Türkiye'nin kuzeydoğusunda, eşsiz doğal güzellikleri ve zengin tarihi mirası ile Bayburt, keşfedilmeyi bekleyen bir hazine. Bayburt yemyeşil doğası, etkileyici tarihi yapılara sahip olması ve huzur verici atmosferi ile dikkat çekiyor. Bayburt'un en gözde yerlerini, tarihi ve doğal güzelliklerini senin için derledik. Bayburt Kalesi’nden Aydıntepe Yeraltı Şehri’ne, Çoruh Nehri boyunca uzanan manzaralardan Dede Korkut Anıtı’na kadar Bayburt’ta gezilecek yerleri keşfet.
Bayburt’u keşfetmeye başlamadan önce seyahat öncesi sık sorulan soruları senin için yanıtladık. Hazırsan keşfe başlıyoruz.
Bayburt’ta kaç gün kalınır?
Bayburt’u tam olarak gezmek için en az 3 gününü ayırmanı öneriyoruz.
Bayburt’ta ne yenir?
Bayburt seyahatin sırasında lor dolması, tel helvası, süt böreği, ekşi lahana, galacoş ve kara pancar gibi lezzetlerin tadına bakmanı öneriyoruz.
Bayburt’tan ne alınır?
Bayburt seyahatin sırasında sevdiklerine ve kendine hediye olarak ehram dokumalarından olan koyun yününden el tezgahlarında dokunan yelek, örtü şal ve fular alabilirsin.
Bayburt'un Aydıntepe ilçesinde yer alan Aydıntepe Yeraltı Şehri, binlerce yıllık geçmişi ve gizemiyle ziyaretçilerini büyülüyor. Bu yeraltı şehri yaklaşık 3500 yıllık bir tarihe sahip olan gizemli bir yer. Bu şehir, Anadolu'nun en büyük ve en iyi korunmuş yeraltı şehirlerinden birisi olması da burayı ciddi anlamda öne çıkarıyor. 1996 yılında tesadüfen keşfedilen bu kent yüzeyden 2-2,5 metre derinde, tüf kayalara oyulmuş olan yeraltı şehri, galeriler, odalar ve daha geniş mekanlardan oluşuyor.
20’den fazla odaya sahip olan bu ilginç yapı, tarih ve doğa tutkunları için eşsiz bir gezi rotası sunuyor. Şehrin mimarisi, savunma ve barınma amacıyla inşa edildiğini gösteriyor. Şehir, dış düşmanlara karşı korunmak ve savaş zamanlarında halkın barınması için kullanılmış olabileceğini gösteriyor. Yeraltı şehrinde, depolama alanları, su kuyuları, havalandırma bacaları ve hatta bir kilise gibi farklı işlevlere sahip mekanlar bulunuyor. Şehrin bazı odalarında ise oturma yerleri, yataklar ve çeşitli eşyalar bulunmuş olması, şehrin uzun süreli bir yerleşim yeri olarak kullanıldığını gösteriyor. Aydıntepe Yeraltı Şehri, ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunuyor. Şehri gezerken, geçmişin izlerini takip edebilir, yeraltının gizemli atmosferini hissedebilir ve şehrin mimari ve mühendislik harikalarına hayran kalabilirsin.
Bayburt Kalesi, Türkiye’nin en büyük üçüncü kalesi olarak biliniyor. Karadeniz’i Basra Körfezi’ne bağlayan tarihi ticaret yolu üzerinde bulunuyor. Bu yüzden pek çok medeniyetin ilgisini çekmiş ve el değiştirmiş. Bugün bile kaleyi ziyaret ettiğinde, duvarlarında farklı dönemlere ait izleri görebilirsin. Kalenin kimler tarafından ve ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmiyor. Bazı kaynaklara göre Ermeniler, bazılarına göre de Roma İmparatorluğu tarafından inşa edildi. Ancak kesin olan şey, kaleyi Bizans, Arap, Selçuklu, Akkoyunlu, Osmanlı ve Ruslar gibi pek çok devletin yönettiği. Kale, savaşlarda çok önemli bir rol oynadı. Özellikle Selçuklu döneminde, Trabzon İmparatorluğu’na karşı savunma amaçlı büyük bir onarım görmüş.
Kale üzerinde çeşitli kitabeler bulunuyor ve bu da kalede yapılan onarımları gösteriyor. Kale, sadece tarihi değil, aynı zamanda kültürel bir öneme de sahip. Dede Korkut hikayelerinden birinde, Beyrek’in ün kazanmak için fethetmeye çalıştığı kale, Bayburt Kalesi. Yapı, Beyrek’in sevgilisi Banu Çiçek ile buluştuğu yer olarak biliniyor. Kalede, Beyrek’in Banu Çiçek’e yazdığı şiirlerin olduğu bir kitap bulundu. Bu kitap, Türk edebiyatının en eski örneklerinden birisi. Bayburt Kalesi, bugün ziyaretçilerine muhteşem bir manzara sunuyor. Kale, yalçın kayalar üzerinde yükseliyor. Kaleye çıkan merdivenler, tarihi bir yolculuğa çıkarıyor.
