İtalya’nın su kanallarıyla çevrili dünyaca ünlü turistik şehri Venedik, Rönesans döneminin de tüm ihtişamını sergileyen yapılarla süslü. Her köşesi tarih kokan, kanallar üzerinde yükselen muazzam tarihi yapılarla göz dolduran rüya gibi bir şehir olan Venedik’te gezilecek yerler de oldukça fazla. Geçmişten günümüze gelen tarihi eserleri ve yapıları ile adeta bir açık hava müzesi görünümünde olan Venedik, bir kez görenin tekrar gitmek istediği şehirlerde başı çekiyor.
Hadi gelin Venedik’te gezilecek yerler için keşfetmeye başlayalım.
Venedik'in kalbinde yer alan San Marco Meydanı şehirdeki en ünlü ve önemli tarihi meydanlardan biri. Meydan aynı zamanda Venedik’in merkezi ve politik gücünün de bir göstergesi olarak biliniyor. San Marco Meydanı, Venedik'in zengin tarihine ve kültürel mirasına ev sahipliği yaptığı gibi, meydanın içerisinde birçok lüks kafe ve restoranında bulunduğunu söyleyebiliriz. Bu işletmelerde yerel lezzetlerin tadına bakabilir veya uluslararası mutfaklardan seçim yapabilirsiniz. Meydanda aynı zamanda açık hava konserleri, etkinlikler ve festivallerde düzenleniyor. Meydanın simgesi haline gelen güvercinlerle birlikte müziğin ritmine kendinizi bırakabilirsiniz.
Venedik'in koruyucu azizi olarak bilinen St. Mark'a adanan ve 11. yüzyılda inşa edilen bazilika, Venedik’te yer alan önemli tarihi ve dini bir yapı olarak biliniyor. Bazilika, Bizans ve Gotik tarzlarının benzersiz bir karışımı olarak karşımıza çıkarken, yapıda altın kaplamalı mozaik desenler dikkat çekici detaylar olarak görülüyor. Mozaikler, İsa'nın yaşamını, azizlerin hikayelerini ve İncil ile ilgili detaylar hakkında ziyaretçilerine bilgiler veriyor. Bazilikanın alt tarafında bulunan hazine bölümünde, dini objeler ve sanat eserlerinin sergilendiği bir bölüm bulunuyor. Katolik kilisesi için önemli bir yere sahip olan bazilika dini törenler ve ayinler için hala kullanılıyor.
Aziz Mark Çan Kulesi, Venedik'in San Marco Meydanı’nda 9. yüzyılda inşa edilen kule 12. ve 16. yüzyıllarda tekrar restore ediliyor. Yaklaşık olarak 98 metre uzunluğa sahip olan kule Gotik tarzda inşa edilmiş olup Venedik’in karakteristik özelliğini yansıttığını söyleyebiliriz. Kuleye merdivenle çıkabileceğiniz gibi asansör yardımıyla da çıkabilirsiniz. Muhteşem bir Venedik manzarasına sahip olan kulede çeşitli çanlar bulunuyor. Bu çanların tarihsel olarak farklı anlamlar taşıdığı biliniyor. Kulede 1902 yılında bir yangın çıkıyor. Kule bu yangından sonra özgün tasarımına sadık kalınarak Venedikliler tarafından tekrar inşa ediliyor. Çan kulesinin en önemli özelliği üzerinde yer alan Cebrail tasviri. Üzerinde yer alan 5 adet çan için ise farklı görevler atandı. Buna göre marangona çanı gün doğumu ve batışını, trottiera maggior consiglio çanı üyelere çağrı, maleficio çanı infaz alanına toplanılmasını, nona çanı öğle arasına, mezza terza çanı ise senatonun toplanmasını işaret etmekteydi. Bu çanlardan geriye ise sadece marangona çanı kaldı.
