Türkiye'nin Akdeniz'e açılan kapılarından biri olan İskenderun, eşsiz doğası, tarihi mirası ve zengin kültürel dokusuyla ziyaretçilerine unutulmaz deneyimler sunuyor. Hatay’ın incisi olarak bilinen bu şehir, sıcak insanları, lezzetli mutfağı ve büyüleyici manzaralarıyla kendine çekiyor.
İskenderun, Hatay mutfağının zengin ve benzersiz lezzetlerini deneyimlemek için eşsiz bir durak. Bu şehirde, her biri damak zevkine hitap edebilecek birçok yemek bulunuyor. Hatay mutfağı içinde yer alan kağıt kebabı, humus, biberli ekmek, künefe, kaytaz böreği, oruk, ekşi aşı gibi lezzetleri deneyimleyerek, damak zevkine yeni tatlar ekleyebilme şansını mutlaka değerlendirmelisin.
İskenderun’a gelindiğinde görülebilecek duraklar arasında yer alan İskenderun Deniz Müzesi, Türkiye'nin üçüncü deniz müzesi olarak biliniyor. Bu özelliği sayesinde ilgi çekici detaylara sahip olan bu yerde Türk denizcilik tarihinin derinliklerine inecek ve İskenderun'un denizle olan bağını daha iyi anlayacaksın. Her bir eser, denizciliğin farklı bir yönünü gözler önüne seriyor. Gemi maketleri, denizcilik ekipmanları ve ünlü Türk denizcilerinin büstleri, denizcilik kültürünü yakından tanıma fırsatı sunuyor.
Müzede yer alan sergi alanları düzenli ve bilgi dolu olması nedeniyle ilgi çekici olabiliyor. Burada sadece müzedeki sergilenenleri görmekle kalmıyorsun, aynı zamanda öğrenme şansını da elde ediyorsun. Özellikle çocuklar için eğitici bir deneyim olabiliyor. Müzeyi dolaşırken hem denizciliğin teknik detaylarına hem de bu bölgedeki deniz ticaretinin tarihine dair bilgiler edinebilirsin. Tarihe dokunmak gibi bir his yaşayabilirsin. Sergilenen objelerden bazıları yıllarca denizlerde kullanılmış ve şimdi burada seninle buluşuyor.
Kişi başı 90 TL
MüzeKart geçerli değil
Açık olduğu saatler
Pazartesi günleri kapalı
Diğer günler 09.00-17.00 saatleri arasında açık
İskenderun'un bunaltıcı sıcaklarından kaçmak ve doğayla iç içe huzurlu bir gün geçirmek istersen, Soğukoluk (Güzelyayla) seni bekliyor. Belen ilçesinin Sarımazı Mahallesi yol ayrımından başlayan 8 kilometrelik asfalt yolu takip ederek bu doğa harikasına ulaşabilirsin. Soğukoluk, çam ağaçları ve kır çiçekleriyle bezeli, tertemiz havasıyla nefes aldıran bir yayla. İskenderun Körfezi'ne hakim konumuyla, muhteşem manzaralar sunuyor. Burada kamp kurabilir, piknik yapabilir ve orman içinde kısa yürüyüşlere çıkabilirsin. Yaylada konaklamak istersen, pansiyon tipi evler ve günlük yeme-içme yerleri de mevcut.
Arsuz Plajı'na adım attığında, Akdeniz'in berrak ve sıcak sularının seni kucakladığını hissedeceksin. İnce ve koyu renkli kumlarıyla ünlü bu plaj, güneşlenmek ve denizin tadını çıkarmak için mükemmel bir ortam sunuyor. Denizin sığ yapısı, özellikle çocuklu aileler ve yüzme konusunda kendini geliştirmek isteyenler için ideal.
Plaj boyunca sıralanan restoran ve kafelerde, Hatay mutfağının eşsiz lezzetlerini deneyimleyebilirsin. Taze deniz ürünleri ve yerel tatlar, damak zevkine hitap edecek çeşitlilikte sunuluyor. Ayrıca, sahil boyunca yürüyüş yaparak gün batımının büyüleyici manzarasının keyfini çıkarabilirsin.
