Van Gölü’nün eşsiz manzaraları, her adımda hissedilen mistik sokakları ve tarihsel derinliğiyle Bitlis, Anadolu coğrafyasında herkesin mutlaka keşfetmesi gereken bir yer. Nemrut Krater Gölünün gizemli sularından Ahlat Selçuklu Mezarlığının ihtişamlı taşlarına dek geniş bir keşif rotası sunan Bitlis’te gezilecek yerleri daha yakından keşfetmeye ne dersin? Keşfe çıkmadan önce Bitlis’e seyahat edeceklerin en çok merak ettiği birkaç soruyu senin için yanıtladık.
Bitlis’te ne yenir?
Bitlis seyahatin sırasında tadına bakmadan dönmemeni önerdiğimiz yiyecekler arasında büryan kebabı, Bitlis kabak dolması, katıklı dolma, içli köfte, bitlis köftesi ve keledoş gibi lezzetler bulunuyor.
Bitlis’ten ne alınır?
Bitlis seyahatinde sevdiklerin ve kendi için ceviz reçeli, karakovan balı, otlu peynir ve tulum peyniri almadan dönmemeni öneriyoruz.
Bitlis’ten el yapımı neler alınabilir?
Bitlis seyahatin sırasında bölgede el yapımı olan baston, özel kök boyasından üretilmiş kilim ve çömlek satın alabilirsin.
Ülkemizin dünyaca meşhur güzelliklerinden biri olan Nemrut Krater Gölü, hem oluşumundaki mucizesi hem de doğal manzarasıyla hayranlık uyandırıyor. Nemrut Krater Gölü aynı zamanda dünyadaki en büyük 2 krater gölünden biri durumunda. Toplamda 12 km’lik bir alana yayılan göl, toplamda 5 ayrı gölün birleşiminden meydana geliyor. Çevresinde yer alan kamp alanlarıyla da dikkat çeken bu tabiat güzelliği, pek çok aktiviteye uygun.
Sazan balığının yoğunluğu nedeniyle gölde balıkçılık oldukça yaygın. Yürüyüş yolları ve piknik için elverişli doğasıyla özellikle yaz aylarında çok sayıda kişinin ziyaret ettiği Nemrut Krater Gölünün en derin bölümü 155 metre. Gölün belli bölümlerinde yüzen insanlara tanıklık edebilirsin. Aynı ada sahip dağın dördüncü zamanda yaşadığı patlama neticesinde oluşan bu mucizevi göl, yüzlerce kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Özetle, dünyada cenneti yaşamak istiyorsan, Bitlis’te yer alan Nemrut Krater Gölünü mutlaka gezi listenin başına almalısın.
Şehrin simgelerinden biri olan Bitlis Kalesi’nin bundan 2300 yıl önce inşa edildiği düşünülüyor. Şehrin merkezinde yer almasından dolayı kolayca ziyaret edilebilen kale, Osmanlı ve Selçuklular döneminde bazı değişimlere uğramış. Kalenin 50 metreyi aşan surlarından Bitlis’in en güzel manzarasına tanıklık etmek mümkün.
Dik bir yamaçta bulunduğu için panoramik fotoğraflar çekmeye elverişli bir yer ola kale, Büyük İskender’in emriyle inşa edilmiş. Bitlis Kalesi, sert kayalık alanlarda konuşlandığı için çevresinde savunma hendekleri bulunmuyor. Bu arada kale içerisinde uzun zamandır arkeolojik çalışmalar devam ediyor. Fakat bu durum kaleyi gezmene engel bir durum teşkil etmiyor.
Bitlis’e geldiğinde uğraman gereken yerlerden biri de Tarihi Bitlis Çarşısı. Özellikle sevdiklerine dönüşte yöresel hediyeler götürmek istersen, yıllara meydan okuyan bu çarşıyı değerlendirmelisin. Kazım Dirik Caddesi’nde bulunan çarşıda özellikle el sanatları atölyeleri biraz daha ön planda.
