İran’da gezilecek yerler
Binlerce yıllık tarihiyle İran, etkileyici kültürel çeşitliliğe ve doğal güzelliklere ev sahipliği yapan bir ülke. Antik Pers İmparatorluğu'nun izlerini taşıyan tarihî yapıları, İslam mimarisinin şaheserleri ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan büyüleyici şehirleriyle İran, gezginlere farklı bir deneyimi yaşatıyor.
İsfahan'daki İmam Meydanı'nın ihtişamından Persepolis'in antik kalıntılarına, Şiraz'ın gül bahçelerinden Yezd'in büyüleyici çöl manzaralarına kadar İran, her yerinde keşfedilmeyi bekleyen harikalarla dolu. İran’ın gezilecek en güzel yerlerini şimdi keşfet!
İran’ın neyi meşhur?
İran, binlerce yıllık köklü geçmişiyle, zengin kültürel mirası ve etkileyici tarihî yapılarıyla ünlü. Persepolis (Taht-ı Cemşid), antik Pers İmparatorluğu’nun ihtişamını yansıtan en önemli yapılardan biri ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alıyor. İsfahan’daki İmam Meydanı ve Şiraz’daki Nasır el-Mülk Camii gibi büyüleyici yerler de İran'ın mimari zenginliğinin simgeleri. İran, sadece mimari şaheserleri ile değil, aynı zamanda edebiyatı ve şiirleriyle de biliniyor. Firdevsî, Hafız ve Sadi gibi ünlü şairlerin mezarları da edebiyat tutkunlarını ülkeye çekiyor.
İran’a ne zaman gidilir?
İran'ı ziyaret etmek için en ideal zamanlar, havanın ılık olduğu ilkbahar ve sonbahar ayları. Yaz aylarında ise İran'ın güney bölgeleri oldukça sıcak olabilirken, kış aylarında kuzey bölgelerde kar yağışı görülebiliyor.
İran’da ne yenir?
İran'da mutlaka tatman gereken yemeklerin başında ise safran ile servis edilen tahçin (fırınlanmış safranlı pilav) ve etin cevizli nar sosuyla harmanlandığı bir güveç olan fesenjan geliyor. İran kebapları, özellikle çelo kebap (pilav eşliğinde ızgara kebap), ülkenin en popüler lezzetlerinden. Çorba sevenler için ise nohut, mercimek ve taze tahıllarla yapılan aşı-ı reste mutlaka denenmeli. İran mutfağının tatlıları da oldukça ünlü. Gül suyu ile safranla hazırlanmış baklava ve bademli kurabiyeleri çay eşliğinde tadabilirsin.
1. Gülistan Sarayı - Tahran
Gülistan Sarayı, İran’ın en bilinen ve önemli tarihî yapılarından biri. Safevîler döneminde kalma bir yapı üzerine inşa edilen ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Gülistan Sarayı, zarif mimarisiyle seni büyülüyor. Bu karmaşık kompleks, geleneksel İran ve Batı mimarisini bir araya getiren tasarımıyla dikkat çekiyor. Sarayın aynalı salonları, tavanları ve süslü duvarları de dönemin sanatının zenginliğini gözler önünde seriyor. Gülistan Sarayı, geniş bahçeleriyle de keyifli bir gezi deneyimi yaşatıyor.
Gülistan Sarayı’nın içerisindeki Mermer Taht Salonu, Kaçar törenlerinin düzenlendiği etkileyici bir mekân olarak mutlaka görülmeli. Ayrıca sarayın müzesi de İran'ın tarihine ışık tutan nadide sanat eserleri, el yazmaları ve Kraliyet madalyalarıyla çok ilgi görüyor. Fotoğraf meraklıları için ise sarayın renkli çinileri, benzersiz bir arka plan oluşturuyor.
Perşembe ve cuma günleri hariç haftanın her günü 08.00-16.00 saatleri arasında açık.
2. Persepolis - Şiraz
İran'ın en çok ziyaret edilen yerlerinden olan Persepolis, antik Ahameniş İmparatorluğu'nun en önemli başkentlerinden biriydi. M.Ö. 6. yüzyılda kurulan şehir, I. Darius tarafından bir saray kompleksi haline getirildi. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde de yer alan Persepolis, Pers İmparatorluğu'nun gücünü yansıtan mimari detaylarla seni büyüleyecek. Persepolis’in devasa sütunları, kabartmaları ve taş işlemeleri, dönemin zengin kültür ve sanat anlayışını görmek için ideal. Buradaki en dikkat çekici yapılar arasında ise Apadana Sarayı, Taht-ı Cemşid platformu ve kraliyet basamakları sayılabilir.
Persepolis, tarihiyle de derin bir etkiye sahip. M.Ö. 330 yılında Büyük İskender tarafından yıkılan şehir, bu olayla Ahameniş İmparatorluğu'nun sonuna da tanıklık etti. Günümüzde Persepolis harabeleri, İran'ın en önemli turistik noktalarından biri olarak her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Persepolis'i gezerek tarihin derinliklerine unutulmaz bir yolculuk yapabilir, özellikle güneşin doğuşu veya batışı sırasında taş yapılar üzerinde oluşan büyüleyici ışık oyunlarının muhteşem fotoğraflarını çekebilirsin.
Haftanın her günü 09.00-23.00 saatleri arasında açık.
3. Milad Kulesi - Tahran
Milad Kulesi, başkent Tahran’ın en ikonik yapılarından biri olarak turistleri kendine çekiyor. 435 metre yüksekliğiyle dünyanın en yüksek kulelerinden olan Milad Kulesi, hem mühendislik anlamında bir başarı hem de modern İran’ın sembolü. 2007 yılında açılan kule, Tahran’ın panoramik manzarasını görmek isteyenler için de muhteşem bir gözlem noktası. Kulenin gözlem teraslarından Alborz Dağları’ndan şehir merkezine kadar uzanan etkileyici manzarayı izleyebilirsin. Milad Kulesi, sadece bir seyir noktası değil, içindeki restoranlar, sergi salonları, konferans merkezi ve alışveriş alanlarıyla çok yönlü bir turistik merkez. Milad Kulesi, günün her saatinde ziyaretçilere farklı bir deneyim sunuyor. Gündüzleri Tahran’ın panoramik manzaralarını izleyebileceğin kule, geceleri ise ışıklandırmaları ile Tahran’ın silüetini süslüyor.
Haftanın her günü 09.00-16.30 saatleri arasında açık.
4. İran Halı Müzesi - Tahran
İran Halı Müzesi, ülkenin zengin halı dokuma geleneğini gözler önüne seren eşsiz bir kültür merkezi. 1976 yılında kurulan müze, İran’ın farklı bölgelerine özgü el dokuması halıları sergileyerek sana tarih ve sanat dolu bir yolculuk yaşatacak. Müze binası da halı dokuma tezgahlarından esinlenerek tasarlanmış etkileyici mimarisiyle hemen dikkat çekiyor. Sergilenen halılar, Safevîler ve Kaçarlar gibi İran’ı antik dönemlerinden günümüze kadar uzanan geniş bir koleksiyonu kapsıyor. Ayrıca Tebriz, İsfahan, Kaşan ve Horasan gibi şehirlerin ünlü halıları, benzersiz desenleri ve canlı renkleriyle müzenin en değerli parçaları arasında.
İran Halı Müzesi, boyalar, düğüm teknikleri ve devasa koleksiyonuyla bu ünlü halılar hakkında bilgi almak için ilk uğraman gereken yer. Tahran'ın merkezindeki Laleh Parkı'nın hemen yanında bulunan İran Halı Müzesi, İran'ın derin kültürel geçmişine tanıklık etmek isteyen herkes için benzersiz bir adres.
Haftanın her günü 09.00-17.00 saatleri arasında açık.
5. Nakş-ı Cihan Meydanı (İmam Meydanı) - İsfahan
Dünyanın en büyük meydanlarından biri olan Nakş-ı Cihan Meydanı, İran'ın tarihî ve kültürel zenginliğini yansıtan benzersiz bir yer. "Dünya'nın Nakşı" anlamına gelen meydan, 17. yüzyıl Safevî hükümdarı Şah Abbas tarafından inşa edildi ve günümüzde UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edildi. Meydan, İslam mimarisinin en zarif örneklerini bir araya getiren bir açık hava müzesini andırıyor. Meydanın dört bir yanındaki Şah Camii, Şeyh Lütfullah Camii, Ali Kapu Sarayı ve ünlü İsfahan Kapalı Çarşısı, şehrin otantik dokusunu göz önünde seriyor. Özellikle Şah Camii'nin muhteşem çini işçiliği ve Şeyh Lütfullah Camii'nin kubbesindeki zarif desenler, seni büyüleyecek güzellikte.
Nakş-ı Cihan Meydanı, aynı zamanda canlı atmosferiyle de keşfedilmeye değer. Günün her saatinde hareketli olan meydanın çarşılarında geleneksel İran el sanatları ürünleri alabilir veya meydanın ortasında yer alan büyük alanda manzarayı izleyerek dinlenebilirsin. Akşam saatlerinde ise Nakş-ı Cihan Meydan, ışıklandırmasıyla büyüleyici bir güzellik sunuyor.
6. Eram Bahçesi - Şiraz
İran'ın en güzel bahçelerinden biri olarak ünlü Eram Bahçesi, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan bir doğa cenneti. Adını “cennet bahçesi” anlamına gelen “Eram” kelimesinden alan görkemli bahçe, İran'ın geleneksel bahçe tasarımının en zarif örneği. Eram Bahçesi, etkileyici peyzaj düzenlemesi, simetrik yapıları ve köşkleriyle çok ilgi görüyor. Bahçenin ortasında yer alan büyük havuz, çiçek bahçeleri ve narenciye ağaçları arasında huzurlu atmosferin tadını çıkarabilirsin. Yüzlerce bitki türlerine ev sahipliği yapan Eram Bahçesi, özellikle bahar aylarında renkli çiçeklerin benzersiz bir uyumunu sergiliyor. Eram Bahçesi, tarihî ve kültürel önemiyle de dikkat çekiyor. Bahçenin merkezi köşkü, Kaçar mimarisinin zarif detaylarını taşıyor, ayrıca çini süslemeleri, Fars şiirlerinden ve edebiyatından izler barındırıyor. Eram Bahçesi’nin sakin atmosferi de fotoğraf tutkunları ve tarih meraklıları için eşsiz bir deneyim yaşatıyor.
Haftanın her günü 08.00-20.30 saatleri arasında açık.
7. Gök Mescid (Masjed-e Kabud) - Tebriz
15. yüzyılda Karakoyunlular tarafından yaptırılan Gök Mescid (Masjed-e Kabud), mimarisi ve zarif çini süslemeleriyle ünlü. "İslam’ın Turkuaz Mücevheri" olarak bilinen cami, adını üzerini süsleyen göz alıcı mavi çinilerden alıyor. Aynı zamanda bir külliye olarak tasarlanan yapı, medrese ve türbe gibi birçok bölüme sahip. 1779 yılındaki büyük depremde ciddi zarar gören Gök Mescid, restorasyon çalışmalarıyla ihtişamının bir kısmı günümüze taşımayı başarmış.
