Hem Kurtuluş Savaşı’nda direnişin en önemli yerlerinden biri olmasıyla hem de tarihi ve kültürel zenginlikleriyle bilinen Kütahya, turizm için de değerli şehirlerimizden. Kütahya’da seramik ustalarının maharetli ellerinden çıkan eserlere ve çini sanatının inceliklerine yakından tanıklık edebilirsiniz. Ayrıca Dumlupınar Şehitliği’ni ziyaret edebilir, Frig Vadisi, Aizanoi Antik Kenti ve tarihi Kütahya konakları gibi hayranlık uyandıran destinasyonlardan oluşan keyifli bir gezi turu gerçekleştirebilirsiniz.
Kütahya’da gezilecek yerleri bu yazıda keşfedebilir ve yola çıkmak için gerekli olanKütahya otobüs biletiiçin linke uğrayabilirsiniz.
Gezilecek yerlere başlamadan önce Kütahya’ya gezmeye gidecek kişilerin en çok merak ettiği birkaç konuya kısaca değinelim;
Kütahya’da kaç gün kalınmalı?
Sağlık ve kaplıca turizminin yaygın olduğu Kütahya’nın keyfini tam olarak çıkarma için 2-3 gününüzü ayırmanızı öneriyoruz. Seyahatinizde aynı zamanda Kütahya’da bulunan tarihi yerleri de gezebilirsiniz.
Kütahya’dan hediye olarak ne alınır?
Çinileriyle adını sık sık duyuran Kütahya’dan sevdiklerinize çini tabak, kupa, kâse , fincan takımı, heykel gibi çini ürünleri satın alabilirsiniz.
Kütahya’da ne yenir?
Yemekleriyle adından sık sık bahsettiren Kütahya seyahatinizde; haşhaşlı Gözleme, kızılcık tarhanası, tosunum böreği, sıkıcık çorbası, küp kebabı, tirit, güveç, sütlü incir tatlısı, yufka tatlısı, dolamber böreği, sini mantısı gibi yemeklerin mutlaka tadına bakmanızı öneriyoruz.
Günümüzde Kütahya ile beraber Eskişehir ve Afyon gibi şehirlerin sınırlarına kadar uzanan Dağlık Frigya bölgesi, büyük ölçüde derin vadilerin şekillendirdiği orijinal bir destinasyon. Volkanik tüflerin yarattığı volkanik yapı, kayaların özel olarak oyulması neticesinde hayranlık uyandıran bir mimari modelin kapılarını aralamış. Frig döneminden bugüne dek uzanan kaya anıtlarda üçgen alınlıklar ve zengin süslemeler dikkat çekiyor. Bu süsleme detayları Frig Uygarlığı’nın sosyal ve dini ritüelleri ile alakalı pek çok bilgi sunabiliyor. Frig Vadisi’ni daha yakından keşfetmek isterseniz ilgili yazımıza linkten ulaşabilirsiniz.
Kütahya denildiği zaman akla gelen ilk unsurlardan biri de çini. Nitekim çarşı içerisinde dolaştığınızda çini sanatının inceliklerini yansıtan binlerce hediyelik eşya modeli ile karşılaşmanız olası. Kütahya Çini Müzesi ise bu geleneksel sanatın Kütahya özelindeki tarihsel serüvenine odaklanıyor. Kütahya Çini Müzesi, aynı zamanda bu alana dair açılmış ilk ve tek müze özelliğine sahip.
1999 senesinde resmi açılışı yapılan Kütahya Çini Müzesi; çok sayıda çini vazoyu, ev eşyasını, pano ve tabağı bünyesinde barındırıyor. Sergilenen çinilerin bir kısmı Kütahya’da bir kısmı ise İznik’te üretilmiş. Müzeye ev sahipliği yapan bina ise 1411 senesinde Yakup Çelebi tarafından inşa edilmiş. Bina uzun yıllar boyunca külliye ve medrese olarak kullanılmış.
Kütahya Çini Müzesi giriş ücreti
Giriş bileti 7 TL
Açık olduğu saatler
Pazartesi hariç 09.00-17.00 arası ziyarete açık.
