Türkiye’nin açık hava müzesi konumundaki tarihi kenti Edirne her adımında kültürün, sanatın, mimarinin, gastronominin inceliklerini sunuyor. Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik etmiş, Mimar Sinan’ın en önemli eserlerine ev sahipliği yapmış, Rumeli ve Trakya topraklarının bereketini yemeklerinden müziklerine kadar nakşetmiş Edirne’yi tarihi anlamak, estetiği yerinde görmek için mutlaka ziyaret etmelisin.
Edirne’de gezilecek yerleri, görülmesi gereken tarihi durakları ve yapıları 2024’ün ocak ayında iki arkadaş olarak yaptığımız seyahatimizden aldığımız notlar ve güncel bilgiler ile hazırladım. Edirne'de yer alan birçok tarihi yapıyı ziyaret ettim, fiyat ve ziyaret saatleri gibi sana lazım olacak bilgileri yerinde öğrendim. Edirne'de yaşayan, orada esnaflık yapan birçok kişiden de öneriler aldım.
Hazırsan Edirne'yi keşfetmeye başlayalım. Başlamadan önce ise Edirne’ye gideceklerin en çok sorduğu üç soruyu da kısaca yanıtlayayım.
Edirne’nin en meşhur yerleri?
Edirne’nin en meşhur gezi noktası Selimiye Camii. Bunun dışında Eski Camii, Üç Şerefeli Camii, Tunca ve Meriç Nehri, Karaağaç, Kırkpınar da popüler noktalardan.
Günübirlik Edirne’de ne yapılır?
Edirne’de günübirlik gezilecek yerler tarihi bir rota sunuyor. Camiler, külliyeler, köprüler, müzeler, kiliseler ile günübirlik kültür turu yapabilirsin. Yazın ise İtalyan Koyu, Mecidiye, Erikli sahillerinde denize girebilirsin.
Edirne’nin meşhur yemeği nedir?
Edirne’nin meşhur yemekleri arasında yaprak ciğer, köfte, ciğer sarma, badem ezmesi, Kavala kurabiyesi, hardaliye ve boza bulunuyor.
Selimiye Camii, Eski Camii ve Üç Şerefeli Camii’nin oluşturduğu ‘altın üçgen’ noktasında seni ilk Mimar Sinan heykeli karşılar. Edirne’nin dünya çapında benzersiz bir yer olmasını sağlayan ve kente paha biçilemez eserler bırakan mimari dehanın izinde bir Edirne gezisi yapacağını baştan söyleyelim. Çünkü Edirne’de Mimar Sinan’a ait birçok eser yer alıyor. Bunlar arasında Selimiye Camii, Rüstem Paşa Kervansarayı, Sokullu Hamamı, Kanuni Sultan Süleyman ile Yalnızgöz köprüsü ve Defterdar Mustafa Paşa Camii gibi önemli yerler bulunuyor.
“Çıraklığımı Şehzade Camii’nde, kalfalığımı Süleymaniye Camii’nde, ustalığımı ise Selimiye Camii’nde tamamladım.” der Mimar Sinan. Sinan’ın dehasını tüm dünyaya asırlar sonra bile göstermeye devam ettiği Selimiye Camii mimari özellikleri ve kullanılan teknik bakımından eşi benzeri görülmemiş bir yapı. 43,25 metre yüksekliğinde ve 31,25 metre çapında olan caminin kubbesi 8 sütuna dayanan bir kasnak üzerinde yer alıyor. Muazzam İznik çinileri ile iç mekanın alabildiğine geniş ve ferah görünüme ulaştığı Selimiye Camii’yi Edirne’nin en uzak noktasına gitsen dahi görebileceğini söyleyelim.
Kanuni Sultan Süleyman tarafından ‘ser mimaran-ı cihan ve mühendisan-ı devran" (cihan mimarlarının ve devrin mühendislerinin başkanı) olarak adlandırılan Mimar Sinan’ın ustalık eserine dair birçok rivayet bulunsa da tek gerçek bu eşsiz yapının ilelebet benzersizliğini koruyacak olması. 2011 yılından UNESCO tarafından dünya mirası olarak tescillenen Selimiye Camii hakkında daha fazla bilgiye ulaşmak için linkteki yazımızı da okuyabilirsin.
Selimiye Camii’nin hemen altında yer alan Selimiye arastası Edirne’ye özgü hediyelikler alabileceğin bir çarşı konumunda. Ve elbette cami ile bütün bir yapı olması sebebiyle tarihi öneme sahip. Selimiye Camii’ne gelir sağlamak için III. Murat tarafından Mimar Davut Ağa'ya yaptırılan arasta Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi'nde de adı geçen özel bir yer. 73 kemerli arastanın uzunluğu ise 256 metre.
Selimiye Camii’nin hemen yanında, külliyenin içinde yer alan Selimiye Vakıf Müzesi (Dar'ül Kurra Medresesi) Mimar Sinan tarafından medrese amacıyla yapılıyor. Öğrenci ve öğretmenlerin kaldığı medrese günümüzde müze olarak hizmet veriyor. Müze içinde maden eserleri odası, çini eserleri odası, saatler odası, hat eserleri odası, ahşap eserler odası ile harika bir avlu bulunuyor. 2006 yılında aslına uygun olarak restore edilen müzenin koleksiyonlarında ise Osmanlı döneminden çiniler, hat sanatı eserleri, antikalar, halılar, kilimler ve seccadeler gibi binlerce obje sergileniyor.
Açık olduğu saatler
Selimiye Camii’nden çıktıktan sonra hemen karşı alanda yer alan arkeolojik alan Yemiş Kapanı Hanı olarak adlandırılan tarihi bir yer. Mimar Sinan tarafından yapılması istenen bu yapının amacı Osmanlı İmparatorluğu döneminde tek bir ürünün toptan satışı ile dağıtımının yapılacağı yer amacını güdüyor. Yemiş Kapanı Hanı, 2022 yılından bu yana Selimiye Camii Çevresi Peyzaj Düzenlemesi kapsamında konservasyon imalatları yapılarak arkeolojik gezi alanı olarak sergileniyor.
Açık olduğu saatler
Şehrin en eski camilerinden biri olan ve Ulu Camii olarak da bilinen Eski Camii, Yıldırım Beyazıt'ın oğlu Süleyman döneminde başlanmış ve 1414 yılında Çelebi Mehmet döneminde 10 yıllık bir sürede bitirilmiş etkileyici bir mimari eser. Kare planlı olarak inşa edilen ve 2000 metrekare gibi büyük bir iç alana sahip olan Eski Camii, dokuz kubbesiyle en güzel çok kubbeli Osmanlı camilerinden biri olarak gösteriliyor. Rumi ve geometrik desenlerle süslenmiş mihrabını mutlaka incelemeni önerdiğim tarihi yapı, aynı zamanda III. Mustafa ve II. Ahmet’in kılıç kuşandığı yer olmasıyla da ayrı bir öneme sahip.
Kalem işi süslemeleri ile Edirne’nin en değerli yapılarından biri olan Üç Şerefeli Cami, celî sülüs ve celî ta’lîk yazılara ev sahipliği yapıyor. Avlu revaklarında hat sanatının eşsiz örneklerini görebileceğin caminin kalem işleri günümüze ulaşan erken Osmanlı dönemine ait en eski örnekler arasında yer alıyor. Osmanlı mimarisinde revaklı avlunun ilk kullanıldığı cami olma özelliğine de sahip olan Üç Şerefeli Cami, enine doğru gelişen tasarımıyla İstanbul camilerinin gelişimine de öncülük etmiş bir yapı.
Üç Şerefeli Camii’nin hemen yanında yer alan Fatih Sultan Mehmet Müzesi’nde Fatih Sultan Mehmet’in hayatına dair kesitler ve balmumu heykeli yer alıyor. Fatih Sultan Mehmet'in eğitim hayatının başladığı Saatli Medrese'nin restore edilmesiyle müzeye döndürülen yerde bugün İstanbul’un fethine kadarki süreçler resimlerle ve minyatürlerle aktarılıyor.