Arnavut kaldırımlı sokaklarda sıra sıra dizilen düzenli dükkanlarda sıcak ve içten esnaflarla karşılaşman olağan. Restoran ve kafelerin de yer aldığı bu büyük çarşı, Bitlis Kalesi’nin de hemen altında bulunuyor. Bu durum da çarşının dokusuna apayrı bir boyut kazandırıyor. Bu arada Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde bu çarşıdan övgüyle söz ediyor. Geçmişe yolculuk yapabileceğin bu şehri keşfe çıkmak için Bitlis uçak bileti linkine tıklayarak biletini alabilirsin.
Bitlis’in tarihi ve kültürel miraslarından biri olan Ahlat Selçuklu Mezar Taşları, Van Gölü’ne oldukça yakın bir konumda. Ahlat ilçesindeki Türk-İslam mezarlığında yaklaşık olarak 8 bin civarında mezar taşı söz konusu. UNESCO’nun listesine dahil olması beklenen bu bölge, Selçuklulardan Bitlis’e kalan en değerli miras olarak yorumlanıyor.
Özellikle taşlardaki ince işçilik ve kabartma biçiminde oyulan bitki motifleri, burayı daha da değerli hale getiriyor. Selçukluların önde gelen isimleri için yapılan anıtsal mezarlar da aynı bölgede bulunuyor. Ahlat Mezarlığı, Türk-İslam dünyasının en büyük mezarlıklarından biri durumunda. Toplamda 200 dönümlük alana kurulan bu kutsal mezarlık, “Kubbet-ül İslam” ismiyle de anılıyor.
Binlerce yıllık geleneklere ve sosyal/kültürel yaşama ayna tutan Bitlis Etnografya Müzesi, çok farklı koleksiyonlara sahip. Örneğin unutulan ya da artık kaybolmak üzere olan mesleklere yönelik sergide balmumu heykeller kullanılıyor.
Demir işçiliği, bastonculuk, körükçülük gibi meslekler bu şekilde ziyaretçilere tanıtılıyor. İlgili dönemlere ait kıyafet ve günlük eşyalar konusunda müthiş bir titizlikten bahsetmek mümkün. Tam olarak Cumhuriyet Caddesi’nde yer alan müze, ücretsiz olarak gezilebiliyor. Bitlis’in tarihi değerlerinden biri olan İhlasiye Medresesi de hemen yan tarafta bulunuyor.
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
Pazartesi dışında her gün 08.30 ile 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Van Gölü’ne komşu olan Çifte Kümbetler, Ahlat’ın simgeleri arasında kabul ediliyor. Yerli ve yabancı ziyaretçilerin her daim yoğun ilgi gösterdiği bu yapı, 1200’lü yıllardan bugüne ulaşmış. Çifte kümbetler aynı boyutlara sahip değil. Daha küçük olan yapı, Esen Tekin Hatun ve Hüseyin Timur için yapılmış.
Öte yandan büyük olan kümbet ise Şirin Hatun ve Bugatay Aka için oluşturulmuş. Geleneksel ahlat taşlarıyla oluşturulan Çifte Kümbetler’in orijinal kitabesi hala yerinde duruyor. Külah formunda bir kubbeyle örtülen yapıdaki ince işçiliklere hayran olmamak mümkün değil. Günümüzde kümbetlerin üst kısımları dua ya da ibadet için ayrılmış durumda. Alt bölümlerde ise mezar odaları bulunuyor.
Ülkemizin en büyük 3’üncü dağı olarak öne çıkan Süphan Dağı, yalnızca tek bir ilçe sınırlarında yer almıyor. Dolayısıyla Patnos, Malazgirt, Ahlat ve Adilcevaz gibi ilçeler, Süphan Dağı gibi heybetli bir dağa ev sahipliği yapıyor. Şehrin silüeti gibi duran dağın turizme olan katkısı oldukça fazla. Özellikle profesyonel dağcıları sene boyunca ağırlayan Süphan, zorlu bir parkura sahip.
