Doğal güzellikleri ve zengin kültürel mirasıyla Kırgızistan, keşfetmek isteyeceğin eşsiz bir destinasyon. Tanrı Dağları’nın etkileyici manzaraları, el değmemiş gölleri ve tarih kokan mekânlarıyla bu popüler Orta Asya ülkesi, hem doğa hem de tarih severler için unutulmaz deneyimler sunuyor.
Kırgızistan’ı ziyarete geldiğinde Issık Gölü’nün büyüleyici turkuaz sularından, Saimaluu Tash’ın binlerce yıllık kaya resimlerine kadar birçok etkileyici noktayı keşfedebilirsin. Ayrıca geleneksel göçebe kültürünü yansıtan yurtlarda konaklayarak, bu toprakların otantik atmosferini daha yakından hissedebilirsin.
Kırgızistan'a ne zaman gidilir?
Kırgızistan’da ziyaretçi sayısının en yoğun olduğu dönem haziran, temmuz ve ağustos ayları. Kalabalıktan uzak ve serin havalarda gezmek isterseniz bahar aylarını tercih edebilirsin.
Kazakistan’da ne yenir?
Zengin ve lezzetli bir mutfağa sahip olan Kırgızistan'da beshbarmak, mantı, samsa ve şorpo yiyebilirsin.
Kırgızistan’a vizesiz gidilir mi?
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Kırgızistan’a yapacakları 30 güne kadar olan seyahatleri için vizeden muaf.
Kırgızistan’ın kuzeyinde yer alan Issık Gölü, dünyanın en büyük ikinci dağ gölü olma özelliği ile seni büyüleyecek. Ülkenin incisi olarak bilinen bu göl, manzarası ile hayranlık uyandırıyor. Tanrı Dağı’nda yer alan Issık Gölü, Küngey ve Terskey isimli dağların arasında yer alıyor. Göl, yaklaşık 6 bin kilometrekarelik yüzey alanına sahip. Derinliği ise yaklaşık olarak 660 metreyi aşıyor. Issık Gölü; ismini etrafında karla kaplı dağlar olmasına rağmen sıcak olması sebebiyle, “ılık göl” anlamına gelen sözcüklerden alıyor. Balık bakımından zengin olan Issık Gölü, hem doğa koruma alanı hem de tatil ve dinlenme yeri olarak öne çıkıyor.
Issık Gölü, pek çok özelliği bir arada barındıran güzelliğiyle turistleri cezbeden bir yer. Adeta ekoloji harikası olan bu gölde yazları suyun sıcaklığı 22 dereceye kadar yükseliyor. Güneşlenip ardından suyunda ferahlayabileceğin bu popüler göl, etkileyici bir kumsala da sahip. Bunun yanı sıra su sporlarını sevenlere yönelik jet ski, deniz paraşütü ve tekne turları gibi seçenekler mevcut. Çevresinde yer alan Balıkçı, Çolpon-Ata ve Karakol gibi yerleşim yerleri, konaklama ve kültürel keşifler için popüler duraklar sayılır. Ayrıca birçok hayvan türüne ev sahipliği yapan göl, su kuşları türlerinin en önemli yaşam alanlarından biri olarak ön plana çıkıyor. Issık Gölü sadece Kırgızistan değil aynı zamanda Orta Asya’nın da en önemli turistik yerlerinden biri diyebiliriz.
Ala-Arça Milli Parkı, Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’in yaklaşık 40 km güneyinde yer alan yüksek dağlık bir ulusal park. Tanrı Dağları’nın görkemli zirvesinde kendini tam anlamıyla cennette gibi hissedebilirsin. 1976’dan beri koruma altında olan milli parkın ismi Kırgızcada “renkli ardıç” anlamına geliyor. Bu isimle, parkın içindeki yoğun ardıç ağaçlarına atıfta bulunuluyor. Park, 1500 rakımdan 4500 rakıma kadar uzanan rakım farklılığıyla önemli bir biyoçeşitlilik sunuyor. Park, yalnızca doğaseverlerin değil, macera arayan gezginlerin de vazgeçilmezi. Çayırlarıyla bezenmiş vadiler, parlayan buzullar, coşkuyla akan nehirler ve gökyüzüne uzanan dik kayalıklar… Ala Arça, tam anlamıyla bir doğa harikası. Ayrıca bölgede doğa sporlarını sevenler için hem zorlu hem de başlangıç seviyesinde trekking rotaları da mevcut.
