Almanya’nın kuzeydoğusunda konumlanan Berlin, ülkenin başkenti ve en büyük şehri. Avrupa’nın en çok turist ağırlayan şehirleri arasında yer alan metropol, Spree Nehri’nin iki kıyısına kurulmuş. Almanya ve Avrupa kıtasının kültürel ve politik anlamında en önemli şehirlerinden olan Berlin, çok kültürlü oluşu, ulaşım kolaylığı, gece hayatı, müzeleri ve geniş parklarıyla ön plana çıkıyor. Prusya döneminden kalma sarayları, Hitler dönemini hatırlatan binaları, soykırım sembolü anıtları, 20. yüzyılın ortasından 1990’a kadar şehri Doğu ve Batı Berlin olmak üzere ikiye bölen Berlin Duvarı’nın kalıntılarıyla Almanya’nın tarihini gözler önüne seriyor.
Şehircilik planlaması anlamında örnek gösterilen şehirlerden biri olan Berlin, yeşil oluşuyla da ünlü. Şehrin yaklaşık olarak beşte biri yeşil alanlarla kaplı ve çevresinde de birçok mesire yeri bulunuyor. Temiz bir şehir olmasıyla da öne çıkan Berlin’de çevreyi koruyan sürdürebilir bir yaşama oldukça önem veriliyor. Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra çehresi tamamen değişen şehir bugün kültürel ve sanatsal anlamda özgür olmak isteyen herkesin gitmek ve hatta yaşamak istediği yerlerden biri halinde. Çok sayıda göç alan Berlin, farklı kültürlerin etkisini de benimseyerek sürekli değişiyor ve gelişiyor.
Karasal iklimin hakim olduğu Berlin, Kuzey Avrupa’da yer aldığı için kış aylarında oldukça soğuk olabiliyor. Özellikle Aralık ayından Şubat ayının sonuna kadar soğuk ve yağışlı hava şehri etkisi altına alıyor. Özellikle gece saatlerinde hava sıcaklığı eksiye düşüyor. Aralık ayında kurulan Noel pazarını görmek için Berlin’e gitmek isterseniz valinizi hazırlarken en kalın kıyafetlerinizi seçmelisiniz. Berlin’i ziyaret etmek için en ideal hava sıcaklıkları Nisan ve Mayıs aylarında görülüyor. Bu dönemde hava sıcaklıkları ortalama olarak 15 derece oluyor ve Berlin’in yemyeşil atmosferinin en keyifli hali yaşanıyor. Şehrin en sıcak olduğu ay ise Temmuz. Genelde Temmuz’da ortalama sıcaklık 22 derece civarlarında seyrediyor. Ancak karasal iklim nedeniyle yazın bile akşam saatlerinde şehir serin olabiliyor. Bu nedenle yaz mevsiminde giderseniz bile yanınıza hırka ya da kazağınızı almayı unutmayın.
Berlin’e hava yoluyla ulaşmak oldukça kolay. Hava yolları İstanbul’dan Berlin’e sıklıkla direkt uçuş düzenliyorlar. Uçuşlar yaklaşık olarak 3 saat sürüyor. Yaz mevsimi gibi Almanya’dan Türkiye’ye turist yoğunluğunun olduğu dönemlerde Berlin’e Türkiye’nin farklı şehirlerinden de uçuşlar yapılıyor. Berlin’deki Brandenburg Havalimanı şehir merkezine yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta konumlanıyor. Havalimanından şehir merkezine gitmek için sunulan seçenekler oldukça geniş. Günün hangi saatinde havalimanına inerseniz inin toplu ulaşım aracı bulabilirsiniz.
Berlin’de yemek denince akla ilk olarak fast food lezzetler geliyor. Mutfağı çok gelişmiş bir şehir olmasa da Berlin’e gittiğinizde mutlaka denemeniz gereken fast food lezzetler bulunuyor. İlk akla gelen en meşhur lezzet ise Currywurst. Kızarmış sosisin ketçap ve köri ile süslendiği ve bolca patates kızartması ile servis edildiği Currywurst Berlin sokaklarında çoğu kişinin ellerinde görebileceğiniz bir lezzet. En güzel Currywurst ise Curry36’da yeniyor. Bu lezzetle yarışabilecek meşhurluktaki bir diğer yemek ise döner. Türk nüfusunun oldukça fazla olduğu Berlin’de en meşhur yerlerden biri haline gelen Mustafa’s Gemüse Kebap mutlaka dönerini denemeniz gereken bir yer. Önünde upuzun kuyruklar oluşan kebapçıda döner sebzeli olduğu için farklı bir lezzete sahip ve hem Almanlar hem de dünyanın dört bir yanından Berlin’e gelen turistler arasında çok meşhur.