Süphan Dağı’nda verimli aktiviteler gerçekleştirmek adına en ideal aylar ise temmuz ve ağustos ayları. Rakımı 4058 metreyi bulan Süphan Dağı, “volkanik dağlar” kategorisinde yer alıyor. Dağ yürüyüşü ve kamp için de sıklıkla ziyaret edilen dağda; kalabalıktan uzak, oldukça sakin ve huzurlu bir gün geçirebilirsin.
Yolun Bitlis’in Ahlat ilçesine düştüğünde Ahlat Müzesi’ni es geçmemelisin. İlçenin tek müzesi olan Ahlat Müzesi’nde yer alan eserler, seni Urartu Dönemi’nden Osmanlı Dönemi’ne kadar yoğun bir yolculuğa çıkarıyor. Müze içerisinde bundan 4 bin yıl öncesine ait kaplara tanıklık edebilirsin.
Son yıllarda Çifte Hamam ile Ulu Camii gibi tarihi mekanlardaki kazılar neticesinde ele geçirilen eserler de burada sergileniyor. 1971 senesinde hizmete açılan Ahlat Müzesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın girişimleri ile yepyeni bir çehreye kavuşmuş durumda. Yeni ve modern haliyle 2014 senesinde yeniden açılan müzede toplamda 4 ayrı bölüm yer alıyor. Bunlar; Bahçe, Fuaye, Kentsel Bellek ve Arkeolojik biçiminde isimlere sahip.
Kişi başı 60 TL
Müzekart geçerli
Açık olduğu saatler
Her gün 08.00 ile 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Bitlis’in hemen merkezinde konumlanan İslahiye Medresesi, Selçuklu Dönemi’nden kalan eserlerden biri. İnşa yılı 1216 olan tarihi mekan, 16’ncı yüzyılda ciddi hasarlar almış. O dönemde Bitlis Hanı 5’inci Şerefhan, medresenin onarımını üstlenmiş.
Kubbesiz ve dikdörtgen plana sahip olan İslahiye Medresesi, pek çok bilim ve sanat insanının yetişmesine aracılık etmiş. Bu arada medresenin bahçe kısmında Veli Şemseddin ve Ziyaeddin Han’ın türbeleri yer almakta. Klasik Selçuklu mimarisinden izler barındıran İslahiye Medresesi; özel taş süslemeleri, kemerleri ve sütun kısımları ile fark yaratmayı başarıyor.
Nemrut Çiftkaya Kayak Merkezi, bazı kaynaklarda “Nemrut Kayak Merkezi “ olarak da geçebiliyor. Şehrin merkezinde yer aldığı için burası kolayca ziyaret edilebiliyor. Her seviyeden kayak meraklılarına hitap eden merkez, kademeli parkurlara sahip. Kayak merkezi içerisinde deneyimi olmayanlara temel eğitimler veren eğitmenler bulman olası.
Seni kısa sürede yukarı taşıyan kar teleferiği sayesinde bambaşka bir deneyim yaşayabilirsin. Kış turizmine önemli bir katkı sunan Nemrut Çiftkaya Kayak Merkezi; özel işletme tesislerine ve pansiyonlara sahip. Tatvan ilçe merkezine 8 km uzaklıkta olan merkezin zirvesi, manzarasıyla sana Nemrut Krater Gölü’nün bütün güzelliğini sunacak.
Ahlat ilçesinde konumlanan Emir Bayındır Kümbeti, 1481 senesinden günümüze miras kalmış oldukça değerli bir yapı. Bu etkileyici kümbet, Akkoyunlu hükümdarının soyundan gelen Emir Bayındır için yapılmış. Kare şeklindeki bir kaidenin üstüne inşa edilen Emir Bayındır Kümbeti, konik külahı ve silindir biçimindeki gövde kısmıyla dikkat çekiyor.
İkinci katta bulunan bölüm doğrudan ibadet içi ayrılmış durumda. Benzer bir durumu Çifte Kümbetler’den de anımsıyoruz. Bu arada Emir Bayındır Kümbeti’nin hemen yanında yapı ile aynı adı taşıyan bir cami de bulunuyor. Camide yer alan kitabeye göre, her iki yapı da aynı dönemde oluşturulmuş.
