İstanbul’da yaşayanlar ve İstanbul’u ziyarete gelenlerin özellikle güzel havalarda gitmeyi tercih ettiği alternatif destinasyonlardan olan Çatalca, İstanbul’un batı sınırında yer alıyor. Yeni yerler keşfetmek için çok uzaklaşmaya vakti olmayan gezginlerin sevdiği Çatalca’da gezilip görülecek pek çok alan var. Hadi gel Çatalca'da gezilecek yerleri keşfedelim ve sık sorulan birkaç soruya yanıt bulalım.
Çatalca’da denize nerede girilir?
Sıcak yaz günlerinde ferahlamak ve denizin tadını çıkarmak için Çilingoz Plajı en çok tercih edilenler arasında.
Çatalca hangi ilçelere yakın?
Çatalca, Büyükçekmece ve Silivri’ye oldukça yakın bir ilçe.
Çatalca pazarı hangi gün?
Yöresel ürünlerin satıldığı, köylülerin kendi emekleri ile ürettikleri veya topladıkları ürünleri satmak için kurulan Çatalca pazarı pazar günleri kuruluyor.
Çatalca, İstanbul’un yoğun Rum nüfusuna sahip yerlerinden biriydi. Bu müze de Türkiye’nin ilk göç temalı müzesi. Lozan Mübadilleri Vakfı tarafından kurulmuş. 2010 yılında kapılarını açan müzede el işi çeyizlikler, tarihi önem taşıyan müzik aletleri, mutfak ve ev eşyaları, fotoğraflar ve belgeler sergileniyor. Yakın tarihi yerinde öğrenmek için oldukça değerli bir durak.
Çatalca’da keyifli bir kahvaltı ve eğlenceli bir gezi ile güne başlamak için en ideal yer Ters Ev. Mimari olarak ters tasarlanmış mekânda mobilyalardan otomobile kadar her şey baş aşağı duruyor! Özellikle çocuklu ailelerin severek ziyaret ettiği Ters Ev’de ilginç fotoğraflar çekilebilirsin. Eğer Ters Ev ziyaretin kahvaltı saatini geçtiyse hiç üzülme, burada şahane bir mangal alanı da bulunuyor. 4000 metrekarelik alanı diğer Ters Ev yapılarına göre çok daha sade tasarlanmış. 100 araçlık otoparkı bulunan Ters Ev’de ailelere özel hizmet veren 36 adet loca da mevcut.
Şehir hayatından uzaklaşarak kırsal yaşamın güzelliklerini yaşaman için tasarlanan Flamingo Köyü, Çatalca’nın Gökçeali Mahallesi’nde konumlanıyor. Burası 1990 yılında satın alınan 20.000 metrekarelik bir arazinin üzerine kurulmuş. Arazinin içerisinden geçen Karasu deresinde yunus bisikletleri pedallayabilir, hem dere tarafında hem de arazinin çeşitli yerlerinde dolaşan kaz, ördek, flamingo gibi hayvanları görebilirsin. Flamingo Köyü’nde 3 büyük barbekü alanı bulunuyor. Bu alanlarda mangal yapabilir ve doğal köy kahvaltısının keyfini çıkarabilirsin. Hafta sonu kaçamağı için sevilen adreslerden biri olan Flamingo Köyü’ne ister toplu taşıma istersen özel araçla gelebilirsin.
Yeşilçam filmleri seyrettiysen İnceğiz Mağaraları’nı da mutlaka görmüşsündür. Türk sineması için doğal bir set olan mağaraların 5000 yıllık bir tarihi var. İnsan eliyle yapılması ve bin yıllar önce yaşam alanı olarak kullanılması sebebiyle İnceğiz Mağaraları, İstanbul’un ilk apartmanı olarak da biliniyor. M.S. 4. yüzyıldan sonra manastır olarak da kullanılan İnceğiz Mağaraları’na gittikten sonra İnceğiz Köyü’ne uğrayabilirsin. Mağaralardan çıkarılan eserleri görmek için İstanbul Arkeoloji Müzesi’ni de ziyaret edebilirsin.
Karadeniz kıyısında konumlanan Yalıköy Plajı, kısa mesafeli doğa kaçamakları için tercih edebileceğin yerlerden biri. Piknik, mangal ve kamp için de uygun noktaları bulunan sahil boyunda duş ve şezlong hizmetleri de bulunuyor. Çakıllı kum plajı, dalgalı ve çabuk derinleşen denizi çocuklu ailelere pek önerilmese de yeterli önlemler alınarak kullanılabiliyor.
Eski adı “Podima” olan Yalıköy, eski bir Rum köyü. Yalıköy Plajı’nı ziyaret ederken tarihi köye de uğramayı ihmal etmeyin. Günübirlik ve hafta sonu kaçamakları için tercih edilse de uzun dönemli konaklamalar için de uygun bir alan burası. Yalıköy Plajı yakınlarında az sayıda market vb yer bulunuyor. Bu yüzden gitmeden önce alışveriş yapmanda fayda var.
