Neolitik çağın izleri dünya insanlık tarihini değiştiriyor ve bu değişim Şanlıurfa’dan başlıyor. İlk yerleşik toplumlar ile ilgili şimdiye dek bilinen tüm gerçekler ise yerini bugünkü bilimin gerçekliğine bırakıyor. Göbeklitepe ile başlayan serüven Karahantepe, Sefertepe, Çakmaktepe, Sayburç, Gürcütepe, Harbetsuvan, Söğüt Tarlası-Biris Mezarlığı ile devam ederken, 12 bin yıl öncesine ait gizem Taş Tepeler ile aydınlanıyor. Ve bu proje ile bilimin ve kültürün ışığında Türkiye'nin kültürel mirasına ve kültür turizmine bir imza atılmaya hazırlanıyor.
Biz de Taş Tepeler’in sırrına erişmek için Karahantepe’nin yolunu tuttuk. Kazı çalışmalarının devam ettiği alanda çok yakında bilime ve ülke turizmine katkı sağlayacak bir değer kazandığımızı belirterek detaylara başlayalım.
Şanlıurfa Neolitik Çağ Araştırmaları Projesi’nin büyük kısmını oluşturan Taş Tepeler projesi Şanlıurfa kazılarının bulgularını dünyaya bir kimlik kazandırmak amacıyla ortaya koymayı amaçlayan bilimsel araştırma projesi. Yerleşik hayata geçen ilk toplulukların izlerini araştıran proje ile çağdaş ve T biçimli sütunlara sahip birçok yerleşme keşfedildi. Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı arkeolojik araştırmaları arasında yer alan Taş Tepeler projesi, yerleşik hayata tarımla birlikte değil, tarımdan önce geçildiğini ortaya konuyor.
Yerleşik yaşamın başlangıcından, yerleşik ve besin üretimine dayalı çiftçi yaşamı döneme odaklanan Taş Tepeler projesi ile MÖ 10. bin yıl ile 7. bin yıl arasına tarihlenen yerleşmenin envanteri çıkartıldı. Proje ile tarih öncesi toplumların yerleşik yaşama geçiş sürecinin değerlendirilebilmesi ve anlaşılabilmesi için imkan sağlanacak.
Bu proje ayrıca Karahantepe’nin sadece yerleşik hayatın başlangıcıyla değil anıtsal mimari, taş işleme tekniği, dikilitaş gibi özellikleriyle de önemini vurguluyor. Bunun yanı sıra bölgesel kalkınmaya, kültür bilinci oluşturmaya ve kültür turizmine de sosyal fayda sağlıyor.
Güneydoğu Anadolu Karma Projesi’nin devamı olan Karahantepe, Şanlıurfa Neolitik Çağ Araştırmaları Projesi-Taş Tepeler kapsamında araştırılıyor. Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem yerleşimlerinden biri olan Karahantepe 1997 yılında keşfedildi. Buradaki araştırmaların başlangıç tarihi ise 2019. İstanbul Üniversitesi Tarihöncesi Arkeolojisi Anabilim Dalı ve dünyanın farklı ülkelerinden gelen uluslararası ekiplerce gerçekleştirilen çalışmalarda şimdiye kadar üç evreli yerleşim bulundu.
10 hektarlık bir alanda konumlanan Karahantepe’de şu ana kadar 3.000 metrekarelik bir kazı çalışması yapıldı. Bu kazılarda Batı ve Doğu Terasları, Güney Düzlüğü ve Taş Ocakları keşfedildi.
Batı Teras
Arkeolojik kazıların yapıldığı tek alan burası. Yaklaşık 1.000 yıl boyunca kullanılmış katmanlara sahip olan alanda Karahantepe’nin en büyük yapısı yer alıyor. AD yapısı olan bu büyük alan 23 metre çapa, 1,5 metre kalınlığındaki duvarlara sahip. Burayı gezerken birçok çukurla karşılaşacaksın. Araştırmalara göre bu çukurlarda bulunan bulgular, defin sırasındaki bazı sembolik davranışlara ve ritüellere işaret ediyor. AD yapısı olan bu alan ayrıca en büyük (ve özel amaçlarla inşa edilmiş) kamusal alan olması ile de özellik kazanıyor.
AD yapısındaki dikilitaşların üzerinde leopar ve tilki gibi hayvan motifleri yer alıyor. Burada ayrıca yaklaşık 6 metre yüksekliğinde devrilmiş iki dikilitaş ve 4,5 metre yüksekliğinde üç adet dikilitaş bulunuyor. Yaklaşık 3,5 metre derinliğine inen, insan motiflerinin yer aldığı AB yapısının ise bir tür ‘gençliğe geçiş’ törenlerinin yapıldığı yer olduğu öngörülüyor.
Doğu Teras
Bu alan henüz kazı çalışmalarının başlamadığı alan. Büyük ihtimalle de büyük yuvarlak yapıların yer aldığı söyleniyor. Buna göre Doğu Teras’ın da Batı Teras gibi T biçimli dikilitaşlara sahip olması muhtemel.
Güney Düzlüğü
T biçimli dikilitaşların yer almadığı Güney Düzlüğü’nün araştırmalara göre konut için yapıldığı söyleniyor. Ayrıca burada günlük hayatta kullanılan birçok eşya keşfedildiği için alandaki evsel kullanım amacı kuvvetleniyor.
Taş Ocakları
Dikilitaşların meydana gelmesindeki ana etken aynı alanda yer alan kireçtaşları. Karahantepe’de bulunan taş ocakları, bölgedeki dikilitaşların yapımında kullanılmış. Kolay işlenen ve ulaşılabilir olan kireçtaşı sayesinde hem anıtsal mimari düzeni meydana gelmiş hem de taşların üzerine motiflerin işlenmesi daha rahat bir şekilde ilerlemiş.
Karahantepe’de görmeden geçme
Yukarıda bahsettiğimiz bu dört alanı keşfederken görmeyi es geçmemen gereken detaylar var. Onlar arasında;
Oturur vaziyette insan heykeli: 2 metre, 45 cm yüksekliğindeki bu heykel dönemin sanat anlayışını yansıtıyor.
Ana kayadan oyulmuş insan başı heykeli: Keskin yüz hatları ve yılan gövdeli formuyla ana kayadan oyulmuş duvarda yer alıyor.
Yılankavi formunda kanal: S biçimli kanal hem mimari hem de ritüel sürecin bir parçasını günümüze taşıyor.
Şanlıurfa’da, Harran ve Viranşehir ovaları arasında yer alan Karahantepe merkeze biraz uzak bir konumda. Şanlıurfa’nın merkezine 55 km uzaklıkta yer alan Karahantepe Tek Tek Dağları Milli Parkı’ndaki kireçtaşı yükseltilerinin üzerinde yer alıyor.
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
09.00-17.00
Karahantepe’ye gitmek için henüz herhangi bir toplu taşıma hizmeti bulunmuyor. Zamanla Göbeklitepe gibi erişilebilir olması planlanan Karahantepe’ye gitmek için araca ihtiyacın olacak.