Bitlis’in tarihi destinasyonları ile meşhur ilçesi Ahlat’ta bulunan Abdurrahman Gazi Türbesi, yaklaşık 1400 yıldır ayakta duruyor. Bilindiği üzere Abdurrahman Gazi, Hz. Ömer döneminde İyaz Bin Ganem’in komutasındaki orduda yer almış ve Ahlat’ta şehit düşmüş değerli bir isim.
Abdurrahman Gazi’nin tam olarak şehit düştüğü yerde bugün böyle bir türbesi bulunuyor. Yapılan türbenin mimarisi, 1974 senesine dek kusursuz şekilde korunabildi. 1974 senesinde Ahlat’ta yaşayan bir taş ustası, kümbet mimarisine uygun bir restorasyonla türbeye son şeklini verdi.
Şehrin en etkileyici tabiat güzelliklerinden biri olan Aygır Gölü, adı kadar ilgi uyandıran bir göl. Elbette şehirde yer alan Nemrut Krater Gölü ile kıyaslanamaz ama yine de sene boyunca Aygır Gölü’nün de ziyaretçi çektiğini ifade edebiliriz. Süphan Dağı’nın eteklerinde yer alan göl, pek çok özelliği ile Van Gölü’ne benzetiliyor.
Aynı zamanda bir buzul gölü olan Aygır Gölü, etkileyici bir manzaraya sahip. Sodalı ve volkanik bir göl olması nedeniyle ilgi çeken Aygır Gölü; foto safari meraklıları için oldukça cazip bir durak. Bol oksijenli bu ortamda kamp yapmak ve yürüyüşler gerçekleştirmek de mümkün. Göl, Adilcevaz ilçe merkezine 9 km uzaklıkta bulunuyor.
Bitlis’in denize kıyısı yok ancak Van Gölü gibi devasa bir göle ev sahipliği yapıyor. Özellikle Tatvan ilçesine geldiğinde Van Gölü’nün belli bölümlerini yakından görme şansı bulabilirsin. Bu yerlerden biri ola Tatvan Sahil Parkı, ilçe belediyesinin kontrolünde.
Yaz aylarında Van Gölü manzarası eşliğinde uzun yürüyüşler yapmak ya da sevdiklerinle beraber keyifli bir gün geçirmek için bu bölge oldukça uygun. Tatvan Sahil Parkı’nda çocuklar için özel oyun alanları da bulunuyor. Mesire alanları, restoranları ve özel peyzaj düzenlemesi ile bu 7 km’lik alan, adeta Ege sahillerini anımsatan bir atmosfer sunuyor.
El Aman Hanı, bölgede Rahva Kervansarayı adıyla da biliniyor. Tatvan yolunun hemen üzerinde yer alan tarihi han, oldukça büyük bir arazi üzerine inşa edilmiş. Van Beylerbeyi Hüsrev Paşa’nın 16’ncı yüzyılda yaptırdığı yapının ne yazık ki günümüze ulaşan bir kitabesi bulunmuyor. 70x90 metre uzunluğa sahip olan El Aman Hanı, Anadolu coğrafyasında büyüklüğüyle öne çıkıyor.
Han günümüzde batı ve doğu yönü olmak üzere iki sıra biçiminde konumlanmış. Han, ücretsiz bir şekilde ziyaret edilebiliyor. Bitlis’in önemli ticaret rotaları üzerinde yer almasından kaynaklı olarak han, tarihte aktif bir şekilde kullanılmış. Günümüzde tarihi yapı aynı zamanda bir tür sosyal tesis olarak değerlendiriliyor.
Şehrin en önemli iki kalesinden biri olan Ahlat Sahil Kalesi, Bitlis’in tarihinde kilit bir role sahip. Urartular zamanında inşa edilen kalenin yaklaşık 800yıl kadar önce yıkıldığı biliniyor. Kanuni’nin harap durumdaki kalenin onarılması için Zal Paşa’ya emir vermesiyle Ahlat Sahil Kalesi bugünkü görünümüne kavuşturulmuş.