Bu iki meşhur lezzetin dışında Berlin hamburgerleriyle de ünlü. Birçok hamburgerciye ev sahipliği yapan şehirde en meşhur hamburgerci ise Burgermeister. Fast food açısından tüm denemeleri yaptıktan sonra Berlin’de mutlaka denemeniz gereken lezzetler arasında hamur işleri yer alıyor. Genelde simide benzerliğiyle tanınan pretzel, elma ile hazırlanan Apfelstrudel ve tatlı mı tatlı Berliner Pfannkuchen Berlin gezinizi unutulmaz kılacak tatlar arasında yer alıyor.
Ayak üstü yemek yemek istemezseniz Berlin’de farklı ülkelerin mutfaklarına ait yemekler servis eden birçok restoran bulabilirsiniz. Hint, Türk, Fransız, İtalyan, Yunan ve Tayvan mutfakları gibi akla gelebilecek tüm dünya mutfaklarına özgü restoranlar Berlin’de hizmet veriyor. Alman yemeklerine yoğunlaşan restoran ve kafelerde ise sıklıkla karşılaşacağınız yemek şinitzel. Ayrıca Almanya’nın meşhur bira fabrikalarının çoğu Berlin’de bulunduğu için farklı biraları deneyebilirsiniz.
Brandenburg Kapısı
Berlin’in simgesi olan Brandenburg Kapısı, 1791’den beri ayakta kalmayı başarmış bir yapı. Prusya Kralı III. Friedrich Wilheim’in emriyle Neo Klasik mimarinin bir örneği olarak inşa edilmiş. II. Dünya Savaşı’nda zarar gören yapı, kentin ikiye bölündüğünü simgeliyordu. Soğuk Savaş süresince Doğu Berlin topraklarında konumlanıyordu. Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra Brandenburg Kapısı, barış ve özgürlük sembolü haline geldi. Pariser Platz’da konumlanan yapının her bir yanında 6 altı adet kolon bulunuyor. Ayrıca kapının üzerindeki doğuya dönük Quadriga Heykeli de dikkat çekiyor.
Reichstag (Parlamento Binası)
Brandenburg Kapısı’nın kuzeyinde bulunan Reichstag, Alman Parlamento Binası olarak kullanılıyor. Binanın tepesinde bulunan cam kubbe, turistlerin en çok ilgisini çeken yerlerden biri. Bu cam kubbeden tüm şehri kuş bakışı olarak izlemek mümkün. Rezervasyonunuzu internet sitesi üzerinden yaparak vakit kazanabilirsiniz ve şehri yukarıdan görmeye daha çok zaman ayırabilirsiniz. Ayrıca Reichstag çevresinde Almanca adıyla Bundeskanzieramt yani Federal Başkanlık binası da bulunuyor.
Berlin Katedrali
Barok mimarinin en güzel eserlerinden biri olan Berlin Katedrali, şehrin en önemli Protestan Kilisesi olarak öne çıkıyor. Kaiser II. Wilhelm tarafından inşa ettirilen katedral, II. Dünya Savaşı’nda çok büyük hasarlar almış ve kullanılmaz hale gelmiş. Daha sonrasında restorasyon çalışmalarıyla turizme kazandırılmış. Unter der Linden Bulvarı’nda konumlanan yapının kubbesi çok dikkat çekiyor. 270 basamağı tırmandıktan sonra 114 metre yükseklikteki bu kubbeye çıkılıyor.
Berlin Duvarı
1961 yılından 1989’a kadar şehri Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayıran Berlin Duvarı, Berlin ismi geçince akla ilk gelen yerlerden biri. Yaklaşık 46 kilometre boyunca uzanan duvar yıkılırken sadece 1 kilometrelik kısmı sağlam bırakılmış. Günümüzde bu sağlam kalan kısım 100’den fazla graffiti sanatçısının çalışmalarıyla renklendirilmiş. Berlin ziyaretinizde mutlaka buraya uğrayıp fotoğraf çektirmenizi öneririz.
