Brüksel, Avrupa'nın en renkli ve dinamik başkentlerinden biri. Bu şehir muhteşem mimarisi, zengin tarihi, lezzetli çikolataları ve birinci sınıf sanat galerileriyle ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor. Brüksel'de gezilecek yerler listesinde seni şehrin simge yapıları ve gizli kalmış hazineleri bekliyor. Bu kent seni her noktadan yakalayacak ve içine çekecek potansiyele sahip.

Brüksel’de gezilecek yerlere geçmeden önce, şehre gidenlerin bize çok sorduğu birkaç soruyu senin için yanıtladık.

Brüksel'e hangi ayda gidilir?

Sonbahar ve kış aylarında yoğun yağış alan Brüksel’e ilkbahar ve yaz aylarında gitmeni öneriyoruz.

Brüksel-Amsterdam arası kaç dakika sürüyor?

Brüksel-Amsterdam arası trenle yaklaşık olarak 2-2.30 saat arası sürüyor.

Brüksel seyahati kaç gün olmalı?

Brüksel'i keşfetmek, doğa ile iç içe zaman geçirmek ve birbirinden lezzetli çikolataların tadına bakma için 3 gününü ayırmanı öneriyoruz.

1. Grand Place

Brüksel, Belçika.Lonca salonlarıyla çevrili pazar meydanı.

Grand Place, Brüksel'in kalbi ve ruhu, tarihle modernliğin muhteşem birleşimi. Bu meydan, adeta zamanın ötesinde bir yer gibi, ziyaretçilerini geçmişle bugün arasında bir yolculuğa çıkarıyor. Göz alıcı mimarisiyle, her bir taşında farklı bir hikaye barındıran bu yer, ziyaretçilerine unutulmaz anlar vaat ediyor. Grand Place, Brüksel'in merkezinde yer alıyor ve şehrin en önemli turistik noktalarından biri olma özelliğini taşıyor. Meydan, 17. yüzyıldan kalma altınla kaplı barok binalar ve gotik tarzda inşa edilmiş belediye binası ile çevrili. Bu yapılar, meydanın muazzam güzelliğini ortaya koyuyor ve ziyaretçilerini adeta büyülüyor.

1998 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine alınan bu eşsiz alan yılın her dönemi farklı etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Bu etkinlikler arasında en bilineni, iki yılda bir düzenlenen ve tüm meydanı kaplayan muhteşem çiçek halısı. Bu eşsiz eser, binlerce canlı çiçekten oluşuyor ve görenleri hayran bırakıyor. Ayrıca, Noel döneminde kurulan büyüleyici Noel pazarı, meydanı bir masal diyarına çeviriyor. Günümüzde, Grand Place sadece estetik bir güzellik sunmakla kalmıyor, aynı zamanda kültürel bir buluşma noktası olarak da işlev görüyor. Meydanda bulunan kafeler, restoranlar ve dükkanlar, yerel lezzetleri tatmak ve Brüksel'in canlı atmosferini deneyimlemek isteyenler için ideal. Burada bir kahve yudumlayarak, çevredeki tarihi binaların muhteşem manzarasına karşı düşüncelere dalabilirsin.

Brüksel’de tatil planlarsan mutlaka uğraman gereken yerlerden birisi olan Grand Place, sana tarih, sanat ve kültürün harmanlandığı eşsiz bir deneyim sunabilir. Meydanın büyüsüne kapılmadan önce, buranın sadece bir meydan olmadığını, aynı zamanda yaşayan bir tarih olduğunu sakın unutma.

Konum Linki

Yazar Notu: Burayı gündüz gezdikten sonra geceleri açılan aydınlatmalar ile de görmeni tavsiye ediyoruz.

2. Manneken Pis

Manneken Pis (Küçük adam Pee) veya le Petit Julien, Brüksel, Belçika'da bir dönüm noktası küçük bronz heykel

Brüksel'in kalbinde, bir sokak köşesinde küçük ama etkileyici bir figür olan Manneken Pis, kenti ziyaret edenlerin uğrak noktaları arasında yer alıyor. Bu bronz heykel, sadece 61 cm yüksekliğinde olmasına rağmen, Brüksel'in en meşhur simgelerinden biri haline gelmeyi başardı. Efsanelerle ve hikayelerle dolu bir geçmişe sahip olan bu küçük çocuk figürü, ziyaretçilere şehrin renkli karakterini ve mizah anlayışını sunuyor. Manneken Pis, kelime anlamıyla "İşeyen Çocuk" anlamına geliyor. 1619 yılında bronzdan dökülerek yapılan heykel, şehrin su sistemine hayat vermek üzere tasarlandı. Heykel, aslında Brüksel'in orta çağdan kalma zengin su geçmişine bir övgü olarak görülüyor. İlk bakışta sıradan bir çeşme gibi görünse de, Manneken Pis'in ardında çok daha fazlası yatıyor. Zaman içinde, Manneken Pis, yalnızca bir şehir simgesi olmanın ötesine geçti ve Brüksel'in kültürel mirasının bir parçası haline geldi.

Çeşitli festivallerde ve özel günlerde farklı kostümler giydirilmesi, onun bu kültürel öneminin bir göstergesi. 1000'den fazla kostümü bulunan bu küçük figür, dünya liderlerinin ziyaretleri sırasında ulusal kıyafetlerle donatılarak bir nevi diplomatik bir simge olarak da işlev görüyor. Efsanelere göre, Manneken Pis'in kökeni çok eskiye dayanıyor. Hakkında da birçok hikaye bulunuyor. Düşmanlar tarafından etrafı sarılan Brüksel’den çekilme kararı alan düşmanın, kentin altına döşediği patlayıcı maddelerin fitilinin bir çocuk tarafından üzerine işeyerek söndürülmesi bu hikayeler arasında en bilinenlerinden.

Manneken Pis'i ziyaret etmek, Brüksel'e gelen herkes için neredeyse bir ritüel halini aldı. Bu küçük çocuk figürü, şehrin tarihini, kültürünü ve halkının sıcaklığını yansıtan bir sembol olarak, ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatıyor. Sen de Brüksel gezinde bu harika yeri mutlaka ziyaret etmelisin.

Konum Linki

Yazar Notu: Manneken Pis’in etrafında bulunan kafelerde dinlenip, kentin özel tatlarını denemeni tavsiye ediyoruz.

3. Atomium

Brüksel Belçika'dan Atomium görünümü

Atomium, Belçika'nın başkenti Brüksel'in sembolü, insanlık tarihindeki bilimsel başarıların bir anıtı gibi yükseliyor. 1958 yılında, Expo 58 için inşa edilmiş bu yapı, bilim ve teknolojinin ilerlemesini simgeleyen, geleceğe dair umutları canlandıran bir eser olarak görülüyor. Yapının tasarımı, demirin kristal yapısını 165 milyar kat büyütülmüş şekilde temsil ediyor. Bu, o zamanlar için cesur ve yenilikçi bir fikirdi ve bugün bile ziyaretçileri hayretler içinde bırakmaya devam ediyor. Atomium, dokuz adet büyük küreden oluşuyor. Bu küreler, tıpkı bir demir kristali gibi, 12 devasa tüple birbirine bağlanmış şekilde. Her bir küre, farklı bir sergiye ev sahipliği yapıyor ve bilim, tasarım ve sanatın kesiştiği noktada yer alan bu sergiler, ziyaretçilerine eşsiz deneyimler sunuyor. Yapının en üst küresine çıkmak, Brüksel'in panoramik manzarasını seyretmek için benzersiz bir fırsat olabiliyor.

Şehrin dokusunu bu perspektiften görmek, unutulmaz bir anı olarak hafızalara kazınabiliyor. Atomium'un içinde gezinirken, geçmişle geleceğin iç içe geçtiğini hissedebilirsin. Yapının kendisi, modernizmin ve ilerlemenin bir simgesi olarak tasarlanmış olsa da, içeride sunulan sergiler ve etkinlikler, ziyaretçilere bilimin ve sanatın nasıl evrildiğini, toplum üzerindeki etkilerini anlatır. Atomium, aynı zamanda bir toplantı noktası olarak da kullanılıyor. Birçok kişi burada bir araya gelir, fikir alışverişinde bulunur ve ortak ilgi alanları üzerine sohbet ederler.

Ziyaretçiler için Atomium sadece bir turistik cazibe noktası değil, aynı zamanda düşünmeyi ve öğrenmeyi teşvik eden bir platform. Her yaştan insanı etkileyebilen bu yapı, bilimin ışığında umudu ve ilerlemeyi simgeliyor. Brüksel'de gezilecek yerler arasında bulunan, Atomium'u ziyaret etmek, şehrin sadece tarihi ve kültürel yönlerini değil, aynı zamanda bilimsel ve teknolojik başarılarını da keşfetmek için harika bir fırsat sunabilir.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 16 euro

Açık olduğu saatler

  • Her gün 10.00-18.00 saatleri arasında açık.

Yazar Notu: Atomium özellikle Pazar günleri kalabalık olabiliyor. Eğer pazar günü ziyaret etmeyi planlıyorsan biletini önceden online olarak almanı öneriyoruz.

4. Mini-Europe Minyatür

Mini-Europe Minyatür

Brüksel’deki Mini-Europe, Avrupa’nın en büyüleyici yerlerini tek bir yerde topluyor. Bu harika yer Avrupa’nın diğer kentlerinde bulunan ve birçok kişiyi büyüleyen eserlerini tek bir yerde görebilmenize imkan sunuyor. Mini-Europe, Avrupa’nın 27 ülkesinden 350’den fazla modeli içeriyor. Her bir model, orijinal yapıların mükemmel bir şekilde ölçeklenmiş bir kopyası. Kısa bir tur ile kendini Eiffel Kulesi’nin önünde bulabilir, sonra Venedik’in Grand Kanalı’nın yanına gidebilirsin. Her bir model, inanılmaz bir ayrıntıyla yapılmış ve gerçek yapılarına sadık kalmış. Mini-Europe, sadece binaları ve yapıları değil, aynı zamanda her ülkenin kültürünü ve tarihini de sergiliyor. Her modelin yanında, o yapı hakkında bilgi veren bir bilgi tablosu var. Bu, ziyaretçilere her ülkenin benzersiz özelliklerini ve tarihini öğrenme fırsatı sunuyor.

Burada Londra’nın ünlü Tower Köprüsü’nden Roma’daki Collesium’a kadar pek çok eseri görebilmek mümkün. Bu, Mini-Europe’un interaktif özellikleri ile de dikkat çeken bir yer. Ziyaretçiler, bir düğmeye basarak köprünün açılmasını sağlayabilirler. Mini-Europe, aynı zamanda çeşitli etkinlikler ve gösteriler de sunuyor. Her saat başı, Vesuvius Yanardağı’nın patlamasını canlandıran bir gösteri bu noktada örnek olabilir. Ayrıca, çocuklar için bir oyun alanı ve bir labirent de bulunuyor. Mini-Europe’un gece görünümü de görülmeye değer. Tüm modeller, geceyi aydınlatan ışıklarla donatılmış. Bu, ziyaretçilere, Avrupa’nın en ünlü yapılarının gece görünümünü deneyimleme fırsatı sunuyor. Mini-Europe, Avrupa’nın çeşitliliğini ve zenginliğini kutlayan bir yer. Burası, hem çocukların hem de yetişkinlerin keyif alabileceği, eğitici ve eğlenceli bir deneyim sunuyor. Brüksel’e yolun düşerse, Mini-Europe’u ziyaret etmeyi sakın unutma.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 20 euro

Açık olduğu saatler

  • Her gün 10.00-18.00 saatleri arasında açık.

Yazar Notu: Mini-Europe, mart ayına kadar kapalı. 9 Mart tarihinde kapılarını ziyaretçilere açıyor.

5. Brüksel Kraliyet Sarayı

Güzel bir yaz gününde Brüksel'deki Kraliyet Sarayı

Belçika'nın kalbinde, Brüksel'in göz kamaştırıcı merkezinde yer alan Kraliyet Sarayı, tarih boyunca birçok hikayeye ev sahipliği yaptı. Her köşesi, zarafet ve ihtişamla bezenmiş bu muazzam yapı, ziyaretçilerini adeta zamanın ötesine taşıyor. Şimdiki zamanı ve geçmişin derinliklerini bir araya getiren saray, her yıl binlerce gezginin uğrak noktası olmayı başarıyor. Sarayın kapılarından içeri adım attığında, kendini bir başka dünyanın içinde bulabilirsin. Burada, sanat ve mimarinin eşsiz birleşimiyle karşılaşırken, duvarlardaki resimler ve tavanlardaki freskler aracılığıyla Belçika'nın zengin tarihine tanıklık edebilirsin. Her bir salon, kraliyet ailesinin geçmişten günümüze uzanan hikayesini anlatırken, ziyaretçilerine adeta bir zaman yolculuğu sunuyor.

Brüksel Kraliyet Sarayı'nı özel kılan noktalardan biri de, halka açık olması ve belirli dönemlerde ziyaretçilere kapılarını sonuna kadar açması. Yaz aylarında, sarayın ihtişamlı odaları, muhteşem bahçeleri ve sanat eserleriyle dolu koridorları herkes tarafından keşfedilebilir. Bu, sarayın sadece bir yönetim merkezi olmadığını, aynı zamanda kültür ve tarihin paylaşıldığı bir alan olduğunu gösteriyor. Sarayın mimarisi, döneminin en ünlü mimarlarının elinden çıktı ve bu nedenle Avrupa'daki en gösterişli kraliyet saraylarından biri olarak kabul ediliyor. Neoklasik cephesi, geniş pencereleri ve detaylı işlemeleriyle, bu yapı adeta göz alıcı bir sanat eseri gibi duruyor. Burayı ziyaret ettiğinde, sarayın bahçelerinde yürüyüş yapabilir, mevsime göre değişen çiçeklerin ve bitkilerin arasında kaybolabilirsin.

Kraliyet Sarayı ziyareti, Brüksel'e gelen her turistin listesinde mutlaka olmalı. Burası, sadece mimari bir harika değil, aynı zamanda Belçika'nın ruhunu ve tarihini hissedebileceğin bir yer. Saray, geçmişin sırlarını, bugünün zarafetini ve geleceğin umutlarını bir arada barındırdığı için mutlaka görülmeli.

Konum Linki

Yazar Notu: Saray günümüzde geçici olarak ziyarete kapalı. Ancak Brüksel gezi planı yaptığın tarih aralığında açık olup olmadığını kontrol edebilirsin.

6. Belçika Çikolata Müzesi

Belçika Çikolata Müzesi

Belçika Çikolata Müzesi, Brüksel’deki eski Victoria çikolata ve bisküvi fabrikasının korunmuş mirasında hayat bulan 900 metrekarelik bir alanda tarih, kültür ve çikolata eğlencesi sunuyor. Müzede çikolatanın her aşamasını görebilir, tarihini inceleyebilir ve oluşturduğu ekonomi konusunda net bilgiler edinebilirsin. Tüm bu bilgiler, ziyaretçinin tüm duyularına hitap eden bir sahneleme ile sunuluyor. Belçika Çikolata Müzesi, çikolatanın, ulusal mirasın önemli bir unsuru olan hikayesini anlatıyor. Müze, çikolatanın seralar, kıtalar ve teknikler boyunca yolculuğunu gösteriyor. Kurslar yetişkinler ve çocuklar için iki seviyede ve 7 dilde mevcut.

Belçika Çikolata Müzesi, eğitim, düşünce ve hafıza için etkileşimli bir alan olmayı hedefliyor. Müze, çikolatanın tarihini ve kültürünü anlatmanın yanı sıra, çikolatanın çeşitli kullanımlarını ve çeşitliliğini de gösteriyor. Çikolatanın ekonomisi hakkında bilgi verirken, çikolatanın faydalarını da vurguluyor. Belçika Çikolata Müzesi, çikolatanın çeşitli yönlerini keşfetmek için mükemmel bir yer.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 24 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi günleri kapalı, diğer günler 10.00-18.00 saatleri arasında açık.

7. St. Michael ve St. Gudula Katedrali

St. Michael ve St. Gudula Katedrali - Brüksel, Belçika'daki Treurenberg Tepesi'ndeki Roma Katolik kilisesi.

Belçika’nın başkenti Brüksel’de bulunan St. Michael ve St. Gudula Katedrali, gotik mimarinin en etkileyici örneklerinden birisi olarak yükseliyor. Bu tarihi yapı, hem dini bir mekan olarak hem de turistik bir cazibe merkezi olarak önem taşıyor. Katedral, 11. yüzyılda inşa edilen bir Romanesk kilisenin temelleri üzerine yükseliyor. Yaklaşık 300 yıl süren bir inşaat sürecinin ardından 13. yüzyılın sonunda tamamlanan katedral, başlangıçta sadece St. Michael Katedrali olarak anıldı. Ancak ilerleyen yıllarda bu yapı, 8. yüzyılda yaşamını yitiren Aziz Gudula’nın kalıntılarının buraya getirilmesiyle günümüzdeki adını da aldı.

Katedralin iç mekanı, görkemli sütunlar, vitray pencereler ve tarihi detaylarla süslü. Merkez koridorun sağ tarafında, 1699 yılına ait ahşaptan yapılmış güzel bir Barok minber bulunurken, 17. yüzyıldan kalan günah çıkarma hücresi de ziyaretçileri etkilemeye devam ediyor.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • Her gün 08.00-18.00 saatleri arasında açık.

İpucu: ENUYGUN’da erken alınan biletler için özel fiyatlar bulunuyor. Bir sonraki sene için tatilini ocak ayı sonuna kadar planlarsan uçak biletini çok daha uygun alabileceğini unutma! Seyahatinin ilk adımı olan Brüksel uçak bileti almak için tıkla.

Uçak Bileti

8. Belçika Kraliyet Sanat Müzeleri

Belçika Kraliyet Sanat Müzeleri iç görünümü

Belçika’nın başkenti Brüksel’de bulunan Kraliyet Sanat Müzeleri, sanat severler için bir cennet. Müzeler, ziyaretçilere geniş bir sanat koleksiyonu sunduğu için büyük ilgi odağı haline geldi. Burada, Orta Çağ’dan 21. yüzyıla kadar uzanan dönemlerden eserler bulunuyor. Müzeler, esas olarak Eski Sanatlar Müzesi ve Modern Sanatlar Müzesi olmak üzere iki ana bölüme ayrılıyor. Eski Sanatlar Müzesi, 15. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar olan döneme odaklanıyor. Burada, Flaman Primitifleri olarak da bilinen Eski Hollandalı ustaların eserlerini görebilirsin. Bu eserler, detaylara olan inanılmaz dikkatleri ve renk kullanımlarıyla ünlü. Modern Sanatlar Müzesi ise 19. yüzyıldan günümüze kadar olan döneme kadar olan dönemin eserlerini gösteriyor. Burada, izlenimcilikten sürrealizme, kubizmden pop art’a kadar birçok farklı sanat akımının örneklerini bulabilmek mümkün. Bu müze, sanatın nasıl evrildiğini ve değiştiğini görmek için harika bir yer.

Belçika Kraliyet Sanat Müzeleri, sanatın farklı yönlerini keşfetmek ve sanat tarihine bir yolculuk yapmak için mükemmel bir alan. Her ziyaret, yeni bir keşif ve öğrenme fırsatı olabilir. Bu nedenle Brüksel gezinde bu harika yeri keşfetme şansını kaçırma

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 10 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi kapalı, diğer günler 11.00-18.00 saatleri arasında açık.

Yazar Notu: Her ayın ilk çarşamba günü saat 13.00 sonrasında ücretsiz olarak burayı gezebilirsin.

9. Parlamentarium

Avrupa’nın en büyük parlamento ziyaretçi merkezi

Brüksel’deki Parlamentarium, Avrupa Parlamentosu’nun ziyaretçi merkezi olarak biliniyor. Bu yer, Avrupa’nın en büyük parlamento ziyaretçi merkezi olup, dünya genelinde boyut olarak ikinci sırada yer alıyor. Parlamentarium, Avrupa Parlamentosu’nun kalbine ziyaretçileri götürüyor ve Avrupa entegrasyonunun yolunu, Avrupa Parlamentosu’nun nasıl çalıştığını ve üyelerinin bugünün zorluklarıyla nasıl başa çıktığını açıklıyor. Parlamentarium, tasarımı gereği dinamik ve etkileşimli olacak şekilde inşa edilmiş.

Avrupa Birliği’nin 24 resmi dilinde deneyimlenebilir, bu da ziyaretçilerin her yaştan Avrupa politikalarını keşfetmek için mükemmel bir yer olduğunu gösterir. Parlamentarium, Avrupa Parlamentosu’nun Espace Léopold kompleksinde bulunuyor. Bu yer, ziyaretçilere Avrupa Parlamentosu’nun dünyasını keşfetme fırsatı sunuyor. Parlamentarium, Avrupa politikalarını hiç olmadığı kadar önce deneyimleme fırsatını ziyaretçilerle bir araya getirdiği için oldukça önemli.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Ücretsiz

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi günleri 13.00-18.00, Salı-Cuma günleri 09.00-18.00, hafta sonları 10.00-18.00 saatleri arasında açık.

10. Cinquantenaire Parkı

Cinquantenaire Parkı

Cinquantenaire Park, Brüksel’in kalbinde yer alıyor. Şehrin hızlı temposundan kaçmak isteyenler için mükemmel bir sığınak. Parkın geniş alanları, insanların rahatlamasını, piknik yapmasını veya sadece güneşin tadını çıkarmasını sağlıyor. Parkın içinde, çeşitli tarihi ve sanatsal eserlerin sergilendiği üç büyük müze bulunuyor. Bunlar, otomobil tarihine adanmış Autoworld, askeri tarihle ilgilenenler için Silahlı Kuvvetler Kraliyet Müzesi ve sanat severler için Sanat & Tarih Müzesi şeklinde sıralanıyor. Bu müzeler, ziyaretçilere hem eğitici hem de eğlenceli bir deneyime hazırlıyor. Cinquantenaire Park’ın en belirgin özelliği ise muhteşem Cinquantenaire Kemeri.

Bu büyüleyici yapı, parkın merkezinde yer alıyor ve ziyaretçilere unutulmaz bir manzara sunuyor. Park ayrıca, çeşitli etkinliklere ve festivallere ev sahipliği yapıyor. Yaz aylarında, parkta konserler, açık hava sineması gösterimleri ve çeşitli kültürel etkinlikler düzenleniyor. Bu etkinlikler, hem yerel halkın hem de turistlerin ilgisini çekiyor ve parka canlılık katıyor. Cinquantenaire Park’ın yeşil alanları ve geniş yürüyüş yolları, spor yapmayı sevenler için ideal. Koşucular, bisikletçiler ve yürüyüşçüler, parkın güzel manzaraları eşliğinde egzersiz yapmanın keyfini çıkarıyor.

Park, tüm bu özellikleriyle, Brüksel’deki her ziyaretçinin mutlaka görmesi gereken bir yer. Hem tarih ve sanat severler, hem de doğa ve spor tutkunları için mükemmel bir destinasyon. Bu park, Brüksel’in kalbindeki bu yeşil cenneti keşfetmek için harika bir fırsat.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • 24 saat açık

11. Autoworld

Autoworld iç görünümü

Brüksel’deki Autoworld, otomobil tarihine adanmış bir müze. İçerisinde birçok klasik otomobil bulunuyor. Müze, otomobil tarihini ve evrimini anlatıyor. Bu yer otomobil meraklıları için adeta bir cennet niteliğinde. Autoworld, otomobil tarihini ve teknolojisinin gelişimini anlatan bir dizi sergiye ev sahipliği yapıyor. Sergiler, otomobillerin tarih boyunca nasıl değiştiğini ve geliştiğini gösteriyor. Ayrıca, müze, otomobil tarihinde önemli bir rol oynayan belirli markalar ve modeller hakkında bilgi veriyor. Müze, otomobil tarihine dair geniş bir bilgi birikimine sahip. Burada otomobillerin nasıl çalıştığını, nasıl üretildiğini ve nasıl geliştiğini öğrenebilme şansına sahipsin. Kısacası Cinquantenaire Parkı’na yapacağın gezi sırasında klasikten günümüze kadar gelen eşsiz otomobilleri görmek istersen Autoworld’e gelebilir ve burayı keşfedebilirsin.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 17 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi-Cuma: 10.00-17.00

  • Haftasonu: 10.00-18.00 saatleri arasında açık

12. Silahlı Kuvvetler ve Askeri Tarih Kraliyet Müzesi

Silahlı Kuvvetler ve Askeri Tarih Kraliyet Müzesi

Askeri tarihe meraklıysan Brüksel’de bulunan Silahlı Kuvvetler ve Askeri Tarih Kraliyet Müzesi’ni ziyaret edebilirsin. Bu muhteşem müze, askeri tarihin geniş bir yelpazesini kapsıyor. İçeri girer girmez, çeşitli dönemlere ait askeri araçlar ve silahlarla karşılaşabilirsin. Her biri, geçmişin belirli bir dönemine ışık tutuyor. Müzede dolaşırken, farklı savaşların ve çatışmaların nasıl geliştiğini öğrenme şansın da var. Her bir sergi, o dönemin askeri teknolojisinin ve stratejilerinin bir yansıması. Bu, tarihin daha geniş bir perspektiften anlaşılmasını sağlıyor. Müzenin en dikkat çekici bölümlerinden biri, II. Dünya Savaşı koleksiyonu. Bu bölümde, savaşın seyrini değiştiren birçok önemli olay ve kararın detaylarına dikkat çekiliyor. Ayrıca, savaşın insanlar üzerindeki etkisini gösteren kişisel eşyalar ve anılar da sergileniyor. Müzenin bir başka dikkat çekici bölümü ise havacılık sergisi. Bu bölüm, ilk uçakların geliştirilmesinden modern jetlere kadar havacılık tarihini kapsıyor. Ayrıca, birçok farklı uçağın gerçek boyutlu modellerini görmek mümkün.

Müze, askeri tarihe ilgi duyan herkes için kaçırılmaması gereken bir yer. Hem bilgilendirici hem de düşündürücü bir deneyim sunuyor. Silahlı Kuvvetler ve Askeri Tarih Kraliyet Müzesi, tarihin derinliklerine bir yolculuk sunuyor ve ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim yaşatıyor.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 12 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi kapalı, diğer günler 09.00-17.00 arasında açık

13. Sanat ve Tarih Müzesi

Sanat ve Tarih Müzesi

Brüksel’in merkezinde ve muhteşem bir yeşil parkın içinde, sanat ve tarihle dolu bir yolculuğa çıkartacak Sanat ve Tarih Müzesi’nde, prehistoryadan Merovingler dönemine kadar olan ulusal arkeolojik eserleri görebilirsin. Ayrıca Mısır, Yakın Doğu, İran ve Antik Yunan’dan kalma eserler de sergileniyor. Bu müzenin yıldızları arasında Mısır lahitleri ve Yunan vazoları koleksiyonları, Apamea’dan büyük mozaik zemin ve Antik Roma modeli bulunuyor. Aynı zamanda Çin, Güneydoğu Asya, Orta Asya, İslam dünyası, Amerika ve Okyanusya’dan gelen non-Avrupa sanat hazineleri de misafirlerle buluşturuluyor.