Günümüze kadar varlığını sürdüren kanalın temelleri orta çağa dayanırken, kanal tarih boyunca önemli bir su yolu olarak karşımıza çıkıyor. Venedik lagünü ile şehrin merkezi bölgelerini birbirine bağlayan geniş ve ‘’S’’ şeklinde bir su yolu olan kanalın toplam uzunluğu 3.8 kilometre ve genişliği 30 ila 70 metre arasında değişmektedir. Kanal boyunca birçok köprü olsa da en ünlü olanı Rialto Köprüsü olarak biliniyor. Grand Kanal tarihi saraylar, kiliseler ve evlerle çevrili olup, şehirde bulunan birçok önemli yapının cephesi kanalın üzerinde bulunuyor. Kanal aynı zamanda ünlü Venedik festivallerine de ev sahipliği yapıyor. Bu tür etkinliklerde su yolu boyunca süslenmiş tekneler ve gondolları görebilirsiniz. Balayı için buraya geldiyseniz Venedik balayı otelleri tercihinizi kanal çevresinde seçerek harika manzara deneyimi de yaşayabilirsiniz.
Rialto Köprüsü, 16. yüzyılın başlarında taş ve tuğla kullanılarak inşa edilmiş olup, dönemdeki köprüler arasında en yükseği ve ünlüsü olarak karşımıza çıkıyor. Köprü, Grand Canal'ın üzerinde yer alırken, tarih boyunca Venedik'in en önemli ticaret merkezlerinden biri olarak hizmet verip tüccarlar ve alıcılar arasında malların taşındığı ve ticaretin yapıldığı bir merkez olarak biliniyor. Rialto Köprüsü, Grand Canal'ın üzerinde yer aldığı için muhteşem bir kanal manzarasına sahip olup Venedik'in güzelliklerini su üzerinden gözlemlemek isteyenler için popüler mekanlar arasında yer alıyor. Köprünün üzerinde ve çevresinde alışveriş yapabileceğiniz tarihi dükkanlar ve tezgahlar bulunuyor. Yolunuz buraya düşerse dükkanlardan yerel el sanatları, takılar ve hediyelik eşyalar gibi ürünler satın alabilirsiniz.
Doğu ve batı arasında ticaretin en yoğun olduğu dönemlerde yapılan han 13. yüzyılda inşa edilmiş olup, Gotik ve Rönesans tarzlarının özelliklerini taşırken dış cephesinin oldukça etkileyici ve çekici olduğunu söyleyebiliriz. Han, adını dış cephesinde bulunan kabartma süsleri ve pencereleri ile duyuruyor. Han, bir dönem Venedik Güzel Sanatlar Müzesi olarak da kullanıldı ve müzede Venedik ressamlarının eserleri ve diğer sanat koleksiyonları sergilendi. Eserler daha sonra farklı müzelere taşındı. Günümüzde Venedik Ticaret ve Tarih Müzesi olarak hizmet veren yapı ziyaretçilerine Venedik'in tarihini ve denizcilik geçmişi ile ilgili bilgiler sunuyor. Binanın Grand Kanala ve Rialto Köprüsüne yakın olduğunu söyleyebiliriz. Tarih boyunca çeşitli restorasyon çalışmaları gören bina şimdilerde koruma altına olup günümüzde hala tarihi öneme sahip olarak karşımıza çıkıyor. İtalya otelleri seçeneklerine göz atarak Venedik ile birlikte birçok yakın kenti de ziyaret edebilirsiniz.