Gök Mescid içindeki çinilerinde yer alan karmaşık geometrik desenler, hat sanatı ve çiçek motifleri, sanat tutkunlarının mutlaka görmesi gereken büyüleyici bir estetik sunuyor. Gök Mescid’i ziyaret ederken, sadece bu mimari şaheseri görmekle kalmayacak, aynı zamanda Tebriz'in zengin tarihine ve kültürel mirasına da tanıklık edeceksin. Gök Mescid’in içindeki detaylı süslemeler, İslam sanatının en yüksek seviyelerinden birini temsil ederken, huzurlu atmosfer de seni geçmişe götürecek. Caminin kalıntıları arasında dolaşırken, eski Tebriz'in ihtişamını hayal edebilirsin.
Haftanın her günü 09.00 ile 19.30 saatleri arasında açık.
8. Tahran Büyük Çarşısı - (Tahran Kapalıçarşı)
Başkentin en çok ziyaret edilen yerlerinden olan Tahran Büyük Çarşısı, yüzyıllardır ticaretin merkezi olantarihî bir yer. Devasa çarşı, labirenti andıran dar sokakları, kemerli tavanları ve geleneksel İran mimarisiyle büyüleyici bir atmosfere sahip. Çarşıda ünlü İran halılarından baharatlara, mücevherlerden el sanatlarına kadar her türlü ürünü bulabilirsin. Tarihî dokusunu koruyan Tahran Büyük Çarşı, sadece alışveriş cenneti değil, aynı zamanda İran kültürünü ve günlük yaşamı gözlemlemek için de ideal bir yer. Çarşıda dolaşırken yerel esnafın sıcak sohbetlerine tanık olabilir ve geleneksel çay evlerinde mola vererek İran çayının keyfini çıkarabilirsin.
Tahran Büyük Çarşısı’nın çevresindeki camiler, hamamlar ve kervansaraylar da İran'ın zengin kültürü hakkında önemli ipuçları veriyor. Tahran Büyük Çarşısı, hem alışveriş hem de kültürel kültür için benzersiz bir deneyim sunarak İran'ın geleneksel ve modern özellikleri bir arada görmek isteyenleri kendine çekiyor.
Cuma günleri hariç haftanın her günü 09.00 ile 18.00 saatleri arasında açık.
9. İran Ulusal Mücevher Müzesi
Tahran'ın kalbinde yer alan İran Ulusal Mücevher Müzesi, dünyanın en değerli mücevher koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. Safevîler, Kaçarlar ve Pehleviler gibi İran'ın farklı hanedanlarının zengin tarihini yansıtan müze, paha biçilmez mücevherlere ev sahipliği yapıyor. Müze, 16. yüzyıldan başlayarak İran'a getirilen ve nesilden nesile aktarılan değerli taşlar, taçlar, tahtlar ve süs eşyalarıyla dolu. Koleksiyonun en dikkat çeken parçalarından biri ise 182 karat ağırlığındaki ünlü "Derya-i Nur" elması. Pembe tonu ve kusursuz işçiliğiyle ünlü elmas, dünya üzerindeki en büyük pembe elmaslardan biri.
İran Ulusal Mücevher Müzesi, aynı zamanda İran'ın kültürel ve tarihî mirasını derinlemesine anlamak için eşsiz bir fırsat sunuyor. Nadir incilerden altın kaplamalı tahtlara, zarif kılıçlardan kraliyet mücevher kutularına kadar geniş bir yelpazeye sahip olan bu koleksiyon, seni büyüleyici detaylarıyla dolu.İran Ulusal Mücevher Müzesi, tarih, kültür ve sanatın mükemmel bir birleşimini görmek isteyen için mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer.
Perşembe, cuma ve pazar günleri hariç haftanın her günü 13.00 ile 15.30 saatleri arasında açık.
10. Tebriz Çarşısı - Tebriz
Tebriz Çarşısı, dünyanın en büyük ve en eski kapalı çarşılarından biri olarak seni büyüleyecek. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan çarşı, İpek Yolu'nun önemli duraklarından biri olduğu için yüzlerce yıl bölgesel ticaret ve kültürel noktalardan biri olmuş. 15. yüzyıldan itibaren gelişmeye başlayan Tebriz Çarşısı, geniş kemerli koridorları, tuğla kubbeleri ve göz cihazı mimarisiyle ünlü. Yaklaşık 7 kilometrelik alan kaplayan devasa kompleks, baharatçılardan halıcılara, kuyumculardan antikacılara kadar birçok farklı dükkana sahip.
Tebriz Çarşısı, camiler, medreseler ve kervansaraylarıyla yalnızca bir alışveriş noktası değil, aynı zamanda kültürel bir buluşma alanı. Yüzlerce ürünü bir arada bulabileceğin çarşıda ünlü Tebriz halıları, el işçilikleriyle en çok ilgi gören ürünlerinden. Çarşıdaki geleneksel çay evlerinde de mola vererek yerel ortamda günlük yaşama tanıklık edebilir ve İran mutfağının lezzetlerini deneyimleyebilirsin.
Cuma ve pazartesi günleri hariç haftanın her günü 06.30 ile 21.00, perşembe günleri ise 10.00 ile 14.00 saatleri arasında açık.
11. Behistun Yazıtı
Behistun Yazıtı, antik dünyanın en önemli tarihî eserlerinden biri olarak görülmeye değer. M.Ö. 6. yüzyılda Ahameniş İmparatoru I. Darius tarafından yaptırılan bu yazıt, hem tarihî hem de sanatsal açıdan benzersiz bir miras. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde de yer alan Behistun Yazıtı, 15 metre uzunluğunda ve 25 metre uzunluğunda bir kayaya oyulmuş. Ahameniş İmparatorluğu'nun zaferlerini ve Darius'un hükümdarlığını anlatan Behistun Yazıtı, üç farklı dilde (Eski Farsça, Elamca ve Akadca) yazılmış. Kayaya oyulmuş kabartma figürleri ve metinleriyle Behistun Yazıtı, tarih meraklıları için adeta bir açık hava müzesi niteliğinde.
Behistun Yazıtı'nı ziyaret ederek yalnızca bir tarih yolculuğuna çıkmayacak, aynı zamanda doğal güzelliklerin de tadını çıkaracaksın. Yazıt, Zagros Dağları'nın eteklerinde ve büyüleyici doğal güzelliklerle çevrili. Yazıtın bulunduğu bölge, aynı zamanda antik kervan yollarının geçtiği önemli bir kavşak noktası. Bu nedenle Behistun çevresinde yürüyüş yaparak, tarih ve doğanın bir arada sunduğu muhteşem bir atmosferi deneyimleyebilirsin.
Haftanın her günü 08.0 ile 19.00 saatleri arasında açık.
12. Fars Bahçeleri
İran'ın ünlü Fars bahçeleri, doğa ve insanın mükemmel uyumunu yansıtan mimarlık harikaları. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan bahçeler, İran'ın bahçecilik geleneğinin zirve noktaları. Şiraz'daki Eram Bahçesi ve Kaşan'daki Fin Bahçesi, Fars bahçelerinin en güzel örnekleri arasında. İran’ın klasik "çeherbagh" (dört bahçe) düzenindeki bahçeler, cenneti dünyada temsil etme fikriyle tasarlanmış. Suyun huzur veren sesi, rengarenk çiçeklerin kokusu ve gökyüzüne yükselen selvi ağaçları, bahçeleri gezerken sana muhteşem bir deneyim yaşatacak.
Fars bahçeleri, sadece estetik değil, aynı zamanda evrensel ve kültürel anlamlar da taşıyor. İnşa edildikleri dönemin mimari tarzını ve kültürel gücünü yansıtan Fars bahçelerinden özellikle Şiraz'daki Eram Bahçesi, Kaçar dönemi tarzına ait zarif köşküyle ünlü. Fin Bahçesi ise Safevî döneminde kalma şaheserleriyle çok ziyaret ediliyor. Fars bahçelerinde dolaşırken, yalnızca doğanın güzellikleri değil, aynı zamanda İran'ın zengin kültürel mirasını da keşfedeceksin.
13. Pasargadae
Pers İmparatorluğu'nun ilk başkenti olan Pasargadae’nin tarihi M.Ö. 6. yüzyıla kadar uzanıyor. Antik şehir, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alıyor ve Pers uygarlığının gücünü gözler önüne seriyor. Pasargadae'nin en dikkat çekici yapısı ise Büyük Kiros'un anıt mezarı. Sade ama etkileyici bir yapı olan bu mezar, Pers mimarisinin erken dönem örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Antik kalıntılar arasında saraylar, bahçeler ve askeri yapılar var, bu da Pasargadae'yi tarih ve arkeoloji tutkunları için benzersiz bir yer haline getiriyor.
Pasargadae'nin bulunduğu geniş vadi de hem huzurlu atmosferi hem de etkileyici manzaralarıyla keşfedilmeye değer. Pers İmparatorluğu'nun başlangıcını simgeleyen bu bölge, yalnızca İran'da değil, diğer medeniyetlere de ışık tuttuğu için keşfedilmeye değer.
Haftanın her günü 08.00 ile 18.00 saatleri arasında açık.
14. Shahr-i-Sokhta (Yanık Şehir)
Sistan ve Belucistan eyaletlerinin arasında gizlenen Shahr-i-Sokhta (Yanık Şehir), M.Ö. 3000 yıllarına tarihlenen bir arkeolojik hazine. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan antik şehir, Bronz Çağı'na ait önemli bir yerleşim merkezi. Yaklaşık 5000 yıllık bir geçmişe sahip olan Shahr-i-Sokhta, gelişmiş şehirlere su sağlamasıyla dikkat çekiyor. Şehir, dört kez büyük patlamalarla yok olmasına rağmen her defasında yeniden inşa edilmiş ve bu nedenle "Yanık Şehir" olarak adlandırılmış. Dünyanın ilk yapay göz protezi, en eski oyun tahtası ve karmaşık dokuma tekniklerinin geliştirildiği antik yerleşim, döneminin en ileri yerlerindendi.
Shahr-i-Sokhta, tarih ve arkeoloji meraklıları için benzersiz bir gezi noktası. Antik kentteki kazılar, şehirde yaşayan insanların sosyal, ekonomik ve kültürel yaşama ışık tutuyor. Geniş bir alan kaplayan kentte yerleşim alanları, mezarlıklar ve atölyeler gibi farklı bölümleri gezebilir, binlerce yıl öncesine uzanan benzersiz bir medeniyetin izlerini görebilirsin.
15. Soltaniyeh (Sultaniye) - Zencan
Zencan eyaletinde yer alan Soltaniyeh, İlhanlılar döneminden kalma çarpıcı bir alan. UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki Soltaniyeh’in en dikkat çekici yapısı ise 14. yüzyılda inşa edilen Sultaniye Kubbesi. 48 metrelik dünyanın en büyük tuğla kubbelerinden biri olan Sultaniye Kubbesi, aynı zamanda Timur ve Osmanlı mimarisi gibi İslam dünyasının önemli mimari tarzlarını da etkilemiş.