Özellikle pre-Kolomb dönemi sanat koleksiyonu ve Paskalya Adası’ndan devasa heykel oldukça dikkat çekici. Avrupa dekoratif sanatından da temsilci örnekler bulunuyor. Bunlar arasında Romanesk Sanat’tan Art Deco’ya kadar uzanan bu koleksiyon içinde Mosan litürjik hazineleri, halılar, rötablesler, cam eşyaları ve Art Nouveau figürleri yer alıyor. Sanat ve Tarih Müzesi, seni tarih ve sanatın büyülü dünyasına davet ediyor.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 10 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi kapalı, diğer günler 09.30-17.30 arasında açık

14. Belçika Çizgi Roman Müzesi

Belçika Çizgi Roman Müzesi

Brüksel’deki Belçika Çizgi Roma Müzesi, çizgi roman sanatının kalbinin attığı bir yer. Burası, çizgi romanın tüm yönlerini keşfetmek için mükemmel bir yer. Çizgi romanın tarihini, evrimini ve çeşitli stillerini anlamak için birçok sergi var. Müze, çizgi romanın sanatsal ve kültürel önemini vurguluyor. Çizgi romanın bir sanat formu olarak kabul edilmesine yardımcı olan birçok öncü sanatçının eserlerini sergiliyor. Bu sanatçılar arasında Hergé, Peyo ve Franquin gibi isimler bulunuyor. Müze, çizgi romanın farklı türlerini ve stillerini de sergiliyor. Klasik kahraman hikayelerinden, bilim kurguya, fantastik hikayelere kadar birçok türü bulabilirsiniz. Ayrıca, çizgi romanın farklı coğrafyalardaki etkisini ve evrimini de görebilirsin.

Müze, çizgi romanın sadece çocuklar için olmadığını, yetişkinlerin de keyif alabileceği bir sanat formu olduğunu gösteriyor. Çizgi romanın yetişkinler için olan yönünü keşfetmek isteyenler için burada bulunan alanlar konuya ışık tutuyor. Müzenin içinde ayrıca bir çizgi roman kitapçısı ve bir kafe de bulunuyor. Kitapçıda, dünyanın dört bir yanından çizgi romanları bulabilirsiniz. Kafe ise, çizgi roman okurken bir şeyler içmek için mükemmel bir yer.

Belçika Çizgi Roman Müzesi, çizgi roman sanatını keşfetmek ve anlamak için mükemmel bir yer. Hem çizgi roman severler hem de yeni başlayanlar için birçok bilgi sunuyor. Bir sonraki Brüksel ziyaretinizde mutlaka görmelisin.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 13 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazar ve Pazartesi günleri kapalı, diğer günler 10.00-18.00 saatleri arasında açık

15. Brüksel Belediye Binası

Ünlü Grand Place'de bulunan Brüksel Belediye Binası - Brüksel, Belçika

Brüksel Belediye Binası, Belçika’nın kalbinde yer alıyor. Bu muhteşem yapı, Brüksel’in önemli meydanlarından olan Grand Place’da bulunuyor ve şehrin en önemli simgelerinden biri. İhtişamlı bir görünüme sahip olan bina, Gotik mimari tarzında inşa edilmiş. Yüksek kulesi, şehrin siluetine hakim oluyor ve ziyaretçilerine unutulmaz bir manzara sunuyor. Bina, 15. yüzyılda inşa edilmiş ve o zamandan beri birçok restorasyon geçirmiş.

İçinde Brüksel’in tarihini ve kültürünü anlatan birçok eser bulunuyor. Bu eserler arasında, çeşitli dönemlere ait tablolar, heykeller ve diğer sanat eserleri yer alıyor. Brüksel Belediye Binası’nı ziyaret etmek, şehrin tarihini ve kültürünü daha yakından tanıma fırsatı sunuyor. Binanın içerisindeki eserler, Brüksel’in zengin tarihini ve kültürel mirasını yansıtıyor. Ayrıca, binanın muhteşem mimarisi ve detayları, ziyaretçilerini büyülüyor. Brüksel Belediye Binası, hem yerel halkın hem de turistlerin uğrak noktalarından biri. Burası, çeşitli etkinliklere ve festivallere ev sahipliği yapıyor. Bu etkinlikler, şehrin canlılığını ve kültürel çeşitliliğini gösteriyor.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 15 euro

Açık olduğu saatler

  • Hafta sonu kapalı, hafta içinde 08.30-17.30 arasında ziyarete açık

16. Egmont Sarayı

 Egmont Sarayı,  Belçika'daki Petit Sablon Meydanı'nda bulunan büyük bir konaktır.

Egmont Sarayı, Brüksel’in en önemli eserleri arasında bulunan ve neoklasik tarza inşa edilen bir saray. İlk olarak 1548 ve 1560 yılları arasında Lüksemburg Kontesi Françoise ve Egmont Kontu Lamoral için yapıldı. Günümüzde, Belçika Dışişleri Bakanlığı tarafından resepsiyonlar, konuk evi ve konferans merkezi olarak kullanılıyor. Saray, Brüksel’in şehir merkezinin güneydoğu bölgesinde, Sablon/Zavel bölgesinde yer alıyor.

1560 yılında, oğlu Egmont Kontu Lamoral, yanına Flaman Rönesans tarzında inşa edilmiş yeni bir konut olan Grand Hôtel d’Egmont (“Büyük Egmont Oteli”) eklendi. Ancak, 1568 yılında Alba Dükü’nün emriyle idam edildi. Mahkumiyetinin ardından bu mülkler Egmont ailesine geri verildi. Egmont Sarayı’nın görünümü 18. ve 19. yüzyıllarda büyük ölçüde değiştirildi. 1892 yılında bir yangın sonucunda kısmen tahrip olan saray, daha sonra tekrar inşa edildi. Egmont Sarayı, tarihi bir mekan olmasının yanı sıra, devlet başkanları ve hükümetlerin ağırlanması ve sayısız uluslararası konferansın düzenlendiği önemli bir diplomatik sahne. 500 yıldan fazla bir tarih, bu duvarlar arasında yer alıyor. Sarayın mimarisi, ziyaretçileri tarafından çok beğeniliyor.

Konum Linki

17. Kraliyet Meydanı

Brüksel - Saint Jacques sur Coudenberg Kilisesi ve Godefroid Van Bouillon anıtının bulunduğu Kraliyet Meydanı.

Brüksel’deki Kraliyet Meydanı, tarihi ve kültürel zenginliğiyle dikkat çeken bir mekan. Şehrin kalbinde yer alıyor ve etrafı çeşitli müzeler ve sanat galerileriyle çevrili. Bu meydan, Brüksel’in en önemli turistik noktalarından biri olarak kabul ediliyor. Kraliyet Meydanı, kraliyet ailesinin resmi etkinliklerine ev sahipliği yapmasıyla biliniyor. Meydanın etrafındaki binalar, 18. yüzyıldan kalma neoklasik mimari tarzını yansıtıyor.

Bu binalar, tarih boyunca birçok önemli olaya tanıklık etti. Meydanın hemen yanında, ünlü Magritte Müzesi, Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi gibi önemli alanlar bulunuyor. Kraliyet Meydanı, aynı zamanda çeşitli kafe ve restoranlara da ev sahipliği yapıyor. Burada, Belçika mutfağının en lezzetli yemeklerini tadabilirsin. Özellikle Belçika’nın ünlü çikolatalarını ve waffle’larını denemeden geçme. Meydanın hemen altında, Brüksel’in en büyük parklarından biri olan Warandepark bulunuyor. Bu park, şehrin gürültüsünden uzaklaşıp doğayla baş başa kalmak istersen bunun için ideal bir yer. Kraliyet Meydanı, tarihi ve kültürel zenginliği, lezzetli yemekleri ve huzurlu atmosferiyle Brüksel’deki ziyaretinin en unutulmaz noktalarından biri olabilir. Bu meydanı ziyaret etmek, Brüksel’deki deneyimini tamamlamanın en iyi yollarından biri. Bu nedenle, Brüksel’e gelen her turistin bu meydana uğramasını gerekiyor.

Konum Linki

18. Brüksel Parkı

Parc de Bruxelles'de sonbahar manzarası

Brüksel Parkı, Brüksel’in kalbinde yer alan büyüleyici bir yeşil alan. Bu park, şehrin ilk halka açık parkı olma özelliğini taşıyor. Park, Burgonya Dükleri ve İspanyol Hollanda Valileri’nin parkının kalıntıları üzerine inşa edildiği biliniyor. Federal Parlamento ve Kraliyet Sarayı arasında konumlanıyor. Bu da onu güç ve monarşi sembolleri arasında bir yeşil vaha haline getiriyor. Park, neoklasik tarzda tasarlanmış ve geniş havuzuna açılan geniş yollar, simetrik hizalamalar ve muhteşem manzaralar sunuyor. Greko-Roman mitolojisinin heykellerini, Vauxhall’ı, bir bandstand’ı, Théâtre Royal du Parc’ı, Guinguette Royale’ı ve hatta Kiosk Radio’yu bulabilirsin.

Bu yerler, ağaçların altında dans edebileceğiniz bir barı da içerisinde barındırıyor. Brüksel Parkı, 1830 devrimi sırasında Brüksel halkı için şiddetli savaşların yaşandığı bir yerdi. Bu park, şehrin tarihini ve kültürünü yansıtan bir yer. Ayrıca, parkın içinde yer alan çeşitli etkinlikler ve festivallerle de tanınıyor. Bu etkinlikler, yerel halkın ve turistlerin parkı ziyaret etmesini ve Brüksel’in canlı kültürünü deneyimlemesini sağlıyor. Brüksel Parkı, tarihi ve kültürel önemi, güzel manzaraları ve çeşitli etkinlikleri ile Brüksel’deki en önemli turistik yerlerden biri. Bu park, hem yerel halkın hem de turistlerin keyifli bir zaman geçirebileceği, rahatlayabileceği ve Brüksel’in güzelliğini ve tarihini keşfedebileceği bir yer.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Ücretsiz

Açık olduğu saatler

  • 24 saat boyunca açık

Yazar Notu: Park hafta sonları kalabalık olabiliyor. Bu nedenle gezi planını hafta içerisinde yapmanı tavsiye ediyoruz.

19. Sanat Tepesi

Brüksel, Belçika'da güzel binalar ve belediye binası kulesinin bulunduğu Arts Mountain meydanında sabah manzarası

Mont des Arts, adını Fransızca’da “Sanat Tepesi” anlamına gelen isminden alıyor. Burası, şehrin en önemli müzelerinden bazılarına ev sahipliği yapıyor. Dolayısıyla Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi burada bulunuyor. Bu müze, eski ve modern sanat eserlerine ev sahipliği yapıyor. Bölge ayrıca, Brüksel’in panoramik manzarasını sunan bir bahçeyi de içerisine dahil ediyor. Bahçe, ziyaretçilere şehrin muhteşem manzarasını sunuyor. Ayrıca, bahçede birçok heykel ve sanat eseri bulunuyor. Sanat Tepesi, aynı zamanda çeşitli kültürel etkinliklere ve festivallere de ev sahipliği yaptığı için zaman zaman yoğun ilgi görebiliyor. Bu etkinlikler, bölgenin canlı ve dinamik atmosferini yansıtıyor. Bölgedeki bir diğer önemli yapı ise Kraliyet Kütüphanesi. Bu kütüphane, çok sayıda kitap ve belgeye ev sahipliği yapıyor. Kütüphane, bilim insanları ve araştırmacılar için önemli bir kaynak olarak görülüyor ve Belçikalılar tarafından sıkça ziyaret ediliyor. Mont des Arts’ın yakınında bulunan Grand Place da bulunması bu çevredeki diğer eserleri görmenize olanak tanıyor. Sanat Tepesi, sanat, kültür ve tarih dolu bir bölge. Burası, Brüksel’i ziyaret eden herkesin görmesi gereken bir yer.

Konum Linki

20. Notre-Dame Şapel Kilisesi

Brüksel'deki Our Lady Şapeli (Notre Dame de la Chapelle) Kilisesi

Brüksel’in tarihi merkezinde, Marolles/Marollen bölgesinde yer alan Notre-Dame Şapel Kilisesi, ya da diğer adıyla Meryem Ana Kilisesi, şehrin en eski anıtlarından birisi. Bu kilise, hem tarihi hem de mimari açıdan büyüleyici bir yapı olması ile öne çıkıyor. Kilisenin kökleri, 1134 yılına kadar uzanıyor. O zamanlar, bu yerde bir şapel olduğu biliniyor. Bu şapel, Brüksel’in dışında, bir manastırın yanında yer alıyordu. Bu manastır, Cambrai’nin Kutsal Mezar Manastırı’na aitti ve burada bir manastır kurmuşlardı. Kilisenin yapımına 1210 yılında başlandı ve bu süreçte, kilise, Romanesk-Gotik geçiş stilinde inşa edildi. 1405 yılında çıkan bir yangın sonrasında, kilisenin ana bölümü, Brabant Gotik tarzında yeniden inşa edildi ve yan şapellerle genişletildi. 18. yüzyılda, kiliseye Barok tarzında bir çan kulesi eklendi. Bu çan kulesi, kilisenin dikkat çeken özelliklerinden biri. Kilise, 1936 yılında tarihi bir anıt olarak belirlendi ve bu statüsünü bugüne kadar korudu.

Notre-Dame Şapel Kilisesi, Brüksel’in tarihi ve kültürel mirasının önemli bir parçası. Bu kilise, hem mimari güzelliği hem de tarihi değeri ile ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor. Bir sonraki Brüksel ziyaretinizde, bu kiliseyi görme fırsatını kaçırmaman gerekiyor.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • Pazar ve Pazartesi kapalı, diğer günler 10.00-16.00 arasında açık.

21. Sablon Meryem Ana Kilisesi

Brüksel. Sablon'daki Zafer Meryem Ana Kilisesi.

Brüksel'in kalbinde, tarihi Sablon bölgesinde yer alan Sablon Meryem Ana Kilisesi, şehrin en etkileyici yapılarından biri. Bu gotik tarzdaki kilise, zengin tarihi ve muhteşem mimarisi ile ziyaretçilerini büyülüyor. İçerisinde dolaşırken, ince işçiliği ve detaylarıyla dikkat çeken vitray pencereleri görmekten kendini alamayabilirsin. Kilisenin içinde, ziyaretçileri karşılayan büyüleyici bir atmosfer var. Yüksek tavanları, zarif sütunları ve detaylı oymaları ile bu mekan, sakinliği ve huzuru arayanlar için ideal bir yer. Burada geçirdiğin zaman boyunca, tarihin ve sanatın birleştiği bu muhteşem mekanın etkileyici atmosferini hissedebilirsin. Kilisenin dışı da içi kadar etkileyici. Gotik tarzın tipik özellikleri olan sivri kemerler, yüksek kuleler ve detaylı taş işçiliği, bu yapıyı çevreleyen diğer binalardan ayırıyor. Kilisenin önündeki geniş meydan, hem yerlilerin hem de turistlerin buluşma noktası. Burada oturup, kilisenin muhteşem görüntüsünü izlerken, Brüksel'in hareketli yaşamını da deneyimleyebilirsin.

Sablon Meryem Ana Kilisesi, Brüksel ziyaretinizin olmazsa olmazlarından biri olmalı. Bu tarihi ve sanatsal öneme sahip mekan, sadece bir kilise olmanın ötesinde, Brüksel'in kültürel mirasının bir parçası. Burayı ziyaret etmek, bu şehrin tarihini ve sanatsal zenginliğini daha yakından tanıma fırsatı sunuyor.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • Her gün 10.00-18.00 saatleri arasında açık

22. Bois de la Cambre

Bois de la Cambre ve Ixelles, Brüksel, Belçika'daki parkı

Bois de la Cambre, Brüksel’in kalbinde yer alan bir park. Şehrin güneyinde yer alıyor. Park, 1.23 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor ve bu alan, şehrin güneydoğusunda derinlere nüfuz eden Sonian Ormanı’nın doğal bir uzantısı olması ile öne çıkıyor. Parkın içinde, merkezinde Robinson Adası olan 6 hektarlık büyük bir yapay göl bulunuyor. Robinson Adası’nda Chalet Robinson adında bir de restoran bulunuyor. Park, 1861’de Alman mimar Édouard Keilig tarafından tasarlandı. Projesi, bitki ve yolların düzensizliği, güzel görsel kaçışlara izin veren kitleler ve boşlukların alternatif kullanımı ve pitoresk sahnelerin yaratılması ile karakterize edilen İngiliz peyzajcılığına dayanıyor. Bois de la Cambre, Brüksel’in 'Central Park’ı olarak kabul ediliyor. Burası tamamen sınıflandırılmış ve ‘Natura 2000’ özel koruma alanı olarak belirlenmiş.

Park, adını yakınındaki La Cambre Manastırı’ndan alıyor. Parkta güzel havalarda piknik yapmak oldukça popüler bir etkinlik. Ayrıca, Bois de la Cambre, geniş yeşil alanı şehrin sınırlarının dışına taştığı için sık sık yürüyüşçüler ve koşucular tarafından tercih ediliyor. Bois de la Cambre, doğanın şehir alanını yeniden ele geçirmesine izin veren, Brüksel ve Belçika’nın benzersiz yeşil mirası. Bu harika yeri ziyaret ederek muhteşem bir gün geçirebilirsin.

23. La Cambre Manastırı

Abbey de la Cambre, Brüksel, Ixelles, Belçika'da 13. yüzyıldan biliniyor

La Cambre Manastırı, Brüksel’in kalbinde yer alan tarihi bir yer. Şu anda bir sanat ve tasarım okulu olarak hizmet veren manastırın kendisi, geniş ve huzurlu bir parkın ortasında yer alıyor. Park, yerliler ve turistler arasında popüler bir dinlenme ve piknik alanı olarak da kullanılabiliyor. Manastırın içinde, dikkat çeken bir kilise bulunuyor. Bu kilise, gotik mimarinin güzel bir örneği ve hala düzenli olarak hizmet veriyor. Kilisenin yanı sıra, manastırın kendisi de bir dizi etkileyici bina ve yapıya ev sahipliği yapıyor. Bunlar arasında bir dizi atölye, bir kütüphane ve bir dizi sanat galerisi bulunuyor.Manastırın çevresindeki park, çeşitli bitki ve ağaç türlerini barındırıyor. Bu, parkı yıl boyunca renkli ve canlı bir görünüm kazandırıyor. Parkın merkezinde, büyük bir gölet bulunuyor. Göletin etrafında oturup, suyun üzerinde yüzen ördekleri ve kuğuları izlemek harika bir etkinlik olabilir.

La Cambre Manastırı, tarihi ve kültürel önemi, güzel mimarisi ve huzurlu parkı ile Brüksel’in en değerli yerlerinden biri. Hem yerliler hem de turistler için keyifli ve huzurlu bir deneyim sunuyor. Bu nedenle, Brüksel’e bir gezi planlıyorsan, La Cambre Manastırı’nı ziyaret etmeyi düşünmelisin.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • Her gün 06.00-18.00 arasında açık

24. Sainte-Marie-Madeleine Kilisesi

Brüksel, Belçika, Mary Magdalene Şapeli

Brüksel’in kalbinde, Grand-Place’ın hemen güneyinde, tarihi kent merkezinin bir parçası olarak yer alan Église Sainte-Marie-Madeleine, ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunuyor. Bu küçük dini yapı, gotik tarzda inşa edilmiş ve üzerinde yüzyıllar boyunca birçok değişiklik yapılmış. İlk olarak 13. yüzyılda inşa edilen bu yapı, zamanla farklı mimari stillerle zenginleştirilmiş. Église Sainte-Marie-Madeleine, tarihi ve mimari açıdan büyük öneme sahip. Yapının en eski kısmı, Brabant gotik tarzında ve 15. yüzyıldan kalma. Ancak bazı bölümler çok daha eski. Kilise, zaman içinde birçok değişikliğe uğramış ve farklı dönemlerde farklı stillerde inşa edilmiş ve restore edilmiş. Kilise, bir zamanlar Frères Saccites adlı bir rahip topluluğunun bir parçasıydı. 13. yüzyılda kurulan bu topluluk, daha sonra kapatıldı ve kilise, Saints Michel ve Gudule heyeti kilisesinin mülkiyetine geçti. Daha sonra bir hastaneye dönüştürüldü. Kilise, 1579 ile 1585 yılları arasında, Kalvinist dönemde, reform kilisesi olarak hizmet verdi. Bu dönemde, manastırın kalıntıları yıkıldı. Kısa süreliğine bir cumhuriyetin düşüşünden sonra, kilise tekrar Katolik kilisesi olarak kullanılmaya başlandı. 1695’teki Fransız bombardımanında kısmen yıkılan kilise, daha sonra yeniden inşa edildi ve Barok tarzında bir yan kanat eklendi. 1798 ve 1804 yıllarında Fransız işgali sırasında kapatılan kilise, daha sonra Brüksel şehrinin bir okuluna dönüştürüldü. 1840’ta tekrar ibadete açıldı. 20. yüzyılın başında, kilise, Kuzey-Güney demiryolu bağlantısının ve merkez istasyonunun inşası için şehir tarafından kamulaştırıldı. Bu çalışmalar yarım yüzyıl boyunca sürdü ve bu süre zarfında kilise, bitişik konutlardan ayrıldı.

Bugün Église Sainte-Marie-Madeleine, hem içeride hem de dışarıda güzel bir kilise ve güzel bahçelerle çevrili. Bu nedenle, Brüksel’de gezilecek yerler listesi yaparken burayı da listene eklemeyi düşünmelisin. Bu tarihi ve mimari açıdan önemli yapı, Brüksel’in kalbindeki bu küçük cenneti keşfetmek için mükemmel bir fırsat sunuyor.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • Her gün 10.00–12.00 ve 14.30–16.30 saatleri arasında açık.

25. Sainte-Catherine Kilisesi

Sainte Catherine Katedrali, suya yansıyan, Brüksel, Belçika

Brüksel’deki Sainte-Catherine Kilisesi, şehrin kalbinde yer alıyor. Bu tarihi yapı, Brüksel’in en eski ve en önemli dini yapılarından biri. Kilise, gotik mimari tarzında inşa edilmiş ve bu tarzın en güzel örneklerinden biri. İçerisinde dikkat çeken detaylar içerisinde vitray pencereler ve zarif taş işçiliği yer alıyor. Sainte-Catherine Kilisesi, hem yerel halkın hem de turistlerin uğrak noktalarından biri. Kilisenin hemen yanında bulunan meydan, çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Özellikle Noel döneminde burada kurulan pazar, Brüksel’in en popüler etkinliklerinden biri. Sainte-Catherine Kilisesi, Brüksel ziyaretinizin olmazsa olmazlarından biri olmalı. Hem tarihi hem de kültürel açıdan büyük öneme sahip olan bu kilise, Brüksel’in ruhunu yansıtıyor. Tarihi ve kültürel zenginliği ile seni büyüleyecek olan bu yer, unutulmaz anılar biriktirmen için mükemmel bir fırsat sunuyor.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • Her gün 09.30-20.00 arasında açık

26. Laeken Kraliyet Seraları

Çim sahası ve yeşil çevre manzarası, Brüksel'in kuzeyindeki Laeken Kraliyet Sarayı'nın parkı

Belçika’nın başkenti Brüksel’in kuzeyinde, Laeken Kraliyet Sarayı’nın parkında yer alan Laeken Kraliyet Seraları, muazzam bir sera kompleksi. Bu tarihi kompleks, tropikal, subtropikal ve soğuk seraları bir arada bulunduruyor. Burası, büyük kamelya, portakal ağaçları ve eski Belçika İmparatorluğu’nun Afrika bölgelerinden birçok bitki koleksiyonunu içeren ünlü Kraliyet Botanik Koleksiyonu’nun evi olarak da biliniyor. Laeken Kraliyet Seraları, Kral II. Leopold emri ile yapıldı. Mimar Alphonse Balat tarafından tasarlanan bu harika mekan, 1874 ve 1905 yılları arasında inşa edildi. Şimdi, Belçika kraliyet ailesine ait olan Kraliyet Alanı’nın ve kraliyet özel bahçelerinin bir parçası ve yılda sadece birkaç gün halka açık.

Laeken Kraliyet Sarayı’nın orijinal bahçeleri 18. yüzyıla dayanıyor, ancak Kral II. Leopold görünüşlerini köklü bir şekilde değiştirdi. Kral, 1851 Büyük Sergisi’nde Londra’daki Kristal Saray’ı ziyaret ettikten sonra, sarayının bahçesinde böyle ilerici bir binanın olmasını istedi. Bu proje için botanikçi Jean Linden’i çağırdı, ancak tasarımı çok iddiasızdı. Sonra mimarı Alphonse Balat’ı görevlendirdi. Laeken Kraliyet Seraları, her yıl ilkbaharda, neredeyse üç hafta boyunca halka açılıyor. Bu gelenek bir yüzyıldır devam ediyor. Bu seralar, Belçika’nın en değerli bitki koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. Bazı bitkiler Kral II. Leopold’un orijinal koleksiyonlarına ait. Şimdiki koleksiyonlar, orijinal koleksiyonların dikildiği zaman hüküm süren ruhu hala saygı gösteriyor. Son olarak, Laeken Seraları hala çok sayıda nadir ve değerli bitki içeriyor. Bu muhteşem seraları ziyaret etmek, doğa severler için kaçırılmaması gereken bir deneyim.

Konum Linki

Yazar Notu: Laeken Kraliyet Seraları 2024 yılı içerisinde 26 Nisan'dan 20 Mayıs'a kadar halka açık olacak. Bilet satışı ise 11 Nisan tarihinde başlayacak.