Kamp tatili sevenlerin gözde noktalarından olan Çilingoz, yeşillikler içerisinden denize girme imkânı tanıyan yerlerden biri. Günlük, haftalık veya aylık konaklama yapabileceğin park içerisinde günübirlik gelenler için piknik alanı da mevcut. Ormanlık alanı ve sahili ile İstanbul’un saklı cennetleri arasında anılan Çilingoz Tabiat Parkı, 2005 yılından beri yaban hayatı koruma programına dahil.
Tabiat parkı içerisinde su sporları, voleybol ve futbol alanları bulunuyor. Doğa yürüyüşü sevenlerin değerlendirebileceği doğal parkurları hem ekip hem solo trekking için uygun. Çilingoz sahilindeki işletmenin sunduğu şezlong ve şemsiyelerden yararlanabilir; kafe, restoran ve marketten rahatlıkla alışveriş yapabilirsin.
Çatalca’nın merkezi yerleşimi olan Kaleiçi Mahallesi, Balkan Savaşları sonrası yanmayan tek yer. Hem lokasyonu hem de görülecek yerleri barındırması sebebiyle Çatalca gezine buradan başlayabilirsin. Mahalle içerisinde tur atarken aşağıda okuyacağın yerleri ziyaret etmeyi, yerel lokantalarına ve çaycılarına oturmayı ve bol bol fotoğraf çekmeyi unutma!
Mimar Sinan tarafından sadrazam Ferhat Paşa adına inşa edilen cami, aslında bir külliye. Çatalca dağının eteklerine kurulmuş olan yapının içerisinde sıbyan mektebi ve çeşme de bulunuyor. 1575 yılında yapılan camii, Evliya Çelebi’nin ünlü Seyahatnamesi’nde de yer alıyor. Klasik Osmanlı mimarisinin bir örneği olan yer, ibadete açık.
Osmanlı padişahı II. Ahmet’in yaptırdığı çeşme, Çatalca’nın merkezi noktası olan Kaleiçi Mahallesi’nde bulunuyor. Yığma taştan yapılan çeşme günümüzde hala bütünlüğünü koruyor. Hafif sivri kemerli yapısı ve süslemeli kilit taşı ile dikkat çeken çeşmenin yanında heybetli bir çınar ağacı da bulunuyor. Topuklu Çeşmesi, Çatalca merkez gezinde soluklanmak için sevimli bir nokta.
Türkiye’nin ilk uluslararası tescile sahip havalimanı olan Hezarfen, şu anda yalnızca özel uçuşlar ve uçuş eğitimleri için kullanılıyor. İsmini ünlü Hezarfen Ahmet Çelebi’den alan havalimanında motokros parkuru, 120 metre uzunluğunda model uçak pisti ve helikopter pisti de mevcut. Havalimanı son yıllarda özel uçuş eğitimi almak, özel günlerde helikopter veya özel uçak turu ile şehri gezmek ve hava taksi hizmetinden yararlanmak için sıklıkla kullanılıyor.
Alanda ayrıca açık hava konserleri ve etkinlikler de düzenleniyor. Hezarfen Hobbyland isimli alanında sporcular ve çocuklar için bisiklet sürüş parkuru, oyun alanı, paten sahası ve model araba pisti var. Burayı ziyaret etmek için etkinlikleri takip edebilir veya sana özel aktiviteler için alanı değerlendirebilirsin.
Yukarıda da anlattığım İnceğiz ve Subaşı köylerine komşu olan Gökçeali Köyü, sakinliği ile biliniyor. Son zamanlarda kentten kırsal hayata kaçış için değerlendirilen lokasyonlardan olan Gökçeali’de piknik, kahvaltı ve mangal yapabileceğin geleneksel mekanlar bulunuyor. Bu mekanlar içerisinde futbol, voleybol, çocuk oyunları gibi aktiviteler için de uygun tesisler var.
Çilingöz Tabiat Parkı’nın Doğu sınırında konumlanan Evcik Plajı, özellikle günübirlik ziyaretçiler tarafından çok seviliyor. Yeşillikler içerisinden geçen yolun sonu temiz denize ve kumlu plaja açılıyor. Çatalca merkezine yaklaşık 35 kilometre uzaklıkta bulunan Evcik Plajı’na giderken Uzun Duvar (Anastasius Surları) ve Georgios Kilisesi kalıntılarını görebilirsin.
Ücret ödemeden yüzebileceğin Evcik’te denizin çabuk derinleştiğini aklında tutmalısın. Evcik, Karadeniz kıyısında olduğu için gitmeden önce rüzgâr durumunu kontrol etmeni de öneririm. Burada tesis bulunmadığı için yol üzerinde alışverişini tamamlamalısın. Tarihi ve doğal güzelliklerin iç içe geçtiği Evcik’te konaklamak istersen çadırını getirip kamp yapabilirsin.
Listenin son ismi İstanbul’a yakın doğa kaçamakları için tercih edilen noktalardan biri. Çatalca merkezine yaklaşık 30 km uzaklıkta konumlanan Ormanlı Köyü, sakin ve sessiz bir tatil için sevildiği kadar ekstrem spor severlerin de dikkatini çekiyor. ATV kiralama, paraşütle atlama, bisiklet turu gibi aktiviteleri deneyimlemek istersen İstanbul’dan uzaklaşmadan buraya uğrayabilirsin.