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 09.00-17.00 saatleri arasında açık.
Çımağıl Mağarası, Bayburt'un Aşağı Çımağıl Mahallesinde yer alan doğal bir harikası. Bu mağara, Jura Alt-Kretase döneminde yaşlı kireç taşlarının içinde oluşmuş. Mağaranın uzunluğu 110 ile 1010 metre arasında değişiyor. Bazı yerlerde yüksekliği 30 metreye ulaşıyor. Mağaranın içinde sarkıt, dikit, mağara incisi, mağara çiçeği, org desenli duvar, traverten basamak ve küçük su birikintileri gibi birçok güzellik var. Bu güzellikler, mağaraya renk ve değer katıyor. Mağaranın dışındaki sıcaklık 22 derece iken, iç kısımları 12 derece. Mağarayı gezerken, üç farklı oda görülebiliyor. Bunlar Kremalı Oda, Hayaletler Odası ve Mavi Oda şeklinde isimlendiriliyor. Kremalı Oda'nın girişinde sarkıt ve dikitler, güneyinde ise molozlar var. Hayalet Odası da sarkıt ve dikitlerden oluşuyor. Mavi odanın girişinde sarkıt ve küçük bir su birikintisi, ucunda ise 100 metrekare büyüklüğünde bir göl var. Bu göl, mağaranın en büyük sürprizi.
Her gün 10.00-18.00 saatleri arasında açık.
Bayburt Saat Kulesi, Türkiye’nin Bayburt ilinin merkezinde yer alan tarihi bir yapı. 1924 yılında tamamlanan kule, Millî Mücadele sırasında farklı bölgelerde savaşan Bayburtluların gördüğü saat kulelerinden ilham alınarak inşa edildi ve kent merkezine konumlandırıldı. Kulenin mimari tarzı Çorum Saat Kulesine benzerliği ile de dikkat çekiyor. Kulenin yüksekliği 21 metre ve dairesel bir kaide üzerinde yükseliyor. Gövdesi sekizgen, köşkü ise kare planlı olması da bir başka detay. Kulenin şerefesine 41 basamaklı bir merdivenle çıkılıyor. Kuleye takılan dört adet saat ve makine aksamı Almanya’dan getirilmiş. Kule Türkiye Cumhuriyeti’nin birinci yıl dönümü olan 29 Ekim 1924 yılında çalıştırılmaya başlandı. Bayburt Saat Kulesi, şehrin simgesi haline gelmeyi başardı ve kültürel miras olarak korunma altına alındı. Hemen yanı başında yer alan parkta özellikle akşam saatlerinde gelip kulenin ışıklandırmalarını seyredebilirsin. Bayburt Saat Kulesi, Bayburt’un tarihini, kültürünü ve gururunu yansıtan bir eser. Bu eşsiz yapının fotoğrafını çekmek ve hikayesini öğrenmek için Bayburt’a gelmelisin.
Baksı Müzesi, Bayburt'un Bayraktar köyünde yer alan ve hem çağdaş sanat hem de geleneksel el sanatlarını bir arada sunan bir müze. 2010 yılında açılan müze, Türkiye'nin en yüksek rakımlı müzesi olma özelliğini taşıyor. Müzenin kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, doğduğu köye bir kültür merkezi kazandırmak için bu projeyi hayata geçirdi. Baksı Müzesi, iki ana bölümden oluşuyor. Bu bölümler, Çağdaş Sanatlar Müzesi ve Geleneksel Sanatlar Müzesi şeklinde isimlendiriliyor. Çağdaş Sanatlar Müzesi’nde, Türkiye'nin önde gelen sanatçılarının eserleri sergileniyor. Geleneksel Sanatlar Müzesi’nde ise, yöreye özgü halı, kilim, çuval, heybe, çömlek, bakır, ahşap, taş ve kumaş gibi el sanatları tanıtılıyor.
Müze, aynı zamanda bir atölye, bir kütüphane, bir konferans salonu ve bir kafeye de sahip olması açısından öne çıkıyor. Baksı Müzesi, hem sanatseverler hem de doğa severler için eşsiz bir deneyim sunuyor. Müze, Bayburt'un muhteşem doğasına hakim bir tepede yer alıyor. Buradan, Kop Dağı, Çoruh Vadisi ve Bayburt Kalesi gibi manzaraları seyredebilme şansına sahipsin. Müze, ayrıca yöre halkının yaşamına da katkıda bulunuyor. Müze, köylülere istihdam sağlar, el sanatlarını canlandırıyor, eğitim faaliyetleri düzenleniyor ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yapıyor.
Tam 50 TL
Öğrenci 10 TL
Grup (10 kişi ve üzeri) 30 TL
Açık olduğu saatler
Pazartesi günü kapalı, diğer günler 10.00-19.00 saatleri arasında açık.