27. Saint-Hubert Kraliyet Pasajları

Belçika, Brüksel'in Galeries Royales Saint Hubert'i

Saint-Hubert Kraliyet Pasajları, Brüksel’in kalbinde yer alıyor. Üç ayrı alışveriş pasajından oluşan bu muhteşem yapı, tarihi ve mimari güzelliğiyle ziyaretçilerini büyülüyor. Kral Pasajı, Kraliçe Pasajı ve Prensler Pasajı adı verilen bu üç pasajı, 1846 ve 1847 yılları arasında Jean-Pierre Cluysenaar tarafından tasarlandı ve inşa edildi. Bu pasajlar, Avrupa’nın ilk camlı alışveriş pasajı olma özelliğini taşıyor ve hala en zarif olanlarından biri olarak kabul ediliyor. Pasajlar, 19. yüzyılın diğer ünlü alışveriş pasajlarından önce gelir. Pasajlar, 200 metreden fazla bir uzunluğa sahip ve büyük bir cam kubbe ile kaplı.

Bu cam kubbe, ışığı içeri alırken aynı zamanda yağmuru da engelliyor. Bu nedenle, hava ne olursa olsun, Saint-Hubert Kraliyet Pasajları’nda alışveriş yapabilirsin. Pasajlarda çok çeşitli mağazalar ve eğlence mekanları bulunuyor. Burada hem yerel hem de uluslararası markaların butiklerini bulabilirsiniz. Ayrıca, çikolata dükkanları, kitapçılar, kafe ve restoranlar da mevcut. Saint-Hubert Kraliyet Pasajları, Brüksel ziyaretinin bir parçası olmalı. Bu tarihi ve zarif alışveriş pasajı, sadece alışveriş yapmak için değil, aynı zamanda Brüksel’in tarihini ve mimarisini deneyimlemek için de mükemmel bir yer.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • 24 saat boyunca açık

Yazar Notu: Pasaj içerisinde bulunan çikolata dükkanlarında tadım yapmanı öneriyoruz.

28. Waterloo Muharebesi Alanı

Waterloo Anıt Savaşı'ndaki aslan heykelinin bulunduğu Waterloo Tepesi'nin Havadan Görünümü

Waterloo Muharebesi Alanı, tarihin en önemli savaşlarından birine ev sahipliği yapmış bir yer. Bu alan, şimdiki zamanın sessizliği ve huzuru ile geçmişin gürültüsü ve kaosunu birleştiriyor. Burada, her adımında tarihin izlerini hissedebilirsin. Alan, Belçika’nın güneyinde, Brüksel’in yaklaşık 15 kilometre güneyinde yer alıyor. Geniş, açık bir arazi olan bu alan, bir zamanlar Avrupa’nın kaderini belirleyen büyük bir savaşa tanıklık etmiş. Bugün ise ziyaretçilerine huzurlu bir yürüyüş ve tarihi bir deneyim sunuyor. Alanın merkezinde, Waterloo Muharebesi’ni anmak için dikilmiş büyük bir anıt bulunuyor. Bu anıt, savaşın kahramanlarını ve olayları hatırlatıyor. Anıtın etrafında, savaşın önemli noktalarını işaret eden bir dizi tabela ve işaret bulunuyor. Ek olarak burada 2015 yılında açılmış bir de müze bulunuyor.

Dilersen bu müzeye girip, savaş hakkında daha fazla bilgiye sahip olabilirsin. Alanın çevresindeki doğa, ziyaretçilere huzurlu bir ortam sunuyor. Burada, yeşil çayırlar, geniş tarlalar ve uzaklarda görünen ormanlarla çevrili geniş bir açık alan bulunuyor. Bu doğal güzellik, alanın tarihi önemini daha da vurguluyor. Waterloo Muharebesi Alanı, tarih meraklıları için kaçırılmaması gereken bir yer. Burada, tarihin tozlu sayfalarını geride bırakıp, olayların gerçekleştiği yere doğrudan bir yolculuk yapabilirsiniz. Bu alan, sadece bir tarih dersi değil, aynı zamanda bir deneyim sunuyor.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 23 euro

Açık olduğu saatler

  • Her gün 10.00-17.30 arasında açık

29. Le Botanique

Jardin Botanique ve Brüksel, Belçika'daki modern gökdelenler

Le Botanique, Brüksel, Belçika’da bulunan bir kültür kompleksi. Bu bina, Belçika’nın Ulusal Botanik Bahçesi’nin ana serasıydı ve bahçenin bir parçası olarak kültürel etkinliklere ev sahipliği yaptı. 1958’de Ulusal Botanik Bahçesi, Meise, Flaman Brabant’a taşındı. Le Botanique, 1984’te açıldı ve önündeki bahçeler şimdi Brüksel’in Botanik Bahçesi olarak biliniyor. Le Botanique, 1829’da ulusal bir botanik bahçesi olarak açıldı ve 23 Ocak 1984’te Belçika’nın Fransız Topluluğu için bir kültür merkezi oldu ve bugün Belçika’nın en çok ziyaret edilen ve aktif kültür merkezlerinden birisi. Le Botanique, canlı müziğe ve sanat sergilerine adanmış bir kültür merkezi olarak da kullanılabiliyor. Le Botanique, birçok farklı etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Konserler, sergiler ve diğer kültürel etkinlikler düzenleniyor. Burada hem yerel hem de uluslararası sanatçılar burada performans sergiliyor. Le Botanique, aynı zamanda bir sanat galerisini de içerisinde barındıırıyor. Burada, çeşitli sanatçıların eserleri sergileniyor. Sergiler genellikle modern ve çağdaş sanat eserlerini içeriyor.

Le Botanique, ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunuyor. Hem müzik hem de sanat severler için ideal bir yer. Le Botanique’i ziyaret etmek, Brüksel’deki kültür ve sanat sahnesini keşfetmek için harika bir fırsat.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi ve Salı kapalı, diğer günler 12.00-18.00 saatleri arasında açık

30. Belçika Doğa Bilimleri Müzesi

Belçika Doğa Bilimleri Müzesi iç görünümü

Brüksel’de bulunan Doğa Bilimleri Müzesi, Avrupa’nın en büyük dinozor koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Bu müze, Avrupa’nın üçüncü büyük Doğa Tarihi Müzesi olarak kabul ediliyor. Müzenin amacı, türlerin kökenini ve doğal tarihini ziyaretçilere göstermek. Müze, Dinozor Müzesi olarak da biliniyor ve milyarlarca yıl önce dünyada yaşayan türleri sergiliyor. Doğa ve evrim hakkında ziyaretçilere bilgi vermek, müzenin kurulmasının amaçlarından biri. Müze, 37 milyon örnekle dünyanın en önemli doğa tarihi koleksiyonlarından biri haline gelmiş durumda. Müzenin koleksiyonunda özellikle Bernissant Iguanodon kalıntıları ve dinozor galerisi bulunuyor. Ziyaretçiler, 30’dan fazla neredeyse tamamlanmış durumda dinozor iskeletini inceleme fırsatı buluyorlar. Ayrıca müzede, bugüne kadar bulunmuş olan en büyük erkek T-Rex’in kopyası görülebiliyor. Belçika Doğa Bilimleri Müzesi, doğa tarihi meraklıları için görülmeye değer bir yer. Hem bilgi edinmek hem de tarih öncesi canlıları yakından görmek için ideal bir durak. Bu müze, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 13 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi günleri kapalı,

  • Hafta içinde 09.30-17.00,

  • Hafta sonu 10.00-18.00 arasında açık

31. La Monnaie De Munt

La Monnaie De Munt, Brüksel’in sanatsal merkezinde yer alan ve dünya çapında tanınan bir opera evi.

La Monnaie De Munt, Brüksel’in sanatsal merkezinde yer alan ve dünya çapında tanınan bir opera evi. Bu muhteşem yapı, 1856’dan beri ayakta ve adını, Louis XIV’ün birlikleri tarafından 1695’te yıkılan eski bir darphanenin yerine inşa edildiği için alıyor. Bugün, La Monnaie De Munt, hem yerel hem de uluslararası sanatçıları ağırlayan ve geniş bir repertuara sahip olan bir kültür merkezi haline geldi. La Monnaie De Munt, opera, konser, resital ve dans gösterileri sunuyor. Bu noktada burada klasik operadan modern dansa, oda müziğinden aile etkinliklerine kadar geniş bir yelpazede gösteriyi ve konseri izleyebilirsin.

Ayrıca, genç sanatçıları desteklemek için özel programlar ve etkinlikler düzenliyor. Bunun yanı sıra, La Monnaie De Munt, sürdürülebilirlik konusunda yenilikçi bir politika izliyor. Son dönemlerde popüler uygulamalardan olan ‘Green Opera’ programı ile çevresel etkisini azaltmayı hedefliyor. Bu çabaları, 2024 Oper! Ödülleri’nde En İyi Gelecek Projesi (Best Future Project) ödülünü kazanmasını sağladı. La Monnaie De Munt, sanatseverler için kaçırılmaması gereken bir yer. Hem sanatsal mükemmeliyeti hem de sürdürülebilirlik taahhüdü ile, bu opera evi, Brüksel’in kültürel yaşamının kalbinde yer alıyor ve geleceğin sanatını şekillendiriyor. Bu harika yerdeki programları takip ederek konser ya da farklı bir gösteriye tanıklık etme şansını kaçırma.

Konum Linki

32. Küçük Sablon Parkı

Brüksel, Belçika'daki Petit Sablon (Kleine Zavel) Meydanı'ndaki Egmont ve Hoorne Heykeli

Küçük Sablon Parkı, Brüksel’in önemli merkezleri arasında yer alıyor. Bu meydan, şehrin en güzel küçük bahçelerinden biri olarak kabul ediliyor. Bahçe, Rue de la Regence boyunca uzanıyor ve Notre-Dame du Sablon Kilisesi’nin tam karşısında bulunuyor. Bahçe, 48 adet bronz heykelcikle çevrili ve bu heykelcikler orta çağ loncalarını temsil ediyor. Bahçenin merkezinde, bir çeşme üzerinde duran iki heykel bulunuyor. Bu heykeller, Shakespeare dramasından iki aktör gibi duran Kont Egmont ve Hoorn’u temsil ediyor. Bu iki lider, halk arasında oldukça popüler ve İspanyol yönetimine karşı geldikleri için Grand Place’de idam edildikleri için Brükselliler için oldukça önemli. Küçük Sablon Parkı, sadece ziyaretçiler için değil, aynı zamanda Brüksel’de yaşayanlar için de bir uğrak nokta. Bu alan, hareketli caddeden hoş bir sığınak ve bu semtin neden bu kadar yaşanabilir olduğunun bir parçası. Bahçe, Büyük Sablon Meydanı’ndan yaklaşık 200 metre yukarıda yer alıyor. Bu, şehrin en canlı ve hareketli bölgelerinden biri. Burada, birçok restoran, kafe ve butik bulabilirsiniz. Ayrıca, bölgedeki birçok sanat galerisi ve antika dükkanı, sanatseverler ve koleksiyonerler için mükemmel bir destinasyon.

Küçük Sablon Parkı, Brüksel’deki en güzel yerlerden biri. Hem yerlilerin hem de turistlerin keyif aldığı bu mekan, şehrin tarihini ve kültürünü yansıtıyor. Eğer Brüksel’e bir gezi planlıyorsan, Küçük Sablon Parkı’nı ziyaret etmeyi unutma.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • Her gün 08.15-19.45 saatleri arasında açık

Yazar Notu: Burada bulunan gölete para atarak dilek dileyebilirsin.

33. Cantillon Bira Fabrikası

Cantillon Bira Fabrikası iç görünümü

Cantillon Bira Fabrikası, Brüksel’in kalbinde yer alıyor. Sanayi Devrimi sırasında butik bira üretiminin nasıl yapıldığını gösteriyor. Kendiliğinden, doğal bir fermantasyon sürecinden sonra gizemli bir üretim olan “Gueuze-Lambic” birasının geleneksel üretim sürecini tecrübe ediyorsun. Bu bira, bazıları 100 yaşından fazla olan bakır konteynırlarda mayalanıyor. Fabrika, bira üretiminin tarihini ve sanatını anlatan bir yer. Burada, bira yapımının tüm aşamalarını gözlemleyebilirsin. Bira yapım süreci, malzemelerin seçiminden, mayalanma sürecine, şişeleme ve etiketlemeye kadar her aşamayı kapsıyor.

Cantillon Bira Fabrikası, bu içkiyi seviyorsan senin için bir ideal bir yer. Burada, birçok farklı türde bira tadabilirsin. Her bir bira, kendi benzersiz aroması ve lezzeti ile dikkat çekiyor. Biralar, hem yerel hem de uluslararası damak zevkine hitap ediyor. Fabrika, aynı zamanda bir müze işlevi görüyor. Burada, bira yapımının tarihini ve evrimini anlatan birçok eski ekipman ve araç bulunuyor. Bu eşyalar, bira yapımının tarihine ışık tutuyor ve ziyaretçilere bira yapımının nasıl bir sanat olduğunu gösteriyor. Cantillon Bira Fabrikası, son zamanlarda hem yerel halkın hem de turistlerin uğrak noktası. Burası, biranın tarihini ve kültürünü anlamak isteyen herkes için mükemmel bir yer. Ayrıca, fabrika çevresindeki restoranlar ve kafeler, ziyaretçilere bira deneyimlerini tamamlamak için mükemmel bir ortam sunuyor.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 8 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazar ve çarşamba günleri kapalı, diğer günler 10.00-17.00 saatleri arasında açık

34. Jean-Félix Hap Park

Jean-Félix Hap Park,park içinde olaşan ve dinlenen insanlar

Jean-Félix Hap Park, Brüksel’in Etterbeek bölgesinde yer alıyor. Bu park, doğanın kalbinde bir sığınak gibi görülüyor. Şehrin gürültülü trafiğinden ve kalabalığından uzakta, huzurlu bir atmosfer sunuyor. 1804 yılında bira üreticisi Albert-Joseph Hap tarafından satın alınan park, 2005 yılında ise Brüksel Bölgesi, Auderghem Caddesi’ndeki bu alanı ekolojik bir alan olarak düzenledi. Parkın içindeki gölet, su bitkileri ve sucul hayvanlar için ideal bir yaşam alanı oluşturuyor. Göletin çevresindeki taş duvar, birçok böcek türü için özel bir alan oluşturuyor. Ayrıca parkta, Brüksel’in dikkate değer ağaçları listesinde yer alan birçok ağaç türü bulunuyor. Bunlar arasında akçaağaç yapraklı platan, iki adet akçaağaç, bir at kestanesi, bir katalpa, iki İtalyan kavak ve bir akasya ağacı bulunuyor. Parkın içindeki bilgi noktası, göletin etrafındaki merdivenli iskele, banklar, çöp kutuları, işaret levhaları ve yerli bitki türleri hakkında bilgi veren eğitici alan, parkı daha da cazip hale getiriyor. Burada sadece yürüyüş yapabilirsin, bunun dışında herhangi bir aktivite yapılmasına izin verilmiyor.

Jean-Félix Hap Park, doğayı ve huzuru sevenler için kaçırılmaması gereken bir yer. Hem yerlilerin hem de turistlerin keyifli vakit geçirebileceği bu park, Brüksel’in saklı cennetlerinden biri.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • Her gün 09.00-21.00 saatleri arasında açık

35. Saint John the Baptist Kilisesi

Beguinage'deki Vaftizci Yahya, Brüksel'deki bir kilise

Brüksel’in Béguinage bölgesinde, tarihi ve kültürel zenginliklerle dolu bir yer olan Saint John the Baptist at the Béguinage kentte bulunan bir Roma Katolik kilisesi. Kilise, Saint John the Baptist’a adandığı için bu isimle anılıyor. 13. yüzyılın sonunda, Notre-Dame de la Vigne beguinage’in bir parçası olarak orijinal Gotik kilise inşa edildi. Ancak 1584’te Kalvinistler tarafından kısmen tahrip edilmiş ve daha sonra yeniden ayağa kaldırıldı. Bugün hala ayakta olan yeniden yapılanma, 17. yüzyılın İtalyan etkili Brabantine Baroque tarzının dikkate değer bir örneği. Kilise, Béguinage Meydanı’nda bulunuyor. Burası, önemli merkezlere çok da uzak olmayan bir yer olduğu için ziyaret edilebilecek nokta anlamına geliyor.

Kilise, 1936’da tarihi bir anıt olarak belirlenmiş. Bu, Saint John the Baptist Kilisesi’nin sadece bir ibadethane olmadığını, aynı zamanda tarihi ve kültürel bir miras olduğunu gösteriyor. Bu yüzden, Brüksel’i ziyaret ederken bu güzel ve tarihi yeri görmeden geçme.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi kapalı,

  • Pazar günü, 14.00-17.00

  • Salı-Cuma, 11.00-17.00 saatleri arasında açık

36. MIMA (Millennium Iconoclast Museum of Art) Müzesi

MIMA (Millennium Iconoclast Museum of Art) Müzesi iç görünümü

Brüksel’in Molenbeek bölgesinde, Brüksel-Charleroi Kanalı’nın kıyısında konumlanan bir çağdaş sanat müzesi olan MIMA, ziyaretçilerini bekliyor. 2016 yılında kapılarını sanatseverlere açan MIMA, iletişim devriminin yeni bir sosyal paradigma yarattığı bir dönemde, sanatçılar ve toplum arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlıyor. MIMA, genel halk için bir görsel sanatlar müzesi. Her birimizde gizlenen ve dışarı çıkmak için sadece bir fırsat bekleyen bu empatik, ikonoklast, işbirlikçi, katılımcı ve enine kültürel ivmeye katkıda bulunmayı hedefliyor. Bu müze, sınırları zorlayan sanatçılarla dolu. Bu sanatçılar, çok disiplinli yetenekleri, empatik titreşimleri ve bulaşıcı cazibeleri ile kültürel normları yeniden yazıyorlar. MIMA, bu ikonoklast aktörler için Belçika’da Pygmalion (mitolojik kahraman) rolünü oynuyor. Müze, sanatı bir araç olarak kullanarak insanları bir araya getirme ve erişilebilir çağdaş sanat sunma hedefiyle kuruldu. MIMA, dünya çapında tanınmış ve yeni yetenekli sanatçıların çalışmalarını sergiliyor. MIMA, sanatın sıcak ve canlı bir atmosferinde, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyimi seninle buluşturuyor.

MIMA’yı ziyaret etmek, sanatın evrensel dilini konuşmak ve sanatın gücünü hissetmek için harika bir fırsat. Kendini sanatın büyüsüne bırak ve MIMA’nın sunduğu bu benzersiz deneyimin tadını çıkart.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 13.50 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi ve Salı günleri kapalı,

  • Hafta içi, 10.00-18.00

  • Hafta sonu, 11.00-19.00 saatleri arasında açık

37. Saint-Gilles

Brüksel, Belçika'daki tarihi Saint-Gilles hapishanesinin ana kapısı (HDR efektli)

Saint-Gilles, Brüksel’in önemli bölgelerinden birisi olarak biliniyor. Saint-Gilles’in çok kültürlü bir atmosferi var ve farklı kültürlerden insanlar burada yaşayarak bölgeye renk katıyor. Burada pek çok sanat galerisi ve müze bulunuyor. Özellikle Art Nouveau mimarisinin örneklerini görmek mümkün. Bu binalar, şehrin tarihini ve kültürünü yansıtıyor. Saint-Gilles’de birçok restoran ve kafe de hizmet veriyor. Buradaki mutfak, dünyanın dört bir yanından lezzetler sunuyor. Özellikle yerel Belçika yemeklerini denemek için harika bir yer. Ayrıca, Saint-Gilles’de birçok park ve yeşil alan bulunuyor. Bu parklar, şehirdeki hızlı yaşamın ortasında bir soluklanma fırsatı sunuyor. Saint-Gilles’deki insanlar son derece dost canlısı ve misafirperver.

Burada geçirdiğin zaman boyunca, insanların birbirlerine ve ziyaretçilere karşı ne kadar nazik olduğunu gözlemleyebilirsin. Bu bölge, çok kültürlü atmosferi, zengin tarihi, lezzetli yemekleri, yeşil parkları ve dost canlısı insanlarıyla Brüksel’in en çekici bölgelerinden biri. Burayı ziyaret etmek, Belçika’nın bu eşsiz bölgesinin sunduğu deneyimleri yaşamak için harika bir fırsat.

Konum Linki

38. Uzak Doğu Müzesi

 Uzak Doğu Müzesi

Brüksel’deki Uzak Doğu Müzesi, benzersiz bir deneyim sunuyor. Bu müze kompleksi, Uzak Doğu’nun çeşitli kültürlerini sergileyen üç ayrı müzeden oluşuyor. Çin Pavyonu, Japon Kulesi ve Kore Müzesi, ziyaretçilere Asya’nın bu üç farklı bölgesinin sanatını ve kültürünü tanıma fırsatı sunuyor. Çin Pavyonu’na girdiğinde, göz alıcı bir yapı ile karşılaşabilirsin. Bu yapı, 1909 yılında Brüksel Dünya Fuarı için inşa edilmiş ve o zamandan beri ziyaretçilere açık. İçeride, çeşitli Çin sanat eserlerini görebilme şansın da var. Bunlar arasında porselen figürler, antika mobilyalar ve el işlemeli ipekler bulunuyor. Japon Kulesi ise, geleneksel Japon mimarisinin güzel bir örneği. Bu beş katlı pagoda, Japon sanatının ve el işçiliğinin en iyi örneklerini sergiliyor. İçeride, Japon resim sanatının çeşitli dönemlerinden eserler bulunuyor. Son olarak, Kore Müzesi’nde, Kore’nin zengin tarihini ve kültürünü keşfedebilirsin. Burada, geleneksel Kore giysileri, seramikler ve diğer el işi ürünler sergileniyor.

Uzak Doğu Müzesi, o bölgenin büyüleyici kültürlerini keşfetmek için harika bir yer. Her bir müze, ziyaretçilere bu üç farklı bölgenin sanatını ve kültürünü daha iyi anlama fırsatı sunuyor. Bu nedenle, Brüksel’e gelen herkesin bu müzeyi ziyaret etmesi gerekiyor. Bu benzersiz deneyim, ziyaretçilere Uzak Doğu’nun zengin tarihini ve kültürünü daha yakından tanıma fırsatı sunuyor.

Konum Linki

Yazar Notu: Uzak Doğu müzesi geçici olarak kapalı. Brüksel gezi tarihinde açık olup olmadığı ile ilgili bilgi almanı öneriyoruz.

39. Woluwe Park

Woluwe Park'taki bank, Brüksel, Belçika

Woluwe Park, Brüksel’de yer alan büyüleyici bir yeşil alan. İçinde dolaşırken, sanki şehrin gürültüsünden ve karmaşasından uzakta, doğanın kucağına düşmüş gibi hissedebilirsin. Park, Woluwe Vadisi boyunca uzanan sürekli yeşil alanların bir parçası ve Brüksel’in yeşil ağına önemli bir katkı sağlıyor. Park, özellikle doğa severler için bir cennet. Çeşitli bitki türlerine ev sahipliği yapıyor. Parkın florası, yaygın türlerden çok daha nadir olanlara kadar çok çeşitli. Parkın içinde dört yapay göl var ve bu göller parkın güzelliğine katkıda bulunuyor. Göllerin etrafında dolaşırken, suyun huzurlu yüzeyine bakıp rahatlayabilirsin. Ayrıca parkta çeşitli spor alanları da bulunuyor. Futbol, basketbol, tenis ve voleybol için çizgilerle belirlenmiş birçok amaçlı spor alanı var. Park, herkesin doğayla iç içe olabileceği bir yer. Burada, şehrin hızlı temposundan uzaklaşıp doğanın huzurunu ve güzelliğini keşfedebilirsin. Ayrıca park, çocuklar için de harika bir oyun alanı. Çocuklar, parkın geniş alanlarında koşup oynayabilir ve enerjilerini atabilirler. Woluwe Park, her yaştan insanın keyif alabileceği bir yer. Doğanın güzelliğini keşfetmek, spor yapmak veya sadece huzurlu bir ortamda dinlenmek isteyen herkes için ideal. Parkın sunduğu bu çeşitlilik, onu Brüksel’deki en popüler yeşil alanlardan biri yapıyor. Kesinlikle görülmesi gereken bir yer.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • 24 saat boyunca açık

40. Ixelles Gölleri

Sonbaharda Brüksel Ixelles Flagey

Ixelles Gölleri, Brüksel’in tam merkezinde yer alan bir doğa harikası. Şehrin hızlı temposundan kaçmak için mükemmel bir yer. Göllerin etrafında yürüyüş yaparken, kuğuları, ördekleri ve diğer su kuşlarını gözlemleyebilirsin. Göllerin etrafındaki ağaçlar, mevsime bağlı olarak değişen renkleriyle görsel bir şölen sunuyor. Göllerin yanında, çeşitli restoranlar ve kafeler bulunuyor. Burada bir fincan kahve içip göl manzarasının keyfini çıkarabilirsin. Ayrıca, göllerin etrafındaki parklarda piknik yapabilir, kitap okuyabilir veya sadece doğanın seslerini dinleyebilirsin. Ixelles Gölleri, aynı zamanda çeşitli etkinliklere de ev sahipliği yapıyor. Yaz aylarında konserler, tiyatro gösterileri ve çeşitli festivaller düzenleniyor. Kış aylarında ise, göllerin etrafındaki ağaçlar ışıklarla süsleniyor ve bölge, büyülü bir atmosfere bürünüyor. Göllerin yakınında, Flagey Meydanı bulunuyor. Bu meydan, çeşitli kültürel etkinliklere ev sahipliği yapan ünlü Flagey Binası’na ev sahipliği yapıyor. Ayrıca, meydanda bir pazar kuruluyor ve burada taze meyve, sebze ve yerel lezzetler satılıyor.

Ixelles Gölleri, doğa severler, kültür meraklıları ve huzur arayanlar için mükemmel bir destinasyon. Burası, Brüksel’in hareketli yaşamının ortasında, huzur ve sakinliği bulabileceğiniz bir yer. Ixelles Gölleri’ni ziyaret etmek, ruhunu rahatlatacak bir ziyaret olabilir.

Konum Linki

41. Koekelberg Bazilikası

Brüksel, Belçika'daki Koekelberg'in kutsal kalbinin ulusal bazilikası

Koekelberg Bazilikası, Brüksel’in kalbinde yer alıyor. Bu muhteşem yapı, yapıldığı zaman dilimi içerisinde dünyanın en büyük beşinci kilisesi olarak kabul ediliyordu. Bazilika içerisinde iki müze bulunuyor ve yıl boyunca çeşitli sergilere ev sahipliği yapıyor. İçerisindeki müzeler, ziyaretçilere bazilikanın tarihini ve sanatsal değerini anlatıyor. Ayrıca, bazilika önemli bir kültürel işlevi de yerine getiriyor. Bazilika, her gün ziyaretçilere açık ve panoramik manzarasıyla Brüksel’i kuş bakışı görmek için harika bir fırsat sunuyor. Burası sadece bir kilise değil, aynı zamanda barış için dua edilen bir yer. Büyük ulusal kutlamalar için de kullanılıyor. Bazilika, Art Deco tarzında inşa edilmiş ve bu tarzın en güzel örneklerinden biri. Koekelberg Bazilikası, her yıl binlerce turisti ağırlıyor. Ziyaretçiler, bazilikanın muhteşem mimarisini, sanatsal değerini ve tarihi önemini keşfediyor. Ayrıca, bazilikanın çevresindeki parklar ve yeşil alanlar, ziyaretçilere huzurlu bir mola verme fırsatı sunuyor.

