İstanbul'un hiç bilmediğin gizli geçitleri

busraseymenoglu

Dünyanın en kadim şehirlerinden biri olan İstanbul, yerüstündeki güzellikleri kadar, yeraltındaki gizemiyle de dikkat çekiyor. Büyüleyici atmosferi, tarihi dokusu ve gizemli yanlarıyla tüm dünyaca ünlü olan İstanbul, birçok keşfedilmemiş sırra ev sahipliği yapıyor.

İstanbul'un hiç bilmediğin gizli geçitlerine doğru ilginç bir yolculuğa çıkmaya hazır mısın? Bu sırlarla dolu yolculuk için tek yapman gereken İstanbul uçak bileti almak.

İçindekiler

İstanbul’un keşfedilmemiş geçitleri

İstanbul'un gizli geçitleri

Tarihçilere göre İstanbul’un pek çok yerinde, özellikle de tarihi semtler olan Rumeli yakası ve Tarihi Yarımada’nın altında bin yıl öncesinden kalma eski tüneller bulunuyor. Bu geçit ve tünellerin çoğu, günümüzde yapılan metro çalışmaları gibi çeşitli inşaat kazıları sırasında ortaya çıktı ve çıkmaya da devam ediyor. Keşfedilen her geçit, arkeologlar tarafından hemen incelemeye alınsa da her biri gizemini korumaya devam ediyor.

Arkeologlara göre bu tünellerin bir kısmı Roma, bir kısmı Bizans, bir kısmı ise Osmanlı zamanında yapılmış. İlginç olan şey ise bu gizli tünellerin İstanbul’un yeraltını tamamen sarması. Zira hemen her kazı çalışması sırasında söz konusu gizli tünellere denk geliniyor. İstanbul’un bu saklı güzelliklerini keşfetmek için sabırsızlanıyorsan hemen harekete geçmelisin. Ayrıca İstanbul’da araç kiralama seçeneğiyle bu yerlerin her birine kolayca ulaşabilirsin.

Araç Kiralama

İstanbul Boğazı’nın altındaki yeraltı tünelleri

Tarihçilere göre İstanbul Boğazı’nın altında da gizli geçitler bulunuyor. Dolayısıyla Marmaray ve Avrasya tünellerinden çok daha önce Boğaz’ın altında geçitlerin açılmış olabileceği söyleniyor. Hatta boğazdaki tünellerden yürüyerek İstanbul’un bir ucundan diğerine çıkmanın mümkün olabileceği de rivayetler arasında.

Kız Kulesi

Sultanahmet’in esrarengiz tünelleri

Tarihi Yarımada’da bulunan kadim yapıların, yeraltındaki tünellerle doğrudan bağlantıları olduğu tespit edildi. Bu tespit üzerine, araştırmacılar, Roma İmparatorluğu’ndan kalan ve bugün üzerinde Sultanahmet Teknik Lisesi, park ve meydan alanlarının bulunduğu Antik Roma Hipodromu’nun altını inceleme fırsatı buldu.

Özel izinlerin alınmasıyla birlikte Sultanahmet’teki hipodrom alanının altına inildi. Yeraltında tuğlalarla örülmüş yüksek ve geniş duvarlar, karanlık koridorlar ve gizli odalar keşfedildi.

Hipodromun altındaki gizli tüneller ve odaların neden yapıldığı, hangi amaçla kullanıldığı gibi soruların cevabını bulmak için bu tünellerde sabırla ilerlendi. Ancak bu keşfin sonunda varılan yer tarihi bir kapıydı ve bu kapı yine Sultanahmet Meydanı’na çıkıyordu. Dolayısıyla mesafe uzun gibi gözükse de İstanbul’un altındaki her tünel, yine İstanbul’un bir noktasına çıkıyor.

Topkapı Sarayı

Kaçış için kullanılan gizli tüneller

Osmanlı’dan önce Bizans döneminde de İstanbul’un altına pek çok gizli tünel açılmış. Söz konusu tüneller, imparatorlar, patrikler ve diğer üst düzey görevliler tarafından kullanılmış.

Tünellerin gizli toplantılar için kullanıldığı söyleniyor. Bunun yanı sıra Bizans saray mensuplarının, bu tünelleri İstanbul’un fethinin ardından Osmanlı’dan kaçmak için kullandığı da iddialar arasında.  

İstanbul’un mimarisi, fetih sonrası önemli ölçüde değişir. Topkapı başta olmak üzere Yedikule, Eminönü, Karaköy, Haliç, Fatih, Kapalı Çarşı ve Eyüp semtlerine Fatih Sultan Mehmet’in emri ile birçok tünel yaptırılır. Ardından Sultan Abdülhamit tarafından Üsküdar’da 6 tünel daha açılır.