Açık olduğu saatler
14 kubbesi ve dört kapısı bulunan Bedesten Çarşısı, Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde de adı geçen bir yer. Evliya Çelebi Bedesten Çarşısı hakkında elmas takıların birkaç Mısır hazinesi değerinde olduğunu ve bunları altmış gece bekçisinin koruduğunu kaleme almıştır. Bedesten Çarşısı’nı bugün Edirne’nin alışveriş noktalarından biri olarak değerlendirebilirsin.
Bir Mimar Sinan eseri olan Tarihi Rüstem Paşa Kervansarayı 16. yüzyıl mimarisi örneklerinden. 1554'te inşa edilen yapı, döneminin kervansaray yapısını günümüze taşıyor. 100'e yakın dükkanın yer aldığı kervansaray taş işçilikleri ile öne çıkıyor. Bir kısmının otel olarak kullanıldığı Tarihi Rüstem Paşa Kervansarayı’nı hem turistik hem de kültürel açıdan ziyaret edebilir, kahve molası için de uğrayabilirsin.
Türkiye'nin en büyük, Avrupa'nın ise 3. büyük sinagogu olan Edirne Büyük Sinagogu, 1492 yılında Fransız mimar France Depre tarafından inşa ediliyor. Viyana Sinagogu örnek alarak tasarlanan ve yıkılmasının ardından II. Abdülhamit'in emriyle aslına uygun olarak tekrar yapılan Edirne Büyük Sinagogu, Avrupa ve Türkiye’deki en büyük Havra kompleksine sahip olma özelliğini de taşıyor. Sinagog günümüzde restore edilerek yeniden kullanıma ve ziyarete açılmış durumda. Sarı renkli binası ve iç mekanın vitrayları ile hem dini hem de kültürel ziyaretlerin arasında mutlaka yer almalı.
Açık olduğu saatler
Lozan Anıtı, Milli Mücadele ve Lozan Müzesi, Karaağaç Tren İstasyonu, kara tren, Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Doğa Tarihi Müzesi, İlhan Koman Heykel ve Resim Müzesi gibi Edirne’de gezilecek birçok yeri barındıran Karaağaç, Meriç ve Tunca nehri ile köprülerine de uzanan ağaçlı yolu ile listende mutlaka yer almalı. Hem kültürel gezilerin hem de Edirne’nin en fotojenik noktalarının yer aldığı Karaağaç aynı zamanda kentin entelektüel karakterini de yansıtıyor. ‘Özel Korunaklı Destinasyon Alanı’ olan Karaağaç, Edirne’nin açık hava müzesi konumundaki özel duraklarından biri oluyor.
Karaağaç Tren İstasyonu, İstanbul-Sirkeci-Pythion demiryolu üzerinde yer alan ilk istasyon olma özelliğini taşıyor. 4 Nisan 1873'te hizmete giren istasyon 2017 yılından bu yana Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olarak kullanılıyor. Mimar Kemaleddin tarafından neoklasik üslupta inşa edilen tren garı, Avrupa ile İstanbul'u birbirine bağlayan hattın önemli bir kısmını oluşturuyor. Tarihi tren garının önünde ise sembolik olarak kara tren yer alıyor.
Trakya Üniversitesi tarafından açılan İlhan Koman Resim ve Heykel Müzesi resim ve heykel sanatı ile ilgilenen hemen herkesin uğraması gereken duraklardan. Başta yağlıboya olmak üzere resim ve heykel sanatına dair birçok türde esere ev sahipliği yapan müzede ülkemizin önde gelen sanatçılarına ait koleksiyonlar sergileniyor.
Açık olduğu saatler
Bulgaristan'dan başlayarak Edirne'de geçen ve Ege Denizi'ne dökülen Meriç Nehri, 490 kilometre boyunca uzanıyor. Türkiye'nin en büyük 10. nehri olan Meriç Nehri, Meriç Köprüsü ve doğal güzellikleri ile öne çıkıyor.
Meriç Nehri’nin üstünde yer alan Meriç Köprüsü Padişah Abdülmecit tarafından 1842 yılından inşa ettiriiyor. 263 metre uzunlukta ve 7 metre genişlikteki Meriç Köprüsü, 12 sivri kemeri ile Osmanlı döneminin en güzel köprü örneklerinden biri olarak yerli ve yabancı turistler tarafından sıkça ziyaret ediliyor. Köprünün taş ayaklarına işlenmiş 12 hayvanlı takvimi, Selçuklu dönemini yansıtan süslemeleri ve sekiz köşeli yıldızları da incelemeyi unutma.
Bulgaristan sınırında doğan ve 390 kilometre boyunca ilerleyerek Edirne'den geçen Tunca Nehri, çevresini saran doğal güzellikleri ve üzerinde inşa edilen tarihi köprüleriyle sevilen gezi alanları arasında. Edirne sınırında 12 kilometrelik bir güzergahta ilerleyen nehir, Meriç Nehri'nin ana kollarından biri. Tarih ve doğa gezilerinin değişmez adreslerinden biri olan, 1608 ile 1615 yılları arasında inşa edilen Tunca Köprüsü’nde özellikle kış aylarında kartpostal güzelliğinde kar manzaralarının harika fotoğraflarını çekebilirsin. 1488 yılı yapımı Sultan II. Bayezid Köprüsü ve Yalnızgöz (Tekgöz) Köprüsü’nü de yakından görebilirsin.
Karaağaç’ta yer alan Lozan Anıtı, Lozan Anlaşması ve dünya barışını simgelemek adına yapıldı. 36, 31 ve 17 metre yükseklikteki 3 sütunundan en büyüğü Anadolu’yu, orta boyuttaki olan Trakya’yı, en kısa olanı ise Karaağaç’ı simgeliyor. Betondan yapılmış çember birlik ve beraberliği, genç kız figürü estetiği, zerafeti ve hukuku temsil ederken elinde yer alan güvercin barış ve demokrasiyi, diğer elindeki belge ise Lozan Antlaşması’nı betimliyor. Anıtın hemen altındaki havuz ise denizlerimizi simgeliyor.
Trakya’nın Kurtuluş Savaşı boyunca verdiği mücadelenin anlatıldığı müzede Lozan Barış Antlaşması’na dair bilgiler de sergileniyor. Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinin karşısında yer alan binadaki müzede İsmet İnönü’ye dair bilgi ve belgeler de yer alıyor. Milli Mücadele dönemine dair kronolojik bilgilerin yer aldığı müzede yakın dönem tarihimize dair detayları keşfedebilirsin.
Açık olduğu saatler
Trakya Üniversitesi Biyoloji Bölümü önderliğinde açılan müze, biyolojik çeşitliliği sergileyen doğa tarihi açısından bir envanter niteliği taşıyor. Trakya bölgesinin biyolojik zenginliğini yansıtan müzede omurgasızlar-böcekler, yumuşakçalar, bitkiler, balıklar, iki yaşamlılar, sürüngenler, kuşlar ve memelilere ait toplam 734 türe ait 1923 örnek yer alıyor. Bilim ve doğa meraklılarının ilgisini çeken müze zengin koleksiyonu ile uluslararası araştırmalara da kaynaklık ediyor.
Açık olduğu saatler
Edirne'nin önemli tarihi yapılarından ve müzelerinden biri olan Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi, 1484 yılında inşa edilen Sultan 2. Beyazıt Külliyesi içerisinde etkileyici koleksiyonuyla ilgi çekiyor. Uzun yıllar boyunca şifahane olarak kullanılan yapı, 1997 yılında aslına uygun olarak restore edilerek Trakya Üniversitesi tarafından müze haline getirildi.