Bayburt'a yolun düşerse, mutlaka Şehit Osman Türbelerini ziyaret etmelisin. Şehrin batısında, yüksek bir tepenin üzerinde yer alan bu türbeler, hem tarihi hem de manevi açıdan önemli bir yere sahip. Türbeler, 13. yüzyılda inşa edilmiş olup, Selçuklu mimarisinin özelliklerini yansıtıyor. Her iki türbe de kare planlı ve üzeri kubbe ile örtülü. Türbelerin dış cepheleri sarı taştan yapılmış olup, süslemeler ile bezenmiş. Türbelerin içinde yatan kişilerin kimliği tam olarak bilinmemekle birlikte, Saltukoğulları'na ait oldukları tahmin ediliyor. Bir rivayete göre türbelerden birinde Mengüç Gazi'nin kardeşi Osman, diğerinde ise kız kardeşi Ümmühan Hatun yatıyor..
Bayburt gezin sırasında mola vermek istersen, şehrin merkezinde yer alan Kaleardı Şehir Parkı tam da aradığın yer olabilir. Çoruh Nehri kıyısında, yaklaşık 50 bin metrekarelik bir alanda kurulu olan park, şehrin en popüler dinlenme ve eğlence mekanlarından biri. Parka girdiğinde, seni ilk olarak geniş ve ferah bir alan karşılıyor. Yeşillikler içinde yürüyüş yapabilir, çimlerde uzanıp dinlenebilir veya güneşlenebilirsin. Parkta ayrıca, çeşitli spor aletleri, çocuk oyun alanları, kafeterya ve restoranlar bulunuyor. Parkın en güzel özelliklerinden biri, Çoruh Nehri manzarası. Nehir kıyısındaki yürüyüş yollarından geçerken, nehrin sakin sularının ve yeşilliklerin arasında kaybolabilirsin. Özellikle gün batımında, parkın manzarası daha da büyüleyici oluyor.
Sırakayalar Şelalesi, Bayburt'un doğal güzelliklerinden biri. Bu şelale, Bayburt merkezine oldukça yakın olan Sırakayalar Köyü’nde bulunuyor. Sırakayalar Şelalesi, özellikle yaz aylarında serinlemek isteyenler için ideal bir yer. Şelalenin etrafı, yeşilin her tonunu barındıran ormanlarla çevrili. Burada doğa yürüyüşü yapabilir, piknik yapabilir, kuş sesleri eşliğinde dinlenebilirsin. Şelalelerin çevresindeki ormanlık alan, piknik yapmak, doğa yürüyüşü yapmak ve fotoğraf çekmek için ideal. Sırakayalar Şelalesi, Bayburt'a gelenlerin mutlaka görmesi gereken bir yer. Bu şelale, hem doğal hem de tarihi bir güzelliğe sahip.
Korgan Köprüsü, Bayburt'un tarihi güzelliğinin doğa ile birleştiği yapılarından birisi. Selçuklu dönemine ait bu köprü, Çoruh Nehri üzerinde iki yakayı birleştiriyor. İpek Yolu'nun önemli bir parçası olan bu köprü, yüzyıllardır ticaret ve kültür alışverişine tanıklık etmesi ile ünlü. Köprünün diğer adı halk arasında “Meliğin Köprüsü” olarak biliniyor. Bu isim, köprüyü yaptıran Selçuklu emiri Melik Cemaleddin Mehmet'ten geliyor. Köprü, kesme taştan iki gözlü ve sivri kemerli bir yapıya sahip. Kemerlerin üstünde ve korkuluklarda yonu taşı kullanıldığı görülebiliyor. Köprünün her iki yanında, kemerlerin dışında nişler bulunuyor. Bu nişler, yolcuların dinlenmesi ve ibadet etmesi için yapılmış. Köprüyü ziyaret ettiğinde, etrafındaki yeşil doğayı, nehrin serin sularını ve tarihi atmosferi hissedebilirsin. Köprü, aynı zamanda fotoğrafçılar için de güzel bir manzara sunar.
Bayburt'ta görülmesi yerler arasında en dikkat çekenlerden biri de Kop Şehitliği. Bu şehitlik, 1916 yılında Rus işgaline karşı kahramanca mücadele eden Bayburtlu şehitlerin anısına yapıldı. Şehitliğin girişinde, şehitlerin isimlerinin yazılı olduğu bir anıt taş yer alıyor. Şehitliğin içinde ise, şehitlerin mezarları, bir cami, bir kütüphane ve bir müze bulunuyor. Şehitliğin etrafı, yeşil bir bahçe ile çevrili. Kop Şehitliği, Bayburt'un tarihini ve ruhunu yansıtan bir mekan. Burayı ziyaret edenler, şehitlerin fedakarlıklarını ve vatan sevgilerini hissedebilirler. Şehitliğin hemen önünde, Bayburt Kalesi görülüyor. Bayburt Kalesi, şehrin tarihi ve stratejik önemini gösteren bir yapı. Kale, birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı biliniyor. Kop Şehitliği, Bayburt'a gelen herkesin mutlaka görmesi gereken bir yer. Burası, hem tarihi hem de manevi bir değere sahip olması ile öne çıkan bir nokta.