14. yüzyılda inşa edilmeye başlanan ve zamanla genişletilen yapı, düklerin zamanında resmi hükümet merkezi olarak hizmet verdiği için Venedik'in siyasi ve idari merkezi olarak önem taşır. Düklerin ve yöneticilerin resmi işlerini yürüttüğü binanın içi ünlü ressamların ve sanatçıların eserleri ile süslenmiş olup, eserler Venedik'in zengin tarihini, kültürel mirasını ve dini sahnelerini günümüze kadar getiriyor. Sarayın çeşitli bölümleri resmi devlet işleri, yönetim ofisleri, mahkemeler ve hükümetin diğer fonksiyonları için kullanıldığı biliniyor. Palazzo Ducale'nin zindanları, binanın altında yer alırken bir zamanlar mahkumların hapsedildiği yer olarak biliniyor. San Marco Meydanının hemen yanında Grand Canal'a bakan bina, Gotik ve Rönesans tarzlarının özelliklerini taşıdığı görülüyor. Günümüzde Venedik'in tarihini, sanatını ve kültürel mirasını sergileyen bir müze olarak kullanılan bina ziyaretçilerine, sarayın muhteşem iç mekanlarını keşfetme ve Venedik'in geçmişini daha yakından tanıma imkânı sunuyor.
Bazilikanın yapımı 17. yüzyılın başlarında inşa edilmeye başlamış olup tamamı 1681'de tamamlandığı biliniyor. Bazilikanın inşa nedenlerinden biri de 1630 yılında Venedik'i vuran veba salgınına karşı şükran ve dualarını bildirmek. Venedik'in en önemli Barok yapılarından biri olan bazilika Barok tarzının özelliklerini yansıttığı görülüyor. Yapı dörtgen bir temel üzerine inşa edilmiş olup merkezine büyük bir kubbe ekleniyor. Kubbe, Grand Canal'ına bakar ve şehir için önemli olan bir noktayı işaret eder. Kilisenin içindeki freskler, altın yaldızlı dekorasyonlar ve yüksek tavanlı yapı bazilikayı ziyaret edenlere büyüleyici bir deneyim sunar. Her yıl 21 Kasım'da Venedik halkı Santa Maria Della Salute'yi kutlamak ve 1630 yılında olan veba salgınının anısına dua etmek için kiliseye gelir ve 21 Kasım Venedik'teki en büyük dini festivallerden biri olarak bilinir.
Yapı 15. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş olup Venedik'teki en güzel gotik saraylardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Sarayın dış cephesinin altın detaylarla süslenmesinden dolayı sarayın adı "Altın Evi" olarak kabul ediliyor. Saray Venedik'in kalbinde olup, dönemin zengin Venedikli tüccarlarından biri olan Marino Contarini tarafından yaptırıldığı biliniyor. Yapı günümüzde ise müze olarak kullanılmakta ve ziyaretçilerine Venedik'in tarihi ve sanatsal zenginliğini keşfetme fırsatı sunmakta.
Yapı Tintoretto tarafından inşa edilmiş olup Venedik’teki şaheserlerden biri olarak biliniyor. Binanın tepesinde ihtişamını yansıtan bir heykel bulunuyor. İç kısmında ince ince işlenmiş detaylar ziyaretçileri adeta büyüleyici nitelike. Binanın yapımı çok eskiye dayanıyor ve içerisinde altmışa yakın resim bulunuyor. Günümüzde hala aktif olan binayı Venedik ziyaretinizde görmenizi öneriyoruz.
Ziyaret saatleri
Her gün 09.30-17.30
Giriş Ücreti
10 Euro
Yapıyı ilginç kılan ve görülme nedeni yapan yarım daire şeklindeki çatısı olduğunu söyleyebiliriz. Rialto Köprüsüne yakın olan yapıya yürüyerek ulaşım sağlayabilirsiniz. Hristiyan çiftlerin evlenmek için çok fazla tercih edilen mekanda her an bir düğüne denk gelebilirsiniz.
Ziyaret saatleri
Her gün 10.00-17.00
Giriş Ücreti
3 Euro
Müzede Dali, Kandinsky ve Picasso gibi sanatçıların eserleri bulunuyor. San Marco Meydanı’nın hemen karşısında yer alan müze, sanatçı Max Ernst’in eşi Bayan Guggenheim’in eserleri toplaması ile oluşturuluyor.