Pek çok uluslararası ödül kazanan müzenin koleksiyonlarında Osmanlı döneminde yaygın olarak kullanılan su, müzik, renk ve kokularla tedavi gibi bölümlerin yanı sıra tarihi hastane odaları, şifa merkezleri, tıp medresesi, Osmanlı döneminde kullanılan cerrahi aletlerin sergileri, cami, imaret ve hamam gibi bölümleri de gezme şansı bulabilirsin. Büyüleyici kesme taş mimarisiyle seni tarihte bir yolculuğa çıkaracak olan Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi ayrıca tıp ve bilim öğrencileri ve meraklıları için de bir kaynak niteliğinde.
Açık olduğu saatler
Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi ile yan yana konumda yer alan II. Bayezid Külliyesi İmaret Müzesi’nde misafirler, öğrenciler, hastalar, personeller için hazırlanan yemeklerin hazırlandığı sahneler heykellerle canlandırılıyor.
Açık olduğu saatler
1829 işgali döneminde savunma duvarı olarak inşa edilmeye başlayan ve 1. Balkan Savaşları döneminde aktif olarak kullanılan Hıdırlık Tabyası. 2 kilometreyi aşkın büyük bir alanı kapsayan, klasik Osmanlı tabya mimarisi ile tasarlanmış. Edirne'nin en büyük tabyası olan Hıdırlık Tabyası içinde nizamiye binası, koğuş binası, topçu odaları, devasa topçu bataryaları, top mevkileri, hendekler ve avlular yer alıyor. Top ve tüfek sesleri ile 1. Balkan Savaşları dönemi atmosferinin canlı olarak yansıtıldığı tabya, Trakya ve Balkanlar'ın en büyük interaktif müzesi konumunda.
Açık olduğu saatler
Edirne’nin kurtuluşunun 100. yılına ithafen hazırlanan anıt savunma, özgürlük, yenilik, aydınlanma kavramlarını çağdaş unsurlarla yorumluyor. Hıdırlık tabyalarına yakın bir konumda yer alan anıt açık bir alanda sergileniyor.
Sveti Georgi Bulgar Kilisesi 1880 yılında Kıyık Mahallesi'nde inşa edilmiş görülmeye değer yapılardan biri. Restore edildikten sonra ibadete tekrar açılan kilise etkileyici taş mimarisi, renkli vitray pencereleri ve dini motiflerle süslü iç bölümleri ile hem dini hem de tarihi bir gezi sunuyor. Edirne’de yaşayan Bulgar nüfusun ibadet etmesi için Sultan Abdülhamit'in izniyle Bulgar genç rönesansına özgü plan karakteri ile inşa edilen ve bölgedeki günümüze kadar kalmayı başarmış ender kiliselerden biri olarak dikkat çekiyor.
Açık olduğu saatler
I. Konstantin ve annesi Helena'dan adını alan Bulgar kilisesi 1869 yılında yapılan Doğu Ortodoks kilise mimarisinin klasik örneklerinden biri konumunda. Restorasyon sürecinden geçerek yeniden ziyarete açılan Sveti Konstantin-Elena Kilisesi Edirne’nin çok kültürlü yapısının da güzel bir sembolü niteliğinde.
Açık olduğu saatler
Tarihi Dar’ül Hadis Medresesi'nde hizmet veren Türk ve İslam Eserleri Müzesi, kültür meraklılarının şehri gezerken mutlaka uğraması gereken müzelerden biri. 14 taş mimarili odasında el yapımı Kur'an-ı Kerim, Kırkpınar güreşlerinin fotoğrafları, çarpıcı hat sanatı örnekleri, saray çini süslemeleri, Balkan Harbi’ne ait bilgi ve belgeler ile Osmanlı döneminde kullanılan çakmaklı tüfekler, zırhlar, miğferler ve süvari kılıçları gibi pek çok objeyi yakından görebilirsin. Müzede ayrıca Beyazıt Külliyesi kündekari kapı kanatları, Osmanlı arması, kalem işi bezemeler gibi örneklere de tanıklık edebilirsin.
Açık olduğu saatler
Modern müzecilik anlayışı ile hizmet veren Edirne Kent Müzesi, antik çağlardan Osmanlı dönemine kadar pek çok medeniyetten izler taşıyan Edirne'nin tarihi hazinelerinin yanı sıra ekonomik, sosyolojik ve kültürel özelliklerini görmek için uğraman gereken yerler arasında. Hafız Ana Konağı’nda yer alan müzede birbirinden güzel tarihi Edirne fotoğraflarından şehrin ünlü simgesel yapılarının maketlerine kadar binlerce objeyle süslü müzenin etnografya koleksiyonlarında ise yüzlerce yıllık yöresel el sanatı ürünlerini inceleyebilir; Edirne’nin mutfağı, sanatı, dili ve edebiyatıyla ilgili birçok önemli bilgi alabilirsin.
Açık olduğu saatler
Topkapı Sarayı'ndan getirilen eserlerin yanı sıra Edirne ve çevresinde yapılan kazılarda elde edilen binlerce esere de ev sahipliği yapan müzede Edirne’nin kültürel ve geleneksel yapısını yansıtan yüzlerce eseri yakından görebilirsin. Konum olarak Selimiye Camii’nin hemen karşısında yer alıyor.
Açık olduğu saatler
Çocuklu ailelerin Edirne’de mutlaka uğraması gereken yerlerden biri de Türkiye'nin en büyük ve etkileşimli bölümlere sahip çocuk müzesi olmasıyla ünlü Hasan Ali Yücel Çocuk Müzesi. Şehir merkezinde Bahriye Üçok Caddesi üzerinde, toplu taşıma araçları ile kolayca ulaşabileceğiniz bir konumda yer alan müze devasa dinazor ve mamut maketleri, bilim atölyeleri, nostaljik oyuncaklarla çocukların olduğu kadar yetişkinlerin de ilgisini çekiyor.
Hasan Ali Yücel Çocuk Müzesi, aynı zamanda yılın her dönemi düzenlenen müzik ve tiyatro eğitimleriyle de ilgi görüyor. Hem ilginç koleksiyonlarını gezebileceğin hem de etkinlik takvimini inceleyerek kültürel etkinliklere katılabileceğin bir müze.
Açık olduğu saatler
Osmanlı İmparatorluğu'nun hem 2. başkenti hem de en önemli şehirlerinden olan Edirne'nin her köşesi yüzlerce yıllık büyüleyici konaklarla çevrili. Osmanlı döneminin en güzel sivil mimari örnekleri arasında kabul edilen Edirne köşkleri, konakları ve ahşap evlerini fotoğraf safarileri ve rehberli tarih turlarıyla keşfe çıkabilirsin.
Kaleiçi ve Sarayiçi’nin dar sokaklarında en güzel örneklerini görebileceğin rengarenk ahşap konaklar; etkileyici el yapımı ahşap süslemeleri, asırlık çınarlarla süslü bahçeleri ve cumbalı pencereleriyle görülmeye değer güzellikte. Bazıları müze, konuk evi, sanat evi ve butik otel olarak hizmet veren konakların iç bölümlerini de gezebilir, Osmanlı dönemi konak yaşamını inceleyebilirsin.
Ayşe Kadın Hanı olarak da bilinen ve Ekmekçizade Ahmet Paşa tarafından 1609 yılında Sedefkar Mehmed Ağa ile Mimar Hacı Şaban Ağa'ya yaptırılan kervansaray bugün hem dükkanların hem de müzeler ile Edirne Devlet Tiyatrosuna ev sahipliği yapıyor. Ekmekçizade Kervansaray Müzeleri içinde aynı kısımda bulunmak üzere Tarihte Kurulmuş Türk Devletleri Müzesi, Osmanlı Padişahları Müzesi ve Padişah Çadırı Müzesi yer alıyor. Müze içinde yer alan balmumu heykellerinin gerçekçiliği ise oldukça dikkat çekiyor.