Bayburt, Türk kültürünün en önemli eserlerinden biri olan Dede Korkut Hikayelerine ev sahipliği yapan bir şehir. Bu hikayelerde, Oğuz Türklerinin yaşamı, gelenekleri, inançları, kahramanlıkları ve maceraları anlatılır. Dede Korkut, bu hikayelerin anlatıcısı ve Oğuz Türklerinin bilgesi olarak tanınıyor. Dede Korkut Türbesi, Bayburt'un Masat Köyü yakınında bulunuyor. Türbe, Dede Korkut'un öldüğü yer olduğuna inanılan bir mezarın üzerine inşa edildi. Türbe, 13. yüzyılda Selçuklu mimarisinin özelliklerini taşıyan küçük ve sade bir yapı ile temsil ediliyor. Türbenin içinde, Dede Korkut'un mezar taşı ve birkaç eşyası sergileniyor. Dede Korkut Türbesi'ni ziyaret edenler, Türk kültürünün köklerine dokunma fırsatı buluyor. Türbe, Dede Korkut Hikayeleri'nde geçen olayların ve karakterlerin izlerini taşıyor.
Türbenin yanında, Dede Korkut Parkı ve Dede Korkut Müzesi de bulunuyor. Parkta, Dede Korkut'un heykeli ve hikayelerdeki kahramanların rölyefleri görülebilir. Müzede ise, Dede Korkut Hikayeleri'nin el yazması nüshaları, çeşitli dillerde basılmış kitapları, kostümleri, silahları ve diğer kültürel objeleri sergileniyor. Dede Korkut Türbesi, Bayburt gezisinde uğraman gereken noktalardan. Anadolu’ya giren Türk kültürünü anlamak için bundan iyi bir fırsat olamaz.
Bayburt'un en önemli doğal güzelliklerinden biri olan Çoruh Nehri, Türkiye'nin en büyük nehirleri arasında yer alıyor. 442 kilometre uzunluğundaki nehir, Bayburt'un yanı sıra Erzurum, Artvin ve Erzincan illerinden de geçiyor. Çoruh Nehri, debisi yüksek ve hızlı akan bir nehir. Bu nedenle, rafting ve kano gibi ekstrem sporlar için ideal bir ortam sunuyor. Ayrıca, nehir üzerinde tekne turları da düzenleniyor. Çoruh Nehri, sadece doğal güzelliğiyle değil, tarihi ve kültürel zenginliğiyle de öne çıkıyor. Bayburt kent merkezinin ortasından da geçen nehir, bu anlamda şehre farklı bir hava katıyor. Nehir kıyısında, çeşitli tarihi yapılar bulunuyor.
Bayburt'un Demirözü ilçesinde bulunan Yakupabdal Tabiat Parkı, Doğu Anadolu Bölgesi'nin en güzel tabiat parklarından. Yaklaşık 15 kilometrekarelik bir alana yayılan park, ender doğal sarıçam ormanları ile kaplı olması burayı özel kılıyor. İçerisinde bulunan yapay göleti ile "Doğunun Abant'ı" olarak da anılan Yakupabdal Tabiat Parkı, temiz havası, görsel zenginliği ve huzur dolu atmosferi ile ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Parka girişte seni sarıçam ormanlarının eşsiz kokusu karşılar. Ormanın içinden ilerlerken, gölete doğru yaklaştığında, yemyeşil ağaçların arasından parlayan gölün huzur veren manzarasını seyredebilirsin. Gölün etrafında yürüyüş yapabilir, piknik yapabilir veya balık tutabilirsin. Yakupabdal Tabiat Parkı, doğa yürüyüşü yapmak için de ideal bir yer. Parkın içinde çeşitli zorluk derecelerine sahip yürüyüş parkurları bulunuyor.
Karadeniz'in eşsiz doğası ve coğrafi güzellikleri, her yıl milyonlarca turisti kendine çekiyor. Bu güzelliklerin arasında, Bayburt'ta bulunan Soğanlı Geçidi, hem tehlikeli hem de muhteşem bir rota. Soğanlı Geçidi, Bayburt ve Trabzon'un Of ilçesini birbirine bağlayan, D-915 karayolu üzerinde yer alıyor. 29 keskin virajdan oluşan bu geçit, 1915-1917 yılları arasında Ruslar tarafından inşa edilmiş. Geçidi Bayburt yönünden çıkarken, öncelikle çıplak bir yol seni karşılıyor. Yol, ıssız yaylalara doğru tırmanmaya başlıyor. Yükseklere çıktıkça, yemyeşil bir doğayla karşılaşmaya başlıyorsun. Yolun sağında ve solunda, çiçekler ve ağaçlar seni selamlıyor. Yol, zirveye yaklaştıkça daha da dikleşiyor. Virajlar, birer birer seni karşılıyor. Bu virajları dönerken, Karadeniz'in eşsiz manzarasını seyredebiliyorsun. Of'un yukarı vadileri, sanki bir tablo gibi karşında duruyor. Soğanlı Geçidi, hem doğaseverler hem de macera tutkunları için ideal bir rota.