Bu alanı ayrıcalıklı kılan; salt manzaraları değil, yaban hayatının sonsuz çeşitliliği. Sessizce dolaşan kar leoparları, zarif dağ keçileri ve gökyüzünde süzülen güçlü kartallar, bu parkın ev sahipliğinde yaşayanlar arasında. Ayrıca nadir bulunan kuş türleri de bölgeyi kuş gözlemcileri için bir hazineye dönüştürüyor. Her köşede doğanın farklı bir ritmine tanık olmak mümkün. Kırgızistan’ın en güzel yerlerinden biri olan Ala Arça’yı mutlaka görmelisin!
Kişi başı 450 Som
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 24 saat boyunca ziyaret edilebiliyor.
Süleyman Dağı, Kırgızistan’ın güneyinde, Oş şehrinin tam ortasında yükselen bir tarih ve inanç sembolü. Orta Asya halklarının yüzyıllardır kutsal bir hac noktası olarak gördüğü bu dağ, hem İslam öncesi inançların hem de İslam kültürünün izlerini taşıyor. Efsaneler, Hz. Süleyman’ın burada dua ettiğini ve geride kutsal izler bıraktığını anlatıyor. Bu yüzden doğurganlık ve sağlık gibi dilekler için insanlar yüzyıllardır burada dua etmeye devam ediyor.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmış olan Süleyman Dağı, kutsal bir mekân olmanın yanında doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleriyle de büyüleyici bir atmosfer sunar. Zirveye çıkan yürüyüş yolları, Oş şehrine ve çevresine panoramik bir bakış imkanı veriyor. Dağın eteğindeki müze ise bu kadim bölgenin tarihini ve kültürünü keşfetmek için mükemmel bir durak. Süleyman Dağı, doğayla tarihin buluştuğu, insanı derinden etkileyen bir deneyim sunuyor.
Yerli ve yabancı turistler için Bişkek’in kalbi Ala-Too Meydanı’nda atıyor. Buraya geldiğinde Kırgızistan’ın ruhunu hissedeceğin bir alanla karşılaşacaksın. Tarihle modernliğin buluştuğu bu geniş ve hareketli meydan, Bişkek’in en canlı noktalarından biri olarak kabul ediliyor. Devasa Kırgız bayrağının dalgalandığı görkemli bayrak direği, meydanın en çok dikkat çeken kısmını oluşturuyor. Ayrıca çevredeki mimari detaylar, seni geçmişten bugüne keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. Meydan genel olarak gündüzleri hareketli ve coşkulu, akşamları ise ışıklarla büyüleyici bir atmosfer sunuyor.
Meydanın çevresindeki Kırgız Ulusal Tarih Müzesi ya da Manas Heykeli gibi simgeler sayesinde bu toprakların zengin geçmişini keşfetme imkanı bulabilirsin. Eğer şanslıysan bir festival ya da gösteriye de denk gelebilirsin. Zira şehirdeki pek çok konser, festival ya da gösteri bu meydanda yapılıyor. Özellikle yerel ezgilere tanıklık etmek adına festival programlarını takip edebilirsin.
Burana Kulesi seni zamanda geriye, Kırgızistan’ın Orta Asya tarihindeki ihtişamlı günlerine götürüyor. Çuy Vadisi’nin geniş manzarasına hâkim olan bu kule, tarihin adeta sessiz bir tanığı gibi ziyaretçilerini karşılıyor. Buraya geldiğinde, 9. yüzyılda Karahanlılar dönemine ait bu mimari harikanın önünde durduğunda, kendini bir masalın içinde hissediyorsun. Yüzyıllar boyunca göçebe halkların, tüccarların ve seyyahların izlerini taşıyan bu kule, tam anlamıyla geçmişin hikâyelerini bugüne taşıyor.
Tepesine çıkıp çevrene baktığında, vadinin uçsuz bucaksız güzelliği ayaklarının altında seriliyor. Her basamak, seni biraz daha tarihe yaklaştırıyor. Eğer yanındaki açık hava müzesini gezer ve sergilenen taş mezar stellerine göz atarsan, Karahanlıların kültürüne dair çok şey öğrenebilirsin.
Panfilov Parkı, Bişkek'in kapsadığı, doğanın ve tarihin iç içe geçtiği benzersiz bir mekan. Yüzyıllık ağaçların gölgesinde dolaşarak modern şehir merkezinden uzaklaşıp sakinliğin tadını çıkarabilirsin. İkinci Dünya Savaşı sırasında kahramanca mücadele eden 28 Panfilov Muhafızı'nın onuruna adanmış olan park, Bişkek’in sembollerinden. Park, Kırgızistan'ın cesaret ve fedakarlık dolu günlük hayatını yansıtıyor.
