Doğal güzellikleri ve mitolojik hikayeleri ile ünü tüm dünyaya yayılan değerlerimizden Kazdağları, aynı zamanda ülkemizin en sevilen keşif rotaları arasında yer alıyor. Doğasında mutlaka kendine huzurlu bir dinlenme yeri bulacağın bu muhteşem destinasyonda seni tarihi değerler, konforlu konaklama olanakları, hayranlık uyandıran köyler, kısacası etkileyici bir deneyim bekliyor. O halde hazırsan seninle şöyle keyifli bir yolculuğa çıkalım. İşte Kazdağları hakkında bilmen gereken her şey.
Balıkesir ile Çanakkale illeri arasında Edremit Körfezi’nin kuzeyinde yer alan Kazdağları, Marmara ve Ege Bölgesi’ni birbirinden ayırıyor. Antik çağlarda İda ismiyle anılan bu dağ, Çanakkale ve Balıkesir il sınırları içerisinde konumlanıyor. Ülkemizin Assos, Ayvalık, Altınoluk, Küçükkuyu, Güre gibi sık ziyaret edilen tatil beldelerine de yakın olması onu oldukça kolay ulaşılabilir bir konuma getiriyor.
Kazdağı’na gitmek için birkaç alternatif bulunuyor. Bunlardan en sık tercih edileni genellikle özel araç oluyor. Çünkü Kazdağı’nın geniş bir alana yayılması ve hem bünyesinde hem de çevresinde görülecek pek çok gezi rotasının bulunması sebebiyle özel araçla gitme durumunda Kazdağı ve çevresinde detaylı bir seyahat gerçekleştirilebiliyor. Bunun için kendi aracını ya da araç kiralamayı tercih edebilirsin. Kazdağları İstanbul’a 490 km, Ankara’ya 650 km ve İzmir’e 218 km uzaklıkta yer alıyor.
Diğer bir seçenek olan otobüs yolcuğunu tercih etme durumunda ise seyahatini Akçay otogarına gerçekleştirebilirsin. Bunun için öncelikle yapman gereken Akçay otobüs bileti almak ve beldeye vardıktan sonra ise Akçay otogarından kalkan minibüslere binmek olmalı. Otogardan kalkan minibüsler yaklaşık 10 dakika içerisinde Kazdağları Zeytinli köyüne ulaşım sağlıyor.
Gelelim son seçenek olan uçak yolculuğuna. Kazdağları’na en yakın havalimanı Balıkesir Edremit Havalimanı. Dolayısıyla en mantıklı rota da burası. Havalimanı ile Kazdağı Milli Parkı arası yaklaşık 30 km ve bu mesafe araçla 50 dakika kadar sürüyor. Havalimanından araç kiralayarak ulaşım sağlayabilirsin. Genellikle de en sık tercih edilen alternatif bu. Ancak bir diğer seçenek de havalimanından kalkan özel transferleri kullanmak oluyor. Sen de Kazdağları’nın büyüleyici atmosferiyle buluşmak istiyorsan bütçene uygun bir Edremit uçak bileti satın alarak seyahatin için ilk adımı atabilirsin.
Kazdağları’nın en yoğun olduğu dönemler ilkbahar, yaz ve sonbahar ayları olsa da burası esasında yılın dört mevsimi seyahat imkanı sunan özel destinasyonlardan biri. Dolayısıyla bölgede kış ayları da bir o kadar keyifli geçiyor. Dilersen Kazdağları’nda yazın buz gibi göletlerinde serinleyebilir, ilkbaharda bol bol yürüyüş yaparak yeşilin her tonuna doyabilir, sonbaharda kamp deneyimi ile doğanın değişimine tanık olabilir, kışın ise sakinliği ile huzur depolayabilirsin.
Daha önce de bahsettiğim gibi Kazdağları ve çevresinde görülecek pek çok yer var. Bu nedenle tatil öncesi detaylı bir seyahat planı hazırlamanda fayda var. Aksi halde tüm bu yerleri seyahatine sığdıramayabilirsin. Endişelenme senin için rehber niteliğinde kullanabileceğin bir liste hazırladım bile.