Bayburt'un Beşpınar Köyü’nde, Anadolu'nun değişmemesi gereken güzelliklerini muhafaza edip, geleceğe taşıyan bir müze Kenan Yavuz Etnografya Müzesi, iş insanı Kenan Yavuz'un doğup büyüdüğü köyde, bölgenin soyut ve somut kültür mirasını yaşatmak üzere kuruldu. 5000 metrekaresi kapalı alan olmak üzere 15 bin metrekarelik alanda, 26 farklı mekandan oluşuyor. Bu mekanlarda, geleneksel köy evleri, değirmenler, konak, amfi tiyatro, kütüphane, yöresel mutfak atölyesi, köy kahvesi, kırsal yaşamın izlerini barındıran kapalı ve açık hava müzesi gibi birçok bölüm bulunuyor. Müze, aynı zamanda bir 'yöresel kültür kompleksi' görünümünde. Müze, sadece Bayburt'un değil, Türkiye'nin ve Avrupa'nın da dikkatini çekiyor. Müze, 2021 yılında Avrupa Müze Forumu tarafından 'Silletto Ödülü'ne değer görüldü. Bu ödül, toplumla etkileşimli, katılımcı ve yenilikçi müzecilik anlayışını yansıtan müzelere veriliyor. Müze, ayrıca Europa Nostra Kültür Mirası Ödülü'nü de aldı. Bu ödül, Avrupa kültür mirasının korunması, tanıtılması ve geliştirilmesine katkıda bulunan projeleri ödüllendiriyor. Müze, ziyaretçilerine sadece sergiler sunmuyor, aynı zamanda çeşitli etkinlikler de düzenliyor.
Müze, her yıl düzenlenen Dede Korkut Kültür Sanat Şölenlerine ev sahipliği yapıyor. Bu şölenlerde, Dede Korkut hikayeleri canlandırılıyor, yöresel sanatçılar sahne alıyor, çeşitli yarışmalar yapılıyor. Müze, ayrıca hedik, helva, harman, tandır, kem eğirme, tırpan biçme gibi geleneksel şenlikler de organize ediyor. Bu şenliklerde, ziyaretçiler yöresel lezzetleri tatma, el sanatlarına katılma, çocuk oyunları oynama gibi fırsatlar buluyor. Kenan Yavuz Etnografya Müzesi, sana Anadolu'nun kültür zenginliğini, doğal güzelliğini, tarihi derinliğini ve yaşam sevincini sunuyor.
Her gün 10.00-19.00 arasında açık.
Bayburt Dede Korkut Müzesi, Türk kültürünün en önemli eserlerinden biri olan Dede Korkut Hikayelerine ev sahipliği yapan bir müze. Bu müze, Bayburt'un tarihi ve kültürel zenginliğini yansıtan birçok eseri de barındırıyor. Müze, Bayburt Kalesinin hemen yanında, eski bir hamam binasında yer alıyor. Müzenin girişinde, Dede Korkut'un heykeli ziyaretçileri karşılar. Müzeye girdiğinde, Dede Korkut Hikayelerinin anlatıldığı 12 bölümden oluşan bir sergiyle karşılaşırsın. Her bölümde, hikayenin konusu, kahramanları, mekanları ve önemi hakkında bilgiler verilir. Ayrıca, hikayelerde geçen silahlar, kıyafetler, müzik aletleri, takılar, halılar, kilimler, heykeller, resimler ve maketler de sergilenir. Müzenin ikinci katında, Bayburt'un tarihine ışık tutan birçok eser bulunur. Burada, Bayburt'un farklı dönemlerdeki yöneticileri, savaşları, kültürü, sanatı, mimarisi, eğitimi, ekonomisi ve sosyal hayatı hakkında bilgiler verilir. Ayrıca, Bayburt'ta yaşamış veya Bayburt'a bağlılığı olan ünlü kişilerin portreleri, eserleri, ödülleri ve eşyaları da sergilenir.
Müzenin son katında, Bayburt'un doğal güzelliklerini, coğrafi özelliklerini, bitki ve hayvan çeşitliliğini, iklimini ve yöresel lezzetlerini tanıtan bir bölüm yer alıyor. Bayburt Dede Korkut Müzesi, Bayburt'un kültürel mirasını koruyan, tanıtan ve yaşatan bir yer. Bu müze, hem Dede Korkut Hikayeleri'ni hem de Bayburt'un tarihini, doğasını ve kültürünü merak eden herkes için görülmeye değer bir yer olduğu için kesinlikle görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor.
