Türkiye’nin saklı hazinelerinden biri olan Karahayıt termal suları, şifalı çamurları ve doğal güzellikleriyle adeta bir açık hava sağlıklı yaşam merkezi. Pamukkale’ye sadece birkaç kilometre mesafede bulunan bu küçük ilçe, kendine has kırmızı termal su kaynakları ve huzurlu atmosferiyle yılın her dönemi ziyaretçilerini ağırlıyor.
Kültürel miras, doğa yürüyüşleri ve termal deneyimlerle dolu bir tatil için Karahayıt, her yaştan gezginin ilgisini çekiyor. Sadece bedenini değil, ruhunu da dinlendirecek bu bölgeye gelmeden önce Karahayıt’ta yapılacaklar listemize göz gezdirerek planını yapabilirsin.
Karahayıt demek kaplıca demek. Burada dinlenmek, bedenini ve ruhunu yenilemek için eşsiz bir fırsat bulabilirsin. Dünyaca ünlü Pamukkale travertenlerinin yakınında yer alan Karahayıt’ta bulunan kaplıcalar, kendine özgü kırmızı renkli termal sularıyla öne çıkıyor.
Karahayıt'ın termal suları, 42 derece ile 58 derece arasında değişen sıcaklıklarda kaynağından çıkıyor. Bu sıcaklık aralığı, kas ve eklem ağrılarının hafifletilmesinde, romatizma, artrit ve fibromiyalji gibi kronik ağrıların azaltılmasında etkili olabiliyor. Ayrıca, cilt sağlığını iyileştirerek, cilt hastalıklarının tedavisinde iyileştirici etkisinin olduğu düşünülüyor.
Karahayıt Kaplıcaları'nda dinlenirken, çevredeki doğal güzelliklerin tadını çıkarabilirsin. Pamukkale Travertenleri'ne yakın konumuyla, bu eşsiz beyaz cenneti ziyaret edebilirsin. Ayrıca, Hierapolis Antik Kenti'ni keşfederek tarihin derinliklerine yolculuk yapabilirsin.
UNESCO listesinde yer alan Pamukkale travertenlerinde yürümek, doğanın sunduğu en büyüleyici deneyimlerden biri. Bembeyaz traverten terasları, termal suların binlerce yıl boyunca oluşturduğu eşsiz bir manzara sunuyor. Bu doğal oluşumlar, kalsiyum karbonatın zamana meydan okuyan etkisiyle meydana geldi.
Travertenlerin üzerinde çıplak ayakla yürümek, hem kültürel hem de doğal bir yolculuğa çıkarıyor. Ayaklarının altında hissedeceğin yumuşak kireçtaşı dokusu ve termal suların serinliği, benzersiz bir his verebiliyor.
Pamukkale'nin terasları, gün doğumu ve gün batımında altın ve pembe tonlarına bürünüyor. Bu saatlerde yürüyüş yapmak, manzaranın büyüsünü daha da artırıyor. Ayrıca, travertenlerin eşsiz manzarasında gün batımı ve gün doğumu saatlerinde oluşan ışık oyunlarından faydalanarak enfes fotoğraflar da çekebilirsin.
Hierapolis Antik Kenti'nin kalıntılarıyla çevrili olan travertenler, tarihi dokuyu da hissettiriyor. Antik havuzlarda yüzebilir veya travertenler üzerinde yürüyerek manzaraların keyfini çıkarabilirsin. Bu sayede, antik dünyanın izlerini sürerken doğanın mucizesine tanıklık edebilirsin.
MüzeKart ile ücretsiz
MüzeKart’sız giriş 700 TL
Açık olduğu saatler
Her gün 08.00-17.00 saatleri arasında açık
Karahayıt'a geldiğinde, Hierapolis Antik Kenti'ni keşfetmek, seni büyüleyici bir yolculuğa çıkaracak. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan bu antik kent, tarih ve doğanın muhteşem bir birleşimini sunuyor. MÖ 2. yüzyılda Bergama Kralı II. Eumenes tarafından kurulan bu kent, adını Bergama'nın kurucusu olarak bilinen Telephos'un karısı Hiera'dan (Amazonların kraliçesi) alıyor.
