Özbekistan’da gezilecek yerler
Orta Asya’nın önemli ülkelerinden biri olan Özbekistan, doğal güzelliklerinin yanında kültürel ve tarihî mekânlarıyla da göz dolduruyor. Tarihî boyunca İpek Yolu’nun en kritik durakları arasında yer alan Özbekistan Semerkant, Buhara, Hive, Taşkent gibi büyük şehirlere sahip.
Geçmişin ihtişamını ve büyüleyici atmosferini bugüne taşıyabilen ülke, özellikle Timur İmparatorluğu’ndan kalan izlerle UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde kendine çokça yer buluyor. Aral Gölü’nün ve Kızılkum Çölü’nün gölgesindeki Özbekistan’da heyecan verici bir gezi yolculuğuna hazır mısın?
Özbekistan’a ne zaman gidilir?
Özbekistan yazları çok sıcak kışları ise soğuk bir ülke. Bu nedenle ziyaret etmek için en ideal zaman bahar ayları. Özellikle nisan ve mayıs aylarında gönül rahatlığı ile gezebilirsin.
Özbekistan’da ne yenir?
Zengin bir mutfağa sahip olan Özbekistan’ın en meşhur yemeği Özbek pilavı olarak da bilinen plov. Bunun yanında mantı, shashlik ve noodle çorbası olan lagman da ülkenin lezzetleri arasında yer alıyor.
Özbekistan vize istiyor mu?
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Özbekistan’a yapacakları 30 güne kadar olan seyahatleri için vizeden muaf.
1. Registan Meydanı
Özbekistan’ın Semerkant şehrinde yer alan Registan Meydanı, Türk-Orta Asya mimarisinden izler barındırıyor. Kentin antik merkezindeki bu etkileyici meydan, Özbekistan’ı ziyaret eden turistlerin en çok görmek istedikleri yerlerin başında geliyor. Geçmişte uzun süre şehrin kalbi olmayı başaran bu meydanda üç medrese bulunuyor. Emir Timur’un torunu olan Uluğ Bey’in girişimleriyle inşa edilen medreselerin ütü karolarla bezenmiş durumda.
Dünya çapında bir üne sahip olan antik Registan Meydanı, bugün konserlere, büyük organizasyonlara, festivallere ev sahipliği yapıyor. Aktif olduğu dönemlerde Registan’da idam cezalarının uygulandığı ve padişah fermanlarının okunduğu biliniyor. 1400’lü yıllardan sonra önemi artan Registan Meydanı, aynı zamanda İpek Yolu üzerinde bulunuyor. Registan kelimesi, “kumlu bölge” anlamına geliyor. Hem bu antik alanı hem de üç harika medreseyi yakından keşfetmek adına Registan Meydanı’nı ziyaret edebilirsin.
2. Uluğ Bey Rasathanesi
Uluğ Bey ya da Uluğ Bey Rasathanesi, Semerkant’ta konumlanıyor. Semerkant’ın bir dönem önemli bir bilim merkezi olması, bu ve benzer oluşumların inşa edilmesini tarih boyunca desteklemiş diyebiliriz. O dönemin astronomları açısından müthiş bir çalışma alanı olarak kabul edilen bu eski rasathane, şehir merkezinde tepelik bir nokta üzerinde bulunuyor. Bu rasathanenin oluşmasında, Uluğ Bey’in astronomiye olan merakının önemli bir etkisi bulunuyor.
Uluğ Bey, dünyanın güneş çevresinde döndüğünü keşfeden ilk bilim insanı olarak tarihe adını yazdıran bir bilgin. Hatta bugünkü astroloji eğitimi için temel oluşturacak pek çok fikri ortaya attığını belirtmek mümkün. Tam olarak Kuhak adı verilen tepede yer alan rasathane, 1421 yılında inşa ediliyor. Uluğ Bey Rasathanesi’ne geldiğinde bahçe kısmında Uluğ Bey’e ait etkileyici bir heykelle de karşılaşabilirsin.
3. Afrasiyab
Yine Semerkant içinde yer alan Afrasiyab, Bibi Hanım Camii’ne oldukça yakın mesafede yer alıyor. Antik bir atmosferde konumlanan Afrasiyab’ın tarihi MÖ 7’nci yüzyıla dek uzanıyor. Uzun yıllar boyunca farklı uygarlıklara ev sahipliği yapan tarihi yerleşim bölgesi, ciddi işgallerle karşı karşıya kalmış. Cengiz Han Dönemi’nde büyük oranda yıkılan Afrasiyab, buna rağmen pek çok arkeolojik buluntuyu bünyesinde barındırıyor.
Afrasiyab toplamda 200 hektarlık bir alanı kaplıyor. Dünden bugüne hem filozoflar hem de şairler için güçlü bir ilham kaynağı olan bu yerleşim bölgesi, Firdevsi imzalı Şahname eserinde detaylı şekilde anlatılıyor. Buradaki eserler, bir müze kapsamında ziyaretçilerle buluşuyor. Müzede antik dönemden kalma toplamda 22 bin eser bulunuyor.