Canlı atmosferiyle dikkat çeken parkta; çocukların oyun alanlarında dolaşabilir, paten pistlerinde kayan gençleri izleyebilir veya çiçek bahçelerinde vakit geçirebilirsin. Bankalarda çevreyi izlerken bir yandan da Kırgız mutfağından lezzetlerin tadını çıkarabilirsin. Çevredeki kafelerde dinlenip sıcak bir çay eşliğinde bu huzurlu atmosferin keyfini sürebilirsin. Panfilov Parkı, hem tarih severler hem de sakin bir mola arayanlar için Bişkek'in vazgeçilmez bir durağı diyebiliriz.
Karakol Kayak Merkezi, Kırgızistan’ın Tanrı Dağları’nda, doğa ile adrenalinin buluştuğu eşsiz bir noktada yer alıyor. Karla kaplı zirvelerin arasında, kristal berraklığında bir havada kayak yapmanın tadını çıkarabilirsin. Merkez, aralık ve mart ayları arasında etkileyici bir kar örtüsü sunuyor ve her seviyeden kayakçıya hitap eden pist seçenekleriyle dikkat çekiyor. Yeni başlayanlar için uygun eğitmen hizmetleri ve kolay rotalar bulunuyor. Ayrıca deneyimli kayakçılar da zorlu yamaçlarla karşılaşabiliyor. Bölgede ayrıca off-pist alanlar da mevcut. 20 kilometre pist uzunluğuna sahip olan merkez, snowboard tutkunları için de ideal bir destinasyon.
Kayak sonrasında merkezdeki dağ evlerinde sıcak bir içecek eşliğinde dinlenebilir, geleneksel Kırgız mutfağının lezzetlerini keşfedebilirsin. Çevredeki ormanlarda kar yürüyüşleri yaparak doğanın huzurunu hissedebilir ya da termal kaplıcalarda rahatlayarak günün yorgunluğunu atabilirsin. Yaz aylarında da trekking, kamp ve dağ bisikleti gibi aktivitelerle bu doğa harikasını keşfedebilirsin. Ayrıca Karakol’un Issık Gölü’ne yakınlığı, tatilini daha da unutulmaz kılar; göl kıyısında zaman geçirerek bölgenin doğal zenginliklerini daha yakından görebilirsin. Karakol Kayak Merkezi, sadece kayak ve kış sporları için değil, doğanın kalbinde huzurlu bir kaçamak yapmak isteyenler için de ideal bir yer.
Kırgızistan’ın Tanrı Dağları’nda yer alan Ala Kul Gölü, etkileyici fotoğraf kareleri sunuyor. Deniz seviyesinden yaklaşık 3.560 metre yükseklikte bulunan bu göl, trekking tutkunlarının gözde duraklarından biri. Ülkenin bu önemli tabiat güzelliği, turkuazdan zümrüt yeşiline dönen rengi, çevresini saran karlı zirveler ve yemyeşil vadilerle bir araya gelerek olağanüstü bir manzara sunuyor. Ala Kul’a ulaşmak adına Issık Gölü bölgesinden başlayarak saatler süren zorlu bir yürüyüşü göze alman gerekiyor. Ancak gölün kıyısına vardığında, tüm yorgunluğunu unutturacak bir güzellikle karşılaşıyorsun.
Ala Kul, doğa severlerin yanında sessizlik ve huzur arayanlara yönelik bir yer. Gölün kıyısında kamp kurabilir, suyun çevresinde dinlenebilir ya da çadırından gökyüzündeki yıldızları izleyerek unutulmaz bir gece geçirebilirsin. Yaz aylarında trekking için en uygun zaman olsa da yılın diğer dönemlerinde göl, farklı bir büyüyle ziyaretçilerini karşılıyor. Karlarla çevrili göl, kış aylarında adeta bir tabloya dönüşüyor. Bu zorlu ancak etkileyici yolculuk, doğanın gücünü ardına dek hissetmek ve kendini Tanrı Dağları’nın kollarında bulmak isteyen her maceracı için unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Son Kul Gölü, Kırgızistan’ın en yüksek göllerinden biri olarak seni Tanrı Dağları’nın kalbinde benzersiz bir yolculuğa davet ediyor. Deniz seviyesinden 3016 metre yüksekte, geniş bir bozkırın ortasında uzanan bu göl, özellikle bahar ve yaz aylarında bambaşka bir güzelliğe bürünüyor. Bu dönemlerde renkli çiçeklerle bezeli çayırlar ve serbestçe dolaşan at sürüleriyle ilginç bir atmosfer oluşturuyor. Kırgız göçebe kültürünü yakından tanımak için ideal bir yer olan Son Kul, çadır kampları ve geleneksel yurtlarla, doğayla iç içe bir konaklama imkânı sunuyor.