Ferahşat Bey Camii, Bayburt’un Demirözü ilçesinde, Pulur (Gökçedere) kasabasında bulunuyor. Bu camiyi yaptıran Ferahşat Bey, Akkoyunlu Devleti’nin valilerinden biriydi. Osmanlı Devleti’ne sığınan Ferahşat Bey, Yavuz Sultan Selim’in İran seferinde ve Ridaniye savaşında onun yanında yer aldı. Ferahşat Bey, Pulur’da sadece cami değil, medrese, han, hamam, imaret ve konukevi de yaptırdı. Ama bunlardan sadece cami ve medrese günümüze ulaşabildi. Ferahşat Bey Camii, Osmanlı mimarisinin tek kubbeli cami tipine uygun olarak yapılmış. İki renkli kesme taşlardan inşa edilmiş olan caminin minaresi ise tuğladan.
Caminin önünde, üç sütunun taşıdığı ve kubbeli olan son cemaat yeri var. Caminin içi kare planlı ve sade bir görünüme sahip. Caminin yanında, L biçimli ve beş bölümlü olan medrese ise yığma yapım sistemiyle yapılmış. Medresenin kapı ve pencerelerinin kemerleri üzerinde Farsça yazılı kitabeler bulunuyor. Ferahşat Bey Camii, Bayburt’un tarihi ve kültürel mirasının önemli bir parçası. Bu camiyi ziyaret ederek, hem Ferahşat Bey’in hayatını ve eserlerini öğrenebilir, hem de Osmanlı döneminin mimari özelliklerini görebilirsin. Ferahşat Bey Camii, Pulur kasabasının da simgesi haline gelmiş.
Varzahan Manastırı, Bayburt’un Uğrak köyünde, 12. yüzyılda kurulmuş tarihi bir Ermeni kilisesi. Bu manastır, eski adıyla Varzahan olan köyün adını aldı. Yapı, hem dini hem de kültürel açıdan önemli bir merkez olmuştur. Burada pek çok alim, sanatçı ve din adamı yetiştirdi. Varzahan Manastırı, kesme taş ve tuğladan yapılmış, L şeklinde beş bölümlü, tek katlı bir yapıya sahip. Manastırın kapı ve pencerelerinin kemerleri üzerinde Farsça yazılı kitabeler bulunuyor. Bu kitabeler, manastırın yapım ve onarım tarihlerini, Varzahan köyünün tarihini ve Ermeni kültürünün özelliklerini anlatıyor. Manastırın çatısı çok yönlü eğimli olup, sac malzeme ile kaplı. Manastırın ana girişleri, köy meydanından, güney ve batı cephelerinden yapılıyor. Varzahan Manastırı, günümüzde de ziyaretçilerin ilgisini çeken bir yer.
Bayburt’ta gezilecek yerler arasında en ilgi çekici olanlardan biri Bedesten (Taşhan) olabilir. Bu tarihi yapı, Ulu Cami yakınında ve çarşı içerisinde bulunuyor. Ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmese de, Osmanlı döneminde ticaret merkezi olarak kullanıldığı söyleniyor. Bedesten, üç bölümden oluşuyor. Birinci bölümde, kemerli giriş kapısı ve iki yanında küçük odalar var. İkinci bölümde, ortada büyük bir avlu ve etrafında dört sıra halinde düzenlenmiş 44 adet dükkan var. Üçüncü bölümde ise, avlunun karşısında yine kemerli bir kapı ve arkasında iki katlı bir yapı var. Bu yapı, bedestenin en önemli bölümü olarak kabul ediliyor. Burada, bedestenin yöneticisi ve muhafızları kalıyor ve bedestende saklanan değerli eşyalar korunuyor.
Bedesten, günümüzde depo olarak kullanılıyor. Ancak, burayı ziyaret ederek, geçmişin izlerini görmek mümkün. Bedestenin mimarisi, işçiliği ve atmosferi, seni tarihin derinliklerine götürebilir. Bedesten, Bayburt’un gizli bir hazinesi gibi.
Bayburt Ulu Camii, Selçuklu döneminin en görkemli eserlerinden birisi. 13. yüzyılda Sultan II. Gıyaseddin Mesud tarafından yaptırılan cami, şehrin merkezinde yer alıyor. Caminin minaresi, kare kaide üzerine silindirik gövdeli olarak yükselir ve çinilerle süslü. Yüksekliği 30 metre olan minareye caminin dışından giriliyor. Caminin iç mekanı, sekiz kalın paye ile üç nefe ayrılıyor. Mihrap, kürsü, minber ve mahfil gibi unsurlar Selçuklu mimarisinin özelliklerini yansıtıyor. Caminin duvarlarında beş adet yazıt bulunuyor. Bu yazıtlarda caminin yapımı, onarımı ve vakfiyesi ile ilgili bilgiler veriliyor. Caminin yanında Museviye Medresesi adında bir de eğitim kurumu bulunuyor. Bu medrese, 16. yüzyılda Bayburt’ta bilim ve kültürün gelişmesine katkı sağladığı için önemli bir yere sahip. Bayburt
Ulu Camii, Selçuklu sanatının ve tarihinin izlerini taşıyan nadir bir yapılar arasında yer alıyor. Bu camiyi ziyaret ederek geçmişe yolculuk yapabilirsin. Bayburt Ulu Camii, Anadolu’nun en eski ve en güzel camileri arasında yer almaya devam ediyor.