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 09.00 ile 20.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
4. Ark Kalesi
Ark Kalesi, tarihte Buhara hanlarına ev sahipliği yapan özel bir mekân olarak öne çıkıyor. Tarihi 2500 yıl öncesine dek uzanan Ark Kalesi, 20 metrelik bir yükseklikte bulunuyor. Son olarak 1800’lü yılların başında kapsamlı bir restorasyon işleminden geçirilen tarihi kale, ihtişamlı görünümüyle çok uzaklardan bile kolayca dikkat çekiyor.
Ark Kalesi’ni dolaştığında kale içinde ikinci bir kalenin daha inşa edildiğini görebilirsin. Ayrıca kabul salonu, harem, ahır alanları, atölyeler, darphane gibi bölümler de mevcut. Cezaların infaz işlemleri için kullanılan zindan bölümü de ziyaretçilerin ilgisini çeken kısımlar arasında sıralanıyor. Buhara’da yer alan Ark Kalesi, “Buhara’nın Gemisi” ismiyle de biliniyor.
5. Uluğ Bey Medresesi
Semerkant’ta yer alan Uluğ Bey Medresesi’nin 1417 yılında inşa edildiği görülüyor. Necmeddin Buhari ve İsmail İsfahani gibi dönemin önemli mimarları tarafından yapılan bu estetik yapı, bilim ve ilimin bölgede gelişmesine uzun yıllar boyunca katkı sunmuş. Bu amaç doğrultusunda 1600’lü yılların sonuna dek hizmet veren medresenin inşa sürecinde Uluğ Bey’in çabaları etkili oluyor. Aynı zamanda Registan bölgesine inşa edilen ilk medrese olarak da tanınan Uluğ Bey Medresesi’nde çok sayıda iç oda bulunuyor.
Öğrencilerin medresenin aktif olduğu dönemlerde bu odalarda konakladığı biliniyor. Şehrin ayakta kalan eserleri arasında kendine yer bulan Uluğ Bey Medresesi, dünyanın her bölgesinden gelen ziyaretçilerine kapılarını açıyor. Bu arada mekana dair son restorasyonun 1950’de gerçekleştiğini belirtelim.
6. Gur-i Emir
Yapımı 1408 senesinde tamamlanan Gur-i Emir isimli mozole, Timur dışında oğullarının ve torunlarının naaşlarına ev sahipliği yapıyor. Özellikle mavi kubbesinden ve minarelerinden dolayı etkileyici bir görünüme sahip olan Gur-i Emir, çok farklı boyama ve süsleme detaylarına sahip. Babür mimarisini temsil eden yapılardan biri olarak gösterilen Gur-i Emir, ilk olarak Emir Timur’un torunu için yaptırılır. Kısa bir süre sonra Timur ölür ve o da buraya defnedilir.
Timur’un defnedilmesi ile beraber Gur-i Emir ismiyle anılmaya başlanır. Yapımı 9 sene süren ünlü mozolede Timur’un ve torunu olan Muhammed Sultan’ın naaşları yan yana durur. Aynı zamanda Timur’un hocası olan Seyyid Baraka’nın da burada yattığını belirtelim.
7. Bibi Hanım Camii
Özbekistan’ın en önemli dini mekanlarından biri olan Bibi Hanım Camii, adından da anlaşılacağı üzere Timur tarafından karısı Bibi Hanım’ın onuruna yaptırılmış. Son derece büyük ve ihtişamlı olan tarihi cami, özellikle ilgi çeken bir kapıya sahip. Timur tarafından Hindistan’da elde edilen zaferden hemen sonra inşa edilen yapının kubbesi, 40 metrenin üzerinde. Ayrıca avlu kısmında bir Kur’an rahlesi ile karşılaşabilirsin.
Semerkant şehir merkezinde yer alan ve yapımı 1404 senesinde tamamlanan bu özel yapı, tarih boyunca pek çok felaketle karşı karşıya kalmış. Kudretin bir simgesi olarak kabul gören Bibi Hanım Camii, Registan Meydanı’na yürüme mesafesinde. Bugün artık aktif bir cami olarak değil, doğrudan müze olarak hizmet veriyor.
8. Şirdar Medresesi
1600’lü yıllarda Semerkant’ta aktif şekilde kullanılan Şirdar Medresesi, uzun bir süre filozof ve ilahiyatçılara da ev sahipliği yapmış. Aynı zamanda Regiastan topluluğun parçası olarak öne çıkan bu etkileyici mimari yapının inşasında Abduljabbor’un imzası bulunuyor. Orta Asya tarzında dekore edilen Şirdar Medresesi, sivri kemerli giriş portalıyla dikkat çekiyor.