Turkuaz çini süslemeleri, geometrik desenlerle bezenmiş iç mekânı ve zarif yazıtlarıyla göz kamaştıran Sultaniye Kubbesi, İlhanlı hükümdarı Olcaytu Han'ın türbesi olarak tasarlanmış. Soltaniyeh, aynı zamanda dönemin kültürel ve dini çeşitliliğini gösteren bir yer. İlhanlılar döneminde başkentlik yapan şehir, İslam mimarisinin yanı Budist ve Hristiyanlık dönemlerini yansıtmasıyla da bir kültür mozaiği sunuyor.
16. Maymand - Kirman
Kirman Dağları’nda bulunan Maymand, binlerce yıldır insan yerleşimlerine ev sahipliği yapan benzersiz bir kültürel peyzaj. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Maymand, kayalara oyulmuş evleri ve yaşam alanlarıyla dikkat çekiyor. Bu antik köy, sert iklim koşullarına uyum sağlamak için taş ve toprakla şekillendirilmiş bir yaşam alanı. Maymand'da yerleşimin 12.000 yıl öncesine kadar uzandığı düşünülüyor, bu da burayı dünyanın en eski sürekli yerleşim yerlerinden biri yapıyor.
Köydeki mağara evleri, günümüzde de bazı yerel halklar tarafından kullanılıyor. Maymand'ın halkı, yüzyıllarca göçebe bir yaşam sürerken zorlu doğa koşullarına uyum sağlayarak tarım ve hayvancılık gibi geleneksel yöntemler geliştirmiş. Burada yerel halkın etkileyici yaşam tarzını inceleyebilir ve bölge restoranlarında otantik İran mutfağını deneyebilirsin.
17. El Gölü - Tebriz
Tebriz’in en popüler ve dinlendirici turistik noktalarından biri olan El Gölü’nün (Halk Gölü) parkı, geniş bir yapay göletin etrafında uzanıyor. Göletin tam ortasında yer alan sekizgen köşk, parkın simgesi ve turistleri kendine çekiyor. El Gölü’nün kökleri ise Safevîler dönemine kadar uzanıyor ve o dönemde burası hem su rezervi hem de dinlenme alanı olarak kullanılmış. Günümüzde ise yemyeşil ağaçları, yürüyüş yolları ve gölet etrafında yapılan tekne gezintileri ile El Gölü, doğa tutkunları için sakin bir kaçış noktası.
El Gölü Parkı da çok sevilen bir sosyal bir buluşma alanı. Göl kenarında yürüyüş yapabilir, geleneksel restoranlarda yerel lezzetleri tadabilir veya gölet çevresinde bisiklet sürerek keyifli vakit geçirebilirsin. Özellikle yaz aylarında serin havasıyla Tebriz’in sıcaklarından kaçmak isteyenler için El Gölü Parkı, ideal bir adres.
18. Vekil Çarşısı - Şiraz
Şiraz şehrinin en hareketli yerlerinden Vekil Çarşısı (Vakil Çarşısı), 18. yüzyılda Zend Hanedanlığı döneminde inşa edilmiş ve o dönemden beri önemli ticaret merkezi olmuş. Vekil Çarşısı, İran'ın geleneksel çarşı kültürü ve mimarisini yaşatan önemli bir yapı. Çarşı, kemerli tavanları, taş döşemeleri ve zarif işlemeleriyle ünlü. Alışveriş sevenler, Vekil Çarşısı’nda İran'ın geleneksel el halıları, baharatları, el sanatları, gümüş takıları ve geleneksel kumaşları gibi birçok ürünü satın alabilirler. Tarihî atmosferiyle da seni geçmişinin büyüsüne götürecek olan Vekil Çarşısı, aynı zamanda İran kültürünü öğrenmek için eşsiz bir fırsat veriyor.
Vekil Çarşısı, yalnızca alışveriş yapmak için değil, aynı zamanda keyifli vakit geçirmek için harika bir seçenek. Çarşı içinde yer alan geleneksel çay evleri ve restoranlar, İran mutfağının lezzetlerini tatmak ideal bir duraklar. Ayrıca çarşının sakin köşelerinde oturarak günlük yaşam ritmini izleyebilir, Şiraz'ın kültürel zenginliğini görebilirsin.
Cuma günleri hariç haftanın her günü 07.15 ile 22.15 saatleri arasında açık.
19. Zerdüşt Ateş Tapınağı (Ateşkadeh) - Yezd
Ateşkadeh veya diğer adıyla Zerdüşt Ateş Tapınağı, İran’ın Yezd şehrinde bulunan ve Zerdüşt inancının en önemli simgelerinden biri olan kutsal bir mekân. Bu ünlü tapınak, Zerdüşt dini için kutsal kabul edilen ve 1500 yıldan uzun süredir sönmeden yandığına inanılan kutsal ateşe ev sahipliği yapıyor. Tapınağın sade fakat etkileyici mimarisi, Zerdüşt inanışındaki doğa ve sadelik vurgusunu yansıtıyor. Girişteki büyük avlu, huzur verici bir atmosfer sunarken, tapınağın iç kısmında yer alan ateş ise cam bir bölme arkasında korunuyor. Tapınağın bulunduğu Yezd şehri de Zerdüşt topluluğunun tarihî merkezi ve bu tapınak, şehri ziyaret ederken mutlaka görmesi gereken yerlerden. Çevresindeki bahçeler ve tapınağın sade mimarisi, de sana hem huzur hem de mistik bir deneyim yaşatacak.
20. Demavend Dağı
Demavend Dağı, 5.671 metrelik yüksekliğiyle yalnızca İran'ın değil, Orta Doğu'nun da en yüksek zirvesi. Bir yanardağ olan Demavend, volkanik yapısı ve efsanelerle dolu tarihiyle ülkenin kültürel simgelerinden de biri. Elburz Dağları'nın en dikkat çekici parçası olan Demavend, doğa tutkunları ve dağcılar için de çok popüler bir destinasyon.
Karla kaplı zirveleri ve çevresindeki yemyeşil vadileriyle büyüleyici manzaralar sunan Demavend Dağı, İslam ve Pers mitolojisinde de önemli bir yere sahip. Efsanelere göre Demavend, kötü bir kral olan Zâhak'ın zincirlenip hapsedildiği yer olarak İran'ın milli destanı olan Şehname'de geçiyor. Doğal güzellikleri, temiz havası ve kültürel önemiyle ünlü Demavend Dağı, İran'da hem macera hem de kültür arayanlar için mutlaka görülmesi gereken bir rota.
Kampanyalar
21. Nasır el-Mülk Camii - Şiraz
Nasır el-Mülk Camii, büyüleyici renkli işlemeleriyle “Pembe Camii” olarak da anılan, İran'ın en etkileyici yapılarından biri. 19. yüzyılda inşa edilen cami, geleneksel İran mimarisinin ve sanatının zarif bir birleşimine sahip. Özellikle sabah saatlerinde renkli vitray pencerelerden sızan ışık, içerideki halılar ve duvarları, adeta bir renk cümbüşüne dönüştürüyor. Bu eşsiz ışık ve renk oyunları, Nasır el-Mülk Camii'ni dünya çapında ünlü bir turistik nokta haline getirmiş durumda. Caminin iç mekânında yer alan ayrıntılı çini süslemeleri ve karmaşık geometrik desenler ise İran sanatındaki ustalığı gözlerin önüne seriyor.
Özellikle pembe ile mavi tonlardaki çiniler, camiye romantik ve huzur verici bir atmosfer kazandırıyor. Nasır el-Mülk Camii, İran kültürü ve İslam mimarisini görmek isteyenler için de önemli bir durak. Caminin avlusu, şadırvanı ve detaylı süslemeleri, tarih tutkunları kadar fotoğrafçıları da buraya çekiyor.
22. Si-o-se Pol Köprüsü - İsfahan
Zayende Nehri üzerinde uzanan Si-o-se Po Köprüsü, “33 Kemerli Köprü” anlamına gelen büyüleyici bir tarihî yapı. 1602 yılında Safevî döneminde inşa edilen köprü, hem mimarisi hem de tarihsel önemiyle İsfahan'ın en değerli simgelerinden biri. 33 kemerli yapısı, köprünün üzerinden geçenleri büyülemenin yanı sıra nehrin suları üzerinde yansıyan manzarasıyla adeta bir sanat eserini andırıyor.
Yaya geçişine açık olan Si-o-se Po Köprüsü, yıl boyunca kültürel etkinlikler ve festivallere ev sahipliği yapıyor. Köprü, özellikle akşam saatlerinde ışıklandırıldığında ortaya çıkan büyüleyici manzara, hem fotoğrafçılar hem de romantik çiftleri buraya çekiyor. Si-o-se Po Köprüsü’nün çevresindeki çay bahçeleri ve açık alanlardan da köprünün çarpıcı manzarasını izleyebilirsin.
23. İmam Rıza Türbesi - Meşhed
İslam dünyasının en önemli dini ve kültürel yerlerden olan İmam Rıza Türbesi, 8. Şii İmamı Ali bin Musa el-Rıza'nın mezarının bulunduğu yer olarak her yıl yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırlıyor. Altın kubbesi, devasa avluları ve ayrıntılı işlemeleriyle ünlü türbe, büyüleyici bir sanatsal yaklaşım ile manevi bir huzura sahip. Türbenin çevresindeki camiler, kütüphaneler, müzeler, medreseler de İslam kültürünün zenginliğinin göz önüne seriyor.
İmam Rıza Türbesi, sadece dini bir mekân değil, aynı zamanda İran'ın ekonomik ve estetik anlayışını yansıtan mimari bir şaheser. Türbenin kutsal alanları, özellikle Ramazan ayında binlerce insanla dolup taşıyor. İmam Rıza Türbesi, İran'ın en önemli dini başyapıtlarından biri olarak keşfedilmeye değer.
24. Vank Katedrali - İsfahan
Ermeni mahallesi Yeni Culfa'da yer alan Vank Katedrali, İran’ın en etkileyici dini yapıları arasında. 17. yüzyılda Safevîler döneminde inşa edilen katedral, Ermeni Hristiyan kültürünün ve İran mimarisinin muhteşem bir birleşimini yansıtıyor. Katedralin iç kısmı, altın varaklarla süslü freskler, karmaşık desenler ve İncil'den sahneleri tasvir eden detaylı resimlerle adeta bir sanat galerisini andırıyor. Katedralin çan kulesi ve üzerinde Ermenice yazıtlar bulunan taşlar da bölgenin geçmişine dair önemli ipuçları veriyor. Vank Katedrali’ne uğrayarak İsfahan'ın çok kültürlü dokusunu yakından görebilirsin.
Haftanın her günü 08.30-12.45 ile 15.30-18.15 saatleri arasında açık.