Son Kul’a geldiğinde çevredeki otantik yurt kamplarında yerel halkın sıcak misafirperverliğiyle karşılaşabilir, Kırgız mutfağından geleneksel lezzetleri tadabilirsin. At sırtında bozkırı keşfetmek ya da keyifli bir yürüyüş yapmak, popüler doğa aktivitelerden.
Oş Pazarı, Bişkek’in en canlı ve otantik noktalarından biri olarak seni Kırgızistan’ın kültürel dokusunu keşfetmeye davet ediyor. Şehrin batı bölümünden konumlanan bu pazar; baharat kokularıyla, rengârenk meyve sebze tezgâhlarıyla ve elbette neşeli kalabalıklarıyla dikkat çekiyor. Burada Kırgız mutfağının tadına varabilir, taze peynir, tandır ekmekleri ve kurutulmuş meyveler gibi yerel lezzetleri bizzat yerinde deneyebilirsin.
Pazar bir tek yiyeceklerle değil, geleneksel Kırgız giysileri, el işi ürünler ve keçe şapkaları gibi otantik eşyalarla da dolu. Her bir köşesinde farklı bir hikâye saklı olan bu hareketli pazar, yerli halkın günlük yaşamını gözlemlemek ve keyifli alışveriş yapmak adına mükemmel bir fırsat sunuyor. Pazarlık yapmayı seviyorsan, burada çok uygun fiyatlarla hediyelik eşyalar bulabilirsin.
Skazka (Masal) Kanyonu, Kırgızistan’ın Issık Gölü yakınlarında yer alan ve adını masalsı kaya oluşumlarından alan doğal bir güzellik. Rusçada bu sözcük, “peri masalı” anlamında kullanılıyor. Rüzgâr ve zamanın etkisiyle şekillenmiş renkli kayalar, bir masal diyarını andırıyor. Kızıl, sarı ve turuncu tonların hakim olduğu kanyon, güneşin farklı açılardaki ışıklarıyla fark yaratıyor.
Bu arada kanyon, kolay yürüyüş parkurları ile doğa severler ve fotoğraf tutkunları açısından harika bir keşif alanı sayılıyor. Yürüyüşün sırasında göreceğin fantastik şekiller, ejderhaları, kaleleri ve devasa yaratıkları andırıyor. Bu şaşırtıcı atmosfer, hayal dünyasında sana unutulmaz bir yolculuk sunuyor. Skazka Kanyonu, şehir yaşamının yoğunluğundan uzaklaşmak ve doğanın yaratıcılığına hayran kalmak isteyen her gezgin için ideal bir durak diyebiliriz.
Dordoy Pazarı, Bişkek’in kuzeydoğusunda yer alan ve Orta Asya’nın en büyük açık hava ticaret merkezlerinden biri olarak bilinen devasa bir pazar. Yalnız bölge halkının değil, çevre ülkelerden gelen tüccarların da buluşma noktası olan bu köklü pazar, Kırgızistan’ın ticaret damarlarından biri sayılıyor. Binlerce konteynerden oluşan labirent benzeri düzeniyle burada giysiden elektroniğe, ev eşyalarından geleneksel ürünlere kadar her şeyi bulabilirsin.
Dordoy Pazarı’nda dolaşırken hem uygun fiyatlarla alışveriş yapabilir hem de pazarın enerjisini hissedebilirsin. Ayıca satıcılar oldukça sıcak ve pazarlık yapmaya da oldukça açıklar. Hareketli kalabalığı ve renkli atmosferiyle Dordoy Pazarı, basit bir alışverişten çok daha fazlasını sunuyor. Kırgız kültürünün günlük hayatına tanık olabileceğin bir deneyim için bu pazarı mutlaka gezi notlarının arasına almalısın.
Tash Rabat Kervansarayı, Kırgızistan’ın tarihi İpek Yolu üzerindeki en iyi korunmuş yapılarından biri diyebiliriz. Tanrı Dağları’nın sarp vadilerinin arasında, deniz seviyesinden 3200 metre yükseklikte yer alan bu taş yapı, günümüze 15. yüzyıldan miras kalmış. Tarihi boyunca tüccarlar, gezginler ve hacılar için bir sığınak olan Tash Rabat, bugün hala gizemini ve ihtişamını koruyor.
Tamamen taştan inşa edilmiş kervansarayın içinde 30’dan fazla oda bulunuyor ve bu odalar döneminin zanaatındaki ustalığı yansıtıyor. Kervansaraya adım attığında, kalın taş duvarlar arasında yürürken, bir zamanlar burada konaklayan tüccarların ve yolcuların hikâyelerini de hissedebilirsin. Çevredeki doğanın eşsiz güzelliği, bu tarihi yapının mistik atmosferine apayrı bir büyü katıyor.