Ön giriş duvarında yer alan çizim, Özbekistan’ın günümüzde sembollerinden biri olarak kabul ediliyor. Bu çizimde fantastik bir ceylan betimlemesi bulunuyor. Uluğ Bey Medresesi’nin hemen karşısında konumlanan Şirdar Medresesi, 1636 yılından bu yana ayakta duruyor. UNESCO’nun 2001 senesinde bu şaheseri Dünya Mirası Listesi’ne dahil ettiğini belirtelim.
9. Timur Heykeli
Başkent Taşkent’te yer alan Timur Heykeli, Türk-Moğol hükümdarı olan Emir Timur’un başarılarını onurlandırmak adına dikilmiş. Bir anlamda şehirdeki bağımsızlık sembollerinden biri sayılan bu heybetli heykel, aynı ada sahip meydanda yer alıyor.
Yerli ve yabancı turistleri, meydanın hemen merkezinde yer alan heykelin önünde fotoğraf çekerken görebilirsin. Ülkenin başarılı heykeltıraşlarından Ilhom Jabbarov tarafından oluşturulan heykelin hemen yakınında Emir Timur Müzesi bulunuyor. Heykelin çevresinde çok fazla turistik kafe ve alışveriş mekânı yer alıyor. Ülkedeki özel gün kutlamaları ya da büyük çaplı askeri geçitler, bu heykelin bulunduğu alanda organize ediliyor.
10. Siab Bazaar
Semerkant’ın en işlek caddelerinden biri olan Bibikhonim’deki Siab Bazaar, Bibi Hanım Camii’ye yürüme mesafesinde. Aynı zamanda Semerkant’ın en yoğun ve popüler alışveriş merkezi olarak kabul gören Siab Bazaar, hem Özbek halkı hem de yabancı turistler tarafından sene boyunca ziyaret ediliyor. Giyim mağazalarından restoranlara eğlence alanlarından kahve dükkânlarına kadar çok farklı mekânlara ev sahipliği yapan Siab Bazaar, 5 hektarlık devasa bir alanda hizmet veriyor.
Ana giriş bölümü yüksek bir kemerden yapılan alışveriş merkezi, devasa çadırlarla korunuyor. Yerel satıcılar genellikle sebze meyve tezgahlarıyla kendine yer buluyor. Özellikle Özbekistan mutfağını keşfetmek ve yöresel lezzetlere tanıklık etmek adına buradaki restoranlara ve yöresel ürünler satan tezgâhlara yönelebilirsin.
Kampanyalar
11. İmam Buhari Türbesi
Semerkant’ta bulunan İmam Buhari Türbesi, sene boyunca binlerce turisti Hortang köyüne çekiyor. Dünyaca ünlü bir hadis ilahiyatçısı olan İmam Buhari’nin mozolesi, zaman içinde çok sayıda restorasyon gördüğü için oldukça iyi durumda. Yapılan restorasyon çalışmalarından sonra bu alana ofis, cami, araştırma merkezi, kütüphane gibi bölümlerin eklendiği görülüyor. Aynı zamanda İmam Buhari Türbesi’nin olduğu yerde ufak bir hediyelik eşya dükkanıyla da karşılaşabilirsin.
870 senesinde Semerkant’a 24 km uzaklıkta vefat eden İmam Buhari’nin türbesi 1998’den sonra büyük bir değişime uğruyor. 1225’inci ölüm yıldönümünde türbe, büyük bir anıt kompleksine dönüştürülüyor. Farklı şehirlerden gelen ustaların ortak bir şekilde inşa ettiği bu kompleks, toplamda 10 hektarlık bir alanı kaplıyor.
12. Aydarkul Gölü
Özbekistan’da tarihi, kültürel ya da dini mekanlara kısa bir ara vermek ve tabiat güzelliklerini keşfetmek istersen sana Aydarkul Gölü’nü öneriyoruz. Su turizminde önemli bir yere sahip olan bu göl, kızıl bir kum çölünde yer alıyor. Hem rengi hem de büyüklüğüyle görenleri epey etkileyen göl, bölge halkı tarafından “kumlardaki turkuaz deniz” olarak anılıyor. Aydarkul Gölü çevresinde çok fazla insan yaşamıyor. Bu durum göldeki sessiz atmosferi daha da pekiştiriyor.
Tuz içeriği düşük olan gölde su altı akıntısı bulunmuyor. Balıkçılık mevsiminde çukhon, sazan, levrek gibi balıkların yaşadığı göle ilgi bir hayli fazla oluyor. Bu arada akbabadan kartala, karabataktan pelikana çok farklı kuş türlerinin yaşam alanı olan göl, amatör ve profesyonel fotoğraf sanatçılarına elverişli bir ortam sunuyor.
13. Planetarium Astronomi Müzesi
Özbekistan’da UNESCO desteğiyle kurulan bazı müzelere rastlamak mümkün. Bu müzelerden biri olan Planetarium Astronomi Müzesi, gök bilimcilerin portrelerinden yıldız resimlerine kadar pek çok ilgi çekici materyali bünyesinde barındırıyor. Uluğ Bey’den dolayı Özbekistan’ın astronomi alanında çok önemli gelişmelere ev sahipliği yaptığını belirtmiştik. Bu gelişimin bir yansıması olarak görebileceğimiz Astronomi Müzesi, rasathane binasının içinde yer alıyor. Burada özellikle Uluğ Bey Dönemi’nden kalan çok özel yıldız kataloglarına göz atabilirsin.
