Ülkemizin en özel köşelerinden olan Ege mavi bayraklı plajları, tarihî hazineleri, kültürel zenginlikleri, lezzetli mutfağı ve muhteşem doğası ile gören herkesi büyülüyor. Hareketli büyük şehirlerden huzurlu sahil kasaba ve köylerine kadar birçok yerleşimin olduğu Ege, herkes için başka bir güzellik saklıyor.
Deniz ve doğa tutkunları için adeta bir cennet olan Ege’de ince kumlu tertemiz plajlardan el değmemiş ada ve koylara kadar keşfedilecek birçok şey var. Binlerce yıllık tarihe sahip Ege, kültür ve tarih meraklıları için de onlarca büyüleyici antik kent, tapınak ve müzeye ev sahipliği yapıyor. Ege’de gezilecek en güzel yerlere geçmeden önce bölgeye tatile gidenlerin bize en çok sorduğu birkaç soruyu senin için yanıtlıyoruz.
Ege’de en sıcak deniz nerede?
Ege’deki en sıcak deniz termal kaynakların da etkisiyle Çeşme, Ilıca’da bulunuyor.
Ege’nin en temiz havası nerede?
Ege bölgesinin çoğu yerinde hava çok temiz. İlk sırada ise Seferihisar yer alıyor.
Ege mi daha sıcak Akdeniz mi?
Ege Bölgesinde yaz ayları Akdeniz’e göre daha serin geçer. Deniz suyu da Akdeniz’e oranla daha soğuktur.
Türkiye’nin en çok ziyaret edilen antik kentlerinden biri olan Efes Antik Kenti, İzmir'in Selçuk ilçesinde yer alıyor. Her yıl milyonlarca turistin ziyaret ettiği antik kent, M.Ö. 10. yüzyıldan günümüze kalmış bir tarihî hazine. Antik Yunan, Roma ve Bizans uygarlıklarının izlerini taşıyan Efes Antik Kenti, döneminin en önemli ticaret ve kültür merkezlerinden biriydi. Antik dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen Artemis Tapınağı'nın kalıntılarıyla dünya çapında ün kazanan Efes Antik Kenti, M.Ö. 133 yılından sonra Roma İmparatorluğu, sonrasında da Bizans döneminde önemli bir dini ve kültürel merkezi oldu. Efes, 15. yüzyılda ise Osmanlılar tarafından fethedildi.
Efes Antik Kenti gezinde Roma İmparatorluğu'nun en büyük kütüphanelerinden biri olan Celsus Kütüphanesi, M.S. 135 yılında inşa edilen Hadrian Kapısı ile dükkanlar, tapınaklar ve hamamlar bulunan antik kentin merkezi agora, mutlaka görmen gereken yerler arasında. 25.000 kişilik kapasiteye sahip olan antik tiyatrosunda günümüzde de konserler ve tiyatro oyunları düzenlenen Efes Antik Kenti’nde antik dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağından ise günümüzde sadece birkaç sütun kalmış durumda. Efes Antik Kenti’nde Hristiyanlığın ilk yedi kilisesinden biri olan St John Bazilikasını da rehberler eşliğinde gezerek bilgi alabilirsin.
Efes Arkeoloji Müzesi'nde antik kentten çıkarılmış paha biçilmez eserleri yakından görebilir, Selçuk'un tarihî çarşısında alışveriş yapabilir ve yöresel lezzetleri tadarak gezinin yorgunluğunu atabilirsin. Efes Antik Kenti; tarihî dokusu, muhteşem kalıntıları ve eşsiz atmosferi ile Türkiye'nin en önemli turistik yerlerinden biri olarak keşfedilmeye değer.
Efes Antik kenti yazısına tıklayarak keşfe çıkmadan önce yapman gerekenler hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilirsin.
Efes Antik Kenti örenyeri giriş ücreti 40 Euro (MüzeKart ile ücretsiz)
Efes Yamaç Evleri giriş ücreti 15 Euro (Yamaç Evleri’nde MüzeKart geçmiyor)
Efes Müzesi giriş ücreti: Kişi başı 10 Euro
Otopark ücreti 120 TL
Açık olduğu saatler
Haftanın 7 günü 08.30-18.00 saatleri arasında açık.
Ege’nin en çok ziyaret edilen yerlerinden biri de Bodrum ilçesinde bulunan simgesel Bodrum Kalesi. 15. yüzyılda St. John Şövalyeleri tarafından inşa edilen kale; muhteşem manzarası, tarihî ve kültürel önemi ile her yıl binlerce turisti kendine çekiyor. Tarihi M.Ö. 14. yüzyıla kadar uzanan Bodrum Kalesi, ilk olarak Karyalılar tarafından bir kale inşa edildi. M.Ö. 4. yüzyılda Büyük İskender tarafından ele geçirilen kalenin günümüzdeki hali ise 15. yüzyılda St. John Şövalyeleri tarafından tasarlanmış.
Deniz seviyesinden 37 metre yükseklikte bir tepede yer alan Bodrum Kalesi’nin Fransız Kulesi, İtalyan Kulesi, Alman Kulesi, Yılanlı Kule ve İngiliz Kulesi gibi bölümlerini keyifle gezebilirsin. Bodrum Kalesi'nin surlarından ve kulelerinden Bodrum'un muhteşem manzarasının keyfini çıkararak harika fotoğraflar çekebilirsin. Ege ile Akdeniz'in tarihi ve kültürü hakkında bilgi edinmek için ise kale içindeki müzeleri gezebilirsin. Kalenin içinde yer alan hediyelik eşya dükkanlarından yöresel ürünler alabilir veya şık kafelerde ve restoranlarda Bodrum'un lezzetli yöresel yemeklerini tadarak yorgunluk atabilirsin. Bodrum şehir merkezine kısa bir yürüme mesafesinde bulunan Bodrum Kalesi, hem fotoğrafçılık hem de tarih ve kültür meraklılarının mutlaka görmesini önerdiğim yerler arasında.
MüzeKart ile ücretsiz
Yabancı ziyaretçiler: 23 Euro
18 yaş altı ve 65 yaş üzeri ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 08.30-17.00 saatleri arasında ziyarete açık.
Ege gezinde dünyanın en önemli arkeoloji müzelerinden biri olan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nin zengin koleksiyonlarını da inceleyebilirsin. 1964 yılında açılan müze, Ege ile Akdeniz'den çıkarılmış batık gemilerden ve antik eserlerden oluşan devasa bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Bodrum Kalesi içinde hizmet veren Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi'nin temelleri ise 1957 yılında Bodrum'da batık bir Bizans gemisinin keşfedilmesiyle atıldı. Gemi, arkeologlar tarafından kurtarıldıktan sonra Bodrum'da sergilenmeye başlandı. Bu sergiye büyük ilgi gösterilmesi üzerine ise 1964 yılında Bodrum Kalesi'nde Türkiye'nin ilk sualtı arkeoloji müzesi kuruldu.
Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, 14 salon ve bir açık hava sergi alanından oluşuyor. Müzenin en önemli parçaları arasında ise M.Ö. 14. yüzyıla ait bir Fenike gemisi batığı olan Uluburun Batığı, Efes'ten kaçırıldıktan sonra 1984 yılında Bodrum kıyılarında bulunan 1. yüzyıldan kalma Gümüş Efes Hazinesi, M.Ö. 16. yüzyıla ait bir Miken gemisi olan Bodrum Batığı ve M.Ö. 13. yüzyıla ait bir Mısır gemisi olan Serçe Limanı Batığı yer alıyor. Müzede ayrıca deniz arkeolojisine dair bilgiler içeren geniş bir kütüphane ve bir de arşiv var. Müzenin eğitim programlarına katılarak da eşsiz bilgiler edinebilirsin.
Yabancı ziyaretçiler 23 Euro
18 yaş altı ve 65 yaş üzeri ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 08.30-17.00 saatleri arasında ziyarete açık.
Tarih ve manzaranın buluştuğu etkileyici bir şaheser olan Çeşme Kalesi, Ege’nin görülmeye değer simgesel yapılarından bir. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan ve Çeşme'nin en çok ziyaret edilen simgesel yapısı olan bu görkemli kale, hem yerli hem de yabancı binlerce turisti kendine çekiyor. Çeşme Kalesi’nin yüzlerce metrelik surlarından Ege Denizi'nin ve Çeşme'nin panoramik manzaralarının fotoğraflarını çekebilir, muhteşem panoramik manzaraların tadını çıkarabilirsin. İlk olarak 1508 yılında inşa edilen Çeşme Kalesi, günümüze kadar sağlam kalmış mimarisiyle ünlü. Osmanlı döneminde bölgenin korunması için inşa edilen taş duvarları, görülmeye değer güzellikte. Paha biçilmez binlerce eseri yakından görebileceğin Çeşme Müzesini de kalede gezme şansı bulacaksın.
Özellikle gün batımlarında Çeşme Kalesi surlarında büyüleyici fotoğraflar çekebilirsin. Ege'nin muhteşem manzarasını izledikten sonra kalenin tarihî dokusunda mistik atmosferin tadını çıkarabilirsin. Yaz aylarında Uluslararası Müzik Festivali ve Çeşme Festivali gibi pek çok önemli etkinliğe katılarak ise Çeşme Kalesi'nin büyülü atmosferinde unutulmaz bir gece yaşayabilirsin.
Çeşme Kalesi giriş ücretsiz
Çeşme Arkeoloji Müzesi 130 TL
MüzeKart ile ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 08.30-17.30 saatleri arasında ziyarete açık.
Ege'nin en güzel plajlarından biri olan turkuaz sularıyla ünlü Ilıca Plajı, sadece güzelliğiyle değil şifalı kaynak sularıyla da Türkiye'nin en büyüleyici plajları arasında. Tarih boyunca birçok medeniyetin ilgisini güzelliğiyle çeken Ilıca Plajında deniz ile güneşin tadını çıkarırken ruhunu da dinlendirebilirsin.
Ilıca Plajının şifalı suları romatizma, eklem hastalıkları ve cilt hastalıkları gibi birçok rahatsızlığa iyi gelen mineraller içeriyor. Ilıca Plajının kendine özgü ince kumlarında güneşlenmek de cildine ve genel sağlığınıza çok iyi gelecek. Plajın denizi sığ ve ılık, bu nedenle çocuklu aileler için de ideal. Rüzgar sörfü, deniz paraşütü, su kayağı ve jet ski gibi birçok su sporu yapma şansı da plajda bulabilirsin. Ilıca Plajının çevresinde ise taze deniz ürünlerinin tadına bakabileceğin şık balık restoranları ve canlı müzik dinleyerek güzel zaman geçirebileceğin eğlence mekanları hizmet veriyor.
Bodrum'un en bilinen tarihî hazinelerinden olan Halikarnas Mozolesi, mutlaka görmeni önerdiğim simgesel yapılar arasında. Halikarnas Mozolesi, pek çok antik efsanede kendine yer buluyor. Dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen bu görkemli mozole, M.Ö. 353 yılında Kral Mausolos için inşa edildi. Yunan ve Mısır mimari özelliklerini bir arada yansıtan mozolenin görkemli yapısı ve büyüleyici oymaları, tüm dünyadan kültür ve sanat meraklılarını kendine çekiyor.
Günümüze çok az bir bölümü ayakta kalmayı başaran Halikarnas Mozolesi, açık hava müzesine dönüştürülmüş durumda. Bodrum merkezine kısa bir yürüyüş mesafesindeki tarihî hazineye kısa bir yürüyüşle ulaşabilir ve tarihte unutulmaz bir yolculuğa çıkabilirsin.
Kişi başı 131 TL
18 yaş altı ve 65 yaş üzeri ücretsiz
MüzeKart ile ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 08.30-17.00 saatleri arasında ziyarete açık.
Tarih ve sanatın buluştuğu büyüleyici bir yer olan Bodrum Antik Tiyatrosu, M.Ö. 4. yüzyıldan kalma bir tarihî hazine. Anadolu'da yer alan en eski antik tiyatrolardan biri olan Bodrum Antik Tiyatrosu, Göktepe'nin güney yamacında denize karşı inşa edilmiş. 13.000 kişilik kapasitesiyle antik çağlarda tanrılara hayvan kurban etme gibi önemli etkinliklere ev sahipliği yapan tiyatronun her köşesinde antik Yunan kültürünün izlerini görebilirsin.
Bodrum Antik Tiyatrosu'nun 55 sıralı taş merdivenlerinden Ege Denizi'nin muhteşem manzarasının keyfini çıkarabilir, eşsiz manzaraların muhteşem fotoğraflarını çekebilirsin. Günümüzde birçok uluslararası konser, tiyatro gösterisi ve sanatsal etkinliğine ev sahipliği yapan Bodrum Antik Tiyatrosu, Bodrum'un canlı atmosferini en güzel yaşayabileceğin yerler arasında.
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 08.30-19.30
Pazartesi Günleri Kapalı
Hem Hristiyanlar hem de Müslümanlar için kutsal bir yer olan Yedi Uyurlar Mağarası, Efes Antik Kenti yakınlarında, Panayır Dağı eteklerinde yer alıyor. Kutsal kitaplarda geçen yedi uyuyanlar hikayesinde adı geçen bu mağaranın Müslümanlar tarafından Tarsus'ta, Hristiyanlar tarafından ise Panayır Dağı'nda olduğuna inanılıyor.
M.Ö. 250 yılında Roma İmparatorluğu döneminde baskılardan kaçarak mağaraya sığınan ve 7 yıl boyunca uyuyan gençlerin efsanevi öyküsüne konu olan mağarada yapılan kazılarda tarihî bir kilise ve mezar kalıntıları bulundu. Efsanenin yazıldığı tabletlerin de bulunduğu mağara, günümüze kadar doğal yapısıyla kalmayı başarmış. Sakin ve huzurlu bir atmosferde rehberler eşliğinde gezebileceğin Yedi Uyurlar Mağarası, Panayır Dağı eteklerinde yer aldığı için tepelik alanlardan Ege Denizi'nin muhteşem manzaralarını izleme şansı da veriyor. Girişi ücretsiz olan Yedi Uyurlar Mağarasına Efes Antik Kentinden minibüs veya taksi ile rahatça gidebilirsin.
Tarihin ve doğanın buluştuğu cennet köşelerimizden biri olan Şirince Köyü, İzmir'in Selçuk ilçesinde yer alan çok popüler bir destinasyon. Şirince; tarihî Rum evleri, Arnavut kaldırımlı sokakları, üzüm bağları ve şaraplarıyla her yıl binlerce insanı kendine çekiyor. 19. yüzyılda Rumlar tarafından kurulan Şirince Köyü, tarihî dokusunu korumayı başarmış ve günümüzde bir açık hava müzesi olarak keşfedilmeye değer. 19. yüzyılda Rumlar tarafından Sirkeci adı ile kurulan Şirince Köyünde uzun süre Rumların yanı sıra Türkler ve Ermeniler de bir arada yaşadı. 1922 yılındaki Mübadele sonrasında Rumların Yunanistan'a göç etmesiyle boşalan köy, 1960'lı yıllarda Türkler tarafından yeniden iskan edildi.
Şirince Köyü'nün en önemli özelliklerinden biri ise birbirinden güzel tarihî Rum evleri. Arnavut kaldırımlı sokaklarda sıralanan bu evler, taş ve ahşap malzemeden inşa edilmiş. Tarihî evlerin çoğu günümüzde pansiyon, butik otel veya kafe olarak kullanılıyor. 19. yüzyıldan kalma Şirince Ulu Camii ise köyün en eski dini yapılarından biri olarak yakından görülmeye değer. 19. yüzyıldan kalma Tirilye Kilisesi de günümüzde cami olarak kullanılıyor.
Köyün en yüksek noktasında yer alan Bizans döneminden kalma Şirince Kalesi’ne uğrayarak el değmemiş doğal güzelliklerle sarılı Şirince Köyü’nün muhteşem manzarasını seyredebilirsin. Köyün etrafındaki üzüm bağları arasında gezerek ise Şirince’nin en önemli ürünleri olan ünlü lezzetli şaraplar ve pekmezleri satın alabilirsin. Arnavut kaldırımlı sokaklarda uzanan Şirince çarşısına da uğrayarak el sanatları ürünleri, şaraplar, pekmezler ve yöresel ürünleri almayı unutma.
Ege'nin en popüler tatil cennetlerinden olan Çeşme'de tüm gün deniz ve güneşin tadını çıkardıktan sonra akşamları ise kültürel etkinliklere katılarak unutulmaz zamanlar geçirebilirsin. Etkileyici Çeşme Açıkhava Tiyatrosu’nda yaz aylarında yüzlerce kişinin katıldığı konserler, festivaller ve tiyatro oyunları gibi birçok etkinlik düzenleniyor. Çeşme'de düzenlenen dans festivallerinin de ana merkezi olan tiyatroda ünlü sanatçıların konserleri ve müzik dinletileri ile keyifli bir akşam geçirebilirsin. İlçe merkezinden kısa bir yürüyüşle veya toplu taşıma araçlarıyla kolayca ulaşabileceğin Çeşme Açıkhava Tiyatrosu'nun etkinlik takvimini geziden önce incelemeyi unutma.
Marmaris'in simgelerinden biri olan Marmaris Kalesi ve Arkeoloji Müzesi, hem tarihi hem de doğal güzellikleri ile ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim yaşatıyor. Ege Denizi'nin masmavi sularına bakan kalenin tarihi, M.Ö. 3000'li yıllara kadar uzanıyor. Antik çağlardan beri önemli bir ticaret merkezi olan Marmaris'i korumak için inşa edilen Marmaris Kalesi; Likyalılar, Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar tarafından kullanılmış. Osmanlı padişahı I. Süleyman, 1552 yılında ise Rodos Seferi sırasında kaleyi yeniden inşa ettirmiş. Marmaris Kalesinin en yüksek noktası 170 metre ve kalenin içinde bulunan etkileyici sarnıç ise 15. yüzyıldan kalma.
Marmaris Kalesi'nin içinde bulunan müzede kalenin tarihi ve Marmaris'in geçmişine dair birçok eser sergileniyor. Koleksiyonlarda arkeolojik eserler, etnografik objeler ve tarihî fotoğrafları inceleyerek Marmaris'in zengin tarihi ve kültürü hakkında bilgi edinebilirsin. Müzeyi gezdikten sonra kale surlarından Marmaris’in panoramik manzaralarının fotoğraflarını çekmeyi de unutma.
Kişi başı 249 TL
MüzeKart ile ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 08.30 - 17.00
Türkiye'nin en ikonik dağlarından biri olan Babadağ, özellikle doğa sporları tutkunları için adeta bir cennet. Ölüdeniz ve Fethiye'nin panoramik manzaralarını sunan yürüyüş parkurlarıyla çok ilgi gören Babadağ, 1969 metre yüksekliğiyle sadece bir doğa harikası değil, aynı zamanda adrenalin dolu bir macera merkezi haline gelmiş durumda. Sunduğu manzaralarla dünya çapında üne kavuşan Babadağ, kaliteli yamaç paraşütü merkezleriyle de her yaz binlerce insanı kendine çekiyor. Profesyonel paraşütçülerle birlikte kısa bir eğitimle yapabileceğin yamaç paraşütü ile Ölüdeniz'in turkuaz sularının üzerinde uçarken unutulmaz manzaralara şahit olacaksın.
Babadağ'ın sadece zirvesi değil, etekleri de doğa sevenler için birçok imkan sunuyor. 1200 metre yükseklikte küçük bir kayak pistinin bulunduğu Babadağ, zengin endemik bitki ve vahşi yaşam çeşitliliği ile dünyanın korunması gereken 10 dağından biri olarak gösteriliyor. Yıl boyunca kampçılık, kaya tırmanışı, dağ bisikleti ve dağcılık gibi doğa sporları için ülkemizin en çok ziyaret edilen yerlerinden olan Babadağ, adrenalin dolu bir macera yaşamak isteyenlerin ilk uğraması gereken yerlerden. Babadağ'ın zirvesindeki restoranda ise eşsiz doğa ve deniz manzaraları karşısında dünya mutfaklarından lezzetler tadarak yorgunluk atabilirsin.
Fethiye'nin dünya çapında bilinen tabiat cennetlerinden biri olan Kelebekler Vadisi, milyonlarca kelebeğin kanat çırpışlarıyla büyüleyici bir renk yelpazesi sunuyor. 1995 yılından beri 1. derece doğal sit alanı olarak koruma altında olan vadi, dünyada korunması gereken 10 dağdan biri olarak kabul edilen Babağ’ın yanı başında uzanıyor. Kelebekler Vadisi, rehberli doğa yürüyüşlerinin yanı sıra tekne gezilerinin de bölgedeki en önemli durağı ve herkesin görmesi gereken bir yer. El değmemiş bakir doğasıyla insanları büyüleyen vadide istesen kamp yapabilir veya fotoğraf safarilerine katılarak kartpostal güzelliğinde fotoğraflar çekebilirsin.
Kelebekler Vadisi'nin en büyük özelliği ise rengarenk kelebekler. Dünyada çok az yere bulunan ender türler de dahil olmak üzere binlerce kelebeğe ev sahipliği yapan vadide her köşede büyüleyici başka bir manzarayla karşılaşacaksın. Tertemiz koyu ve berrak deniziyle teknelerin sevilen mola noktası olan Kelebekler Vadisi'nde denizin keyfini çıkarabilir, tüplü veya tüpsüz dalışlar yaparak su altı zenginliğini keşfedebilirsin.
Ölüdeniz’e yürüyüş mesafesinde Babadağ’ın yamacında gizlenen Kayaköy, adeta geçmişin bir gölgesi gibi duruyor. Kayaköy, antik Karmylassos kentinin kalıntıları üzerine inşa edilmiş ve günümüzde hayalet kasaba olarak ünlü. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra yaşanan mübadele ile bölgeyi terk eden Rumlardan kalan ve dağ eteklerine yayılan etkileyici taş evler, Kayaköy'e benzersiz mistik bir atmosfer kazandırıyor.
Kayaköy’ün ıssız sokaklarda keyifli bir yürüyüş yaparak terk edilmiş yüzlerce yıllık evler arasında zaman sanki durmuş gibi hissederek harika fotoğraflar çekebilirsin. Etkileyici bir açık hava müzesini andıran Kayaköy’de M.Ö. 4. yüzyıldan kalma lahit mezarları, antik kiliseler ve bozulmadan kalmış taş evleri keşfe çıkarak hayalet kasabanın tarihî dokusunu yakından görebilirsin. Dünyanın her yerinden fotoğrafçılar, Kayaköy'ün eşsiz güzelliğini yakalamak için buraya geliyor. Güneş ışığının taş evlere vurduğu gölgeler ve ıssız sokakların yarattığı atmosfer ise tablo güzelliğinde fotoğraflar için mükemmel bir atmosfer yaratıyor.
Kayaköy, sadece tarihi ve mistik atmosferiyle değil, el değmemiş büyüleyici doğal güzelliğiyle de insanları kendine çekiyor. Etrafı gür çam ormanlarıyla çevrili Kayaköy, doğa yürüyüşleri ve at safarilerinin en sevilen rotaları arasında yer alıyor. Fethiye ve Ölüdeniz'e çok yakın olduğu için bölgeyi ziyaret eden turistler için popüler bir gezi alanı haline gelen Kayaköy ve çevresinde doğa otelleri ve tarihî taş evlerde hizmet veren butik otellerde de unutulmaz bir tatil yapabilirsin.