Bişkek Park Alışveriş Merkezi, Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te yerel halkın ve turistlerin uğrak noktası olan modern bir alışveriş ve eğlence merkezi olarak tanımlanıyor. Şehrin tam olarak merkezinde yer alan bu komplekse yürüyerek ulaşman mümkün. Bişkek Park Alışveriş Merkezi, uluslararası markalardan yerel ürünlere kadar geniş bir alışveriş yelpazesi sunuyor. Moda, elektronik, kozmetik ve ev eşyaları gibi birçok kategoride ürün bulabileceğin mağazalarıyla hemen hemen her ihtiyacına uygun opsiyonlarla karşılaşabilirsin.
Bişkek Park Alışveriş Merkezi, alışveriş yapmaktan öte keyifli vakit geçirmek için de harika bir yer. Restoran ve kafelerinde yerel Kırgız mutfağını veya dünya mutfağından lezzetleri tadabilir, sinema salonunda en yeni filmleri izleyebilirsin. Aileler için çocuk oyun alanları ve çeşitli etkinliklerle dolu olan merkez, her yaş grubuna hitap ediyor. Modern tasarımı ve ferah ortamıyla Bişkek Park Alışveriş Merkezi, sana Bişkek’in bambaşka bir yüzünü sunuyor.
Karakol Dungan Camii, Kırgızistan’ın Karakol şehrinde yer alıyor. Mimarisi ve tarihiyle dikkat çeken yapı, Karakol’un en köklü dini mekânları arasında gösteriliyor. 20. yüzyılın başlarında Dungan topluluğu tarafından inşa edilen caminin tamamen ahşaptan yapıldığı görülüyor. Camiyi asıl ünlü kılan unsur ise çivi kullanılmadan inşa edilmesi. Renkli detaylara ve geleneksel Çin mimarisine özgü tasarımlara sahip olan cami, İslam ve Doğu kültürlerinin estetik bir birleşimini yansıtıyor. Dungan topluluğunun zorunlu göç hikâyesiyle başlayan caminin ilginç tarihi, temel olarak dayanışma ve kültürel zenginliği simgeliyor.
Bişkek Devlet Tarih Müzesi, başkent Bişkek’te yer alan ve ülkenin derin tarihini, kültürel zenginliklerini ve elbette Sovyet yansıtmayı amaçlayan önemli bir müze. Şehir merkezinde, Ala-Too Meydanı’nın hemen yanında bulunan bu mekan, özellikle yabancı turistlerin ilgi odağı. Üç katlı modern yapısıyla dikkat çeken müze için; “Kırgızistan’ın antik dönemlerinden günümüze kadar uzanan bir hikâyenin dışavurumu” demek mümkün.
Müzenin içinde eski Türk göçebe yaşamından kalma eserler, Sovyet dönemi propagandalarını yansıtan etkileyici heykeller ve modern Kırgız kültürüne dair sergiler ziyaretçilerle buluşuyor. Bu arada müzede tarihsel materyallerin yanında yerel sanat eserleri ve el işi ürünlerden oluşan koleksiyonları da inceleyebilirsin.
Kişi başı 140 Som
Açık olduğu saatler
Her gün 09.00 ile 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
M. V. Frunze Müzesi, Bişkek’in tarihine ve Kırgızistan’ın Sovyet dönemine ışık tutmayı amaçlıyor. Şehrin merkezinde konumlanan müzeye ev sahipliği yapan yapı, Sovyetler Birliği’nin önemli askeri liderlerinden Mihail Vasilyeviç Frunze’nin doğduğu ev. Modern mimarisiyle dikkat çeken müze binası, kültürel bir deneyim arayan ziyaretçilere kapılarını açıyor.
M. V. Frunze Müzesi, Frunze’nin yaşamı ve askeri kariyeri hakkında kapsamlı bilgiler sunmanın yanı sıra, dönemin siyasi ve toplumsal koşullarını da gözler önüne seriyor. Sergilerin olduğu kısımda; eski haritalar, kişisel eşyalar ve döneme ait belgeler gibi birçok ilginç detay bulman mümkün. Bu arada müzenin hemen alt katında korunmuş olan orijinal ev, ziyaretçileri zamanda ilginç bir yolculuğa çıkarıyor. M. V. Frunze Müzesi, yalnızca bir liderin hayatına değil, Kırgızistan’ın Sovyet geçmişine de derin bir bakış sunuyor. Tam da bu nedenle Bişkek’i keşfederken bu tarihi durağı atlamamanı öneriyoruz.