Antik dönemde termal suları ve şifalı kaynaklarıyla ünlü olan bu kent, aynı zamanda bir sağlık merkezi olarak hizmet verdiği biliniyor. Günümüzde de bu şifalı suların keyfini çıkarabilirsin. Antik kentin en etkileyici yapılarından biri, muhteşem tiyatrosu. Yamaçta inşa edilmiş bu tiyatro, yaklaşık 12 bin kişilik kapasitesiyle Roma dönemi mimarisinin zarafetini yansıtıyor. Sahne dekorasyonları ve oturma düzeni, o dönemin sanatsal ve mühendislik becerilerini gözler önüne seriyor.
Hierapolis'te ayrıca geniş bir nekropol alanı bulunuyor. Bu mezarlık alanı, farklı dönemlere ait lahitler ve mezar anıtlarıyla dolu. Bu da kentin geçmişte ne kadar önemli bir yerleşim yeri olduğunu gösteriyor. Ayrıca, Aziz Philippus'un burada şehit edildiğine inanılıyor ve ona adanmış bir kilise kalıntısı da mevcut. Hierapolis Arkeoloji Müzesi'ni de ziyaret etmeyi unutma.
MüzeKart ile ücretsiz
MüzeKart’sız giriş 700 TL
Shuttle hizmeti 40 TL
Açık olduğu saatler
Her gün 08.00-17.00 saatleri arasında açık
Karahayıt'ı ziyaret ettiğinde, sıcak hava balonu turu deneyimi de yaşayabilirsin. Bu eşsiz macera, sana bölgenin doğal ve tarihi güzelliklerini kuşbakışı izleme fırsatı sunuyor. Gökyüzünde yükselen balonlar, Pamukkale'nin beyaz travertenleri ve Hierapolis Antik Kenti'nin kalıntıları üzerinde süzülüyor.
UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Pamukkale'nin travertenlerine yukarıdan bakarak büyüleyici bir görüntü ile baş başa kalabilirsin. Balon turu sırasında, Menderes Vadisi'nin eşsiz manzaraları da seni bekliyor. Yükseldikçe, vadinin yemyeşil doğası ve çevredeki dağların ihtişamı gözler önüne seriliyor.
Kişi başı ortalama 3.500 TL
Pamukkale'nin hemen yanı başındaki Dinamit Tepesi'nden yaklaşık 400 metre yükseklikten profesyonel pilotlar eşliğinde havalanarak, Pamukkale Travertenleri, Hierapolis Antik Kenti ve çevresini kuşbakışı izleyebilirsin.
Uçuş sırasında, beyaz travertenlerin büyüleyici manzarası ve antik kentin tarihi dokusu seni adeta başka bir dünyaya götürecek. Yaklaşık 15-20 dakika süren bu heyecan verici deneyim, adrenalin tutkunları için vazgeçilmez olacak.
Kişi başı ortalama 2.500 TL
Denizli'nin 6 kilometre kuzeyinde yer alan bu antik kent, MÖ 3. yüzyılda Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından eşi Laodike adına kurulduğu biliniyor. Laodikya, antik dönemin en önemli ticaret ve kültür merkezlerinden biri olmuş bir şehir. Kentteki büyük tiyatro, yaklaşık 20 bin kişilik kapasitesiyle dönemin sanatsal etkinliklerine ev sahipliği yapmayı başardı. Bu tiyatroda dolaşırken, antik çağın atmosferini rahatlıkla hissedebilirsin.
Ayrıca, Laodikya'da Anadolu'nun en büyük stadyumlarından biri bulunuyor. 350 metre uzunluğundaki bu stadyum, antik spor müsabakalarının merkezi olarak görev yaptı. Burada yürürken, geçmişin heyecan dolu yarışmalarını hayal edebilirsin. Antik kentin sütunlu caddelerinde yürürken, dönemin mimari zarafetini ve estetiğini yakından gözlemleyebilirsin. Anıtsal çeşmeler, tapınaklar ve agoralar, Laodikya'nın zengin kültürel mirasını gözler önüne seriyor.
Yabancı misafirler için kişi başı 440 TL
MüzeKart ile ücretsiz.
