yerli halk günlük hayatlarında bisiklet kullanmaya çok alışkınlar ve hız yaptıkları durumlar olabiliyor. Yaya olarak ya da bisiklet kullanarak şehri gezerken dikkatli olmanız gerekiyor.
-Christiana bölgesi, özgür şehir statüsünde bir bölge. Bu nedenle de burası şehrin diğer kısımlarına göre daha az güvenli. Siz de güvenlik konusunda sıkıntı yaşamamak için turlarla gezebilirsiniz. Bölgede fotoğraf ve video çekilmesi ise kesinlikle yasak. Gizli gizli çekmeye çalıştığınız fark edildiğinde de sıkıntı yaşayabilirsiniz.
Avrupa’daki en gelişmiş şehirlerden biri olan Kopenhag’da toplu ulaşım seçenekleri oldukça fazla. Otobüs, metro, deniz otobüsü ve tren seçenekleriyle birçok farklı noktaya ulaşabilirsiniz. Şehirde toplu ulaşım araçlarını kullanarak 24 saat boyunca ulaşım sağlayabilirsiniz. A kodlu otobüsler 24 saat hizmet verirken S kodlu otobüsler 06.00 ile 01.00 saatleri arasında çalışıyor. N kodlu otobüsler ise sadece geceleri hizmet veriyor. Şehrin metro sistemi de 24 saat boyunca çalışıyor. 2 hattı olan metro ile şehrin turistik noktalarının hepsine kolayca ulaşabilirsiniz. Copenhagen Card aldığınızda 24 saat ya da 48 saat boyunca tüm toplu ulaşım araçlarına bu kart ile binebilirsiniz. Ayrıca Kopenhag’da 7 gün kadar kalacaksanız Flexcard alarak 7 gün boyunca sınırsız bir şekilde toplu ulaşım araçlarını kullanmanız mümkün. Şehirde bisiklet kullanımın yaygın olması sebebiyle birçok noktadan bisiklet kiralayarak ulaşımınızı bisikletle de yapabilirsiniz.
Bilkent Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu. Bir süre bir marka ajansında içerik editörlüğü yaptı. Hürriyet Kitap bünyesinde "Ün, Aşk ve Diğerleri" adlı kitabı yayınlandı. Ajans deneyiminden sonra Enuygun ekibine katıldı.