150 Som
Açık olduğu saatler
Her gün 10.00 ile 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Holy Trinity Manastırı, Kırgızistan’ın Karakol şehrinde yer alan ve mimarisiyle dikkat çeken tarihi bir ibadet yeri. 19. yüzyılın sonlarında inşa edilen ahşap yapı, Doğu Ortodoks kiliselerinin zarif detaylarını yansıtıyor. Ayrıca bölgenin yerel kültürüyle de uyumlu bir tasarım sunan Holy Trinity Manastırı, baştan sona ahşap malzemelerle oluşturulmuş. Manastır, bu özelliğiyle ince bir işçilik sunmayı başarıyor.
Sovyetler Birliği döneminde bir süre depolama alanı olarak kullanılan Holy Trinity Manastırı, günümüzde yeniden dini hizmetlere açılmış durumda. Burayı ziyaret ettiğinde çiçeklerle dolu bahçesinde yürüyerek huzur bulabilir ya da kilisenin içindeki mistik atmosferi deneyimleyebilirsin. Karakol şehrinin bu çok önemli kültürel mirasını keşfederken fıstık yeşili çatısı görülecek şekilde oldukça estetik fotoğraflar çekebilirsin.
Kırgızistan’ın Tanrı Dağları’nda yer alan Suusamyr Vadisi, doğanın güzelliklerini gözler önüne seren bir tabloyu anımsatıyor. Deniz seviyesinden yaklaşık 3000 metre yükseklikte yer alan bu geniş vadi, yemyeşil çayırları, berrak akarsuları ve çevresini saran heybetli dağlarla etkileyici bir manzara oluşturuyor. Yaz aylarında çayırlar, kış aylarında ise karla kaplı vadiler, burayı dört mevsim boyunca farklı bir güzellikle süslüyor.
Vadi, Kırgız göçebe kültürünü deneyimlemek isteyenler için kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor. Yaz aylarında burada konaklayan göçebelerin geleneksel yurtlarını görebilir, onlarla sohbet ederek Kırgız misafirperverliğini yakından hissedebilirsin. Uygun mevsim koşullarında vadinin belli noktalarında çadır kampı yapabilirsin. Ayrıca, doğa yürüyüşü, nehir balıkçılığı ve binicilik gibi aktivitelerle vakit geçirebilirsin.
Dünyanın en büyük doğal ceviz ormanlarından biri olarak bilinen Arslanbob Ceviz Ormanı, Celalabad içinde konumlanıyor. Yaklaşık 60.000 hektarlık devasa bir alanı kaplayan bu orman, ceviz ağaçlarının yanı sıra çeşitli meyve ağaçları ve nadir bitki türleriyle dolu. Bu niteliklerinden dolayı adeta bir biyolojik cennet olan Arslanbob Ceviz Ormanı, trekking konusunda çok ideal rotalara sahip.
Yürüyüş sırasında yemyeşil doğanın tadını çıkarabilir ya da yüksek noktalardan Arslanbob’un şaşırtıcı manzarasını izleyebilirsin. Bu arada Celalabad bölgesindeki pek çok köy de ormanlık alana komşu. Bu nedenle küçük köyleri ziyaret ederek yerel halkın sıcak karşılamalarını hissedebilirsin. Bu ziyaretlerinde ayrıca Kırgız mutfağından otantik tatları da kolayca keşfedebilirsin. Fotoğraf tutkunları için de ideal bir rota olan bu dev ormanlık alan sayesinde, modern hayatın stresinden uzaklaşabilir ve doğayla bütünleşme fırsatı yakalayabilirsin.
Sarı-Çelek Gölü, Kırgızistan’ın Celalabad bölgesinde yer alıyor. Deniz seviyesinden 1800 metre yükseklikte bulunan ve yaklaşık 500 hektarlık bir alana yayılan göl, berrak sularıyla ve çevresindeki yemyeşil dağlarla göz kamaştırıyor. 1959 yılında UNESCO biyosfer rezervi olarak ilan edilen Sarı-Çelek Doğa Koruma Alanı'nın bir parçası olan Sarı-Çelek Gölü için endemik bitki türleri ve nadir kuşlarla dolu bir ekolojik hazine demek mümkün.
Efsaneye göre, gölün bulunduğu alanda bir zamanlar çok verimli bir meyve bahçesi varmış. Ancak büyük bir deprem sonucu bahçeyi çevreleyen dağların çökmesiyle Sarı-Çelek Gölü oluşmuş. Bugün göl, sunduğu manzaranın yanında kendine has hikayesiyle de hayranlık uyandırıyor.
