Eski ismiyle Halki olarak bilinen Heybeliada, İstanbul’un Marmara Denizi’nin kıyısında yer alan tarihi adalarından biri. Heybeliada, Bizans İmparatorluğu zamanında prenslerin sürgün yeri olması nedeniyle ‘’Prens Adaları’’ diye geçen adalar grubuna dahil. Bu sayede adada, hem Bizans hem de Osmanlı döneminde inşa edilen pek çok eski köşk, kilise ve okul bulunuyor. Adaya adımınızı atar atmaz iskelenin hemen yakınlarındaki ünlü yapılardan Heybeliada Deniz Lisesi’ni görebilirsiniz. Manzaraya hakim konumuyla dikkat çeken Heybeliada Ruhban Okulu ise günümüzde daha çok turistik bir mekan olarak ziyaret ediliyor.
Türk edebiyatının efsanevi isimlerinden Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın da bir dönem yaşadığı tarihi evi adada görmeniz mümkün. Ayrıca Bizanslılardan kalan tarihi kilise, İstanbul’daki Musevi cemaatin ibadethanesi olan Beth Yaakov Sinagogu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk başbakanı İsmet İnönü’nün evi Heybeliada’daki tarihi ve turistik önemi olan mekanlardan.
Heybeliada’ya ilk vapur seferleri 1800’lü yılların ortalarında yapılmaya başlandı. O dönemlerde adada daha çok varlıklı Rumlar yaşamını sürdürüyordu. Günümüzde de buraya ulaşmak için Kabataş, Bostancı veya Kadıköy’den hareket eden vapurlara binmeniz gerek. Martıların kanat çırpışları eşliğinde yapacağınız yaklaşık 1 saat süren vapur yolculuğunun ardından Heybeliada İskelesi’nde olabilirsiniz. Otomobil ve motosikletlerden arındırılmış adada ulaşım bisiklet ve faytonlarla sağlanıyor. Dilerseniz yaz aylarında Heybeliada’nın plajlarından denize girebilirsiniz. Buradaki pansiyon ve otellerde kaldığınızda adanın son derece keyifli geçen akşamlarını deneyimleme şansı bulabilirsiniz. Çam Limanı’nın etrafında çıkacağınız kısa bir gezinti ise Heybeliada’ya bir kez daha hayran kalmanız için yeter de artar bile.