Muğla'nın görülmeye değer güzelliklerinden olan dünyaca ünlü İztuzu Plajı, caretta caretta deniz kaplumbağalarının kumsalı ve doğanın tüm güzelliklerini kucaklayan bir cennet. Muhteşem kumsalı, masmavi denizi ve çevresini saran çam ormanları İztuzu Plajı, Türkiye’nin en güzel plajlarından biri olarak gösteriliyor. 4,5 kilometre uzunluğundaki altın sarısı kumlu sahilinde tüm gün cam berraklığındaki denizin ve tadını çıkarabileceğin plaj, sığ deniziyle çocuklar için de son derece güvenli. Deniz kaplumbağalarının nadir yumurtlama alanlarından olduğu için koruma altına alınan İztuzu Plajı’nda şanslıysan sevimli deniz kaplumbağalarını da yakından görebilirsin.
Doğa yürüyüşleri ve tekne gezilerinin en sevilen mola noktalarından olan İztuzu Plajı'na yakın konumdaki Kaunos Antik Kenti, Dalyan Kral Mezarları, Kelebekler Vadisi gibi birçok tarihî ve turistik yeri de keyifle keşfe çıkabilirsin.
Aydın'ın Nazilli ilçesinde doğal güzellikler arasında saklı bir hazine de büyüleyici Zeus Mağarası. Türkiye'nin en büyük ve en önemli mağaralarından biri olan Zeus Mağarası; muhteşem sarkıt ve dikitleri, yeraltı gölü ve gizemli efsaneleriyle ziyaretçilerini büyülüyor. Ege Zeus Mağarasının tarihi, antik Yunan mitolojisine kadar uzanıyor. Efsaneye göre göklerin ve şimşeklerin tanrısı Zeus, bu mağarada saklanmış ve insanlara öfkesini yağdırmış. Mağarada bulunan Zeus heykeli ve diğer kalıntılar da bu mitolojik efsaneyi destekliyor. Ege Zeus Mağarası, sadece mitolojik hikayelerle değil, aynı zamanda Roma ve Bizans dönemlerine ait tarihî kalıntılarla dolu olmasıyla da tüm dünyanın ilgisini çekiyor.
Mağaranın içi, hem tarihî hem de doğal güzellikleriyle keşfedilmeye değer güzellikte. Devasa sarkıtlar ve dikitler, milyonlarca yıl boyunca suyun damla damla aşındırmasıyla doğal yollarla oluşmuş. Mağaranın en ilgi çekici noktaları arasında yer alan sakal sarkıtı, Türkiye'nin en uzun sarkıtı olmasıyla ünlü. Zeus Mağarası’nda ayrıca yeraltı gölleri ve şelalelerini yakından görme şansı bulacaksın. Rehberli turlara katılarak gezebileceğin Zeus Mağarasının tarihî ve doğal güzellikleri hakkında bilgi edinebilir, unutulmaz bir mağara gezisi deneyimi yaşayabilirsin.
Foça ilçesinin en bilinen simgesi olan ve Ege'nin masmavi sularına nazır bir tepede yükselen Beş Kapılar Kalesi, mutlaka uğramanı önerdiğim yerler arasında. M.Ö. 6. yüzyılda İyonlar tarafından inşa edilen bu görkemli kale, Phokaea Antik Kenti'nin surlarının bir parçası olarak şehri denizden gelebilecek saldırılara karşı korunmak için tasarlanmış. Günümüze kadar oldukça iyi korunan Beş Kapılar Kalesi; tarihî dokusu, muhteşem manzarası ve gizemli atmosferi ile her yıl binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor. Beş Kapılar Kalesi, sadece bir kale olmanın ötesinde, Phokaea halkının güvenliğini ve refahını temsil eden bir sembol.
Dikdörtgen bir plana sahip olan ve kesme taşlarla inşa edilen Beş Kapılar Kalesi’nin dört köşesinde birer kule ve beş adet kemerli kapı var. Bu kapılar, kaleye adını veren ve onu bölgedeki diğer kalelerden ayıran en önemli özellikler. Kalenin yüksek duvarları ve gözetleme kuleleri ise Phokaea'nın denizdeki tehlikelere karşı her zaman tetikte olduğunu gösteriyor.
Beş Kapılar Kalesi surlarına çıkarak Foça'nın nefes kesen manzarasının keyfini çıkarabilirsin. Rehberlerle kaleyi gezerek ise kale ve Foça tarihi hakkında eşsiz bilgiler alabilirsin. Kalenin yakınındaki kafelerde ve restoranlarda dinlenerek Ege mutfağından yemekler tadarak manzaranın tadını çıkarmayı da unutma.
MüzeKart geçerli.
Açık olduğu saatler
24 saat açık.
Ege'nin masmavi deniziyle sarılı Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı, doğanın tüm renklerini görebileceğin, ülkemizin en güzel tabiat güzelliklerinden. 27.500 hektardan büyük geniş bir alanı kaplayan milli park; sessiz koyları, görkemli uçurumları ve büyüleyici şelaleleri ile kalabalıklardan uzakta doğayla iç içe dinlenmek için ideal.
Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı'nın yemyeşil ormanlarında doğa yürüyüşleri yapabilir, ıssız koylarında denizin tadını çıkarabilir ve seyir alanlarından tablo güzelliğinde fotoğraflar çekebilirsin. Dağ bisikleti, doğa yürüyüşleri, yaban hayatı ve kuş gözlem turları gibi birçok aktiviteye katılarak da bölgeyi keyifle keşfe çıkabilirsin. Milli parkın ıssız koylarında kalabalıklardan uzakta çadırını kurmak veya berrak sularda dalışlar yapmak da çok sevilen aktiviteler arasında.
Kişi 60 TL
Motosiklet 120 TL
Otomobil 180 TL
Minibüs 540 TL
Midibüs 900 TL
Otobüs 1.800 TL
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 08.00-18.00
Likya Yolu ve Karia Yolu ile birlikte Türkiye'nin en ünlü yürüyüş rotalarından olan Leleg Yolu, 5000 yıllık tarihî yapılarla süslenen 185 kilometrelik antik bir gezi alanı. Ege Bölgesi’nde düzenlenen doğa yürüyüşleri ve tarih turlarının vazgeçilmez rotalarından olan Leleg Yolu’nda iyi işaretlenmiş düzenlenmiş yürüyüş parkurları, gözetleme kuleleri ve kır bahçeleri ile modern dünyanın karmaşasından uzaklaşmak için ideal bir gezi alanı.
Bodrum Yarımadasının antik kentlerini kapsayan Leleg Yolunda bölgenin binlerce yıllık tarihî hazineleri yakından görme şansı bulabilirsin. Görkemli antik tiyatrolar, tapınaklar, nekropol ve agoralar, Leleg Yolu antik kentlerini gezerken keşfe çıkabileceğin tarihî güzellikler arasında. Leleg Yolu, aynı zamanda Bodrum Yarımadasının muhteşem manzaralarını sunmasıyla da ilgi görüyor. Seyir alanlarından Ege Denizi'nin masmavi sularını, yemyeşil ormanları ve zeytinlikleri seyrederek muhteşem fotoğraflar çekebilirsin. Bahar ve yaz aylarında Leleg Yolunu fotoğraf safarileri, bisiklet turları, at ve jeep safarilere katılarak keyifle keşfe çıkabilirsin.
İzmir'in tarihî Selçuk ilçesinde bulunan Efes Antik Kenti’nde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan paha biçilmez eserlerin sergilendiği Efes Arkeoloji Müzesi, Türkiye'nin en önemli arkeoloji müzelerinden biri olarak görülmeye değer. Efes Artemis heykeli, Mısırlı rahip heykeli, İsis heykeli ve Sokrates başı gibi pek çok ünlü esere ev sahipliği yapan müzede, antik çağlardan Osmanlı dönemine uzanan binlerce eseri yakından görme şansı bulacaksın.
Efes Arkeoloji Müzesi'nde Miken, Arkaik, Klasik, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı devirlerine ait farklı bölümler bulunuyor. Bu bölümlerde antik çağlardan günümüze uzanan farklı medeniyetlerin eserleri arasında tarihî bir yolculuk yapacaksın.
Müzenin koleksiyonlarında tanrı heykellerinden antik sikkelere kadar uzanan geniş bir eser yelpazesinde antik dünyanın kültürü ve sanatı hakkında da detaylı bilgi alabilirsin. Efes Arkeoloji Müzesi'nde eserler kronolojik sıraya göre değil, buluntu yerlerine göre sergileniyor. Bu sayede Efes Antik Kenti'nin farklı bölgelerinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan eserleri bir arada görerek antik kent hakkında daha doğru bir fikir edinebilirsin. Müzenin iç ve orta bahçelerinde ise antik Yunan ile Roma sanatının ustalığını gözler önüne seren mimari eserler ve heykeller sergileniyor.
MüzeKart ile ücretsiz
Yabancı ülke vatandaşları için 10 Euro
Açık olduğu saatler
Haftanın 7 günü 08.30-18.30 saatleri arasında açık.
Selçuk'a sadece 7 kilometre uzaklıktaki Bülbüldağı eteklerinde yer alan Meryem Ana Evi, huzur ve tarihin buluştuğu çok özel bir yer. Efes Antik Kenti'nin bir parçası olan tarihî yapı, Hristiyan dünyasının önemli bir hac yeri olarak kabul ediliyor. Bir Katolik rahibenin rüyalarıyla keşfedilen etkileyici taş mimarili Meryem Ana Evi, her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti kendine çekiyor. Haç planlı ve kubbeli olarak inşa edilen Meryem Ana Evi, aslına uygun olarak restore edilmiş durumda. Evin içinde ise Hz. Meryem'in yaşadığına ve öldüğüne inanılan odaları gezebilirsin.
Meryem Ana Evi, Hristiyanlar için oldukça kutsal bir yer olarak kabul edildiği için her yıl ağustos ayında bu evde etkileyici dini ayinler düzenleniyor. Evin çevresinde çeşmelerden akan şifalı suların ise birçok rahatsızlığı iyileştirdiğine inanılıyor. İstersen bu şifalı olduğuna inanılan suları tadarak dilek de tutabilirsin. Evin bahçesinde bulunan dilek duvarına da dileğini yazabilirsin.
Araçla giriş 180 TL
MüzeKart ile ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 08.00-18.00 saatleri arasında ziyarete açık.
Ege’de masmavi sularda unutulmaz bir tatil yapmak istiyorsan, büyüleyici Aya Yorgi Koyuna da mutlaka uğramalısın. Mavi bayraklı denizi, ince kumlu plajı ve sakin suları ile turistleri büyüleyen Aya Yorgi Koyu, çocuklu aileler için de son derece güvenli. Aya Yorgi Koyu, sadece deniziyle değil, aynı zamanda eğlence mekanlarıyla da insanları kendine çekiyor. Koyda hizmet veren birbirinden güzel plaj kulüpleri, barlar ve restoranlarda güzel zaman geçirebilirsin. Geceleri ise sahilde düzenlenen partilere katılarak doyasıya dans edebilirsin. Aya Yorgi Koyuna Çeşme ve Alaçatı'dan minibüslerle kolayca ulaşmak mümkün.
İsmini pırlanta gibi parlayan kendine özgü kumları ve muhteşem deniziyle dikkat çeken Pırlanta Plajı, Çeşme gezilerinde masmavi denizin ve pırlanta gibi parlayan kumların tadını çıkarmak için ideal bir ares. Plajın pırlanta benzeri kumları güneş ışığında ışıl ışıl parlıyor ve fotoğraf çekmek için ideal bir ortam yaratıyor. Çeşme merkezinden 15-20 dakikalık yolculukla ulaşabileceğin Çiftlikköy beldesinde yer alan Pırlanta Plajı, İzmir'in de en güzel plajlarından biri olarak kabul ediliyor.
Pırlanta Plajının denizi 200 metre boyunca sığ ilerliyor. Ayrıca rüzgardan korunaklı dalgasız bir denize sahip olan plaj, çocuklu aileler için son derece güvenli olan plajda acemi yüzücüler de keyifli bir deniz günü geçirebilirler. Sit alanı olarak korunan Pırlanta Plajı, el değmemiş büyüleyici doğal güzellikleri bozulmadan günümüze kadar taşımış görülmeye değer bir Ege plajı.
Ege’nin büyüleyici tabiat cennetlerinden biri olan Köyceğiz Gölü, her tutkunlarının mutlaka keşfetmesini önerdiğim yerler arasında. El değmemiş bakir güzelliğiyle kalabalıklardan uzakta dinlenme fırsatı sunan göl, M.Ö. 3500'lü yıllara dayanan antik yapıları için de çok ziyaret ediliyor.
Köyceğiz Gölü'nün tertemiz sularında yaz aylarında kano ve sandal gezilerine katılarak unutulmaz anlar yaşayabilirsin. Yılın her mevsimi düzenlenen balık avlama turlarıyla ise huzurlu atmosferde dinlenebilirsin. Piknik alanları ve yürüyüş parkurları ile sarılı olan Köyceğiz Gölünün kıyısında hizmet veren balık çiftliklerinde de taze balıklar ve yöresel mezeler tadarak keyifli bir gün geçirebilirsin. Seyir teraslarından onlarca su kuşunun harika fotoğraflarını çekebileceğin Köyceğiz Gölü’nde istersen kalabalıklardan uzakta çadır kurarak kamp da yapabilirsin.
Didim ilçesinin en özel köşelerinden biri olan Didyma Antik Kenti, antik Yunan dünyasının en önemli dini merkezlerinden biri olarak ilgi görüyor. Apollon’a adanmış bu tapınak kompleksi, büyüleyici mimarisi ve tarihî önemiyle her yıl binlerce tarih meraklısını kendine çekiyor.
M.Ö. 8. yüzyılda İyonlar tarafından kurulan Didyma Antik Kenti, kısa sürede antik Yunan dünyasının en önemli dini merkezlerinden biri haline geldi. Tapınak, M.Ö. 7. yüzyılda büyük bir yangında tahrip olduktan sonra M.Ö. 4. yüzyılda yeniden inşa edilmiş. Didyma Antik Kenti'nin en önemli yapısı ise görkemli Apollon Tapınağı. Bu tapınak, antik dünyanın en büyük tapınaklarından biri olarak 120 metre uzunluğunda ve 60 metre genişliğinde. Tapınağın girişinde ise Propylaion adı verilen anıtsal bir giriş kapısı bulunuyor. Tapınağın yanındaki Apollon'a adanmış bir kutsal alan, kütüphane ve tiyatro gibi yapıların kalıntılarında gezme şansı bulabilirsin.
Müzekartı ile ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 08.00-18.30 saatleri arasında ziyarete açık.
Datça ilçesinin en ilgi çeken yerlerinden biri olan Palamutbükü, Ege Denizi'nin masmavi suları ve bozulmamış koylarıyla son yıllarda çok popüler bir tatil destinasyonu. Palamutbükü'nün en popüler plajı olan Palamutbükü Plajı, altın sarısı kumları ve turkuaz denizi ile yüzmek ve güneşlenmek için ilk uğraman gereken yer. Plajda şezlong ve şemsiye kiralayabilir ve kanodan yelkene su sporları yaparak güzel zaman geçirebilirsin.
Palamutbükü'ne tekne turları ile ulaşabileceğin Kızılbük Koyu ve Akkaya Koyu da turkuaz renkli cam berraklığında deniziyle yat ve tekne gezilerinin sevilen mola noktaları arasında. Ege mutfağından ve taze deniz ürünlerine kadar seçenekler sunan birçok restoranın hizmet verdiği Palamutbükü’nde her bütçeye uygun otel de bulabilirsin.
Ege’nin görülmeye değer en güzel koylarından biri olan Kabak Koyu, Ölüdeniz'in turkuaz sularının yanı başında yemyeşil ormanlarla çevrili bir tabiat güzelliği. Elektrik ve motorlu araç trafiğine kapalı olan sessiz koy, doğayla iç içe sakin ve huzurlu bir tatil arayanların uğramasını önerdiğim yerler arasında. Kabak Koyu, el değmemiş doğal güzelliği ve huzurlu atmosferiyle tekne gezilerinin de sevilen adreslerinden biri haline gelmiş durumda. Ünlü Faralya Köyü sınırlarında yer alan Kabak Koyu, 1. derece sit alanı olarak özenle korunuyor.
1987 yılında keşfedilen Kabak Koyu, el değmemiş çarpıcı büyüleyici güzelliğiyle kısa sürede Ege’nin en sevilen koylarından biri haline geldi. Arkası gür çam ormanları önü ise masmavi denizle çevrili Kabak Koyu’nda hiçbir tesis bulunmuyor. Sarp kayalarla korunan 200 metre uzunluğunda küçük koyda gözlerden uzakta doyasıya güneşlenebilir ve balık sürülerini bile görebileceğin berrak denizde dalışlar yapabilirsin. Ege’de denize girebileceğin en güzel yerlerden biri olan Kabak Koyu'nda istersen kamp da yaparak modern dünyanın karmaşasından bir süre uzaklaşabilirsin. Fethiye'den kalkan tekne turlarına katılarak Kabak Koyu'nun muhteşem manzarasının keyfini çıkarabilir, koyda tüplü ve tüpsüz dalışlar yapabilirsin. Ünlü Likya Yolu'nun da bir parçası olan Kabak Koyu'na doğa yürüyüşleri sırasında da uğrayarak yemyeşil ortamda keyifli bir mola verebilirsin.
Muğla'nın Köyceğiz ilçesine bağlı Yuvarlakçay, çok sevilen bir mesire alanı. Buz gibi suların aktığı derenin kenarında kurulmuş balık çiftlikleriyle insanları kendine çeken Yuvarlakçay; çardaklar, kır bahçeleri, mesire alanları ve yürüyüş yollarıyla yaz aylarının değişmez adresleri arasında. Yuvarlakçay'ın gür çam ormanları arasında yürüyüş yapabilir veya sıcak günlerde derenin serin sularında yüzerek serinleyebilirsin. Yuvarlakçay'ın balık restoranlarında ise lezzetli alabalıkların ve yöresel Ege mezelerinin tadına bakarak gezinin yorgunluğunu atabilirsin.
Dere üstüne kurulan salıncaklarda sallanarak keyifli vakit geçirebileceğin Yuvarlakçay’da dere kenarında sıralanan çardaklarda da çayını yudumlayarak manzarayı izleyebilirsin. Çam ormanları arasındaki hamaklarda dinlenebileceğin Yuvarlakçay, çocuklar için de eğlenceli oyun alanları sağlanıyor. Köyceğiz ile Ortaca ilçeleri arasında yer alan Yuvarlakçay, Muğla şehir merkezine 85 kilometre, Köyceğiz'e 12 kilometre ve Ortaca'ya ise sadece 25 kilometre uzaklıkta.
Türkiye'nin en uzun yürüyüş rotalarından biri olan Karia Yolu, Muğla ve Aydın illeri arasında uzanan 820 kilometre boyunca ilerliyor. Muhteşem manzaralar, tarihî hazineleri, zengin bitki ve vahşi yaşam çeşitliliğiyle dikkat çeken Karia Yolu, doğa ve tarih meraklıları için unutulmaz bir gezi deneyimi yaşatıyor. Antik Karya uygarlığının ticaret ve hac yollarını takip eden antik bir patikadan esinlenerek oluşturulan Karia Yolu, boyunca antik kent kalıntıları, kaya mezarları, agoralar ve tapınaklar sıralanıyor.
Karia Yolu, farklı zorluk derecelerinde birçok yürüyüş parkura sahip. Yürüyüşlerle yol boyunca ormanlık alanlardan kıyı şeridine, dağlardan vadilere kadar uzanan çeşitli manzaraların keyfini çıkarabilirsin. Ayrıca Karia Yolu boyunca Letoon, Kaunos, Knidos ve Tlos gibi birçok antik kenti de keşfetme şansı bularak Karya uygarlığı hakkında bilgi alabilirsin. Yol boyunca kamp yapmak için birçok uygun alan var. Çoğu yürüyüşü doğanın tadını çıkararak çadırda konaklamayı tercih ediyor.
Karia Yolu, Ege Denizi kıyısına yakın bir konumda ilerlediği için sessiz koylarda kendini masmavi denize bırakarak yüzebilir ve yürüyüşün bütün yorgunluğunu atabilirsin. Karia Yolu, Avrupa Uzun Mesafe Yürüyüş Yolları Ağı'nın da bir parçası olduğu için her yıl binlerce yürüyüşçü tarafından ziyaret ediliyor. Karia Yolu'nun tamamını yürümek için ise ortalama 30-40 gün gerekiyor.
Akyaka’nın keşfedilmeye değer güzelliklerinden olan 4 kilometre uzunluğundaki Azmak Nehri; tertemiz suları, yemyeşil vadisi ve tarihî köprüleriyle Ege’nin en popüler doğal güzellikleri arasında. Gökova Körfezi’ne dökülen Azmak Nehri'nde tekne turu yapabilir ve nehrin turkuaz renkli sularının ve yemyeşil vadisinin keyfini çıkarabilirsin. Tekne turları sırasında nehrin üzerinde bulunan tarihî köprüleri de yakından görebilirsin. Azmak Nehri'nin etrafında birçok yürüyüş parkuru var. Bu parkurlarda yürüyüş yapabilir, temiz havayı içine çekebilir ve doğanın tadını çıkarabilirsin. Bisiklet turlarına çıkarak ise nehrin turkuaz renkli sularının ve yemyeşil vadisinin güzelliklerini keşfedebilirsin.
Azmak Nehrinin etrafında yaz aylarında serin havada piknik yapabileceğin birçok alan bulunuyor. Gezinde keyifli bir piknik yaparak doğanın ve huzurlu atmosferin tadını çıkarabilirsin. Bisiklet kiralayarak da nehrin turkuaz renkli sularının ve yemyeşil vadisinin keyfini çıkarabilirsin. Ballık bolluğuna sahip Azmak Nehri'nde alabalık, levrek ve çipura gibi balık türünü tutarak yılın yorgunluğunu atmayı da unutma.
Muğla'nın Köyceğiz ilçesinde yer alan Sultaniye Kaplıcaları, 2000 yıllık geçmişi ile Türkiye'nin en eski ve en popüler kaplıcaları arasında yer alıyor. Muhteşem doğası, şifalı suları ve tertemiz havasıyla her yıl binlerce turisti cezbeden Sultaniye Kaplıcaları, popüler bir sağlık ve dinlenme merkezi haline gelmiş durumda. Sultaniye Kaplıcalarının tarihi M.Ö. 2. yüzyıla dayanıyor. Kaplıcalar, Roma Dönemi'nde önemli bir sağlık merkeziydi ve Roma Döneminden kalma hamam kalıntılarını günümüzde de görmek mümkün.
Sultaniye Kaplıcalarının suları 65 dereceye kadar çıkıyor. Kaplıca suları; sodyum, kalsiyum, magnezyum ve potasyum gibi mineraller içerdiği için çok zengin. Sultaniye Kaplıcalarının sularının romatizma, eklem hastalıkları, cilt hastalıkları, böbrek ve idrar yolları hastalıkları, sinir sistemi hastalıkları ve solunum yolu hastalıkları gibi birçok hastalığa iyi geldiği biliniyor. Kaplıcalarda termal havuzlarda yüzebilir, masaj yaptırabilir veya çeşitli sağlık tedavileri alabilirsin.
Kalınacak tarih ve gün sayısına göre fiyatlar değişiklik gösteriyor
Açık olduğu saatler
Her gün 09.00 - 20.00 saatleri arasında açık.