Checkpoint Charlie
Berlin Duvarı yıkılmadan önce Doğu Berlin ile Batı Berlin arası geçişin yapıldığı nokta Checkpoint Charlie olarak adlandırılıyor. Soğuk Savaş yıllarında Amerikan ve Sovyet askerleri bu sınır noktasında bekliyorlarmış. Günümüzde o yıllarda asılan “Amerikan Bölgesi’ni terk ediyorsunuz” tabelası halen sınır noktasında duruyor. Soğuk Savaş’a dair kalıntıları ve Berlin Duvarı’nın saklanmış parçalarını görebileceğiniz bu yeri gezerek şehrin tarihinin en önemli anlarını keşfedebilirsiniz.
Müzeler Adası
Berlin müzeleriyle ünlü bir şehir. Bu nedenle de Avrupa’nın en önemli kültür merkezlerinden biri olarak biliniyor. Berlin’de 180’i aşkın müze bulunuyor. Bu müzelerin çoğu da Spree Nehri üzerindeki Müzeler Adası adı verilen bölgede konumlanıyor. 1999 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren Müzeler Adası, kültür ve sanat aşıklarının gitmek için can attığı bir yer. Ancak kısıtlı zamanınız varsa ve tüm müzeleri gezmek gibi bir şansınız yoksa mutlaka gitmeniz gereken 3 müze şöyle: Pergamon Müzesi, Eski Müze ve Yeni Müze. Biraz daha zamanınız kalırsa Bode Müze ve Eski Ulusal Galeri’yi de gezebilirsiniz. Bu müzelerde 6000 yıllık sanat eserleriyle karşılaşacaksınız.
Tiergarten
Berlin’in en canlı ve en keyifli bölgesi olan Tiergarten mutlaka gezi planınızda yer almalı. Bölgenin en meşhur alanı Tiergarten Parkı. 210 hektarlık bir alana yayılan park, Berlin’de bulunan en büyük şehir parkı. Tiergarten sadece parkıyla değil Zafer Sütunu, Bismarck Anıtı ve Çağdaş Sanatlar Müzesi ve Alman Tarihi Müzesi ile de ziyaretçilerine Berlin’in birçok farklı yönünü keşfetme imkanı sunuyor.
Fernsehturm (Televizyon Kulesi)
Berlin’in en yüksek binası olan Fernsehturm, aslında Berlin’in televizyon kulesi. Çok uzaktan da görülebilen 368 metrelik yapı, 1960’lı yıllarda inşa edilmiş. Günümüzde turistler arasında oldukça popüler olan kule, yılda yaklaşık 1 milyon ziyaretçi ağırlıyor. Berlin’i 360 derece olarak izlemek için Berlin ziyaretinizde gidilecek yerler listenize bu kuleyi de almalısınız.
Charlottenburg Sarayı
Tiergarten’in batısında konumlanan Charlottenburg Sarayı, 17. yüzyıldan kalma bir yapı. Hohenzollern Hanedanı’ndan Berlin’de geriye kalan tek saray olan yapının çevresini Spree Nehri sarıyor. Nehir kenarındaki parkla birlikte sarayın görünümü oldukça etkileyici bir hal alıyor. Barok ve rokoko tarza göre inşa edilmiş sarayda Belvedere Köşkü, Schinkel Köşkü, Romantizm Galerisi, Berggruen Koleksiyonu ve Mısır Müzesi mutlaka görmeniz gereken alanlardan.
Kültür ve sanat şehri olan Berlin’de yapabileceğiniz aktiviteler arasında ilk sırayı şehrin müzelerini keşfetmek alıyor. Müzeler Adası’nda konumlanan dünya çapında çok önemli yere sahip müzeleri gezerek kültür ve sanata doyacağınız anılar elde edebilirsiniz. Berlin seyahatinizi şehre özgü fotoğraflarla anımsamak için Berlin Duvarı’ndan günümüze kalan 1 kilometrelik kalıntıya yapılan graffitilerin önünde mutlaka fotoğraf çektirmelisiniz.
Berlin’e gittiğinizde şehri keşfetmek için bol bol yürümelisiniz. Tarihi yapıların hepsi birbirine yürüme mesafesinde bulunuyor. Bu nedenle gezmek için otobüse binmenize gerek kalmıyor. Ayrıca şehrin o eğlenceli atmosferi ve sokak lezzetlerinin tadı en güzel yürürken çıkıyor. Berlin’de İstanbul atmosferini yaşamak içinse Kreuzberg’e gitmelisiniz. Türk nüfusunun yoğunluğuyla bilinen Kreuzberg’teki farklı atmosferi de deneyimlemelisiniz.