Bayburt Evleri, kentin geleneksel mimarisini yansıtan, kültürel ve tarihi değerlere sahip evleri. Bu evler, taş, ahşap ve harpuştan (ahşap ve çamur karışımı) yapılmış, oda, sofa, avlu, dam, ambar, ocak, baca gibi bölümlerden oluşuyor. Bayburt Evleri, hem doğal malzemelerle hem de ustalıkla inşa edilmiş olmaları ile dikkat çekiyor. Bayburt Evleri, Bayburt'un kültürünü, yaşam tarzını, sanatını ve zanaatını yansıtıyor. Bu evlerde, kentin halkının gündelik hayatına, gelenek ve göreneklerine, misafirperverliğine, el işlerine, yemeklerine, eğlencelerine tanık olabilirsin. Bayburt Evleri, aynı zamanda Bayburt'un tarihine de ışık tutması açısından önemli bir yere sahip. Bu evlerin, Bayburt'un geçmişte yaşadığı savaşlara, depremlere, yangınlara, göçlere rağmen ayakta kalabilen, dirençli ve dayanıklı bir yapıya sahip olduğunu da söyleyebiliriz.
Bayburt'ta bulunan Helva Köyü Buz Mağarası, Türkiye'nin en ilginç doğal güzelliklerinden biri. Bu mağara, buzlarla kaplı ve içindeki sarkıt ve dikitler, ışığın yansımasıyla muhteşem bir görüntü oluşturuyor. Buz Mağarası, yaklaşık 15 metre uzunluğunda ve 10 metre genişliğinde. Mağaranın girişi, bir kaya parçasının altında gizli ve dar bir geçitten ulaşılıyor. Mağaraya girdiğinde, karşına eşsiz bir manzara çıkıyor. Buzlarla kaplı duvarlar, tavan ve zemin, adeta kristal bir saray gibi parlıyor. Mağaranın içindeki sıcaklık, genellikle sıfır derecenin altında. Buz Mağarası, Helva Köyü'ne yaklaşık 3 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Köyden mağaraya gitmek için, araçla veya yürüyerek ulaşabilirsin. Mağarayı ziyaret etmek için en uygun zaman, ilkbahar ve yaz ayları. Kışın, mağaranın girişi karla kapanabiliyor. Buz Mağarası, Türkiye'nin nadir görülen bir doğa harikası. Bu mağarayı görmek, hem gözlerine hem de ruhuna hitap edecek. Eğer Bayburt'a yolun düşerse, bu mağarayı mutlaka ziyaret et.
Bayburt'un Pamuktaş Köyünde yer alan Pamuktaş Tabiat Parkı, doğayla iç içe bir gün geçirmek isteyenler için ideal bir yer. 36 kilometrelik bir mesafeyle Bayburt Merkeze bağlı olan park, temiz havası ve yemyeşil doğası ile ziyaretçilerine huzurlu bir ortam sunuyor. Pamuktaş Tabiat Parkı'nda, çam, meşe, kayın ve kestane gibi ağaçların yanı sıra, çeşitli bitki türleri de bulunuyor. Parkın içinde yer alan gölet, kuş türleri için de önemli bir yaşam alanı. Bu nedenle, gölet çevresinde kuş gözlemciliği yapmak da mümkün. Pamuktaş Tabiat Parkında, piknik yapmak, doğa yürüyüşü yapmak, bisiklet sürmek ve kamp yapmak gibi çeşitli aktiviteler yapılabiliyor. Parkın içinde yer alan piknik alanları, ziyaretçilerine keyifli bir piknik yapabilecekleri alanlar sunuyor. Ayrıca, parkın içinde yürüyüş ve bisiklet yolları da bulunuyor. Bu yolları kullanarak, parkın güzelliklerini keşfedebilirsin. Pamuktaş Tabiat Parkı, özellikle bahar ve yaz aylarında ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekiyor.
Bayburt'un merkezine yakın konumda bulunan Koçbayır Tabiat Parkı, eşsiz doğal güzellikleri ve zengin bitki örtüsü ile doğaseverlerin vazgeçilmez adreslerinden biri. 2017 yılında tabiat parkı ilan edilen alan, 1.030 hektarlık bir alanı kapsıyor. Koçbayır Tabiat Parkı'nda, çam, meşe, kestane, ladin ve kayın gibi farklı ağaç türleri bulunuyor. Bu ağaçların arasından akan dere, doğaya ayrı bir güzellik katıyor. Parkta, geyik, karaca, ayı, yaban domuzu, tilki, tavşan gibi yaban hayvanları da yaşamını sürdürüyor.