Muğla'nın Ortaca ilçesinde yer alan Sarıgerme Plajı, altın sarısı kumlarla süslü 8 kilometrelik sahiliyle Ege’nin en güzel plajları arasında. Plaj; masmavi denizi, uzun kumsalı ve sığ suları ile aileler için de keyifli bir deniz günü yaşatıyor. Sarıgerme Plajı'nın temiz sığ denizinde doyasıya yüzebiir ve çeşitli su sporları yaparak eğlenceli bir gün geçirebilirsin.
Doğa yürüyüşü, bisiklet gezileri ve tekne turlarının önemli adreslerinden biri olan Sarıgerme Plajında uzmanlarla tüplü ve tüpsüz dalışlar da yapabilirsin. Caretta caretta deniz kaplumbağalarının az sayıdaki yumurtlama alanlarından olan Sarıgerme Plajı, bu nedenle özenle korunuyor. Muğla ilçe merkezinden arabayla yaklaşık 1,5 saat uzaklıktaki plaja Dalaman Havalimanı'ndan ise arabayla 30 dakikada ulaşabilirsin.
İzmir'in kalbinde tarihin ve alışverişin buluştuğu bir nokta olan tarihî Kemeraltı Çarşısı, benzersiz atmosferiyle keşfedilmeye değer bir yer. Sadece bir alışveriş noktası olmanın ötesinde Kemeraltı Çarşısı, İzmir’in tarihî ve kültürel dokusunun da önemli bir parçasını oluşturuyor. M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzanan köklü geçmişi ile Kemeraltı, yüzyıllar boyunca ticaretin merkezi oldu Arnavut kaldırımlı sokakları, tarihî hanları, rengarenk tezgahları ve canlı atmosferi ile ünlü olan Kemeraltı, günümüzde de her yıl milyonlarca insanı kendine çekiyor.
Antik Smyrna kentinin agora bölgesinde yer alan Kemeraltı Çarşısı, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde de hep önemli bir ticaret noktası oldu. Kemeraltı, aynı zamanda tarihî hanları, camileri ve kiliseleri ile şehrin tarihî dokusuna katkıda bulunuyor. Her gün sabahın erken saatlerinden akşam geç saatlerine kadar canlı bir atmosfere sahip olan Kemeraltı Çarşısı’ndaki dükkanlar ve tezgahlar, her zevk ile bütçeye uygun binlerce ürünü bir arada sunuyor. Tekstil, deri, kuyumculuk, baharat, halıcılık, hediyelik eşya gibi birçok ürünü Kemeraltı Çarşısı’nda bulabilirsin. Yerel halk ve turistlerin yoğun ilgi gösterdiği çarşıda, pazarlık yapmak da alışverişin değişmez bir parçası.
İzmir'in kalbinde yer alan Konak Meydanı, şehrin en önemli simgelerinden biri. Tarihî ve kültürel öneminin yanı sıra modern yaşamın hareketli atmosferini yansıtarak İzmirlilerin en popüler buluşma noktası olan Konak Meydanı, her zaman canlı ve hareketli bir yer. Antik Smyrna kentinin agora bölgesinde yer alan Konak Meydanı, yüzlerce yıl boyunca şehrin merkezi oldu. Bizans ve Osmanlı döneminde de önemini koruyan Konak Meydanı, günümüzde ise tarihî binaları ve anıtları ile şehrin tarihî dokusunu yansıtıyor.
İzmir Saat Kulesi, Konak Camii ve Atatürk Anıtı gibi ikonik yapıları yakından görebileceğin Konak Meydanı’nın her köşesinde modern binalar, yol üstü kafelere, şık restoranlar ve mağazalar bulunuyor. Özellikle hafta sonları ile özel günlerde meydanda düzenlenen etkinlikler ve festivallerle de binlerce insanı kendine çeken Konak Meydanı'nı İzmir gezilerinin değişmez adresleri arasında.
İzmir'in Konak ilçesinde yer alan Agora Ören Yeri, Smyrna Antik Kenti’nin en önemli yapılarından biri olarak tarih ve kültür meraklılarının çok ilgisini çekiyor. M.Ö. 4. yüzyılda inşa edilen Agora, uzun süre antik kentin ticaret, sosyal ve politik merkezi olarak hizmet vermiş. Bugün ise Agora Ören Yeri, Türkiye'nin en önemli açık hava müzelerinden biri olarak her yıl binlerce turisti kendine çekiyor.
Agora, ilk olarak M.Ö. 4. yüzyılda Büyük İskender'in komutanlarından Lysimachus tarafından inşa edildi. Üç katlı bir yapı olarak tasarlanan Agora'da dükkanlar, stoalar (portikler), tapınaklar ve hamamlar gibi birçok yapı bulunuyordu. Agora, aynı zamanda şehrin siyasi ve sosyal merkezi olarak halk meclisi toplantıları, festivaller ve törenlere ev sahipliği yapıyordu.
1933 yılından beri kazı çalışmalarının yapıldığı bölgede Agora'nın birçok yapısı ortaya çıkarıldı. Agora'nın en uzun stoası olan Kuzey Stoa, halk meclisinin toplandığı bina Bouleuterion, Afrodit Tapınağı ve Hephaistos Tapınağı, Agora Ören Yerinin en ilgi çeken bölümleri arasında. Agora'nın dükkanları, stoaları, tapınakları ve hamamlarında dolaşabilir ve bölgenin tarihi hakkında ilginç bilgi edinebilirsin. Ayrıca yıl boyunca Agora'da düzenlenen konserler, tiyatro oyunları ve diğer etkinliklere katılarak da güzel zaman geçirebilirsin. Agora Ören Yeri, İzmir'in tarihî ve kültürel mirasının en önemli parçalarından biri olarak keşfedilmeye değer.
Kişi başı 262 TL
MüzeKart ile ücretsiz
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 08.30 ile 17.00 saatleri arasında ziyarete açık.
İzmir'in Konak ilçesinde yer alan Tarihî Asansör, şehrin en ikonik ve turistik simgelerinden biri. 1907 yılında Musevi iş insanı Nesim Levi tarafından yaptırılan asansör, Mithatpaşa Caddesi ile Şehit Nihatbey Caddesi arasında 58 metrelik yüksekliğe ulaşıyor. Tarihî Asansör, sadece bir ulaşım aracı olmanın ötesinde, şehrin tarihî ve kültürel dokusunun da önemli bir parçası olarak çok ilgi görüyor. Şehrin iki yakası arasındaki ulaşımı kolaylaştırmak ve Mithatpaşa Caddesine canlılık kazandırmak için tasarlanan asansörün inşası yaklaşık 1 yıl sürdü ve asansör, 1907 yılında hizmete açıldı. Eklektik mimari tarzını yansıtan Tarihî Asansörün binası, taş, tuğla ve demirden yapıldı. Binanın cephesinde Osmanlı ve Avrupa mimarisinden esinlenilmiş süslemeler ise görülmeye değer güzellikte. Asansörün iki kabini ahşap ve pirinçten yapılmış ve her kabinde 10 kişiye kadar yolcu taşınabiliyor.
58 metre yüksekliğindeki asansör kulesi, şehrin muhteşem manzarasını sunduğu için fotoğraf çekmek isteyenlerin mutlaka uğramasını öneririm. Kulenin tepesinde bulunan seyir terasından da İzmir Körfezi, Kemeraltı Çarşısı ve Kadifekale gibi şehrin önemli simgelerini kuş bakışı görebilirsin. Asansörün altından geçen geçit ise tarihî ve modern mimarinin buluştuğu bir nokta olarak dikkat çekiyor. Geçitte bulunan kafelerde ve restoranlarda mola verebilir, İzmir’in çarpıcı manzaraları eşliğinde yorgunluk atabilirsin.
Asansörün yanında bulunan ve günümüzde bir otel olarak hizmet veren Haim Palas’ı da yakından görebileceğin gezinde Tarihî Asansöre yürüyüş mesafesindeki Kemeraltı Çarşısında keyifli bir yürüyüş yaparak tekstil, deri, kuyumculuk, baharat, halıcılık gibi her türlü ürünü bulabilirsin.
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 06.00-00.00 saatleri arasında açık.
Türkiye'nin en eski ve en büyük fuar alanlarından biri olan İzmir Kültürpark, eğlencenin ve tarihin buluştuğu benzersiz bir yer. 1955 yılında halka açılan Kültürpark, sadece bir fuar alanı olmanın ötesinde İzmir’in en önemli sosyal, kültürel ve eğlence merkezlerinden biri haline geldi. 1950'li yıllarda İzmir'in gelişmekte olması ve fuar alanına ihtiyaç duyulması nedeniyle inşa edilen fuar alanının inşası için 22 hektarlık alan ayrıldı. 4 yılda tamamlanan Kültürpark, 1955 yılında halka açıldı. Kültürpark'ta her yıl çeşitli temalarda fuarlar düzenleniyor. Bu fuarlarda yeni ürünler ve hizmetler görülebilir, alışveriş yaparak eğlenceli zaman geçirebilirsin. Kültürpark'ta bulunan lunapark ise Türkiye'nin en eski lunaparklarından biri olmasıyla ünlü. Lunaparkta çocuklar ve yetişkinler için birçok eğlence seçeneği bulunuyor.
Kültürpark içinde bulunan hayvanat bahçesinde ise dünyanın birçok yerinden getirilen hayvanı yakından görme şansı bulabilirsin. Kültürpark'ta aynı zamanda Atatürk Müzesi, Etnografya Müzesi ve Sanat Müzesi gibi birçok müzeye uğrayarak İzmir'in tarihi ile kültürü hakkında ilginç bilgiler alabilirsin. Her yıl tiyatro oyunları, konserler ve diğer etkinlikler düzenlenen açık hava tiyatrosu, yüzme havuzu, spor salonu, tenis kortları ve bisiklet parkurları gibi birçok olanak bulabileceğin Kültürpark'ta geniş yeşil alanlarda yürüyüşe çıkabilir veya piknik yaparak da güzel zaman geçirebilirsin.
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
24 saat açık.
Türkiye'nin en önemli arkeoloji müzelerinden biri olarak binlerce insanı kendine çeken İzmir Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Ege Bölgesi'nin zengin tarihî ve kültürel mirasını yansıtan devasa bir koleksiyona sahip. Müzede M.Ö. 7. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar uzanan, geniş bir zaman dilimini kapsayan eserler sergileniyor. 1972 yılında şu anki binasına taşınan İzmir Arkeoloji Müzesi’nin modern mimarili binası, aynı zamanda Ege Bölgesi'nin en büyük müze binalarından da biri.
İzmir Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'nde Ege Bölgesi'nin farklı bölgelerinden çıkarılmış paha biçilmez eserleri yakından görme şansı bulacaksın. Bu eserler arasında M.Ö. 7. yüzyıldan kalan ve İzmir'in en önemli arkeolojik eserlerinden biri olan Nekropol Kralı Heykeli, M.S. 2. yüzyıldan Smyrna Agorası Heykeli, M.Ö. 5. yüzyıldan Efes Artemis Tapınağı Frizi, M.S. 1. yüzyıldan Milet Tiyatrosu Heykelleri ve M.Ö. 13. yüzyıldan Beycesultan Altın Hazinesi en ilgi görenler arasında. Sergilenen hazinelerde bulunan küpler, kadehler, mücevherler ve diğer altın objeler de görülmeye değer güzellikte. İzmir Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Ege Bölgesi'nin tarihi ve kültürü hakkında bilgi edinmek isteyen herkesin ilk uğraması gereken yerler arasında.
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 08.30-17.30
Tarihin ve denizin buluştuğu bir anıt olan Sığacık Kalesi, İzmir'in Seferihisar ilçesinde Ege Denizi kıyısında uzanıyor. Ege Bölgesinin en önemli tarihî simgelerinden biri olan kale, M.Ö. 7. yüzyılda İyonlar tarafından inşa edilmiş. Teos Antik Kenti’nin önemli bir parçası olan kale, Roma ve Bizans dönemlerinde de kullanıldıktan sonra 15. yüzyılda Osmanlılar tarafından fethedildi. Günümüzde ise Sığacık Kalesi, restore edilmiş haliyle ziyarete açık ve turistlerin çok ilgisini çekiyor.
Sığacık Kalesi eteklerinde yer alan küçük limanın çarpıcı manzaraları eşliğinde gezebileceğin kalenin surlarından da muhteşem Ege fotoğrafları çekebilirsin. Kalenin güneybatısında yer alan Teos Antik Kenti, M.Ö. 8. yüzyıldan kalma bir antik hazine olarak insanları kendine çekiyor. Sığacık Kalesi’nin eteklerinde yer alan taş ve ahşap malzemeden inşa edilmiş tarihî evlerin bazıları ise günümüzde butik oteller, pansiyonlar ve kafeler olarak hizmet veriyor. Sığacık Kalesi; tarihî atmosferi, muhteşem manzarası ve Ege'nin masmavi denizi ile Türkiye'nin en güzel tarihî mekanları arasında.
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
24 saat açık.
İzmir'in Seferihisar ilçesinde yer alan Teos Antik Kenti, Ege'nin görülmeye değer tarihî güzelliklerinden biri. M.Ö. 8. yüzyılda İyonlar tarafından kurulan antik kent; etkileyici tiyatrosu, agorası, tapınakları ve nekropolü ile bölgenin en önemli antik hazinelerinden biri. Günümüzde Teos Antik Kenti’nin kalıntıları açık hava müzesi olarak ziyarete açık ve turistlerin çok ilgisini çekiyor. Romalılardan Osmanlılara kadar birçok medeniyet tarafından kullanılan antik kentin en özel köşesi ise M.Ö. 2. yüzyıldan kalma 2.500 kişilik antik tiyatro. Ege Bölgesi'nin en iyi korunmuş tiyatrolarından biri olan Teos’un antik tiyatrosunda her yıl yaz aylarında konserler ve tiyatro oyunları düzenleniyor.
Antik kentin merkezi olan agora ise ticari ve siyasi faaliyetlerin gerçekleştiği yer. Agorada dükkanlar, tapınaklar ve hamamlar arasında gezerek harika fotoğraflar çekebilirsin. Teos Antik Kenti’nde Artemis, Dionysos ve Athena gibi tanrılara adanmış birçok tapınağın kalıntılarını da yakından görme şansı bulacaksın. Nekropol alanı ise çarpıcı lahit mezarları ve kaya mezarlarıyla turistlerin çok ilgisini çekiyor. Antik kentin bir parçası olan Sığacık Limanı’nı da görme şansı bulabileceğin gezinde limanın kafe ve restoranlarında büyüleyici Ege manzaraları eşliğinde keyifli bir mola verebilirsin.
Kişi başı 131 TL
MüzeKart ile ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 09.00-20.00 saatleri arasında ziyarete açık.
Tarihin ve felsefenin buluştuğu efsanevi bir Ege antik yerleşimi olan Milet Antik Kenti, Aydın'ın Didim ilçesinde yer alıyor. Milet Antik Kenti, M.Ö. 2000’li yıllara kadar uzanan tarihiyle Ege Bölgesi'nin en önemli antik kentlerinden biri olarak çok ilgi görüyor. Bir zamanlar İyon Birliği'nin başkenti olan Milet; felsefe, bilim ve sanatın merkezi olarak dünya çapında bir üne sahipti. Thales, Anaximander ve Anaximenes gibi birçok ünlü filozofun doğduğu yer olan Milet Antik Kenti, günümüzde ise bir açık hava müzesi olarak gezilebiliyor. Karya uygarlığı tarafından kurulan ve altın çağını M.Ö. 6. ile 5. yüzyıllarda yaşayan Milet, Romalılar ve Bizanslılar tarafından kullanıldığı için bu uygarlıklardan da izler taşıyor.
Antik kentin merkezi olan agora, ticari ve siyasi faaliyetlerin gerçekleştiği yer. Agorada ayrıca dükkanlar, tapınaklar ve hamamların kalıntıları bulunuyor. M.Ö. 6. yüzyıldan kalma Athena Tapınağı’ndan ise günümüzde sadece birkaç sütun kalmış durumda. 15.000 kişilik kapasiteye sahip olan antik tiyatro, günümüzde konserler ve tiyatro oyunları için kullanılmaya devam ediyor.
Milet Antik Kenti ile çevresinden çıkarılmış eserler sergilendiği Milet Müzesi, Apollon’a adanmış tapınak Delphinium, Milet'in kuzeyinde yer alan kutsal alan Letoon ve 12 kilometre uzaklıktaki Didim Apollon Tapınağı da bölgede mutlaka uğraman gereken önemli yerler arasında. Aydın'a yaklaşık 80 kilometre uzaklıkta bulunan Milet Antik Kenti’ne Didim veya Aydın'dan otobüs veya dolmuş ile ulaşabilirsin. İstersen araba kiralayarak da bölgenin ve Milet Antik Kenti’nin güzelliklerini keyifle keşfedebilirsin.
MüzeKart ile ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 08.30-19.00 saatleri arasında ziyarete açık.
Ege'nin en gizemli tapınaklarından biri olan Didim Apollon Tapınağı, antik Yunan'ın en önemli dini ve kültürel merkezlerinden biriydi. Aydın'ın Didim ilçesinde yer alan ve M.Ö. 8. yüzyılda inşa edilen tapınak, Tanrı Apollon’a adanmış ve antik dünyanın en büyük tapınaklarından biri olmasıyla ünlü. Döneminde kehanet merkezi olarak büyük bir ün kazanan tapınağa Antik Yunan'ın her yerinden insanlar kehanet almak için geliyordu. Romalılar tarafından da kullanılan ve bu dönemde de önemli bir dini merkez olmaya devam eden Didim Apollon Tapınağı, 4. yüzyılda Hristiyanlar tarafından yıkıldı. 19. yüzyılda Alman arkeologlar tarafından bulunan tapınak, sonrasında ise turizme kazandırıldı.
Tapınağın sütunları, anıtsal kapısı ve kutsal alanları günümüzde de görülebiliyor. Didim Apollon Tapınağı'ndan ve çevresinden çıkarılmış eserler sergilendiği müzede ise birçok tarihî hazineyi yakından görebilirsin. Tapınağa giden kutsal yol, antik dünyanın en uzun kutsal yollarından biri olmasıyla ünlü. Leto tanrıçasına adanmış olan kutsal alan ise Didim Apollon Tapınağı'nın kuzeyinde uzanıyor. Rehberli turlarla gezerek eşsiz bilgiler alabileceğin tapınak, binlerce yıllık Ege tarihini gözlerinin önüne serecek.
İzmir'in Didim ilçesinde yer alan mavi bayrak ödüllü Altınkum Plajı, Türkiye'nin en popüler ve güzel plajlarından biri. Masmavi denizi, altın sarısı kumları ve yemyeşil doğası ile ünlü olan Altınkum Plajı, her yıl milyonlarca turisti kendine çekiyor. Yaklaşık 2 kilometre uzunluğundaki Altınkum Plajı, sığ deniziyle çocuklar için de ideal bir yüzme alanı.
Tüm gün denizin ve güneşin tadını çıkarabileceğin plajda jet ski, yelken, kano ve deniz paraşütü gibi su sporları yaparak da güzel zaman geçirebilirsin. Sahil yolunda bisiklet gezileri ve akşam yürüyüşleri yapabileceğin Altınkum Plajı’nda büyüleyici gün batımı manzaraları izleyerek romantik anlar yaşayabilirsin. Plajın çevresinde ise her bütçeye uygun oteller, kafeler, restoranlar ve eğlence mekanları hizmet veriyor. Didim Altınkum Plajı’nda ayrıca duş, WC, soyunma kabinleri, cankurtaran hizmeti ve engellilere özel alanlar bulunuyor.
Aydın'ın Söke ilçesinde yer alan ve Ege'nin görülmeye değer tabiat cennetlerinden biri olanBafa Gölü, aynı zamanda Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü. Ege Bölgesi'nin en önemli doğal güzelliklerinden biri olarak her yıl binlerce doğa tutkununu kendine çeken Bafa Gölü’nün büyük bölümü milli park olarak da koruma altına alınmış durumda.
M.Ö. 2000 yıllarında kurulan Herakleia Latmos Antik Kenti’nin harabeleriyle çevrili Bafa Gölü, antik kentin batısında yer alan bir ovasın sular altında kalmasıyla doğal yollarla oluştu. Göl, yemyeşil doğası ve turkuaz renkli sularıyla Ege'nin en güzel göllerinden biri olarak gösteriliyor. Gölün etrafında uzanan çam ormanları, zeytinlikler ve üzüm bağları ise büyüleyici manzarayı tamamlıyor. Ayrıca Bafa Gölü'nde birçok kuş türü yaşıyor ve sevimli flamingolar gölün sembolü haline gelmiş durumda.
Yaz aylarında Bafa Gölü'nde tekne turu yaparak gölün en güzel manzaralarının tadını çıkararak muhteşem fotoğraflar çekebilirsin. Göl kenarında yapılan bisiklet turları, doğa yürüyüşleri ve kuş gözlemciliği etkinlikleri de çok ilgi görüyor. Bafa Gölü çevresindeki
Herakleia Latmos Antik Kenti'nin kalıntılarını inceledikten sonra göl etrafındaki huzurlu Ege köylerine uğrayarak yöresel yemekler de tadabilirsin.
Ege'nin en muhteşem köşelerinden biri de Bodrum'un güneybatısında yer alan Göltürkbükü. Muhteşem koyu, turkuaz denizi, yemyeşil doğası ve lüks turizm olanaklarıyla çok ilgi gören Göltürkbükü, her yıl binlerce turisti ağırlıyor. Kerme Koyu Nekropolü ve Loryma Antik Kenti’nin kalıntılarına da ev sahipliği yapan Türkbükü, herkes için farklı bir güzelliğe sahip. Göltürkbükü, aynı zamanda çam ormanları, zeytinlikler, üzüm bağları ve incir bahçeleriyle keyifle yürüyüşler yapmak için de ideal bir adres.
Her bütçeye uygun otel bulabileceğin gelişmiş turizm olanaklarına sahip Göltürkbükü; tertemiz kumsalları, masmavi denizi ve berrak sularıyla Bodrum Yarımadası’nın en popüler yerler arasında. Dünya mutfaklarından ve yöresel lezzetler tadabileceğin birçok kaliteli restoranın hizmet verdiği Göltürkbükü'nün sahil kenarında sıralanan salaş balık restoranları da çok seviliyor. Hareketli çarşı ve mağazalarında alışveriş yapabileceğin beldede her zevke uygun eğlence mekanı bulmak da mümkün. Bodrum merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta olan Göltürkbükü'ne Bodrum'dan otobüs, minibüs ve taksi ile rahatça ulaşabilirsin.
Fethiye'nin eteklerinde gizlenmiş tarihî bir hazinemiz olan Tlos Antik Kenti, her tarih ve kültür meraklısının görmesi gereken yerlerden. M.S. 43 yılında Roma döneminde inşa edilen bu antik kent, Likya bölgesinin en önemli tarihî zenginliklerinden biri olarak UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alıyor.
Tlos Antik Kenti, sadece tarihî önemiyle değil, eşsiz mimarisiyle de dikkat çekiyor. Dağ yamacına inşa edilmiş çarpıcı kaya evleri ve tapınaklar, antik kenti adeta bir açık hava müzesi haline getiriyor. Deniz seviyesinden 500 metre yükseklikte bölgeye hakim bir konumda inşa edilmiş görkemli sur duvarları, antik tiyatrosu ve kayalara özenle oyulmuş mabetleri de mutlaka yakından görmeni öneririm. Antik kentte bulunan pek çok tapınak mezarı ve kanatlı at Pegasus'un üç başlı canavar Chimera ile savaşırken resmedildiği kabartmalar görülmeye değer güzellikte. Tlos Antik Kenti’nde yıl boyunca düzenlenen rehberli turlara katılarak Likya uygarlığı hakkında etkileyici bilgiler alabilirsin.