Ufak bir müze olan Astronomi Müzesi’nde sergilenen eserlerin ciddi bir bölümü, 1908 yılında bir arkeolog tarafından gerçekleşen çalışmaların bir sonucu. Planetarium Astronomi Müzesi hem atmosferi hem de sunduğu kataloglarla astronomi alanında ilginç bir deneyim vadediyor.
Yabancılar için 2 ABD Doları
Açık olduğu saatler
Her gün 09.00 ile 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
14. Taşkent Hayvanat Bahçesi
Taşkent’te yer alan bu popüler hayvanat bahçesi, aynı zamanda Orta Asya’nın en köklü hayvanat bahçelerinden biri olarak tanınıyor. Özellikle ailece yapılacak eğlenceli ziyaretler için epey uygun bir ortam sunan bu doğal yaşam parkında egzotik kuş türlerine ve akvaryum alanındaki köpek balıklarına ilgi epey fazla.
Çok farklı hayvan türlerine ev sahipliği yapan Taşkent Hayvanat Bahçesi, 22 hektarlık bir alana sahip. Toplamda 400’e yakın hayvan türünü bünyesinde barındıran bu mekân, 1924 tarihinden bu yana Taşkent halkına hizmet veriyor.
15. Chorsu Pazarı
Özbekistan’da keyifli bir turistik Pazar arıyorsan Chorsu Bazaar ya da bi başka ifadeyle Chorsu Pazarı’nı mutlaka ziyaret etmelisin. Mavi kubbelerin gölgesinde sene boyunca kurulan pazarda el yapımı kumaşlar, ev eşyaları, yöresel yemekler öne çıkıyor.
Özbekistan’a gelen turistlerin mutlaka uğrayıp sevdikleri için hediyeler baktığı bu renkli pazar, aynı zamanda dünyanın en eski pazarlarından biri. Juva Meydanı’nda çarşı toplamda 3 ayrı kattan meydana geliyor. Tarihi 100 yıldan fazla olan Chorsu Pazarı, devasa bir kubbe ile örtülmüş durumda.
16. Amu Darya Nehri
Orta Asya’nın en büyük nehirleri arasında gösterilen Amu Derya Nehri’nin toplam uzunluğu 2600 km civarında. Ülkemizde bu nehir, Ceyhun Nehri adıyla biliniyor. İki ayrı ana kolu olan nehir, Surhanderya'nın güneyinden akıyor.
Uzun yolculuğundan sonra Türkmenistan’a ait topraklara dökülen Amu Darya Nehri, Özbekistan’da ise Buhara ile Harezm bölgelerinden geçiyor. Afganistan ve Tacikistan gibi ülkelerden de geçen bu uzun nehir, son olarak Aral Gölü’ne dökülüyor. Nehir çevresindeki tabiat güzellikleri; doğa yürüyüşleri, piknik, yürüyüş gibi aktiviteler için değerlendiriliyor.
17. Tilla Kari Medresesi
Özbekistan’daki tarihi ve kültürel mekânların ciddi bir kısmı Semerkantyer alıyor. Bu yerlerden biri olan Tilla Kari Medresesi, Registan Meydanı’nda konumlanıyor. Dönemin Semerkant Hükümdarı olan Bakhadur’un emri üzerine inşa edilen medresenin tarihi 1660’a dek uzanıyor.
Etkileyici mimarisiyle ziyaretçileri kendine hayran bıraka Tilla Kari Medresesi, özellikle de yaldızlı süslemeleri ile fark yaratıyor. Zaten “tilla kari” sözcükleri “altınla süslenmiş” anlamında kullanılıyor. Buradaki ifade tamamen yaldızlı kabartma ve süslemelerden kaynaklanıyor. Bu arada Tilla Kari Medresesi’nin Registan Meydanı’na inşa edilen üç büyük yapının sonuncusu olduğu notunu da düşelim.
18. Minor Mosque
Başkent Taşkent’te yer alan Minor Mosque, tam olarak Ankhor Kanalı ile komşu durumda. Sanılanın aksine yeni bir cami olan Minor Mosque, tarihi kimliğinden öte mimari özellikleri ve ihtişamıyla ilgi görüyor. 1 Ekim 2014 günü resmi açılışı yapılan bu etkileyici dini mekan, “mimari harika” olarak tanımlanıyor.
Açılışında o dönemin Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’un da hazır bulunduğu Minor Camii, Orta Asya’nın en modern camileri arasında kendine yer buluyor. Camide hem klasik doğu ve geleneksel Özbekistan mimarisinden parçalar bulmak mümkün. Bütünüyle beyaz mermerlerle kaplı olmasından ötürü burası “Beyaz Camii” olarak da adlandırılıyor.