Kazdağları’nın içerisinden yer alan ve koruma altındaki 21.452 hektarlık alandan meydana gelen Kazdağları Milli Parkı, muhteşem fauna ve florasıyla görenleri büyülemeyi başarıyor. Yalnızca ülkemiz değil, tüm dünya için oldukça değerli bir bölge olan milli park, güneyde Edremit Körfezi, kuzeyde Karamenderes Çayı, doğuda Zeytinli Çayı ve batıda Mıhlı Çayı sınırları içerisinde yer alıyor. Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında adeta görsel şölen ortaya koyan ağaçları, farklı bitki türleri, su kaynakları ile milli park, bünyesinde görülmesi gereken keşif rotaları ile dikkat çekiyor. Bu rotaların başında Sarıkız Tepesi, Hasanboğuldu Göleti, Sütüven Şelalesi ve Pınarbaşı geliyor. Girişin ücretli olduğu milli parka 2021 giriş ücretleri şu şekilde:
Yaya – bisiklet 9 TL, motosiklet – ATV 18 TL, otomobil: 27 TL, minibüs 81 TL, midibüs 135 TL, otobüs 270 TL
Kazdağı Milli Parkı sınırları içerisinde yer alan Sarıkız Tepesi, Kazdağları’nın 3 yüksek noktasından biri ve yüksekliği 1726 metre. Tepede ziyaretçilerin adak adadığı bir türbe ve bir de kazları olan bir kız heykeli yer alıyor. Tepenin Edremit Körfezi’ne bakan manzarası ise görülmeye değer. Sarıkız heykelinin bir de hikayesi var.
Efsaneye göre tepeye de ismini veren Sarıkız, babası ile birlikte bu dağda yaşıyormuş. Köyde çok fazla talibi olan Sarıkız kimseyle evlenmek istemeyince haksız yere ismi kötüye çıkarılmış. Babasına ise bu durumu düzeltmek için kızını öldürmesi söylenmiş fakat babası kızını öldüremeyince onu birkaç kaz ile birlikte dağa çıkarıp yabani hayvanlar tarafından ölüme terk etmiş. Aradan geçen yıllardan sonra bölgeyi ziyarete gelen ve dağda yolunu kaybeden ziyaretçiler arasında kendilerine bir kızın yardım ettiği söylentileri dolaşmaya başlamış. Söylenene göre bu kız ermiş olmuştur. Babası da bunu görmek için kızını aramaya çıkmış. Ermiş olan kızını karşısında görünce çok şaşıran ve ona haksızlık yapıldığını anlayan baba pişman olmuş ve kahrından ölmüş. Bu sebeple bu tepeye Sarıkız, yakınındaki diğer tepeye de Baba Tepe ismi verilmiş.
Kazdağı Milli Parkı sınırları içerisinde yer alan Hasanboğuldu Göleti, özellikle serin suları ile yaz aylarının vazgeçilmez rotalarından biri. Buz gibi suları ve piknik alanları ile ziyaretçilere keyifli bir gün yaşatan gölet, Sütüven Şelalesi’ne 300 metre uzaklıkta yer alıyor. Milli park sınırına girerken ödemiş olduğun ücret, gölet için de geçerli. Ancak milli parka direkt olarak buradan gireceksen milli park giriş ücreti ödemen gerekiyor. Hasanboğuldu Göleti 2021 giriş ücretleri şu şekilde: yaya – bisiklet 9 TL, motosiklet – ATV 18 TL, otomobil: 27 TL, minibüs 81 TL, midibüs 135 TL, otobüs 270 TL. Hasanboğuldu Göleti etrafında piknik alanı, piknik masaları, mangal istasyonu, yakınlarda bir köy pazarı ve restoran bulunuyor. Mangalını kendin getirmemen durumunda alanda kiralama şansın da bulunuyor. Efsaneleriyle ünlü Kazdağları’nda Hasanboğuldu Göleti ismini de bir efsaneden alıyor. Sen de Hasanboğuldu’nun buz gibi sularında serinlemek ve yemyeşil doğasında biraz soluklanmak istersen Kazdağı seyahatinde burayı mutlaka görmelisin.
Hasanboğuldu Göleti’nin 300 metre kadar yakınında yer alan Sütüven Şelalesi, Kazdağı Milli Parkı sınırlarında mutlaka görmen gereken bir diğer durak. 17 metre yükseklikten akan suyu ile oldukça dinlendirici bir etkiye sahip. Şelale Hasanboğuldu Göleti ile aynı yerde bulunuyor. Dolayısıyla buradan da piknik alanlarına ve yerel ürünlerin satıldığı köy pazarına yürüyerek ulaşabiliyorsun. Serinletici suyu ile dikkat çeken Sütüven Şelalesi’nin ilgi çekici ismi ise “sıçramak” anlamına gelen “tüvmek” fiilinden geliyor.