Arsuz Plajı, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda sunduğu olanaklarla da ziyaretçilerini memnun ediyor. Duş, soyunma kabinleri, şezlong ve şemsiye kiralama gibi hizmetler sayesinde konforlu bir gün geçirebilirsin. Eğer kendi ekipmanların varsa, onları da getirerek plajın keyfini çıkarabilirsin.
İskenderun'u ziyaret ettiğinde, tarihin derinliklerine yolculuk yapmak istersen Payas Kalesi seni bekliyor. 13. yüzyılda Haçlı Seferleri sırasında Cenevizliler tarafından inşa edilen bu kale, Kudüs'e giden hacıların güvenliğini sağlamakla görevli Tapınak Şövalyeleri'nin kontrolü altında hizmet vermiş.
Osmanlı döneminde, Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferi sırasında kale Osmanlı topraklarına katılmış. Ancak, Cenevizlilerden kalan kalenin temelleri dahi onarılmayacak durumda olduğundan, planına sadık kalınarak yeniden yapılmış. Kıbrıs'ın fethinden sonra önemi artan kale, Osmanlı Devleti için stratejik bir üs olmuş. Mimar Sinan'ın dehası ile tasarlanan Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi'nin bir parçası olarak konumlanan Payas Kalesi, külliyenin doğu kanadındaki kervansarayın simetrik ve dengeleyici unsuru olarak dikkat çekiyor.
Kale, sekiz kuleli yapısıyla ziyaretçilerine etkileyici bir manzara sunar. Etrafı hendekle çevrili olan kalenin içinde, ortasında avlu bulunan ve avlunun çevresinde alt katlarda depo ve koğuşlar, üst katlarda ise merdivenle çıkılan kule ve burçlar yer alıyor. Avlu ortasında bir mescit ve kışla yapısı da bulunuyor
Payas Kalesi'ni ziyaret ettiğinde, sadece bir yapıyı değil, aynı zamanda yüzyıllar boyunca süregelen bir tarihin izlerini de keşfedeceksin. Bu tarihi mekân, mimari detayları ve stratejik konumuyla seni geçmişin derinliklerine götürecek.
Ücretsiz
Açık olduğu saatler
Hafta sonu kapalı
Hafta içi 09.00-17.00 saatleri arasında açık
İskenderun Körfezi'nde tekne turu yaparak Akdeniz'in büyüleyici sularında unutulmaz bir deneyim yaşayabilirsin. Tekneyle körfezin saklı cennetlerini, plajlarını ve adalarını keşfederken, rehberler eşliğinde bölgenin zengin tarihini ve kültürünü daha yakından tanıyabilirsin. Bu yolculuk sırasında, denizin huzur verici sesi ve Akdeniz'in serin esintisi eşliğinde stresten arınarak doğayla iç içe olmanın keyfini çıkarabilirsin.
Ayrıca, körfezdeki tekne turları sırasında denize girme imkanı da bulunuyor. Bu sayede, Akdeniz'in berrak sularında yüzerek serinleyebilir ve güneşin tadını çıkarabilirsin. Tekne turları, İskenderun'un sıcak ikliminde ferahlatıcı bir kaçamak arayanlar için mükemmel bir seçenek sunuyor.
Kişi başı 1.600 TL
Hareket saatleri
Teknenin ilk hareket saati 09.30
Akdeniz’in kıyısında yer alan İskenderun ‘Körfezin Gerdanlığı’ olarak biliniyor. Sahil boyunca uzanan yürüyüş ve bisiklet yolları, doğayla iç içe keyifli anlar sunabiliyor. Gün batımında, gökyüzünün turuncu ve pembe tonları denizle buluşma anı her adımda seni büyüleyebilir. Yürüyüş sırasında, sahil boyunca sıralanan kafe ve restoranlarda mola verip, taze deniz ürünlerinin tadını çıkarılabilirsin.