Açık olduğu saatler
Balkan düğünü, kız isteme, kına gecesi geleneklerinin heykeller, videolar ve materyallerle yansıtıldığı müze Edirne’nin günümüze ulaşan en eski sivil mimarlık örneği olan 18. yüzyıl konağında yer alıyor. Edirne Defterdarı Emin Bey ve ailesi tarafından kullanılan konak daha sonra Edirne'nin ilk müze kurularından Necmi İğe tarafından kullanılıyor. 7 odalı konakta bölgenin geleneksel kültürü bugüne taşınıyor.
Açık olduğu saatler
Selimiye Camii ve Sarayiçi’nin manzarasına hakim bir tepede yükselen Muradiye Camii ve Mevlevihanesi. 1583 ile 1592 yılları arasında III. Murad tarafından külliye olarak inşa ettiriliyor. İçinde cami, medrese, imarethane, çeşitli dükkan bölümlerinin bulunduğu Muradiye Camii’nin proje çiziminde ise Mimar Sinan imzası bulunuyor.
Osmanlı medrese tarzının en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilen Muradiye Camii kesme taşlarla tasarlanmış dış mimarisi ve ahşap el işi motiflerle süslü iç bölümleriyle ziyaretçilerini büyülüyor. Günümüzde Mimar Sinan Çocuk Kütüphanesi olarak hizmet veren medrese odalarını da gezebileceğin Muradiye Camii bitki motifleri ile dekore edilmiş mihrabı, çinilerle süslü duvar ve tavanlarıyla Edirne’nin en güzel yapılarından biri.
Edirne merkezinde Meydan Mahallesi’nde bulunan tarihi hamam, ilk yapıldığı dönemlerde sadece Edirne Sarayı çalışanları tarafından kullanılıyordu ve ismini de buradan alıyor. Selimiye Camii ile aynı dönemde yapıldığı tahmin edilen ve günümüzde restore edilerek hala kullanılmaya devam eden hamam kadın, erkek, ılıklık, sıcaklık ve soğukluk bölümleriyle yorgunluk atmak için gidebileceğin en güzel yerler arasında.
Açık olduğu saatler
Şehrin en eski ve simgesel yapılarından biri olan Makedonya Kulesi, Roma İmparatoru Hadrianus tarafından inşa edilmiş ve günümüze kadar ayakta kalmayı başarmış antik anıtlardan biri. Onlarca medeniyet tarafından kullanılan ve Edirne'yi çevreleyen devasa surların bir parçası olan Makedonya Kulesi’nin aslına uygun olarak restore edilerek turizme kazandırma çalışmaları hala devam ediyor. Kesme taşlarla tasarlanan ve bir zamanlar dört tarafındaki saatlerden dolayı Millet Saati olarak da bilinen Edirne Makedon Kulesi, kentsel arkeolojik park alanı olarak koruma altına alınmış durumda.
Balkan Savaşları döneminde verilen şehitlere adanmış anıtları ve koleksiyonlarıyla görülmeye değer. Savaş dönemini detaylı olarak anlatan tablolar, cephaneler ve silahların yanı sıra müze, Balkan Savaşları sırasında Trakya halkının mücadelesini yansıtan yöresel giysili balmumu heykeller, kağnılar ve tarihi köy evleri ile unutulmaz bir tarih gezisi yaşatıyor.
Osmanlı İmparatorluğu'nun ünlü sadrazamlarından Sokullu Mehmet Paşa'nın emriyle Mimar Sinan tarafından inşa edilen tarihi hamam, en güzel klasik Osmanlı hamamlarından biri olarak görülmeye değer. Kesme taş ve tuğlalarla inşa edilen, tarihi kayıtlarda Sokullu Mehmet Paşa Hamamı olarak da geçen yapı, kadınlar ve erkekler için ayrı giriş bölümlerine sahip. 16. yüzyıl hamam mimarisini yakından görebileceğin Sokullu Hamamı, benzersiz taş işçiliğiyle de dikkat çekiyor.
Tunca Nehri üzerinde Osmanlı Padişahı II. Bayezid tarafından 1488 yılında inşa ettirilen II. Bayezid Köprüsü, 100 metre uzunluk ve 6 metre genişliğiyle şehrin en büyük köprülerinden biri. Kesme taşlarla inşa edilmiş altı kemerli köprü, Osmanlı köprü mimarisinin en güzel örneklerinden biri.
Meşhur Kırkpınar yağlı güreşlerinin değişmez adresi olan ve Sarayiçi semtinde yer alan Kırkpınar Er Meydanı, geleneksel kültüre yakından tanıklık etmen için iyi bir durak. II. Murad'ın Edirne'yi fethetmesinden sonra gelenek haline gelen ve günümüzde de her yıl düzenlenen yağlı güreşlerin yanı sıra yıl boyu pek çok ulusal ve uluslararası etkinliğe de ev sahipliği yapan meydan, hem merkezi konumu hem de tarihi yerlere olan yakınlığıyla turistler tarafından sıkça ziyaret ediliyor. Kırkpınar Er Meydanı’nın hemen yanında sıralanan pehlivan heykellerini gezebilirsin.
IV. Mehmet Av Köşkü’ne de ev sahipliği yapan Sarayiçi Tavuk Ormanı. 58 hektardan büyük yeşil alanı kapsayan orman meşe ve çam ağaçları arasında sıralanan kır bahçeleri, mesire alanları, çocuk oyun alanları, yürüyüş parkurları, bisiklet yolları ile hafta sonları ve yaz ayları için ideal.
Sarayiçi Tavuk Ormanı’nda hem çam ormanları arasındaki hamaklar, salıncaklar ve minderlerde dinlendirici bir gün geçirebilir hem de en güzel 17. yüzyıl mimari örneklerinden biri olan IV. Mehmet Av Köşkü’nün harika fotoğraflarını çekebilirsin. Organik ürünlerle hazırlanan köy kahvaltıları için de hafta sonları sıkça ziyaret edilen Sarayiçi Tavuk Ormanı’nda bisiklet kiralayarak da gezilere çıkabilirsin.
Avcı Mehmet olarak bilinen Padişah IV. Mehmet tarafından 1671 yılında inşa ettirilen IV. Mehmet Av Köşkü, Edirne'nin önemli tarihi yapılarından biri olarak ilgi görüyor. Asırlık çam ve çınar ağaçları arasında gizlenen, klasik Osmanlı taş mimarisi ile tasarlanmış av köşkü, 2002 yılında aslına uygun olarak restore edildi.
Edirne’nin çok popüler yeşil alanlarından biri olan Sarayiçi Tavuk Ormanı içinde yer alan ve çevresi kır bahçeleri, mesire alanları, yürüyüş yolları, çocuk oyun alanlarıyla çevrili IV. Mehmet Av Köşkü, hem etkileyici köşkü görmek hem de tertemiz havada yorgunluk atmak isteyen Edirne halkı ve turistlerle her zaman hareketli.
Bir zamanlar Topkapı Sarayı ile birlikte Osmanlı'nın en önemli ve büyük sarayı olan Edirne Sarayı'ndan günümüze hayatta kalan en etkileyici bölüm olan Adalet Kasrı, Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaptırılan ve padişahın ünlü kanunlarının yazıldığı yer olmasıyla tarihi bir öneme sahip. 1561 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun hem ünlü mimarlarından Mimar Sinan tarafından yapılan kasır, Tunca Nehri kenarında dört katlı olarak tasarlanan ve en üst katındaki süs havuzu, sivri kubbesi, çarpıcı kesme taş mimarisiyle şehrin görülmeye değer yapılarından biri..
Edirne Sarayı'nı şehre bağlamak için Tunca Nehri üzerine inşa edilmiş olan Fatih Köprüsü, tarihi kaynaklarda Bönce Köprüsü olarak da geçiyor. 1452 yılında Fatih Sultan Mehmet'in emriyle inşa edilen Fatih Köprüsü, Tunca Nehri boyunca sıralanan 9 köprüden biri. Yarım ay tekniği kullanılarak tasarlanan Fatih Köprüsü, hemen arkasındaki başka bir simgesel yapı olan Adalet Kasrı ile birlikte özellikle gün doğumu ve gün batımlarında büyüleyici bir manzara oluşturuyor.