Kazdağı Milli Parkı sınırları içerisinde yer alan bir diğer keşif rotası ise Pınarbaşı. Burası bölgede oldukça sevilen mesire alanlarından biri ve Akçay’a yalnızca 6 km uzaklıkta yani dağın eteklerinde yer alıyor. Tıpkı Hasanboğuldu ve Sütüven gibi Pınarbaşı da özellikle yazın serinlemek isteyen ziyaretçilerin imdadına buz gibi gölet sularıyla yetişiyor. Mesire yerinde piknik masaları, mangal alanı, restoran, WC gibi olanaklar bulunuyor. Sen de Kazdağları seyahatinde gürül gürül akan suyu ve dört bir yanını saran yemyeşil ağaçları ile sevilen dinlenme alanlarından biri olmayı başaran Pınarbaşı’nı günlük planına dahil edebilirsin.
Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde, Kazdağları’nın eteklerinde Türkler ve Rumların birlikte yaşadığı oldukça şirin bir köy olan Adatepe, Kazdağı gezisinin olmazsa olmazı. Taş sokakları, restore edilerek butik otel haline getirilmiş tarihi Rum evleri, zeytin ağaçları ile bu köy için adeta huzurun adresi diyebiliriz. Dolayısıyla hem yerli hem de yabancı ziyaretçiler tarafından sık sık ziyaret ediliyor.
Ancak köyün bu kadar tanınıyor olmasının iki özel sebebi var. Onlardan biri efsaneye göre Troya Savaş’ında Zeus’un savaşı yönettiği yer olduğuna inanılan Zeus Altarı diğer ise Adatepe Taşmektep okulu. Adatepe Taşmektep, 1997 yılında bir grup aydın tarafından Çanakkale Valiliği’nden köyün kullanılmayan okulunun kiralanarak bugün edebiyat, felsefe, sanat, sanat tarifi seminerlerinin gerçekleştirildiği, farklı disiplinlerde çalışan sanatçıların atölye çalışmalarının yapıldığı bir mekan. Tabi köyün böylesine değerli bir mekana sahip olması da onu çok daha özel bir konuma getiriyor. Adatepe’ye gelip de Zeus Altarı’nı görmeden, meydandaki köy kahvesinde çay içmeden ve otlu dondurma yemeden seyahatini bitirmemelisin.
Efsaneye göre Zeus ve Hera’nın Troya Savaşları’nı izlediği tepe olan Zeus Altarı, Adatepe köyünün denize bakan yamacında yer alıyor. Muhteşem bir Edremit Körfezi ve Midilli manzarasına sahip olan bu tepeye köyden yaklaşık 1 kilometrelik bir yürüyüş ile ulaşabiliyorsun. Zeus Altarı ismini alan aslında bir kaya kütlesi ve bu kaya kütlesine de merdivenlerle çıkılıyor. Benim tavsiyem Adatepe ziyaretinin ardından mutlaka Zeus Altarı’nı da görmeye gitmen yönünde. Hatta muhteşem körfez manzarası eşliğinde burada günü batırabilirsin.
Adatepe’nin ardından bölgede en fazla ziyaretçi çeken bir diğer köy ise Yeşilyurt. Burası da tıpkı Adatepe gibi Rumlar ve Türklerin uzun yıllar boyu birlikte yaşadıkları, taş evleri ile hayranlık uyandıran oldukça sevimli bir köy. Mübadeleden sonra Rum nüfusu taşınınca köyde Yörük ve Türkmen nüfus yaşamaya devam etmiş. Sen de ister konaklama ister günü birlik bir gezi için Kazdağları seyahatinde köyü ziyaret edebilirsin. Yeşilyurt ziyaretinde mutlaka Karye Teknoloji Müzesi’ne uğramalı, domates salçasından tarhanaya yerel halk tarafından üretilen birbirinden taze ürünlerden satın almalı ve bir çeşit mantı ve gözleme karışımı bir yiyecek olan manlamayı denemelisin.