Kiş başı 131 TL
MüzeKart ile ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 09.00-19.30 saatleri arasında ziyarete açık.
Dalyan Çayı'nın karşı kıyısında yer alan Kaunos Antik Kenti, tarihi M.Ö. 10. yüzyıla kadar uzanan bir liman kenti ve büyüleyici kaya mezarlarıyla ünlü. Karya ve Likya medeniyetlerinden izler taşıyan Kaunos, mistik atmosferiyle turistleri çok etkiliyor. Birçok etkileyici antik yapı ve kalıntıya sahip olan Kaunos Antik Kenti’nin en dikkat çeken özelliği ise sarp kayalara oyulmuş devasa kaya mezarları.
Kaunos kaya mezarlar, antik çağda kentte yaşayan soylu kişileri için tasarlanmış. Kaunos'un en yüksek noktası olan 152 metrelik bir tepede bulunan Akropol de kentin en önemli yapıları arasında. Kaunos Antik Kenti’n düşman saldırılarından korumak için inşa edilmiş surlar, kuleler ve kapılar, bölgeye hakim konumdaki Akropol'de yer alıyor. Akropolün eteğinde ise 5000 kişilik kapasiteye sahip antik tiyatroyu gezebilirsin. Helenistik ve Roma dönemleri mimari özelliklerini yansıtan antik tiyatro, restore edildi ve kültür sanat etkinliklerine ev sahipliği yapıyor.
Farklı dönemlerden kalma antik hamam, agora, kilise, tapınak, çeşme gibi pek çok tarihî yapıyı kenti gezerken görebilirsin. Dalyan’ın panoramik manzaraların muhteşem fotoğraflarını çekebileceğin Kaunos Antik Kenti ve Kaya Mezarları, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan keşfedilmeye değer bir yer.
kişi başı 131 TL
MüzeKart ile ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 09.00-20.00 saatleri arasında ziyarete açık.
Türkiye'nin en güzel antik kentlerinden biri olan Letoon Antik Kenti, 1988 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan bir tarihî hazinemiz. Likya uygarlığının önemli bir dini merkezi olan Letoon, M.Ö. 7. yüzyılda kurulmuş ve Leto, Apollon ve Artemis'e adanmış etkileyici tapınaklarıyla dünyanın her yerinden tarih tutkunlarını kendine çekiyor. M.Ö. 4. yüzyıla ait kitabeler bulunan antik kentin kitabelerinde ise antik kentin tarihî ve kültürü hakkında önemli bilgiler veriliyor. Görkemli tapınakları, lahit mezarları, antik çeşmeleri, sütunlu caddeleri ve Roma döneminde inşa edilmiş kiliseyi de gezebileceğin Letoon Antik Kenti’nde rehberlerden ilginç bilgiler alabilirsin.
El değmemiş doğal güzelliğiyle de dikkat çeken Letoon, aynı zamanda Türkiye’nin en uzun yürüyüş rotalarından olan Likya Yolu'nun bir parçası. Antik yolda yıl boyunca düzenlenen rehberli doğa yürüyüşlerine katılabilir ve bölgedeki diğer tarihî kentleri de gezebilirsin.
Kişi başı 70 TL
MüzeKart ile ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 09.00-17.30 saatleri arasında ziyarete açık.
Türkiye'nin en uzun ve en etkileyici yürüyüş rotalarından biri olan Likya Yolu, macera arayanlar ve doğa tutkunları için unutulmaz bir deneyim sunuyor. Fethiye'den Antalya'ya uzanan 535 kilometrelik antik yol, aynı zamanda dünyanın en iyi 10 yürüyüş yolundan biri olarak kabul ediliyor. Likya Yolu boyunca rehberli yürüyüşlere çıkarak antik Likya uygarlığının izlerini taşıyan 50'ye yakın antik kenti görme şansı bulabilirsin. Kaş, Kalkan, Patara, Demre, Adrasan, Gelidonya, Çıralı ve Ölüdeniz gibi pek çok turistik noktadan geçen Likya Yolu, iyi bir şekilde işaretlenmiş.
Her zorluk derecesine göre düzenlenmiş yürüyüş parkurlarıyla keşfe çıkabileceğin Likya Yolu'nda her mevsim düzenlenen doğa yürüyüşlerine katılarak yolun tamamını veya belirli bölümlerini keşfedebilirsin. Yürüyüş boyunca benzersiz doğa manzaralarının yanı sıra Tlos Antik Kenti, onlarca antik lahit ve tarihî hazineler arasında muhteşem fotoğraflar çekebilirsin. Likya Yoluna gitmek için en ideal zamanlar ise sonbahar ayları.
Bu mevsimde hava serin ve doğa bütün renk tonlarını sergiliyor. Bölge hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak ve seyahatini planlamak için Likya yolu seyahati için bilmen gereken her şey yazısına tıkla!
Avrupa'nın en büyük ikinci kanyonu olan olan ve milyonlarca yıl önce Eşen Çayı'nın heybetli akışı tarafından oyulmuş Saklıkent Kanyonu, Türkiye'nin en etkileyici doğal güzellikleri arasında. 18 kilometre uzunluğunda ve 300 metreye kadar derinliğe ulaşabilen Saklıkent Kanyonu, insanları nefes kesici manzaraları ve heyecan verici aktiviteleriyle kendine çekiyor. Saklıkent Kanyon’nun tarihi, M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzanıyor. Likyalılar, bu gizemli kanyonu kutsal bir alan olarak gördü ve burada tapınaklar inşa ederek doğanın gücüne saygı duydular. Kanyon, sadece doğal güzelliğiyle değil, aynı zamanda tarihî ve kültürel önemiyle de keşfedilmeye değer özel köşelerden.
Saklıkent Kanyonu'nun dik kayalıklardan oluşan kanyon duvarları, Eşen Çayı'nın serin suları ve yemyeşil bitki örtüsü, buraya gelenlere adeta bir tabiat cenneti atmosferi yaşatıyor. Kanyonda çam, sedir, ardıç gibi ağaç türlerinin yanında keklik, tavşan, yaban domuzu gibi birçok hayvan türünü de yakından görebilirsin. Doğanın tadını çıkarmak isteyenler kanyonda keyifli yürüyüşler yapabilirler. Heyecan arayanlar ise hırçın sularda rafting veya kano deneyimi yaşayabilir veya adrenalin dolu bir macera için zipline deneyebilirler.
Ege'nin gizli cennetlerinden biri olan Sedir Adası, tarihin ve doğal güzelliklerin özel buluşma noktalarından biri. Muğla'nın Marmaris ilçesi açıklarında uzanan Sedir Adası; beyaz kumlu plajı, turkuaz renkli denizi ve Kleopatra Hamamı kalıntıları ile keşfedilmeye değer güzellikte. M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzanan tarihiyle dikkat çeken adada bulunan Kleopatra Hamamı kalıntıları, M.Ö. 2. yüzyılda Roma İmparatoru Tiberius tarafından Kleopatra için yaptırılmış. Deniz suyu ile dolan antik havuzları ve estetik mimarisi ile ünlü hamam, hem tarihî hem de turistik açıdan önemli.
Sedir Adası, beyaz kumlu plajı ve turkuaz renkli deniziyle yaz aylarında tekne ve yatlar tarafından sıkça ziyaret ediliyor. Sığ deniziyle çocuklar için de güvenli bir yüzme ortamı sunan adanın arka bölümlerinde ise çam ormanlarının gölgesinde doğa yürüyüşleri yapabilirsin.
Marmaris'ten kalkan tekne turları ile Sedir Adası'na ulaşabilir ve Kleopatra Hamamı kalıntılarını yakından görebilirsin. Sedir Adası hakkında merak edilenler yazısına tıklayarak bölge hakkında daha fazla bilgiye sahip olabilirsin.
Aydın'ın Söke ilçesinde, bölgeye hakim bir tepe üzerinde uzanan Priene Antik Kenti, döneminde İyonya Birliği'nin merkezi ve antik dünyanın en etkileyici şehirlerinden biriydi. M.Ö. 4. yüzyılda inşa edilen Priene, Helenistik ve Roma dönemlerinde de önemli bir yerleşim yeri oldu. Günümüzde ise Priene, Türkiye'nin en iyi korunmuş antik kentlerinden biri olarak UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alıyor. Antik kentin tarihi, M.Ö. 8. yüzyıla kadar uzanıyor. İyonlar tarafından kurulan şehir, M.Ö. 4. yüzyılda Büyük İskender'in komutanlarından Lysimachus tarafından yeniden inşa edildikten sonra Helenistik dönemde sanat ve ticaret merkezi haline geldi. Priene, Roma döneminde de imparatorluğa bağlı önemli bir şehir olarak varlığını sürdürdü.
Priene Antik Kentini gerçekte özel kılan şey ise teraslı bir tepeye kurulmuş olması ve muhteşem mimarisi. Kentin en önemli yapısı, İyonik mimari tarzının en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilen Athena Tapınağı. Bu etkileyici tapınağın yanı sıra agora (pazar yeri), bouleuterion (meclis binası), tiyatro, stadyum, hamamlar ve evler de Priene'nin antik dönem görkemini yansıtan yapılar olarak görülmeye değer.
Rehberli turlara katılarak veya kendi başına keşfe çıkabileceğin Priene'de antik dönem ve şehir mimarisi hakkında bilgi edinebilirsin. Muhteşem manzarasıyla ziyaretçileri büyüleyen Athena Tapınağı'nı mutlaka görmeni önerdiğim antik kentte Antik Yunan'ın ticari kalbi olan agorada dolaşabilir, dükkanların ve tapınakların kalıntılarını inceleyebilirsin. Aydın'ın Söke ilçesinden dolmuş veya taksi ile 8 kilometre uzaklıktaki Priene'ye rahatça ulaşabilirsin.
Kişi başı 174 TL
MüzeKart ile ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 08.30-19.00 saatleri arasında ziyarete açık.
Aydın'ın Sultanhisar ilçesindeki Nysa Dağı'nın eteklerinde uzanan Nysa Antik Kenti, mitolojide şarap tanrısı Dionysos'un doğduğu ve büyüdüğü yer olarak biliniyor. M.Ö. 3. yüzyıla kadar uzanan tarihiyle dikkat çeken Nysa; Helenistik ile Roma dönemlerinde Ege’nin önemli kültür ve ticaret merkezleri arasındaydı. Günümüzde ise Nysa Antik Kenti, Türkiye'nin en önemli antik kentlerinden biri olarak tüm dünyadan tarih meraklılarının ilgisini çekiyor.
Nysa Antik Kenti’nin uzun tarihi, Dionysos efsaneleriyle her zaman iç içe ilerliyor. Nysalılar tarafından büyütüldüğü söylenen Dionysos, bu kutsal vadide şarabın ve eğlencenin tanrısı olarak ün kazandı. Nysa Antik Kenti; Dionysos'a adanmış tapınakları, festivalleri ve coşkulu atmosferiyle antik dünyada her zaman önemli bir yere sahip oldu.
Antik kentin etkileyici mimarisi, Dionysos'un ruhunu yansıtacak şekilde tasarlanmış. Yamaç bir alana kurulmuş kentte Dionysos Tapınağı'nın görkemli kalıntıları hemen dikkatini çekecek. İyonik mimari tarzında inşa edilen tapınak, Dionysos'un heykelleri ve kabartmalarıyla süslü. Agora (pazar yeri), bouleuterion (meclis binası), tiyatro, stadyum ve hamamlar da Nysa Antik Kenti’nin görülmeye değer önemli yapıları arasında. Rehberli turlara katılarak veya kendi başına keşfe çıkarak Nysa'nın tarihi ve mimarisi hakkında bilgi edinebilirsin. Dionysos Tapınağı'nı ziyaret edebilir, Agora'da dolaşabilir, dükkanların ve tapınakların kalıntılarını yakından inceleyebilirsin.
MüzeKart ile ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 08.30-17.30 saatleri arasında ziyarete açık.
Aydın'ın Nazilli ilçesinde, yeşillikler arasında gizlenen Tralles Antik Kenti, Anadolu'nun kültürel hazinelerinden ve en önemli antik kentlerinden biri. M.Ö. 3. yüzyıla kadar uzanan tarihe sahip Tralles; Lidya, Pers, Roma ve Bizans medeniyetlerinin hakimiyeti altında kaldı. Özellikle Roma döneminde önemli bir kültür ve ticaret merkezi olan antik kent, günümüzde Türkiye'nin en iyi korunmuş antik kentlerinden biri olarak biliniyor.
Tralles'in tarihi, Anadolu'nun köklü geçmişine tanıklık ediyor. M.Ö. 334 yılında Büyük İskender'in fethiyle yeni bir döneme giren Tralles, Roma döneminde ise Asia Eyaleti'nin başkenti olarak gelişti ve kentte birçok önemli yapı inşa edilmiş. Bizans İmparatorluğu döneminde de önemli bir yerleşim yeri olan Tralles, 13. yüzyılda ise Selçuklular tarafından ele geçirildi.
Bölgeye hakim teraslı bir tepeye kurulan Tralles Antik Kenti, çarpıcı manzarasının yanı sıra muhteşem bir mimariye sahip. Kentin en önemli yapısı ise İyonik mimari tarzında inşa edilmiş ve günümüzde oldukça iyi korunmuş olan Zeus Soter Tapınağı. Zeus Soter Tapınağı'nın yanı sıra agora (pazar yeri), bouleuterion (meclis binası), tiyatro, stadyum, hamamlar ve tarihî evler de Tralles'in ilgi gören antik yapıları arasında. Muhteşem mimarisiyle büyüleyen Zeus Soter Tapınağı'nı mutlaka yakından incelemeni önerdiğim antik kentte Antik Yunan'ın ticari kalbi olan agorada dolaşabilir veya antik tiyatroda oturup eski Yunan oyunlarının atmosferini yaşayabilirsin.
Aydın'ın Karacasu ilçesinde, el değmemiş doğal güzelliklerin ve tarihin buluştuğu noktada yer alan Afrodisias Antik Kenti, aşk tanrıçası Afrodit'in kutsal şehri olarak biliniyor. M.Ö. 2. yüzyılda Roma İmparatoru Augustus tarafından yeniden inşa edilen Afrodisias, Helenistik ve Roma dönemlerinde önemli bir kültür ve sanat merkezi oldu. Günümüzde ise Afrodisias Antik Kenti, günümüzde ise sevilen bir tarihî gezi alanı.
Afrodit'in bu kutsal topraklarda doğduğu ve büyüdüğü söyleniyor, bu nedenle Afrodisias Antik Kenti, antik dünyada Afrodit'e adanmış en önemli kentlerden biri olarak kabul ediliyor. Antik çağlarda kentte her yıl Afrodisias'a adanmış festivaller düzenleniyor ve Afrodit'e tapılıyordu.
Afrodisias Antik Kenti’nin mimarisi de Afrodit'in zarafetini ve güzelliğini yansıtıyor. Kentin en önemli yapısı olan Afrodit Tapınağı, İyonik mimari tarzının en güzel örneklerinden biri olarak görülmeye değer. Tapınağın muhteşem sütunları ve heykelleri ise Afrodit'in ihtişamını gözler önüne seriyor. Afrodisias Antik Kenti’nde ayrıca agora (pazar yeri), bouleuterion (meclis binası), tiyatro, stadyum, hamamlar ve evler de bulunuyor. Yıl boyunca rehberli turlara katılarak bölgedeki diğer antik kentlerle gezebileceğin Afrodisias Antik Kenti’nde Afrodit Tapınağını ziyaret ederek Afrodit'in efsanelerini dinleyebilir, her köşede antik dünyanın mistik atmosferini hissedebilirsin.
MüzeKart ile ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 08.30-17.00 saatleri arasında ziyarete açık.
Aydın'ın kalbinde tarih ve kültürün buluştuğu noktada yer alan Aydın Arkeoloji Müzesi, Anadolu'nun zengin geçmişine bir pencere açıyor. M.Ö. 3000’li yıllardan Bizans Dönemi'ne kadar uzanan geniş bir tarihî eser koleksiyonuna ev sahipliği yapan müze, Türkiye'nin en önemli arkeoloji müzelerinden biri olarak kabul ediliyor. Müze binası da 19. yüzyıldan kalma tarihî bir konak olmasıyla oldukça dikkat çekici. 1950'li yıllarda restore edilerek müzeye dönüştürülen konak, tarihî dokusunu korumayı başarmış.
Aydın Arkeoloji Müzesi'nde Anadolu'nun her köşesinden gelen paha biçilmez eserler sergileniyor. Binlerce yıllık heykeller, mozaikler, seramikler, madeni eserler, sikkeler ve epigrafi eserler, Anadolu'da yaşamış farklı uygarlıkların kültürlerine ışık tutuyor. Tarih ve kültür meraklılarının mutlaka uğramasını önerdiğim Aydın Arkeoloji Müzesi'nde binlerce yıllık Ege ve Anadolu tarihiyle ilgili bilgiler alabilirsin.
MüzeKart ile ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 08.30-17.30 saatleri arasında ziyarete açık.
Ege Bölgesi'nin en güzel ve tarihî kasabalarından biri olan Eski Foça, sadece masmavi denizi ve şirin sokakları ile değil, aynı zamanda tarihî yel değirmenleriyle de ünlü. Bu görkemli yapılar, Eski Foça'nın simgesi olarak kasabanın tarihî ve kültürel mirasının önemli bir parçasını oluşturuyor. Eski Foça yel değirmenlerinin çoğu 18. yüzyıl ile 19. yüzyıl başlarında inşa edilmiş. O dönemde tahıl öğütmek için kullanılan yel değirmenleri, rüzgar enerjisini kullanarak çalışıyor. Yel değirmenleri, o dönemlerde Eski Foça'nın ekonomisi için önemli bir yere sahipti.
Eski Foça'nın tepelik alanlarında büyüleyici deniz manzaralarına karşı sıralanan yel değirmenlerinin bazıları restore edildikten sonra günümüzde kafe ve restoran olarak hizmet veriyor. Etkileyici taş mimarilerini inceleyebileceğin yel değirmenlerinde özellikle gün batımlarında tablo güzelliğinde muhteşem fotoğraflar da çekebilirsin.
Foça, sadece tarihî ve doğal güzellikleri ile değil, efsanelerle dolu Siren Kayalıkları ile de turistleri kendine çekiyor. Foça'nın kuzeybatısında yer alan bu ilginç kayalıklar, denize doğru uzanarak benzersiz bir manzara oluşturuyor. Bir zamanlar denizcilerin korkulu rüyası olan Siren Kayalıkları, birçok efsaneye de konu olmuş. Efsaneye göre, Siren Kayalıklarında yaşayan sirenler, güzel sesleri ve büyüleyici şarkıları ile denizcileri cezbederek gemilerin kayalıklara çarpmasına neden oluyordu. Bu gibi efsaneler, yüzyıllar boyunca denizcilerin bölgeye temkinli yaklaşmasına neden oldu.
Günümüzde ise büyüleyici güzellikleriyle tekne ve yat gezilerinin değişmez adreslerinden biri haline gelen Siren Kayalıkları’nın üzerinde denize doğru uzanan bir fener ve kilise bulunuyor. Masmavi denizin tadını çıkarmak ve dalışlar yapmak için çok ziyaret edilen Siren Kayalıklarının ürkütücü seslerini de dinlemeyi unutma.
Ege’nin en popüler tatil cennetlerinden biri olan Foça'nın en önemli turistik cazibe merkezlerinden biri de Foça Adaları olarak bilinen adalar topluluğu. Bu küçük adalar; doğal güzellikleri, tarihî ve kültürel mirasları ile unutulmaz bir deneyim sunuyor. Adalara Foça limanından yaz aylarında her sabah kalkan tekne turları ile kolayca ulaşabilirsin. Tekne turları genellikle 1-2 saat sürüyor. Ayrıca, adalara özel tekne kiralayarak da gitmek mümkün. Fener Adası, Atatürk Adası, İncir Adası, Aslan Burnu Kayalığı, Pita Adası, Metalik Ada, Orak Adası ve Eşek Kayalığı, masmavi denizleriyle en ilgi çeken adalar arasında. Bazı büyük adalarda el değmemiş güzellikler içinde yürüyüşler de yapabilirsin.
İzmir'in kalbinde 186 metre yükseklikteki bir tepenin zirvesinde yer alan Kadifekale, binlerce yıllık tarihiyle şehrin görülmeye değer simgeleri arasında. M.Ö. 3000 yıllarında Büyük İskender'in ölümünden sonra inşa edildiği tahmin edilen Kadifekale, uzun tarihi boyunca birçok medeniyet tarafından değiştirilerek kullanılmış. 15. yüzyılda Osmanlılar tarafından restore edilerek genişletilen Kadifekale, taş ve tuğlalarla inşa edilmiş. 35 metre yüksekliği bulan surları, devasa sarnıçları, tarihî kilisesi ve manastırı ile ilgi gören Kadıfekale, tarihe ile mimari meraklılarının mutlaka görmesini önerdiğim yerler arasında.
Kadifekale’nin zirvesinden İzmir'in panoramik manzarasının keyfini çıkarabilir, kalenin etrafını saran çam ormanlarında doğa yürüyüşleri veya piknik yapabilirsin. Yıl boyunca çeşitli festivaller ve etkinliklerin düzenlendiği Kadifekale'de ilgini çeken etkinliklere katılarak güzel zaman geçirebilirsin.
İzmir’in en çok ziyaret edilecek yerlerinden biri Alsancak’ta bulunan Atatürk Evi Müzesi, 1880 yılında inşa edilmiş tarihî bir Osmanlı konağında Kurtuluş Savaşı ve Atatürk'ün anılarını görme şansı sunuyor. Türk ordularının İzmir'in düşmandan temizlenmesinde önemli rol oynayan konak, 1923 yılında düzenlenen ünlü İzmir İktisat Kongresi'ne de ev sahipliği yapmasıyla özel bir öneme sahip.
Atatürk'ün İzmir'e geldiği zamanlarda kaldığı konağın restore edilmesiyle hizmete başlayan müzede Kurtuluş Savaşı'nın atmosferini tam anlamıyla hissedebilirsin. Müzenin koleksiyonlarında Atatürk'ün kişisel eşyaları ve önemli belgeler sergileniyor. Bu eşyaları inceleyerek Atatürk'ün günlük yaşamına dair bilgiler alabilirsin. Dönem mobilyalarıyla süslü müzenin salonlarında tarihte unutulmaz bir yolculuk yapabileceğin Atatürk Evi Müzesi’nin kütüphanesinde ise Atatürk'ün sevdiği kitapları inceleme fırsatı bulacaksın.
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 08.30-17.00 saatleri arasında ziyarete açık.
İzmir'in Balçova ilçesinde yer alan Balçova Teleferik, Türkiye'nin en eski teleferik hatlarından biri ve sunduğu büyüleyici manzaralarıyla ünlü. İlk olarak 1974 yılında inşa edilen teleferik, 2015 yılında AB standartlarına uygun hale getirilerek yeniden açıldı. Günümüzde Balçova Teleferik, İzmir'in en popüler turistik eğlencelerinden biri haline gelmiş durumda.