25. Şeyh Lütfullah Cami - İsfahan
Şeyh Lütfullah Camii, Safevî mimarisinin en zarif örneklerinden biri olarak kabul edilen bir şaheser. 1619 yılında inşa edilen cami, İsfahan'ın ünlü Nakş-ı Cihan Meydanı'nın doğu tarafında yer alıyor. Caminin en dikkat çekici özellikleri ise büyüleyici mozaik işçiliği ve iç mekândaki ışık oyunları. Altın sarısı ve mavi tonlarının hakim olduğu kubbesiyle de ünlü olan Şeyh Lütfullah Camii, günün farklı saatlerindeki renk tonlarıyla seni büyüleyecek. Caminin mistik atmosferi de huzur arayanlar için ideal.
Şeyh Lütfullah Camii, bir ibadet mekânı olmanın ötesinde, sanat ve mimarlık meraklıları için adeta bir açık hava müzesi. Caminin iç duvarlarında yer alan ince çini süslemeleri, İslam sanatının gelişimini temsil ediyor. Caminin kubbesinin altındaki benzersiz desenler ve hat sanatı örnekleri de geçmişin izlerini taşıyor. Şeyh Lütfullah Camii, İran'ın kültürel zenginliğini ve estetik anlayışını görmek isteyenlerin ilk uğraması gereken yerlerden.
26. Tabiat Köprüsü - Tahran
Tahran'ın bir diğer önemli simgesi olan Tabiat Köprüsü, modern mimarinin doğayla uyumunun en güzel örneklerinden biri. 2014 yılında açılan üç katlı Tabiat Köprüsü, Tahran'ın iki büyük parkı olan Talegani Parkı ve Ab-o Atash Parkı'nı birbirine bağlıyor. Adı Farsça'da "Doğa Köprüsü" anlamına gelen Tabiat Köprüsü, modern tasarımı ve çevre dostu yapısıyla da ünlü. Özellikle akşam saatlerinde ışıklandırıldığında köprü, büyüleyici manzarasıyla yüzlerce insanı kendine çekiyor.
Tabiat Köprüsü, aynı zamanda sosyal bir alan olarak tasarlanmış. Köprünün katlarındaki yürüyüş yolları, oturma alanları ve kafelerde Tahran'ın manzarasının tadını çıkararak güzel bir mola verebilirsin. Alborz Dağları ve Tahran'ın fotoğraflarını çekmek için ideal bir yer olan köprü, fotoğraf tutkunları için de vazgeçilmez bir yer.
27. Azadi Kulesi - Tahran
İran'ın en modern simgelerinden biri olan Azadi Kulesi, 1971 yılında Pers İmparatorluğu'nun 2500. kuruluş yılını anmak amacıyla inşa edildi. Azadi Kulesi, İran'ın zengin tarihini ve modern mimari anlayışla birleştiriyor. 45 metre yüksekliğindeki kule, beyaz traverten taşlarından yapılmış ve İslam ile Sasani mimarisini modern bir tasarımla harmanlamış. Kule, Azadi Meydanı'nın tam ortasında yer alıyor ve Tahran'ın en hareketli yerlerinden biri. Özellikle gece saatlerindeki ışıklandırmalarla Azadi Kulesi, muhteşem fotoğraflar çekme fırsatı veriyor.
Azadi Kulesi, aynı zamanda kültürel bir merkez. Kulenin zirvesinden Tahran'ın panoramik manzarasını izleyebilir, kule altındaki müzede ise İran'ın tarihî eserlerini inceleyebilirsin. Kulenin çevredeki büyük meydan da yıl boyunca kutlamalar, festivaller ve etkinlikler için kullanılıyor. Azadi Kulesi, İran'ın geçmişi ile geleceği arasında bir köprü ve Tahran’da mutlaka görmesi gereken ikonik bir yapısı.
Haftanın her günü 08.00 ile 23.00 saatleri arasında açık.
28. Çehel Sütun Sarayı - İsfahan
Safevî döneminin görkemini yansıtan benzersiz bir mimari yapı olan Çehel Sütun Sarayı, Farsça "Kırk Sütun" anlamına geliyor. Saray, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alıyor ve İsfahan'ın en çok ziyaret edilen turistik noktalarından. Aslında 20 sütunlu olan yapı, bu sütunların simetrisiyle birlikte kırk sütun gibi göründüğünden bu ismi almış. 1647 yılında inşa edilen Çehel Sütun, Safevî hükümdarlarının resmi törenleri ve misafir kabulleri için kullanılıyordu. Sarayın freskleri, çini kaplamaları ve tavan işlemeleri, dönemin sanat anlayışını ile estetik zevkini görmek için ideal.
Çehel Sütun'un duvarlarını süsleyen sahnelerde Safevî İmparatorluğu'nun zaferleri ve sosyal hayat ayrıntılı bir şekilde tasvir edilmiş. Sarayın havuzu ve bahçeleri ise huzurlu bir atmosfer sunduğu için çok ziyaret ediliyor. Çehel Sütun Sarayı, sanat meraklıları için bir cennet ve İran'ın kültürel zenginliğini en iyi şekilde gösteren eserlerden biri.
Haftanın her günü 09.00 ile 23.30 saatleri arasında açık.
29. Âli Kapı Sarayı - İsfahan
Âli Kapı Sarayı, Safevî döneminin zenginliğini ve mimari dehasını yansıtan önemli bir yapı. Nakş-ı Cihan Meydanı'nın batı tarafında bulunan ve 1.597 yılında inşa edilen Âli Kapı Sarayı, aslında devasa bir kompleks. Altı katlı Âli Kapı Sarayı, her bölümünde farklı bir mimari zarafete sahip. Özellikle üçüncü kattaki geniş teras, mükemmel manzarasıyla ünlü ve buradan Nakş-ı Cihan Meydanı'nın büyüleyici manzaralarını izleyebilirsin.
Âli Kapı Sarayı'nın en dikkat çekici özelliklerinden biri de üst kattaki müzik odası. Odanın duvarlarında yer alan ses akustiğini sağlamak için tasarlanmış alçı oymaları, dönemin estetik ve fonksiyonel mimarisini yansıtıyor. Sarayın çini süslemeler, freskler ve ahşap işçiliklerinde de dönemin sanatsal zenginliğini görebilirsin.
Haftanın her günü 09.00 ile 20.30 saatleri arasında açık.
30. İmam Humeyni Camii - Tahran
Tahran'ın çok ziyaret edilen yerlerinden İmam Humeyni Camii, hem mimarisi hem de tarihteki önemi ile görülmeye değer bir yapı. 19. yüzyılda Kaçar Hanedanlığı döneminde inşa edilen cami, başlangıçta "Şah Camii" olarak biliniyordu, ancak İran İslam Devrimi'nden sonra yeniden isimlendirildi. Büyük Tahran Çarşısı'nın hemen yanında bulunan cami, şehirdeki günlük hayatın hareketliliğini ve dini huzuru bir arada sunuyor.
İslam mimarisinin seçkin bir örneği olan İmam Humeyni Camii, görkemli kubbeleri, ince taş işçiliği ve mavi çinilerle geçmişin büyüsünü günümüze taşıyor. İmam Humeyni Camii, İran kültürünün, geleneklerinin ve sanatının da önemli bir parçası. Caminin geniş avlusu ve detaylı süslemeleri, İslam mimarisindeki zarafeti yansıtırken, iç mekândaki yazıtlar ise Kur'an ayetlerini ve geleneksel İran sanatını anlatıyor.
31. Rudkhan Kalesi - Gilan
Gilan eyaletinin yemyeşil ormanlarının derinliklerinde yükselen Rudkhan Kalesi, hem mimari hem de doğal güzellikleriyle çok ilgi görüyor. Tarihi Sasani İmparatorluğu dönemine kadar uzanan görkemli kale, 1.096 basamağıyla ünlü ve seni adeta bir zaman yolculuğuna çıkaracak güzellikte. 6. yüzyılda bir savunma noktası olarak inşa edilen Rudkhan Kalesi, İran tarihinde de büyük öneme sahip ve 2.6 hektarlık alana yayılıyor.
İki ana kule ve surlarla çevrili olan kale, yemyeşil ormanların ortasında yükselmesiyle nefes kesici bir manzaraya sahip. Rudkhan Kalesi, aynı zamanda İran'ın kültürel mirasının bir simgesi olarak tarih ve arkeoloji meraklılarını kendine çekiyor. Kalenin taş duvarları arasında dolaşırken, yüzyıllar öncesinin atmosferini hissedebilirsin.
Haftanın her günü 08.00 ile 17.30 saatleri arasında açık.
32. Fatıma-ı Masume Türbesi - Kum
İran'ın kutsal olarak korunan yerlerinden olan Fatıma-ı Masume Türbesi, Şii Müslümanlar için büyük bir dini ve manevi hazine. İmam Musa Kazım'ın kızı ve İmam Ali Rıza'nın kız kardeşi olan Fatıma-ı Masume'nin türbesi, İslam dünyasının en önemli ziyaret noktalarından biri. 9. yüzyılda inşa edilen türbe, göz kamaştıran mimariyle de turistleri kendine çekiyor. Altın kubbesi, zarif minareleri ve göz alıcı çini işçiliğiyle ünlü türbe, hem inanç turizmi hem de sanat ve tarih meraklıları için bir cazibe merkezi.
Fatıma-ı Masume Türbesi’nin içindeki ince işçilikle tasarlanmış aynalar, kaligrafi sanatının en zarif örnekleri arasında. Ayrıca türbenin İslam sanatına özgü desenlerle süslü duvarları da görülmeye değer. Türbenin çevresinde yer alan külliye ise medrese, kütüphane ve ibadet alanlarıyla bir eğitim ve kültür merkezi. Her yıl binlerce hacı ve turist tarafından ziyaret edilen türbe, benzersiz atmosferiyle de ünlü.
33. Khaju Köprüsü - İsfahan
Safevî döneminin mimari dehasını gözlerin önünde seren Khaju Köprüsü, 1.650'li yıllardan kalan bir mimari hazine. Zayende Nehri üzerinde hem bir geçiş noktası hem de bir sosyal alan olarak hizmet veren köprü, 133 metre uzunluğunda ve 12 metre genişliğinde. Köprü, 24 kemeri ve zarif süslemeleriyle çarpıcı bir manzara sunuyor.
Khaju Köprüsü'nün en dikkat çekici özellikleri ise Safevîlere özgü çini işçiliği ve simetrik tasarımı. Güneş ışınları kemerlere vurunca, köprü üzerinde benzersiz bir görsel şölen oluşuyor, gece ise köprü aydınlatmaları büyüleyici bir atmosfer yaratıyor. Tarihî ve küresel değeriyle de öne çıkan Khaju Köprüsü, İsfahan'ın “Nesf-e Cihan” (Dünyanın Yarısı) unvanını hak etmesine katkı sağlayan önemli eserlerden biri. Khaju Köprüsü, yalnızca bir elektrik harikası değil, aynı zamanda sosyal bir buluşma noktası.
34. Sadabat Sarayı - Tahran
İran'ın kraliyet dönemlerini birbirinden ayıran Sadabat Sarayı, devasa bir kompleks. 20. yüzyılın başlarında Kaçar Hanedanlığı döneminde inşa edilen saray, Pehlevi Hanedanlığı döneminde genişletilerek resmi bir kraliyet ikametgahı haline gelmiş. 300 hektarlık geniş bir alana yayılan Sadabat Sarayı, birden fazla saray, müze ve yeşil bahçelerden oluşuyor.