1224 senesinde onarımı tamamlanan kalede Mimar Sinan’ın imzasını görüyoruz. Bazı kaynaklarda Osmanlı Kalesi olarak da geçen tarihi kalenin sur duvarları günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşabilmiş. Sarp kayalık alanın üzerinde yer alan Ahlat Sahil Kalesi’nde toplamda 38 ayrı kule yer alıyor. Ayrıca kalede ufak da bir mağara söz konusu. Hz. Ali’nin konaklamak adına atıyla bu mağaraya geldiği rivayet ediliyor. Bitlis seyahatini daha rahat ve konforlu geçirmen için Bitlis otelleri linkine tıklayarak bütçene en uygun oteli seçebilirsin.
Emir Bayındır Köprüsü olarak da anılan Bayındır Köprüsü, Kaşdere Akarsuyunun üstünde yer alıyor. Bu akarsuyun bir diğer adı da Tahtısüleyman Deresi. Köprüye adı verilen Emir Bayındır, Akkoyunlu Türkmen beylerinden biri.
Köprü üzerinde bugüne ulaşan herhangi bir kitabe olmadığı için yapım tarihine dair net bir bilgi vermek zor ancak yine de köprünün 15’inci yüzyılda inşa edildiği tahmin ediliyor. Ahlat sınırları içerisindeki Bayındır Köprüsü, Bitlis’e özgü geleneksel kesme taşlardan oluşturulmuş. Ayrıca köprünün bazı kısımlarında hayvan kabartmaları söz konusu. Köprünün son onarımı 1954 senesinde gerçekleştirilmiş.
Sodalı Göl, zaman zaman Arin Gölü olarak da anılıyor. Gölün özellikle PH değerinin yüksek olmasından kaynaklı olarak kas rahatsızlıklarına karşı etkili olduğu biliniyor. Ev sahipliği yaptığı kuşların çeşitliliği sayesinde Sodalı Göl aynı zamanda bir tür kuş cenneti olarak da görülüyor.
Göl içerisinde boz ördek ve dikkuyruk gibi özel türlere de tanıklık etmen mümkün. Balık açısından da oldukça zengin olan gölde ufak sandallar kiralanabiliyor. Konum olarak Adilcevaz ilçesinde bulunan göl, Süphan Dağı’nı da karşısına alıyor.
Şehir merkezinde yer aldığı için kolayca bulabileceğin Gökmeydan Camii, 1801 senesinde inşa edilmiş. Her ne kadar kitabesinde böyle bir bilgi yer alsa da caminin çok daha eski yıllara uzandığı iddia ediliyor. Dolayısıyla caminin 1801’den önce yıkıldığı ve halkın desteğiyle yeniden inşa edildiği düşünülmekte. İki katlı dini mekan, keskin taş duvarlarla birbirinden ayrılıyor.
Bugünkü minare kısmı 1924 senesinde camiye dahil edilmiş. Kaval silmeler ve rozetlerle dikkat çeke minarenin de ayrı bir kitabesi söz konusu. Bu arada söz konusu dönemde yapılan restorasyonun Atatürk’ün emriyle gerçekleştiği biliniyor. Osmanlıca olarak yazılan kitabede Atatürk ile alakalı ibareler mevcut.
Bitlis’teki tarihi ibadet mekanlarından biri olarak öne çıkan Bitlis Ulu Camii’nin yapımı 1150 senesine dek uzanıyor. Camide yer alan kitabedeki bilgilere göre caminin yapımında Ebu’l Muzaffer Muhammed’in imzası bulunuyor. Şehir merkezinde yer aldığı için pek çok ziyaretçinin yürüyerek ulaşabildiği Bitlis Ulu Camii’nin minaresi sonradan dahil edilmiş.
1492 senesinde eklenen minarenin de ayrı bir kitabesi söz konusu. Tarihi cami, 1916 senesindeki Rus işgali sırasında ciddi düzeyde hasar almış olmasına rağmen tamamen yıkılmamış. Bitlis Ulu Camii ile alakalı son restorasyon çalışması ise 1985 senesinde gerçekleşmiş.