Brüksel’deki en önemli turistik yerlerden biri olan Koekelberg Bazilikası, hem tarihi hem de kültürel önemi ile ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Eğer Brüksel’e yolun düşerse, Koekelberg Bazilikası’nı ziyaret etmeyi unutma.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • Her gün 08.00-17.00 saatleri arasında açık

42. Laeken Kalesi

 Laeken Kalesi

Laeken Kalesi, Brüksel’in tarihi ve büyüleyici bir parçası. Bu kale, 12. yüzyılda şehri korumak için surların bir parçası olarak inşa edilmiş. Ancak 14. yüzyılda yeni surlar inşa edildiğinde, sur ve kale esas işlevini yitirdi. Dokuz Yıl Savaşları sırasında Fransız orduları, kaleyi ağır bir top ateşine tutmuş ve şehirdeki bina ve kale duvarlarının büyük çoğunluğu yıkıldı. Laeken Kalesi, tarih boyunca birçok savaşa ve değişime tanıklık etmeyi başardı. Bu kale, tarihinin her döneminde önemli bir rol oynadı. Kale, tarih boyunca birçok kez yeniden inşa edildi ve her seferinde daha da güçlendirildi. Bu, kaleyi bugün gördüğünüz muhteşem yapıya dönüştürdü.

Laeken Kalesi, ziyaretçilerine tarihi bir deneyim sunuyor. Kale, tarihi dokusu ve mimarisi ile ziyaretçilerini büyülüyor. Kale, tarih meraklıları için mükemmel bir durak. Kale, tarihini ve önemini anlamak için bir rehber eşliğinde gezilebilir. Laeken Kalesi, aynı zamanda muhteşem bir manzaraya sahip. Kale, şehrin üzerinde yükseliyor ve Brüksel’in panoramik görüntülerini sunuyor. Kale, gün batımında özellikle etkileyici. Güneş batarken, kale ve çevresi altın ışığıyla parlıyor.

Laeken Kalesi, Brüksel’in en önemli turistik yerlerinden biri. Bu kale, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Kale, tarihini ve güzelliğini keşfetmek için mükemmel bir yer. Laeken Kalesi’ni ziyaret etmek, Brüksel’deki zamanınızı en iyi şekilde değerlendirmenin harika bir yolu.

Konum Linki

Yazar Notu: Laeken Kraliyet Seraları 2024 yılı içerisinde 26 Nisan'dan 20 Mayıs'a kadar halka açık olacak. Bilet satışı ise 11 Nisan tarihinde başlayacak.

43. Molenbeek-Saint-Jean

Güneşli bir sonbahar gününde Brüksel'deki Molenbeek Saint-Jean parkı

Molenbeek-Saint-Jean, Brüksel’in merkezinde konumlanan bir bölge. Molenbeek-Saint-Jean, çok kültürlü bir topluluğa ev sahipliği yapıyor. Burası, farklı kültürlerin bir araya geldiği bir yer. Bölgedeki ana caddeler, çeşitli dükkanlar, restoranlar ve kafelerle dolu. Her köşede yeni bir şeyler keşfedebilirsin. Molenbeek-Saint-Jean’da yürüyüş yapmak, dünyanın dört bir yanından gelen insanlarla tanışmak için harika bir fırsat. Molenbeek-Saint-Jean, sanat ve kültürle dolu. Bölgedeki galeriler, sanatçıların eserlerini sergileme fırsatı bulduğu yerler. Ayrıca, çeşitli etkinlikler ve festivaller, bölgeyi ziyaret edenler için eğlenceli ve heyecan verici kılıyor. Molenbeek-Saint-Jean, tarihi ve mimari açıdan da zengin. Bölgedeki eski binalar, geçmişin izlerini taşıyor. Bu binalar, bölgenin tarihine de ışık tutuyor. Burası, yeşil alanları ve parklarıyla da biliniyor. Buralarda vakit geçirmek, doğayla iç içe olmak için harika bir yol. Kısacası, Molenbeek-Saint-Jean, çok kültürlü toplumu, sanat ve kültür etkinlikleri, tarihi ve mimari zenginlikleri ve yeşil alanlarıyla öne çıkan bir bölge. Burayı ziyaret etmek, farklı bir deneyim yaşamak için harika bir fırsat.

Konum Linki

44. Duden Park

Düden parkında yeşil çim ve bükülü yürüyüş yolu, Orman, Brüksel Başkent Bölgesi, Belçika

Brüksel’deki Duden Parkı, kentin nefes alma alanları arasında bulunuyor. Park, geniş yeşil alanları, çeşitli bitki örtüsü ve geniş yürüyüş yollarıyla dikkat çekiyor. İnsanlar genellikle buraya huzur bulmak, doğayla baş başa kalmak ve günlük streslerinden uzaklaşmak için geliyorlar. Duden Parkı’nda birçok aktivite mevcut. Çocuklar için oyun alanları, spor yapmak isteyenler için basketbol ve futbol sahaları bulunuyor. Ayrıca parkta piknik yapmak için ideal alanlar da var. Parkın içinde ayrıca birçok heykel ve sanat eseri de bulunuyor. Bu eserler, parka sanatsal bir hava katıyor ve ziyaretçilerin fotoğraf çekmek için sık sık durdukları yerler arasında. Duden Parkı, aynı zamanda birçok kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Bu kuşları gözlemlemek ve dinlemek, parkta geçirilen zamanı daha da keyifli hale getiriyor.

Duden Parkı, doğayla iç içe olmak, spor yapmak, sanat eserlerini gözlemlemek veya sadece huzurlu bir ortamda dinlenmek isteyen herkes için mükemmel bir yer. Parkı ziyaret etmeyi düşünüyorsan burayı kesinlikle deneyimlemelisin.

Konum Linki

45. Josaphat Park

Güzel manzara Josaphat park Schaarbeek Brüksel Belçika

Parkları ile ünlü bir kent olan Brüksel'de bulunan Josaphat Park, kentin Schaerbeek bölgesinde yer alıyor. Bu park, 20 hektarlık geniş bir alana yayılmış geniş bir yere sahip. İçerisinde futbol stadyumu, ilkokul, tenis kulübü, belediye seraları, hayvanlar, iki oyun alanı, mini golf sahası, okçuluk alanı, üç kafe ve birkaç gölet bulunuyor. Park, eski Linthout ormanının bir parçası ve 1901 yılında inşa edildi. Adını, parkın bulunduğu Roodebeek vadisi ile Kutsal Topraklardaki Josaphat Vadisi arasındaki benzerlikten alıyor. Bu benzerliğin 1574 yılında Filistin’den dönen bir hacı tarafından aktarıldığı biliniyor. Parkın içinde büyük bir heykel koleksiyonu bulunuyor. Bu heykeller arasında Jules Lagae, Victor Rousseau, Albert Desenfans, Joseph Van Hamme, Edmond Lefever ve Jean Lecroart gibi heykeltraşların eserleri yer alıyor. Park, yeşilin ve mavinin bir arada olduğu, huzur dolu bir atmosfere sahip. Burası, doğayla iç içe olmak isteyenler için ideal bir yer. Ayrıca park, çeşitli etkinlikler ve spor aktiviteleri için de uygun bir alan sunuyor.

Josaphat Park, tarih ve kültürle iç içe, keyifli bir zaman geçirebileceğin bir yer. Burası, hem yerel halkın hem de turistlerin uğrak noktalarından biri. Eğer Brüksel’e yolun düşerse, Josaphat Park’ı ziyaret etmeden kentten ayrılma.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • Her gün 07.30-22.00 arasında açık

46. Brüksel Şehir Müzesi

Maison du Roi - Brüksel'in merkez meydanı, Belçika

Brüksel Şehir Müzesi, Brüksel’in kalbinde, Grand Place’de yer alıyor. Kentin ünlü meydanı Grand Place’ın kuzey tarafında, Brüksel Belediye Binası’nın karşısında yer alıyor. Bu muhteşem yapı, tarihi ve folkloru ile Brüksel şehrinin gelişimini anlatıyor. 1860 yılında tasarlanan ve 1887 yılında açılan bu müze, şehrin tarihini ve folklorunu modern zamanlara kadar sunuyor. Müze, resimler, heykeller, duvar halıları, gravürler, fotoğraflar ve modeller aracılığıyla Brüksel’in tarihini anlatıyor. Özellikle Orta Çağ’da şehrin ölçekli bir temsili dikkat çekiyor. Bu bina, 1504 ve 1536 yılları arasında inşa edildi. 19. yüzyılda, mimar Victor Jamaer tarafından bugünkü neo-Gotik tarzında yeniden inşa edildi ve bir restorasyon süreci geçirdi. Dolayısıyla yapının da tarihi bir yanı bulunuyor. Brüksel Şehir Müzesi, ziyaretçilerine şehrin bin bir yüzünü keşfetme şansı sunuyor. Bu nedenle, Brüksel’i ziyaret eden herkesin bu müzeyi ziyaret etmesi önerilir. Müzeyi ziyaret etmek, Brüksel’in tarihini ve kültürünü daha iyi anlamak için harika bir fırsat.

Bu Müze, Brüksel’in tarihini ve kültürünü keşfetmek isteyen herkes için mükemmel bir durak noktası haline geldi. Bu müze, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor ve Brüksel’in tarihini ve kültürünü daha iyi anlamalarını sağlaması açısından da önemli bir yere sahip. Brüksel gezinin durak noktalarından birisi olabilecek bu harika mekanı keşfetme şansını kaçırma.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 10 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi kapalı, diğer günler 10.00-17.00 arasında açık

Yazar Notu: Müze, her ayın ilk Pazar günü kapılarını ücretsiz olarak tüm ziyaretçilere açıyor.

47. Halle Kapısı

Halle Kapısı - Brüksel, Belçika'nın ortaçağ İkinci Şehir Duvarlarının bir parçası

Halle Kapısı, Brüksel’in ikinci duvarlarının Orta Çağdan kalma bir şehir kapısı olarak biliniyor. 1381 yılında inşa edilmiş ve bugün hala ayakta duruyor. Bu kapı, bir zamanlar Orta Çağ şehrine giriş izni veren yedi kapıdan biriydi. Şimdi ise Kraliyet Sanat ve Tarih Müzeleri’nin bir parçası olmuştur ve zırh ve silahları sergileniyor. Halle Kapısı, aslen Obbrussel Kapısı olarak adlandırıldı. Bu isim, “Yukarı Brüksel” anlamına gelen Eski Hollandaca bir kelime olan Obbrusselsche’den geliyor. Kapı daha sonra, yüzünü döndüğü Flaman Brabant’taki Halle şehri için yeniden adlandırıldı. Orijinal kapı, bir hendek üzerinde bir sürgülü kapı ve bir çekme köprü içeriyordu. Askeri işlevleri 1564’te sona ermesine rağmen, bu özellikler bugün hala görülebilir. Halle Kapısı, Brüksel’in ikinci savunma duvarlarının bir parçasıydı ve bu duvarların tek kalan izi olarak ayakta kalmaya devam ediyor. 16. ve 17. yüzyıllarda, yeni kuşatma silahları ve teknikleri, şehrin savunmalarını modernize etmek zorunda bıraktı. Bu, hendekler, bastiyonlar ve ravelinlerin eklenmesini sağladı. Kapının savunması, bazı yerlerle 1675 yılında güçlendirildi.

Halle Kapısı, Brüksel’in Orta Çağ geçmişinin en dikkat çekici tanığı olarak bugün birçok ziyaretçiyi kendisine çekiyor. 600 yıldan fazla bir süredir ayakta duran bu masalsı anıt, Brüksel Şehri’ne adanmış kalıcı bir sunum ev sahipliği yapıyor. Halle Kapısı’nın 169 basamağını tırmanarak ve Brüksel’in en muhteşem panoramik manzarasının keyfini çıkarma şansını değerlendir ve bu eşsiz eseri mutlaka gör.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 7 euro

Açık olduğu saatler

  • Cuma günleri kapalı

  • Hafta içi, 09.30-17.00

  • Hafta sonu, 10.00-18.00 saatleri arasında açık

48. Müzik Aletleri Müzesi

Müzik Aletleri Müzesi - Brüksel, Belçika

Brüksel’deki Müzik Aletleri Müzesi (MIM), dünya çapında ünlü bir müzik enstrümanları koleksiyonunu barındıran muhteşem Art Nouveau tarzındaki bir binada yer alıyor. Bu eser, Sanat Tepesi (Mont des Arts) bölgesindeki güzel binanın içinde bulunuyor. MIM aynı zamanda şehrin en iyi müzeleri arasında gösteriliyor ve kültürel anlamda değerli bir yer olarak görülüyor. Müze, Orta Çağ’dan günümüze kadar 7 binden fazla müzik enstrümanını içeriyor. Sergilenen enstrümanlar arasında bugüne kadar korunmuş en eski saksofon, süslü Ruckers klavsenleri ve daha fazlası bulunuyor. MIM ayrıca bir konser salonu, gruplar için sadece rezervasyonla kullanılabilen bir atölye alanı, bir müze mağazası ve müzenin ikonografik ve görsel koleksiyonlarını barındıran bir kütüphaneye sahip.

Müze, müzikle iç içe olmak isteyenler için bir hayal dünyası sunuyor. Enstrümanların tınısını dinlerken kendini kaybedebilirsin.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 15 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi kapalı,

  • Salı-Cuma, 09.30-17.00

  • Hafta sonu, 10.00-17.00 saatleri arasında açık

49. Erasmus Evi Müzesi

Erasmus Evi Müzesi iç görünümü

Erasmus Evi Müzesi, Brüksel’in Anderlecht bölgesinde yer alıyor. Bu ev, geç dönem Gotik veya erken Rönesans tarzında inşa edildiği biliniyor. 1460 ve 1515 yılları arasında Peter Wijchmans adlı bir kişi tarafından yaptırıldı. Peter Wijchmans, Anderlecht’in okul müdürüydü ve aynı zamanda Erasmus’un arkadaşıydı. Erasmus Evi Müzesi, Hollandalı hümanist yazar ve teolog Erasmus’a adandı. Erasmus, 1521 yılında bu evde beş ay boyunca kaldı. Bu süre zarfında, Yunanca’dan Latince’ye Yeni Ahit’in çevirisini yaptı. Erasmus Evi Müzesi, Brüksel’in en eski evlerinden biri. Bu ev, “İspanyol” tuğlalarla inşa edilmiş, çatısı, dört yapraklı bacalarıyla birlikte, Flaman Rönesansını özelliklerinden eğimli basamaklı çatıları belirgin özellikleri ortaya çıkan bir yapı. Erasmus Evi Müzesi’nin bahçesi iki bölüme ayrılmış vaziyette. Her iki bölüm de Erasmus’un ruhuna uygun bir şekilde tasarlandığı ilk bakışta görülebiliyor. Bir bölüm sanat ve felsefe üzerine, diğer bölüm ise 16. yüzyıla özgü tipik tıbbi bitkiler üzerine odaklanıyor.

Erasmus Evi Müzesi, sadece bir müze değil, aynı zamanda bir tarih. Burası, Rönesans’ın en önemli figürlerinden birinin yaşadığı ve çalıştığı bir yer. Erasmus Evi Müzesi, ziyaretçilerine sadece bir tarih dersi değil, aynı zamanda bir kültür deneyimi sunuyor. Dolayısıyla Brüksel gezinde bu harika mekanı da görmelisin.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 5 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi günleri kapalı, diğer günler 10.00-18.00 saatleri arasında açık

Yazar Notu: Her ayın ilk pazar günü tamamen ücretsiz şekilde gezme imkanına sahipsin.

50. Jeanneke Pis

 Manneken Pis’in tam karşıtı olan Jeanneke Pis

Brüksel’de, Belçika’nın merkezine, Manneken Pis’in tam karşıtı olan Jeanneke Pis’i bulabilirsin. Bu küçük kız figürü, şehrin en sevimli ve ilginç cazibe merkezlerinden birisi. Jeanneke Pis, Manneken Pis’in dişi karşılığı olarak biliniyor ve henüz onun kadar popüler olmasa da, ziyaretçiler arasında oldukça sevilen bir figüre dönüşmeye başladı. Jeanneke Pis, 1987 yılında yerel bir restoran sahibi olan Denis-Adrien Debouvrie tarafından yapıldı. Debouvrie, Manneken Pis’in popülerliğini gören Debouvrie şehre bir kız versiyon eklemeye karar verdi. Jeanneke Pis, Brüksel’in tarihi merkezinde, Rue des Bouchers’da bulunuyor. Bu sokak, restoranları ve kafeleri ile ünlü ve Jeanneke Pis, bu hareketli bölgenin bir parçası haline geldi. Figür, genellikle turistler tarafından fotoğraf çekmek için ziyaret ediliyor ve bazen çiçeklerle süsleniyor.

Jeanneke Pis, Brüksel’i ziyaret eden herkesin görmesi gereken bir yerler arasında bulunuyor. Bu sevimli ve ilginç figür, şehrin tarihini ve kültürünü yansıtıyor ve Brüksel’in kalbinde unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Konum Linki

İpucu: En iyi otel fiyatlarını tek bir yerde görmek, seçeceğin otel hakkında bilgi almak ve saniyeler içinde rezervasyon yapmak için ENUYGUN'da Brüksel otelleri araştırmasına başlayabilirsin.

Otel

51. Belçika Kraliyet Kütüphanesi

Belçika Kraliyet Kütüphanesi Charles de Lorraine Sarayı

Brüksel’in merkezinde konumlanan Belçika Kraliyet Kütüphanesi, ülkenin ulusal bilimsel kütüphanesi olarak biliniyor ve tüm Belçika yayınlarını topluyor. Burada, 8 milyondan fazla belge korunuyor ve incelenmek üzere kişilerin hizmetine sunuluyor. Kütüphane, Düklerin çağına kadar uzanan bir tarihe sahip. 20. yüzyılın ikinci yarısında, Brüksel’in merkezinde, Mont des Arts/Kunstberg’de yeni bir bina inşa edildi. Kütüphane, Belçika’da veya yurtdışında Belçikalı yazarlar tarafından yayınlanan tüm kitaplar için bir bilgi deposu haline gelerek, önemli bir hazineye de ev sahipliği yapmaya başladı. Kütüphanede dört milyon ciltli kitap bulunuyor. Ayrıca 45 bin eserlik nadir kitap koleksiyonu da yer alıyor.

Kütüphanede 750 binden fazla baskı, çizim ve fotoğraf, 150 bin harita ve plan ve 250 binden fazla nesne bulunuyor. Bu nesneler arasında sikke koleksiyonu da ilgi çekiyor ve bu koleksiyon, numismatik alanındaki en değerli sikkelerden birine sahip olması ile öne çıkıyor. Kütüphane ayrıca Amerikan Araştırmaları Merkezi’ni de bünyesinde barındırıyor. Bu merkez, açık raflarda 30 bin kitaplık zengin bir Amerikan Araştırmaları koleksiyonuna, ABD gazetelerine ve veri tabanlarına sahip.

Belçika’nın bu büyülü kütüphanesini ziyaret etmek, tarihin ve bilginin derinliklerine dalmanın eşsiz bir yolu olabilir. Kendini bu bilgi hazinesinin içinde bulduğunda, dünyanın dört bir yanından gelen kitapların ve belgelerin arasında kaybolacak, hem mimariye hem de bilgiye doyacaksın.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 19 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazar günleri kapalı, diğer günler 09.00-17.00 arasında açık

52. Belçika Kraliyet Güzel Sanatlar Müzeleri

Belçika Kraliyet Güzel Sanatlar Müzeleri

Belçika’nın başkenti Brüksel’de bulunan Kraliyet Güzel Sanatlar Müzeleri, sanat severler için bir cennet niteliğinde. Müze, Avrupa sanatının en önemli eserlerini barındırıyor ve ziyaretçilere sanatın farklı dönemlerine bir bakış sunuyor. Müze, altı farklı bölümden oluşuyor. Bu bölümler, Eski Sanatlar Müzesi, Modern Sanatlar Müzesi, Wiertz Müzesi, Meunier Müzesi, Magritte Müzesi ve Fin-de-Siècle Müzesi şeklinde isimlendiriliyor. Her biri, belirli bir sanat dönemine veya sanatçıya odaklanır ve ziyaretçilere o dönemin sanatını daha iyi anlama fırsatı sunuyor. Eski Sanatlar Müzesi, 15. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar olan döneme ait eserleri sergiliyor. Bu müze, özellikle Flaman Primitifleri olarak bilinen sanatçıların eserlerini barındırıyor. Modern Sanatlar Müzesi ise, 19. yüzyıldan günümüze kadar olan döneme ait eserlerin bulunduğu bölüm olarak biliniyor. Bu müze, modern ve çağdaş sanatın çeşitli akımlarını temsil ediyor.

Wiertz ve Meunier Müzeleri, sırasıyla Antoine Wiertz ve Constantin Meunier adlı iki Belçikalı sanatçının eserlerine adandı. Her iki sanatçı da 19. yüzyılın ikinci yarısında yaşadı ve çalıştı. Magritte Müzesi, ünlü sürrealist sanatçı René Magritte’nin eserlerini sergiliyor. Müze, sanatçının hayatını ve eserlerini detaylı bir şekilde misafirlerine aktarıyor. Fin-de-Siècle Müzesi ise, 19. yüzyılın sonunda ve 20. yüzyılın başında Avrupa’da yaşanan sanatsal ve kültürel değişimleri ele alır. Kraliyet Güzel Sanatlar Müzeleri, sanatın farklı dönemlerini ve akımlarını keşfetmek isteyen herkes için mükemmel bir durak haline geldi. Bu harika yeri keşfederek farklı sanatçıları ve eserlerini görme fırsatını kaçırma.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 10 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi günleri kapalı,

  • Salı-Cuma, 10.00-17.00

  • Hafta sonu, 11.00-18.00 saatleri arasında açık

53. Sonian Forest

Sonian Ormanı'nda sonbahar yürüyüşü des Soignes Zoniënwoud Brüksel Belçika

Sonian Ormanı, Brüksel’in güneydoğu kenarında, Belçika’da yer alan 4,421 hektarlık bir orman. Bu orman, şehir merkezinden 4 kilometreye kadar giren bir kentsel halka parkı olan Bois de la Cambre/Ter Kamerenbos ile de bağlantılı. Orman, Flandre, Brüksel ve Valonya’nın üç Belçika Bölgesi üzerinde yayılıyor. Sonian Ormanı, eski Silva Carbonaria veya Kömür Ormanı’nın dağınık kalıntılarının bir parçası. Aslen, bu orman Ardennes Ormanı’nın bir parçasıydı. Sonian Ormanı’nın ilk bahsi erken Orta Çağ’dan kalma. Sonian Ormanı, 2017’den itibaren UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Bu, ormanın bozulmamış doğası ve Son Buzul Dönemi’nden bu yana Avrupa’daki ormanları yöneten ekolojik süreçlere tanıklık etmesi nedeniyle. Orman, Avrupa’nın Karpatlar ve Diğer Bölgelerindeki İlk Çağ Kayın Ormanları’nın çok uluslu kaydının tek Belçika bileşeni.

Orman, doğa severler için mükemmel bir kaçış noktası. Ormanda yürüyüş yapabilir, bisiklete binebilir, koşabilir veya at binebilirsin. Burada ayrıca çeşitli faaliyetler ve etkinlikler düzenleniyor. Bu etkinlikler arasında doğa yürüyüşleri, bisiklet turları ve atlı geziler bulunuyor. Ormanda ayrıca çeşitli yaban hayatı türlerini gözlemleyebilme şansın da var. Bu türler arasında geyikler, tilkiler ve çeşitli kuş türleri bulunuyor. Sonian Ormanı, doğaya kaçış için harika bir lokasyon. Eğer gezin sırasında yorgunluk hissedersen buraya gelip dinlenme şansını kaçırmamalısın.

Konum Linki

54. Brüksel Planetariumu

Belçika Kraliyet Gözlemevi Planetaryumu'nun tam görünümü.

Brüksel Planetariumu, şehrin kalbinde yer alan ve evrenin büyüleyici bir görüntüsünü sunan benzersiz bir yer. Burası, gökyüzünün kubbesi, panoramik manzaralar ve astronomik görüntülerin bir araya geldiği, sınırları olmayan bir dünya. Kendini bir anda evrenin tam ortasında, Planetarium’un büyüsü içinde bulabilirsin. Planetarium, yıldızlı gökyüzünün güzelliğini keşfetmek için sihirli bir mekan. Yarı küresel bir kubbenin altında, gökyüzü, panoramik manzaralar ve astronomik görüntülerin birleştiği bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Artık, Belçika Kraliyet Gözlemevi’nin Planetarium’u, Avrupa’nın en büyüklerinden biri olan ve tamamen yeniden tasarlanmış bir projeksiyon salonuna seni davet ediyor. En son teknolojiye sahip sekiz video projektöründen oluşan bir projeksiyon sistemi ile donatılmış olan bu salon, 840 metrekarelik kubbe üzerine yansıtılan büyüleyici bir görüntüye dalmanı sağlıyor. 100 binden fazla yıldızı içeren bir astronomi veri tabanı sayesinde, gezegenler arasında seyahat edebilir, Mars’ın üzerinde uçabilir veya hatta Satürn’ün halkalarına yaklaşabilirsin. Güneş sisteminin, hatta Samanyolu’nun sınırlarının ötesine gidebilirsin.