Şehrin sembol yapılarından biri olan Kütahya Kalesi, konum olarak Hisar Tepesinde bulunuyor. Burası aynı zamanda şehrin kurulduğu ilk yer olarak da biliniyor. 5. yüzyılda inşa edilen tarihi kalenin yapımında Bizanslılar rol oynuyor. Sonraki dönemlerde hem Osmanlılar hem de Selçuklular döneminde kapsamlı bir şekilde restorasyondan geçiriliyor.
Kalenin burç kısımlarında özel moloz kesme taşlar kullanılmış. Kale iç, aşağı ve yukarı olmak üzere toplamda 3 ayrı bölümden oluşuyor. Rengi kırmızıya yakın devasa bir kayanın üstünde konumlanan kale, aradan geçen bunca seneye rağmen restorasyonlar sayesinde sağlam kalmayı başarmış. Kütahya Kalesi’nin çevreleyen özel bir hendek bulunmuyor ancak surların altı tümüyle bir uçuruma doğru bakıyor.
Kütahya’nın en önemli dini mekânlarından biri olan Ulu Cami’nin 1401 senesinden bugüne uzandığı biliniyor. Osmanlı’nın büyük imparatorlarından Yıldırım Beyazıt, caminin yapımında önemli bir etkiye sahip. Tarihi caminin içinde bulunan dev sütunlar, şehrin dünyaca ünlü Antik kenti, Aizanoi Antik Kenti’nden taşınmış. Dikdörtgen planlı ve avlusuz durumdaki caminin en kapsamlı restorasyonu, 1893 senesinde yapılmış.
Çavdarhisar ilçesinde konumlanan Aizanoi Antik Kenti, Roma Dönemi‘nin mimari izlerini taşıyor. İçerisinde Zeus Tapınağı ve tiyatro alanı ile beraber macellumu bulunan Antik kent, pek çok tarihçi tarafından “İkinci Efes” olarak isimlendiriliyor. Büyük ölçüde korunan yapının bir zamanlar 80 bin kişiye ev sahipliği yaptığı tahmin ediliyor. Stadyum 13.500, tiyatro ise 20 bin civarında bir kapasiteye sahip. Antik kente geldiğinizde nekropoller dışında su kanallarına ve özel agoralara tanıklık edebilirsiniz.
Kütahya’da yerli ve yabancı ziyaretçilerin yoğun ilgi gösterdiği Lajos Kossuth Müzesi, konum olarak Macar Sokak’ta yer alıyor. Müzeye 18’inci yüzyıldan bugüne taşınan özel bir Türk Evi ev sahipliği yapıyor. Müzeye adını veren Lajos Kossuth, 19’uncu yüzyılda yaşamış olan ve Macar özgürlük savaşı için mücadele eden liderlerden biri olarak tanınıyor. Kendisinin 1850 yılında yaklaşık 2 sene boyunca bu evde ikamet ettiği, ayrıca Macaristan Anayasa Tasarısı’nı da burada kaleme aldığı biliniyor. Lajos Kossuth’un ölümünden sonra, anılarını yaşatmak amacıyla müze fikri ortaya atılıyor.
Lajos Kossuth Müzesi giriş ücreti
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
Pazartesi hariç 08.30-17.30 arası ziyarete açık.
Kütahya’nın popüler müzelerinden biri olan Arkeoloji Müzesi, hemen şehir merkezinde Ulu Cami’nin yanında konumlanıyor. Müze binası 1314 senesinde Umur Bin Savcı tarafından inşa edilmiş. O dönemlerde uzun yıllar boyunca medrese olarak kullanılmış. Müzenin pek çok noktasında Selçuklu sanatının izlerine rastlamak mümkün.
Müze resmi olarak 1965 senesinde ziyaretçilere kapılarını açıyor. Müze içerisinde hem Hitit, Roma ve Bizans hem de Osmanlı Dönemi’ne dair sayısız eser sergileniyor. Müzenin genel olarak en çok ilgi çeken eseri, Amazon Lahidi. Aizanoi’de yapılan kazı çalışmalarında keşfedilen lahitte müthiş bir kabartma tekniğine yer verilmiş.