Sarayın en dikkat çekici yapılarından biri ise İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi ve ailesinin yaşadığı Beyaz Saray. Bu yapı, hem sade hem de zarif tasarımıyla göz kamaştırırken, içindeki mobilyalar, sanat eserleri ve dekorasyonlar ise Pehlevi dönemini yansıtıyor. Sadabat Sarayı, İran kültürü ve sanatını anlamak için ideal bir yer. Kompleks içinde yer alan müzeler, İran'ın askeri geçmişine ve sanatına dair zengin bir koleksiyona sahip. Örneğin Kraliyet Mücevher Müzesi'nde sergilenen nadide parçalar, İran'ın kraliyet zenginliğini gözler önüne seriyor.
Haftanın her günü 09.00 ile 17.30 saatleri arasında açık.
35. Kandovan
İran'ın Doğu Azerbaycan topraklarında yer alan Kandovan, doğal güzellikleri ve benzersiz mimarisiyle ziyaretçilerini büyüleyen bir destinasyon. Kandovan'ı diğer yerleşim yerlerinden ayıran özellik ise volkanik kayalara oyulmuş benzersiz evler. Binlerce yıllık bu kaya evler, volkanik tüflerin şekillendirilmesiyle inşa edilmiş.
Peribacalarını andıran yapılar, köye masalsı bir atmosfer kazandırıyor. Kandovan, yalnızca bir tarih ve doğal miras değil, aynı zamanda yaşayan bir köy. Köydeki evlerde hala yerel halk yaşıyor ve bu özelliğiyle Kandovan, İran'ın Kapadokya’sı olarak binlerce turisti kendine çekiyor. Kandovan, aynı zamanda doğal kaynaklarıyla da çok ilgi görüyor. Kandovan’ın yemyeşil doğası, temiz havası ve şifalı suları, burayı huzurlu bir kaçış noktası haline getirmiş durumda.
36. Mellat Park - Tahran
Tahran'ın en büyük ve en popüler yeşil alanlarından olan Mellat Park, hem halk hem de turistler için popüler bir kaçış noktası. 1970'lerde inşa edilen park, yaklaşık 34 hektarlık bir alana yayılıyor ve dinlendirici atmosferiyle Tahran'ın yoğun temposundan kaçış için ideal. Park, güzel yürüyüş yolları, yemyeşil çimenlik alanları, rengarenk çiçek bahçeleri ve göletiyle görülmeye değer güzellikte.
Parkın çarpıcı heykelleri ve anıtları da burayı sadece bir dinlenme alanı değil, bir kültür merkezi haline getiriyor.
Geniş alanlar ve ferah atmosferiyle ünlü Mellat Park, Tahran'ın “yeşil kalbi” olarak anılıyor. Mellat Park’ın içindeki göleti de ördekler ve kuğularla güzel fotoğraflar çekme fırsatı veriyor. Günün her saatinde yürüyüş, piknik veya spor yapmak isteyen insanlarla dolan Mellat Park'ta gezinin yorgunluğunu atabilirsin.
37. Çoğa Zenbil - Khuzestan
Çoğa Zenbil, İran’ın Khuzestan Eyaleti’nde yer alan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde bulunan eşsiz bir antik ziggurat kompleksi. M.Ö. 13. yüzyılda Elam Krallığı tarafından inşa edilen muhteşem yapı, antik Mezopotamya mimarisinin en iyi korunmuş örneklerinden biri. Çoğa Zenbil, Elam kralı Untash-Napirisha tarafından tanrı İnshushinak’a adanmış bir tapınak. Beş katlı olarak tasarlanan, ancak günümüze sadece üç katı sağlam kalan yapı, kerpiç ve pişmiş tuğladan yapılmış. Üzerindeki Elamca yazıtlarla tarihî ve kültürel bir hazine olan Çoğa Zenbil, çöl manzarasının ortasında yükseliyor ve ziyaretçilerine binlerce yıl öncesinin ruhunu hissettiren büyülü bir atmosfer sunuyor.
Çoğa Zenbil, aynı zamanda antik Elam kültürünü öğrenme imkânı veriyor. Zigguratın çevresindeki kalıntılar, eski dini ritüellerin, su sistemlerinin ve Elam mimarisinin izlerini taşıyor. Bu bölgedeki orijinal su kanalları ve kuyular da Elamlıların ileri mühendislik becerilerini gözler önüne seriyor. Çoğa Zenbil, hem tarih meraklıları hem de kültürel zenginlikleri keşfetmek isteyenler için harika bir durak.
Haftanın her günü 07.00 ile 19.30 saatleri arasında açık.
38. Tak-ı Bostan - Kirmanşah
Tak-ı Bostan, Sasaniler dönemine ait görkemli kaya oyması anıtlarıyla ünlü bir arkeolojik alan. "Bahçenin Kemeri" anlamına gelen Tak-ı Bostan, M.S. 4. yüzyılın ihtişamını gözler önüne seriyor. Bu etkileyici alan, zarif kaya kabartmalarıyla Sasaniler’in taç giyme törenlerini, av sahnelerini ve krallık sembollerini detaylı bir şekilde anlatıyor. Kabartmaların üzerinde göreceğin kral figürleri ile mitolojik sahneler, dönemin sanatsal ve kültürel zenginlikleri hakkında önemli ipuçları veriyor.
Özellikle II. Şapur ve III. Hürmüz’ün taç giyme sahneleri, Tak-ı Bostan’ın en dikkat çekici detayları arasında. Anıt, yemyeşil bir bahçe ve su kaynağı ile çevrili olduğundan, sana sadece otantik bir deneyim değil, aynı zamanda huzurlu bir ortamda dinlenme fırsatı da sunacak. Tak-ı Bostan, Sasaniler’in gücünü ve sanata verdiği önemi anlamak için eşsiz bir gezi alanı.
Haftanın her günü 09.00 ile 20.30 saatleri arasında açık.
39. Yezd Ulu Camii - Yezd
Ülkenin en eski ve en etkileyici İslam mimarisi örneklerinden biri olan Yezd Ulu Camii (Came-e Kabir), 12. yüzyılda Büyük Selçuklu döneminde inşa edilmiş ve dikkat çekici yüksek minarelerinin yanında büyüleyici çini süslemeleriyle de ünlü. Caminin girişindeki görkemli taç kapı (iwan), zarif turkuaz ve lacivert çinileriyle İslam mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Ayrıca caminin üzerindeki karmaşık hat sanatı, dönemin estetik anlayışını ve sanatkârlarının ustalığını gözler önüne seriyor.
Yezd Ulu Camii, sadece mimari bir şaheser sunmakla kalmıyor, aynı zamanda Yezd’in tarihî ve kültürel dokusunu da derinlemesine hissettiriyor. Yezd’in çöl iklimine uygun olarak tasarlanmış cami, etkileyici soğutma sistemleriyle de dikkat çekiyor. Gece ışıklandırmalarıyla büyüleyici bir manzaraya bürünen cami, fotoğrafçılar için de eşsiz bir yer.
40. İsfahan Ulu Camii - İsfahan
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan İsfahan Ulu Camii, İslam mimarisinin ve mühendisliğinin en görkemli eserlerinden biri olarak kabul ediliyor. 1.000 yıllık bir geçmişe sahip cami, farklı dönemlerde yapılan eklemelerle zengin bir mimari dokuya sahip. Selçuklu döneminde inşa edilen cami, İslam mimarisi açısından da bir dönüm noktası olmuş.
Özellikle dört eyvanlı planıyla dikkat çeken yapı, bu mimari düzenin ilk örneklerinden biri. Büyük avlusu, göz alıcı kubbeleri, zarif çini süslemeleri ve taş işçiliğiyle seni büyüleyecek olan İsfahan Ulu Camii’nin mihrap ile minberindeki detaylar da Selçuklu ve İlhanlı dönemlerinin sanat anlayışını yansıtıyor. İsfahan Ulu Camii, sadece bir ibadet mekânı değil, aynı zamanda şehrin tarihine ve kültürel kimliğine ışık tutan bir sanat eseri olarak görülmeye değer.
41. Tahran Çağdaş Sanat Müzesi - Tahran
Orta Doğu’nun en önemli modern sanat müzelerinden biri olan Tahran Çağdaş Sanat Müzesi, 1977 yılından beri hizmet veriyor. Müze, hem modern İran sanatını hem de Batı’nın önde gelen çağdaş sanat eserlerini barındıran geniş koleksiyonuyla dikkat çekiyor. Müzenin mimarisi de geleneksel İran estetiğiyle modern tasarımın eşsiz bir birleşimini yansıtıyor. Binanın dış cephesi, İran’ın geleneksel badgir (yel değirmeni) yapılarından esinlenmiş ve bu yönüyle hem sanatsal hem de kültürel bir deneyim yaşatıyor. Müzenin Vincent van Gogh, Pablo Picasso, Andy Warhol ve Jackson Pollock gibi sanatçıların eserlerini içeren koleksiyonu, dünya çapında ilgi görüyor. Müzede İran’ın modern sanat akımlarına da ev sahipliği yapıyor ve İranlı sanatçıların eserlerini inceleyerek ülkenin zengin sanatsal mirasını keşfedebilirsin.
Pazartesi günleri hariç haftanın her günü 10.00 ile 17.00 saatleri arasında açık.
42. Kur’an Kapısı (Quran Gate) - Şiraz
Şiraz şehrinin simgelerinden Kur’an Kapısı, tarihî ve dini önemiyle tanınan etkileyici bir yapı. Şiraz’ın kuzeydoğu girişindeki dağların arasında gizlenen kapı, Zand Hanedanı döneminde inşa edilmiş. Adını içinde saklanan kutsal Kur’an nüshalarından alan yapının, içindeki Kur’an’lar ile yolculuk edenlere koruma ve bereket getirdiğine inanılıyor. Safevîler ve Kaçarlar döneminde çeşitli değişikliklere uğrayan Kur’an Kapısı, 20. yüzyılda da modernize edildi. Zarif kemerleri ve süslemeleriyle, İran mimarisinin zarafetini yansıtan Kur’an Kapısı, özellikle akşamları ışıklandırıldığında mistik bir atmosfer sunduğu için Şiraz’a gelenlerin ilk duraklarından.
Kur’an Kapısı, yalnızca mimari bir yapı değil, aynı zamanda Şiraz halkı için kültürel bir sembol. Kapının hemen yakınında yer alan yemyeşil parklar da huzurlu ortamlarıyla hem halk hem de turistler için harika dinlenme alanları. Ayrıca kapının bulunduğu konum da Şiraz’ın doğal güzelliklerini ve muhteşem manzaralarını gözler önüne seriyor.