Brüksel Planetariumu, 23 metre çapında bir kubbesi olan ve Güneş, Ay, gezegenler, Samanyolu ve 8 bin 500’den fazla yıldızın projelendirilebildiği Avrupa’nın en büyük planetariumlarından birisi. Bu, sadece bir gezinti değil, aynı zamanda bir keşif yolculuğu anlamına geliyor. Kısacası kendini evrenin merkezinde hissedeceğin bir deneyim sunuyor. Bu nedenle, Brüksel’e gidersen, Planetarium’u ziyaret etmek için zaman ayır ve burayı keşfet.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 8 euro

Açık olduğu saatler

  • Her gün 09.00-17.00 arasında açık

55. Belçika Kraliyet Gözlemevi

Belçika Kraliyet Gözlemevi

Belçika Kraliyet Gözlemevi, bilim ve keşiflerin merkezinde yer alıyor. Brüksel’in Uccle bölgesinde bulunan bu gözlemevi, 1826 yılında Kral William I tarafından kuruldu ve o zamandan beri bilim dünyasına katkıda bulunuyor. Gözlemevi, yıldızları, gezegenleri ve diğer gök cisimlerini incelemek için kullanılan çeşitli astronomik aletlere ev sahipliği yapıyor. Gözlemevi, bilimsel araştırmaların yanı sıra, depremleri tespit etmek için kullanılan bir dizi sismograf ekipmanına da sahip. Bu, Kraliyet Gözlemevi’nin sadece uzayı değil, aynı zamanda Dünya’nın kendisini de incelemesini sağlıyor. Gözlemevi, Dünya’nın iç yapısını, dönüşünü, dinamiklerini ve kabuk deformasyonunu inceliyor.

Kraliyet Gözlemevi, bilim dünyasında önemli bir rol oynuyor. Gözlemevi, ESA Gaia uydu misyonunun 10. yıl dönümünü kutladı. Gaia uydusu, 19 Aralık 2013’te fırlatıldı ve o zamandan beri görevine devam ediyor. Gözlemevi, Gaia’nın topladığı verileri kullanarak, bir gezegen bulutsusunun içinde çok düzenli bir nabızla parlayan bir mavi noktayı gözlemledi. Zaman zaman halka açık şekilde bazı etkinlikler düzenleniyor ve gözlemevi içerisinde yıldızlara bakma şansı sunuluyor. Sen de bu zamanları yakalayarak gözlemevinin içerisine girebilir ve buradaki yetkililerden uzay hakkında daha fazla bilgi alabilirsin.

Belçika Kraliyet Gözlemevi, ülkenin en önemli uzay araştırma enstitülerinden birisi. Bilim dünyasına yaptığı katkılarla, hem Dünya’yı hem de uzayı daha iyi anlamana yardımcı oluyor. Bu nedenle, bir bilim meraklısıysan, Belçika Kraliyet Gözlemevi’ni ziyaret etmek kesinlikle kaçırılmaması gereken bir deneyim olacak.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • Hafta sonu kapalı, hafta içi ise, 08.00-19.00 saatleri arasında açık

56. AfricaMuseum

Orta Afrika Kraliyet Müzesi'nin panoramik bir görüntüsü, Tervuren, Belçika

AfricaMuseum, Brüksel yakınlarındaki Tervuren’da yer alıyor. Afrika üzerine bir müze ve araştırma merkezi olarak hizmet veriyor. Özellikle Orta Afrika’ya odaklanıyor. Müze, ziyaretçilerine Afrika’nın zengin tarihine kendilerini kaptırma fırsatı sunuyor. Müze, hem bilimsel araştırma kurumu olarak hem de Belçika’nın en çok ziyaret edilen müzelerinden biri olarak öne çıkıyor. Müze, Afrika’nın sanat, kültür, müzik, fotoğraf, video ve mimarisini kapsayan çeşitli sergi alanlarına sahip. Müze, düzenli olarak değişen geçici sergiler ve geleneksel Afrika objelerinin yanı sıra çağdaş Afrika sanatının geniş bir koleksiyonunu sergiliyor. Ayrıca, Afrika’nın çeşitli bölgelerinden geleneksel mimari örneklerini sergileyen bir açık hava bölümü de bulunuyor. Müze, sana Afrika’nın çeşitli yönlerini keşfetme ve anlama fırsatı sunuyor. Burada, Afrika’nın zengin ve çeşitli kültürlerini, tarihini ve doğasını anlamanı sağlayacak birçok argüman bulunuyor.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 14 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi kapalı,

  • Hafta içi,10.00-17.00

  • Hafta sonu, 10.00-18.00 saatleri arasında açık

57. Brüksel Borsası

 Brüksel Borsası

Brüksel Borsası, kentin ana noktalarından Grand Palace’ın yakınlarında yer alıyor. Şehrin tarihi merkezinde, çarpıcı bir mimariye sahip olan bu bina, finans dünyasının hareketli bir parçası. Burası, birçok uluslararası şirketin hisse senetlerinin işlem gördüğü bir yer. Borsa binası, ziyaretçilerine etkileyici bir görünüm sunuyor. Yüksek tavanları, detaylı süslemeleri ve geniş pencereleri ile bu bina, Brüksel’in en ikonik yapılarından biri. İçeride, yoğun bir iş gününde bile, her zaman bir hareketlilik hissi var. Borsa binası, aynı zamanda çeşitli etkinliklere de ev sahipliği yapıyor. Her yıl düzenlenen Borsa Günü etkinliğinde ziyaretçiler borsanın nasıl çalıştığını öğrenebilir ve hatta bazı işlemleri canlı olarak izleyebilirler. Bu etkinlik, finans dünyasına ilgi duyan herkes için büyük bir fırsat. Borsa binasının hemen yanında, ziyaretçiler birçok restoran ve kafe bulabilirler. Burada, Belçika’nın ünlü çikolatalarını ve biralarını tadabilir, yerel lezzetlerin keyfini çıkarabilirler. Ayrıca, borsanın hemen yakınında birçok alışveriş merkezi ve butik de bulunuyor.

Brüksel Borsası, hem finans dünyasının merkezi, hem de turistler için çekici bir nokta. Burası, Brüksel’i ziyaret eden herkesin görmesi gereken bir yer. Hem tarihi hem de modern özellikleri ile Brüksel Borsası, şehrin dinamik ruhunu yansıtıyor.

Konum Linki

58. Belçika Bira Üreticileri Müzesi

Belçika Bira Üreticileri Müzesi Çeşitli altın süs eşyaları, çiçekler ve heykellerle Barok tarzındaki Gran Place binalarının cephesinin kısmi görünümü.

Belçika Bira Üreticileri Müzesi, Brüksel’in kalbi olarak nitelendirilen Grand Palas’ta yer alıyor. Bu müze, Belçika’nın zengin bira geleneğini canlı tutuyor. Küçük ama etkileyici bir Bira Müzesi olarak bilinen bu yer, ziyaretçilere 18. yüzyıldan kalma bir bira fabrikasında bulunan araçları, bira yapımı ve fermantasyon küvetlerini, bir kaynatma kazanını ve daha fazlasını gösteriyor. Müze, bir malikânenin bodrum katında yer alıyor ve üç bölümden oluşuyor: 18. yüzyıla ait bir bira fabrikası, bir bodrum şaraphanesi ve modern bir bira fabrikasının canlandırılması. Buhar kazanı ve fermantasyon tankı gibi sergilenen eşyalar, 18. yüzyıldan kalma bir zanaat bira fabrikasından geliyor. Belçika bira kültürünün ne kadar değerli olduğunu gösteren eski bira bardakları, antika porselen ve geçmişten bir hanın eşyaları gibi objelerle dolu rahat bir kafe de bulunuyor. Ziyaretin sonunda, Belçika birasının genişliği ve misafirperverliği seni etkileyebilir. Belçika bira üreticileri, Bira Müzesi’nin kafesinde sana lezzetli bir bira bardağı sunabilir ve bu da burası hakkında iyi bir intiba uyandırabilir.

Belçika Bira Üreticileri Müzesi, Belçika’nın bira mirasını keşfetmek ve bira yapımının sanatını anlamak için mükemmel bir yer. Bu nedenle, bir sonraki Brüksel gezinde bu müzeyi ziyaret etmeyi unutma.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 5 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazar ve Salı günleri kapalı, diğer günler 11.00-17.00 saatleri arasında açık

59. Laeken Mezarlığı

Laeken Mezarlığı

Laeken Mezarlığı, Brüksel, Belçika’nın en eski ve hala işlevsel olan mezarlığı. Bu mezarlık, Belçika Kraliyet Ailesi’nin son yeri olmasının yanı sıra, halkın yüksek zümresine ait kişilerin gömülü olduğu yer olarak da biliniyor. Paris’teki ünlü Père Lachaise Mezarlığı’na benzetilen bu mezarlık, mirasıyla da dikkat çekiyor. Laeken Mezarlığı, 19. yüzyılın cenaze töreni sanatının çok güzel örneklerine ev sahipliği yapıyor. Antikacı ve sanat koleksiyoncusu Josef Dillen tarafından kendi anıtı olarak kullanılmak üzere 1927’de satın alınan Auguste Rodin’in Düşünen Adam heykelinin orijinal bronz dökümü de burada bulunuyor. Girişin hemen yanında, heykeltıraş Ernest Salu ve onun haleflerine adanmış küçük bir müze bulunuyor. Laeken Mezarlığı, Belçika Kraliyet Ailesi’nin üyelerinin gömülü olduğu Kraliyet Kriptası’na da ev sahipliği yapıyor. Bu kripta (taş oda), neo-gotik tarzdaki büyük Meryem Ana Kilisesi’nin altında yer alıyor.

Laeken Mezarlığı, 19. yüzyılın genç ve dinamik Brüksel’ini şekillendiren birçok kişiliğin son yeri. Burada, birçok sanatçı, önemli politikacılar, girişimciler ve hayırseverlerin mezarları bulunuyor. Bunlardan biri, aşkını onurlandırmak için bir anıt dikmiş. Her yıl haziran ayında, güneş yılın en yüksek noktasına döndüğünde, iç altıgen duvarın bir köşesinde, çatının yuvarlak açılışından bir kalp oluşuyor. Bir kadının ağlayan heykeli ona uzanıyor.

Laeken Mezarlığı, sessiz cenaze töreni sanatının açık hava müzesi ve Kuzey Avrupa’da bu türün tek örneği olan bir hektardan fazla yer altı gömü galerilerine ev sahipliği yapıyor. Mezarlıkta bulunan birçok mezar taşı sanat eseri niteliğinde kabul ediliyor. Brüksel gezine Laeken Mezarlığı’nı kesinlikle eklemelisin ve ziyaret etmelisin.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • Her gün 08.30-16.00 saatleri arasında açık

60. Zinneke Pis

şehrin üç ünlü “işeyen” heykelinden biri

Brüksel, Belçika’nın başkenti, birçok ilginç ve eşsiz cazibe merkezine ev sahipliği yapıyor. Bunlardan biri de Zinneke Pis. Bu heykel, şehrin üç ünlü “işeyen” heykelinden biri. Diğer ikisi Manneken Pis ve Jeanneke Pis. Ancak Zinneke Pis, diğer ikisinden biraz farklı çünkü bir köpeği temsil ediyor. Zinneke Pis, Brüksel’in Kartuzyen Caddesi’nde bulunuyor. 1998 yılında Tom Frantzen tarafından yapıldı. Heykel, Brüksel’in çok kültürlü kimliğini ve çeşitliliğini temsil ediyor. Zinneke Pis, son zamanlarda turistler arasında popüler bir fotoğraf noktası haline geldi. Bu heykel, Brüksel’in eşsiz ve çeşitli kültürünün bir simgesi. Şehrin sokaklarında dolaşırken bu küçük ama anlamlı heykeli görmek, Brüksel deneyimini tamamlamana yardımcı olabilir. Bu nedenle, Brüksel’de gezilecek yerler arıyorsan Zinneke Pis’i görme şansını kaçırma.

Konum Linki

61. Halles de Saint-Géry

Brüksel'in Eski Kentindeki Halles Saint-Géry veya Halles of Saint Gery (vintage pazarı)

Halles de Saint-Géry, Brüksel’in kalbinde yer alıyor. Bu yer, Brüksel’in fiziksel ve soyut kültürel mirasını hatırlatan bir agora. 19. yüzyıldan kalma bu yapı, Brüksel Başkent Bölgesi’nin çeşitli sergiler ve etkinliklerin merkezi olarak işlev görüyor. Mimar Adolphe Vanderhegge tarafından tasarlanan ve 1882 yılında hizmete açılan bu bina neo-Rönesans tarzı ile dikkat çeken bir yapıya sahip. Halles de Saint-Géry, günümüzde birçok etkinliğe ev sahipliği yapması ile öne çıkıyor. Brüksel’in hem mimari hem de kültürel alanda önemli yerlerinden birisi olan bu eşsiz binada yıl boyunca çeşitli etkinlikler, fuarlar, sergiler, konferanslar, workshoplar ve konserler düzenleniyor.

Halles de Saint-Géry, Brüksel’deki etkinliklere katılmak için iyi bir seçenek olabilir. Burayı deneyimlemek ve kentin akışına kendini kaptırmak istersen buradaki organizasyonları takip edebilir ve katılım sağlayabilirsin.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • Her gün 10.00-00.00 saatleri arasında açık

62. Ambiorix Meydanı

 Güneşli bir sonbahar gününde Ambiroix Meydanı'ndaki gölet ve sokak.

Ambiorix Meydanı, Brüksel’in kalbinde yer alan bir park ve halka açık bir meydan. Şehrin doğu tarafında, Nord-Est bölgesinde bulunuyor. Park, Fransız bahçe tarzından ilham aldığı net bir şekilde görülebiliyor. Düzgün ve dikdörtgen şekilli, geometrik desenlerle düzenlenmiş yollar, iyi bakılmış çimler, çiçek tarhları, fıskiyeler, heykeller ve bir oyun alanı ile dolu. Parkın tasarımı, ziyaretçilere hem huzurlu bir kaçış noktası hem de şehir yaşamının canlılığını sunuyor. Çimlerin üzerinde yürürken, çiçek tarhlarının renkli görüntüsüne hayran kalabilirsin.

Fıskiyelerin suyunun sesi, şehir gürültüsünün üzerine bir huzur tabakası ekliyor. Heykeller, parkın sanatsal bir dokunuşunu eklerken, çocuklar için oyun alanı, aileler için mükemmel bir nokta oluşturuyor. Ambiorix Meydanı, her yaştan insanın farklı bir alan bulabileceği eşsiz bir yer. Çocuklar oyun alanında eğlenirken, yetişkinler parkın güzelliğini ve huzurunu keşfedebilir. Park, hem yerel halk hem de turistler için popüler bir buluşma noktası. İster bir kitap okumak, ister sevdiklerinle piknik yapmak, ister sadece çevreyi izlemek için olsun, Ambiorix Meydanı seni bekliyor.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • 24 saat boyunca açık

63. Tıp Müzesi (ULB)

Tıp Müzesi (ULB)

Tıp Müzesi, Université libre de Bruxelles’in Erasmus Kampüsü içerisinde yer alıyor. Bu müze, güzel bir şekilde restore edilmiş ve müzeye dönüştürülmüş 19. yüzyıldan kalma bir hastane olan eski Hotel Dieu’da bulunuyor. Müzenin en önemli eserleri arasında farklı dönemlerden tıbbi aletler ve eserler koleksiyonu bulunuyor. Müze, tıp ve sanat arasında bir köprü kurması açısından önemli bir noktaya oturuyor. Ziyaretçilere, arkeolojik nesneler, sanat eserleri ve eski tıbbi aletler ve aletlerden oluşan bir miras sunuyor. Bu nesneler, zaman ve mekan boyunca iyileştirme sanatının uzun evrimini gösteriyor. Müzenin kalıcı sergisi, tıp tarihindeki önemli aşamaları, ilk bakım girişimlerinden başlayarak ve büyülü-dini uygulamalar üzerinde yoğunlaşarak ortaya koyuyor. Serginin ana teması, tıbbın babası olan Hipokrat’ın yemini etrafında mantıklı bir şekilde şekilleniyor. Hipokrat’tan sonra, büyük keşifleri belirleyen en sembolik figürler bulunuyor. Bunlar arasında Galen, Dioscoride, Avicenna, Vesalius, Paré ve daha fazlası yer alıyor.

Tıbbi ilerlemenin anlamı, kronolojik bir şekilde sunuluyor ve bazı tekniklerin ve bazı ilaçların gösterimiyle birlikte geliyor. Tıptaki ilerleme yollarının anlatımı, büyülü ve dini boyutta ve bilimsel tıp açısından yapılıyor. Serginin bir başka bölümü ise Avrupa dışı tıplara ayrılmış, böylece bakım yöntemlerini karşılaştırabilir ve kültürel değişimlerin getirdiği faydayı takdir edebilme şansı sunulmuş. Serginin son bölümünde ise, yaklaşık 300 adet anatomi mumyasının sunumunun gerçekleştiriliyor. Bu 19. yüzyıl koleksiyonu, cilt ve organ hastalıklarını, o dönemin bazı tıbbi ve cerrahi tekniklerini gösteriyor. Bir oda, özellikle cinsel hastalıklara ayrılmış ve bu konuyu merak eden kişilere kapılarını açıyor.

Brüksel’deki Tıp Müzesi’ni ziyaret etmek senin ufkunu genişletebilir ve hiç bilmediğin bir alanda farklı bir bakış açısı kazandırabilir. Bu nedenle kent ziyaretinde eğer vakit bulursan buraya da uğramaya çalış.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 5 euro

Açık olduğu saatler

  • Hafta içi, 09.00-16.00

  • Hafta sonu, 13.00-16.00 saatleri arasında açık

Yazar Notu: Müze, her ayın ilk pazar günü giriş ücretsiz olarak gezilebiliyor.

64. Avrupa Tarihi Evi

Avrupa Tarihi Evi ön cephe görünümü

Avrupa Tarihi Evi, Brüksel, Belçika’da bulunan bir tarih müzesi ve kültürel kurum. Avrupa’nın yakın tarihine odaklanıyor ve Avrupa entegrasyon sürecini ele alıyor. Avrupa Parlamentosu’nun bir girişimi olan bu tarihi alan 2017’de açıldı. Müze, kıtanın tarihine benzersiz bir bakış açısı sunuyor. Zaman içinde Avrupalıları birleştiren ve ayıran ana olaylar ve olgulara farklı bir yaklaşım benimsemesi nedeniyle pek çok kişi tarafından ilgi ile karşılanıyor. Avrupa’nın geçmişi hakkında bilgi edinirken, ziyaretçilerin bugününü eleştirel bir şekilde düşünmeye ve gelecekte katılmaya teşvik edilir. Avrupa Tarihi Evi, Park Leopold’un kalbinde, Avrupa bölgesinin merkezinde yer aldığı için farklı bir öneme sahip. Binanın çocuk bekleme alanında, Fransız yazar Jean de La Fontaine’in masallarından hayvanların renkli resimlerini yerleştirerek genç izleyicisini göz önünde bulundurarak tasarlandı.

Avrupa Tarihi Evi’nin misyonu, Avrupa tarihini anlamayı ve anlatmayı amaçlıyor. Sadece gerçekleri değil, aynı zamanda onların arkasındaki hikayeleri ve insan deneyimlerini de dikkate alarak çeşitli yorumlar sunması açısından oldukça önemli bir yer. Avrupa tarihini anlamak ve süreci baştan sona kadar özümsemek istersen Brüksel’de gezilecek yerler listene burayı eklemen gerekiyor.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Ücretsiz

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi, 13.00-18.00

  • Salı-Cuma, 09.00-18.00

  • Hafta sonu, 10.00-18.00 saatleri arasında açık

Yazar Notu: Müze, geniş bir sergiye sahip olduğu için buraya en az yarım gün ayırmanı öneriyoruz.

65. Van Buuren Müze ve Bahçeleri

Van Buuren Müze ve Bahçeleri

Van Buuren Müzesi ve Bahçeleri, Brüksel’deki en büyüleyici yerlerden biri. 1928 yılında inşa edilen bu ev, Amsterdam Okulu’nun tipik bir dış cephesine sahip. İçerisi ise Art Deco’nun bir başyapıtı. Bu ev, banker ve sanat hamisi David van Buuren tarafından yaptırıldı. İçeride Belçika, Fransa ve Hollanda’nın ünlü dekoratörleri tarafından bir araya getirilen nadir mobilyalar, halılar, vitraylar, heykeller ve 16. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar olan döneme ait Belçikalı ve uluslararası ünlü ressamların tabloları bulunuyor. Bahçeler ise kendi başına bir peyzaj şaheseri. 1920’lerin sonunda Jules Buyssens, Art Deco ruhunda Düzenli Bahçe, Resimsel Bahçe ve Büyük Gül Bahçesi’ni tasarladı. 1960’larda René Pechère, Labirent ve Kalp Bahçesi’ni oluşturdu.

Alice van Buuren sayesinde bu park, yürüyüş yapmak, düşünmek ve hayal kurmak için harika bir yer. Van Buuren Müzesi ve Bahçeleri, tarihi bahçelerle ilgili kültürel mirası koruma ve tanıtma amacıyla Avrupa Konseyi tarafından oluşturulan, uluslararası tanınmış Avrupa Tarihi Bahçeleri ağına dahil olmaktan gurur duyuyor. Bu, Avrupa’nın tarihi bahçelerinin kültürel mirasını koruma ve tanıtma amacı güden bir kültürel yolculuk. Bu müze, özel bir evin samimi karakterini koruyor.

Van Buuren Müzesi ve Bahçeleri, sanat ve doğanın mükemmel bir uyumunu sunuyor. Burası hem sanatseverler hem de doğaseverler için kaçırılmaması gereken bir yer. Bu nedenle Brüksel ziyaretin sırasında burayı görmek için zaman ayırabilirsin.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 15 euro

Açık olduğu saatler

  • Salı günü kapalı, diğer günler 14.00-17.30 arasında açık

66. Charles of Lorraine Sarayı

Saray şu anda 18. yüzyılın müzesine ev sahipliği yapıyor. Brüksel, Belçika.

Charles of Lorraine Sarayı, Brüksel’in Kraliyet Bölgesi’nde yer alan neoklasik bir saray. 1757 yılında inşa edilmeye başlanan bu saray, Habsburg Hollanda’sının Valisi Prens Charles Alexander of Lorraine’nin ikametgahı olarak hizmet vermek üzere tasarlandı. Saray, şu anda Belçika Kraliyet Kütüphanesi’nin bir parçası olan bir müzeyi barındırıyor. Saray, Coudenberg tepesinin üzerinde, Güzel Sanatlar Müzesi’nde yer alıyor. Bu alan, Brüksel Kraliyet Sarayı ve Belçika Güzel Sanatlar Kraliyet Müzeleri gibi yakındaki kurumlarla birlikte, Brüksel-Merkez tren istasyonu ile de hizmet veriyor. Charles of Lorraine Sarayı’nın inşası, eski Orange-Nassau Sarayı’nın yerinde 1757 yılında başladı. Bu saray, o zamanlar Avusturya Hollanda’sının Valisi olan Prens Charles Alexander of Lorraine’nin ikametgahı olarak hizmet vermek üzere tasarlandı.

Charles Alexander, başkenti için büyük projeler hayal eden bir yapı seven biri olarak tanıtılıyor. Sarayın ilk neoklasik kanadı, muhtemelen mimar Jean Faulte’nin eseri ve Faulte’nin 1766’daki ölümünden sonra mimar Laurent-Benoît Dewez tarafından tamamlandı. Aynı tarzdaki ikinci bir kanat, 1825’te saraya dik olarak eklendi. Bu kanat, Ulusal Endüstri Sarayı’nı barındırmak üzere tasarlandı. Charles of Lorraine Sarayı, Aydınlanma dönemine tanıklık eden Brüksel’deki az sayıdaki prens saraylarından birisi. Bugün, eski Nassau Sarayı’nın yerinde 1757’de inşa edilen bu yapı, Place du Musée’nin kenarında yer alan eski Ulusal Endüstri Sarayı ile etkileyici bir mimari grup oluşturuyor.

Brüksel gezi listene bu harika sarayı da ekleyerek kentteki tarihi alanları ve o dönemin yapı anlayışını daha iyi anlayabilirsin. Bu nedenle Charles of Lorraine Sarayı, Brüksel’de gezilmesi gereken alanlar arasında yer alıyor.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • 24 saat boyunca açık

67. Belçika Ulusal Bankası Müzesi

Belçika Ulusal Bankası Müzesi

Belçika Ulusal Bankası Müzesi, ülkenin para birimlerine ışık tutması açısından önemli bir yerde bulunuyor. Bu müze, paranın ve bankacılığın dünyasına dalmak için mükemmel bir müze. İçeride, paranın tarihini ve merkez bankalarının rolünü interaktif bir ziyaretle keşfedebilirsin. Müze, 19. yüzyıldan kalma muhteşem bir banka binasında yer alıyor. Bu bina, bir zamanlar bir ticaret bankasının merkeziydi ve o dönemin mimari tarzının nadir bir örneği olması ile öne çıkıyor. Bina, Désiré De Keyser tarafından 1872 yılında tasarlandı. Müze, Euro’nun ve Euro’dan önceki diğer para birimlerinin tarihini keşfetmeni sağlar. Ayrıca, interaktif oyunlar ve uygulamalar aracılığıyla merkez bankalarının faaliyetlerini daha iyi anlamana yardımcı olur. Müzede, gerçek bir kâğıt para ile sahte bir banknotu nasıl ayırt edeceğini, Ulusal Banka’nın fiyatların artmasını nasıl önlediğini ve bankaların tasarruflarınla istediklerini yapıp yapamayacaklarını öğrenebilirsin.

Müze, hem bireysel ziyaretçilere hem de rehber eşliğinde gruplara uygun. Ayrıca, ziyaretçilerin müzenin koleksiyonlarını keşfetmeleri için eğlenceli interaktif ekranlar bulunuyor. Bu ekranlar, sesli rehberi etkinleştirerek erişilebilir hale getirildiği görülebiliyor. Belçika’nın Ulusal Bankası Müzesi, paranın ve bankacılığın dünyasını keşfetmek için mükemmel bir yer.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Ücretsiz

Açık olduğu saatler

  • Hafta sonu kapalı, Hafta içi günlerinde ise, 09.00-17.00 saatleri arasında açık

68. Groot-Bijgaarden Kalesi

Brüksel Belçika'daki Groot Bijgaarden Kalesi

Groot-Bijgaarden Kalesi, Brüksel’in Dilbeek bölgesinde, Groot-Bijgaarden’da bulunan 12. yüzyıldan kalma bir kale. İlk Bigard lordu olan Almaric Bigard için inşa edilmiş. Kale, 47 metre yükseklikte konumlanmış. Kırmızı tuğla ve kiremit çatı ile Flaman Rönesans tarzında inşa edilmiş bir yapı. Kale, geniş bir hendekle çevrili ve bu hendek, kaleye giden beş kemerli bir köprü ile aşılmış. Bu köprü, çekilebilir bir köprüye yol açıyor. Kale kapısının merkezi kısmı 14. yüzyıldan kalma. Kapının yanında, 30 metre yüksekliğinde dört katlı bir kule bulunuyor. 1902 yılında, kale oldukça harap durumdaydı ve Raymond Pelgrims Bigard, 30 yıl süren bir restorasyon sürecine başladı. Bahçe mimarı Louis Fuchs, 20. yüzyılın başında kale yanında 14 hektarlık bir park oluşturdu. Park, her yıl baharda, Hollanda’dan gelen lalelerle uluslararası bir çiçek sergisine ev sahipliği yapıyor. Bu çiçek sergisi, kale parkında her yıl düzenlenen yıllık çiçek sergisinin bir parçası.