Ziyaret saatleri
Salı günü hariç 12.00-18.00
Giriş Ücreti
15 Euro
Venedik sanatının en iyi örneklerini bulabileceğiniz bu müze Da Vinci, Bellini, Titian, Tintoretto ve Veronese gibi ünlü sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapıyor. 19. yüzyıl öncesinin resim ve heykel sanatlarını barındıran müzede çocuklar için de etkinlikler düzenleniyor.
İtalya’nın ünlü cam adası Murano, aynı isimle bilinen murano camının doğduğu yer. Murano camının yapılış sürecine tanık olabileceğiniz adada yine murano camından yapılan birçok hediyelik eşyayı da alabilmeniz mümkün.
Venedik’e bağlı olan Burano da tıpkı Murano adası gibi kendine has dokusuyla ve renkli evleriyle ünlü. Venedik ziyaretinizde biraz da kafa dinlemek isterseniz eğer burası sizin için doğru adres olabilir. Rengarenk evlerin arasında güzel zamanlar geçireceğinize inandığımız adanın dar sokaklarında yürürken keyif alacağınıza inanıyoruz.
Kırmızı yapısıyla dikkat çeken San Giorgio Maggiore Kilisesi, Palladio’nun eseri. San Marco panoramasına eşlik eden kilisede aktif olarak Benedict rahipleri görev yapıyor.
Giriş ücreti
Kiliseyi ziyaret etmek ücretsiz
Çan kulesine çıkmak 8 euro.
İtalyanca ismiyle Ponte de Sospiri, hapishane ile Dükler Sarayı’nı birbirine bağlıyor. Ahlar adını almasının altında ise bir hikaye yatıyor. Hapishanenin işkence odalarına götürülen mahkumlar son kez Venedik’i burada görür ve ah geçirirlermiş. Venedik’te gezilecek yerlerin sadece yapıdan ibaret olmadığının en güzel örneklerinden biri olarak bu köprüyü listeye dahil ediyoruz.
İtalya’nın en önemli kültür sanat aktivitelerine ev sahipliği yapan Fenice Tiyatrosu hem gezip görmeniz hem de tiyatro da ya da opera izlemeniz için harika bir durak. Geçirdiği yangınlar sonucu birçok kere yeniden inşa edilen Fenice Tiyatrosu’nda özellikle La Traviata izlemenizi öneririz.
Ziyaret saati
Her gün 10.00-17.00 arası gişeyi ziyaret edebilirsiniz.
Giriş ücreti
12 euro
El yazması koleksiyonuyla önemli kütüphaneler arasında yer alan Marciana Kütüphanesi, halka açık bir kütüphane. En eski kütüphanelerden biri olan Marciana Kütüphanesi dünyadaki en büyük klasik eserler koleksiyonlarından birine de ev sahipliği yapıyor.
Tintoretto'nun muhteşem freskleriyle ünlü bu bina, Venedik'teki en önemli sanat eserlerinden bazılarını bünyesinde barındırıyor. Sanata ilginiz olsun olmasın burayı seveceğinizi düşünüyoruz.
Ziyaret saati
09.30-17.30 (Gişe kapanış saati 17.00)
Giriş ücreti
Tam 10 euro
indirimli 8 euro (65 yaş üstü, 26 yaş altı, 20 kişiden fazla gruplar)
Grand Kanal'ın kenarında yer alan bu üç katlı palazzo, 18. yüzyıl Venedik yaşamının lüksünü yansıtan bir müze. Barok ve Rokoko dönemlerine ait mobilyalar, freskler ve sanat eserlerinin yer aldığı odalarında dönemin dönemin zenginliğini ve zarafetini göreceksiniz.
Ziyaret saati
18.00’a kadar ziyaret edebilirsiniz
Giriş ücreti
10 euro.