Bu tünellerin yalnızca padişah, vezirler ve cellatlar tarafından bilindiği tahmin ediliyor. Ayvansaray-Yedikule tünellerinin askeri amaçla açıldığı söylense de farklı amaçlar için kullanılmış olabilecekleri de rivayetler arasında. 

Beylerbeyi Sarayı Tüneli

Düyun-u Umumiye’deki gizli geçitler

Düyun-u Umumiye, Osmanlı’da 1881 yılında açılmış ve dış borçların denetlendiği, vergilerin, para ve altınların toplandığı bir kurum olarak uzun yıllar hizmet vermiş. Bugün ise İstanbul Erkek Lisesi olarak varlığını sürdürüyor.

Binanın altında çok sayıda gizli geçit ve tünelin bulunduğu biliniyor. Titizlikle korunan bu tünel ve geçitlere, Osmanlı asker ve memurları da dahil olmak üzere hiç kimsenin tek başına giremediği söyleniyor. Ayrıca hazineye girecek paranın giriş çıkışının yine bu gizli tünellerden yapıldığı tahmin ediliyor.

Düyun-u Umumiye binasının altında iki ayrı dehliz mevcut. Dehlizlerden biri Sirkeci Postanesi’ne, diğeri ise Yerebatan Sarnıcı’na çıkıyor. Bu iki tünel daha sonra Sarayburnu’nda birleşiyor. Tünellerin Osmanlı’dan önce su kanalları olarak kullanıldığı tahmin ediliyor. Ancak tüneller, Osmanlı döneminde su taşımak yerine, gizli geçit olarak kullanılmış.

Düyun-u Umumiye idaresinin gizli kasalarının bulunduğu yeraltı odaları ve tüneller, günümüzde de çelik kapılar ve parmaklıklar ile korunuyor. Tünel girişleri güvenlik amacıyla kapatılsa da dehlizlere doğru ilerlendiğinde farklı kollardan devam ediyor. Bu kollar, yeraltında bulunan tarihi bir kiliseye ve büyük kolonlarla donatılmış sarnıçlara çıkıyor. 

Karacaahmet Mezarlığı

Laboratuvar niteliğindeki tüneller

II. Abdülhamit döneminde, Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü ile Karacaahmet Mezarlığı arasında bir tünel yapıldığı biliniyor. Söz konusu tüneller, tıp bilimine katkı sağlamak amacıyla kullanılmış.

Bilindiği üzere Osmanlı döneminde dini sebeplerden dolayı kadavra incelemek günah sayılıyordu. Tıp öğrencileri ve eğitimciler ilginç bir yöntem buldu. Üniversiteden mezarlığa uzanan bu tüneller yardımıyla ölüler mezarlardan çıkarıldı ve gizlice üniversiteye taşındı. Ardından bu kadavralar derslerde incelendi. Rivayetler ne kadar doğru bilinmez ama bu gizli tünel de diğerleri gibi betonlarla kapatılmış.

Üniversitelerdeki yeraltı tünellerinden biri de Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Davutpaşa Kampüsü’nde yer alıyor. Bu tünel Davutpaşa’dan Koca Mustafa Paşa’ya kadar ilerliyor.

Galata Kulesi’nin sırrı

Galata

Bugüne dek Galata Kulesi’nde pek çok restorasyon çalışması yapıldı. Bunlardan en ilgi çekeni 1960 yılında gerçekleştirilen çalışma oldu. Zira bu restorasyon çalışması, Galata Kulesi’ndeki tünel ve zindanların keşfedilmesine vesile oldu. Hatta bu keşif İstanbul’un gizli tünelleri hakkındaki ilk haber olarak gazetelere manşet oldu.

Galata Kulesi’nin altındaki tünel ve zindanlarda dört kafatası, insan iskeletleri kalıntıları, eski paralar ve kitabeler bulundu. Kemik ve kafatasları Adli Tıp Kurumu tarafından incelendi. Kemiklerin Kanuni Sultan Süleyman dönemindeki mahkumlara ait olabileceği sonucuna ulaşıldı. O dönem Galata Kulesi zindan olarak kullanılıyordu. Dolayısıyla bu kafatasları ve kemikler, mahkumların kaçmaya çalışırken toprak altında kalarak ölmüş olabileceklerini düşündürüyor.