Bir zamanlar Topkapı Sarayı'ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun en büyük sarayı olan Edirne Sarayı, günümüze kadar çok az bir bölüm hayatta kalmayı başarmış önemli tarihi yapılardan. Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethettikten sonra yaptırdığı ve onlarca padişah tarafından aktif olarak kullanılan saray, 1829 yılında Ruslar tarafından da bir süre kullanılmış ve Rus Harbi sırasında yıkılmış.
Az bir bölümü ayakta kalan ve koruma altına alınan Edirne Sarayı, 1562 yılında Mimar Sinan tarafından 7 katlı olarak inşa edilmiş. Devasa kapılarının yanı sıra büyüleyici taş ve ahşap işçiliklerini hala yakından görebileceğin Edirne Sarayı 355.000 metrekare gibi geniş bir alanda yer alıyor.
İzzet Arseven Kent Ormanı olarak da bilinen Edirne Kent Ormanı Kozan Caddesi'nde yer alıyor ve toplu taşıma araçlarıyla kolayca ulaşabileceğin yeşil alanlardan biri. Bahar aylarında yeşilin her tonunu görebileceğin zengin bitki çeşitliliği, koşu yolları, mesire alanları, kır bahçeleri ve çocuk oyun alanlarıyla ilgi gören kent ormanı, özellikle hafta sonları spor veya piknik yapmak için sıkça ziyaret ediliyor. Meriç Nehri kıyısındaki seyir teraslarından harika fotoğraflar da çekebileceğin Edirne Kent Ormanı’nı bisiklet kiralayarak da keşfe çıkabilir, şehrin gürültüsünden uzakta sakin bir gün geçirebilirsin.
Osmanlı döneminin en büyük saraylarından biri olan ve savaş döneminde yıkılan Edirne Sarayı'ndan Adalet Kasrı ile birlikte günümüze kalan önemli yapılarından biri de en güzel 15. yüzyıl dönemi hamamlarından olan Kum Kasrı Hamamı. Klasik Osmanlı mimarisiyle inşa edilen hamamında soğukluk, ılıklık ve sıcaklık gibi farklı bölümleri gezebilirsin. 2012 yılında aslına uygun olarak restore edilen Kum Kasrı Hamamı’nda çarpıcı el işi duvar süslemelerini de incelemeyi unutma.
Edirne’nin kültürüne yakından tanıklık etmek için Devecihan Kültür Merkezi’ni ziyaret edebilirsin. Edirne’ye özgü çalı süpürgeye, dünyaca ünlü Edirnekari sanatına, Edirne mutfağına kadar birçok bilgiye ve materyale bu kültür merkezinde tanıklık edebilirsin. Ayrıca burada sergi ve etkinliklerin de yapıldığını belirteyim.
II. Murat zamanında Rumeli Beylerbeyi Sinaneddin Yusuf Paşa tarafından 1429 yılında yaptırılan Beylerbeyi Camii, ters t planı ve tek kubbeli mimarisi ile ilgi çekiyor. Osmanlı erken dönem cami örneklerinin en güzel yapılarından biri olan Beylerbeyi Camii tekke ve zaviyeli cami yapısıyla görülmeye değer dini yapılardan.
Tunca nehri kenarında yer alan, Süleyman Paşa Camii adıyla da bilinen Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman zamanı vezirlerinden Süleyman Paşa tarafından yaptırılır. Camiyi yaptıran Süleyman Paşa’nın ise fatih devri komutanlarından olan ve İkinci Bayezid devrinde de yaşamış paşa olduğu kaynaklara geçmiştir. Zarif minaresi ile dikkat çeken cami, Edirne’de görülecek yapılar arasında yer alıyor.
Bir Mimar Sinan eseri olan, Kanuni Sultan Süleyman ile II. Selim döneminde defterdarlık yapan Mustafa Paşa tarafından yaptırılan Defterdar Mustafa Paşa Camii, tek kubbeli cami örnekleri arasında yer alıyor. Yıkıma uğradıktan sonra yeniden yapılan caminin geniş bir avlusu bulunuyor.
Edirne’nin merkez caddesi olan Saraçlar araç trafiğine kapalı bir cadde. Cadde boyunca mağazalar, hediyelik eşya dükkanları, kafeler ve restoranların yer aldığı Saraçlar Caddesi günün her saati hareketli. Kültürel ve sanatsal faaliyetlere de ev sahipliği yapan Saraçlar Caddesi’nde hem keyifli akşam yürüyüşlerine çıkabilir hem de alışveriş yaparak şehrin kendine özgü atmosferini yaşayabilirsin.
Meriç Köprüsü üzerinde görebileceğin tarihi karakol binasını da fotoğraflamanı isterim. Sınır karakolu olarak inşa edilen bina kubbeli yapısıyla Edirne mimarisinin güzel örneklerinden birini yaşatmaya devam ediyor.
Edirne Erasta AVM, şehrin en büyük ve hareketli alışveriş merkezi. İçinde ulusal ve uluslararası yüzlerce marka bulabileceğiniz mağazaların hizmet verdiği alışveriş merkezinde sinema salonları, restoranlar, kafeler ve çocuk oyun alanlarının yanı sıra çocuklara yönelik organizasyonlarla da güzel zaman geçirebileceğin bir yer.
Kaybettiği oğlu için Hacı Adil Bey tarafından 1904 yılında yaptırılan Edirne’nin en iyi korunmuş çeşmesi. Barok stildeki çeşme Meriç manzarası, dört tarafı ağaçlarla kaplı güzelliği ile kentin tarihi olduğu kadar fotojenik yapılarından da biri oluyor.
Lavanta Tarla Günleri adı altında düzenlenen festivalde Edirne’nin lavanta bahçelerine belki de ilk kez tanık olabilirsin. Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nün Karaağaç Lozan Caddesi'nde bulunan lavanta tarlasında gerçekleşen etkinlikte mis kokulu lavanta bahçelerini gezebilir, harika fotoğraflar çekebilir ve lavantalı ürünler satın alabilirsin.
Hamidiye Köprüsü olarak da bilinen ve Bulgaristan güzergahında Tunca Nehri üzerine inşa edilen Gazimihal Köprüsü, Edirne’nin görülmeye değer başka bir etkileyici köprüsü. 1402 yılında Osmanlı döneminin önemli komutanlarından Gazi Mihal Bey tarafından onarılan ve ismini de buradan alan köprünün tarihi Bizans dönemine kadar uzanıyor. Kesme taşlarla kemerli olarak inşa edilen ve 1900'lü yıllarda yenilenen Gazimihal Köprüsü, her iki tarafını saran doğal güzellikleri ve Tunca Nehri’yle birlikte sunduğu büyüleyici gün batımı manzaralarıyla fotoğrafçıların da sık uğradığı yerler arasında.
6000 hektardan daha büyük bir alanı kapsayan Gala Gölü, Türkiye'de her doğa tutkununun görmesi gereken tabiat harikalarından biri. 2005 yılında el değmemiş güzelliklerinin korunması için milli park ilan edilen Gala Gölü, Edirne'de düzenlenen doğa yürüyüşleri, kampçılık, kuş gözlem turları, dağ bisikleti gezileri ve fotoğraf safarilerinin en sevilen adreslerinden. 200'den fazla su kuşu türüne ev sahipliği yapan gölde, tepeli papağandan karabatağa kadar ender kuşları gözlemleyebilirsin. İlkbahar ve yaz aylarında göç dönemiyle muhteşem manzaralar sunan Gala Gölü, yürüyüş yolları ve gözlem terasları ile harika bir gezi rotası. Kamp alanlarıyla popüler olan Gala Gölü Edirne'nin Enez ilçesinde bulunur. 144 km uzaklıkta olan göl, minibüsler ve doğa gezileriyle kolayca keşfedilebilir.