19. Anchor Lunapark
Özbekistan’da ailece gidilecek eğlenceli bir mekan arıyorsan Anchor Lokomotif ya da bir başka deyişle Anchor Lunapark’ı notların arasına almalısın. Bir tür kültür parkı olarak tasarlanan bu devasa alan, 2016 yılından bu yana bölge halkına ve turistlere hizmet veriyor.
Anchor Kanalı’nın hemen yakınında konumlanan Anchor Lunapark, toplamda 12 bin metrekarelik bir alana sahip. Uzun karting pistiyle ilgi çeken bu eğlence merkezinde hem çocuklar hem de yetişkinler için pek çok seçenek bulunuyor. Karting yarış pistlerinin en uzunu 540 metre civarında. Çocukların yarış alanı ise ayrı bir noktada yer alıyor. Bu arada Lunapark içinde 300 kişilik büyük bir restoran bulunuyor. Deneyimli eğitmenler hem oyuncaklar hem de yarış pistlerinde gün boyunca güvenliği sağlıyor.
Konum Linki
20. Aral Gölü
Sadece Özbekistan’ın değil aynı zamanda Asya’nın en önemli gölleri arasında kabul edilen Aral Gölü, Özbekistan ve Kazakistan sınırlarında yer alıyor. Dünyanın en büyük 5 gölü arasında kendine yer bulan bu devasa tuz gölü, toplamda 68 bin kilometrekarelik bir büyüklüğe sahip. Bugün ne yazık ki geçmişteki bereketli görüntüsünden çok uzakta. Belli oranda kurumasına rağmen hala büyük ilgi gören gölün 1960 ve 70’li yıllarda altın yıllarını yaşadığını söyleyebiliriz.
O dönemde birçok ailenin geçim kaynağı olan Aral Gölü, aynı zamanda ticari gemiler için de kilit bir rol oynuyormuş. Bugün maalesef yer yer çölleşen Aral Gölü’nün Hazar Denizi’yle de bağlantıları bulunuyor. Karakum ve Kızılyurt gibi çöl alanlarına da yakın konumda olan bu meşhur gölü tarih boyunca besleyen ırmakların pamuk tarlalarına akıtılması, buranın sonunu getirmiş. Yakın gelecekte tamamen yok olma tehlikesine sahip olan gölü ziyaret edip yakından incelemeni ve çevresinde uzun yürüyüşler yapmanı öneriyoruz.
21. Hazreti Davut Mağarası
Hazreti Davut Mağarası, Hazreti Davut’un belli bir dönem yaşadığına inanılan mağara olarak biliniyor. Buraya çıkmak adına toplamda 1303 basamağa sahip olan uzun bir merdiveni arkanda bırakman gerekiyor. Ülkede bin civarında mağara olsa da bu özel hikayesinden dolayı Hazreti Davut Mağarası, en çok ziyaret edilen mağaralardan biri.
Hazreti Davut Mağarası, şehre yaklaşık 39 km uzaklıkta yer alan Aksay köyünde konumlanıyor. Mağaranın yakınlarında aynı zamanda eski bir camiyle de karşılaşabilirsin. Hz. Davut’un ayak izlerinin korunmuş olması, burayı daha da cazip kılıyor.
22. Hazreti İmam Kompleksi
Taşkent’te “Eski Şehir” olarak adlandırılan bölümde yer alan Hazreti İmam Kompleksi ya da Hazreti İmam Külliyesi, farklı yapıları bir araya getiriyor. Burayı ziyaret ettiğin zaman Keffal Şaşi Türbesi, Tilla Şeyh Cami ve Muyi Mübarek Medresesi ile karşılaşabilirsin. Aynı zamanda Taşkent İslam Enstitüsü’nü de bünyesinde barındıran bu kompleks, bayram namazlarında adeta dolup taşıyor.
Minarelerin, kubbelerin ve etkileyici medreselerin bir arada olduğu Hazreti İmam Kompleksi’nde özellikle Barakhan Medresesi’ne ilgi büyük. Külliyenin ilk yapılarından olan bu medresede 34 hücre yer alıyor. Günümüzde ise zanaat atölyeleri konusunda aktif bir mekân olarak kullanılıyor.
23. Emir Timur Meydanı
Taşkent’te yer alan Emir Timur Meydanı, tam anlamıyla başkentin kalbinin attığı yer olarak tanımlanıyor. Özbekistan tarihinde çok önemli bir yere sahip olan Emir Timur’un ismini yaşatan ve onurlandıran meydan, hemen hemen kentin tüm ana yollarını birbirine bağlıyor.
Merkezi konumu açısından Taksim’e benzetebileceğimiz Emir Timur Meydanı, aynı zamanda Emir Timur heykeline de ev sahipliği yapıyor. Yıl boyu capcanlı kalan meydanın çevresinde çok sayıda mağaza ve restoran yer alıyor. Ayrıca Forumlar Sarayı ve Saat Kulesi de meydanda yer alan önemli yapılar arasında sayılıyor.