Eğer Berlin’e ilkbahar ve yaz aylarında gittiyseniz ve güneşli bir güne denk geldiyseniz çok şanslısınız çünkü Tiergarten Parkı’nın yemyeşil atmosferinin tadını en keyifli şekilde çıkarabilirsiniz. Şehrin en büyük yeşil alanı olan park çevresinde görülmesi gereken yerleri gezdikten sonra çimlere uzanıp tüm yorgunluğunuzu atabilirsiniz. Güneşin tadını sonuna kadar çıkarmak istediğinize karar verirseniz şehre yarım saat uzaklıktaki Strandband Wannsee sizi bekliyor. Burada bulunan plajda güneşlenebilir ve gölde yüzebilirsiniz.
Berlin’de mutlaka yapmanız gereken bir diğer aktivite ise Berlin Filarmoni Orkestrası konserine gitmek. Klasik müzik tutkunlarının hayaliyle yanıp tutuştuğu bu aktivite Berlin’de çok zamanınız varsa ve unutulmaz bir deneyim yaşamak istiyorsanız gerçekleştirmeniz gerekenlerden. Seyahat tarihlerinize denk gelen bir konser varsa biletinizi önceden almayı unutmayın.
Gece hayatı konusunda Berlin, Avrupa’daki en meşhur şehir. Çok fazla sayıda gece kulübü ve bara ev sahipliği yapan şehir, gece hayatının en iyi deneyimlenebileceği yer. Aynı zamanda da Avrupa’da en ucuza eğlenebileceğiniz şehir diyebiliriz çünkü Berlin’deki gece kulüplerine giriş ücreti Avrupa’nın diğer şehirlerindeki giriş ücretlerinin yarısı kadar bile değil. Çok uygun fiyatlar ödeyerek sabahın ilk ışıklarına kadar doyasıya eğlenebilirsiniz.
Berlin’de eğlenceyle özdeşleşen çok sayıda yer var ama en popüler mekanlara ev sahipliği yapan yer Kreuzberg. Kreuzberg’in Friedrichshain bölgesinde ise dünyaca ünlü Berghain bulunuyor. Berghain dünyanın en iyi gece kulüpleri arasında anılıyor. Kreuzberg’te Berlin’in en eski gece kulübü Tresor’a da gidebilirsiniz. Eski bir elektrik fabrikasına kurulmuş olan Tresor, tekno müziğin merkezi olarak kabul ediliyor. Bu mekanları keşfettikten sonra eğlence bitmesin isterseniz nehir kıyısındaki Watergate’e gitmelisiniz. Burası dünyaca meşhur etkinliklerin yapıldığı bir gece kulübü olarak öne çıkıyor. Bunlar dışında Chalet ve Golden Gate de şehrin en meşhurları arasında.
Mitte ve Alexanderplatz çevresinde de birçok eğlence mekanı bulunuyor. Bu mekanlar kalite açısından şehrin diğer bölgelerindeki mekanlara kıyasla öne çıkıyorlar. Eğer gece kulüplerini çok sevmiyorsanız ama güzel bir pub ya da barda keyifli zaman geçirmek istiyorsanız da çok sayıda seçenek arasında seçim yapmakta zorlanabilirsiniz. Bira eşliğinde sohbet etmek istiyorsanız Berlin’in bira bahçelerine de mutlaka gitmelisiniz. Gündüz saatlerinde de açık olan bira bahçelerinin en ünlüsü Prater Garten, 1837’den beri hizmet veren bir yer. Ortamı oldukça keyifli. Buranın dışında Cafe am Neuen See de tüm yorgunluğunuzu alıp götürecek bir atmosfere sahip.
Berlin alışveriş tutkunlarının en sevdiği şehirler arasında yer alıyor. Berlin; dünyaca ünlü markaların mağazaları, yerel butikler, antikacılar, ünlü moda evleri, ikinci el dükkanları ve alışveriş merkezleri gibi alışveriş için birçok farklı seçeneğe sahip. Alışveriş için Kurfürstendamm Caddesi, dünyaca ünlü mağazaların bulunduğu KaDeWe, 200’ü aşkın mağazanın bulunduğu Alexa, Galeries Lafayette’nin de konumlandığı Friedrichstrasse ve Alexanderplatz mutlaka gitmeniz gereken yerlerden.