Doğa severler için adeta bir cennet olan Edirne'de keşfe çıkabileceğin başka bir büyüleyici tabiat harikası da Meriç Nehri'nin Ege Denizi'ne döküldüğü eşsiz bir konumda oluşan Dalyan Gölü. Saros Körfezi’nin yanı başında uzanan göl, zengin balık çeşitliliğiyle ünlü ve bölgenin en sevilen balık avlama alanlarından biri. Sarıdan kızıla doğanın her tonunu görebileceğin bitki çeşitliğiyle keyifli bir doğa gezisi deneyimi sunan Dalyan Gölü, yüzlerce su kuşu ve göçmen kuşa da ev sahipliği yapıyor. El değmemiş güzelliği için koruma altına alınan ve sevimli pelikanları ile ünlü olan Dalyan Gölü, yılın her mevsimi doğa gezileri, kampçılık, dağ bisikleti turları gibi etkinliklerin ana merkezi olarak ziyaret edilebilir.
Saros Körfezi kıyısında uzanan Keşan ilçesi, Edirne'ye 25 kilometre uzaklıkta ve günübirlik gezilerin en sevilen noktalarından biri. Tertemiz sahillerinde deniz paraşütü, uçurtma sörfü ve rüzgâr sörfü gibi pek çok aktivite yapabilirsin. Doğa severler için adeta bir cennet olan Keşan'da Gökçetepe Tabiat Parkı, Danışment Tabiat Parkı, bölgenin en önemli dalış merkezlerinden olan İbrice Limanı ve İbrece Koyu gibi güzellikleri keşfe çıkarak büyüleyici doğa manzaralarına şahit olabilirsin. Keşan’ın başka bir sevilen plajı Mecidiye Plajı’nda tüm gün güneşlenebilir veya balık bolluğuyla ünlü Erikli Tuzla Gölü'nde balık avlama etkinliklerine katılarak yorgunluk atabilirsin. Turizm imkanları açısından oldukça gelişmiş olan Keşan’da her bütçeye uygun oteller, deniz manzaralı balık restoranları ve eğlence merkezleri gibi pek çok olanak da bulabilirsin.
Ege Denizi'nin kuzeyinde yer alan Saros Körfezi, dünyanın 3 öz temizleyici körfezinden biri. İnce kumlu sahilleri, bakir koyları ve dalış noktalarıyla Edirne'nin popüler destinasyonlarından. İstanbul ve Çanakkale'ye yakınlığı sayesinde yazın tatil için en çok tercih edilen yerlerin başında. 150'den fazla balık türü barındıran körfez, doğa yürüyüşleri ve fotoğraf safarileri için uygun. Saros Körfezi'ndeki Erikli, Enez, Yayla, Gökçetepe, Sultaniçe, Sazlıdere ve Vakıf gibi tatil beldelerinde uygun oteller bulabilir, tekne gezileriyle keşfe çıkabilir ve berrak sularında yüzerek gün batımını izleyebilirsin.
Edirne'nin çok sevilen plajlarından biri olan ve Enez ile Yayla sahilleri arasında uzanan Erikli Plajı, Ege ve Akdeniz’i aratmayan altın renkli kumları ve masmavi deniziyle Saros Körfezi'nin gizli cennetlerinden biri. Balık sürülerini bile görebileceğin kristal berraklığındaki denizinden dolayı Akvaryum Koyu olarak adlandırılan Erikli Plajı, tekne gezileri ve balık avlama turlarının da ana merkezlerinden biri.
15. yüzyıl Osmanlı dönemi mimari özelliklerini görebileceğin Hersekzade Ahmet Paşa Camii, yüzlerce yıldır sağlam mimarisini korumayı başarmış tarihi yapı. İsmini Osmanlı İmparatorluğu’nda sadrazam ve kaptan-ı derya olan görev alan Ahmet Paşa’dan alan cami sade tasarımı, etkileyici fayanslarla kaplanmış mihrabı, sivri kemerli taş oymaları ve 150 metre çapındaki kurşun kaplı kubbesi ile görülmeye değer.
Hem Saros Körfezi hem de Keşan doğa yürüyüşleri ve tarih gezilerinin sevilen noktalarından biri olan Gökçetepe Kalesi, tarihi kayıtlarda Gökçetepe Ceneviz Kalesi olarak da geçiyor. Cenevizlilerin bölgede yaşadığı dönemde inşa ettiği kale, Bizanslılar ve Osmanlılar döneminde de aktif olarak kullanılmış ama kaleden günümüzde çok az bölüm ayakta kalmayı başarmış.
Panoramik Saros Körfezi manzaraları eşliğinde, oksijen seviyesi yüksek tertemiz havada yılın bütün yorgunluğunu atabileceğin Gökçetepe Tabiat Parkı, Edirne'ye yaklaşık 141 kilometre uzaklıkta. Şehirde düzenlenen doğa gezileri, bisiklet turları, ATV safarileri ve kampçılık gibi etkinliklerin değişmez adreslerinden biri haline gelen tabiat parkı, el değmemiş büyüleyici güzelliğini korumayı başarmış bir doğa cenneti.
İbrice Koyu’nun hemen yanında uzanan ve Saros Körfezi’nin en popüler dalış noktalarından biri olan İbrice Limanı, aynı zamanda dalgasız deniziyle çocuk ailelerin de keyifle zaman geçirebileceği yerler arasında. Sert rüzgar ve dalgalardan korunan doğal bir liman olduğu için antik dönemlerden beri teknelerin mola noktası olan İbrice Limanı, binlerce yıllık su altı kalıntıları ve batıklarıyla tüm dünyadan profesyonel dalgıçları da kendine çekiyor. Dalış turlarının yanı sıra günübirlik tekne gezileriyle de keşfe çıkabileceğin limanın berrak sularına kendinizi bırakarak balık sürüleriyle birlikte yüzebilirsin.
Ergene Nehri üzerinde 1426 ile 1443 yılları arasında inşa edilen Ergene Köprüsü, Trakya Bölgesi’nde pek çok tarihi eser inşa ettiren II. Murat’ın emri ile yapılan yapılardan biri. Dünyanın en uzun taş köprüsü olmasıyla ünlü Ergene Köprüsü, 92 metre uzunluğunda ve 6,80 metre genişliğinde. Anadolu ile Balkanları birbirine bağlaması için tasarlanan köprü 174 tane kemeriyle dikkat çekiyor. .
Enez butik otelleri, apart otelleri, balık restoranları ve eğlence merkezleri ile turizm olanakları bakımından da çok gelişmiş durumda. Sahilinde büyüleyici gün batımı manzaraları eşliğinde akşam yürüyüşlerine çıkabileceğin veya bisiklet kiralayarak bölgeyi keşfedebileceğin ilçede Enez Kalesi, Has Yunus Türbesi, Ainos Antik Kenti ve bölgenin önemli dalış noktalarından olan Altınkum Koyu gibi pek çok yeri de gezebilirsin. Edirne'ye yaklaşık 2,5 saat uzaklıkta yer alan Enez’e her saat bulabileceğin minibüslerle ve doğa gezileriyle kolayca ulaşman mümkün.
Edirne'nin tarih ve arkeoloji gezilerinin önemli adreslerinden biri olan ve Saros Körfezi’nin batısında bölgeye hakim bir konumda inşa edilen Ainos Antik Kenti’nin tarihi M.Ö. 6. yüzyıla kadar uzanıyor. Kral Kızı Bazilikası’nın büyüleyici kalıntılarıyla da tüm dünyadan arkeoloji severleri kendine çeken antik kenti gezerken Helenistik, Yunan, Roma, Bizans, Osmanlı dönemlerinin mimari özelliklerini bir arada görebilirsin. Günümüze kadar sağlam kalmış surları, binlerce kişilik tiyatrosu, etkileyici tapınakları, Roma sütunları, hamamlarıyla dikkat çeken ve Trakya Bölgesi’nin en büyük antik yerleşim yerlerinden biri olan Ainos Antik Kenti’ni rehberli turlarla gezerek ilginç bilgiler de alabilirsin.