Kütahya Arkeoloji Müzesi giriş ücreti
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 08.30-17.30 arası açık
Kütahya’ya kadar gelip de yakın tarihimiz için oldukça büyük bir öneme sahip olan Dumlupınar Şehitliğini ziyaret etmemek olmaz. Bilindiği üzere 26 Ağustos 1922’de Afyonkarahisar’da başlayan mücadelenin en önemli duraklarından biri de Dumlupınar’dı. Nitekim Başkomutan Meydan Muharebesi, aynı yılın 30 Ağustos tarihinde tam olarak burada ilan edilmişti.
Dumlupınar Şehitliği, Kurtuluş Savaşı’nda şehit olan askerlerin anılarını yaşatmak adına 30 Ağustos 1972 tarihinde açıldı. İçerisinde Milisler Anıtı, Üç Komutan Anıtı, Mehmetçik Anıtı, Kurtuluş Parkı ve Namazgâh gibi ayrı ayrı bölümler mevcut. Aynı şekilde Dumlupınar Müzesi de doğrudan bu alanda konumlanıyor.
Şehrin en özel camilerinden biri olarak öne çıkan Çinili Cami, il merkezinde konumlandığı için rahatlıkla ziyaret edilebiliyor. Caminin süslemelerinde ağırlıklı olarak Orta Asya Türk mimarisinden esintilerle karşılaşabilirsiniz. Caminin dış bölümü bütünüyle mavi Kütahya çinilerinden meydana geliyor. Bu durum, camiye görsel anlamda bir özgünlük kazandırıyor. 1973 senesinde ressam Ahmet Yakupoğlu’nun projesiyle inşa edilen Çinili Cami, tarihsel kimliğinden ziyade estetik yapısıyla ön plana çıkıyor.
Kütahya’da gezilecek yerler arasında her zaman kendine yer bulan Mızık Çamı, Osmanlı Dönemi içerisinde “anıt ağaç” olarak yıllar boyunca korunmuş. Bu miras günümüzde aynı özenle korunmaya çalışılıyor. Anlatılanlara göre bu çamın mazisi Osman Gazi’nin bebeklik dönemlerine dek uzanıyor. Hayme Ana’nın bu ağacın dallarına salıncak kurup, o dönemler henüz bebek olan Osman Gazi’yi ninnileriyle uyuttuğuna inanılıyor. Ağacın resmi olarak “anıt ağaç” statüsünde yer alması, 1988 senesine uzanıyor.
Hayme Ana, ismine türbe yapılan ilk Türk annesi olarak kabul ediliyor. Osman Gazi’nin ninesi olan Hayme Ana, Kütahya şehri için oldukça özel bir isim. Eşi olan Gündüz Alp öldükten sonra Hayme Ana, Kayı Boyu’na uzun bir süre liderlik ediyor. Hatta o dönemde liderlik ettiği grubu Domaniç ve Söğüt’e dek başarıyla ulaştırması, ona duyulan saygıyı daha da güçlendiriyor.
Kimi kaynaklarda “Devlet Ana” olarak da bahsedilen Hayme Ana’nın defnedildiği yer yıllar sonra 2. Abdülhamid döneminde bulunuyor. 2. Abdülhamid bu yere Hayme Ana’nın adını taşıyan türbenin yapılmasını emrediyor.
Kütahya’nın hangi ilçesine giderseniz gidin tarihi Kütahya konakları ile karşılaşmanız yüksek bir ihtimal. Ahşap mimarinin en özel örneklerini sunan bu konaklar, büyük oranda 19’uncu yüzyılda inşa ediliyor. Bilhassa Germiyan Sokağı içerisinde bugüne dek ayakta kalmayı başarmış olan çok sayıda konakla karşılaşabilirsiniz. Aynı şekilde Ahi Erbasan Caddesi de tarihi Kütahya konaklarına tanıklık etmek adına ideal bir yer. Kütahya Konağı, Kurtuluş Konağı, Hanedan Konağı, Germiyan Konağı, Alopaşalı Konağı, bölgede en çok öne çıkan konaklar durumunda.
1989 senesinden bu yana ziyaretçilerini ağırlayan Tavşanlı Belediye Müzesi, Eski Belediye Binası’nın 2’nci katında hizmet veriyor. Müzede özellikle Tavşanlı ilçesinin yöresel zenginlikleri ile beraber arkeolojik yapıtları sergileniyor. Müze içerisinde toplamda 362 ayrı eser bulunuyor. Kütahya şehir merkezinden kalkan Tavşanlı otobüslerine bindiğiniz zaman, müzenin hemen önünde inebilirsiniz.