Balçova Teleferik, İzmir'i kuşbakışı seyredebileceğin muhteşem bir manzara sunuyor. 810 metre uzunluğundaki teleferik hattı boyunca İzmir Körfezi, Balçova, Konak ve Bornova ilçelerinin panoramik manzaralarını izleyerek fotoğraflar çekebilirsin. 8 kişilik kabinlerde yaklaşık 4 dakika süren teleferik yolculuğu çok keyifli. Yolculuk sırasında İzmir’in güzelliklerini farklı bir açıdan görme şansı bulacaksın. Balçova Teleferik'in zirvesinde ise çam ağaçlarının arasında tertemiz bir havada yorgunluk atabilirsin. Zirvede ayrıca yürüyüş ve piknik yapabilir veya istasyonunda bulunan kır kahvesi ile restoranda yöresel lezzetlerin tadabilirsin.
Hem akşam yürüyüşleri yapmak hem de muhteşem Ege Denizi ve İzmir manzaraları eşliğinde keyifli bir gün geçirmek için Bostanlı sahilini ziyaret edebilirsin. Yerli ve yabancı turistlerin İzmir’de en sık uğradığı gezi alanlarından olan Bostanlı sahili; yürüyüş parkurları, bisiklet yolları, kaykay parkı, kır bahçeleri ve ahşap gün batımı izleme teraslarıyla keyifli zaman geçirme fırsatı sunuyor.
Etkileyici özel tasarımlı seyir alanlarından Ege Denizi'nin ve İzmir'in nefes kesici şehir manzarasını izleyebileceğin sahil boyunca yürüyüşler yapabilir veya bisiklet kiralayarak deniz kokusu eşliğinde gezebilirsin. Bostanlı sahili, İzmir gençlerinin de en sevdiği buluşma noktalarından biri olduğu için gün boyu canlı atmosferi ve samimi ortama sahip. Yıl boyunca birçok konser, festival gibi kültürel ve sanatsal etkinliklerin düzenlendiği Bostanlı sahilinde deniz manzaralı kafe ve restoranlarda lezzetli İzmir mutfağı yemekleri tadabilirsin.
Ege’de kuş gözlemcileri ve doğa tutkunları için cennet köşelerinden biri de Çamaltı Tuzlasında 8000 hektarlık geniş bir sulak alana yayılan İzmir Kuş Cenneti. 200'den fazla su kuşunun yaşadığı tabiat cennetinde tepeli pelikanlar, pembe kanatlı flamingolar, gri ve siyah leylekler gibi onlarca nadir kuş türünün yanında 50.000'den fazla göçmen kuş da büyüleyici manzaralar sunuyor.
Kuş gözlem kuleleri ve dürbünler bulabileceğin İzmir Kuş Cenneti’nde hem kuşları daha yakından gözlemleyebilir ve doğal ortamlarındaki kuş davranışlarını izleyebilirsin. Kuş cenneti içinde yürüyüş parkurları ve bisiklet yollarında gezilere çıkarak da tertemiz havada el değmemiş güzellikler arasında unutulmaz zamanlar geçirebilirsin.
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
Haftanın her gün 08.30-19.00 saatleri arasında açık.
Ege’de doğa tutkunlarını büyüleyen başka bir cennet köşesi olan Karagöl Milli Parkı, 18 hektarlık geniş bir yeşil alanı kapsıyor. İzmir’e yakın konuma bulunan Karagöl Milli Parkı, bir heyelan set gölü olan Karagöl'ün çevresini kapsıyor. Her mevsim doğanın farklı güzelliklerini görme şansı bulabileceğin milli parkta doğa yürüyüşleri, kamp, fotoğraf safarileri ve piknik gibi çeşitli aktiviteler yaparak doğanın huzurlu atmosferinin tadını çıkarabilirsin.
Karagöl'ün masmavi suları, yemyeşil çam ormanları ve tertemiz havasıyla özellikle yaz aylarında insanları kendine çeken Karagöl Tabiat Parkı’nın huzurlu atmosferinde yılın bütün yorgunluğunu atabilirsin. Karagöl manzaralı yürüyüş parkurları ve kamp alanlarının da çok ilgi gördüğü milli parkta mesire alanlarında piknik yapabilir veya balık çeşitliliği bakımından oldukça zengin olan Karagöl'de olta balıkçılığı yaparak güzel zaman geçirebilirsin. Yaz aylarında yapılan kano turlarıyla Karagöl'ün eşsiz manzarasının keyfini çıkararak muhteşem fotoğraflar çekmeyi de unutma. Milli parkta ayrıca piknik alanı, piknik masaları, kamp alanı, WC, çeşmeler, restoran, büfe, çocuk oyun parkı ve mescit gibi olanaklar da sağlanıyor.
Parka giriş ücretsiz
Kamp ve karavan alanları için fiyatlar tarih ile güne göre değişiklik gösteriyor
Açık olduğu saatler
24 saat boyunca açık.
Muhteşem kayalık manzaralar ve berrak deniziyle ünlü olan Delikli Koy, Çeşme'nin güneyinde, ilçe merkezine 13 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Delikli Koy, son yıllarda sessiz, sakin ve huzurlu bir tatil arayanların gizli cennetlerinden biri haline geldi. Birkaç yıl önceye kadar sadece bölge sakinleri tarafından bilinen bu koy, doğa harikası kayalıkları ve berrak denizi ile hem doğa gezileri hem de tekne turlarının sevilen mola noktaları arasında.
Binlerce yıl boyunca rüzgar ve dalgalar tarafından şekillendirilen Delikli Koy'un kayalıkları, her köşede muhteşem fotoğraflar çekme fırsatı sunuyor. Kayaların ortasındaki doğal delikten ismini alan Delikli Koy’un berrak ve temiz deniziyle yüzmek, dalış yapmak veya şnorkelle yüzmek için ideal bir ortama sahip. Delikli Koy'un çevresinde doğa yürüyüşleri yapabilir ve seyir alanlarından özellikle gün batımlarında benzersiz fotoğraflar çekebilirsin. İstersen Delikli Koy'da kamp da yaparak doğayla iç içe dinlendirici bir doğa tatili yapabilirsin. Tekne turları ile koyun muhteşem manzarasının keyfini çıkarabilir, uzmanlarla tüplü tüpsüz dalışlar yaparak Ege’nin çarpıcı su altı zenginliklerini yakından görebilirsin.
İzmir'e 1 saat uzaklıktaki Karaburun Adası'nda yer alan Erythrae Antik Kenti, Ege bölgesinin en önemli antik kentlerinden biri olarak tarih tutkunlarını kendine çekiyor. 12 İyon şehir devletinden biri ve Erythrae uygarlığının merkezi olan antik kentin tarihi M.Ö. 3000 yıllara dayanıyor. Erythrae Antik Kenti'nde yapılan kazılarda ise Arkaik, Klasik, Helenistik ve Roma dönemlerine ait birçok tarihî hazine bulundu.
Hem rehberli turlarla hem de kendi başına bu etkileyici antik yerleşimi keşfe çıkabilirsin. Deniz kıyısında kurulmuş olan Erythrae Antik Kenti'ni Ege Denizi manzaraları eşliğinde gezebilir, seyir alanlarından tablo güzelliğinde fotoğraflar çekebilirsin. Özellikle gün batımı zamanlarında antik kente uğrayarak güneşin batışını izleyebilir ve mistik atmosferin tadını çıkarabilirsin.
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
Hafta sonu kapalı
Diğer günler 08.15 - 16.45 saatleri arasında ziyarete açık.
Urla ilçesine bağlı Karantina Adası, tarih ve doğanın buluştuğu özel köşeler arasında. Osmanlı döneminde karantina tesisi olarak kullanılan ve ismini de buradan alan ada, günümüzde sevilen bir turistik merkez haline gelmiş durumda. 323 dönümlük küçük ada, antik çağlarda yapılan yürüyüş yolu ile karaya bağlanıyor.
Karantina Adası'na kısa bir yürüyüşle ulaşabilir ve Klazomenai Antik Kenti'nin kalıntılarını inceleyebilirsin. Ada, aynı zamanda el değmemiş doğal güzellikleri ile yürüyüş yapmak isteyenlerin de sıkça ziyaret ettiği yerler arasında. Karantina Adası, ABD ve Hırvatistan'da bulunanlarla beraber tescilli üç karantina adasından biri olarak dünyanın ilgisi çeken keşfedilmeye değer gizli hazinelerimizden biri.
İzmir’e bağlı Dikili ilçesinde bulunan Nebiler Şelalesi, hem doğa hem de fotoğrafçılık meraklıları için mutlaka uğranması gereken güzelliklerden. Aşıklar Şelalesi olarak da bilinen Nebiler Şelalesi, yemyeşil tropikal ormanları andıran çarpıcı güzelliği ve sarp kayalar arasından dökülen bembeyaz sularıyla kartpostal güzelliğinde muhteşem bir manzaraya sahip.
Nebiler Şelalesinin etrafı iyi düzenlenmiş yürüyüş yolları ile çevrili ve bu yollarda keyifli bir doğa yürüyüşü yaparak temiz havanın tadını çıkarabilirsin. Sıcak yaz aylarında şelalenin 1 metrelik göletlerinde buz gibi sularda serinleyebilir veya gölet çevresinde piknik yaparak dinlenebilirsin. Şelalenin seyir teraslarından çarpıcı manzarayı izleyebilir veya bölgedeki Ağlayan Mağara gibi tabiat harikalarını keşfederek unutulmaz bir gün geçirebilirsin.
Ege'nin Maldivleri olarak bilinen Kalem Adası, gizli bir doğa cenneti keşfetmek isteyenlerin mutlaka uğraması gereken bir yer. Küçük ada; bembeyaz kumlu plajları, tertemiz denizi ve zengin bitki örtüsü ile unutulmaz bir gezi deneyimi yaşatıyor. Turkuaz renkli deniziyle Maldivleri andıran Kalem Adası’nda beyaz kumlarda güneşlenebilir, berrak sularda doyasıya yüzebilir ve dalışlar yaparak çarpıcı su altı fotoğrafları çekebilirsin.
Sakız ağaçları, zeytin ağaçları ve kekik gibi bitkilerin oluşturduğu zengin bir bitki örtüsüne sahip olan adada Bizans ve Osmanlı dönemlerinden kalma tarihî eserleri de keşfe çıkabilirsin. Kalem Adasının sularının şifalı olduğuna da inanılıyor. Bu nedenle adaya gelen birçok kişi deniz suyunda yüzerek rahatsızlıkları için şifa arıyor. Kalem Adasına Çeşme'den kalkan tekne turları ile ulaşabilirsin.
İzmir ile Manisa arasında yer alan Spil Dağı Milli Parkı, antik dönemden beri efsanelere konu olmuş Spil Dağı’nda 1968 yılında ziyarete açıldı. Spil Dağı'na kızılçam, karaçam, meşe ve ardıç gibi onlarca ağaç türü arasında doğa yürüyüşleri yaparak tabiatın her tonunu görebilirsin. Yüzlerce metrelik seyir alanlarından ise panoramik doğa manzaraları izleyebilirsin. Milli park, 70'ten fazla şifalı bitki çeşidinin yanı sıra bölgeye özgü yılkı atları, karaca, tilki, akbaba ve kartal gibi onlarca vahşi hayvan türüne ev sahipliği yapıyor. Gezinde bu hayvanları doğal ortamlarında izleme şansı da yakalayabilirsin. 1800 hektarlık geniş bir alanı kapsayan Spil Dağı Milli Parkı’nda yılın her mevsimi rehberli doğa yürüyüşlerine katılabilir ve dünyada çok az yerde görebileceğin yılkı atlarının muhteşem fotoğraflarını çekebilirsin.
Doğa ile iç içe bir tatil yapmak istiyorsan Ege’de gidebileceğin en özel köşelerden biri de Gerence Koyu. Mavi sularla çevrili koy, zengin balık çeşitliliği ve doğal güzellikleri ile unutulmaz bir tatil deneyimi yaşatıyor. Gerence Koyu, hem denizin ve güneşin tadını çıkarmak isteyenlerin ilk uğraması gereken yerlerden.
Yaz aylarında popüler balık avlama merkezi olan Gerence Koyu’nda turlara katılarak zengin balık çeşitliliğine sahip denizde balık tutarak dinlenebilirsin. Koy, ayrıca yıl boyunca esen rüzgarlar sayesinde rüzgar sörfü, uçurtma sörfü, deniz paraşütü, yelken ve kano gibi su sporları yapmak için de ideal. Rehber eşliğinde doğa yürüyüşlerine katılabileceğin koyun iyi düzenlenmiş trekking parkurlarında temiz havada huzurlu tabiatın tadını çıkarabilirsin. Yüzlerce metrelik seyir alanlarından ise özellikle gün batımlarında Ege Denizi’nin muhteşem manzaralarını izleyebilirsin. Gerence Koyu’nda uzmanlarla birlikte şnorkel, tüplü ve tüpsüz dalışlar yaparak gizemli su altı dünyasını keşfedebilirsin. Gerence Koyu, aynı zamanda Ege’de kamp yapmak için en çok tercih edilen yerlerin başında geliyor.
Dalaman merkezine sadece 30 dakika uzaklıktaki Sülüngür Gölü, deniz kıyısında görülmeye değer bir manzara sunuyor. Doğa gezileri ve fotoğrafçılık turlarıyla sıkça ziyaret edilen göl, antik çağlardan kalma birçok tarihî yapısıyla da dikkat çekiyor. Ege’nin en güzel plajlarından İztuzu Plajı'na kısa bir yürüyüşle ulaşabileceğin Sülüngür Gölü, yüzlerce yılda doğal yollarla oluşmuş bir tabiat cenneti.
Sülüngür Gölü'nün çevresini saran tepelik alanlardan büyüleyici doğa manzaraları izleyebilir, trekking veya bisiklet gezileriyle her köşede tablo güzelliğinde fotoğraflar çekebilirsin. Gölün çevresindeki sessiz piknik alanları da yaz aylarının sevilen adresleri arasında. Yüzlerce kuş türüne ev sahipliği yapan Sülüngür Gölü'’nde su kuşlarını izleyerek de unutulmaz anlar yaşayabilirsin. Muğla'nın en büyük tatlı su göllerinden biri olan Sülüngür Gölü, zengin balık çeşitliliği ile balık avlama turlarının da ana merkezlerinden biri konumunda.
Muğla'nın Milas ilçesinde yer alan Güllük Körfezi, Ege Denizi'nin yemyeşil çam ormanlarıyla buluştuğu görülmeye değer güzelliklerimizden. Turkuaz renkli denizi, çam ormanlarıyla çevrili kumsalları ve sakin atmosferi ile Güllük Körfezi, tekne gezilerinin de en sevdiği mola noktaları arasında.
Muğla'nın en büyük körfezlerinden biri olan Güllük Körfezi, aynı zamanda caretta caretta kaplumbağalarının nadir üreme alanlarından. Cam berraklığındaki sularında doyasıya yüzerek dalışlar yapabileceğin körfezin en güzel manzaralarını ise yüzlerce metrelik seyir alanlarından izleyebilirsin. Doğa yürüyüşleri, bisiklet gezileri, at safarileri ve fotoğrafçılık gezileriyle güzelliklerini keşfe çıkabileceğin Güllük Körfezi, kamp yapmak için de Ege’nin en güzel yerlerinden.
Fethiye’nin en güzel denize girme noktalarından biri olan Çalış Plajı, Ege Denizi'nin masmavi sularının tadını çıkarmak isteyenlerin mutlaka uğraması gereken bir yer. Hem berrak suları hem de çevresindeki doğal güzelliklerle dikkat çeken mavi bayraklı plaj, gelişmiş turizm olanaklarına da sahip. Yaklaşık 2 kilometre uzunluğundaki altın sarısı kumlarında keyifle güneşlenebileceğin Çalış Plajı’nın berrak denizinde şnorkelli dalışlardan yelkenden kanoya çeşitli su sporları yaparak da güzel zaman geçirebilirsin.
Plajda şezlong ile güneş şemsiyesi kiralayabilir; WC, duş, soyunma kabini ve büfe gibi olanaklar bulabilirsin. Çevresinde her bütçeye uygun butik otel, apart otel ve pansiyonların hizmet verdiği Çalış Plajı sahil yolundaki kafelerde de keyifli bir mola vererek muhteşem Ege manzaralarının tadını çıkarabilirsin. Deniz manzaralı balık restoranlarında ise çarpıcı gün batımı manzaralarına karşı romantik akşam yemekleriyle güzel zaman geçirebilirsin. Fethiye merkezinden yürüyerek kolayca ulaşabileceğin Çalış Plajı’na minibüs, otobüs ve taksiyle de rahatça gitmen mümkün.
Fethiye’nin başka bir görülmeye değer plajı olan Kızkumu Plajı; masmavi tertemiz denizi, bembeyaz kumlu sahili ve gizemli hikayesi ile Ege’nin en popüler plajları arasında. Kızkumu Plajı'na adını veren efsaneye göre bir zamanlar bölgede Azra adında güzel bir kız yaşıyormuş. Deniz isimli genç ise Azra'ya aşkını ilan etmiş ancak Azra onu reddetmiş ve Deniz'in gözyaşları denize dökülerek kum tanelerine dönüşmüş. Azra, pişman olmuş ve denize girmeye çalışmış ancak deniz onu yutmuş. O günden beri Azra ve Deniz'in ruhlarının kum taneleri arasında dolaştığı söyleniyor.
Kızkumu Plajı'nın denizi oldukça temiz, ayrıca plajda su kayağı, uçurtma sörfü, yelken ve kano gibi çeşitli su sporları yapmak mümkün. Tüm gün denizin ve güneşin tadını çıkardıktan sonra sahil yolunda keyifli akşam yürüyüşleri yaparak unutulmaz anlar yaşayabilirsin. Çevresinde taze deniz ürünleri ve yöresel yemekler tadabileceğin restoranların hizmet verdiği Kızkumu Plajı'na yakın konumda her bütçeye uygun konaklama tesisi bulman da mümkün.
Ege’nin en özel köşelerinden biri de tarih ve doğanın buluştuğu büyüleyici Faralya Köyü. Ege Denizi'nin masmavi sularının yanında uzanan köy, Ege atmosferini tam anlamıyla yaşayabileceğin en güzel yerlerden. Yıl boyunca koruduğu sakin ve huzurlu ortamıyla ünlü Faralya Köyü, doğa ile iç içe olmak ve şehir hayatının stresinden uzaklaşmak isteyenler için ideal bir adres. Faralya Köyü çevresinde birçok yürüyüş parkuru bulunuyor. Bu parkurlarda yürüyüşlere çıkarak temiz havada binlerce yıllık antik kentler ve el değmemiş doğal güzellikleri arasında unutulmaz zamanlar geçirebilirsin.
Donanımlı kamp ve piknik alanlarının da bulunduğu Faralya Köyü’nün sakin koylarında ise gözlerden uzakta denizin ve güneşin tadını çıkarabilirsin. Tekne geziler ve balık avlama turlarına katılarak da kelebekler Vadisi, Çalış Plajı ve Ölüdeniz gibi popüler yerleri gezebilir; alabalık, levrek ve çipura gibi balıklar yakalayabilirsin. Faralya Köyü’nde her bütçeye uygun pansiyonlar, bungalov evler ve butik oteller bulunuyor, ayrıca bölgede kamp yapmak da mümkün.
Fotoğraf çekmekten hoşlanıyorsan, Ege’nin en güzel manzaralarını sana sunacak olan Gökova Sakartepe’ye mutlaka uğramalısın. Doğa yürüyüşlerinin en sevilen rotalarından biri olan Sakartepe’de yüzlerce metre yükseklikten masmavi Ege Denizi’nin yemyeşil ormanlarla birleştiği büyüleyici manzaralara şahit olacaksın. Gökova Körfezi’nin panoramik manzaralarını da Sakartepe’den izleyebilirsin.
Sakartepe, son yıllarda Türkiye'nin en popüler yamaç paraşütü rotalarından biri haline de geldi. Uzmanlarla birlikte yapabileceğin yamaç paraşütü etkinlikleri ile Ölüdeniz'den ve Gökova Körfezi'ne uzanan muhteşem manzaraları kuş bakışı izleyebilirsin. Donanımlı kamp alanlarıyla çok ilgi gören Sakartepe’de oksijen seviyesi yüksek havada çardır kurarak huzurlu atmosferin tadını çıkarabilirsin. Özellikle gün doğumu ve gün batımı saatlerinde Ege’nin kartpostal güzelliğinde fotoğraflarını çekebileceğin Sakartepe’nin çevresinde sıralanan huzurlu köylere uğrayarak ise organik ürünler alabilir ve geleneksel Ege yemekleri tadarak gezinin bütün yorgunluğunu atabilirsin.
Marmaris’in görülmeye değer tabiat güzelliklerinden biri olan Turgut Şelalesi, hem doğa hem de fotoğrafçılık tutkunlarının Ege’de ilk uğraması gereken yerler arasında. Marmaris ilçe merkezinden arabayla yaklaşık 30 dakikada ulaşabileceğin şelaleye minibüs ve taksilerle de rahatça geçebilirsin. Çam ormanları ve el değmemiş güzellikler arasında gizlenen Turgut Şelalesi’nin sarp kayalar arasından dökülen bembeyaz sularının harika fotoğraflarını çekebilirsin. Sıcak yaz aylarında bile serin kalan havasıyla ünlü şelalenin buz gibi kaya göletinde de doyasıya yüzebilirsin. Çevresi piknik alanları, yürüyüş yolları ve doğal seyir alanlarıyla sarılı olan Turgut Şelalesi’nde istersen sessiz atmosferde kamp yaparak da ruhunu dinlendirebilirsin.
Ege’nin yeşil ve mavinin buluştuğu doğa koruma alanlarından biri de Gebekum Tabiat Parkı. 1994 yılında koruma altına alınan Gebekum; ev sahipliği yaptığı yüzlerce kuş türü, zengin bitki ve vahşi yaşam çeşitliliğiyle doğa tutkunlarını kendine çekiyor. İyi düzenlenmiş yürüyüş ve bisiklet parkurlarında keşfe çıkabileceğin tabiat parkı, Ege’nin saklı kalmış cennetlerinden biri.
Turkuaz renkli denizi ve çam ormanlarıyla çevrili kumsallarında tertemiz Ege Denizi’nin de tadını çıkarabileceğin Gebekum Tabiat Parkı, kamp yapmak isteyenler için de birçok olanak sunuyor. Sıcak yaz aylarının sevilen kaçış noktalarından olan tabiat parkında huzurlu atmosferde piknik yapabilir, kır bahçelerinde çayını yudumlayabilir ve büyük şehrin gürültüsünden uzakta güzel zaman geçirebilirsin. Doğa geziler ve tekne turlarıyla Gebekum Tabiat Parkı’nın kıyı şeridindeki birbirinden güzel küçük koyları da keşfetmeyi unutma.