Huzurlu tatil arayanların en sevdiği yerlerden Enez’e bağlı tatil beldesi Vakıf’ın büyüleyici sahili, turist kalabalıklarından uzakta Saros Körfezi'nin berrak denizinin tadını çıkarmak isteyenler için doğru adreslerden biri. Donanımlı kamp ve karavan alanlarıyla dünyanın her yerinden kampçıları da misafir eden Vakıf sahilinde güneş şemsiyesi ve şezlong kiralayabileceğin turistik tesisler, su sporu merkezleri, balık restoranları ve kafeler gibi imkanlar bulabilirsin.
Enez ilçesi sınırlarında bulunan ve Roma döneminde inşa edilen etkileyici bir anıt mezar olan Çataltepe Tümülüsü, Edirne’de düzenlenen tarih gezileri ve doğa yürüyüşleriyle ziyaret edebileceğin Trakya’nın antik hazinelerinden biri. Yığma tepeler şeklinde oluşturulmuş anıt mezar tipleri olan tümülüsler, hem Trakya hem de Anadolu’nun pek çok bölgesinde yaygın olarak görülüyor. M.Ö. 6. yüzyıldan kaldığı tahmin edilen Kral Kızı Bazilikası ve Ainos Antik Kenti’ne kısa bir yürüyüş mesafesindeki Çataltepe Tümülüsü’nü bu tarihi hazinelerle birlikte keşfe çıkabilirsin.
Enez Kalesi, Saros Körfezi'ne hakim yüksek bir tepede konumlanıyor. Antik çağlarda bölgeye yapılan barbar akınlarına karşı korunma amaçlı olarak inşa edildiği düşünülen ve Doğu Roma İmparatorluğu döneminde genişletilen Enez Kalesi; günümüze kadar ayakta kalmış surları, Meriç Nehri’ne kadar uzanan panoramik manzaraları, sütunlu kapıları ve içerisindeki mozaiklerle döşeli antik kilisesiyle keyifli bir tarih gezisi sunuyor.
Yunanistan sınır kapısı olduğu için yılın hemen her dönemi hareketli olan İpsala ilçesi, tarihi ve doğal güzellikleriyle de Edirne’nin en çok ziyaret edilen ilçelerinden biri. Şehre yaklaşık 115 kilometre uzaklıktaki ilçe, uzun tarihi boyunca pek çok medeniyetin hakimiyetinde kalmış ve her köşesi birbirinden güzel tarihi yapılarla çevrili.
Özellikle Osmanlı döneminin yığma taş işçiliğini yakından görebileceğin büyüleyici su kemerleriyle tarih gezilerin değişmez adreslerinden biri haline gelen İpsala’da Kosova Savaşı’nda şehit olan Sultan I. Murad adına inşa ettirilmiş Sultan I. Murad Camii ve ünlü Osmanlı akıncısı Alaca Mustafa Paşa’dan adını alan Alaca Mustafa Paşa Camii de mutlaka görmen gereken eserler arasında. Alışveriş ve konaklama olanakları açısından da oldukça gelişmiş olan İpsala’ya her saat Edirne Otogarı’ndan minibüs bulman mümkün.
Gelibolu Yarımadası’ndan başlayarak Ergene Havzası’nda kadar uzanan ve Trakya Bölgesi’nin en yüksek dağlarından biri olan Koru Dağları yılın her mevsimi dağcılık, kaya tırmanma, kampçılık, doğa yürüyüşleri, fotoğraf safarileri, dağ bisikleti turları ve ATV gezileri gibi pek çok sevilen etkinliğe ev sahipliği yapıyor.
Kızılçam, karaçam ve meşe ağaçlarıyla süslü Koru Dağı'nın etekleri, aynı zamanda yemyeşil yayalarıyla da yaz sıcaklarında en sevilen doğaya kaçış noktaları arasında. Kış aylarında rehberli turlara katılarak büyüleyici kar manzaralarına şahit olabileceğin Koru Dağları’nda yaz ve bahar aylarında ise oksijen seviyesi yüksek tertemiz havada yenilenebilirsin. Edirne’ye 148 kilometre uzaklıktaki Koru Dağları, büyüleyici vahşi yaşam zenginliğiyle doğa fotoğrafçılarının da sıkça uğradığı yerler arasında.
Osmanlı döneminin en güzel çeşme örneklerinden birisi olarak ilgi çeken ve 1800 yıllarda yapıldığı tahmin edilen Telli Çeşme, Edirne'nin Uzunköprü ilçesinde, alışveriş yapmak için uğrayabileceğin tarihi Uzunköprü Çarşısı'nın tam ortasında hemen dikkatini çekecek. İlçe halkının çok sevdiği buluşma noktalarından biri olan ve günümüzde kaynak sularıyla hala hizmet vermeye devam eden tarihi çeşmenin sularını içtikten sonra çarşının yüzlerce çeşit yöresel ürünle süslü dükkanlarını da keyifle gezebilirsin.
Edirne'nin yeşil ve mavinin buluştuğu büyüleyici noktalarından biri de Keşan ilçesi sınırlarında yer alan Danişment Tabiat Parkı. 13 hektardan daha büyük bir yeşil alanı kapsayan ve Saros Körfezi kıyıları boyunca uzanan tabiat parkı akasya ve iğde ağaçlarıyla süslü güzelliği, 300'den fazla kuş türüne ev sahipliği yapan sazlıkları, buz gibi akarsuları ve huzurlu koylarıyla sadece Edirne'den değil, İstanbul ve Çanakkale gibi komşu şehirlerden de doğal severleri kendine çekiyor. Burası ayrıca Edirne’de denize girilecek ve kamp yapılacak yerlerden biri konumunda.
Edirne’nin Keşan ilçesi sınırlarında yer alan ve bölgeye su sağlanması amacı ile inşa edilen Mercan Göleti, günümüzde göletin çevresini saran iyi düzenlenmiş ve işaretlenmiş yürüyüş parkurlarıyla doğa gezilerinin en sevilen noktaları arasında. 18 kilometreyi aşan uzun bir yürüyüş parkuruna sahip Mercan Göleti, aynı zamanda zengin balık çeşitliliğinden dolayı balıkçılık yapmak veya yaz aylarında sandallar ve kayıklarla gezilere çıkmak için de sıkça ziyaret ediliyor.
Erikli ile Kavaklı Köyü arasında uzanan Sazlıdere sahili, özellikle kıyı boyunca sıralanan salaş balık restoranları ve benzersiz Saros Körfezi manzaraları izleyebileceğin seyir alanlarıyla Edirne’de günübirlik geziler için tercih edilen adreslerinden biri. Sahil çevresinde sıralanan her bütçeye uygun oteller, yöresel ürünler alabileceğin küçük çarşılar, deniz manzaralı kahvaltı salonları ve balık restoranları çok ilgi görüyor. Akşamları deniz havası eşliğinde keyifli yürüyüşler yapabileceğin Sazlıdere sahilinde bisiklet kiralayarak da bölgeyi keşfe çıkabilirsin.
Edirne'ye sadece 40 kilometre uzaklıkta yer alan ve minibüslerle rahatlıkla ulaşabileceğin Süloğlu Barajı, taşkınlara karşı önlem amacıyla 1981 yılları arasında inşa edildi. Günümüzde sevilen bir gezi alanı haline gelen ve yaz aylarında baraj göletinde balık avlama turları ve kano gezileri gibi onlarca etkinliğin gerçekleştirildiği Süloğlu Barajı, şehre en yakın doğaya kaçış alanlarından biri. Seyir terasları, asırlık çınar ağaçları ile sarılı yürüyüş parkurları, olta balıkçılığı platformları ve göl manzaralı mesire alanları bulabileceğin Süloğlu Barajı’na Edirne’den 40-45 dakika içinde ulaşabilir ve dinlendirici bir gün geçirebilirsin.