Groot-Bijgaarden Kalesi, tarihi ve doğal güzelliği ile ziyaretçilerini büyülüyor. Kendine özgü mimarisi, geniş parkı ve çiçek sergisi ile kale, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Bu nedenle, Groot-Bijgaarden Kalesi’ni ziyaret etmek, tarih ve doğa severler için kaçırılmaması gereken bir fırsat.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 16 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi ve Salı günleri kapalı, diğer günler 18.00-22.00 arasında açık

69. Manneken Pis Gardırobu

Manneken Pis, Brüksel’in en sevilen ve en çok ziyaret edilen simgelerinden biri. Bu küçük çocuk heykeli, şehrin kalbinde, Grand Place’a sadece birkaç adım uzaklıkta yer alıyor. Ancak Manneken Pis’in en ilginç özelliği, muhteşem gardırobu. Manneken Pis’in Gardırobu, 17. yüzyıldan bu yana sürekli büyüyor. Şu anda 1000’den fazla kostümü var ve bu sayı her geçen gün artıyor. Kostümler, dünya genelindeki çeşitli ülkeler, şehirler, kuruluşlar ve hatta spor kulüpleri tarafından bağışlanıyor. Her biri, kendi kültürlerini, tarihlerini ve değerlerini temsil ediyor. Manneken Pis, yıl boyunca farklı kostümler giyer. Özel günlerde, bayramlarda, önemli etkinliklerde ve hatta bazen sadece sebepsiz yere yeni bir kostümle görünür. Bu, hem yerel halkın hem de turistlerin büyük ilgisini çeker. Herkes, Manneken Pis’in ne zaman ve hangi kostümle görüneceğini merakla bekler. İşte bu kıyafetlerin saklandığı yer ise bu mekan. Manneken Pis’in Gardırobu, Brüksel’in Şehir Müzesi içerisinde sergileniyor. Burada, ziyaretçiler Manneken Pis’in tüm kostümlerini yakından görebilir ve her birinin hikayesini öğrenebilirler. Bu, Brüksel’in kültürel çeşitliliğini ve kozmopolit doğasını yansıtan benzersiz bir deneyim.

Manneken Pis ve onun eşsiz gardırobu, Brüksel’in ruhunu ve karakterini yansıtan bir fenomen. Bu küçük çocuk heykeli, sadece bir turistik cazibe merkezi değil, aynı zamanda bir kültürel simge, bir tarih dersi ve bir sanat eseri. Manneken Pis’i ve onun renkli gardırobunu ziyaret etmek, Brüksel’deki herhangi bir gezinin vazgeçilmez bir parçası olabilir.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel kart geçerli

  • 5 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi günleri kapalı, diğer günler 10.00-17.00 arasında açık.

Yazar Notu:Brüksel Kart, 24, 48 ve 72 saatlik şeklinde satılıyor. 24 saatlik 32 euro ve buna 8 euro ekleme yaparak sınırsız toplu taşıma ve 27 euro ekleme ile turist gezi otobüslerine ücretsiz binebilirsin. 48 saatlik versiyon 44 euro ve buna da 15 euroya toplu taşıma, 32 euroya turist otobüsü ekleyebilirsin. 72 saatlik olan kart ise 50 euro, buna da 19 euroya sınırsız toplu taşıma, 36 euroya turist gezi otobüsü eklemesi yapabilirsin.

70. Magritte Müzesi

Brüksel’deki Magritte Müzesi, benzersiz bir deneyim sunuyor. Müze, ünlü Belçikalı sanatçı René Magritte’nin eserlerini sergiliyor. Şu anda, müzede 200’den fazla eser bulunuyor. Bu eserler arasında Magritte’nin en ünlü ve etkileyici çalışmaları yer alıyor. Müze, sanatseverler için bir cennet. Her bir eser, Magritte’nin hayal gücünün ve yaratıcılığının bir örneği. Sanatçının eserlerinde sıkça rastlanan temalar arasında gerçeklik ve hayal, görünür ve görünmez, bilinç ve bilinçaltı bulunuyor. Müze, ziyaretçilerine sanatçının düşünce dünyasına bir bakış sunuyor. Magritte’nin eserleri, onun düşüncelerini, fikirlerini ve duygularını yansıtıyor. Bu eserler, sanatçının hayatının ve döneminin bir yansıması olarak görülüyor.

Müze, aynı zamanda sanatçının hayatını ve kariyerini anlatan bir dizi sergiye ev sahipliği yaptığı için Magritte’nin sanat yolculuğunu ve onun sanat üzerindeki düşüncelerini daha iyi anlamanı sağlıyor. Magritte Müzesi, sadece bir sanat müzesi değil, aynı zamanda bir öğrenme merkezi. Müze, ziyaretçilerine sanat ve kültür hakkında bilgi edinme fırsatı sunuyor. Burada çeşitli etkinlikler ve atölye çalışmaları düzenliyor.

Magritte Müzesi, sanatseverler için kaçırılmaması gereken bir yer. Müze, sadece Magritte’nin eserlerini sergilemekle kalmıyor, aynı zamanda ziyaretçilerine sanatı daha iyi anlama ve takdir etme fırsatı sunuyor. Müzeyi ziyaret etmek, hem eğlenceli hem de öğretici bir deneyim.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 10 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi ve Salı günleri kapalı, diğer günler 10.00-18.00 saatleri arasında açık.

71. Horta Müzesi

Horta Müzesi, Brüksel’in kalbinde, sanat ve mimarinin birleştiği bir yer. Bu müze, Belçikalı Art Nouveau mimar Victor Horta’nın hayatına ve çalışmalarına adanmış. Müze, Horta’nın eski şehir evi ve atölyesinde yer alıyor. 1898 yılında inşa edilen bu yapı, Art Nouveau tarzında bir başyapıt. Müze, Horta ve çağdaşları tarafından tasarlanan mobilyalar, eşyalar ve sanat eserlerinin yanı sıra, Horta’nın hayatı ve dönemiyle ilgili belgeleri sergiliyor. Ayrıca, Horta ve sanatıyla ilgili konular üzerine geçici sergiler de düzenleniyor. Horta Müzesi, 2000 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklendi. Bu, Horta’nın 1900 yılından önce tasarladığı dönemin kentsel konutlarının ana planı olarak kabul edildi.

Bu yapılar, açık planları, ışığın yayılması ve dekorasyonun kıvrımlı hatlarının binanın yapısıyla mükemmel bir şekilde birleşmesiyle karakterize edilen stil devrimini temsil ediyor. Müze, 2013 yılında tamamlanan geniş çaplı bir restorasyon projesinin ardından, 2014 yılında Avrupa Birliği Kültürel Miras / Europa Nostra Ödülü’nü kazandı. Bu ödül, Horta Müzesi’nin kültürel mirasın korunmasına yaptığı katkıları onurlandırıyor. Horta Müzesi’ni ziyaret etmek, Horta’nın hayatına ve çalışmalarına derinlemesine bir bakış sunuyor. Aynı zamanda, Art Nouveau’nun en önemli mimarlarından birinin eserlerini ilk elden görmek için benzersiz bir fırsat sunuyor. Bu müze, sanat ve mimari meraklıları için kaçırılmaması gereken bir durak.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 12 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi kapalı,

  • Salı-Cuma: 14.00-17.30

  • Hafta sonu: 11.00-17.30 arasında açık

72. Kırmızı Manastır

Kırmızı Manastır, Brüksel’in güneydoğusunda, Sonian Ormanı’nın kenarında yer alıyor. Bu yer, doğa severler ve yürüyüşçüler için popüler bir destinasyon. 1367 yılında kurulan eski bir Augustinian Manastırı olan Kırmızı Manastır, bugün Brüksel’in Auderghem bölgesinden yönetiliyor. Manastır, 1796’da kapatıldı ancak Kırmızı Manastır adı, 16. yüzyıldan günümüze kadar bu ormanın kenarındaki, göllerle çevrili alanı tanımlamak için kullanıldı. Kırmızı Manastır, zengin bir mimari, orman ve doğal topluluk oluşturuyor. Yüzyıllar boyunca Brabant’ın en büyük Augustinian rahiplerinden birinin varlığı, manzarayı belirgin bir şekilde işaretledi. Ancak toprakların doğası ve bol miktarda nemli alanlar, bugün hala Brükselliler tarafından çok sevilen özel bir yere sahip. Kırmızı Manastır, çocuklar için oyun alanları, piknik masaları ve bir sebze bahçesi gibi olanaklara sahip. Üç oyun alanı bulunuyor. Burası, ziyaretçilerin rahatlaması için parkın her yerinde bilgi panoları ve banklar sunuyor. Ayrıca bir sağlık parkuru da mevcut.

Kırmızı Manastır, doğa severler, yürüyüşçüler ve aileler için ideal bir destinasyon. Bu yer, ziyaretçilere doğayla iç içe olma ve tarihi bir manastırın kalıntılarını keşfetme fırsatı sunuyor. Brüksel gezinde buraya gelmeli ve doğa ile bütünleşme şansını kullanmalısın.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi ve Salı kapalı, diğer günler 13.00-17.00 arasında açık

73. Grand Sablon Meydanı

Grand Sablon Meydanı, Brüksel’in en zarif yerlerinden biri. Eski binaların zarif cephesi, antikacılar, lüks restoranlar ve sayısız kafe ile çevrili. Bu meydan, hafta sonları düzenlenen antika pazarlarına ev sahipliği yapıyor. Burada geçirdiğin zaman boyunca, bu meydanın sıcak ve canlı atmosferi seni büyülecek. Meydanın çevresindeki çikolata dükkanları, özellikle çikolatanın anavatanı olan Belçika’da, bir başka çekici özellik. Bu dükkanlarda, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilere en iyi Belçika çikolatalarını sunuyorlar. Çikolata dükkanlarının yanı sıra, meydanda birçok sanat galerisi bulunuyor. Bu galeriler, yerel ve uluslararası sanatçıların eserlerini sergileyerek, sanatseverler için mükemmel bir durak noktası oluşturuyor. Grand Sablon Meydanı, aynı zamanda birçok etkinliğe ve festivalin düzenlendiği bir yer. Alanda, Ommegang ve Perroquet atışı gibi festivaller düzenlenebiliyor. Bu festivaller, birçok ressam ve oymacının eserlerine ilham kaynağı olmayı başardı. Ayrıca, 1320’den 1754’e kadar burada at pazarı düzenlendiği de biliniyor. 1800’den itibaren ise süt ürünleri ve sebzelerin satıldığı bir pazar burada kuruldu.

Grand Sablon Meydanı, tarihi ve kültürel zenginliği, zarif atmosferi ve çeşitli etkinlikleri ile Brüksel’deki en çekici yerlerden biri. Burası, şehri ziyaret ederken burada da yürüyüp, tarihi koklayabilirsin.

Konum Linki

İpucu:Uçak bileti satın alırken sadece ENUYGUN'da bulabileceğin Akıllı Aktarma seçeneğinin olduğunu hatırlatırız. ENUYGUN teknolojisi ile geliştirilenAkıllı Aktarma ile daha hızlı ve ucuza seyahat edebilirsin.

74. Sainte-Catherine Meydanı

Brüksel’deki Sainte-Catherine Meydanı, şehrin simge yerlerinden biri. Çağdaş ruh, pop kültür, sanat ve muhteşem gece hayatını bir araya getiriyor. Burası, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dolu bir alan. Sainte-Catherine Katolik Kilisesi, bu meydanın en değerli kültürel simgesi. 15. yüzyılda inşa edilen bu kilise, farklı stillerin karışımı bir yapıya sahip. Kilisenin etrafında dolaşırken, tarihin derinliklerine dalıyormuş gibi hissedebilirsin. Sainte-Catherine Meydanı, aynı zamanda birçok deniz ürünleri restoranına ev sahipliği yapıyor. Bu restoranlar, lezzetli yemekleri ve hoş atmosferleri ile biliniyor. Meydanda yemek yiyebileceğin birçok seçenek var. Deniz mahsullerinin yanı sıra, farklı mutfaklardan lezzetler de bulabilirsin. Dolayısıyla akşam yemeğinde deniz ürünleri tercih edersen buraya gelebilirsin. Meydanın kendisi, canlı ve hareketli bir atmosfere sahip. Burası, yerel halkın ve turistlerin bir araya geldiği bir buluşma noktalarından birisi. Gece hayatı da oldukça renkli. Çeşitli barlar, kafeler ve gece kulüpleri, gece boyunca eğlenceli anlar yaşamanı sağlıyor. Müzik, dans ve eğlence, Sainte-Catherine Meydanı’in gece hayatının ayrılmaz bir parçası.

Sainte-Catherine Meydanı, Brüksel’deki ziyaretini unutulmaz kılacak bir yer. Burası, hem tarihi hem de modern yüzüyle, bu meydan, şehrin eşsiz ruhunu yansıtıyor.

Konum Linki

75. Vanhaerents Sanat Koleksiyonu

Vanhaerents Sanat Koleksiyonu, benzersiz ve kapsamlı bir çağdaş sanat koleksiyonu. Bu koleksiyon, Belçikalı koleksiyoncu Walter Vanhaerents ve çocukları Els ve Joost tarafından bir araya getirildi. Koleksiyon, kurucularının bireysel toplama yaklaşımını ve yeni ve kışkırtıcı sanata olan ortak tutkularını yansıtıyor. Vanhaerents, koleksiyonunu halka tanıtma şeklini köklü bir şekilde değiştirmeye karar verdi. Sanat eserlerinin sunumunu ve günlük yönetimini yenilikçi bir şekilde sunmayı hedefleyerek, estetiği ve işlevselliği doğal bir şekilde iç içe geçiren bir görüntüleme deposu formatını benimsedi.

Buradaki eserler, 1970’lerin sonundan bugüne kadar olan eserlerden oluşan çağdaş bir aile sanat koleksiyonu. Bu sayede, gelecek vaat eden genç sanatçıların eserlerini, onları ilham veren zaten kurulmuş sanatçıların eserleriyle karşılaştırmak mümkün. Vanhaerents Sanat Koleksiyonu, farklı alandaki eserleri seven sanatseverler için bir ziyaret noktası. Burada, sanatın çeşitli formlarını ve ifadelerini keşfedebilme şansın var. Koleksiyon, sanatın evrensel dilini konuşur ve ziyaretçilerine sanatın çeşitli yönlerini ve anlamlarını keşfetme fırsatı sunuyor. Bu benzersiz ve kapsamlı çağdaş sanat koleksiyonunu ziyaret ederek farklı dünyalara kapı aralama şansını da kullanabilirsin.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 17 euro

Açık olduğu saatler

  • Salı-Cuma 11.00-18.00 saatleri arasında açık

76. Brüksel Pinball Müzesi

Brüksel’de bir yer arıyorsan, Pinball Müzesi’ni ziyaret etmeyi düşünmelisin. Uzun yıllar bilgisayarlarda ve oyun konsollarında oynanan pinball adına açılan bu harika yer eğlenceli zaman sunuyor. Bu müze, pinball ve oyun makineleri oynayabileceğin, Belçika biraları içebileceğin, pinball veya otantik vintage eşyalar satın alabileceğin ve makinelerini tamir ettirebileceğin eğlenceli ve orijinal bir aktivite sunuyor. Müze, pinball ve oyun makineleri oynama fırsatı sunuyor. Bu makineler, hem yetişkinlerin hem de çocukların keyif alabileceği bir deneyim vadediyor. Müzede satılan otantik vintage eşyalar, evine veya ofisinize benzersiz bir dokunuş katmak için mükemmel bir seçenek olabilir. Ayrıca, müzede makinelerin tamir hizmeti de veriliyor. Eğer pinball veya oyun makinen varsa ve onu tamir ettirmen gerekiyorsa, müze bu konuda yardımcı olabilir. Brüksel Pinball Müzesi, keyif alabileceğin bir yer. Müzede geçireceğin zaman, hem eğlenceli hem de öğretici olacak. Bu yüzden, Brüksel’e bir sonraki ziyaretinde Pinball Müzesi’ni ziyaret etmeyi düşün.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 9 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi, Salı ve Çarşamba günleri kapalı, diğer günler 12.00-23.00 saatleri arasında açık

77. Eugène Flagey Meydanı

Eugène Flagey Meydanı, Brüksel’in Ixelles bölgesinde yer alıyor. Bu meydan, çeşitli etkinlikler ve festivallerle canlı bir atmosfere sahip. Meydanda birçok farklı restoran, kafe ve bar bulunuyor. Bu da burada farklı mutfaklardan lezzetlere ulaşmanı sağlıyor. Eugène Flagey Meydanı’nın en belirgin özelliği, Art Deco tarzındaki Flagey binası. Bu bina, bir zamanlar Belçika’nın ulusal yayın şirketi olan INR’nin merkeziydi. Şimdi ise, konser salonu, kayıt stüdyosu ve sinema salonu olarak hizmet veriyor. Burada düzenlenen etkinlikler, meydanın kültürel yaşamına büyük katkı sağlıyor. Meydanın hemen yanında, güzel bir gölet olan Ixelles Göletleri bulunuyor. Göletler, doğa severler ve fotoğrafçılar için popüler bir nokta. Ayrıca, göletlerin etrafında yürüyüş yapmak, koşmak veya piknik yapmak için ideal bir yer. Eugène Flagey Meydanı, aynı zamanda çeşitli pazarlara ev sahipliği yapıyor. Hafta sonları organik pazar, hafta içi ise yerel ürünlerin satıldığı bir pazar kuruluyor. Pazarda taze meyve, sebze, peynir, ekmek ve çeşitli gıda ürünleri bulabilme şansına sahipsin.

Eugène Flagey Meydanı, Brüksel’deki en canlı ve çeşitli meydanlardan biri. Burası, hem yerel halkın hem de turistlerin uğrak noktası. Meydanın sunduğu çeşitli etkinlikler, restoranlar, barlar ve pazarlar, sana unutulmaz bir deneyim sunabilir.

Konum Linki

78. Petit Château

Brüksel’deki Petit Château, tarihi ve kültürel bir zenginliğe ev sahipliği yapıyor. Zaman içinde çeşitli amaçlar için kullanılan bu eşsiz yer 1986 yılından bu yana kapılarını siyasi mültecilere açmış bir merkez olarak hizmet veriyor. Ancak geçmişi, bu yapıyı sadece bir mülteci merkezi olmanın ötesine taşıyor. Petit Château, aslında 19. yüzyılda inşa edilmiş bir kışla. Neo-Tudor tarzında inşa edilen Petit Château, mimarisi ile ziyaret edenlerin ilgisini çekiyor. Yapının dış cephesi, detaylı taş işçiliği ve büyüleyici mimari özellikleri ile göz dolduruyor. İç mekanlar ise, tarihi dokusunu koruyan özellikleri ile birçok kişiyi etkilemeyi başarıyor. Petit Château’nun çevresi de, Brüksel’in canlı ve hareketli atmosferini yansıtıyor. Çevredeki kafe ve restoranlar, yerel lezzetleri deneyimlemek için harika mekanlar sunuyor. Ayrıca, Petit Château’nun yakınında bulunan parklar ve yeşil alanlar, şehirdeki doğal güzellikleri keşfetmek için ideal. Petit Château, tarihi ve kültürel zenginliği, etkileyici mimarisi ve merkezi konumu ile Brüksel’deki görülmesi gereken yerlerden biri. Bu eşsiz yapıyı ziyaret etmek, Brüksel’deki deneyimini daha da zenginleştirebilir.

Petit Château, Brüksel’deki diğer turistik yerlerle de kolayca ulaşılabilir bir konumda bulunuyor. Bu nedenle, Brüksel ziyaretin sırasında Petit Château’yu da rotana eklemene öneririm. Hem tarihi hem de kültürel bir deneyim sunan bu yer, Brüksel ziyaretinizi unutulmaz kılacak.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • 24 saat boyunca açık

79. Vlaams Parlamentosu

Vlaams Parlamentosu, Belçika’nın Flaman Bölgesi’nde konumlanıyor. Bu muhteşem yapı, bölgenin politik ve kültürel yaşamının merkezi. Parlamento binası, modern mimarisi ve tarihi önemi ile ziyaretçileri büyülüyor. İçerisinde 124 Vlaams halk temsilcisi bulunuyor. Parlamento, çeşitli komisyonlar ve toplantılarla her zaman hareketli. Burada, çevre, enerji, dış politika, turizm ve daha birçok konuda önemli kararlar alınıyor. Ayrıca, Vlaams Parlamentosu TV kanalı aracılığıyla tüm bu etkinlikler canlı olarak yayınlanıyor. Bu sayede, halkın politik süreçlere aktif katılımı teşvik ediliyor. Vlaams Parlamentosu, aynı zamanda eğitim ve bilgilendirme merkezi olarak da işlev görüyor. Öğretmenler ve öğrenciler için düzenlenen özel etkinliklerle, genç nesillerin politikaya olan ilgisi artırılıyor. Ayrıca, parlamentonun resmi web sitesi üzerinden çeşitli eğitim materyalleri ve atölye çalışmaları sunuluyor. Ziyaretçiler, parlamentonun etkileyici mimarisini ve sanatsal detaylarını keşfedebilirler. Ayrıca, parlamentonun halka açık alanlarında düzenlenen sergiler ve etkinlikler de ziyaretçilere benzersiz bir deneyim sunuyor. Ancak, ziyaretlerin önceden rezerve edilmesi gerekiyor.

Vlaams Parlamentosu, Flaman Bölgesi’nin politik, kültürel ve eğitim yaşamının kalbi. Hem yerel halkın hem de turistlerin ziyaret etmesi için benzersiz bir yer. Bu yeri de Brüksel gezi listene eklemeyi düşünebilirsin.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • Hafta sonları kapalı, hafta içi 09.00-17.00 saatleri arasında açık

80. BELvue Müzesi

BELvue Müzesi, Brüksel’in ve Belçika’nın geçmişine ve bugününe ışık tutan önemli bir yer. Bu müze, Belçika ve tarihine odaklanan bir yerden daha fazlası olarak görülüyor. Demokrasi merkezi olarak, BELvue tarihi deneyimleme yeri. Belçika’nın tarihini yedi tema üzerinden keşfedebilirsin. Bunlar demokrasi, refah, dayanışma, çoğulculuk, göç, dil ve Avrupa şeklinde sıralanabilir. Haber kliplerine, posterlere, grafiklere bakabilir ve çağdaş tanıklıkları dinleyebilirsin. Müze, Kral Baudouin Vakfı tarafından yönetiliyor.

Müzenin amacı, tarihsel bir farkındalık geliştirmek. Bu nedenle, müze ziyaretçilerine tarihi ve demokrasiyi deneyimleme fırsatı sunuyor. Müze, Belçika’nın ve tarihini anlamak için modern ve interaktif bir yaklaşım sunuyor. BELvue Müzesi, Belçika’nın tarihini ve kültürünü anlamak isteyen herkes için mükemmel bir durak. Müzede geçireceğin zaman, Belçika’nın tarihini ve kültürünü daha iyi anlamanı sağlayacak. Müzeyi ziyaret etmek, Belçika’nın tarihini ve kültürünü keşfetmek için harika bir fırsat.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 10 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi-Cuma: 09.30 – 17.00

  • Hafta sonu: 10.00-18.00 saatleri arasında açık

81. Les Marolles

Brüksel’in en harika noktalarından birinde yer alan Les Marolles, şehrin en otantik ve canlı mahallelerinden biri. Burası, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü. Les Marolles, çeşitli dükkanlar, restoranlar ve kafelerle dolu. Burada herkes için ilgi çekici bir alan var. Özellikle antika severleri cenneti olarak da kabul ediliyor. Ayrıca, mahalledeki sanat galerileri ve müzeler, yerel ve uluslararası sanatçıların eserlerini sergiliyor. Her gün açık olan ve Brüksel’in en büyük pazarı olan Jeu de Balle Pazarı’nda her türlü eşyayı bulabilirsin. Burada, sanatın ve kültürün bir arada yaşadığını hissedebilirsin. Mahallede dolaşırken, muhteşem Gotik ve Barok mimariye hayran kalacaksın. Les Marolles’de yemek yemek de bir zevk. Buradaki restoranlar, Belçika mutfağının en iyi örneklerini sunuyor. Deniz mahsulleri, patates kızartması ve çikolata, burada denemen gereken bazı lezzetler. Les Marolles’in sıcak ve dost canlısı insanları, mahallenin en büyük cazibesidir. Burada, Brüksel’in gerçek ruhunu ve enerjisini hissedebilirsin.

Kısacası, Les Marolles, tarihi, kültürel ve gastronomik zenginlikleriyle dolu, canlı ve renkli bir mahalle. Burası, Brüksel’i ziyaret eden herkesin görmesi gereken bir yer.