43. Amir Chaghmagh Kompleksi - Yezd
Amir Chaghmagh Kompleksi, İslam mimarisinin göz alıcı bir örneği ve Yezd’in en ikonik yapılarından. 15. yüzyılda Timur döneminde yaptırılan devasa kompleks, cami, sufi tekkesi, kervansaray, hamam ve su deposu gibi yapıları içeriyor. Ancak en çok dikkat çeken kısım, görkemli eyvanları ve simetrik kemerleriyle ünlü Amir Chaghmagh Meydanı. Özellikle ışıklandırıldığı akşam saatlerinde meydan, turistlerin en sevdiği fotoğraf çekme noktalarından biri haline geliyor. Amir Chaghmagh, aynı zamanda kültürel ve dini etkinlikleriyle de dikkat çekiyor.
Muharrem ayı boyunca gerçekleştirilen geleneksel matem törenleri sırasında meydan, halkın toplanma ve yas tutma merkezi haline geliyor. Meydanın çevresindeki yerel çarşılara uğrayarak da İran’ın zengin el sanatlarını ve yöresel ürünlerini keşfetme fırsatı bulabilirsin.
44. Darband - Tahran
Tahran'ın kuzeyinde yer alan Darband, doğası ve otantik dokusuyla turistlerin çok ilgisini çeken büyüleyici bir bölge. Alborz Dağları’nın eteklerindeki Darband, serin havası ve sakin atmosferiyle özellikle yaz aylarında şehir hayatından kaçış için ideal. Darband, "kapı" veya "geçit" anlamına geliyor ve burası, Tahranlılar için burası hem bir keşif rotası hem de doğa yürüyüşleri için popüler bir başlangıç noktası.
Bölgenin dar yolları boyunca sıralanan geleneksel çayhaneler, restoranlar ve el yapımı hediyelik eşya dükkanlarını gezerek benzersiz bir deneyim yaşayabilirsin. Darband’daki sokak sanatçıları ve taş döşeli yollar da bölgeye eşsiz bir nostaljik hava katıyor. Darband, aynı zamanda doğa zenginlikleriyle de öne çıkıyor. Bölgedeki küçük şelaleler ve dereler kenarında harika fotoğraflar çekebilir veya rehberler eşliğinde Alborz Dağları’na tırmanış yapabilirsin.
45. İran Ulusal Botanik Bahçesi - Tahran
İran Ulusal Botanik Bahçesi, 150 hektarlık alanıyla İran’ın en büyük botanik bahçelerinden biri. Etkileyici bahçe, doğa ve botanik meraklıları için adeta bir cennet. İran’ın farklı iklim bölgelerini temsil eden bitki koleksiyonlarının yanı sıra dünyanın çeşitli yerlerinden getirilen endemik bitki türlerini de burada yakından görebilirsin. Bahçenin göletleri, yürüyüş yolları ve seraları da sana hem doğayı keşfetme hem de huzur dolu bir atmosferde vakit geçirmesine olanağı tanıyacak. İran'ın farklı bölgelerinden getirilen Alp bitkileri, çöl florası ve tropikal bitkiler gibi çeşitli ekosistemleri tek bir alanda görmek, sana büyüleyici bir deneyim yaşatacak.
İran Ulusal Botanik Bahçesi, aynı zamanda İran’ın zengin tarihi ve kültürüne dair izler de taşıyor. Geleneksel İran bahçelerinin mimari düzeninden esinlenilerek tasarlanan alanlar, hem doğayı hem de İran’ın kültürel mirasını bir arada görmeyi sağlıyor. Sessiz ve huzurlu bir kaçış noktası arayanlar için İran Ulusal Botanik Bahçesi, Tahran’ın kaotik şehir hayatından uzaklaşmak için harika bir adres.
Haftanın her günü 09.00 ile 17.00 saatleri arasında açık.
46. Badab Soort Kaplıcaları - Mazenderan
İran'ın kuzeyindeki Mazenderan eyaletinde yer alan Badab Soort, dünyanın en büyüleyici doğal oluşumlarından biri olarak kabul ediliyor. Bu eşsiz teraslı kaplıcalar, binlerce yıl boyunca kalsiyum karbonat ve demir oksit minerallerinin birikimiyle oluşmuş. Farklı renk tonlarına sahip traverten havuzları altın, turuncu ve kırmızı gibi renkleriyle seni büyüleyecek. Badab Soort’un en dikkat çekici özelliği ise sağlık açısından faydalı olduğu düşünülen şifalı suları. Biri tuzlu ve diğeri demir açısından zengin iki farklı kaynak suyu, hem ruhunu hem de bedenini dinlendirmek için ideal.
Badab Soort, sadece sağlıklı değil, aynı zamanda doğa fotoğrafçıları ve gezginler için de bir ilham kaynağı. Çevresi ormanlar, dağlar ve bozkırlarla çevrili olan bölge, huzur dolu bir atmosfere sahip. Özellikle gün doğumu ve gün batımında terasların üzerinde oluşan renk yansımalarının muhteşem fotoğraflarını çekebilirsin. İran'da en önemli doğa harikalarından olan Badab Soort Kaplıcaları, mutlaka keşfedilmesi gereken yerlerden.
47. Firdevsî Türbesi - Tus
İran’ın en büyük destan şairi ve “Şehname” adlı eseriyle tanınanFirdevsî’nin anısına inşa edilmiş görkemli türbe, ülkenin çok ziyaret edilen yerlerinden. Firdevsî, İran kültürünün ve dilinin korunmasında büyük bir rol oynayan eserleriyle İran halkının tarihini ve kimliğini kuşaklar boyunca yaşattı. Türbe, mimari açıdan Pers kültürünün izlerini taşıyor ve Darius’un Persepolis’teki mezarından ilham alınarak tasarlanmış.
Bembeyaz mermer sütunları, zarif kabartmaları ve etkileyici yapısıyla Firdevsî Türbesi, hem edebiyat hem de tarih meraklıları için büyüleyici bir gezi noktası. Türbenin çevresi de yemyeşil bahçelerle sade ama huzur veren bir atmosfer sunuyor. Burada Firdevsî'nin eserlerinin derinliklerini anlarken, aynı zamanda İran’ın tarihî ve kültürel zenginliğini de görebilirsin. Firdevsî Türbesi’nin içerisindeki müzede ise Firdevsî’nin hayatına, eserlerine ve Şehname'nin etkisine dair önemli bilgiler bulabilirsin.
48. Vekil Camii - Şiraz
Zand Hanedanı döneminde inşa edilen Vekil Camii, muhteşem mimarisiyle ünlü. 18. yüzyılda Kerim Han tarafından yaptırılan cami, mimarisi ve süslemeleriyle İslam sanatının en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Caminin etkileyici giriş kapısı, çiçek motifler ve renkli çinilerle süslendiği için seni büyüleyici bir atmosfer karşılayacak. Vekil Camii’nin en dikkat çekici özelliği ise 48 spiral sütundan oluşan geniş ve zarif ibadet salonu.
Bu sütunlar, hem estetik hem de yapısal açıdan camiyi destekliyor ve mekâna mistik bir hava katıyor. Caminin mihrabı ve minberi de ince taş işçiliğiyle süslendiği için dönemin sanat anlayışını en iyi şekilde yansıtıyor. Vekil Camii, İran’ın zengin tarihini ve kültürel mirasını keşfetmek isteyen turistler için de önemli bir durak.
49. Laton Şelalesi - Astara
İran’ın Gilan eyaletindeki Hırkan ormanlarının yemyeşil doğası içinde gizlenen Laton Şelalesi, ülkenin en yüksek şelalesi olarak doğa tutkunlarını kendine çekiyor. Astara şehrine yakın mesafedeki etkileyici şelale, yaklaşık 105 metre yüksekliğiyle büyüleyici bir manzaraya sahip. Laton Şelalesi’ne yapılan yolculukta yalnızca şelaleyi görmeyecek, aynı zamanda zengin bitki örtüsü, berrak akarsular ve huzur dolu atmosferle unutulmaz bir deneyim yaşayacaksın.
Şelaleye ulaşan yürüyüş rotası, macera severler için doğal güzelliklerin tadını çıkarabilecekleri güzel bir parkur sunuyor. Yol boyunca ceviz, kiraz ve meşe ağaçları arasında ruhunu dinlendirebilirsin. Laton Şelalesi’nin küçük göletinde yaz aylarında yüzebilir ve İran’ın bakir güzelliklerinin tadını çıkarabilirsin.
50. İran Cam ve Seramik Müzesi (Abgineh Müzesi) - Tahran
Tahran’ın en zarif ve etkileyici kültürel mekânlarından biri de İran Cam ve Seramik Müzesi. 1920’lerde bir hükümet binası olarak inşa edilen müze, Kaçar dönemi mimarisiyle dikkat çeken görkemli bir yapıda hizmet veriyor. Müze, cam ve seramik sanatının binlerce yıllık geçmişine ışık tutan eşsiz bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Müzenin koleksiyonunda antik İran medeniyetlerinden günümüze kadar uzanan çeşitli cam ve seramik eserleri inceleyebilirsin.
El yapımı cam şişeler, ince işçilikle işlenmiş seramik kaplar ve zarif çanaklar, İran’ın zengin sanat mirasını ve ustalığını gözler önüne seriyor. Abgineh Müzesi, koleksiyonuyla ziyaretçilerine hem estetik bir şölen hem de tarih dolu bir yolculuk yaşatıyor.
Cumartesi ve pazar günleri hariç haftanın her günü 08.00 ile 16.30 saatleri arasında açık.
51. Kabus Anıtı
Kabus Anıtı, İran İslam mimarisinin en etkileyici örneklerinden biri olarak kabul edilen tarihî bir yapı. 1006-1007 yılları arasında Ziyarîler döneminde inşa edilen anıt, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor ve İran’ın en eski tuğla yapılarından biri olmasıyla ünlü. Anıt, Ziyarî hükümdarı Kabus bin Veşmgir için bir anıtsal mezar olarak yapılmış ve onun adını taşıyor. 53 metre yüksekliğindeki Kabus Anıtı, saf tuğladan inşa edilmiş silindirik şekli ve konik çatısıyla benzersiz bir mimariye sahip. Güneş ışığının farklı açılarla vurduğu zamanlarda tuğlaların arasında oluşan ışık oyunları, anıtın görkemini daha da artırıyor.
Kabus Anıtı’nın üzerinde Kufi yazıtlar da dönemin sanatsal ve epigrafik ustalığını yansıtıyor. Anıt, Orta Asya ve İran arasında kültürel bir köprü olarak dönemin bilim, sanat ve edebiyat dünyasına dair önemli ipuçları vermesiyle görülmeye değer.
52. Lut Çölü
İran’ın güneydoğusundaki Lut Çölü, dünyanın en sıcak noktalarından biri olarak bilinen büyüleyici bir doğa harikası. 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilen Lut Çölü, İran’ın doğal güzelliklerini keşfetmek isteyenler için eşsiz bir durak. Lut Çölü’nün geniş kumları, çarpıcı kaya oluşumları (kalutlar) ve dalgalı tuz düzlükleri, adeta başka bir gezegendeymiş hissi veriyor. NASA’nın yaptığı ölçümlere göre çölün bazı bölgeleri 70°C’ye ulaşan yüzey sıcaklığıyla dünyanın en sıcak yerleri arasında. Bu etkileyici coğrafya, hem eşsiz güzellikleri hem de bilimsel araştırmalar için sunduğu fırsatlarla dikkat çekiyor.