Edirne'de denize girilebilecek en güzel noktalardan biri olan Erikli sahilinin hemen arkasında uzanan Erikli Tuzla Gölü, ev sahipliği yaptığı yüzlerce su kuşu ve bakir güzelliğiyle bölgenin en özel gezi alanlarından. Gölün çevresini yürüyüş parkurlarında keşfe çıkabilir, seyir teraslarında ise büyüleyici gün batımı manzaraların fotoğraflarını çekebilirsin.
Saros Körfezi’nin başka bir saklı hazinesi olan ve Erikli sahiline oldukça yakın bir konumda bulunan İbrice Koyu, keşfetmen gereken doğal güzelliklerden biri. Mavinin her tonunu görebileceğin büyüleyici denizi, sahilin çevresini saran çam ormanları ve denizin içindeki tarihi hazineleriyle adeta cennetten bir köşe olan İbrice Koyu, Edirne’nin önemli yat ve tekne destinasyonlarından da biri olan İbrice Koyu’nda uzmanlarla birlikte dalış da yapabilirsin.
Erikli Sahili'nin hemen yanı başında, Saros Körfezi kıyısında uzanan Mecidiye beyaz kumlarla süslü uzun sahili, masmavi denizi ve gelişmiş turizm olanaklarıyla Edirne’nin görülmeye değer yerlerinden biri. Edirne Otogarı’nda her saat bulabileceğin minibüslerle yaklaşık 2 saat içinde ulaşabileceğin Mecidiye sahili, Saros Körfezi'nin kendi kendini temizleyen denizinden dolayı yılın her mevsimi kristal berraklığındaki sularıyla tatilcileri büyülüyor. Sahil boyunca uzanan yollarda büyüleyici gün batımı manzaraları eşliğinde bisiklet gezileri ve yürüyüşler yapabilir, balık restoranlarında ise mola vererek mevsimlik balıklar ve yöresel mezeler tadabilirsin. Mecidiye sahili, İstanbul ve Çanakkale’ye oldukça yakın olduğu için özellikle yaz aylarında ve hafta sonları oldukça kalabalık.
Kristal berraklığındaki sularından dolayı tekne geziler ve dalış turlarının önemli adreslerinden biri haline gelen İtalyan Koyu’nda sen de şnorkelli, tüplü ve tüpsüz dalışlar yaparak su altındaki tarihi yapıların veya balık sürülerinin harika fotoğraflarını çekebilirsin. Erikli ve Mecidiye sahili arasında uzanan İtalyan Koyu’nu her mevsim rehberli doğa gezileriyle de keşfe çıkabilir, dağ eteklerinde sıralanan kale kalıntıları arasından manzarayı izleyebilirsin.
Edirne'de yaz aylarında tertemiz denizin ve doğal güzelliklerin tadını çıkarmak için gidebileceğin başka bir yer de Keşan ilçesine bağlı Yayla sahili olabilir. Sığ ve sakin sularıyla çocuklu aileler veya acemi yüzücülerin de güvenle yüzebileceği Yayla sahilinin çevresinde ise mevsimlik balıklar tadabileceğin balık restoranları, kaliteli butik oteller ve donanımlı kamp alanları gibi olanaklar bulabilirsin. Edirne Otogarı’ndan her saat hareket eden Keşan minibüsleri ile Yayla sahiline yaklaşık 2 saat içinde ulaşman mümkün.
Talat Paşa Mahallesi, Bostan Pazarı Caddesi’nde yer alan ve külliye olarak ziyaret edebileceğin dini alanda camii, iki türbe, şadırvan, çeşme ve hazîre yer alıyor. Cami-tevhithane niteliğinde bir yapı olan alanda Halveti-Gülşenî tarikatının Sezaiyye kolunun kurucusu ve şair olan Hasan Sezai’nin türbesi yer alıyor.
Yaz aylarında çocukların keyifli zaman geçirebileceği en popüler yerlerden olan Edirne Aquapark, sıcak günlerde hem aileler hem de yerli ve yabancı turistlerle doluyor. Yetişkinler ve çocuklar için farklı büyüklüklerde su kaydırakları, eğlence ve dinlenme havuzları bulabileceğin su parkında kafeterya, güneşlenme terası, restoran gibi olanaklar da sağlanıyor. Gün boyu animasyonlar ve yarışmalarla güzel zaman geçirebileceğin, bölgenin en büyük su parklarından biri olan Edirne Aquapark’a hem servisler hem de toplu taşıma araçlarıyla kolaylıkla ulaşım sağlayabilirsin.
Edirne’de alışveriş yapmak ve tarihi atmosferde gezmek için ziyaret edebileceğin başka bir özel yer de 1560 ile 1565 yılları arasında inşa edilen Ali Paşa Çarşısı. Şehir merkezinde Osmaniye Caddesi'nde kısa bir yürüyüşle ulaşabileceğin tarihi çarşı, yüzlerce yıldır Edirne’nin sevilen ticaret merkezlerinden biri konumunda. 100’den fazla dükkanın hizmet verdiği çarşıda yöresel giysiler, baharatlar, el yapımı ahşap ve bakır ürünler gibi binlerce ürünü bir arada bulabilirsin. Merkezi bir konumda yer alan Ali Paşa Çarşısı, halk arasında Kapalı Çarşı olarak da biliniyor.
Edirne'nin en eski camilerinden Darülhadis Camii, 1435'te II. Murad tarafından inşa edilmiş. Tarihi bir yapı olan cami ayrıca nehri manzarasıyla güzel bir tarih gezisi yapma imkanı da sunuyor. Osmanlı mimarisini yansıtan camide, el sanatı örnekleri ve renkli vitray pencereler görebilirsin. Edirne merkezde Darülhadis Caddesi'nde bulunan cami, tarih ve mimari meraklıları için ziyaret edilmeye değer bir şaheser.
Edirne'nin 15. yüzyıl mimari yapıtlarından biri olan Evliya Kasımpaşa Camii, Fatih Sultan Mehmet ile II. Beyazıt'ın vezir ve sadrazamlığını yapan Evliya Kasım Paşa tarafından 1479 yılında inşa edildi. Günümüzde terk edilmiş bir durumda olan ve dış cephesini saran çiçeklerle ilginç bir manzara sunan Evliya Kasım Paşa Camii, tarih ve kültür gezileriyle sıkça ziyaret ediliyor. Tunca Nehri kıyısında güzel bir konumda yer alan cami, aynı zamanda nehir kenarında düzenlenen doğa yürüyüşlerinin de önemli mola noktaları arasında.
Meriç Nehri'ni hakim bir konumda inşa edilen ve yontu moloz taşlarla klasik Osmanlı mimarisini yansıtacak şekilde kare planlı olarak tasarlanan Timurtaş Camii, sivri kemerleri ve iç mekanı ile dikkat çekici yapılardan. 2008 yılında aslına uygun olarak restore edilen ve günümüzde de hizmet vermeye devam eden Timurtaş Camii, kentsel sit alanı içerisinde koruma altına alınmış durumda.
Edirne’nin bir başka ilçesi olan Havsa adını II. Bayezid’in hanımı olan Hafsa Sultan’dan alıyor. Sokullu Mehmed Paşa Camii, Havsa Milli Egemenlik Parkı, Havsa Kurt Bey Anıtı gibi tarihi durakları barından Havsa’ya Edirne otogarından kolayca ulaşım sağlayabilirsin.
Edirne gezisinden sonra rotanı Çanakkale'ye çevirmeye ne dersin. Rehberin de Çanakkale'de gezilecek yerler yazımızda seni bekliyor.