İskenderun Sahili, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda sosyal olanaklarıyla da cezbedici bir yer. Çocuk oyun alanları, spor tesisleri ve geniş yeşil alanlar, her yaştan ziyaretçiye hitap edebilir. Özellikle akşam saatlerinde, sahil şeridi canlı ve hareketli bir atmosfere bürünüyor; bu da yapacağın yürüyüşleri daha da keyifli kılabiliyor.
İskenderun'un Arsuz ilçesinde, Hacıahmetler Köyü'nden yaklaşık 8 kilometre uzaklıkta bulunan Meryem Ana Havuzu, doğal güzellikleri ve tarihi efsaneleriyle büyülüyor. Halk arasında ‘Seydi’ olarak da bilinen bu bölge, ‘Meryem Ana Vadisi’ adıyla anılıyor.
Hristiyan inancına göre, Meryem Ana Kudüs'ten Efes Antik Kenti'ne yürürken bu noktada durmuş ve burada yıkanmış. Efsaneye göre, havuza bir yandan sıcak su, diğer yandan soğuk su akıyor. Soğuk suyun kutsallığı, sıcak suyun ise günahı simgelediğine inanılıyor. Ayrıca, Meryem Ana orucunu açmak için etrafa bakınırken sudan taşa bir balık atlamış ve güneş ışığında pişmiş; böylece Meryem Ana karnını doyurmuş.
Her yıl 14 Ağustos'ta Hristiyanlar, Meryem Ana Havuzu'nda bayram ibadetleri yapıyor. Bu mistik atmosfer, ziyaretçilere farklı bir deneyim sunuyor.
İskenderun'un büyüleyici manzaralarını kuşbakışı izlemek ve adrenalin dolu bir deneyim yaşamak için yamaç paraşütü seçeneğini değerlendirebilirsin. Yamaç paraşütü ile gökyüzünde süzülerek Akdeniz'in eşsiz maviliği ve yemyeşil doğasının tadını çıkarabilirsin.
İskenderun'da yamaç paraşütü için en popüler noktalardan biri, 900 metre yüksekliğindeki Sakıt Tepesi. Bu tepe, eğimi ve toprak yapısıyla kalkış ve iniş için idealdir. Yaklaşık 20-30 dakika süren uçuş sırasında İskenderun Körfezi'nin muhteşem panoramik manzarasının keyfini çıkarabilirsin.
Daha uzun bir uçuş deneyimi arıyorsan, 1200 metre yüksekliğindeki Karaincir Tepesi'ni tercih edebilirsin. Bu noktadan havalandığında, İskenderun'un tamamını kuşbakışı görebilir, denize yakın uçuşun tadını çıkarabilirsin. Özellikle gün batımında yapılan uçuşlar, unutulmaz anılar biriktirmeni sağlar.
Kişi başı 1.950 TL
Kinet höyük, İskenderun'a yaklaşık 30 kilometre mesafede, Dörtyol ilçesinin kuzeybatısında, İskenderun Körfezi kıyısından 500 metre içeride yer alıyor. 33 dönümlük bir alana yayılan ve zeminden 26 metre yükseklikte olan bu höyük, Kilikya'nın en büyük antik şehirlerinden biri. İlk yerleşiminin Geç Neolitik Çağ'da başladığı Kinet Höyük, MÖ 5000'den MÖ 50'ye kadar kesintisiz bir yerleşim alanı olduğu biliniyor. Bu uzun tarih boyunca höyük, Erken Tunç Çağı'ndan Orta Demir Çağı'na, Geç Demir Çağı'ndan Helenistik Dönem'e kadar farklı medeniyetlere ev sahipliği yaptı.
1992 yılında başlayan arkeolojik kazılar, höyüğün zengin tarihini gün yüzüne çıkarıldı. Bu kazılar sırasında birçok ev kalıntısı ve geniş tabaklar bulundu; bu da burada yaşayan halkın gelişmiş bir şehir hayatı sürdüğünü gösteriyor. Höyüğün tepesine çıktığında, İskenderun Körfezi'nin muhteşem manzarası seni karşılar.
Şehri keşfetmeye devam etmek istersen İskenderun’da gezilecek yerler yazımıza mutlaka göz atmalısın.