Lut Çölü’nde kum tepelerinde yürüyüş yaparak veya yıldızlarla dolu gece gökyüzünü izleyerek unutulmaz bir macera yaşayabilirsin. Çölün en dikkat çekici bölümlerinden biri olan “Gandom Beryan” ise volkanik bir plato ve çölün en sıcak noktası olmasıyla ünlü. Ayrıca Lut Çölü’ndeki kalutlar (rüzgâr erozyonuyla oluşmuş devasa kaya formasyonları), fotoğrafçılar ve doğa tutkunları için mükemmel manzaralar sunuyor.
53. Apadana Sarayı - Şuş (Susa)
Huzistan eyaletinde bulunan Şuş (Susa) şehri, antik tarihin en görkemli yapılarından biri olan Apadana Sarayı’na ev sahipliği yapıyor. M.Ö. 6. yüzyılda ünlü Ahameniş İmparatoru I. Darius tarafından inşa edilen görkemli saray, dönemin mimarisi ve sanatsal zarafetinin bir simgesi. Apadana Sarayı, Ahameniş İmparatorluğu’nun ihtişamını yansıtan sütunlu salonları, işlemeli duvarları ve taş işçiliğindeki detaylarıyla seni büyüleyecek. Sarayın merkezi salonu, 72 dev sütun ile desteklenmiş ve resmi törenler için kullanılmış. Günümüzde sarayın kalıntılarının ihtişamı, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilerek korunuyor.
Apadana Sarayı’nın dikkat çeken bir diğer yönü ise bulunduğu Şuş şehrinin antik Mezopotamya ve Pers medeniyetleri için önem taşıyan stratejik bir konumu. Sarayın kalıntıları arasında dolaşırken, bu büyük imparatorluğun dönemindeki gücünü ve kültürel zenginliğini hissedebilirsin. Ayrıca sarayın çevresindeki arkeolojik alanlarda yapılan kazılarda keşfedilen çanak çömlekler, kabartmalar ve diğer eserleri inceleyerek Ahameniş döneminin sanatı ve günlük yaşamına dair önemli bilgiler alabilirsin.
Haftanın her günü 09.00 ile 18.00 saatleri arasında açık.
54. Shoosh Kalesi - Şuş (Susa)
Huzistan Eyaleti'ndeki Shoosh (Susa) Kalesi, tarih meraklıları için büyüleyici bir destinasyon. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan kale, antik Elam, Pers ve Part uygarlıklarının kesişim noktası. 1897 yılında Fransız arkeolog Marcel Dieulafoy tarafından inşa ettirilen kale, aslında kazı yaparak korumak ve antik eserleri muhafaza etmek amacıyla yapılmış. Shoosh Kalesi, tuğladan yapılmış savunma duvarları ve yüksek kuleleriyle adeta bir zaman yolculuğu yaşatıyor. Kalenin konumu da çevredeki antik kalıntılara ve Ziggurat of Chogha Zanbil gibi ünlü eserlere kolayca ulaşılmasını sağlıyor.
Shoosh Kalesi’ni gezerek antik Susa kentinin zengin kültürel mirasını keşfedebilirsin. Kale, antik uygarlıkların izlerini taşıyan eserlerin sergilendiği müzeyle dikkat çekiyor. Burada sergilenen çivi yazılı tabletler, heykeller ve seramikler, bölgenin binlerce yıllık geçmişe ışık tutuyor. Kalenin surlarında da özellikle gün batımlarında vadinin antik kalıntıların büyüleyici fotoğraflarını çekebilirsin.
55. Hyrcan Ormanları
Hazar Denizi boyunca uzanan Hyrcan ormanları, tarih öncesi çağlara kadar varlığını sürdüren benzersiz bir doğal zenginlik. Yaklaşık 50 milyon yıl öncesine dayanan ormanlar, dünyanın en eski ekosistemlerinden birini temsil ediyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Hyrcan ormanları, zengin biyolojik çeşitliliğiyle tüm dünyadan doğa tutkunlarını kendine çekiyor.
Meşe, kayın, gürgen gibi pek çok ağaç türünü barındıran Hyrcan Ormanları, aynı zamanda nesli tükenme tehlikesi altında olan Hazar kaplanı gibi nadir hayvanlara da ev sahipliği yapıyor. Yürüyüş parkurları, şelaleler ve sakin ortamıyla huzur arayanlar için ideal bir destinasyon olan Hyrcan ormanları, İran'ın yerel halkının binlerce yıldır sürdürdüğü geleneksel yaşam tarzını gözlemlemek için de bir fırsat veriyor. Ormanların çevresindeki köylerde organik tarım ve el sanatlarıyla uğraşan yerel halk ziyaret edebilir, İran mutfağının otantik lezzetlerini tadabilirsin.
56. İran Ulusal Otomobil Müzesi - Tahran
İran’da otomobil, nostalji ve tarih meraklıları için harika bir yer de Otomobil Müzesi. Müze, İran'ın zengin otomobil tarihini ve nadir bulunan klasik araç koleksiyonlarını sergiliyor. Müzede özellikle İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi ve aile ailesine ait lüks araçlar çok ilgi görüyor. Rolls-Royce, Bentley, Bugatti ve Mercedes-Benz gibi dünyanın ünlü markalarının özel yapım modellerini de bu müzede görebilirsin. Müzenin en dikkat çekici parçalarından biri de yalnızca birkaç adet üretilmiş olan 1934 model Bugatti Royale. Bu araçlar, sadece otomobillerin gelişim süreci değil, aynı zamanda İran'ın modernleşme sürecinin önemli izlerini de yansıtıyor. Müze, otomobillerin teknolojik ve tasarımsal gelişimlerini de ayrıntılarıyla anlatıyor. Sergilenen arabaların her biri zarif tasarımı, ince işçiliği ve hikâyeleriyle seni büyüleyecek güzellikte.
Cumartesi günleri hariç haftanın her günü 09.00 ile 17.30 saatleri arasında açık.
57. Pars Müzesi - Şiraz
Pars Müzesi, İran’ın zengin kültürel hayatını anlatan önemli bir kültürel merkez. Zand Hanedanı döneminde 18. yüzyılda Kerim Han Zend tarafından inşa edilen Pars Müzesi, başlangıçta şehrin sosyal ve idari merkezi olarak kullanılmış. Günümüzde müze ise İran'ın sanatına ve kültürel üretimine ışık tutan değerli eserleri sergiliyor. Pars Müzesi'nin en dikkat çekici yerleri ise Kerim Han Zend'in portresi ve dönemsel krallık eşyalarının sergilendiği bölüm.
Ayrıca burada sergilenen el yazmaları, hat sanatı örnekleri ve tarihî objeler, İran'ın sanatının zenginliğini yakından görmeni sağlayacak. Müze binası, yalnızca içindeki eserlerle değil, aynı zamanda mimarisiyle de büyüleyici. Geleneksel İran mimarisi ile zarif görünümlerin bir araya geldiği yapı, tarih ve sanat meraklıları için görsel bir şölen sunuyor.
Haftanın her günü 08.00 ile 18.00 saatleri arasında açık.
58. Su Müzesi - Yazd
Yazd şehrinin çok ziyaret edilen yerlerinden Su Müzesi, çölde su yönetimi ve korunmasına ilişkin yöntemleri sergileyen benzersiz bir kültürel mekân. 2000 yılında açılan müze, antik su sistemleri ve su bilimleri alanında İran'ın zengin mirasını sergiliyor. Özellikle bu bölgeye özgü qanat adı verilen sistemlerin yapımı ve kullanımı hakkında bilgiler çok ilgi çekiyor. Qanat sistemi, çöl ikliminde suyun sürdürülebilir şekilde saklanmasını sağlayan bir mühendislik harikası olarak kabul ediliyor. Müze, 19. yüzyıldan kalma tarihî bir evde hizmet veriyor ve hem mimari hem de turistik açıdan etkileyici bir deneyim yaşatıyor. Su Müzesi’nde eski su kuyuları, su taşıma araçları ve suyun geleneksel depolama yöntemlerini anlatan sergileri keyifle gezebilirsin.
Haftanın her günü 09.00 ile 18.00 saatleri arasında açık.
59. Gazou Şelalesi
Gazou Şelalesi, büyüleyici doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini kendine hayran bırakan bir doğa harikası. Şelale, özellikle yemyeşil ormanlarla çevrili konumu ve berrak sularıyla ünlü. Yaklaşık 15 metre yükseklikten akan suyun oluşturduğu serinlik, yaz aylarında burayı popüler bir kaçış noktası haline getiriyor. Şelalenin yürüyüş parkurları da doğa tutkunlarına eşsiz bir trekking deneyimi, fotoğrafçılar için harika manzaralar sunuyor.
Gazou Şelalesi'nin çevresindeki ormanlık alanda piknik yapabilir, doğayla baş başa kalarak kuş sesleri eşliğinde dinlenebilirsin. Şelalenin çevresindeki kahvaltı mekânları ve yöresel yemekler sunan küçük işletmelerde de gezinin bütün yorgunluğunu atabilirsin.
60. Hürmüz Adası (Hormoz Adası)
İran'ın Hürmüz Boğazı'ndaki Hürmüz Adası, büyüleyici doğal güzelliklerinin yanı sıra tarihî yapılarıyla da dikkat çekiyor. Adanın en ikonik yapılarından biri olan Portekiz Kalesi, 16. yüzyılda Portekizliler tarafından inşa edilmiş bir şaheser. Kale, Portekizlilerin Hint Okyanusu'ndaki ticaret yollarını kontrol etmek için bir üs olarak tasarlanmış.
Kızıl taşlarla yapılan kale, mimari detaylar ve etkileyici yapısıyla hem tarih hem de macerayı arayanları kendine çekiyor. Portekiz Kalesi’nin surlarından da Hürmüz Boğazı'nın muhteşem manzarasını izleyebilirsin. Portekiz Kalesi, manzarasıyla da muhteşem bir seyahat deneyimi yaşatıyor.
61. Chitgar Gölü - Tahran
Chitgar Gölü, Tahran’ın karmaşasından bir süre uzaklaşmak isteyenler için modern bir doğal kaçış noktası. Tahran Gölü olarak da bilinen bu yapay göl, 2013 yılında açıldı ve İran'ın en büyük yapay göllerinden biri. Göl, çevresinde yer alan yemyeşil park alanları, yürüyüş ile bisiklet yolları, halkın ve turistlerin gözde yerlerinden. Chitgar Gölü, yalnızca doğal manzaralarıyla değil, aynı zamanda sunduğu eğlence olanaklarıyla da dikkat çekiyor.
Göl çevresindeki restoranlar, kafeler ve alışveriş merkezleri, özellikle turistlerin çok ilgisini çekiyor. Ayrıca gölde tekne düzenlenen turları ve su sporları da aktivite arayanlar için de harika seçenekler. Akşam saatlerinde gölde oluşan gün batımı manzarası ise fotoğraf tutkunları için muhteşem kareler yakalama fırsatı sunuyor.