24. Tach Khaouli
İnşa süreci 1841 senesinde sona eren Tach Khaouli, Özbekistan’ın en görkemli saraylarından biri olarak sene boyunca ziyaret ediliyor. Bilhassa büyük mozaikleriyle öne çıkan Tach Khaouli, UNESCO tarafından koruma altına alınmış durumda.
Tach Khaouli’nin yapımının 3 senede bitirilmesi emredilmiş olsa da toplamda 8 senede tamamlanır. Mimarlar, bu konudaki itirazlarından dolayı o dönem idam edilir. Yapımında çok sayıda mimar ve kölenin emek verdiği Tach Khaouli, hem saray hem de kale formuna sahiptir. Avlu kısımları Dahi Abdullah tarafından tasarlanan bu önemli yapı, ayrıca fayans detaylarıyla şaşırtıcı bir görüntü yaratıyor.
25. Aşkabat Parkı
1890 senesinde oluşturulan Aşkabat Parkı, Taşkent’te halkın adeta nefes aldığı bir doğal alan. Bu tarihi park, toplamda 12 hektarlık bir alanı kaplıyor. Eğlence ve dinlence alanlarının dışında spor meraklılarına hitap eden alanlarıyla da dikkat çeken Aşkabat Parkı, Saparmurat, Kuliyev ve Azadi gibi önemli caddelerin ortasında konumlanıyor.
İlk oluşturulduğu dönemde “Şehir Yaz Bahçesi” ismiyle hizmet veren park, kısa bir süre sonra “Subay Parkı” adına sahip olmuş. SSCB Dönemi’nde ise Lenin Parkı olarak adlandırılmış. Yerel halkın “Birinci Park” olarak andığı Aşkabat Parkı kapsamlı bir düzenlemeden sonra 2014’te yeniden hizmete açıldığı görülüyor. Parkı gezdiğinde yaşı 100’den fazla olan çok sayıda ağaçla karşılaşman mümkün.
26. Nurullaboy Sarayı
Yapımı 1918 senesinde sona eren Nurullaboy Sarayı, mimari tarzıyla tipik bir Özbek sarayı olarak tanımlanıyor. Dekorasyon sürecinde kuş tüyü başta olmak üzere görece zor bulunan malzemelere sembolik olarak yer verilen bu ilginç saray, lüks yapısıyla dikkat çekiyor. Kuş tüyü benzeri unsurlar, bu lükslüğü daha da pekiştirmek adına özellikle tercih edilmiş.
9 ayrı odası ve 4 büyük avlusu olan Nurullaboy Sarayı, aynı zamanda İsfandiyar Sarayı ismiyle de biliniyor. Sarayın yapımında Muhammed Rahim Han’ın 1900’lerin başındaki Petersburg ziyaretinin etkisi büyük oluyor. Hem doğu hem de batı mimarisinden izler sunan bu tarihi saray, Özbekistan’ın Hiva şehrinde yer alıyor. Saray artık bir müze olarak işlev görüyor.
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
Her gün 09.00 ile 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
27. Taşkent Botanik Bahçe
2. Dünya Savaşı’nın devam ettiği dönemde kurulan Taşkent Botanik Bahçesi’nin kuruluşu 1943 senesine dek uzanıyor. Toplamda 70 hektara yakın bir alanı kaplayan bu tabiat güzelliği, 4500’ün üzerinde ağaca ev sahipliği yapıyor.
Dünyanın farklı noktalarından bitki türlerine yer verilen Taşkent Botanik Bahçe, Orta Asya’nın bilinen en köklü botanik bahçeleri içinde yer alıyor. Doğal park toplamda 5 bin ayrı bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Özellikle lale ağaçlarının ilgi gördüğü botanik bahçesi, Orta Asya’dan Avrupa’ya, Uzak Doğu’dan Kuzey Amerika’ya farklı bölgelerin florasını bir araya getiriyor. Aynı zamanda çok sayıda egzotik kuş türlerinin de yer aldığı Taşkent Botanik Bahçe’de düzenli olarak eğitim gezileri düzenleniyor.
28. Kızılkum Çölü
Özbekistan ve Kazakistan’ın arasında kendine yer bulan Kızılkum Çölü, 300 bin kilometrekarelik bir alana yayılıyor. Bu bakımdan dünyanın en geniş çöllerinden biri olarak geçen Kızılkum Çölü, aynı zamanda Ceyhan ve Ceyhun’un ortasında bulunuyor. Bu iki nehrin, Orta Asya’nın en büyük nehirleri içinde olduğunu anımsatalım.