Bitlis ilinde görmeye değer ibadet mekanlarından biri de Sultaniye Camii. Şehir merkezindeki tarihi caminin kitabesinde inşa tarihinin 1784 olduğu bilgisi mevcut. İki katlı yapı, konum olarak Alemdar Köprüsü’ne son derece yakın. Dolayısıyla camiyi ziyarete gelenler, çıkışta soluğu tarihi köprüde alabiliyor. Caminin hemen altında Şeyh Galip Türbesi’nin yer alması, buraya olan ilgiyi daha da artırıyor. Bu arada geleneksel kahverengi Bitlis taşları, camiye farklı bir doku kazandırıyor.
Şeyh Babo Türbesi, bölgede Üryan Baba Türbesi olarak da biliniyor. Tam olarak Ahlat ilçesindeki İnönü Mahallesi’nde yer alan türbe, oldukça dik bir tepede konumlanıyor. Bölge halkının sık sık ziyaret ettiği bu önemli mekânın özel bir kitabesi bulunmuyor. Dolayısıyla tam olarak ne zaman inşa edildiğine dair bir bilgi söz konusu değil.
Türbede yer alan mezar taşlarında, yapının 1834 tarihinde yapıldığına dair bazı ibareler söz konusu. Ahlatlı olan Üryan Baba, yaşadığı dönemde bölge halkı tarafından sevilen bir zatmış. Bedenine sardığı abası dışında hiçbir dünya malı olmayan Şeyh Babo’nun kendisini tümüyle hak yoluna adadığı biliniyor. Bu durumdan dolayı bölge halkı kendisini “Çıplak Baba” olarak da anabiliyor.
Bitlis’te keşfetmeye değer bir diğer yer olan Nazik Gölü, merkeze sadece yarım saatlik bir sürüş mesafesinde bulunuyor. Sakin atmosferiyle beğeni toplayan Nazik Gölü, özel yürüme parkurları, kamp bölgeleri ve mesire alanlarıyla beklentileri fazlasıyla karşılıyor. Aynı zamanda Van Gölü’ne de 25 km uzaklıkta olan Nazik Gölü’nde ortalama derinlik 50 metre civarında. Yılın pek çok döneminde balıkçı kayıkları gölün üzerinde geziniyor. Bu da ortaya kartpostallık görüntülerin çıkmasına neden oluyor. Göle gelirken fotoğraf makineni yanına almayı ihmal etme.
Yükseliş Mahallesi’nde ziyaretçileriyle buluşan Şeyh Hasan Camii, tarihi kimliği ve etkileyici mimari detaylarıyla ilgi görüyor. Kitabesi günümüze ulaşabilen ender ibadet mekanlarından biri olan Şeyh Hasan Camii’nin 1725 senesinde onarıldığı bilgisi mevcut. Bu onarımda Haydar Ağa isimli bir kişinin imzası bulunuyor.
Yapım aşamasında şehrin pek çok tarihi yapısında kullanılan kızıl-kahverengi taşlara yer verildiği görülüyor. İki ayrı kattan oluşan tarihi caminin üst katı ibadet için kullanılıyor. Alt bölümde ise Şeyh Hasan’ın türbesini ziyaret etme mümkün.
Bitlis’e yakın bir konumda yer alan Van’ı da görmek isteyebilirsin. Van’da gezilecek yerler yazısına tıklayarak gezmen gereken yerleri öğrenebilirsin.Van Gölü’nün eşsiz manzaraları, her adımda hissedilen mistik sokakları ve tarihsel derinliğiyle Bitlis, Anadolu coğrafyasında herkesin mutlaka keşfetmesi gereken bir yer. Nemrut Krater Gölünün gizemli sularından Ahlat Selçuklu Mezarlığının ihtişamlı taşlarına dek geniş bir keşif rotası sunan Bitlis’te gezilecek yerleri daha yakından keşfetmeye ne dersin? Keşfe çıkmadan önce Bitlis’e seyahat edeceklerin en çok merak ettiği birkaç soruyu senin için yanıtladık.