Daha sonra Karaköy ve Şişhane’de de çeşitli tüneller bulundu. Özellikle 1990-2000 yılları arasında gizli tüneller çokça açığa çıkmaya başladı. Çünkü bu dönem çarpık kentleşme nedeniyle pek çok bina devlet eliyle yıkılıyordu. Bulunan tüneller, zamanla, tiner bağımlılarının yuvası haline geldi. Günümüzde bu tünellerin girişleri, güvenlik amacıyla kapatıldı.

Büyük Sarnıç ve Yerebatan Sarayı

Bizans dönemine ait Büyük Sarnıç ve Yerebatan Sarayı, İstanbul'un gizli geçitleriyle ilgili en ünlü noktalardan biri. Bu yeraltı geçidi, sıradan bir geçit gibi görünse de içerisinde sakladığı büyük sırlarla insanı hayrete düşürüyor.

Sarnıcın tarihi, Bizans İmparatorluğu'nun zenginliklerini korumak için inşa edilmiş olmasına dayanıyor. Bugün bile bu yeraltı yapısı, ürpertici atmosferi ve sır dolu tarihiyle ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor. 

Yerebatan Sarnıcı

Ayasofya’nın bilinmeyen gerçekleri

İstanbul'da gezilecek yerler denildiğinde akla ilk Ayasofya gelir. Ancak bu eşsiz yapının üstü kadar, altı da ilgi çekici. Öyle ki Ayasofya’nın altı, gizemli dehlizlerle dolu. Yapılan araştırmalar sonucunda Ayasofya’da pek çok dehliz, dehlizlerde ise Ayasofya’ya ait şamdanlar, askerlere ait su mataraları bulundu.

Bu asker mataralarının, 1917 yılında İstanbul’a gelen İngiliz askerlerine ait olduğu tespit edildi. Mataraların, İstanbul işgali sırasında Ayasofya’nın kutsal sularından içmeye çalışan askerlere ait olduğu tahmin ediliyor.

Ayasofya’nın altındaki 238 metrelik tüneller, 5’er metrekarelik iç içe iki odaya varıyor. Eskiden kilise olan Ayasofya’nın altındaki bu odalarda, 13. yüzyılda yaşamış çocuk bir azizin mezarı ve kemikler bulundu.

Ayasofya’daki gizemli dehlizler, geçitler ve odalar için bir belgesel çekildi. Göksel Gülensoy tarafından çekilen bu belgeselin adı: Ayasofya’nın Dehlizleri. Belgesel Ayasofya’nın sırrını tüm gerçekliğiyle ortaya koyarken, ‘Ayasofya tünellerinden Topkapı Sarayı’na ve Adalara ulaşıldığı’ iddialarını da çürütmüş oldu.Zira Gülensoy’un yaptığı açıklamaya göre Ayasofya’nın altındaki herhangi bir tünel hiçbir tarihi binaya ya da Adalara ulaşmıyor.

Eyüp Mezarlığı

Eyüp Mezarlığı'nın gizemli yolları

Eyüp Mezarlığı, İstanbul'un en eski mezarlıklarından biri ve tarihi bir öneme sahip. Ancak bu mezarlık, basit bir mezarlık değil, aynı zamanda gizli geçitleriyle de ünlü. Mezarlık içerisinde saklı kalan dar yollar, gizemli bir yolculuğun habercisi.

Balat'ın arka sokakları

Renkli evleri, dar sokakları ve sıra dışı atmosferiyle ünlü olan Balat, sırlarla dolu bir dünyaya açılan kapı. Arka sokaklarda yürürken zamanın gerisine doğru bir yolculuğa çıkacak, tarihin izlerini her adımda hissedeceksin. Burada dolaşırken gizli geçitleri keşfetmek için gözlerini açık tutmalısın. Bu sokaklar, insanı İstanbul'un derinliklerine doğru sürükleyen büyülü bir hazine sandığı gibi.


busraseymenoglu
Büşra Seymenoğlu
27 Yazı
Kocaeli Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Aynı alanda yüksek lisansını tamamlayıp, içerik editörü olarak çalışmaya başladı. Birçok yerde seyahat yazıları yazan yazar, gezmeyi ve keşfetmeyi çok seviyor. 2019’dan beri seyahat ve daha pek çok alanda yazmaya, araştırmaya ve keşfetmeye devam ediyor. Büşra, tiyatroya, kitaplara, müziğe ve doğaya bayılıyor.
Yorum Yap
Yorumlar
Bu yazı için henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorumu yapan sen ol.
Uzman Yazarlar

10 milyondan fazla kullanıcı, seyahatini Enuygun’la planlıyor!

Hemen İndir

App Store'dan

indirin

Google Play

'DEN ALIN

AppGallery

ile KEŞFEDİN