Berlin’den alınacak şeyler denince akla ilk olarak Alman çikolataları geliyor tabii ki. Birçok markette birbirinden güzel Alman çikolataları bulup sevdiklerinize Berlin seyahatinizden tatlı bir anı getirebilirsiniz. Berlin’in simgesi ise ayı. Bu nedenle birçok hediyelik eşya dükkanında ayı simgeli ürünler görebilirsiniz. Magnet, anahtarlık, tişört ve pelüş oyuncaklardan alarak eve döndüğünüzde de Berlin’i hatırlayabilirsiniz. Berlin’de kozmetik ürünleri de oldukça uygun fiyatlı. Douglas mağazalarında kozmetik ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Teknolojik ürünleri de Berlin’den almak avantajlı olabilir.
Berlin Film Festivali (Şubat)
Kültürlerin Karnavalı (Temmuz)
Berlin Müzik Festivali (Ağustos – Eylül)
Müze Gecesi (Ağustos)
Pyronale Festivali (Eylül)
Berlin Maratonu (Eylül)
Berlin Sanat Haftası (Eylül)
Işık Festivali (Ekim)/p>
Berlin Fotoğrafçılık Festivali (Ekim)
Berlin Caz Festivali (Kasım)
1 Ocak – Yılbaşı
Paskalya Pazarı’ndan önceki Cuma – Kutsal Cuma
Paskalya Pazarı’ndan sonraki Pazartesi – Paskalya Pazartesisi
1 Mayıs – İşçi Bayramı
Paskalya Pazarı’ndan 39 gün sonra – İsa’nın Göğe Yükselişi
Paskalya Pazarı’ndan sonraki 7. Pazartesi – Whit Monday
3 Ekim – Alman Birlik Günü
25-26 Aralık – Noel
-Berlin’de toplu taşıma biletleri, ulaşım aracına binmeden önce ya da ulaşım aracında kontrol edilmeyebiliyor. Bu durum da birçok kişinin biletsiz toplu taşıma kullanmaya yönelmesine neden oluyor. Ancak Berlin’e gittiğinizde mutlaka biletinizi alıp makinelere okutmalısınız. Kontroller yapılırken biletinizin olmadığı ya da okutulmadığı fark edilirse ceza ödemek zorunda kalırsınız.
-Berlin dahil olmak üzere Almanya genelinde Pazar günleri marketler kapalı. Bu nedenle alışveriş yapmayı Pazar gününe bırakmamalısınız.
-Almanya genelinde geçerli olan bir diğer kural ise 22.00 ile 06.00 saatleri arasında gece istirahati uygulanması. Bu saatler arasında uyuyan kişileri rahatsız etmemek adına gürültü yapmamalısınız.
Şehir içi ulaşım konusunda çok gelişmiş bir kent olan Berlin’de dilediğiniz yere kolaylıkla gidebilirsiniz. Dünyanın sayılı örneklerinden biri olan Berlin’deki toplu ulaşım sisteminin genel adı BVG. Almanya’da U-Bahn adıyla bilinen metro, toplu ulaşımda en çok tercih edilen ara. Yaklaşık 150 kilometrelik bir alana uzanan ve 173 tane istasyonu bulunan U-Bahn sayesinde istediğiniz her yere gidebilirsiniz. Hafta içi gece 04.00’te başlayan seferler gece 01.00’e kadar sürerken hafta sonu 24 saat boyu sefer yapılıyor. Yolcu trafiğinin yoğun olduğu saatlerde maksimum 5 dakika aralıklarla sefer yapılıyor. Akşam saatlerinden sonra ise seferler 10 dakikada bir. Metrodan sonra en çok kullanılan toplu ulaşım araçlarından diğeri tramvay. 20’yi aşkın hattı olan tramvay yaklaşık 400 istasyon için hizmet veriyor. Hafta içi hafta sonu fark etmeksizin 24 saat hizmet veriyor. Berlin’de otobüs ağı da oldukça gelişmiş. Biletlerinizi otomattan aldıktan sonraki adım bilet makinesinde onaylatmak. Bu adımı atlamamalısınız. Biletler AB, BC ve ABC olarak 3 kategoride satılıyor. Şehir içi biletlerinin kategorisi ise AB. Her gün içinde çok fazla otobüs kullanacaksanız 24 saat geçerli biletlerden alabilirsiniz.
Bilkent Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu. Bir süre bir marka ajansında içerik editörlüğü yaptı. Hürriyet Kitap bünyesinde "Ün, Aşk ve Diğerleri" adlı kitabı yayınlandı. Ajans deneyiminden sonra Enuygun ekibine katıldı.