Aynı zamanda Aral Gölü’nün de güneyine bakan bu dev çölün ufak bir kısmı Türkmenistan ve Kazakistan’da yer alıyor. Yer yer 70 metrenin üzerine çıkabilen kumullar, ortaya harika görseller çıkarıyor. Develer açısından ideal bir mera alanı olan Kızılkum Çölü sayesinde bozkır göçebelerinin yaşamlarına tanıklık edebilirsin. Bu ve diğer çöller ekoturizm bağlamında ilgi görüyor.
29. Semerkant Müzesi
Özbekistan’ın en popüler müzelerinden biri olan Semerkant Müzesi, Afrasiyab olarak bilinen dev arkeolojik alanda bulunuyor. 1200’lü yıllarda Moğollar tarafından yıkılan Afrasiyab’tan kalan pek çok eser bu müzede koruma altında. Semerkant’ın kuzey kısmında konumlanan Semerkant Müzesi’ne ait bina, Ermeni mimar Bağdaş Arzumanyan’ın emekleriyle oluşturulmuş.
Şehrin kuruluşunun 2500’üncü yılı kutlamaları kapsamında açılışı yapılan müze, farklı dönemlerden izler barındıran beş ayrı odaya ayrılıyor. Günümüzde müze içinde toplamda 22 bin civarında eser bulunuyor. 2015 senesinde Azerbaycan ile yapılan kültürel çalışmalar neticesinde buraya dahil edilen Azerbaycan Pavyonu, müzenin en ilgi çeken kısımlarından birini oluşturuyor.
Kişi başı 20.000 Özbek Somu
Açık olduğu saatler
Her gün 09.00 ile 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
30. Uygulamalı Sanatlar Müzesi
Özbekistan’ın uzun yıllara dayanan kültürel mirasına tanıklık etmek isteyen kişiler, Uygulamalı Sanatlar Müzesi’nden detaylı şekilde yararlanıyor. Taşkent’in merkezindeki bu müze sayesinde hem el sanatları tarihini hem de ülkeye dair başyapıtları yakından inceleme şansı bulabilirsin.
Taşkent Uygulamalı Sanatlar Müzesi, 1927 senesinden bu yana hizmet vermeye devam ediyor. 1977 itibarıyla da yerli ve yabancı turistlerin gözdesi olan müzeye devlet statüsü kazandırılmış. Müzenin ana koleksiyonları içinde müzik aletlerinden halılara, minyatürlerden mücevherlere farklı sınıflandırmalar bulunuyor.
Kişi başı 6500 Özbek Somu
Açık olduğu saatler
Her gün 09.00 ile 21.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
31. Taşkent TV Kulesi
Özbekistan’ın başkentinde yer alan TV Kulesi, Orta Asya’nın en yüksek iki binasından biri olarak dikkat çekiyor. Şehri kuşbakışı izlemek adına ideal bir nokta olan Taşkent TV Kulesi, hem konumu hem de meşhur dönen restoranı nedeniyle sene boyunca büyük ilgi görüyor.
Şehrin birçok noktasından görülen bu baş döndürücü kule, 400 metreye yakın bir uzunluğa sahip. Gece saatlerinde özel şekilde ışıklandırılan Taşkent TV Kulesi’nin yapım yılı 1985. İnşa süreci 7 sene süren kulenin seyir terası özel camlarla kaplı olduğu için epey güvenli.
Kişi başı 40.000 Özbek Somu
Açık olduğu saatler
Her gün 10.00 ile 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
32. Bolo Hauz Mosque
Ark Kalesi’nin hemen karşı kısmında yer alan Bolo Hauz Mosque, özel havuzu dışında külliyesi ve minaresiyle hayranlık uyandırıyor. 1700’lü yıllardan kalan Bolo Hauz Mosque, bir dönem kuraklık sorununa karşı halkın içme suyu ihtiyacını belli ölçüde de olsa karşılaşmış.
20 ayrı tahtayla ve ilginç oyma desenli sütunlarla desteklenen tarihi camiyi dönemin hükümdarlarının sık sık ziyaret ettiği biliniyor. Bolo Hauz Camii’nin önünde yer alan havuz, günümüzde de hala oldukça bakımlı ve temiz durumda. Buhara şehrindeki caminin mimarisinde Osmanlı tarzına dair izler yakalamak mümkün.
33. Siab Bazaar
Özbekistan’da yöresel ürünlere erişmek istersen Semerkant şehrindeki bu eski pazarı değerlendirebilirsin. Em yerel halk hem de turistler tarafından ilgi gören Siab Bazaar, Siyob Bozori adıyla da biliniyor. Sıcak bir atmosfere sahip olan çarşıda el yapımı ürünlere, yöresel sebze meyvelere, ilginç baharatlara ya da el yapımı hediyelik eşyalara rastlaman mümkün. Siab Bazaar, Registan Meydanı’na yaklaşık 1 km uzaklıkta yer alıyor. Bu otantik çarı toplamda 5 hektarlık alanda hizmet veriyor.
