İzmir şehrine bağlı Karaburun ilçesi, Türkiye’nin en büyük yarımadası olan Karaburun Yarımadası’nın merkezinde yer alıyor ve Ege’nin gizli cennetlerinden biri. El değmemiş doğası, eşsiz güzellikteki koyları, muhteşem plajları ve solunum yolu rahatsızlıklarına iyi gelen tertemiz havasıyla Karaburun, doğanın içinde harika zamanlar geçirme fırsatı veriyor. Önü muhteşem deniz manzarası, arkası ise el değmemiş çam ormanları ile çevrili Karaburun’da hem rahatça dinlenebilir hem de çeşitli aktivitelere katılıp eğlenerek harika bir tatil geçirebilirsiniz. Antik çağlardan beri insanlara şifa dağıtan bitkilere ev sahipliği yapan Karaburun, ülkemizin en bozulmamış yerlerinden biri. Dolayısıyla konaklayabileceğiniz İzmir otelleri, huzurlu ve sakin bir tatil vadediyor. Karaburun Yarımadası ise floristik açıdan oldukça zengin ve barındırdığı endemik bitki türlerinden dolayı ülkemizin nadir bölgelerinden biri olarak kabul ediliyor.
Karaburun gezinizde denizin tadını çıkarmak için pek çok harika yer göreceksiniz, çünkü bu yarımadanın her yerinden denize girilebiliyor. Karaburun’un her yerinde deniz suyu çok temiz ve hiç çekinmeden canınızın istediği bir yerde yüzebilirsiniz. Harika bir yüzme deneyimi yaşayacağınız Akvaryum Plajı ve Bodrum Plajı, mavi bayrak ödülüne sahip yerler. Ayrıca Kuyucak ve Mimoza plajları da bu Karaburun’da yüzebileceğiniz mavi bayrak ödülüne aday olmuş güzel plajlar arasında.
Karaburun’un tarihi çok eski dönemlere kadar uzandığı için burada yapılan arkeolojik kazılarda tarih öncesi dönemlere ait taş el baltalar ve ilkel çanak çömlekler bulundu. Antik çağlarda günümüze kadar Karaburun’da Yunan, Roma, Pers, Hitit, Bizans gibi birçok medeniyetin bıraktığı muhteşem eserler görebilirsiniz. Hadrian Tapınağı, Kazak Vadisi, Kolophon, Lebedos ve Belevi Mozolesi mutlaka görmeniz gereken yerler arasında. Siren Kayalıkları ise Karaburun’da hem yerli hem de yabancı turistlerin en çok ilgisini çeken yer. Karaburun’a çok yakın olan Foça ilçesinde bulunan bu ilginç kayalıklar, Yunan yazar Homeros’un dünyaca ünlü destanı Odysseia’da bile geçiyor.