Ormanlı Köyü civarında yer alan deniz ve plaj oldukça temiz ve çoğunlukla sakin durumda. Deniz ve plaja alternatif bir gezi seçeneği arıyorsan Terkos Gölü de buraya oldukça yakın. Ormanlı Köyü içerisinde kuş gözlemi ve trekking yapabileceğin noktalar da mevcut.
Çatalca’da köy deneyimi yaşayabileceğin bir diğer yer Antikköy. Aile ve arkadaşlarla keyifli bir hafta sonu deneyimi yaşayabileceğin Antikköy’de düğün, nişan, doğum günü gibi etkinlikler de düzenlenebiliyor. Yeşillikler altındaki alandaki nostaljik tema çok seviliyor.
Antikköy’de doğal köy kahvaltısı ve “kendin pişir kendin ye” konsepti alabileceğin gibi menü üzerinden de lezzetli yiyecek ve içecekleri sipariş edebilirsin. Özellikle semaverde çay keyfi yapmanın tadı bir başka oluyor. Yeme-içme faslından sonra alanı gezerken kirpi, lama, eşek, tavus kuşu gibi hayvanları görebilirsin. Geri dönüş yoluna düşmeden önce doğal ürünler satılan marketine uğramanı öneririm.
1912 yılındaki I. Balkan Savaşı sırasında Alaiye (Alanya)’dan yola çıkan askeri tabur, burada gece baskını ile pusuya düşürülmüştü. Şehit düşen tabur anısına yapılan şehitlikte geçtiğimiz sene müze için kazı yapılırken bir toplu mezarla karşılaşıldı. Buradaki kazı çalışmaları bu sebeple hala devam ediyor. Alaiye Şehitliği’nde her sene anma töreni düzenlenerek şehitlerimize saygı duruşunda bulunuluyor.
Türkiye’nin en uzun sur duvarı olan Anastasius Surları, Uzun Duvar adıyla da biliniyor. “İstanbul’un Çin Seddi” ve “Çatalca’nın Çin Seddi” olarak da anılan surlar M.S. 6. yüzyılda Bizans imparatoru I. Anastasius yaptırmış. Şehri Trakya tarafından gelen saldırılardan korumak amacıyla inşa ettirilen surların kalıntıları Karacasu Mevkii’nden Silivri’ye kadar uzanıyor.
Kırım Hanlığı’ndan Giray Han’ın kurduğu düşünülen Subaşı Köyü, yaklaşık 700 yıllık bir tarihe sahip. Toprakların son mirasçısı olan Fatma Sultan’ın borçları karşılığı satmak zorunda kaldığı toprakları sonrasında köyün yerlileri birleşerek satın almış. Güneyi tarım, kuzeyi orman arazisi olan Subaşı Köyü’nün ana geçim kaynağı hayvancılık ve tarım.
Çatalca’nın önemli tarihi yerlerinden olan Subaşı gezinde Subaşı Camii, Selim Giray Sultan Çeşmesi, Han Camii ve tarihi köy evlerini görebilirsin. Bölgede ayrıca trekking turları ve tabiat gezileri de yapabilirsin.
Subaşı merkezine 500 metre mesafede konumlanan anıt, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından korumaya alınan tarihi ağaçlar arasında yer alıyor. Hem buradaki 2 tarihi çınar hem de Subaşı-Havuzlar bölgesindeki diğer çınar ağaçlarının 900 ila 1000 yaş aralığında olduğu düşünülüyor. Çatalca’ya sıcak bir günde geldiysen ve gezmek seni biraz yorduysa bu heybetli ağaçların gölgesinde dinlenmeni öneririm.
Çatalca merkezine yaklaşık 20 dakikalık mesafede yer alan Kabakça Köyü, müzesi ile dikkat çeken bir yerleşim yeri. Ücretsiz gezebileceğin Kabakça Köy Müzesi, köyün girişinde konuşlanıyor. Hobi odası, antikalar, el sanatı eserleri, plak ve eski radyolarla birlikte müze sahibi Seyfullah Oktay’ın aile fotoğrafları da bulunuyor. Çatalca gezinde ilginç bir müze gezmek istersen Kabakça Köy Müzesi’ni ziyaret etmeni öneririm.
Köy yaşantısını deneyimlemek ve doğal ürünler almak için uğrayabileceğin duraklardan bir diğeri Kestanelik Köyü. Çatalca’daki mübadele köylerinden biri olan Kestanelik’te Cumhuriyet öncesi döneminde Rum vatandaşlar yaşıyorlarmış. O dönemde “Kestana” olan ismi mübadele sonrası Kestanelik olarak değiştirilmiş.
Günübirlik gezinti ve piknik için tercih edebileceğin köyde doğa ile iç içe vakit geçirebilirsin. Şehre dönmeden önce köy pazarından yumurta, ekmek, yoğurt, reçel gibi tamamen doğal yiyecek ve içecekler satın almayı unutma!