62. Shapouri Evi ve Bahçesi - Şiraz
İran'ın Şiraz evinde yer alan Shapouri Evi ve bahçesi, Pers kültürü ile Batı mimarisinin uyumlu bir birleşimini sergileyen benzersiz bir tarihî yapı. 1920'li yıllarda inşa edilen bu zarif konak, Kaçar Hanedanlığı'ndan günümüze kalan bir mimari şaheser. Evin tasarımı, dönemin ünlü mimarlarından Abolghasem Mohandesi'ye ait ve Neo-Klasik mimariyle inşa edilmiş. Binanın rengarenk vitray pencereleri, süslü sütunları ve zarif balkonları, görülmeye değer güzellikte.
Shapouri Bahçesi, süs havuzları, çiçek tarhları ve palmiye ağaçlarıyla huzurlu bir dinlenme alanı. Bahçeyi gezerken kuş sesleri eşliğinde yürüyüş yapabilir ve otantik atmosferin keyfini çıkarabilirsin. Günümüzde Shapouri Evi, restoran ve kafe olarak da hizmet veriyor, burada İran mutfağının lezzetlerini deneyimleme fırsatı bulabilirsin.
Haftanın her günü 09.00 ile 24.00 saatleri arasında açık.
63. Zayende Nehri
İsfahan şehrinden geçen Zayende Nehri, bölgenin kültürel, tarihi ve doğal güzelliklerine hayat veren önemli bir doğal güzellik. Yaklaşık 400 kilometre uzunluğundaki nehir, İran'ın kurak iklimine rağmen İsfahan çevresine verimli topraklar ve yeşil alanlar kazandırmış. Şehir boyunca uzanan Zayende Nehri, özellikle tarihî köprüleriyle ünlü. Bu köprüler arasında en dikkat çeken ise 33 kemeriyle büyüleyici bir manzara sunan Si-o-se Pol Köprüsü.
Günümüzde hem halkın hem de turistlerin sıkça ziyaret ettiği bu köprü, gece ışıklandırmalarıyla da romantik bir atmosfer sunuyor. Zayende Nehri'nin çevresi parklar ve yürüyüş yollarıyla hem dinlenmek hem de bu muhteşem doğayı keşfetmek isteyenler için mükemmel. Ayrıca nehir kıyısında sıralanan çay bahçeleri ve geleneksel kafelerde İran mutfağının lezzetlerini deneyerek manzaranın tadını çıkarabilirsin.
64. Rüzgâr Kuleleri - Yezd
İran’ın çöl şehirlerinden Yezd’in simgesi olan rüzgâr kuleleri, ülkenin önemli mimari harikalarından biri. Şehrin kurak iklimine karşı geliştirilmiş dahiyane bir soğutma sistemini olan kuleler, sıcak çöl rüzgârlarını yakalayarak evlerin içine serin hava taşıyor ve doğal bir klima işlevi görüyor. Yüksek ve zarif yapılarıyla şehrin manzarasına karakteristik bir güzellik katan rüzgâr kuleleri, Yezd’in mimarideki ustalığını da gözler önüne seriyor.
Günümüzde bu kuleler, hem mühendislik hem de estetik açıdan büyük ilgisini çekiyor. Yezd’i ziyaret eden turistler, rüzgâr kulelerini şehrin pek çok noktasında görebilir, ancak bunların en etkileyici örnekleri Dowlatabad Bahçesi’nde bulunuyor. Rüzgâr kuleleri yalnızca teknik bir başarı değil, aynı zamanda İran’ın çevre dostu mimari anlayışının bir sembolü.
65. Dowlat Abad Bahçesi - Yezd
UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Dowlat Abad Bahçesi, bir şaheser ve İran bahçe mimarisinin en güzel örneklerinden. 18. yüzyılda Zendiye hanedanı döneminde inşa edilen bu bahçe, çölün ortasında bir cenneti andırıyor. Bahçenin en dikkat çekici özelliklerinden biri de dünyanın en yüksek rüzgâr kulesine (badgir) ev sahipliği yapması. Yaklaşık 33 metre yüksekliğindeki rüzgâr kulesi, geleneksel İran mimarisinin yenilikçi tarafını yansıtıyor ve turistlere Zerdüşt kültürünün sürdürülebilir mimarlık anlayışını tanıtıyor. Dowlat Abad Bahçesi, İran’ın klasik "çeherbagh" (dört bahçe) düzenine göre tasarlanmış ve içinden geçen su kanalları çevresindeki narenciye ağaçlarıyla huzur veren bir atmosfere sahip. Dowlat Abad Bahçesi’nde yer alan zarif köşk ise renkli vitray pencereleriyle güneş ışığını büyüleyici bir şekilde içeri yansıtıyor. Bahçenin sakin ve serin ortamı, hem halk hem de turistler için harika bir dinlenme alanı.
66. Heşt Beşt Sarayı - İsfahan
Heşt Beşt Sarayı, Safevî döneminden günümüze kadar korunmuş mimari bir şaheser. 1669 yılında Şah Süleyman döneminde inşa edilen saray, adını Farsça’da "Sekiz Cennet" anlamına gelen tasarımından alıyor. Sekizgen planlı yapı, İran bahçe mimarisiyle uyum içinde tasarlanmış ve çevresindeki yemyeşil alanlarla ünlü. Safevî mimarisinin zarif detaylarını yansıtan sarayda kubbeli tavanları, mozaik süslemeleri ve ince ahşap işçiliği inceleyebilirsin. Sarayın iç mekânlarında yer alan minyatürler ve duvar resimleri de Safevi sanatının incelikli estetik anlayışını yansıtıyor.
Heşt Beşt Sarayı’nın çevresi de huzur dolu bahçeler ve su kanallarıyla çevrili. Bu düzen, İran’ın klasik "çeherbagh" (dört bahçe) tasarımını yansıtarak ziyaretçilere sakin ve dingin bir atmosfer sunuyor. Günümüzde hem tarih meraklıları hem de sanat tutkunları için büyüleyici bir ziyaret noktası olan Heşt Beşt Sarayı, İran’ın görülmesi gereken yerlerinden.
67. Pers Kervansarayları
İran'ın dört bir tarafa dağılmış olan Pers kervansarayları, İpek Yolu'nun ruhu ve tarihte yaşatan benzersiz yapılar. Bu kervansaraylar, antik çağlardan tüccarların ve hacıların konaklaması için inşa edilmiş. UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilen 54 Pers kervansarayı arasında mutlaka görülmesi gereken ise Kaşan'daki Abyaneh Kervansarayı. Pers mimarisinin zarif örneklerini sergileyen Pers kervansarayları, taş, tuğla ve kerpiçten yapılmış kemerli girişler, geniş avlular ile simetrik odalar, göz alıcı bir estetiğe sahip. Her bir kervensaray, bulunduğu coğrafyanın iklimine ve ticaret rotalarının göre tasarlanmış.
Pers kervansaraylarını ziyaret ederek, yalnızca tarihi bir yapıyı görmeyecek, aynı zamanda eski zamanlara bir yolculuğa çıkacaksın. Günümüzde birçok kervansaray, müze, otel veya kültürel etkinlik alanı olarak kullanılarak turistlere muhteşem bir deneyim yaşatıyor. Kervansarayların çevresindeki doğal güzellikler ve sessiz atmosfer de bu yapıları hem tarih hem de huzur arayan izlenmek için ideal bir yer haline getiriyor.
68. Küh-e Bisotün - Kermanşah
Tarih ve doğanın büyüleyici birleşimi olan Küh-e Bisotün, hem doğal hem de tarihî zenginlikleriyle UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan etkileyici bir dağ. Bu bölge, özellikle Ahameniş İmparatorluğu'na ait Bisotün Yazıtı ile ünlü. Kral Darius'un zaferlerini ayrıntılı bir şekilde anlatan yazıt, Pers, Babil, Elam dillerinde yazılmış ve dünyanın en büyük kaya yazıtlarından biri. Yüksek bir kayaya oyulan eser, sanatsal bir şaheser olarak kabul ediliyor. Bunun yanı sıra Küh-e Bisotün, arkeoloji ve tarih tutkunları için adeta bir açık hava müzesi.
Küh-e Bisotün, doğal güzellikleriyle de ziyaretçilerini büyülüyor. Dağın eteklerinde yer alan yemyeşil alanlar, yürüyüş yapmak ve fotoğraf çekmek için harika bir ortam sunuyor. Ayrıca Bisotün Köprüsü ve Antik İpek Yolu'nun rotası da tarih ile doğasının iç içe geçtiği eşsiz bir atmosfere sahip. Burada hem İran'ın tarihinin derinliklerine bir yolculuk yapabilir hem de dağın doğal güzellikler arasında huzur bulabilirsin.
69. Shah Cheragh Türbesi - Şiraz
Shah Cheragh Türbesi, hem benzersiz mimarisi hem de manevi atmosferiyle ziyaretçilerini büyüleyen kutsal bir yer. Farsça'da "Işıkların Kralı" anlamına gelen Şah Cheragh, İmam Musa Kazım'ın oğullarından Seyyid Emir Ahmed'in türbesine ev sahipliği yapıyor. Türbe, 12. yüzyılda inşa edildi ve Safevî ile Kaçar dönemlerinde genişletildi. İslam mimarisinin en zarif örneklerinden biri olan türbe, özellikle içerideki aynalı mozaiklerle ünlü.
Türbenin içindeki ışık yansımaları, adeta bir yıldız denizini andırıyor ve benzersiz bir görsel şölen sunuyor. Özellikle akşam saatlerinde türbenin altın kubbesi ve minareleri ışıklandırıldığında ortaya çıkan manzara, türbenin "Işıkların Kralı" unvanını neden hak ettiğini gösteriyor.
70. Mermer Sarayı - Tahran
Tahran'ın önemli yapılarından biri olan Mermer Sarayı, İran'ın zengin sanat ve kültür mirasını yansıtan bir müze olarak hizmet veriyor. 1937 yılında Rıza Şah Pehlevi döneminde inşa edilen saray, başlangıçta kraliyet ailesinin özel konutu olarak kullanılmış, bugün ise İran Sanat Müzesi olarak hizmet veren yapı, ülkenin dört bir yanından nadir sanat eserleri sergileniyor. Sarayın mimarisi, geleneksel İran tarzını modern Avrupa etkileriyle harmanlayan zarif bir görünüme sahip.
Mermer Sarayı’nın iç mekânındaki detaylı oymalar, vitray parçaları ve göz alıcı mermer zeminler, büyüleyen bir atmosfer sunuyor. Ayrıca koleksiyonlardaki el yazmaları, resimler, heykeller ve seramik eserler, İran'ın yüzyıllar boyunca ustalıklarını gözler önüne seriyor.
Cumartesi günleri hariç haftanın her günü 09.00 ile 16.00 saatleri arasında açık.
Yolculuğa çıkmadan önce ihtiyacın olabilecek detayları seyahate hazırlık rehberi yazımızda topladık. Okumak için linke tıkla!