Doğanın kucağında, bulutların üzerinde bir cennet köşesi arıyorsan, Aydıntepe Yaylasına adım atman yeter. Yeşilin her tonunu barındıran yaylada, tertemiz hava ciğerlerini doldururken, ruhunu da doğanın huzuruna teslim edebilirsin. Aydıntepe Yaylasına vardığında seni ilk karşılayan, masmavi bir gökyüzü ve sonsuz bir yeşillik oluyor. Etrafına baktığında, dağların heybetli duruşu ve ormanların gizemli atmosferi seni büyülüyor. Yaylada adım attığın her yerde, rengarenk çiçekler ve mis kokulu yeşil ortam seni karşılıyor. Yaylada yapacak birçok aktivite bulunuyor. Dilersen göl kenarında dinlenerek doğanın sesini dinleyebilir, dilersen de ormanlarda doğa yürüyüşlerine çıkabilirsin. Serin sularda balık tutabilir, yaylanın geniş arazisinde bisiklet sürebilir veya at binmenin keyfini çıkarabilirsin. Aydıntepe Yaylasının en güzel anlarından biri de gün batımı. Güneş, dağların arkasına saklanırken gökyüzü muhteşem renklere bürünüyor.
Bayburt'un tarihi merkezine adım attığında, kentin geçmişi hakkında bilgi edinebileceğin yerler arasında yer alan Ahi Emir Ahmedi Zencan Türbesi seni bekliyor. 12. yüzyıldan kalma bu türbe, sadece bir anıt mezar değil, aynı zamanda Anadolu'nun manevi ve ticari hayatına önemli katkılarda bulunan bir bilgenin anısına adanmış bir mekan olması ile dikkat çekiyor. Türbe, kesme taştan inşa edildi ve sade ve zarif mimarisi ile birçok misafirin ilgisini cezbediyor. Giriş kapısının üzerinde bulunan Arapça kitabe, türbenin kimin için inşa edildiğini ve yapılış tarihi hakkında bilgi veriyor Türbenin içine adım attığında, huzurlu bir atmosfer misafirleri etkileyebiliyor.
Duvarlardaki çiniler ve ahşap oymalar, geçmişin ustalığına tanıklık ediyor. Ortada bulunan sanduka ise, Ahi Emir Ahmedi Zencan'ın bulunduğu yer. Türbenin ziyaretçisi sadece tarih meraklıları değil, Ahilik geleneğinin takipçileri de buraya gelerek, Ahi Emir Ahmedi Zencan'ın öğretilerini anıyor ve ilham alıyor. Türbenin yanında bulunan müzede ise, Ahilik geleneğine ait eserler sergileniyor. Ahi Emir Ahmedi Zencan Türbesi'ni ziyaret ederek, sadece tarihi bir mekanı görmekle kalmıyorsun. Aynı zamanda, Anadolu'nun manevi değerlerine ve Ahilik geleneğine de dokuma şansı elde ediyorsun.
Bayburt'un Çayıryolu Köyünde saklı bir hazine olan Sünür Kutlu Bey Türbesi, 14. yüzyıldan bu yana misafirlerini ağırlıyor. Türbe, kesme taştan inşa edilmiş sade ve etkileyici bir mimari ile karşına çıkıyor. Dikdörtgen planlı yapının üzerini, kubbeli bir çatı örtüyor. Türbenin içi ise son derece huzurlu bir atmosfere sahip. Duvarlarda Kur'an ayetleri ve hat sanatı örnekleri de görülebilir. Kutlu Bey'in sandukası, türbenin tam ortasında yer alıyor. Sandukanın üzerinde oyulmuş motifler ve kabartmalar, o dönemin sanat anlayışına dair ipuçları veriyor. Etrafındaki sandukalar ise Kutlu Bey'in aile fertlerine ait. Tarihi dokusuyla büyüleyen bu türbe sadece bir anıt değil, aynı zamanda bir manevi mekan.
Kutlu Bey'in maneviyatından ilham almak ve geçmişle bağlantı kurmak için ideal bir yer. Türbeyi ziyaret ettiğinde, sadece tarihi bir yapıyı görmekle kalmıyorsun. Aynı zamanda, Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslam’ın yayılmasında önemli rol oynamış bir ailenin hikayesine de tanıklık ediyorsun. Sünür Kutlu Bey Türbesi, seni bekliyor. Tarihe bir adım atmak ve unutulmaz bir deneyim yaşamak için bu eşsiz mekana bir ziyaret gerçekleştirmeyi unutma!
Sana bir sonraki rota önerimiz Erzurum. Erzurum’da keşfetmen gereken yerler için Erzurum’da gezilecek yerler yazısına göz atabilirsin.