Ayrıca Yeşilyurt Köyü’nde bugün çok sayıda butik otel konaklama hizmeti veriyor. Otellerin çok büyük bir kısmı restore edilmiş Rum evlerinden meydana geliyor. Eğer Kazdağları’nda konaklama alternatifi arıyorsan Yeşilyurt Köyü otelleri içerisinden bütçene en uygun tesise hemen rezervasyon yaptırabilirsin.
Akçay ile Edremit arasında yer alan Zeytinli’yi biz daha çok, bünyesindeki Hasanboğuldu Göleti ve Sütüven Şelalesi ile tanıyoruz. Burası aynı zamanda deniz turizmi gelişmiş keyifli bir tatil beldesi ve Kazdağları’na gelip de mutlaka görülmesi gereken yerlerden de biri. Sahil kısmı oldukça sakin olan beldede elbette ki Hasanboğuldu ve Sütüven’i ziyaret edebilir, cumartesi günleri kurulan köy pazarından alışveriş yapabilir ve Zeytinli Deresi’nin yanı başında piknik keyfi yapabilirsin.
Roma mimarisinden kalma bir taş köprüye ve buz gibi suya sahip olan Mıhlı Çayı, bölgede piknik yapmak ve dinlenmek için tercih edilebilecek diğer bir destinasyon. Başdeğirmen Köprüsü ismi verilen simgesel bir köprüye ev sahipliği yapan Mıhlı Çayı, doğa sporcuları ve piknikçiler tarafından sık sık ziyaret ediliyor. Çayda hem piknik için ayrılmış özel bir alan hem de restoran yer alıyor. Gölet kısmında ise yüzülebiliyor.
Kazdağı Milli Parkı sınırları içerisinde yer alan bir diğer doğa harikası oluşum da Şahindere Kanyonu. 27 kilometre uzunluğa ve 600 metre yüksekliğe sahip olan kanyon, doğa yürüyüşü, piknik, yüzme, kamp ve doğa fotoğrafçılığı için oldukça uygun bir alana ev sahipliği yapıyor. Kanyonda piknik alanına girişler için ek ücret ödemen gerekiyor. Bu alanın 2021 yılı kişi başı ücreti 4 TL. Piknik alanında mangal için ayrılan bölümde mangal yakmaya izin veriliyor. Son olarak eklemeliyim ki Şahindere Kanyonu’nun üzerine 2021 yılında inşa edilen cam seyir terası da mutlaka görmen gereken bir diğer ayrıntı. Seyir terası muhteşem bir kanyon manzarasının yanı sıra görülesi bir deniz manzarasına da sahip.
Doğasıyla hayranlık uyandıran Kazdağları, organik bitkileri, taptaze meyve ve sebzeleri, otları, peynir çeşitleri, zeytinyağı, zeytinleri ve yerel halk tarafından üretilen doğal ürünleri ile biliniyor. Dolayısıyla buraya gelip de yöreye özgü bir şeyler almadan dönmek de olmuyor. Benim tavsiyem seyahatin boyunca mutlaka bir köy pazarına uğraman yönünde. Ancak eğer pazara denk gelmezsen de sorun değil. Çünkü Kazdağları’nda bu tarz ürünlerin satıldığı çok sayıda yerel işletme hizmet veriyor.
Kazdağları’ndan zeytin, zeytinyağı, zeytinyağlı sabun, sepet peyniri, testi peyniri, bal, kekik, adaçayı ve ısırgan otu satın alabileceğin ürünlerden yalnızca bazıları. Ayrıca köy halkının doğal üretimi olan tarhana, kışlık salça, erişte, reçel çeşitleri ve turşuları da unutmamak gerekiyor. Tüm bunlara ek olarak köylerde çok sayıda el işi hediyelikler de bulabilirsin.
Kazdağları’nda konaklama için tercih edebileceğin çok sayıda otel mevcut. Daha önce de bahsettiğim gibi bölgede özellikle restore edilerek butik otel haline getirilmiş çok fazla Rum evi bulunuyor. Otantik bir konaklama istiyorsan bu tarz butik otellerden birini tercih edebilirsin. Kazdağı otelleri çoğunlukla Yeşilyurt ve Adatepe gibi turistik bölgelerde konumlanıyor.
© 2008 - 2022 Tüm hakları saklıdır. Enuygun.com|Enuygun Seyahat, Belge No: 7153