Konum Linki

82. Seny Park

Seny Park, Brüksel’de doğanın ve huzurun bir araya geldiği bir yer. 1963 yılında açılan park, son özel sahiplerinden birinin aile adını taşıyor. Park, hem Auderghem hem de Watermael-Boitsfort sınırları içerisinde bulunuyor ve 3 hektarlık bir alanı kaplıyor. Küçük bir akarsu, parkın içinden akıyor ve bu yeşil alanı daha da canlandırıyor. Seny Park, türlerin akarsu boyunca kesintisiz seyahat etmelerine izin veren bir yeşil bağlantı görevi görüyor. Park, doğa severler için ideal bir kaçış noktası haline geldiği için hemen her gün yoğun bir ilgi ile karşılaşıyor. Muhteşem peyzajı ile yürüyüş yapanların ve dinlenenlerin her seferinde gönlünü kazanmayı da başarıyor. Parkta bulunan hayvanlar, ihtiyaç duydukları yiyecekleri kendileri bulabiliyor. Onları beslemek cazip gelebilir, ancak bu onlar için tehlikeli olabilir. Ateş veya barbekü olmadan piknik yapmaya izin verilen parkta düzen ve temizlik oldukça önemli bir konu. Seny Park, Natura 2000’nin özel koruma alanının istasyonlarından biri. Brüksel’de, bu alan Soignes ormanını, kenarlarını, çevresindeki ormanlık alanları ve Woluwe Vadisini kapsıyor. Bu, parkın sadece bir dinlenme ve eğlence alanı olmadığını, aynı zamanda çevresel bir değere sahip olduğunu gösteriyor. Brüksel gezinde dinlenmek ve durulmak için buraya gelebilir ve harika zaman geçirebilirsin.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • 24 saat boyunca açık

83. Sainte-Anne Şatosu

Brüksel’deki Sainte-Anne Şatosu, şehrin merkezinin dışında Soignes Ormanı’nın kenarında yer alan bir cennet. Bu yer, tarihi bir şato ve çevresindeki geniş yeşil alanlarıyla dikkat çekiyor. Şatonun kendisi, zarif bir mimariye sahip ve içerisinde birçok etkinlik düzenleniyor. Burası, 35’ten fazla ulusal kimliği bir araya getiren bir buluşma noktası olarak hizmet veriyor. Sainte-Anne Şatosu, hem yerel hem de uluslararası düzeyde kişisel ve profesyonel ağlarını genişletmek isteyen üyeler için yıl boyunca 200’den fazla etkinlik düzenliyor. Bu etkinlikler arasında konferanslar, seminerler, atölye çalışmaları ve sosyal etkinlikler bulunuyor. Sainte-Anne Şatosu, aynı zamanda bir restoranı da harika lezzetler sunması ile ünlü. Restoran, Fransız mutfağından lezzetler sunuyor ve ziyaretçilerine unutulmaz bir yemek deneyimi yaşatıyor. Restoranın menüsünde çeşitli seçenekler bulunuyor ve her damak zevkine hitap ediyor. Sainte-Anne Şatosu, Brüksel’deki ziyaretini unutulmaz kılacak bir yer. Hem tarihi hem de doğal güzellikleri bir arada sunan bu yer, şehirdeki diğer turistik yerlerden farklı bir deneyim sunuyor. Sainte-Anne Şatosu’yi ziyaret etmek, Brüksel’deki seyahatinin en önemli parçalarından biri olabilir.

Konum Linki

84. Schaerbeek Bira Müzesi

Schaerbeek Bira Müzesi, Brüksel’in kalbinde yer alıyor. İçinde 3 bin çeşit birayı bulabilme şansına sahipsin. Buradaki her bira, dünyanın dört bir yanından geliyor ve her biri kendi hikayesini sana sunuyor. Müze, biranın tarihini ve üretim sürecini anlatıyor. Biranın nasıl yapıldığını, hangi malzemelerin kullanıldığını ve biranın tarih boyunca nasıl evrim geçirdiğini öğrenebilirsiniz. Biranın yapım sürecini anlatan interaktif ekranlar, biranın kimyasını ve biranın nasıl tadına varılacağını anlatan seminerler bulunuyor. Ayrıca, biranın kültürel önemini ve biranın toplumlar üzerindeki etkisini de anlatıyor.

Müze, biranın dünyasını keşfetmek için mükemmel bir yer. Burada, biranın tarihini, kültürünü ve bilimini keşfedebilirsiniz. Schaerbeek Bira Müzesi, biranın dünyasını keşfetmek isteyen herkes için mükemmel bir yer. Bu deneyim, biranın dünyasına yeni bir bakış açısı kazandıracak ve biranın tadını çıkarmanın yeni yollarını keşfetmeni sağlayacak.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 5 euro

Açık olduğu saatler

  • Yalnızca çarşamba ve cumartesi günleri 14.00-18.00 saatleri arasında açık

85. Train World

Train World, Brüksel’deki Schaerbeek bölgesinde yer alıyor. Belçika’nın resmi demiryolu müzesi olarak bilinen bu yer, demiryolu tarihini, bugününü ve geleceğini sergiliyor. Müze, Belçika’nın en eski buharlı lokomotifi olan "Pays de Waes"den, 1939’da tüm hız rekorlarını kıran “tip 12” akışkanlaştırılmış buharlı lokomotive kadar birçok hazineye ev sahipliği yapıyor. Gerçek ve muhteşem kraliyet arabalarını görebilir, paslanmaz çelik TEE arabalarına binebilirsin. TEE arabaları, o dönemde Avrupa’da seyahat eden yüksek hızlı trenlerin öncüsü olarak kabul ediliyor. Müze, demiryolu taşımacılığının hem eğitici hem de tarihi bir sergisini sunuyor. Bu, tarihi gerçekler ve eğlenceli gerçeklerle dolu bir ziyaret yeri ve çocuklar için etkileşimli olanaklar sunması ile ünlü. Train World, demiryollarının geçmişini, bugününü ve geleceğini sergileyen bir vitrin olarak kabul ediliyor. Belçika’nın demiryolu ağı, Avrupa kıtasındaki en eskisi.

Train World, aileler, tarih meraklıları ve tren meraklıları için ideal bir yer. Brüksel gezinde bu eşsiz yeri de keşif listene ekleyebilirsin.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 15 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazar günleri kapalı, diğer günler 10.00-17.00 saatleri arasında açık

86. Louise Caddesi

Louise Caddesi, Brüksel’in en önemli merkezleri arasında yer alıyor. Bu caddenin kendine has bir havası var. İlk adımını attığın anda, kendini başka bir zaman diliminde hissedebilirsin. Caddenin her iki yanında yüksek ağaçlar var ve bu ağaçlar caddenin üzerinde doğal bir tavan oluşturuyor. Bu yeşil tavan, caddenin üzerine serin bir gölge yayıyor ve yaz aylarında bile yürüyüşü keyifli hale getiriyor. Louise Caddesi, lüks ve prestijin bir arada bulunduğu bir yer. Caddenin boyunca ilerledikçe, dünyaca ünlü markaların vitrinlerini görebilirsin. Dünyaca ünlü giyim markalarının mağazaları burada yer alıyor.

Bu mağazalar, Louise Caddesi’nin prestijini artırıyor ve caddenin özgün atmosferine katkıda bulunuyor. Louise Caddesi, sadece alışveriş için değil, aynı zamanda yemek için de ideal bir yer. Caddenin boyunca birçok restoran ve kafe hizmet veriyor. Bu mekanlar, her zevke uygun lezzetler sunuyor. İster yerel lezzetler denemek, ister uluslararası mutfaklardan bir şeyler tatmak isteyin, Louise Caddesi size geniş bir seçenek sunuyor. Louise Caddesi, aynı zamanda birçok elçiliğe ve ofise ev sahipliği yapıyor. Bu da caddenin uluslararası bir karaktere sahip olduğunu gösteriyor. Caddenin sonunda ise büyük bir park bulunuyor. Bu park, doğa ile iç içe olmak isteyenler için ideal bir yer.

Louise Caddesi, Brüksel’de görülmesi gereken yerlerden biri. Hem alışveriş yapmak, hem lezzetli bir şeyler yemek, hem de keyifli bir yürüyüş yapmak için ideal bir yer. Louise Caddesi’yi ziyaret ettiğinde, Brüksel’in kalbinin attığını hissedebilirsin. Bu özgün ve prestijli cadde, Brüksel deneyimini unutulmaz kılacak.

Konum Linki

87. Maison Autrique

Maison Autrique, Brüksel’deki tarihi bir kasaba evi. Bu ev, 1893 yılında Victor Horta tarafından Art Nouveau tarzında tasarlandı ve bu Belçikalı mimarın evriminde önemli bir adımı temsil ediyor. Maison Autrique, Art Nouveau’nun önemli bir dönüm noktası ve örnek bir restorasyon geçirdi. Şimdi halka açık olan bu ev, herkesin Brüksel’in eski evlerinin tarihi ve estetik ilgisini daha iyi anlamasını sağlar. Maison Autrique, Brüksel’den bir Art Nouveau sanatçısı olan Privat Livemont’un çalışmalarını ve yaşamını sunar. Ziyaretin sırasında, sergi alanlarını, küçük bir tematik kitapçıyı ve Benoît Peeters ve François Schuiten tarafından imzalanan orijinal bir sahne tasarımını keşfedebilirsin. Ayrıca çeşitli sergiler, konserler ve Art Nouveau ve mirasıyla ilgili etkinlikleri de ziyaretçilerin beğenisi ile buluşturuyor.

Maison Autrique, herkesin bu tarihi ve estetik ilgi çekici Brüksel’in eski evlerini daha iyi anlamasını sağlaması açısından oldukça önemli bir müze. Burayı ziyaret etmek, Brüksel’in tarihi ve estetik ilgisini daha iyi anlamak için harika bir fırsat sunabiliyor.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 9 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi ve Salı günleri kapalı, diğer günler 12.00-18.00 arasında açık

88. Villa Empain

Villa Empain, Brüksel’de sanatseverlerin uğrak noktası olan bir yer. İçerisinde sanat ve kültürün birleştiği bu mekan, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. 1930’lu yıllarda inşa edilen bu yapı, Brüksel’de sık karşılaşılan Art Deco tarzının en güzel örneklerinden biri. İsviçreli mimar Michel Polak tarafından tasarlanan bu villa, Baron Louis Empain’ın emriyle inşa edilmiş. Villa Empain, geçmişte birçok farklı amaç için kullanıldı. Özel bir konut olarak hizmet verdi, müze olarak kullanıldı, hatta bir dönem SSCB’nin elçiliği olarak bile hizmet verdiği biliniyor. Ancak 1980’lerin başında terk edilen ve bir süreliğine harap olan bu eşsiz yer, 2006 yılında Boghossian Vakfı tarafından satın alındı.

Villa, dört yıl süren bir restorasyon sürecinin ardından tekrar halka açıldı ve günümüzde yine müze olarak hizmet vermeye başladı. Villa Empain, bugün Doğu ve Batı kültürleri arasında bir diyalog merkezi olarak hizmet veriyor. İçerisinde düzenlenen sergiler, müzik etkinlikleri, tiyatro gösterileri ve sinema gösterimleri ile ziyaretçilerine kültürel bir zenginlik sunuyor. Ayrıca, villa içerisinde düzenlenen sanat atölyeleri ve konferanslarla da sanatseverlere ilham kaynağı oluyor. Villa Empain, aynı zamanda birçok farklı sanat eserine ev sahipliği yapıyor. Sergilenen eserler, ziyaretçilere sanatın farklı yönlerini ve estetik değerlerini gösteriyor. Bu eserler, sanatçıların suyun değişken durumlarını ve sanatçıların suyu farklı estetik, şiirsel, duyusal veya politik yaklaşımlarla nasıl kullandığını keşfetmeye davet ediyor. Bu müze, sanat ve kültürle dolu bir deneyim yaşamak isteyen herkes için mükemmel bir yer.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 12 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi kapalı, diğer günler 11.00-18.00 saatleri arasında açık

89. La Fonderie - Brüksel Sanayi ve Çalışma Müzesi

La Fonderie – Brüksel Sanayi ve Çalışma Müzesi, kentin sosyal ve endüstriyel tarihini belge ve koleksiyonları aracılığıyla keşfetmek isteyenler için önemli bir nokta. Bu müze, bir zamanlar yoğun bir şekilde sanayileşmiş bir bölge olan ve eski adı Belçika’nın Manchester’ı olarak anılan bir alanda yer alıyor. İnsan odaklı bir yaklaşım benimseyen müze, geçici temalı sergiler aracılığıyla tarih, güncel olaylar ve çağdaş kentsel gerçeklik arasında bağlantı kurmayı amaçlıyor. Makineler ve araçlar koleksiyonu ile yakın zamanda restore edilen binaların kalitesi, La Fonderie’yi mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer haline getiriyor. Brüksel Sanayi ve Çalışma Müzesi, özellikle sanayi devrimine ilgi duyan kişilerin tercih edebileceği bir yer. Burada o döneme ait birçok nesneyi görebilir ve zamanın koşulları hakkında bilgi edinebilirsin.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 8 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi kapalı, diğer günler 10.00-17.00 saatleri arasında açık

90. MOOF Müzesi

MOOF Müzesi, Brüksel’in kalbinde, çizgi roman figürlerinin büyülü dünyasını keşfetmek için mükemmel bir yer. Çizgi romanın dokuzuncu sanat olarak adlandırıldığı bir yerde, MOOF Museum bu sanatın üç boyutlu bir yansıması. Museum of Original Figurines (Özgün Figürler Müzesi) olarak da bilinen MOOF, çizgi roman karakterlerinin geniş bir koleksiyonunu sergiliyor. Tenten, Şirinler, Asterix, Spirou gibi tanınmış karakterlerin yanı sıra, çizgi roman ve animasyon dünyasının daha az bilinen yüzlerini de bulabilirsin. Müze, 1300 metrekarelik bir alanı kaplıyor ve Avrupa çizgi romanının en ünlü karakterlerinin yanı sıra biraz da Amerikan çizgi romanından karakterlerin binden fazla figürünü sergiliyor. Bu koleksiyon, Brüksel’deki bir koleksiyoncu olan Eric Pierre tarafından oluşturuldu ve 2012 yılında MOOF Museum olarak halka açıldı. MOOF, çizgi roman hayranları ve figür koleksiyoncuları için ideal bir yer. Küçükler için uygundur ve çizgi romanın evrenine eğlenceli bir şekilde kapılarını açar. MOOF, Grand Place’a çok yakın bir konumda bulunuyor.

MOOF, çizgi romanın dokuzuncu sanatını üç boyutlu bir şekilde dönüştürüyor. Bu müze, çizgi roman ve figür koleksiyonculuğuna ilgi duyan herkes için kaçırılmaması gereken bir yer. MOOF Müzesi, çizgi romanın büyülü dünyasını keşfetmek için mükemmel bir yer.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 14 euro

Açık olduğu saatler

  • Salı ve Perşembe kapalı,

  • Pazartesi günü, 10.30-17.00

  • Cuma-Pazar, 10.30-18.00 arasında açık

91. Brüksel Moda ve Dantel Müzesi

Brüksel Moda ve Dantel Müzesi, bu alana meraklı olan kişilere tüm çeşitliliğiyle büyüleyici bir deneyim sunuyor. Üç kat üzerinde uzanan bu müze, tarihi ve çağdaş modayı birleştiren orijinal ve tematik sergilerle köprüler kuruyor. Uzun vadeli, kısa vadeli ve kalıcı sergiler burada birbirini takip ediyor. Müze, Belçika’nın geleneksel bir zanaatı olan dantel üzerine odaklanıyor. Özellikle Brüksel modası her zaman ön planda oluyor. Her sergi, belirli bir tema, belirli bir tasarımcı veya bir evrimi vurguluyor. Müze, Brüksel’in kalbinde yer alıyor ve 16. yüzyıldan günümüze kadar dantel, giysi ve aksesuarlardan oluşan yaklaşık 15 bin parçayı koruyor. Koleksiyonlar, Brüksel moda tasarımcıları ve giysiler açısından dünyanın en önemlileri arasında yer alıyor.

Müze, onları Belçika ve uluslararası bir bağlamda, iyi düşünülmüş bir sahneleme ile sunuyor. Dantel Odası’nda kalıcı koleksiyon, olağanüstü ve dünya çapında ünlü dantel parçalarını gösteriliyor. Bu özel olarak tasarlanmış odada, tarihi bağlamda güzel bir şekilde sergileniyorlar. Son olarak, Moda Odası, son zamanlarda edinilen eserlere genel bir bakış sunuyor. Net bir odakla küçük sergiler, farklı yaklaşımları keşfetmeni sağlıyor. Dantel Müzesi, ziyaretçilerine, dantelin olağanüstü tarihine dalma fırsatı sunuyor. Bu kumaş, yüzyıllar boyunca uluslararası ün kazandı ve ince yapısı, kalitesi ve güzelliği ile 17. yüzyıldan itibaren elitlerin tercih ettiği bir tekstil oldu. Müze, günümüzde unutulmaya yüz tutmuş bu estetiği yeniden keşfetme fırsatı sunuyor.

Brüksel Dantel Müzesi, moda ve dantel hakkında bilgi edinmek ve bu sanat formunun tarihini ve evrimini anlamak için mükemmel bir yer. Eğer modaya meraklıysan Brüksel gezinde bu harika yeri kaçırmaman gerekiyor.

Konum Linki

Yazar Notu:Brüksel Moda ve Dantel Müzesi geçici olarak kapalı. Kenti gezmek için plan yaptığın tarihlerde açık olup olmadığını kontrol etmeni tavsiye ediyoruz.

92. Brüksel Vintage Pazarı

Brüksel Vintage Pazarı, Brüksel’de eski ürünlerin bulunduğu ve her dönem ilgi gören bir pazar. Her ayın ilk Pazar günü düzenleniyor ve vintage eşya severler için bir harika bir alan. Burada her türlü vintage eşya bulabilirsin. Giysiler, aksesuarlar, mobilyalar, plaklar, kitaplar ve daha fazlası var. Pazar, Place du Jeu de Balle’de kuruluyor. Bu mekan, Brüksel’in en eski ve en büyük pazarlarından biri. Vintage Market, bu tarihi mekanın atmosferini daha da zenginleştiriyor. Pazarda dolaşırken, geçmişin izlerini taşıyan eşyalar arasında kaybolabilirsin. Her bir eşyanın kendine özgü bir hikayesi var. Kimi zaman eski bir fotoğraf makinesi, kimi zaman ise 70’lerin modasını yansıtan bir elbise karşına çıkıyor. Pazarda satılan eşyalar, farklı dönemlerden ve farklı ülkelerden geliyor. Bu da pazarda dolaşmayı, zaman ve mekanı aşan bir yolculuğa çeviriyor. Pazarın bir diğer güzel yanı ise yeme-içme seçenekleri. Farklı lezzetler deneyebilir, alışverişin keyfini çıkarabilirsin. Brüksel Vintage Pazarı, hem yerel halkın hem de turistlerin uğrak noktası. Pazar, Brüksel’in kültürel çeşitliliğini ve canlılığını yansıtıyor.

Brüksel Vintage Pazarı, vintage eşya seviyorsan mutlaka uğraman gereken bir yer. Burada hem alışveriş yapabilir, hem de farklı kültürleri keşfedebilirsin. Pazar, sadece bir alışveriş deneyimi değil, aynı zamanda bir kültür deneyimi sunuyor.

Konum Linki

93. Place des Palais

Place des Palais, Brüksel’in en eski meydanları arasında yer alıyor. Bu meydan, tarihi ve kültürel önemiyle biliniyor. En az Kraliyet Sarayı kadar eski bir meydan ve yıllar içerisinde çok fazla değişikliğe uğradı. Meydanın etrafında, göz alıcı mimarisiyle dikkat çeken binalar var. Bunlar arasında Kraliyet Sarayı ve Parlamentarium da bulunuyor. Kraliyet Sarayı, meydanın en belirgin yapılarından biri ve buraya da adını veren bir yer. Burası, Belçika Kralı’nın resmi görevlerini yerine getirdiği yer. Sarayın içindeki odalar ve salonlar, ziyaretçilere açık. Her yaz, Kraliyet Sarayı’nın kapıları halka açılıyor ve içerideki sanat eserlerini ve tarihi objeleri görmek mümkün oluyor. Meydanın her iki yanında da dinlenip, keyifle vakit geçirebileceğin kafe ve restoranlar bulunuyor. Buralarda Belçika’nın yerel lezzetlerinin yanı sıra dünya mutfağını da keşfetme şansına sahipsin. Bununla birlikte yine alana yakın olan park ve bahçeler de kentin hızlı yaşamından uzaklaşmak ve daha sakin zaman geçirmek için seni bekliyor. Place des Palais, çeşitli etkinliklere ve festivallere ev sahipliği yapıyor. Özellikle yaz aylarında burada birçok konser, sergi ve etkinlik düzenleniyor. Bu etkinlikler, meydanın canlı ve hareketli atmosferini daha da artırıyor.

Place des Palais, tarihsel ve kültürel anlamda Brüksel’in en önemli noktaları arasında bulunuyor. Burası, hem yerel halkın hem de turistlerin uğrak noktalarından biri. Eğer Brüksel’e gelirsen, Place des Palais’i ziyaret etmeyi unutma.

Konum Linki

94. Royal Circus

Brüksel’deki Royal Circus, şehrin kültür ve sanat merkezi olarak öne çıkıyor. Bu tarihi mekan, çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Binanın içerisinde bulunan yüksek tavanlar, rönesans dönemini hatırlatıyor ve büyüleyici bir atmosfer oluşturuyor. Sahne, sanatçıların performanslarını sergilemek için mükemmel bir alan. Royal Circus, birçok farklı etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Konserler, tiyatro oyunları, komedi gösterileri ve daha fazlası burada düzenleniyor. Her etkinlik, izleyicilere benzersiz bir deneyim sunuyor. Bu mekan, tarihi bir dokunuşa sahip. Her köşesi, geçmişin izlerini taşıyor. Ancak modern teknoloji ile donatılmış, bu da izleyicilere konforlu bir deneyim sunuyor. Royal Circus, Brüksel’deki en önemli etkinlik mekanlarından biri. Burası, sanat ve kültürün buluştuğu bir yer. Her ziyaret, yeni bir deneyim ve unutulmaz anılarla dolu. Eğer Brüksel’deysen, Royal Circus’u ziyaret ederek buradaki etkinliklere katılmayı düşünebilirsin.

Royal Circus’un konumu, şehrin diğer turistik yerlerine kolay erişim sağlıyor. Bu nedenle, Brüksel gezin sırasında burayı programına eklemek iyi bir fikir olabilir. Buradaki konser ve gösteri organizasyonlarını takip ederek farklı bir aktivite yapabilirsin.

Konum Linki

95. Sanat ve Sınırlar Müzesi

Sanata ilgi duyuyorsan Brüksel’de alanda pek çok müze bulunuyor. Kentin merkezinde sanatın sınırlarını sorgulayan Sanat ve Sınırlar Müzesi bu anlamda kültürel ihtiyacını karşılayabilecek alanlar arasında yer alıyor. Müze, 1983 yılında, sürrealist hareketin bir aşaması olarak şekillenen bir fikirle başladı. Ardından 1984 yılında, Françoise Henrion’un sanatsal yönetiminde, Araştırma ve Yayın Merkezi olarak kuruldu. İlk halka açık yeri ise 1986’da Brüksel’deki, rue des Vierges’de açıldı. Bu müze, 1980’lerin ortalarında kendini yetiştiren sanatçılar, zihinsel engelliler için sanatsal atölyeler ve psikiyatrik kurumlar tarafından oluşturulan bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Bugün, müzenin koleksiyonu, sanatın alışılmış yollarının dışında üretilen 4 binden fazla uluslararası eserden oluşuyor. Sanat ve Sınırlar Müzesi, yılda üç kez düzenlenen geçici sergilerle, zihin sınırlarının her iki tarafındaki

sanatçıları bir araya getiriyor. Bu sergiler, sanatın sınırlarını ve tanımını sorguluyor. Her sergi için bir bülten hazırlanıyor, içinde metinler, röportajlar, sanatçı portreleri ve eserlerin yeniden üretimleri bulunuyor. Sanat ve Sınırlar Müzesi, kültürel alanın sınırlarını, çağdaş sahnedeki sanatçılarla birlikte sorguluyor. Bu sanatçılar, yaptıkları eserlerle bu sınırları kesinlikle sorgulamamızı istiyorlar. Eğer sanatın farklı alanlarını da keşfetmek istiyorsan bu harika müzeyi de kaçırmaman gerekiyor.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 4 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi kapalı, diğer günler 11.00-18.00 saatleri arasında açık

96. Brüksel Değirmen ve Gıda Müzesi

Brüksel Değirmen ve Gıda Müzesi, kentin Evere bölgesinde, güzel bir parkın içinde yer alan eski bir rüzgar değirmeninde bulunuyor. Bu müze, Brüksel’in endüstriyel mirasının benzersiz bir tanığı ve değirmencilik tarihine dair küçük bir kalıcı sergiye ev sahipliği yapıyor. Ayrıca, değişen sergiler, gıda tarihinin çeşitli yönlerini araştırıyor. Her sergi için, bireyler ve gruplar için yeni bir etkinlik programı geliştiriliyor. Müze, Brüksel’in tarihi merkezinde, Grand Place’de bulunuyor. Brüksel Değirmen ve Gıda Müzesi, şehrin gıda ve içecek endüstrisinin tarihine ışık tutmak için tasarlandı ve halka açıldı. Burası, şehrin bira fabrikalarının tarihine dair de bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Müze ayrıca, gıda ve içecek endüstrisinde kullanılan eski aletler ve ekipmanlar koleksiyonunu da ziyaretçileri ile buluşturuyor. Müzede yalnızca sergileme yapılmıyor. Bunun yanı sıra gıda hakkında geçici etkinlikler düzenliyor. Bu süreçte değişen sergiler, gıda tarihinin çeşitli yönlerini araştırıyor. Her sergi için, bireyler ve gruplar için yeni bir etkinlik programı geliştiriliyor.

Brüksel Değirmen ve Gıda Müzesi, kentin tam kalbinde gezilecek yerler arasında bulunuyor. Brüksel’in farklı alanlarını da keşfetmek istiyorsan bu harika yeri görmeye gidebilirsin.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • Pazar ve Pazartesi günleri kapalı,

  • Hafta içi, 10.00-17.00

  • Cumartesi günü, 13.00-17.30 saatleri arasında açık

97. Brüksel Tramvay Müzesi

Brüksel Tramvay Müzesi, kentin ulaşım ağlarının geçmişine ışık tutuyor. İçerisinde, 19. yüzyıldan günümüze kadar tramvayların evrimini gösteren bir dizi eser bulunuyor. Müzede, hem elektrikli hem de atlı tramvaylar var. Bunlar, tramvayların tarihindeki önemli dönüm noktalarını temsil ediyor. Müzenin en çarpıcı özelliklerinden biri, eski tramvayların orijinal hallerinin korunmuş olması. Bu tramvaylara binmek, geçmişe bir yolculuk gibi. Ayrıca, müze ziyaretçilerine tramvayların nasıl çalıştığını ve nasıl evrildiğini anlatan interaktif sergiler sunuyor. Bu sergiler, ziyaretçilere tramvayların teknik yönlerini ve tarihini daha iyi anlama fırsatı sunuyor. Müze, tramvayların tarihini ve teknolojisini anlamak için mükemmel bir yer olsa da sadece teknik bilgiyle sınırlı değil. Aynı zamanda, tramvayların Brüksel’in sosyal ve kültürel yaşamındaki rolünü de vurguluyor. Tramvaylar, şehrin tarihinde ve gelişiminde önemli bir rol oynadı ve bu müze, ziyaretçilere bu önemi anlatıyor.