Muğla'nın Milas ilçesinde gizlenen büyüleyici Çökertme Koyu’nin Ege’nin en güzel yat ve tekne destinasyonlarından biri. Çam ormanlarıyla sarılı küçük sahiliyle ziiyaretçilerini büyüleyen koy, doğa yürüyüşleri ve kamp yapmak için de çok tercih ediliyor. Azmak Nehri'nin denize döküldüğü yerde güzel bir konumda bulunan Çökertme Koyu, balık bakımından çok zengin. Huzurlu atmosferde koyda olta balıkçılığı yaparak alabalık, levrek ve çipura gibi balık türleri yakalayabilirsin. Akbük, Bafa Gölü ve Didim gibi turistik yerlere yakın olmasına rağmen yaz aylarında sakin atmosferini korumayı başaran Çökertme Koyu, kalabalıklardan uzakta denizin tadını çıkarmak isteyenlerin de mutlaka uğramasını önerdiğim yerler arasında. Seyir alanlarından özellikle gün batımlarında masmavi denizin çam ormanlarıyla birleştiği muhteşem manzaraları izleyebileceğin Çökertme Koyu’nda şnorkelli, tüplü ve tüpsüz dalışlar yaparak da Ege Denizi’nin çarpıcı güzelliğine şahit olabilirsin.
Türkiye'nin en popüler tatil destinasyonlarından biri olan Bodrum, hem hareketli atmosferi hem de büyüleyici plajlarıyla milyonlarca tatilciyi misafir ediyor. Antik tarihi, turkuaz renkli koyları, bembeyaz plajları, canlı gece hayatı ve lezzetli Akdeniz mutfağıyla ünlü Bodrum, Ege’nin keşfedilmeye değer yerlerinden. Bodrum'un uzun tarihi M.Ö. 14. yüzyıla kadar uzanıyor. St. John Şövalyeleri tarafından inşa edilen Bodrum Kalesi, günümüzde Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor. Antik dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen Halikarnas Mozolesi de Bodrum’ın bir diğer simgesel yapısı.
Bitez, Gümüşlük, Torba, Gündoğan ve Yalıkavak gibi kıyı beldelerinde birbirinden ünlü plajlarda yüzebileceğin Bodrum’da yarımadada doğa yürüyüşlerine çıkarak da her köşede gizlenen antik hazineleri görebilirsin. Bodrum, aynı zamanda canlı gece hayatıyla da dikkat çekiyor. Bodrum Barlar Sokağı, her zevke uygun barları, gece kulüpler ve canlı müzik mekanlarıyla sabahın ilk saatlerine kadar çok hareketli. Kaliteli birçok restoranın hizmet verdiği Bodrum’da taze deniz ürünleri, zeytinyağlılar ve geleneksel mezeler tadarak Ege manzaraları eşliğinde romantik akşamlar yaşayabilirsin.
Ege'nin masmavi cenneti olan Çeşme; gelişmiş turizm olanakları, masmavi denizi, altın sarısı kumsalları ve tarihî güzellikleri ile unutulmaz bir tatil yaşatıyor. Arnavut kaldırımlı sokaklarında keyifle gezebileceğin Çeşme’de yemyeşil doğal güzellikler arasında yürüyüşlere çıkabilir ve lezzetli yöresel mutfağı keşfedebilirsin. M.Ö. 3. yüzyılda İyonlar tarafından kurulan Çeşme, antik dönemde Kyme olarak biliniyordu. 19. yüzyılda Rumların yoğun olarak yaşadığı Çeşme, 1922 yılında Mübadele ile Rumların göç etmesiyle birlikte ilçe, çoğunlukla Türklerin yerleştiği bir ilçe haline geldi.
Çeşme'nin Ilıca Plajı, Altınkum Plajı, Dalyan Plajı ve Delikli Kayık Plajında tüm gün denizin ve güneşin tadını çıkarabileceğin ilçede deniz paraşütü, rüzgar sörfü ve yelken gibi su sporları yaparak da eğlenceli zaman geçirebilirsin. Etkileyici Çeşme Kalesi'ni gezerek şehrin muhteşem manzaralarını izleyebilir, Arnavut kaldırımlı sokaklarında sıralanan kafeler ve restoranlarda keyifli zaman geçirebilirsin.
Ege'nin masmavi deniziyle çevrili Alaçatı, Ege’nin en popüler turistik beldelerinden biri. Alaçatı, sadece tertemiz deniziyle değil, zengin tarihi, doğal güzellikleri ve lezzetli mutfağı ile de tüm dünyadan insanları kendine çekiyor. Arnavut kaldırımlı sokaklarında kaybolabileceğin Alaçatı’da rengarenk taş evler arasında gezerek her köşede muhteşem fotoğraflar çekebilirsin. 19. yüzyılda Rumların yoğun olarak yaşadığı bir yerleşim yeri olan Alaçatı, 1922 yılında Mübadele ile Rumların göç etmesiyle birlikte çoğunlukla Türklerin yerleştiği bir belde haline geldi.
Alaçatı, rüzgar sörfü için ideal koşullara sahip havası ve deniziyle son yıllarda dünya çapında üne kavuştu. Masmavi sularda rüzgar sörfü, kitesurf veya sörf yaparak unutulmaz bir Alaçatı tatili yapabilirsin. Taş evlerin restore edilmesiyle hizmete başlayan yol üstü kafeleri, kaliteli restoranları ve butik otelleriyle turizm olanaklarının çok geliştiği Alaçatı’da her bütçeye uygun konaklama tesisi bulmak mümkün. Alaçatı gezinde otlu peynir, kabak çiçeği dolması, badem ürünleri, zeytinyağlılar, deniz ürünleri ve Ege mezeleri gibi yöresel lezzetler tatmayı da unutma.
Muğla'nın güneybatısında Ege Denizi'ne uzanan Marmaris, Türkiye'nin en göz kamaştırıcı tatil cennetleri arasında. Birbirinden güzel koyları, tertemiz denizi, gürçam ormanları ve canlı atmosferi ile Marmaris, her yıl milyonlarca insan tarafından ziyaret ediliyor. Marmaris'in tarihi M.Ö. 3000 yılına kadar uzanıyor ve bölgede ilk yerleşimlerin Karyalılar tarafından yapıldığı biliniyor. M.Ö. 4. yüzyılda ise Marmaris, Karya Birliği'nin önemli bir liman kenti haline geldi. Romalılar, Bizanslılar, Osmanlılar ve İtalyanların hakimiyetinde kalan Marmaris'in tarihi boyunca inşa edilen kaleler ve yapılar, şehrin zengin geçmişini yansıtıyor.
Doğal güzellikleriyle göz kamaştıran Marmaris’te İçmeler Koyu, Turunç Koyu, Kızkumu Plajı ve Bördübet Koyu’nun turkuaz renkli sularında tüm gün doyasıya yüzebilir ve dalışlar yapabilirsin. Her köşesi çam ormanları, zeytinlikler ve portakal bahçeleriyle sarılı olan Marmaris'te yıl boyunca düzenlenen doğa yürüyüşleri, trekking ve fotoğraf safarilerine katılarak da benzersiz manzaraların tadını çıkarabilirsin.
Tekne turları ile gizli koylarını keşfedebileceğin Marmaris, her bütçeye uygun otelleri ve kaliteli restoranlarıyla da keyifli bir tatil deneyimi yaşatıyor. Muğla'dan Marmaris'e yaklaşık 1 saat 30 dakika, Antalya'dan ise yaklaşık 3 saat 30 dakikada karayoluyla gidebilirsin. İstersen Dalaman Havalimanı'na uçakla da Marmaris’e ulaşabilir ve havalimanından otobüsler veya servislerle Marmaris'e geçebilirsin.
Ege'nin masmavi tatil cenneti olan Kuşadası,Türkiye’nin en popüler tatil destinasyonlarından biri. Tarihî ve doğal güzelliklerinin yanı sıra masmavi denizi ve ince kumlu tertemiz plajlarıyla da ünlü olan Kuşadası, hem yerli hem de yabancı turistler arasında çok seviliyor. Tarihi M.Ö. 11. yüzyıla kadar uzanan Kuşadası, bir zamanlar Karya uygarlığına ev sahipliği yapıyordu. Tarihî liman kenti Efes'e oldukça yakın olan Kuşadası, günümüzde ise Güvercinada Kalesi gibi birçok tarihî ve turistik yeriyle çok ilgi görüyor.
Masmavi denizinin yanı sıra büyüleyici doğal güzellikleriyle de öne çıkan Kuşadası’nda bölgenin en önemli tabiat cennetlerinden olan Dilek Yarımadası Milli Parkı’nı keşfe çıkabilirsin. Zengin bitki ve vahşi yaşam zenginliğiyle ünlü olan milli parkın gizli koylarında ise gözlerden uzakta doyasıya yüzebilirsin. Sevgi Plajı, Kadınlar Plajı ve Mavişehir Plajı gibi Kuşadası plajları da gelişmiş turizm olanaklarıyla denizin tadını çıkarmak için ideal adresler.
Kuşadası Körfezi önündeki küçük ada üzerine limanı korumak için inşa edilen Güvercinada Kalesi’nin surlarından muhteşem fotoğraflar çekebileceğin gezinde Efes Antik Kenti, Meryem Ana Evi, Zeus Mağarası gibi bölgenin en çok ziyaret edilen yerlerine de kolayca ulaşabilirsin. Kuşadası El Heykeli ve Kuşadası Atatürk Anıtı gibi simgeleri yakından görebileceğin Kuşadası'nda hareketli çarşılara uğrayarak ise birbirinden güzel yöresel ürünler alabilirsin.
Muğla'nın batısında yer alan Fethiye, Ege'nin en güzel ve popüler tatil cennetlerinden biri. Birbirinden güzel muhteşem koyları, turkuaz denizi, tarihî ve doğal güzellikleri ile ünlü Fethiye, herkes için keyifli bir gezi deneyimi sunuyor. Tarihi M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzanan Fethiye’nin görülmeye değer tarihî kalıntılar arasında Telmessos Antik Kenti, Kayaköy ve Letoon Antik Kenti yer alıyor. Dünyaca ünlü Amyntas Kaya Mezarları da her tarih tutkununun mutlaka yakından görmesi gereken çarpıcı hazinelerimiz arasında.
Fethiye'nin en eski çarşısı olan Paspatur Çarşısı, turistler arasında çok popüler. Hareketli çarşıda yöresel ürünler, hediyelik eşyalar ve el sanatı ürünleri bulabilirsin. Ölüdeniz, Kelebekler Vadisi, Babadağ ve Saklıkent Kanyonu gibi her yıl milyonlarca insanı kendine çeken turistik yerlere ev sahipliği yapan Fethiye, hem denizin tadını çıkarmak hem de tarihî ve doğal güzellikleri keşfetmek için ideal bir adres. Ölüdeniz’in masmavi sularında doyasıya yüzebileceğin Fethiye gezinde Babadağ eteklerinde yamaç paraşütü yaparak da Ölüdeniz'in muhteşem manzarasını kuş bakışı izleyebilirsin.
Tarihî Rum evleri ile ünlü Kayaköy de Fethiye'nin en popüler yürüyüş rotaları arasında yer alıyor. Kayaköy’de tarihî evleri gezebilir, muhteşem manzarasının keyfini çıkarabilir ve yöresel ürünler satın alabilirsin. 12 Adalar tekne turlarına katılarak büyüleyici koy ve adalarını keşfe çıkabileceğin Fethiye'de bölgenin en özel köşesi olan Kelebekler Vadisi’nin binlerce kelebeğini de tekne gezileriyle yakından görebilirsin.
Dünyanın en güzel plajlarından biri olarak gösterilen Ölüdeniz, Fethiye ilçesinde yer alıyor ve Türkiye'nin en popüler turistik destinasyonları arasında. Tertemiz turkuaz renkli denizi, uzun kumsalı ve muhteşem manzarası ile ünlü olan Ölüdeniz, sadece Ege’nin değil Türkiye’nin de keşfedilmeye değer yerlerinden. Dalgasız ve sakin deniziyle ünlenen Ölüdeniz, adını da bu özelliğinden alıyor. Su altı kaynaklarının oluşturduğu doğal bir sirkülasyon sayesinde kendini sürekli temizleyen Ölüdeniz, adeta kusursuz bir doğa harikası.
Ölüdeniz'in ünlü Belcekız Plajı’nda tüm gün cam berraklığındaki denizin tadını çıkarabilir; yelkenden uçurtma sörfüne onlarca su sporu yaparak güzel zaman geçirebilirsin. Babadağ eteklerinde düzenlenen yamaç paraşütü etkinliklerinin de çok ilgi gördüğü Ölüdeniz’de uzmanlarla yamaç paraşütü deneyerek büyüleyici manzarayı kuş bakışı izleyebilirsin. Tekne gezileriyle Kelebekler Vadisi'ni keşfedebileceğin Ölüdeniz’de tarihî Rum evlerinin sıralandığı Kayaköy’e uğrayarak harika fotoğraflar çekmeyi de unutma.
İzmir'in kuzeyinde yer alan Foça; tarihî liman kenti, masmavi denizi, yemyeşil doğası ve lezzetli deniz ürünleriyle Ege'nin en popüler tatil beldelerinden biri. M.Ö. 10. yüzyıldan beri yerleşim yeri olan Foça; antik Yunan, Roma ve Bizans uygarlıklarının izlerini günümüzde de taşımaya devam ediyor. Günümüzde Foça, tarihî dokusunu korumayı başarmış, aynı zamanda modern yaşamın olanaklarına sahip bir sahil kasabası olarak dikkat çekiyor.
M.Ö. 10. yüzyılda İyonlar tarafından kurulan Foça, döneminin en önemli ticaret ve liman şehirlerinden biriydi. Romalılar, Bizanslılar, Cenevizliler ve Osmanlılar tarafından da kullanılan Foça’da her medeniyetten izleri keşfe çıkabilirsin. M.Ö. 6. yüzyıldan kalma Beş Kapılar Kalesi, ilçenin simgesi olarak ilk uğraman gereken yer. Kalenin içinde tarihî bir hamam, kilise ve cami de bulunuyor. Foça’nın tarihî limanı ise günümüzde de balıkçı teknelerinin barınağı olarak kullanılıyor. Liman kenarında sıralanan kafeler ve balık restoranları, turistler arasında çok popüler. Foça’nın tarihî dokusunu en güzel görebileceğin Eski Foça’yı da mutlaka gezmeni önerdiğim gezinde Foça limanından hareket eden teknelerle çevredeki küçük adacıkları gezerek muhteşem fotoğraflar çekebilirsin.
Eski Foça; Arnavut kaldırımlı sokakları, tarihî evleri, lezzetli mutfağı ve muhteşem manzarası ile Ege’nin mutlaka keşfedilmesi gereken köşelerinden biri. M.Ö. 10. yüzyılda Fokeyalılar tarafından kurulan Eski Foça, antik dönemde önemli bir liman kentiydi. Lidyalılar, Persler, Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlıların hakimiyetinde kalan kasaba, bu zengin tarihinden dolayı birçok kalıntıya ev sahipliği yapıyor.
Foça Kalesi olarak da bilinen Beş Kapılar Kalesi, gezinde ilk uğraman gereken yerler arasında. M.Ö. 6. yüzyılda inşa edilen bu görkemli kale, kasabanın en önemli simgesi konumunda. Günümüzde müze olarak kullanılan kalenin surlarından Eski Foça'nın muhteşem manzarasının keyfini çıkarabilirsin. Tekne gezilerine çıkarak ise Siren Kayalıkları gibi efsanevi yerleri ve irili ufaklı adaları keşfe çıkabilirsin. Eski Foça'nın en yüksek noktası olan Adatepe’de keyifli doğa yürüyüşleri yapabilir ve özellikle gün batımlarında muhteşem fotoğraflar çekebilirsin. Eski Foça’nın tarihî limanda balıkçı teknelerini seyrettikten sonra ise sahil kenarındaki salaş balık restoranlarında taze deniz ürünleri tadarak yorgunluk atabilirsin.
Uzun yıllar Pergamon Krallığı'nın merkezi olan Bergama, efsanevi Bergama Antik Kenti ile tüm dünyadan arkeoloji ve tarih meraklılarını kendine çekiyor. İzmir'e 1,5 saat uzaklıkta yer alan ilçe, birbirinden etkileyici tarihî hazineleriyle tam bir açık hava müzesini andırıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Bergama Antik Kenti, muhteşem taş mimarisi ile Ege Bölgesi'nin en önemli antik kentlerinden biri olarak keşfedilmeye değer. Antik kentin akropolis, tiyatro, Asklepion ve Athena Tapınağı gibi birçok önemli yapısı günümüze kadar ulaşmayı başarmış.
Türkiye'nin en önemli arkeoloji müzelerinden biri olan Bergama Müzesi ise Bergama Antik Kenti'nden ve çevresinden çıkan eserlere ev sahipliği yapıyor. Müzede Zeus Sunağı frizi, Telephos Frizi ve Hekate Heykeli gibi dünyaca ünlü eserleri yakından görebilirsin. Muhteşem taş mimarisiyle dikkat çeken Bergama Ulu Camii, Ege Bölgesi'nin en büyük camilerinden biri olarak dikkat çekiyor. M.S. 2. yüzyılda Roma döneminde inşa edilen Bergama Zeus Sunağı, Bergama'nın en önemli anıtlarından. Sunağın bazı parçaları da günümüzde Bergama Müzesi'nde sergileniyor. MS. 2. yüzyılda Roma döneminde inşa edilmiş Kızıl Avlu, Bergama'nın en iyi korunmuş antik yapıları arasında. Bergama İlçe Halk Kütüphanesi’nde ise 14.000 kitabı inceleme şansı bulabilirsin. Fıstık çamlarıyla ünlü Kozak Yaylası da Bergama'nın en güzel doğal güzelliklerinden biri. Yaylada doğa yürüyüşleri yapabilir, kamp kurabilir ve yöresel yayla lezzetleri tadabilirsin.
Ege'nin keşfedilmeye değer tabiat cennetlerinden olan Karaburun Yarımadası, doğa gezileri ve tatillerinin bölgedeki en sevilen rotaları arasında. Karaburun Yarımadası; el değmemiş doğası, masmavi denizi, çam ormanları ve mavi bayraklı plajları her köşesinde seni etkileyecek güzelliklere sahip. karaburun Yarımadası'nda Akvaryum Plajı, Bodrum Plajı, Kuyucak Plajı, Mimoza Plajı gibi birçok mavi bayraklı plajda denizin ve güneşin tadını çıkarabilir veya su sporları yaparak eğlenebilirsin.
Solunum yolu rahatsızlıklarına iyi gelen tertemiz havasıyla da ünlü olan Karaburun Yarımadası, aynı zamanda antik dönemlerden beri insanlara şifa dağıtan pek çok bitki çeşidine de ev sahipliği yapıyor. Karaburun Yarımadası'nda Peynirini Mağarası, Sarpıncık Deniz Feneri, Sazak Köyü ve Manal Koyu gibi birçok yürüyüş rotasında gezilere çıkarak her köşede muhteşem fotoğraflar çekmen mümkün.
İzmir merkezine sadece 38 kilometre uzaklıkta yer alan Urla, antik çağlardan beri çarpıcı güzellikleriyle sevilen bir yerleşim yeri olmuş. Günümüzde de Urla, Ege’nin popüler turistik destinasyonlarından biri. Güzelbahçe, Seferihisar, Çeşme ve Karaburun Yarımadası arasında yer alan Urla’nın çevresi binlerce yıllık antik kent kalıntılarıyla sarılı. Rehberli doğa yürüyüşlerine çıkarak Klazomenai Antik Kenti, Erythrai Antik Kenti, Teos Antik Kenti gibi birçok antik kenti Urla’da gezme şansı bulabilirsin.
Antik çağların zeytinyağı üretim merkezi olan Urla'da günümüzde de zeytincilik önemli bir yer tutuyor. Gezinde zeytinyağı tadımı yapabilir, zeytinyağı ve zeytin ürünleri satın Ünlü Malgaca Pazarı'nda uğrayarak da çevre köylerden getirilen organik ürünler bulubilir ve yöresel lezzetler tadabilirsin. Yerli ve yabancı turistlerin ilk uğradığı yer olan Urla Sanat Sokağı'nda ise antikacıları ve el sanatları atölyelerini gezebilir, yerel sanatçıların eserlerini alabilirsin.
Melengeç Plajı, Altınköy Plajı, Demircili Plajı, Bodrum Koyu ve Çeşmealtı Plajı gibi mavi bayraklı güzel plajlarda yaz aylarında doyasıya yüzüp dalışlar yapabileceğin Urla, trekking ve tekne gezilerinden kampçılığa kadar birçok etkinlik yapmak için de bölgede gidilebilecek en güzel yerler arasında.
Tarih ve kültürün birleştiği etkileyici bir ilçe olan Selçuk, İzmir merkezine sadece 1 saat uzaklıkta. Antik çağlardan Osmanlı dönemine uzanan zengin bir tarihe sahip olan Selçuk, onlarca medeniyete ev sahipliği yaptığı için adeta bir açık hava müzesini andırıyor. Dünyanın en büyük açık hava müzelerinden biri olarak kabul edilen Efes Antik Kenti için binlerce insanın ziyaret ettiği Selçuk’ta Efes Müzesi’nde de bölgede yapılan kazılardan çıkarılan paha biçilmez eserleri inceleyebilirsin.
1375 yılında inşa edilen ve Türkiye'nin en güzel camilerinden biri olan İsabey Camii'ni yakından görebileceğin Selçuk’ta Hristiyanlar tarafından kutsal bir Hac bölgesi olarak ziyaret edilen Meryem Ana Evi Kilisesine de mutlaka uğramanı öneririm. Gezinde günümüze kadar sağlam kalmayı başarmış görkemli Selçuk Kalesi'nin surlarından büyüleyici panoramik manzarasının tadını çıkararak harika fotoğraflar çekebilirsin. Hadrianus Tapınağı, Yedi Uyuyanlar Mağarası ve Artemis Tapınağı da Selçuk'tan kolayca ulaşarak yakından görebileceğin tarihî hazinelerimiz arasında.
Deniz, kum ve tarihin buluştuğu Ege’nin gizli köşelerinden biri olan Özdere, İzmir'in Menderes ilçesinde bağlı bir tatil cenneti. 40 kilometrelik büyüleyici sahil şeridine sahip olan Özdere, her yıl binlerce turisti kendine çekiyor. Özdere'nin ince kumlu sahili, güneşlenmek ve yüzmek için ideal bir adres. Özellikle Kalemlik Plajı, bembeyaz kumları ve turkuaz renkli denizi ile turistlerin ilk uğradığı yerler arasında. Çukuraltı Plajı, Maydanoz Koyu, Zindancık Koyu, Kuyubükü ve Göktürk gibi birçok güzel plajda da denizin tadını doyasıya çıkarabilirsin. Belde merkezini ve sahil şeridinde ise her bütçeye uygun konaklama seçeneği bulmak mümkün. Yüzlerce yöresel ürün bulabileceğin Özdere Gece Pazarı’na uğrayarak alışveriş yapabilir ve lezzetli yöresel yemekleri tadarak yorgunluk atabilirsin.
Ege Bölgesi'ndeki 12 büyük İyon şehrinden biri olan Kolophon Antik Kenti, Özdere'nin çok ziyaret edilen tarihî hazinelerinden biri. Apollon Tapınağı ve Artemis Tapınağı'na ev sahipliği yapan Klaros Antik Kenti’ni de gezerek antik Yunan uygarlığı kültürünü yakından görebilirsin. Doğayla iç içe bir tatil yapmak istiyorsan gezinde Kalemlik Orman Kampı'na gidebilirsin. Huzurlu atmosferde kamp yapabilir, doğa yürüyüşlerine çıkabilir ve kamp ateşi etrafında güzel zaman geçirebilirsin. Özdere'ye İzmir'den araç kiralama hizmet alarak, otobüs veya minibüs ile rahatça ulaşabilirsin.
