Birbiri ardına yükselen travertenleriyle sanki başka bir dünyadan kopup gelmiş devasa bir kaleyi andıran Pamukkale yurdumuzun eşi benzeri olmayan doğal güzelliklerinden biri. Üstelik burası sadece travertenlerden ibaret değil. Hemen yanı başındaki Hierapolis Antik Kenti ile ve antik havuzuyla tek bir yerde birçok dünyayı bir arada barındıran muhteşem bir coğrafya. İlk fırsatta rotanızı Pamukkale'ye doğru çevirmeniz için birbirinden cezbedici nedenler neler?
Çeşitli kimyasal tepkimeler sonucu meydana gelen travertenler özellikle ilk kez görenleri şaşkına çevirecek bir güzelliğe sahip. Uzun zamandır bir şifa merkezi olarak anılan Pamukkale’nin travertenleri uzaktan daha çok irili ufaklı havuzlara benziyor. Belirlenen alanlarda ayakkabılarınızı çıkararak travertenlerin üzerinde yürüyebilir hatta mayonuzu getirerek suya girebilirsiniz. Fotoğraf çekmeyi seviyorsanız da günün her saatinde ve özellikle akşam güneş batmadan önce burada muhteşem kareler yakalayabilirsiniz. Pamukkale’nin beyaz dünyasına uçmak için en uygun Denizli uçuşları burada!
Travertenlerin hemen gerisinde bulunan Hierapolis Antik Kenti de burayı ziyaret etmek için başlı başına yeterli bir neden. ‘’Holy City’’ yani kutsal kent olarak da bilinen Hierapolis Hellenistik, Roma ve Bizans dönemleri boyunca önemli bir merkez olarak anılıyor. Kuzey Bizans Kapısı, Frontinus Caddesi, Tritonlu Çeşme Binası gibi kalıntıları barındıran antik kentte büyük bir bölümü yıkılmış olan surların kalıntıları görülebilir. Biraz yokuş tırmanmayı göze alabilirseniz antik tiyatro da görülmeye değer bölümler arasında. Geç Roma Dönemi’ne kadar kullanılan tiyatro manzarayı yüksekten seyretmek için ideal.
Pamukkale’nin fazla öne çıkmayan ama en az travertenler kadar ilgi çekici bölümlerinden biri de Antik Havuz. Bölgede yaşanan depremler sırasında burada toplanan sütunların üzerinin suyla dolmasıyla meydana gelen havuz bugün de şifa bulmak isteyenlerle dolup taşıyor. Havuzun başta tansiyon ve romatizma başta olmak üzere birçok rahatsızlığa iyi geldiğine inanılıyor. Eğer şifalı sularıyla ve kaplıcalarıyla ünlü yerleri seviyorsanız, ülkemizin en güzel kaplıcalarına da mutlaka göz atın!
Yamaç paraşütü denince akıllara ilk gelen yer Fethiye olabilir. Ancak Pamukkale’de de yamaç bu zevki yaşayabilir ve en az Fethiye kadar güzel manzaralar eşliğinde travertenlerin üzerinden aşağıya süzülebilirsiniz. UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne alınan bu benzersiz yerde paraşüt yapmak kesinlikle yaşanması gereken deneyimlerden. Eğer paraşütle atlamaktan çekiniyorsanız, manzaraya hâkim bir yere oturarak atlayış yapanları seyredebilirsiniz.
Pamukkale’ye kadar gelip Denizli’nin meşhur yemeklerini tatmadan sakın buradan ayrılmayın. Hem sebze hem de et yemekleri konusunda zengin olan şehirde Buldan kapaması, un çorbası, keşkek ve güveçte mantar gibi yöresel tatların hepsi enfes ve denemeye değer.