Brüksel Tramvay Müzesi, tramvay tarihine ilgi duyan herkes için kaçırılmaması gereken bir yer. Hem eğitici hem de eğlenceli bir deneyim sunuyor. Müzeyi ziyaret etmek, tramvayların tarihini ve Brüksel’in tarihindeki yerini keşfetmek için harika bir fırsat.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 9 euro

Yazar Notu:Brüksel Tramvay Müzesi, yalnızca hafta sonları öğleden sonra açılıyor.

98. Charlier Müzesi

Charlier Müzesi, Brüksel, Belçika’nın Saint-Josse-ten-Noode bölgesinde yer alıyor. 19. yüzyılın sonunda Belçikalı sanatçıların eserlerini sergileyen bu müze, sık sık klasik müzik konserlerine ev sahipliği yapıyor. Müzenin şu anki binası, 1890 yılında bir sanat koleksiyoncusu olan Henri Van Cutsem tarafından satın alındı. Van Cutsem, ünlü mimar Victor Horta’yı binayı yeniden modellemek ve genişletmek için işe aldı. Art Nouveau tarzındaki yenileme 1893 yılında tamamlandı. 1904 yılında Van Cutsem öldü ve evi heykeltıraş Guillaume Charlier’a bıraktı. Charlier 1925 yılında öldüğünde, vasiyetinde evin ve koleksiyonun halka açık bir müze olarak açılmasını istedi. Müze Charlier’in ölümünden üç yıl sonra 1928 yılında açıldı. Charlier Müzesi, sadece bir sanat müzesi olmanın ötesinde, aynı zamanda bir tarih ve kültür merkezi. Müze, ziyaretçilerine 19. yüzyılın sonundaki

Belçika sanatının bir panoramasını sunuyor. Müzede, dönemin en önemli sanatçılarından bazılarının eserleri sergileniyor. Burası, sanatseverler ve tarih meraklıları için kaçırılmaması gereken bir yer. Müzenin koleksiyonu, ziyaretçilere dönemin sanatsal ve kültürel atmosferini hissettiriyor. Ayrıca, müzenin düzenli olarak düzenlediği klasik müzik konserleri, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Charlier Müzesi, hem sanat hem de tarih açısından zengin bir deneyim sunuyor. Bu müze, Brüksel’deki diğer turistik yerler arasında öne çıkan bir yer. Kendine özgü koleksiyonu ve etkinlikleri ile Charlier Müzesi, her ziyaretçinin Brüksel gezisi sırasında görmesi gereken bir yer.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 5 euro

Açık olduğu saatler

  • Hafta sonu kapalı,

  • Pazartesi-Perşembe, 12.00-17.00

  • Cuma, 10.00-17.00 arasında açık

99. Sewer Müzesi

Brüksel’deki Sewer Museum, şehrin altındaki gizli dünyayı keşfetmek için benzersiz bir fırsat sunuyor. Bu müze, Brüksel’in kanalizasyon sistemini ve bu sistemlerin şehrin tarihindeki rolünü anlamanı sağlıyor. Müze, ziyaretçilere şehrin altındaki bu büyülü dünyayı keşfetme şansı veriyor. Kanalizasyon sistemi, Brüksel’in tarihinde önemli bir rol oynadı ve bu müze, bu tarihi birinci elden deneyimleme fırsatını seninle buluşturuyor. Müze, ziyaretçilere kanalizasyon sistemlerinin nasıl çalıştığını ve bu sistemlerin şehrin işleyişinde ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Ayrıca, müze ziyaretçilere kanalizasyon sistemlerinin tarihini ve bu sistemlerin zaman içinde nasıl geliştiğini anlatıyor. Burada

Sen Nehri’nin sırlarını keşfedip, Brüksel’deki günlük su yönetimi, kanalizasyonların inşası ve yeniden inşası, kanalizasyon işçisinin mesleği ve kanalizasyonların kentsel efsaneleri hakkında daha fazla bilgi edinebilirsin. Ardından hala hizmet veren bir kolektör kanalizasyonuna girebilirsin.

Brüksel’deki Sewer Museum, ziyaretçilere şehrin altındaki dünyayı keşfetme ve kanalizasyon sistemlerinin tarihini ve önemini anlama fırsatı sunuyor. Bu müze, Brüksel’in altındaki gizli dünyayı keşfetmek için benzersiz bir destinasyon.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 10 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi günleri kapalı, diğer günler 10.00-17.00 saatleri arasında açık

Yazar Notu: Müze, her ayın ilk Pazar günü giriş ücretsiz olarak gezilebiliyor.

100. World of Mind

World of Mind, senin için bir keşif yolculuğu olacak. Her adımımda yeni bir düşünce, yeni bir fikirle karşılaşacağın bir dünyada zihnin derinliklerine dalmanın ve bilinmeyenin sınırlarını zorlamanın mümkün olduğu bir yerde harika vakit geçirebilirsin. Burası, düşüncelerin ve fikirlerin özgürce dolaştığı bir alan. Her köşede, yeni bir bakış açısı, yeni bir anlayış bulunuyor. Burada, zihnin en derin köşelerine ulaşmak ve orada saklanan bilgelikleri keşfetmek mümkün. World of Mind, zihnin labirentlerinde kaybolmak için mükemmel bir yer. Burada, her düşünce bir yolculuğa dönüşüyor. Her fikir, yeni bir maceranın kapısını aralıyor. Burada hem büyükler hem de küçükler için çeşitli atölyeler düzenleniyor ve zihnin sınırları sonuna kadar zorlanıyor. Atölyelerde çeşitli bulmacalar ve farklı etkinlikler ile birlikte kişiye farklı dünyanın kapıları açılıyor.

World of Mind, zihnin derinliklerine dalmanın ve orada saklanan sırları keşfetmenin mümkün olduğu bir yer. Brüksel ziyaretinde bu farklı alanı da ziyaret edebilir, daha önce yaşamadığın bir deneyim yaşayabilirsin.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 17.50 euro

Açık olduğu saatler

  • Her gün 10.00-18.00 saatleri arasında açık

101. Eski Ustalar Müzesi

Eski Ustalar Müzesi, Brüksel’in Kraliyet Bölgesi’nde yer alıyor. Avrupa’nın 15. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar uzanan dönemine ait ressamların eserlerine adanmış bir sanat müzesi. Müze, 1801 yılında Napoleon tarafından kurulmuş bir sanat merkezi olarak biliniyor. Müze, zengin ve yaratıcı bir geçmişi tanıklık eden Eski Ustalar’ın dikkat çekici koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Bu koleksiyonun büyük kısmı, Rogier van der Weyden, Petrus Christus, Dirk Bouts, Hans Memling, Hieronymus Bosch, Lucas Cranach ve Gerard David gibi ustaların eserleriyle öne çıkan eski Güney Hollanda’nın resimlerinden oluşuyor. 16. yüzyıl için, İsyankar Meleklerin Düşüsü veya Bethlehem’de Nüfus Sayımı gibi önemli eserlerle Pieter Bruegel the Elder mükemmel bir şekilde temsil ediliyor. Son olarak, 17. ve 18. yüzyıllar için Flaman Okulu, Peter Paul Rubens, Anthony van Dyck ve Jacques Jordaens ile bulunurken,

Fransız ve İtalyan okulları Simon Vouet, Philippe de Champaigne, Le Lorrain, Jusepe de Ribera, Giovani BattistaTiepolo ve diğerleri tarafından temsil ediliyor. Müze koleksiyonu, Fransız Devrimi sırasında, özellikle dini kurumlardan birçok sanat eseri ele geçirildiğinde ortaya çıktı. Müze, 1801’de Napoleon Bonaparte tarafından kuruldu, ancak 1830’da, Belçika’nın bağımsızlığı ile gerçekten büyük bir kurum haline geldi. 1913’te, de Grez bağışı, koleksiyonu 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar tarihlerden 4 binden fazla kağıt üzerine eser ile zenginleştirdi. Müzede sanal gerçeklik başlığı ile veya başlıksız olarak 360 derece gezinmenizi sağlayan bir 3 boyutlu tur da bulunuyor. Bu tur sayesinde eserlere yakından bakabilir, gigapiksel görüntülere erişebilir veya Bruegel The Elder ve eserleri hakkında bilgi paylaşan uzmanların videolarını izleyebilirsiniz. Bu özellik, müzeyi ziyaret edenler için benzersiz bir deneyim sunuyor.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 10 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi günleri kapalı,

  • Salı-Cuma, 10.00-17.00

  • Hafta sonu, 11.00-18.00 saatleri arasında açık

Yazar Notu:Müze, her ayın ilk çarşamba günü saat 13:00’e kadar ücretsiz olarak gezilebilir.

102. Spontane Sanat Müzesi

Spontane Sanat Müzesi, sanatın en saf haliyle buluştuğu bir yer. Burası, sanatın spontane doğasını gözler önüne seriyor ve ziyaretçilere bu özgür ruhu deneyimleme fırsatı sunuyor. Müze, dünyanın dört bir yanından gelen sanatçıların eserlerini sergiliyor ve her bir eser, sanatçının iç dünyasının bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Müze, sanatseverlerin ve sanatçıların bir araya geldiği bir buluşma noktası. Burada, sanatın sınırlarını zorlayan eserlerle karşılaşabilirsin. Her bir eser, sanatçının duygularını, düşüncelerini ve hayal gücünü yansıtıyor. Bu eserler, ziyaretçilere sanatın çeşitli yönlerini ve derinliklerini gösteriyor. Spontane Sanat Müzesi, sanatın evrensel dilini konuşan bir alan. Burada, sanatın farklı formlarını ve ifade biçimlerini keşfedebilirsin.

Spontane Sanat Müzesi, içerisinde yaklaşık olarak 200 eser sergileniyor. Bunun yanı sıra farklı zaman dilimlerinde buranın konseptine uygun olarak farklı sanatçıların eserlerinin bulunduğu çeşitli sergiler de yapılıyor. Brüksel’de sanatın çeşitli yönlerini ve derinliklerini gösteren bir yer olması nedeniyle de günümüzde pek çok kişi tarafından ziyaret ediliyor. Bu nedenle kenti gezmek amacıyla geldiğinde bu eşsiz yeri mutlaka görmeli ve farklı dünyaların kapılarını aralamalısın.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 4 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazar ve Pazartesi kapalı, diğer günler 13.00-17.00 arasında açık

103. Jean Massart Botanik Bahçesi

Jean Massart Botanik Bahçesi, Brüksel’deki bir cennet. 1922 yılında Jean Massart tarafından kurulan bu bahçe, şehir ve orman arasında bir sığınak. Araştırma, üniversite eğitimi ve bilimsel medyasyon için tasarlanmış canlı koleksiyonları, yaklaşık 2 bin bitki türünü içeriyor. Bahçede, ana aktif bileşenlerine göre sınıflandırılmış 300’den fazla tıbbi ve aromatik bitki türünü içeren bir bahçe bulunuyor. Bu, Belçika’nın en zenginlerinden biri. Evrimsel Bahçe’de, 300’den fazla çiçekli bitki türü, en arkaik özelliklere sahip çiçeklerden en yeni formlara kadar evrimin büyük çizgilerini takip ederek aileye göre toplandığı görülebiliyor. Kültüre alınmış bitkilerin Bahçesi’nde, insan tarafından evcilleştirilmiş bitkiler vahşi kuzenleriyle bir arada bulunuyor. Bahçede ayrıca eski çeşitlerin yetiştirildiği bir meyve bahçesi bulunuyor. Meyve bahçesinde elma, armut, erik, şeftali ve kiraz ağaçları bulunuyor.

Botanik bahçesi, birçok egzotik tür içeriyor, bunların arasında çam ağaçları öne çıkıyor. Bahçe ayrıca, doğal rezerv olarak belirlenmiş bir sulak alanı ve Natura 2000 ağına dahil edilmiş bir alanı bulunuyor. Sarı süsen, büyük atkuyruğu, su nanesi ve bölgenin diğer birçok bitkisi burada doğal olarak gelişiyor, Rouge-Cloître göletlerinin yanındaki kaynakları ve göletlerinin sınırlarını çiziyor. Burada araştırmacılara ayrılmış deneysel parseller de bulunuyor. Bu sayede farklı türlerin de yetiştirilme süreçleri izlenebiliyor.

Jean Massart Botanik Bahçesi, doğa severler için kaçırılmaması gereken bir yer. Eğer sen de botanik bilimine ilgi duyuyorsan ve farklı türleri gözlemekten hoşlanıyorsan buraya gelip, bitkileri inceleyebilirsin.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Ücretsiz

Açık olduğu saatler

  • Her gün 09.30-16.30 saatleri arasında açık

104. Çocuk Müzesi

Brüksel’deki Çocuk Müzesi, çocukların kendilerini ve çevrelerini keşfetmelerine yardımcı olacak interaktif sergiler, atölyeler ve çeşitli dış mekan aktiviteleri sunan bir yer. Müze, çocukların oyun oynayarak ve eğlenerek öğrenmelerini sağlayan bir ortam sunuyor. Müze, çocukların dünyayı ve kendilerini keşfetmelerine yardımcı olacak çeşitli araçları bir araya getiriyor. Sahne ayarları ve dekorlar, ahşap oyuncaklar, atölyeler, çocukların çevrelerini ve kendilerini keşfetmelerine yardımcı olmak için kullanılan araçlardan sadece birkaçı. Her sergi, çocuklar ve yetişkinler arasındaki etkileşimi ve diyalogu teşvik etmek için oyun ve katılımcı bir yaklaşımı hedefliyor.

Çocuk Müzesi, çocukların eğlenirken öğrenmelerini sağlayan bir dizi atölye sunuyor. Bu atölyeler, çocukların yaratıcılıklarını ve hayal güçlerini kullanmalarını teşvik ediyor. Ayrıca, çocukların sosyal becerilerini geliştirmelerine ve yeni arkadaşlar edinmelerine yardımcı oluyor. Müze, çocukların doğum günü partileri ve aile ziyaretleri için ideal bir yer. Çocuklar, müzede unutulmaz bir doğum günü partisi düzenleyebilirler. Ayrıca, müze, çalışanlar ve çocukları için şirket partileri düzenlemek için de mükemmel bir yer.

Brüksel’deki Çocuk Müzesi, kentte özellikle çocuklarla birlikte farklı bir aktivite yapmanı sağlayacak bir yer olabilir. Bu nedenle Brüksel ziyaretinde burayı mutlaka deneyimlemelisin.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Brüksel Kart geçerli

  • 11 euro

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi, Salı, Perşembe, Cuma günleri kapalı,

  • Diğer günlerde 14.30-17.00 arasında açık

105. Cauchie Evi

Brüksel’de sanatın ve tarihin birleştiği bir yer olan Cauchie Evi, 1905 yılında inşa edilmiş ve Art Nouveau tarzının en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Ev, mimar, ressam ve tasarımcı Paul Cauchie tarafından tasarlanana ev, onun özel yeteneği, yapısal mantığın basit bir resimsel çözümle veya en azından saf bir figüratif hipotezle çürütülebileceğini anlamasıydı. Cauchie Evi, Paul Cauchie’nin özel evi ve aynı zamanda bir sanat eseri. Cephesi, dekorasyonu duvarın yüzeyine uygulanan iki veya daha fazla kat boyanın, alttaki katmanların renklerini göstermek için üstteki katmanların kazınmasıyla oluşturulan sgrafitto tekniği ile dikkat çekiyor. Evin içi de birçok kişinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Cauchie ve eşi, evlerini çok sayıda sanat eseriyle doldurmayı başarmış. Bu da ziyaretçilerin aynı zamanda sanatsal anlamda da belirli bir doygunluğa ulaşmalarını sağlıyor.

Cauchie Evi, Brüksel’deki Art Nouveau’nun en güzel çalışmalarından biri olarak kabul ediliyor. Bu ev, sanatseverler ve tarih meraklıları için kesinlikle görülmesi gereken bir yer. Cauchie Evi’ni ziyaret etmek, sanatın ve tarihin birleştiği bu benzersiz mekanda kendinizi kaybetmek demek. Bu ev, sadece bir yapı değil, aynı zamanda bir sanat eseri ve bir tarih parçası.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • 9,5 euro

Açık olduğu saatler

  • Hafta içi kapalı, Hafta sonu ise, 10.00-17.00 saatleri arasında açık

Yazar Notu:Bu müzeyi gezebilmek için önceden rezervasyon yaptırman gerekiyor.

106. Belçika Radyoloji Müzesi

Belçika Radyoloji Müzesi, Brüksel’deki Askeri Hastane’nin radyoloji bölümünde yer alıyor. Kasım 1990’da kurulan bu müze, "X-Işınlarının Keşfi"nin yüzüncü yılını kutlamak ve tıbbi görüntülemenin tarih boyunca nasıl geliştiğini sürekli bir bağlamda göstermek amacıyla oluşturuldu. Müze, radyolojinin mirasını toplamayı, tanımlamayı, onarmayı, saklamayı ve değerlendirmeyi hedefliyor. Bilimsel, teknik ve kültürel gelişmeler hakkında bilgi verebilecek olayları, ekipmanları, çalışmaları, uygulamaları ve kişileri hatırlatıyor. Belçika’nın sivil ve askeri radyolojisinin tarihini gösteriyor. Müze, eski radyoloji uygulamalarının yeniden yapılandırmaları, radyolojinin geçmişinden farklı nesnelerin sergilendiği vitrinler ve tıbbi görüntülemenin farklı yönlerinin zaman içindeki evrimini gösteren posterlerle radyolojik geçmişi gözler önüne seriyor.

Burada, X-ışınlarının ilk keşiflerinden en son gelişmelere kadar tarihin içinde serbestçe dolaşabilme şansına sahipsin. Müze ayrıca, pedagojik, sosyal, kültürel veya eğitici karaktere sahip özel sergiler, konferanslar, didaktik geziler, yayınlar aracılığıyla radyolojinin tanıtımını sağlıyor. Talep üzerine, koleksiyondaki farklı nesneler çeşitli organizasyonlara ödünç verilebilir. Bunlar zaten tarihi sergilere dahil edildi ve özellik filmlerinin sahnelerinde kullanıldı.

Belçika Radyoloji Müzesi, radyolojinin tarihini ve evrimini anlamak için benzersiz bir fırsat sunuyor. Bu müze, tıbbi görüntülemenin geçmişi, bugünü ve geleceği hakkında bilgi edinmek isteyenlerin uğramak isteyeceği bir yer olmayı hak ediyor.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Ücretsiz

Açık olduğu saatler

  • Hafta sonu kapalı, hafta içinde 09.00-15.00 saatleri arasında açık

107. Flaman Yaşamı Arşivi ve Müzesi

Flaman Yaşamı Arşivi ve Müzesi, Brüksel’de Petit Château’nun yakınlarında yer alıyor. Bu müze, Flaman kültürünün ve tarihini ziyaretçilere sunuyor. Müze, Belçika’nın yerel halkı olan Flamanların yaşamının çeşitli yönlerini sergileyen bir dizi sergiye ev sahipliği yapıyor. Sergiler, Flaman sanatı, el sanatları, tarih ve kültür hakkında bilgi veriyor. Müze, ziyaretçilerine Flaman yaşamının geniş bir yelpazesini sunuyor. Sergiler, Flaman sanatı ve el sanatlarından, tarihi olaylara ve kişilere kadar bir dizi konuyu kapsıyor. Her sergi, ziyaretçilere Flaman kültürünün ve tarihini daha iyi anlamalarını sağlayacak bilgiler sunuyor. Müze, aynı zamanda çeşitli etkinliklere ve atölye çalışmalarına da ev sahipliği yapıyor. Bu etkinlikler, ziyaretçilere Flaman kültürünü ve tarihini daha da yakından tanıma fırsatı sunuyor.

Atölye çalışmaları, Flaman el sanatları ve sanatı hakkında pratik deneyimleri bir araya getiriyor. Flaman Yaşamı Arşivi ve Müzesi, Flaman kültürünün ve tarihini keşfetmek isteyen herkes için mükemmel bir durak. Müze, ziyaretçilerine eğitici ve ilham verici bir deneyim sunuyor. Bu müzeyi ziyaret etmek, Flaman yaşamının zenginliğini ve çeşitliliğini keşfetmek için harika bir fırsat.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • Hafta sonu kapalı, hafta içinde, 09.00-16.00 saatleri arasında açık

108. Modern Dini Sanat Müzesi

Modern Dini Sanat Müzesi (MMRA), Koekelberg Bazilikası içinde yer alan, 20. yüzyılın modern ve çağdaş sanatına odaklanan bir müze. Bu eşsiz yer, dini veya manevi temalı eserleriyle dikkat çekiyor. MMRA, günümüzün insanları için eski geleneklerden ilham alan modern ve çağdaş sanata odaklanıyor. Burada, diyalog ve ifade çeşitliliği ön planda yer alıyor. Eserler, Albert Servaes, Constant Permeke tarafından bronzda yapılan İsa heykeli, Georges Rouault’un Miserere adlı litografileri, Gustave Van de Woestijne’nin Çarmıha Geriliş tablosu, Alfred Manessier’in orijinal litografileri, Joan Miró’nun gravürleri ve daha fazlası gibi önemli eserleri içeriyor. Bu koleksiyon, geçtiğimiz yüzyılda Batı Flandreli rahip Jan Ghekiere tarafından oluşturulan uluslararası bir koleksiyonun devamı niteliğinde.

MMRA, sanatseverlere manevi bir yolculuk sunuyor. Koekelberg Bazilikası’nın içindeki bu özel müzeyi ziyaret etmek, modern sanatın dini ve manevi boyutlarına farklı bir bakış açısı kazandırabilir.

Konum Linki

Açık olduğu saatler

  • Pazartesi, salı ve cumartesi günleri kapalı, diğer günler 14.00-16.00 arasında ziyarete açık

109. Jette İlçe Müzesi

Jette İlçe Müzesi, Dielegem Manastırı’nda yer alan bir müze. Bu müze, Brüksel’in Jette ilçesinin tarihini ve kültürel mirasını zengin bir şekilde sergilemesi açısından oldukça önemli bir yere sahip. Dielegem Manastırı’nın tarihi duvarları arasında, ziyaretçilere bölgenin zengin geçmişini keşfetme fırsatı sunuyor. Müze birkaç önemli bölümden oluşuyor. Bu bölümler içerisinde ilçenin tarihine etki eden bazı kalıntılar ve görseller sana eşlik ediyor. 1968 yılında kazılan antik Roma kalıntıları, Jette’nin tarihini aydınlatıyor. Bu eserler, Roma dönemine ait yaşamın izlerini taşıyor. Manastırın eski keşişlerinin yaşamlarına dair anılar ve folklorik öğeler de ziyaretçilere manastırın ruhunu aktarması açısından oldukça önemli bir yere sahip. Müzenin en önemli özelliği, bölgesel tarihle ilgili geniş bir kütüphaneye sahip olması. Bu kütüphane, Jette’nin kiliseleri, çiftlikleri ve yerel yaşamının derinlemesine bir anlayışını sunuyor. Jette’nin geçmişini görsel olarak anlatan resimler, fotoğraflar ve belgeler, müzenin duvarlarını süslüyor.

Jette İlçe Müzesi, okul projeleri, profesyonel araştırmalar veya kişisel ilgi için zengin koleksiyonunu ziyaretçilerin ilgisi ile buluşturuyor. Bu nedenle Brüksel gezisi sırasında ilçe müzesi de ziyaret edilmeye değer alanlar arasında yer alıyor.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Ücretsiz (Geçici sergiler hariç)

Açık olduğu saatler

  • Pazar, perşembe, cuma ve cumartesi günleri kapalı, diğer günler 14.00-16.30 saatleri arasında açık

110. Maximilien Çiftliği

Maximilien Çiftliği, Brüksel’in kalbinde yer alan bir çiftlik. Şehrin hızlı temposundan kaçmak ve doğayla iç içe olmak isteyenler için mükemmel bir yer. Çiftlik, 1987 yılında inşa edildi. Bu da onu Brüksel’in en eski kentsel çiftliği yapıyor. Yıllar boyunca çeşitli dönüşümler geçirdi ve bugün bir eğitim merkezi, yeşil alan, deneyim merkezi ve topluluk bahçesi olarak hizmet veriyor. Çiftlik, özellikle eğitim amaçlı olmak üzere tasarlandı ve herkese açık olacak şekilde hizmet vermeye devam ediyor. Animasyonlar, atölye çalışmaları ve doğum günü partileri gibi etkinlikler de çiftlik içerisinde düzenleniyor.

Çiftlikteki hayvanları görmek, onlarla etkileşime geçmek ve çiftlik hayatını deneyimlemek, ziyaretçilere eşsiz bir an sunuyor. Çiftlik, şehir merkezindeki bu yeşil mekan, doğayı ve çevreyi daha iyi anlamak ve takdir etmek için mükemmel bir fırsat sunuyor. Çiftlik, ziyaretçilere sürdürülebilir yaşam hakkında bilgi verirken, aynı zamanda onlara doğayla daha yakından bağlantı kurma noktasında destek oluyor. Maximilien Çiftliği, şehir yaşamının hızına mükemmel bir karşıtlık sunuyor. Burası, doğayı keşfetmek, hayvanları gözlemlemek ve sakin bir ortamda rahatlamak için ideal bir yer. Bu çiftlik, şehirde yaşayan herkesin doğayla bağlantı kurabileceği bir yer. Kendine özgü bir atmosferi var ve ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Maximilien Çiftliği, şehir merkezindeki bu yeşil cennet, hem yerel halkın hem de turistlerin keyifli bir zaman geçirebileceği bir yer. Eğer Brüksel’in hareketli yaşamından sıkıldıysan ve kendini doğaya ve hayvanların olduğu bir yere atmak istiyorsan bu harika yere gelip, hoşça vakit geçirebilir, gezine kısa bir mola verebilirsin.

Konum Linki

Giriş ücreti

  • Ücretsiz

Açık olduğu saatler

  • Hafta sonu kapalı, hafta içi ise, 10.00-16.30 arasında açık

Sana bir sonraki rota önerimiz ise Amsterdam. Amsterdam’da gezilecek yerler için tıkla!


ipekincir
İpek İncir
361 Yazı
Marmara Üniversitesi Reklam bölümünde yüksek lisans yaptı. Eğitimini tamamlamak için bir süre Londra’ya gitti. Otomotiv, sağlık, turizm sektörü gibi birçok farklı alanda içerik üretti. Şimdi ise Enuygun ekibinin bir parçası olarak seyahat yazıları yazıyor.
Yorum Yap
Yorumlar
Bu yazı için henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorumu yapan sen ol.
Uzman Yazarlar

10 milyondan fazla kullanıcı, seyahatini Enuygun’la planlıyor!

Hemen İndir

App Store'dan

indirin

Google Play

'DEN ALIN

AppGallery

ile KEŞFEDİN