34. Emir Timur Müzesi
Taşkent’te yer alan Emir Timur Müzesi, oldukça güçlü bir figür olan Timur’un uzun yıllara yayılan hanedanlığını yansıtıyor. Doğu mimarisiyle öne çıkan bu müze, yabancı turistlerin öncelik verdiği destinasyonlar arasında bulunuyor. Askeri açıdan tam anlamıyla bir deha olarak kabul gören Timur’un adını taşıyan müzede sikkelerden el işlemesi olan minyatürlere dek pek çok eserle karşılaşmak mümkün.
Özbekistan’da “Temuriylar Tarixi Davlat Muzeyi” adıyla bilinen müzede Emir Timur’un yaşamına damga vuran kesitler farklı materyaller aracılığıyla ziyaretçilere sunuluyor. Hem Emir Timur’u hem de Özbekistan tarihini anlamak adına Emir Timur Müzesi’ni ziyaret edebilirsin.
Kişi başı 25.000 Özbek Somu
Açık olduğu saatler
Pazartesi dışında her gün 09.00 ile 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
35. Kuhha Ark
Hive içinde yer alan Kuhha Ark ya da bir başka deyişle Kunya Ark Kalesi’nin yapımı 1688 senesine uzanıyor. Kale içinde kale olarak adlandırabileceğimiz bir forma sahip olan bu ilginç kale, pek çok bölümden meydana geliyor. Bunlar arasında kış camisi, yaz camisi, harem, darphane, atölyeler, ahırlar, kabul salonu gibi bölümler öne çıkıyor.
Bu arada Kuhha Ark’ı ziyaret ettiğinde cezaların infaz edildiği zindan bölümünü de görebilirsin. Son restorasyonu 1800’ü yıllarında başında gerçekleşen Kuhha Ark, özellikle mavi renkli kubbelerinden dolayı ilgi görüyor.
36. Halife Niyaz-kul Medresesi
Halife Niyaz-kul Medresesi ya da bir diğer deyişle Chor Minor, Buhara şehrinde yer alıyor. 1800’lü yıllarda Halife Niyaz-kul tarafından inşa edilmesinden dolayı böyle bir isimle anılan bu yapı, UNESCO tarafından da onurlandırılmış. Dört ayrı minareyle çevrilen yapı, özellikle mavi çini işlemeleriyle öne çıkıyor.
Orta Asya mimarisini yansıtan Chor Minor, aslında “4 Minare” anlamına geliyor. Lyab-i Hauz Külliyesi'ne de oldukça yakın mesafede yer alan Chor Minor, özel kubbesi sayesinde çok etkileyici bir akustiğe sahip. Sufilerin zikir rutinlerinde de kullanılan Halife Niyaz-kul Medresesi, günümüzde ufak atölye ve dükkanlarla çevrili.
37. Samonids Recreation Park
Buhara kentinde bulunan Samonids Recreation Park, şehrin kuzey kısmında konumlanıyor. Şehrin en büyük parkı olan Samonids Recreation Park, özenle korunmuş doğal güzellikleriyle adeta şehrin akciğeri olarak görülüyor. Buhara’da gezilecek popüler destinasyonları gezerken huzur içinde bir mola vermek istersen, bu dinlendirici mekanı değerlendirebilirsin. Bu arada Samonids Recreation Park içinde İmam Buhari Anıt Kompleksi ve Talipach Kapıları gibi yerler de mevcut.
UNESCO’nun Dünya Mirası Alanı’na dahil ettiği parkın bir bölümünde hayvanat bahçesi yer alıyor. Aynı zamanda özel olarak oluşturulan tema parkı ve göl de ziyaretçilerden tam not alan kısımlar olarak sıralanıyor.
38. Allakuli Khan Medresesi
19. yüzyıldan kalan bir eser olan Allakuli Khan Medresesi, genel olarak Harezm Orta Çağ mimarisini temsil ediyor. Zarif yapısıyla dikkat çeken tarihi medrese, bugün bir tıp müzesi olarak işlev görüyor. Olloqulixon Medresesi adıyla da bilinen yapının tarihi 1834 yılına dek uzanıyor. Yapay bir tepenin üstüne konumlandığı için yanındaki binalardan daha yüksekte görünen Allakuli Khan Medresesi, dikdörtgen plana sahip.
39. Islam Khoja Minaresi
1908 senesinde inşa süreci sona eren Islam Khoja Minaresi, Özbekistan’ın sembol yapıları arasında bulunuyor. Minareye girdiğinde karşına toplamda 175 ayrı basamak çıkıyor. Yukarıdan aşağıya doğru inmeye başladığında minare yavaş yavaş daralmaya başlıyor.
45 metre yüksekliğe sahip olan minare, Khiva’nın hemen hemen her bölgesinden görülebiliyor. Ahşap ve özel işlemelere sahip olan kapısıyla dikkat çeken Islam Khoja Minaresi, camlı yatay kemerleri ve türlü dönemlerde eklenen sütunlarıyla fark yaratıyor.
Seyahate çıkmadan önce havaalanında hızlı geçiş nedir yazımızı okuyarak vakit kazanmayı unutma!