Şifne, Çeşme'nin turistik imkanları ve mavi bayraklı plajları kadar şifalı kaynak sularıyla da öne çıkan en güzel beldelerinden biri. Zengin minerallere sahip şifalı suları ve çamur banyoları ile binlerce insanı kendine çeken Şifne, cilt sorunları gibi birçok rahatsızlığa şifa sunuyor. Termal oteller, sağlık merkezleri ve havuzlar gibi tesislerde konaklayarak bu şifalı sulardan faydalanabilirsin.
Şifne, şifalı sularının yanı sıra masmavi denizi ve tertemiz plajla da yaz tatillerinin sevilen adreslerinden biri. Rüzgar sörfü ve yelken gibi su sporları yapabileceğin Şifne Plajı’nda tüm gün güneşin ve masmavi denizin tadını çıkarabilirsin. Şifne’nin sahilde sıralanan kaliteli balık restoranlarına da mutlaka uğramanı taze deniz ürünleri ve yöresel Ege mezelerini tatmanı öneririm.
Muğla'nın Marmaris ilçesine bağlı Selimiye, bölgedeki en huzurlu tatil cennetlerinden biri. Ege Denizi'nin masmavi sularıyla çevrili belde, yemyeşil doğası ve tarihî atmosferiyle de yılın yorgunluğunu atmak için ideal bir adres. Özellikle son yıllarda çok popüler olan Selimiye’de ilk uğraman gereken yer ise altın sarısı kumları ve turkuaz denizi ile dikkat çeken Selimiye Plajı. Selimiye'den tekne turları veya doğa yürüyüşleriyle ulaşabileceğin Cennet Koyu da bakir koyu ve turkuaz deniziyle mutlaka keşfetmeni önerdiğim yerler arasında.
18. yüzyıldan kalma tarihî bir yapı olan Selimiye Camii, Osmanlı mimarisinin güzel bir örneği olarak görülmeye değer. Osmanlı döneminden kalma tarihî bir kale olan Selimiye Kalesi'ne uğrayarak da surlardan Ege’nin muhteşem panoramik manzarasını seyredebilirsin. Gezinde alışveriş yapmak için Selimiye pazarına gidebilir; yöresel ürünler, taze meyveler, sebzeler, el sanatları ürünleri ve hediyelik eşyaları tezgahlarda bulabilirsin.
Ege’nin keşfedilmeye değer en güzel yerlerinden biri olan Gökova, Ege ve Akdeniz'in buluştuğu harika bir noktada uzanıyor. Masmavi denizi, yemyeşil doğası ve tarihî atmosferiyle dikkat çeken Gökova, hem günübirlik geziler hem de sakin bir tatil arayanlar için tercih edilebilecek yerler arasında. Gökova'nın en popüler koylarından biri olan Akbük Koyu, altın sarısı kumları ve turkuaz deniziyle sıcak yaz günlerinde yüzmek ve güneşlenmek için ideal. Plajda şezlong ve şemsiye kiralayabilir, su sporları yapabilir ve plaj restoranlarında yöresel lezzetler deneyebilirsin. Gökova'ya 10 kilometre uzaklıkta bulunan Ula Plajı da Muğla'nın en uzun ve güzel plajlarından biri olarak tatilcileri kendine çekiyor.
Caretta caretta deniz kaplumbağalarının yumurtlama alanı olarak bilinen İztuzu Plajı’na da uğrayabileceğin Gökova’da sit alanı olarak korunan bu ünlü plajda doğa yürüyüşleri yapabilir, kaplumbağaları izleyebilir ve sakin ortamda denize girebilirsin. Gökova'dan kalkan tekne turları ile Gökova Körfezi'nin muhteşem koylarını keşfetmeyi ve koylarda uzmanlarla dalışlar yaparak unutulmaz anlar yaşamayı da unutma.
Marmaris’in keşfedilmeye değer özel köşelerinden biri olan Hisarönü, Ege ve Akdeniz'in buluştuğu masmavi deniziyle yerli ve yabancı turistleri kendine çekiyor. Sadece tertemiz plajıyla değil, tarihî hazineleriyle de ilgi gören Hisarönü’nde yılın bütün yorgunluğunu atabilirsin. Hisarönü'nün en popüler plajı olan Hisarönü Plajı, ince kumlu sahili ve temiz deniziyle sıcak yaz aylarının en sevilen yerlerinden. Plajda şezlong ile güneş şemsiyesi kiralayabileceğin ve atıştırmalıklar alabileceğin tesisler de hizmet veriyor.
Hisarönü'ne tekne turları ile ulaşabileceğin ünlü Kızkumu Plajı, efsanelere konu olmuş ince kumlu plajı ve turkuaz deniziyle bölgede mutlaka görmeni önerdiğim yerler arasında. Kendine özgü kumlarıyla ünlü plajda unutulmaz bir deniz günü yaşayabilirsin. Tekne turlarının sevilen mola noktası olan Sedir Adası’nda ünlü Kleopatra Plajı’nın altın sarısı kumlarında güneşlenebilir ve berrak sularda dalışlar da yapabilirsin.
Aydın'ın Didim ilçesi; tarihî zenginliği, doğal güzellikleri, masmavi denizi ve altın sarısı kumlu plajları ile Ege Bölgesi'nin en popüler turistik destinasyonları arasında. Tarih ve doğanın buluştuğu en özel köşelerden olan Didim, M.Ö. 2000 yılına kadar uzanan tarihiyle Ege'nin en önemli antik kentlerinden biriydi. Bir zamanlar Milet'in liman şehri olan Didim, Apollon’a adanmış ünlü Didim Apollon Tapınağı'na ev sahipliği yapıyordu. Günümüzde ise Didim Apollon Tapınağı'nın kalıntıları, açık hava müzesi olarak binlerce turisti kendine çekmeye devam ediyor.
Sadece etkileyici tarihiyle değil, doğal güzellikleriyle de öne çıkan Didim’in simgesi olan mavi bayraklı Altınkum Plajı, Ege’nin en uzun kumsallarından birine sahip. Ayrıca Didim’de Bafa Gölü ve Yedi Uyuyanlar Mağarası gibi doğal güzellikler de ziyaretçilerini büyülüyor. Didim Apollon Tapınağı, Milet Antik Kenti, Letoon, Yedi Uyuyanlar Mağarası, Apollon Tapınağı Müzesi, Bafa Gölü ve Altınkum Plajı gibi popüler yerleri keşfe çıkarak unutulmaz bir Didim tatili yapabilirsin. Tüm gün tertemiz denizin ve güneşin tadını çıkarabileceğin Didim’de sahil kenarında sıralanan restoranlarda ise romantik akşam yemekleri tadabilirsin. Her bütçeye uygun otel ve pansiyonlar bulabileceğin ilçede hem günübirlik geziler hem de unutulmaz bir tatil yapabilirsin.
Muğla'nın saklı cennetlerinden olan Orhaniye'de tarih ve doğayla buluştuğu en güzel beldelerden. Ege Denizi'nin masmavi sularının yanında yemyeşil doğası ve tarihî güzellikleri ile dikkat çeken Orhaniye, doğa ve tarih meraklıları için ideal bir adres. Muğla merkezinden arabayla yaklaşık 2 saat, Marmaris ilçe merkezinden ise 45 dakikada Orhaniye’ye ulaşabilirsin.
Orhaniye'nin turkuaz renkli denizi çok temiz. Beldenin sevilen plajda sıcak yaz aylarında doyasıya yüzebilir, güneşlenebilir ve denizin keyfini çıkarabilirsin. Orhaniye'de su kayağı, jet ski, yelken gibi birçok su sporları da yapabilirsin. Çevresinde birçok doğa yürüyüşü parkuru olan Orhaniye'de yılın her mevsimi düzenlenen doğa yürüyüşleri çok ilgi görüyor. Doğa ve tarih gezileriyle Letoon Antik Kenti, Kaunos Antik Kenti ve Kayaköy gibi birçok tarihî yeri gezerek tarihte unutulmaz bir yolculuk yapabilirsin.
Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı Bozburun, Ege Bölgesi'nin en bakir ve gizemli köşelerinden biri. Muhteşem koyları, masmavi denizi, yemyeşil doğası ve tarihî güzellikleri ile dikkat çeken Bozburun, hem tarih hem de doğa meraklılarının keşfetmesi gereken yerler arasında. Ege'nin en önemli antik kentlerinden biri olan Karyanda'ya ev sahipliği yapan Bozburun, M.Ö. 7. yüzyılda Karya uygarlığı tarafından kuruldu. Karyanda Antik Kenti, Roma ve Bizans dönemlerinde her zaman önemli bir şehir oldu ve 15. yüzyılda Osmanlılar tarafından fethedildi. Osmanlı döneminde de Bozburun, antik kentin liman bölümü olarak önemini korumaya devam etti.
Bozburun; Akvaryum Koyu, Çökertme Koyu, Germece Koyu, Panormos Koyu ve İçmeler Koyu gibi Ege'nin en güzel koylarından bazılarına ev sahipliği yapıyor. Masmavi denizi ve berrak sularıyla ünlü bu küçük koylar, tekne gezilerinin en sevilen adresleri arasında. Doğa yürüyüşleriyle de keşfe çıkabileceğin koyları tekne gezileriyle yakından görerek tertemiz sularda dalışlar yapabilirsin.
Karyanda Antik Kenti'nin kalıntılarını gezebileceğin Bozburun’da sahil restoranlarında lezzetli deniz ürünlerini ve yöresel yemeklerini tadarak gezinin yorgunluğunu atabilirsin. Hareketli çarşısıyla da dikkat çeken Bozburun’da el yapımı ahşaplar, seramikler ve tekstil ürünleri ise en çok satılan hediyelik eşyalar arasında. Bozburun'da butik otellerde, pansiyonlarda veya apart oteller gibi her bütçeye uygun konaklama seçeneği bulabilirsin.
Ege ve Akdeniz'in sularının kucaklaştığı özel bir noktada yer alan Datça Yarımadası, doğa ve deniz tutkunları için ideal bir gezi alanı. Muhteşem koyları, turkuaz renkli denizi, tarihî ve doğal güzellikleri ile dikkat çeken Datça Yarımadası, Türkiye'nin popüler turistik destinasyonlarına ev sahipliği yapıyor. M.Ö. 3000 yılına kadar uzanan geçmişe sahip olan Datça Yarımadası; Karya, Likya, Roma ve Bizans uygarlıklarının izlerini taşıyor. Knidos Antik Kenti, Kaunos Antik Kenti ve Mesudiye Kalesi gibi tarihî hazineleri yarımada gezinde yakından görebilirsin.
Çam ormanları, zeytinlikler ve badem bahçeleri arasında gizlenen Datça Yarımadası, tertemiz havası ve huzurlu atmosferi ile şehir hayatının stresinden uzaklaşmak için en güzel yerler arasında. Palamutbükü, Kızlan, Hayıtbükü, Akbük ve Bencik gibi koylar, turkuaz renkli sularıyla unutulmaz bir deniz tatili sunuyor. Knidos Burnu ve Bozburun Adaları’nı ise tekne gezileriyle keşfe çıkarak doğanın bütün güzelliğini bir arada görebilirsin.
Datça Yarımadası; deniz ile güneşin tadını çıkarmak, doğa yürüyüşleri yapmak, tekne turları ile koyları gezmek, tarihî ve turistik yerleri keşfetmek isteyenler için birçok olanak sunuyor. Muğla'dan Datça'ya yaklaşık 2 saat 30 dakika, Antalya'dan ise yaklaşık 4 saat uzaklıktaki yarımadaya Bodrum, Marmaris ve Fethiye'den kalkan feribotlarla da ulaşabilirsin.
Ege'nin turkuaz sularına uzanan çok popüler bir tatil cenneti olan Akbük, Didim'in en çok ziyaret edilen cennet köşelerinden biri. Akbük; huzurlu atmosferi, tertemiz kumsalları ve bakir koylarıyla ziyaretçilerini büyülüyor. Akbük'ün mavi bayraklı plajları, altın sarısı kumlar ile masmavi deniz, güneşlenmek ve yüzmek için mükemmel bir ortam sunuyor. Su sporları tutkunları da Akbük'te dalış, kano ve jet ski gibi aktivitelerin keyfini çıkarabilirler.
Akbük'ün kalabalığından uzaklaşmak ve doğayla iç içe olmak için ise doğa yürüyüşleri veya tekne gezileriyle Akbük Koyu'na gidebilirsin. Bakir sahili ve berrak deniziyle ünlü Akbük Koyu; kamp yapmak, balık tutmak ve doğa yürüyüşleri yapmak için ideal bir yer. Akbük, tertemiz denizi ve güneşinin yanı sıra tarihî ve kültürel açıdan da oldukça zengin. Antik Yunan'ın en önemli tapınaklarından biri olan Didim Apollon Tapınağı, Akbük'ten kolayca ulaşabileceğin mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Bu etkileyici tapınağın yanı sıra Milet Antik Kenti, Herakleia Antik Kenti ve Priene Antik Kenti de Akbük çevresinde yer alan tarihî hazineler arasında.
Akbük, Aydın'a 90 kilometre, Muğla'ya ise 120 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Beldeye karayolu, havayolu ve denizyolu ile ulaşım mümkün. En yakın havalimanı Milas-Bodrum Havalimanı’ndan da Akbük'e servis, taksi veya dolmuş ile kolayca geçebilirsin. Bodrum ve Kuşadası'ndan Akbük'e feribot seferleri de düzenleniyor.
Ege Bölgesi'nin en güzel ilçelerin biri olan Söke, antik çağlardan beri insanları büyüleyen tarihî ve doğal güzellikleriyle günümüzde de her yıl milyonlarca insanı kendine çekiyor. Aydın'ın güneybatısında yer alan Söke’nin bir köşesi Kuşadası, diğer köşesi ise Dilek Milli Parkı’nın güzellikleriyle çevrili. Tarihi M.Ö. 3. yüzyıla kadar uzanan Söke; Priene, Herakleia ve Tralles gibi antik kentlerin kalıntılarına ev sahipliği yapıyor. Bu antik kentlerin kalıntıları, ilçenin tarihî dokusuna tamamlıyor.
Bafa Gölü ve Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı gibi Ege’nin en güzel tabiat cennetlerinde doğa yürüyüşleri yapabileceğin Söke’de her köşede tablo güzelliğinde fotoğraflar çekebilirsin. Antik kentlerin binlerce yıllık yapılarını da hem kendi başına hem de rehberli turlarla keşfe çıkabilirsin. Söke’nin renkli çarşısına uğrayarak ise yöresel el sanatı ürünleri alabilir ve geleneksel Ege yemekleri tadabilirsin.
Çeşme Yarımadası'nın en kuzeyinde yer alan Dalyan; masmavi denizi, huzurlu atmosferi ve lezzetli Ege mutfağı ile hem keyifli bir tatil hem de günübirlik gezi deneyimi sunuyor. Her bütçeye uygun otelleri, hareketli yat limanı, sahil boyunca sıralanan balık restoranları ve yol üstü kafeleriyle ünlü Dalyan, denizin ve doğanın tadını çıkarmak için ideal bir adres. Ege'nin en güzel plajlarından bazılarına ev sahipliği yapan Dalyan, Çeşme'nin diğer tatil beldelerine göre daha sakin bir atmosfere sahip olmasıyla da dikkat çekiyor.
Dalyan'ın sahil boyunca sıralanan balık restoranlarında taze deniz ürünlerinin tadına bakabilirsin. Ayrıca beldenin yol üstü kafelerinde de lezzetli atıştırmalıklar deneyebilirsin. Ege'nin en güzel yat limanlarından biri olarak gösterilen Dalyan Yat Limanı’nda ise tekne turlarına çıkarak Ege büyüleyici koylarını keşfederek unutulmaz bir deneyim yaşayabilirsin. Dalyan'ın huzurlu sokaklarında ahşap ve taş mimarili evler arasında gezmeyi ve her köşede tablo güzelliğinde fotoğraflar çekmeyi de unutma.
Muğla'nın Ula ilçesinde yer alan Akyaka, Ege’nin keşfedilmeye değer en güzel köşelerinden biri. Akyaka, Ege Denizi'nin masmavi suları, yemyeşil doğası ve tarihî atmosferi ile her yıl binlerce turisti cezbeden bir cennet köşesi. Azmak Nehri'nin denize döküldüğü yerde uzanan belde, aynı zamanda uçurtma sörfü ve rüzgar sörfü gibi su sporları için de ideal bir adres. Özellikle Azmak Nehri'nin denize döküldüğü noktada oluşan rüzgar sörfü için ideal koşullar sunuyor.
Akyaka gezinde Azmak Nehri'nin turkuaz sularında tekne turu yaparak doğanın tadını çıkarabilir ve yemyeşil sazlıklar arasında keyifli bir yolculuk yapabilirsin. Akyaka'ya 10 kilometre uzaklıkta bulunan Ula Plajı ise Muğla'nın en uzun plajlarından biri. İnce kumlu plajı ve berrak denizi ile ilgi gören plajda tüm gün yüzerek ve güneşlenebilirsin. Akyaka'ya sadece 6 kilometre uzaklıkta bulunan Akbük Koyu ise bakir doğası ve turkuaz denizi ile huzurlu bir tatil arayanların tercih edebileceği yerler arasında. Akyaka'dan kalkan tekne turları ile Gökova Körfezi'nin muhteşem koylarını keşfedebilir ve koylarda yüzme molası verebilirsin.
Akyaka Çarşısı'nda el sanatları ürünlerinden yöresel lezzetlere kadar birçok şey bulabilirsin. Çarşı çevresinde yerel restoranlarda ise Ege mutfağının en güzel örnekleri, taze deniz ürünleri, zeytinyağlılar, mezeler ve Ege ot yemekleri deneyebilirsin. Akyaka'da ayrıca yöresel lezzetlerden olan keçi tandırı ve incir tatlısını da mutlaka denemeni öneririm. Akyaka'da her bütçeye uygun pansiyonlar, oteller, apart daire, ayrıca kamp alanı bulmak mümkün.
Muğla'nın güneybatısında yer alan Dalaman, Ege ve Akdeniz'in buluştuğu noktada masmavi denizi, yemyeşil doğası ve tarihî zenginlikleri ile ünlü. Dalaman Havalimanı'na da ev sahipliği yapan güzel ilçe, hem yaz tatili hem de doğa gezileri için ideal bir destinasyon. Türkiye’nin en güzel plajlarından olan 12 kilometre uzunluğundaki Sarıgerme Plajı, ilk uğraman gereken yerlerden. Plaj, altın sarısı kumları ve turkuaz deniziyle hem yüzme ve güneşlenmek hem de su sporları yapmak isteyenleri kendine çekiyor. Caretta caretta deniz kaplumbağalarının yumurtlama alanı olarak bilinen İztuzu Plajı da dünyanın en güzel plajlarından biri olarak çok popüler.
Dalaman Çayı'nda tekne turu yaparak ise muhteşem manzaranın tadını çıkarabilir ve yemyeşil doğanın huzurunu hissedebilirsin. Dalaman Çayı’nda düzenlenen heyecanlı rafting etkinlikleri de son yıllarda çok ilgi görüyor. Dalaman'ın tarihî ve kültürel mirasını keşfetmek için KIDLASA Müzesi'ni ziyaret edebilirsin. Müzede bölgeden çıkan arkeolojik eserler ve tarihî belgeler sergileniyor. Dalaman gezinde Ege mutfağının en güzel örneklerini tadabilirsin. Taze deniz ürünleri, zeytinyağlılar, mezeler ve otlar Dalaman mutfağının temelini oluşturuyor. Dalaman'a Muğla Dalaman Havalimanı'ndan servisler, taksiler veya otobüs ile kolayca geçebilirsin.
Muğla'nın batı kıyısında yer alan Milas, tarihî ve doğal güzellikleri ile Ege’nin keşfedilmeye değer yerleri arasında Bodrum'a sadece 30 kilometre uzaklıkta bulunan Milas, Ege ve Akdeniz'in buluştuğu masmavi denizi, yemyeşil doğası ve tarihî zenginlikleri ile herkes için güzellikler sunuyor. Türkiye'nin en büyük gölü olan Bafa Gölü’ne uğrayabilir, doğal güzelliği ve tarihî önemi ile Milas'ın en önemli turistik yerlerinden. Gölde tekne turuna çıkabilir, kuş gözlemciliği yapabilir ve göl kenarındaki restoranlarda yöresel lezzetler tadabilirsin. Soğuksu Milli Parkı da yemyeşil ormanları, şelaleleri ve yürüyüş parkurlarıyla her doğa meraklısının uğraması gereken yerler arasında. Milli parkta piknik yapabilir, doğa yürüyüşleri yapabilir ve şelalelerin serin sularında yüzebilirsin.
Milas'ın en popüler plajlarından biri olan Güllük Plajı, altın sarısı kumları ve turkuaz denizi ile yüzmek ve güneşlenmek için ideal bir yer. M.Ö. 4. yüzyıldan kalma antik kent kalıntılarını görebileceğin Ören Plajı’nda da tarihî kalıntılar arasında masmavi denizin tadını çıkarabilirsin. Milas Müzesi'ne uğrayarak da bölgeden çıkan arkeolojik eserler ve tarihî belgeler inceleyebilir. Milas Kalesi olarak da bilinen Beçin Kalesi ise Osmanlı döneminden kalma tarihî bir yapı ve ilçenin panoramik manzarasını sunduğu için turistler tarafından çok ziyaret ediliyor.
Muğla'nın kuzeybatısında yer alan Köyceğiz; yemyeşil ormanları, turkuaz renkli gölü ve tarihî atmosferi ile adeta cennetten bir köşe. Ege Bölgesi'nin en huzurlu tatil merkezlerinden biri olan Köyceğiz, her yıl binlerce turisti kendine çekiyor. Türkiye'nin en büyük tatlı su göllerinden biri olan Köyceğiz Gölü, doğal güzelliği ve büyüleyici atmosferi ile ilk uğraman gereken yerlerden. Gölde tekne turu yapabilir, yüzebilir, balık tutabilir ve göl kenarındaki restoranlarda yöresel lezzetler tadabilirsin.
Köyceğiz'e 10 kilometre uzaklıkta bulunan Yufka Köyü, Rumlardan kalma tarihî evleri ve kiliseleri ile görülmeye değer güzellikte. Köyde doğa yürüyüşleri yapabilir ve organik ürünler satın alabilirsin. Köyceğiz'e 7 kilometre uzaklıkta bulunan Yuvarlakçay ise buz gibi suları ve doğal güzelliği ile yaz aylarında serinlemek isteyenler için ideal bir adres. Çay yanında piknik yapabilir veya olta balıkçılığı yaparak güzel zaman geçirebilirsin. Köyceğiz'e 6 kilometre uzaklıkta bulunan Sülüklügöl de yemyeşil doğası ve tertemiz havası ile huzurlu atmosferiyle her doğa tutkununun görmesi gereken yerler arasında.
İzmir'in kuzeyinde yer alan Seferihisar, tarihî güzelliklerin doğayla buluştuğu huzurlu bir tatil cenneti. Tarihî liman kenti, masmavi denizi, yemyeşil doğası, zeytinlikleri ve lezzetli deniz ürünleriyle ünlü olan Seferihisar, Ege'nin en popüler tatil beldelerinden biri olarak yılın her mevsimi ilgi görüyor. M.Ö. 8. yüzyıldan beri yerleşim yeri olan Seferihisar; Yunan, Roma ve Bizans uygarlıklarından izler taşıyor. Günümüze kadar tarihî dokusunu korumayı başaran Seferihisar, Ege sahil kasabası ruhunu tam anlamıyla yaşayabileceğin özel yerler arasında.