Venedik’teki su taşmaları da en az kentin güzelliği kadar ünlü. Yüksek su anlamına gelen ismiyle Libreria Acqua Alta kitapçısını mutlaka Venedik’te gezilecek yerler listenize dahil etmenizi öneriyoruz. Hatta buranın birçok şehirde görebileceğiniz en orijinal yerlerden biri olduğunu da söyleyelim. Eski kitaplara ve eşyalara meraklıysanız kaçırmamanız gereken bu kitapçıdan dilerseniz kitap da satın alabilirsiniz.
San Marco Meydanı'nda bulunan müze Venedik tarihine, sanatına ve kültürüne dair geniş bir koleksiyona sahip. Napolyon döneminden kalma odalar, sanat eserleri ve tarihi objelerle dolu müzede 3 ayrı bölüm yer alıyor.
Ziyaret saati
18.00’a kadar ziyaret edebilirsiniz
Giriş ücreti
Dükler Sarayı için bilet aldıysanız aynı bilet ile ücret ödemeden burayı da ziyaret edebilirsiniz.
Dorsoduro bölgesinde yer alan San Sebastiano Kilisesi Veronese'nin eserleriyle ünlü. Sanatçının birçok tablosu ve freski kilisenin duvarları süslüyor. Ayrıca, Veronese'nin mezarı da bu kilisede yer alıyor.
16. yüzyılda kurulan Venedik Ghetto'su Avrupa'nın ilk Yahudi gettosu olarak biliniyor. Tarihi binaları, beş adet sinagogu ve birçok kültürel mirasıyla ziyaretçilerin ilgisini çeken Ghetto'nın en önemli caddesi Strada Nova’yı da listenize dahil edebilirsiniz.
Frari olarak da bilinen kilise Venedik'teki en büyük ikinci kilise olarak önemli bir konumda. Kilisenin içinde yer alan Titian'ın ünlü eseri Assumption ile görülmeye değer bir yer. Birçok sanat eserini barındıran kilisede Titian'ın mezarı da yer alıyor.
Ziyaret saati
09.00-19.30 (Pazar günleri 13.00-18.00)
Giriş ücreti
5 euro
Sanata ve mimariye meraklıysanız gezi listenize mutlaka San Giorgio degli Schiavoni’yi dahil etmelisiniz. Venedikli sanatçı Carpaccio'nun ünlü freskleriyle bilinen kilisedeki freskler, kilisenin ana odasını süsler ve Orta Çağ'dan sahneleri gösterir.
François Pinault'un sahip olduğu bu saray, modern ve çağdaş sanat sergileri ile ünlü. Massari tarafından inşa edilen bu yapı Büyük Kanal çevresinde konumlanıyor. İçinde birçok sergi, performans, söyleşi ve etkinlikleri barındıran Palazzo Grassi’yi kültürel bir gün için ziyaret edebilirsiniz.
Ziyaret saati
10.00-19.00 (Salı günleri kapalı.)
Giriş ücreti
Tam 15 euro
İndirimli 12 euro (25 yaş altı öğrenciler, 65 yaş üstü, engelli bireyler ve bir refakatçisi)
Venedik'teki en büyük meydanlardan biri olan Campo Santa Margherita, yerel yaşamın kalbinde yer alıyor. Gündüzleri pazar yeri olarak kullanılan alan akşamları sosyal etkinlikler ve yerel yaşamın tadını çıkarmak için popüler bir buluşma noktasına dönüşüyor.
Bu saray tıpkı Vatikan’da olduğu gibi dikkat çekici spiral merdiven ile ünlü. Merdivenlerden çıkıldığında size harika bir Venedik manzarası sunan saray 15. yüzyıla ait ve Othello’ya mekan olmuş bir yer.
Ziyaret saati
10.00-17.30
Giriş ücreti
Tam 8 euro
İndirimli 6 euro (12-25 yaş altı, 65 yaş üstü)
12 yaş öncesi ücretsiz
Venedik gezinizi yazın yaptıysanız ve denize girmek için başka şehirlere gitmeyi düşünüyorsanız Positano’da gezilecek yerler yazımıza göz atabilirsiniz.