Issık Gölü kıyısındaki Bökönbayevo Köyü, geleneksel göçebe kültürünü ve el değmemiş doğayı bir arada sunuyor. Bu küçük ve sıcacık köy, özellikle Kırgız bozkırlarını yakından keşfetmek adına ideal bir rota. Yöre halkı, göçebe geleneklerini koruyarak, keçeden yapılmış el sanatları ve geleneksel yurt yapımı gibi ustalık isteyen işleri hala köyde sürdürüyor.
Köyü ziyaret ettiğinde Issık Gölü kıyısında uzun yürüyüşler yapabilir, muhteşem gün batımlarını izleyebilir ve etraftaki dağlık alanlarda keşfe çıkabilirsin. Ayrıca, Bökönbayevo’da düzenlenen geleneksel avcılık gösterilerinde, kartalların etkileyici yeteneklerini gözlemleme şansı bulabilirsin.
Kırgızistan’ın kültürel hayatının kalbi olarak kabul edilen Bişkek Filarmoni Salonu, özgün mimarisi ve sene boyu devam eden sanatsal etkinlikleriyle dikkat çekiyor. Ala-Too Meydanı’na yakın bir konumda yer alan bu etkileyici bina, 20. yüzyıl Sovyet mimarisinden bariz izler sunuyor. Renkli mozaik detaylarla süslenmiş dış cephesi ve geniş iç mekânıyla farkını ortaya koyan mekanın yıllık etkinlik programlarını incelemek mümkün.
Bişkek Filarmoni Salonu, Kırgızistan’ın ulusal müzik mirasını ve modern sanatını bir araya getirmeyi başarıyor. Burada, elbette Kırgız halk müziğinin ön plana çıktığını söyleyebiliriz. Ancak repertuar listelerinde zaman zaman klasik Batı eserlerine de yer veriliyor. Kırgız komuzunun eşlik ettiği konserler, bu kadim toprakların kültürel köklerine dinleyicilerin dokunmasını sağlıyor.
Karakol şehrindeki Rus Ortodoks Kilisesi, göl kıyısına yaklaşık 10 km uzaklıkta. 1800’lerin sonlarına doğru inşa edilen kilise, 1894 yılındaki depremden olumsuz yönde etkilenmiş. Büyük ölçüde zarar gören bina yeniden inşa edilmiş. Rus Ortodoks Kilisesi, altın kaplı kubbesi ve etkileyici çanıyla ilgi görüyor. Tarihi kilise, aynı zamanda “Kutsal Üçlü Ortodoks Kilisesi” adıyla da anılıyor.
Kırgızistan’ın doğusunda yer alan Karakol Hayvanat Bahçesi, tam olarak Tanrı Dağları’nın eteklerinde konumlanıyor. Ziyaretçilerine unutamayacakları bir vahşi yaşam deneyimi sunan bu yer, küçük olmasına rağmen oldukça etkileyici ve düzenli bir yapıya sahip. Buraya geldiğinde yerel ve egzotik türlerden oluşan zengin bir çeşitlilikle karşılaşman mümkün. Özellikle Orta Asya’nın yerel yaban hayatını görmek istersen, bu mekan senin adına epey ideal. Karakol Hayvanat Bahçesi; kartallar, kurtlar ve çeşitli dağ hayvanlarını bünyesinde barındırıyor.
Hayvanat bahçesi, doğal yaşam ortamlarını mümkün olduğunca koruyarak, hayvanların rahatça yaşayabileceği bir alan sunmaya odaklanmış. Eğlenceli ve eğitici bir deneyim sunan bu yer, çocuklarda ve yetişkinlerde doğa bilincini artırmayı hedefliyor. Çevresindeki muhteşem dağ manzarası, burayı sadece bir hayvanat bahçesi değil, aynı zamanda bir dinlenme ve keşif alanı haline getiriyor.
Sary Mogul, Kırgızistan’ın güneyinde, Pamir Dağları’nın manzarasına açılan turistik bir köy. Deniz seviyesinden yaklaşık 3200 metre yükseklikte yer alan Sary Mogul, doğal güzellikleri ve otantik göçebe yaşam tarzıyla doğa tutkunları için bir cazibe merkezi. Sary Mogul, özellikle Lenin Zirvesi’ne tırmanış yapmak isteyen dağcıların başlangıç noktası olarak biliniyor. Köyden bir saatlik yolculukla zirveye giden ana kamp alanına ulaşabilirsin.
Pamirin zirvelerinin gölgesinde yer alan köyde, yerel halkın hazırladığı otantik yemeklerle kendine ziyafet çekebilirsin. Manzara ve geniş otlaklarda özgürce dolaşan hayvan sürüleri, aynı zamanda doğa fotoğrafçılığı için de sana iyi fırsatlar sunabilir. Yaz ve bahar aylarında yürüyüş rotalarını ve doğal gölleri keşfetmek adına burayı ziyaret edebilirsin.