Açık olduğu saatler
Her gün 08.00-17.00 saatleri arasında açık
Karahayıt'a geldiğinde, Halıcı Ahmet Urkay Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'ni ziyaret etmelisin. Bu müze, Denizli'nin ilk özel müzesi olarak 2016 yılında açıldı. Kurucusu Ahmet Urkay, 60 yılı aşkın süredir topladığı eserleri burada sergiliyor.
Müze, yaklaşık 2 bin metrekarelik bir alanda, arkeolojik ve etnografik eserlerin yanı sıra fosiller, sikkeler ve el yazmaları gibi özel parçaları barındırıyor. Özellikle 19. ve 20. yüzyıllara ait Anadolu ve Türkmenistan el dokuması halıları dikkat çekiyor. Ziyaretin sırasında, iki milyon yıl öncesine ait fil, yengeç ve yaprak fosillerini görebilirsin. Ayrıca, M.Ö. 3000 yılına kadar uzanan arkeolojik eserler de sergileniyor. Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait taş, pişmiş toprak, cam ve bronz eserler arasında kandiller, testiler, koku şişeleri ve takılar bulunuyor.
Etnografya bölümünde ise el yazması Kur'an-ı Kerim'ler, yazı takımları, el işlemeleri, seramikler, bakır mutfak eşyaları, kahve takımları, ziller, çanlar, anahtarlar, Osmanlı kılıç ve tüfekleri, teraziler, saatler, gramofonlar ve fotoğraf makineleri sergileniyor. Ayrıca, çok sayıda halı ve kilim de görülebilir. Müze bahçesinde ise çeşme taşları, ocak taşları, kuyu ağızlıkları, dibekler ve diğer taş eserler yer alıyor.
Kişi başı 60 TL
MüzeKart geçmiyor
Açık olduğu saatler
Pazar günleri kapalı
Diğer günler 08.00-17.00 saatleri arasında açık
Karahayıt, Ege ve İç Anadolu mutfaklarının lezzetli bir birleşimini sunar. Özellikle taze otlar ve zeytinyağlı yemekler, bölgenin mutfak kültüründe önemli bir yer tutuyor. Karahayıt'ta Denizli’nin ünlü yemeği tandır kebabı mutlaka denemen gereken lezzetler arasında yer alıyor. Özel ocakta pişirilen etler damak zevkine yeni tatlar ekliyor. Bununla birlikte yen böreği, zeytinyağlı patlıcan gömme gibi lezzetleri de deneyimleyebilirsin.
Karahayıt, sadece termal sularıyla değil, aynı zamanda doğal güzellikleriyle de ünlü. Doğa yürüyüşleri sırasında karşılaşacağın şelaleler, kanyonlar ve yemyeşil alanlar, fotoğraf tutkunları için adeta bir cennet. Özellikle Karahayıt Şelalesi ve Kanyonu, hem yürüyüş hem de fotoğraf çekimi için ideal bir rota sunuyor
Gün doğumu ve gün batımının büyüleyici renkleri, termal suların oluşturduğu doğal oluşumlar ve zengin bitki örtüsü, balonların süzülüşü fotoğraf makineni elinden düşürmene izin vermeyecek.
Karahayıt'ta bulunuyorsan ve doğayla iç içe serin bir kaçamak arıyorsan, Ağlayan Kaya Yeşildere Şelalesi seni bekliyor. Denizli'nin Çal ilçesine bağlı Sakızcılar Köyü'nde yer alan bu şelale, yaklaşık 55 metre yükseklikten dökülen sularıyla büyüleyici bir manzara sunuyor.
Şelalenin çevresi, asırlık çınar ağaçları ve rengarenk çiçeklerle bezeli. Burada, suyun serinliği ve kuş cıvıltıları eşliğinde huzur dolu anlar yaşayabilirsin. Yazın en sıcak günlerinde bile şelalenin serin suları seni ferahlatacak. Ayrıca, şelalenin döküldüğü alanda yetiştirilen alabalıkların tadına bakma fırsatın da var. Bölgedeki tesislerde yetiştirilen taze alabalıktan hazırlanan lezzetleri deneyebilirsin.
Kenti gezmek için sana rehberlik edecek Denizli’de gezilecek yerler yazımıza da göz atmanı öneririz.