Tavşanlı Belediye Müzesi giriş ücreti
Ücretsiz
Ziyaret saatleri
Hafta içi 08.00-17.00 arası ziyarete açık.
Döner Gazino, hemen Kütahya Kalesinin olduğu noktada konumlanıyor. 1973 senesinde yapımı tamamlanan Döner Gazino, özellikle şehri etkileyici bir manzara eşliğinde izlemek isteyen yerli ve yabancı ziyaretçilerin mutlaka uğradığı yerler arasında. Döner Gazino ile beraber Kütahya’yı panoramik bir şekilde izleyebilirsiniz. Adından da anlaşılacağı üzere dönerek hareket eden bu ilginç yapı, tam bir turunu 45 dakikada tamamlıyor.
Şehrin merkez bölgesinde yer alan Kütahya Saat Kulesi, 19. Yüzyıldan bugüne ulaşan eserlerden biri durumunda. Yapımını Kütahya Valisi Fuat Paşa’nın üstlendiği tarihi kule, özellikle kesme taşları sayesinde yıllara meydan okuyor. Kare plana sahip olan Kütahya Saat Kulesi, iki ayrı kattan meydana geliyor. Tarihi yapının hemen üst tarafında örtü olarak kullanılan külahlar yer alıyor.
Kütahya’da ilginç bir müzeyle tanışmak istiyorsanız, Jeoloji Müzesi’ni mutlaka gezi listenize almalısınız. 2008 senesinde ziyarete resmi olarak açılan müze, Kütahya Belediyesi bünyesinde hizmet veriyor. Müzeye ev sahipliği yapan tarihi bina (Şengül Hamamı) 1500’lü yıllardan bugüne kalmayı başarmış.
Evliya Çelebi’nin eserlerinde de kendine yer bulan Şengül Hamamı, yapılan restorasyonun ardından Jeoloji Müzesi olarak hizmet vermeye başlamış. Burada hem Kütahya’nın hem de ülkemizin yeraltı zenginlikleri ile tanışabilirsiniz.
Jeoloji Müzesi giriş ücreti
Ücretsiz
Ziyaret saatleri
Haftanın her günü 08.00-17.00 arası ziyarete açık.
Yakın tarihimiz için önemli bir yere sahip olan Atatürk Karargâh Evi, özellikle Kurtuluş Savaşı sürecinde aktif olarak kullanılmış. Ulu önder Atatürk’ün bu zorlu senelerde karargâh amacıyla kullanmaya karar verdiği bina, 2003 senesinden itibaren ziyaret edilebilen bir yapıya dönüşmüş durumda. Açılışı 2003 senesinin 30 Ağustos tarihinde yapılan Atatürk Karargâh Evi, Dumlupınar ilçesindeki Bigalı Köyü’nde yer alıyor.
O dönemlerde Kütahya’nın valisi olan Giritli Ahmet Fuat Paşa, Eski Hükümet Konağı binasının yapımında önemli bir role sahip. 1905 senesinde inşa edilen konağın dış cephesi 1907 senesinde tamamlanmış. Eski Hükümet Konağı, dış cephesi tamamen Kütahya çinilerinden oluşmuş ender örneklerden biri durumunda.
Hükümet Konağı inşa edilirken genel olarak Geç Osmanlı Dönemi’nin mimari detaylarından yararlanılmış. Eski Hükümet Konağı’nda ayrıca duvar kısımlarında çini süslemelerin bulunduğu küçük bir mescit söz konusu.
Evliya Çelebi gibi büyük bir ismin Kütahya’da uzun seneler boyunca yaşaması, şehir için büyük bir onur. Bu nedenle Kütahya’nın pek çok noktasında Evliya Çelebi’ye duyulan büyük saygının yansımalarına rastlayabilirsiniz. Bunlardan biri de hiç şüphesiz ki Evliya Çelebi Anıtı.
Eserlerini Seyahatname adlı eserinde toplayan Evliya Çelebi, Kütahya’nın Zeryen adı verilen mahallesinde yaşamış. 2002 senesinde Valilik, şehrin hemen giriş bölümüne büyük bir anıt yerleştirmeyi uygun bulmuş. Anıtın şehirler arası terminalin hemen karşısında konumlanması, dışarıdan Kütahya’ya gelen kişiler için hoş bir karşılama yaratıyor.