Batken, Kırgızistan’ın güneybatısında yer alan turistik bir bölge olarak öne çıkıyor. Tam olarak Tacikistan ve Özbekistan sınırında konumlanan bu şehir, Kırgızistan’ın görece daha az bilinen ancak keşfedilmeye değer bir köşesi diyebiliriz. Batken, özellikle renkli doğası, büyük dağları ve yöreye özgü çiçekleriyle tanınıyor.
Bölge, dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmayan ve sadece burada yetişen nadir “Aygul” çiçeğiyle ünlü. Bu çiçeğin bahar aylarında açtığı dönem, bölge adeta doğal bir tabloya dönüşüyor. Yeryüzünde çok nadir biçimde görülen bu ilginç çiçek, nisan ayında açıyor. Aygül çiçeği ne yazık ki nesli tükenmek üzere olan bitkiler arasında gösteriliyor.
Kırgızistan’ın Tanrı Dağları’na yakın bir konumda yer alan Barskoon Şelaleleri, Issık Gölü’ne de epey yakın. Şehirden uzakta, huzur ve macerayı bir arada sunan bu özel destinasyon, üç ana kol halinde akıyor. Dağ manzarasıyla birleşen şelaleler, eşsiz bir tablonun parçalarını oluşturuyor.
Efsanelere göre, şelale çevresi bir zamanlar eski İpek Yolu tüccarlarının dinlenme noktasıymış. Bugün ise ağırlıklı olarak doğa severlerin ve fotoğraf meraklılarının favori duraklarından biri. Şelaleye doğru yürüyüş yaparken, patikalar boyunca akan derelerin sesi ve kuş cıvıltıları eşliğinde kendini doğanın kollarında bulma şansı yakalayabilirsin. Karakol bölgesine 90 km uzaklıkta olan Barskoon Şelaleleri’nin yerden yüksekliği yaklaşık 25 metre civarında.
Kırgızistan’ın kuzeyindeki Chon Kemin Milli Parkı, Bişkek’e yaklaşık 140 kilometre uzaklıkta konumlanıyor. Bu popüler park; yemyeşil vadiler, şırıl şırıl akan nehirler ve huzur veren dağ manzaralarıyla ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor. Deniz seviyesinden 2800 metre yükseklikte bulunan Chon Kemin Milli Parkı, çok sayıda endemik bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Ayrıca nadir şekilde görülebilen kuş türleriyle de karşılaşman mümkün.
Chon Kemin Milli Parkı, Kırgızistan topraklarında macera arayanlar için sürprizlerle dolu bir keşif noktası. Burada doğa yürüyüşleri haricinde at sırtında vadileri keşfedebilir ya da nehirde balık tutarak vakit geçirebilirsin. Muhteşem gün doğumu ve gün batımı manzaraları sunan park, aynı zamanda kamp ve piknik açısından da ideal sayılır. 1997 senesinden bu yana hizmet veren milli park, toplamda 123 bin hektarlık bir alana sahip. Parkın sadece belli bir bölümüne ziyaret için izin veriliyor.
150 Som
Açık olduğu saatler
Her gün 09.00 ile 20.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Tarihi ve doğayı aynı paydada buluşturan Saimaluu Tash, "nakışlı taşlar" anlamına geliyor. Bölge, MÖ 2000’lere kadar uzanan kaya resimlerine ev sahipliği yapıyor. Burada aynı zamanda çeşitli hayvan figürlerinden güneş tanrılarına, av sahnelerinden astronomik sembollere kadar binlerce ilginç petroglif bulunuyor. Eski göçebe toplulukların yaşam biçimini ve inançlarını taşlara kazıdığı biliniyor. Bu geleneği yakından keşfetmek adına Saimaluu Tash’ı ziyaret edebilirsin. Doğayla iç içe olan bu açık hava müzesi, bölge halkına ve turistlere adeta görsel bir şölen sunuyor.
Bu arada Saimaluu Tash’a ulaşabilmek pek kolay değil. Bizzat bu yolculuğun kendisi bile başlı başına bir macera. 3000 metre yükseklikte yer alan Saimaluu Tash’a ulaşmak adına çayırların ve dağ manzaralarının arasından geçeceğin yorucu bir rotayı takip etmelisin. Saimaluu Tash içinde üzeri işlemeli ya da desenli olan 10 binden fazla taşı inceleme şansı bulabilirsin.
Seyahat ederken havalimanlarında uzun sıralar beklemek istemiyorsan e-pasaport nedir yazımıza göz atabilirsin.