Likyalıların Antalya Körfezi’nin batı ucu ile Teke Yarımadası’nın güney ucunun kesişme noktasında kurdukları Demre, günümüzde Antalya’nın en çok turist ağırlayan ilçeleri arasında yer alıyor. Kökenleri M.Ö. 3. yüzyıla kadar uzanan belde, Demre Ovası’nın bereketli topraklarına kurulurken bölgeyi sulayan Demre Çayı bölgenin gelişmesinde büyük pay sahibidir. Roma, Bizans ve Osmanlıların hâkimiyetinde kalan Demre’de pek çok tarihi eser gün yüzüne çıkartıldı. Deniz kıyısında ortaya çıkartılan ve kayaların yontulması sonucu kurulan Myra Antik Kenti’nin mimarisi göz kamaştırıyor. Myra Antik Kenti büyük bir alanı kaplarken bölgede anıt mezarlar ve Likçe yazıtlar bulunuyor. Belde sınırları içerisinde yer alan Noel Baba Kilisesi’nde papazlık yapan kişinin Noel Baba olarak bilinen Aziz Nicholas olduğuna inanılıyor. Doğal bir liman olarak kullanılan bölgeye Likyalıların inşa ettikleri Simena Kalesi ve çevresindeki Simena Antik Kenti günümüzde müze statüsünde yer alıyor. Antik kent içerisinde antik tiyatro, Romalılardan kalma bir hamam ve anıt mezarların yanı sıra yüzyıllardır ayakta duran kale bulunuyor. Beldenin muhteşem doğasında yaşayan canlıların korunması için kurulan Demre Kuş Cenneti ise her yıl ziyaretçilerin yoğun ilgisi ile karşılaşıyor.
Bereketli Demre Ovası’nda tarım yapan ve geçimini bu yolla sağlayan Demre halkı için turizm 1990’lar ile birlikte yeni bir gelir kapısı haline dönüştü. Hızla turistik tesislerin kurulduğu bölgede yerli halk turizm ve tarımla geçimlerini sağlıyor. Akdeniz ikliminin hâkim olduğu Demre, kışın yağışlı ve ılık bir havanın etkisinde kalırken yaz mevsimi yüksek sıcakları da beraberinde getiriyor. Antalya Havalimanı ile Demre arasında yaklaşık iki buçuk saatlik bir mesafe bulunuyor.