Kütahya Şehitler Parkı, yakın tarihimizde şehit düşmüş askerlerin anılarını canlı tutmak adına inşa edilen sembolik bir yapı. Geleneksel Türk mimarisine göre inşa edilen anıt, sene boyunca ciddi düzeyde ziyaretçi ağırlıyor. Kütahya Şehitler Anıtı’nın her iki bölümünde de 81 şehrimizi simgeleyen büyük sütunlar bulunuyor. Yüksekliği 15 metreyi bulan yapının resmi açılış tarihi ise 14 Ağustos 2003.
Tavşanlı ilçesinde konumlanan Vakıf Çamlığı Tabiatı Koruma Alanı, oldukça zengin bitki örtüsüyle dikkat çekiyor. Bölgeye gelmek adına Vakıf Köyü’ne ulaşmanız gerekiyor. Köy ve Tavşanlı ilçe merkezi arasında 30 km’lik bir mesafe söz konusu. Vakıf Çamlığı Tabiatı Koruma Alanı’nda özellikle “ehrami karaçamı” olarak bilinen ve nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan özel türe tanıklık etmek mümkün. Ayrıca ebe çamı, saçlı meşe ve çok sayıda ıhlamur ağacı, size huzur dolu bir atmosfer sunuyor.
Kütahya’nın türbeler açısından zengin bir yer olduğunu önemle vurgulamalıyız. Bu türbelerden biri olan Dedebali Türbesi, Tavşanlı ilçesinde konumlanıyor. Dedebali, bazı kaynaklarda “Mülayim Dede” adıyla da geçebiliyor. Nitekim türbenin bulunduğu yerin adı da “Mülayim Tepe” şeklinde. Bu önemli zat, özellikle Anadolu Türk birliğinin oluşmasında katkısı olan isimlerden biri olarak kabul ediliyor. Dedebali Türbesi’nin çevresinde küçük bir havuz bulunuyor.
Kütahya’nın eski mütesellimlerinden biri olan Halil Kamil Ağa’nın yaptığı Muvakkithane, dikdörtgen şeklinde bir plana sahip. Yapımı 1832 senesinde sona eren Muvakkithane, kesme taşları ve kiremit kaplı ve saçaklı çatısı ile dikkatleri üzerine çekiyor. Saati ve namaz saatlerini bildirmesi amacıyla inşa edilen yapı, bugün itibarıyla ticarethane olarak işlev görüyor. Muvakkithane Kütahya’nın Balıklı Mahallesinde yer alıyor.
Rüstem Paşa Medresesi, Kanuni Sultan Süleyman’ın Vezir-i Azam’ı tarafından inşa edilen bir yapı. Yapımı 1550 senesinde tamamlanan Rüstem Paşa Medresesi, konum olarak Balıklı Caddesi’nde yer alıyor. Medrese ile alakalı son büyük restorasyon 1930’lu senelerin başında gerçekleşmiş. Belli bölümleri yıkılan medrese, aslına uygun şekilde restore edilmiş. Medreseye ait kitabe, Kütahya Arkeoloji Müzesi’nde yer alıyor.
Paşam Sultan, Germiyanoğulları döneminde bu şehirde yaşamış bir ahi büyüğü olarak tanınıyor. Orijinal ismi Seyyid-el Nureddin olan Paşam Sultan adına Kütahya’da hem bir türbe hem de bir cami bulunuyor. Her iki yapı da aynı mahallede konumlanıyor. Dikdörtgeni andıran bir yapıya sahip olan Paşam Sultan Türbesi’nde sanduka ve mumyalık bölümleri oldukça dikkat çekici.
Türbe içerisinde ayrıca Paşam Sultan’ın torunlarından birine ait bir kitabe söz konusu. Kitabede Seyyid-el Nureddin’in 17 yaşındaki torununun nasıl öldüğü anlatılıyor. Bu arada Paşam Sultan Türbesi’nin son restorasyonu 2001 senesinde tamamlanmış.
Sizlere sonraki rota önerimiz Eskişehir. Eskişehir’de gezilecek yerler yazısına tıklayarak şehirde keşfedilecek yerleri öğrenebilirsiniz.