Seferihisar gezinde ilk uğraman gereken yer M.Ö. 7. yüzyıldan kalma Sığacık Kalesi. Seferihisar'ın en önemli simgelerinden biri olan etkileyici kalenin surlarından kıyıya bağlı rengarenk balıkçı sandallarının tablo güzelliğinde fotoğraflarını çekebilirsin. Tarihî Sığacık Limanı da çok sevilen bir gezi alanı. Limandan hareket eden gezi tekneleriyle bölgenin büyüleyici koyları ve adalarını keşfe çıkabilirsin. Sığacık sahilinde sıralanan kafeler ve balık restoranları da turistlerin mutlaka uğradığı yerler arasında.
M.Ö. 8. yüzyıldan kalma Teos Antik Kenti, Seferihisar'ın en önemli tarihî alanlarından biri olarak ilgi görüyor. Antik kentte tiyatro, agora, tapınaklar ve nekropol gibi birçok bölümü görebilirsin. 16. yüzyıldan kalma Uşakizade Camii ve Uşakizade Medresesi de tarih ile kültür meraklılarının keyifle gezebileceği yerler arasında. Her bütçeye uygun konaklama tesisi bulabileceğin Seferihisar’da araç kiralayarak geniş bir alana yayılan güzellikleri kolayca gezebilirsin.
İzmir'in kuzeyinde yer alan turistik Urla ilçesi; tarihî Rum evleri, Arnavut kaldırımlı sokakları, üzüm bağları, şarapları ve masmavi denizi ile Ege'nin en popüler tatil cennetleri arasında. M.Ö. 11. yüzyıldan beri yerleşim yeri olan Urla, uzun tarihinde İyon, Lidya, Pers, Roma, Bizans ve Osmanlı uygarlıklarının hakimiyetinde kaldı. Günümüze kadar tarihî dokusunu korumayı başaran Urla, huzurlu atmosferiyle hem günlük geziler hem de tatiller için ideal bir adres. Küçük balıkçı teknelerinin harika fotoğraflarını çekebileceğin iskelesinde keyifli yürüyüşler yapabileceğin Urla’da sahil kenarında sıralanan balık restoranlarında ise güzel bir akşam geçirebilirsin.
Urla Kent Tarihi ve Arşivi Müzesi ise bölgede bulunan tarihî eserlerin sergilendiği geniş koleksiyonuyla çok ilgi görüyor. Urla'nın en popüler plajlarından biri olan Çeşmealtı Plajı, altın sarısı kumları ve masmavi denizi ile sıcak yaz aylarında doyasıya yüzmek ve güneşlenmek için ilk uğraman gereken yer. Altınköy Plajı, Demircili Koyu, Bodrum Koyu, Kum Denizi Plajı ve Balıklıova Köyü Plajı’nda da masmavi Ege sularının tadını çıkarabilirsin. Urla gezinde üzüm bağları arasında yürüyüş ve bisiklet turlarına çıkabilir, yol boyunca şarap imalathanelerini gezerek tadımlar yapabilirsin. Yerel Ege yemekleri tadabileceğin Urla’da çeşit çeşit zeytinyağı ürünleri almayı da unutma.
Turkuaz koyları ve yemyeşil doğasıyla meşhur Bodrum Yarımadası’nda turist kalabalığından ve gürültüsünden uzakta huzurlu bir tatil arayanlar için Akyarlar ideal bir tercih. Bodrum merkeze sadece 30 dakika uzaklıkta bulunan Akyarlar; masmavi denizi, bakir koyları, tarihî evleri ve lezzetli deniz ürünleriyle görülmeye değer güzellikte. Ege Denizi'nin en güzel koylarından bazılarına ev sahipliği yapan Akyarlar’da temiz ve berrak denizin tadını çıkarabilir ve güneşlenebilirsin. Ayrıca beldenin yakınlarında bulunan Küçükbük Koyu, Cennet Koyu ve Karaincir Koyu gibi bakir koyları da tekne gezileri veya doğa yürüyüşleriyle keşfedebilirsin.
Akyarlar'ın eski yerleşim bölgesinde Osmanlı döneminden kalma tarihî evler ve Arnavut kaldırımlı sokaklar arasında keyifli yürüyüşlere çıkabilirsin. Bu sokaklarda dolaşırken beldenin tarihî atmosferini tam olarak hissedebilir, eski Bodrum evlerinin güzelliğini yakından görebilirsin. Akyarlar, aynı zamanda taze deniz ürünleriyle gastronomi meraklılarını da kendine çekiyor. Beldede sahilde sıralanan balık restoranlarında Ege Denizi'nin en lezzetli balıklarını ve yöresel mezeleri tadabilirsin. Rüzgar sörfü, kitesurf ve dalış gibi su sporları yapabileceğin Akyarlar'ın çevresinde bulunan dağlık alanlarda doğa yürüyüşleri yapabilir, yürüyüşler sırasında seyir alanlarında muhteşem Ege manzaralarına şahit olabilirsin. Konaklama için ise Akyarlar'da her bütçeye uygun otel, pansiyon ve apart daireler bulmak mümkün.
Bodrum Yarımadası’nın kuzeybatısında yer alan Gümüşlük, Ege'nin en güzel ve bakir koylarından birine ev sahipliği yapıyor. Muhteşem doğası, masmavi denizi, yemyeşil ormanları ve tarihî güzellikleri ile ünlü Gümüşlük, her yıl binlerce turistin ilgisini çekiyor. Uzun tarihi M.Ö. 2. yüzyıla dayanan Gümüşlük, antik çağda uzun süre Karya, Pers, Roma ve Bizans tarafından hakimiyet altında kaldı.
Ege'nin en özel doğal güzelliklerine sahip olan Gümüşlük’ün çevresi çam ormanları, zeytinlikler, üzüm bağları ve incir bahçeleriyle sarılı. Ayrıca Gümüşlük; tertemiz kumsalları, masmavi denizi ve berrak sularıyla Ege’nin en güzel plajlarından bazılarına da ev sahipliği yapıyor. Uzun sahilinde keyifli akşam yürüyüşleri yapabileceğin Gümüşlük’te Gümüşlük Halk Plajı, Peksimet Plajı, Günbatımı Plajı, Karaincir Plajı, Aspat Plajı ve Şampanya Koyu’nda denizin tadını çıkarabilirsin.
El sanatı ürünler bulabileceğin çarşısında güzel tatil alışverişleri yapabileceğin Gümüşlük’te her sabah düzenlenen tekne gezilerine katılarak ise Bodrum Yarımadası’nın birbirinden güzle koylarını keşfederek dalışlar yapabilirsin. Tarih ve kültür meraklıları da Myndos Antik Kenti, Karyanda Antik Kenti ve Loryma Antik Kenti gibi bölgenin tarihin hazinelerini gezebilirler. Bodrum'a yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta olan Gümüşlük'e Bodrum'dan otobüs, minibüs veya araba kiralayarak kolayca ulaşabilirsin.
Fethiye ilçesine bağlı Göcek, Ege'nin en güzel koylarından birine ev sahipliği yapmasıyla ünlü. El değmemiş doğası, turkuaz denizi ve büyüleyici 12 adası ile Türkiye'nin en popüler tatil beldelerinden biri haline gelen Göcek, her yıl binlerce turisti misafir ediyor. Göcek; lüks yat turları, doğa yürüyüşleri ve su sporları gibi birçok aktiviteyle unutulmaz zamanlar geçirme fırsatı sunuyor. Tarihi M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzanan Göcek, antik çağda Likyalılar döneminde önemli yerleşimlerden biriydi. Göcek'te bulunan tarihî kalıntılar arasında ise Letoon Antik Kenti, Kayaköy ve Telmessos Antik Kenti yer alıyor.
Yaz aylarında her sabah düzenlenen tekne turlarına katılarak Göcek'in 12 adasını keşfedebilir; masmavi denizi ve berrak sularıyla ünlü adalar çevresinde dalışlar yapabilirsin. Kleopatra Hamam Koyu, Tersane Adası, Boynuzbükü Koyu, Martı Koyu, Göbün Koyu ve Killebükü Koyu ise tekne gezilerinin en sevilen mola noktaları arasında.
Göcek'in yemyeşil güzellikleri arasında doğa yürüyüşü yapabilir; trekking rotalarındaki Letoon Antik Kenti, Kayaköy ve Telmessos Antik Kenti gibi tarihî hazineleri keşfedebilirsin. Göcek Çarşısı’nın hareketli atmosferinde yöresel ürünler alarak harika fotoğraflar da çekebileceğin gezinde akşamları ise D-Marin Marina’da dinlendirici yürüyüşler yaparak romantik akşam yemekleri tadabilirsin.
Mavi suların ve eğlencenin buluştuğu büyüleyici bir tatili cennet olan Gümbet, aynı zamanda Avrupa'nın en güzel balayı destinasyonları arasında yer alıyor. Ege Denizi kıyısındaki belde, Muğla'ya 113 kilometre, Bodrum'a ise sadece 3 kilometre uzaklıkta. İnce kumlu tertemiz sahili 1 kilometre boyunca uzanan Gümbet Koyu'nda tüm gün masmavi denizin ve su sporu olanaklarının tadını çıkarabilirsin. Gümbet’in hareketli çarşılarında keyifli yürüyüşlere çıkarak ise yöresel el sanatı ürünleri, giysiler ve yiyecekler satın alabilirsin.
Özellikle yaz aylarında turistlerle dolan barlar sokağıyla da ilgi gören Gümbet'te her zevke uygun eğlence mekanı bulmak mümkün. Gümbet gezinde sabah kadar dans ederek ve eğlenerek unutulmaz bir gece geçirebilirsin. Gümbet'te deniz manzaralı butik otellerden her bütçeye uygun konaklama seçenekleri bulunuyor. Kaliteli restoranları ve kafeleriyle de insanları kendine çeken Gümbet’te çarpıcı deniz manzaraları eşliğinde taze deniz ürünleri ve lezzetli Ege mezeleri tadarak romantik akşamlar geçirebilirsin. Hem Muğla'dan hem de Bodrum'dan Gümbet'e her saat minibüslerle rahatça ulaşabilirsin.
Bodrum Yarımadası'nda en güzel beldelerinden biri olan Bitez; Ege'nin masmavi suları, beyaz badanalı evleri ve hareketli atmosferi ile keşfedilmeye değer yerlerden. Bodrum merkezine sadece 20 dakika uzaklıktaki Bitez, ince kumlu sığ plajları ile çocuklu aileler için de ideal bir tatil destinasyonu. Her bütçeye uygun şık butik otellerin hizmet verdiği Bitez, balayı tatilleri için de çok tercih ediliyor.
Ege'nin ruhunu tam anlamıyla hissedebileceğin bembeyaz evler ve Arnavut kaldırımlı sokaklarında harika fotoğraflar çekebileceğin Bitez, samimi atmosferiyle de sizi büyüleyecek güzellikte. Bitez'de taze deniz ürünlerinin tadına bakabileceğin balıkçı restoranları, yöresel lezzetler sunan lokantalar ve meşhur Bitez dondurmasını tadabileceğin şirin kafelerde güzel zaman geçirebilirsin. Uçurtma sörfü, rüzgar sörfü, deniz paraşütü ve dalış gibi birçok su sporunu yapabileceğin Bitez'de Bodrum Yarımadası koylarında düzenlenen tüplü ve tüpsüz dalış turlarına katılarak ise Ege'nin güzelliklerini keşfedebilirsin.
Muğla'nın Bodrum Yarımadası'nın batı ucunda uzanan Turgutreis, muhteşem gün batımları ve masmavi deniziyle yıl boyu çok ilgi görüyor. Ege’de gün batımının en güzel izlendiği yerlerden biri olmasıyla bilinen tatil beldesi, Bodrum merkezine sadece 30 dakika uzaklıkta. Seyir alanları ve plajlarında Ege Denizi'nin masmavi sularında güneşin batışını izleyerek unutulmaz anlar yaşayabileceğin Turgutreis’te kartpostal güzelliğinde fotoğraflar çekebilirsin.
Tertemiz denizleriyle çok popüler Turgutreis Plajı ile Gün Batımı Plajı gibi kilometrelerce uzanan plajlarda tüm gün denizin ve güneşin tadını çıkararak güzel bir yaz geçirebilirsin. Turgutreis'te sahilinde sıralanan kaliteli otellerin restoranlarında ve balık restoranlarında ise taze deniz ürünleri ve yöresel mezeler tadabilirsin. Ege’nin en popüler tekne destinasyonlarından biri olan D-Marin Turgutreis limanında bulunan restoranlar ve kafelerde de güzel zaman geçirebilir veya limandan kalkan tekne turları ile Bodrum Yarımadası'nın koylarını keşfederek dalışlar yapabilirsin.
Turgutreis’in en sevilen gezi alanı olan Sanatçılar ve Ressamlar Sokağı'nda sanat galerilerini gezebilir, yol üstü kafelerde keyifli bir mola verebilir veya yöresel ürünler satın alabilirsin. Ege’nin en ünlü üretici pazarlarından biri olan Turgutreis Pazarı'na uğrayarak da taze ürünler ve yöresel lezzetler almayı unutma.
Taze deniz ürünleri, tarihî kaya mezarları ve muhteşem manzaralarıyla dikkat çeken Yalıkavak, Ege’nin keşfedilmeye değer tatil beldelerinden biri. Bodrum merkezine sadece 18 kilometre uzaklıkta bulunan Yalıkavak; birbirinden güzel balık restoranları, plajları ve Türkiye'nin en lüks marinalarından biriyle de binlerce turisti kendine çekiyor. Yalıkavak Marina içinde yer alan kaliteli restoranlar, kafeler, mağazalar ve alışveriş merkezleri, turistlerin mutlaka uğradığı yerler arasında. Taze deniz ürünleri sevenler için de Yalıkavak, adeta bir cennet. Sahilde sıralanan balık restoranlarında Ege Denizi'nin en lezzetli deniz ürünlerini tadabilir, yöresel mezeler eşliğinde çarpıcı deniz manzaralarının tadını çıkarabilirsin.
Yalıkavak, zengin turizm olanaklarının yanı sıra etkileyici bir tarihe sahip. Yalıkavak Alacain Koyu'nun yamacında yer alan Panormus Kaya Mezarları, M.Ö. 7. yüzyıl ile M.Ö. 8. yüzyıl arası Sandima, Karya, Lidya ve Likya dönemlerinden kalan tarihî hazineler olarak görülmeye değer. Bu etkileyici kaya mezarlarını tarih ve doğa gezileriyle de ziyaret edebilirsin. Bölgede Tunç Çağı'na ait olduğu düşünülen 15 antik mezarı da yürüyüşler sırasında yakından görebilirsin. Yalıkavak’ın her perşembe günü kurulan yerel pazarlarında organik ürünlerden el sanatı süs eşyalarına kadar birçok ürünü bir arada bulabilirsin. Konaklama için birçok seçenek bulabileceğin Yalıkavak’ta ekonomik pansiyonlardan şık butik otellere kadar her bütçeye uygun seçeneği değerlendirebilirsin.
Ege’nin kendine özgü köşelerinden Karaburun Yarımadasında yer alan Mordoğan, 70'ten fazla türe sahip mor çiçeklerinden ismini alıyor. Benzersiz doğal güzellikleri, tertemiz plajları ve gelişmiş turizm olanaklarıyla özellikle doğa tatilleri yapmak için harika bir yer olan Mordoğan, aynı zamanda çok popüler bir tekne ve yat destinasyonu. Bahar aylarında açarak Mordoğan'a bambaşka bir güzellik katan mor çiçekler arasında doğa yürüyüşlerine çıkabileceğin ilçede Ayıbalığı Koyu, Ardıç Plajı, Kocakum Plajı ve Manal Koyu gibi birçok güzel plajda denizin ve güneşin tadını çıkarabilirsin. Tekne turlarının da çok ilgi gördüğü Mordoğan’da tekne turları ile Karaburun Yarımadası'nın tarihî ve doğal güzelliklerini keşfedebilirsin. Doğa yürüyüşlerine çıkarak da Karaburun Yarımadası'nın binlerce yıllık tarihin hazinelerini de yakından görebilirsin.
Ege'nin en hareketli eğlence mekanlarını bulabileceğin Bodrum Barlar Sokağı, unutulmaz bir gece yaşamak isteyenler için ideal bir adres. Kendine özgü renkli atmosferi ve birbirinden farklı mekanlarıyla özellikle yaz aylarında çok popüler olan Bodrum Barlar Sokağı, 1970'li yıllardan beri Bodrum'un en gözde eğlence mekanlarına ev sahipliği yapıyor.
1970'li yıllarda kurulan otantik barlardan, ünlü müzisyenlerin sahne aldığı lüks gece kulüplerine kadar her zevke uygun mekanı bulabileceğin Bodrum Barlar Sokağı, sabahın ilk saatlerine kadar enerjik ve canlı bir atmosfere sahip. Rock, caz, karaoke ve DJ performansları gibi her zevke uygun etkinlik bulabileceğin Bodrum Barlar Sokağının yol üstü kafelerinde ise hareketli atmosferin tadını çıkararak mola verebilirsin. Bodrum Barlar Sokağında canlı müzik genellikle gece saat 23.00 gibi başlıyor ve eğlence sabahın ilk saatlerine kadar devam ediyor.
Tarihî bir konakta yer alan Aydın Yerel Etnografya Müzesi, kentin ve Ege’nin geçmişine dair seni unutulmaz bir yolculuğa çıkaracak. 1983 yılında açılan müze; geleneksel yaşam tarzı, el sanatları, giyim kuşam ve yöresel mutfak gibi konularda geniş bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. 19. yüzyıldan kalma tarihî bir konağın büyülü atmosferinde hizmet veren müzeyi keyifle gezebilirsin. 1970'li yıllarda restore edilerek müzeye dönüştürülen konak, Aydın'ın tarihî dokusunun bir parçası olarak da görülmeye değer.
Aydın Yerel Etnografya Müzesi'nde farklı dönemlere ait gelinlikler, günlük kıyafetler, aksesuarlar, yöresel el sanatlarının en güzel örnekleri, geleneksel ev eşyaları, tarım aletleri, dokum tezgahları, mücevherler ve eski fotoğraflar gibi birçok sergiyi gezerek Ege’nin kültürü hakkında eşsiz bilgiler alabilirsin. Aydın Yerel Etnografya Müzesi'nde sadece eserleri incelemenin yanı sıra bazı dönemler düzenlenen geçici sergileri gezebilir, kütüphanede araştırma yapabilir veya şık müze kafesinde yorgunluk atabilirsin.
MüzeKart ile ücretsiz
Açık olduğu saatler
2024 yılı itibarıyla her gün 08.30-17.30 saatleri arasında ziyarete açık.
Foça Denizcilik Müzesi, deniz tutkunları ve tarih meraklıları için eşsiz bir deneyim sunuyor. 1988 yılında Foça Belediyesi'nin emeğiyle kurulan müze, Türkiye'nin denizcilik geçmişini ve kültürünü anlatan eserlerle dolu. Girişindeki denizcilik aletleri ve gemi modelleriyle süslü avluyla ziyaretçilerini etkileyen müzenin içinde ise üç adet sergi salonu, denizcilik tarihinin gizemli dünyasını gösteriyor.
Foça Denizcilik Müzesinin deniz haritaları, fotoğraflar ve belgeleri, Türkiye'nin denizcilik geçmişini gözler önüne seriyor. Bu eserleri inceleyerek yüzyıllar öncesine ait yelkenlilerden günümüzün modern gemilerine kadar uzanan bir zaman diliminde yolculuğa çıkabilirsin. Müzenin koleksiyonundaki ayrıca denizcilik aletleri, denizcilerin zorlu yaşam koşullarına ve ustalıkları hakkında bilgi veriyor. Müzenin salonlarında denizcilik ile ilgili filmler izleyerek deniz kültürü hakkında daha derinlemesine bilgi alabilir veya kütüphanede bulunan kitapları inceleyebilirsin.
MüzeKart ile ücretsiz
Açık olduğu saatler
Pazartesi günleri kapalı.
Diğer günler 10.00 - 16.00 saatleri arasında ziyarete açık.
Kuşadası'nın muhteşem manzaralarını izlemek için ilçenin kalbinde yer alan Sevda Tepesi’ne uğrayabilirsin. Ege Denizi'nin muhteşem manzarasının keyfini çıkarabileceğin tepe, turistler arasında da çok popüler. Atatürk Anıtı'nın da bulunduğu Sevda Tepesi'nden Kuşadası'nın tarihî dokusu, Ege Denizi'nin masmavi suları ve Güvercinada Kalesi'nin heybetli görüntüsünü izleyebilirsin. Özellikle gün batımı saatlerinde Sevda Tepesi'nden kartpostal güzelliğinde fotoğraflar çekebilirsin.
Sevda Tepesi'nin en önemli simgesi ise etkileyici Atatürk Anıtı. 1934 yılında inşa edilen bu anıt, Kurtuluş Savaşı'nın komutanı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e adanmış. Anıtın önünde bulunan platformda fotoğraf çekinebilir ve Atatürk'ü anmak için bir dakikalık saygı duruşunda bulunabilirsin. Sevda Tepesi, sadece muhteşem manzarasıyla değil, aynı zamanda yemyeşil doğal güzellikler içindeki dinlenme alanlarıyla da ilgi görüyor. Tepenin üzerinde bulunan parkta yürüyüşe çıkabilir, piknik yapabilir ve şehrin gürültüsünden uzakta yorgunluk atabilirsin. Sevda Tepesi'ne Kuşadası şehir merkezinden minibüs veya taksi ile rahatça gidebilirsin.
İncirliova, tarihî ve doğal güzellikleriyle Ege'nin parlayan incilerinden biri. Çevresinde sıralanan etkileyici antik kentleri, yemyeşil doğası, masmavi denizi ve lezzetli yöresel mutfağı ile dikkat çeken İncirliova, keşfedilmeye değer özel köşelerden. İncirliova'nın tarihi M.Ö. 2000’li yıllara kadar uzanıyor. Bölge antik çağlada Lydia, Karya ve Roma İmparatorluğu gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmış. Günümüzde de İncirliova'da bu medeniyetlere ait birçok tarihî eseri yakından görme şansı bulacaksın. Nysa Antik Kenti, Tralles Antik Kenti ve Afrodisias Antik Kenti gibi tarihî yerleri rehberler eşliğinde
Zeytinlikler, üzüm bağları ve incir bahçeleriyle Ege'nin en güzel ilçelerinden biri olan İncirliova'nın kıyı şeridi masmavi denizi ve berrak sularıyla Türkiye'nin en güzel plajlarına ev sahipliği yapıyor. Sıcak yaz günlerinde masmavi denizin tadını çıkarabileceğin İncirliova'da yelkenden kano ve uçurtma sörfüne kadar birçok su sporu yapman da mümkün. Doğa yürüyüşleri, trekking, bisiklet geziler ve fotoğrafçılık safarileri de yıl boyu yapabileceğin aktiviteler arasında. İncirliova gezinde hareketli çarşılara uğrayarak el yapımı süs eşyalar, zeytinyağı, üzüm ve incir satın almayı da unutma.
Ege’de gezdikten sonra sana bir sonraki rota önerimiz ise Türkiye’de olan ve mutlaka görmen gereken yerler. Türkiye’de gezilecek yerler yazısına tıklayarak görmen gereken yerler için rota oluşturabilirsin.